Mehmet Başcıllar | Necmettin Erbakan University (original) (raw)

Papers by Mehmet Başcıllar

Research paper thumbnail of Taksi Sürücülerinin Saldırganlık ve Yaşam Doyumu Düzeylerinin Değerlendirilmesi / Evaluation of Taxi Driver's Aggression and Life Satisfaction Level

Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 2023

Saldırganlık, bir kişinin başka bir kişiye karşı sergilediği hoş olmayan davranışlarını ifade etm... more Saldırganlık, bir kişinin başka bir kişiye karşı sergilediği hoş olmayan davranışlarını ifade etmektedir. Saldırganlık denildiğinde insanların zihninde kaba kuvvetin uygulanması canlansa da tek bir davranış veya davranış grubunu saldırganlık olarak tanımlamak oldukça güçtür. Zira saldırganlık çok farklı şekillerde davranışa dönüşebilmektedir. Trafikte şiddet ve saldırganlık son yıllarda önemli ölçüde artmıştır. Şiddet içeren ve saldırgan davranışlarla ilgili düzenlemelerin eksikliği göz önüne alındığında, sürücülerin dâhil olduğu olay ve kazaların sayısı önemli ölçüde artmıştır. Bu çalışma taksi sürücülerinin sosyodemografik özellikleri, saldırganlık ve yaşam doyumu düzeyleri arasındaki ilişkiyi incelemeyi amaçlamaktadır. Araştırmada nicel araştırma tasarımından yararlanılmıştır. Araştırmanın örneklemini İstanbul ilinde 19 taksi durağına kayıtlı 146 taksi sürücüsü oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak araştırmacı tarafından hazırlanmış Sosyodemografik Form; Buss ve Perry (1992) tarafından geliştirilmiş Saldırganlık Ölçeği; Diener ve arkadaşları (1985) tarafından geliştirilmiş Yaşam Doyumu Ölçeği kullanılmıştır. Araştırma sonuçları incelendiğinde katılımcıların tamamı erkek olup %92,5’i lise ve altı eğitim düzeyindedir. Taksi sürücülerinin günde 11,3 saat çalıştığı; %72,6’sının trafikte kendisini stres altında hissettiği bulunmuştur. Katılımcıların saldırganlık ile yaşam doyumu düzeyleri arasında negatif yönlü anlamlı bir ilişki bulunmuştur.

Aggression refers to the unpleasant behavior of a person towards another person. Although the use of brute force comes to life in people's minds when aggression is mentioned, it is very difficult to define a single behavior or group of behaviors as aggression. Because aggression can turn into behavior in many different ways. Violence and aggression in traffic have increased significantly in recent years. Given the lack of regulations regarding violent and aggressive behavior, the number of incidents and accidents involving drivers has increased significantly. This study aims to examine the relationship among socio-demographic characteristics, aggression
and life satisfaction levels of taxi drivers. Quantitative research design was used in the study. The sample of the research consists of 146 taxi drivers registered in 19 taxi stands in Istanbul. As a data collection tool, a semistructured sociodemographic form prepared by the researcher; Aggression Scale developed by Buss and Perry
(1992); Life Satisfaction Scale developed by Diener et al. (1985) were used. When the results of the research are examined, all of the participants are male and 92.5% of them are at high school or below education level. It was found that Taxi drivers work 11.3 hours a day; and 72.6% of them felt under stress in traffic. A negative and
significant relationship was found between the aggression and life satisfaction levels of the participants.

Research paper thumbnail of COVID-19 Pandemisi Gölgesindeki Salgın: Yas The Epidemic in the Shadow of the COVID-19 Pandemic: Grief

Toplum ve Sosyal Hizmet, 2023

İnsan yaşamında uyum sağlanılması en zorlu deneyimlerden birisi ölümdür. COVID-19 pandemisi sürec... more İnsan yaşamında uyum sağlanılması en zorlu deneyimlerden birisi ölümdür. COVID-19 pandemisi sürecinde ve yeni normal olarak tanımlanan karmaşık dönemde bireyler sevdiklerini kaybetmekte, geride kalanlar, her bir ölümle eşsiz bağlarını yitirmektedir. Tedavi sürecinde önemli güçlüklerle karşılaşması, ölüme ilişkin ritüellerin sekteye uğraması, sosyal destek kaynaklarından tam anlamıyla yararlanılamaması, ani ve çoklu ölümler, geride kalan bireylerin karmaşık yasla ve buna bağlı psikososyal sorunlarla karşılaşma riskini artırmaktadır. Derleme niteliğindeki bu çalışma iki temel bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde COVID-19 pandemisi, ölümler ve yas bağlamında incelenmekte, pandemiye özgü koşulların yas sürecinde oluşturduğu riskler irdelenmektedir. Çalışmanın ikinci bölümünde ise pandemi döneminde yas özelinde yürütülecek psikososyal müdahaleler, müdahalenin temel bileşenleri ve yas modelleri ışığında ele alınmaktadır. Bu çalışmanın, başta sosyal hizmet uzmanları ve psikologlar olmak üzere yas alanında çalışan tüm profesyonellerin iyi ve kanıta dayalı uygulamalarına esin kaynağı olacağı değerlendirilmektedir.

Research paper thumbnail of Dijital Çağda Sosyal Algoritmalar: Yapay Zeka ve Sosyal Hizmet

Sosyal Politika Çalışmaları Dergisi, 2022

Yapay zekâ, insan zekâsını taklit eden ve elde ettiği bilgilerle kendini geliştirebilen yazılımla... more Yapay zekâ, insan zekâsını taklit eden ve elde ettiği bilgilerle kendini geliştirebilen yazılımlar ve donanımlardır. Yapay zekâ yaşam dinamiklerinde yeni sorunlar ve çözümler yaratma potansiyeli taşımaktadır. Sosyal hizmet mesleği bu dönüşüme yanıt verme çabası içerisindedir. Yapay zekâ uygulamaları ve sosyal hizmet arasındaki etkileşimin çeşitli yönlerine odaklanan bu çalışma, sosyal hizmet müdahalelerinin nasıl etkileneceğine, potansiyel fırsatların ve risklerin neler olabileceğine dair tartışmalara eleştirel bir bakış açısı sunma amacı taşımaktadır. Yapay zekâya dayalı sosyal hizmet uygulamalarındaki fırsatlar arasında kolay erişilebilir, maliyet etkili, hızlı, kişinin ihtiyacına bağlı olarak revize edilebilen çalışmalar bulunmaktadır. Riskler arasında ise sosyal hizmet uzmanı ile müracaatçı sistemi arasındaki terapötik ilişkinin zarar görmesi, makine öğrenmesi için yeterli ve kaliteli veri beslemenin geliştirilememesi, etik sorunlar ve sosyal hizmet uzmanlarına duyulan ihtiyacın azalması bulunmaktadır. Sonuç olarak hem sosyal hizmet mesleğinin profesyonel duruşuna hem de müracaatçı sisteminin sahip olduğu haklara duyarlı olan yapay zekâ uygulamalarının geliştirilmesi önerilmektedir.

Research paper thumbnail of “HPV Aşısı Haktır”: Halk Sağlığı Sosyal Hizmeti Perspektifinden HPV İle İlgili Tweetlerin Analizi/“HPV Vaccination Is Right”: Analysis of HPV-Related Tweets From The Perspective of Public Health Social Work

Toplum ve Sosyal Hizmet, 2022

"HPV Aşısı Haktır": Halk Sağlığı Sosyal Hizmeti Perspektifinden HPV İle İlgili Tweetlerin Analizi... more "HPV Aşısı Haktır": Halk Sağlığı Sosyal Hizmeti Perspektifinden HPV İle İlgili Tweetlerin Analizi / "HPV Vaccination Is Right": Analysis of HPV-Related Tweets From The Perspective of Public Health Social Work

Research paper thumbnail of Semptom Yönetiminde Tıbbi Sosyal Hizmet Uygulamaları

Tıbbi Sosyal Hizmet Dergisi, 2022

Semptom yönetimi özellikle kronik hastalığı olan bireylerin yaşam kalitelerini yükseltmek için ve... more Semptom yönetimi özellikle kronik hastalığı olan bireylerin yaşam kalitelerini yükseltmek için verilen bakımın bütünüdür. Fiziksel ve psikososyal bakımın sağlanmasında multidisipliner ekiplere ihtiyaç duyulmaktadır. Sosyal hizmet uzmanları tıbbi sosyal hizmet kapsamında yaptıkları mesleki çalışmalarda semptom yönetiminin gerçekleştirildiği çok disiplinli ekiplerin bir üyesidir. Hastaların ve ailelerin yaşam kalitesinin yükseltilmesi, problem çözme becerilerinin arttırılması, gereksinim duyulan kaynaklara erişim sağlanması, tedavi ve bakım süreçlerinin hastalar, aile üyeleri, bakım verenler ve sağlık profesyonellerinin etkileşimiyle belirlenmesi ve nihai olarak tam iyilik halinin sağlanması gibi alanlarda sosyal hizmet uzmanlarının müdahaleleri gerekli olmaktadır. Bu çalışmanın amacı sosyal hizmet uzmanlarının semptom yönetimi sürecinde rollerinin, işlevlerinin ve tıbbi sosyal hizmet uygulamalarının ortaya konulmasıdır. Bu çerçevede sosyal hizmet uzmanlarının danışman, eğitmen, savunucu ve politika geliştirici rolleri ön plana çıkmaktadır. Semptom yönetimi kapsamındaki tıbbi sosyal hizmet uygulamasında ise müracaatçı sistemiyle terapötik ilişkilerin kurulması, mevcut semptomların müracaatçı tarafından kabullenilmesi, tedavi ve bakım süreçlerine müracaatçı sisteminin yön vermesinin sağlanması amaçlanmaktadır.

Research paper thumbnail of Rusya-Ukrayna Savaşı, Zorunlu Göç ve İnsani Koridorlar: Sosyal Hizmet Bağlamında Bir Değerlendirme

Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi, 2022

Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan savaş, zorunlu göçle sonuçlanmış, milyonlarca insan yaşadığı y... more Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan savaş, zorunlu göçle sonuçlanmış, milyonlarca insan yaşadığı yeri terk etmek zorunda kalmıştır. Uzun bir süre ateşkesin sağlanamaması ve yerleşim birimlerinin saldırıların hedefinde olması, sivil nüfusun güvenli tahliyesini önemli bir gündem maddesi haline getirmiştir. Savaştan etkilenen nüfus gruplarının güvenli bir şekilde bölgeden ayrılabilmelerinde, kırılgan grupların insani yardımlarla buluşturulabilmesinde ve sosyal hizmetlerin sunumunda insani koridorlar önemli işlevler üstlenmektedir. Göçmen nüfus gruplarının iyilik halinin ve sosyal işlevselliğinin sağlanmasında, savaşın yol açtığı insan hakkı ihlallerinin asgari düzeye indirgenmesinde sosyal hizmet mesleği önemli roller üstlenmektedir. Bu çalışmada Rusya-Ukrayna Savaşı neticesinde meydana gelen zorunlu göçün, insani koridorlar özelinde ve sosyal hizmet disiplini bağlamında değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Rusya-Ukrayna Savaşı’ndan etkilenen nüfusun korunmasında ve güçlendirilmesinde ortak amaçlar çerçevesinde çalışmaların yapılması için Barış İçin Sosyal Hizmet Ağı kurulmuştur. Bu ağ zorla yerinden edilen mültecilerin ihtiyaçlarına cevap vermenin yanı sıra ülkede kalan nüfusa yardım etmek için profesyonelleri ve toplulukları koordine etmektedir. Bu çalışmanın göç alanında hizmet veren başta sosyal hizmet uzmanları olmak üzere insani yardım alanında tüm çalışan profesyonellerin uygulamalarına ışık tutacağı değerlendirilmektedir.

Research paper thumbnail of Determining the relationship between loneliness and depression in adolescents during the COVID-19 pandemic: A cross-sectional survey

Journal of Child and Adolescent Psychiatric Nursing, 2022

The aim of the present study is to determine the relationship between loneliness and depression f... more The aim of the present study is to determine the relationship between loneliness and depression felt by adolescents during the COVID-19 pandemic. Design and Methods: The study sample consisted of 423 adolescents who volunteered to participate in the study. All participants had internet access and the cognitive ability to express themselves. The participants filled out the Google Documents form that included the "Socio-demographic Data Form," "Children's Depression Inventory," and "Short-form UCLA Loneliness Scale" to collect data. Findings: It was determined that the depression inventory total mean score of the adolescents participating in the study was 55.15 ± 2.88 (high) and the loneliness scale total mean score was 16.43 ± 4.93 (medium). A statistically positive high correlation was found between the depression total mean scores and the loneliness total mean scores of the adolescents (p < 0.05). As the loneliness levels of the adolescents increased, their depression levels increased. Practice Implications: Adolescents were more likely to experience mental disorders such as loneliness and depression during and after the pandemic. Governments should focus on the mental health of adolescents in the management of COVID-19. Clinical services should plan and implement prevention activities, support programs, and services to replace early diagnosis and intervention.

Research paper thumbnail of Ergenlerde Dijital Oyun Bağımlılığı ile Sosyal Beceriler Arasındaki İlişki / Relationship between Digital Game Addiction and Social Skills in Adolescents

Bağımlılık Dergisi, 2022

Amaç: Bu çalışmanın amacı 13-17 yaş arası çocukların dijital oyun bağımlılığı ile sosyal becerile... more Amaç: Bu çalışmanın amacı 13-17 yaş arası çocukların dijital oyun bağımlılığı ile sosyal becerileri arasındaki ilişkileri incelemek ve çocukların sahip oldukları sosyal becerileri açıklamada onların sosyo-demografik bilgileri ile birlikte dijital oyun bağımlılığının anlamlı bir ilişkiye sahip olup olmadığını ortaya koymaktır.
Yöntem: Çalışmada dijital oyun bağımlılığını ölçmek için yedi maddeden oluşan Dijital Oyun Bağımlılığı Ölçeği ve sosyal becerileri ölçmek için kırk yedi maddeden oluşan Matson Çocuklarda Sosyal Becerileri Değerlendirme Ölçeği’nden yararlanılmıştır. Çalışmanın örneklemi Ankara Yenimahalle ilçesinde yaşayan 13-17 yaş arası çocuklar içerisinden seçilen 389 çocuktan oluşmaktadır.
Bulgular: Çalışmaya katılan çocukların tamamı erkek olup yaş ortalamaları 14,86±1,28 olarak elde edilmiştir. Çocukların sosyal beceri düzeylerini açıklamada ise sosyal becerileri değerlendirme ölçeğinin olumlu sosyal beceriler ve olumsuz sosyal beceriler boyutları ayrıca ele alınmıştır. Dijital oyun bağımlılığı ile sosyal beceriler arasında da anlamlı bir ilişki bulunmuştur.
Sonuç: Dijital oyun bağımlılığı ile çocuklarda olumsuz sosyal beceriler ve sosyal davranışlar arasında anlamlı bir ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Anahtar kelimeler: Oyun bağımlılığı, dijital oyun bağımlılığı, sosyal beceriler, ergen
Objective: The aim of this study is to examine the relationship between digital game addiction and social skills of children between the ages of 13-17 and to determine whether digital game addiction has a significant effect in explaining the social skills that children have with their sociodemographic information. Method: In this study, the Digital Game Addiction Scale consisting of seven items was used to measure digital game addiction and The Matson Evaluation of Social Skills with Youngsters (MESSY) consisting of forty-seven items was used to measure social skills. The sample of the study consisted of 389 children aged between 13-17 years living in Yenimahalle district of Ankara. Results: All of the children were male and the mean age was 14.86±1,28 (mean ± standard deviation). In explaining the social skill levels of children, positive social and negative social skills dimensions of the social skills assessment scale were also considered. There was also a significant relationship between digital game addiction and social skills. Conclusion: There is a significant relationship between digital game addiction and negative social skills and social behaviors in children.

Research paper thumbnail of Historical Perspective towards Child Labour in Turkey as a Major Subject of Social Work Discipline

Voprosy istorii, 2022

This article provides an overview of child labour in Turkey from a historical perspective. The ar... more This article provides an overview of child labour in Turkey from a historical perspective. The article describes the root causes and the current situation of child labour with the foci on international and national legislation as well as the political and practical measures regarding child labour in the context of social work discipline. Concrete examples with respect to legal revisions and the policies in the fight against child labour in Turkish context are framed under relevant time periods.

Research paper thumbnail of Evaluation of Depression and Life Satisfaction of Housewives in Istanbul, Turkey

Revista Universidad y Sociedad, 2022

This study aims to reveal the relationship between socio-demographic characteristics, depression ... more This study aims to reveal the relationship between socio-demographic characteristics, depression and life satisfaction levels of housewives in Istanbul, Turkey. In the study, 'Socio-Demographic Form' prepared by the researcher; 'Life Satisfaction Scale' and the 'Depression Scale' was used. The sample of the study consists of 294 housewives living in Istanbul. The mean age of the participants in the study was 38.49±8.54 (mean±s.deviation). 28.8% of housewives stated that they did not work due to child care, 8.4% stated that they did not work because their husbands did not give permission. A significant negative correlation was found between depression and life satisfaction levels of housewives. It is considered that this research will guide professionals working in the field of women.

Research paper thumbnail of İnsan Haklarının Hukuki Boyutu: Uluslararası ve Ulusal Zemin Türkiye'de İnsan Hakları ve Sosyal Hizmet: Yaklaşım ve Uygulama

Türkiye'de İnsan Hakları ve Sosyal Hizmet: Yaklaşım ve Uygulama, 2022

Toplumsal yaşamı düzenleyen ve arkasında kamu otoritesinin yer aldığı kurallar bütünü olarak tanı... more Toplumsal yaşamı düzenleyen ve arkasında kamu otoritesinin yer aldığı kurallar bütünü olarak tanımlanan hukuk, insan haklarının korunması ve geliştirilmesi noktasında devletlere birçok sorumluluk yüklemektedir. Geçmişten günümüze hukuk disiplinine eklemlenerek doğuşunu ve gelişimini sürdüren insan hakları, dayanağını birbiriyle yakın ilişki içerisinde olan uluslararası ve ulusal düzenlemelerden almaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda temel hak ve hürriyetler noktasında uluslararası düzenlemelerin ulusal mevzuatın üzerinde yer aldığının belirtilmesi normlar arasındaki bu ilişkiye işaret etmektedir. İnsan haklarına hukuki dayanak teşkil eden düzenlemelere Birleşmiş Milletler, Uluslararası Çalışma Örgütü ve Avrupa Konseyi gibi kuruluşlar öncülük etmiştir. Nitekim Türkiye’nin tarafı olduğu düzenlemelerin kırılgan grupları odağına alan mevzuata yansımalarını da görmek mümkündür. Bu bağlamda insan haklarına dayanak teşkil eden hukuki boyutu inceleyen bu kitap bölümü üç kısımdan oluşmaktadır. İlk kısımda Türkiye’nin tarafı olduğu İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, İkiz Sözleşmeler, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, CEDAW, Engelli Hakları Sözleşmesi, Çocuk Hakları Sözleşmesi ve Cenevre Sözleşmesi incelenmektedir. Kitap bölümünün ikinci kısmında sosyal hizmet disiplininin odağında yer alan ulusal mevzuat incelenmektedir. Kitap bölümünün son kısımda ise vaka örnekleri üzerinden hak ihlalleri, mevzuat hükümlerinde yer alan temel hak ve hürriyetler doğrultusunda değerlendirilmektedir. Bu kitap bölümünün, insan hakları ile hukuk arasındaki ilişkiye yönelik yeni kavrayışlar geliştirilmesine katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

Research paper thumbnail of Üniversite Öğrencilerinin Gönüllü Olma Motivasyonları ile Özgecilik Düzeyleri Arasındaki İlişki

Research paper thumbnail of Malul Terör Gazilerinin Sosyal Destek ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi / Evaluation of social support and quality of life among disabled terror veterans

The aim of this research is to evaluate the social support and quality of life of the terror vete... more The aim of this research is to evaluate the social support and quality of life of the terror veterans with disabilities. The empowerment of the terror veterans from the psychosocial aspect and restoring social functioning can be achieved through the social support system by ensuring the quality of life to the optimal level. Quantitative method was used in the research. The study sample consists of voluntary terror veterans with disabilities registered to the Adana, Ankara Etimesgut, Balikesir, Bursa, Düzce, Diyarbakir, Eskişehir, Istanbul European Side, Konya, Samsun branches of the Turkish War Veterans, Martyr Widows and Orphans Association. The sociodemographic form was prepared by the researcher to reveal the socio-demographic characteristics of the disabled terror veterans. The World Health Organization Quality of Life Scale-Short Form Turkish Version (WHOQOL-BREF-TR) was used to assess the quality of life level of disabled terror veterans. Perceived Social Support Scale (MSPSS)...

Research paper thumbnail of Sosyal Hizmet ve Hukuk İlişkisi

Nobel Akademik Yayıncılık, 2021

Bu bölümde sosyal hizmet ve hukuk disiplinleri arasındaki ilişki ele alınmaktadır.

Research paper thumbnail of Toplumla Çalışma Bağlamında Savunuculuk / Advocacy in the Context of Community Practice

Sosyal Çalışma Dergisi, 2021

Savunuculuk, yaşam kalitesinin yükseltilmesi ve sosyal adaletin sağlanması için bireylerin karar ... more Savunuculuk, yaşam kalitesinin yükseltilmesi ve sosyal adaletin sağlanması için bireylerin karar alma süreçlerine dâhil edilmesini ve güç ilişkilerinin yeniden düzenlenmesini ifade etmektedir. Savunuculuk, toplumla çalışmanın önemli bir bileşeni konumundadır. Toplumla çalışmanın problem çözme, fiziksel ve sosyal çevrede değişimler meydana getirme, kurumsal kapasite geliştirme, iş birliğini sağlama ve güç ilişkilerini düzenleme gibi amaçlarına ulaşılmasında savunuculuk rolü işlevseldir. Kırılgan gruplar hizmet ve kaynaklara erişimde güçlükler yaşadığında, temel hak ve hürriyetleri ihlal edildiğinde, mevzuattaki boşluklar uygulamada güçlükler doğurduğunda toplumla çalışma bağlamında savunuculuk faaliyetleri önem kazanmaktadır. Bu çalışma üç bölümden oluşmaktadır. Çalışmanın ilk bölümünde savunuculuk, toplumla çalışma bağlamında incelenmekte, savunuculuğun aşamalarına, stratejilerine ve çevrim içi savunuculuğa yer verilmektedir. İkinci bölümde sosyal hizmet eğitiminde savunuculuk konusu işlenmekte ve savunuculukta karşılaşılan güçlüklere yer verilmektedir. Çalışmanın son bölümünde ise malul sayılmayan gaziler vakası üzerinden savunuculuğun aşamaları irdelenmektedir. Çalışmanın savunuculuk faaliyetlerinde etkin sorumluluklar üstlenen sosyal hizmet uzmanları ile diğer profesyonellere yeni bakış açıları kazandıracağı değerlendirilmektedir. ABSTRACT Advocacy is the inclusion of marginalized groups in decision-making processes and the reorganization of power relations in order to increase the quality of life and to ensure social justice. Advocacy is an important component of working with the community. The advocacy role is functional in achieving the goals of working with the community, such as problem solving, bringing about changes in the physical and social environment, building institutional capacity, ensuring cooperation and regulating power relations. Advocacy activities gain importance in the context of working with the community when vulnerable groups experience difficulties in accessing services and resources, when their fundamental rights and freedoms are violated, and when gaps in legislation cause difficulties in practice. This study consists of three parts. In the first part, advocacy is examined in the context of working with the community, and the stages of advocacy, strategies and online advocacy are included. In the second part, the issue of advocacy in social work education is discussed and the difficulties encountered in advocacy are given. In the last part of the study, the steps of advocacy are examined through the case of veterans who are not considered disabled. It is considered that the study will bring new perspectives to social workers and other professionals who take active responsibilities in advocacy activities.

Research paper thumbnail of Orduda Sosyal Hizmet: Terör Gazilerinin Depresyon ve Yaşam Doyumunun Değerlendirilmesi / Military Social Work: Evaluation of Depression and Satisfaction of Life Among Terror Veterans

Toplum ve Sosyal Hizmet, 2020

Bu çalışma terör gazilerinin sosyo-demografik özellikleri, depresyon ve yaşam doyumu düzeyleri ar... more Bu çalışma terör gazilerinin sosyo-demografik özellikleri, depresyon ve yaşam doyumu düzeyleri arasındaki ilişkiyi incelemeyi amaçlamaktadır. Araştırmada nicel araştırma tasarımından yararlanılmıştır. Araştırmanın örneklemini terörle mücadelede aktif olarak rol alarak eve dönüş yapmış 225 terör gazisi oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak araştırmacı tarafından hazırlanmış yarı-yapılandırılmış sosyo-demografik form, Diener ve arkadaşları (1985) tarafından geliştirilmiş yaşam doyumu ölçeği ve Beck ve arkadaşları (1961) tarafından geliştirilmiş Beck depresyon ölçeği kullanılmıştır. Araştırma sonuçları incelendiğinde katılımcıların terörle mücadelede aktif olarak görev aldıkları süre ortalaması 5,27 yıl olarak bulunmuştur. Katılımcıların %61.3’ü
arkadaşının şehit oluşuna; %82.2’si arkadaşının yaralanmasına tanıklık etmiştir. Terör gazilerinin %91.1’i rüyalarında silahlı çatışmayı gördüğünü, %66.7’si ruh sağlığının terörle mücadeleden olumsuz yönde etkilendiğini belirtmiştir. Katılımcıların depresyon ile yaşam doyumu düzeyleri arasında negatif yönlü anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Araştırma bulgularının etkili orduda sosyal hizmet uygulamalarına önemli katkılar sağlayacağı değerlendirilmektedir.

Research paper thumbnail of A Treasure Waiting To Be Discovered By Social Work: Pierre Bourdieu

Sosyal Politika Çalışmaları Dergisi, 2020

Social work is a profession and discipline supported by psychology, sociology, anthropology and m... more Social work is a profession and discipline supported by psychology, sociology, anthropology and many other disciplines. In this study, it is aimed to discuss how the social work discipline can benefit from the giant legacy left behind by Pierre Bourdieu-one of the most important names of the discipline of sociology in the 20th century. Social work is based on knowledge, skills and value. In this context, the concepts of field, habitus, reflexivity, capital, doxa, heterodoxa were explained and the criticisms were put forward in the first chapter. In the second part, with case study, micro, mezzo and macro level social work practices in various social work fields were re-discussed in the light of the terms of Pierre Bourdieu. The discipline of social work, which has a multidisciplinary structure should focus more on the works of Pierre Bourdieu and this will help the social workers to have a wider perspective for the cases. With the changing society, social work is also under constant change and development, and the work of Pierre Bourdieu along with terms field, habitus, reflexivity, capital, doxa, heterodoxa and various other concepts are to be discovered by the social work.

Research paper thumbnail of Empowerment of Humanitarian Workers in The Context of Migration and Conflict: A Case Study From Izmir, Turkey / Çatışma ve Göç Bağlamında İnsanı Yardım Çalışanlarının Güçlendirilmesi: İzmir Vak'a Çalışması

Turkish Journal Of Applied Social Work , 2020

Since Syrian crisis started in 2011, people who are affected from the conflict have been seeking ... more Since Syrian crisis started in 2011, people who are affected from the conflict have been seeking asylum from neighbouring countries. Turkey now hosts the largest population of Syrian refugees in the world which is about 3.6 million. Not possessing experience of dealing with many refugees from the past, the government of Turkey, international and local non-governmental organizations have taken action as emergency response to the crisis. Most local non-governmental organizations with the funds from the government, the EU and the UN have provided services in almost every sector such as protection, education, employment and health. However, the majority of the humanitarian workers (HWs) who are actively operating in the field do not possess the academic background to be able perform social work at professional level, therefore it is necessary to empower them with the techniques that can facilitate their work in the field. This paper offers an overlook to empowerment of the HWs through a training session focusing on conflict mapping technique in order to raise the awareness of the HWs about the basic concepts of conflict studies and provide them a technique with a practical value to facilitate their work in the field.

Research paper thumbnail of Migration, Social Cohesion and Unaccompanied Children in the Context of Social Work

Toplum ve Sosyal Hizmet, 2020

In this study, the concepts of migration, social cohesion, and unaccompanied children are discuss... more In this study, the concepts of migration, social cohesion, and unaccompanied children are discussed in the light of developments in the first quarter of the 21st century. Physical, mental and social difficulties faced by unaccompanied children who have had long and endless journeys, who are at risk of many social problems and whose basic rights and freedoms are at risk are considered in this study. Challenges faced by unaccompanied children, first admission of the unaccompanied child, social work practice with unaccompanied children; the importance of family support; education for unaccompanied child; mental health services for an unaccompanied child, the legislation regarding unaccompanied children and social cohesion and unaccompanied children are among the subheadings of this article. The steps to be taken by social workers and other professionals in the field for the best interests of the unaccompanied child have been discussed in line with the needs of the unaccompanied child.

Özet
Bu çalışmada göç, sosyal uyum ve refakatsiz çocuk kavramları, 21. yüzyıl ilk çeyreğindeki gelişmeler ışığında ele alınmıştır. Olağanüstü koşullara bağlı olarak uzun ve sonu belirsiz bir yolculuğa çıkan, sosyal sorunların kıskacında kalan, temel hak ve özgürlükleri risk altında olan refakatsiz çocuğun bedensel, ruhsal ve sosyal alanda yaşadığı güçlüklere bu çalışmada yer verilmiştir. Refakatsiz çocukların karşılaştığı zorluklar, refakatsiz çocuğun ilk kabulü, refakatsiz çocuklarla sosyal hizmet uygulaması; ailenin önemi; refakatsiz çocuğun eğitimi; refakatsiz çocuğun ruh sağlığı, refakatsiz çocuklarla ilgili mevzuat ve sosyal uyum ve refakatsiz çocuk bu makalenin alt başlıkları arasında yer almaktadır. Refakatsiz çocuğun yüksek yararına yönelik sosyal hizmet uzmanları ve bu alandaki diğer profesyoneller tarafından atılması gereken adımlar refakatsiz çocuğun sosyal hizmet gereksinimleri doğrultusunda tartışılmıştır.
Anahtar kelimeler: Refakatsiz çocuk, sosyal hizmet, göç, sosyal uyum

Research paper thumbnail of Sosyal Hizmetin Önemli Bir Öncüsü: Mary Ellen Richmond

Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2020

Özet Bu çalışma, Mary Ellen Richmond'un sosyal hizmet meslek, alan ve disiplinine katkılarını ort... more Özet
Bu çalışma, Mary Ellen Richmond'un sosyal hizmet meslek, alan ve disiplinine katkılarını ortaya koymayı amaçlamaktadır. Sosyal hizmetin en önemli öncüleri arasında olduğu kabul edilen Mary Ellen Richmond'un sosyal hizmetin bilgi, beceri ve değer temelinin inşasına katkıları bu çalışmada değerlendirilmektedir. Yaşadığı dönemin önemli sosyal sorunları arasında yer alan yoksulluğun ve savaş koşullarının etkileri altında bir çocukluk dönemi geçiren Richmond, genç yetişkinlik döneminde sosyal hizmetle tanışmıştır. Bu yeni dönemle beraber kendisini sosyal hizmetin gelişimine ve dönüşümüne adamış, 67 yıllık yaşantısına sığdırdıkları sosyal hizmet meslek, disiplinin ve alanlarını yeniden şekillendirmiştir. Geçmişte olduğu gibi günümüzde de Mary Ellen Richmond'un ardında bıraktıkları sosyal hizmetin gelişimine katkı sağlamayı sürdürmektedir.
Abstract
This study aims to reveal Mary Ellen Richmond's contributions to the profession, field and discipline of social work. Mary Ellen Richmond, who is considered to be among the most important pioneers of social work, is assessed for her contributions to the construction of the knowledge, skills and value basics of social work. Richmond, who had a childhood under the influence of poverty and war conditions, one of the important social problems of her time, met with social work in her young adulthood. With this new era, she devoted herself to the development and transformation of social work and reshaped the social work profession, field and discipline they put into their 67 years of life. As in the past, Mary Ellen Richmond's huge heritage continues to contribute to the development of social work.

Research paper thumbnail of Taksi Sürücülerinin Saldırganlık ve Yaşam Doyumu Düzeylerinin Değerlendirilmesi / Evaluation of Taxi Driver's Aggression and Life Satisfaction Level

Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 2023

Saldırganlık, bir kişinin başka bir kişiye karşı sergilediği hoş olmayan davranışlarını ifade etm... more Saldırganlık, bir kişinin başka bir kişiye karşı sergilediği hoş olmayan davranışlarını ifade etmektedir. Saldırganlık denildiğinde insanların zihninde kaba kuvvetin uygulanması canlansa da tek bir davranış veya davranış grubunu saldırganlık olarak tanımlamak oldukça güçtür. Zira saldırganlık çok farklı şekillerde davranışa dönüşebilmektedir. Trafikte şiddet ve saldırganlık son yıllarda önemli ölçüde artmıştır. Şiddet içeren ve saldırgan davranışlarla ilgili düzenlemelerin eksikliği göz önüne alındığında, sürücülerin dâhil olduğu olay ve kazaların sayısı önemli ölçüde artmıştır. Bu çalışma taksi sürücülerinin sosyodemografik özellikleri, saldırganlık ve yaşam doyumu düzeyleri arasındaki ilişkiyi incelemeyi amaçlamaktadır. Araştırmada nicel araştırma tasarımından yararlanılmıştır. Araştırmanın örneklemini İstanbul ilinde 19 taksi durağına kayıtlı 146 taksi sürücüsü oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak araştırmacı tarafından hazırlanmış Sosyodemografik Form; Buss ve Perry (1992) tarafından geliştirilmiş Saldırganlık Ölçeği; Diener ve arkadaşları (1985) tarafından geliştirilmiş Yaşam Doyumu Ölçeği kullanılmıştır. Araştırma sonuçları incelendiğinde katılımcıların tamamı erkek olup %92,5’i lise ve altı eğitim düzeyindedir. Taksi sürücülerinin günde 11,3 saat çalıştığı; %72,6’sının trafikte kendisini stres altında hissettiği bulunmuştur. Katılımcıların saldırganlık ile yaşam doyumu düzeyleri arasında negatif yönlü anlamlı bir ilişki bulunmuştur.

Aggression refers to the unpleasant behavior of a person towards another person. Although the use of brute force comes to life in people's minds when aggression is mentioned, it is very difficult to define a single behavior or group of behaviors as aggression. Because aggression can turn into behavior in many different ways. Violence and aggression in traffic have increased significantly in recent years. Given the lack of regulations regarding violent and aggressive behavior, the number of incidents and accidents involving drivers has increased significantly. This study aims to examine the relationship among socio-demographic characteristics, aggression
and life satisfaction levels of taxi drivers. Quantitative research design was used in the study. The sample of the research consists of 146 taxi drivers registered in 19 taxi stands in Istanbul. As a data collection tool, a semistructured sociodemographic form prepared by the researcher; Aggression Scale developed by Buss and Perry
(1992); Life Satisfaction Scale developed by Diener et al. (1985) were used. When the results of the research are examined, all of the participants are male and 92.5% of them are at high school or below education level. It was found that Taxi drivers work 11.3 hours a day; and 72.6% of them felt under stress in traffic. A negative and
significant relationship was found between the aggression and life satisfaction levels of the participants.

Research paper thumbnail of COVID-19 Pandemisi Gölgesindeki Salgın: Yas The Epidemic in the Shadow of the COVID-19 Pandemic: Grief

Toplum ve Sosyal Hizmet, 2023

İnsan yaşamında uyum sağlanılması en zorlu deneyimlerden birisi ölümdür. COVID-19 pandemisi sürec... more İnsan yaşamında uyum sağlanılması en zorlu deneyimlerden birisi ölümdür. COVID-19 pandemisi sürecinde ve yeni normal olarak tanımlanan karmaşık dönemde bireyler sevdiklerini kaybetmekte, geride kalanlar, her bir ölümle eşsiz bağlarını yitirmektedir. Tedavi sürecinde önemli güçlüklerle karşılaşması, ölüme ilişkin ritüellerin sekteye uğraması, sosyal destek kaynaklarından tam anlamıyla yararlanılamaması, ani ve çoklu ölümler, geride kalan bireylerin karmaşık yasla ve buna bağlı psikososyal sorunlarla karşılaşma riskini artırmaktadır. Derleme niteliğindeki bu çalışma iki temel bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde COVID-19 pandemisi, ölümler ve yas bağlamında incelenmekte, pandemiye özgü koşulların yas sürecinde oluşturduğu riskler irdelenmektedir. Çalışmanın ikinci bölümünde ise pandemi döneminde yas özelinde yürütülecek psikososyal müdahaleler, müdahalenin temel bileşenleri ve yas modelleri ışığında ele alınmaktadır. Bu çalışmanın, başta sosyal hizmet uzmanları ve psikologlar olmak üzere yas alanında çalışan tüm profesyonellerin iyi ve kanıta dayalı uygulamalarına esin kaynağı olacağı değerlendirilmektedir.

Research paper thumbnail of Dijital Çağda Sosyal Algoritmalar: Yapay Zeka ve Sosyal Hizmet

Sosyal Politika Çalışmaları Dergisi, 2022

Yapay zekâ, insan zekâsını taklit eden ve elde ettiği bilgilerle kendini geliştirebilen yazılımla... more Yapay zekâ, insan zekâsını taklit eden ve elde ettiği bilgilerle kendini geliştirebilen yazılımlar ve donanımlardır. Yapay zekâ yaşam dinamiklerinde yeni sorunlar ve çözümler yaratma potansiyeli taşımaktadır. Sosyal hizmet mesleği bu dönüşüme yanıt verme çabası içerisindedir. Yapay zekâ uygulamaları ve sosyal hizmet arasındaki etkileşimin çeşitli yönlerine odaklanan bu çalışma, sosyal hizmet müdahalelerinin nasıl etkileneceğine, potansiyel fırsatların ve risklerin neler olabileceğine dair tartışmalara eleştirel bir bakış açısı sunma amacı taşımaktadır. Yapay zekâya dayalı sosyal hizmet uygulamalarındaki fırsatlar arasında kolay erişilebilir, maliyet etkili, hızlı, kişinin ihtiyacına bağlı olarak revize edilebilen çalışmalar bulunmaktadır. Riskler arasında ise sosyal hizmet uzmanı ile müracaatçı sistemi arasındaki terapötik ilişkinin zarar görmesi, makine öğrenmesi için yeterli ve kaliteli veri beslemenin geliştirilememesi, etik sorunlar ve sosyal hizmet uzmanlarına duyulan ihtiyacın azalması bulunmaktadır. Sonuç olarak hem sosyal hizmet mesleğinin profesyonel duruşuna hem de müracaatçı sisteminin sahip olduğu haklara duyarlı olan yapay zekâ uygulamalarının geliştirilmesi önerilmektedir.

Research paper thumbnail of “HPV Aşısı Haktır”: Halk Sağlığı Sosyal Hizmeti Perspektifinden HPV İle İlgili Tweetlerin Analizi/“HPV Vaccination Is Right”: Analysis of HPV-Related Tweets From The Perspective of Public Health Social Work

Toplum ve Sosyal Hizmet, 2022

"HPV Aşısı Haktır": Halk Sağlığı Sosyal Hizmeti Perspektifinden HPV İle İlgili Tweetlerin Analizi... more "HPV Aşısı Haktır": Halk Sağlığı Sosyal Hizmeti Perspektifinden HPV İle İlgili Tweetlerin Analizi / "HPV Vaccination Is Right": Analysis of HPV-Related Tweets From The Perspective of Public Health Social Work

Research paper thumbnail of Semptom Yönetiminde Tıbbi Sosyal Hizmet Uygulamaları

Tıbbi Sosyal Hizmet Dergisi, 2022

Semptom yönetimi özellikle kronik hastalığı olan bireylerin yaşam kalitelerini yükseltmek için ve... more Semptom yönetimi özellikle kronik hastalığı olan bireylerin yaşam kalitelerini yükseltmek için verilen bakımın bütünüdür. Fiziksel ve psikososyal bakımın sağlanmasında multidisipliner ekiplere ihtiyaç duyulmaktadır. Sosyal hizmet uzmanları tıbbi sosyal hizmet kapsamında yaptıkları mesleki çalışmalarda semptom yönetiminin gerçekleştirildiği çok disiplinli ekiplerin bir üyesidir. Hastaların ve ailelerin yaşam kalitesinin yükseltilmesi, problem çözme becerilerinin arttırılması, gereksinim duyulan kaynaklara erişim sağlanması, tedavi ve bakım süreçlerinin hastalar, aile üyeleri, bakım verenler ve sağlık profesyonellerinin etkileşimiyle belirlenmesi ve nihai olarak tam iyilik halinin sağlanması gibi alanlarda sosyal hizmet uzmanlarının müdahaleleri gerekli olmaktadır. Bu çalışmanın amacı sosyal hizmet uzmanlarının semptom yönetimi sürecinde rollerinin, işlevlerinin ve tıbbi sosyal hizmet uygulamalarının ortaya konulmasıdır. Bu çerçevede sosyal hizmet uzmanlarının danışman, eğitmen, savunucu ve politika geliştirici rolleri ön plana çıkmaktadır. Semptom yönetimi kapsamındaki tıbbi sosyal hizmet uygulamasında ise müracaatçı sistemiyle terapötik ilişkilerin kurulması, mevcut semptomların müracaatçı tarafından kabullenilmesi, tedavi ve bakım süreçlerine müracaatçı sisteminin yön vermesinin sağlanması amaçlanmaktadır.

Research paper thumbnail of Rusya-Ukrayna Savaşı, Zorunlu Göç ve İnsani Koridorlar: Sosyal Hizmet Bağlamında Bir Değerlendirme

Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi, 2022

Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan savaş, zorunlu göçle sonuçlanmış, milyonlarca insan yaşadığı y... more Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan savaş, zorunlu göçle sonuçlanmış, milyonlarca insan yaşadığı yeri terk etmek zorunda kalmıştır. Uzun bir süre ateşkesin sağlanamaması ve yerleşim birimlerinin saldırıların hedefinde olması, sivil nüfusun güvenli tahliyesini önemli bir gündem maddesi haline getirmiştir. Savaştan etkilenen nüfus gruplarının güvenli bir şekilde bölgeden ayrılabilmelerinde, kırılgan grupların insani yardımlarla buluşturulabilmesinde ve sosyal hizmetlerin sunumunda insani koridorlar önemli işlevler üstlenmektedir. Göçmen nüfus gruplarının iyilik halinin ve sosyal işlevselliğinin sağlanmasında, savaşın yol açtığı insan hakkı ihlallerinin asgari düzeye indirgenmesinde sosyal hizmet mesleği önemli roller üstlenmektedir. Bu çalışmada Rusya-Ukrayna Savaşı neticesinde meydana gelen zorunlu göçün, insani koridorlar özelinde ve sosyal hizmet disiplini bağlamında değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Rusya-Ukrayna Savaşı’ndan etkilenen nüfusun korunmasında ve güçlendirilmesinde ortak amaçlar çerçevesinde çalışmaların yapılması için Barış İçin Sosyal Hizmet Ağı kurulmuştur. Bu ağ zorla yerinden edilen mültecilerin ihtiyaçlarına cevap vermenin yanı sıra ülkede kalan nüfusa yardım etmek için profesyonelleri ve toplulukları koordine etmektedir. Bu çalışmanın göç alanında hizmet veren başta sosyal hizmet uzmanları olmak üzere insani yardım alanında tüm çalışan profesyonellerin uygulamalarına ışık tutacağı değerlendirilmektedir.

Research paper thumbnail of Determining the relationship between loneliness and depression in adolescents during the COVID-19 pandemic: A cross-sectional survey

Journal of Child and Adolescent Psychiatric Nursing, 2022

The aim of the present study is to determine the relationship between loneliness and depression f... more The aim of the present study is to determine the relationship between loneliness and depression felt by adolescents during the COVID-19 pandemic. Design and Methods: The study sample consisted of 423 adolescents who volunteered to participate in the study. All participants had internet access and the cognitive ability to express themselves. The participants filled out the Google Documents form that included the "Socio-demographic Data Form," "Children's Depression Inventory," and "Short-form UCLA Loneliness Scale" to collect data. Findings: It was determined that the depression inventory total mean score of the adolescents participating in the study was 55.15 ± 2.88 (high) and the loneliness scale total mean score was 16.43 ± 4.93 (medium). A statistically positive high correlation was found between the depression total mean scores and the loneliness total mean scores of the adolescents (p < 0.05). As the loneliness levels of the adolescents increased, their depression levels increased. Practice Implications: Adolescents were more likely to experience mental disorders such as loneliness and depression during and after the pandemic. Governments should focus on the mental health of adolescents in the management of COVID-19. Clinical services should plan and implement prevention activities, support programs, and services to replace early diagnosis and intervention.

Research paper thumbnail of Ergenlerde Dijital Oyun Bağımlılığı ile Sosyal Beceriler Arasındaki İlişki / Relationship between Digital Game Addiction and Social Skills in Adolescents

Bağımlılık Dergisi, 2022

Amaç: Bu çalışmanın amacı 13-17 yaş arası çocukların dijital oyun bağımlılığı ile sosyal becerile... more Amaç: Bu çalışmanın amacı 13-17 yaş arası çocukların dijital oyun bağımlılığı ile sosyal becerileri arasındaki ilişkileri incelemek ve çocukların sahip oldukları sosyal becerileri açıklamada onların sosyo-demografik bilgileri ile birlikte dijital oyun bağımlılığının anlamlı bir ilişkiye sahip olup olmadığını ortaya koymaktır.
Yöntem: Çalışmada dijital oyun bağımlılığını ölçmek için yedi maddeden oluşan Dijital Oyun Bağımlılığı Ölçeği ve sosyal becerileri ölçmek için kırk yedi maddeden oluşan Matson Çocuklarda Sosyal Becerileri Değerlendirme Ölçeği’nden yararlanılmıştır. Çalışmanın örneklemi Ankara Yenimahalle ilçesinde yaşayan 13-17 yaş arası çocuklar içerisinden seçilen 389 çocuktan oluşmaktadır.
Bulgular: Çalışmaya katılan çocukların tamamı erkek olup yaş ortalamaları 14,86±1,28 olarak elde edilmiştir. Çocukların sosyal beceri düzeylerini açıklamada ise sosyal becerileri değerlendirme ölçeğinin olumlu sosyal beceriler ve olumsuz sosyal beceriler boyutları ayrıca ele alınmıştır. Dijital oyun bağımlılığı ile sosyal beceriler arasında da anlamlı bir ilişki bulunmuştur.
Sonuç: Dijital oyun bağımlılığı ile çocuklarda olumsuz sosyal beceriler ve sosyal davranışlar arasında anlamlı bir ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Anahtar kelimeler: Oyun bağımlılığı, dijital oyun bağımlılığı, sosyal beceriler, ergen
Objective: The aim of this study is to examine the relationship between digital game addiction and social skills of children between the ages of 13-17 and to determine whether digital game addiction has a significant effect in explaining the social skills that children have with their sociodemographic information. Method: In this study, the Digital Game Addiction Scale consisting of seven items was used to measure digital game addiction and The Matson Evaluation of Social Skills with Youngsters (MESSY) consisting of forty-seven items was used to measure social skills. The sample of the study consisted of 389 children aged between 13-17 years living in Yenimahalle district of Ankara. Results: All of the children were male and the mean age was 14.86±1,28 (mean ± standard deviation). In explaining the social skill levels of children, positive social and negative social skills dimensions of the social skills assessment scale were also considered. There was also a significant relationship between digital game addiction and social skills. Conclusion: There is a significant relationship between digital game addiction and negative social skills and social behaviors in children.

Research paper thumbnail of Historical Perspective towards Child Labour in Turkey as a Major Subject of Social Work Discipline

Voprosy istorii, 2022

This article provides an overview of child labour in Turkey from a historical perspective. The ar... more This article provides an overview of child labour in Turkey from a historical perspective. The article describes the root causes and the current situation of child labour with the foci on international and national legislation as well as the political and practical measures regarding child labour in the context of social work discipline. Concrete examples with respect to legal revisions and the policies in the fight against child labour in Turkish context are framed under relevant time periods.

Research paper thumbnail of Evaluation of Depression and Life Satisfaction of Housewives in Istanbul, Turkey

Revista Universidad y Sociedad, 2022

This study aims to reveal the relationship between socio-demographic characteristics, depression ... more This study aims to reveal the relationship between socio-demographic characteristics, depression and life satisfaction levels of housewives in Istanbul, Turkey. In the study, 'Socio-Demographic Form' prepared by the researcher; 'Life Satisfaction Scale' and the 'Depression Scale' was used. The sample of the study consists of 294 housewives living in Istanbul. The mean age of the participants in the study was 38.49±8.54 (mean±s.deviation). 28.8% of housewives stated that they did not work due to child care, 8.4% stated that they did not work because their husbands did not give permission. A significant negative correlation was found between depression and life satisfaction levels of housewives. It is considered that this research will guide professionals working in the field of women.

Research paper thumbnail of İnsan Haklarının Hukuki Boyutu: Uluslararası ve Ulusal Zemin Türkiye'de İnsan Hakları ve Sosyal Hizmet: Yaklaşım ve Uygulama

Türkiye'de İnsan Hakları ve Sosyal Hizmet: Yaklaşım ve Uygulama, 2022

Toplumsal yaşamı düzenleyen ve arkasında kamu otoritesinin yer aldığı kurallar bütünü olarak tanı... more Toplumsal yaşamı düzenleyen ve arkasında kamu otoritesinin yer aldığı kurallar bütünü olarak tanımlanan hukuk, insan haklarının korunması ve geliştirilmesi noktasında devletlere birçok sorumluluk yüklemektedir. Geçmişten günümüze hukuk disiplinine eklemlenerek doğuşunu ve gelişimini sürdüren insan hakları, dayanağını birbiriyle yakın ilişki içerisinde olan uluslararası ve ulusal düzenlemelerden almaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda temel hak ve hürriyetler noktasında uluslararası düzenlemelerin ulusal mevzuatın üzerinde yer aldığının belirtilmesi normlar arasındaki bu ilişkiye işaret etmektedir. İnsan haklarına hukuki dayanak teşkil eden düzenlemelere Birleşmiş Milletler, Uluslararası Çalışma Örgütü ve Avrupa Konseyi gibi kuruluşlar öncülük etmiştir. Nitekim Türkiye’nin tarafı olduğu düzenlemelerin kırılgan grupları odağına alan mevzuata yansımalarını da görmek mümkündür. Bu bağlamda insan haklarına dayanak teşkil eden hukuki boyutu inceleyen bu kitap bölümü üç kısımdan oluşmaktadır. İlk kısımda Türkiye’nin tarafı olduğu İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, İkiz Sözleşmeler, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, CEDAW, Engelli Hakları Sözleşmesi, Çocuk Hakları Sözleşmesi ve Cenevre Sözleşmesi incelenmektedir. Kitap bölümünün ikinci kısmında sosyal hizmet disiplininin odağında yer alan ulusal mevzuat incelenmektedir. Kitap bölümünün son kısımda ise vaka örnekleri üzerinden hak ihlalleri, mevzuat hükümlerinde yer alan temel hak ve hürriyetler doğrultusunda değerlendirilmektedir. Bu kitap bölümünün, insan hakları ile hukuk arasındaki ilişkiye yönelik yeni kavrayışlar geliştirilmesine katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

Research paper thumbnail of Üniversite Öğrencilerinin Gönüllü Olma Motivasyonları ile Özgecilik Düzeyleri Arasındaki İlişki

Research paper thumbnail of Malul Terör Gazilerinin Sosyal Destek ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi / Evaluation of social support and quality of life among disabled terror veterans

The aim of this research is to evaluate the social support and quality of life of the terror vete... more The aim of this research is to evaluate the social support and quality of life of the terror veterans with disabilities. The empowerment of the terror veterans from the psychosocial aspect and restoring social functioning can be achieved through the social support system by ensuring the quality of life to the optimal level. Quantitative method was used in the research. The study sample consists of voluntary terror veterans with disabilities registered to the Adana, Ankara Etimesgut, Balikesir, Bursa, Düzce, Diyarbakir, Eskişehir, Istanbul European Side, Konya, Samsun branches of the Turkish War Veterans, Martyr Widows and Orphans Association. The sociodemographic form was prepared by the researcher to reveal the socio-demographic characteristics of the disabled terror veterans. The World Health Organization Quality of Life Scale-Short Form Turkish Version (WHOQOL-BREF-TR) was used to assess the quality of life level of disabled terror veterans. Perceived Social Support Scale (MSPSS)...

Research paper thumbnail of Sosyal Hizmet ve Hukuk İlişkisi

Nobel Akademik Yayıncılık, 2021

Bu bölümde sosyal hizmet ve hukuk disiplinleri arasındaki ilişki ele alınmaktadır.

Research paper thumbnail of Toplumla Çalışma Bağlamında Savunuculuk / Advocacy in the Context of Community Practice

Sosyal Çalışma Dergisi, 2021

Savunuculuk, yaşam kalitesinin yükseltilmesi ve sosyal adaletin sağlanması için bireylerin karar ... more Savunuculuk, yaşam kalitesinin yükseltilmesi ve sosyal adaletin sağlanması için bireylerin karar alma süreçlerine dâhil edilmesini ve güç ilişkilerinin yeniden düzenlenmesini ifade etmektedir. Savunuculuk, toplumla çalışmanın önemli bir bileşeni konumundadır. Toplumla çalışmanın problem çözme, fiziksel ve sosyal çevrede değişimler meydana getirme, kurumsal kapasite geliştirme, iş birliğini sağlama ve güç ilişkilerini düzenleme gibi amaçlarına ulaşılmasında savunuculuk rolü işlevseldir. Kırılgan gruplar hizmet ve kaynaklara erişimde güçlükler yaşadığında, temel hak ve hürriyetleri ihlal edildiğinde, mevzuattaki boşluklar uygulamada güçlükler doğurduğunda toplumla çalışma bağlamında savunuculuk faaliyetleri önem kazanmaktadır. Bu çalışma üç bölümden oluşmaktadır. Çalışmanın ilk bölümünde savunuculuk, toplumla çalışma bağlamında incelenmekte, savunuculuğun aşamalarına, stratejilerine ve çevrim içi savunuculuğa yer verilmektedir. İkinci bölümde sosyal hizmet eğitiminde savunuculuk konusu işlenmekte ve savunuculukta karşılaşılan güçlüklere yer verilmektedir. Çalışmanın son bölümünde ise malul sayılmayan gaziler vakası üzerinden savunuculuğun aşamaları irdelenmektedir. Çalışmanın savunuculuk faaliyetlerinde etkin sorumluluklar üstlenen sosyal hizmet uzmanları ile diğer profesyonellere yeni bakış açıları kazandıracağı değerlendirilmektedir. ABSTRACT Advocacy is the inclusion of marginalized groups in decision-making processes and the reorganization of power relations in order to increase the quality of life and to ensure social justice. Advocacy is an important component of working with the community. The advocacy role is functional in achieving the goals of working with the community, such as problem solving, bringing about changes in the physical and social environment, building institutional capacity, ensuring cooperation and regulating power relations. Advocacy activities gain importance in the context of working with the community when vulnerable groups experience difficulties in accessing services and resources, when their fundamental rights and freedoms are violated, and when gaps in legislation cause difficulties in practice. This study consists of three parts. In the first part, advocacy is examined in the context of working with the community, and the stages of advocacy, strategies and online advocacy are included. In the second part, the issue of advocacy in social work education is discussed and the difficulties encountered in advocacy are given. In the last part of the study, the steps of advocacy are examined through the case of veterans who are not considered disabled. It is considered that the study will bring new perspectives to social workers and other professionals who take active responsibilities in advocacy activities.

Research paper thumbnail of Orduda Sosyal Hizmet: Terör Gazilerinin Depresyon ve Yaşam Doyumunun Değerlendirilmesi / Military Social Work: Evaluation of Depression and Satisfaction of Life Among Terror Veterans

Toplum ve Sosyal Hizmet, 2020

Bu çalışma terör gazilerinin sosyo-demografik özellikleri, depresyon ve yaşam doyumu düzeyleri ar... more Bu çalışma terör gazilerinin sosyo-demografik özellikleri, depresyon ve yaşam doyumu düzeyleri arasındaki ilişkiyi incelemeyi amaçlamaktadır. Araştırmada nicel araştırma tasarımından yararlanılmıştır. Araştırmanın örneklemini terörle mücadelede aktif olarak rol alarak eve dönüş yapmış 225 terör gazisi oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak araştırmacı tarafından hazırlanmış yarı-yapılandırılmış sosyo-demografik form, Diener ve arkadaşları (1985) tarafından geliştirilmiş yaşam doyumu ölçeği ve Beck ve arkadaşları (1961) tarafından geliştirilmiş Beck depresyon ölçeği kullanılmıştır. Araştırma sonuçları incelendiğinde katılımcıların terörle mücadelede aktif olarak görev aldıkları süre ortalaması 5,27 yıl olarak bulunmuştur. Katılımcıların %61.3’ü
arkadaşının şehit oluşuna; %82.2’si arkadaşının yaralanmasına tanıklık etmiştir. Terör gazilerinin %91.1’i rüyalarında silahlı çatışmayı gördüğünü, %66.7’si ruh sağlığının terörle mücadeleden olumsuz yönde etkilendiğini belirtmiştir. Katılımcıların depresyon ile yaşam doyumu düzeyleri arasında negatif yönlü anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Araştırma bulgularının etkili orduda sosyal hizmet uygulamalarına önemli katkılar sağlayacağı değerlendirilmektedir.

Research paper thumbnail of A Treasure Waiting To Be Discovered By Social Work: Pierre Bourdieu

Sosyal Politika Çalışmaları Dergisi, 2020

Social work is a profession and discipline supported by psychology, sociology, anthropology and m... more Social work is a profession and discipline supported by psychology, sociology, anthropology and many other disciplines. In this study, it is aimed to discuss how the social work discipline can benefit from the giant legacy left behind by Pierre Bourdieu-one of the most important names of the discipline of sociology in the 20th century. Social work is based on knowledge, skills and value. In this context, the concepts of field, habitus, reflexivity, capital, doxa, heterodoxa were explained and the criticisms were put forward in the first chapter. In the second part, with case study, micro, mezzo and macro level social work practices in various social work fields were re-discussed in the light of the terms of Pierre Bourdieu. The discipline of social work, which has a multidisciplinary structure should focus more on the works of Pierre Bourdieu and this will help the social workers to have a wider perspective for the cases. With the changing society, social work is also under constant change and development, and the work of Pierre Bourdieu along with terms field, habitus, reflexivity, capital, doxa, heterodoxa and various other concepts are to be discovered by the social work.

Research paper thumbnail of Empowerment of Humanitarian Workers in The Context of Migration and Conflict: A Case Study From Izmir, Turkey / Çatışma ve Göç Bağlamında İnsanı Yardım Çalışanlarının Güçlendirilmesi: İzmir Vak'a Çalışması

Turkish Journal Of Applied Social Work , 2020

Since Syrian crisis started in 2011, people who are affected from the conflict have been seeking ... more Since Syrian crisis started in 2011, people who are affected from the conflict have been seeking asylum from neighbouring countries. Turkey now hosts the largest population of Syrian refugees in the world which is about 3.6 million. Not possessing experience of dealing with many refugees from the past, the government of Turkey, international and local non-governmental organizations have taken action as emergency response to the crisis. Most local non-governmental organizations with the funds from the government, the EU and the UN have provided services in almost every sector such as protection, education, employment and health. However, the majority of the humanitarian workers (HWs) who are actively operating in the field do not possess the academic background to be able perform social work at professional level, therefore it is necessary to empower them with the techniques that can facilitate their work in the field. This paper offers an overlook to empowerment of the HWs through a training session focusing on conflict mapping technique in order to raise the awareness of the HWs about the basic concepts of conflict studies and provide them a technique with a practical value to facilitate their work in the field.

Research paper thumbnail of Migration, Social Cohesion and Unaccompanied Children in the Context of Social Work

Toplum ve Sosyal Hizmet, 2020

In this study, the concepts of migration, social cohesion, and unaccompanied children are discuss... more In this study, the concepts of migration, social cohesion, and unaccompanied children are discussed in the light of developments in the first quarter of the 21st century. Physical, mental and social difficulties faced by unaccompanied children who have had long and endless journeys, who are at risk of many social problems and whose basic rights and freedoms are at risk are considered in this study. Challenges faced by unaccompanied children, first admission of the unaccompanied child, social work practice with unaccompanied children; the importance of family support; education for unaccompanied child; mental health services for an unaccompanied child, the legislation regarding unaccompanied children and social cohesion and unaccompanied children are among the subheadings of this article. The steps to be taken by social workers and other professionals in the field for the best interests of the unaccompanied child have been discussed in line with the needs of the unaccompanied child.

Özet
Bu çalışmada göç, sosyal uyum ve refakatsiz çocuk kavramları, 21. yüzyıl ilk çeyreğindeki gelişmeler ışığında ele alınmıştır. Olağanüstü koşullara bağlı olarak uzun ve sonu belirsiz bir yolculuğa çıkan, sosyal sorunların kıskacında kalan, temel hak ve özgürlükleri risk altında olan refakatsiz çocuğun bedensel, ruhsal ve sosyal alanda yaşadığı güçlüklere bu çalışmada yer verilmiştir. Refakatsiz çocukların karşılaştığı zorluklar, refakatsiz çocuğun ilk kabulü, refakatsiz çocuklarla sosyal hizmet uygulaması; ailenin önemi; refakatsiz çocuğun eğitimi; refakatsiz çocuğun ruh sağlığı, refakatsiz çocuklarla ilgili mevzuat ve sosyal uyum ve refakatsiz çocuk bu makalenin alt başlıkları arasında yer almaktadır. Refakatsiz çocuğun yüksek yararına yönelik sosyal hizmet uzmanları ve bu alandaki diğer profesyoneller tarafından atılması gereken adımlar refakatsiz çocuğun sosyal hizmet gereksinimleri doğrultusunda tartışılmıştır.
Anahtar kelimeler: Refakatsiz çocuk, sosyal hizmet, göç, sosyal uyum

Research paper thumbnail of Sosyal Hizmetin Önemli Bir Öncüsü: Mary Ellen Richmond

Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2020

Özet Bu çalışma, Mary Ellen Richmond'un sosyal hizmet meslek, alan ve disiplinine katkılarını ort... more Özet
Bu çalışma, Mary Ellen Richmond'un sosyal hizmet meslek, alan ve disiplinine katkılarını ortaya koymayı amaçlamaktadır. Sosyal hizmetin en önemli öncüleri arasında olduğu kabul edilen Mary Ellen Richmond'un sosyal hizmetin bilgi, beceri ve değer temelinin inşasına katkıları bu çalışmada değerlendirilmektedir. Yaşadığı dönemin önemli sosyal sorunları arasında yer alan yoksulluğun ve savaş koşullarının etkileri altında bir çocukluk dönemi geçiren Richmond, genç yetişkinlik döneminde sosyal hizmetle tanışmıştır. Bu yeni dönemle beraber kendisini sosyal hizmetin gelişimine ve dönüşümüne adamış, 67 yıllık yaşantısına sığdırdıkları sosyal hizmet meslek, disiplinin ve alanlarını yeniden şekillendirmiştir. Geçmişte olduğu gibi günümüzde de Mary Ellen Richmond'un ardında bıraktıkları sosyal hizmetin gelişimine katkı sağlamayı sürdürmektedir.
Abstract
This study aims to reveal Mary Ellen Richmond's contributions to the profession, field and discipline of social work. Mary Ellen Richmond, who is considered to be among the most important pioneers of social work, is assessed for her contributions to the construction of the knowledge, skills and value basics of social work. Richmond, who had a childhood under the influence of poverty and war conditions, one of the important social problems of her time, met with social work in her young adulthood. With this new era, she devoted herself to the development and transformation of social work and reshaped the social work profession, field and discipline they put into their 67 years of life. As in the past, Mary Ellen Richmond's huge heritage continues to contribute to the development of social work.

Research paper thumbnail of Yapay Zekanın Gelişimiyle Yükselen Endişe: İşsizlik

Sosyal Hizmet Alanında Uluslararası Çalışma ve Değerlendirmeler, 2024

Bu kitap bölümünde yapay zeka kavramının, gerek küresel gerek ulusal düzeyde önemli bir sosyal so... more Bu kitap bölümünde yapay zeka kavramının, gerek küresel gerek ulusal düzeyde önemli bir sosyal sorun olan "işsizlik" ile ilişkisi tartışılmaktadır.

Research paper thumbnail of Erken Çocukluk Döneminde Savaş Mağduru Çocuklar

Erken Çocukluk Döneminde Risk Altındaki Çocuklar ve Eğitimi, 2023

Erken çocukluk dönemi; fiziksel, psikososyal ve zihinsel gelişim açısından oldukça önemli bir yer... more Erken çocukluk dönemi; fiziksel, psikososyal ve zihinsel gelişim açısından oldukça önemli bir yere sahiptir. Bu dönemde hem aile hem de okul aracılığıyla sunulan eğitim, çocukların bedensel gelişiminde, öğrenme, dinleme, anlama ve konuşma süreçlerinin desteklenmesinde, öz düzenleme ve karar verme becerilerinin kazanılmasında, bağımsız kişilik özelliklerinin kazanılmasında ve sağlıklı iletişim kurmanın temellerinin atılmasında rol oynamaktadır. Ancak savaş ve çatışmalar gibi toplumun her kesiminde yüksek derecede strese yol açan ve günlük yaşam dinamiklerini sekteye uğratan koşullar, erken çocukluk dönemi eğitiminde pek çok olumsuz durumu beraberinde getirmektedir. Savaş ve çatışma ortamlarına doğrudan veya dolaylı olarak maruz kalan, yaralanan veya psikolojik açıdan zarar gören, kaçırılan, ebeveynlerini/bakım verenlerini/öğretmenlerini kaybeden, zorla yerinden edilen, çatışmalarda okulları hasar gören küçük çocukların eğitim süreçlerinde güçlükler yaşanmaktadır. Savaşa maruz kalan erken çocukluk dönemindeki bireylerin tam iyilik hâlinin sağlanmasında eğitimin sürdürülmesine gereksinim duyulmaktadır. Çocuğun çatışma ortamlarından korunmasının sağlanması, temel bakım ihtiyaçlarının karşılanması, güven ilişkisinin kurulması, travmatik yaşam olayları karşısında çocuğun kendini ifade etmesi amacıyla oyun oynama, resim çizme, soru sorma gibi süreçlerde destek sağlanması, topluma yeniden entegre olmanın teşvik edilmesi eğitim sırasında gerçekleştirilebilir. Sonuç olarak, ailenin ve öğret-menlerin savaş mağduru olan küçük çocukların gelişimsel dönemlerine uygun olarak eğitim almalarını desteklemeye yönelik sorumluluklarının bulunduğu ifade edilebilir.

Research paper thumbnail of Sosyal Sorun Kavramı ve Sosyal Hizmet ile İlişkisi

Sosyal Sorunlar ve Sosyal Hizmet, 2022

Research paper thumbnail of Sosyal Sorunlar ve Sosyal Hizmet

Nobel Akademik Yayıncılık, 2022

Sosyal sorunları anlamak, sosyal hizmeti anlamanın bir yoludur. Sosyal hizmet uzmanları, sosyal s... more Sosyal sorunları anlamak, sosyal hizmeti anlamanın bir yoludur. Sosyal hizmet uzmanları, sosyal sorunlarla çevrelenen nüfus gruplarının zorlu yaşam deneyimlerine yakından tanıklık etmektedir. Sosyal sorunların kırılgan grupların yaşantısındaki iz düşümleri sosyal hizmet uygulamalarına yön vermektedir. Bu eser, Türkiye'de sosyal hizmet lisans programlarında okutulan “Sosyal Sorunlar” dersi için öncü kaynak kitap olma iddiası taşımaktadır.
Eserde, Türkiye'de “başlıca sosyal sorun” olarak kabul edilen pandemi, yoksulluk, işsizlik, göç, terör ve savaş, çocuk ihmali ve istismarı, kadına yönelik şiddet, suç, bağımlılık, ayrımcılık, iklim değişikliği ve çevre, nüfusun yaşlanması, eğitim ve ruh sağlığı gibi olgular, evrensel ve yerel gerçeklik ile sosyal hizmetin değerleri çerçevesinde ele alınmaktadır.
Eserin her bir bölümünde “ortak sistematik” benimsenmiştir. Her bir bölümde ilgili sosyal sorun kavramsal yönleriyle açıklanmış; sosyal sorunun önce dünyadaki sonra da Türkiye'deki güncel boyutlarına ve yansımalarına yer verilmiştir. Son olarak her bir bölümde ilgili sosyal sorunun sosyal hizmetle ilişkisi sosyal hizmet alanları, uygulamaları ve rolleri çerçevesinde incelenmiştir. Değerlendirme sorularıyla, anlatıların üzerine yeniden düşünülmesi; ileri okuma önerileriyle, okuyucunun sınırları aşarak öğrenme serüvenine devamı amaçlanmıştır.
Tamamı sosyal hizmet akademisyeninden/uzmanından oluşan on sekiz bölüm yazarı, siz kıymetli okuyucularla buluşacak olmanın heyecanıyla özverili çalışmalarını yürütmüştür. Eserin; geleceğin sosyal hizmet uzmanlarına ve sahadaki profesyonellere yeni bakış açıları kazandıracağına, etkili sosyal hizmet uygulamalarının gerçekleştirilmesine katkılar sağlayacağına gönülden inanıyoruz.

Research paper thumbnail of İnsan Haklarının Hukuki Boyutu: Uluslararası ve Ulusal Zemin

Türkiye'de İnsan Hakları ve Sosyal Hizmet: Yaklaşım ve Uygulama, 2022

Toplumsal yaşamı düzenleyen ve arkasında kamu otoritesinin yer aldığı kurallar bütünü olarak tanı... more Toplumsal yaşamı düzenleyen ve arkasında kamu otoritesinin yer aldığı kurallar bütünü olarak tanımlanan hukuk, insan haklarının korunması ve geliştirilmesi noktasında devletlere birçok sorumluluk yüklemektedir. Geçmişten günümüze hukuk disiplinine eklemlenerek doğuşunu ve gelişimini sürdüren insan hakları, dayanağını birbiriyle yakın ilişki içerisinde olan uluslararası ve ulusal düzenlemelerden almaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda temel hak ve hürriyetler noktasında uluslararası düzenlemelerin ulusal mevzuatın üzerinde yer aldığının belirtilmesi normlar arasındaki bu ilişkiye işaret etmektedir. İnsan haklarına hukuki dayanak teşkil eden düzenlemelere Birleşmiş Milletler, Uluslararası Çalışma Örgütü ve Avrupa Konseyi gibi kuruluşlar öncülük etmiştir. Nitekim Türkiye’nin tarafı olduğu düzenlemelerin kırılgan grupları odağına alan mevzuata yansımalarını da görmek mümkündür. Bu bağlamda insan haklarına dayanak teşkil eden hukuki boyutu inceleyen bu kitap bölümü üç kısımdan oluşmaktadır. İlk kısımda Türkiye’nin tarafı olduğu İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, İkiz Sözleşmeler, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, CEDAW, Engelli Hakları Sözleşmesi, Çocuk Hakları Sözleşmesi ve Cenevre Sözleşmesi incelenmektedir. Kitap bölümünün ikinci kısmında sosyal hizmet disiplininin odağında yer alan ulusal mevzuat incelenmektedir. Kitap bölümünün son kısımda ise vaka örnekleri üzerinden hak ihlalleri, mevzuat hükümlerinde yer alan temel hak ve hürriyetler doğrultusunda değerlendirilmektedir. Bu kitap bölümünün, insan hakları ile hukuk arasındaki ilişkiye yönelik yeni kavrayışlar geliştirilmesine katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

Research paper thumbnail of Orduda Sosyal Hizmet: Askerler ve Aileleri

Nobel Akademik Yayıncılık, 2021

Terör, Türkiye’nin sosyal sorunları arasında en üst sıralarda yer alıyor. Bu sorun, 1984’ten günü... more Terör, Türkiye’nin sosyal sorunları arasında en üst sıralarda yer alıyor. Bu sorun, 1984’ten günümüze ülke gündeminde yer tutmaya ne yazık ki devam ediyor. Terörle mücadelede ön saflarda yer alan askerlerin ve ailelerinin yaşantısı bu sorundan derinden etkileniyor. Elinizde tuttuğunuz bu eser görünmeyeni görünür, konuşulmayanı ise konuşulur kılmayı amaçlıyor. Zira Türkiye’nin huzuru ve güvenliği için ağır bedeller ödeyenlerin öykülerini dinlemek, bu deneyimleri sonraki nesillere aktarmak hepimizin boynunun borcu.

Eser, “Orduda Sosyal Hizmet”, “Terörle Mücadele: Askerler ve Aileleri” ve son olarak “Sivil Hayata Geçiş: Terör Gazileri ve Aileleri” olmak üzere üç kısımdan oluşuyor. Birinci kısım, geçmişten günümüze ihmal edilen, üzerine konuşulmaktan imtina edilen orduda sosyal hizmet alanının ulusal ölçekte temellerini atma gayretini içeriyor. Bu bölümde orduda sosyal hizmet alanı, tarihsel, kültürel, uygulama ve sosyal hizmetler boyutlarıyla ele alınıyor. İkinci kısımda, görev öncesi ve görev dönemleri askerler ve aileleri odağında incelenirken tek ebeveynli aile yaşamı, tayin ve barınma gibi konulara yer veriliyor. Eserin son kısmında ise sivil yaşama uyum ve karşılaşılan psikososyal sorunlar ele alınıyor, çözüm önerilerine yer veriliyor.

Eserin yazarı sosyal hizmet akademisyeni, müstafi üsteğmen ve bir asker çocuğu... Yazarın benzer yaşam deneyimlerine sahip olması, askerlerin ve ailelerinin travmatik yaşam deneyimlerini daha da görünür kılıyor. Zira göreve gidecek olması nedeniyle babasından ayrılacak çocuğun hüznü; arkadaşının şehit oluşuna tanıklık eden askerin acısı; eşinin görevden dönüşünü haftalarca bekleyen annenin çocuğuna verdiği teselli; babasına duyduğu özlem nedeniyle sabahlayan çocuğun yorgunluğu var satırlarda. Neyse ki orduda sosyal hizmet, askerlerin ve ailelerin yüzlerindeki tebessüm olmayı amaçlıyor.

“Orduda Sosyal Hizmet: Askerler ve Aileleri” isimli bu eserin orduda sosyal hizmet alanını güçlendirmesi, terörle mücadelede yer almış askerlerin, eş ve çocuklarının deneyimlerini okuyucuyla buluşturarak ölümsüz kılması, ordu alanında çalışmalar yürüten sosyal hizmet uzmanlarına, psikologlara ve diğer profesyonellere yol göstermesi en büyük dileğimiz…

Mehmet BAŞCILLAR
Dr. (Sosyal Hizmet), Hukukçu

Research paper thumbnail of Sosyal Hizmet Mevzuatı

Nobel Akademik Yayıncılık, 2021

Hukuk ve sosyal hizmet disiplinleri yakın ilişki içerisindedir. Hukukun sosyal hizmetin bilgi, be... more Hukuk ve sosyal hizmet disiplinleri yakın ilişki içerisindedir. Hukukun sosyal hizmetin bilgi, beceri ve değer temelinde önemli yer tutması, sosyal hizmet eğitimini de yakından etkilemiştir. Dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de sosyal hizmet lisans programlarında Sosyal Hizmet Mevzuatı zorunlu ders olarak okutulmaktadır. Bu eser, örgün eğitimde Sosyal Hizmet Mevzuatı derslerinde yararlanılabilecek ilk temel kaynak kitap olma iddiası taşımaktadır. 23 akademisyenin/uzmanın iş birliğiyle kaleme alınan eser, titiz ve özverili çalışmaların bir ürünüdür. Üç kısımdan ve toplam 16 bölümden oluşan eserin ilk kısmında, hukukun temel kavramları, sosyal hizmet-hukuk ilişkisi ve sosyal hizmet mevzuatının gelişimi ele alınmıştır. İkinci kısımda sosyal hizmet mevzuatı, kadınlar, yaşlılar, çocuklar, engelliler, şehit yakınları ve malul gaziler, yoksul bireyler, gençler, aileler, göçmenler ve sağlık hizmeti alanlar olmak üzere on nüfus grubu odağında incelenmiştir. Son kısımda ise merkezi yönetim kurumları, yerel yönetimler ve sivil toplum örgütlerine ilişkin sosyal hizmet mevzuatına yer verilmiştir. Konular irdelenirken uluslararası mevzuat, ulusal mevzuat ve mevzuattan uygulamaya sistematiği benimsenmiştir. Eser, bundan sonraki süreçte mevzuattaki güncel değişimler ve siz değerli okuyucuların geri bildirimleri ışığında dinamik bir şekilde kendisini yenilemeye devam edecektir. Sosyal Hizmet Mevzuatı isimli bu eserin, sosyal hizmet bölümlerindeki mevzuat derslerinde yaygın bir şekilde istifade edilen kaynak halini alacağına, geleceğin sosyal hizmet uzmanlarına rehberlik edeceğine gönülden inanıyoruz. Mehmet BAŞCILLAR Dr. (Sosyal Hizmet), Hukukçu

Research paper thumbnail of Çocuklarda ve Gençlerde İnternet Bağımlılığı

Efe Akademi Yayıncılık, 2021

İnternet Bağımlılığı Kavramı Risk Faktörleri İnternet Bağımlılığının Etkileri İnternet Bağımlıl... more İnternet Bağımlılığı Kavramı
Risk Faktörleri
İnternet Bağımlılığının Etkileri
İnternet Bağımlılığına Yönelik Müdahaleler
Sonuç ve Öneriler

Research paper thumbnail of Göç Mevzuatı

Göç, Göçmenlerle Çalışma ve Sosyal Hizmet, 2021

Göç mevzuatı başlığı altında göç politikalarının ve uygulamalarının yasal dayanağını oluşturan ul... more Göç mevzuatı başlığı altında göç politikalarının ve uygulamalarının yasal dayanağını oluşturan uluslararası ve ulusal mevzuat incelenmektedir. Göçmenlere sunulan haklar ve hizmetler mevzuat bağlamında tartışılmaktadır.

Research paper thumbnail of GÖNÜLLÜ SOSYAL HİZMET KURULUŞLARINDA SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ SAĞLAMAK: KURUMSAL İTİBAR PERSPEKTİFİNDEN YENİ BİR BAKIŞ

Sosyal Hizmet Sempozyumu 2019: “Evrensel Değerler Işığında Sosyal Hizmet Uygulamalarında Çağı Yakalamak”, 2020

Tarihsel süreç içerisinde gönüllü kuruluşlar, yardım ve inanç kapsamında sistemli olmayan hizmetl... more Tarihsel süreç içerisinde gönüllü kuruluşlar, yardım ve inanç kapsamında
sistemli olmayan hizmetlerle gelişim göstermiştir. İnanç ve yardım anlayışı
temelinde şekillenen bu hizmetler, zaman içerisinde örgütlü yapılara
ihtiyaç duyarak günümüz gönüllü kuruluşların temelini oluşturmuştur
(Ryfman, 2006). Günümüzde sorunlar, çevreden ekonomiye, siyasetten
toplumsal yapıya birçok alanda görünür hale gelmiş ve uluslararası bir
boyut kazanmıştır (Akatay, 2008). Yaşanan sorunlara yönelik birçok alanda devlet ve özel sektör çabalarının yetersiz kalabileceği ve bazı gönüllü girişim ve hizmetlere ihtiyaç duyulabileceği ifade edilmektedir.

Research paper thumbnail of 21.YÜZYILIN İLK ÇEYREĞİNE DOĞRU SOSYAL HİZMET ÖRGÜTLERİNDE ‘NASIL BİR LİDERLİK’

Sosyal Hizmet Sempozyumu 2019: “Evrensel Değerler Işığında Sosyal Hizmet Uygulamalarında Çağı Yakalamak”, 2020

Birey, grup, aile ve toplumun iyilik halinin sağlanması mikro, mezzo ve makro düzeyde gerçekleşen... more Birey, grup, aile ve toplumun iyilik halinin sağlanması mikro, mezzo ve
makro düzeyde gerçekleşen sosyal hizmet uygulamalarında çok boyutlu
etkileşim süreçlerini içerisinde barındırmaktadır. İnsanın onuru ve
değeri ile sosyal adalet üzerinde yükselen sosyal hizmetin bilgi ve beceri
temellerinin liderlik ile buluşması, sosyal hizmetin değerleri çerçevesinde
gerçekleşmelidir. Sosyal hizmet disiplini ile yönetim biliminin odağında
‘insan’ olmasına karşın, sosyal hizmetin kendine özgü doğası, liderliğin
farklı bakış açılarıyla ele alınmasını gerekli kılmaktadır.

Research paper thumbnail of Modern Sosyal Hizmet Kuramı

Modern Sosyal Hizmet Kuramı, 2020

Dördüncü baskıda da amacım sosyal hizmet uygulamasını beslemekte olan kuramları sunmak ve gözden ... more Dördüncü baskıda da amacım sosyal hizmet uygulamasını beslemekte olan kuramları sunmak ve gözden geçirmek olmaya devam etmektedir. Buradaki fikirlerin, siyasaların oluşumuna ve hukuka, mesleki çerçevede müracaatçıların ihtiyaçlarına ve amaçlarımızın netleştirilmesine katkı sağlayacak şekilde sosyal hizmet uygulamasını geliştirerek nasıl kılavuzluk görevi gördüğünü ve bizleri hayranlık içerisinde bıraktığını göstermek istedim. Metnin kolayca okunabilmesini sağlamak için dördüncü baskıyı tamamen yeniden yazdım. Geribildirimleri göz önünde tutarak, daha çok vaka örneği ekledim ve bunları vurguladım; fikirlerin görsel sunumunu yararlı bulan okuyucular için grafik kullanımını arttırdım ve gözden geçirilen metinleri özetleyen şekillerin karmaşıklığını azalttım. Kurumlardaki kuram ve uygulama arasındaki karmaşık etkileşimin anlaşılmasına katkı sunmak üzere 2. ve 6. bölümlere iki geniş çaplı vaka araştırmasını sağladığı için Emma Reith-Hall’a minnettarım. Diğer yandan tartışmaların önemli noktalarını kendi düşünme biçiminize geçirmeniz için olanaklar dâhilinde ‘dur ve düşün’ kısımlarını uzattım. İlk baskının üzerinden sadece sekiz yıl geçmesinden sonra bu baskının yayımlanmış olmasına rağmen, sosyal hizmet kuramındaki gelişmenin gidişatını gösteren kısım, sosyal hizmet yazarlarının, uygulamanın kapsamlı tarifini sunmak üzere kuramları nasıl kullanılageldiğini gösteren örnek metinlere yönelik açıklamalarımın yeni olmasıdır. Bibliyografik kaynak sağlayacağını umduğum tarihsel alıntılarla birlikte ama daha ziyade hâlihazırdaki kaynaklara atıf yaparak bahsi geçen kuramların nasıl geliştiklerinin temellerini sunmaya devam ettim. Alıntıların üçte biri bu son baskıdan önce de vardı. Yaklaşık üçte ikisi ise milenyum sonrasına aittir. Böylesine kapsamlı bir değişikliğin bir sebebi, eşit derecede önemli bir değişimin benim bakış açımda gerçekleşmiş olmasıdır. Sosyal inşa bakış açımı sürdürdüm çünkü bu durum, kuramı ve uygulamayı biçimlendiren pek çok farklı görüşü açıklığa kavuşturmaktadır. Özellikle, müracaatçılar ve onların aileleri, bakım verenleri ve çevreleri bizden talepte bulunmakta ve bizimle işbirliği içerisinde çalışmayı istemektedirler. Bunu yaparak, yardımcı olmamız ve kendileriyle daha iyi çalışabilmemiz için bizi, kuramı ve uygulamayı esnetmektedirler. Ancak kuram ve uygulama, sorumlu meslek elemanlarından olduğu kadar, aynı zamanda siyasal ve toplumsal fikirler ile meslekî eğitim, beceri ve deneyimden de etkilenmektedir. Çeyrek yüzyıldan fazla bir süre önce, 1980'lerde Modern Sosyal Hizmet Kuramını ilk yazmaya başladığım sıralarda kimilerinin kuram ya da paradigma ‘savaşları’ olarak adlandırdığı şeyin sonlarına geliyorduk (Örneğin, Orme ve Shemmings, 2010). Her bir kuram birbirine karşıydı; insanlar bazılarının diğerlerinden daha iyi olduğunu ve dolayısıyla başka kuramların yerlerini alacağını öne sürüyorlardı. Ancak böyle bir şey gerçekleşmedi. Bunun yerine, güncel kullanıldığı şekliyle kuramı gözden geçirerek pek çok uygulama kuramında bulunan ortak fikirlerin gittikçe farkına vardım. Şekil 1.7’de, sosyal hizmet uygulamasının 'ortak değer ilkeleri' adını verdiğim bu ilkeleri aktardım. Bunlar pek çok kuramın bugün uygulamada kullanması anlamında günceldir ve sosyal hizmet kuramına ve uygulamasına dair metinleri okudukça siz de bunların yinelendiğini göreceksiniz. Bazen bunları belirli kuramları tartışırken belirttim; ancak dikkat ederseniz bahsi geçen ilkelerin metnin hemen her yerinde göze çarptığını görebilirsiniz. Dolayısıyla bu kitap, sosyal hizmet kuramlarını savaştırmaktansa, sosyal hizmetin odaklandığı bir dizi girişime katkıda bulunan gelişmeleri sunan bir tartışmadır. Bu nedenle her bir bölümün yapısını, öncelikle şunu ifade ederek değiştirdim: “Bu, ilgili kuramların uygulamanıza yaptığı özel bir katkıdır” Ortak değerleri, kuramın uygulamasına dair görüş birliğinin göstergesi olarak öneriyor olmam, bir sosyal olgu olan sosyal hizmete bu bakış açısını getirmem dolayısıyla eleştirilebilir. Behemahal, uygulamanın ortak biçimleri sosyal hizmetlerde ortaya çıkıyorsa da hâlen pek çok ilkesel anlaşmazlığın da var olduğunu düşünüyorum. Gelecekteki gelişmeleri dört gözle beklemekteyim.

Research paper thumbnail of Körfez, Bosna ve Suriye Krizleri Ekseninde Küresel Ölçekte Göç Hareketleri ve Göç Politikalarına Etkisi

İstanbul Aydın Üniversitesi Yayınları, 2018

Bu çalışma Körfez, Bosna ve Suriye Krizleri ekseninde küresel ölçekte göç hareketlerini ve bu har... more Bu çalışma Körfez, Bosna ve Suriye Krizleri ekseninde küresel ölçekte göç hareketlerini ve bu hareketlerin göç politikalarına etkisini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Çalışmanın ilk bölümünde küresel göçün bugünkü resmi ortaya konacaktır. Sonrasında küresel göç koridorlarına ilişkin sınıflandırmalara yer verilecektir. Çalışmanın ikinci bölümünde yakın tarih içerisinde önemli bir konuma sahip olan Körfez, Bosna ve Suriye Savaşları, göç olgusu penceresinden değerlendirilecektir. Sığınmacılar için cazip bir hedef noktası olarak kabul gören Avrupa ülkelerinin, Suriye Krizi sürecindeki göç politikalarına yer verilecektir. Avrupa ülkelerinin göç politikalarıyla neden oldukları temel hukuk normları ihlalleri insan hakları çerçevesinde tartışılacaktır.

Research paper thumbnail of Tek Ebeveynli Ailede Kadınların Bakım Verme Yükü ve Toplumsal Katılımı

Uluslararası Sosyal Bilimlerde Kadın Çalışmaları Sempozyumu, 2022

Tek ebeveynli aile, ebeveynlerden birinin çoğu zaman da annenin, çocuğun bakımı ve sorumluluğunu ... more Tek ebeveynli aile, ebeveynlerden birinin çoğu zaman da annenin, çocuğun bakımı ve sorumluluğunu tek başına üstlendiği aile biçimi olarak tanımlanmaktadır. Son yıllarda dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de tek ebeveynli ailelerin sayısında artış yaşanmaktadır. Bu artışla birlikte tek ebeveynli ailede genellikle kadının, bakım verme yükünü ve sorumluluğunu tek başına üstlendiği göze çarpmaktadır. Bakım verme, tek bir yardım çeşidi ile sınırlı olmayıp duygu bozukluğu, maddi ya da fiziksel destek vermeyi de içermektedir. Toplumsal cinsiyet rolleri doğrultusunda, bakım verme yükünün ve sorumluluğunun kadına ait olduğunun kabul görmesi, annenin örselenmesine ve toplumsal katılımının sınırlanmasına yol açabilmektedir. Literatürde uzun süreli bakım verme sonrasında anksiyete, depresyon, sosyal izolasyon, fiziksel sağlıkta bozulma ve tükenmişlik gibi psikososyal sorunların ortaya çıkabildiği, neticesinde kadının toplumsal katılımının sınırlanabileceği belirtilmektedir. Bu çalışmada, tek ebeveynli ailede kadının bakım verme yükü ve toplumsal katılımı incelenecek, bakım verme yükü, karşılaşılan ekonomik güçlükler ve bu zorluklara bağlı olarak kadının toplumsal katılımının sınırlanması ele alınacaktır. Çalışmada, tek ebeveynli ailede kadın, sosyal hizmetin toplumsal değişimi ve dönüşümü sağlayıcı perspektifiyle sosyal hizmetin ilkelerinden savunuculuk ve arabuluculuk rolleri çerçevesinde tartışılacaktır. Bakım verme yükümlülüğünü tek başına üstlenen kadınların toplumsal katılımının incelenmesinin, araştırmacılara, uygulayıcılara ve politika yapıcılara yol göstereceği değerlendirilmektedir.

Research paper thumbnail of Feminist Sosyal Hizmet Perspektifinden Türkiye’de Kadın İstihdamı: Güncel Bir Analiz

Uluslararası Sosyal Bilimlerde Kadın Çalışmaları Sempozyumu, 2022

Kadın istihdamı, kadının çalışma veya üretim alanında yer alması olarak ifade edilmektedir. Kadın... more Kadın istihdamı, kadının çalışma veya üretim alanında yer alması olarak ifade edilmektedir. Kadınların, istihdama etkin bir şekilde katılamaması veya iş gücü piyasasında adil olmayan uygulamalara maruz kalması nedeniyle konunun toplumsal cinsiyet bağlamında ele alınması son derece önemlidir. Feminist sosyal hizmet, kadınların yaşadığı sorunlarla ilgili farkındalığın artırılması ve kadınların güçlendirilmesi konusunu odağına konumlandırmaktadır. Kadınların istihdama etkin bir şekilde katılamaması potansiyellerini gerçekleştirememesine yol açabilmekte, bu durum kadınların güçlendirilmesini de olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Bu çalışma, Türkiye’de kadın istihdamının güncel durumunu, feminist sosyal hizmet perspektifinden analiz ederek görünür kılmayı amaçlamaktadır. Çalışmanın ilk bölümünde feminist sosyal hizmet yaklaşımı ile kadın istihdamı arasındaki ilişki tartışılacak; ikinci bölümünde ise kadınların istihdama katılamama nedenleri ve iş yaşamında karşılaştıkları sorunlar irdelenecektir. Son bölümde ise uluslararası ve ulusal boyutlu kurumlar ile sivil toplum örgütlerinin raporları ışığında Türkiye’de kadın istihdamının güncel durumu analiz edilecektir. Güncel raporlarda Türkiye’de kadın istihdamının arzulanan seviyede olmadığı, kadınların önemli bir bölümünün iş gücü piyasasının dışında kaldığı veya kayıt dışı istihdam edildiği belirtilmektedir. Bunun yanında kadınların, eğitime ve kariyer fırsatlarına erişim ile ücretlendirmede ayrımcılık içeren uygulamalara maruz kaldığı, mobbing ve cinsel taciz gibi sorunlar deneyimlediği belirtilmektedir. Türkiye’de kadın istihdamının artırılması ve kadınların iş gücü piyasasında karşılaştıkları sorunların önlenmesi noktasında sosyal politikaların toplumsal cinsiyet eşitliği çerçevesinde şekillendirilmesi gerektiği değerlendirilmektedir.

Research paper thumbnail of Salgın Döneminde 'Kırılganlaşan Gruplar': Ekolojik Yaklaşım Çerçevesinde Bir Değerlendirme

Atatürk Üniversitesi Uluslararası Beşeri ve Sosyal Bilimler Kongresi, 2021

Sosyal hizmet, geçmişten günümüze bireyi, birey-çevre ilişkisini ve profesyonel bir uygulamanın n... more Sosyal hizmet, geçmişten günümüze bireyi, birey-çevre ilişkisini ve profesyonel bir uygulamanın nasıl olması gerektiğini kavramsallaştırmaya çalışmıştır. Müracaatçıları içinde yaşadıkları yoğun ve karmaşık fiziksel, ruhsal, sosyal, politik ve ekonomik çevreden bağımsız olarak ele almak sosyal hizmet uzmanları için büyük bir kayıptır. Halen içerisinde bulunduğumuz salgın döneminde çevrenin fiziksel, sosyal ve kültürel katmanları üzerinde önemli değişimler yaşanmaktadır. En nihayetinde birey, grup, aile ve toplum, fiziksel, sosyal ve kültürel çevrede birbirlerini zincirleme bir şekilde etkilemektedir. Salgın, eğitim, sağlık, barınma, istihdam, boş zaman değerlendirme gibi yaşamın birçok alanında önemli değişimler yaşanmasına yol açmıştır. Bu köklü değişimler salgın koşulları altında “kırılganlaşan grupların” ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. Sağlık çalışanları, uzaktan eğitim alan çocuklar, salgın nedeniyle sevdiklerini yitirenler, gelir kaybına uğrayan çalışanlar, sokağa çıkma yasağı döneminde aile içi şiddete maruz kalan kadın ve çocuklar, internet bağımlıları, sağlık hizmetlerinden yararlanma imkânı sınırlananlar ve yalnız yaşayan yaşlılar salgın sürecinde ‘kırılganlaşan grupların’ yalnızca bir bölümünü oluşturmaktadır. Salgın sürecinde çevrede yaşanan köklü değişim, bu yeni nüfus grubuyla birlikte yeniden düşünüldüğünde odağına çevresi içerisindeki bireyi alan ekolojik yaklaşımın önemi daha iyi anlaşılmaktadır. Bu çalışmada ekolojik yaklaşımın tarihsel kökleri, temel kavramları, ilkeleri ve varsayımları kırılganlaşan gruplar odağında ele alınacaktır. Çalışmada ekolojik yaklaşımdan ne şekilde yararlanılabileceğine ilişkin yeni bakış açıları sunulması amaçlanmaktadır.

Research paper thumbnail of Küreselleşen Dünyanın Küresel Bir Gerçeği: Yoksulluk

International Euroasia Congress on Scientific Researches and Recent Trends 9, 2022

Yoksulluk, geçmişten günümüze varlığını sürdüren bir olgudur. Her ne kadar üzerinde uzlaşılan net... more Yoksulluk, geçmişten günümüze varlığını sürdüren bir olgudur. Her ne kadar üzerinde uzlaşılan net bir tanım bulunmasa da yoksulluk, ekonomi, eğitim, sağlıklı beslenme ve sosyal güvenlik alanında yaşanan güçlükler olarak tarif edilmektedir. Yoksulluğun çok boyutlu yapısı, kavramın evrensel bir düzeyde tanımlanabilmesini güçleştirmektedir. Bu çalışma iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde yoksulluk olgusu, mutlak ve göreli yoksulluk kavramları çerçevesinde irdelenmektedir. Bir ailenin temel gereksinimlerini asgari düzeyde karşılayabileceği düzeyin altında gelire sahip olması mutlak; toplumun bütünü tarafından benimsenmiş yaşam standartlarına ulaşılamaması ise göreli yoksulluk olarak tarif edilebilir. Çalışmanın ikinci bölümde ise küresel düzeyde belirlenen ‘yoksulluğun ve açlığın azaltılması’ hedefinin arka planı ortaya konmakta, yoksulluğun küresel boyutta vardığı noktayı ortaya koymak için ülkelerin kişi başına düşen milli gelirlerine, günlük bir dolar altında kazanç sağlayan nüfusa ve çok boyutlu yoksulluğa ilişkin veriler paylaşılmaktadır. Veriler incelendiğinde küresel düzeyde bir dolar altında gelir elde eden hanelerin sayısının her geöen yıl düşüş gösterdiği gözlemlense de kişi başına düşen milli gelir odağında bölgeler bazında derin uçurumlar olduğu fark edilmektedir. Bu tablo, önümüzdeki süreçte sosyal adaletin ve sosyal politikaların küresel düzeyde daha fazla önem kazanacağına işaret etmektedir. Nitekim geliştirilecek sosyal politikalarla sosyal adaletin sağlanması hedefine bir adım daha yaklaşılabilmesi mümkündür. Bu çalışmanın ‘yoksulluğun ve açlığın azaltılması’ hedefine ulaşmak için büyük çabalar sarf eden başta sosyal hizmet uzmanları olmak üzere tüm profesyonellere ve politika yapıcılara yeni bakış açıları kazandıracağı değerlendirilmektedir.

Research paper thumbnail of Pandemide Kadına Yönelik Şiddet

Pandemide Kadına Yönelik Şiddet, 2022

Pandemi, günlük yaşamda önemli değişimlere yol açmıştır. Eğitim, sağlık, barınma, istihdam ve boş... more Pandemi, günlük yaşamda önemli değişimlere yol açmıştır. Eğitim, sağlık, barınma, istihdam ve boş zaman değerlendirme, değişime uğrayan bu alanlar arasında yer almaktadır. İçerisinde bulunulan dönemde pandemi, Türkiye’nin gündemindeki sorunlar arasında üst sıralarda yer almaktadır. Harekette sınırlılık, sosyal izolasyon ve gelire ilişkin endişe, kadınların şiddete maruz kalma riskini artırmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü Raporuna göre dünya genelinde yaklaşık bir milyar kadın, hayatında en az bir kere şiddete maruz kalmaktadır. Pandemi dönemi özelinde ise dünya genelinde yaklaşık 250 milyon kadının şiddete maruz kaldığı değerlendirilmektedir. Şiddetin faillerini çoğunlukla eşler veya partnerler oluşturmaktadır. Her ne kadar kadına yönelik şiddetin boyutu sayılarla ifade edilmeye çalışılsa da vakaların çok küçük bir bölümü resmi makamlara rapor edilmektedir. Pandemi döneminde bazı ülkelerde kadına yönelik şiddet iletişim hatlarına yapılan çağrılarda beş kata varan bir artış yaşanmıştır. Kadınların şiddetin failleriyle aynı ortamda bulunması ve hizmet birimlerine erişimde yaşanan güçlük kadına yönelik şiddet bağlamında pandeminin getirdiği güçlükler olarak sayılmaktadır. Bu esaslı değişimler ülkelerin sosyal politikalarını da büyük ölçüde etkilemektedir. Birçok ülke kadına yönelik şiddeti önlemeyi, sunulan hizmetleri güçlendirmeyi ve etkin müdahaleyi pandemiyle mücadele planlarına dâhil etmektedir. Bu süreçte kadına yönelik şiddetle etkin mücadele kapsamında, çevrim içi psikososyal destek sunulması, kolluk, sağlık çalışanları, sosyal hizmet uzmanları, psikolog gibi profesyonellerin eğitimi, sosyal politikaların merkezine kadınların konumlandırılması ve sivil toplum örgütlerinin karar alma süreçlerine dâhil edilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu çalışmada önemli bir sosyal sorun olarak kabul edilen kadına yönelik şiddet olgusunun pandemi koşulları özelinde küresel ve ulusal bağlamda ele alınması amaçlanmaktadır. Çalışmanın kadın alanında çalışan başta sosyal hizmet uzmanları olmak üzere ilgili alandaki profesyonellere ve politika yapıcılara yeni bakış açıları kazandıracağı değerlendirilmektedir.

Research paper thumbnail of Pandemi Döneminde Güçlendirme: Danışanların İyilik Hali Üzerine Yeniden Düşünmek

8. Yıldız Uluslararası Sosyal Bilimler Kongresi, Yıldız Teknik Üniversitesi, İstanbul, 2021

Bireylerin kendi yaşantıları üzerindeki kontrolü artırabilmeleri için yapılan etkinlikler güçlend... more Bireylerin kendi yaşantıları üzerindeki kontrolü artırabilmeleri için yapılan etkinlikler güçlendirme olarak ifade edilmektedir. Danışanın geçmişte yaptığı, halen yapmakta olduğu ve gelecekte yapabileceğine inandığı olumlu veya iyi olduğu değerlendirilen her şey güçlü birer yöndür. Güçlendirmenin odağında bu güçlü alanların vurgulanması, sağlamlaştırılması ve pekiştirilmesi yer almaktadır. Güçlendirme yaklaşımında birey zayıf yönleriyle değil kendisine güç katan eşsizliği, becerileri, özellikleri ve sahip olduğu değerleriyle tanımlanmaktadır. Sorun yerine geleceğe dair beklentiler üzerine kurulan terapide mantık ve şüphe yerine içtenlik ön plana yerleştirilmektedir. Güçlendirme yaklaşımı, travmaların bireyi zayıflatabileceği gibi güçlendirebileceğini de öngörür. Görüşmelerin odağında birey, aile ve toplumların geleceği ilişkin beklentileri ve arzuları yer almakta, tercih, işbirliği ve kararlar danışanların özgür iradesine göre şekillendirilmektedir. Halen içerisinde bulunduğumuz pandemi döneminde çevrenin fiziksel, sosyal ve kültürel boyutlarında meydana gelen değişimler etkilerini eğitim, sağlık, barınma, istihdam ve boş zaman değerlendirme gibi birçok alanda göstermiştir. Yaşanan ani değişim ve uyum süreci, bir yandan bireyin çevresindeki güç kaynaklarının keşfedilmesini bir yandan da bireylerin iyilik halini odağına alan politikaların hayata geçirilmesini güçleştirmektedir. Bunun yanında pandemi döneminin beraberinde getirdiği “yeni sosyal sorunlar” müracaatçı gruplarının iyilik hali üzerine yeniden düşünülmesini gerekli kılmaktadır. Güçlendirme yaklaşımı, pandemi döneminin beraberinde getirdiği olumsuz yaşam deneyimlerine rağmen birey, grup, aile ve toplumun sahip olduğu becerilere, yetkinliklere ve değerlere odaklanılabilmesini sağlamaktadır. Bu kapsamda çalışmada, pandemi döneminde müracaatçı gruplarının iyilik hali doğrultusunda güçlendirme yaklaşımının kavramları, ilkeleri ve varsayımları vakalar ekseninde ele alınacaktır. Pandemi dönemindeki etkin psikososyal hizmetlere yönelik yeni bakış açıları kazanılması, çalışmanın temel amacını oluşturmaktadır.