mustafa kundakcı | Abant Izzet Baysal University, Bolu, Turkey (original) (raw)
Papers by mustafa kundakcı
Karadeniz Uluslararası Bilimsel Dergi, Jun 30, 2019
Edebî türler içerisinde yaygın biçimde kullanılan şiirler, anlam bakımından çok katmanlı metinler... more Edebî türler içerisinde yaygın biçimde kullanılan şiirler, anlam bakımından çok katmanlı metinlerdir. Kelimelerin seçimi ve kendisine has istifi sayesinde oldukça yoğun bir anlatım özelliği gösteren şiirlerde sadece duygular ele alınmaz. İnsanlar, olaylar ve tabiat şairin ilk temasından sonra şiire girer. Şairin bu unsurlara teması şiire giren insanlara, olaylara ve tabiata şiirin doğduğu zamanın şartlarını da ekler. Bu şartlar, okuyucunun şiirde doğrudan görebileceği şekilde verilebileceği gibi, dolaylı olarak anlaşılabilecek daha derin bir boyutta da aktarılabilir. Dönemin koşulları, şairleri ortak bir duygu durumunda buluşturduğunda şiirlerde de ortak temaların kullanıldığı akımlar ortaya çıkar. Kırgız edebiyatında XIX. yüzyılın ikinci yarısından yakın zamana kadar şiirlerde kullanılan ortak temalardan biri de ‘akan su’dur. Daha çok ‘akan su’ teması etrafında bir tabiat güzellemesi şeklinde söylenen şiirlerde dönemin toplumsal sorunlarına dair izlerin de bulunması mümkündür. Baskı ve zulmün özellikle fakir bir aile ortamında yetişen şairlerin yöneticileri eleştirmesine imkân vermediği bir ortamda şiirlerde doğrudan dönemde yaşanan zorlukları anlatan detayların olması beklenemez. Kırgız şiir geleneğinin içerisinde yetişen Ceñicok Kökö Uulu, Togolok Moldo ve Barpı Alıkulov’un ‘akan su’ temalı şiirlerinde daha çok tabiat güzellemesi yapılmaktadır. Şairler kişileştirme yoluyla anlattıkları ‘akan su’ temasını ideal bir insan ve ideal bir toplum için model olacak şekilde işler. Şiirlerin doğrudan anlattıkları dışında alegorik bir şekilde dolaylı yoldan yani çağrışımlar yoluyla aktardıkları içerisinde toplum hayatına yönelik detaylar üzerinde durulmuştur.
DOAJ (DOAJ: Directory of Open Access Journals), Dec 1, 2015
Ortaöğretimde Türkçenin Anadil Olarak Öğretiminde Sözlü ve Yazılı Metin Oluşturma Sorunu Öz Anadi... more Ortaöğretimde Türkçenin Anadil Olarak Öğretiminde Sözlü ve Yazılı Metin Oluşturma Sorunu Öz Anadil kullanma becerisi ortaöğretim seviyesinde yerleşik bir hale gelmelidir. Üniversiteye gitmeden önceki evrede, akademik metinleri doğru anlayabilmek, özgün bir bakışla kendi metin örneklerini üretmek, düşünce gücünü istenen ölçüde kullanabilmek ve olguları eleştirel bir bakış açısıyla ele alabilmek için anadili kullanabilme becerilerinin yeterince gelişmiş olması gereklidir. Bu çalışmada anadil öğretiminin iki temel başlığı olan sözlü metin ve yazılı metin kurma becerisinin ortaöğretim seviyesinde ne tür sorunlar sebebiyle gelişemediği üzerinde durulmaktadır. Çalışmada yöntem olarak gözlem ve doküman incelemesi kullanılmış olup teori ve uygulamada karşılaşılan problemler tartışılmıştır. Bu makalede dilin özellikleri, anadil öğretiminin önemi ve etkileri ortaya konulmuş, buna bağlı olarak Türkçenin anadil olarak öğretimindeki amaçlar ve yapılması gerekli yeni yöntem ve yaklaşımlar üzerinde durulmuştur. Sorunlar farklı açılardan ele alınmıştır. Oral and Written Text Formation Problem in Teaching Turkish as Mother Language at the Secondary Education Level Abstract The ability to use mother language at the secondary education level must be stabilized. The mother language must be ready to comprehend the academic articles correctly at the time before going to university, write individual authentic sample texts, and gain critical mind at this stage. In this study, what sort of problems prevented the development of oral and written text formation skill that are the two main topics of mother language teaching at the secondary education level was emphasized. In this paper, observation method and textual analysis were used and the problems faced in theory and practice were discussed. In this article, the characteristics of language, the importance and effects of teaching mother language were put forth and accordingly the objectives of teaching Turkish as mother language and the requirements of new methods and approaches. [...]
Karabük Türkoloji dergisi, Dec 30, 2020
Journal of the Human and Social Science Researches, Dec 25, 2016
Dil, bir millet için varlık yokluk meselesidir. Bireyleri birbirine bağlayan, onlardan bir millet... more Dil, bir millet için varlık yokluk meselesidir. Bireyleri birbirine bağlayan, onlardan bir millet inşa eden dilin kudretidir. Dil, milletleri hayat sahnesine çıkarmakla kalmaz; onları çeşitli taarruzlara karşı da korur. Milletler, var olmak için daha çok kültürel birikimlerinin tüm imkânlarını kullanıldıkları siyasi mücadelede başarılı olmak zorundadırlar. Bu mücadele devresinde ise kültürün taşıyıcısı olan dili kullanırlar. Milletler, dili etkin olarak kullandıklarında güç ve otorite sahibi olur. Dile hakkı olan dikkati göstermediklerinde ise tüm varlıkları istimlak edilir. Kısacası dil, milletlerin varlık mücadelesinde başat aktördür. Dili berkitip, bereketlendirenler kazanırken, ihmal edenler kaybeder. Kaşgarlı Mahmud, milleti hesabına bu gerçeği fark ederek dilin yanında durur. O, dilin millet demek olduğunu iyi bilir. Eseri Divanü Lügati't-Türk'te, Türk dilinin imkânlarını anlatmaktan çok bir milletin siyasi kudretini tarihe not düşer. Kaşgarlı Mahmud'un eseri sadece bir dil öğretim kitabı olarak değerlendirilemez. Dönemin şartları, eserin mahiyeti, yazarın kimliği ve eserin sunulduğu makam birlikte değerlendirildiğinde bu gerçek daha iyi anlaşılabilir.
Uluslararası uygur araştırmaları dergisi, Dec 24, 2020
Türk topluluklarında, geçmişten bugüne ölümden sonrasında bir hayat olduğuna (ahiret), ölümün bir... more Türk topluluklarında, geçmişten bugüne ölümden sonrasında bir hayat olduğuna (ahiret), ölümün bir son olmadığına dair yaygın bir inanış bulunmakla beraber, ölümün geçici de olsa bir ayrılık olduğu gerçeğinden hareketle ölüme yönelik birtakım hazırlıklar da yapılmaktadır. Bu hazırlıklar ölmesi muhtemel kişiden çok; geride kalacak insanları maddî ve manevî bakımdan rahatlatmak, bu anın duygusal etkisinden istifade ederek onları çeşitli yanlış tutum ve davranışlardan alıkoyabilecek nasihat ve tecrübeleri paylaşmak içindir. Kırgız Türklerinde de bazı fizyolojik ve psikolojik belirtilerden hareketle öleceğini anlayan kişinin ölmeden önce yakınlarını ve dostlarını çağırarak öğüt ve vasiyetlerini söylemesi öteden beri devam eden bir gelenektir. Kırgız sözlü kültür geleneğinde "kereez aytuu" ya da "osuyat kıluu" olarak adlandırılan vasiyet söyleme geleneği, nazım ve nesir şeklinde hâlâ canlı bir şekilde muhafaza edilmektedir. Manas'tan bugüne Kırgız sözlü edebiyatında çokça kullanılan vasiyet söyleme geleneğinin en güzel örneklerinden birini de XIX. yüzyılda yaşayan Kırgızların meşhur şairi Arstanbek'in "Kereez" şiirinde görmek mümkündür. Bu çalışmada Kırgızlarda "kereez aytuu" (vasiyet söyleme) geleneğiyle birlikte, bu geleneğin en yetkin örneklerinden biri olan Kırgız zamane şairi Arstanbek'e ait "Kereez" şiirinde öne çıkan temalar üzerinde durulacaktır.
Tarih Kültür ve Sanat Araştırmaları Dergisi, Dec 20, 2015
Anadil kullanma becerisi ortaöğretim seviyesinde yerleşik bir hale gelmelidir. Üniversiteye gitme... more Anadil kullanma becerisi ortaöğretim seviyesinde yerleşik bir hale gelmelidir. Üniversiteye gitmeden önceki evrede, akademik metinleri doğru anlayabilmek, özgün bir bakışla kendi metin örneklerini üretmek, düşünce gücünü istenen ölçüde kullanabilmek ve olguları eleştirel bir bakış açısıyla ele alabilmek için anadili kullanabilme becerilerinin yeterince gelişmiş olması gereklidir. Bu çalışmada anadil öğretiminin iki temel başlığı olan sözlü metin ve yazılı metin kurma becerisinin ortaöğretim seviyesinde ne tür sorunlar sebebiyle gelişemediği üzerinde durulmaktadır. Çalışmada yöntem olarak gözlem ve doküman incelemesi kullanılmış olup teori ve uygulamada karşılaşılan problemler tartışılmıştır. Bu makalede dilin özellikleri, anadil öğretiminin önemi ve etkileri ortaya konulmuş, buna bağlı olarak Türkçenin anadil olarak öğretimindeki amaçlar ve yapılması gerekli yeni yöntem ve yaklaşımlar üzerinde durulmuştur. Sorunlar farklı açılardan ele alınmıştır.
Tarih Kültür ve Sanat Araştırmaları Dergisi, Jul 1, 2019
In this article, a comparative study will be applied on the character Kenesary Khan in different ... more In this article, a comparative study will be applied on the character Kenesary Khan in different works of Kazakh literature Gazap (Göçebeler III) (İlyas Esenberlin-1969) and Ulpan (Gabit Müsirepov-1974). This study, which aims to show how the artistic understanding of the authors who use historical characters in the narrative genre is affected by the ideology of the period, will try to determine the destructive effect of socialist realism on the artistic and philosophical life of the Turkic geography. It is accepted that historical novels, which can be accepted as the intersection of literature and history, correspond to a need in social life. Although both fields are different in nature and method, especially the narrative genre can make use of the unique opportunities of these two fields and reveal very important works examples. As can be understood from the examples mentioned above, the field of Kazakh literature is quite rich in this respect. It will be pointed out the reasons why the literature, which declares that it aims to tell the truth, shows the nature of falsifying historical facts contrary to expectations. Historical traces that could answer the differences between these two periods were investigated for Turkish origin nations exploited in every sense both in Tsarist Russia and Soviet Russia. It will be tried to reveal how the memory of nations has been destroyed by giving the historical facts via the character Kenesary Khan. Analyzes will be made about the evaluations that the historical novel type is used as an ideological propaganda tool in Soviet Russia.
DergiPark (Istanbul University), Jun 29, 2019
Edebiyat sanatı, içinde var olduğu toplumsal yapının hayatından derin izler taşır. Özellikle şiir... more Edebiyat sanatı, içinde var olduğu toplumsal yapının hayatından derin izler taşır. Özellikle şiir, tarih biliminin geçmişle ilgili eksik bıraktığı insani detaylara dizelerinde yer verir. Bunu bazen doğrudan yapar; fakat çokça söylemek istediklerine uygun bir vesile arar. Toplumların hayatında birçok şiire konu olan zor zamanlar yaşanır. Seller, göçler, savaşlar ve depremler şairin insan ve zamanla ilgili söylemek istedikleri için uygun bir vesiledir. Türkistan coğrafyasında 1910 yılında yaşanan deprem vesilesiyle yazılan 'zelzele' temalı şiirler, yazıldıkları dönemin toplumsal hayatına ilişkin çok önemli detaylar paylaşır. Şiirin vesilesi bir felaket olduğu için şairler özellikle bu felakete giden süreçte sorumluluk sahibi olanların üzerinde durur. Zelzele her ne kadar doğal bir afet olsa da yaşanan zelzele kadar ağır sonuçları olan zulümler ve cehalet bu metafor üzerinden anlatılır. Zelzele şaire; zayıf, çaresiz ve korku içerisindeki halka yöneticilerin, din adamlarının, zenginlerin yaptıklarına karşı Allah'ı hakem yapma fırsatı verir. Şairler böylelikle kendisini halkın karşısında unvanı, ilmi ya da parası sebebiyle güçlü gören; kendisinde vehmettiği bu güce dayanarak kişisel çıkarları için onlara zulmedenlere ilahi adaleti hatırlatır. Bu çalışmada Moldo Kılıç, Kalık Akıyev ve Isak Şaybekov'un 'zelzele' temalı şiirlerine yansıyan toplumsal eleştiri unsurları üzerinde duruldu. Şairlerin toplumsal sorunlara karşı duyarlı kişiler olduğu gerçeğinden hareketle şiirlerde toplumun bu felaketine karşı gösterdikleri tepki araştırıldı.
Tarih Kültür ve Sanat Araştırmaları Dergisi, Mar 31, 2021
Since knowledge today is the most powerful core source for individuals, society and states, it is... more Since knowledge today is the most powerful core source for individuals, society and states, it is becoming an essential leverage that affects profoundly the dynamics of all parties. For this reason, information gains a nature that will affect all dynamics of individual and social life. Moreover, the fact that there is no boundary for knowledge is very convenient for states that want to expand their power and efficiency. Due to that, they allocate a huge number of resources on producing knowledge. Commercializing the strategic knowledge is also an affirmative determinant for this allocation. Higher education institutions are places where qualified information is processed and transferred. For this reason, it is only possible to reach qualified information by receiving education in higher education institutions that provide this service under appropriate conditions. The transformation of knowledge into a basic need for people and societies today significantly increases the demands for higher education. In countries that develop higher education institutions with their investments, the demands for these institutions are increasing day by day not only by the citizens of the countries but also by international students who cannot access qualified information in their countries for various reasons. In this sense, Turkey has become a centre of attraction in higher education seriously. It is vital for Turkey to successfully implement perpetually the Internationalization Strategy Document in Higher Education to meet fast increasing international student demands. This paper makes an effort to review the current situation of the internationalization strategy of higher education in Turkey, summarize its implementation, emphasize problems encountered, and propose very essential suggestions for the solutions of these problems. It will surely help Turkey's effort to reach its target on the internationalization strategy of higher education, and to become an important centre of attraction for both international students and academic staffs. As suggested in this paper, this aim is acquired only under the condition of identifying problems, making decisions very fast for the solutions, and prosecuting the implementation of the decisions continuously.
Journal of the Human and Social Science Researches, Sep 30, 2019
Bu makale, en az iki hakem tarafından incelenmiş ve intihal içermediği teyit edilmiştir. / This a... more Bu makale, en az iki hakem tarafından incelenmiş ve intihal içermediği teyit edilmiştir. / This article has been reviewed by at least two referees and confirmed to include no plagiarism.
Journal of International Social Research, 2019
Öz XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Kırgız topraklarını işgale başlayan Rusya, bu toprakl... more Öz XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Kırgız topraklarını işgale başlayan Rusya, bu topraklarda planlı bir şekilde yürüttüğü koloni siyaseti ile halkın verimli topraklarına çeşitli bahanelerle el koyar. Rusya içlerinden ve Ukrayna'dan getirdiği vatandaşlarını da bu verimli topraklara yerleştirir. Uyguladığı ağır vergi politikasının yanı sıra atadığı liyakatsiz yöneticiler üzerinden baskı ve zulümle kendisini kontrol altına almaya çalışan Çarlık Rusya'ya karşı halk, birçok defa canı pahasına da olsa isyan etmek zorunda kalır. Ancak o devrin teknolojik teçhizatıyla donatılmış Rus ordusu karşısında elinde neredeyse hiçbir savaş aracı bulunmayan Kırgız halkı başarılı olamaz. Özellikle 1898 Anciyan ve 1916 yılındaki Ürkün Kırgız Türklerinin millî bir bilinçle ve topyekûn bir şekilde kendilerine reva görülen insanlık dışı uygulamalara, işgal ve sömürü siyasetine dönük isyanları millî bir mücadeleye dönüşür. Kırgız kültür tarihinin oluşmasında büyük katkıları bulunan dönemin söz ustası akınlar da bu hayatın bir parçasıdır. Olup bitene maruz kalan, olanlara bizzat şahitlik eden Kırgız akınları da Rusların XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Kırgız topraklarında başlattığı işgal, sömürü ve asimilasyon amaçlı emperyalist uygulamalarını; bu uygulamaların halkın hayatında meydana getirdiği yıkımı ve infiali eserlerinde gerçekçi bir şekilde dile getirir. Geçmişi, hâli ve geleceği birlikte değerlendirebilecek bir zihin açıklığına sahip olan ve dönemin aydını kabul edilen akınlar, şiirleriyle tarihe tanıklık ederler.
The Journal of Social Sciences, 2019
It is a known fact that education is used in Turkestan geography as a means of assimilation effor... more It is a known fact that education is used in Turkestan geography as a means of assimilation efforts carried out by Soviet Russia. Aşım Cakıpbekov tries to remind the Kyrgyz people who have been subjected to this marginalization process with the story of Sagın, that they should protect their own values. The author uses the technique of daily texts in the story in order to take a realistic and impartial attitude towards his readers. Thus, a third person narrator enters between the hero and the reader who experiences the marginalization process, by this way the impression that the narrative is subjective interpretation of this third person is prevented. This study, it is aimed to reveal the detachment and marginalization of Kyrgyz Turks from the values of the societies to which they belong with the ideological education of Soviet Russia. Asocial problem is evaluated through this sample story.
Journal of International Social Research, 2019
Öz Kadim ve zengin bir sözlü edebiyat geleneğine sahip olan Kırgızlar, akın adı verilen şairler a... more Öz Kadim ve zengin bir sözlü edebiyat geleneğine sahip olan Kırgızlar, akın adı verilen şairler aracılığıyla bu geleneği nesilden nesle devam ettirirler. İrticalen söyledikleri şiirler vasıtasıyla halkın gönlünde ve hafızasında unutulmayan şahsiyetler olarak devrin önemli olaylarını, halkın yaşayışını, dünya görüşünü, örf adetlerini adeta bir kitap gibi ölümsüzleştiren bu şairler; devrin aynası, halkın canlı tarihi olmuşlardır. Bu şairlerden biri de XIV. yüzyılda yaşayan Toktogul Irçı (Saydali uulu)dır. Manasla ilgili ağıtları ve hikâyeleri toplayıp ilk defa bir araya getirerek Manası destanlaştıran ve günümüze kadar kaybolmadan gelenek halinde söylenmesini sağlayan Toktogul Irçı, Altınorda devleti hanlarından Canıbek ve kardeşi Berdibek döneminde onlarla yakın ilişkiler kurar. Ayrıca Altınorda devletine son veren Timur döneminde de devrin en etkili isimlerinden biri olan Toktogul Irçı, Kırgız halkı için önemli bir isimdir. Kırgızlar arasında "Toktogul gibi ırçı ol, Tolubay gibi sınçı ol." şeklinde atasözü gibi kulaktan kulağa söylenen meşhur sözdeki kahramanlardan biridir. Yaşadığı dönemde hükümdarlık edenlerin zulüm ve adaletsizliklerine karşı sesiz kalmayan Toktogul Irçı, söylediği şiirler ve halk üzerindeki etkisiyle zalimlik eden Canıbek'i de tahtından eder. Şiirleriyle kendi duyguları kadar halkın düşüncesine, ihtiyacına ve acısına tercüman olan Toktogul Irçı'nın sevdiği Akmirza'yı Timur zorla alır. Buna rağmen Akmirza'yı sevmekten vazgeçmeyen şair, sonrasında Timur'un hışmına uğrar. Zindana atılan ve aşkı uğruna zindanda öldürülen Toktogul, Kırgız tarihinin en cesur ve en önemli ozanlarından biri olarak tarihteki yerini alır. Bu çalışmada Toktogul'un şiirlerinde ele aldığı temalar en genel şekliyle değerlendirilecektir.
Tarih Kültür ve Sanat Araştırmaları Dergisi, 2015
Ortaöğretimde Türkçenin Anadil Olarak Öğretiminde Sözlü ve Yazılı Metin Oluşturma Sorunu Öz Anadi... more Ortaöğretimde Türkçenin Anadil Olarak Öğretiminde Sözlü ve Yazılı Metin Oluşturma Sorunu Öz Anadil kullanma becerisi ortaöğretim seviyesinde yerleşik bir hale gelmelidir. Üniversiteye gitmeden önceki evrede, akademik metinleri doğru anlayabilmek, özgün bir bakışla kendi metin örneklerini üretmek, düşünce gücünü istenen ölçüde kullanabilmek ve olguları eleştirel bir bakış açısıyla ele alabilmek için anadili kullanabilme becerilerinin yeterince gelişmiş olması gereklidir. Bu çalışmada anadil öğretiminin iki temel başlığı olan sözlü metin ve yazılı metin kurma becerisinin ortaöğretim seviyesinde ne tür sorunlar sebebiyle gelişemediği üzerinde durulmaktadır. Çalışmada yöntem olarak gözlem ve doküman incelemesi kullanılmış olup teori ve uygulamada karşılaşılan problemler tartışılmıştır. Bu makalede dilin özellikleri, anadil öğretiminin önemi ve etkileri ortaya konulmuş, buna bağlı olarak Türkçenin anadil olarak öğretimindeki amaçlar ve yapılması gerekli yeni yöntem ve yaklaşımlar üzerind...
trk dergisi, Dec 29, 2020
Karadeniz Uluslararası Bilimsel Dergi, 2019
Contents: Full author list for reference 37, comparison of AlH 4 − and CH 3 O − cross sections, c... more Contents: Full author list for reference 37, comparison of AlH 4 − and CH 3 O − cross sections, competitive modeling fits and fitting parameters.
Journal of History Culture and Art Research, 2015
Öz Anadil kullanma becerisi ortaöğretim seviyesinde yerleşik bir hale gelmelidir. Üniversiteye gi... more Öz Anadil kullanma becerisi ortaöğretim seviyesinde yerleşik bir hale gelmelidir. Üniversiteye gitmeden önceki evrede, akademik metinleri doğru anlayabilmek, özgün bir bakışla kendi metin örneklerini üretmek, düşünce gücünü istenen ölçüde kullanabilmek ve olguları eleştirel bir bakış açısıyla ele alabilmek için anadili kullanabilme becerilerinin yeterince gelişmiş olması gereklidir. Bu çalışmada anadil öğretiminin iki temel başlığı olan sözlü metin ve yazılı metin kurma becerisinin ortaöğretim seviyesinde ne tür sorunlar sebebiyle gelişemediği üzerinde durulmaktadır. Çalışmada yöntem olarak gözlem ve doküman incelemesi kullanılmış olup teori ve uygulamada karşılaşılan problemler tartışılmıştır. Bu makalede dilin özellikleri, anadil öğretiminin önemi ve etkileri ortaya konulmuş, buna bağlı olarak Türkçenin anadil olarak öğretimindeki amaçlar ve yapılması gerekli yeni yöntem ve yaklaşımlar üzerinde durulmuştur. Sorunlar farklı açılardan ele alınmıştır. Anahtar Kelimeler: Anadili öğret...
İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi, 2019
Bu makale, en az iki hakem tarafından incelenmiş ve intihal içermediği teyit edilmiştir. / This a... more Bu makale, en az iki hakem tarafından incelenmiş ve intihal içermediği teyit edilmiştir. / This article has been reviewed by at least two referees and confirmed to include no plagiarism.
İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi, 2016
Dil, bir millet için varlık yokluk meselesidir. Bireyleri birbirine bağlayan, onlardan bir millet... more Dil, bir millet için varlık yokluk meselesidir. Bireyleri birbirine bağlayan, onlardan bir millet inşa eden dilin kudretidir. Dil, milletleri hayat sahnesine çıkarmakla kalmaz; onları çeşitli taarruzlara karşı da korur. Milletler, var olmak için daha çok kültürel birikimlerinin tüm imkânlarını kullanıldıkları siyasi mücadelede başarılı olmak zorundadırlar. Bu mücadele devresinde ise kültürün taşıyıcısı olan dili kullanırlar. Milletler, dili etkin olarak kullandıklarında güç ve otorite sahibi olur. Dile hakkı olan dikkati göstermediklerinde ise tüm varlıkları istimlak edilir. Kısacası dil, milletlerin varlık mücadelesinde başat aktördür. Dili berkitip, bereketlendirenler kazanırken, ihmal edenler kaybeder. Kaşgarlı Mahmud, milleti hesabına bu gerçeği fark ederek dilin yanında durur. O, dilin millet demek olduğunu iyi bilir. Eseri Divanü Lügati't-Türk'te, Türk dilinin imkânlarını anlatmaktan çok bir milletin siyasi kudretini tarihe not düşer. Kaşgarlı Mahmud'un eseri sadece bir dil öğretim kitabı olarak değerlendirilemez. Dönemin şartları, eserin mahiyeti, yazarın kimliği ve eserin sunulduğu makam birlikte değerlendirildiğinde bu gerçek daha iyi anlaşılabilir.
Karadeniz Uluslararası Bilimsel Dergi, Jun 30, 2019
Edebî türler içerisinde yaygın biçimde kullanılan şiirler, anlam bakımından çok katmanlı metinler... more Edebî türler içerisinde yaygın biçimde kullanılan şiirler, anlam bakımından çok katmanlı metinlerdir. Kelimelerin seçimi ve kendisine has istifi sayesinde oldukça yoğun bir anlatım özelliği gösteren şiirlerde sadece duygular ele alınmaz. İnsanlar, olaylar ve tabiat şairin ilk temasından sonra şiire girer. Şairin bu unsurlara teması şiire giren insanlara, olaylara ve tabiata şiirin doğduğu zamanın şartlarını da ekler. Bu şartlar, okuyucunun şiirde doğrudan görebileceği şekilde verilebileceği gibi, dolaylı olarak anlaşılabilecek daha derin bir boyutta da aktarılabilir. Dönemin koşulları, şairleri ortak bir duygu durumunda buluşturduğunda şiirlerde de ortak temaların kullanıldığı akımlar ortaya çıkar. Kırgız edebiyatında XIX. yüzyılın ikinci yarısından yakın zamana kadar şiirlerde kullanılan ortak temalardan biri de ‘akan su’dur. Daha çok ‘akan su’ teması etrafında bir tabiat güzellemesi şeklinde söylenen şiirlerde dönemin toplumsal sorunlarına dair izlerin de bulunması mümkündür. Baskı ve zulmün özellikle fakir bir aile ortamında yetişen şairlerin yöneticileri eleştirmesine imkân vermediği bir ortamda şiirlerde doğrudan dönemde yaşanan zorlukları anlatan detayların olması beklenemez. Kırgız şiir geleneğinin içerisinde yetişen Ceñicok Kökö Uulu, Togolok Moldo ve Barpı Alıkulov’un ‘akan su’ temalı şiirlerinde daha çok tabiat güzellemesi yapılmaktadır. Şairler kişileştirme yoluyla anlattıkları ‘akan su’ temasını ideal bir insan ve ideal bir toplum için model olacak şekilde işler. Şiirlerin doğrudan anlattıkları dışında alegorik bir şekilde dolaylı yoldan yani çağrışımlar yoluyla aktardıkları içerisinde toplum hayatına yönelik detaylar üzerinde durulmuştur.
DOAJ (DOAJ: Directory of Open Access Journals), Dec 1, 2015
Ortaöğretimde Türkçenin Anadil Olarak Öğretiminde Sözlü ve Yazılı Metin Oluşturma Sorunu Öz Anadi... more Ortaöğretimde Türkçenin Anadil Olarak Öğretiminde Sözlü ve Yazılı Metin Oluşturma Sorunu Öz Anadil kullanma becerisi ortaöğretim seviyesinde yerleşik bir hale gelmelidir. Üniversiteye gitmeden önceki evrede, akademik metinleri doğru anlayabilmek, özgün bir bakışla kendi metin örneklerini üretmek, düşünce gücünü istenen ölçüde kullanabilmek ve olguları eleştirel bir bakış açısıyla ele alabilmek için anadili kullanabilme becerilerinin yeterince gelişmiş olması gereklidir. Bu çalışmada anadil öğretiminin iki temel başlığı olan sözlü metin ve yazılı metin kurma becerisinin ortaöğretim seviyesinde ne tür sorunlar sebebiyle gelişemediği üzerinde durulmaktadır. Çalışmada yöntem olarak gözlem ve doküman incelemesi kullanılmış olup teori ve uygulamada karşılaşılan problemler tartışılmıştır. Bu makalede dilin özellikleri, anadil öğretiminin önemi ve etkileri ortaya konulmuş, buna bağlı olarak Türkçenin anadil olarak öğretimindeki amaçlar ve yapılması gerekli yeni yöntem ve yaklaşımlar üzerinde durulmuştur. Sorunlar farklı açılardan ele alınmıştır. Oral and Written Text Formation Problem in Teaching Turkish as Mother Language at the Secondary Education Level Abstract The ability to use mother language at the secondary education level must be stabilized. The mother language must be ready to comprehend the academic articles correctly at the time before going to university, write individual authentic sample texts, and gain critical mind at this stage. In this study, what sort of problems prevented the development of oral and written text formation skill that are the two main topics of mother language teaching at the secondary education level was emphasized. In this paper, observation method and textual analysis were used and the problems faced in theory and practice were discussed. In this article, the characteristics of language, the importance and effects of teaching mother language were put forth and accordingly the objectives of teaching Turkish as mother language and the requirements of new methods and approaches. [...]
Karabük Türkoloji dergisi, Dec 30, 2020
Journal of the Human and Social Science Researches, Dec 25, 2016
Dil, bir millet için varlık yokluk meselesidir. Bireyleri birbirine bağlayan, onlardan bir millet... more Dil, bir millet için varlık yokluk meselesidir. Bireyleri birbirine bağlayan, onlardan bir millet inşa eden dilin kudretidir. Dil, milletleri hayat sahnesine çıkarmakla kalmaz; onları çeşitli taarruzlara karşı da korur. Milletler, var olmak için daha çok kültürel birikimlerinin tüm imkânlarını kullanıldıkları siyasi mücadelede başarılı olmak zorundadırlar. Bu mücadele devresinde ise kültürün taşıyıcısı olan dili kullanırlar. Milletler, dili etkin olarak kullandıklarında güç ve otorite sahibi olur. Dile hakkı olan dikkati göstermediklerinde ise tüm varlıkları istimlak edilir. Kısacası dil, milletlerin varlık mücadelesinde başat aktördür. Dili berkitip, bereketlendirenler kazanırken, ihmal edenler kaybeder. Kaşgarlı Mahmud, milleti hesabına bu gerçeği fark ederek dilin yanında durur. O, dilin millet demek olduğunu iyi bilir. Eseri Divanü Lügati't-Türk'te, Türk dilinin imkânlarını anlatmaktan çok bir milletin siyasi kudretini tarihe not düşer. Kaşgarlı Mahmud'un eseri sadece bir dil öğretim kitabı olarak değerlendirilemez. Dönemin şartları, eserin mahiyeti, yazarın kimliği ve eserin sunulduğu makam birlikte değerlendirildiğinde bu gerçek daha iyi anlaşılabilir.
Uluslararası uygur araştırmaları dergisi, Dec 24, 2020
Türk topluluklarında, geçmişten bugüne ölümden sonrasında bir hayat olduğuna (ahiret), ölümün bir... more Türk topluluklarında, geçmişten bugüne ölümden sonrasında bir hayat olduğuna (ahiret), ölümün bir son olmadığına dair yaygın bir inanış bulunmakla beraber, ölümün geçici de olsa bir ayrılık olduğu gerçeğinden hareketle ölüme yönelik birtakım hazırlıklar da yapılmaktadır. Bu hazırlıklar ölmesi muhtemel kişiden çok; geride kalacak insanları maddî ve manevî bakımdan rahatlatmak, bu anın duygusal etkisinden istifade ederek onları çeşitli yanlış tutum ve davranışlardan alıkoyabilecek nasihat ve tecrübeleri paylaşmak içindir. Kırgız Türklerinde de bazı fizyolojik ve psikolojik belirtilerden hareketle öleceğini anlayan kişinin ölmeden önce yakınlarını ve dostlarını çağırarak öğüt ve vasiyetlerini söylemesi öteden beri devam eden bir gelenektir. Kırgız sözlü kültür geleneğinde "kereez aytuu" ya da "osuyat kıluu" olarak adlandırılan vasiyet söyleme geleneği, nazım ve nesir şeklinde hâlâ canlı bir şekilde muhafaza edilmektedir. Manas'tan bugüne Kırgız sözlü edebiyatında çokça kullanılan vasiyet söyleme geleneğinin en güzel örneklerinden birini de XIX. yüzyılda yaşayan Kırgızların meşhur şairi Arstanbek'in "Kereez" şiirinde görmek mümkündür. Bu çalışmada Kırgızlarda "kereez aytuu" (vasiyet söyleme) geleneğiyle birlikte, bu geleneğin en yetkin örneklerinden biri olan Kırgız zamane şairi Arstanbek'e ait "Kereez" şiirinde öne çıkan temalar üzerinde durulacaktır.
Tarih Kültür ve Sanat Araştırmaları Dergisi, Dec 20, 2015
Anadil kullanma becerisi ortaöğretim seviyesinde yerleşik bir hale gelmelidir. Üniversiteye gitme... more Anadil kullanma becerisi ortaöğretim seviyesinde yerleşik bir hale gelmelidir. Üniversiteye gitmeden önceki evrede, akademik metinleri doğru anlayabilmek, özgün bir bakışla kendi metin örneklerini üretmek, düşünce gücünü istenen ölçüde kullanabilmek ve olguları eleştirel bir bakış açısıyla ele alabilmek için anadili kullanabilme becerilerinin yeterince gelişmiş olması gereklidir. Bu çalışmada anadil öğretiminin iki temel başlığı olan sözlü metin ve yazılı metin kurma becerisinin ortaöğretim seviyesinde ne tür sorunlar sebebiyle gelişemediği üzerinde durulmaktadır. Çalışmada yöntem olarak gözlem ve doküman incelemesi kullanılmış olup teori ve uygulamada karşılaşılan problemler tartışılmıştır. Bu makalede dilin özellikleri, anadil öğretiminin önemi ve etkileri ortaya konulmuş, buna bağlı olarak Türkçenin anadil olarak öğretimindeki amaçlar ve yapılması gerekli yeni yöntem ve yaklaşımlar üzerinde durulmuştur. Sorunlar farklı açılardan ele alınmıştır.
Tarih Kültür ve Sanat Araştırmaları Dergisi, Jul 1, 2019
In this article, a comparative study will be applied on the character Kenesary Khan in different ... more In this article, a comparative study will be applied on the character Kenesary Khan in different works of Kazakh literature Gazap (Göçebeler III) (İlyas Esenberlin-1969) and Ulpan (Gabit Müsirepov-1974). This study, which aims to show how the artistic understanding of the authors who use historical characters in the narrative genre is affected by the ideology of the period, will try to determine the destructive effect of socialist realism on the artistic and philosophical life of the Turkic geography. It is accepted that historical novels, which can be accepted as the intersection of literature and history, correspond to a need in social life. Although both fields are different in nature and method, especially the narrative genre can make use of the unique opportunities of these two fields and reveal very important works examples. As can be understood from the examples mentioned above, the field of Kazakh literature is quite rich in this respect. It will be pointed out the reasons why the literature, which declares that it aims to tell the truth, shows the nature of falsifying historical facts contrary to expectations. Historical traces that could answer the differences between these two periods were investigated for Turkish origin nations exploited in every sense both in Tsarist Russia and Soviet Russia. It will be tried to reveal how the memory of nations has been destroyed by giving the historical facts via the character Kenesary Khan. Analyzes will be made about the evaluations that the historical novel type is used as an ideological propaganda tool in Soviet Russia.
DergiPark (Istanbul University), Jun 29, 2019
Edebiyat sanatı, içinde var olduğu toplumsal yapının hayatından derin izler taşır. Özellikle şiir... more Edebiyat sanatı, içinde var olduğu toplumsal yapının hayatından derin izler taşır. Özellikle şiir, tarih biliminin geçmişle ilgili eksik bıraktığı insani detaylara dizelerinde yer verir. Bunu bazen doğrudan yapar; fakat çokça söylemek istediklerine uygun bir vesile arar. Toplumların hayatında birçok şiire konu olan zor zamanlar yaşanır. Seller, göçler, savaşlar ve depremler şairin insan ve zamanla ilgili söylemek istedikleri için uygun bir vesiledir. Türkistan coğrafyasında 1910 yılında yaşanan deprem vesilesiyle yazılan 'zelzele' temalı şiirler, yazıldıkları dönemin toplumsal hayatına ilişkin çok önemli detaylar paylaşır. Şiirin vesilesi bir felaket olduğu için şairler özellikle bu felakete giden süreçte sorumluluk sahibi olanların üzerinde durur. Zelzele her ne kadar doğal bir afet olsa da yaşanan zelzele kadar ağır sonuçları olan zulümler ve cehalet bu metafor üzerinden anlatılır. Zelzele şaire; zayıf, çaresiz ve korku içerisindeki halka yöneticilerin, din adamlarının, zenginlerin yaptıklarına karşı Allah'ı hakem yapma fırsatı verir. Şairler böylelikle kendisini halkın karşısında unvanı, ilmi ya da parası sebebiyle güçlü gören; kendisinde vehmettiği bu güce dayanarak kişisel çıkarları için onlara zulmedenlere ilahi adaleti hatırlatır. Bu çalışmada Moldo Kılıç, Kalık Akıyev ve Isak Şaybekov'un 'zelzele' temalı şiirlerine yansıyan toplumsal eleştiri unsurları üzerinde duruldu. Şairlerin toplumsal sorunlara karşı duyarlı kişiler olduğu gerçeğinden hareketle şiirlerde toplumun bu felaketine karşı gösterdikleri tepki araştırıldı.
Tarih Kültür ve Sanat Araştırmaları Dergisi, Mar 31, 2021
Since knowledge today is the most powerful core source for individuals, society and states, it is... more Since knowledge today is the most powerful core source for individuals, society and states, it is becoming an essential leverage that affects profoundly the dynamics of all parties. For this reason, information gains a nature that will affect all dynamics of individual and social life. Moreover, the fact that there is no boundary for knowledge is very convenient for states that want to expand their power and efficiency. Due to that, they allocate a huge number of resources on producing knowledge. Commercializing the strategic knowledge is also an affirmative determinant for this allocation. Higher education institutions are places where qualified information is processed and transferred. For this reason, it is only possible to reach qualified information by receiving education in higher education institutions that provide this service under appropriate conditions. The transformation of knowledge into a basic need for people and societies today significantly increases the demands for higher education. In countries that develop higher education institutions with their investments, the demands for these institutions are increasing day by day not only by the citizens of the countries but also by international students who cannot access qualified information in their countries for various reasons. In this sense, Turkey has become a centre of attraction in higher education seriously. It is vital for Turkey to successfully implement perpetually the Internationalization Strategy Document in Higher Education to meet fast increasing international student demands. This paper makes an effort to review the current situation of the internationalization strategy of higher education in Turkey, summarize its implementation, emphasize problems encountered, and propose very essential suggestions for the solutions of these problems. It will surely help Turkey's effort to reach its target on the internationalization strategy of higher education, and to become an important centre of attraction for both international students and academic staffs. As suggested in this paper, this aim is acquired only under the condition of identifying problems, making decisions very fast for the solutions, and prosecuting the implementation of the decisions continuously.
Journal of the Human and Social Science Researches, Sep 30, 2019
Bu makale, en az iki hakem tarafından incelenmiş ve intihal içermediği teyit edilmiştir. / This a... more Bu makale, en az iki hakem tarafından incelenmiş ve intihal içermediği teyit edilmiştir. / This article has been reviewed by at least two referees and confirmed to include no plagiarism.
Journal of International Social Research, 2019
Öz XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Kırgız topraklarını işgale başlayan Rusya, bu toprakl... more Öz XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Kırgız topraklarını işgale başlayan Rusya, bu topraklarda planlı bir şekilde yürüttüğü koloni siyaseti ile halkın verimli topraklarına çeşitli bahanelerle el koyar. Rusya içlerinden ve Ukrayna'dan getirdiği vatandaşlarını da bu verimli topraklara yerleştirir. Uyguladığı ağır vergi politikasının yanı sıra atadığı liyakatsiz yöneticiler üzerinden baskı ve zulümle kendisini kontrol altına almaya çalışan Çarlık Rusya'ya karşı halk, birçok defa canı pahasına da olsa isyan etmek zorunda kalır. Ancak o devrin teknolojik teçhizatıyla donatılmış Rus ordusu karşısında elinde neredeyse hiçbir savaş aracı bulunmayan Kırgız halkı başarılı olamaz. Özellikle 1898 Anciyan ve 1916 yılındaki Ürkün Kırgız Türklerinin millî bir bilinçle ve topyekûn bir şekilde kendilerine reva görülen insanlık dışı uygulamalara, işgal ve sömürü siyasetine dönük isyanları millî bir mücadeleye dönüşür. Kırgız kültür tarihinin oluşmasında büyük katkıları bulunan dönemin söz ustası akınlar da bu hayatın bir parçasıdır. Olup bitene maruz kalan, olanlara bizzat şahitlik eden Kırgız akınları da Rusların XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Kırgız topraklarında başlattığı işgal, sömürü ve asimilasyon amaçlı emperyalist uygulamalarını; bu uygulamaların halkın hayatında meydana getirdiği yıkımı ve infiali eserlerinde gerçekçi bir şekilde dile getirir. Geçmişi, hâli ve geleceği birlikte değerlendirebilecek bir zihin açıklığına sahip olan ve dönemin aydını kabul edilen akınlar, şiirleriyle tarihe tanıklık ederler.
The Journal of Social Sciences, 2019
It is a known fact that education is used in Turkestan geography as a means of assimilation effor... more It is a known fact that education is used in Turkestan geography as a means of assimilation efforts carried out by Soviet Russia. Aşım Cakıpbekov tries to remind the Kyrgyz people who have been subjected to this marginalization process with the story of Sagın, that they should protect their own values. The author uses the technique of daily texts in the story in order to take a realistic and impartial attitude towards his readers. Thus, a third person narrator enters between the hero and the reader who experiences the marginalization process, by this way the impression that the narrative is subjective interpretation of this third person is prevented. This study, it is aimed to reveal the detachment and marginalization of Kyrgyz Turks from the values of the societies to which they belong with the ideological education of Soviet Russia. Asocial problem is evaluated through this sample story.
Journal of International Social Research, 2019
Öz Kadim ve zengin bir sözlü edebiyat geleneğine sahip olan Kırgızlar, akın adı verilen şairler a... more Öz Kadim ve zengin bir sözlü edebiyat geleneğine sahip olan Kırgızlar, akın adı verilen şairler aracılığıyla bu geleneği nesilden nesle devam ettirirler. İrticalen söyledikleri şiirler vasıtasıyla halkın gönlünde ve hafızasında unutulmayan şahsiyetler olarak devrin önemli olaylarını, halkın yaşayışını, dünya görüşünü, örf adetlerini adeta bir kitap gibi ölümsüzleştiren bu şairler; devrin aynası, halkın canlı tarihi olmuşlardır. Bu şairlerden biri de XIV. yüzyılda yaşayan Toktogul Irçı (Saydali uulu)dır. Manasla ilgili ağıtları ve hikâyeleri toplayıp ilk defa bir araya getirerek Manası destanlaştıran ve günümüze kadar kaybolmadan gelenek halinde söylenmesini sağlayan Toktogul Irçı, Altınorda devleti hanlarından Canıbek ve kardeşi Berdibek döneminde onlarla yakın ilişkiler kurar. Ayrıca Altınorda devletine son veren Timur döneminde de devrin en etkili isimlerinden biri olan Toktogul Irçı, Kırgız halkı için önemli bir isimdir. Kırgızlar arasında "Toktogul gibi ırçı ol, Tolubay gibi sınçı ol." şeklinde atasözü gibi kulaktan kulağa söylenen meşhur sözdeki kahramanlardan biridir. Yaşadığı dönemde hükümdarlık edenlerin zulüm ve adaletsizliklerine karşı sesiz kalmayan Toktogul Irçı, söylediği şiirler ve halk üzerindeki etkisiyle zalimlik eden Canıbek'i de tahtından eder. Şiirleriyle kendi duyguları kadar halkın düşüncesine, ihtiyacına ve acısına tercüman olan Toktogul Irçı'nın sevdiği Akmirza'yı Timur zorla alır. Buna rağmen Akmirza'yı sevmekten vazgeçmeyen şair, sonrasında Timur'un hışmına uğrar. Zindana atılan ve aşkı uğruna zindanda öldürülen Toktogul, Kırgız tarihinin en cesur ve en önemli ozanlarından biri olarak tarihteki yerini alır. Bu çalışmada Toktogul'un şiirlerinde ele aldığı temalar en genel şekliyle değerlendirilecektir.
Tarih Kültür ve Sanat Araştırmaları Dergisi, 2015
Ortaöğretimde Türkçenin Anadil Olarak Öğretiminde Sözlü ve Yazılı Metin Oluşturma Sorunu Öz Anadi... more Ortaöğretimde Türkçenin Anadil Olarak Öğretiminde Sözlü ve Yazılı Metin Oluşturma Sorunu Öz Anadil kullanma becerisi ortaöğretim seviyesinde yerleşik bir hale gelmelidir. Üniversiteye gitmeden önceki evrede, akademik metinleri doğru anlayabilmek, özgün bir bakışla kendi metin örneklerini üretmek, düşünce gücünü istenen ölçüde kullanabilmek ve olguları eleştirel bir bakış açısıyla ele alabilmek için anadili kullanabilme becerilerinin yeterince gelişmiş olması gereklidir. Bu çalışmada anadil öğretiminin iki temel başlığı olan sözlü metin ve yazılı metin kurma becerisinin ortaöğretim seviyesinde ne tür sorunlar sebebiyle gelişemediği üzerinde durulmaktadır. Çalışmada yöntem olarak gözlem ve doküman incelemesi kullanılmış olup teori ve uygulamada karşılaşılan problemler tartışılmıştır. Bu makalede dilin özellikleri, anadil öğretiminin önemi ve etkileri ortaya konulmuş, buna bağlı olarak Türkçenin anadil olarak öğretimindeki amaçlar ve yapılması gerekli yeni yöntem ve yaklaşımlar üzerind...
trk dergisi, Dec 29, 2020
Karadeniz Uluslararası Bilimsel Dergi, 2019
Contents: Full author list for reference 37, comparison of AlH 4 − and CH 3 O − cross sections, c... more Contents: Full author list for reference 37, comparison of AlH 4 − and CH 3 O − cross sections, competitive modeling fits and fitting parameters.
Journal of History Culture and Art Research, 2015
Öz Anadil kullanma becerisi ortaöğretim seviyesinde yerleşik bir hale gelmelidir. Üniversiteye gi... more Öz Anadil kullanma becerisi ortaöğretim seviyesinde yerleşik bir hale gelmelidir. Üniversiteye gitmeden önceki evrede, akademik metinleri doğru anlayabilmek, özgün bir bakışla kendi metin örneklerini üretmek, düşünce gücünü istenen ölçüde kullanabilmek ve olguları eleştirel bir bakış açısıyla ele alabilmek için anadili kullanabilme becerilerinin yeterince gelişmiş olması gereklidir. Bu çalışmada anadil öğretiminin iki temel başlığı olan sözlü metin ve yazılı metin kurma becerisinin ortaöğretim seviyesinde ne tür sorunlar sebebiyle gelişemediği üzerinde durulmaktadır. Çalışmada yöntem olarak gözlem ve doküman incelemesi kullanılmış olup teori ve uygulamada karşılaşılan problemler tartışılmıştır. Bu makalede dilin özellikleri, anadil öğretiminin önemi ve etkileri ortaya konulmuş, buna bağlı olarak Türkçenin anadil olarak öğretimindeki amaçlar ve yapılması gerekli yeni yöntem ve yaklaşımlar üzerinde durulmuştur. Sorunlar farklı açılardan ele alınmıştır. Anahtar Kelimeler: Anadili öğret...
İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi, 2019
Bu makale, en az iki hakem tarafından incelenmiş ve intihal içermediği teyit edilmiştir. / This a... more Bu makale, en az iki hakem tarafından incelenmiş ve intihal içermediği teyit edilmiştir. / This article has been reviewed by at least two referees and confirmed to include no plagiarism.
İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi, 2016
Dil, bir millet için varlık yokluk meselesidir. Bireyleri birbirine bağlayan, onlardan bir millet... more Dil, bir millet için varlık yokluk meselesidir. Bireyleri birbirine bağlayan, onlardan bir millet inşa eden dilin kudretidir. Dil, milletleri hayat sahnesine çıkarmakla kalmaz; onları çeşitli taarruzlara karşı da korur. Milletler, var olmak için daha çok kültürel birikimlerinin tüm imkânlarını kullanıldıkları siyasi mücadelede başarılı olmak zorundadırlar. Bu mücadele devresinde ise kültürün taşıyıcısı olan dili kullanırlar. Milletler, dili etkin olarak kullandıklarında güç ve otorite sahibi olur. Dile hakkı olan dikkati göstermediklerinde ise tüm varlıkları istimlak edilir. Kısacası dil, milletlerin varlık mücadelesinde başat aktördür. Dili berkitip, bereketlendirenler kazanırken, ihmal edenler kaybeder. Kaşgarlı Mahmud, milleti hesabına bu gerçeği fark ederek dilin yanında durur. O, dilin millet demek olduğunu iyi bilir. Eseri Divanü Lügati't-Türk'te, Türk dilinin imkânlarını anlatmaktan çok bir milletin siyasi kudretini tarihe not düşer. Kaşgarlı Mahmud'un eseri sadece bir dil öğretim kitabı olarak değerlendirilemez. Dönemin şartları, eserin mahiyeti, yazarın kimliği ve eserin sunulduğu makam birlikte değerlendirildiğinde bu gerçek daha iyi anlaşılabilir.