Mehmet Temir | Gaziosmanpasa University (original) (raw)

Conference Presentations by Mehmet Temir

Research paper thumbnail of İLKOKUL 2. 3. SINIF HAYAT BİLGİSİ DERSİ VE 4. SINIF SOSYAL BİLGİLER DERSİ MEB YARDIMCI KAYNAK KİTAPLARININ İNCELENMESİ

1. ULUSLARARASI ÜSKÜDAR BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR ve İNOVASYON KONGRESİ, 2024

Bu çalışmanın amacı, ilkokul 2. ve 3. sınıf hayat bilgisi dersleri ile 4. sınıf sosyal bilgiler d... more Bu çalışmanın amacı, ilkokul 2. ve 3. sınıf hayat bilgisi dersleri ile 4. sınıf sosyal bilgiler dersinde kullanılan MEB yardımcı kaynak kitaplarının görsel tasarım, soru türü, soru sayısı, içerik, dil ve anlatım yönünden değerlendirilerek incelenmesidir. Araştırma kapsamına alınan dokümanlar; 2. sınıf Çalışma Yaprakları kitabı, Çalışma Soruları 1 ve Çalışma Soruları 2 kitapları, 3. sınıf Hayat Bilgisi Çalışma kitabı, Çalışma Soruları 1 ve Çalışma Soruları 2 kitapları, Çalışma Yaprakları kitabı, 4. sınıf Sosyal Bilgiler Çalışma kitabı, Çalışma Soruları 1 ve Çalışma Soruları 2 kitapları, Çalışma Yaprakları Kitabı’dır. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden doküman analizi kullanılmıştır. Araştırmada elde edilen sonuçlara bakıldığında; çalışma kitaplarında yer alan soruların dersin kazanımlarına, öğrenci seviyelerine uygun olarak hazırlandığı anlaşılmıştır. Çalışma kitaplarında çoktan seçmeli, doğru-yanlış, boşluk doldurma gibi soru türleri ile yeni nesil beceri temelli soru tiplerinin de yer aldığı görülmüş ve konuların bir arada verildiği ünite sonu sorularının da olduğu tespit edilmiştir. Çalışmada ulaşılan diğer sonuçlardan biri de, her konu sonunda o konuya ait kazanımlara ilişkin değerlendirme sorularının yer almaması olmuş ve araştırma kapsamında ulaşılan eksiklik olarak göze çarpmıştır. Araştırma kapsamında çeşitli önerilere yer verilmiştir: Konu sonu değerlendirme testlerine yer verilmelidir, hazırlanacak konu sonu değerlendirme testleri çek-kopar şeklinde hazırlanırsa öğretmenlerin eğitim öğretim sürecinde kullanımını olumlu yönde etkileyecektir, birinci sınıflar için de kaynak kitabı kullanımı sağlanmalıdır.

Research paper thumbnail of ORTAOKUL 8. SINIF ÖĞRENCİLERİNİN ÖZGÜRLÜK ALGILARI

Modern demokrasilerin vazgeçilmez değerlerinden birisi hiç şüphesiz bireysel özgürlüklerdir. Özgü... more Modern demokrasilerin vazgeçilmez değerlerinden birisi hiç şüphesiz bireysel özgürlüklerdir. Özgürlük bir lütuf değil, bireysel haktır. İnsan haklarının en önemli
kazanımlarından birisi kişi özgürlüğüdür. Bireysel özgürlüklerin olmadığı toplumlarda kişilerin kendini açık bir şekilde ve gerçekçi bir yaklaşımla ifade etmesi söz konusu olmayacaktır. Bir insan hakkı olan özgürlüğün sınırsız olmadığı, toplumsal görev ve sorumluluklar kapsamında özgürlüğün de meşru bir sınırının olduğu unutulmamalıdır. Bireysel özgürlük alanı bir başkasının özgürlük alanına zarar vermeye başladığı anda doğal olarak sınırlanır. Dolayısıyla bireysel özgürlük alanı, bir başkasının özgürlük alanına kadar uzanan bireysel davranış alanı özelliğine sahiptir. Bu araştırma ortaokul 8. sınıf öğrencilerinin özgürlük algılarını tespit etmek amacıyla yapılmıştır. Bu amaç doğrultusunda alanyazın taraması yapılmış ve çeşitli çalışmalardan yararlanılmıştır. Araştırmada nicel araştırma yöntemlerinden tarama modeli kullanılmıştır. Çalışmada veriler, Tokat ili Sulusaray ilçesi sınırları içerisinde yer almasına karşın; ilçe merkezine uzak konumda bulunan bir ortaokulda toplanmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak 15 maddeden oluşan bir anket uygulanmıştır. Uygulanan anket SPSS 23,0 programı kullanılarak analiz edilmiştir. 15 maddeden oluşan ölçme aracının Cronbach
Alpha iç güvenirlik katsayısı 0,71 olarak hesaplanmıştır. Araştırmada elde edilen sonuçlara bakıldığında; öğrencilerin algıları ile cinsiyetleri arasında anlamlı bir farklılığın olduğu belirlenmiştir. Buna karşın öğrencilerin anne ve babalarının eğitim durumları ile algıları arasında anlamlı bir farklılık bulunamamıştır. Araştırma sonunda konu kapsamına uygun olarak çeşitli önerilere yer verilmiştir.

Research paper thumbnail of FARKLI STATÜ DEĞİŞKENLERİ GÖZÜYLE KÜRESEL BİR SORUN SİLAHLANMA

Nüfusu hızla artan dünyanın karşı karşıya olduğu küresel sorunlar da aynı hızla artış göstermekte... more Nüfusu hızla artan dünyanın karşı karşıya olduğu küresel sorunlar da aynı hızla artış göstermektedir. Ekonominin tanımında ifade edildiği gibi hızla artan nüfusun sınır tanımayan ihtiyaçları, ne yazık ki sınırlı olan dünya kaynakları değerlendirilmek kaydıyla karşılanmaya çalışılmakta ancak istenen düzeyde başarılı olunamamaktadır. Sınırlı dünya kaynaklarının insanlığın meşru ihtiyaçlarının karşılanması için kullanılması gerekirken, rasyonel üretim faaliyetlerinin önemli bir dalı da insanlığı yaşatmayı değil, yok etmeyi hedefleyen amaçlara hizmet etmektedir. İnsanlığın refahına harcanması gereken imkânların, insanlığı felakete sürükleyecek bir alana harcanmasının makul bir izahı da bulunmamaktadır. Bunların başında da silahlanma gelmektedir. Dünyamız çok ciddi bir boyutta silahlanma yarışıyla karşı karşıya kalmakta, bu da dünya barışını tehlikeye sokmaktadır. Özellikle büyük ülkeler arasında ciddi bir rekabete yol açan silahlanma ve silah satışına diğer ülkelerinde dahil olmaya çalışması maalesef dünyamızı gelecekte büyük tehlikelerle karşı karşıya kalmasına yol açacaktır. Bu çalışmada, farklı statü değişkenleri gözüyle dünyada hızla gelişen ve küresel bir sorun olarak sürekli büyüyen silahlanma konusu ele alınmıştır. Araştırma nitel bir çalışma olup, olgubilim deseninde gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu Amasya Üniversitesinde görev yapmakta olan ve gönüllülük esasına göre belirlenen 5akademisyen, 5 memur ve 5 öğrenci oluşturmaktadır. Yüz yüze yapılan görüşmede veriler yarı yapılandırılmış görüşme formuyla elde edilmiştir. Elde edilen verilerin analizinde, betimsel analiz yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda tüm değişkenlere göre genel olarak silahlanmanın güncel ve küresel bir sorun olduğu ortaya çıkmıştır. Silahlanmanın hızla büyümesinde ise dünya kaynaklarını sömürme anlayışının yattığı, bunun için de bölgesel sorunlar oluşturulduğu belirtilmiştir. Silahlanma yarışının öncüsünün ABD olduğu, Türkiye’nin de silahlanma konusunda dünyada ilk 10 ülke içinde yer aldığı ortaya konulmuştur. Çalışmanın alan yazındaki diğer çalışmalara katkı sağlaması beklenmektedir.

Research paper thumbnail of TÜRKİYE’DE SOSYAL  BİLGİLER DERS KİTAPLARINDA UYGARLIK KAVRAMININ YERİ

Bu çalışma Türkiye’de 5., 6. ve 7. sınıf sosyal bilgiler derslerindeki uygarlık kavramının yerini... more Bu çalışma Türkiye’de 5., 6. ve 7. sınıf sosyal bilgiler derslerindeki uygarlık kavramının yerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Bu amaç doğrultusunda çalışmada uygarlık kavramının tanımı yapılmış, Türkiye’deki uygarlık kavramı konusunda 2017-2018 eğitim öğretim yılından itibaren okutulmaya başlanan 5., 6. ve 7. sınıf sosyal bilgiler ders kitabı nitel araştırma yöntemleri içerisinde yer alan doküman analizi deseni kullanılarak incelenmiş ve bu sınıflardaki uygarlık temasının kavramsal, olgusal ve tematik olarak nasıl yer verildiği değerlendirilmiştir. Ülkemizdeki sosyal bilgiler ders kitaplarında uygarlık kavramının durumunu analiz edilebilmesi için çeşitli örneklerine bakmak yararlı olacaktır. Çalışma sonucunda sosyal bilgiler ders kitapları incelendiğinde 5. ve 6. sınıf ders kitaplarında uygarlık kavramıyla ilgili konulara yer verildiği tespit edilmiş; fakat 7.sınıf ders kitaplarında uygarlık kavramıyla ilgili bilgilere rastlanılmamıştır. 5. sınıfta ikinci sırada yer alan Kültür ve Miras Ünitesinde yer aldığı anlaşılmıştır. 6. sınıf düzeyinde ise Yeryüzünde Yaşam Ünitesinde uygarlık kavramıyla ilgili bilgilere yer verildiği görülmüştür. Ayrıca uygarlık kavramıyla ilgili görsellere de yer verildiği anlaşılmıştır.

Research paper thumbnail of SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMEN ADAYLARININ DERS ÇALIŞMA DÜZEYLERİNİN ANALİZİ: GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ

Öğrenci başarısında belirleyici olan temel etken tereddütsüz ders çalışmaya ayrılan sürenin yanın... more Öğrenci başarısında belirleyici olan temel etken tereddütsüz ders çalışmaya ayrılan sürenin yanında, çalışma tekniklerini en verimli şekilde kullanabilme becerisidir. Bilgiye ulaşabilmekte yeterli teknik imkânların yaygın olduğu günümüzde, teknolojiyi yerinde kullanmanın ve zamanı iyi yönetmenin önemi ortaya çıkmaktadır. İstihdam imkânının hem yaygın, hem de oldukça zor koşullara bağlı olduğu günümüzde öğrenim görmekte olan öğrencilerin başarılı olmalarının yegâne şartı bilgi kazanma sürecinde zamanı iyi yönetmeye bağlıdır. Gerek eğitim sistemi, gerekse sınav sistemlerimiz öğrencilerimizi daha çok ezberlemeye teşvik etmekte, ezbere dayalı elde edilen bilgiler kalıcı olamamakta, öğrencilerimizde muhakeme yapabilme becerisi gelişememektedir. Konular arasında korelasyon yapamayan öğrenciler beklenilen başarıyı yakalayamamakta, sorgulayan ve araştıran kişi sayısı sınırlı kalmaktadır. Her düzeydeki eğitim kurumlarının önemli görev ve sorumluluklarından birisi de hiç şüphesiz verimli ders çalışma, daha uzun süre kalıcı olabilecek bilgiye ulaşma yöntemlerinin kazandırılmasıdır.
Bu çalışmada öğretmen adayı durumundaki üniversite öğrencilerinin ders çalışma yaklaşımları ve bu ders çalışma yaklaşımlarının düzeyleri ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu amaçla Yılmaz ve Orhan tarafından 2011 yılında Türkçeye uyarlanan Ders Çalışma Yaklaşımı Ölçeği, ilgili yazarlardan yazılı izin alarak ve kısmen geliştirilerek kullanılmıştır. Çalışmanın evrenini Gaziosmanpaşa Üniversitesi Eğitim Fakültesinde öğrenim görmekte olan Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Ana Bilim Dalı öğrencileri oluşturmaktadır. Çalışmamıza farklı cinsiyet ve sınıf düzeylerinde okuyan toplam 120 öğrenci gönüllü olarak katılmış ve anket sorularını cevaplandırmışlardır. Ankete katılan öğrencilerin 62’sini kız, 58’ini erkek öğrenciler oluşturmaktadır. Anket uygulanmadan önce öğrencilere vermiş oldukları cevapların bilimsel amaçlı kullanılacağı belirtilmiş ve ankete dönük açıklamalar yapılmıştır. Her sınıf düzeyinden kolay ulaşılabilir olmasından dolayı 30 öğrenciye anket uygulanmıştır. Bu sayıdaki öğrencilerle uygulama yapılırken cinsiyet dağılımına dikkat edilmiş ve mümkün olduğunca eşit sayıda öğrenciye ulaşılmak hedeflenmiştir. İki bölümden oluşan veri toplama aracının birinci bölümünü sosyal bilgiler öğretmen adaylarının ve aile fertlerinin kişisel bilgilerini yönelik sorular oluşturmakta, ikinci bölümünü ise öğretmen adaylarının ders çalışma yaklaşımlarının düzeylerine ilişkin görüşlerini belirttikleri 5 dereceli Likert tipi anket bulunmaktadır. Yapılan bu araştırmada literatürde eğitim bilimleri ve sosyal bilimler alanında sıklıkla kullanılan betimsel araştırma modellerinden tarama modeli kullanılmıştır. Tarama modeline göre gerçekleştirilen çalışmalar, büyük örneklem gruplarının araştırmaya konu olan bazı sosyo-demografik özelliklerinin (yaş, medeni durum, cinsiyet vb.) belirlenmesinde kullanılan bir yaklaşım olduğu için, betimsel araştırma yöntemi olarak da bilinmektedir (Can, 2014: 8). Çalışma sonunda çeşitli önerilere yer verilmiştir.

Research paper thumbnail of SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMEN ADAYLARININ SİBER DUYARLILIK İNTERNET BAĞIMLILIĞI VE İNSANİ DEĞERLERİNİN ANALİZİ

Aydınlanma çağından günümüze kadar olan süreçte teknoloji çok hızlı bir şekilde gelişmiş, günlük ... more Aydınlanma çağından günümüze kadar olan süreçte teknoloji çok hızlı bir şekilde gelişmiş, günlük insan faaliyetlerinin her safhasında yaygın olarak kullanılagelmiştir. Günlük yaşamı kolaylaştıran teknolojik gelişmeler bir taraftan zamandan kazanmaya, hızlı karar verebilmeye, bilgiye daha kolay yoldan ulaşmaya yol açmasının yanında; gereksiz konularda ve aşırı kullanım sonucunda zararlı olabilmekte, bağımlılık yapabilmektedir. Günümüzde bağımlılık türlerinden biri de siber bağımlılıktır. İnternet ortamında çok fazla zaman geçirenler bağımlı, sosyal olmaktan uzak, paylaşımı bilmeyen ve genellikle bencil kişilikler haline gelmektedir. Gerek bilgisayar bağlantılı, gerekse daha yaygın olmak üzere cep telefonları üzerinden gerçekleşen internet bağımlılığı günümüz gençlerinin karşı karşıya kaldığı en tehlikeli bağımlılıklarından birisidir. Siber bağımlılık bir yandan bireyleri insani değerlerden soyutlarken, diğer taraftan da siber zorbalığa kapı aralamakta; tasvip edilmeyen olayların yaşanmasına sebep olmaktadır. Toplumsal suçlar literatürüne yeni bir suç alanı daha ilave edilmiş ve siber suçlar tanımı yapılmıştır. İnternet bağlantılı sosyal medya ortamında gerçekleşen diyaloglarla istenmeyen zorbalıklar yaşanabildiği gibi, dağılan yuvalar ve ahlaki değerlerin yozlaşması da adeta rutin hale gelebilmektedir.
Bu araştırmanın amacı, üniversite öğrencilerinin sahip oldukları insani değerler ile internet bağımlılığı ve siber zorbalığa duyarlılık arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktır. Çalışmada nicel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Bu kapsamda üniversite öğrencilerine Kişisel Bilgi Formu ile birlikte İnternet Bağımlılığı, İnsani Değerler ve Siber Zorbalığa İlişkin Duyarlılık ölçekleri aynı anda uygulanmıştır. Araştırmanın evrenini Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sosyal Bilgiler Öğretmenliği programında öğrenim görmekte olan öğretmen adayları oluştururken, farklı sınıf düzeylerine sahip ve gönüllülük esasına dayalı olarak ankete cevap veren 120 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırma sonucuna göre, internet bağımlılık puanı yüksek olan öğrencilerin asosyal kişilik sahibi olmalarına dayalı olarak insani değerler puanının düşük olduğu ortaya çıkmış, ancak internet bağımlılığı ile siber zorbalığa duyarlılık arasında anlamlı bir ilişkinin olmadığı görülmüştür. Siber zorbalığa duyarlılığın insani değerlerle kısmen ilişkisinin olduğu ortaya çıkmıştır. Kız öğrencilerin siber zorbalığa duyarlıkları erkek öğrencilere nazaran daha yüksek olduğu görülürken, ikamet edilen mekâna göre yapılan analiz sonucuna göre de ailesiyle yaşayan öğrencilerin, yurtta kalan öğrencilere göre sahip oldukları insani değerlerin daha yüksek olduğu tespit edilmiştir.

Research paper thumbnail of YETİŞKİN BİREYLERİN TARİHİ ÖĞRENİRKEN TEKNOLOJİ KAYNAKLARINI KULLANIM DURUMLARININ İNCELENMESİ

Tarihin öğretiminin temel işlevi, bireylerin kendilerine dair yerel, kültürel ve ulusal gelişmele... more Tarihin öğretiminin temel işlevi, bireylerin kendilerine dair yerel, kültürel ve ulusal gelişmeleri içine alan, dünyadaki gelişme ve değişimleri sebep sonuç ilişkisi içinde anlayabilmeleri konusunda onlara yardımcı olmaktır. Tarihin başka bir işlevi de, insanlara eleştirel ve şüpheci düşünebilmeyi öğretmek ve onları bugünün dünyasında yaşanan problemler ile yüzleşmeye hazırlamaktır. Geçmiş olay ve olgular tarih bilimi ile açıklığa kavuşmaktadır. Belli bir dönem, olay ya da olgulara ait bireysel yaşantıların, zihnin derinliklerinden çıkarılıp ele alınması ile toplumların geçmişle ilgili bilgilerini zenginleştirmek mümkün olabilir. Bu yaşantılarda geçmiş olay ve olgular yer almaktadır.
Geçmiş olay ve olguların öğrenilmesi açısından sözlü kaynakların değeri uzun bir süre tartışmaya açık bir konu olarak kalmıştır. II. Dünya Savaşı sonrası bu kaynakların da artık tarih öğretiminde kullanılabileceği tartışılmaya başlanmıştır. Bu sayede zaman içinde sözlü kaynakların da öğrenme sürecine katılması ön plana çıkmıştır. Sözlü kaynakların tarihe dair bilgilerini öğrenebilecekleri bilişim teknolojileri, medya ve yaşantılar gibi pek çok unsur mevcuttur. Buradan hareketle bu çalışma, eğitim öğretim esnasında önemli sözlü tarih kaynaklarımız olan yaşlılarımızın hatıralarında yer eden tarihi öğrenirken, teknoloji kaynaklarını kullanım durumlarını betimlemek amacıyla yapılmıştır.
Araştırma nitel araştırma yöntemlerinden fenomonolojik desene uygun olarak yürütülmüştür. Araştırmanın çalışma grubunu Tokat ilinde yaşayan 70 yaş ve üzerindeki 40 katılımcı oluşturmuştur. Araştırmada örneklem amaçlı örnekleme yöntemlerinden ölçüt örnekleme yöntemiyle belirlenmiştir. Burada bahsedilen ölçüt katılımcıların 70 yaş ve üzeri olmaları şeklinde belirlenmiştir. Veri toplamak için ise araştırmacılar tarafından geliştirilen yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılarak görüşmeler yapılmıştır. Araştırmada Elde edilen veriler betimsel analizle değerlendirilmiştir.
Araştırma sonucunda katılımcıların geneli tarihi televizyon ve radyo gibi görsel ve işitsel iletişim araçlarından öğrendikleri bulgusuna erişilmiştir. Bilgisayar ve akıllı telefon ile ilgili bir etkileşime ise rastlanmamıştır. Bunun sebebinin katılımcıların yaşları itibariyle dijital çağın getirdiği yeni teknolojilere yabancı kalmaları olduğu düşünülmektedir. Araştırmada bunlardan başka, yaşayarak tarihi öğrendiğini söyleyenlerin yanında çevreyi de öğrenme aracı olarak kullananlara da rastlanılmıştır. Ayrıca önemli bir diğer sonuç ise gazete gibi yazılı basın hemen hemen hiç takip edilmemekte olduğudur.

Research paper thumbnail of NİKSARLI COĞRAFYACI MEHMED SUUDİ EFENDİ VE TARİH-İ HİND-İ GARBİ

Tokat şehri, doğal kaynakları ve zengin tarihi ile önemli olan bir Anadolu şehridir. Türk kültürü... more Tokat şehri, doğal kaynakları ve zengin tarihi ile önemli olan bir Anadolu şehridir. Türk kültürünün gelişip zenginleşmesine önemli katkılarda bulunmuş olan bu şehir, birçok İslam bilginine de ev sahipliği yapmıştır. Bunlardan biri de Niksarlı Coğrafyacı Mehmed Suudi Efendi’dir. Mehmed Suudi Efendi’nin XVI. yüzyılda yazılmış Tarih-i Hind-i Garbi adlı bir eseri bulunmaktadır. Bu çalışmanın amacı, az tanınan, unutulmaya yüz tutmuş İslam bilgini Mehmed Suudi Efendi’yi ve onun eseri Tarih-i Hind-i Garbi’yi tanıtmaktır. Bu kapsamda Mehmed Suudi Efendi ve Tarih-i Hind-i Garbi adlı eseri incelenmiş ve ulaşılabilen kaynaklarda yer alan bilgiler ortaya konmuştur.
Nitel araştırma desenindeki bu çalışmada veriler doküman analizi yöntemiyle toplanmıştır. Çalışma sonucunda elde edilen bu sonuçların yeterince tanınmamış bir coğrafyacının gün yüzüne çıkartılmasına ve Tokat/Niksar yöresinden hareketle topluma ve bilime katkısı olan bilginlerin tanınmasında yol gösterici olacağı düşünülmektedir.

Papers by Mehmet Temir

Research paper thumbnail of FARKLI STATÜ DEĞİŞKENLERİNE GÖRE NÜFUS ARTIŞININ YOL AÇTIĞI SORUNLARIN ANALİZİ

Kâinatın oluşum safhaları incelendiğinde ortaya çıkan yegâne gerçeklik ‘’tüm kâinatın oluşum ve v... more Kâinatın oluşum safhaları incelendiğinde ortaya çıkan yegâne gerçeklik ‘’tüm kâinatın oluşum ve varlığının tek sebebinin insan’’ olduğudur. Bir coğrafi gerçek olarak bilinmelidir ki, kâinatta var olan her şey insan için yaratılmış ve canlı-cansız her bir nesnenin varlık sebebi ‘’yaşanılır bir dünyanın devamlılığına’’ katkı sunmaktır. Bu kadar değerli olan insanın dünyadaki varlığının biyolojik temeli tereddütsüz nüfus artışının devamlılığıdır. Nüfus artışı bir gerekliliktir. Artan nüfusun temel ihtiyaçlarının karşılanması, aynı zamanda sınırlı dünya imkânlarının gelecek kuşaklara da aktarılması ise sosyal bir sorumluluktur. Bilindiği gibi günümüzde dünya nüfusu her gün ortalama 250.000 kişi artmakta, yılda 80 milyonu bulan artış hızıyla da her 10-15 yıl arasında dünya nüfusuna 1 milyarlık bir artış ilave olmaktadır. 2011 yılı verilerine göre 7 milyar olan dünya nüfusu 2020’li yılların başında 8 milyara erişecektir. Bugün sahra Afrika’sı, Ortadoğu ve uzak doğuda nüfus artışı çok hızlı seyrederken, genel olarak Avrupa ülkelerinde ise nüfus artışı durma noktasına gelmektedir. Nüfus artışının hızla seyretmesi temel insan ihtiyaçlarının karşılanmasında bir takım sorunlara yol açarken, değişen dünya şartlarında insan ihtiyaçları da değişmekte, tüketim çılgınlığı da yoğun üretimi zorunlu kılmaktadır. Bütün bu faaliyetler beraberinde bir takım sorunları ortaya çıkarmakta, çözümü her geçen gün daha da zorlaşan sorunlar, yerel sorun olarak kalmamakta, küresel sorunlara dönüşmektedir.
Bu çalışmada, hızlı nüfus artışının beraberinde getirdiği küresel sorunların neler olduğu, bu sorunlara nasıl çözüm bulunması gerektiği konusunda farklı statülere sahip üniversite elemanlarının görüşleri analiz edilmiştir. Bir olgu bilim (fenomenolojik) çalışması olan bu araştırmada, Amasya Üniversitesinde görevli 5 akademisyen, 5 idari personel ve 5 öğrencinin konu hakkındaki görüşleri alınmıştır. Nüfus artışının beraberinde getirdiği sorunların başında çevre sorunları, işsizlik, enerji ihtiyacını artması ve iklim değişikliğinin geldiği ifade edilmiştir. Çalışma sonunda çeşitli önerilere yer verilmiştir.

Research paper thumbnail of SOSYAL BİLGİLERDE KAVRAM ÖĞRETİMİ KONUSUNDA YAPILMIŞ BİLİMSEL ÇALIŞMALARIN ANALİZİ

Bu çalışma sosyal bilgilerde kavram öğretimi konusunda yapılmış çalışmaları ve çalışmaların içeri... more Bu çalışma sosyal bilgilerde kavram öğretimi konusunda yapılmış çalışmaları ve çalışmaların içeriklerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Amaç doğrultusunda Türkiye’de yayınlanan akademik çalışmalar içerik analizi yöntemi ile çözümlenmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu (2010-2020) yılları arasında Türkiye’de ilgili konu kapsamında yapılmış makale ve lisansüstü tezler oluşturmuştur. Araştırmada örneklem seçimine gidilmemiş ve evrenin tamamına ulaşılması hedeflenmiştir. Çalışma kapsamında yapılan alanyazın taraması sırasında sosyal bilgiler eğitimini ilgilendiren çalışmalar işleme alınmış; bu alan dışındaki çalışmalar ve eğitim-öğretim ile doğrudan ilişkili olmayan çalışmalar kapsam dışına bırakılmıştır. Bu bilgilerden hareketle kavram öğretimi ile ilgili 19 makale, 2 yüksek lisans ve 2 doktora tezi belirlenmiştir. Araştırmalarda verilerin genellikle görüşme formu ve çeşitli testlerin kullanımı yoluyla toplandığı görülmüştür. Daha sonra yayınlar kodlama işlemine tabii tutulmuş ve bu işlem yapıldıktan sonra elde edilen veriler SPSS23.0 programına aktarılmıştır. Araştırma sonunda elde edilen bilgiler doğrultusunda etkili kavram öğretimi için çeşitli eğitim aktivitelerine, etkinliklerine daha fazla yer verilmesi, öğrencilerin etkinliklere katılımının daha fazla sağlanması, öğretmenlerin kavram bulmacaları, kavram haritaları ve kavram karikatürü daha fazla kullanmasına dönük çeşitli önerilere yer verilmiştir.

Research paper thumbnail of MERZİFON (AMASYA) İLÇESİNİN KURAKLIK DURUMU

Bu araştırma Merzifon (Amasya) ilçesinin kuraklık durumunu belirlemek amacıyla yapılmıştır. Orta ... more Bu araştırma Merzifon (Amasya) ilçesinin kuraklık durumunu belirlemek amacıyla yapılmıştır. Orta Karadeniz Bölgesinde yer alan ve araştırmanın çalışma alanı olan Merzifon’un, Aydeniz, Erinç, De Martonne, Köppen, Thornthwaite, Trewartha gibi sınıflandırmalara göre iklim özellikleri belirlenmiştir. İlçe yazları ve kışları ılık, az kurak ve nemli iklim özelliklerine sahiptir. Betimsel araştırma yönteminin uygulandığı bu çalışmada öncelikle alanyazın taraması yapılmış, daha sonra da Meteoroloji Genel Müdürlüğünden araştırmaya konu olan sahada yer alan istasyona ait gözlem, rasat değerleri ve ilçeye ait 40 yıllık (1980-2020) yağış verileri temin edilmiş ve temin edilen veriler yorumlanarak değerlendirmeler yapılmıştır. Yıllık yağış ortalamasının altında kalan yıllar kuraklık olayının yaşandığı dönemler olarak tanımlanmıştır. Araştırmada ilçenin mevsimlik yağış durumu da analiz edilmiş en çok ve en az yağışın gerçekleştiği mevsimlerde belirlenmiştir. İlçenin aylık ve yıllık yağış rejimlerinin özellikleri aktarılmış ve çalışma sonucunda meteorolojik verilerden elde edilen bulgular doğrultusunda Merzifon ilçesinin kuraklık durumu analiz edilmiştir.

Research paper thumbnail of TR72 BÖLGESİNDE YAKIN GEÇMİŞTE İKLİMSEL DEĞİŞİMLERİN ANALİZİ

İçerisinde dünyamızın da yer aldığı evrenin şüphesiz en değerli elemanı insan-dır. İnsanın var o... more İçerisinde dünyamızın da yer aldığı evrenin şüphesiz en değerli elemanı insan-dır. İnsanın var olduğu andan bugüne kadar geçen beşeri yürüyüş, beraberinde çok farklı sosyo-kültürel mirasın ortaya çıkmasını sağlamıştır. Doğal çevrenin eleman-larından olan ve kutlu insan yürüyüşünün her anını etkileyen en önemli etkenlerden birisi de iklimdir. Doğal ve zaruri olan insan-çevre etkileşimi sürecinde her doğal etken gibi iklim elemanları da zara görebilmekte, gerekli ve yararlı işlevsellik, za-rarlı bir sürece dönüşebilmektedir. Hızla artan dünya nüfusunun yanında, sanayi inkılabından günümüze değin süratli bir gelişme gösteren teknolojinin beraberinde getirdiği olumsuzluklar doğal dengenin daha belirgin bir şekilde tahribine yol aç-makta, dün önemsenmeyen sorunlar için bugün insanlık acil koduyla çözüm arayı-şını sürdürmektedir. Günümüzde hemen herkesin kabul ettiği ve günlük, mevsimlik hava olayların-da görülen farklılaşmayı dikkate alarak, dünyamızın geleceği hakkında karamsar tablo çizdiği ve biyolojik bir tehdit olduğunu kabul ettiği bir küresel ısınmadan bahsedilmektedir. Her geçen gün daha da kuvvetle hissetmeye başladığımız bu kü-resel tehdide karşı alınacak önlemlerle ilgili dünya çapında çalışmalar yapılmakta, gelecek kuşaklara yaşanılır bir dünya bırakabilmenin mücadelesi verilmektedir.

Research paper thumbnail of ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN KİTAP OKUMA ALIŞKANLIĞINA BETİMSEL BİR BAKIŞ: AMASYA ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ

Bilişim ve iletişimin baş döndürücü bir hızla değiştiği günümüzde bilgiye sahip olmanın ve bilgi ... more Bilişim ve iletişimin baş döndürücü bir hızla değiştiği günümüzde bilgiye sahip olmanın ve bilgi kulvarını bilgiye sahip olma çabasının ve yeni bilgiler geliştirme arayışlarının oluşturduğu günümüz dünyasında milletlerin ayakta kalması, bilgi teknolojilerini yönetebilmesi ancak toplumun okumaya ayırdığı zamanla doğrudan bağlantılıdır. Geçmiş medeniyetlerinde okumaya daha fazla zaman ayıran, el yazması binlerce eserin yer aldığı
çok sayıda kütüphaneler kuran bir neslin devamını oluşturan günümüz Türk toplumunda ne yazık ki okuma oranı her geçen gün düşmekte, insanlarımız okuyan değil daha çok seyreden bir toplum görüntüsü kazanmaktadır.
Bir toplumun öncelikle en fazla okuyan, bütçesinden düzenli olarak kitap almaya belirli bir kaynak ayıran kesimi tereddütsüz eğitimciler olmak zorundadır. Bu bağlamda
üniversite öğrencilerine okuma alışkanlığı kazandırmak en az eğitim aldıkları uzmanlık alanında istendik bilgi düzeyine sahip olmak kadar önem taşımaktadır. Bu çalışmada öğretmen adayı durumundaki üniversite öğrencilerinin okuma alışkanlıkları ve okumaya ne kadar önem verdikleri ortaya konulmaya çalışılmıştır. Çalışmanın evrenini Amasya Üniversitesi Eğitim Fakültesinde öğrenim görmekte olan Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Ana Bilim Dalı öğrencileri oluşturmaktadır. Betimsel bir çalışma örneği oluşturan çalışmamıza farklı cinsiyet ve sınıf düzeylerinde okuyan toplam 166 öğrenci gönüllü olarak katılmış ve anket sorularını cevaplandırmıştır. Ankete katılan öğrencilerin 105 tanesini (% 63,3) kız, 61 tanesini (% 36,7) ise erkek öğrenciler oluşturmaktadır. Geçen yıl boyunca ankete katılan öğrencilerin % 48,2‟si en az 1, en fazla 5 kitap okuduğunu belirtirken; öğrencilerin % 28,3‟ü 6-10, % 12,7‟si 11-20, %
7,8‟i 20 den fazla kitap okuduğunu, öğrencilerin % 1,8‟i ise hiç kitap okumadığını belirtmiştir. Geride kalan 1 yıl içinde okunan kitap sayısı dikkate alındığında öğretmen adayı durumundaki öğrenciler adına durumun hiç de iç açıcı olmadığı görülmektedir.

Research paper thumbnail of TÜRKİYE'DE SOSYAL BİLGİLER DERS KİTAPLARINDA ÇEVRE EĞİTİMİNİN YERİ

Bu çalışma Türkiye‟de 6. ve 7. sınıf sosyal bilgiler derslerindeki çevre eğitiminin yerini belirl... more Bu çalışma Türkiye‟de 6. ve 7. sınıf sosyal bilgiler derslerindeki çevre eğitiminin yerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Bu amaç doğrultusunda çalışmada çevre ve çevre eğitiminin tanımı yapılmış, Türkiye‟deki çevre eğitimi konusunda 2017-2018 eğitim öğretim yılından itibaren okutulmaya başlanan 6. ve 7. sınıf sosyal bilgiler ders kitapları, nitel araştırma yöntemleri içerisinde yer alan doküman analizi deseni kullanılarak incelenmiş ve bu sınıflardaki çevre eğitiminin yeri değerlendirilmiştir. Ülkemizdeki sosyal bilgiler ders kitaplarında yer alan çevre eğitiminin durumunun analiz edilebilmesi için Avrupa ve Asya‟da ki çevre eğitimi örneklerine bakmak yararlı olacaktır. Amaca dönük olarak çevre eğitiminin yurt dışındaki boyutunu anlamak için Avrupa ve Asya ülkelerinin çevre eğitimiyle ilgili web tabanlı bilgi kaynakları incelenmiştir. Çalışma sonucunda sosyal
bilgiler ders kitapları incelendiğinde 6. ve 7. sınıf ders kitaplarında çevre ile ilgili konulara yer verildiği tespit edilmiştir. 6. sınıfta Sosyal Bilgiler Öğreniyorum, Ülkemizin
Kaynakları, Ülkemiz ve Dünya ünitelerinde çevre ve çevre eğitimiyle ilgili bilgilere yer verildiği belirlenmiştir. 7. sınıfta ise çevreyle ilgili bilgiler Ülkemizde Nüfus, Ekonomi ve
Sosyal Hayat, Yaşayan Demokrasi, Ülkeler Arası Köprüler ünitelerinde aktarıldığı görülmüştür. Ayrıca çevre ile ilgili görsellere de yer verildiği anlaşılmıştır.

Research paper thumbnail of ORTAOKULLARDA GÖREV YAPAN SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENLERİNİN SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETİMİNDE ÖĞRENCİ KAYNAKLI KARŞILAŞTIKLARI SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Bu çalışmanın amacı Çorum il merkezindeki ortaokullarda görev yapan sosyal bilgiler öğretmenlerin... more Bu çalışmanın amacı Çorum il merkezindeki ortaokullarda görev yapan sosyal bilgiler öğretmenlerinin sosyal bilgiler öğretiminde öğrenci kaynaklı karşılaştıkları sorunları tespit ederek bununla ilgili çözüm önerileri sunmaktır. Araştırmada betimsel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini Çorum il merkezindeki ortaokullarda görev yapan sosyal bilgiler öğretmenleri oluşturmaktadır. Araştırmada veriler, Akşit (2011) tarafından oluşturulan veri toplama aracıyla toplanmıştır. Üç bölümden oluşan veri toplama aracının birinci bölümünde sosyal bilgiler öğretmenlerinin kişisel bilgilerini yönelik sorular bulunmakta, ikinci bölüm öğretmenlerin sosyal bilgiler öğretiminde karşılaştıkları
sorunlara ilişkin görüşlerini belirttikleri 5 dereceli Likert tipi anketten oluşmakta ve üçüncü bölümde ise öğretmenlerin sosyal bilgiler derslerinde karşılaştıkları sorunları ifade ettikleri açık uçlu sorular yer almaktadır. Elde edilen veriler SSPS 21 paket programı kullanılarak analiz edilmiştir. Açık uçlu sorulara verilen cevaplar da öğretmenlerin ortak nitelendirmelerine göre gruplandırılarak sınıflandırılmıştır. Araştırma sonucunda öğrencilerin sosyal bilgiler dersine ve öğretmene karşı olumlu tutum içerisinde oldukları tespit edilmiştir. Bunun yanında öğrenciler, sosyal bilgiler dersini ezber dersi olarak görmekte, bu yüzden konuları
içselleştirmemektedir.

Research paper thumbnail of SOSYAL BİLGİLER MÜFREDATINDA TÜRK DÜNYASI KONUSU VE DIŞ POLİTİKAMIZA ETKİLERİNE İLİŞKİN AKADEMİSYEN GÖRÜŞLERİ

Bu araştırmanın amacı, sosyal bilgiler müfredatında Türk Dünyası konusuna yer verilmemesinin öğr... more Bu araştırmanın amacı, sosyal bilgiler müfredatında Türk Dünyası konusuna yer
verilmemesinin öğrencilerin dış politika bilgilerini nasıl etkileyeceğini tespit etmektir.
Çalışmanın içeriğinde ulaşılmak istenen amaç ise bu konuya yönelik akademisyen görüşlerinin neler olduğunu belirlemektir. Araştırmada derinlemesine bir çalışma yapmaya olanak sağlaması açısından uygun bir yöntem olan nitel araştırma yöntemlerinden olgu bilim (fenomenoloji) deseni kullanılmıştır. Araştırma görüşme veri toplama aracı kullanılarak yapılmıştır. Araştırmada amaçsal örnekleme yöntemlerinden kolay ulaşılabilir durum örneklemesi yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu 2015-2016 yılında Amasya Üniversitesi Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Ana Bilim Dalında görev yapmakta olan üç öğretim üyesi oluşturmaktadır. Amasya Üniversitesinde görev yapmakta olan öğretim üyeleriyle yarı yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Yapılan araştırmalar sonucunda Türk dünyasıyla
ilgili altıncı sınıf müfredatında kazanıma yer verildiği görülmüş fakat yedinci sınıf müfredatında ise bu konuyla ilgili herhangi bir kazanıma rastlanılmamıştır. Araştırmada elde edilen diğer bir sonuçta Türk dünyasının yeterince tanınmadığı ve Türk dünyasıyla olan bağın yeterince bilinmediği sonucudur. Buna sebep olarak da yeterli alt yapıya sahip olunmaması gösterilmiştir. Sosyal bilgiler derslerinde Türk Dünyası konusuna yer verilmemesinin ilerleyen zamanlarda çeşitli sorunlara neden olabileceğine dönük bulgulara rastlanılmıştır. Bu bulgulardan hareketle bu öğrencilerin Türk Dünyasıyla ilgili yeterli donanıma sahip olmalarında ve organik bağlarımızın olduğu Türk Dünyasına yönelik eğilimlerin de yüzeysel ve yetersiz kalma gibi sorunların ortaya çıkması öngörülmektedir. Benzer bir çalışma eğitim, öğretimde var olan diğer paydaşlarla da yapılabilir. Bu çalışma sonucunda ortaya çıkarılacak bilgi ve bulguların, Türk Dünyası açısından örnek teşkil etmesi ve ileride yapılacak olan bu tür çalışmalara kaynaklık
etmesi beklenmektedir.

Research paper thumbnail of EĞİTİM COĞRAFYASI BAKIMINDAN İKİ EKSTREM ŞEHİR: ANTALYA VE ŞANLIURFA

Mekana veya zamana bağlı olmaksızın devamlılığı olan süreçlerden birisi şüphesiz eğitimdir. Gerek... more Mekana veya zamana bağlı olmaksızın devamlılığı olan süreçlerden birisi şüphesiz eğitimdir. Gerek formel, gerekse enformel olarak sürekli içinde yer aldığımız eğitim süreci bireyin kişisel gelişiminde başlıca etkendir. Bireylerin eğitimine verilen önem, toplumsal kalkınmışlığın başta gelen göstergelerinden biridir. Dünya üzerinde coğrafi mekan koşulları bakımından birbirinin aynı özelliklere sahip, ancak kalkınmışlık düzeyleri arasında belirgin farklılıklar bulunan birçok ülke bulunmaktadır. Çevrenin doğal koşulları aynı olmasına rağmen ortaya çıkan bu gelişmişlik farkının sebebi tereddütsüz eğitime verilen önemle açıklanmaktadır. Çevrenin doğal boyutunun iyi okunabilmesi, tüm kaynakların yerli yerinde ve rantabl bir şekilde değerlendirilmesi ancak eğitim sayesinde mümkün olabilmektedir. Doğal kaynakları ne kadar zengin olursa olsun eğitime önem vermeyen, gerekli eğitim yatırımı yapmayan, iyi yetişmiş insan kaynaklarından yoksun hiçbir ülkenin uluslararası rekabette başarı şansı yoktur. Bugün zengin enerji kaynaklarına sahip Orta doğu ülkelerinin önemli miktarda gelir elde etmelerine rağmen bilimde, teknolojide hiçbir varlık gösterememelerinin sebebi eğitime gerekli yatırımın yapılamamasına bağlanmaktadır. Yine Kore yarımadasında yer alan Kuzey ve Güney Kore örnekleri de konunun öneminin anlaşılması adına başlı başına bir örnek teşkil etmektedir.
Türkiye’de eğitime verilen önem ve eğitime ayrılan genel bütçe payı sürekli artmakta, eğitim ile ilgili istatistikler sürekli olumlu değişme göstermektedir. 1928 yılında harf inkılabı ile alfabe değişikliği gerçekleşen ülkemizde 2015 de, yaklaşık 90 yılda okur-yazar oranı % 96,2 ye yükselmiştir. Ancak ülkemiz coğrafyasında görülen tabi ve beşeri farklılıklar yerel anlamda eğitim istatistiklerinde önemli farklılıkları da beraberinde getirmiştir. 2015 yılı verilerine göre Türkiye’de okur-yazar oranı en yüksek olan vilayet % 98,5 ile Antalya, en düşük okur-yazar oranına sahip olan vilayet ise % 90 ile şanlıurfa olarak tespit edilmiştir. Bu çalışmada bu iki eksterm değere sahip illerimizin eğitim istatistikleri karşılaştırılmış, farklılıkların nedenleri ve buna bağlı olarak da çözüm önerileri ortaya konulmaya çalışılmıştır.

Research paper thumbnail of 70 YAŞ ÜSTÜ YETİŞKİNLERİN YAKIN TARİHİ ÖĞRENME YÖNTEMLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

Bu araştırmada 70 yaşın üzerindeki insanların yakın tarih konusundaki bilgi durumlarının tespit e... more Bu araştırmada 70 yaşın üzerindeki insanların yakın tarih konusundaki bilgi durumlarının tespit edilmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda Tokat il merkezinde 70 yaş ve üzeri 40 yetişkinle yapılan yüz yüze görüşmelerle gerçekleştirilmiştir. Araştırmada amaçlı örnekleme yöntemlerinden ölçüt örnekleme tekniği kullanılmıştır. Burada bahsedilen ölçüt katılımcıların 70 yaş ve üzeri olmaları şeklinde belirlenmiştir. Veri toplamak için araştırmacı tarafından geliştirilen yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılarak görüşmeler yapılmıştır. Veriler Microsoft Excel ve Word ortamına aktarılmış sonrada IBM SPSS (Versiyon 17) programında frekans ve yüzde kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda katılımcıların genelinin tarihi, televizyon ve radyo gibi görsel ve işitsel iletişim araçlarından öğrendikleri bulgusuna erişilmiştir. Bilgisayar ve akıllı telefon ile ilgili bir etkileşime
ise rastlanılmamıştır. Bunun sebebinin katılımcıların yaşları itibariyle dijital çağın getirdiği yeni teknolojilere yabancı kalmaları olduğu düşünülmektedir. Araştırmada gazete gibi yazılı basının hemen hemen hiç takip edilmemekte olduğu, en güçlü medya araçlarından televizyonun, yakın tarihe ilişkin yaygın bir iletişim aracı olmasına rağmen hatırlanma da çok da etkili olamadığı ve 1950’den günümüze kadarki süreçte elektriğin gelmesi, yolların yapılması vb. değişimlerin katılımcıların hayatlarında genel olarak iyileşmeler sağladığı gibi sonuçlara da ulaşılmıştır. Çalışmanın sonucunda elde edilen veriler ışığında tarihin doğru öğretilmesi amacıyla tarih öğretiminin geliştirilmesine yönelik öneriler sunulmuştur. Sunulan öneriler içerisinde tarihi gençlere ve yeni nesillere aktarırken, zamanın tanıklıklarının görüş ve anlatımlarının önemi vurgulanmıştır.

Research paper thumbnail of İLKOKUL 2. 3. SINIF HAYAT BİLGİSİ DERSİ VE 4. SINIF SOSYAL BİLGİLER DERSİ MEB YARDIMCI KAYNAK KİTAPLARININ İNCELENMESİ

1. ULUSLARARASI ÜSKÜDAR BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR ve İNOVASYON KONGRESİ, 2024

Bu çalışmanın amacı, ilkokul 2. ve 3. sınıf hayat bilgisi dersleri ile 4. sınıf sosyal bilgiler d... more Bu çalışmanın amacı, ilkokul 2. ve 3. sınıf hayat bilgisi dersleri ile 4. sınıf sosyal bilgiler dersinde kullanılan MEB yardımcı kaynak kitaplarının görsel tasarım, soru türü, soru sayısı, içerik, dil ve anlatım yönünden değerlendirilerek incelenmesidir. Araştırma kapsamına alınan dokümanlar; 2. sınıf Çalışma Yaprakları kitabı, Çalışma Soruları 1 ve Çalışma Soruları 2 kitapları, 3. sınıf Hayat Bilgisi Çalışma kitabı, Çalışma Soruları 1 ve Çalışma Soruları 2 kitapları, Çalışma Yaprakları kitabı, 4. sınıf Sosyal Bilgiler Çalışma kitabı, Çalışma Soruları 1 ve Çalışma Soruları 2 kitapları, Çalışma Yaprakları Kitabı’dır. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden doküman analizi kullanılmıştır. Araştırmada elde edilen sonuçlara bakıldığında; çalışma kitaplarında yer alan soruların dersin kazanımlarına, öğrenci seviyelerine uygun olarak hazırlandığı anlaşılmıştır. Çalışma kitaplarında çoktan seçmeli, doğru-yanlış, boşluk doldurma gibi soru türleri ile yeni nesil beceri temelli soru tiplerinin de yer aldığı görülmüş ve konuların bir arada verildiği ünite sonu sorularının da olduğu tespit edilmiştir. Çalışmada ulaşılan diğer sonuçlardan biri de, her konu sonunda o konuya ait kazanımlara ilişkin değerlendirme sorularının yer almaması olmuş ve araştırma kapsamında ulaşılan eksiklik olarak göze çarpmıştır. Araştırma kapsamında çeşitli önerilere yer verilmiştir: Konu sonu değerlendirme testlerine yer verilmelidir, hazırlanacak konu sonu değerlendirme testleri çek-kopar şeklinde hazırlanırsa öğretmenlerin eğitim öğretim sürecinde kullanımını olumlu yönde etkileyecektir, birinci sınıflar için de kaynak kitabı kullanımı sağlanmalıdır.

Research paper thumbnail of ORTAOKUL 8. SINIF ÖĞRENCİLERİNİN ÖZGÜRLÜK ALGILARI

Modern demokrasilerin vazgeçilmez değerlerinden birisi hiç şüphesiz bireysel özgürlüklerdir. Özgü... more Modern demokrasilerin vazgeçilmez değerlerinden birisi hiç şüphesiz bireysel özgürlüklerdir. Özgürlük bir lütuf değil, bireysel haktır. İnsan haklarının en önemli
kazanımlarından birisi kişi özgürlüğüdür. Bireysel özgürlüklerin olmadığı toplumlarda kişilerin kendini açık bir şekilde ve gerçekçi bir yaklaşımla ifade etmesi söz konusu olmayacaktır. Bir insan hakkı olan özgürlüğün sınırsız olmadığı, toplumsal görev ve sorumluluklar kapsamında özgürlüğün de meşru bir sınırının olduğu unutulmamalıdır. Bireysel özgürlük alanı bir başkasının özgürlük alanına zarar vermeye başladığı anda doğal olarak sınırlanır. Dolayısıyla bireysel özgürlük alanı, bir başkasının özgürlük alanına kadar uzanan bireysel davranış alanı özelliğine sahiptir. Bu araştırma ortaokul 8. sınıf öğrencilerinin özgürlük algılarını tespit etmek amacıyla yapılmıştır. Bu amaç doğrultusunda alanyazın taraması yapılmış ve çeşitli çalışmalardan yararlanılmıştır. Araştırmada nicel araştırma yöntemlerinden tarama modeli kullanılmıştır. Çalışmada veriler, Tokat ili Sulusaray ilçesi sınırları içerisinde yer almasına karşın; ilçe merkezine uzak konumda bulunan bir ortaokulda toplanmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak 15 maddeden oluşan bir anket uygulanmıştır. Uygulanan anket SPSS 23,0 programı kullanılarak analiz edilmiştir. 15 maddeden oluşan ölçme aracının Cronbach
Alpha iç güvenirlik katsayısı 0,71 olarak hesaplanmıştır. Araştırmada elde edilen sonuçlara bakıldığında; öğrencilerin algıları ile cinsiyetleri arasında anlamlı bir farklılığın olduğu belirlenmiştir. Buna karşın öğrencilerin anne ve babalarının eğitim durumları ile algıları arasında anlamlı bir farklılık bulunamamıştır. Araştırma sonunda konu kapsamına uygun olarak çeşitli önerilere yer verilmiştir.

Research paper thumbnail of FARKLI STATÜ DEĞİŞKENLERİ GÖZÜYLE KÜRESEL BİR SORUN SİLAHLANMA

Nüfusu hızla artan dünyanın karşı karşıya olduğu küresel sorunlar da aynı hızla artış göstermekte... more Nüfusu hızla artan dünyanın karşı karşıya olduğu küresel sorunlar da aynı hızla artış göstermektedir. Ekonominin tanımında ifade edildiği gibi hızla artan nüfusun sınır tanımayan ihtiyaçları, ne yazık ki sınırlı olan dünya kaynakları değerlendirilmek kaydıyla karşılanmaya çalışılmakta ancak istenen düzeyde başarılı olunamamaktadır. Sınırlı dünya kaynaklarının insanlığın meşru ihtiyaçlarının karşılanması için kullanılması gerekirken, rasyonel üretim faaliyetlerinin önemli bir dalı da insanlığı yaşatmayı değil, yok etmeyi hedefleyen amaçlara hizmet etmektedir. İnsanlığın refahına harcanması gereken imkânların, insanlığı felakete sürükleyecek bir alana harcanmasının makul bir izahı da bulunmamaktadır. Bunların başında da silahlanma gelmektedir. Dünyamız çok ciddi bir boyutta silahlanma yarışıyla karşı karşıya kalmakta, bu da dünya barışını tehlikeye sokmaktadır. Özellikle büyük ülkeler arasında ciddi bir rekabete yol açan silahlanma ve silah satışına diğer ülkelerinde dahil olmaya çalışması maalesef dünyamızı gelecekte büyük tehlikelerle karşı karşıya kalmasına yol açacaktır. Bu çalışmada, farklı statü değişkenleri gözüyle dünyada hızla gelişen ve küresel bir sorun olarak sürekli büyüyen silahlanma konusu ele alınmıştır. Araştırma nitel bir çalışma olup, olgubilim deseninde gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu Amasya Üniversitesinde görev yapmakta olan ve gönüllülük esasına göre belirlenen 5akademisyen, 5 memur ve 5 öğrenci oluşturmaktadır. Yüz yüze yapılan görüşmede veriler yarı yapılandırılmış görüşme formuyla elde edilmiştir. Elde edilen verilerin analizinde, betimsel analiz yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda tüm değişkenlere göre genel olarak silahlanmanın güncel ve küresel bir sorun olduğu ortaya çıkmıştır. Silahlanmanın hızla büyümesinde ise dünya kaynaklarını sömürme anlayışının yattığı, bunun için de bölgesel sorunlar oluşturulduğu belirtilmiştir. Silahlanma yarışının öncüsünün ABD olduğu, Türkiye’nin de silahlanma konusunda dünyada ilk 10 ülke içinde yer aldığı ortaya konulmuştur. Çalışmanın alan yazındaki diğer çalışmalara katkı sağlaması beklenmektedir.

Research paper thumbnail of TÜRKİYE’DE SOSYAL  BİLGİLER DERS KİTAPLARINDA UYGARLIK KAVRAMININ YERİ

Bu çalışma Türkiye’de 5., 6. ve 7. sınıf sosyal bilgiler derslerindeki uygarlık kavramının yerini... more Bu çalışma Türkiye’de 5., 6. ve 7. sınıf sosyal bilgiler derslerindeki uygarlık kavramının yerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Bu amaç doğrultusunda çalışmada uygarlık kavramının tanımı yapılmış, Türkiye’deki uygarlık kavramı konusunda 2017-2018 eğitim öğretim yılından itibaren okutulmaya başlanan 5., 6. ve 7. sınıf sosyal bilgiler ders kitabı nitel araştırma yöntemleri içerisinde yer alan doküman analizi deseni kullanılarak incelenmiş ve bu sınıflardaki uygarlık temasının kavramsal, olgusal ve tematik olarak nasıl yer verildiği değerlendirilmiştir. Ülkemizdeki sosyal bilgiler ders kitaplarında uygarlık kavramının durumunu analiz edilebilmesi için çeşitli örneklerine bakmak yararlı olacaktır. Çalışma sonucunda sosyal bilgiler ders kitapları incelendiğinde 5. ve 6. sınıf ders kitaplarında uygarlık kavramıyla ilgili konulara yer verildiği tespit edilmiş; fakat 7.sınıf ders kitaplarında uygarlık kavramıyla ilgili bilgilere rastlanılmamıştır. 5. sınıfta ikinci sırada yer alan Kültür ve Miras Ünitesinde yer aldığı anlaşılmıştır. 6. sınıf düzeyinde ise Yeryüzünde Yaşam Ünitesinde uygarlık kavramıyla ilgili bilgilere yer verildiği görülmüştür. Ayrıca uygarlık kavramıyla ilgili görsellere de yer verildiği anlaşılmıştır.

Research paper thumbnail of SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMEN ADAYLARININ DERS ÇALIŞMA DÜZEYLERİNİN ANALİZİ: GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ

Öğrenci başarısında belirleyici olan temel etken tereddütsüz ders çalışmaya ayrılan sürenin yanın... more Öğrenci başarısında belirleyici olan temel etken tereddütsüz ders çalışmaya ayrılan sürenin yanında, çalışma tekniklerini en verimli şekilde kullanabilme becerisidir. Bilgiye ulaşabilmekte yeterli teknik imkânların yaygın olduğu günümüzde, teknolojiyi yerinde kullanmanın ve zamanı iyi yönetmenin önemi ortaya çıkmaktadır. İstihdam imkânının hem yaygın, hem de oldukça zor koşullara bağlı olduğu günümüzde öğrenim görmekte olan öğrencilerin başarılı olmalarının yegâne şartı bilgi kazanma sürecinde zamanı iyi yönetmeye bağlıdır. Gerek eğitim sistemi, gerekse sınav sistemlerimiz öğrencilerimizi daha çok ezberlemeye teşvik etmekte, ezbere dayalı elde edilen bilgiler kalıcı olamamakta, öğrencilerimizde muhakeme yapabilme becerisi gelişememektedir. Konular arasında korelasyon yapamayan öğrenciler beklenilen başarıyı yakalayamamakta, sorgulayan ve araştıran kişi sayısı sınırlı kalmaktadır. Her düzeydeki eğitim kurumlarının önemli görev ve sorumluluklarından birisi de hiç şüphesiz verimli ders çalışma, daha uzun süre kalıcı olabilecek bilgiye ulaşma yöntemlerinin kazandırılmasıdır.
Bu çalışmada öğretmen adayı durumundaki üniversite öğrencilerinin ders çalışma yaklaşımları ve bu ders çalışma yaklaşımlarının düzeyleri ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu amaçla Yılmaz ve Orhan tarafından 2011 yılında Türkçeye uyarlanan Ders Çalışma Yaklaşımı Ölçeği, ilgili yazarlardan yazılı izin alarak ve kısmen geliştirilerek kullanılmıştır. Çalışmanın evrenini Gaziosmanpaşa Üniversitesi Eğitim Fakültesinde öğrenim görmekte olan Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Ana Bilim Dalı öğrencileri oluşturmaktadır. Çalışmamıza farklı cinsiyet ve sınıf düzeylerinde okuyan toplam 120 öğrenci gönüllü olarak katılmış ve anket sorularını cevaplandırmışlardır. Ankete katılan öğrencilerin 62’sini kız, 58’ini erkek öğrenciler oluşturmaktadır. Anket uygulanmadan önce öğrencilere vermiş oldukları cevapların bilimsel amaçlı kullanılacağı belirtilmiş ve ankete dönük açıklamalar yapılmıştır. Her sınıf düzeyinden kolay ulaşılabilir olmasından dolayı 30 öğrenciye anket uygulanmıştır. Bu sayıdaki öğrencilerle uygulama yapılırken cinsiyet dağılımına dikkat edilmiş ve mümkün olduğunca eşit sayıda öğrenciye ulaşılmak hedeflenmiştir. İki bölümden oluşan veri toplama aracının birinci bölümünü sosyal bilgiler öğretmen adaylarının ve aile fertlerinin kişisel bilgilerini yönelik sorular oluşturmakta, ikinci bölümünü ise öğretmen adaylarının ders çalışma yaklaşımlarının düzeylerine ilişkin görüşlerini belirttikleri 5 dereceli Likert tipi anket bulunmaktadır. Yapılan bu araştırmada literatürde eğitim bilimleri ve sosyal bilimler alanında sıklıkla kullanılan betimsel araştırma modellerinden tarama modeli kullanılmıştır. Tarama modeline göre gerçekleştirilen çalışmalar, büyük örneklem gruplarının araştırmaya konu olan bazı sosyo-demografik özelliklerinin (yaş, medeni durum, cinsiyet vb.) belirlenmesinde kullanılan bir yaklaşım olduğu için, betimsel araştırma yöntemi olarak da bilinmektedir (Can, 2014: 8). Çalışma sonunda çeşitli önerilere yer verilmiştir.

Research paper thumbnail of SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMEN ADAYLARININ SİBER DUYARLILIK İNTERNET BAĞIMLILIĞI VE İNSANİ DEĞERLERİNİN ANALİZİ

Aydınlanma çağından günümüze kadar olan süreçte teknoloji çok hızlı bir şekilde gelişmiş, günlük ... more Aydınlanma çağından günümüze kadar olan süreçte teknoloji çok hızlı bir şekilde gelişmiş, günlük insan faaliyetlerinin her safhasında yaygın olarak kullanılagelmiştir. Günlük yaşamı kolaylaştıran teknolojik gelişmeler bir taraftan zamandan kazanmaya, hızlı karar verebilmeye, bilgiye daha kolay yoldan ulaşmaya yol açmasının yanında; gereksiz konularda ve aşırı kullanım sonucunda zararlı olabilmekte, bağımlılık yapabilmektedir. Günümüzde bağımlılık türlerinden biri de siber bağımlılıktır. İnternet ortamında çok fazla zaman geçirenler bağımlı, sosyal olmaktan uzak, paylaşımı bilmeyen ve genellikle bencil kişilikler haline gelmektedir. Gerek bilgisayar bağlantılı, gerekse daha yaygın olmak üzere cep telefonları üzerinden gerçekleşen internet bağımlılığı günümüz gençlerinin karşı karşıya kaldığı en tehlikeli bağımlılıklarından birisidir. Siber bağımlılık bir yandan bireyleri insani değerlerden soyutlarken, diğer taraftan da siber zorbalığa kapı aralamakta; tasvip edilmeyen olayların yaşanmasına sebep olmaktadır. Toplumsal suçlar literatürüne yeni bir suç alanı daha ilave edilmiş ve siber suçlar tanımı yapılmıştır. İnternet bağlantılı sosyal medya ortamında gerçekleşen diyaloglarla istenmeyen zorbalıklar yaşanabildiği gibi, dağılan yuvalar ve ahlaki değerlerin yozlaşması da adeta rutin hale gelebilmektedir.
Bu araştırmanın amacı, üniversite öğrencilerinin sahip oldukları insani değerler ile internet bağımlılığı ve siber zorbalığa duyarlılık arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktır. Çalışmada nicel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Bu kapsamda üniversite öğrencilerine Kişisel Bilgi Formu ile birlikte İnternet Bağımlılığı, İnsani Değerler ve Siber Zorbalığa İlişkin Duyarlılık ölçekleri aynı anda uygulanmıştır. Araştırmanın evrenini Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sosyal Bilgiler Öğretmenliği programında öğrenim görmekte olan öğretmen adayları oluştururken, farklı sınıf düzeylerine sahip ve gönüllülük esasına dayalı olarak ankete cevap veren 120 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırma sonucuna göre, internet bağımlılık puanı yüksek olan öğrencilerin asosyal kişilik sahibi olmalarına dayalı olarak insani değerler puanının düşük olduğu ortaya çıkmış, ancak internet bağımlılığı ile siber zorbalığa duyarlılık arasında anlamlı bir ilişkinin olmadığı görülmüştür. Siber zorbalığa duyarlılığın insani değerlerle kısmen ilişkisinin olduğu ortaya çıkmıştır. Kız öğrencilerin siber zorbalığa duyarlıkları erkek öğrencilere nazaran daha yüksek olduğu görülürken, ikamet edilen mekâna göre yapılan analiz sonucuna göre de ailesiyle yaşayan öğrencilerin, yurtta kalan öğrencilere göre sahip oldukları insani değerlerin daha yüksek olduğu tespit edilmiştir.

Research paper thumbnail of YETİŞKİN BİREYLERİN TARİHİ ÖĞRENİRKEN TEKNOLOJİ KAYNAKLARINI KULLANIM DURUMLARININ İNCELENMESİ

Tarihin öğretiminin temel işlevi, bireylerin kendilerine dair yerel, kültürel ve ulusal gelişmele... more Tarihin öğretiminin temel işlevi, bireylerin kendilerine dair yerel, kültürel ve ulusal gelişmeleri içine alan, dünyadaki gelişme ve değişimleri sebep sonuç ilişkisi içinde anlayabilmeleri konusunda onlara yardımcı olmaktır. Tarihin başka bir işlevi de, insanlara eleştirel ve şüpheci düşünebilmeyi öğretmek ve onları bugünün dünyasında yaşanan problemler ile yüzleşmeye hazırlamaktır. Geçmiş olay ve olgular tarih bilimi ile açıklığa kavuşmaktadır. Belli bir dönem, olay ya da olgulara ait bireysel yaşantıların, zihnin derinliklerinden çıkarılıp ele alınması ile toplumların geçmişle ilgili bilgilerini zenginleştirmek mümkün olabilir. Bu yaşantılarda geçmiş olay ve olgular yer almaktadır.
Geçmiş olay ve olguların öğrenilmesi açısından sözlü kaynakların değeri uzun bir süre tartışmaya açık bir konu olarak kalmıştır. II. Dünya Savaşı sonrası bu kaynakların da artık tarih öğretiminde kullanılabileceği tartışılmaya başlanmıştır. Bu sayede zaman içinde sözlü kaynakların da öğrenme sürecine katılması ön plana çıkmıştır. Sözlü kaynakların tarihe dair bilgilerini öğrenebilecekleri bilişim teknolojileri, medya ve yaşantılar gibi pek çok unsur mevcuttur. Buradan hareketle bu çalışma, eğitim öğretim esnasında önemli sözlü tarih kaynaklarımız olan yaşlılarımızın hatıralarında yer eden tarihi öğrenirken, teknoloji kaynaklarını kullanım durumlarını betimlemek amacıyla yapılmıştır.
Araştırma nitel araştırma yöntemlerinden fenomonolojik desene uygun olarak yürütülmüştür. Araştırmanın çalışma grubunu Tokat ilinde yaşayan 70 yaş ve üzerindeki 40 katılımcı oluşturmuştur. Araştırmada örneklem amaçlı örnekleme yöntemlerinden ölçüt örnekleme yöntemiyle belirlenmiştir. Burada bahsedilen ölçüt katılımcıların 70 yaş ve üzeri olmaları şeklinde belirlenmiştir. Veri toplamak için ise araştırmacılar tarafından geliştirilen yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılarak görüşmeler yapılmıştır. Araştırmada Elde edilen veriler betimsel analizle değerlendirilmiştir.
Araştırma sonucunda katılımcıların geneli tarihi televizyon ve radyo gibi görsel ve işitsel iletişim araçlarından öğrendikleri bulgusuna erişilmiştir. Bilgisayar ve akıllı telefon ile ilgili bir etkileşime ise rastlanmamıştır. Bunun sebebinin katılımcıların yaşları itibariyle dijital çağın getirdiği yeni teknolojilere yabancı kalmaları olduğu düşünülmektedir. Araştırmada bunlardan başka, yaşayarak tarihi öğrendiğini söyleyenlerin yanında çevreyi de öğrenme aracı olarak kullananlara da rastlanılmıştır. Ayrıca önemli bir diğer sonuç ise gazete gibi yazılı basın hemen hemen hiç takip edilmemekte olduğudur.

Research paper thumbnail of NİKSARLI COĞRAFYACI MEHMED SUUDİ EFENDİ VE TARİH-İ HİND-İ GARBİ

Tokat şehri, doğal kaynakları ve zengin tarihi ile önemli olan bir Anadolu şehridir. Türk kültürü... more Tokat şehri, doğal kaynakları ve zengin tarihi ile önemli olan bir Anadolu şehridir. Türk kültürünün gelişip zenginleşmesine önemli katkılarda bulunmuş olan bu şehir, birçok İslam bilginine de ev sahipliği yapmıştır. Bunlardan biri de Niksarlı Coğrafyacı Mehmed Suudi Efendi’dir. Mehmed Suudi Efendi’nin XVI. yüzyılda yazılmış Tarih-i Hind-i Garbi adlı bir eseri bulunmaktadır. Bu çalışmanın amacı, az tanınan, unutulmaya yüz tutmuş İslam bilgini Mehmed Suudi Efendi’yi ve onun eseri Tarih-i Hind-i Garbi’yi tanıtmaktır. Bu kapsamda Mehmed Suudi Efendi ve Tarih-i Hind-i Garbi adlı eseri incelenmiş ve ulaşılabilen kaynaklarda yer alan bilgiler ortaya konmuştur.
Nitel araştırma desenindeki bu çalışmada veriler doküman analizi yöntemiyle toplanmıştır. Çalışma sonucunda elde edilen bu sonuçların yeterince tanınmamış bir coğrafyacının gün yüzüne çıkartılmasına ve Tokat/Niksar yöresinden hareketle topluma ve bilime katkısı olan bilginlerin tanınmasında yol gösterici olacağı düşünülmektedir.

Research paper thumbnail of FARKLI STATÜ DEĞİŞKENLERİNE GÖRE NÜFUS ARTIŞININ YOL AÇTIĞI SORUNLARIN ANALİZİ

Kâinatın oluşum safhaları incelendiğinde ortaya çıkan yegâne gerçeklik ‘’tüm kâinatın oluşum ve v... more Kâinatın oluşum safhaları incelendiğinde ortaya çıkan yegâne gerçeklik ‘’tüm kâinatın oluşum ve varlığının tek sebebinin insan’’ olduğudur. Bir coğrafi gerçek olarak bilinmelidir ki, kâinatta var olan her şey insan için yaratılmış ve canlı-cansız her bir nesnenin varlık sebebi ‘’yaşanılır bir dünyanın devamlılığına’’ katkı sunmaktır. Bu kadar değerli olan insanın dünyadaki varlığının biyolojik temeli tereddütsüz nüfus artışının devamlılığıdır. Nüfus artışı bir gerekliliktir. Artan nüfusun temel ihtiyaçlarının karşılanması, aynı zamanda sınırlı dünya imkânlarının gelecek kuşaklara da aktarılması ise sosyal bir sorumluluktur. Bilindiği gibi günümüzde dünya nüfusu her gün ortalama 250.000 kişi artmakta, yılda 80 milyonu bulan artış hızıyla da her 10-15 yıl arasında dünya nüfusuna 1 milyarlık bir artış ilave olmaktadır. 2011 yılı verilerine göre 7 milyar olan dünya nüfusu 2020’li yılların başında 8 milyara erişecektir. Bugün sahra Afrika’sı, Ortadoğu ve uzak doğuda nüfus artışı çok hızlı seyrederken, genel olarak Avrupa ülkelerinde ise nüfus artışı durma noktasına gelmektedir. Nüfus artışının hızla seyretmesi temel insan ihtiyaçlarının karşılanmasında bir takım sorunlara yol açarken, değişen dünya şartlarında insan ihtiyaçları da değişmekte, tüketim çılgınlığı da yoğun üretimi zorunlu kılmaktadır. Bütün bu faaliyetler beraberinde bir takım sorunları ortaya çıkarmakta, çözümü her geçen gün daha da zorlaşan sorunlar, yerel sorun olarak kalmamakta, küresel sorunlara dönüşmektedir.
Bu çalışmada, hızlı nüfus artışının beraberinde getirdiği küresel sorunların neler olduğu, bu sorunlara nasıl çözüm bulunması gerektiği konusunda farklı statülere sahip üniversite elemanlarının görüşleri analiz edilmiştir. Bir olgu bilim (fenomenolojik) çalışması olan bu araştırmada, Amasya Üniversitesinde görevli 5 akademisyen, 5 idari personel ve 5 öğrencinin konu hakkındaki görüşleri alınmıştır. Nüfus artışının beraberinde getirdiği sorunların başında çevre sorunları, işsizlik, enerji ihtiyacını artması ve iklim değişikliğinin geldiği ifade edilmiştir. Çalışma sonunda çeşitli önerilere yer verilmiştir.

Research paper thumbnail of SOSYAL BİLGİLERDE KAVRAM ÖĞRETİMİ KONUSUNDA YAPILMIŞ BİLİMSEL ÇALIŞMALARIN ANALİZİ

Bu çalışma sosyal bilgilerde kavram öğretimi konusunda yapılmış çalışmaları ve çalışmaların içeri... more Bu çalışma sosyal bilgilerde kavram öğretimi konusunda yapılmış çalışmaları ve çalışmaların içeriklerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Amaç doğrultusunda Türkiye’de yayınlanan akademik çalışmalar içerik analizi yöntemi ile çözümlenmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu (2010-2020) yılları arasında Türkiye’de ilgili konu kapsamında yapılmış makale ve lisansüstü tezler oluşturmuştur. Araştırmada örneklem seçimine gidilmemiş ve evrenin tamamına ulaşılması hedeflenmiştir. Çalışma kapsamında yapılan alanyazın taraması sırasında sosyal bilgiler eğitimini ilgilendiren çalışmalar işleme alınmış; bu alan dışındaki çalışmalar ve eğitim-öğretim ile doğrudan ilişkili olmayan çalışmalar kapsam dışına bırakılmıştır. Bu bilgilerden hareketle kavram öğretimi ile ilgili 19 makale, 2 yüksek lisans ve 2 doktora tezi belirlenmiştir. Araştırmalarda verilerin genellikle görüşme formu ve çeşitli testlerin kullanımı yoluyla toplandığı görülmüştür. Daha sonra yayınlar kodlama işlemine tabii tutulmuş ve bu işlem yapıldıktan sonra elde edilen veriler SPSS23.0 programına aktarılmıştır. Araştırma sonunda elde edilen bilgiler doğrultusunda etkili kavram öğretimi için çeşitli eğitim aktivitelerine, etkinliklerine daha fazla yer verilmesi, öğrencilerin etkinliklere katılımının daha fazla sağlanması, öğretmenlerin kavram bulmacaları, kavram haritaları ve kavram karikatürü daha fazla kullanmasına dönük çeşitli önerilere yer verilmiştir.

Research paper thumbnail of MERZİFON (AMASYA) İLÇESİNİN KURAKLIK DURUMU

Bu araştırma Merzifon (Amasya) ilçesinin kuraklık durumunu belirlemek amacıyla yapılmıştır. Orta ... more Bu araştırma Merzifon (Amasya) ilçesinin kuraklık durumunu belirlemek amacıyla yapılmıştır. Orta Karadeniz Bölgesinde yer alan ve araştırmanın çalışma alanı olan Merzifon’un, Aydeniz, Erinç, De Martonne, Köppen, Thornthwaite, Trewartha gibi sınıflandırmalara göre iklim özellikleri belirlenmiştir. İlçe yazları ve kışları ılık, az kurak ve nemli iklim özelliklerine sahiptir. Betimsel araştırma yönteminin uygulandığı bu çalışmada öncelikle alanyazın taraması yapılmış, daha sonra da Meteoroloji Genel Müdürlüğünden araştırmaya konu olan sahada yer alan istasyona ait gözlem, rasat değerleri ve ilçeye ait 40 yıllık (1980-2020) yağış verileri temin edilmiş ve temin edilen veriler yorumlanarak değerlendirmeler yapılmıştır. Yıllık yağış ortalamasının altında kalan yıllar kuraklık olayının yaşandığı dönemler olarak tanımlanmıştır. Araştırmada ilçenin mevsimlik yağış durumu da analiz edilmiş en çok ve en az yağışın gerçekleştiği mevsimlerde belirlenmiştir. İlçenin aylık ve yıllık yağış rejimlerinin özellikleri aktarılmış ve çalışma sonucunda meteorolojik verilerden elde edilen bulgular doğrultusunda Merzifon ilçesinin kuraklık durumu analiz edilmiştir.

Research paper thumbnail of TR72 BÖLGESİNDE YAKIN GEÇMİŞTE İKLİMSEL DEĞİŞİMLERİN ANALİZİ

İçerisinde dünyamızın da yer aldığı evrenin şüphesiz en değerli elemanı insan-dır. İnsanın var o... more İçerisinde dünyamızın da yer aldığı evrenin şüphesiz en değerli elemanı insan-dır. İnsanın var olduğu andan bugüne kadar geçen beşeri yürüyüş, beraberinde çok farklı sosyo-kültürel mirasın ortaya çıkmasını sağlamıştır. Doğal çevrenin eleman-larından olan ve kutlu insan yürüyüşünün her anını etkileyen en önemli etkenlerden birisi de iklimdir. Doğal ve zaruri olan insan-çevre etkileşimi sürecinde her doğal etken gibi iklim elemanları da zara görebilmekte, gerekli ve yararlı işlevsellik, za-rarlı bir sürece dönüşebilmektedir. Hızla artan dünya nüfusunun yanında, sanayi inkılabından günümüze değin süratli bir gelişme gösteren teknolojinin beraberinde getirdiği olumsuzluklar doğal dengenin daha belirgin bir şekilde tahribine yol aç-makta, dün önemsenmeyen sorunlar için bugün insanlık acil koduyla çözüm arayı-şını sürdürmektedir. Günümüzde hemen herkesin kabul ettiği ve günlük, mevsimlik hava olayların-da görülen farklılaşmayı dikkate alarak, dünyamızın geleceği hakkında karamsar tablo çizdiği ve biyolojik bir tehdit olduğunu kabul ettiği bir küresel ısınmadan bahsedilmektedir. Her geçen gün daha da kuvvetle hissetmeye başladığımız bu kü-resel tehdide karşı alınacak önlemlerle ilgili dünya çapında çalışmalar yapılmakta, gelecek kuşaklara yaşanılır bir dünya bırakabilmenin mücadelesi verilmektedir.

Research paper thumbnail of ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN KİTAP OKUMA ALIŞKANLIĞINA BETİMSEL BİR BAKIŞ: AMASYA ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ

Bilişim ve iletişimin baş döndürücü bir hızla değiştiği günümüzde bilgiye sahip olmanın ve bilgi ... more Bilişim ve iletişimin baş döndürücü bir hızla değiştiği günümüzde bilgiye sahip olmanın ve bilgi kulvarını bilgiye sahip olma çabasının ve yeni bilgiler geliştirme arayışlarının oluşturduğu günümüz dünyasında milletlerin ayakta kalması, bilgi teknolojilerini yönetebilmesi ancak toplumun okumaya ayırdığı zamanla doğrudan bağlantılıdır. Geçmiş medeniyetlerinde okumaya daha fazla zaman ayıran, el yazması binlerce eserin yer aldığı
çok sayıda kütüphaneler kuran bir neslin devamını oluşturan günümüz Türk toplumunda ne yazık ki okuma oranı her geçen gün düşmekte, insanlarımız okuyan değil daha çok seyreden bir toplum görüntüsü kazanmaktadır.
Bir toplumun öncelikle en fazla okuyan, bütçesinden düzenli olarak kitap almaya belirli bir kaynak ayıran kesimi tereddütsüz eğitimciler olmak zorundadır. Bu bağlamda
üniversite öğrencilerine okuma alışkanlığı kazandırmak en az eğitim aldıkları uzmanlık alanında istendik bilgi düzeyine sahip olmak kadar önem taşımaktadır. Bu çalışmada öğretmen adayı durumundaki üniversite öğrencilerinin okuma alışkanlıkları ve okumaya ne kadar önem verdikleri ortaya konulmaya çalışılmıştır. Çalışmanın evrenini Amasya Üniversitesi Eğitim Fakültesinde öğrenim görmekte olan Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Ana Bilim Dalı öğrencileri oluşturmaktadır. Betimsel bir çalışma örneği oluşturan çalışmamıza farklı cinsiyet ve sınıf düzeylerinde okuyan toplam 166 öğrenci gönüllü olarak katılmış ve anket sorularını cevaplandırmıştır. Ankete katılan öğrencilerin 105 tanesini (% 63,3) kız, 61 tanesini (% 36,7) ise erkek öğrenciler oluşturmaktadır. Geçen yıl boyunca ankete katılan öğrencilerin % 48,2‟si en az 1, en fazla 5 kitap okuduğunu belirtirken; öğrencilerin % 28,3‟ü 6-10, % 12,7‟si 11-20, %
7,8‟i 20 den fazla kitap okuduğunu, öğrencilerin % 1,8‟i ise hiç kitap okumadığını belirtmiştir. Geride kalan 1 yıl içinde okunan kitap sayısı dikkate alındığında öğretmen adayı durumundaki öğrenciler adına durumun hiç de iç açıcı olmadığı görülmektedir.

Research paper thumbnail of TÜRKİYE'DE SOSYAL BİLGİLER DERS KİTAPLARINDA ÇEVRE EĞİTİMİNİN YERİ

Bu çalışma Türkiye‟de 6. ve 7. sınıf sosyal bilgiler derslerindeki çevre eğitiminin yerini belirl... more Bu çalışma Türkiye‟de 6. ve 7. sınıf sosyal bilgiler derslerindeki çevre eğitiminin yerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Bu amaç doğrultusunda çalışmada çevre ve çevre eğitiminin tanımı yapılmış, Türkiye‟deki çevre eğitimi konusunda 2017-2018 eğitim öğretim yılından itibaren okutulmaya başlanan 6. ve 7. sınıf sosyal bilgiler ders kitapları, nitel araştırma yöntemleri içerisinde yer alan doküman analizi deseni kullanılarak incelenmiş ve bu sınıflardaki çevre eğitiminin yeri değerlendirilmiştir. Ülkemizdeki sosyal bilgiler ders kitaplarında yer alan çevre eğitiminin durumunun analiz edilebilmesi için Avrupa ve Asya‟da ki çevre eğitimi örneklerine bakmak yararlı olacaktır. Amaca dönük olarak çevre eğitiminin yurt dışındaki boyutunu anlamak için Avrupa ve Asya ülkelerinin çevre eğitimiyle ilgili web tabanlı bilgi kaynakları incelenmiştir. Çalışma sonucunda sosyal
bilgiler ders kitapları incelendiğinde 6. ve 7. sınıf ders kitaplarında çevre ile ilgili konulara yer verildiği tespit edilmiştir. 6. sınıfta Sosyal Bilgiler Öğreniyorum, Ülkemizin
Kaynakları, Ülkemiz ve Dünya ünitelerinde çevre ve çevre eğitimiyle ilgili bilgilere yer verildiği belirlenmiştir. 7. sınıfta ise çevreyle ilgili bilgiler Ülkemizde Nüfus, Ekonomi ve
Sosyal Hayat, Yaşayan Demokrasi, Ülkeler Arası Köprüler ünitelerinde aktarıldığı görülmüştür. Ayrıca çevre ile ilgili görsellere de yer verildiği anlaşılmıştır.

Research paper thumbnail of ORTAOKULLARDA GÖREV YAPAN SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENLERİNİN SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETİMİNDE ÖĞRENCİ KAYNAKLI KARŞILAŞTIKLARI SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Bu çalışmanın amacı Çorum il merkezindeki ortaokullarda görev yapan sosyal bilgiler öğretmenlerin... more Bu çalışmanın amacı Çorum il merkezindeki ortaokullarda görev yapan sosyal bilgiler öğretmenlerinin sosyal bilgiler öğretiminde öğrenci kaynaklı karşılaştıkları sorunları tespit ederek bununla ilgili çözüm önerileri sunmaktır. Araştırmada betimsel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini Çorum il merkezindeki ortaokullarda görev yapan sosyal bilgiler öğretmenleri oluşturmaktadır. Araştırmada veriler, Akşit (2011) tarafından oluşturulan veri toplama aracıyla toplanmıştır. Üç bölümden oluşan veri toplama aracının birinci bölümünde sosyal bilgiler öğretmenlerinin kişisel bilgilerini yönelik sorular bulunmakta, ikinci bölüm öğretmenlerin sosyal bilgiler öğretiminde karşılaştıkları
sorunlara ilişkin görüşlerini belirttikleri 5 dereceli Likert tipi anketten oluşmakta ve üçüncü bölümde ise öğretmenlerin sosyal bilgiler derslerinde karşılaştıkları sorunları ifade ettikleri açık uçlu sorular yer almaktadır. Elde edilen veriler SSPS 21 paket programı kullanılarak analiz edilmiştir. Açık uçlu sorulara verilen cevaplar da öğretmenlerin ortak nitelendirmelerine göre gruplandırılarak sınıflandırılmıştır. Araştırma sonucunda öğrencilerin sosyal bilgiler dersine ve öğretmene karşı olumlu tutum içerisinde oldukları tespit edilmiştir. Bunun yanında öğrenciler, sosyal bilgiler dersini ezber dersi olarak görmekte, bu yüzden konuları
içselleştirmemektedir.

Research paper thumbnail of SOSYAL BİLGİLER MÜFREDATINDA TÜRK DÜNYASI KONUSU VE DIŞ POLİTİKAMIZA ETKİLERİNE İLİŞKİN AKADEMİSYEN GÖRÜŞLERİ

Bu araştırmanın amacı, sosyal bilgiler müfredatında Türk Dünyası konusuna yer verilmemesinin öğr... more Bu araştırmanın amacı, sosyal bilgiler müfredatında Türk Dünyası konusuna yer
verilmemesinin öğrencilerin dış politika bilgilerini nasıl etkileyeceğini tespit etmektir.
Çalışmanın içeriğinde ulaşılmak istenen amaç ise bu konuya yönelik akademisyen görüşlerinin neler olduğunu belirlemektir. Araştırmada derinlemesine bir çalışma yapmaya olanak sağlaması açısından uygun bir yöntem olan nitel araştırma yöntemlerinden olgu bilim (fenomenoloji) deseni kullanılmıştır. Araştırma görüşme veri toplama aracı kullanılarak yapılmıştır. Araştırmada amaçsal örnekleme yöntemlerinden kolay ulaşılabilir durum örneklemesi yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu 2015-2016 yılında Amasya Üniversitesi Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Ana Bilim Dalında görev yapmakta olan üç öğretim üyesi oluşturmaktadır. Amasya Üniversitesinde görev yapmakta olan öğretim üyeleriyle yarı yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Yapılan araştırmalar sonucunda Türk dünyasıyla
ilgili altıncı sınıf müfredatında kazanıma yer verildiği görülmüş fakat yedinci sınıf müfredatında ise bu konuyla ilgili herhangi bir kazanıma rastlanılmamıştır. Araştırmada elde edilen diğer bir sonuçta Türk dünyasının yeterince tanınmadığı ve Türk dünyasıyla olan bağın yeterince bilinmediği sonucudur. Buna sebep olarak da yeterli alt yapıya sahip olunmaması gösterilmiştir. Sosyal bilgiler derslerinde Türk Dünyası konusuna yer verilmemesinin ilerleyen zamanlarda çeşitli sorunlara neden olabileceğine dönük bulgulara rastlanılmıştır. Bu bulgulardan hareketle bu öğrencilerin Türk Dünyasıyla ilgili yeterli donanıma sahip olmalarında ve organik bağlarımızın olduğu Türk Dünyasına yönelik eğilimlerin de yüzeysel ve yetersiz kalma gibi sorunların ortaya çıkması öngörülmektedir. Benzer bir çalışma eğitim, öğretimde var olan diğer paydaşlarla da yapılabilir. Bu çalışma sonucunda ortaya çıkarılacak bilgi ve bulguların, Türk Dünyası açısından örnek teşkil etmesi ve ileride yapılacak olan bu tür çalışmalara kaynaklık
etmesi beklenmektedir.

Research paper thumbnail of EĞİTİM COĞRAFYASI BAKIMINDAN İKİ EKSTREM ŞEHİR: ANTALYA VE ŞANLIURFA

Mekana veya zamana bağlı olmaksızın devamlılığı olan süreçlerden birisi şüphesiz eğitimdir. Gerek... more Mekana veya zamana bağlı olmaksızın devamlılığı olan süreçlerden birisi şüphesiz eğitimdir. Gerek formel, gerekse enformel olarak sürekli içinde yer aldığımız eğitim süreci bireyin kişisel gelişiminde başlıca etkendir. Bireylerin eğitimine verilen önem, toplumsal kalkınmışlığın başta gelen göstergelerinden biridir. Dünya üzerinde coğrafi mekan koşulları bakımından birbirinin aynı özelliklere sahip, ancak kalkınmışlık düzeyleri arasında belirgin farklılıklar bulunan birçok ülke bulunmaktadır. Çevrenin doğal koşulları aynı olmasına rağmen ortaya çıkan bu gelişmişlik farkının sebebi tereddütsüz eğitime verilen önemle açıklanmaktadır. Çevrenin doğal boyutunun iyi okunabilmesi, tüm kaynakların yerli yerinde ve rantabl bir şekilde değerlendirilmesi ancak eğitim sayesinde mümkün olabilmektedir. Doğal kaynakları ne kadar zengin olursa olsun eğitime önem vermeyen, gerekli eğitim yatırımı yapmayan, iyi yetişmiş insan kaynaklarından yoksun hiçbir ülkenin uluslararası rekabette başarı şansı yoktur. Bugün zengin enerji kaynaklarına sahip Orta doğu ülkelerinin önemli miktarda gelir elde etmelerine rağmen bilimde, teknolojide hiçbir varlık gösterememelerinin sebebi eğitime gerekli yatırımın yapılamamasına bağlanmaktadır. Yine Kore yarımadasında yer alan Kuzey ve Güney Kore örnekleri de konunun öneminin anlaşılması adına başlı başına bir örnek teşkil etmektedir.
Türkiye’de eğitime verilen önem ve eğitime ayrılan genel bütçe payı sürekli artmakta, eğitim ile ilgili istatistikler sürekli olumlu değişme göstermektedir. 1928 yılında harf inkılabı ile alfabe değişikliği gerçekleşen ülkemizde 2015 de, yaklaşık 90 yılda okur-yazar oranı % 96,2 ye yükselmiştir. Ancak ülkemiz coğrafyasında görülen tabi ve beşeri farklılıklar yerel anlamda eğitim istatistiklerinde önemli farklılıkları da beraberinde getirmiştir. 2015 yılı verilerine göre Türkiye’de okur-yazar oranı en yüksek olan vilayet % 98,5 ile Antalya, en düşük okur-yazar oranına sahip olan vilayet ise % 90 ile şanlıurfa olarak tespit edilmiştir. Bu çalışmada bu iki eksterm değere sahip illerimizin eğitim istatistikleri karşılaştırılmış, farklılıkların nedenleri ve buna bağlı olarak da çözüm önerileri ortaya konulmaya çalışılmıştır.

Research paper thumbnail of 70 YAŞ ÜSTÜ YETİŞKİNLERİN YAKIN TARİHİ ÖĞRENME YÖNTEMLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

Bu araştırmada 70 yaşın üzerindeki insanların yakın tarih konusundaki bilgi durumlarının tespit e... more Bu araştırmada 70 yaşın üzerindeki insanların yakın tarih konusundaki bilgi durumlarının tespit edilmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda Tokat il merkezinde 70 yaş ve üzeri 40 yetişkinle yapılan yüz yüze görüşmelerle gerçekleştirilmiştir. Araştırmada amaçlı örnekleme yöntemlerinden ölçüt örnekleme tekniği kullanılmıştır. Burada bahsedilen ölçüt katılımcıların 70 yaş ve üzeri olmaları şeklinde belirlenmiştir. Veri toplamak için araştırmacı tarafından geliştirilen yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılarak görüşmeler yapılmıştır. Veriler Microsoft Excel ve Word ortamına aktarılmış sonrada IBM SPSS (Versiyon 17) programında frekans ve yüzde kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda katılımcıların genelinin tarihi, televizyon ve radyo gibi görsel ve işitsel iletişim araçlarından öğrendikleri bulgusuna erişilmiştir. Bilgisayar ve akıllı telefon ile ilgili bir etkileşime
ise rastlanılmamıştır. Bunun sebebinin katılımcıların yaşları itibariyle dijital çağın getirdiği yeni teknolojilere yabancı kalmaları olduğu düşünülmektedir. Araştırmada gazete gibi yazılı basının hemen hemen hiç takip edilmemekte olduğu, en güçlü medya araçlarından televizyonun, yakın tarihe ilişkin yaygın bir iletişim aracı olmasına rağmen hatırlanma da çok da etkili olamadığı ve 1950’den günümüze kadarki süreçte elektriğin gelmesi, yolların yapılması vb. değişimlerin katılımcıların hayatlarında genel olarak iyileşmeler sağladığı gibi sonuçlara da ulaşılmıştır. Çalışmanın sonucunda elde edilen veriler ışığında tarihin doğru öğretilmesi amacıyla tarih öğretiminin geliştirilmesine yönelik öneriler sunulmuştur. Sunulan öneriler içerisinde tarihi gençlere ve yeni nesillere aktarırken, zamanın tanıklıklarının görüş ve anlatımlarının önemi vurgulanmıştır.