Mahsum AYTEPE - Academia.edu (original) (raw)

Papers by Mahsum AYTEPE

Research paper thumbnail of Possible Realization Concept of Interreligious Dia- Logue: Atheism

Dinler arası diyalog konusu, özellikle II. Vatikan Konsili'nin 1962-65 yılları arasında yaptı... more Dinler arası diyalog konusu, özellikle II. Vatikan Konsili'nin 1962-65 yılları arasında yaptığı toplantılardan sonra güçlü bir şekilde dünya gündemine girmiştir. Özellikle semavi dinlerin başında gelen İslam ile Hıristiyanlık arasında yoğunlaşan diyalog çabaları, bugüne kadar kuramsal çalışmaların yanında pratik bir takım teşebbüslere de zemin oluşturmuştur. Test edilebilir bir zaman dilimini geride bırakan diyalog çabalarının beklenen sonuçları vermediği, bugün itibariyle teslim edilmesi gereken bir hakikat haline gelmiştir. Bu makalede kimilerinin büyük umutlar bağladığı Müslüman-Hıristiyan diyaloğunun niçin beklentilere karşılık veremediği sorgulanacak, bu çerçevede sürdürülebilir ve gerçekçi bir diyaloğun nasıl bir düşünsel zemin üzerine bina edilmesi gerektiğine ilişkin kanaatler paylaşılacaktır.Interreligious dialogue entered into a strong international agenda especially II. After the meeting of the year between 1962-65 Vatican Council. Dialogue efforts, especially from th...

Research paper thumbnail of Problem of “Inviter” in The Islamıc Invitation and the Conditions to Overcome it

İslam diğer bütün inanç ve düşünceler gibi davetçi eliyle yayılmıştır. İslam’ın mesajının insanla... more İslam diğer bütün inanç ve düşünceler gibi davetçi eliyle yayılmıştır. İslam’ın mesajının insanlara ulaştırılmasında bir vasıta olan davetçi, bazen önemli problemlerin de sebebi olabilmektedir. Daveti ideolojik amaçlar için araçsallaştırmak ve davet sürecini birtakım menfaatler için değerlendirmek, bu problemlerin başında gelmektedir. Kişiler veya teşekkül ettirilmiş yapılar eliyle sürdürülen davet çalışmalarındaki muhtemel sapmaların asgariye indirilmesi mümkündür. Bunun için İslam’ın temel değerlerine dayanan ve davete muhatap olan insanlar tarafından da fark edilebilecek ilkelerin hakemliğine başvurulabilir. Bu çalışma, İslami davette “davetçi” problemini ele almakta ve davetin doğru ahlaki ve epistemolojik koşullarda yürütülebilmesi için dikkat edilmesi gereken ilkelere odaklanmaktadır.Islam, like all other beliefs and ideas, has been spread by the invitation. The inviter, who delivers the message of Islam to people, can also cause important problems. Instrumenting the invitatio...

Research paper thumbnail of Islamism's Progress in Turkey from its Emergence till Today: A Classification Essay

Osmanlının son döneminde ortaya çıkan ve Cumhuriyetle birlikte farklı bir aşamaya evirilen İslamc... more Osmanlının son döneminde ortaya çıkan ve Cumhuriyetle birlikte farklı bir aşamaya evirilen İslamcılığın Türkiye seyri, son yılların temel tartışma konularından biri olmuştur. Türkiye'deki toplumsal ve siyasal şartların etkili olduğu bu tartışmalar, İslamcılığın, bittiğinden, güçlenerek sürdüğüne dair iddialara varıncaya kadar çok farklı yaklaşımlara zemin hazırlamıştır. Bu makalede, tartışmaların daha sağlıklı değerlendirilebilmesine imkAn verecek şekilde İslamcılık serüveni analiz edilecektir. Bu bağlamda İslamcılığın doğuşundan günümüze kadar hangi aşamalardan geçtiği ve nasıl bir sınıflandırmaya tabi tutulacağına ilişkin bir değerlendirmeye girişilecektir.Islamism in Turkey, which has emerged in the late Ottoman era and has evolved into a different phase with the establishment of the republic in Turkey, has been one of the prominent discussion topics in recent years. These discussions, which have been influenced by social and politic circumstances, have prepared the groundwor...

Research paper thumbnail of Deizm-Bilim İlişkisi ve İslam Düşüncesi

Istanbul University - DergiPark, May 30, 2017

Öz Deizm, Batıda 17. ve 18. yüzyıllarda, temelde din-bilim çatışmasını bir çözüme kavuşturmak içi... more Öz Deizm, Batıda 17. ve 18. yüzyıllarda, temelde din-bilim çatışmasını bir çözüme kavuşturmak için ortaya çıkmış felsefi ve dini bir harekettir. Deizmin bulduğu çözüm, bilimin önünü açmış, ancak dinin aleyhine olmuştur. Deizm bu çerçevede, Tanrı'nın varlığını kabul etmiş; ancak Tanrısal inayeti, vahiy, nübüvvet ve mucize gibi olguları reddetmiştir. Deizm bugün başat bir felsefi ve dini hareket olmaktan çıkmıştır. Ancak akla duyduğu sarsılmaz güven, âleme müdahale etmeyen Tanrı anlayışı ve doğal din vurgusu gibi yönleriyle etkisini devam ettirmektedir. Bilimsel ve teolojik varsayımları, daha çok Sosyal Bilimler üzerinden İslam düşüncesini de etkilemiştir. Bu çalışma, deizm-bilim ilişkisinin İslam düşüncesi üzerindeki etkisini Müslüman düşünürleri de dikkate alarak açıklığa kavuşturmayı amaçlamaktadır.

Research paper thumbnail of Dinler Arası Diyaloğun Mümkün Gerçekleşme Konsepti: Ateizm

İslami ilimler dergisi, 2016

Research paper thumbnail of Mu’Tezi̇le’Ni̇n Aslah Teori̇si̇ Ve Basra Mu’Tezi̇le’Si̇ni̇n Aslah Anlayişinin Tahli̇li̇

Yakın Doğu Üniversitesi İslam Tetkikleri Merkezi dergisi, Jun 1, 2019

Aslah teorisi, Mu'tezile düşüncesinin anlaşılmasında merkezi bir öneme sahiptir. Mu'tezile, bu ... more Aslah teorisi, Mu'tezile düşüncesinin anlaşılmasında merkezi bir öneme sahiptir. Mu'tezile, bu teoriyle Allah, tabiat ve insan arasındaki ilişkiye rasyonel bir açıklama getirmeye çalışmıştır. Aslah teorisi, İslam düşüncesinde etkisi şimdiye kadar devam eden pek çok tartışmaya zemin hazırlamıştır. Aslah teorisini tartışanlar sadece Ehl-i sünnet gibi Mu'tezile'ye muhalif akımlar olmamıştır. Bizatihi Mu'tezile içinde de tartışmaya katılan ve teoriyi sorgulayanlar olmuştur. Bu çalışmada, aslah teorisi ana hatlarıyla izah edildikten sonra tartışmanın Mu'tezile içindeki seyrine bakılacaktır. Çalışmada son olarak Basra Mu'tezilesinin aslahı temellendirmek için giriştiği çabadan hareketle, "koşullar"a dayalı bir lütuf düşüncesi geliştirebilmenin imkânı sorgulanacaktır. Bu bağlamda çalışmanın temel savı, Allah'a zorunluluk yükleyen bir aslah düşüncesi yerine, temeli Kur'an'da bulunan ve bizim "koşullar" olarak somutlaştırdığımız lütuf düşüncesinin daha uygun bir çerçeve oluşturabileceği yönündedir.

Research paper thumbnail of Lütuf Teori̇si̇ Çerçevesi̇nde Allah-İnsan İli̇şki̇si̇ni̇n Mu’Tezi̇lî Yorumu

Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi, 2017

İnsan, âlemlerin Rabbi olan Allah tarafından yaratılmış ve teklife muhatap tutulmuştur. Teklif, i... more İnsan, âlemlerin Rabbi olan Allah tarafından yaratılmış ve teklife muhatap tutulmuştur. Teklif, insan için sorumluluk olduğu kadar bir imkândır. Teklifi imkâna dönüştüren şey, Allah'ın yardım ve inayetine konu olmasıdır. Mu'tezile Allah'ın yardımını lütuf kavramı ile izah eder. Lütuf, insanın mükellef olduğu sürece, ilahi yardıma mazhar olduğunu ifade eder. İnsan bir taraftan lütuf olarak gerçekleşen bir yardımla teklife muhatap olmakta, diğer taraftan özgürlüğünü koruyabilmektedir. Burada temel problem, insanın özgürlüğünü tartışmasız kabul eden Mu'tezilenin bu yardımı nasıl izah edeceğidir. Zira Mu'tezile hiçbir surette insanın irade ve ihtiyarının zedelenmesini kabul etmez. Bu çalışma, lütuf teorisi bağlamında Allah ile insan arasında gerçekleşen ilişkiye değinmekte, yardım ve özgürlük paradoksuna Mu'tezilenin nasıl bir açıklama getirdiğini ele almaktadır.

Research paper thumbnail of Mu’tezile Kelamında Ötekine Ulaşma Kaygısı Olarak Emr-i bi’l-Ma’rûf Nehy-i ‘ani’l-Münker İlkesi

MUKADDİME, 2017

Mu'tezile Kelâmında Ötekine Ulaşma Kaygısı Olarak emr-i bi'l-ma'rûf nehy-i 'ani'l-münker İlkesi M... more Mu'tezile Kelâmında Ötekine Ulaşma Kaygısı Olarak emr-i bi'l-ma'rûf nehy-i 'ani'l-münker İlkesi Mahsum AYTEPE i Öz: Mu'tezile, büyük oranda, İslam'a sonradan dâhil olan milletlerin yol açtığı sorunlarla eş zamanlı olarak tarih sahnesine çıkmıştır. Farklı etnik, kültürel, dinsel ve felsefi cereyanların ürettiği sorunlar, geleneksel yaklaşımlarla cevap bulmayınca, Mu'tezilî düşünce ilgi odağı olmuştur. Mu'tezile İslam'la karşılaşan topluluklarla öncelikle "akıl" üzerinden bir iletişim dili kurmuştur. Bu iletişimin manevi motivasyonu ise emr-i bi'lma'rûf nehy-i 'ani'l-münker ilkesi olmuştur. Bu ilke, Mu'tezilenin "öteki"ne ulaşma çabasının kurumsal karşılığı olmuştur. Bu çalışma, iyiliği emretme kötülüğü nehyetme ilkesinin ortaya çıktığı koşulları ve bunun Mu'tezile için taşıdığı anlamı irdeleyecektir.

Research paper thumbnail of İslamî Davette "Davetçi̇" Problemi̇ Ve Bun

Ekev Akademi Dergisi, 2017

Research paper thumbnail of Doğuşundan Günümüze İslamcılığın Türkiye Seyri: Bir Sınıflandırma Denemesi

Anemon Muş Alparslan Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2016

Osmanlının son döneminde ortaya çıkan ve Cumhuriyetle birlikte farklı bir aşamaya evirilen İslamc... more Osmanlının son döneminde ortaya çıkan ve Cumhuriyetle birlikte farklı bir aşamaya evirilen İslamcılığın Türkiye seyri, son yılların temel tartışma konularından biri olmuştur. Türkiye'deki toplumsal ve siyasal şartların etkili olduğu bu tartışmalar, İslamcılığın, bittiğinden, güçlenerek sürdüğüne dair iddialara varıncaya kadar çok farklı yaklaşımlara zemin hazırlamıştır. Bu makalede, tartışmaların daha sağlıklı değerlendirilebilmesine imkân verecek şekilde İslamcılık serüveni analiz edilecektir. Bu bağlamda İslamcılığın doğuşundan günümüze kadar hangi aşamalardan geçtiği ve nasıl bir sınıflandırmaya tabi tutulacağına ilişkin bir değerlendirmeye girişilecektir.

Research paper thumbnail of Ali̇ya Düşüncesi̇nde Üçüncü Yolun İmkâni Olarak İslâm

Journal of International Social Research, 2016

ALİYA DÜŞÜNCESİNDE ÜÇÜNCÜ YOLUN İMKÂNI OLARAK İSLÂM THE POSSIBILITY OF THIRD ROAD AS ISLAM IN ALI... more ALİYA DÜŞÜNCESİNDE ÜÇÜNCÜ YOLUN İMKÂNI OLARAK İSLÂM THE POSSIBILITY OF THIRD ROAD AS ISLAM IN ALIJA THOUGHT Mahsum AYTEPE * Öz İnsanın düşünen bir varlık olması, insanın tarihini bir düşünce tarihi olarak görmemize imkân vermektedir. Her bir insanın farklı olması da düşünsel farklılıkların zeminini oluşturmaktadır. Bu çerçevede bugüne kadar insana ait sayısız fikri teşebbüsler olmuş, düşünce tarihi de bunların temel ve kayıt altına alınabilen türlerini bizlere aktarmıştır. İnsan, Tanrı ve doğayla ilgili görüş beyan eden düşünce ve inançların, sentezden indirgemeciliğe varan değerlendirmeleri, olumlu ve olumsuz anlamda neredeyse bütün uç noktalara kadar yayılmıştır. Aliya İzzetbegoviç, çeşitliliği insan teki oranında geniş olsa da bütün fikirleri, doktrinleri veya inançları üç grupta toplamanın mümkün olduğunu düşünmektedir. Dini, materyalist ve İslami olarak tasnif ettiği dünya görüşlerine ilişkin yaptığı derin çözümlemeler, siyasi kimliği kadar, entelektüel ve felsefi birikimiyle de dikkat çekmesine sebep olmuştur. Bu çalışma, düalist bir yapıya sahip olan insan ve hayatın temel niteliklerinden birine ağırlık veren düşünce ve inançlara karşıt olarak, sunduğu öneriler ve dayandığı hükümlerle Aliya'nın İslam'ın,üçüncü ve en makul yol olduğuna ilişkin tezini tahlil edecektir.

Research paper thumbnail of İmameti̇n Vucubi̇yeti̇ Tartişmalari: Kadi Abdülcebbar-Şeri̇f Murtaza

KELAM ARAŞTIRMALARI DERGİSİ, 2016

İslam tarihinde meydana gelen olaylar, bugüne kadar varlıklarını sürdüren itikadî fırkaların teşe... more İslam tarihinde meydana gelen olaylar, bugüne kadar varlıklarını sürdüren itikadî fırkaların teşekkül etmesine doğrudan sebep teşkil etmiştir. Siyasi, toplumsal ve kültürel şartların etkili olduğu olayların sonunda ortaya çıkan bu fırkalar, çoğunlukla kendilerini var eden koşullara dini bir anlam yükleyerek inanç ve ilkelerini izah etmeye çalışmışlardır. Böyle bir çabanın tipik bir örneği olarak görülebilecek Şia'nın imamet doktrini, bugüne kadar pek çok ilmi tartışmanın gerçekleşmesine zemin oluşturmuştur. Bu çalışmada, imameti imanın temel rükünlerinden biri olarak kabul eden Şia'nın bunun için getirdiği deliller kritik edilecektir. Bu çerçevede imametin vucubiyeti tartışmaları, daha ziyade Kadı Abdülcebbar'ın itirazları ve öğrencisi Şerif Murtaza'nın ispatlama çabaları bağlamında ele alınacaktır.

Research paper thumbnail of İnsanda Orta Yolu Bulma Potansi̇yeli̇

e-Şarkiyat İlmi Araştırmaları Dergisi/Journal of Oriental Scientific Research (JOSR), 2018

İnsan yapısı itibariyle ruh ve bedenden yaratılmıştır. Ontik yapısında hem iyilik hem de kötülük ... more İnsan yapısı itibariyle ruh ve bedenden yaratılmıştır. Ontik yapısında hem iyilik hem de kötülük yapmasını mümkün kılan eğilimler bulunmaktadır. İnsan türünün tamamını içine alan bu eğilimler fıtrat olarak ifade edilmektedir. Fıtri eğilimler, insanı diğer tüm canlılardan farklı kılan akıl ve irade gibi niteliklerle dengelenebilir. İnsan, zıt eğilimlerini bir bütünlük içinde değerlendirebildiği oranda orta yolu yakalayabilir. Fıtri eğilimlerinden biri veya bir kaçı, varlık yapısının tamamını kuşatırsa aşırılığa müptela olur. Bu çalışmada, önce insanın varlık yapısı ele alınacak, daha sonra aşırıya gitmenin anlamı üzerinde durulacaktır. Çalışmada ulaştığımız temel sonuç şudur: İnsan bir hikmete binaen verilen farklı fıtri eğilimlerini, aklını kullanarak mutedil bir noktada dengeleyebilir. Ancak bu, potansiyel anlamda böyledir. İslam insanın bu potansiyelini, fıtratındaki bütün eğilimleri dikkate alan öğretisiyle bir sistem içinde karşılayan yegâne öğretidir.

Research paper thumbnail of Kelamcıların Problemleri Ele Alışında"Çevre" Unsurlarının Etkisi: "Elem Problemi Örneği

KELAM ARAŞTIRMALARI DERGİSİ, 2014

Mutakallimun have carried out important functions particularly during the period of expansion whe... more Mutakallimun have carried out important functions particularly during the period of expansion when they faced with different cultures and religions and they have never fallen within a simple form of religious defense. In fact, they have contributed a new horizon to the Islamic thought by putting forward new theories and establishing new issues. However, their primary concern has been introducing Islam to non-muslim quarters. This study aims to demonstrate how Qadi Abuljabbar handled a theological problem according to environmental factors. The Qadi tackles the problem of suffering with rational justification, dispelling the worries of non-muslims.

Research paper thumbnail of Possible Realization Concept of Interreligious Dia- Logue: Atheism

Dinler arası diyalog konusu, özellikle II. Vatikan Konsili'nin 1962-65 yılları arasında yaptı... more Dinler arası diyalog konusu, özellikle II. Vatikan Konsili'nin 1962-65 yılları arasında yaptığı toplantılardan sonra güçlü bir şekilde dünya gündemine girmiştir. Özellikle semavi dinlerin başında gelen İslam ile Hıristiyanlık arasında yoğunlaşan diyalog çabaları, bugüne kadar kuramsal çalışmaların yanında pratik bir takım teşebbüslere de zemin oluşturmuştur. Test edilebilir bir zaman dilimini geride bırakan diyalog çabalarının beklenen sonuçları vermediği, bugün itibariyle teslim edilmesi gereken bir hakikat haline gelmiştir. Bu makalede kimilerinin büyük umutlar bağladığı Müslüman-Hıristiyan diyaloğunun niçin beklentilere karşılık veremediği sorgulanacak, bu çerçevede sürdürülebilir ve gerçekçi bir diyaloğun nasıl bir düşünsel zemin üzerine bina edilmesi gerektiğine ilişkin kanaatler paylaşılacaktır.Interreligious dialogue entered into a strong international agenda especially II. After the meeting of the year between 1962-65 Vatican Council. Dialogue efforts, especially from th...

Research paper thumbnail of Problem of “Inviter” in The Islamıc Invitation and the Conditions to Overcome it

İslam diğer bütün inanç ve düşünceler gibi davetçi eliyle yayılmıştır. İslam’ın mesajının insanla... more İslam diğer bütün inanç ve düşünceler gibi davetçi eliyle yayılmıştır. İslam’ın mesajının insanlara ulaştırılmasında bir vasıta olan davetçi, bazen önemli problemlerin de sebebi olabilmektedir. Daveti ideolojik amaçlar için araçsallaştırmak ve davet sürecini birtakım menfaatler için değerlendirmek, bu problemlerin başında gelmektedir. Kişiler veya teşekkül ettirilmiş yapılar eliyle sürdürülen davet çalışmalarındaki muhtemel sapmaların asgariye indirilmesi mümkündür. Bunun için İslam’ın temel değerlerine dayanan ve davete muhatap olan insanlar tarafından da fark edilebilecek ilkelerin hakemliğine başvurulabilir. Bu çalışma, İslami davette “davetçi” problemini ele almakta ve davetin doğru ahlaki ve epistemolojik koşullarda yürütülebilmesi için dikkat edilmesi gereken ilkelere odaklanmaktadır.Islam, like all other beliefs and ideas, has been spread by the invitation. The inviter, who delivers the message of Islam to people, can also cause important problems. Instrumenting the invitatio...

Research paper thumbnail of Islamism's Progress in Turkey from its Emergence till Today: A Classification Essay

Osmanlının son döneminde ortaya çıkan ve Cumhuriyetle birlikte farklı bir aşamaya evirilen İslamc... more Osmanlının son döneminde ortaya çıkan ve Cumhuriyetle birlikte farklı bir aşamaya evirilen İslamcılığın Türkiye seyri, son yılların temel tartışma konularından biri olmuştur. Türkiye'deki toplumsal ve siyasal şartların etkili olduğu bu tartışmalar, İslamcılığın, bittiğinden, güçlenerek sürdüğüne dair iddialara varıncaya kadar çok farklı yaklaşımlara zemin hazırlamıştır. Bu makalede, tartışmaların daha sağlıklı değerlendirilebilmesine imkAn verecek şekilde İslamcılık serüveni analiz edilecektir. Bu bağlamda İslamcılığın doğuşundan günümüze kadar hangi aşamalardan geçtiği ve nasıl bir sınıflandırmaya tabi tutulacağına ilişkin bir değerlendirmeye girişilecektir.Islamism in Turkey, which has emerged in the late Ottoman era and has evolved into a different phase with the establishment of the republic in Turkey, has been one of the prominent discussion topics in recent years. These discussions, which have been influenced by social and politic circumstances, have prepared the groundwor...

Research paper thumbnail of Deizm-Bilim İlişkisi ve İslam Düşüncesi

Istanbul University - DergiPark, May 30, 2017

Öz Deizm, Batıda 17. ve 18. yüzyıllarda, temelde din-bilim çatışmasını bir çözüme kavuşturmak içi... more Öz Deizm, Batıda 17. ve 18. yüzyıllarda, temelde din-bilim çatışmasını bir çözüme kavuşturmak için ortaya çıkmış felsefi ve dini bir harekettir. Deizmin bulduğu çözüm, bilimin önünü açmış, ancak dinin aleyhine olmuştur. Deizm bu çerçevede, Tanrı'nın varlığını kabul etmiş; ancak Tanrısal inayeti, vahiy, nübüvvet ve mucize gibi olguları reddetmiştir. Deizm bugün başat bir felsefi ve dini hareket olmaktan çıkmıştır. Ancak akla duyduğu sarsılmaz güven, âleme müdahale etmeyen Tanrı anlayışı ve doğal din vurgusu gibi yönleriyle etkisini devam ettirmektedir. Bilimsel ve teolojik varsayımları, daha çok Sosyal Bilimler üzerinden İslam düşüncesini de etkilemiştir. Bu çalışma, deizm-bilim ilişkisinin İslam düşüncesi üzerindeki etkisini Müslüman düşünürleri de dikkate alarak açıklığa kavuşturmayı amaçlamaktadır.

Research paper thumbnail of Dinler Arası Diyaloğun Mümkün Gerçekleşme Konsepti: Ateizm

İslami ilimler dergisi, 2016

Research paper thumbnail of Mu’Tezi̇le’Ni̇n Aslah Teori̇si̇ Ve Basra Mu’Tezi̇le’Si̇ni̇n Aslah Anlayişinin Tahli̇li̇

Yakın Doğu Üniversitesi İslam Tetkikleri Merkezi dergisi, Jun 1, 2019

Aslah teorisi, Mu'tezile düşüncesinin anlaşılmasında merkezi bir öneme sahiptir. Mu'tezile, bu ... more Aslah teorisi, Mu'tezile düşüncesinin anlaşılmasında merkezi bir öneme sahiptir. Mu'tezile, bu teoriyle Allah, tabiat ve insan arasındaki ilişkiye rasyonel bir açıklama getirmeye çalışmıştır. Aslah teorisi, İslam düşüncesinde etkisi şimdiye kadar devam eden pek çok tartışmaya zemin hazırlamıştır. Aslah teorisini tartışanlar sadece Ehl-i sünnet gibi Mu'tezile'ye muhalif akımlar olmamıştır. Bizatihi Mu'tezile içinde de tartışmaya katılan ve teoriyi sorgulayanlar olmuştur. Bu çalışmada, aslah teorisi ana hatlarıyla izah edildikten sonra tartışmanın Mu'tezile içindeki seyrine bakılacaktır. Çalışmada son olarak Basra Mu'tezilesinin aslahı temellendirmek için giriştiği çabadan hareketle, "koşullar"a dayalı bir lütuf düşüncesi geliştirebilmenin imkânı sorgulanacaktır. Bu bağlamda çalışmanın temel savı, Allah'a zorunluluk yükleyen bir aslah düşüncesi yerine, temeli Kur'an'da bulunan ve bizim "koşullar" olarak somutlaştırdığımız lütuf düşüncesinin daha uygun bir çerçeve oluşturabileceği yönündedir.

Research paper thumbnail of Lütuf Teori̇si̇ Çerçevesi̇nde Allah-İnsan İli̇şki̇si̇ni̇n Mu’Tezi̇lî Yorumu

Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi, 2017

İnsan, âlemlerin Rabbi olan Allah tarafından yaratılmış ve teklife muhatap tutulmuştur. Teklif, i... more İnsan, âlemlerin Rabbi olan Allah tarafından yaratılmış ve teklife muhatap tutulmuştur. Teklif, insan için sorumluluk olduğu kadar bir imkândır. Teklifi imkâna dönüştüren şey, Allah'ın yardım ve inayetine konu olmasıdır. Mu'tezile Allah'ın yardımını lütuf kavramı ile izah eder. Lütuf, insanın mükellef olduğu sürece, ilahi yardıma mazhar olduğunu ifade eder. İnsan bir taraftan lütuf olarak gerçekleşen bir yardımla teklife muhatap olmakta, diğer taraftan özgürlüğünü koruyabilmektedir. Burada temel problem, insanın özgürlüğünü tartışmasız kabul eden Mu'tezilenin bu yardımı nasıl izah edeceğidir. Zira Mu'tezile hiçbir surette insanın irade ve ihtiyarının zedelenmesini kabul etmez. Bu çalışma, lütuf teorisi bağlamında Allah ile insan arasında gerçekleşen ilişkiye değinmekte, yardım ve özgürlük paradoksuna Mu'tezilenin nasıl bir açıklama getirdiğini ele almaktadır.

Research paper thumbnail of Mu’tezile Kelamında Ötekine Ulaşma Kaygısı Olarak Emr-i bi’l-Ma’rûf Nehy-i ‘ani’l-Münker İlkesi

MUKADDİME, 2017

Mu'tezile Kelâmında Ötekine Ulaşma Kaygısı Olarak emr-i bi'l-ma'rûf nehy-i 'ani'l-münker İlkesi M... more Mu'tezile Kelâmında Ötekine Ulaşma Kaygısı Olarak emr-i bi'l-ma'rûf nehy-i 'ani'l-münker İlkesi Mahsum AYTEPE i Öz: Mu'tezile, büyük oranda, İslam'a sonradan dâhil olan milletlerin yol açtığı sorunlarla eş zamanlı olarak tarih sahnesine çıkmıştır. Farklı etnik, kültürel, dinsel ve felsefi cereyanların ürettiği sorunlar, geleneksel yaklaşımlarla cevap bulmayınca, Mu'tezilî düşünce ilgi odağı olmuştur. Mu'tezile İslam'la karşılaşan topluluklarla öncelikle "akıl" üzerinden bir iletişim dili kurmuştur. Bu iletişimin manevi motivasyonu ise emr-i bi'lma'rûf nehy-i 'ani'l-münker ilkesi olmuştur. Bu ilke, Mu'tezilenin "öteki"ne ulaşma çabasının kurumsal karşılığı olmuştur. Bu çalışma, iyiliği emretme kötülüğü nehyetme ilkesinin ortaya çıktığı koşulları ve bunun Mu'tezile için taşıdığı anlamı irdeleyecektir.

Research paper thumbnail of İslamî Davette "Davetçi̇" Problemi̇ Ve Bun

Ekev Akademi Dergisi, 2017

Research paper thumbnail of Doğuşundan Günümüze İslamcılığın Türkiye Seyri: Bir Sınıflandırma Denemesi

Anemon Muş Alparslan Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2016

Osmanlının son döneminde ortaya çıkan ve Cumhuriyetle birlikte farklı bir aşamaya evirilen İslamc... more Osmanlının son döneminde ortaya çıkan ve Cumhuriyetle birlikte farklı bir aşamaya evirilen İslamcılığın Türkiye seyri, son yılların temel tartışma konularından biri olmuştur. Türkiye'deki toplumsal ve siyasal şartların etkili olduğu bu tartışmalar, İslamcılığın, bittiğinden, güçlenerek sürdüğüne dair iddialara varıncaya kadar çok farklı yaklaşımlara zemin hazırlamıştır. Bu makalede, tartışmaların daha sağlıklı değerlendirilebilmesine imkân verecek şekilde İslamcılık serüveni analiz edilecektir. Bu bağlamda İslamcılığın doğuşundan günümüze kadar hangi aşamalardan geçtiği ve nasıl bir sınıflandırmaya tabi tutulacağına ilişkin bir değerlendirmeye girişilecektir.

Research paper thumbnail of Ali̇ya Düşüncesi̇nde Üçüncü Yolun İmkâni Olarak İslâm

Journal of International Social Research, 2016

ALİYA DÜŞÜNCESİNDE ÜÇÜNCÜ YOLUN İMKÂNI OLARAK İSLÂM THE POSSIBILITY OF THIRD ROAD AS ISLAM IN ALI... more ALİYA DÜŞÜNCESİNDE ÜÇÜNCÜ YOLUN İMKÂNI OLARAK İSLÂM THE POSSIBILITY OF THIRD ROAD AS ISLAM IN ALIJA THOUGHT Mahsum AYTEPE * Öz İnsanın düşünen bir varlık olması, insanın tarihini bir düşünce tarihi olarak görmemize imkân vermektedir. Her bir insanın farklı olması da düşünsel farklılıkların zeminini oluşturmaktadır. Bu çerçevede bugüne kadar insana ait sayısız fikri teşebbüsler olmuş, düşünce tarihi de bunların temel ve kayıt altına alınabilen türlerini bizlere aktarmıştır. İnsan, Tanrı ve doğayla ilgili görüş beyan eden düşünce ve inançların, sentezden indirgemeciliğe varan değerlendirmeleri, olumlu ve olumsuz anlamda neredeyse bütün uç noktalara kadar yayılmıştır. Aliya İzzetbegoviç, çeşitliliği insan teki oranında geniş olsa da bütün fikirleri, doktrinleri veya inançları üç grupta toplamanın mümkün olduğunu düşünmektedir. Dini, materyalist ve İslami olarak tasnif ettiği dünya görüşlerine ilişkin yaptığı derin çözümlemeler, siyasi kimliği kadar, entelektüel ve felsefi birikimiyle de dikkat çekmesine sebep olmuştur. Bu çalışma, düalist bir yapıya sahip olan insan ve hayatın temel niteliklerinden birine ağırlık veren düşünce ve inançlara karşıt olarak, sunduğu öneriler ve dayandığı hükümlerle Aliya'nın İslam'ın,üçüncü ve en makul yol olduğuna ilişkin tezini tahlil edecektir.

Research paper thumbnail of İmameti̇n Vucubi̇yeti̇ Tartişmalari: Kadi Abdülcebbar-Şeri̇f Murtaza

KELAM ARAŞTIRMALARI DERGİSİ, 2016

İslam tarihinde meydana gelen olaylar, bugüne kadar varlıklarını sürdüren itikadî fırkaların teşe... more İslam tarihinde meydana gelen olaylar, bugüne kadar varlıklarını sürdüren itikadî fırkaların teşekkül etmesine doğrudan sebep teşkil etmiştir. Siyasi, toplumsal ve kültürel şartların etkili olduğu olayların sonunda ortaya çıkan bu fırkalar, çoğunlukla kendilerini var eden koşullara dini bir anlam yükleyerek inanç ve ilkelerini izah etmeye çalışmışlardır. Böyle bir çabanın tipik bir örneği olarak görülebilecek Şia'nın imamet doktrini, bugüne kadar pek çok ilmi tartışmanın gerçekleşmesine zemin oluşturmuştur. Bu çalışmada, imameti imanın temel rükünlerinden biri olarak kabul eden Şia'nın bunun için getirdiği deliller kritik edilecektir. Bu çerçevede imametin vucubiyeti tartışmaları, daha ziyade Kadı Abdülcebbar'ın itirazları ve öğrencisi Şerif Murtaza'nın ispatlama çabaları bağlamında ele alınacaktır.

Research paper thumbnail of İnsanda Orta Yolu Bulma Potansi̇yeli̇

e-Şarkiyat İlmi Araştırmaları Dergisi/Journal of Oriental Scientific Research (JOSR), 2018

İnsan yapısı itibariyle ruh ve bedenden yaratılmıştır. Ontik yapısında hem iyilik hem de kötülük ... more İnsan yapısı itibariyle ruh ve bedenden yaratılmıştır. Ontik yapısında hem iyilik hem de kötülük yapmasını mümkün kılan eğilimler bulunmaktadır. İnsan türünün tamamını içine alan bu eğilimler fıtrat olarak ifade edilmektedir. Fıtri eğilimler, insanı diğer tüm canlılardan farklı kılan akıl ve irade gibi niteliklerle dengelenebilir. İnsan, zıt eğilimlerini bir bütünlük içinde değerlendirebildiği oranda orta yolu yakalayabilir. Fıtri eğilimlerinden biri veya bir kaçı, varlık yapısının tamamını kuşatırsa aşırılığa müptela olur. Bu çalışmada, önce insanın varlık yapısı ele alınacak, daha sonra aşırıya gitmenin anlamı üzerinde durulacaktır. Çalışmada ulaştığımız temel sonuç şudur: İnsan bir hikmete binaen verilen farklı fıtri eğilimlerini, aklını kullanarak mutedil bir noktada dengeleyebilir. Ancak bu, potansiyel anlamda böyledir. İslam insanın bu potansiyelini, fıtratındaki bütün eğilimleri dikkate alan öğretisiyle bir sistem içinde karşılayan yegâne öğretidir.

Research paper thumbnail of Kelamcıların Problemleri Ele Alışında"Çevre" Unsurlarının Etkisi: "Elem Problemi Örneği

KELAM ARAŞTIRMALARI DERGİSİ, 2014

Mutakallimun have carried out important functions particularly during the period of expansion whe... more Mutakallimun have carried out important functions particularly during the period of expansion when they faced with different cultures and religions and they have never fallen within a simple form of religious defense. In fact, they have contributed a new horizon to the Islamic thought by putting forward new theories and establishing new issues. However, their primary concern has been introducing Islam to non-muslim quarters. This study aims to demonstrate how Qadi Abuljabbar handled a theological problem according to environmental factors. The Qadi tackles the problem of suffering with rational justification, dispelling the worries of non-muslims.