Can Şen | Bartın University (original) (raw)
Papers by Can Şen
Bu kitabın tüm hakları ASTANA YAYINLARI yayınevine aittir. Kitap ticari bir kar amacı gütmemektedir.
Şair, oyuncu ve yönetmen Turgay Kantürk, 1980 kuşağı Türk şiirinin önemli isimlerinden birisidir.... more Şair, oyuncu ve yönetmen Turgay Kantürk, 1980 kuşağı Türk şiirinin önemli isimlerinden birisidir. 1991 yılında yayımlanan ilk şiir kitabı İlk Gibi Son ile Behçet Necatigil Şiir Ödülü'nü alan Kantürk, bu kitabında biçime gösterdiği özen ve şiirlerinin içeriğinde görülen Baudelaire etkisiyle kendisine özgün bir yer edinmiştir. İlk Gibi Son'da şairin dikkat çeken kullanımlarından birisi "kim" zamiridir. Kantürk, kitabındaki şiirlerde "kim" zamirini doğrudan ve bu kelimeden türetilmiş başka kelimeler şeklinde kullanmıştır. İlk Gibi Son'daki şiirlerde "kim" zamirinin hem içerik unsuru olarak hem de kâfiye yapmak için bir biçim unsuru olarak kullanılması dikkat çekmektedir. Makalemizde Turgay Kantürk'ün bu kitabında "kim" zamirini nasıl kullandığını örnekler üzerinden irdeleyeceğiz.
Sanat, tarih boyunca insanoğlunun hayatında varlığını sürdüren önemli bir eylemdir. Sanat, yaşamı... more Sanat, tarih boyunca insanoğlunun hayatında varlığını sürdüren önemli bir eylemdir. Sanat, yaşamın bir parçası olarak gerçekleşirken bireylerin sanatı anlamlandırmaya çalıştığı da görülmektedir. Sanatın ne olduğu ya da neyin sanat olduğu, diğer bir deyişle sanatın doğası ve bununla bağlantılı olarak "sanatçı"nın kim olduğu, sanatçıları diğer insanlardan ayıran özellikler insanlık tarihi boyunca merak edilmiş ve bunlar gerek düşünürler gerekse sanatçılar tarafından anlaşılmaya çalışılmıştır. Özellikle modern dönemde sanatın kendisi de sanatın konusu olmuş ve sanatsal üretim süreci çeşitli eserlerde irdelenmiştir. "Sanatçı romanları" anlamına gelen ve Almanca bir terim olan "künstlerroman" ile adlandırılan romanlar edebiyat sahasından buna örnektir. Bu eserler sanatçı merkezî kişilerin işlendiği, konu olarak sanatın odağa alındığı romanlardır. Sanatın binlerce yıllık dallarından biri olan tiyatroda da sanatsal üretim sürecinin ve sanatçıların işlendiği, sanat sorunlarının irdelendiği görülmektedir. Bununla birlikte sanatın ya da sanatçıların işlediği tiyatro eserlerini karşılamak için künstlerroman benzeri bir terim bulunmamaktadır. Makalede bu bağlamda Cumhuriyet dönemi Türk tiyatrosuna sanatçı figürlerinin nasıl yansıdığı, temsil değeri olan üç piyes üzerinden incelenmiştir. Çalışmada Necip Fazıl Kısakürek'in Bir Adam Yaratmak, Haldun Taner'in …Ve Değirmen Dönerdi, Selim İleri'nin Cahide / Ölüm ve Elmas piyesleri inceleme için ele alındı. Bu üç yazarın edebî anlayışları ve yazma tarzları birbirinden farklı olsa da eserlerindeki sanatçı figürler bazı benzerlikler taşımaktadırlar. Çalışmada bu doğrultuda belirtilen piyesler üzerinden farklı sanat dallarından üç sanatçının yaşamını, üretme süreçlerini ve sorunlarını bu üç yazarın nasıl işlediği irdelendi. Bu eserlerden Bir Adam Yaratmak'ta bir yazar, …Ve Değirmen Dönerdi'de bir ressam, Cahide / Ölüm ve Elmas'ta bir oyuncu merkezî kişi olarak okuyucu/seyirci karşısına çıkmaktadır. Seçilen piyeslerdeki bu farklı sanatçı figürlerinin ortak noktası ise sanat hayatlarında ve özel yaşamlarında sorunlar yaşamaları, sanat ile hayat arasında sıkışmalarıdır. Bu yüzden incelenen sanatçı figürlerinin alanlarında başarılı olsalar bile sanatın onlara mutluluk getirmediği görülmektedir. İncelenen üç yazar, piyeslerinde ele aldıkları sanatçı figürlerinin toplum karşısında yaşadıkları sorunları belirgin bir şekilde işlemişlerdir. Bu da sanat hayatının güçlüklerini göstermesi bakımından anlamlıdır.
Bu baskının bütün hakları yazarına ve yayıncısına aittir. Yazarın yazılı izni olmaksızın, kitabın... more Bu baskının bütün hakları yazarına ve yayıncısına aittir. Yazarın yazılı izni olmaksızın, kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz.
All rights of this book belong to Iksad Global-2023. Without permission can't be duplicate or cop... more All rights of this book belong to Iksad Global-2023. Without permission can't be duplicate or copied. Authors of chapters are responsible both ethically and juridically.
Международная научно-практическая конференция «Наука. Образование. Культура» 32-ая годовщина Комр... more Международная научно-практическая конференция «Наука. Образование. Культура» 32-ая годовщина Комратского государственного университета ______________________________________ 2 Главный редактор и составитель: Сулак С.К., доктор филологических наук, конференциар университар, КГУ Члены редакционной коллегии: Банкова И.Д., доктор филологических наук, конференциар университар, КГУ Бойкова Л.В., доктор филологических наук, конференциар университар, КГУ Кирдякин А.А., доктор филологических наук, конференциар университар, КГУ Технический редактор: Лупашку С.И., университетский ассистент, КГУ Публикации в сборнике носят аналитический, информационный или справочный характер. За достоверность сведений, изложенных в статьях, ответственность несут авторы публикаций. Мнение редакционной коллегии может не совпадать с мнением авторов. При перепечатывании ссылка на материалы конференции обязательна. Издание охраняется Законом РМ об авторском праве. Любое воспроизведение материалов, размещенных в сборнике, как на бумажном носителе, так и в виде ксерокопирования, сканирования и размещение в Интернете без согласия издателя, запрещается.
Tiyatro ve dram sanatları büyük ölçüde "mimesis" (gösterme) sanatı olarak kabul edilmekle beraber... more Tiyatro ve dram sanatları büyük ölçüde "mimesis" (gösterme) sanatı olarak kabul edilmekle beraber tiyatroda ve diğer dramatik türlerde "diegesis" de (anlatma) görülmektedir. Bununla beraber dramatik türlerin kendine özgü özellikleri sebebiyle diegesis/anlatma daha geri plandadır. Tiyatro ve dram sanatı incelemelerinde diegesis daha ziyade mekân kullanımıyla bağlantılı olarak "diegetik mekân" (bahsedilen/anlatılan mekân) kavramında görülmektedir. Makalede ilk olarak diegesis ve diegetik mekân kavramları üzerinde durulduktan sonra mekân ve olaylar gibi bazı kişilerin de, somut olarak şahıs kadrosunda yer almak dışında, sadece anlatmayla piyeslere dâhil olabildikleri gösterilmeye çalışıldı. Bununla bağlantılı olarak, eserlerin şahıs kadrosunda yer almayan, diğer şahısların anlatımıyla piyeslere Geliş tarihi (
Tufan Erhürman'ın "Yozlaşma" Romanında Üstkurmaca Tekniği Metafiction Technique in The "Yozlaşma"... more Tufan Erhürman'ın "Yozlaşma" Romanında Üstkurmaca Tekniği Metafiction Technique in The "Yozlaşma" Novel of Tufan Erhürman Can ŞEN * Öz Tufan Erhürman (d. 1970), Kıbrıs Türk edebiyatının çağdaş yazarlarından birisidir. Hukukçu, akademisyen ve siyasetçi kimliklerinin yanı sıra 2000'li yıllarda Yüzleşme, Yozlaşma ve Yazışma adlı üç roman yayımlamıştır. Bu romanlarda 1990 sonrasında Kıbrıs Türk romanında görülmeye başlanan postmodern yönelim belirgindir. Kadınerkek ilişkilerinin merkezde olduğu romanlarında Erhürman; Kıbrıs meselesi, Kıbrıs Türk siyaset kurumu, Kıbrıs Türklerinin toplumsal sorunları gibi sosyal temaları da işlemiştir. Romanlarında otobiyografik unsurlara da yer veren Tufan Erhürman, makalemizde ele alacağımız ikinci romanı Yozlaşma'da postmodern bir anlatım tekniği olan "üstkurmaca"dan yararlanmıştır. Böylece romanın yazılış sürecini ve yazarın bu süreç içerisindeki üretme sancılarını da esere taşımıştır. Romanın belli yerlerinde bu şekilde edebî üretim sürecine değinilmesi bir bakıma eserin kurgusallığını / bir sanat eseri oluşunu vurguladığı için okuyucunun gerçeklik algısına etki etmektedir. Yazar bu şekilde eserinde hem yazma sürecini romanın konusu hâline getirme imkânı bulmuş hem de gerçeklik algısı üzerinde bir belirsizlik oluşturarak romanın postmodern yönünü güçlendirmiştir. Çalışmamızda bu bağlamda yazarın Yozlaşma'da üstkurmaca tekniğini nasıl kullandığını irdeleyeceğiz.
Edebiyatı şekillendiren temel dinamiklerden birisi ideolojilerdir. Yazarların ve şairlerin dünya ... more Edebiyatı şekillendiren temel dinamiklerden birisi ideolojilerdir. Yazarların ve şairlerin dünya görüşleri ya da ideolojileri reddeden apolitik tutumları, ele aldıkları konunun işlenişini ve sunuluşunu ciddi anlamda etkilemektedir. Milliyetçilik de önemli ideolojilerden biri olarak edebiyatı etkilemekte, şekillendirmektedir. Bu çalışmada Kıbrıs Türk edebiyatının önemli şairlerinden olan ve iki kez Nobel Edebiyat Ödülü'ne aday gösterilen Osman Türkay'ın (1927-2001) ilk şiir kitabı 7 Telli'de (1959) yer alan "Türkiye" şiiri milliyetçilik ve Türkiye algısı açısından incelenecektir. Şairin 1951'den 1958'e kadarki Türkiye ve İngiltere izlenimlerinin bir yansıması olan bu şiir, başındaki epigraflardan itibaren Türkay'ın milliyetçilik algısını ve bu doğrultuda o yıllarda İngiliz sömürgesi olan Kıbrıs'tan bağımsız Türkiye'ye bakışını somutlaştırması açısından önemlidir.
1940'lı yılların ikinci yarısında Varlık, İstanbul Kültür, Kaynak gibi dönemin önemli edebî dergi... more 1940'lı yılların ikinci yarısında Varlık, İstanbul Kültür, Kaynak gibi dönemin önemli edebî dergilerinde yoğun bir şekilde şiir yayımlayan ve Arka Sokak (Turhan Gürkan'la beraber) ile Fener Bekçisi olmak üzere iki şiir kitabı çıkaran Nezih Cansel (1921-1997) bugün için unutulmuş bir şairdir. Makalemizde Nezih Cansel'in 1945'ten itibaren dergilerde yayımladığı şiirleri tespit edilmeye çalışılmış ve bu şiirler kitaplarındakilerle beraber incelenmiştir. İnceleme esnasında Cansel'in şiirleri geçirdiği değişimler bakımından ele alınmıştır. Eser verdiği kısa süre içerisinde poetik olarak iki kez değişim geçiren Cansel'in şiirleri buna bağlı olarak üç döneme ayrılmaktadır. Şairin geçirdiği bu değişimlerde Garip hareketi ve Attilâ İlhan etkili olmuştur. Cansel'in şiirlerini incelerken bu etkileri göstermeye çalışarak etkilendiği şiir anlayışlarıyla bağlantılı olarak şiirlerinin biçim ve içerik açısından nasıl değiştiğini de ortaya koymayı hedefledik. Çalışmamız ile bu şekilde Cansel'in şiir dünyasını bütüncül bir şekilde değerlendirmeyi amaçladık.
Öz 19. yüzyılda yeni bir sanat olarak doğan sinema, kendisinden önce var olan farklı sanatların i... more Öz 19. yüzyılda yeni bir sanat olarak doğan sinema, kendisinden önce var olan farklı sanatların imkânlarından yararlanmıştır ve günümüzde de yararlanmaya devam etmektedir. Sinemanın çeşitli ölçülerde yararlandığı sanatların başında edebiyat gelmektedir ve bu sebeple sinema-edebiyat ilişkisi üzerine pek çok çalışma yapılmıştır. Daha ziyade edebiyat eserlerinden (özellikle de romanlardan) uyarlama yoluyla çekilen filmlere odaklanan bu çalışmalarda senaryonun bağımsız bir tür olup olmayacağı konusu ve senaryoların edebî boyutu büyük ölçüde ihmal edilmiştir. Makalemizde, bu doğrultuda, ilk olarak sinemanın önemli unsurlarından biri olan senaryo metinlerinin edebiyat ve tiyatro ile olan ilişki üzerinde durarak, bu metinlerin edebî bir tür sayılıp sayılamayacağını tartışacağız. Bunun ardından senaryoların edebî açıdan nasıl incelenebileceği sorusuna eğileceğiz. Bu bağlamda, daha özel olarak, senaryoların edebî açıdan incelenmesinde anlatıcı unsurunun nasıl irdelenmesi gerektiğini kitap olarak yayımlanan ve aynı zamanda filme de çekilen beş senaryo örneği üzerinden göstermeye çalışacağız. Böylelikle senaryoların edebî olarak incelenebileceğini ortaya koyarak bu doğrultuda yapılacak yeni çalışmalara katkıda bulunmayı amaçlamaktayız.
Bu kitabın tüm hakları ASTANA YAYINLARI yayınevine aittir. Kitap ticari bir kar amacı gütmemektedir.
Şair, oyuncu ve yönetmen Turgay Kantürk, 1980 kuşağı Türk şiirinin önemli isimlerinden birisidir.... more Şair, oyuncu ve yönetmen Turgay Kantürk, 1980 kuşağı Türk şiirinin önemli isimlerinden birisidir. 1991 yılında yayımlanan ilk şiir kitabı İlk Gibi Son ile Behçet Necatigil Şiir Ödülü'nü alan Kantürk, bu kitabında biçime gösterdiği özen ve şiirlerinin içeriğinde görülen Baudelaire etkisiyle kendisine özgün bir yer edinmiştir. İlk Gibi Son'da şairin dikkat çeken kullanımlarından birisi "kim" zamiridir. Kantürk, kitabındaki şiirlerde "kim" zamirini doğrudan ve bu kelimeden türetilmiş başka kelimeler şeklinde kullanmıştır. İlk Gibi Son'daki şiirlerde "kim" zamirinin hem içerik unsuru olarak hem de kâfiye yapmak için bir biçim unsuru olarak kullanılması dikkat çekmektedir. Makalemizde Turgay Kantürk'ün bu kitabında "kim" zamirini nasıl kullandığını örnekler üzerinden irdeleyeceğiz.
Sanat, tarih boyunca insanoğlunun hayatında varlığını sürdüren önemli bir eylemdir. Sanat, yaşamı... more Sanat, tarih boyunca insanoğlunun hayatında varlığını sürdüren önemli bir eylemdir. Sanat, yaşamın bir parçası olarak gerçekleşirken bireylerin sanatı anlamlandırmaya çalıştığı da görülmektedir. Sanatın ne olduğu ya da neyin sanat olduğu, diğer bir deyişle sanatın doğası ve bununla bağlantılı olarak "sanatçı"nın kim olduğu, sanatçıları diğer insanlardan ayıran özellikler insanlık tarihi boyunca merak edilmiş ve bunlar gerek düşünürler gerekse sanatçılar tarafından anlaşılmaya çalışılmıştır. Özellikle modern dönemde sanatın kendisi de sanatın konusu olmuş ve sanatsal üretim süreci çeşitli eserlerde irdelenmiştir. "Sanatçı romanları" anlamına gelen ve Almanca bir terim olan "künstlerroman" ile adlandırılan romanlar edebiyat sahasından buna örnektir. Bu eserler sanatçı merkezî kişilerin işlendiği, konu olarak sanatın odağa alındığı romanlardır. Sanatın binlerce yıllık dallarından biri olan tiyatroda da sanatsal üretim sürecinin ve sanatçıların işlendiği, sanat sorunlarının irdelendiği görülmektedir. Bununla birlikte sanatın ya da sanatçıların işlediği tiyatro eserlerini karşılamak için künstlerroman benzeri bir terim bulunmamaktadır. Makalede bu bağlamda Cumhuriyet dönemi Türk tiyatrosuna sanatçı figürlerinin nasıl yansıdığı, temsil değeri olan üç piyes üzerinden incelenmiştir. Çalışmada Necip Fazıl Kısakürek'in Bir Adam Yaratmak, Haldun Taner'in …Ve Değirmen Dönerdi, Selim İleri'nin Cahide / Ölüm ve Elmas piyesleri inceleme için ele alındı. Bu üç yazarın edebî anlayışları ve yazma tarzları birbirinden farklı olsa da eserlerindeki sanatçı figürler bazı benzerlikler taşımaktadırlar. Çalışmada bu doğrultuda belirtilen piyesler üzerinden farklı sanat dallarından üç sanatçının yaşamını, üretme süreçlerini ve sorunlarını bu üç yazarın nasıl işlediği irdelendi. Bu eserlerden Bir Adam Yaratmak'ta bir yazar, …Ve Değirmen Dönerdi'de bir ressam, Cahide / Ölüm ve Elmas'ta bir oyuncu merkezî kişi olarak okuyucu/seyirci karşısına çıkmaktadır. Seçilen piyeslerdeki bu farklı sanatçı figürlerinin ortak noktası ise sanat hayatlarında ve özel yaşamlarında sorunlar yaşamaları, sanat ile hayat arasında sıkışmalarıdır. Bu yüzden incelenen sanatçı figürlerinin alanlarında başarılı olsalar bile sanatın onlara mutluluk getirmediği görülmektedir. İncelenen üç yazar, piyeslerinde ele aldıkları sanatçı figürlerinin toplum karşısında yaşadıkları sorunları belirgin bir şekilde işlemişlerdir. Bu da sanat hayatının güçlüklerini göstermesi bakımından anlamlıdır.
Bu baskının bütün hakları yazarına ve yayıncısına aittir. Yazarın yazılı izni olmaksızın, kitabın... more Bu baskının bütün hakları yazarına ve yayıncısına aittir. Yazarın yazılı izni olmaksızın, kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz.
All rights of this book belong to Iksad Global-2023. Without permission can't be duplicate or cop... more All rights of this book belong to Iksad Global-2023. Without permission can't be duplicate or copied. Authors of chapters are responsible both ethically and juridically.
Международная научно-практическая конференция «Наука. Образование. Культура» 32-ая годовщина Комр... more Международная научно-практическая конференция «Наука. Образование. Культура» 32-ая годовщина Комратского государственного университета ______________________________________ 2 Главный редактор и составитель: Сулак С.К., доктор филологических наук, конференциар университар, КГУ Члены редакционной коллегии: Банкова И.Д., доктор филологических наук, конференциар университар, КГУ Бойкова Л.В., доктор филологических наук, конференциар университар, КГУ Кирдякин А.А., доктор филологических наук, конференциар университар, КГУ Технический редактор: Лупашку С.И., университетский ассистент, КГУ Публикации в сборнике носят аналитический, информационный или справочный характер. За достоверность сведений, изложенных в статьях, ответственность несут авторы публикаций. Мнение редакционной коллегии может не совпадать с мнением авторов. При перепечатывании ссылка на материалы конференции обязательна. Издание охраняется Законом РМ об авторском праве. Любое воспроизведение материалов, размещенных в сборнике, как на бумажном носителе, так и в виде ксерокопирования, сканирования и размещение в Интернете без согласия издателя, запрещается.
Tiyatro ve dram sanatları büyük ölçüde "mimesis" (gösterme) sanatı olarak kabul edilmekle beraber... more Tiyatro ve dram sanatları büyük ölçüde "mimesis" (gösterme) sanatı olarak kabul edilmekle beraber tiyatroda ve diğer dramatik türlerde "diegesis" de (anlatma) görülmektedir. Bununla beraber dramatik türlerin kendine özgü özellikleri sebebiyle diegesis/anlatma daha geri plandadır. Tiyatro ve dram sanatı incelemelerinde diegesis daha ziyade mekân kullanımıyla bağlantılı olarak "diegetik mekân" (bahsedilen/anlatılan mekân) kavramında görülmektedir. Makalede ilk olarak diegesis ve diegetik mekân kavramları üzerinde durulduktan sonra mekân ve olaylar gibi bazı kişilerin de, somut olarak şahıs kadrosunda yer almak dışında, sadece anlatmayla piyeslere dâhil olabildikleri gösterilmeye çalışıldı. Bununla bağlantılı olarak, eserlerin şahıs kadrosunda yer almayan, diğer şahısların anlatımıyla piyeslere Geliş tarihi (
Tufan Erhürman'ın "Yozlaşma" Romanında Üstkurmaca Tekniği Metafiction Technique in The "Yozlaşma"... more Tufan Erhürman'ın "Yozlaşma" Romanında Üstkurmaca Tekniği Metafiction Technique in The "Yozlaşma" Novel of Tufan Erhürman Can ŞEN * Öz Tufan Erhürman (d. 1970), Kıbrıs Türk edebiyatının çağdaş yazarlarından birisidir. Hukukçu, akademisyen ve siyasetçi kimliklerinin yanı sıra 2000'li yıllarda Yüzleşme, Yozlaşma ve Yazışma adlı üç roman yayımlamıştır. Bu romanlarda 1990 sonrasında Kıbrıs Türk romanında görülmeye başlanan postmodern yönelim belirgindir. Kadınerkek ilişkilerinin merkezde olduğu romanlarında Erhürman; Kıbrıs meselesi, Kıbrıs Türk siyaset kurumu, Kıbrıs Türklerinin toplumsal sorunları gibi sosyal temaları da işlemiştir. Romanlarında otobiyografik unsurlara da yer veren Tufan Erhürman, makalemizde ele alacağımız ikinci romanı Yozlaşma'da postmodern bir anlatım tekniği olan "üstkurmaca"dan yararlanmıştır. Böylece romanın yazılış sürecini ve yazarın bu süreç içerisindeki üretme sancılarını da esere taşımıştır. Romanın belli yerlerinde bu şekilde edebî üretim sürecine değinilmesi bir bakıma eserin kurgusallığını / bir sanat eseri oluşunu vurguladığı için okuyucunun gerçeklik algısına etki etmektedir. Yazar bu şekilde eserinde hem yazma sürecini romanın konusu hâline getirme imkânı bulmuş hem de gerçeklik algısı üzerinde bir belirsizlik oluşturarak romanın postmodern yönünü güçlendirmiştir. Çalışmamızda bu bağlamda yazarın Yozlaşma'da üstkurmaca tekniğini nasıl kullandığını irdeleyeceğiz.
Edebiyatı şekillendiren temel dinamiklerden birisi ideolojilerdir. Yazarların ve şairlerin dünya ... more Edebiyatı şekillendiren temel dinamiklerden birisi ideolojilerdir. Yazarların ve şairlerin dünya görüşleri ya da ideolojileri reddeden apolitik tutumları, ele aldıkları konunun işlenişini ve sunuluşunu ciddi anlamda etkilemektedir. Milliyetçilik de önemli ideolojilerden biri olarak edebiyatı etkilemekte, şekillendirmektedir. Bu çalışmada Kıbrıs Türk edebiyatının önemli şairlerinden olan ve iki kez Nobel Edebiyat Ödülü'ne aday gösterilen Osman Türkay'ın (1927-2001) ilk şiir kitabı 7 Telli'de (1959) yer alan "Türkiye" şiiri milliyetçilik ve Türkiye algısı açısından incelenecektir. Şairin 1951'den 1958'e kadarki Türkiye ve İngiltere izlenimlerinin bir yansıması olan bu şiir, başındaki epigraflardan itibaren Türkay'ın milliyetçilik algısını ve bu doğrultuda o yıllarda İngiliz sömürgesi olan Kıbrıs'tan bağımsız Türkiye'ye bakışını somutlaştırması açısından önemlidir.
1940'lı yılların ikinci yarısında Varlık, İstanbul Kültür, Kaynak gibi dönemin önemli edebî dergi... more 1940'lı yılların ikinci yarısında Varlık, İstanbul Kültür, Kaynak gibi dönemin önemli edebî dergilerinde yoğun bir şekilde şiir yayımlayan ve Arka Sokak (Turhan Gürkan'la beraber) ile Fener Bekçisi olmak üzere iki şiir kitabı çıkaran Nezih Cansel (1921-1997) bugün için unutulmuş bir şairdir. Makalemizde Nezih Cansel'in 1945'ten itibaren dergilerde yayımladığı şiirleri tespit edilmeye çalışılmış ve bu şiirler kitaplarındakilerle beraber incelenmiştir. İnceleme esnasında Cansel'in şiirleri geçirdiği değişimler bakımından ele alınmıştır. Eser verdiği kısa süre içerisinde poetik olarak iki kez değişim geçiren Cansel'in şiirleri buna bağlı olarak üç döneme ayrılmaktadır. Şairin geçirdiği bu değişimlerde Garip hareketi ve Attilâ İlhan etkili olmuştur. Cansel'in şiirlerini incelerken bu etkileri göstermeye çalışarak etkilendiği şiir anlayışlarıyla bağlantılı olarak şiirlerinin biçim ve içerik açısından nasıl değiştiğini de ortaya koymayı hedefledik. Çalışmamız ile bu şekilde Cansel'in şiir dünyasını bütüncül bir şekilde değerlendirmeyi amaçladık.
Öz 19. yüzyılda yeni bir sanat olarak doğan sinema, kendisinden önce var olan farklı sanatların i... more Öz 19. yüzyılda yeni bir sanat olarak doğan sinema, kendisinden önce var olan farklı sanatların imkânlarından yararlanmıştır ve günümüzde de yararlanmaya devam etmektedir. Sinemanın çeşitli ölçülerde yararlandığı sanatların başında edebiyat gelmektedir ve bu sebeple sinema-edebiyat ilişkisi üzerine pek çok çalışma yapılmıştır. Daha ziyade edebiyat eserlerinden (özellikle de romanlardan) uyarlama yoluyla çekilen filmlere odaklanan bu çalışmalarda senaryonun bağımsız bir tür olup olmayacağı konusu ve senaryoların edebî boyutu büyük ölçüde ihmal edilmiştir. Makalemizde, bu doğrultuda, ilk olarak sinemanın önemli unsurlarından biri olan senaryo metinlerinin edebiyat ve tiyatro ile olan ilişki üzerinde durarak, bu metinlerin edebî bir tür sayılıp sayılamayacağını tartışacağız. Bunun ardından senaryoların edebî açıdan nasıl incelenebileceği sorusuna eğileceğiz. Bu bağlamda, daha özel olarak, senaryoların edebî açıdan incelenmesinde anlatıcı unsurunun nasıl irdelenmesi gerektiğini kitap olarak yayımlanan ve aynı zamanda filme de çekilen beş senaryo örneği üzerinden göstermeye çalışacağız. Böylelikle senaryoların edebî olarak incelenebileceğini ortaya koyarak bu doğrultuda yapılacak yeni çalışmalara katkıda bulunmayı amaçlamaktayız.