Burak Kemal Ermiş - Academia.edu (original) (raw)

Papers by Burak Kemal Ermiş

Research paper thumbnail of İran ve Arap Baharı: Çift Taraflı Aynadaki Asimetri mi?

Arap Bahari orneginden hareketle Iran dis politikasinin iki farkli aktorunun (Halk ve Rejim) reto... more Arap Bahari orneginden hareketle Iran dis politikasinin iki farkli aktorunun (Halk ve Rejim) retorik ve pratiklerini sorgulamayi amaclayan bu calismanin literatur kisminda; Arap Bahari baglaminda, Rejimin dis politikasi ve buna etki eden faktorler tartisilmis, bulgular bolumunde ise halkin Arap Baharina ve Iran dis politikasina bakisi yorumlanmistir. Sonuc olarak Iran dis politikasinin reel politik eksenli, teopolitik odakli olup Rejimin, ulke icindeki ozgurluk ve katilim temelli hareketlere karsi statukonun devamindan yana oldugu, buna karsin Iran halkinin ise bu hareketleri destekledigi bulgulanmistir. Rejim ile halk arasindaki asimetrinin derinlesmemesi icin ise Rejimin, temel hak ve ozgurlukleri guclendirmesi gerektigi sonucuna ulasilmistir.

Research paper thumbnail of LOZAN MUAHEDENAMESİ, DİPLOMASİ TARİHİNDEKİ BU VESİKANIN MİSAK-I MİLLİ'YE GÖRE REALİST DEĞERLENDİRMESİ

ÖZET Günümüz Türkiye'sinde de tekrar tartışmaya açılan bir konu Lozan Muahedenamesi. Zafer mi, he... more ÖZET Günümüz Türkiye'sinde de tekrar tartışmaya açılan bir konu Lozan Muahedenamesi. Zafer mi, hezimet mi? Tartışmaları dillendirilirken Lozan hakkında hala gerçekçi kaynaklı araştırmaların yapılmadığını ve bu konudaki başvurulacak kaynakların azlığı ve var olan kaynaklarında yabancı dillerde ve eski Türkçe olduğu bilinmektedir. Ayrıca cumhuriyetin kuruluşundan sonra Lozan'ın ülkenin kuruluş vesikası olduğu genel kabulü ve kutsayıcı propaganda ile nesiller yıllarca doğru düşünmekten alıkonmuştur. Lozan bizim diplomasi tarihimizde hiç şüphesiz önemli bir yer kaplamaktadır. Fakat bu yer anlatıldığı gibi takdire şayan mıdır yoksa gerçekten bizim için bir cephede kazanılanın masada kaybedildiği vesika mıdır? Gerçekleri bilmekte her zaman fayda vardır. Millet olarak ne kaybetmişsek biraz da hakikatleri bilmeyip, ezbere ve resmi ağızdan konuşmamız yüzünden kaybetmişizdir. Artık hissi olmaktan kurtulmalıyız. Birtakım meseleleri tabu olarak muhafaza edip putlaştırılması bilime ve gerçeklere aykırıdır, tarihe saygısızlıktır. Objektif tenkid ve hür düşünce çağında ulusal çıkarlar ve ülke aleyhine olan birtakım düşünceler hariç, her türlü düşünce ve fikrin tartışılması araştırılması taraftarı olmalıyız. Bu münasebetle Tahsin Banguoğlu'nun Lozan hakkındaki şu sözlerini hatırlatmak isterim: " Lozan'da sınır tespiti galip devlet olmamıza rağmen aleyhimize olmuş ve Yunanistan kayırılmıştır. Biz Lozan'ı kutlarız ama ezberden kutlarız. Evlatlarımız Lozan'ı istemeyecekler ve bunu mutlaka değiştireceklerdir. " ***

Research paper thumbnail of İran ve Arap Baharı: Çift Taraflı Aynadaki Asimetri mi

Yrd. Doç Dr. Onur OKYAR'ın İran ve Arap Baharı: Aynadaki Asimetri mi? makalesinin özeti.

Research paper thumbnail of TÜRKİYE TEK PARTİ DÖNEMİ* DIŞ POLİTİKA VE DİPLOMASİ

ÖZET Birinci Dünya Savaşı sonrası yıkılan Osmanlı Devleti'nin yerini 1922'den itibaren yavaş yava... more ÖZET Birinci Dünya Savaşı sonrası yıkılan Osmanlı Devleti'nin yerini 1922'den itibaren yavaş yavaş genç Türk Devleti almaya başlamıştır. Mustafa Kemal ve Milli Mücadele'de görev almış birçok subay yeni devleti meydana getirmede önemli rol oynamış, ülkenin rejiminin belirlenmesinden sonra Cumhuriyet Halk Fırkası'nı kurmuşlardır. Kurulan bu yeni devletin dış politikada öncelikli adımları, bakiyesi olduğu devletten miras kalan sorunların çözülmesi ve verdiği milli mücadele sonucunda kendi lehine ve misakı milliye uygun bir barış antlaşması yapmaktır. Ancak dış politikadaki hamleler ve diplomasi atakları ne derecede bu amaçlara hizmet etmiştir ne derece etmemiştir objektif olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Tek parti döneminde 1922 – 1950 arası dönemde ülke, bakiyesi olduğu devletin aksine " dişi " bir dış politika benimsemiştir. Tabii bu politikanın belirlenmesinde ülkenin 1878-1922 arası yaşadığı savaş dönemi ve yıkım etkili olmuştur. Bu tehdit algısı sebebiyle ve savaş paranoyasından dolayı ülke yöneticileri, diplomatik şekilde elde edilebilecek birçok kazanımda çekimser kalmış ve fırsatları kaçırmıştır. Siyasi tarihimizin bu dönemi değerlendirilirken, o zamanın şartlarını göz önüne almalı ve belirlenen politikalar haricinde nasıl bir strateji izlenebilirdi, hangi diplomatik adımlar atılabilirdi konularında fikir yürütülmelidir. Tüm bu çalışmaların amacı tarihimizin bu sahnesinden öğretiler oluşturmak ve benzer olaylar gelişebileceğini bilerek daha iyi stratejiler için altyapı oluşturulmasıdır.

Books by Burak Kemal Ermiş

Research paper thumbnail of PYD-YPG TERÖR ÖRGÜTLERİNİN ABD-TÜRKİYE İLİŞKİLERİNE ETKİSİ

Research paper thumbnail of İran ve Arap Baharı: Çift Taraflı Aynadaki Asimetri mi?

Arap Bahari orneginden hareketle Iran dis politikasinin iki farkli aktorunun (Halk ve Rejim) reto... more Arap Bahari orneginden hareketle Iran dis politikasinin iki farkli aktorunun (Halk ve Rejim) retorik ve pratiklerini sorgulamayi amaclayan bu calismanin literatur kisminda; Arap Bahari baglaminda, Rejimin dis politikasi ve buna etki eden faktorler tartisilmis, bulgular bolumunde ise halkin Arap Baharina ve Iran dis politikasina bakisi yorumlanmistir. Sonuc olarak Iran dis politikasinin reel politik eksenli, teopolitik odakli olup Rejimin, ulke icindeki ozgurluk ve katilim temelli hareketlere karsi statukonun devamindan yana oldugu, buna karsin Iran halkinin ise bu hareketleri destekledigi bulgulanmistir. Rejim ile halk arasindaki asimetrinin derinlesmemesi icin ise Rejimin, temel hak ve ozgurlukleri guclendirmesi gerektigi sonucuna ulasilmistir.

Research paper thumbnail of LOZAN MUAHEDENAMESİ, DİPLOMASİ TARİHİNDEKİ BU VESİKANIN MİSAK-I MİLLİ'YE GÖRE REALİST DEĞERLENDİRMESİ

ÖZET Günümüz Türkiye'sinde de tekrar tartışmaya açılan bir konu Lozan Muahedenamesi. Zafer mi, he... more ÖZET Günümüz Türkiye'sinde de tekrar tartışmaya açılan bir konu Lozan Muahedenamesi. Zafer mi, hezimet mi? Tartışmaları dillendirilirken Lozan hakkında hala gerçekçi kaynaklı araştırmaların yapılmadığını ve bu konudaki başvurulacak kaynakların azlığı ve var olan kaynaklarında yabancı dillerde ve eski Türkçe olduğu bilinmektedir. Ayrıca cumhuriyetin kuruluşundan sonra Lozan'ın ülkenin kuruluş vesikası olduğu genel kabulü ve kutsayıcı propaganda ile nesiller yıllarca doğru düşünmekten alıkonmuştur. Lozan bizim diplomasi tarihimizde hiç şüphesiz önemli bir yer kaplamaktadır. Fakat bu yer anlatıldığı gibi takdire şayan mıdır yoksa gerçekten bizim için bir cephede kazanılanın masada kaybedildiği vesika mıdır? Gerçekleri bilmekte her zaman fayda vardır. Millet olarak ne kaybetmişsek biraz da hakikatleri bilmeyip, ezbere ve resmi ağızdan konuşmamız yüzünden kaybetmişizdir. Artık hissi olmaktan kurtulmalıyız. Birtakım meseleleri tabu olarak muhafaza edip putlaştırılması bilime ve gerçeklere aykırıdır, tarihe saygısızlıktır. Objektif tenkid ve hür düşünce çağında ulusal çıkarlar ve ülke aleyhine olan birtakım düşünceler hariç, her türlü düşünce ve fikrin tartışılması araştırılması taraftarı olmalıyız. Bu münasebetle Tahsin Banguoğlu'nun Lozan hakkındaki şu sözlerini hatırlatmak isterim: " Lozan'da sınır tespiti galip devlet olmamıza rağmen aleyhimize olmuş ve Yunanistan kayırılmıştır. Biz Lozan'ı kutlarız ama ezberden kutlarız. Evlatlarımız Lozan'ı istemeyecekler ve bunu mutlaka değiştireceklerdir. " ***

Research paper thumbnail of İran ve Arap Baharı: Çift Taraflı Aynadaki Asimetri mi

Yrd. Doç Dr. Onur OKYAR'ın İran ve Arap Baharı: Aynadaki Asimetri mi? makalesinin özeti.

Research paper thumbnail of TÜRKİYE TEK PARTİ DÖNEMİ* DIŞ POLİTİKA VE DİPLOMASİ

ÖZET Birinci Dünya Savaşı sonrası yıkılan Osmanlı Devleti'nin yerini 1922'den itibaren yavaş yava... more ÖZET Birinci Dünya Savaşı sonrası yıkılan Osmanlı Devleti'nin yerini 1922'den itibaren yavaş yavaş genç Türk Devleti almaya başlamıştır. Mustafa Kemal ve Milli Mücadele'de görev almış birçok subay yeni devleti meydana getirmede önemli rol oynamış, ülkenin rejiminin belirlenmesinden sonra Cumhuriyet Halk Fırkası'nı kurmuşlardır. Kurulan bu yeni devletin dış politikada öncelikli adımları, bakiyesi olduğu devletten miras kalan sorunların çözülmesi ve verdiği milli mücadele sonucunda kendi lehine ve misakı milliye uygun bir barış antlaşması yapmaktır. Ancak dış politikadaki hamleler ve diplomasi atakları ne derecede bu amaçlara hizmet etmiştir ne derece etmemiştir objektif olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Tek parti döneminde 1922 – 1950 arası dönemde ülke, bakiyesi olduğu devletin aksine " dişi " bir dış politika benimsemiştir. Tabii bu politikanın belirlenmesinde ülkenin 1878-1922 arası yaşadığı savaş dönemi ve yıkım etkili olmuştur. Bu tehdit algısı sebebiyle ve savaş paranoyasından dolayı ülke yöneticileri, diplomatik şekilde elde edilebilecek birçok kazanımda çekimser kalmış ve fırsatları kaçırmıştır. Siyasi tarihimizin bu dönemi değerlendirilirken, o zamanın şartlarını göz önüne almalı ve belirlenen politikalar haricinde nasıl bir strateji izlenebilirdi, hangi diplomatik adımlar atılabilirdi konularında fikir yürütülmelidir. Tüm bu çalışmaların amacı tarihimizin bu sahnesinden öğretiler oluşturmak ve benzer olaylar gelişebileceğini bilerek daha iyi stratejiler için altyapı oluşturulmasıdır.