Celil Bozkurt | Duzce University / Düzce Üniversitesi (original) (raw)
Papers by Celil Bozkurt
Atatürk yolu, 2015
almış ve grubun aldığı kritik kararlarda söz sahibi olmuştur. Başkomutanlık ve İstiklal Mahkemele... more almış ve grubun aldığı kritik kararlarda söz sahibi olmuştur. Başkomutanlık ve İstiklal Mahkemeleri gibi önemli kanunların çıkarılmasında ciddi hizmetleri olmuştur. Milli Mücadele'de ortaya koyduğu vatansever tutumu ve fedakar çalışmalarıyla dikkat çeken Muhittin Baha Bey, büyük zaferin kazanılmasında pay sahibi olmuştur.
Belleten, Apr 1, 2023
With the Ottoman Empire entering the First World War, there was a food supply problem throughout ... more With the Ottoman Empire entering the First World War, there was a food supply problem throughout the country. In particular, Syria, Palestine and the Hejaz Fronts where the Fourth Army was deployed were the regions that felt the food problem most. The food problem in Mount Lebanon, whose life veins were cut off due to the sea blockade of the Entente States and problems with the war, turned into a disaster of hunger. Despite its intense efforts, the Ottoman Government could not bring radical solutions to the hunger problem in Mount Lebanon. The aid attempts of the USA and European states towards Mount Lebanon were blocked by the Entente States. During the war years, thousands of innocent people in Mount Lebanon became victims of the famine disaster. The Entente States claimed that the Ottoman Government deliberately starved the Mount Lebanese people and prevented aid from the region. The Entente States' claims throughout the war led to some accusations against the Ottoman Government in the European and US public opinion. The accusations against the Ottoman Government were denied by the Government and the Syrian and Jabal-i Lebanon clergy.
Türk Dünyası Araştırmaları, Dec 16, 2017
Student events that exploded in 1968 in the US and Europe soon affected the World and also Turkey... more Student events that exploded in 1968 in the US and Europe soon affected the World and also Turkey. The ideological problems deepening in the freedom environment brought by the Constitution of 1961 have turned into violent and provocative events since 1968. In 1968 and afterwards violent incidents, especially those affecting universities, have shook the country politics deeply over time.
Türk Dünyası Araştırmaları, 2015
Türk Dünyası Araştırmaları, 2013
Türk Dünyası Araştırmaları, Oct 31, 2020
Dış kaynaklı bir hastalık olarak Osmanlı topraklarına giren frengi, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'... more Dış kaynaklı bir hastalık olarak Osmanlı topraklarına giren frengi, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'ndan sonra bir salgın haline gelmiştir. Osmanlı Devleti'nde öncelikle Kastamonu ve havalisinde yoğunlaşan frengi, zamanla diğer Anadolu şehirlerine yayılmıştır. Frengi'nin Anadolu'da etkili olan şehirlerinden biri de Hüdavendigar Vilâyeti'ne bağlı Atranos kazasıydı. Osmanlı Devleti için bir asker kaynağı olan bölge, yoğun biçimde askeri hareketliliğe sahne olmuştur. Devletin çok farklı cephelerinde mücadele eden Atranoslu askerler, barış döneminde frenginin memleketlerine taşınmasına neden olmuştur. Atranos'un dağlık yapısı ve gerekli sağlık hizmetlerinden yoksun olması frenginin bölgede kronikleşmesine neden olmuştur. Osmanlı devlet adamlarının aldığı önlemler, devletin zayıflayan ekonomisine bağlı olarak Atranos'ta frengiyle mücadelede yetersiz kalmıştır. Cumhuriyet Dönemi'nde sağlıktaki gelişmeler, frenginin Atranos'ta yayılmasını azaltsa da bu hastalığı tam anlamıyla yok edememiştir. Frengi, Osmanlı'dan Cumhuriyet'e uzun yıllar Atranos'ta ciddi bir sağlık buhranına ve nüfus kaybına neden olmuştur.
Cevat Rifat Atilhan, Balkan, Birinci Dunya Savasi ve Milli Mucadele'ye istirak etmis, cesaret... more Cevat Rifat Atilhan, Balkan, Birinci Dunya Savasi ve Milli Mucadele'ye istirak etmis, cesaret ve kahramanligiyla takdir edilmis bir askerdir. Birinci Dunya Savasi'nda Filistin-Suriye Cephesi'nde vazifede bulundugu yillarda Yahudiler tarafindan kurulan ve Ingilizlere Osmanli ordusu hakkinda istihbarat toplayan NILI adli casusluk orgutunu desifre ederek cokertilmesini saglamistir. Cevat Rifat Bey'in Yahudi casuslarla yasadigi dramatik anilar askerlik sonrasinda Yahudi aleyhtari bir yasam surmesine neden olmustur. Milli Mucadele sonrasinda ticaret hayatina atilan Atilhan, Istanbul Yahudileriyle girdigi mucadeleden iflas ederek cikmistir. 1930'larin basindan itibaren basin hayatina yogunlasan Atilhan Yahudilik, Masonluk, Siyonizm ve Islam gibi konularda sayisiz kitap, makale ve gazete yayimlamistir. Eserlerinde, Yahudilige ve Siyonizm’e meydan okuyan Atilhan, Turkiye'de Yahudi aleyhtari fikirlerin adeta babasi olmustur. Cevat Rifat Atilhan, 1933-1934 yillarinda Nazi Almanya'sini ziyaret ederek Yahudilerle olan mucadelesini evrensel boyutlara tasimistir. Atilhan, Almanya'da Hitler'in himayesinde kurulan Yahudi aleyhtari evrensel bir teskilatin Turkiye ayagini olusturmustur. Zaman zaman Siyonist teskilatin gadrine de ugrayan Atilhan, mucadelesini olunceye kadar surdurmustur. Atilhan, 1945'te kurulan demokratik hayatin ilk muhalefet partisi Milli Kalkinma Partisi'nin kuruculari arasindadir. Sonradan Turk Muhafazakar Partisi'ni kurmus ve Buyuk Dogu Cemiyeti'nin baskan yardimciligini yapmistir. Atilhan'in ses getiren girisimi 1951'de kurdugu Islam Demokrat Partisidir. Soz konusu parti, demokratik hayatin ilk Islamci partisi olma ozelligine sahip olup, Yahudi ve Siyonist aleyhtari soylemiyle tepki toplamistir. Parti, Birlesmis Islam Milletleri projesi, Yahudi, Mason ve Siyonist karsiti soylemi ve milli durusuyla 1970'lerde Turk siyasetine giren Milli Gorus'e onemli bir siyasal miras birakmistir. Cevat Rifat Atilhan, yakin donem Turkiye’sinde Yahudi ve Mason aleyhtari dusuncenin kaynagi olup, eserleri ve fikirleriyle Turk kamuoyunu derinden etkilemistir. Atilhan, ayrica Islamciliga ve milliyetcilige etki etmis, bu akimlarin formasyonuna ciddi katkilar yapmis bir ideologdur. Atilhan, Turkiye'de yapilacak Yahudilik ve Israil arastirmalarinda onemli basvuru kaynaklarindan olup, eserlerinin onemi goz ardi edilemez. Arastirmada Cevat Rifat Atilhan'in askerlik sicil kaydi, eserleri, ATASE ve Basbakanlik Cumhuriyet arsivleri, sureli yayinlar ve telif eserler kullanilmistir.
Atatürk Araştırma Merkezi dergisi, May 1, 2021
Millî Mücadele'de Bursa, saltanat yanlıları ile Kuvayımilliye destekçisi halk arasında bölünmüş d... more Millî Mücadele'de Bursa, saltanat yanlıları ile Kuvayımilliye destekçisi halk arasında bölünmüş durumdaydı. Bursa'nın Millî Mücadele yazgısında Bursalı ulema ve din adamları belirleyici oldu. Kuvayımilliye destekçisi ulemanın etkin olduğu taşranın aksine Bursa merkezde halife padişaha bağlı olan ulema ağırlıktaydı. İstanbul hükûmetinin Kuvayımilliye aleyhinde yayımladığı fetvadan sonra Bursa'daki kontrol saltanat yanlısı ulemanın eline geçti. Millî Mücadele aleyhtarı ulemanın Yunan ordusunun "halife ordusu" olduğu yönünde yaptığı propaganda Bursa'nın direnmeden Yunan işgaline girmesine zemin hazırladı. Bursa ulema ve eşrafının Yunan güdümünde Bursa'da yaptığı saltanata bağlılık mitingi ve Kuvayımilliye aleyhinde hazırladığı beyanname, Millî Mücadele tarihi açısından büyük önem arz etmektedir.
The Journal of Academic Social Science Studies, 2012
Belleten, Apr 1, 2021
Birinci Dünya Savaşı'nda Hahambaşılık ve Alyans okullarının Osmanlı Devleti'nin toprak bütünlüğün... more Birinci Dünya Savaşı'nda Hahambaşılık ve Alyans okullarının Osmanlı Devleti'nin toprak bütünlüğünü savunmasına karşılık Siyonistler, ayrılıkçı faaliyetlerini savaş boyunca sürdürdü. Osmanlı Devleti'nin aldığı askeri ve mülki önlemlere rağmen Siyonistlerin Filistin Cephesi'ndeki nüfuzu kırılamadı. Osmanlı Devleti, Birinci Gazze Savaşı'nın ardından Gazze ve Yafa şehirlerini askeri gerekçelerle tahliye etti. Tehcir edilen Yahudiler, Osmanlı Hükümeti'nin aldığı yoğun güvenlik önlemleri altında Filistin'e komşu Yahudi yerleşimlerinde iskân edildi. Yahudi tehciri, basında güçlü nüfuzu bulunan Siyonist hareket tarafından Osmanlı Devleti aleyhinde bir karalama ve iftira kampanyasına dönüştürüldü. Tehcir vakası, Avrupa kamuoyunda Ermeni tehcirini gölgeleyecek boyutlarda Türk karşıtı bir tepkiye zemin hazırladı. Osmanlı Devleti, Avrupa'da yürüttüğü başarılı bir kamu diplomasisiyle Osmanlı aleyhtarı havanın büyük oranda dağılmasını sağladı. Fakat Siyonist propagandanın istismar ettiği Yahudi tehciri, Osmanlı aleyhtarı kimi iddiaların günümüze kadar gelmesine neden oldu.
Belleten, Dec 1, 2019
Sergiler, milletlerin maddi ve manevi zenginliklerini tanıttığı ve bunlar üzerinden ticari bir fa... more Sergiler, milletlerin maddi ve manevi zenginliklerini tanıttığı ve bunlar üzerinden ticari bir fayda sağladığı önemli teşhir mekanlarıdır. Tarihi oldukça gerilere giden sergilerin uluslararası bir nitelik kazanması 19. yüzyılın ortalarına rastlamaktadır. İngiltere'nin ürettiği malları tanıtmak ve bu bağlamda yeni pazarlar bulmak için 1851'de Londra'da düzenlediği sergi, ilk uluslararası sergi olma özelliği taşımaktadır. Londra Sergisi'ne ABD, Fransa, İspanya, Portekiz, Prusya, Rusya, Flemenk ve Zolverein ülkeleriyle birlikte Osmanlı Devleti de katıldı. 1 Osmanlı Devleti, devletlerin bir nevi ekonomik ve mali güçlerini de sergilediği uluslararası sergilere mümkün mertebe katılmak azmindeydi. Böylelikle, hem ekonomik gücünü göstermek hem de batılı büyük devletler safında yerini almak istedi. Nitekim Osmanlı Hükümeti, 1851 Londra Sergisine katılma nedenini "ülke topraklarının verimliliğini göstermek, Osmanlı tebaasının tarım, sanayi ve sanat alanlarındaki kabiliyetini kanıtlamak ve Padişahın ülkenin gelişmesi yolunda sarf ettiği gayreti ortaya koymak" olarak açıklıyordu. 2 Osmanlı Devleti'nin katıldığı uluslararası sergiler şunlardır:
Atatürk yolu, 2018
Yüzbaşı Cevat Rifat Bey'in komutasında oluşturulan Bartın ve Havalisi Komutanlığı, Milli Mücadele... more Yüzbaşı Cevat Rifat Bey'in komutasında oluşturulan Bartın ve Havalisi Komutanlığı, Milli Mücadele'de son derece stratejik bir öneme sahip Zonguldak ve mülhakatını savunmuştur. Zengin kömür yataklarına sahip olan bölge, aynı zamanda İstanbul-Ankara arasındaki deniz ve kara bağlantısını sağlaması açısından kritik bir öneme sahipti. Ayrıca, İstanbul hükümetlerinin kışkırtıcı faaliyetlerine açık olduğundan sürekli bir isyan ve eşkıya bölgesiydi. Bartın ve Havalisi Komutanlığı, Zonguldak'ı işgal eden Fransız kuvvetlerinin Ankara'ya baskı yapmasını engellemiş ve TBMM'nin güvenliğini sağlamıştır. Cevat Rifat Bey'in Fransız kuvvetlerine yönelik olarak yaptığı dahiyane propaganda sayesinde çok sayıda Müslüman sömürge askeri Türk saflarına iltica etmiştir. Bartın ve Havalisi Komutanlığı, II. Düzce İsyanı'nın bastırılmasında etkin rol almış ve asilerin etkisiz hale getirilmesinde önemli katkılar sunmuştur. Ayrıca, milli kuvvetlerce İstanbul'dan kaçırılan Alemdar Vapuru'nun Ereğli Limanı'nda güvenliğinin sağlanmasında komutanlığın yaptığı tahkimat kayda değerdir. Sonradan Zonguldak Müfrezesi'ne dönüştürülen komutanlık, sadece askeri değil bölgenin kalkınmasına imkan veren sivil faaliyetler de gerçekleştirmiştir. Savaş sırasında Çaycuma'da yapılan bir okul ile hastanenin finansı büyük oranda bahsi geçen komutanlık tarafından sağlanmıştır. Milli Mücadele'ye önemli katkılar yapan Zonguldak Müfrezesi, askeri otoriteler tarafından takdir edilmiş ve Yüzbaşı Cevat Rifat Bey de TBMM tarafından takdirname ve istiklal madalyasıyla taltif edilmiştir.
DergiPark (Istanbul University), Mar 1, 2014
Celil BOZKURT * I. DÜNYA SAVAŞI'NDA FİLİSTİN SURİYE CEPHESİ'NDE NİLİ CASUSLUK ÖRGÜTÜNÜN FAALİYETL... more Celil BOZKURT * I. DÜNYA SAVAŞI'NDA FİLİSTİN SURİYE CEPHESİ'NDE NİLİ CASUSLUK ÖRGÜTÜNÜN FAALİYETLERİ ÖZET I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı Devleti'nin kaderini belirleyen Filistin-Suriye Cephesi, büyük devletlerin istihbarat savaşlarına da sahne olmuştur. İngiltere, değişik kaynaklardan yürüttüğü istihbarat faaliyetlerini, en yaygın ve etkili kullanan devletlerin başında gelmiştir. Yahudiler tarafından kurulan ve Filistin-Suriye cephesinde etkili olan NİLİ casusluk örgütü, İngilizlerin Filistin'de kullandığı en önemli istihbarat kaynaklarından biri olmuştur. NİLİ casusları, Osmanlı ordusunun asker sayısı, emir komuta zinciri, karargah mevkileri, moral durumu vs. gibi hususlarda bilgi toplayıp bunları Mısır'daki İngiliz İstihbarat Servisi'ne ulaştırmıştır. NİLİ'nin katkısı, İngiliz ordusunun taktik strateji belirlemesinde ve savaşı kazanmasında önemli rol oynamıştır.
DergiPark (Istanbul University), Dec 4, 2013
1933 yılında basın hayatına giren Milli İnkılâp, Türkçü ve Kemalist çizgisine paralel olarak yürü... more 1933 yılında basın hayatına giren Milli İnkılâp, Türkçü ve Kemalist çizgisine paralel olarak yürüttüğü Yahudi aleyhtarı politikasıyla dikkat çekmektedir. Derginin bu tutumunda sahibi Cevat Rifat'ın fikirlerinin temel etken olduğu görülmektedir. Dergi, söz konusu yayın politikası nedeniyle, Türk ve Yahudi kamuoyunda tepkiyle karşılanmış ve basında uzun süreli bir kalem kavgasına da neden olmuştur. Milli İnkılâp, 1934 yılında meydana gelen Trakya Olayları'nın ardından hükümet tarafından kapatılmıştır. Derginin, Trakya Olayları'nda rolü olup olmadığı tartışmalıdır ve araştırmacıların bu hususta fikir birliğine varamadıkları görülmektedir. Dergi, on iki sayı yayımlanmasına karşın kamuoyunda meydana getirdiği izlenimlerle uzun yıllar hafızalarda yer etmiştir.
DergiPark (Istanbul University), Sep 20, 2018
DergiPark (Istanbul University), Jun 30, 2018
'ye iştirak etmiş, cesaret ve kahramanlığıyla takdir edilmiş bir askerdir. Birinci Dünya Savaşı'n... more 'ye iştirak etmiş, cesaret ve kahramanlığıyla takdir edilmiş bir askerdir. Birinci Dünya Savaşı'nda Filistin-Suriye Cephesi'nde vazifede bulunduğu yıllarda Yahudiler tarafından kurulan ve İngilizlere Osmanlı ordusu hakkında istihbarat toplayan NİLİ adlı casusluk örgütünü deşifre ederek çökertilmesini sağlamıştır. Cevat Rifat Bey'in Yahudi casuslarla yaşadığı dramatik anılar askerlik sonrasında Yahudi aleyhtarı bir yaşam sürmesine neden olmuştur. Milli Mücadele sonrasında ticaret hayatına atılan Atilhan, İstanbul Yahudileriyle girdiği mücadeleden iflas ederek çıkmıştır. 1930'ların başından itibaren basın hayatına yoğunlaşan Atilhan Yahudilik, Masonluk, Siyonizm ve İslam gibi konularda sayısız kitap, makale ve gazete yayımlamıştır. Eserlerinde, Yahudiliğe ve Siyonizm'e meydan okuyan Atilhan, Türkiye'de Yahudi aleyhtarı fikirlerin adeta babası olmuştur. Cevat Rifat Atilhan, 1933-1934 yıllarında Nazi Almanya'sını ziyaret ederek Yahudilerle olan mücadelesini evrensel boyutlara taşımıştır. Atilhan, Almanya'da Hitler'in himayesinde kurulan Yahudi aleyhtarı evrensel bir teşkilatın Türkiye ayağını oluşturmuştur. Zaman zaman Siyonist teşkilatın gadrine de uğrayan Atilhan, mücadelesini ölünceye kadar sürdürmüştür. Atilhan, 1945'te kurulan demokratik hayatın ilk muhalefet partisi Milli Kalkınma Partisi'nin kurucuları arasındadır. Sonradan Türk Muhafazakar Partisi'ni kurmuş ve Büyük Doğu Cemiyeti'nin başkan yardımcılığını yapmıştır. Atilhan'ın ses getiren girişimi 1951'de kurduğu İslam Demokrat Partisidir. Söz konusu parti, demokratik hayatın ilk İslamcı partisi olma özelliğine sahip olup, Yahudi ve Siyonist aleyhtarı söylemiyle tepki toplamıştır. Parti, Birleşmiş İslam Milletleri projesi, Yahudi, Mason ve Siyonist karşıtı söylemi ve milli duruşuyla 1970'lerde Türk siyasetine giren Milli Görüş'e önemli bir siyasal miras bırakmıştır. Cevat Rifat Atilhan, yakın dönem Türkiye'sinde Yahudi ve Mason aleyhtarı düşüncenin kaynağı olup, eserleri ve fikirleriyle Türk kamuoyunu derinden etkilemiştir. Atilhan, ayrıca İslamcılığa ve milliyetçiliğe etki etmiş, bu akımların formasyonuna ciddi katkılar yapmış bir ideologdur. Atilhan, Türkiye'de yapılacak Yahudilik ve İsrail araştırmalarında önemli başvuru kaynaklarından olup, eserlerinin önemi göz ardı edilemez. Celil Bozkurt 103 Araştırmada Cevat Rifat Atilhan'ın askerlik sicil kaydı, eserleri, ATASE ve Başbakanlık Cumhuriyet arşivleri, süreli yayınlar ve telif eserler kullanılmıştır.
Atatürk yolu, 2015
almış ve grubun aldığı kritik kararlarda söz sahibi olmuştur. Başkomutanlık ve İstiklal Mahkemele... more almış ve grubun aldığı kritik kararlarda söz sahibi olmuştur. Başkomutanlık ve İstiklal Mahkemeleri gibi önemli kanunların çıkarılmasında ciddi hizmetleri olmuştur. Milli Mücadele'de ortaya koyduğu vatansever tutumu ve fedakar çalışmalarıyla dikkat çeken Muhittin Baha Bey, büyük zaferin kazanılmasında pay sahibi olmuştur.
Belleten, Apr 1, 2023
With the Ottoman Empire entering the First World War, there was a food supply problem throughout ... more With the Ottoman Empire entering the First World War, there was a food supply problem throughout the country. In particular, Syria, Palestine and the Hejaz Fronts where the Fourth Army was deployed were the regions that felt the food problem most. The food problem in Mount Lebanon, whose life veins were cut off due to the sea blockade of the Entente States and problems with the war, turned into a disaster of hunger. Despite its intense efforts, the Ottoman Government could not bring radical solutions to the hunger problem in Mount Lebanon. The aid attempts of the USA and European states towards Mount Lebanon were blocked by the Entente States. During the war years, thousands of innocent people in Mount Lebanon became victims of the famine disaster. The Entente States claimed that the Ottoman Government deliberately starved the Mount Lebanese people and prevented aid from the region. The Entente States' claims throughout the war led to some accusations against the Ottoman Government in the European and US public opinion. The accusations against the Ottoman Government were denied by the Government and the Syrian and Jabal-i Lebanon clergy.
Türk Dünyası Araştırmaları, Dec 16, 2017
Student events that exploded in 1968 in the US and Europe soon affected the World and also Turkey... more Student events that exploded in 1968 in the US and Europe soon affected the World and also Turkey. The ideological problems deepening in the freedom environment brought by the Constitution of 1961 have turned into violent and provocative events since 1968. In 1968 and afterwards violent incidents, especially those affecting universities, have shook the country politics deeply over time.
Türk Dünyası Araştırmaları, 2015
Türk Dünyası Araştırmaları, 2013
Türk Dünyası Araştırmaları, Oct 31, 2020
Dış kaynaklı bir hastalık olarak Osmanlı topraklarına giren frengi, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'... more Dış kaynaklı bir hastalık olarak Osmanlı topraklarına giren frengi, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'ndan sonra bir salgın haline gelmiştir. Osmanlı Devleti'nde öncelikle Kastamonu ve havalisinde yoğunlaşan frengi, zamanla diğer Anadolu şehirlerine yayılmıştır. Frengi'nin Anadolu'da etkili olan şehirlerinden biri de Hüdavendigar Vilâyeti'ne bağlı Atranos kazasıydı. Osmanlı Devleti için bir asker kaynağı olan bölge, yoğun biçimde askeri hareketliliğe sahne olmuştur. Devletin çok farklı cephelerinde mücadele eden Atranoslu askerler, barış döneminde frenginin memleketlerine taşınmasına neden olmuştur. Atranos'un dağlık yapısı ve gerekli sağlık hizmetlerinden yoksun olması frenginin bölgede kronikleşmesine neden olmuştur. Osmanlı devlet adamlarının aldığı önlemler, devletin zayıflayan ekonomisine bağlı olarak Atranos'ta frengiyle mücadelede yetersiz kalmıştır. Cumhuriyet Dönemi'nde sağlıktaki gelişmeler, frenginin Atranos'ta yayılmasını azaltsa da bu hastalığı tam anlamıyla yok edememiştir. Frengi, Osmanlı'dan Cumhuriyet'e uzun yıllar Atranos'ta ciddi bir sağlık buhranına ve nüfus kaybına neden olmuştur.
Cevat Rifat Atilhan, Balkan, Birinci Dunya Savasi ve Milli Mucadele'ye istirak etmis, cesaret... more Cevat Rifat Atilhan, Balkan, Birinci Dunya Savasi ve Milli Mucadele'ye istirak etmis, cesaret ve kahramanligiyla takdir edilmis bir askerdir. Birinci Dunya Savasi'nda Filistin-Suriye Cephesi'nde vazifede bulundugu yillarda Yahudiler tarafindan kurulan ve Ingilizlere Osmanli ordusu hakkinda istihbarat toplayan NILI adli casusluk orgutunu desifre ederek cokertilmesini saglamistir. Cevat Rifat Bey'in Yahudi casuslarla yasadigi dramatik anilar askerlik sonrasinda Yahudi aleyhtari bir yasam surmesine neden olmustur. Milli Mucadele sonrasinda ticaret hayatina atilan Atilhan, Istanbul Yahudileriyle girdigi mucadeleden iflas ederek cikmistir. 1930'larin basindan itibaren basin hayatina yogunlasan Atilhan Yahudilik, Masonluk, Siyonizm ve Islam gibi konularda sayisiz kitap, makale ve gazete yayimlamistir. Eserlerinde, Yahudilige ve Siyonizm’e meydan okuyan Atilhan, Turkiye'de Yahudi aleyhtari fikirlerin adeta babasi olmustur. Cevat Rifat Atilhan, 1933-1934 yillarinda Nazi Almanya'sini ziyaret ederek Yahudilerle olan mucadelesini evrensel boyutlara tasimistir. Atilhan, Almanya'da Hitler'in himayesinde kurulan Yahudi aleyhtari evrensel bir teskilatin Turkiye ayagini olusturmustur. Zaman zaman Siyonist teskilatin gadrine de ugrayan Atilhan, mucadelesini olunceye kadar surdurmustur. Atilhan, 1945'te kurulan demokratik hayatin ilk muhalefet partisi Milli Kalkinma Partisi'nin kuruculari arasindadir. Sonradan Turk Muhafazakar Partisi'ni kurmus ve Buyuk Dogu Cemiyeti'nin baskan yardimciligini yapmistir. Atilhan'in ses getiren girisimi 1951'de kurdugu Islam Demokrat Partisidir. Soz konusu parti, demokratik hayatin ilk Islamci partisi olma ozelligine sahip olup, Yahudi ve Siyonist aleyhtari soylemiyle tepki toplamistir. Parti, Birlesmis Islam Milletleri projesi, Yahudi, Mason ve Siyonist karsiti soylemi ve milli durusuyla 1970'lerde Turk siyasetine giren Milli Gorus'e onemli bir siyasal miras birakmistir. Cevat Rifat Atilhan, yakin donem Turkiye’sinde Yahudi ve Mason aleyhtari dusuncenin kaynagi olup, eserleri ve fikirleriyle Turk kamuoyunu derinden etkilemistir. Atilhan, ayrica Islamciliga ve milliyetcilige etki etmis, bu akimlarin formasyonuna ciddi katkilar yapmis bir ideologdur. Atilhan, Turkiye'de yapilacak Yahudilik ve Israil arastirmalarinda onemli basvuru kaynaklarindan olup, eserlerinin onemi goz ardi edilemez. Arastirmada Cevat Rifat Atilhan'in askerlik sicil kaydi, eserleri, ATASE ve Basbakanlik Cumhuriyet arsivleri, sureli yayinlar ve telif eserler kullanilmistir.
Atatürk Araştırma Merkezi dergisi, May 1, 2021
Millî Mücadele'de Bursa, saltanat yanlıları ile Kuvayımilliye destekçisi halk arasında bölünmüş d... more Millî Mücadele'de Bursa, saltanat yanlıları ile Kuvayımilliye destekçisi halk arasında bölünmüş durumdaydı. Bursa'nın Millî Mücadele yazgısında Bursalı ulema ve din adamları belirleyici oldu. Kuvayımilliye destekçisi ulemanın etkin olduğu taşranın aksine Bursa merkezde halife padişaha bağlı olan ulema ağırlıktaydı. İstanbul hükûmetinin Kuvayımilliye aleyhinde yayımladığı fetvadan sonra Bursa'daki kontrol saltanat yanlısı ulemanın eline geçti. Millî Mücadele aleyhtarı ulemanın Yunan ordusunun "halife ordusu" olduğu yönünde yaptığı propaganda Bursa'nın direnmeden Yunan işgaline girmesine zemin hazırladı. Bursa ulema ve eşrafının Yunan güdümünde Bursa'da yaptığı saltanata bağlılık mitingi ve Kuvayımilliye aleyhinde hazırladığı beyanname, Millî Mücadele tarihi açısından büyük önem arz etmektedir.
The Journal of Academic Social Science Studies, 2012
Belleten, Apr 1, 2021
Birinci Dünya Savaşı'nda Hahambaşılık ve Alyans okullarının Osmanlı Devleti'nin toprak bütünlüğün... more Birinci Dünya Savaşı'nda Hahambaşılık ve Alyans okullarının Osmanlı Devleti'nin toprak bütünlüğünü savunmasına karşılık Siyonistler, ayrılıkçı faaliyetlerini savaş boyunca sürdürdü. Osmanlı Devleti'nin aldığı askeri ve mülki önlemlere rağmen Siyonistlerin Filistin Cephesi'ndeki nüfuzu kırılamadı. Osmanlı Devleti, Birinci Gazze Savaşı'nın ardından Gazze ve Yafa şehirlerini askeri gerekçelerle tahliye etti. Tehcir edilen Yahudiler, Osmanlı Hükümeti'nin aldığı yoğun güvenlik önlemleri altında Filistin'e komşu Yahudi yerleşimlerinde iskân edildi. Yahudi tehciri, basında güçlü nüfuzu bulunan Siyonist hareket tarafından Osmanlı Devleti aleyhinde bir karalama ve iftira kampanyasına dönüştürüldü. Tehcir vakası, Avrupa kamuoyunda Ermeni tehcirini gölgeleyecek boyutlarda Türk karşıtı bir tepkiye zemin hazırladı. Osmanlı Devleti, Avrupa'da yürüttüğü başarılı bir kamu diplomasisiyle Osmanlı aleyhtarı havanın büyük oranda dağılmasını sağladı. Fakat Siyonist propagandanın istismar ettiği Yahudi tehciri, Osmanlı aleyhtarı kimi iddiaların günümüze kadar gelmesine neden oldu.
Belleten, Dec 1, 2019
Sergiler, milletlerin maddi ve manevi zenginliklerini tanıttığı ve bunlar üzerinden ticari bir fa... more Sergiler, milletlerin maddi ve manevi zenginliklerini tanıttığı ve bunlar üzerinden ticari bir fayda sağladığı önemli teşhir mekanlarıdır. Tarihi oldukça gerilere giden sergilerin uluslararası bir nitelik kazanması 19. yüzyılın ortalarına rastlamaktadır. İngiltere'nin ürettiği malları tanıtmak ve bu bağlamda yeni pazarlar bulmak için 1851'de Londra'da düzenlediği sergi, ilk uluslararası sergi olma özelliği taşımaktadır. Londra Sergisi'ne ABD, Fransa, İspanya, Portekiz, Prusya, Rusya, Flemenk ve Zolverein ülkeleriyle birlikte Osmanlı Devleti de katıldı. 1 Osmanlı Devleti, devletlerin bir nevi ekonomik ve mali güçlerini de sergilediği uluslararası sergilere mümkün mertebe katılmak azmindeydi. Böylelikle, hem ekonomik gücünü göstermek hem de batılı büyük devletler safında yerini almak istedi. Nitekim Osmanlı Hükümeti, 1851 Londra Sergisine katılma nedenini "ülke topraklarının verimliliğini göstermek, Osmanlı tebaasının tarım, sanayi ve sanat alanlarındaki kabiliyetini kanıtlamak ve Padişahın ülkenin gelişmesi yolunda sarf ettiği gayreti ortaya koymak" olarak açıklıyordu. 2 Osmanlı Devleti'nin katıldığı uluslararası sergiler şunlardır:
Atatürk yolu, 2018
Yüzbaşı Cevat Rifat Bey'in komutasında oluşturulan Bartın ve Havalisi Komutanlığı, Milli Mücadele... more Yüzbaşı Cevat Rifat Bey'in komutasında oluşturulan Bartın ve Havalisi Komutanlığı, Milli Mücadele'de son derece stratejik bir öneme sahip Zonguldak ve mülhakatını savunmuştur. Zengin kömür yataklarına sahip olan bölge, aynı zamanda İstanbul-Ankara arasındaki deniz ve kara bağlantısını sağlaması açısından kritik bir öneme sahipti. Ayrıca, İstanbul hükümetlerinin kışkırtıcı faaliyetlerine açık olduğundan sürekli bir isyan ve eşkıya bölgesiydi. Bartın ve Havalisi Komutanlığı, Zonguldak'ı işgal eden Fransız kuvvetlerinin Ankara'ya baskı yapmasını engellemiş ve TBMM'nin güvenliğini sağlamıştır. Cevat Rifat Bey'in Fransız kuvvetlerine yönelik olarak yaptığı dahiyane propaganda sayesinde çok sayıda Müslüman sömürge askeri Türk saflarına iltica etmiştir. Bartın ve Havalisi Komutanlığı, II. Düzce İsyanı'nın bastırılmasında etkin rol almış ve asilerin etkisiz hale getirilmesinde önemli katkılar sunmuştur. Ayrıca, milli kuvvetlerce İstanbul'dan kaçırılan Alemdar Vapuru'nun Ereğli Limanı'nda güvenliğinin sağlanmasında komutanlığın yaptığı tahkimat kayda değerdir. Sonradan Zonguldak Müfrezesi'ne dönüştürülen komutanlık, sadece askeri değil bölgenin kalkınmasına imkan veren sivil faaliyetler de gerçekleştirmiştir. Savaş sırasında Çaycuma'da yapılan bir okul ile hastanenin finansı büyük oranda bahsi geçen komutanlık tarafından sağlanmıştır. Milli Mücadele'ye önemli katkılar yapan Zonguldak Müfrezesi, askeri otoriteler tarafından takdir edilmiş ve Yüzbaşı Cevat Rifat Bey de TBMM tarafından takdirname ve istiklal madalyasıyla taltif edilmiştir.
DergiPark (Istanbul University), Mar 1, 2014
Celil BOZKURT * I. DÜNYA SAVAŞI'NDA FİLİSTİN SURİYE CEPHESİ'NDE NİLİ CASUSLUK ÖRGÜTÜNÜN FAALİYETL... more Celil BOZKURT * I. DÜNYA SAVAŞI'NDA FİLİSTİN SURİYE CEPHESİ'NDE NİLİ CASUSLUK ÖRGÜTÜNÜN FAALİYETLERİ ÖZET I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı Devleti'nin kaderini belirleyen Filistin-Suriye Cephesi, büyük devletlerin istihbarat savaşlarına da sahne olmuştur. İngiltere, değişik kaynaklardan yürüttüğü istihbarat faaliyetlerini, en yaygın ve etkili kullanan devletlerin başında gelmiştir. Yahudiler tarafından kurulan ve Filistin-Suriye cephesinde etkili olan NİLİ casusluk örgütü, İngilizlerin Filistin'de kullandığı en önemli istihbarat kaynaklarından biri olmuştur. NİLİ casusları, Osmanlı ordusunun asker sayısı, emir komuta zinciri, karargah mevkileri, moral durumu vs. gibi hususlarda bilgi toplayıp bunları Mısır'daki İngiliz İstihbarat Servisi'ne ulaştırmıştır. NİLİ'nin katkısı, İngiliz ordusunun taktik strateji belirlemesinde ve savaşı kazanmasında önemli rol oynamıştır.
DergiPark (Istanbul University), Dec 4, 2013
1933 yılında basın hayatına giren Milli İnkılâp, Türkçü ve Kemalist çizgisine paralel olarak yürü... more 1933 yılında basın hayatına giren Milli İnkılâp, Türkçü ve Kemalist çizgisine paralel olarak yürüttüğü Yahudi aleyhtarı politikasıyla dikkat çekmektedir. Derginin bu tutumunda sahibi Cevat Rifat'ın fikirlerinin temel etken olduğu görülmektedir. Dergi, söz konusu yayın politikası nedeniyle, Türk ve Yahudi kamuoyunda tepkiyle karşılanmış ve basında uzun süreli bir kalem kavgasına da neden olmuştur. Milli İnkılâp, 1934 yılında meydana gelen Trakya Olayları'nın ardından hükümet tarafından kapatılmıştır. Derginin, Trakya Olayları'nda rolü olup olmadığı tartışmalıdır ve araştırmacıların bu hususta fikir birliğine varamadıkları görülmektedir. Dergi, on iki sayı yayımlanmasına karşın kamuoyunda meydana getirdiği izlenimlerle uzun yıllar hafızalarda yer etmiştir.
DergiPark (Istanbul University), Sep 20, 2018
DergiPark (Istanbul University), Jun 30, 2018
'ye iştirak etmiş, cesaret ve kahramanlığıyla takdir edilmiş bir askerdir. Birinci Dünya Savaşı'n... more 'ye iştirak etmiş, cesaret ve kahramanlığıyla takdir edilmiş bir askerdir. Birinci Dünya Savaşı'nda Filistin-Suriye Cephesi'nde vazifede bulunduğu yıllarda Yahudiler tarafından kurulan ve İngilizlere Osmanlı ordusu hakkında istihbarat toplayan NİLİ adlı casusluk örgütünü deşifre ederek çökertilmesini sağlamıştır. Cevat Rifat Bey'in Yahudi casuslarla yaşadığı dramatik anılar askerlik sonrasında Yahudi aleyhtarı bir yaşam sürmesine neden olmuştur. Milli Mücadele sonrasında ticaret hayatına atılan Atilhan, İstanbul Yahudileriyle girdiği mücadeleden iflas ederek çıkmıştır. 1930'ların başından itibaren basın hayatına yoğunlaşan Atilhan Yahudilik, Masonluk, Siyonizm ve İslam gibi konularda sayısız kitap, makale ve gazete yayımlamıştır. Eserlerinde, Yahudiliğe ve Siyonizm'e meydan okuyan Atilhan, Türkiye'de Yahudi aleyhtarı fikirlerin adeta babası olmuştur. Cevat Rifat Atilhan, 1933-1934 yıllarında Nazi Almanya'sını ziyaret ederek Yahudilerle olan mücadelesini evrensel boyutlara taşımıştır. Atilhan, Almanya'da Hitler'in himayesinde kurulan Yahudi aleyhtarı evrensel bir teşkilatın Türkiye ayağını oluşturmuştur. Zaman zaman Siyonist teşkilatın gadrine de uğrayan Atilhan, mücadelesini ölünceye kadar sürdürmüştür. Atilhan, 1945'te kurulan demokratik hayatın ilk muhalefet partisi Milli Kalkınma Partisi'nin kurucuları arasındadır. Sonradan Türk Muhafazakar Partisi'ni kurmuş ve Büyük Doğu Cemiyeti'nin başkan yardımcılığını yapmıştır. Atilhan'ın ses getiren girişimi 1951'de kurduğu İslam Demokrat Partisidir. Söz konusu parti, demokratik hayatın ilk İslamcı partisi olma özelliğine sahip olup, Yahudi ve Siyonist aleyhtarı söylemiyle tepki toplamıştır. Parti, Birleşmiş İslam Milletleri projesi, Yahudi, Mason ve Siyonist karşıtı söylemi ve milli duruşuyla 1970'lerde Türk siyasetine giren Milli Görüş'e önemli bir siyasal miras bırakmıştır. Cevat Rifat Atilhan, yakın dönem Türkiye'sinde Yahudi ve Mason aleyhtarı düşüncenin kaynağı olup, eserleri ve fikirleriyle Türk kamuoyunu derinden etkilemiştir. Atilhan, ayrıca İslamcılığa ve milliyetçiliğe etki etmiş, bu akımların formasyonuna ciddi katkılar yapmış bir ideologdur. Atilhan, Türkiye'de yapılacak Yahudilik ve İsrail araştırmalarında önemli başvuru kaynaklarından olup, eserlerinin önemi göz ardı edilemez. Celil Bozkurt 103 Araştırmada Cevat Rifat Atilhan'ın askerlik sicil kaydı, eserleri, ATASE ve Başbakanlık Cumhuriyet arşivleri, süreli yayınlar ve telif eserler kullanılmıştır.