Çanakkale Şehitleri Abidesinin İnşaatı Ve Türk Kamuoyundaki Yankıları (original) (raw)
Related papers
Çanakkale Şehitleri Abidesi'nin İnşaası ve Halkın Yardımları
Öz: Bu makale Çanakkale Şehitleri Abidesi'nin inşa edilmesi için atılan adımları proje yarışmasından, abidenin açılışına kadar inceleyerek, yapım aşamasında ortaya çıkan maddi sorunların yardım kampanyası ile halktan toplanan yardımlarla atlatıldığını ortaya koymaktadır. Abide ancak halktan toplanan yardımlar ile tamamlanabilmiştir. Abstract: This article examines the construction process of the Çanakkale/Gallipoli Martyrs' Memorial from the project competition to the opening ceremony and presents that financial obstacles of the construction were overcame with a donation campaign. The Memorial was completed with the donations collected from people. Anahtar Kelimeler: Çanakkale, Çanakkale Şehitleri Abidesi, Gelibolu, şehitlikler, yardım kampanyası
Ani'de Bulunan Ateşgede ve Ateşgedelerin Türk Mimarisine Etkileri
Cumhuriyetimizin 100. Yılına Armağan: Ani Kitabı, 2023
Ahameniş, Part ve Sasani İmparatorluklarının resmi dini olan Zerdüştlük vahye dayalı dinler arasında en eski dindir. Zerdüştlükte su, güneş, ay, yıldızlar kutsaldır fakat ateş bu kutsallar arasında en önemlisidir. Zerdüştlerde olduğu gibi Türklerde de ateş hem İslamiyet öncesinde hem İslamiyet sonrasında kutsal kabul edilmiştir. Zerdüştler Türklerden farklı olarak ibadet aracı olarak kabul ettikleri ateş için tapınaklar inşa etmişlerdir. Bu tapınaklara ateş yanan yer anlamına gelen “ateşgede” veya “ateşgâh” denilmektedir. Ateşgedeler genellikle baldaken şemada inşa edilen, dört ayak ve dört kemer ile taşıtılan tromplu kubbeli yapılardır. Bu yapıların en erken örneklerini Ahameniş Dönemi’nde görmekteyiz. Part İmparatorluğu Dönemi’nde daha çok prototip niteliğinde olan ateşgedelerin en olgun örnekleri Sasani İmparatorluğu Dönemi’nde ortaya çıkmıştır. Sade ve etkileyici bir mimariye sahip olan Sasani ateşgedeleri Erken Dönem Hristiyan kiliselerini etkilediği gibi cami mimarisini de etkilediği ileri sürülmektedir. Rusafa’da inşa ettirilen kilise, Hazar Degaron Camii ve Gira Ateş Tapınağı’nın planları önemli ölçüde birbirine benzemektedir. Bu etkileşimin yanında cami ve kiliseye çevrilen ateşgedeler de mevcuttur. Büyük Selçuklu Dönemi’nde inşa edilen camilerde bulunan mihrap önü kubbesinin baldaken şeması ve temsil gücü ateşgedelere göndermede bulunmaktadır. Tüm bu çerçevede çok önemli bir yere sahip olan Ani Ateşgedesi bu çalışma kapsamında detaylı bir şekilde ele alınmıştır. Öncelikle belgelendirme çalışmaları yapılan ateşgedenin tarihlendirilmesi, bir dönem kiliseye dönüştürülmesi ve günümüzdeki durumu hakkında analizler yapılmıştır.
Türk Ediplerin Çanakkale Cephesini Ziyareti ve Yansımaları.pdf
The Visit Of Turkish Literary Men To Çanakkale Battlefront And Its Reflections, 2016
One day in June, 1915, twenty or thirty some old and young poets and artists receive an invitation from the Military Headquarters of National Staff Intelligence Directorate. They are offered to narrate their observations and the feelings excited by the war to the public and next generations by visiting Çanakkale combat area. Receiving the invitation seventeen of them complete their preparations to go to Çanakkale front. On Sunday, 11 June 1915, the committee come together at the Sirkeci railway station and go to the front. One major, one captain and one doctor for the medical needs host the literary men. The visit to Çanakkale battlefront takes ten days of the committee except the round trip. It is possible to say that the perception, mentality and impressions of these literary men related to the battlefront affect positively to Turkish war literature Keywords: the Çanakkale War, the battlefronts, war literature, the visit to the Çanakkale battlefronts * Bu yazı, 15-18 Mart 2015 tarihinde İstanbul'da düzenlenen 4. Uluslararası Gelibolu Sempozyumu'nunda sunulan ve yayımlanmamış olan bildirinin genişletilmiş halidir. ** Yrd. Doç., Niğde Üniversitesi. E-posta: gencosmang2@gmail.com TÜRK EDİPLERİN ÇANAKKALE CEPHESİNİ ZİYARETİ VE YANSIMALARI 190 Giriş Sanatkârlar Heyetinin Çanakkale Cephesi'ne Gidişi Savaş bir yıkımdır. Birinci Dünya Savaşı da çok yıkıcı bir savaş olmuştur. Etkisi bakımından bütün dünyayı sarmış ve sarsmıştır. Bu yönüyle Birinci Dünya Savaşı, dünya milletleri tarihi için önemlidir. Ancak bu savaş Türkler için Çanakkale demektir. Çanakkale ise Türk milletinin varlık-yokluk mücadelesi verdiği, var olabilmek, yaşayakalabilmek için kanını son damlasına kadar vermeyi göze aldığı son kaledir. Çanakkale Savaşı Türk tarihi, edebiyatı, fikir hayatı, toplumsal yapısı, geçmişi ve geleceği ile pek çok yönden etkileri bugün bile süren bir özellik taşır. Türkler Çanakkale'de mucizeler yaratmıştır ve bir destan yapmıştır. Olmaz denileni oldurmuş, dimağları donduracak işler başarmıştır. Bütün dünyanın hayret ve hayranlıkla izlediği bu sahnenin en büyük aktörü elbette Mehmetçiktir.
6. Uluslararası Toplum ve Kültür Araştırmaları Sempozyumu, 2024
Çanakkale Muharebeleri sırasında, General Henri Joseph Etienne Gouraud’nun yaralanması, Fransızlar açısından ciddi bir kırılma anı olarak görülmektedir. Muharebelerin en şiddetli yaşandığı günlerde komuta kademesinde yaşanan değişikliklerle birlikte Fransız birlikleri açısından geri dönülemez bir sonun başlangıcı yapılmıştır. Fransızlar, konum itibarıyla Yarımada’nın Anadolu Yakası’nı gören güney sektöründe yer alıyorlardı. Boğaz’da bulunan kıyı batarya topçularının etkili atışları Şubat 1915 harekâtları ve 18 Mart 1915 Boğaz Muharebesi’nden sonra 25 Nisan 1915 tarihinde gerçekleştirilen çıkarmalar ve devamında da sürmüştür. Kirte ve Kerevizdere’de gerçekleştirilen muharebelere de stratejik olarak doğrudan etki eden Anadolu Yakası topçuları ayrıca Fransızların ünlü Generali Gouraud’u da yaralamış ve psikolojik açıdan en etkili hattı ele geçirmişlerdir. Nitekim 30 Haziran 1915 günü yaralanan Generalin vurulduğu nokta, yaralanma şekli, olayın hemen sonrası, cepheden ayrılışı, hangi batarya tarafından vurulduğu gibi birçok konu özelindeki ayrı ayrı tartışmalar günümüze kadar ulaşmıştır. Son dönemlerde ana kaynak neşriyatının sayısının artması, Türk Askerî Tarihi açısından araştırmacılara yeni değerlendirmeler yapma fırsatını sunmuştur. Nihayetinde Gouraud’nun yaralanmasında etkin rol oynayan bataryanın, hangi batarya olduğuna dair süreci harp cerideleri üzerinden yeniden değerlendirerek ve konunun günümüze intikali hakkında soru işaretlerini gidereceğiz.
Aksaray Sanat Tarihi Üzerine Hazırlanmış Bir Eser Olarak " Abideleri Ve
1974 yılında yayınlanan üç ciltlik "Abideleri ve Kitabeleri ile Niğde Aksaray Tarihi" kitabı, bugüne kadar daha iyisi yapılamamış bir Aksaray ansiklopedisidir. İbrahim Hakkı Konyalı’nın bizzat gezerek ve yerinde belgeleyerek hazırladığı bu eser Aksaray ilinin sanat tarihi için de çok değerli belgeler ve bilgiler içeren nadide bir çalışmadır. Aksaray ve ilçelerindeki tarihi eserleri tek tek dolaşarak fotoğraflayan ve derin arşivcilik tecrübesi ve Osmanlıcaya hakimiyeti ile Osmanlı vakıf belgelerini ve kaynaklarını inceleyen Konyalı Hoca, günümüzde bilim ve sanat adamlarından oluşacak bir grubun zor yapabileceği akademik bir çalışmayı tek başına yapabilmiştir. Zaman içerisinde yıkılarak yok olan ya da restorasyonu sırasında orijinal özelikleri kaybolan pek çok tarihi yapı hakkında günümüzde tek bilgi kaynağı Konyalı’nın bu eseri olmuştur. Ayrıca Aksaray’da gezdiği bütün ilçe ve köylerin tarihi eserleri yanı sıra kültürel, coğrafi, sosyal ve ekonomik durumları hakkında da kitabında bilgiler vermektedir. Ancak bu araştırmalarında çekilen fotoğrafların tasnifi ve yayınlanması sırasında bazı hataların da olduğu daha sonra fark edilmiştir. Bu eser Konyalı’nın yazdığı kitaplar arasında en kapsamlı olanı olarak tanımlanır. Zira bu en son hazırladığı eser olduğu için tüm birikimi bu esere yansımıştır. Çalışmalarından Konyalı’nın tarihçi ve sanat tarihçisi olması yanı sıra, sosyoloji, arkeoloji, arşivcilik ve hatta halkbilimcilikte de yeterli birikime sahip olduğu anlaşılmaktadır. Bu çalışmada İbrahim hakkı Konyalı’nın üç ciltlik "Abideleri ve Kitabeleri ile Niğde Aksaray Tarihi” kitabı tanıtılacak ve Aksaray tarihi, kültürü ve sanatı açısından önemi incelenecektir. Anahtar Kelimeler: İbrahim Hakkı Konyalı, Aksaray Tarihi, Aksaray. Presentation of "The History of Niğde Aksaray with Monuments and Inscriptions as a Work Prepared on Aksaray Art History" Abstract The three volumes "The History of Niğde Aksaray with Monuments and Inscriptions " published in 1974 is an encyclopedia of Aksaray that has not been done so far. This work, which is prepared by traveling personally and documented on the spot, is a rare work which contains valuable documents and information for the art history of Aksaray. Konyalı, who studies the historical monuments of Aksaray and its districts one by one and experiences deep archival studies and Ottoman domination and examines the Ottoman foundation documents and resources, has been able to do an academic work alone which can be done by a group of scientists and artisans today. Today, the only source of informatio nabout many historical buildings which have been destroyed over time or whose original features have disappeared during the restoration has become this work of Konyalı. Inaddition, he gives information about the cultural, geographical, social and economic situations of all districts and villages he visited in Aksaray, as well as historical monuments. However, it was later noticed that there were some mistakes during the sorting and publication of the photographs taken in these investigations. This work is described as the most comprehensive of the boks written by Konyalı. Because this is the last work that you have prepared, all your experience is reflected in this story. In addition to being historians and art historians of Konyalı, it is understood that these studies have sufficient accumulation in sociology, archeology, archival science and even folklore. In this study, three volumes of "History of Monuments and Inscriptions and Niğde Aksaray "book will be examined and Aksaray will be examined in terms of history, culture and art.
Çanakkale Halkının Siyasi ve İnanç Eğilimlerine Göre Çanakkale Şavaşı ve Şehitli
Journal of Turkish Studies, 2017
Çanakkale Central People's Çanakkale War and Perception of Cemetary" project was realized as a BAP project. This study, the sociocognitive bias and Çanakkale wars and martyrdom perceptions of the same project covers a portion of the project toward the measurement of the relationship between variables. World War I is a war in which the Ottoman State finds itself in the result of some of the games of the Western states and the enforcement of conditions. The Gallipoli war as part of this war, it has had very important consequences in terms of Turkish history. For over a year, the Allies in the UK leadership wanted to cross to cross the Dardanelles Strait. However, they had to withdraw by defeating. Unfortunately, hundreds of thousands of people from both sides have been casualties. The Gallipoli War, which a struggle for existence and rebirth, it was seen as a turning point where the self confidence of the Turkish nation was restored and a victory that opened the way to the Republic of Turkey. For this reason, the Gallipoli War, It has got a versatile value for the Turkish nation. This value is kept fresh in the mind of the Turkish people in the form of history consciousness and national consciousness. The same value is even more important for Canakkale city and its people, who have lived in war and hosted martyrdom. Although there is a relative difference in terms of political approach and religious perceptions for Çanakkale's central people, as a general approach, the importance of the Battle of the Dardanelles and of the Martyrdom is unquestionable for them. The study was conducted on November 27-29, 1016 on 500 participants from Çanakkale central district. Socio-cognitive characteristics and variables related to the perception of Çanakkale war and martyrdom by Çanakkale central people were subjected to chi-square test was used to analyze whether there was a meanningful relationship between them. The meaningful ones were analyzed.
I. Dünya Savaşıyla İlgili Yurt Dışındaki Türk Şehitlikleri
İran ve Libya cephelerinde savaştığı, fakat sonunda müttefikleriyle birlikte yenildiği ve çeşitli yönlerden büyük kayıplar yaşadığı bir savaştır. Bu savaşta yüz binlerce askerimizin şehit ve esir düşmesi bu kayıpların en acısıdır. Savaş esnasında cep-helerde şehit olanlar oralarda defnedilmişlerdir. Düşmana esir düşenler ise; ki en çok İngilizlere sonra Ruslara, Fransızlara, İtalyanlara, Rumenlere ve Yunanlılara esir düşülmüştür, çeşitli esir kamplarına götürülmüş ve birçoğu o kamplarda vefat etmişlerdir. Savaştan sonraki süreçte, başta Lozan Antlaş-ması olmak üzere çeşitli uluslararası antlaşmalara dayanılarak, gerek savaş bölgelerinde gerekse Türk askerlerin götürüldüğü esir kamplarının bulunduğu ülkelerde, yani toplam 26 ülkede 54 adet Türk şehitliği yaptırılmıştır. Bu şehitliklerin 36'sı savaşın geçtiği bölgelerde, 18'i de esir düşen askerlerimizin götürüldükleri esir kamplarının olduğu yerlerdedir. Anahtar The Ottoman State fought on the Caucasian, Iraqi, Sina-Palestinian-Syrian, Yemen, Hijaz, Suez, Canakkale, Galician, Macedonian, Romanian, Iranian and Libyan frontiers during World War I. However, The Ottoman State and its allies were overwhelmed, and experienced a great loss in this war. To our great sorrow, hundreds of thousands of soldiers were killed and held captive. The martyrs who were killed in the frontiers were buried where they died. Those who were held captive-mostly by the English and the others like the Russian, French, Italian, Romanian and Italian-were taken to captive camps, and passed away there. After the war, based on different international treaties notably Treaty of Lausanne, 54 Turkish Martyrdoms were built in 26 countries where the war took place or Turkish captives were taken to. Of these martyrdoms, 36 are in the areas where the war took place while 18 are in the areas where our soldiers were held captive.
Çanakkale Savaşlarının Amerikan Basınındaki Yansımaları
Journal of Ottoman Civilization Studies, 2020
Newspapers are an important source of information to people. These sources acquire the feature of being historical evidence only with the attitude of historians towards it. As a historical resource, newspapers help to understand the period they publish. In addition, these sources are important in terms of seeing how the information is presented to the readers and showing the perceptions of the period. Undoubtedly, the first major event of the twentieth century is the First World War. The most important front in this war is the Çanakkale Front. The fact that Çanakkale was in a key position that will affect the fate of the war has caused the world public attention. Therefore, from the moment the war started, the Turkish and world press has been closely interested in this issue and reported the developments to their own countries. The American press also conveyed the developments on the Çanakkale Front to its readers. Since the USA was a neutral country at the beginning of the First World War, the American press reported the developments on both sides. The main purpose of this study is to examine how the developments in the Çanakkale Wars took place in the American press and how the events happened here were conveyed to the readers. For this, the news of the newspapers published in the USA about the Dardanelles Wars were examined through the document analysis method. In the American press, it is seen that the Allied States used almost every way to win in the Dardanelles Wars. In the face of these attacks, it is seen that Turks are fighting a great deal.
Çanakkale Şehitliğini Ziyarete Gelen Türlk Halkının Siyasi ve İnanç Eğilimlerine Göre Yabancı Algısı
Journal of Turkish Studies, 2015
In First World War, Allies attacked with all their forces to the Dardannelles Strait mainly to eliminate the Ottoman Empire by taking over both Straits and thus helping their ally Russia out of its difficulties. Allies tried their chances first on sea, then attacked on land, yet they lost their hopes to take over the Dardanelles after a year and as of 8-9 January 1916, retreated quietly and completely out of the Peninsula admitting to the victory of the Ottoman army. This battle is considered a milestone from many perspectivesin Turkish history. As this war is not just any other important event in the Turkish history, the perception of the Gallipoli Campaign and its martyrs has always been different. Due to this unique value the Turkish has attached to the Gallipoli Campaign, an attitude has grown towards the foreigners they fought against in the Peninsula. This attitude may vary based on religious or political views of the holder. It has been conducted over 475 Turkish participants who came to visit the Peninsula between 1-31 May 2014.Socio-cognitive characteristics and the perception of foreigners in Turkish public was then put through the Chi-square test and was analysed to detect any significant relations.