Emrah Tuncer | Istanbul Gelisim Universitesi (original) (raw)

Papers by Emrah Tuncer

Research paper thumbnail of Hükümet Sistemleri ve Sağlık: Türkiye’de Sağlık Sisteminin Dönüşümü

Platanus Publishing, 2023

İnsanlar yaşamının her anında yönetilme ve yönetme gereksinimine ihtiyaç duymuştur. Eski çağlard... more İnsanlar yaşamının her anında yönetilme ve yönetme gereksinimine ihtiyaç
duymuştur. Eski çağlardan bugüne kadar kendilerini ve çevresini tanıdıkça evrilmiştir. Bu evrilmeyle birlikte kendilerini yönetmeyi öğrendikleri gibi çevresini de yönetmeye ve onlara hâkim olmaya çalışmışlardır. Ülkeler vatandaşlarını en iyi biçimde yaşatabilmek için yönetim sistemlerini oluşturmuşlardır. Yönetim sistemleri bir devletin yönetimi için yasama, yürütme gücünün kim tarafından yönetileceğini belirleyen devlet iktidar türüdür. Toplumlar bir arada beden, kültürel, ekonomik açıdan sağlıklı yaşamak ve bunu sürdürebilmek için belirledikleri kişiyle yönetim sistemlerini uygulamışlardır. Gün geçtikçe devletler kendilerini geliştirmenin yanında hükümet sistemlerini de geliştirmiştir. Gelişen hükümet sistemleriyle yeni birçok kavramın oluşmasına vesile olmuştur. Bu kavramlardan bazıları; insan kaynakları, kuvvetler ayrılığı ilkesi, hukuk vb. açığa çıkan kavramlarla birlikte Başkanlık Sistemi, Yarı-Başkanlık Sistemi, Parlamenter Sistem gibi faklı hükümet sistemleri oluşmuştur.

Türkiye’de uzun yıllar boyunca Parlamenter Sistem ile yönetilmiştir. 1980’li
yıllarda başlayan Başkanlık Sistemi düşünceleri değişen koşullar, atılan adımlarla birlikte hükümet sisteminin değişmesi ortaya koyulmuştur. 2017 yılında vatandaşların oy birliğiyle Türk Tipi Başkanlık Sistemi’ne geçiş yapılmıştır. Bu değişiklik birçok sektöre yansımış ve bu sektörlerden biri de sağlık sektörü olmuştur.

Sağlık politikaları devletlerin en önem verdiği ve geliştirilmesinde çeşitli dönüm noktasının yaşandığı politikalardan olmuştur. Yapılan bu araştırmada değişen hükümet sistemi analiz edilip bunların sağlık sistemi üzerindeki etkileri incelenmiştir. Bu bağlamda sağlığın geliştirilmesi yönünden ne tür adımların atıldığı ortaya konulmaya çalışılmıştır.

Research paper thumbnail of Sineantropos: Marjinal Antropoloji Yazıları

Kültür araştırmaları dergisi, Jun 10, 2023

Ahmet Güngören tarafından kaleme alınan Sineantropos: Marjinal Antropoloji Yazıları isimli kitap,... more Ahmet Güngören tarafından kaleme alınan Sineantropos: Marjinal Antropoloji Yazıları isimli kitap, sinemanın antropolojik boyutunu incelerken sinemanın insanlık tarihindeki önemini ve kültürel etkisini ele alıyor. Aynı zamanda sinemanın antropolojik bir araç olarak kullanımını, sinemadaki marjinallik ve farklılık temalarını tartışıyor. Yazar, sinemanın insanlar ve kültürler arasındaki etkileşimi nasıl yansıttığını ve şekillendirdiğini 14 bölümde açıklıyor. Kitaptaki yazılar, sinemanın hem bir sanat formu hem de bir iletişim ortamı olarak nasıl anlaşılacağını ortaya koyuyor. Bu yazıda da kitabın kapsamı, yaklaşımı ve katkısı detaylı bir şekilde analiz edilmeye çalışılmıştır.

Research paper thumbnail of Ri̇tüel, Eşi̇kselli̇k Ve Dayanişma: Çori̇ Bori̇ Zi̇yaret Evi̇ Örneği̇

Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2021

İletişim ve ulaşım araçlarının gelişmesi, teknolojik gelişmeler ve hızlı değişime karşın geleneks... more İletişim ve ulaşım araçlarının gelişmesi, teknolojik gelişmeler ve hızlı değişime karşın geleneksel değer ve pratiklerin yeni biçimlenmelerle ortaya çıktığını, inanç ve ibadet pratiklerinde varlığını sürdürdüğünü söylemek mümkündür. Ayrıca bu tür pratiklerin önyargıları ortadan kaldırmada ve ayrımcılığa yol açan söylemlerin azalmasında etkili olduğunu ve dayanışma unsuru oluşturduğunu söyleyebiliriz. Elazığ’ın Karakoçan İlçesi’nde Yoğunağaç Köyü’nde yer alan ve toplumsal ilişkileri düzenlemede rolü olan Çori Bori Ziyaret Evi de, farklı kimliklere sahip kişileri bir araya getiren, iletişim ortamı yaratan ve geleneğin yaşatıldığı mekân örneği sergilemektedir. Çori Bori Ziyaret Evi, Alevi nüfusun yoğun yaşadığı Yoğunağaç (Golan) Köyü’nde yer alan bir kutsal mekândır. Çori bori Ziyaret Evi’nin bulunduğu Yoğunağaç (Golan) köyü’nün çevresinde yer alan diğer köylerin ise bir kısmı Alevi bir kısmı Sünnidir. Yani bir nevi bu köyler farklı kültürler ve yaşam biçimlerine sahiptirler. Etnik, in...

Research paper thumbnail of Antropoloji̇de Yöntem Ve Eti̇k: Chagnon’Un " Yanomamö: Savaşa Doğanlar" Çalişmasina Eleşti̇rel Bi̇r Bakiş

Motif Akademi Halk Bilimi Dergisi, 2021

ÖZ: 20'nci yüzyılın ikinci yarısından itibaren uzun yıllar antropoloji disiplini içerisinde yönte... more ÖZ: 20'nci yüzyılın ikinci yarısından itibaren uzun yıllar antropoloji disiplini içerisinde yöntem ve etik üzerine ciddi tartışma ve öz-eleştiri süreçleri yaşanmıştır. Bu tartışmaların büyük bölümü Chagnon'un kitabı etrafında gerçekleşmiştir. 1964-1991 yılları arasında yaptığı, uzun süreli bir alan araştırmasını içeren "Yanomamö Savaşa doğanlar" kitabı, Napoleon A. Chagnon'un yaklaşık olarak 60 ayını birlikte geçirdiği Yanomamö yerli halkı hakkında etnografik araştırmaya dayanmaktadır. Etnografyanın "orada olmak", deneyim", "gözlem, "ötekini anlamak" olarak formüle edilebilecek yöntembilimsel araçlarının sık sık ihlal edildiği görülen bu çalışmanın yerli halkı da sadece veri kaynağı olarak gördüğünün bir kanıtı olarak ifade edilebilir. Bu bağlamda kitabın bölümleri üzerinde durulup etik açıdan değerlendirme yapılmıştır.

Research paper thumbnail of Sosyal Dayanişma, Di̇ni̇ İnanç Ve Kutsal Yerler: Elaziğ Karakoçan’Da Ohi̇ Nehri̇ Çevresi̇ndeki̇ 7 Köy Örneği̇

Elâzig Karakocan ilcesinde Ohi Deresi’ni batiya dogru takip eden sirasiyla Tekardic, Demirdelen, ... more Elâzig Karakocan ilcesinde Ohi Deresi’ni batiya dogru takip eden sirasiyla Tekardic, Demirdelen, Akcicek, Camardi, Cayirgulu, Ucbudak ve Yogunagac Koylerinden 3 tanesi Sunni, 4 tanesi de Alevi nufusu yogunlukludur. Bu koylerin inanc pratikleri ile sosyal yasam bicimi farklilik gosterse de ortak ritueller, anlatilar ve kultler oradaki “mekân”in zamanla bir “yer”e donusumunu saglanmis ve mekândan “yer”e donusen alanlarin yarattigi ortak bellek ve hafiza sureciyle de toplumsal sureklilik saglanmistir. Bu bolgede Katilimci gozlem yontemiyle bahsedilen koylerde gecirilen bir yillik sure boyunca, koylulerin yasam pratiklerine dâhil olunmus, turbelere gidilmis ve gorusmeler yapilmistir. Sonuc olarak senkretik ve simgesel sureclerle bicimlenen birliktelik ve buna dayali gelisen dayanismanin olusmasinda cok sayida faktorun etkili oldugu gorulmustur.

Research paper thumbnail of Çevresel Şartlarda Memorat Ve Menkibeni̇n Rolü: Elaziğ, Karakoçan İlçesi̇ndeki̇ Çayirgülü Köyü Örneği̇

Bu calisma, Cayirgulu Koyu’ndeki anlatilara ve kultlere odaklanarak oradaki mekânin sadece fiziks... more Bu calisma, Cayirgulu Koyu’ndeki anlatilara ve kultlere odaklanarak oradaki mekânin sadece fiziksel, cografi konumu isaret etme halinden farkli derinliklere sahip oldugunu, bir anlamda oradaki “mekân”in zamanla bir kulturun ona kok saldikca nasil bir “yer”e donustugunu antropolojik acidan kesfetmeyi amaclamaktadir. Bu baglamda katilimci gozlem yontemiyle Cayirgulu Koyu’nde gecirilen uc aylik sure boyunca, koylulerin yasam pratiklerine dâhil olunmus ve gorusmeler yapilmistir. Bolgede yasadigina inanilan Pir Cemal Abdal’in, Şadi Asireti’ne mensup olan yasli bir kadinin yedi oglunu zindandan kurtarmasina dayanan menkibe, Cayirgulu Koyu’nu de icine alan cevre koylerin kurulus hikâyesini olusturur. Bu kurulus hikâyesinde onemli bir yer tutan koydeki Guzelbaba Turbesi cevresindeki agaclar kesinlikle kesilip eve goturulmez, bu genis alanda havyalarin otlatilmasina izin verilmez ve buradaki kuru agaclar bile bireysel olarak herhangi bir sey icin kullanilmaz. Agac ve evliya arasinda kurulan ...

Research paper thumbnail of Etnografya'nın Türkiye'ye Girişi ve İlm-i Ahval-i Akvam

İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi, 2021

Research paper thumbnail of Anlamli Entegrasyon: Karakoçan'Da Di̇ni̇ Tutum, Kültür Ve Günlük Yaşam

JOURNAL OF INSTITUTE OF ECONOMIC DEVELOPMENT AND SOCIAL RESEARCHES, 2020

Amiran Kurtkan Bilgiseven'in, din sosyolojisi çalışmalarına katkısı olan "Cem+Fark=Tevhit" kavram... more Amiran Kurtkan Bilgiseven'in, din sosyolojisi çalışmalarına katkısı olan "Cem+Fark=Tevhit" kavramı ile toplum içerisinde benzerliklerin yanı sıra farklılıkların olduğunu ama bunların bir araya gelerek birliği, bütünlüğü oluşturduğunu belirtir. Bilgiseven, bir toplumda maddî ve manevî kültür ögelerinin yan yana gelerek bir mana ifade edecek ve işleyen bir bütün meydana getirecek görünümde birbirlerini tamamlamalarını sosyal bütünleşme olarak ifade eder. Dolayısıyla bir bölgedeki dinsel tutum, ibadet etme biçimleri, kültür ve gündelik hayat farklılıklar içerse de "tek ve bir olmak" anlamındaki birliğin oluşabilmesi için bu farklılığın özündeki, cem edici (birleştirici) ruhun görünmesi gerektiğini söylemektedir. Bu bağlamda Elazığ'ın Karakoçan ilçesinde de Alevi ve Sünniler arasında cem ve fark sürecinin olduğunu, sonradan da bunların sosyal bütünleşmeyi oluşturan birer yapıya dönüştüklerini gösteren çok sayıda öğe vardır. Bu çalışmada da Karakoçan da Alevi ve Sünni köyler arasında cem ve farkın bir araya gelerek oluşturdukları sosyal bütünleşme Amiran Kurtkan Bilgiseven'in bu kavramları üzerinden okunacaktır.

Research paper thumbnail of Levi Strauss'un Karşılıklılık, Marcel Mauss'un Armağan Düşüncesinin Anarşizmdeki Temelleri

SOCIAL MENTALITY AND RESEARCHER THINKERS JOURNAL, 2020

Godwin’in görüşleriyle şekillenen ve Proudhon ile ilk olarak açığa çıkan anarşizm düşüncesi, teme... more Godwin’in görüşleriyle şekillenen ve Proudhon ile ilk olarak açığa çıkan anarşizm düşüncesi, temelde Avrupa düşüncesi içinde şekillenmiştir. İnsanın doğasındaki iyiliğe güvenmek yardımlaşmayla ve dayanışmayla şekillenen toplumların, tahakküm ilişkilerini ortadan kaldıracağına inanmak anarşizmin ilk temel varsayımlarından olmuştur. Bu bağlamda Proudhon’un karşılıklılık ilkesi ve Kropotkin’in karşılıklı yardımlaşma ilkesi, Mauss ve Levi-Strauss’un antropolojik kuramlarıyla benzerlik ve uygunluk içindedir. Dolayısıyla 19. yüzyılda Avrupa’da otorite’lerin sorgulamasına girişen anarşizm, bir şekilde antropoloji bilimini ve bazı antropolojik kuramların gelişmesini de etkilemiştir. Bu yazının amacı da yardımlaşmayı, karşılıklılığı vurgulayan antropolojinin önemli kuramcılarından Mauss ve Strauss’un düşünce temellerini kurarken ne derecede Proudhon ve Kropotkin’den etkilendiğini göstermektir. Birçok Marksist düşünür ve sosyal bilimciyi de etkileyen ve yapısalcılığının ortaya çıkışında etkili olan bu düşünürlerin bahsedilen anarşist düşünürlerle hangi bağlamda örtüştükleri, farklılıklarının neler olduğu ele alınıp değerlendirilecektir.

Research paper thumbnail of Sömürgeci̇li̇k Ve Antropoloji̇: Peru Ve Meksi̇ka'Yi "Yağmuru Bi̇le" Fi̇lmi̇ Üzeri̇nden Değerlendi̇rmek

Kesit Akademi, 2020

Öz: Sömürgecilik, daha çok gelişmiş ülkelerin bir doktrini veya düşünce sistemini gelişmemiş topl... more Öz: Sömürgecilik, daha çok gelişmiş ülkelerin bir doktrini veya düşünce sistemini gelişmemiş toplumlar üzerinde kabul ettirmesidir. Bu bir nevi sömürülen devletler üzerinde egemenlik kurma çabasıdır. Kısacası sahip olunmaya çalışılan ülkenin iktisadi, siyasal, kültürel ve sosyal anlamda işgal edilmesi olarak da belirtilir. Bu bağlamda genelde gelişmiş Batı Avrupa yâda Kuzey ülkeleri askeri, ekonomik ve siyasal gücünü kullanmakla birlikte sömürünün meşruluğunu yaymak adına bir takım ırksal, ahlaki, dini v.b. gerekçeler oluşturarak bu durumu devam ettirmişlerdir. Özellikle Latin Amerika ülkelerinde uygulanan sömürgecilik faaliyetleri 18 ve 19. yüzyıllarda yoğunlaşmış ve 21.yüzyıla kadar devam etmiştir. Bu durum elbette ki buradaki Antropoloji bilimini ve Antropoloji alanındaki çalışmaları da yakından ilgilendirmekte ve onu etkilemektedir. Bu çalışmada yönetmen Icíar Bollaín'in ‚Yağmuru Bile‛ filmi, bu bağlamda önemli bir örnek olarak sunulmuştur. Çünkü filmde hem 16. yy sömürgeciliğine bir atıf hem de günümüzde devam eden sömürgecilik mantığına eleştirel bir bakış vardır. Dolayısıyla Peru ve Meksika'daki

Research paper thumbnail of SOSYAL DAYANIŞMA, DİNİ İNANÇ VE KUTSAL YERLER: ELAZIĞ KARAKOÇAN’DA OHİ NEHRİ ÇEVRESİNDEKİ 7 KÖY ÖRNEĞİ

nternational Journal of Social and Hu-manities Sciences (IJSHS),, 2020

Elâzığ Karakoçan ilçesinde Ohi Deresi’ni batıya doğru takip eden sırasıyla Tekar-dıç, Demirdelen,... more Elâzığ Karakoçan ilçesinde Ohi Deresi’ni batıya doğru takip eden sırasıyla Tekar-dıç, Demirdelen, Akçiçek, Çamardı, Çayırgülü, Üçbudak ve Yoğunağaç Köyle-rinden 3 tanesi Sünni, 4 tanesi de Alevi nüfusu yoğunlukludur. Bu köylerin inanç pratikleri ile sosyal yaşam biçimi farklılık gösterse de ortak ritüeller, anlatılar ve kültler oradaki “mekân”ın zamanla bir “yer”e dönüşümünü sağlanmış ve mekândan “yer”e dönüşen alanların yarattığı ortak bellek ve hafıza süreciyle de toplumsal süreklilik sağlanmıştır. Bu bölgede Katılımcı gözlem yöntemiyle bah-sedilen köylerde geçirilen bir yıllık süre boyunca, köylülerin yaşam pratiklerine dâhil olunmuş, türbelere gidilmiş ve görüşmeler yapılmıştır. Sonuç olarak senk-retik ve simgesel süreçlerle biçimlenen birliktelik ve buna dayalı gelişen dayanış-manın oluşmasında çok sayıda faktörün etkili olduğu görülmüştür.
Anahtar kelimeler: Karakoçan, Sosyal Dayanışma, Kutsal Mekân, Yer, Ritüel

Research paper thumbnail of Levi Strauss'un Karşılıklılık, Marcel Mauss'un Armağan Düşüncesinin Anarşizmdeki Temelleri

SOCIAL MENTALITY AND RESEARCHER THINKERS JOURNAL, 2020

Godwin’in görüşleriyle şekillenen ve Proudhon ile ilk olarak açığa çıkan anarşizm düşüncesi, teme... more Godwin’in görüşleriyle şekillenen ve Proudhon ile ilk olarak açığa çıkan anarşizm düşüncesi, temelde Avrupa düşüncesi içinde şekillenmiştir. İnsanın doğasındaki iyiliğe güvenmek yardımlaşmayla ve dayanışmayla şekillenen toplumların, tahakküm ilişkilerini ortadan kaldıracağına inanmak anarşizmin ilk temel varsayımlarından olmuştur. Bu bağlamda Proudhon’un karşılıklılık ilkesi ve Kropotkin’in karşılıklı yardımlaşma ilkesi, Mauss ve Levi-Strauss’un antropolojik kuramlarıyla benzerlik ve uygunluk içindedir. Dolayısıyla 19. yüzyılda Avrupa’da otorite’lerin sorgulamasına girişen anarşizm, bir şekilde antropoloji bilimini ve bazı antropolojik kuramların gelişmesini de etkilemiştir. Bu yazının amacı da yardımlaşmayı, karşılıklılığı vurgulayan antropolojinin önemli kuramcılarından Mauss ve Strauss’un düşünce temellerini kurarken ne derecede Proudhon ve Kropotkin’den etkilendiğini göstermektir. Birçok Marksist düşünür ve sosyal bilimciyi de etkileyen ve yapısalcılığının ortaya çıkışında etkili olan bu düşünürlerin bahsedilen anarşist düşünürlerle hangi bağlamda örtüştükleri, farklılıklarının neler olduğu ele alınıp değerlendirilecektir.

Research paper thumbnail of CEVRESEL SARTLARDA MEMORAT VE MENKIBENIN ROLU ELAZIG KARAKOCAN ILCESINDEKI CAYIRGULU KOYU ORNEGI

TÖBİDER International Journal of Social Sciences, 2020

Bu çalışma, Çayırgülü Köyü’ndeki anlatılara ve kültlere odaklanarak oradaki mekânın sadece fiziks... more Bu çalışma, Çayırgülü Köyü’ndeki anlatılara ve kültlere odaklanarak oradaki mekânın sadece fiziksel, coğrafî konumu işaret etme halinden farklı derinliklere sahip olduğunu, bir anlamda oradaki “mekân”ın zamanla bir kültürün ona kök saldıkça nasıl bir “yer”e dönüştüğünü antropolojik açıdan keşfetmeyi amaçlamaktadır. Bu bağlamda katılımcı gözlem yöntemiyle Çayırgülü Köyü’nde geçirilen üç aylık süre boyunca, köylülerin yaşam pratiklerine dâhil olunmuş ve görüşmeler yapılmıştır.
Bölgede yaşadığına inanılan Pir Cemal Abdal’ın, Şadi Aşireti’ne mensup olan yaşlı bir kadının yedi oğlunu zindandan kurtarmasına dayanan menkıbe, Çayırgülü Köyü’nü de içine alan çevre köylerin kuruluş hikâyesini oluşturur. Bu kuruluş hikâyesinde önemli bir yer tutan köydeki Güzelbaba Türbesi çevresindeki ağaçlar kesinlikle kesilip eve götürülmez, bu geniş alanda havyaların otlatılmasına izin verilmez ve buradaki kuru ağaçlar bile bireysel olarak herhangi bir şey için kullanılmaz. Ağaç ve evliya arasında kurulan bağ nedeniyle ağaçlara zarar vermek günah sayılmaktadır. Bu yasağı ihlal edenlerin çarpılacağına veya başına bir felaket geleceğine inanılmaktadır. Dolayısıyla bu yerin/ağaçların korunması memoratlar, mitler aracılığıyla süreklileştirilmektedir. Ayrıca varlıklarını sürdürmekte olan kültler neticesinde; bilhassa ağacın kutsallık atfedilen varlıklar arasında sayıldığı, dolayısıyla büyük bir saygı gördüğü görülmektedir.
Sonuç olarak mekândan “yer”e dönüşen alanların yarattığı ortak bellek, sosyal ilişkiler ve çevre açısından önemli bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Orada ikamet etmek ya da “mesken tutmak” ve oraya “kök salmak” için sürekliliklerini sağladıkları ve sonraki kuşaklara aktardıkları menkıbeler, mitler, memoratlar oluşmaktadırlar. Bu anlatılar aynı zamanda köydeki ormanlık sahanın korunması, çevre duyarlılığı açısından önemli bir işleve sahiptir.

Research paper thumbnail of KARAKOÇAN'DA DİNİ TUTUM, KÜLTÜR VE GÜNLÜK YAŞAM   MEANİNGFUL İNTEGRATİON: RELIGIOUS ATTITUDE, CULTURE AND DAILY LIFE IN KARAKOÇAN

JOURNAL OF INSTITUTE OF ECONOMIC DEVELOPMENT AND SOCIAL RESEARCHES, 2020

ÖZET Amiran Kurtkan Bilgiseven'in, din sosyolojisi çalışmalarına katkısı olan "Cem+Fark=Tevhit" k... more ÖZET Amiran Kurtkan Bilgiseven'in, din sosyolojisi çalışmalarına katkısı olan "Cem+Fark=Tevhit" kavramı ile toplum içerisinde benzerliklerin yanı sıra farklılıkların olduğunu ama bunların bir araya gelerek birliği, bütünlüğü oluşturduğunu belirtir. Bilgiseven, bir toplumda maddî ve manevî kültür ögelerinin yan yana gelerek bir mana ifade edecek ve işleyen bir bütün meydana getirecek görünümde birbirlerini tamamlamalarını sosyal bütünleşme olarak ifade eder. Dolayısıyla bir bölgedeki dinsel tutum, ibadet etme biçimleri, kültür ve gündelik hayat farklılıklar içerse de "tek ve bir olmak" anlamındaki birliğin oluşabilmesi için bu farklılığın özündeki, cem edici (birleştirici) ruhun görünmesi gerektiğini söylemektedir. Bu bağlamda Elazığ'ın Karakoçan ilçesinde de Alevi ve Sünniler arasında cem ve fark sürecinin olduğunu, sonradan da bunların sosyal bütünleşmeyi oluşturan birer yapıya dönüştüklerini gösteren çok sayıda öğe vardır. Bu çalışmada da Karakoçan da Alevi ve Sünni köyler arasında cem ve farkın bir araya gelerek oluşturdukları sosyal bütünleşme Amiran Kurtkan Bilgiseven'in bu kavramları üzerinden okunacaktır. ABSTRACT "Cem" and "difference" is a concept that has an important place in Bilgiseven's perspectives at the sociology of religion. According to Bilgiseven, whilst the difference expresses the separation, multiplicity and variety of the beings withinside the universe, the idea of cem expresses its life notwithstanding the characters like multiplicity, the difference withinside the world of separation and difference. In short, Bilgiseven emphasised that: "Cem+difference=Tawhit" idea in society via the similarities in addition to differences, however they are able to stay collectively by showing solidarity stressed. Therefore, it is stated that the manner to apprehend social dissolution and to attain social integration is thru making use of and knowledge those concepts. In this context, there are numerous objects withinside the Karakoçan district of Elazig, which display that there's a manner of cem and distinction among Alevi and Sunnis, and that they've was a structure that forms social integration. In this study, the social integration created by combining cem and difference between Alevi and Sunni villages in Karakoçan will be read through these concepts of Amiran Kurtkan Bilgiseven.

Research paper thumbnail of DARÜLACEZE’DE KALAN 65 YAŞ ÜSTÜ,  KENDİ BAKIMLARINI YAPABİLEN YAŞLILARIN ADAPTASYON SORUNLARININ BELİRLENMESİ

Yalnızca oynamayacak kadar yaşlıyım, arzusu olacak kadar da gencim. W.V.Goethe Nüfusun yaşlanması... more Yalnızca oynamayacak kadar yaşlıyım, arzusu olacak kadar da gencim. W.V.Goethe Nüfusun yaşlanması gelişmiş ülkelerin karşılaştığı, Türkiye gibi ülkelerin ise önümüzdeki elli yıl içersinde karşılaşacağı bir olgudur. Bu demografik dönüşüme paralel olarak çekirdek aileye geçiş, kentleşme, geleneksel yapının değişmesi, toplumsal hayatımızda çıkan değişimler, kurumların yada akademik çevrede olan insanların da "yaşlanma" olgusu üzerinde ciddiyetle durma ve çalışmalar yapmasını gerekli kılmaktadır. Kentleşme, sanayileşme ve sosyo-ekonomik faktörlerin değişmesine koşut olarak özellikle büyük kentlerde yaşlılara ilişkin pek çok sorun ortaya çıkmaktadır. Nüfusun yaşlanması, 21. yüzyılda ön plana çıkan en önemli demografik olgulardan biridir. Bütün dünyada insanlar daha uzun yaşamakta, doğum oranları azalmakta ve dolayısıyla yaşlı nüfus sayısal ve oransal olarak artmaktadır. Nüfus yaşlanması, sağlıktan sosyal güvenliğe, çevre ile ilgili konulardan eğitime, iş olanaklarına, sosyal-kültürel faaliyetlere ve aile hayatına kadar toplumun bütün yönlerini etkilemektedir.

Research paper thumbnail of İKTİDARIN MEKANSAL ÖRGÜTLENMESİ: İKTİDARIN MEKANSAL FANTAZMAGORİSİ OLARAK İSTANBUL’DAKİ BÜYÜK ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ

ÖZET Toplumsal evrimleşmenin en önemli kırılma noktalarından olan kentleşme genelde uygarlık ile... more ÖZET
Toplumsal evrimleşmenin en önemli kırılma noktalarından olan kentleşme genelde uygarlık ile özdeşleştirilir. Uygarlığın çok hızlı ilerlemesi beraberinde birçok sorunu da getirmiştir. Kentleşme ile başlatılan uygarlığın da ilerledikçe tahripkar belirtilerini gizlemek, örtmek için de iktidar alanını genişlettiği, yaydığı görülür. Bir şekilde yanlış bilinç ve yanlış gereksinimi manipülasyonla sağlayıp kendi aldatıcı görünümlerini oluşturmuşlardır.

Elbette ki kentsel devrimden önce de var olan iktidar mekanlarının olduğu, kendi yayılış alanlarını oluşturduğu söylenebilir. Tarihsel süreç içersinde iktidarın mekandaki görünürlükleri daha dolaysız ve açık olduğu için bunu daha net görmek mümkündür. Modernliğin dinamizmi ile birlikte iletişim, ulaşım teknolojilerinin gelişmesiyle değişen, dönüşen kentsel mekanda karakter değiştiren iktidarda günümüzde kendisini “yaşam alanı” şeklinde alışveriş merkezleri olarak yaşamsallaştırmıştır. Bu aldatıcı görünümle hem her tarafa yayılmış hem de girdiği krizden çıkma reçetesi olarak kendini sunmuştur.

İstanbul’daki alışveriş merkezlerinin kamusal hayat alanı olarak sunulması da bu anlamda değerlendirilebilir.

Anahtar kelimeler: ilerleme, uygarlık, iktidar, alışveriş merkezleri

İİ

ABSTRACT

Being one of the breaking points of the socialized evolution, urbanization is generally identified with civilization. The rapid progress of civilization results in many problems as well. Originated from urbanization and as progressed, civilization has extended its capacity in order to cover and hide its destructive symptoms. It has also formed its own deceptive appearance providing the improper conscious and requirement with manipulation.

By all means, it can be said that civilization has also made its own expanding areas and the capability areas existed before the urbanization evolution. It is more likely to see the visibility of capacity within the area in the historical period obviously and indirectly. In addition to the dynamism of the modernisim, the development of communication and transportation technology, character-converted capacity has vitalized themselves as the shopping malls in the form of live space in the developed and transformed urbanized location today. Within this deceptive respect, it has both extended to broad areas and been presented as the prescription to getr id of crisis the civilization is into.

Thus, this can be evaluated within the respect of the fact that the shopping malls in Istanbul have been presented as the public living space.

Key Words: Advance, civilization, power, shopping malls

Research paper thumbnail of Hükümet Sistemleri ve Sağlık: Türkiye’de Sağlık Sisteminin Dönüşümü

Platanus Publishing, 2023

İnsanlar yaşamının her anında yönetilme ve yönetme gereksinimine ihtiyaç duymuştur. Eski çağlard... more İnsanlar yaşamının her anında yönetilme ve yönetme gereksinimine ihtiyaç
duymuştur. Eski çağlardan bugüne kadar kendilerini ve çevresini tanıdıkça evrilmiştir. Bu evrilmeyle birlikte kendilerini yönetmeyi öğrendikleri gibi çevresini de yönetmeye ve onlara hâkim olmaya çalışmışlardır. Ülkeler vatandaşlarını en iyi biçimde yaşatabilmek için yönetim sistemlerini oluşturmuşlardır. Yönetim sistemleri bir devletin yönetimi için yasama, yürütme gücünün kim tarafından yönetileceğini belirleyen devlet iktidar türüdür. Toplumlar bir arada beden, kültürel, ekonomik açıdan sağlıklı yaşamak ve bunu sürdürebilmek için belirledikleri kişiyle yönetim sistemlerini uygulamışlardır. Gün geçtikçe devletler kendilerini geliştirmenin yanında hükümet sistemlerini de geliştirmiştir. Gelişen hükümet sistemleriyle yeni birçok kavramın oluşmasına vesile olmuştur. Bu kavramlardan bazıları; insan kaynakları, kuvvetler ayrılığı ilkesi, hukuk vb. açığa çıkan kavramlarla birlikte Başkanlık Sistemi, Yarı-Başkanlık Sistemi, Parlamenter Sistem gibi faklı hükümet sistemleri oluşmuştur.

Türkiye’de uzun yıllar boyunca Parlamenter Sistem ile yönetilmiştir. 1980’li
yıllarda başlayan Başkanlık Sistemi düşünceleri değişen koşullar, atılan adımlarla birlikte hükümet sisteminin değişmesi ortaya koyulmuştur. 2017 yılında vatandaşların oy birliğiyle Türk Tipi Başkanlık Sistemi’ne geçiş yapılmıştır. Bu değişiklik birçok sektöre yansımış ve bu sektörlerden biri de sağlık sektörü olmuştur.

Sağlık politikaları devletlerin en önem verdiği ve geliştirilmesinde çeşitli dönüm noktasının yaşandığı politikalardan olmuştur. Yapılan bu araştırmada değişen hükümet sistemi analiz edilip bunların sağlık sistemi üzerindeki etkileri incelenmiştir. Bu bağlamda sağlığın geliştirilmesi yönünden ne tür adımların atıldığı ortaya konulmaya çalışılmıştır.

Research paper thumbnail of Sineantropos: Marjinal Antropoloji Yazıları

Kültür araştırmaları dergisi, Jun 10, 2023

Ahmet Güngören tarafından kaleme alınan Sineantropos: Marjinal Antropoloji Yazıları isimli kitap,... more Ahmet Güngören tarafından kaleme alınan Sineantropos: Marjinal Antropoloji Yazıları isimli kitap, sinemanın antropolojik boyutunu incelerken sinemanın insanlık tarihindeki önemini ve kültürel etkisini ele alıyor. Aynı zamanda sinemanın antropolojik bir araç olarak kullanımını, sinemadaki marjinallik ve farklılık temalarını tartışıyor. Yazar, sinemanın insanlar ve kültürler arasındaki etkileşimi nasıl yansıttığını ve şekillendirdiğini 14 bölümde açıklıyor. Kitaptaki yazılar, sinemanın hem bir sanat formu hem de bir iletişim ortamı olarak nasıl anlaşılacağını ortaya koyuyor. Bu yazıda da kitabın kapsamı, yaklaşımı ve katkısı detaylı bir şekilde analiz edilmeye çalışılmıştır.

Research paper thumbnail of Ri̇tüel, Eşi̇kselli̇k Ve Dayanişma: Çori̇ Bori̇ Zi̇yaret Evi̇ Örneği̇

Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2021

İletişim ve ulaşım araçlarının gelişmesi, teknolojik gelişmeler ve hızlı değişime karşın geleneks... more İletişim ve ulaşım araçlarının gelişmesi, teknolojik gelişmeler ve hızlı değişime karşın geleneksel değer ve pratiklerin yeni biçimlenmelerle ortaya çıktığını, inanç ve ibadet pratiklerinde varlığını sürdürdüğünü söylemek mümkündür. Ayrıca bu tür pratiklerin önyargıları ortadan kaldırmada ve ayrımcılığa yol açan söylemlerin azalmasında etkili olduğunu ve dayanışma unsuru oluşturduğunu söyleyebiliriz. Elazığ’ın Karakoçan İlçesi’nde Yoğunağaç Köyü’nde yer alan ve toplumsal ilişkileri düzenlemede rolü olan Çori Bori Ziyaret Evi de, farklı kimliklere sahip kişileri bir araya getiren, iletişim ortamı yaratan ve geleneğin yaşatıldığı mekân örneği sergilemektedir. Çori Bori Ziyaret Evi, Alevi nüfusun yoğun yaşadığı Yoğunağaç (Golan) Köyü’nde yer alan bir kutsal mekândır. Çori bori Ziyaret Evi’nin bulunduğu Yoğunağaç (Golan) köyü’nün çevresinde yer alan diğer köylerin ise bir kısmı Alevi bir kısmı Sünnidir. Yani bir nevi bu köyler farklı kültürler ve yaşam biçimlerine sahiptirler. Etnik, in...

Research paper thumbnail of Antropoloji̇de Yöntem Ve Eti̇k: Chagnon’Un " Yanomamö: Savaşa Doğanlar" Çalişmasina Eleşti̇rel Bi̇r Bakiş

Motif Akademi Halk Bilimi Dergisi, 2021

ÖZ: 20'nci yüzyılın ikinci yarısından itibaren uzun yıllar antropoloji disiplini içerisinde yönte... more ÖZ: 20'nci yüzyılın ikinci yarısından itibaren uzun yıllar antropoloji disiplini içerisinde yöntem ve etik üzerine ciddi tartışma ve öz-eleştiri süreçleri yaşanmıştır. Bu tartışmaların büyük bölümü Chagnon'un kitabı etrafında gerçekleşmiştir. 1964-1991 yılları arasında yaptığı, uzun süreli bir alan araştırmasını içeren "Yanomamö Savaşa doğanlar" kitabı, Napoleon A. Chagnon'un yaklaşık olarak 60 ayını birlikte geçirdiği Yanomamö yerli halkı hakkında etnografik araştırmaya dayanmaktadır. Etnografyanın "orada olmak", deneyim", "gözlem, "ötekini anlamak" olarak formüle edilebilecek yöntembilimsel araçlarının sık sık ihlal edildiği görülen bu çalışmanın yerli halkı da sadece veri kaynağı olarak gördüğünün bir kanıtı olarak ifade edilebilir. Bu bağlamda kitabın bölümleri üzerinde durulup etik açıdan değerlendirme yapılmıştır.

Research paper thumbnail of Sosyal Dayanişma, Di̇ni̇ İnanç Ve Kutsal Yerler: Elaziğ Karakoçan’Da Ohi̇ Nehri̇ Çevresi̇ndeki̇ 7 Köy Örneği̇

Elâzig Karakocan ilcesinde Ohi Deresi’ni batiya dogru takip eden sirasiyla Tekardic, Demirdelen, ... more Elâzig Karakocan ilcesinde Ohi Deresi’ni batiya dogru takip eden sirasiyla Tekardic, Demirdelen, Akcicek, Camardi, Cayirgulu, Ucbudak ve Yogunagac Koylerinden 3 tanesi Sunni, 4 tanesi de Alevi nufusu yogunlukludur. Bu koylerin inanc pratikleri ile sosyal yasam bicimi farklilik gosterse de ortak ritueller, anlatilar ve kultler oradaki “mekân”in zamanla bir “yer”e donusumunu saglanmis ve mekândan “yer”e donusen alanlarin yarattigi ortak bellek ve hafiza sureciyle de toplumsal sureklilik saglanmistir. Bu bolgede Katilimci gozlem yontemiyle bahsedilen koylerde gecirilen bir yillik sure boyunca, koylulerin yasam pratiklerine dâhil olunmus, turbelere gidilmis ve gorusmeler yapilmistir. Sonuc olarak senkretik ve simgesel sureclerle bicimlenen birliktelik ve buna dayali gelisen dayanismanin olusmasinda cok sayida faktorun etkili oldugu gorulmustur.

Research paper thumbnail of Çevresel Şartlarda Memorat Ve Menkibeni̇n Rolü: Elaziğ, Karakoçan İlçesi̇ndeki̇ Çayirgülü Köyü Örneği̇

Bu calisma, Cayirgulu Koyu’ndeki anlatilara ve kultlere odaklanarak oradaki mekânin sadece fiziks... more Bu calisma, Cayirgulu Koyu’ndeki anlatilara ve kultlere odaklanarak oradaki mekânin sadece fiziksel, cografi konumu isaret etme halinden farkli derinliklere sahip oldugunu, bir anlamda oradaki “mekân”in zamanla bir kulturun ona kok saldikca nasil bir “yer”e donustugunu antropolojik acidan kesfetmeyi amaclamaktadir. Bu baglamda katilimci gozlem yontemiyle Cayirgulu Koyu’nde gecirilen uc aylik sure boyunca, koylulerin yasam pratiklerine dâhil olunmus ve gorusmeler yapilmistir. Bolgede yasadigina inanilan Pir Cemal Abdal’in, Şadi Asireti’ne mensup olan yasli bir kadinin yedi oglunu zindandan kurtarmasina dayanan menkibe, Cayirgulu Koyu’nu de icine alan cevre koylerin kurulus hikâyesini olusturur. Bu kurulus hikâyesinde onemli bir yer tutan koydeki Guzelbaba Turbesi cevresindeki agaclar kesinlikle kesilip eve goturulmez, bu genis alanda havyalarin otlatilmasina izin verilmez ve buradaki kuru agaclar bile bireysel olarak herhangi bir sey icin kullanilmaz. Agac ve evliya arasinda kurulan ...

Research paper thumbnail of Etnografya'nın Türkiye'ye Girişi ve İlm-i Ahval-i Akvam

İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi, 2021

Research paper thumbnail of Anlamli Entegrasyon: Karakoçan'Da Di̇ni̇ Tutum, Kültür Ve Günlük Yaşam

JOURNAL OF INSTITUTE OF ECONOMIC DEVELOPMENT AND SOCIAL RESEARCHES, 2020

Amiran Kurtkan Bilgiseven'in, din sosyolojisi çalışmalarına katkısı olan "Cem+Fark=Tevhit" kavram... more Amiran Kurtkan Bilgiseven'in, din sosyolojisi çalışmalarına katkısı olan "Cem+Fark=Tevhit" kavramı ile toplum içerisinde benzerliklerin yanı sıra farklılıkların olduğunu ama bunların bir araya gelerek birliği, bütünlüğü oluşturduğunu belirtir. Bilgiseven, bir toplumda maddî ve manevî kültür ögelerinin yan yana gelerek bir mana ifade edecek ve işleyen bir bütün meydana getirecek görünümde birbirlerini tamamlamalarını sosyal bütünleşme olarak ifade eder. Dolayısıyla bir bölgedeki dinsel tutum, ibadet etme biçimleri, kültür ve gündelik hayat farklılıklar içerse de "tek ve bir olmak" anlamındaki birliğin oluşabilmesi için bu farklılığın özündeki, cem edici (birleştirici) ruhun görünmesi gerektiğini söylemektedir. Bu bağlamda Elazığ'ın Karakoçan ilçesinde de Alevi ve Sünniler arasında cem ve fark sürecinin olduğunu, sonradan da bunların sosyal bütünleşmeyi oluşturan birer yapıya dönüştüklerini gösteren çok sayıda öğe vardır. Bu çalışmada da Karakoçan da Alevi ve Sünni köyler arasında cem ve farkın bir araya gelerek oluşturdukları sosyal bütünleşme Amiran Kurtkan Bilgiseven'in bu kavramları üzerinden okunacaktır.

Research paper thumbnail of Levi Strauss'un Karşılıklılık, Marcel Mauss'un Armağan Düşüncesinin Anarşizmdeki Temelleri

SOCIAL MENTALITY AND RESEARCHER THINKERS JOURNAL, 2020

Godwin’in görüşleriyle şekillenen ve Proudhon ile ilk olarak açığa çıkan anarşizm düşüncesi, teme... more Godwin’in görüşleriyle şekillenen ve Proudhon ile ilk olarak açığa çıkan anarşizm düşüncesi, temelde Avrupa düşüncesi içinde şekillenmiştir. İnsanın doğasındaki iyiliğe güvenmek yardımlaşmayla ve dayanışmayla şekillenen toplumların, tahakküm ilişkilerini ortadan kaldıracağına inanmak anarşizmin ilk temel varsayımlarından olmuştur. Bu bağlamda Proudhon’un karşılıklılık ilkesi ve Kropotkin’in karşılıklı yardımlaşma ilkesi, Mauss ve Levi-Strauss’un antropolojik kuramlarıyla benzerlik ve uygunluk içindedir. Dolayısıyla 19. yüzyılda Avrupa’da otorite’lerin sorgulamasına girişen anarşizm, bir şekilde antropoloji bilimini ve bazı antropolojik kuramların gelişmesini de etkilemiştir. Bu yazının amacı da yardımlaşmayı, karşılıklılığı vurgulayan antropolojinin önemli kuramcılarından Mauss ve Strauss’un düşünce temellerini kurarken ne derecede Proudhon ve Kropotkin’den etkilendiğini göstermektir. Birçok Marksist düşünür ve sosyal bilimciyi de etkileyen ve yapısalcılığının ortaya çıkışında etkili olan bu düşünürlerin bahsedilen anarşist düşünürlerle hangi bağlamda örtüştükleri, farklılıklarının neler olduğu ele alınıp değerlendirilecektir.

Research paper thumbnail of Sömürgeci̇li̇k Ve Antropoloji̇: Peru Ve Meksi̇ka'Yi "Yağmuru Bi̇le" Fi̇lmi̇ Üzeri̇nden Değerlendi̇rmek

Kesit Akademi, 2020

Öz: Sömürgecilik, daha çok gelişmiş ülkelerin bir doktrini veya düşünce sistemini gelişmemiş topl... more Öz: Sömürgecilik, daha çok gelişmiş ülkelerin bir doktrini veya düşünce sistemini gelişmemiş toplumlar üzerinde kabul ettirmesidir. Bu bir nevi sömürülen devletler üzerinde egemenlik kurma çabasıdır. Kısacası sahip olunmaya çalışılan ülkenin iktisadi, siyasal, kültürel ve sosyal anlamda işgal edilmesi olarak da belirtilir. Bu bağlamda genelde gelişmiş Batı Avrupa yâda Kuzey ülkeleri askeri, ekonomik ve siyasal gücünü kullanmakla birlikte sömürünün meşruluğunu yaymak adına bir takım ırksal, ahlaki, dini v.b. gerekçeler oluşturarak bu durumu devam ettirmişlerdir. Özellikle Latin Amerika ülkelerinde uygulanan sömürgecilik faaliyetleri 18 ve 19. yüzyıllarda yoğunlaşmış ve 21.yüzyıla kadar devam etmiştir. Bu durum elbette ki buradaki Antropoloji bilimini ve Antropoloji alanındaki çalışmaları da yakından ilgilendirmekte ve onu etkilemektedir. Bu çalışmada yönetmen Icíar Bollaín'in ‚Yağmuru Bile‛ filmi, bu bağlamda önemli bir örnek olarak sunulmuştur. Çünkü filmde hem 16. yy sömürgeciliğine bir atıf hem de günümüzde devam eden sömürgecilik mantığına eleştirel bir bakış vardır. Dolayısıyla Peru ve Meksika'daki

Research paper thumbnail of SOSYAL DAYANIŞMA, DİNİ İNANÇ VE KUTSAL YERLER: ELAZIĞ KARAKOÇAN’DA OHİ NEHRİ ÇEVRESİNDEKİ 7 KÖY ÖRNEĞİ

nternational Journal of Social and Hu-manities Sciences (IJSHS),, 2020

Elâzığ Karakoçan ilçesinde Ohi Deresi’ni batıya doğru takip eden sırasıyla Tekar-dıç, Demirdelen,... more Elâzığ Karakoçan ilçesinde Ohi Deresi’ni batıya doğru takip eden sırasıyla Tekar-dıç, Demirdelen, Akçiçek, Çamardı, Çayırgülü, Üçbudak ve Yoğunağaç Köyle-rinden 3 tanesi Sünni, 4 tanesi de Alevi nüfusu yoğunlukludur. Bu köylerin inanç pratikleri ile sosyal yaşam biçimi farklılık gösterse de ortak ritüeller, anlatılar ve kültler oradaki “mekân”ın zamanla bir “yer”e dönüşümünü sağlanmış ve mekândan “yer”e dönüşen alanların yarattığı ortak bellek ve hafıza süreciyle de toplumsal süreklilik sağlanmıştır. Bu bölgede Katılımcı gözlem yöntemiyle bah-sedilen köylerde geçirilen bir yıllık süre boyunca, köylülerin yaşam pratiklerine dâhil olunmuş, türbelere gidilmiş ve görüşmeler yapılmıştır. Sonuç olarak senk-retik ve simgesel süreçlerle biçimlenen birliktelik ve buna dayalı gelişen dayanış-manın oluşmasında çok sayıda faktörün etkili olduğu görülmüştür.
Anahtar kelimeler: Karakoçan, Sosyal Dayanışma, Kutsal Mekân, Yer, Ritüel

Research paper thumbnail of Levi Strauss'un Karşılıklılık, Marcel Mauss'un Armağan Düşüncesinin Anarşizmdeki Temelleri

SOCIAL MENTALITY AND RESEARCHER THINKERS JOURNAL, 2020

Godwin’in görüşleriyle şekillenen ve Proudhon ile ilk olarak açığa çıkan anarşizm düşüncesi, teme... more Godwin’in görüşleriyle şekillenen ve Proudhon ile ilk olarak açığa çıkan anarşizm düşüncesi, temelde Avrupa düşüncesi içinde şekillenmiştir. İnsanın doğasındaki iyiliğe güvenmek yardımlaşmayla ve dayanışmayla şekillenen toplumların, tahakküm ilişkilerini ortadan kaldıracağına inanmak anarşizmin ilk temel varsayımlarından olmuştur. Bu bağlamda Proudhon’un karşılıklılık ilkesi ve Kropotkin’in karşılıklı yardımlaşma ilkesi, Mauss ve Levi-Strauss’un antropolojik kuramlarıyla benzerlik ve uygunluk içindedir. Dolayısıyla 19. yüzyılda Avrupa’da otorite’lerin sorgulamasına girişen anarşizm, bir şekilde antropoloji bilimini ve bazı antropolojik kuramların gelişmesini de etkilemiştir. Bu yazının amacı da yardımlaşmayı, karşılıklılığı vurgulayan antropolojinin önemli kuramcılarından Mauss ve Strauss’un düşünce temellerini kurarken ne derecede Proudhon ve Kropotkin’den etkilendiğini göstermektir. Birçok Marksist düşünür ve sosyal bilimciyi de etkileyen ve yapısalcılığının ortaya çıkışında etkili olan bu düşünürlerin bahsedilen anarşist düşünürlerle hangi bağlamda örtüştükleri, farklılıklarının neler olduğu ele alınıp değerlendirilecektir.

Research paper thumbnail of CEVRESEL SARTLARDA MEMORAT VE MENKIBENIN ROLU ELAZIG KARAKOCAN ILCESINDEKI CAYIRGULU KOYU ORNEGI

TÖBİDER International Journal of Social Sciences, 2020

Bu çalışma, Çayırgülü Köyü’ndeki anlatılara ve kültlere odaklanarak oradaki mekânın sadece fiziks... more Bu çalışma, Çayırgülü Köyü’ndeki anlatılara ve kültlere odaklanarak oradaki mekânın sadece fiziksel, coğrafî konumu işaret etme halinden farklı derinliklere sahip olduğunu, bir anlamda oradaki “mekân”ın zamanla bir kültürün ona kök saldıkça nasıl bir “yer”e dönüştüğünü antropolojik açıdan keşfetmeyi amaçlamaktadır. Bu bağlamda katılımcı gözlem yöntemiyle Çayırgülü Köyü’nde geçirilen üç aylık süre boyunca, köylülerin yaşam pratiklerine dâhil olunmuş ve görüşmeler yapılmıştır.
Bölgede yaşadığına inanılan Pir Cemal Abdal’ın, Şadi Aşireti’ne mensup olan yaşlı bir kadının yedi oğlunu zindandan kurtarmasına dayanan menkıbe, Çayırgülü Köyü’nü de içine alan çevre köylerin kuruluş hikâyesini oluşturur. Bu kuruluş hikâyesinde önemli bir yer tutan köydeki Güzelbaba Türbesi çevresindeki ağaçlar kesinlikle kesilip eve götürülmez, bu geniş alanda havyaların otlatılmasına izin verilmez ve buradaki kuru ağaçlar bile bireysel olarak herhangi bir şey için kullanılmaz. Ağaç ve evliya arasında kurulan bağ nedeniyle ağaçlara zarar vermek günah sayılmaktadır. Bu yasağı ihlal edenlerin çarpılacağına veya başına bir felaket geleceğine inanılmaktadır. Dolayısıyla bu yerin/ağaçların korunması memoratlar, mitler aracılığıyla süreklileştirilmektedir. Ayrıca varlıklarını sürdürmekte olan kültler neticesinde; bilhassa ağacın kutsallık atfedilen varlıklar arasında sayıldığı, dolayısıyla büyük bir saygı gördüğü görülmektedir.
Sonuç olarak mekândan “yer”e dönüşen alanların yarattığı ortak bellek, sosyal ilişkiler ve çevre açısından önemli bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Orada ikamet etmek ya da “mesken tutmak” ve oraya “kök salmak” için sürekliliklerini sağladıkları ve sonraki kuşaklara aktardıkları menkıbeler, mitler, memoratlar oluşmaktadırlar. Bu anlatılar aynı zamanda köydeki ormanlık sahanın korunması, çevre duyarlılığı açısından önemli bir işleve sahiptir.

Research paper thumbnail of KARAKOÇAN'DA DİNİ TUTUM, KÜLTÜR VE GÜNLÜK YAŞAM   MEANİNGFUL İNTEGRATİON: RELIGIOUS ATTITUDE, CULTURE AND DAILY LIFE IN KARAKOÇAN

JOURNAL OF INSTITUTE OF ECONOMIC DEVELOPMENT AND SOCIAL RESEARCHES, 2020

ÖZET Amiran Kurtkan Bilgiseven'in, din sosyolojisi çalışmalarına katkısı olan "Cem+Fark=Tevhit" k... more ÖZET Amiran Kurtkan Bilgiseven'in, din sosyolojisi çalışmalarına katkısı olan "Cem+Fark=Tevhit" kavramı ile toplum içerisinde benzerliklerin yanı sıra farklılıkların olduğunu ama bunların bir araya gelerek birliği, bütünlüğü oluşturduğunu belirtir. Bilgiseven, bir toplumda maddî ve manevî kültür ögelerinin yan yana gelerek bir mana ifade edecek ve işleyen bir bütün meydana getirecek görünümde birbirlerini tamamlamalarını sosyal bütünleşme olarak ifade eder. Dolayısıyla bir bölgedeki dinsel tutum, ibadet etme biçimleri, kültür ve gündelik hayat farklılıklar içerse de "tek ve bir olmak" anlamındaki birliğin oluşabilmesi için bu farklılığın özündeki, cem edici (birleştirici) ruhun görünmesi gerektiğini söylemektedir. Bu bağlamda Elazığ'ın Karakoçan ilçesinde de Alevi ve Sünniler arasında cem ve fark sürecinin olduğunu, sonradan da bunların sosyal bütünleşmeyi oluşturan birer yapıya dönüştüklerini gösteren çok sayıda öğe vardır. Bu çalışmada da Karakoçan da Alevi ve Sünni köyler arasında cem ve farkın bir araya gelerek oluşturdukları sosyal bütünleşme Amiran Kurtkan Bilgiseven'in bu kavramları üzerinden okunacaktır. ABSTRACT "Cem" and "difference" is a concept that has an important place in Bilgiseven's perspectives at the sociology of religion. According to Bilgiseven, whilst the difference expresses the separation, multiplicity and variety of the beings withinside the universe, the idea of cem expresses its life notwithstanding the characters like multiplicity, the difference withinside the world of separation and difference. In short, Bilgiseven emphasised that: "Cem+difference=Tawhit" idea in society via the similarities in addition to differences, however they are able to stay collectively by showing solidarity stressed. Therefore, it is stated that the manner to apprehend social dissolution and to attain social integration is thru making use of and knowledge those concepts. In this context, there are numerous objects withinside the Karakoçan district of Elazig, which display that there's a manner of cem and distinction among Alevi and Sunnis, and that they've was a structure that forms social integration. In this study, the social integration created by combining cem and difference between Alevi and Sunni villages in Karakoçan will be read through these concepts of Amiran Kurtkan Bilgiseven.

Research paper thumbnail of DARÜLACEZE’DE KALAN 65 YAŞ ÜSTÜ,  KENDİ BAKIMLARINI YAPABİLEN YAŞLILARIN ADAPTASYON SORUNLARININ BELİRLENMESİ

Yalnızca oynamayacak kadar yaşlıyım, arzusu olacak kadar da gencim. W.V.Goethe Nüfusun yaşlanması... more Yalnızca oynamayacak kadar yaşlıyım, arzusu olacak kadar da gencim. W.V.Goethe Nüfusun yaşlanması gelişmiş ülkelerin karşılaştığı, Türkiye gibi ülkelerin ise önümüzdeki elli yıl içersinde karşılaşacağı bir olgudur. Bu demografik dönüşüme paralel olarak çekirdek aileye geçiş, kentleşme, geleneksel yapının değişmesi, toplumsal hayatımızda çıkan değişimler, kurumların yada akademik çevrede olan insanların da "yaşlanma" olgusu üzerinde ciddiyetle durma ve çalışmalar yapmasını gerekli kılmaktadır. Kentleşme, sanayileşme ve sosyo-ekonomik faktörlerin değişmesine koşut olarak özellikle büyük kentlerde yaşlılara ilişkin pek çok sorun ortaya çıkmaktadır. Nüfusun yaşlanması, 21. yüzyılda ön plana çıkan en önemli demografik olgulardan biridir. Bütün dünyada insanlar daha uzun yaşamakta, doğum oranları azalmakta ve dolayısıyla yaşlı nüfus sayısal ve oransal olarak artmaktadır. Nüfus yaşlanması, sağlıktan sosyal güvenliğe, çevre ile ilgili konulardan eğitime, iş olanaklarına, sosyal-kültürel faaliyetlere ve aile hayatına kadar toplumun bütün yönlerini etkilemektedir.

Research paper thumbnail of İKTİDARIN MEKANSAL ÖRGÜTLENMESİ: İKTİDARIN MEKANSAL FANTAZMAGORİSİ OLARAK İSTANBUL’DAKİ BÜYÜK ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ

ÖZET Toplumsal evrimleşmenin en önemli kırılma noktalarından olan kentleşme genelde uygarlık ile... more ÖZET
Toplumsal evrimleşmenin en önemli kırılma noktalarından olan kentleşme genelde uygarlık ile özdeşleştirilir. Uygarlığın çok hızlı ilerlemesi beraberinde birçok sorunu da getirmiştir. Kentleşme ile başlatılan uygarlığın da ilerledikçe tahripkar belirtilerini gizlemek, örtmek için de iktidar alanını genişlettiği, yaydığı görülür. Bir şekilde yanlış bilinç ve yanlış gereksinimi manipülasyonla sağlayıp kendi aldatıcı görünümlerini oluşturmuşlardır.

Elbette ki kentsel devrimden önce de var olan iktidar mekanlarının olduğu, kendi yayılış alanlarını oluşturduğu söylenebilir. Tarihsel süreç içersinde iktidarın mekandaki görünürlükleri daha dolaysız ve açık olduğu için bunu daha net görmek mümkündür. Modernliğin dinamizmi ile birlikte iletişim, ulaşım teknolojilerinin gelişmesiyle değişen, dönüşen kentsel mekanda karakter değiştiren iktidarda günümüzde kendisini “yaşam alanı” şeklinde alışveriş merkezleri olarak yaşamsallaştırmıştır. Bu aldatıcı görünümle hem her tarafa yayılmış hem de girdiği krizden çıkma reçetesi olarak kendini sunmuştur.

İstanbul’daki alışveriş merkezlerinin kamusal hayat alanı olarak sunulması da bu anlamda değerlendirilebilir.

Anahtar kelimeler: ilerleme, uygarlık, iktidar, alışveriş merkezleri

İİ

ABSTRACT

Being one of the breaking points of the socialized evolution, urbanization is generally identified with civilization. The rapid progress of civilization results in many problems as well. Originated from urbanization and as progressed, civilization has extended its capacity in order to cover and hide its destructive symptoms. It has also formed its own deceptive appearance providing the improper conscious and requirement with manipulation.

By all means, it can be said that civilization has also made its own expanding areas and the capability areas existed before the urbanization evolution. It is more likely to see the visibility of capacity within the area in the historical period obviously and indirectly. In addition to the dynamism of the modernisim, the development of communication and transportation technology, character-converted capacity has vitalized themselves as the shopping malls in the form of live space in the developed and transformed urbanized location today. Within this deceptive respect, it has both extended to broad areas and been presented as the prescription to getr id of crisis the civilization is into.

Thus, this can be evaluated within the respect of the fact that the shopping malls in Istanbul have been presented as the public living space.

Key Words: Advance, civilization, power, shopping malls