Sibel Kiraz | Celal Bayar University (original) (raw)
Papers by Sibel Kiraz
Manisa Celal bayar üniversitesi sosyal bilmler dergisi, Mar 13, 2023
Bu çalışmada sivil itaatsizlik ve erdem kavramları, ilk sivil itaatsiz olduğu öne sürülen ve erde... more Bu çalışmada sivil itaatsizlik ve erdem kavramları, ilk sivil itaatsiz olduğu öne sürülen ve erdem kavramını felsefenin alanına taşıyan ilk düşünür olarak bilinen Sokrates aracılığıyla ilişkilendirilerek tartışılmaktadır. Bu kapsamda: Sokrates’in duruşu ya da tutumu erdem, itaat, itaatsizlik ve sivil itaatsizlik bakımından yorumlanmaktadır. Erdem kavramının içeriği ve Sokrates için anlamı çerçevesinde adalet üzerine bir sorgulama yapılmaktadır. Buna ek olarak, sivil itaatsizlik literatüründe hatırı sayılır bir yeri olan “adaleti yerine getirebilen hukuk” arayışının izleği doğrultusunda doğal hukuk-hukuki pozitivizm üzerinden hukuk-ahlak tartışmasına değinilmektedir. Çalışma boyunca yürütülen kavramsal ilişkilendirmeler ve tartışma sonucunda erdem kavramının hukukun adalete yaklaşmasını sağlamak bakımından anahtar role sahip bir kavram olduğu ileri sürülmüştür.
Kitabın Adı: HASTA TOPLUM: Cinsiyetçilik, Tıbbileştirme ve Tüketime Dair Sağlık Çözümlemeleri Edi... more Kitabın Adı: HASTA TOPLUM: Cinsiyetçilik, Tıbbileştirme ve Tüketime Dair Sağlık Çözümlemeleri Editör: Duygu ALPTEKİN İçindekiler: Güneş Girmeyen Eve Doktor Girer (Mi?): Sağlık Hizmetlerinde Koşullar, Tercihler ve Nedenler Üzerine / Temmuz Gönç & Nadir Suğur Sağlık-Hastalığın Değişen Görünümü ve Tüketim Toplumunda Tıbbileşme / Esra Karakuş & Nurşen Adak Toplumsal Cinsiyet Perspektifinde Sağlık ve Tıbbileştirme / Deniz Sezgin Sağlık Hareketlerinin Toplumsallığı ve Kadın Sağlığı Hareketi / Duygu Alptekin Sağlık ve Hoşnutsuzlukları: Sağlık Kanaat Önderlerinin Sosyal Medya Söylemleri ve Sağlığın Tıbbileştirilmesi / Yasemin İnceoğlu, Burak Özçetin, Meltem Gökmen Tol, Saygın Vedat Alkurt Eşitsizliklerin Kavşağında: Çağdaş Türkiye’de Yaşlılık ve Sağlık / Özgür Arun Resmi Olmayan Bakımda Bağımlı Yaşlılar ve Bakım Verenleri için Sağlık Etkileri: Antalya Evde Bakım Araştırması (AEBA) / Jason K. Holdsworth Ergenlerde Madde Kullanımı ve Bağımlılığı / Hatice Yıldız Son yıllarda sağlıkla ilgili çalışmalar, biyolojik ve tıbbi boyutun yanı sıra sosyal bilimlerin konuya yaklaşımları ile daha mozaik bir yapıya bürünmüş ve eleştirel bir düşünce akımı yaratmıştır. Bu akıma destek olma amacıyla sosyoloji, iletişim, sağlık ve gerontoloji gibi farklı disiplinlerdeki sosyal bilimcileri buluşturan bu kitapta, sağlığın toplumdaki farklı görünümleri üzerinden yapılan analizler bulunmaktadır. Sağlıklı ve hasta olma hallerinin tartışmasını; erkek ve kadın bedenlerinin tıbbileştirilmesi konusunu; yaş, cinsiyet ve sosyo-ekonomik statüye bağlı ortaya çıkan eşitsizlikleri içeren bu kitap çalışmasının, toplumsal cinsiyet ayrımcılığı, sağlık kanaat önderlerinin ve bilgisinin gündelik hayata nüfuzu ve tüketim toplumunda sağlık tartışmaları ile literatüre farklı alanlardan katkı sağlaması hedeflenmiştir. Bununla beraber Türkiye’ye ilişkin genel sağlık profilleri eşliğinde yaş ve cinsiyete dayalı karşılaştırmalı analizlerinin yanı sıra madde bağımlılığı ve kullanımı, yaşlılık sürecinde karşılaşılan sağlık sorunları ve eşitsizlikleri, yaşlı bakımı, kent ve kır yaşamında sağlık hizmetlerinden yararlanma koşulları gibi güncel ve önemli sağlık sorunlarına da çalışmada yer verilmiştir.
Temaşa Erciyes Üniversitesi Felsefe Bölümü Dergisi, Jun 15, 2021
Marx'ın kapitalizmin sonuna ilişkin görüşlerini yorumlayan bu çalışmanın amacı düşünürün görüşler... more Marx'ın kapitalizmin sonuna ilişkin görüşlerini yorumlayan bu çalışmanın amacı düşünürün görüşleri doğrultusunda kapitalizm, din ve devlet arasındaki ilişkiselliği açık etmeye çalışmaktır. Buna ek olarak, yabancılaşma ortak paydasında birleşen bu üç olgunun Marxçı anlamda bir devrim durumunda nasıl biçimleneceğinin irdelendiği bu çalışmada, kapitalizmin sonuna ilişkin belirtiler yordanmaya çalışılmaktadır. Marx'a göre kapitalist üretim biçimi, sınırlarına ulaşarak olanaklarını tükettiğinde, olgunlaşan bir meyvenin dalından düşmesi gibi sonlanacaktır. Kapitalizmin, Marx tarafından öngörülen bu sonu, tarihin öznesi olan, sınıf bilincine sahip toplumsal aktörler dolayımıyla olacaktır. Kapitalizmle birlikte, ona hizmet eden ve onun gibi birer yabancılaşma olan din ve devlet de işlevsizleşerek aşılacaktır. Marx'ın bu öngörüsü onun tarihsel materyalizminin bir yansımasıdır. Başka bir deyişle dayanağını Marx'ın Hegel ve Feuerbach'ı eleştirerek yapılandırdığı felsefesinde yani tarihsel materyalizmde bulmaktadır. Nitekim Marx'a göre kapitalizmi sonlandıracak olan yeni üretim biçimi, kapitalizm içinde olgunlaşacaktır. Bu çerçevede, düşünürün öngörüsünü ona sadık bir biçimde ortaya koymayı amaçlayan bu çalışmada, buna ek olarak bu öngörünün tarihsel materyalist karakterinin çözümlenmesi amaçlanmaktadır.
Bilim, nedenleri ve etkileri tanımlanan doğal olayların daha iyi bir şekilde anlaşılabileceğini v... more Bilim, nedenleri ve etkileri tanımlanan doğal olayların daha iyi bir şekilde anlaşılabileceğini varsayar. Pek çok durumda bilimsel metot, meydana gelen her olayın kendisini belli bir etkinin izlediği özel bir nedene sahip olduğunu kabul eder. Buna göre, etkiler nedenlerin deneyimsel bilgisinden sonuç olarak çıkarsanabileceği gibi, nedenlerin bilgisi de etkilerin bilgisinden türetilebilir. Neden, bir şeyin niçin meydana geldiğini açıklarken, sonuç, ne olduğunu betimler. Tabiat ya da bilim hakkındaki bütün çalışmalar, neden ve etki, yani nedensellik yasasıyla ilgilidir. Bu makalede, nedenlerde var olduğu farz edilen ‘kuvvet’, ‘etkinlik’ veya üretken güç’ kavramını ayrıntılı bir şekilde ele aldıktan sonra, bilimin temel aldığı nedensellik ilkesinin esasında hiçbir mantıksal ve deneysel dayanağının olmadığını göstermeye çalışacağım.Science generally assumes that many natural phenomena are better understood by describing their causes and effects. In most cases, scientific method presuppo...
Kutadgubilig: Felsefe Bilim Araştırmaları, 2012
Kaygı. Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe Dergisi, 2008
Bilim, nedenleri ve etkileri tanımlanan doğal olayların daha iyi bir şekilde anlaşılabileceğini v... more Bilim, nedenleri ve etkileri tanımlanan doğal olayların daha iyi bir şekilde anlaşılabileceğini varsayar. Pek çok durumda bilimsel metot, meydana gelen her olayın kendisini belli bir etkinin izlediği özel bir nedene sahip olduğunu kabul eder. Buna göre, etkiler nedenlerin deneyimsel bilgisinden sonuç olarak çıkarsanabileceği gibi, nedenlerin bilgisi de etkilerin bilgisinden türetilebilir. Neden, bir şeyin niçin meydana geldiğini açıklarken, sonuç, ne olduğunu betimler. Tabiat ya da bilim hakkındaki bütün çalışmalar, neden ve etki, yani nedensellik yasasıyla ilgilidir. Bu makalede, nedenlerde var olduğu farz edilen 'kuvvet', 'etkinlik' veya üretken güç' kavramını ayrıntılı bir şekilde ele aldıktan sonra, bilimin temel aldığı nedensellik ilkesinin esasında hiçbir mantıksal ve deneysel dayanağının olmadığını göstermeye çalışacağım.
This article has been structured to present a comparison between “human” and “animal” in terms of... more This article has been structured to present a comparison between “human” and “animal” in terms of agression, while seeking to reveal the essence of agression, having articulated the relationship between agression itself, and its source, motives, aim, means, function and theoretical foundations. In this work, which aims at contributing to define the extent of affirmation, the difference between the “human,” and “animal” sometimes disappears, and becomes evident at others; and it has been sought to make a remark on the death of Socrates on the basis of Freudian theory of agression
Beytulhikme An International Journal of Philosophy, 2021
Modernism and Postmodernism Studies Network, 2020
Bu çalışmanın amacı, Frankfurt Okulu ve romantizmin, modernizm eleştirileriyle toplumsal değişme ... more Bu çalışmanın amacı, Frankfurt Okulu ve romantizmin, modernizm eleştirileriyle toplumsal değişme olgusunun ilke ve dinamiklerini temel alarak bir gelecek projeksiyonu yapmaktır. Modernizmi karakterize eden unsurların aşınmasına bağlı olarak modernizmin de aşındığının ileri sürüldüğü bu çalışmada, çağımızdaki belirtilere ve W. Ogburn"un toplumsal değişme konusundaki görüşlerine dayanarak gelecekte, modernizmi karakterize eden unsurlardan biri olan modern kentlerin çözülebileceği ileri sürülmektedir. Bu çalışmanın iddiasına göre söz konusu çözülmeye salgın hastalıklar gibi toplumsal değişmeyi hızlandıran faktörler itici güç olarak etki edecek, teknolojik olanaklar ise altyapı sağlayacaktır. Böylece kültürel gecikme giderilebilecek ve kentin Frankfurt Okulu"nun eleştirdiği olumsuzluklarından uzaklaşılarak romantizmin özlemini duyduğu doğaya dönüşün yeni bir formuna kavuşulabilecektir.
Mavi Atlas, 2015
Bu çalışmada, yabancılaşma kavramı, yine kendi aralarında yakın ilişki içinde olan kitle, kültür,... more Bu çalışmada, yabancılaşma kavramı, yine kendi aralarında yakın ilişki içinde olan kitle, kültür, bunalım kavramları ile ilişkisi açıklanarak irdelenmekte ve yabancılaşma kavramının söz konusu kavramlarla ilişkisi çözümlenerek yabancılaşmanın ortaya çıkma koşulları değerlendirilmektedir.
F L S F / Süleyman Demirel Üniversitesi Felsefe Dergisi, Sep 1, 2011
Temaşa Erciyes Üniversitesi Felsefe Bölümü Dergisi, 2021
Marx'ın kapitalizmin sonuna ilişkin görüşlerini yorumlayan bu çalışmanın amacı düşünürün görüşler... more Marx'ın kapitalizmin sonuna ilişkin görüşlerini yorumlayan bu çalışmanın amacı düşünürün görüşleri doğrultusunda kapitalizm, din ve devlet arasındaki ilişkiselliği açık etmeye çalışmaktır. Buna ek olarak, yabancılaşma ortak paydasında birleşen bu üç olgunun Marxçı anlamda bir devrim durumunda nasıl biçimleneceğinin irdelendiği bu çalışmada, kapitalizmin sonuna ilişkin belirtiler yordanmaya çalışılmaktadır. Marx'a göre kapitalist üretim biçimi, sınırlarına ulaşarak olanaklarını tükettiğinde, olgunlaşan bir meyvenin dalından düşmesi gibi sonlanacaktır. Kapitalizmin, Marx tarafından öngörülen bu sonu, tarihin öznesi olan, sınıf bilincine sahip toplumsal aktörler dolayımıyla olacaktır. Kapitalizmle birlikte, ona hizmet eden ve onun gibi birer yabancılaşma olan din ve devlet de işlevsizleşerek aşılacaktır. Marx'ın bu öngörüsü onun tarihsel materyalizminin bir yansımasıdır. Başka bir deyişle dayanağını Marx'ın Hegel ve Feuerbach'ı eleştirerek yapılandırdığı felsefesinde yani tarihsel materyalizmde bulmaktadır. Nitekim Marx'a göre kapitalizmi sonlandıracak olan yeni üretim biçimi, kapitalizm içinde olgunlaşacaktır. Bu çerçevede, düşünürün öngörüsünü ona sadık bir biçimde ortaya koymayı amaçlayan bu çalışmada, buna ek olarak bu öngörünün tarihsel materyalist karakterinin çözümlenmesi amaçlanmaktadır.
Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları, 2021
Tarihin savaşsız yıllarının savaşlı yıllarından ne kadar az olduğu bilinir. Bu ol¬gunun da etkis... more Tarihin savaşsız yıllarının savaşlı yıllarından ne kadar az olduğu bilinir. Bu ol¬gunun da etkisiyle şiddet ve tarih hep neredeyse özdeş olarak görülmüştür. Bu perspektif şiddet ve tarihi bir gören geleneksel tarih anlayışına aittir. Bunun yanı sıra günümüze kadar şiddet konusunda birçok eser verilmiştir. Fakat aralarında şiddet ve tarihi ilişkilendiren kapsamlı bir esere rastlanmaz. Var olan eserler ise geleneksel tarih anlayışının perspektifinden yazılmış, şiddet ve tarihi neredeyse eşitlemiş eserlerdir. Geleneksel tarih anlayışının hegemonik karakteri farklı pers¬pektiflerin var olma ihtimalinin bile düşünülmesine fırsat vermemiştir. Herkesin bir gözlük gibi gözüne taktığı bu anlayış zamanla göze dönüşmüştür. Bu nedenle tarih demek şiddetin tarihi demek olmuştur. Oysa bu iki kavramın kesiştiği nokta aynı zamanda siyaset, hukuk ve tarih felsefesinin kesiştiği, tek bir perspektife hapsedilmemesi gereken kritik bir noktadır. Walter Benjamin’in tarih anlayışı geleneksel tarih anlayışına bir başkaldırı niteliğindedir. Bu nedenle, farklı bir yaklaşım sunmayı amaçlayan bu çalışmada Benjamin’in Şiddetin Eleştirisi Üze¬rine ve Tarih Kavramı Üzerine adlı metinleri temel alınarak düşünürün şiddet sorununun çözümü olarak sunduğu, geleneksel tarih anlayışıyla taban tabana zıt, bu anlayışı ters yüz eden tarih anlayışı çözümlenmektedir. Analitik kurgu ve ters piramit teknikleri kullanılarak yapılandırılan bu çalışmada ayrıca şiddetsizliğin olanağına bir ışık tutmak umuduyla Benjamin’in şiddet sorunu kavramsallaştır¬ması ve şiddet-tarih ilişkisi görüşü tartışılarak ortaya konulmaktadır. Bütün bu açımlama çabası sonucunda varılan sonuç; Benjamin’in şiddet sorununu başarılı bir biçimde kavramsallaştırdığı ve soruna etkili bir çözüm sunduğudur. Benja¬min bu yolla aynı zamanda geleneksel tarih anlayışına alternatif, şiddet içerme¬yen bir tarih anlayışı yapılandırmış, tarih alanına metodoloji bakımından güçlü bir katkıda bulunmuştur.
Beytulhikme, Int J Phil, 2021
Heidegger interpreted Kant's Critique of Pure Reason, in an effort to ground metaphysics. This st... more Heidegger interpreted Kant's Critique of Pure Reason, in an effort to ground metaphysics. This study aims to analyze the relationship between self and time as the key point of that interpretation with reference to Kant and Heidegger. Unlike Kant, Heidegger focuses on and awards significance to the concept of time in order to attain ontological knowledge. By doing so, the philosopher pushes the boundary that Kant draws between knowable and unknowable. In order to reveal how Heidegger achieves that, one should first shed light on how self and time relate to the concepts of transcendency, infiniteness, finiteness, thinking and self-consciousness. This article, which also aims to interpret the said relationality, consequently, holds that Heidegger, reduces the distance between humans and reality through his attempt to ground metaphysics.
Bu çalışmada, yabancılaşma kavramı, yine kendi aralarında yakın ilişki içinde olan kitle, kültür,... more Bu çalışmada, yabancılaşma kavramı, yine kendi aralarında yakın ilişki içinde olan kitle, kültür, bunalım kavramları ile ilişkisi açıklanarak irdelenmekte ve yabancılaşma kavramının söz konusu kavramlarla ilişkisi çözümlenerek yabancılaşmanın ortaya çıkma koşulları değerlendirilmektedir.
ÖZET Bu çalışma saldırganlığın kendisi, kaynağı, nedeni, amacı, aracı, işlevi ve kuramsal temell... more ÖZET
Bu çalışma saldırganlığın kendisi, kaynağı, nedeni, amacı, aracı, işlevi ve kuramsal temelleri arasındaki ilişkiyi açık ederek onun özünü ortaya koymaya çalışırken saldırganlık üzerinden bir “insan”, “hayvan” karşılaştırması sunacak biçimde yapılandırılmıştır. Saldırganlığın olumlanma sınırının belirlenmesine katkı sağlamayı amaçlayan bu çalışmada “insan” ve “hayvan” arasındaki fark kah ortadan kaldırılmakta kah belirginleştirilmekte ve Freud’un saldırganlık kuramı temelinde Sokrates’in ölümüne bir yorum getirilmektedir.
Anahtar Sözcükler: Saldırganlık, insan, hayvan, Freud, ölüm, Sokrates
(A Psychological and Philosophical Inquiry into the Agression of “Animal” and “Human”)
ABSTRACT
This article has been structured to present a comparison between “human” and “animal” in terms of agression, while seeking to reveal the essence of agression, having articulated the relationship between agression itself, and its source, motives, aim, means, function and theoretical foundations. In this work, which aims at contributing to define the extent of affirmation, the difference between the “human,” and “animal” sometimes disappears, and becomes evident at others; and it has been sought to make a remark on the death of Socrates on the basis of Freudian theory of agression.
Key Words: Agression, human, animal, Freud, death, Socrates.
The aim of this work is to reveal the meaning and the role of "alienation" in Hegel's philosophy ... more The aim of this work is to reveal the meaning and the role of "alienation" in Hegel's philosophy with referance to his writings. Hegel was the first thinker to underline alienation in his philosophy. This work is an attempt to claim that alienation lies at the foundation of Hegel's philosophy and that it is not possible to explain the other elements of Hegel's philosophy without reference to his concept of alienation. Thus, alienation is indispensable to understand Hegelian philosophy and vice versa.
Bu çalışmada yabancılaşmanın oldukça geniş bir alanla ilişkili olup özellikle doğayı aşan her ala... more Bu çalışmada yabancılaşmanın oldukça geniş bir alanla ilişkili olup özellikle doğayı aşan her alanda kendini gösteren bir ilke olduğu, kökenini varlıkta, oluşta, insanda, onun etkinliklerinde bulduğu ve insanın açığa çıkabilmesi için zorunlu olduğu iddia ediliyor. Ötekinin ya da yabancının olduğu her yerde yabancılaşmanın bulunduğunun ve her yabancılaşmanın bir anlamda değişim olduğunun iddia edildiği bu çalışmada, insanın varlık yapısı gereği, değişimle ilişkisi bakımından diğer canlılardan farklı olduğu iddia ediliyor. İnsanın değiştiren, dolayısıyla yabancılaştıran bir varlık olduğu, hatta değiştirmemesi durumunda da yabancılaşacağı savunuluyor. Bunun yanı sıra yabancının ve yabancılaşmanın kimi zaman olumsuz anlamlarda ortaya çıkıyor olmalarına karşın kökenlerine ilişkin zorunluluk nedeniyle genel anlamda olumlanması gerektiği temellendirilmeye çalışılıyor. Anahtar sözcükler: Yabancılaşma, öteki, insan, değişim, varoluş.
Manisa Celal bayar üniversitesi sosyal bilmler dergisi, Mar 13, 2023
Bu çalışmada sivil itaatsizlik ve erdem kavramları, ilk sivil itaatsiz olduğu öne sürülen ve erde... more Bu çalışmada sivil itaatsizlik ve erdem kavramları, ilk sivil itaatsiz olduğu öne sürülen ve erdem kavramını felsefenin alanına taşıyan ilk düşünür olarak bilinen Sokrates aracılığıyla ilişkilendirilerek tartışılmaktadır. Bu kapsamda: Sokrates’in duruşu ya da tutumu erdem, itaat, itaatsizlik ve sivil itaatsizlik bakımından yorumlanmaktadır. Erdem kavramının içeriği ve Sokrates için anlamı çerçevesinde adalet üzerine bir sorgulama yapılmaktadır. Buna ek olarak, sivil itaatsizlik literatüründe hatırı sayılır bir yeri olan “adaleti yerine getirebilen hukuk” arayışının izleği doğrultusunda doğal hukuk-hukuki pozitivizm üzerinden hukuk-ahlak tartışmasına değinilmektedir. Çalışma boyunca yürütülen kavramsal ilişkilendirmeler ve tartışma sonucunda erdem kavramının hukukun adalete yaklaşmasını sağlamak bakımından anahtar role sahip bir kavram olduğu ileri sürülmüştür.
Kitabın Adı: HASTA TOPLUM: Cinsiyetçilik, Tıbbileştirme ve Tüketime Dair Sağlık Çözümlemeleri Edi... more Kitabın Adı: HASTA TOPLUM: Cinsiyetçilik, Tıbbileştirme ve Tüketime Dair Sağlık Çözümlemeleri Editör: Duygu ALPTEKİN İçindekiler: Güneş Girmeyen Eve Doktor Girer (Mi?): Sağlık Hizmetlerinde Koşullar, Tercihler ve Nedenler Üzerine / Temmuz Gönç & Nadir Suğur Sağlık-Hastalığın Değişen Görünümü ve Tüketim Toplumunda Tıbbileşme / Esra Karakuş & Nurşen Adak Toplumsal Cinsiyet Perspektifinde Sağlık ve Tıbbileştirme / Deniz Sezgin Sağlık Hareketlerinin Toplumsallığı ve Kadın Sağlığı Hareketi / Duygu Alptekin Sağlık ve Hoşnutsuzlukları: Sağlık Kanaat Önderlerinin Sosyal Medya Söylemleri ve Sağlığın Tıbbileştirilmesi / Yasemin İnceoğlu, Burak Özçetin, Meltem Gökmen Tol, Saygın Vedat Alkurt Eşitsizliklerin Kavşağında: Çağdaş Türkiye’de Yaşlılık ve Sağlık / Özgür Arun Resmi Olmayan Bakımda Bağımlı Yaşlılar ve Bakım Verenleri için Sağlık Etkileri: Antalya Evde Bakım Araştırması (AEBA) / Jason K. Holdsworth Ergenlerde Madde Kullanımı ve Bağımlılığı / Hatice Yıldız Son yıllarda sağlıkla ilgili çalışmalar, biyolojik ve tıbbi boyutun yanı sıra sosyal bilimlerin konuya yaklaşımları ile daha mozaik bir yapıya bürünmüş ve eleştirel bir düşünce akımı yaratmıştır. Bu akıma destek olma amacıyla sosyoloji, iletişim, sağlık ve gerontoloji gibi farklı disiplinlerdeki sosyal bilimcileri buluşturan bu kitapta, sağlığın toplumdaki farklı görünümleri üzerinden yapılan analizler bulunmaktadır. Sağlıklı ve hasta olma hallerinin tartışmasını; erkek ve kadın bedenlerinin tıbbileştirilmesi konusunu; yaş, cinsiyet ve sosyo-ekonomik statüye bağlı ortaya çıkan eşitsizlikleri içeren bu kitap çalışmasının, toplumsal cinsiyet ayrımcılığı, sağlık kanaat önderlerinin ve bilgisinin gündelik hayata nüfuzu ve tüketim toplumunda sağlık tartışmaları ile literatüre farklı alanlardan katkı sağlaması hedeflenmiştir. Bununla beraber Türkiye’ye ilişkin genel sağlık profilleri eşliğinde yaş ve cinsiyete dayalı karşılaştırmalı analizlerinin yanı sıra madde bağımlılığı ve kullanımı, yaşlılık sürecinde karşılaşılan sağlık sorunları ve eşitsizlikleri, yaşlı bakımı, kent ve kır yaşamında sağlık hizmetlerinden yararlanma koşulları gibi güncel ve önemli sağlık sorunlarına da çalışmada yer verilmiştir.
Temaşa Erciyes Üniversitesi Felsefe Bölümü Dergisi, Jun 15, 2021
Marx'ın kapitalizmin sonuna ilişkin görüşlerini yorumlayan bu çalışmanın amacı düşünürün görüşler... more Marx'ın kapitalizmin sonuna ilişkin görüşlerini yorumlayan bu çalışmanın amacı düşünürün görüşleri doğrultusunda kapitalizm, din ve devlet arasındaki ilişkiselliği açık etmeye çalışmaktır. Buna ek olarak, yabancılaşma ortak paydasında birleşen bu üç olgunun Marxçı anlamda bir devrim durumunda nasıl biçimleneceğinin irdelendiği bu çalışmada, kapitalizmin sonuna ilişkin belirtiler yordanmaya çalışılmaktadır. Marx'a göre kapitalist üretim biçimi, sınırlarına ulaşarak olanaklarını tükettiğinde, olgunlaşan bir meyvenin dalından düşmesi gibi sonlanacaktır. Kapitalizmin, Marx tarafından öngörülen bu sonu, tarihin öznesi olan, sınıf bilincine sahip toplumsal aktörler dolayımıyla olacaktır. Kapitalizmle birlikte, ona hizmet eden ve onun gibi birer yabancılaşma olan din ve devlet de işlevsizleşerek aşılacaktır. Marx'ın bu öngörüsü onun tarihsel materyalizminin bir yansımasıdır. Başka bir deyişle dayanağını Marx'ın Hegel ve Feuerbach'ı eleştirerek yapılandırdığı felsefesinde yani tarihsel materyalizmde bulmaktadır. Nitekim Marx'a göre kapitalizmi sonlandıracak olan yeni üretim biçimi, kapitalizm içinde olgunlaşacaktır. Bu çerçevede, düşünürün öngörüsünü ona sadık bir biçimde ortaya koymayı amaçlayan bu çalışmada, buna ek olarak bu öngörünün tarihsel materyalist karakterinin çözümlenmesi amaçlanmaktadır.
Bilim, nedenleri ve etkileri tanımlanan doğal olayların daha iyi bir şekilde anlaşılabileceğini v... more Bilim, nedenleri ve etkileri tanımlanan doğal olayların daha iyi bir şekilde anlaşılabileceğini varsayar. Pek çok durumda bilimsel metot, meydana gelen her olayın kendisini belli bir etkinin izlediği özel bir nedene sahip olduğunu kabul eder. Buna göre, etkiler nedenlerin deneyimsel bilgisinden sonuç olarak çıkarsanabileceği gibi, nedenlerin bilgisi de etkilerin bilgisinden türetilebilir. Neden, bir şeyin niçin meydana geldiğini açıklarken, sonuç, ne olduğunu betimler. Tabiat ya da bilim hakkındaki bütün çalışmalar, neden ve etki, yani nedensellik yasasıyla ilgilidir. Bu makalede, nedenlerde var olduğu farz edilen ‘kuvvet’, ‘etkinlik’ veya üretken güç’ kavramını ayrıntılı bir şekilde ele aldıktan sonra, bilimin temel aldığı nedensellik ilkesinin esasında hiçbir mantıksal ve deneysel dayanağının olmadığını göstermeye çalışacağım.Science generally assumes that many natural phenomena are better understood by describing their causes and effects. In most cases, scientific method presuppo...
Kutadgubilig: Felsefe Bilim Araştırmaları, 2012
Kaygı. Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe Dergisi, 2008
Bilim, nedenleri ve etkileri tanımlanan doğal olayların daha iyi bir şekilde anlaşılabileceğini v... more Bilim, nedenleri ve etkileri tanımlanan doğal olayların daha iyi bir şekilde anlaşılabileceğini varsayar. Pek çok durumda bilimsel metot, meydana gelen her olayın kendisini belli bir etkinin izlediği özel bir nedene sahip olduğunu kabul eder. Buna göre, etkiler nedenlerin deneyimsel bilgisinden sonuç olarak çıkarsanabileceği gibi, nedenlerin bilgisi de etkilerin bilgisinden türetilebilir. Neden, bir şeyin niçin meydana geldiğini açıklarken, sonuç, ne olduğunu betimler. Tabiat ya da bilim hakkındaki bütün çalışmalar, neden ve etki, yani nedensellik yasasıyla ilgilidir. Bu makalede, nedenlerde var olduğu farz edilen 'kuvvet', 'etkinlik' veya üretken güç' kavramını ayrıntılı bir şekilde ele aldıktan sonra, bilimin temel aldığı nedensellik ilkesinin esasında hiçbir mantıksal ve deneysel dayanağının olmadığını göstermeye çalışacağım.
This article has been structured to present a comparison between “human” and “animal” in terms of... more This article has been structured to present a comparison between “human” and “animal” in terms of agression, while seeking to reveal the essence of agression, having articulated the relationship between agression itself, and its source, motives, aim, means, function and theoretical foundations. In this work, which aims at contributing to define the extent of affirmation, the difference between the “human,” and “animal” sometimes disappears, and becomes evident at others; and it has been sought to make a remark on the death of Socrates on the basis of Freudian theory of agression
Beytulhikme An International Journal of Philosophy, 2021
Modernism and Postmodernism Studies Network, 2020
Bu çalışmanın amacı, Frankfurt Okulu ve romantizmin, modernizm eleştirileriyle toplumsal değişme ... more Bu çalışmanın amacı, Frankfurt Okulu ve romantizmin, modernizm eleştirileriyle toplumsal değişme olgusunun ilke ve dinamiklerini temel alarak bir gelecek projeksiyonu yapmaktır. Modernizmi karakterize eden unsurların aşınmasına bağlı olarak modernizmin de aşındığının ileri sürüldüğü bu çalışmada, çağımızdaki belirtilere ve W. Ogburn"un toplumsal değişme konusundaki görüşlerine dayanarak gelecekte, modernizmi karakterize eden unsurlardan biri olan modern kentlerin çözülebileceği ileri sürülmektedir. Bu çalışmanın iddiasına göre söz konusu çözülmeye salgın hastalıklar gibi toplumsal değişmeyi hızlandıran faktörler itici güç olarak etki edecek, teknolojik olanaklar ise altyapı sağlayacaktır. Böylece kültürel gecikme giderilebilecek ve kentin Frankfurt Okulu"nun eleştirdiği olumsuzluklarından uzaklaşılarak romantizmin özlemini duyduğu doğaya dönüşün yeni bir formuna kavuşulabilecektir.
Mavi Atlas, 2015
Bu çalışmada, yabancılaşma kavramı, yine kendi aralarında yakın ilişki içinde olan kitle, kültür,... more Bu çalışmada, yabancılaşma kavramı, yine kendi aralarında yakın ilişki içinde olan kitle, kültür, bunalım kavramları ile ilişkisi açıklanarak irdelenmekte ve yabancılaşma kavramının söz konusu kavramlarla ilişkisi çözümlenerek yabancılaşmanın ortaya çıkma koşulları değerlendirilmektedir.
F L S F / Süleyman Demirel Üniversitesi Felsefe Dergisi, Sep 1, 2011
Temaşa Erciyes Üniversitesi Felsefe Bölümü Dergisi, 2021
Marx'ın kapitalizmin sonuna ilişkin görüşlerini yorumlayan bu çalışmanın amacı düşünürün görüşler... more Marx'ın kapitalizmin sonuna ilişkin görüşlerini yorumlayan bu çalışmanın amacı düşünürün görüşleri doğrultusunda kapitalizm, din ve devlet arasındaki ilişkiselliği açık etmeye çalışmaktır. Buna ek olarak, yabancılaşma ortak paydasında birleşen bu üç olgunun Marxçı anlamda bir devrim durumunda nasıl biçimleneceğinin irdelendiği bu çalışmada, kapitalizmin sonuna ilişkin belirtiler yordanmaya çalışılmaktadır. Marx'a göre kapitalist üretim biçimi, sınırlarına ulaşarak olanaklarını tükettiğinde, olgunlaşan bir meyvenin dalından düşmesi gibi sonlanacaktır. Kapitalizmin, Marx tarafından öngörülen bu sonu, tarihin öznesi olan, sınıf bilincine sahip toplumsal aktörler dolayımıyla olacaktır. Kapitalizmle birlikte, ona hizmet eden ve onun gibi birer yabancılaşma olan din ve devlet de işlevsizleşerek aşılacaktır. Marx'ın bu öngörüsü onun tarihsel materyalizminin bir yansımasıdır. Başka bir deyişle dayanağını Marx'ın Hegel ve Feuerbach'ı eleştirerek yapılandırdığı felsefesinde yani tarihsel materyalizmde bulmaktadır. Nitekim Marx'a göre kapitalizmi sonlandıracak olan yeni üretim biçimi, kapitalizm içinde olgunlaşacaktır. Bu çerçevede, düşünürün öngörüsünü ona sadık bir biçimde ortaya koymayı amaçlayan bu çalışmada, buna ek olarak bu öngörünün tarihsel materyalist karakterinin çözümlenmesi amaçlanmaktadır.
Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları, 2021
Tarihin savaşsız yıllarının savaşlı yıllarından ne kadar az olduğu bilinir. Bu ol¬gunun da etkis... more Tarihin savaşsız yıllarının savaşlı yıllarından ne kadar az olduğu bilinir. Bu ol¬gunun da etkisiyle şiddet ve tarih hep neredeyse özdeş olarak görülmüştür. Bu perspektif şiddet ve tarihi bir gören geleneksel tarih anlayışına aittir. Bunun yanı sıra günümüze kadar şiddet konusunda birçok eser verilmiştir. Fakat aralarında şiddet ve tarihi ilişkilendiren kapsamlı bir esere rastlanmaz. Var olan eserler ise geleneksel tarih anlayışının perspektifinden yazılmış, şiddet ve tarihi neredeyse eşitlemiş eserlerdir. Geleneksel tarih anlayışının hegemonik karakteri farklı pers¬pektiflerin var olma ihtimalinin bile düşünülmesine fırsat vermemiştir. Herkesin bir gözlük gibi gözüne taktığı bu anlayış zamanla göze dönüşmüştür. Bu nedenle tarih demek şiddetin tarihi demek olmuştur. Oysa bu iki kavramın kesiştiği nokta aynı zamanda siyaset, hukuk ve tarih felsefesinin kesiştiği, tek bir perspektife hapsedilmemesi gereken kritik bir noktadır. Walter Benjamin’in tarih anlayışı geleneksel tarih anlayışına bir başkaldırı niteliğindedir. Bu nedenle, farklı bir yaklaşım sunmayı amaçlayan bu çalışmada Benjamin’in Şiddetin Eleştirisi Üze¬rine ve Tarih Kavramı Üzerine adlı metinleri temel alınarak düşünürün şiddet sorununun çözümü olarak sunduğu, geleneksel tarih anlayışıyla taban tabana zıt, bu anlayışı ters yüz eden tarih anlayışı çözümlenmektedir. Analitik kurgu ve ters piramit teknikleri kullanılarak yapılandırılan bu çalışmada ayrıca şiddetsizliğin olanağına bir ışık tutmak umuduyla Benjamin’in şiddet sorunu kavramsallaştır¬ması ve şiddet-tarih ilişkisi görüşü tartışılarak ortaya konulmaktadır. Bütün bu açımlama çabası sonucunda varılan sonuç; Benjamin’in şiddet sorununu başarılı bir biçimde kavramsallaştırdığı ve soruna etkili bir çözüm sunduğudur. Benja¬min bu yolla aynı zamanda geleneksel tarih anlayışına alternatif, şiddet içerme¬yen bir tarih anlayışı yapılandırmış, tarih alanına metodoloji bakımından güçlü bir katkıda bulunmuştur.
Beytulhikme, Int J Phil, 2021
Heidegger interpreted Kant's Critique of Pure Reason, in an effort to ground metaphysics. This st... more Heidegger interpreted Kant's Critique of Pure Reason, in an effort to ground metaphysics. This study aims to analyze the relationship between self and time as the key point of that interpretation with reference to Kant and Heidegger. Unlike Kant, Heidegger focuses on and awards significance to the concept of time in order to attain ontological knowledge. By doing so, the philosopher pushes the boundary that Kant draws between knowable and unknowable. In order to reveal how Heidegger achieves that, one should first shed light on how self and time relate to the concepts of transcendency, infiniteness, finiteness, thinking and self-consciousness. This article, which also aims to interpret the said relationality, consequently, holds that Heidegger, reduces the distance between humans and reality through his attempt to ground metaphysics.
Bu çalışmada, yabancılaşma kavramı, yine kendi aralarında yakın ilişki içinde olan kitle, kültür,... more Bu çalışmada, yabancılaşma kavramı, yine kendi aralarında yakın ilişki içinde olan kitle, kültür, bunalım kavramları ile ilişkisi açıklanarak irdelenmekte ve yabancılaşma kavramının söz konusu kavramlarla ilişkisi çözümlenerek yabancılaşmanın ortaya çıkma koşulları değerlendirilmektedir.
ÖZET Bu çalışma saldırganlığın kendisi, kaynağı, nedeni, amacı, aracı, işlevi ve kuramsal temell... more ÖZET
Bu çalışma saldırganlığın kendisi, kaynağı, nedeni, amacı, aracı, işlevi ve kuramsal temelleri arasındaki ilişkiyi açık ederek onun özünü ortaya koymaya çalışırken saldırganlık üzerinden bir “insan”, “hayvan” karşılaştırması sunacak biçimde yapılandırılmıştır. Saldırganlığın olumlanma sınırının belirlenmesine katkı sağlamayı amaçlayan bu çalışmada “insan” ve “hayvan” arasındaki fark kah ortadan kaldırılmakta kah belirginleştirilmekte ve Freud’un saldırganlık kuramı temelinde Sokrates’in ölümüne bir yorum getirilmektedir.
Anahtar Sözcükler: Saldırganlık, insan, hayvan, Freud, ölüm, Sokrates
(A Psychological and Philosophical Inquiry into the Agression of “Animal” and “Human”)
ABSTRACT
This article has been structured to present a comparison between “human” and “animal” in terms of agression, while seeking to reveal the essence of agression, having articulated the relationship between agression itself, and its source, motives, aim, means, function and theoretical foundations. In this work, which aims at contributing to define the extent of affirmation, the difference between the “human,” and “animal” sometimes disappears, and becomes evident at others; and it has been sought to make a remark on the death of Socrates on the basis of Freudian theory of agression.
Key Words: Agression, human, animal, Freud, death, Socrates.
The aim of this work is to reveal the meaning and the role of "alienation" in Hegel's philosophy ... more The aim of this work is to reveal the meaning and the role of "alienation" in Hegel's philosophy with referance to his writings. Hegel was the first thinker to underline alienation in his philosophy. This work is an attempt to claim that alienation lies at the foundation of Hegel's philosophy and that it is not possible to explain the other elements of Hegel's philosophy without reference to his concept of alienation. Thus, alienation is indispensable to understand Hegelian philosophy and vice versa.
Bu çalışmada yabancılaşmanın oldukça geniş bir alanla ilişkili olup özellikle doğayı aşan her ala... more Bu çalışmada yabancılaşmanın oldukça geniş bir alanla ilişkili olup özellikle doğayı aşan her alanda kendini gösteren bir ilke olduğu, kökenini varlıkta, oluşta, insanda, onun etkinliklerinde bulduğu ve insanın açığa çıkabilmesi için zorunlu olduğu iddia ediliyor. Ötekinin ya da yabancının olduğu her yerde yabancılaşmanın bulunduğunun ve her yabancılaşmanın bir anlamda değişim olduğunun iddia edildiği bu çalışmada, insanın varlık yapısı gereği, değişimle ilişkisi bakımından diğer canlılardan farklı olduğu iddia ediliyor. İnsanın değiştiren, dolayısıyla yabancılaştıran bir varlık olduğu, hatta değiştirmemesi durumunda da yabancılaşacağı savunuluyor. Bunun yanı sıra yabancının ve yabancılaşmanın kimi zaman olumsuz anlamlarda ortaya çıkıyor olmalarına karşın kökenlerine ilişkin zorunluluk nedeniyle genel anlamda olumlanması gerektiği temellendirilmeye çalışılıyor. Anahtar sözcükler: Yabancılaşma, öteki, insan, değişim, varoluş.
Journal of Modernism and Postmodernism Studies (JOMOPS), 2020
Bu çalışmanın amacı, Frankfurt Okulu ve romantizmin, modernizm eleştirileriyle toplumsal değişme ... more Bu çalışmanın amacı, Frankfurt Okulu ve romantizmin, modernizm eleştirileriyle toplumsal değişme olgusunun ilke ve dinamiklerini temel alarak bir gelecek projeksiyonu yapmaktır. Modernizmi karakterize eden unsurların aşınmasına bağlı olarak modernizmin de aşındığının ileri sürüldüğü bu çalışmada, çağımızdaki belirtilere ve W. Ogburn"un toplumsal değişme konusundaki görüşlerine dayanarak gelecekte, modernizmi karakterize eden unsurlardan biri olan modern kentlerin çözülebileceği ileri sürülmektedir. Bu çalışmanın iddiasına göre söz konusu çözülmeye salgın hastalıklar gibi toplumsal değişmeyi hızlandıran faktörler itici güç olarak etki edecek, teknolojik olanaklar ise altyapı sağlayacaktır. Böylece kültürel gecikme giderilebilecek ve kentin Frankfurt Okulu"nun eleştirdiği olumsuzluklarından uzaklaşılarak romantizmin özlemini duyduğu doğaya dönüşün yeni bir formuna kavuşulabilecektir.
The aim of this article is to make future projections based on how Frankfurt School and Romanticism criticize modernism in terms of the principles and the dynamics of social change. It holds that corrosion of what characterizes modernism will lead to corrosion of modernism itself. Basing its arguments on the indications of that corrosion and W. Ogburn"s reflections on social change, it also argues that dissolution of modern city as a characteristic element of modernism might be approaching. Such dissolution would be triggered by factors such as epidemics as the catalyzers of social change while technological possibilities lay the groundwork. As a result, cultural lag would be overcome along with the emergence of the city in its new form as a new return to nature aspired by Romanticism with shifting away from the unfavored aspects of modernism criticized by the Frankfurt School.
Kitabın Adı: HASTA TOPLUM: Cinsiyetçilik, Tıbbileştirme ve Tüketime Dair Sağlık Çözümlemeleri ... more Kitabın Adı: HASTA TOPLUM: Cinsiyetçilik, Tıbbileştirme ve Tüketime Dair Sağlık Çözümlemeleri
Editör: Duygu ALPTEKİN
Son yıllarda sağlıkla ilgili çalışmalar, biyolojik ve tıbbi boyutun yanı sıra sosyal bilimlerin konuya yaklaşımları ile daha mozaik bir yapıya bürünmüş ve eleştirel bir düşünce akımı yaratmıştır. Bu akıma destek olma amacıyla sosyoloji, iletişim, sağlık ve gerontoloji gibi farklı disiplinlerdeki sosyal bilimcileri buluşturan bu kitapta, sağlığın toplumdaki farklı görünümleri üzerinden yapılan analizler bulunmaktadır. Sağlıklı ve hasta olma hallerinin tartışmasını; erkek ve kadın bedenlerinin tıbbileştirilmesi konusunu; yaş, cinsiyet ve sosyo-ekonomik statüye bağlı ortaya çıkan eşitsizlikleri içeren bu kitap çalışmasının, toplumsal cinsiyet ayrımcılığı, sağlık kanaat önderlerinin ve bilgisinin gündelik hayata nüfuzu ve tüketim toplumunda sağlık tartışmaları ile literatüre farklı alanlardan katkı sağlaması hedeflenmiştir. Bununla beraber Türkiye’ye ilişkin genel sağlık profilleri eşliğinde yaş ve cinsiyete dayalı karşılaştırmalı analizlerinin yanı sıra madde bağımlılığı ve kullanımı, yaşlılık sürecinde karşılaşılan sağlık sorunları ve eşitsizlikleri, yaşlı bakımı, kent ve kır yaşamında sağlık hizmetlerinden yararlanma koşulları gibi güncel ve önemli sağlık sorunlarına da çalışmada yer verilmiştir.