Macit Balık | Bartın University (original) (raw)

Books by Macit Balık

Research paper thumbnail of Türk Şiirinde 1960 Sonrası Toplumcu Söylem - RK Armağan

Research paper thumbnail of İkarus'tan Apis'e NE-Mitoloji Kitabı

Research paper thumbnail of Modern Türk Şiirinde Turnanın Çağrışımları (Anadolu Turnaları)

Research paper thumbnail of Krallıktan Cumhuriyete Libya'nın Ulusal Marş(lar)ı ve İstiklal Marşı

Bir dönem (Kaddafi dönemi) adı Büyük Libya Arap Halk Sosyalist Cemâhiriyesi olan Libya Devleti, A... more Bir dönem (Kaddafi dönemi) adı Büyük Libya Arap Halk Sosyalist Cemâhiriyesi olan Libya Devleti, Afrika'nın yüzölçümü açısından dördüncü büyük devleti ve güçlü tarihsel arka plana sahip olmasıyla Türkiye için de jeopolitik ve stratejik öneme sahip bir ülkedir. Oldukça kadim bir ülke olan Libya, baĢlangıçtan Müslümanlar tarafından fethine kadar çeĢitli imparatorlukların himayesi altında yaĢamıĢtır. Ġlk kez milattan önce 12. yüzyılda Fenikelilerin liman ve ticaret Ģehri olarak kurduğu Libya bölgesi, milattan sonra uzun süre Roma'nın hâkimiyeti altında kalmıĢtır. Roma Ġmparatorluğu'nun ikiye bölünmesinden sonra Bizans hâkimiyetine giren bölge, 643 senesinde Hz. Ömer tarafından fethedilmiĢ ve zaman içerisinde bölge insanı Ġslamiyet'i kabul etmiĢtir.-Stratejik önemine binaen Libya, tarih boyunca birçok egemen gücün hâkimiyet kurmak istediği bir bölge olmuĢ; bu durum bölgede yoğun mücadeleler ve siyasi istikrarsızlığın yoğun bir Ģekilde yaĢanmasına sebebiyet vermiĢtir. Nitekim bölgede, asırlar boyunca gerek Ġslam devletleri ve Roma / Bizans arasında gerekse bölgedeki yerel Arap hanedanlar arasında nüfuz mücadelesi görülmüĢtür. Tüm bu süreçlerde Libya topraklarında, zaman içerisinde AraplaĢan Berberiler ve aĢiretler söz sahibi olmaya çalıĢmıĢ ve yerel hanedanların idaresi ve aralarındaki çekiĢme ön planda olmuĢtur‖ (Kavas, 2012: 288-289). 16. yüzyılın baĢlarında Habsburgların (Ġspanya) iĢgaline uğrayan Libya halkı Osmanlı Devlet'inden yardım istemiĢ ve baĢlangıçta kısıtlı bir askeri yardım yapan Osmanlı, 1551 yılında fethettiği Libya'yı Osmanlı toprağına 

Research paper thumbnail of Sorularla Yeni Türk Edebiyatı

Papers by Macit Balık

Research paper thumbnail of Murathan Mungan'ın şiirlerinde geleneğin izleri

Research paper thumbnail of Çevreci eleştiri ışığında Latife Tekin'in romanları

Research paper thumbnail of Özyaşam Gerçekli̇ği̇nden Kurgusal Gerçekli̇ğe Yi̇ği̇t Okur’Un Romanlari

Türk romanında 1990 sonrasında yayımladığı eserlerle adını duyuran Yiğit Okur , kendinden önceki ... more Türk romanında 1990 sonrasında yayımladığı eserlerle adını duyuran Yiğit Okur , kendinden önceki birikimi romanlarında ince çizgilerle işleyebilen bir yazar olarak edebiyat sahasında yerini almıştır. Yazarın klasik kurgu anlayışıyla yazdığı romanlarının yanında modernist teknikleri kullanarak yazdığı romanları da mevcuttur. Farklı tekniklerle yazdığı romanlarında dikkat çeken hususlardan biri otobiyografik unsurlara fazlaca yer vermesidir. Bu anlatım tarzı en çok, yazarın çocukluk yıllarından başlayıp hayatının her döneminde iz bırakan kişilerin kurgusal anlamda yeniden yaratıldığı başkişi veya yardımcı kişiler üzerinden görülmektedir. Otobiyografik gerçeklik, sadece şahıs kadrosunu değil, romanlarındaki zaman, mekân, çeşitli durum veya olguların yaratılmasında da önemli hareket noktalarından birini teşkil etmektedir. Yiğit Okur'un özellikle ilk romanında yoğun bir şekilde kullandığı, sonraki romanlarında rahatlıkla izleri görülebilecek otobiyografik bellek yolculukları, sadece yazarın yaşantısına değil, yakın dönem Türkiye'sinin siyasal ve toplumsal yaşamında iz bırakan olaylara da temas etmektedir. Yazarın dokuz romanında da kişisel ve toplumsal tarihin gerçekliği ile kurgusal gerçekliğin çoğu zaman iç içe geçtiği görülür. Bilhassa 1940 ile 1960 yılları arasındaki sosyo-politik sorunlar ve yazarın tanıklıklarının kurgusal yaratımı tetiklediği söylenebilir. Romanların genelinde; özellikle Demokrat Parti dönemi, Kıbrıs sorunu, Yunanistan ile Türkiye arasındaki gerginlikler ve komünizmin Türkiye'deki etkileri, özyaşamsal gerçeklikle iç içe aktarılır. Bu makalede Yiğit Okur'un roman dünyasının oluşumunda önemli etkisi olan otobiyografik unsurlar tespit edilmeye çalışılacaktır.

Research paper thumbnail of Korku edebiyatı ve 1002. gece masallarında tekinsiz mekânlar

Gotik, edebî bir tür olarak Türk edebiyat›nda uzun süre baya¤› bu-lunmufl ve d›fllanm›flsa da özü... more Gotik, edebî bir tür olarak Türk edebiyat›nda uzun süre baya¤› bu-lunmufl ve d›fllanm›flsa da özü itibariyle korku imgelerine yer veren bir-çok yazar ve esere rastlamak mümkündür. Birey ve toplumun en tabiihislerinden biri olarak korku, muhtelif zaman ve flartlar alt›nda de¤i-flik formlar ve farkl› yaz›n türleri içinde ortaya ç›km›fl psikolojik ve sos-yo-psikolojik bir gerçeklik olarak edebî metinlerin vazgeçmedi¤i yöne-limlerden olagelmifltir.Girifl • 1 KAVRAMLAR VE KEL‹MELER Örtmece Kavram› Ve Hayvan Adlar›nda Örtmece Oluflumu Arzu Çifto¤lu Çabuk • 5 Eski ve Orta Türkçede Korkmak Kavram› Ayfle fieker • 25 EDEB‹YAT MET‹NLER‹NDEN ÖRNEKLER Türk Masal Gelene¤inde Korku Metin Eren • 39 Muhibbî Dilinden Kanunî Sultan Süleyman’›n Korkular› Nagehan U. Eke • 71 Klasik Türk fiiirinde Sarhofllar›n Korkulu Rüyas›: Ases Savaflkan Cem Bahad›r • 115 Divan fiiirinin Estetik Söyleminde Korku ‹zleri ‹çin Bir Betimleme Denemesi Günay ‹nci Çelikelden • 135 Korku Edebiyat› ve 1002. Gece Masallar›’nda Tekinsiz...

Research paper thumbnail of Fakir Baykurt

Türk edebiyatında toplumcu gerçekçi duyarlılıklaköyün ele alındığı yaklaşık otuz yıllık bir sürei... more Türk edebiyatında toplumcu gerçekçi duyarlılıklaköyün ele alındığı yaklaşık otuz yıllık bir süreiçinde (1940-1970 arası) adından en çok söz ettirenyazarlardan biri Fakir Baykurt’tur (1929-1999). Köyve köylünün yaşantısını, yazdığı öykü ve roman-ların odağına alarak toplumsal çarpıklıkları irdele-meyi önceleyen bir yazar olarak Fakir Baykurt, ilkörnekleri Tanzimat’ta görülüp seksenli yıllarakadar edebî ürünlerin değişmeyen konusunu ya-şamının sonuna kadar farklı bir damardan besle-nerek dile getirmiştir. Yazarlığı boyunca aynızamanda köy öğretmenliği de yapan Baykurt “kişiliğinde köyü şuurlandıran,dile getiren” (Benk 2000: 529) bir yazar profili çizmiş, köyü dışarıdan değil,içinden yetişmiş biri olarak, onların kültür kodlarını bünyesinde taşıyıp eser-lerine yansıtan bir yazar olmuştur. Onu farklı kılan edebî tavrının oluşmasındaköy kökenli ve Köy Enstitüsünden yetişmiş olmasının payı büyüktür. Böyle-likle o, Türk edebiyatında, kendisine gelene kadar, “Nabizâde Nâzım’ın Kara-bibik’i ...

Research paper thumbnail of A psychoanalitic approach to runaways of Ferit Edgü

1950 kuşağının önemli isimlerinden biri olan Ferit Edgü'nün (d. 1936) ilk öykülerinde, belirg... more 1950 kuşağının önemli isimlerinden biri olan Ferit Edgü'nün (d. 1936) ilk öykülerinde, belirgin bir biçimde karamsar bir atmosfer öne çıkar. Ġlk dönem öykü kişileri; yaşadıkları dünyaya yabancı, yaşama tutunmada sıkıntılı, dolayısıyla yaşamın şimdisinde var oluşsal bir sıkıntı çeken kimselerdir. Kişilerin dünyasının bu biçimde takdim edilişi, sadece Ferit Edgü'nün değil, 1950 kuşağının belirgin bir özelliğidir. Edgü'nün ilk öykülerinin yer aldığı Kaçkınlar'daki (1959) kişilerin dünyası, anılan açmazların yanı sıra arayış ve kendini gerçekleştirme olgusuna da açılım olanağı sağlayacak bir yapı özelliği gösterir. Edgü'nün kişilerinin kendini gerçekleştirme çabası, ifadesini, kendilerinitanımayan ya da kabul etmeyen topluma ve toplumun değerlerine meydan okuma biçiminde görülür. Ne var ki bu meydan okuma güçlü bir bireyin trajik yenilgisiyle sonuçlanır. Kentli aydının bunalımı anlamına da gelen bu durum, Edgü'nün ilk dönem öykülerinin temel karakterini de belirl...

Research paper thumbnail of The ghost ofthe house of silence:a deficient enlightenment project

Orhan Pamuk’un (d.1954) ikinci romanı Sessiz Ev’de (1983) anlatılan üç kuşaktan ilkinde yer alan ... more Orhan Pamuk’un (d.1954) ikinci romanı Sessiz Ev’de (1983) anlatılan üç kuşaktan ilkinde yer alan Doktor Selahattin Darvınoğlu, Tanzimat döneminde Türk kültür ve düşünce tarihine giren pozitivist düşünceyi temsil eden, aşırı uçlarda gezinen ansiklopedist ve atipik bir aydındır. Eşi Fatma Hanım’ın anılarıyla aktarılan Darvınoğlu, gün yüzüne çıkamayan bir ansiklopedi projesi aracılığıyla, toplum mühendisliği rolünü üstlenmiş ancak bu hedefinde başarısızlığa uğramışlığıyla, Meşrutiyet ve erken Cumhuriyet dönemi pozitivist Türk aydınının bir damarını da temsil eder. Doktor Selahattin’den kalan miras da, kendini adadığı işin kısırlığını vurgulayan sembolik anlamla yüklü öğeler üzerinden açımlanır: Yaşamının son dönemlerini yaşamakta olan karısı, Selahattin’in bilimci baskısına ve ihanetine maruz kalmış, evliliğini yaşayamamıştır. Hizmetçisiyle ilişkisinden doğan iki oğlu, karısı tarafından sakat bırakılmış ve romanın anlatı zamanında bedensel açıdan yetersiz, dolayısıyla idealini sürdürme...

Research paper thumbnail of Latife Tekin'in romancılığı

1980 sonrası Türk edebiyatının kendine özgü dili ve anla-tım tarzıyla yeni bir türün öncüsü konum... more 1980 sonrası Türk edebiyatının kendine özgü dili ve anla-tım tarzıyla yeni bir türün öncüsü konumuna yükselerek dö-nemin önemli isimlerinden biri olan Latife Tekin (d. 1957), daha çok romancılığı ile ön plana çıkmıştır. Bu çalışmada 1983-2006 yılları arasında yazdığı sekiz romanı incelemeye alınarak yazarın romancılığı üzerine kapsamlı sonuçlara va-rılmıştır. Edebiyat dünyasına girdiği dönemlerde Orhan Pa-muk (d. 1952), Ahmet Altan (d. 1950) ve Mehmet Eroğlu (d. 1948) gibi yazarlarla anılan Latife Tekin; Türk edebiyatında kaynağı Latin Amerika olmakla birlikte malzemesini Anado-lu efsaneleri, Orta Asya yaşantısı, dinî inanışlar ve folklordan alarak oluşturduğu yerli “büyülü gerçekçi” anlatım tarzıyla kısa sürede dönemin önde gelen romancılarından biri ol-muştur. İlk romanlarını bu anlayış doğrultusunda kurgula-yan yazar, son romanlarında doğacı anlayışı, bireyi, modern kent bunalımlarını kurgunun odağına almıştır. Yazdığı sekiz romanın yanı sıra bir senaryo, bir anı-öykü ve bir de d...

Research paper thumbnail of Contemporary problems and ideal human in Nuri Pakdil’s play Umut

Bir düşünür ve sanatçı olarak Nuri Pakdil (d. 1934), eserleriyle fikirlerini ortak bir amaca yöne... more Bir düşünür ve sanatçı olarak Nuri Pakdil (d. 1934), eserleriyle fikirlerini ortak bir amaca yönelten ve öneriler getiren önemli isimlerden biridir. Yerli düşünceyi önceleyen yazar, İslâmî düşünüş ve yaşayışı temel alarak yazdığı eserlerinde zamanın kronik problemlerini ve kurtuluş yollarını, analiz, tespit ve çözüm getirme aşamalarıyla birlikte ele alır. Nuri Pakdil, özellikle oyunlarında çağdaş insanın yaşadığı bunalımlarınve açmazların kaynaklarını araştırır. İlk oyunu olan Umut‟ta (1974) da evrensel anlamda insanın varoluş problemleri, konumu, Tanrı‟dan ve doğadan uzaklaşması temel sorunsallar olarak öne çıkarılır. Pakdil, insanı kuşatan çağcıl sorunlara getirdiği öneriler ve ideal insanın sahip olması gereken nitelikleri oyunun ana izleği haline getirir. Bu çalışmada, Nuri Pakdil‟in Umut adlı oyununda, modern zamanın insanı kuşatan sorunları ve ideal insanın inşasına ilişkin tespitler tematik açıdan analitik bir bakışla değerlendirilmeye çalışılmaktadır.Nuri Pakdil (born in 193...

Research paper thumbnail of A study on Safiye Erol’s novel Ülker Fırtınası in the context of literature and space

Edebiyatın mekân tasavvuru, bireysel ve toplumsal hassasiyetlerin; geçmiş, şimdi, gelecek düzlemi... more Edebiyatın mekân tasavvuru, bireysel ve toplumsal hassasiyetlerin; geçmiş, şimdi, gelecek düzleminde gösterdiği duyarlılığın görüntüleri olarak da düşünülebilir. Mekânlar, edebi eserlerde hatırlamanın, nostaljinin, kültürel birikimin, sosyolojik değişimin, insan ruhunu anlama çabalarının bir parçası olarak somut gerçeklikleri birer olgu yahut duyguya dönüştürür. Edebiyatın belirgin özelliklerinden biri de, gerçeklik algısına hem nesnel ölçütleri kullanarak hem de bu ölçütlerin sınırlarını zorlayarak ulaşabilmesidir. Edebiyat, nesnel ölçütlerini yalnızca karakter tasviri ve vak’a zincirinde kaybetmez. Farklı duygulanmaların, biçimlendirmelerin, mesajların görünür olabilmesi için mekân tasavvuru ve tasviri nesnel ölçütlere uyularak ön plana çıkarabilir. Yanı sıra zihinsel atmosferin çabuk ilerleyen ya da durağan göstergesi; geçmiş duygusunu çevreleyen, gelecek tasavvurunu biçimlendiren atmosferin belirleyici unsuru olarak mekân algısında nesnellik sınırlarını zorlayabilir. Bu nedenle ...

Research paper thumbnail of War and militarizm in poems Süreyya Berfe

Süreyya Berfe (d. 1943), modern Türk şiirinin 1960’tan sonraki tüm aşamalarına hem tanıklık eden ... more Süreyya Berfe (d. 1943), modern Türk şiirinin 1960’tan sonraki tüm aşamalarına hem tanıklık eden hem de bu aşamaları yaşayan şairlerden biridir. Şiir serüveninin ilk döneminde soyut ve imgeci şiir anlayışını benimseyen şair, 1960’lı yılların sonunda toplumcu gerçekçi bir çizgi yakalar. Dünyada ve Türkiye’de gerçekleşen toplumsal ve siyasal olaylar onun şiirlerinde yansımalarını bulur. Savaş da, kimi zaman ideolojik çerçeve içinde şiire dâhil olurken ağırlıklı olarak insani ve vicdani yönleriyle Berfe’nin şiir evrenine girer. Savaş ve etkileri politik malzeme olmanın ötesinde ölüm, açlık, yoksulluk, yıkım ve kaybolan masumiyetle bir araya getirilir. Kıbrıs Savaşı’ndan Kore Savaşı’na, Şili’den Portekiz’e devrimci savaşlar, yarattığı trajik etkilerle birlikte Süreyya Berfe’nin şiirlerinde karşılık bulur. Bu çalışmada Süreyya Berfe’nin şiirlerinde savaş ve militarist anlayışın toplumsal/bireysel boyutlarıyla ele alınma biçimi değerlendirilmeye çalışılacaktır.Süreyya Berfe (b. 1943) is o...

Research paper thumbnail of Loneliness, depression and alienation in edip cansever’s tragedyalar

Edip Cansever (1928-1986) Türk şiirinin dönemeçlerinden biri olan İkinci Yeni kuşağının önemli is... more Edip Cansever (1928-1986) Türk şiirinin dönemeçlerinden biri olan İkinci Yeni kuşağının önemli isimlerden biridir. 1950 sonrası Türk öykü ve şiirinde, dönemin sosyal ve siyasal atmosferinin etkisi altında ortaya çıkan bunalım, yalnızlık, varoluşsal sıkıntılar ve yabancılaşma gibi konulara ağırlık verildiği görülür. İkinci Yeni şiir anlayışının ana belirleyenlerinden olan söz konusu temalar, Edip Cansever’in şiirlerinde de yansımalarını bulur. Şair, mensubu olduğu kuşağın şiire taşıdığı bunalım, kaçış, yabancılaşma, yalnızlık, karamsarlık, değer yitimi, yozlaşma gibi temaları etkin bir şekilde Tragedyalar’ın (1964) ana malzemesi olarak kullanır. Klasik tragedyayla biçim yönünden benzerlik gösteren Tragedyalar, modernitenin etkisindeki kent insanının bunalımlarını ve ruhsal açmazlarını içermesiyle modern bir yapı özelliği gösterir. Bu makalede Edip Cansever’in Tragedyalar’ında modern kentin yaşama tutunma noktasında sıkıntılı, karamsar, kaçış arzusu içinde, bunalımlı ve yabancılaşmış ...

Research paper thumbnail of Boş Zamanlar’ın Dedikodusu: Cemil Kavukçu’nun Öykülerinde Bellek, Taşra ve Can Sıkıntısı

Uluslararasi Kibris Universitesi Fen-Edebiyat Fakultesi, 2023

Research paper thumbnail of An investigation through Abdulkerim Sabit and his work Sabah-ı İnşirah

Türk edebiyatında Tanzimat ikinci nesil ile Servet-i Fünûn arasındaki dönem “Ara Nesil” olarak is... more Türk edebiyatında Tanzimat ikinci nesil ile Servet-i Fünûn arasındaki dönem “Ara Nesil” olarak isimlendirilir. Kendilerinden önceki neslin izlerini taşımakla birlikte sonraki kuşağın da sanat anlayışlarının hazırlayıcısı olmak gibi özelliklere sahip bu sanatçılar arasında Muallim Nâci’ye yakınlığı ile bilinen isimlerden biri Abdülkerim Sabit’tir (1863-1913). Şiirlerinin yayımlandığı dönemde hem eski hem de yeni şiir anlayışına uygun eserler veren şair, çıkardığı İmdâdü’l Midâd mecmuası aracılığıyla basın çevresinde de tanınan bir isimdir. Öte yandan devletin önemli kademelerinde görev yapmış, baş şehbenderliğe kadar yükselmiş bir bürokrat olarak bilinen Abdülkerim Sabit, 1880’li yılların ilk yarısında çeşitli gazete ve dergilerde yayımladığı şiirlerinin çoğunu Sabah-ı İnşirah (1884) adlı kitapta bir araya getirmiştir. İzinden gittiği Muallim Nâci gibi, Abdülkerim Sabit de batılı anlamda yenileşen Türk şiiri ile divan şiirinin sentezine ulaşmaya çabalayan bir şair olarak öne çıkar. S...

Research paper thumbnail of Ömer Polat'ın romanlarında taşra düzeni

Research paper thumbnail of Türk Şiirinde 1960 Sonrası Toplumcu Söylem - RK Armağan

Research paper thumbnail of İkarus'tan Apis'e NE-Mitoloji Kitabı

Research paper thumbnail of Modern Türk Şiirinde Turnanın Çağrışımları (Anadolu Turnaları)

Research paper thumbnail of Krallıktan Cumhuriyete Libya'nın Ulusal Marş(lar)ı ve İstiklal Marşı

Bir dönem (Kaddafi dönemi) adı Büyük Libya Arap Halk Sosyalist Cemâhiriyesi olan Libya Devleti, A... more Bir dönem (Kaddafi dönemi) adı Büyük Libya Arap Halk Sosyalist Cemâhiriyesi olan Libya Devleti, Afrika'nın yüzölçümü açısından dördüncü büyük devleti ve güçlü tarihsel arka plana sahip olmasıyla Türkiye için de jeopolitik ve stratejik öneme sahip bir ülkedir. Oldukça kadim bir ülke olan Libya, baĢlangıçtan Müslümanlar tarafından fethine kadar çeĢitli imparatorlukların himayesi altında yaĢamıĢtır. Ġlk kez milattan önce 12. yüzyılda Fenikelilerin liman ve ticaret Ģehri olarak kurduğu Libya bölgesi, milattan sonra uzun süre Roma'nın hâkimiyeti altında kalmıĢtır. Roma Ġmparatorluğu'nun ikiye bölünmesinden sonra Bizans hâkimiyetine giren bölge, 643 senesinde Hz. Ömer tarafından fethedilmiĢ ve zaman içerisinde bölge insanı Ġslamiyet'i kabul etmiĢtir.-Stratejik önemine binaen Libya, tarih boyunca birçok egemen gücün hâkimiyet kurmak istediği bir bölge olmuĢ; bu durum bölgede yoğun mücadeleler ve siyasi istikrarsızlığın yoğun bir Ģekilde yaĢanmasına sebebiyet vermiĢtir. Nitekim bölgede, asırlar boyunca gerek Ġslam devletleri ve Roma / Bizans arasında gerekse bölgedeki yerel Arap hanedanlar arasında nüfuz mücadelesi görülmüĢtür. Tüm bu süreçlerde Libya topraklarında, zaman içerisinde AraplaĢan Berberiler ve aĢiretler söz sahibi olmaya çalıĢmıĢ ve yerel hanedanların idaresi ve aralarındaki çekiĢme ön planda olmuĢtur‖ (Kavas, 2012: 288-289). 16. yüzyılın baĢlarında Habsburgların (Ġspanya) iĢgaline uğrayan Libya halkı Osmanlı Devlet'inden yardım istemiĢ ve baĢlangıçta kısıtlı bir askeri yardım yapan Osmanlı, 1551 yılında fethettiği Libya'yı Osmanlı toprağına 

Research paper thumbnail of Sorularla Yeni Türk Edebiyatı

Research paper thumbnail of Murathan Mungan'ın şiirlerinde geleneğin izleri

Research paper thumbnail of Çevreci eleştiri ışığında Latife Tekin'in romanları

Research paper thumbnail of Özyaşam Gerçekli̇ği̇nden Kurgusal Gerçekli̇ğe Yi̇ği̇t Okur’Un Romanlari

Türk romanında 1990 sonrasında yayımladığı eserlerle adını duyuran Yiğit Okur , kendinden önceki ... more Türk romanında 1990 sonrasında yayımladığı eserlerle adını duyuran Yiğit Okur , kendinden önceki birikimi romanlarında ince çizgilerle işleyebilen bir yazar olarak edebiyat sahasında yerini almıştır. Yazarın klasik kurgu anlayışıyla yazdığı romanlarının yanında modernist teknikleri kullanarak yazdığı romanları da mevcuttur. Farklı tekniklerle yazdığı romanlarında dikkat çeken hususlardan biri otobiyografik unsurlara fazlaca yer vermesidir. Bu anlatım tarzı en çok, yazarın çocukluk yıllarından başlayıp hayatının her döneminde iz bırakan kişilerin kurgusal anlamda yeniden yaratıldığı başkişi veya yardımcı kişiler üzerinden görülmektedir. Otobiyografik gerçeklik, sadece şahıs kadrosunu değil, romanlarındaki zaman, mekân, çeşitli durum veya olguların yaratılmasında da önemli hareket noktalarından birini teşkil etmektedir. Yiğit Okur'un özellikle ilk romanında yoğun bir şekilde kullandığı, sonraki romanlarında rahatlıkla izleri görülebilecek otobiyografik bellek yolculukları, sadece yazarın yaşantısına değil, yakın dönem Türkiye'sinin siyasal ve toplumsal yaşamında iz bırakan olaylara da temas etmektedir. Yazarın dokuz romanında da kişisel ve toplumsal tarihin gerçekliği ile kurgusal gerçekliğin çoğu zaman iç içe geçtiği görülür. Bilhassa 1940 ile 1960 yılları arasındaki sosyo-politik sorunlar ve yazarın tanıklıklarının kurgusal yaratımı tetiklediği söylenebilir. Romanların genelinde; özellikle Demokrat Parti dönemi, Kıbrıs sorunu, Yunanistan ile Türkiye arasındaki gerginlikler ve komünizmin Türkiye'deki etkileri, özyaşamsal gerçeklikle iç içe aktarılır. Bu makalede Yiğit Okur'un roman dünyasının oluşumunda önemli etkisi olan otobiyografik unsurlar tespit edilmeye çalışılacaktır.

Research paper thumbnail of Korku edebiyatı ve 1002. gece masallarında tekinsiz mekânlar

Gotik, edebî bir tür olarak Türk edebiyat›nda uzun süre baya¤› bu-lunmufl ve d›fllanm›flsa da özü... more Gotik, edebî bir tür olarak Türk edebiyat›nda uzun süre baya¤› bu-lunmufl ve d›fllanm›flsa da özü itibariyle korku imgelerine yer veren bir-çok yazar ve esere rastlamak mümkündür. Birey ve toplumun en tabiihislerinden biri olarak korku, muhtelif zaman ve flartlar alt›nda de¤i-flik formlar ve farkl› yaz›n türleri içinde ortaya ç›km›fl psikolojik ve sos-yo-psikolojik bir gerçeklik olarak edebî metinlerin vazgeçmedi¤i yöne-limlerden olagelmifltir.Girifl • 1 KAVRAMLAR VE KEL‹MELER Örtmece Kavram› Ve Hayvan Adlar›nda Örtmece Oluflumu Arzu Çifto¤lu Çabuk • 5 Eski ve Orta Türkçede Korkmak Kavram› Ayfle fieker • 25 EDEB‹YAT MET‹NLER‹NDEN ÖRNEKLER Türk Masal Gelene¤inde Korku Metin Eren • 39 Muhibbî Dilinden Kanunî Sultan Süleyman’›n Korkular› Nagehan U. Eke • 71 Klasik Türk fiiirinde Sarhofllar›n Korkulu Rüyas›: Ases Savaflkan Cem Bahad›r • 115 Divan fiiirinin Estetik Söyleminde Korku ‹zleri ‹çin Bir Betimleme Denemesi Günay ‹nci Çelikelden • 135 Korku Edebiyat› ve 1002. Gece Masallar›’nda Tekinsiz...

Research paper thumbnail of Fakir Baykurt

Türk edebiyatında toplumcu gerçekçi duyarlılıklaköyün ele alındığı yaklaşık otuz yıllık bir sürei... more Türk edebiyatında toplumcu gerçekçi duyarlılıklaköyün ele alındığı yaklaşık otuz yıllık bir süreiçinde (1940-1970 arası) adından en çok söz ettirenyazarlardan biri Fakir Baykurt’tur (1929-1999). Köyve köylünün yaşantısını, yazdığı öykü ve roman-ların odağına alarak toplumsal çarpıklıkları irdele-meyi önceleyen bir yazar olarak Fakir Baykurt, ilkörnekleri Tanzimat’ta görülüp seksenli yıllarakadar edebî ürünlerin değişmeyen konusunu ya-şamının sonuna kadar farklı bir damardan besle-nerek dile getirmiştir. Yazarlığı boyunca aynızamanda köy öğretmenliği de yapan Baykurt “kişiliğinde köyü şuurlandıran,dile getiren” (Benk 2000: 529) bir yazar profili çizmiş, köyü dışarıdan değil,içinden yetişmiş biri olarak, onların kültür kodlarını bünyesinde taşıyıp eser-lerine yansıtan bir yazar olmuştur. Onu farklı kılan edebî tavrının oluşmasındaköy kökenli ve Köy Enstitüsünden yetişmiş olmasının payı büyüktür. Böyle-likle o, Türk edebiyatında, kendisine gelene kadar, “Nabizâde Nâzım’ın Kara-bibik’i ...

Research paper thumbnail of A psychoanalitic approach to runaways of Ferit Edgü

1950 kuşağının önemli isimlerinden biri olan Ferit Edgü'nün (d. 1936) ilk öykülerinde, belirg... more 1950 kuşağının önemli isimlerinden biri olan Ferit Edgü'nün (d. 1936) ilk öykülerinde, belirgin bir biçimde karamsar bir atmosfer öne çıkar. Ġlk dönem öykü kişileri; yaşadıkları dünyaya yabancı, yaşama tutunmada sıkıntılı, dolayısıyla yaşamın şimdisinde var oluşsal bir sıkıntı çeken kimselerdir. Kişilerin dünyasının bu biçimde takdim edilişi, sadece Ferit Edgü'nün değil, 1950 kuşağının belirgin bir özelliğidir. Edgü'nün ilk öykülerinin yer aldığı Kaçkınlar'daki (1959) kişilerin dünyası, anılan açmazların yanı sıra arayış ve kendini gerçekleştirme olgusuna da açılım olanağı sağlayacak bir yapı özelliği gösterir. Edgü'nün kişilerinin kendini gerçekleştirme çabası, ifadesini, kendilerinitanımayan ya da kabul etmeyen topluma ve toplumun değerlerine meydan okuma biçiminde görülür. Ne var ki bu meydan okuma güçlü bir bireyin trajik yenilgisiyle sonuçlanır. Kentli aydının bunalımı anlamına da gelen bu durum, Edgü'nün ilk dönem öykülerinin temel karakterini de belirl...

Research paper thumbnail of The ghost ofthe house of silence:a deficient enlightenment project

Orhan Pamuk’un (d.1954) ikinci romanı Sessiz Ev’de (1983) anlatılan üç kuşaktan ilkinde yer alan ... more Orhan Pamuk’un (d.1954) ikinci romanı Sessiz Ev’de (1983) anlatılan üç kuşaktan ilkinde yer alan Doktor Selahattin Darvınoğlu, Tanzimat döneminde Türk kültür ve düşünce tarihine giren pozitivist düşünceyi temsil eden, aşırı uçlarda gezinen ansiklopedist ve atipik bir aydındır. Eşi Fatma Hanım’ın anılarıyla aktarılan Darvınoğlu, gün yüzüne çıkamayan bir ansiklopedi projesi aracılığıyla, toplum mühendisliği rolünü üstlenmiş ancak bu hedefinde başarısızlığa uğramışlığıyla, Meşrutiyet ve erken Cumhuriyet dönemi pozitivist Türk aydınının bir damarını da temsil eder. Doktor Selahattin’den kalan miras da, kendini adadığı işin kısırlığını vurgulayan sembolik anlamla yüklü öğeler üzerinden açımlanır: Yaşamının son dönemlerini yaşamakta olan karısı, Selahattin’in bilimci baskısına ve ihanetine maruz kalmış, evliliğini yaşayamamıştır. Hizmetçisiyle ilişkisinden doğan iki oğlu, karısı tarafından sakat bırakılmış ve romanın anlatı zamanında bedensel açıdan yetersiz, dolayısıyla idealini sürdürme...

Research paper thumbnail of Latife Tekin'in romancılığı

1980 sonrası Türk edebiyatının kendine özgü dili ve anla-tım tarzıyla yeni bir türün öncüsü konum... more 1980 sonrası Türk edebiyatının kendine özgü dili ve anla-tım tarzıyla yeni bir türün öncüsü konumuna yükselerek dö-nemin önemli isimlerinden biri olan Latife Tekin (d. 1957), daha çok romancılığı ile ön plana çıkmıştır. Bu çalışmada 1983-2006 yılları arasında yazdığı sekiz romanı incelemeye alınarak yazarın romancılığı üzerine kapsamlı sonuçlara va-rılmıştır. Edebiyat dünyasına girdiği dönemlerde Orhan Pa-muk (d. 1952), Ahmet Altan (d. 1950) ve Mehmet Eroğlu (d. 1948) gibi yazarlarla anılan Latife Tekin; Türk edebiyatında kaynağı Latin Amerika olmakla birlikte malzemesini Anado-lu efsaneleri, Orta Asya yaşantısı, dinî inanışlar ve folklordan alarak oluşturduğu yerli “büyülü gerçekçi” anlatım tarzıyla kısa sürede dönemin önde gelen romancılarından biri ol-muştur. İlk romanlarını bu anlayış doğrultusunda kurgula-yan yazar, son romanlarında doğacı anlayışı, bireyi, modern kent bunalımlarını kurgunun odağına almıştır. Yazdığı sekiz romanın yanı sıra bir senaryo, bir anı-öykü ve bir de d...

Research paper thumbnail of Contemporary problems and ideal human in Nuri Pakdil’s play Umut

Bir düşünür ve sanatçı olarak Nuri Pakdil (d. 1934), eserleriyle fikirlerini ortak bir amaca yöne... more Bir düşünür ve sanatçı olarak Nuri Pakdil (d. 1934), eserleriyle fikirlerini ortak bir amaca yönelten ve öneriler getiren önemli isimlerden biridir. Yerli düşünceyi önceleyen yazar, İslâmî düşünüş ve yaşayışı temel alarak yazdığı eserlerinde zamanın kronik problemlerini ve kurtuluş yollarını, analiz, tespit ve çözüm getirme aşamalarıyla birlikte ele alır. Nuri Pakdil, özellikle oyunlarında çağdaş insanın yaşadığı bunalımlarınve açmazların kaynaklarını araştırır. İlk oyunu olan Umut‟ta (1974) da evrensel anlamda insanın varoluş problemleri, konumu, Tanrı‟dan ve doğadan uzaklaşması temel sorunsallar olarak öne çıkarılır. Pakdil, insanı kuşatan çağcıl sorunlara getirdiği öneriler ve ideal insanın sahip olması gereken nitelikleri oyunun ana izleği haline getirir. Bu çalışmada, Nuri Pakdil‟in Umut adlı oyununda, modern zamanın insanı kuşatan sorunları ve ideal insanın inşasına ilişkin tespitler tematik açıdan analitik bir bakışla değerlendirilmeye çalışılmaktadır.Nuri Pakdil (born in 193...

Research paper thumbnail of A study on Safiye Erol’s novel Ülker Fırtınası in the context of literature and space

Edebiyatın mekân tasavvuru, bireysel ve toplumsal hassasiyetlerin; geçmiş, şimdi, gelecek düzlemi... more Edebiyatın mekân tasavvuru, bireysel ve toplumsal hassasiyetlerin; geçmiş, şimdi, gelecek düzleminde gösterdiği duyarlılığın görüntüleri olarak da düşünülebilir. Mekânlar, edebi eserlerde hatırlamanın, nostaljinin, kültürel birikimin, sosyolojik değişimin, insan ruhunu anlama çabalarının bir parçası olarak somut gerçeklikleri birer olgu yahut duyguya dönüştürür. Edebiyatın belirgin özelliklerinden biri de, gerçeklik algısına hem nesnel ölçütleri kullanarak hem de bu ölçütlerin sınırlarını zorlayarak ulaşabilmesidir. Edebiyat, nesnel ölçütlerini yalnızca karakter tasviri ve vak’a zincirinde kaybetmez. Farklı duygulanmaların, biçimlendirmelerin, mesajların görünür olabilmesi için mekân tasavvuru ve tasviri nesnel ölçütlere uyularak ön plana çıkarabilir. Yanı sıra zihinsel atmosferin çabuk ilerleyen ya da durağan göstergesi; geçmiş duygusunu çevreleyen, gelecek tasavvurunu biçimlendiren atmosferin belirleyici unsuru olarak mekân algısında nesnellik sınırlarını zorlayabilir. Bu nedenle ...

Research paper thumbnail of War and militarizm in poems Süreyya Berfe

Süreyya Berfe (d. 1943), modern Türk şiirinin 1960’tan sonraki tüm aşamalarına hem tanıklık eden ... more Süreyya Berfe (d. 1943), modern Türk şiirinin 1960’tan sonraki tüm aşamalarına hem tanıklık eden hem de bu aşamaları yaşayan şairlerden biridir. Şiir serüveninin ilk döneminde soyut ve imgeci şiir anlayışını benimseyen şair, 1960’lı yılların sonunda toplumcu gerçekçi bir çizgi yakalar. Dünyada ve Türkiye’de gerçekleşen toplumsal ve siyasal olaylar onun şiirlerinde yansımalarını bulur. Savaş da, kimi zaman ideolojik çerçeve içinde şiire dâhil olurken ağırlıklı olarak insani ve vicdani yönleriyle Berfe’nin şiir evrenine girer. Savaş ve etkileri politik malzeme olmanın ötesinde ölüm, açlık, yoksulluk, yıkım ve kaybolan masumiyetle bir araya getirilir. Kıbrıs Savaşı’ndan Kore Savaşı’na, Şili’den Portekiz’e devrimci savaşlar, yarattığı trajik etkilerle birlikte Süreyya Berfe’nin şiirlerinde karşılık bulur. Bu çalışmada Süreyya Berfe’nin şiirlerinde savaş ve militarist anlayışın toplumsal/bireysel boyutlarıyla ele alınma biçimi değerlendirilmeye çalışılacaktır.Süreyya Berfe (b. 1943) is o...

Research paper thumbnail of Loneliness, depression and alienation in edip cansever’s tragedyalar

Edip Cansever (1928-1986) Türk şiirinin dönemeçlerinden biri olan İkinci Yeni kuşağının önemli is... more Edip Cansever (1928-1986) Türk şiirinin dönemeçlerinden biri olan İkinci Yeni kuşağının önemli isimlerden biridir. 1950 sonrası Türk öykü ve şiirinde, dönemin sosyal ve siyasal atmosferinin etkisi altında ortaya çıkan bunalım, yalnızlık, varoluşsal sıkıntılar ve yabancılaşma gibi konulara ağırlık verildiği görülür. İkinci Yeni şiir anlayışının ana belirleyenlerinden olan söz konusu temalar, Edip Cansever’in şiirlerinde de yansımalarını bulur. Şair, mensubu olduğu kuşağın şiire taşıdığı bunalım, kaçış, yabancılaşma, yalnızlık, karamsarlık, değer yitimi, yozlaşma gibi temaları etkin bir şekilde Tragedyalar’ın (1964) ana malzemesi olarak kullanır. Klasik tragedyayla biçim yönünden benzerlik gösteren Tragedyalar, modernitenin etkisindeki kent insanının bunalımlarını ve ruhsal açmazlarını içermesiyle modern bir yapı özelliği gösterir. Bu makalede Edip Cansever’in Tragedyalar’ında modern kentin yaşama tutunma noktasında sıkıntılı, karamsar, kaçış arzusu içinde, bunalımlı ve yabancılaşmış ...

Research paper thumbnail of Boş Zamanlar’ın Dedikodusu: Cemil Kavukçu’nun Öykülerinde Bellek, Taşra ve Can Sıkıntısı

Uluslararasi Kibris Universitesi Fen-Edebiyat Fakultesi, 2023

Research paper thumbnail of An investigation through Abdulkerim Sabit and his work Sabah-ı İnşirah

Türk edebiyatında Tanzimat ikinci nesil ile Servet-i Fünûn arasındaki dönem “Ara Nesil” olarak is... more Türk edebiyatında Tanzimat ikinci nesil ile Servet-i Fünûn arasındaki dönem “Ara Nesil” olarak isimlendirilir. Kendilerinden önceki neslin izlerini taşımakla birlikte sonraki kuşağın da sanat anlayışlarının hazırlayıcısı olmak gibi özelliklere sahip bu sanatçılar arasında Muallim Nâci’ye yakınlığı ile bilinen isimlerden biri Abdülkerim Sabit’tir (1863-1913). Şiirlerinin yayımlandığı dönemde hem eski hem de yeni şiir anlayışına uygun eserler veren şair, çıkardığı İmdâdü’l Midâd mecmuası aracılığıyla basın çevresinde de tanınan bir isimdir. Öte yandan devletin önemli kademelerinde görev yapmış, baş şehbenderliğe kadar yükselmiş bir bürokrat olarak bilinen Abdülkerim Sabit, 1880’li yılların ilk yarısında çeşitli gazete ve dergilerde yayımladığı şiirlerinin çoğunu Sabah-ı İnşirah (1884) adlı kitapta bir araya getirmiştir. İzinden gittiği Muallim Nâci gibi, Abdülkerim Sabit de batılı anlamda yenileşen Türk şiiri ile divan şiirinin sentezine ulaşmaya çabalayan bir şair olarak öne çıkar. S...

Research paper thumbnail of Ömer Polat'ın romanlarında taşra düzeni

Research paper thumbnail of Nazlı Eray öyküsünde kentli kadın kimliği

Research paper thumbnail of Bir sahtekârlık suçlaması: Bir Düğün Gecesi Huxley'den aşırma mı?

Research paper thumbnail of Workers and peasants in poems of the 1970s

Türk edebiyatında toplumcu gerçekçi hassasiyetin izdüşümleri ilk olarak Nâzım Hikmet’le özdeşleşe... more Türk edebiyatında toplumcu gerçekçi hassasiyetin izdüşümleri ilk olarak Nâzım Hikmet’le özdeşleşen 1940 kuşağı şairlerinde görülür. Toplumcu gerçekçi /sosyalist şiir anlayışındaki ikinci kuşak ise 1960’lı yılların sonunda, özellikle Antdergisi etrafında gerçekleştirilen soruşturma neticesinde Ataol Behramoğlu, İsmet Özel, Özkan Mert ve Süreyya Berfe öncülüğünde şiirde boy gösterir. 1970’li yıllarda isehem kendisinden önceki toplumcu kuşağı ve şiirlerini, hem 1940 kuşağını hem de iki kuşak arasında yer alan Garip ve İkinci Yeni birikimini tanıyan şairler, toplumcu ideolojik şiiri ileri noktalara taşıma gayreti içine girmişlerdir. Sanatı ve bilhassa şiiri ideolojilerinin ifade vasıtası haline getiren bu kuşak, şiirde estetik endişelerden çok politik hassasiyetleri öne çıkarırlar. Hemen tamamı sosyalist dünya görüşünü şiirin kurucu unsuru haline getirmek isteyen 1970 kuşağı şairleri, sosyo-politik sorunları aidiyet duydukları ideoloji gereğince işçi ve köylü kesimi üzerinden öne çıkarı...

Research paper thumbnail of Latife Tekin’s novels in the light of eco-critisism

Çevre/doğa yazarlara ilham veren vazgeçilmez konulardan biri olagelmiştir. 1980 sonrasında öne çı... more Çevre/doğa yazarlara ilham veren vazgeçilmez konulardan biri olagelmiştir. 1980 sonrasında öne çıkan romancılardan biri olan Latife Tekin, doğa tahribatı ve iklim değişikliklerinin yarattığı çevresel sorunlara karşı hassasiyetini romanlarının kurgusal evrenine aktaran yazarlardandır. İlk dönem romanlarında doğayı daha çok animist bir bakışla değerlendiren ve insanın doğanın bir parçası olduğu argümanından hareket eden Tekin, son dönem romanlarında çevreci anlayışını politik bir duruş haline getirerek sistem eleştirisi yapmaya başlamıştır. Bu çalışmada Latife Tekin'in romanlarındaki doğa, iklim ve çevresel unsurlara ilişkin temalar analitik ve karşılaştırmalı bir şekilde ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır.Environment and nature has been one of main themes which has given inspiration to authors in literature. Latife Tekin, who began writing after 1980, is a novelist who carries her awarenes of nature, particularly an awareness of the destruction of nature to her novels. Tekin, appro...

Research paper thumbnail of Traces of tradition in poems of Murathan Mungan

Türk şiirinde gelenekten faydalanma, Tanzimat’tan bugüne üzerinde tartışılan güncel konulardan bi... more Türk şiirinde gelenekten faydalanma, Tanzimat’tan bugüne üzerinde tartışılan güncel konulardan biridir. Özellikle Tanzimat ile Cumhuriyet dönemleri arasında gelenekten kopuş söz konusu olsa da, Cumhuriyet sonrasında gelenekten beslenen şairlerin ortaya çıktığı ve reddedilen eski kültür birikiminin modern metinlerde yeniden üretildiği, kullanılmaya başlandığı görülür. Çağdaş Türk şiirinin önemli isimlerinden biri olan Murathan Mungan (d. 1955) da şiirlerinde gelenekten önemli ölçüde faydalanır. Geleneği, yeniden üretimin itekleyici gücü olarak kullanan şairin poetikasının oluşmasında gerek divan, gerekse halk şiirinin öz ve biçim özelliklerinin büyük oranda etkili olduğunu söylemek mümkündür. Kimi şiirlerinde halk söyleyişine göndermelerde bulunarak gelenekten faydalandığı görülse de esas olarak Mungan’ın şiirlerinde, referansını İslâmiyet’ten alan divan şiiri birikiminin öne çıktığı görülmektedir. Bu çalışmada Murathan Mungan’ın geleneğe yaklaşım tarzı ve şiirlerinde geleneğin yansı...