İsmail Şık | Cukurova University (original) (raw)
Papers by İsmail Şık
DergiPark (Istanbul University), Jun 1, 2006
DergiPark (Istanbul University), Aug 1, 2016
Kelâm ilmi ve Usulu'l-Fıkh yani İslam Hukuk Felsefesi ilimleri Müslümanların bilim dünyasına kaza... more Kelâm ilmi ve Usulu'l-Fıkh yani İslam Hukuk Felsefesi ilimleri Müslümanların bilim dünyasına kazandırdığı, sistematik düşünceye dayalı felsefi birikim gerektiren teori ve pratiğin birleştirildiği ilimlerdir. Mâtûridi kelâm düşüncesini anlayabilmek için Ebû Hanife'nin Fıkıh Usulü ve Kelâm ilimlerini nasıl değerlendirdiğini bilmek oldukça önemlidir. Ebû Hanife her iki ilim için önem arz eden "fıkh" kavramına sıklıkla vurgu yapar ve bu kavramı "kişinin hak ve sorumluluklarını bilmesi" şeklinde tanımlar. Bu tanımın insan yaşamı dikkate alındığında oldukça önemli bir alanı kapsadığı görülecektir. Bu bağlamda Ebû Hanife'nin, "el-Fıkhu'l-Ekber" tabirini Kelâm ilmi için kullanmasından bununla "itikad sahasında doğru ve güvenilir olanı bilmek" manasını kastettiği ortaya çıkar. Nitekim İlk dönemlerde "fıkh" kavramı, itikad, amel ve ahlak alanını kuşatan geniş bir sahayı ifade etmektedir. Kişinin lehinde ve aleyhinde olanı bilmesi demek olan fıkıh kavramının itikadi konulardaki kısmına "el-Fıkhu'l-Ekber", ameli alandaki kısmına "el-Fıkhu'l-Ahkâm" denmiştir. Yine Ebû Hanife'ye ait "dinde fıkıh, ahkâmda fıkıhtan daha iyidir" görüşü onun bakış açısını göstermektedir. Nitekim dinde derinleşmek tabiri Hanefi-Mâturidi geleneğinde İlm-i Tevhid'de derinleşmek olarak kabul edilmiştir. O bu yüzden ilmihal kavramını amele dâhil hükümlerin öğretildiği Fıkıh ilmi olarak değil, imana dâhil hükümlerin öğretildiği İlm-i Tevhid olarak açıklamıştır. Bu anlayış daha sonraki dönemlerde de devam etmiştir. Hanefiler arasında "Dinde fıkıh olan Tevhid İlmi, şeri' meselelerden ibaret olan Fıkıh İlminden üstündür" prensibi benimsenmiştir. Böylelikle klasik dönem Mâturîdi kelâm anlayışına hâkim olan "Kişinin ilmihal bilgisi öğrenmesi farzdır" ibaresi ile kastedilenin, iman hükümlerinin öğrenilmesi olduğu açıktır.
Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (ÇÜİFD), Jun 1, 2010
Özet-Kelamcılar ve filozoflar, Allah'ın birliği meselesine Kur'an'dan farklı yaklaşmışlar, Allah'... more Özet-Kelamcılar ve filozoflar, Allah'ın birliği meselesine Kur'an'dan farklı yaklaşmışlar, Allah'ın birliğini akli ve felsefi yolla ispata çalışmışlardır. Bu yolla dilediği zaman dilediğini yapmaya kâdir olan irade ve kudret sahibi ilah algısının birden fazla olmayacağı açıklanmaya çalışılmıştır. Kur'an'ın var olan alem ve içerisindeki düzenden hareketle ortaya koyduğu veriler, temânu delilinde yerini faraziye ve kurgulara bırakmış, spesifik tartışmalara kurban edilmiştir. Biz bu çalışmamızda "Burhan-ı Temânu" isimli delili farklı yönleriyle ele alıp değerlendireceğiz.
DOAJ (DOAJ: Directory of Open Access Journals), Nov 1, 2015
Illiteracy (Ummilik) of prophet Muhammed was evaluted unknown reading and writting by major intel... more Illiteracy (Ummilik) of prophet Muhammed was evaluted unknown reading and writting by major intellectual of Islamic. We presented this concept with other means and semantics analysis in this work. We worked to analogy of dictionary and mean using Quran and Hadith We saw this i concept using in Islamic theology to defend fountainhead of Quran. As a result we talked about this concept which went out of deoriginal means and earned mean of term
Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (ÇÜİFD), Mar 1, 2011
Dini araştırmalar, Jun 1, 2006
Uluslararası bilimsel araştırmalar dergisi, Aug 1, 2018
Journal of the Human and Social Science Researches, Sep 17, 2014
Mehdi, kavramsal olarak kültürler ve dinler arası ortak bir olgudur. İslam öncesi inançlarda da r... more Mehdi, kavramsal olarak kültürler ve dinler arası ortak bir olgudur. İslam öncesi inançlarda da rahatlıkla görebildiğimiz bu inanışın özellikle buhran dönemlerinde yoğunlaştığı bir hakikattir. Cemaleddin Afgânî ve İzmirli İsmail Hakkı'nın bu çalışmada örneklem seçilmesinin nedeni ise onların çağdaş olmaları, Müslüman dünyasının tamamına yakınının ciddi sıkıntılar yaşadığı Osmanlı Devletinin son dönemlerine tekabül eden buhranlı günlerde farklı bölgelerde aynı zamanlarda yaşamış şahıslar olmaları ve mehdilik konusunda birbirlerine tamamen zıt fikirler sunmalarıdır. İzmirli bu meseleyi dinin bir değeri olup olmaması üzerinden değerlendirirken Afgânî sosyo-politik bir hakikat olması üzerinden ele alır. Çalışmamızda bir dönemin mehdilik algısının kaynakları ve kabulleri bu iki âlim üzerinden ortaya konmaya çalışılmıştır.
Dini araştırmalar, Jun 1, 2010
This study's aim is examination of concept of iman from the language and meaning in Kalam. Essent... more This study's aim is examination of concept of iman from the language and meaning in Kalam. Essential character of iman is tasdiq being action of heart. Tasdiq is to acceptance with information and will. However, information isn't iman entirely on its own, information is just first degree of iman. Truth of iman is tasdiq, it is not telling with language and practising. Concept of iman in the Quran covers essential character and truth of iman. Keywords: Tasdiq, essential character of iman, truth of iman, concept of iman, information and will.
Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (ÇÜİFD), Jun 30, 2022
Öz Ehl-i Sünnet'i oluşturan iki ana kelâm okulu olarak Eşʽarîlik ve Mâtürîdîlik, kendi bakış açıl... more Öz Ehl-i Sünnet'i oluşturan iki ana kelâm okulu olarak Eşʽarîlik ve Mâtürîdîlik, kendi bakış açılarıyla itikâdî meselelere yaklaşırken zaman içerisinde ortak payda altında mezhep kimliğini meydana getirmişlerdir. Tarsûsî ve Sübkî üzerinden kelâm okullarının teolojik düşüncelerinde var olan birleşme ve ayrışma noktalarını incelemeyi hedef aldığımız bu çalışmada gerek çağdaş olmaları gerek aynı coğrafyada yaşamalarını da dikkate alarak uzlaşma ve uzaklaşma gibi iki farklı yaklaşımın imkânını sorgulamaya çalıştık. Birleşme ve uzlaşma tam bir anlaşma mıdır yoksa ihtilaflara rağmen bir arada durma azmi midir? Ayrışma ve uzaklaşma, tamamen kopma ve karşıya geçme midir yoksa farklılıkları belirterek aynı noktada birleşme yerine merkezde kendini görüp o noktada birleşmek midir? gibi sorulara da cevaplar aradık. Teolojik zeminde ayrışma, tabiî olarak kabul edilirken sosyo-kültürel zemin ve reel konjonktür, uzlaşmayı zorunlu kılmaktadır. İhtilaflar üzerine farklı tavırlarda yazılmış iki eser ve içinden çıktıkları kelâm okullarının sistematiğini en iyi şekilde kavramış iki düşünür üzerinden uzlaşma veya uzaklaşmaya bakabilmek zor, ancak bir o kadar da kıymetlidir.
TEZ4852Tez (Yüksek Lisans) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2003.Kaynakça (s. 100-101) var.viii, ... more TEZ4852Tez (Yüksek Lisans) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2003.Kaynakça (s. 100-101) var.viii, 101 s. ; 30 cm.
DergiPark (Istanbul University), Jun 1, 2006
DergiPark (Istanbul University), Aug 1, 2016
Kelâm ilmi ve Usulu'l-Fıkh yani İslam Hukuk Felsefesi ilimleri Müslümanların bilim dünyasına kaza... more Kelâm ilmi ve Usulu'l-Fıkh yani İslam Hukuk Felsefesi ilimleri Müslümanların bilim dünyasına kazandırdığı, sistematik düşünceye dayalı felsefi birikim gerektiren teori ve pratiğin birleştirildiği ilimlerdir. Mâtûridi kelâm düşüncesini anlayabilmek için Ebû Hanife'nin Fıkıh Usulü ve Kelâm ilimlerini nasıl değerlendirdiğini bilmek oldukça önemlidir. Ebû Hanife her iki ilim için önem arz eden "fıkh" kavramına sıklıkla vurgu yapar ve bu kavramı "kişinin hak ve sorumluluklarını bilmesi" şeklinde tanımlar. Bu tanımın insan yaşamı dikkate alındığında oldukça önemli bir alanı kapsadığı görülecektir. Bu bağlamda Ebû Hanife'nin, "el-Fıkhu'l-Ekber" tabirini Kelâm ilmi için kullanmasından bununla "itikad sahasında doğru ve güvenilir olanı bilmek" manasını kastettiği ortaya çıkar. Nitekim İlk dönemlerde "fıkh" kavramı, itikad, amel ve ahlak alanını kuşatan geniş bir sahayı ifade etmektedir. Kişinin lehinde ve aleyhinde olanı bilmesi demek olan fıkıh kavramının itikadi konulardaki kısmına "el-Fıkhu'l-Ekber", ameli alandaki kısmına "el-Fıkhu'l-Ahkâm" denmiştir. Yine Ebû Hanife'ye ait "dinde fıkıh, ahkâmda fıkıhtan daha iyidir" görüşü onun bakış açısını göstermektedir. Nitekim dinde derinleşmek tabiri Hanefi-Mâturidi geleneğinde İlm-i Tevhid'de derinleşmek olarak kabul edilmiştir. O bu yüzden ilmihal kavramını amele dâhil hükümlerin öğretildiği Fıkıh ilmi olarak değil, imana dâhil hükümlerin öğretildiği İlm-i Tevhid olarak açıklamıştır. Bu anlayış daha sonraki dönemlerde de devam etmiştir. Hanefiler arasında "Dinde fıkıh olan Tevhid İlmi, şeri' meselelerden ibaret olan Fıkıh İlminden üstündür" prensibi benimsenmiştir. Böylelikle klasik dönem Mâturîdi kelâm anlayışına hâkim olan "Kişinin ilmihal bilgisi öğrenmesi farzdır" ibaresi ile kastedilenin, iman hükümlerinin öğrenilmesi olduğu açıktır.
Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (ÇÜİFD), Jun 1, 2010
Özet-Kelamcılar ve filozoflar, Allah'ın birliği meselesine Kur'an'dan farklı yaklaşmışlar, Allah'... more Özet-Kelamcılar ve filozoflar, Allah'ın birliği meselesine Kur'an'dan farklı yaklaşmışlar, Allah'ın birliğini akli ve felsefi yolla ispata çalışmışlardır. Bu yolla dilediği zaman dilediğini yapmaya kâdir olan irade ve kudret sahibi ilah algısının birden fazla olmayacağı açıklanmaya çalışılmıştır. Kur'an'ın var olan alem ve içerisindeki düzenden hareketle ortaya koyduğu veriler, temânu delilinde yerini faraziye ve kurgulara bırakmış, spesifik tartışmalara kurban edilmiştir. Biz bu çalışmamızda "Burhan-ı Temânu" isimli delili farklı yönleriyle ele alıp değerlendireceğiz.
DOAJ (DOAJ: Directory of Open Access Journals), Nov 1, 2015
Illiteracy (Ummilik) of prophet Muhammed was evaluted unknown reading and writting by major intel... more Illiteracy (Ummilik) of prophet Muhammed was evaluted unknown reading and writting by major intellectual of Islamic. We presented this concept with other means and semantics analysis in this work. We worked to analogy of dictionary and mean using Quran and Hadith We saw this i concept using in Islamic theology to defend fountainhead of Quran. As a result we talked about this concept which went out of deoriginal means and earned mean of term
Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (ÇÜİFD), Mar 1, 2011
Dini araştırmalar, Jun 1, 2006
Uluslararası bilimsel araştırmalar dergisi, Aug 1, 2018
Journal of the Human and Social Science Researches, Sep 17, 2014
Mehdi, kavramsal olarak kültürler ve dinler arası ortak bir olgudur. İslam öncesi inançlarda da r... more Mehdi, kavramsal olarak kültürler ve dinler arası ortak bir olgudur. İslam öncesi inançlarda da rahatlıkla görebildiğimiz bu inanışın özellikle buhran dönemlerinde yoğunlaştığı bir hakikattir. Cemaleddin Afgânî ve İzmirli İsmail Hakkı'nın bu çalışmada örneklem seçilmesinin nedeni ise onların çağdaş olmaları, Müslüman dünyasının tamamına yakınının ciddi sıkıntılar yaşadığı Osmanlı Devletinin son dönemlerine tekabül eden buhranlı günlerde farklı bölgelerde aynı zamanlarda yaşamış şahıslar olmaları ve mehdilik konusunda birbirlerine tamamen zıt fikirler sunmalarıdır. İzmirli bu meseleyi dinin bir değeri olup olmaması üzerinden değerlendirirken Afgânî sosyo-politik bir hakikat olması üzerinden ele alır. Çalışmamızda bir dönemin mehdilik algısının kaynakları ve kabulleri bu iki âlim üzerinden ortaya konmaya çalışılmıştır.
Dini araştırmalar, Jun 1, 2010
This study's aim is examination of concept of iman from the language and meaning in Kalam. Essent... more This study's aim is examination of concept of iman from the language and meaning in Kalam. Essential character of iman is tasdiq being action of heart. Tasdiq is to acceptance with information and will. However, information isn't iman entirely on its own, information is just first degree of iman. Truth of iman is tasdiq, it is not telling with language and practising. Concept of iman in the Quran covers essential character and truth of iman. Keywords: Tasdiq, essential character of iman, truth of iman, concept of iman, information and will.
Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (ÇÜİFD), Jun 30, 2022
Öz Ehl-i Sünnet'i oluşturan iki ana kelâm okulu olarak Eşʽarîlik ve Mâtürîdîlik, kendi bakış açıl... more Öz Ehl-i Sünnet'i oluşturan iki ana kelâm okulu olarak Eşʽarîlik ve Mâtürîdîlik, kendi bakış açılarıyla itikâdî meselelere yaklaşırken zaman içerisinde ortak payda altında mezhep kimliğini meydana getirmişlerdir. Tarsûsî ve Sübkî üzerinden kelâm okullarının teolojik düşüncelerinde var olan birleşme ve ayrışma noktalarını incelemeyi hedef aldığımız bu çalışmada gerek çağdaş olmaları gerek aynı coğrafyada yaşamalarını da dikkate alarak uzlaşma ve uzaklaşma gibi iki farklı yaklaşımın imkânını sorgulamaya çalıştık. Birleşme ve uzlaşma tam bir anlaşma mıdır yoksa ihtilaflara rağmen bir arada durma azmi midir? Ayrışma ve uzaklaşma, tamamen kopma ve karşıya geçme midir yoksa farklılıkları belirterek aynı noktada birleşme yerine merkezde kendini görüp o noktada birleşmek midir? gibi sorulara da cevaplar aradık. Teolojik zeminde ayrışma, tabiî olarak kabul edilirken sosyo-kültürel zemin ve reel konjonktür, uzlaşmayı zorunlu kılmaktadır. İhtilaflar üzerine farklı tavırlarda yazılmış iki eser ve içinden çıktıkları kelâm okullarının sistematiğini en iyi şekilde kavramış iki düşünür üzerinden uzlaşma veya uzaklaşmaya bakabilmek zor, ancak bir o kadar da kıymetlidir.
TEZ4852Tez (Yüksek Lisans) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2003.Kaynakça (s. 100-101) var.viii, ... more TEZ4852Tez (Yüksek Lisans) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2003.Kaynakça (s. 100-101) var.viii, 101 s. ; 30 cm.