adem bulut | Bitlis Eren University (original) (raw)

Papers by adem bulut

Research paper thumbnail of Anadolu Ağızlarında Fiil Çekiminde Birinci Çoğul Şahısta Şahıs Eki Değişimi

Dil ve Kültür Bağlamında Güncel Araştırmalar, 2020

Research paper thumbnail of Kalem Şairlerinden Ozan Ömer Kırmıt’ın Hayatı ve Şiirleri

Rumel iDE Journal of Language and Li terature Studies, 2024

Ömer Kırmıt, 1949 yılında Osmaniye ilinin Düziçi ilçesinin Gökçayır köyü Arapçukuru Mahallesinde ... more Ömer Kırmıt, 1949 yılında Osmaniye ilinin Düziçi ilçesinin Gökçayır köyü Arapçukuru Mahallesinde
dünyaya gelmiştir. 1956 yılında ilkokula başlamış, ancak eğitimi yarıda kalmış; 1967’de gittiği
askerliği 1969’da tamamlamış. 1795’te ilkokul diplomasını almış, 1976’da devlet memuru olmuş,
1980’de ortaokul diplomasını almış, 1985’te de Düziçi Anadolu Öğretmen Lisesine geçmiş ve burada
20 yıl çalışmıştır. 2011 yılında da emekli olmuştur. Ömer Kırmıt, hâlen hayatta ve velut bir kalem
şairi olarak şiir yazmaya devam etmektedir. 1962’de babasına hitaben yazdığı şiirden günümüze
kadar yazmaya devam eden Ozan Ömer’in 400’ün üzerinde o kadar çok şiiri olmasına rağmen
maalesef bir tek şiir kitabı vardır. Şiir kitabını ismi: Dünü Bugünü Yarını Anlatır, Şiirler ve Hayata
Bakış’tır. Kitap Ozan Ömer’in şahsî gayreti ve maliyetini kendisi karşılayarak, hatıra olsun diye sınırlı
sayıda 2022 yılında bastırdığı bir kitaptır. Ozanın çalışmaya konu edinmesinin sebebi ise günümüzde
yok olmaya yüz tutan kalem şairliğini Ömer Kırmıt vasıtasıyla kayıt altına almaya çalışmak ve hem
ozanı hem de eserini tanıtmaktır. Çalışmada Ozan Ömer Kırmıt’ın hayatı, kitabı ve edebî şahsiyeti
üzerinde durulmuş olup hayatı hakkındaki bilgiler yazmış olduğu şiir kitabından ve ozanın kendisi
ile yapılan görüşmelerden elde edilmiştir. Bunun yanında şiirleri ele aldığı konulara göre
sınıflandırılmış daha sonra her bir sınıfta yer alan şiirlerle ilgili örnekler verilmiş ve sonuç bölümünde
de şiirlerin hangi temalara yer verdikleri açıklanmıştır. Didaktik ve satirik bir üsluba sahip olan Ozan
Ömer aynı zamanda Karacaoğlan, Yunus Emre ve Abdurrahim Karakoç gibi şairlerden etkilenmiş ve
bu etkilerini şiirlerinde açıkça ortaya koymuştur. Nitekim bunlara dair bulgular da çalışmada yer
almaktadır. Çalışmada ozanın şiirlerinde verilen yazıma sadık kalınmış ve imlâ hataları
düzeltilmemiştir.

Research paper thumbnail of Türkçenin Ses Yapısına Bir Bakış: Alıntı Kelimelerdeki /i-/ Sesine Dair Bir Değerlendirme

Eren Dergisi, 2023

Toplumlar, tarih oyunca yakınında bulunan veya başka toplumlar vasıtasıyla kendilerine uzak olan ... more Toplumlar, tarih oyunca yakınında bulunan veya başka toplumlar vasıtasıyla kendilerine uzak olan toplum ve milletlerle etkileşim içerisinde bulunmuşlardır ve hâlâ bulunmaktadırlar. Bu etkileşim dillerin birbirlerine kelime alıp vermesine yol açmaktadır. Kelime alışverişleri sırasında ödünçleme yapan dilin kurallarına bağlı olarak ödünçlenen kelimeler, kimi ses değişimleri geçirir. Bu ses değişimleri türeme, düşme ya da yer değiştirme şeklinde meydana gelir. Türkçenin yapısını anlatan dil bilgisi kitaplarında da yabancı dillerden giren- özellikle Batı kökenli dillerden- ve ünsüzle başlayan, s ile başlayan kelimeler için, kelimelerin başına çoğunlukla /i-/ sesi türetildiği kimi zamanda /ı-/ türetildiğinden bahsedilmekte ve yapılan bu türetimlerin amacının söyleyiş kolaylığı oluşturmak olduğu ifade edilmekte, kelime başına türetilen bu seslerin de Türkçenin kalınlık-incelik uyumuna uyması gerektiği belirtilmektedir. Öte yandan kimi yabancı dillerden alınan sözcüklerin asıl şekillerinde /i-/ bulunduğu halde Türkçeye geçerken ya da geçtikten sonra kelime başındaki ses düşürülerek kelime /s-/ ünsüzü ile başlayan bir kelime haline evrilmiştir. Bahsi geçen konu gerek dil bilgisi kitaplarında gerek alıntı kelimelerin incelendiği bilimsel yazılarda gerekse konu ile ilgili yazılmış tezlerde ses düşmesi ya da ünlü düşmesi başlığı altında incelenerek örnekler verilmiş ancak konunun Türkçenin dil yapısına aykırılık oluşturduğu gözlerden kaçmış ve buna bağlı olarak sorun hakkında herhangi bir açıklama yapılmamıştır. Bu yazıda ise sorunun sadece sıradan bir ses düşmesi olmadığı ve benzer ses yapılarına/dizilişlerine sahip farklı kökenli dillerden gelen alıntı kelimelerde sürekli olarak uygulandığı iddia edilen /i-/ türemesinin meydana gelmediğini kimi sözcüklerde ise tersi bir durumun söz konusu olduğu ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu amaçla gerek Türkiye Türkçesi ve ağızları ile diğer Türk lehçelerinde tespit edilen kimi sözcüklerin aynı ses olaylarına maruz kalıp kalmadıkları karşılaştırmalı olarak verilip bahsi geçen ses olayın sadece bir lehçede değil dilin bütün yapısında olup olmadığı da ortaya konulmaya çalışılmıştır.

Research paper thumbnail of “Azman” Sözcüğüne Dair

XI. ULUSLARARASI DÜNYA DİLİ TÜRKÇE SEMPOZYUMU, 2019

Renk isimleri, dillerin söz varlığını oluşturmada ve dil kullanıcılarının dünyaya bakış açılarını... more Renk isimleri, dillerin söz varlığını oluşturmada ve dil kullanıcılarının dünyaya bakış açılarını
yansıtmada önemlidirler. Dil kullanıcılarının renk ismi vermede esinlendikleri unsurlar, etkileşim
içerisinde bulundukları unsurlardır ve bu unsurlar, genellikle doğa unsurlarıdır. Sekizinci yüzyılda
yazılmış olan Orhun Yazıtları’nda ak, kara, al, kök, sarıg, yaşıl gibi ana renklerin varlığı henüz o
dönemde dahi Türkçenin renk isimleri bakımından geniş bir yelpazeye sahip olduğunu gösterir.
Yazıtların dönemin renk isimlerini ortaya koyması bakımından önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır.
Bunun yanında yazıtlarda bazı ara renkleri ifade ettiği düşünülen ancak araştırmacılar tarafından renk
ismi olup olmadığı konusunda uzlaşıya varılamayan bazı sözcükler vardır. Bunlardan biri de “azman”
sözcüğüdür. Bu sözcük, yazıtlarda iki defa geçmektedir ve her ikisinde de “at” sözcüğünün önünde
kullanılmaktadır. Ancak sözcüğün kökenine ve anlamına dair muhtelif yazılarda birbirinden farklı
etimoloji denemesi ile birlikte birbirinden farklı anlamlandırmalar yapıldığı tespit edilmiştir. Azman
sözcüğüyle bağlantılı olduğu düşünülen ve yine araştırmacılar tarafından sözcüğün kökenine dair farklı
yorumlar bulunan “az” sözcüğünü de değinilmiştir.

Research paper thumbnail of KÜL TĠGĠN YAZITI’NIN GÜNEY VE DOĞU YÜZLERĠ ĠLE ĠLGĠLĠ SÖZ DĠZĠMĠ ÇALIġMASI

The 1st International Conference on Studies in Turkology, 2016

Türk dilinin en eski metinlerinden olan Orhun Yazıtları, 8. yüzyıldan günümüze kadar ulaşabilen T... more Türk dilinin en eski metinlerinden olan Orhun Yazıtları, 8. yüzyıldan günümüze kadar ulaşabilen Türk
dilinin ve edebiyatının ilk ve en önemli eserlerindendir. Orhun Yazıtları, yazıldığı dönemin dili hakkında
bizlere araştırma yapmak için mükemmel bir bilgi kaynağı olmasının yanında vermiş olduğu öğütlerle de
Türkçemizin ilk hitâbî metinleri olma özelliğini de ihtiva ederler. Yazıtlar, her ne kadar 8. yüzyılda yazılmış
olsalar da araştırmacılar, metinlerde kullanılan dil özelliklerinden hareketle bu eserlerin veya dönemin
dilini, birkaç yüzyıl daha eskiye götürürler (Aksan, 1990: 1-12). Orhun Yazıtları üzerine bugüne kadar
sayısız çalışmalar yapılmıştır. Ergin’in tâbiriyle Orhun Yazıtları üzerine yapılmış çalışmaların listesini
çıkarmak istenirse bu araştırmaların isimleri dâhi bir kitap oluşturacak kadar çoktur. Bu çalışmada, Orhun
Yazıtlarından ilki olan Kül Tigin Yazıtı’nın kelime gruplarını incelenmiştir. Kül Tigin Yazıtı’nın güney ve
doğu yüzlerinde bulunan 53 satır cümle yapıları ve kelime grupları bakımından incelenmiştir. Kelime
gruplarını incelerken Karahan’ın da önermiş olduğu bütünden parçaya doğru giden bir yol izlenmiştir. Bu
yöntem konun daha sağlıklı bir şekilde anlaşılmasına yardımcı olmaktadır. T. Tekin’in Orhon Yazıtları
isimli eseri, çalışma için esas okuma çalışması olarak kabul edilmiştir; ancak anıtlar üzerine yapılmış
diğer okuma çalışmaları ile de karşılaştırılmış ve okuma çalışmaları arasındaki farklılıklar da belirtilmiştir.
Her iki yüzde toplamda 193 cümle olduğu tespit edilmiştir. Çalışmanın ilk aşamasında, kelime gruplarının
farklı araştırmacılar tarafından yapılmış olan tanımlarından derlenen kelime gruplarının tanımlarına yer
verillmiştir; ancak çalışma, Leyla Karahan’ ın Türkçede Söz Dizimi adlı çalışması esas alarak
sınıflandırılmış ve tüm kelime grupları, Karahan’ın eserde yapmış olduğu sıralamaya bağlı kalınarak
verilmiştir. Ayrıca Türkolojide bugün bile hâlâ tartışma konusu olan bazı kelime gruplarının
isimlendirilmesi, sınıflanndırılması, kabul edilip edilmemesi ile illgili görüşlerin/tartışmaların yer aldığı
çalışmaların künyeleri, dipnot olarak verilmiştir.

Research paper thumbnail of YABANCILARA TÜRKÇE ÖĞRETİMİNDE BİR KAYNAK: KİTĀBU DELİLÜ’L İDRĀK Fİ LİSĀNİ’L ETRĀK

III. ULUSLARARASI EĞİTİM BİLİMLERİ VE SOSYAL BİLİMLER SEMPOZYUMU, 2019

Kitābu Delilü’l İdrāk Fi Lisāni’l Etrāk, 1853 yılında Viyana’da Moriz Wickerhauser tarafından yab... more Kitābu Delilü’l İdrāk Fi Lisāni’l Etrāk, 1853 yılında Viyana’da Moriz Wickerhauser tarafından yabancılara Türkçe
öğretmek amacıyla Osmanlı Türkçesi ile yazılmış metinlerin derleme yöntemiyle bir araya getirilmiş ve bunların
Almancaya çevrilerinden oluşan bir eserdir. Wickerhauser, eseri Viyana’da doğu dilleri hocalığı yaptığı sırada
meydana getirmiştir. Eserini oluşturma amacı ise, Viyana’da Osmanlı Türkçesi öğrenmek isteyen ve bunun için
kaynak bulamayan dil öğrenicilerine kaynak sağlamaktır. Eser, Atatürk Kitaplığı’nda yer almaktadır. Ancak
kütüphane kayıtlarında eserin müellifi olarak sehven Ebu Hayyan, çevirmeni olarak da Moriz Wickerhauser
verilmiştir. Ancak buradaki karışıklığın sebebi ise, bu Hayyan’ın 14. yüzyılda yazmış olduğu “Kitabu’l İdrak Li-
Lisani’l Etrak” isimli eseridir. Bu çalışmada yukarıda bahsi geçen karışıklığı gidermek ve 19. yüzyılda yabancılara
Türkçe öğretmek için derlenmiş olan bir kaynak hakkında bilgi vermek amaçlanmıştır.

Research paper thumbnail of Kıpçak Türkçesinin Oğuzcalaşmasına Dair: Kitābu’l İdrāk li- Lisāni’l Etrāk’teki İsimlerden Örnekler

XII. Uluslararası Dünya Dili Türkçe Sempozyumu, 2020

Tarih sahnesine ne zaman çıktıkları tartışmalı olan Kıpçakların Arap coğrafyasında görülmeleri, A... more Tarih sahnesine ne zaman çıktıkları tartışmalı olan Kıpçakların Arap coğrafyasında görülmeleri, Abbasîler döneminde olmuştur. Burada yönetimin üst kademelerinde görev alan Kıpçaklar, zamanla yönetimi ele geçirmişler ve Mısır-Suriye sahasında hâkim konumuna gelmişlerdir. Bu dönemde yönetici sınıfın Türk, yönetilenlerin Arap kökenli olması dolayısıyla iki sınıf arasında anlaşmazlıklar meydana gelmiştir. Bu sorunları çözmeye yönelik olarak dönemin âlimleri kimi gramer-sözlük veya sözlük çalışmaları ile Araplara Türkçeyi öğretmek istemişlerdir. Bu amaca yönelik olarak yazılan ilk eser, Ebū Ḥayyān’ın 1312 yılında yazmış olduğu Kitābu’l İdrāk li- Lisāni’l Etrāk (Kİ) isimli gramer ve sözlük bölümlerini içeren çalışmadır. Müellifin eserin giriş bölümünde verdiği açıklamaya göre, müellifin eserini yazılı hiçbir kaynağa bağlı kalmadan güvendiği kişilerin ağzından derleyerek oluşturduğu anlaşılmaktadır. Müellif, eserinde Oğuz Türkçesi -kendi deyimiyle Türkmence- sözcüklere de yer vermektedir. Bugüne kadar Memlûk- Kıpçak Türkçesinin Oğuzcalaşmasına dair yapılan çalışmalarda daha çok nesir ve nazım türündeki eserler göz önüne alınarak örnekler verilmeye çalışılmıştır. Abdülkadir İnan, Kıpçak Türkçesinin dili üzerine yapmış olduğu çalışmada bu dönemde yazılmış sözlük ve sözlük-gramer eserlerine az da olsa yer vermiş ancak konuyu kapsamlı olarak ele almamıştır. Yine bunun yanında Can Özgür de yaptığı bir çalışmada Kİ’de yer alan /d-/ sesli kelimeleri tespit etmiş fakat diğer Oğuz Türkçesi unsurlara değinmemiştir. Bu sebepten ötürü bu çalışmada Memlûk-Kıpçak Türkçesi ile kaleme alınmış olan sözlük-gramer türü eserlerden ilki olan Kitābu’l İdrāk li- Lisāni’l Etrāk isimli eserdeki Oğuz Türkçesi unsurlar ses ve şekil bilgisi ile söz varlığı açısından değerlendirilmiştir.
Çalışmada kısaca Kıpçakların ve Memlûk Kıpçaklarının tarihi hakkında bilgi verildikten sonra Kİ’de yer alan Türkmence unsurların müellif tarafından nasıl verildiği hakkında açıklama yapılmış ardından eserde yer alan Oğuz Türkçesi unsurlar yukarıda zikredilen üç sınıfa göre ayrı ayrı incelenmiştir.

Research paper thumbnail of Et-Tuhfetü’z Zekiyye Fi’l Lugati’t Türkiyye’de Deyimler

14. ULUSLARARASI DÜNYA DİLİ TÜRKÇE SEMPOZYUMU, 2022

Memlûk-Kıpçak Türkçesi ya da bir başka deyişle tarihî Kıpçak Türkçesi döneminde Araplara Türkçeyi... more Memlûk-Kıpçak Türkçesi ya da bir başka deyişle tarihî Kıpçak Türkçesi döneminde Araplara Türkçeyi
öğretmek amacıyla Mısır-Suriye sahasında yazılmış eserlerden biri de Et-Tuhfetü’z Zekiyye Fi’l
Lugati’t Türkiyye isimli eserdir. Eser, içermiş olduğu söz varlığı ve dil bilgisi açıklamaları bakımından
Kitabu’l İdrâk Lî-Lîsani’l Etrâk’ten sonra bu dönem içinde yazılmış sözlük-dil bilgisi çalışmaları
arasında en hacimli eserdir. Bu nedenle eser, içermiş olduğu açıklamalar sayesinde dönemin dilini
aydınlatmada bizlere yardımcı olmaktadır. Bunun yanı sıra dillerin özel kullanım alanını oluşturan ve
bir dilde yetkin olmayı sağlayan deyimler açısından da zengindir. Nitekim deyimler, dilleri
zenginleştirip yeni kavramlar türetmenin yanı sıra yabancılar tarafından öğrenilmesi güç ancak
öğrenildiğinde kişinin o dildeki yetkinlik derecesini gösterme bakımından önemlidir. Bu sebeple adı
geçen eserde yer alan deyimler, tespit edilmeye çalışılmış olup kuruluş yapıları bakımından
sınıflandırılmış ve Karahanlı Türkçesi eserlerinden Kutadgu Bilig, Divânu Lügati’t Türk ile tarihî
Kıpçak sahasında yazılmış Kitabu’l İdrâk, Kavaninü’l Külliye, Tercümân-ı Türkî, Durretü’l Mudiyye
gibi eserlerle ses yapısı ve anlam bakımından karşılaştırılmaya çalışılmıştır. Bunun yanında deyimlerde
geçen isim/sözcükler, Swadesh’in 100 temel sözcük listesinde taranarak eserde yer alan deyimlerdeki
isim/sözcüklerin temel sözcükler bakımından değerlendirilmesi yapılmıştır. Bununla birlikte eser,
yabancılara Türkçeyi öğretmek amacıyla yazıldığından eserde yer alan deyimlerin yabancılara Türkçe
öğretimi açısından genel bir değerlendirilmesi yapılmaya çalışılmıştır. Çalışmada kullanılan yöntem ise
eserdeki deyimlerin tespit edilmesinden sonra kuruluş yapıları bakımından alt başlıklara ayrılıp okunuş
ve anlamları verilip ardından adı geçen diğer eserlerde geçip geçmedikleri tespit edilmeye çalışılmış
tespitleri durumunda hem çalışılan eserdeki şekil ile hem de diğer eserlerdeki şekil(ler) arasında ses
değişiklikleri bakımından bir karşılaştırılma yapılmıştır. Bunun için eserde kullanılan metot da tarihîkarşılaştırmalı
dil bilgisi metodudur.

Research paper thumbnail of TÜRKÇE SÖZLÜK’TE KÖKENİ YANLIŞ GÖSTERİLEN YABANCI SÖZCÜKLERDEN SEÇMELER (I): JANDARMA

4. ULUSLARARASI TÜRKOLOJİ ARAŞTIRMALARI SEMPOZYUMU, 2022

Orhun Yazıtları, Türk dilinin ilk ürünleri olması bakımından Eski Türkçe çalışmaları için temel k... more Orhun Yazıtları, Türk dilinin ilk ürünleri olması bakımından Eski Türkçe çalışmaları için temel kaynakların en başında gelmektedir. Ancak sınırlı sayıda söz varlığına sahip olan yazıtlar, dönemin söz varlığı ve bu dönemde kullanımda olan yabancı kelimelerin sayısı hakkında yorum yapmayı zorlaştırmaktadır. Uygur ve Karahanlı dönemlerinde artan eser sayısı ile birlikte hem dönemin hem de Türk dilinin söz varlığını tespit etmeye yönelik çalışmalar daha mümkün hâle gelmeye başlamıştır. Öte yandan Karahanlı döneminden sonra Türklerin ve Türk dilinin dallanarak başka coğrafyalara yayılmaya başlamış olması, başka toplum ve dillerle de temas etmesine yol açmıştır. Bu temaslar, dillerin karşılıklı olarak kelime alışverişlerine, tamlama kopyalamalarına hatta ek ödünçlemelerine kadar varmıştır. Türk topluluklarının farklı coğrafyalara dağılmalarından dolayı kimi dillerle daha fazla yakınlaşılmış ve aralarındaki etkileşim diğer komşu dillere oranla daha yoğun olmuş olabilir. Anadolu’ya gelen Türkler ise konumları bakımından, diğer Türk boylarından farklı olarak, birçok farklı toplumla sürekli bir etkileşim içinde olmuşlardır. Bu etkileşimin yönleri zamana ve siyasi/sosyal şartlara bağlı olarak değişmekteydi tabii olarak dilsel etkileşim de bu değişimden payını almaktaydı. Bu değişime örnek olabilecek sözcüklerden biri de “jandarma”dır. Farslarla etkileşimin yoğun olduğu dönemde Farsçadan alınan “candar” sözcüğü yüzyıllarca kullanıldıktan sonra on dokuzuncu yüzyılda etkileşimin yönü Batı’ya yönelince yerini aynı anlama gelen Fransızca “jandarma”ya bırakmıştır. Günümüzde hâlâ varlığını sürdüren Fransızca “jandarma” sözcüğü, Türkçe Sözlük’te kökeni yanlış gösterilmiştir. Bu yazıda “jandarma” ve “candar” sözcüklerinin kökeni üzerinde durulmuş ve Türkçe Sözlük’te kökeni “İtalyanca” olarak verilen “jandarma” sözcüğünün aslında Fransızca olduğu gerek fonetik delillerle gerekse tarihî ve askerî kaynaklardan elde edilen deliller vasıtasıyla ortaya konmuş olup sözcüğün “candar” sözcüğü ile olan köken ve anlam birliğine değinilmiştir. Bununla birlikte ağızlarda kullanılan “cenderme” ve benzeri yapıların hangi yolla ortaya çıktıkları üzerinde durulmuştur.

Research paper thumbnail of Et-Tuḥfetü’z-Zekiyye fi’l-Luġati’t-Türkiyye’de Hapaks Kelimeler

16. Uluslararası Dünya Dili Türkçe Sempozyumu, 2024

Et- Tuḥfetü’z- Zekiyye fi’l Luġati’t Turkiyye, Memlūk-Kıpçak Türkçesi döneminde yazılmış ve yazar... more Et- Tuḥfetü’z- Zekiyye fi’l Luġati’t Turkiyye, Memlūk-Kıpçak Türkçesi döneminde yazılmış ve yazarı belli
olmayan Orta Türkçe dönemi eserlerinden biri olup eserin yazılış tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte
Hicrî 829 yılından önce yazılmış olabileceği tahmin edilmektedir. Eserin günümüze ulaşabilen tek bir nüshası
vardır. Eser, Memlūk-Kıpçak Türkçesi dönemi içerisinde ihtiva ettiği gramer ve sözlük bilgileri bakımından
Kitābu’l İdrāk li- Lisāni’l Etrāk’ten sonraki en hacimli kaynak olma özelliğini taşımaktadır. Büyük oranda
Kitābu’l İdrāk li- Lisāni’l Etrāk ile benzerlik gösteren eser, ağız özelliklerine ait unsurları içermesi, isimlerin
fiil çekim ekleri ile doğrudan fiilmiş gibi kullanılması ve hapaks kelimelere (hapax legomenon) çokça yer
vermesi bakımından hem Kitābu’l İdrāk li- Lisāni’l Etrāk ve bu dönem içerisinde yazılmış diğer eserlerden
ayrılmakta hem de Türk dili araştırmacıları için eşsiz bilgiler sunmaktadır. Bu çalışmada ise Et- Tuḥfetü’z-
Zekiyye fi’l Luġati’t Turkiyye’deki hapaks kelimelerin incelenmesi amaçlanmıştır. Bunun için Et- Tuḥfetü’z-
Zekiyye fi’l Luġati’t Turkiyye’nin İstanbul Beyazıt Umumî Kütüphanesi Veliyüddin Efendi Bölümü, 3092
numaralı 91 varaklık nüshada bulunan Türkçe kısımlar transkripsiyon alfabesiyle Latin harflerine aktarılmış
ve Arapça açıklamalar da Türkiye Türkçesine çevrilmiştir. Bundan sonra metinde yer alan Türkçe bilgilerin
doğru okunup okunmadığının tespiti için hem tarihî kaynaklar hem de Et- Tuḥfetü’z- Zekiyye fi’l Luġati’t
Turkiyye üzerine yapılan diğer çalışmalar kullanılmıştır. Bu aşamadan sonra metinde hapaks olduğu düşünülen
kelimeler ortaya konmuş ve bunlar da bugün elde bulunan en eski yazılı metinlerden başlanarak tarihî bütün
kaynaklarda aranmış ve diğer metinlerde geçmediği durumda hapaks kelime olarak kabul edilmiştir. Bu
anlamda çalışmada kullanılan yöntem, tarihî-karşılaştırmalı dilbilgisi yöntemidir. Çalışmanın giriş bölümünde
hapaks kelimelerin ne olduğu ve çalışmaya kaynak olan eser hakkında bilgi verilmiş ve eserde tespit edilmiş
olan hapaks kelimeler varak numarasına göre sıralanmıştır. Hapaks olduğu kabul edilen kelimelerin tarafımızca
yapılan okuma ve anlamlandırma çalışması yanında eser üzerine yapılan diğer çalışmalardaki okuma ve
anlamlandırma çalışmaları da her kelime için ayrı ayrı verilmiştir. Sonuç bölümünde ise çalışma genel olarak
değerlendirilmiş ve çıkarımlarda bulunulmuştur.

Research paper thumbnail of Kül Tigin Yazıtındaki Azman Sözcüğünün Anlamlandırılmasına Dair

International Journal of Language Academy, 2020

The names of colors are important in the framework of showing the perception of the world of nati... more The names of colors are important in the framework of showing the perception of the world of natives and creating of language's vocabularies. When natives call colors they have the inspiration from the nature and what they are in interaction. Orkhon Inscription which was erected in the eighth century includes some colors names like ak, kara, al, kök, sarıg, yaşıl and it shows even at that time Tukic language was progressed by having many colors' names. On this reason, inscriptions are important to show the colors' names of the era. On the other hand there are some names which have been discussed whether they are colors' name or not. One of these words is azman. This word is used twice in the inscriptions and each time it was used in front of at (horse). In this work az which is accepted it has relation with azman is examined to find their relation. This word's meaning-az-is given mustela erminea, ermin in the dictioniaries. By the time, Turkish people are inspired from this animal and they refer az as yellow so it is possible to see in some dictioniaries az (s>z) as yellow color. The word of azman is thought it is related to az. In this essay, we tried to show there is not only one "azman" with one meaning there are different meanings of azman but only one of them which refers color is used in Orkhon Inscriptions.

Research paper thumbnail of A Corpus-based Study on Turkish Spoken Productions of Bilingual Adults

Universal Journal of Educational Research, Sep 1, 2016

The current study investigated whether monolingual adult speakers of Turkish and bilingual adult ... more The current study investigated whether monolingual adult speakers of Turkish and bilingual adult speakers of Arabic and Turkish significantly differ regarding their spoken productions in Turkish. Accordingly, two groups of undergraduate students studying Turkish Language and Literature at a state university in Turkey were presented two videos on a computer screen, and asked to narrate each film in Turkish as completely as possible, which was videotaped by the researchers. Subsequently, two sets of corpora were compiled from the video transcriptions and analysed through a computer programme. The findings showed that the bilingual group does not significantly differ from the monolingual group in their choice of word order and voice, and that they overused the present progressive tense, and conversational fillers while narrating video-films as opposed to the monolingual group. It might be concluded that both languages are active in their mind, and that their lexical access to their L1 is slightly stronger than that to their L2. The study concludes with a few suggestions for further directions.

Research paper thumbnail of Loanwords in Kitābu’l İdrāk li-Lisāni’l Etrāk: Addition

Gazi türkiyat, Dec 30, 2019

Kitābu'l Idrāk Li-Lisāni'l Etrāk is the oldest Turkic book of 14th century. The book consists of ... more Kitābu'l Idrāk Li-Lisāni'l Etrāk is the oldest Turkic book of 14th century. The book consists of two parts grammar and dictionary. The book provides us information about not only the structure of the grammar of the era and area but also the vocabulary of Mamluk Kipchak language. The books were written to teach the Turkish language to Arabic people. It includes more than 3000 nouns and verbs. Some of them are loanwords. The research about loanwords in this book was examined by Musa Salan before. In this study, the loanwords that did not take part in Salan's work have been examined.

Research paper thumbnail of Bazı Memlûk Türkçesi Sözlüklerindeki Gölge Kelimeler Üzerine

NOP 2 ÿ "2 ÿ ! ÿ !7Q87ÿ 9R52 S ÿ T4RU2 ÿ V3W:;=ÿ VAX4A7ÿ ÿ "2 ÿ YZ[ ÿ Q7\4]ÿ 9 R52 ÿ I:7AW:==<;ÿ ... more NOP 2 ÿ "2 ÿ ! ÿ !7Q87ÿ 9R52 S ÿ T4RU2 ÿ V3W:;=ÿ VAX4A7ÿ ÿ "2 ÿ YZ[ ÿ Q7\4]ÿ 9 R52 ÿ I:7AW:==<;ÿ .^_`ÿ ÿ "2 ÿ ÿ Q8457]ÿ 7a\ÿ ÿ 9R52 ÿ F:4^:ÿ bR4_W7Aÿ *Ac^:ÿ ÿ "2 ÿ O d[ÿ !7Q0 "0 8ÿ 9 R52 ÿ 9RWeAÿ VAXD;9D4ÿ "2 ÿ [f f g[ÿ 47Q\7ÿ 9 R52 ÿ /A@<BAÿ Gh_;A:^Aÿ [ [ÿ 5"76a\7ÿ FA 9<;Aÿ FRW9Ai:^Aÿ 8Oj[ÿ Q6!757Q\7ÿ (RÀÿ 0@BAWA:^Aÿ ÿ aOk[ÿ 7lZ ÿ Qf ÿ 4 mf [[[f n ÿ o [j[ÿ f f ÿ Q[n [n ÿ 45678 97 ÿ 8 9 ÿ 78 ÿ 96 6 ÿ 9 ÿ 8 9 9ÿ 96 6ÿ ÿ 45678 7 ÿ 8 ÿ ! 6 6ÿ "ÿ #8 6ÿ ÿ $ ÿ ÿ 78 ÿ ! 6 6 ÿ % ÿ &5 6 ÿ 4'1 (4)*1 +,2ÿ-+.

Research paper thumbnail of Suri̇yeli̇ler Üzeri̇ne Yapilan İlk Dönem Di̇l Öğreti̇mi̇ Çalişmalarindaki̇ (2011-2017) Suri̇yeli̇ Tanimlari Hakkinda Bi̇r Değerlendi̇rme

The Journal of Academic Social Sciences, 2020

Research paper thumbnail of A Corpus-based Study on Turkish Spoken Productions of Bilingual Adults

Universal Journal of Educational Research, 2016

The current study investigated whether monolingual adult speakers of Turkish and bilingual adult ... more The current study investigated whether monolingual adult speakers of Turkish and bilingual adult speakers of Arabic and Turkish significantly differ regarding their spoken productions in Turkish. Accordingly, two groups of undergraduate students studying Turkish Language and Literature at a state university in Turkey were presented two videos on a computer screen, and asked to narrate each film in Turkish as completely as possible, which was videotaped by the researchers. Subsequently, two sets of corpora were compiled from the video transcriptions and analysed through a computer programme. The findings showed that the bilingual group does not significantly differ from the monolingual group in their choice of word order and voice, and that they overused the present progressive tense, and conversational fillers while narrating video-films as opposed to the monolingual group. It might be concluded that both languages are active in their mind, and that their lexical access to their L1 is slightly stronger than that to their L2. The study concludes with a few suggestions for further directions.

Research paper thumbnail of Names in the Kitabu’l İdrak li- Lisani’l Etrak -comparison with Divanu Lügati’t Türk and Kipchak’s dictionaries

TEZ11603Tez (Yüksek Lisans) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2019.Kaynakça (s. 935-947) var.ix, ;... more TEZ11603Tez (Yüksek Lisans) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2019.Kaynakça (s. 935-947) var.ix, ; 29 cm.İsimler, insanların yaşamış oldukları evreni anlamlandırmada vazgeçilmez dilsel unsurların başında gelmektedir. İletişim esnasında varlıkları işaret etmek amacıyla onlara verilen isimler kullanılmaktadır. Varlıkların zihinde oluşan tasarılarının dile dökülmesi isimler aracılığıyla gerçekleşmektedir. Bu nedenle isimler, gerek ana dili konuşucuları gerekse yabancı bir dil öğrenmeye çalışanlar için önem arz etmektedir. Bu çalışmada Araplara Türkçeyi öğretmek için yazılmış olan Kitabu’l İdrak li- Lisani’l Etrak isimli eserdeki isim ve isim soylu sözcükler incelenmiştir. Eserdeki bu unsurlar, kendinden önce ve kendi devrinde yazılmış olan sözlüklerle karşılaştırılmış ve böylelikle tarihî karşılaştırmalı söz varlığı listesi ortaya konulmaya çalışılmıştır. Çalışmanın giriş bölümünde isimler, yabancılara Türkçe öğretimi, eserin yazılmış olduğu Kıpçak sahası, eser ve müellifi ile karşılaşt...

Research paper thumbnail of Loanwords in Kitābu’l İdrāk li-Lisāni’l Etrāk: Addition

Türkiyat Uygulama ve Araştırma Merkezi, 2019

Kitābu'l Idrāk Li-Lisāni'l Etrāk is the oldest Turkic book of 14th century. The book consists of ... more Kitābu'l Idrāk Li-Lisāni'l Etrāk is the oldest Turkic book of 14th century. The book consists of two parts grammar and dictionary. The book provides us information about not only the structure of the grammar of the era and area but also the vocabulary of Mamluk Kipchak language. The books were written to teach the Turkish language to Arabic people. It includes more than 3000 nouns and verbs. Some of them are loanwords. The research about loanwords in this book was examined by Musa Salan before. In this study, the loanwords that did not take part in Salan's work have been examined.

Research paper thumbnail of The Historical Development of Personel Pronouns in the Turki̇c Language and Its Usi̇ng İn the Modern Dialects

International Journal of Languages' Education, 2015

Pronouns are words or phrases in order to avoid using a particular noun more than once in a sente... more Pronouns are words or phrases in order to avoid using a particular noun more than once in a sentence. They are classified into five groups as personal pronouns, demonstrative pronouns, relative pronouns, indefinite pronouns and interrogative pronouns. This study focuses on personal pronouns that are used for people's names. Namely, I and we are used for the speaker/s, you (singular, plural) for the audience and s/he and they for the person/ people about whom the speaker is talking. In traditional grammar books, these pronouns are classified into two groups: singular personal pronouns (i.e. ben (I), sen (you), o (he, she and it) and plural personal pronouns (i.e. biz (we), siz (you) and onlar (they). In addition to their grammatical functions, these pronouns play an important role in discriminating between/ among Turkic languages and dialects. It is widely known that Turkish originates from core Altaic language in the field of Turcology. Phonemic balances have taken an important part in Turkic languages. Turkish pronouns are considered to have originated from singular personal pronouns in the core Altaic language (i.e. bi, si and in) and their plural counterparts (i.e. bir, sir and ir) and transmitted to Turkish as a consequence of some phonemic changes (i.e. ben, sen, o; biz, siz and onlar). Our study presents researchers' overall views about pronouns, definitions of personal pronouns and Altaic origins of these pronouns. Subsequently, personal pronouns inflected with noun cases and how they are used in verb inflections are discussed. Pronouns in verb inflections are used as personal components in some languages and dialects while in other languages and dialects. Phonemic changes root of the pronouns experience while inflected with noun cases are also covered in this study. By doing so, it is assumed to reveal how these pronouns have transformed from the era of core Altaic language to the present day and how they have existed in modern Turkic dialects.

Research paper thumbnail of Suri̇yeli̇ler Üzeri̇ne Yapilan İlk Dönem Di̇l Öğreti̇mi̇ Çalişmalarindaki̇ (2011-2017) Suri̇yeli̇ Tanimlari Hakkinda Bi̇r Değerlendi̇rme

The Journal of Academic Social Sciences, 2020

In the life of a nation in a relaxed and peaceful life, in the life of the nation in unity and to... more In the life of a nation in a relaxed and peaceful life, in the life of the nation in unity and togetherness, without worrying about future, the country and the homeland it lives on has a significant place in its homeland. The developments and changes happening in other countries and societies surrounding the territory of the country as well as the events that are or are likely to be in the borders of their own countries affect the welfare and peace of the nation. Historical ties, especially supporting our inclination towards our own geographical proximity due to our religious, political and cultural relations, increase this influence. Syrian civil war occurring next to us and it has become a global problem, Turkey has moved to a different position when viewed from this point. As a result, various fields of work have been formed in Turkey, such as the Syrians who came to my country, Syrian people's situation, education, shelters, subsistence, health services, cultural adaptation studies, language learning and so on. When we look at these studies, it has been published a number of studies that deal with the situation positively or negatively, either side by side or unbiased, or from a critical point of view. In these studies, Syrian definitions have been made in various forms and Syrians have been portrayed. In this study, the definitions and descriptions of the Syrians that took place in the work of the Syrians about the teaching of Turkic languages as foreign languages were taken up. In this area considerable degree on the subject since the 2011 report, article or book written thesis. To reach all of them or to reflect all they will need to write a book. Therefore, the definitions and descriptions given in a number of articles have been given here and the evaluations have been made on them.

Research paper thumbnail of Anadolu Ağızlarında Fiil Çekiminde Birinci Çoğul Şahısta Şahıs Eki Değişimi

Dil ve Kültür Bağlamında Güncel Araştırmalar, 2020

Research paper thumbnail of Kalem Şairlerinden Ozan Ömer Kırmıt’ın Hayatı ve Şiirleri

Rumel iDE Journal of Language and Li terature Studies, 2024

Ömer Kırmıt, 1949 yılında Osmaniye ilinin Düziçi ilçesinin Gökçayır köyü Arapçukuru Mahallesinde ... more Ömer Kırmıt, 1949 yılında Osmaniye ilinin Düziçi ilçesinin Gökçayır köyü Arapçukuru Mahallesinde
dünyaya gelmiştir. 1956 yılında ilkokula başlamış, ancak eğitimi yarıda kalmış; 1967’de gittiği
askerliği 1969’da tamamlamış. 1795’te ilkokul diplomasını almış, 1976’da devlet memuru olmuş,
1980’de ortaokul diplomasını almış, 1985’te de Düziçi Anadolu Öğretmen Lisesine geçmiş ve burada
20 yıl çalışmıştır. 2011 yılında da emekli olmuştur. Ömer Kırmıt, hâlen hayatta ve velut bir kalem
şairi olarak şiir yazmaya devam etmektedir. 1962’de babasına hitaben yazdığı şiirden günümüze
kadar yazmaya devam eden Ozan Ömer’in 400’ün üzerinde o kadar çok şiiri olmasına rağmen
maalesef bir tek şiir kitabı vardır. Şiir kitabını ismi: Dünü Bugünü Yarını Anlatır, Şiirler ve Hayata
Bakış’tır. Kitap Ozan Ömer’in şahsî gayreti ve maliyetini kendisi karşılayarak, hatıra olsun diye sınırlı
sayıda 2022 yılında bastırdığı bir kitaptır. Ozanın çalışmaya konu edinmesinin sebebi ise günümüzde
yok olmaya yüz tutan kalem şairliğini Ömer Kırmıt vasıtasıyla kayıt altına almaya çalışmak ve hem
ozanı hem de eserini tanıtmaktır. Çalışmada Ozan Ömer Kırmıt’ın hayatı, kitabı ve edebî şahsiyeti
üzerinde durulmuş olup hayatı hakkındaki bilgiler yazmış olduğu şiir kitabından ve ozanın kendisi
ile yapılan görüşmelerden elde edilmiştir. Bunun yanında şiirleri ele aldığı konulara göre
sınıflandırılmış daha sonra her bir sınıfta yer alan şiirlerle ilgili örnekler verilmiş ve sonuç bölümünde
de şiirlerin hangi temalara yer verdikleri açıklanmıştır. Didaktik ve satirik bir üsluba sahip olan Ozan
Ömer aynı zamanda Karacaoğlan, Yunus Emre ve Abdurrahim Karakoç gibi şairlerden etkilenmiş ve
bu etkilerini şiirlerinde açıkça ortaya koymuştur. Nitekim bunlara dair bulgular da çalışmada yer
almaktadır. Çalışmada ozanın şiirlerinde verilen yazıma sadık kalınmış ve imlâ hataları
düzeltilmemiştir.

Research paper thumbnail of Türkçenin Ses Yapısına Bir Bakış: Alıntı Kelimelerdeki /i-/ Sesine Dair Bir Değerlendirme

Eren Dergisi, 2023

Toplumlar, tarih oyunca yakınında bulunan veya başka toplumlar vasıtasıyla kendilerine uzak olan ... more Toplumlar, tarih oyunca yakınında bulunan veya başka toplumlar vasıtasıyla kendilerine uzak olan toplum ve milletlerle etkileşim içerisinde bulunmuşlardır ve hâlâ bulunmaktadırlar. Bu etkileşim dillerin birbirlerine kelime alıp vermesine yol açmaktadır. Kelime alışverişleri sırasında ödünçleme yapan dilin kurallarına bağlı olarak ödünçlenen kelimeler, kimi ses değişimleri geçirir. Bu ses değişimleri türeme, düşme ya da yer değiştirme şeklinde meydana gelir. Türkçenin yapısını anlatan dil bilgisi kitaplarında da yabancı dillerden giren- özellikle Batı kökenli dillerden- ve ünsüzle başlayan, s ile başlayan kelimeler için, kelimelerin başına çoğunlukla /i-/ sesi türetildiği kimi zamanda /ı-/ türetildiğinden bahsedilmekte ve yapılan bu türetimlerin amacının söyleyiş kolaylığı oluşturmak olduğu ifade edilmekte, kelime başına türetilen bu seslerin de Türkçenin kalınlık-incelik uyumuna uyması gerektiği belirtilmektedir. Öte yandan kimi yabancı dillerden alınan sözcüklerin asıl şekillerinde /i-/ bulunduğu halde Türkçeye geçerken ya da geçtikten sonra kelime başındaki ses düşürülerek kelime /s-/ ünsüzü ile başlayan bir kelime haline evrilmiştir. Bahsi geçen konu gerek dil bilgisi kitaplarında gerek alıntı kelimelerin incelendiği bilimsel yazılarda gerekse konu ile ilgili yazılmış tezlerde ses düşmesi ya da ünlü düşmesi başlığı altında incelenerek örnekler verilmiş ancak konunun Türkçenin dil yapısına aykırılık oluşturduğu gözlerden kaçmış ve buna bağlı olarak sorun hakkında herhangi bir açıklama yapılmamıştır. Bu yazıda ise sorunun sadece sıradan bir ses düşmesi olmadığı ve benzer ses yapılarına/dizilişlerine sahip farklı kökenli dillerden gelen alıntı kelimelerde sürekli olarak uygulandığı iddia edilen /i-/ türemesinin meydana gelmediğini kimi sözcüklerde ise tersi bir durumun söz konusu olduğu ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu amaçla gerek Türkiye Türkçesi ve ağızları ile diğer Türk lehçelerinde tespit edilen kimi sözcüklerin aynı ses olaylarına maruz kalıp kalmadıkları karşılaştırmalı olarak verilip bahsi geçen ses olayın sadece bir lehçede değil dilin bütün yapısında olup olmadığı da ortaya konulmaya çalışılmıştır.

Research paper thumbnail of “Azman” Sözcüğüne Dair

XI. ULUSLARARASI DÜNYA DİLİ TÜRKÇE SEMPOZYUMU, 2019

Renk isimleri, dillerin söz varlığını oluşturmada ve dil kullanıcılarının dünyaya bakış açılarını... more Renk isimleri, dillerin söz varlığını oluşturmada ve dil kullanıcılarının dünyaya bakış açılarını
yansıtmada önemlidirler. Dil kullanıcılarının renk ismi vermede esinlendikleri unsurlar, etkileşim
içerisinde bulundukları unsurlardır ve bu unsurlar, genellikle doğa unsurlarıdır. Sekizinci yüzyılda
yazılmış olan Orhun Yazıtları’nda ak, kara, al, kök, sarıg, yaşıl gibi ana renklerin varlığı henüz o
dönemde dahi Türkçenin renk isimleri bakımından geniş bir yelpazeye sahip olduğunu gösterir.
Yazıtların dönemin renk isimlerini ortaya koyması bakımından önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır.
Bunun yanında yazıtlarda bazı ara renkleri ifade ettiği düşünülen ancak araştırmacılar tarafından renk
ismi olup olmadığı konusunda uzlaşıya varılamayan bazı sözcükler vardır. Bunlardan biri de “azman”
sözcüğüdür. Bu sözcük, yazıtlarda iki defa geçmektedir ve her ikisinde de “at” sözcüğünün önünde
kullanılmaktadır. Ancak sözcüğün kökenine ve anlamına dair muhtelif yazılarda birbirinden farklı
etimoloji denemesi ile birlikte birbirinden farklı anlamlandırmalar yapıldığı tespit edilmiştir. Azman
sözcüğüyle bağlantılı olduğu düşünülen ve yine araştırmacılar tarafından sözcüğün kökenine dair farklı
yorumlar bulunan “az” sözcüğünü de değinilmiştir.

Research paper thumbnail of KÜL TĠGĠN YAZITI’NIN GÜNEY VE DOĞU YÜZLERĠ ĠLE ĠLGĠLĠ SÖZ DĠZĠMĠ ÇALIġMASI

The 1st International Conference on Studies in Turkology, 2016

Türk dilinin en eski metinlerinden olan Orhun Yazıtları, 8. yüzyıldan günümüze kadar ulaşabilen T... more Türk dilinin en eski metinlerinden olan Orhun Yazıtları, 8. yüzyıldan günümüze kadar ulaşabilen Türk
dilinin ve edebiyatının ilk ve en önemli eserlerindendir. Orhun Yazıtları, yazıldığı dönemin dili hakkında
bizlere araştırma yapmak için mükemmel bir bilgi kaynağı olmasının yanında vermiş olduğu öğütlerle de
Türkçemizin ilk hitâbî metinleri olma özelliğini de ihtiva ederler. Yazıtlar, her ne kadar 8. yüzyılda yazılmış
olsalar da araştırmacılar, metinlerde kullanılan dil özelliklerinden hareketle bu eserlerin veya dönemin
dilini, birkaç yüzyıl daha eskiye götürürler (Aksan, 1990: 1-12). Orhun Yazıtları üzerine bugüne kadar
sayısız çalışmalar yapılmıştır. Ergin’in tâbiriyle Orhun Yazıtları üzerine yapılmış çalışmaların listesini
çıkarmak istenirse bu araştırmaların isimleri dâhi bir kitap oluşturacak kadar çoktur. Bu çalışmada, Orhun
Yazıtlarından ilki olan Kül Tigin Yazıtı’nın kelime gruplarını incelenmiştir. Kül Tigin Yazıtı’nın güney ve
doğu yüzlerinde bulunan 53 satır cümle yapıları ve kelime grupları bakımından incelenmiştir. Kelime
gruplarını incelerken Karahan’ın da önermiş olduğu bütünden parçaya doğru giden bir yol izlenmiştir. Bu
yöntem konun daha sağlıklı bir şekilde anlaşılmasına yardımcı olmaktadır. T. Tekin’in Orhon Yazıtları
isimli eseri, çalışma için esas okuma çalışması olarak kabul edilmiştir; ancak anıtlar üzerine yapılmış
diğer okuma çalışmaları ile de karşılaştırılmış ve okuma çalışmaları arasındaki farklılıklar da belirtilmiştir.
Her iki yüzde toplamda 193 cümle olduğu tespit edilmiştir. Çalışmanın ilk aşamasında, kelime gruplarının
farklı araştırmacılar tarafından yapılmış olan tanımlarından derlenen kelime gruplarının tanımlarına yer
verillmiştir; ancak çalışma, Leyla Karahan’ ın Türkçede Söz Dizimi adlı çalışması esas alarak
sınıflandırılmış ve tüm kelime grupları, Karahan’ın eserde yapmış olduğu sıralamaya bağlı kalınarak
verilmiştir. Ayrıca Türkolojide bugün bile hâlâ tartışma konusu olan bazı kelime gruplarının
isimlendirilmesi, sınıflanndırılması, kabul edilip edilmemesi ile illgili görüşlerin/tartışmaların yer aldığı
çalışmaların künyeleri, dipnot olarak verilmiştir.

Research paper thumbnail of YABANCILARA TÜRKÇE ÖĞRETİMİNDE BİR KAYNAK: KİTĀBU DELİLÜ’L İDRĀK Fİ LİSĀNİ’L ETRĀK

III. ULUSLARARASI EĞİTİM BİLİMLERİ VE SOSYAL BİLİMLER SEMPOZYUMU, 2019

Kitābu Delilü’l İdrāk Fi Lisāni’l Etrāk, 1853 yılında Viyana’da Moriz Wickerhauser tarafından yab... more Kitābu Delilü’l İdrāk Fi Lisāni’l Etrāk, 1853 yılında Viyana’da Moriz Wickerhauser tarafından yabancılara Türkçe
öğretmek amacıyla Osmanlı Türkçesi ile yazılmış metinlerin derleme yöntemiyle bir araya getirilmiş ve bunların
Almancaya çevrilerinden oluşan bir eserdir. Wickerhauser, eseri Viyana’da doğu dilleri hocalığı yaptığı sırada
meydana getirmiştir. Eserini oluşturma amacı ise, Viyana’da Osmanlı Türkçesi öğrenmek isteyen ve bunun için
kaynak bulamayan dil öğrenicilerine kaynak sağlamaktır. Eser, Atatürk Kitaplığı’nda yer almaktadır. Ancak
kütüphane kayıtlarında eserin müellifi olarak sehven Ebu Hayyan, çevirmeni olarak da Moriz Wickerhauser
verilmiştir. Ancak buradaki karışıklığın sebebi ise, bu Hayyan’ın 14. yüzyılda yazmış olduğu “Kitabu’l İdrak Li-
Lisani’l Etrak” isimli eseridir. Bu çalışmada yukarıda bahsi geçen karışıklığı gidermek ve 19. yüzyılda yabancılara
Türkçe öğretmek için derlenmiş olan bir kaynak hakkında bilgi vermek amaçlanmıştır.

Research paper thumbnail of Kıpçak Türkçesinin Oğuzcalaşmasına Dair: Kitābu’l İdrāk li- Lisāni’l Etrāk’teki İsimlerden Örnekler

XII. Uluslararası Dünya Dili Türkçe Sempozyumu, 2020

Tarih sahnesine ne zaman çıktıkları tartışmalı olan Kıpçakların Arap coğrafyasında görülmeleri, A... more Tarih sahnesine ne zaman çıktıkları tartışmalı olan Kıpçakların Arap coğrafyasında görülmeleri, Abbasîler döneminde olmuştur. Burada yönetimin üst kademelerinde görev alan Kıpçaklar, zamanla yönetimi ele geçirmişler ve Mısır-Suriye sahasında hâkim konumuna gelmişlerdir. Bu dönemde yönetici sınıfın Türk, yönetilenlerin Arap kökenli olması dolayısıyla iki sınıf arasında anlaşmazlıklar meydana gelmiştir. Bu sorunları çözmeye yönelik olarak dönemin âlimleri kimi gramer-sözlük veya sözlük çalışmaları ile Araplara Türkçeyi öğretmek istemişlerdir. Bu amaca yönelik olarak yazılan ilk eser, Ebū Ḥayyān’ın 1312 yılında yazmış olduğu Kitābu’l İdrāk li- Lisāni’l Etrāk (Kİ) isimli gramer ve sözlük bölümlerini içeren çalışmadır. Müellifin eserin giriş bölümünde verdiği açıklamaya göre, müellifin eserini yazılı hiçbir kaynağa bağlı kalmadan güvendiği kişilerin ağzından derleyerek oluşturduğu anlaşılmaktadır. Müellif, eserinde Oğuz Türkçesi -kendi deyimiyle Türkmence- sözcüklere de yer vermektedir. Bugüne kadar Memlûk- Kıpçak Türkçesinin Oğuzcalaşmasına dair yapılan çalışmalarda daha çok nesir ve nazım türündeki eserler göz önüne alınarak örnekler verilmeye çalışılmıştır. Abdülkadir İnan, Kıpçak Türkçesinin dili üzerine yapmış olduğu çalışmada bu dönemde yazılmış sözlük ve sözlük-gramer eserlerine az da olsa yer vermiş ancak konuyu kapsamlı olarak ele almamıştır. Yine bunun yanında Can Özgür de yaptığı bir çalışmada Kİ’de yer alan /d-/ sesli kelimeleri tespit etmiş fakat diğer Oğuz Türkçesi unsurlara değinmemiştir. Bu sebepten ötürü bu çalışmada Memlûk-Kıpçak Türkçesi ile kaleme alınmış olan sözlük-gramer türü eserlerden ilki olan Kitābu’l İdrāk li- Lisāni’l Etrāk isimli eserdeki Oğuz Türkçesi unsurlar ses ve şekil bilgisi ile söz varlığı açısından değerlendirilmiştir.
Çalışmada kısaca Kıpçakların ve Memlûk Kıpçaklarının tarihi hakkında bilgi verildikten sonra Kİ’de yer alan Türkmence unsurların müellif tarafından nasıl verildiği hakkında açıklama yapılmış ardından eserde yer alan Oğuz Türkçesi unsurlar yukarıda zikredilen üç sınıfa göre ayrı ayrı incelenmiştir.

Research paper thumbnail of Et-Tuhfetü’z Zekiyye Fi’l Lugati’t Türkiyye’de Deyimler

14. ULUSLARARASI DÜNYA DİLİ TÜRKÇE SEMPOZYUMU, 2022

Memlûk-Kıpçak Türkçesi ya da bir başka deyişle tarihî Kıpçak Türkçesi döneminde Araplara Türkçeyi... more Memlûk-Kıpçak Türkçesi ya da bir başka deyişle tarihî Kıpçak Türkçesi döneminde Araplara Türkçeyi
öğretmek amacıyla Mısır-Suriye sahasında yazılmış eserlerden biri de Et-Tuhfetü’z Zekiyye Fi’l
Lugati’t Türkiyye isimli eserdir. Eser, içermiş olduğu söz varlığı ve dil bilgisi açıklamaları bakımından
Kitabu’l İdrâk Lî-Lîsani’l Etrâk’ten sonra bu dönem içinde yazılmış sözlük-dil bilgisi çalışmaları
arasında en hacimli eserdir. Bu nedenle eser, içermiş olduğu açıklamalar sayesinde dönemin dilini
aydınlatmada bizlere yardımcı olmaktadır. Bunun yanı sıra dillerin özel kullanım alanını oluşturan ve
bir dilde yetkin olmayı sağlayan deyimler açısından da zengindir. Nitekim deyimler, dilleri
zenginleştirip yeni kavramlar türetmenin yanı sıra yabancılar tarafından öğrenilmesi güç ancak
öğrenildiğinde kişinin o dildeki yetkinlik derecesini gösterme bakımından önemlidir. Bu sebeple adı
geçen eserde yer alan deyimler, tespit edilmeye çalışılmış olup kuruluş yapıları bakımından
sınıflandırılmış ve Karahanlı Türkçesi eserlerinden Kutadgu Bilig, Divânu Lügati’t Türk ile tarihî
Kıpçak sahasında yazılmış Kitabu’l İdrâk, Kavaninü’l Külliye, Tercümân-ı Türkî, Durretü’l Mudiyye
gibi eserlerle ses yapısı ve anlam bakımından karşılaştırılmaya çalışılmıştır. Bunun yanında deyimlerde
geçen isim/sözcükler, Swadesh’in 100 temel sözcük listesinde taranarak eserde yer alan deyimlerdeki
isim/sözcüklerin temel sözcükler bakımından değerlendirilmesi yapılmıştır. Bununla birlikte eser,
yabancılara Türkçeyi öğretmek amacıyla yazıldığından eserde yer alan deyimlerin yabancılara Türkçe
öğretimi açısından genel bir değerlendirilmesi yapılmaya çalışılmıştır. Çalışmada kullanılan yöntem ise
eserdeki deyimlerin tespit edilmesinden sonra kuruluş yapıları bakımından alt başlıklara ayrılıp okunuş
ve anlamları verilip ardından adı geçen diğer eserlerde geçip geçmedikleri tespit edilmeye çalışılmış
tespitleri durumunda hem çalışılan eserdeki şekil ile hem de diğer eserlerdeki şekil(ler) arasında ses
değişiklikleri bakımından bir karşılaştırılma yapılmıştır. Bunun için eserde kullanılan metot da tarihîkarşılaştırmalı
dil bilgisi metodudur.

Research paper thumbnail of TÜRKÇE SÖZLÜK’TE KÖKENİ YANLIŞ GÖSTERİLEN YABANCI SÖZCÜKLERDEN SEÇMELER (I): JANDARMA

4. ULUSLARARASI TÜRKOLOJİ ARAŞTIRMALARI SEMPOZYUMU, 2022

Orhun Yazıtları, Türk dilinin ilk ürünleri olması bakımından Eski Türkçe çalışmaları için temel k... more Orhun Yazıtları, Türk dilinin ilk ürünleri olması bakımından Eski Türkçe çalışmaları için temel kaynakların en başında gelmektedir. Ancak sınırlı sayıda söz varlığına sahip olan yazıtlar, dönemin söz varlığı ve bu dönemde kullanımda olan yabancı kelimelerin sayısı hakkında yorum yapmayı zorlaştırmaktadır. Uygur ve Karahanlı dönemlerinde artan eser sayısı ile birlikte hem dönemin hem de Türk dilinin söz varlığını tespit etmeye yönelik çalışmalar daha mümkün hâle gelmeye başlamıştır. Öte yandan Karahanlı döneminden sonra Türklerin ve Türk dilinin dallanarak başka coğrafyalara yayılmaya başlamış olması, başka toplum ve dillerle de temas etmesine yol açmıştır. Bu temaslar, dillerin karşılıklı olarak kelime alışverişlerine, tamlama kopyalamalarına hatta ek ödünçlemelerine kadar varmıştır. Türk topluluklarının farklı coğrafyalara dağılmalarından dolayı kimi dillerle daha fazla yakınlaşılmış ve aralarındaki etkileşim diğer komşu dillere oranla daha yoğun olmuş olabilir. Anadolu’ya gelen Türkler ise konumları bakımından, diğer Türk boylarından farklı olarak, birçok farklı toplumla sürekli bir etkileşim içinde olmuşlardır. Bu etkileşimin yönleri zamana ve siyasi/sosyal şartlara bağlı olarak değişmekteydi tabii olarak dilsel etkileşim de bu değişimden payını almaktaydı. Bu değişime örnek olabilecek sözcüklerden biri de “jandarma”dır. Farslarla etkileşimin yoğun olduğu dönemde Farsçadan alınan “candar” sözcüğü yüzyıllarca kullanıldıktan sonra on dokuzuncu yüzyılda etkileşimin yönü Batı’ya yönelince yerini aynı anlama gelen Fransızca “jandarma”ya bırakmıştır. Günümüzde hâlâ varlığını sürdüren Fransızca “jandarma” sözcüğü, Türkçe Sözlük’te kökeni yanlış gösterilmiştir. Bu yazıda “jandarma” ve “candar” sözcüklerinin kökeni üzerinde durulmuş ve Türkçe Sözlük’te kökeni “İtalyanca” olarak verilen “jandarma” sözcüğünün aslında Fransızca olduğu gerek fonetik delillerle gerekse tarihî ve askerî kaynaklardan elde edilen deliller vasıtasıyla ortaya konmuş olup sözcüğün “candar” sözcüğü ile olan köken ve anlam birliğine değinilmiştir. Bununla birlikte ağızlarda kullanılan “cenderme” ve benzeri yapıların hangi yolla ortaya çıktıkları üzerinde durulmuştur.

Research paper thumbnail of Et-Tuḥfetü’z-Zekiyye fi’l-Luġati’t-Türkiyye’de Hapaks Kelimeler

16. Uluslararası Dünya Dili Türkçe Sempozyumu, 2024

Et- Tuḥfetü’z- Zekiyye fi’l Luġati’t Turkiyye, Memlūk-Kıpçak Türkçesi döneminde yazılmış ve yazar... more Et- Tuḥfetü’z- Zekiyye fi’l Luġati’t Turkiyye, Memlūk-Kıpçak Türkçesi döneminde yazılmış ve yazarı belli
olmayan Orta Türkçe dönemi eserlerinden biri olup eserin yazılış tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte
Hicrî 829 yılından önce yazılmış olabileceği tahmin edilmektedir. Eserin günümüze ulaşabilen tek bir nüshası
vardır. Eser, Memlūk-Kıpçak Türkçesi dönemi içerisinde ihtiva ettiği gramer ve sözlük bilgileri bakımından
Kitābu’l İdrāk li- Lisāni’l Etrāk’ten sonraki en hacimli kaynak olma özelliğini taşımaktadır. Büyük oranda
Kitābu’l İdrāk li- Lisāni’l Etrāk ile benzerlik gösteren eser, ağız özelliklerine ait unsurları içermesi, isimlerin
fiil çekim ekleri ile doğrudan fiilmiş gibi kullanılması ve hapaks kelimelere (hapax legomenon) çokça yer
vermesi bakımından hem Kitābu’l İdrāk li- Lisāni’l Etrāk ve bu dönem içerisinde yazılmış diğer eserlerden
ayrılmakta hem de Türk dili araştırmacıları için eşsiz bilgiler sunmaktadır. Bu çalışmada ise Et- Tuḥfetü’z-
Zekiyye fi’l Luġati’t Turkiyye’deki hapaks kelimelerin incelenmesi amaçlanmıştır. Bunun için Et- Tuḥfetü’z-
Zekiyye fi’l Luġati’t Turkiyye’nin İstanbul Beyazıt Umumî Kütüphanesi Veliyüddin Efendi Bölümü, 3092
numaralı 91 varaklık nüshada bulunan Türkçe kısımlar transkripsiyon alfabesiyle Latin harflerine aktarılmış
ve Arapça açıklamalar da Türkiye Türkçesine çevrilmiştir. Bundan sonra metinde yer alan Türkçe bilgilerin
doğru okunup okunmadığının tespiti için hem tarihî kaynaklar hem de Et- Tuḥfetü’z- Zekiyye fi’l Luġati’t
Turkiyye üzerine yapılan diğer çalışmalar kullanılmıştır. Bu aşamadan sonra metinde hapaks olduğu düşünülen
kelimeler ortaya konmuş ve bunlar da bugün elde bulunan en eski yazılı metinlerden başlanarak tarihî bütün
kaynaklarda aranmış ve diğer metinlerde geçmediği durumda hapaks kelime olarak kabul edilmiştir. Bu
anlamda çalışmada kullanılan yöntem, tarihî-karşılaştırmalı dilbilgisi yöntemidir. Çalışmanın giriş bölümünde
hapaks kelimelerin ne olduğu ve çalışmaya kaynak olan eser hakkında bilgi verilmiş ve eserde tespit edilmiş
olan hapaks kelimeler varak numarasına göre sıralanmıştır. Hapaks olduğu kabul edilen kelimelerin tarafımızca
yapılan okuma ve anlamlandırma çalışması yanında eser üzerine yapılan diğer çalışmalardaki okuma ve
anlamlandırma çalışmaları da her kelime için ayrı ayrı verilmiştir. Sonuç bölümünde ise çalışma genel olarak
değerlendirilmiş ve çıkarımlarda bulunulmuştur.

Research paper thumbnail of Kül Tigin Yazıtındaki Azman Sözcüğünün Anlamlandırılmasına Dair

International Journal of Language Academy, 2020

The names of colors are important in the framework of showing the perception of the world of nati... more The names of colors are important in the framework of showing the perception of the world of natives and creating of language's vocabularies. When natives call colors they have the inspiration from the nature and what they are in interaction. Orkhon Inscription which was erected in the eighth century includes some colors names like ak, kara, al, kök, sarıg, yaşıl and it shows even at that time Tukic language was progressed by having many colors' names. On this reason, inscriptions are important to show the colors' names of the era. On the other hand there are some names which have been discussed whether they are colors' name or not. One of these words is azman. This word is used twice in the inscriptions and each time it was used in front of at (horse). In this work az which is accepted it has relation with azman is examined to find their relation. This word's meaning-az-is given mustela erminea, ermin in the dictioniaries. By the time, Turkish people are inspired from this animal and they refer az as yellow so it is possible to see in some dictioniaries az (s>z) as yellow color. The word of azman is thought it is related to az. In this essay, we tried to show there is not only one "azman" with one meaning there are different meanings of azman but only one of them which refers color is used in Orkhon Inscriptions.

Research paper thumbnail of A Corpus-based Study on Turkish Spoken Productions of Bilingual Adults

Universal Journal of Educational Research, Sep 1, 2016

The current study investigated whether monolingual adult speakers of Turkish and bilingual adult ... more The current study investigated whether monolingual adult speakers of Turkish and bilingual adult speakers of Arabic and Turkish significantly differ regarding their spoken productions in Turkish. Accordingly, two groups of undergraduate students studying Turkish Language and Literature at a state university in Turkey were presented two videos on a computer screen, and asked to narrate each film in Turkish as completely as possible, which was videotaped by the researchers. Subsequently, two sets of corpora were compiled from the video transcriptions and analysed through a computer programme. The findings showed that the bilingual group does not significantly differ from the monolingual group in their choice of word order and voice, and that they overused the present progressive tense, and conversational fillers while narrating video-films as opposed to the monolingual group. It might be concluded that both languages are active in their mind, and that their lexical access to their L1 is slightly stronger than that to their L2. The study concludes with a few suggestions for further directions.

Research paper thumbnail of Loanwords in Kitābu’l İdrāk li-Lisāni’l Etrāk: Addition

Gazi türkiyat, Dec 30, 2019

Kitābu'l Idrāk Li-Lisāni'l Etrāk is the oldest Turkic book of 14th century. The book consists of ... more Kitābu'l Idrāk Li-Lisāni'l Etrāk is the oldest Turkic book of 14th century. The book consists of two parts grammar and dictionary. The book provides us information about not only the structure of the grammar of the era and area but also the vocabulary of Mamluk Kipchak language. The books were written to teach the Turkish language to Arabic people. It includes more than 3000 nouns and verbs. Some of them are loanwords. The research about loanwords in this book was examined by Musa Salan before. In this study, the loanwords that did not take part in Salan's work have been examined.

Research paper thumbnail of Bazı Memlûk Türkçesi Sözlüklerindeki Gölge Kelimeler Üzerine

NOP 2 ÿ "2 ÿ ! ÿ !7Q87ÿ 9R52 S ÿ T4RU2 ÿ V3W:;=ÿ VAX4A7ÿ ÿ "2 ÿ YZ[ ÿ Q7\4]ÿ 9 R52 ÿ I:7AW:==<;ÿ ... more NOP 2 ÿ "2 ÿ ! ÿ !7Q87ÿ 9R52 S ÿ T4RU2 ÿ V3W:;=ÿ VAX4A7ÿ ÿ "2 ÿ YZ[ ÿ Q7\4]ÿ 9 R52 ÿ I:7AW:==<;ÿ .^_`ÿ ÿ "2 ÿ ÿ Q8457]ÿ 7a\ÿ ÿ 9R52 ÿ F:4^:ÿ bR4_W7Aÿ *Ac^:ÿ ÿ "2 ÿ O d[ÿ !7Q0 "0 8ÿ 9 R52 ÿ 9RWeAÿ VAXD;9D4ÿ "2 ÿ [f f g[ÿ 47Q\7ÿ 9 R52 ÿ /A@<BAÿ Gh_;A:^Aÿ [ [ÿ 5"76a\7ÿ FA 9<;Aÿ FRW9Ai:^Aÿ 8Oj[ÿ Q6!757Q\7ÿ (RÀÿ 0@BAWA:^Aÿ ÿ aOk[ÿ 7lZ ÿ Qf ÿ 4 mf [[[f n ÿ o [j[ÿ f f ÿ Q[n [n ÿ 45678 97 ÿ 8 9 ÿ 78 ÿ 96 6 ÿ 9 ÿ 8 9 9ÿ 96 6ÿ ÿ 45678 7 ÿ 8 ÿ ! 6 6ÿ "ÿ #8 6ÿ ÿ $ ÿ ÿ 78 ÿ ! 6 6 ÿ % ÿ &5 6 ÿ 4'1 (4)*1 +,2ÿ-+.

Research paper thumbnail of Suri̇yeli̇ler Üzeri̇ne Yapilan İlk Dönem Di̇l Öğreti̇mi̇ Çalişmalarindaki̇ (2011-2017) Suri̇yeli̇ Tanimlari Hakkinda Bi̇r Değerlendi̇rme

The Journal of Academic Social Sciences, 2020

Research paper thumbnail of A Corpus-based Study on Turkish Spoken Productions of Bilingual Adults

Universal Journal of Educational Research, 2016

The current study investigated whether monolingual adult speakers of Turkish and bilingual adult ... more The current study investigated whether monolingual adult speakers of Turkish and bilingual adult speakers of Arabic and Turkish significantly differ regarding their spoken productions in Turkish. Accordingly, two groups of undergraduate students studying Turkish Language and Literature at a state university in Turkey were presented two videos on a computer screen, and asked to narrate each film in Turkish as completely as possible, which was videotaped by the researchers. Subsequently, two sets of corpora were compiled from the video transcriptions and analysed through a computer programme. The findings showed that the bilingual group does not significantly differ from the monolingual group in their choice of word order and voice, and that they overused the present progressive tense, and conversational fillers while narrating video-films as opposed to the monolingual group. It might be concluded that both languages are active in their mind, and that their lexical access to their L1 is slightly stronger than that to their L2. The study concludes with a few suggestions for further directions.

Research paper thumbnail of Names in the Kitabu’l İdrak li- Lisani’l Etrak -comparison with Divanu Lügati’t Türk and Kipchak’s dictionaries

TEZ11603Tez (Yüksek Lisans) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2019.Kaynakça (s. 935-947) var.ix, ;... more TEZ11603Tez (Yüksek Lisans) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2019.Kaynakça (s. 935-947) var.ix, ; 29 cm.İsimler, insanların yaşamış oldukları evreni anlamlandırmada vazgeçilmez dilsel unsurların başında gelmektedir. İletişim esnasında varlıkları işaret etmek amacıyla onlara verilen isimler kullanılmaktadır. Varlıkların zihinde oluşan tasarılarının dile dökülmesi isimler aracılığıyla gerçekleşmektedir. Bu nedenle isimler, gerek ana dili konuşucuları gerekse yabancı bir dil öğrenmeye çalışanlar için önem arz etmektedir. Bu çalışmada Araplara Türkçeyi öğretmek için yazılmış olan Kitabu’l İdrak li- Lisani’l Etrak isimli eserdeki isim ve isim soylu sözcükler incelenmiştir. Eserdeki bu unsurlar, kendinden önce ve kendi devrinde yazılmış olan sözlüklerle karşılaştırılmış ve böylelikle tarihî karşılaştırmalı söz varlığı listesi ortaya konulmaya çalışılmıştır. Çalışmanın giriş bölümünde isimler, yabancılara Türkçe öğretimi, eserin yazılmış olduğu Kıpçak sahası, eser ve müellifi ile karşılaşt...

Research paper thumbnail of Loanwords in Kitābu’l İdrāk li-Lisāni’l Etrāk: Addition

Türkiyat Uygulama ve Araştırma Merkezi, 2019

Kitābu'l Idrāk Li-Lisāni'l Etrāk is the oldest Turkic book of 14th century. The book consists of ... more Kitābu'l Idrāk Li-Lisāni'l Etrāk is the oldest Turkic book of 14th century. The book consists of two parts grammar and dictionary. The book provides us information about not only the structure of the grammar of the era and area but also the vocabulary of Mamluk Kipchak language. The books were written to teach the Turkish language to Arabic people. It includes more than 3000 nouns and verbs. Some of them are loanwords. The research about loanwords in this book was examined by Musa Salan before. In this study, the loanwords that did not take part in Salan's work have been examined.

Research paper thumbnail of The Historical Development of Personel Pronouns in the Turki̇c Language and Its Usi̇ng İn the Modern Dialects

International Journal of Languages' Education, 2015

Pronouns are words or phrases in order to avoid using a particular noun more than once in a sente... more Pronouns are words or phrases in order to avoid using a particular noun more than once in a sentence. They are classified into five groups as personal pronouns, demonstrative pronouns, relative pronouns, indefinite pronouns and interrogative pronouns. This study focuses on personal pronouns that are used for people's names. Namely, I and we are used for the speaker/s, you (singular, plural) for the audience and s/he and they for the person/ people about whom the speaker is talking. In traditional grammar books, these pronouns are classified into two groups: singular personal pronouns (i.e. ben (I), sen (you), o (he, she and it) and plural personal pronouns (i.e. biz (we), siz (you) and onlar (they). In addition to their grammatical functions, these pronouns play an important role in discriminating between/ among Turkic languages and dialects. It is widely known that Turkish originates from core Altaic language in the field of Turcology. Phonemic balances have taken an important part in Turkic languages. Turkish pronouns are considered to have originated from singular personal pronouns in the core Altaic language (i.e. bi, si and in) and their plural counterparts (i.e. bir, sir and ir) and transmitted to Turkish as a consequence of some phonemic changes (i.e. ben, sen, o; biz, siz and onlar). Our study presents researchers' overall views about pronouns, definitions of personal pronouns and Altaic origins of these pronouns. Subsequently, personal pronouns inflected with noun cases and how they are used in verb inflections are discussed. Pronouns in verb inflections are used as personal components in some languages and dialects while in other languages and dialects. Phonemic changes root of the pronouns experience while inflected with noun cases are also covered in this study. By doing so, it is assumed to reveal how these pronouns have transformed from the era of core Altaic language to the present day and how they have existed in modern Turkic dialects.

Research paper thumbnail of Suri̇yeli̇ler Üzeri̇ne Yapilan İlk Dönem Di̇l Öğreti̇mi̇ Çalişmalarindaki̇ (2011-2017) Suri̇yeli̇ Tanimlari Hakkinda Bi̇r Değerlendi̇rme

The Journal of Academic Social Sciences, 2020

In the life of a nation in a relaxed and peaceful life, in the life of the nation in unity and to... more In the life of a nation in a relaxed and peaceful life, in the life of the nation in unity and togetherness, without worrying about future, the country and the homeland it lives on has a significant place in its homeland. The developments and changes happening in other countries and societies surrounding the territory of the country as well as the events that are or are likely to be in the borders of their own countries affect the welfare and peace of the nation. Historical ties, especially supporting our inclination towards our own geographical proximity due to our religious, political and cultural relations, increase this influence. Syrian civil war occurring next to us and it has become a global problem, Turkey has moved to a different position when viewed from this point. As a result, various fields of work have been formed in Turkey, such as the Syrians who came to my country, Syrian people's situation, education, shelters, subsistence, health services, cultural adaptation studies, language learning and so on. When we look at these studies, it has been published a number of studies that deal with the situation positively or negatively, either side by side or unbiased, or from a critical point of view. In these studies, Syrian definitions have been made in various forms and Syrians have been portrayed. In this study, the definitions and descriptions of the Syrians that took place in the work of the Syrians about the teaching of Turkic languages as foreign languages were taken up. In this area considerable degree on the subject since the 2011 report, article or book written thesis. To reach all of them or to reflect all they will need to write a book. Therefore, the definitions and descriptions given in a number of articles have been given here and the evaluations have been made on them.