Canan Çetin - Academia.edu (original) (raw)
Papers by Canan Çetin
Bu makalenin amacı, performans değerlendirme sistemine ilişkin örgütsel adalet algısını dağıtım a... more Bu makalenin amacı, performans değerlendirme
sistemine ilişkin örgütsel adalet algısını dağıtım adaleti,
prosedür adaleti ve etkileşim adaleti olmak üzere üç boyuta
ayırarak; bu boyutların sistemden duyulan memnuniyet
üzerindeki etkilerini incelemektir. Çalışmanın amacını
gerçekleştirmek üzere tasarlanan araştırma gıda sektöründe
faaliyet gösteren bir işletmede 91 mavi ve beyaz yakalı çalışan
üzerinde uygulanmıştır.
Araştırma sonuçlarına göre bu üç boyut ile katılımcıların
sistemden duydukları memnuniyet algıları arasında güçlü ve
pozitif yönlü ilişkiler bulunmuştur. Özellikle, prosedür
adaletinin katılımcıların memnuniyet algıları üzerinde diğer
adalet boyutlarına göre daha güçlü bir etkiye sahip olduğu
saptanmıştır.
Bugün iş gücüne bakıldığına bir iş yerinde aynı anda üç farklı kuşağın bulunduğunu görebilmekteyi... more Bugün iş gücüne bakıldığına bir iş yerinde aynı anda üç farklı kuşağın bulunduğunu görebilmekteyiz. Pek çok çalışan kendi çocuklarıyla aynı yaşlarda olan iş arkadaşlarına sahip ve pek çoğu da kendi ebeveynleriyle yaşıt çalışanlarla birlikte örgütsel hayatın içinde var olmaktadır. Birbirinden farklı tecrübe, beklenti ve değerlere sahip olan kuşakların örgüte yönelik tutumlarının da farklı olması şaşırtıcı olmayacaktır. Bu çalışmanın amacı, farklı kişilik özellikleri, değer sistemleri ve tutumları olan kuşakların örgütsel sinizm dereceleri ve sinik tutumlarının hedefindeki unsurların farklı olup olmadığını araştırmaktır. Çalışma kapsamında bir vakıf üniversitesinin İ.İ.B.F’nde görev yapan 20 akademisyenle yapılan mülakatlar içerik analizine tabi tutularak analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda X ve Y kuşaklarının farklı sinizm düzeylerine sahip olduğu, sinik tutumlarının hedefindeki örgütsel unsurların kuşaklar arasında farklılık gösterdiği ve sinik duygu, düşünce ve davranışların da kuşaklara göre farklılık gösterdiği ortaya çıkmıştır.
Bu araştırmanın amacı çalışanların algıladıkları liderlik stili ile örgütsel vatandaşlık davranış... more Bu araştırmanın amacı çalışanların algıladıkları liderlik
stili ile örgütsel vatandaşlık davranışı ve işten ayrılma niyeti
arasındaki ilişkide güvenin bu ilişkiyi farklılaştıcı (moderatör)
bir etkisi olup olmadığını araştırmaktır. Bu ilişkiyi test etmek
üzere hazırlanan anket formu 200 çalışan üzerinde
uygulanmıştır. Verilerin analizinde SPSS 13,0 paket programı
kullanılmış ve ilişkileri test etmek üzere, faktör analizi,
regresyon ve hiyerarşik regresyon analizlerinden
yararlanılmıştır. Araştırma sonucunda liderlik ve işten ayrılma
niyeti arasındaki ilişkide güvenin moderatör etkisi
saptanmazken, liderliğin alt boyutu olan dönüşümcü liderlik
ile örgütsel vatandaşlığın alt boyutları arasındaki ilişkide
güvenin bazı alt boyutlarının bu ilişkiyi farklılaştıcı
(moderatör) etkiye sahip olduğu görülmüştür.
THE EFFECT OF THE HARMONY BETWEEN ORGANIZATIONAL CULTURE AND VALUES ON JOB SATISFACTION
In this study, the effect of the harmony between organizational culture and values on job satisfa... more In this study, the effect of the harmony between organizational culture and values on job satisfaction is examined. Hierarchical regression analysis was applied to the data, which was obtained from the study conducted on 181 employees working in a private hospital in Istanbul. The result of the analysis shows that value-culture variation in which employees will have the highest job satisfaction is the traditionalist/conservative values-clan culture. The second most successful value-culture variation on job satisfaction is the impulsive/hedonistic values-adhocracy culture. In other words, it is predicted that job satisfaction will be high when an employee with traditionalist/conservative values works in an organization where clan culture is important, and an employee with impulsive/hedonistic values works in an organization where adhocracy culture is important.The most negative impacts on job satisfaction are impulsive/hedonistic values-clan culture and precautionary values-market culture. In other words, it can be said that an employee with impulsive/hedonistic values will be unhappy in clan culture, and an employee with precautionary values will be unhappy in market culture.
Bu araştırmanın amacı İstanbul ili Beykoz ilçesinde resmi liselerde çalışan öğretmenlerin iş doyu... more Bu araştırmanın amacı İstanbul ili Beykoz ilçesinde resmi liselerde çalışan öğretmenlerin iş doyum düzeylerini ve iş doyumlarına etki eden faktörleri belirlemektir. Bu çalışma için araştırmacı ve bu alanda uzman kişiler tarafından bir iş doyum anketi hazırlanmıştır. Ankette branş, cinsiyet, yaş, toplam hizmet süresi, eğitim düzeyi ve okulun adı olarak 6 adet demografik soru bulunmaktadır. Anket toplam 43 soruyu içermektedir. Anket 265 öğretmene uygulanmıştır. Veriler SPSS 11.0 programı kullanılarak analiz edilmiştir. Bu okullarda çalışan öğretmenlerin iş doyum düzeyi ile faktörler arasında (işin kendisi, yönetici ve çalışma arkadaşları, çalışma koşulları, ulaşım ve çalışma saatleri, mesleğin saygınlığı, ücret, iş güvencesi, yöneticilerin tutumu) anlamlı bir farklılık olup olmadığı analiz edilmiştir.
ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN SAHİP OLDUĞU DEĞERLER ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA
Amaç - Bu çalışma, üniversite öğrencilerinin sahip olduğu değer tiplerini ortaya çıkarmak amacıyl... more Amaç - Bu çalışma, üniversite öğrencilerinin sahip olduğu değer tiplerini ortaya çıkarmak amacıyla yapılmıştır. Çalışmada ayrıca,
öğrencilerin sahip olduğu demografik özelliklerine bağlı olarak değer tiplerinde bir farklılık olup olmadığı araştırılmıştır.
Yöntem - Çalışmanın örneklemi kapsamında İstanbul’da bulunan bir kamu ve bir vakıf üniversitesinde okuyan 328 öğrenci üzerinde Portre
Değerler Ölçeği kullanılarak ölçüm yapılmıştır. Elde edilen verilerin analizinde betimsel istatistikler kapsamında aritmetik ortalama, standart
sapma, frekans ve yüzde analizi; farklılık analizleri için parametrik olmayan testlerden Mann-Whitney U ve Kruskal-Wallis testleri
kullanılmıştır.
Bulgular- Araştırmadan elde edilen bulgulara göre üniversite öğrencilerinin kendilerini en fazla özleştirdikleri değerler evrenselcilik,
güvenlik ve özyönelim değerleri; en az özdeştirdikleri değer ise güç değeri olarak saptanmıştır. Ayrıca öğrencilerin kişilik özelliklerine bağlı
olarak özdeşleştikleri değerler açısından farklılıklar olduğu belirlenmiştir.
Sonuç- Araştırma bulgularından hareketle bireylerin değerlerini kendi kişisel çıkar ve hedeflerini gerçekleştirmeye yönelik olmaktan ziyade
bencil kaygılarını aşarak daha çok toplumun refahını ve doğanın varlığını korumaya yönelik olduğu yönünde bir sonuç ortaya çıkmaktadır.
PSİKOLOJİK KONTRATIN ÖRGÜTSEL SAPMA ÜZERİNDEKİ ETKİSİ VE İLAÇ SEKTÖRÜNDE BİR ARAŞTIRMA
Günümüzde örgütler küreselleşme, gelişen teknoloji, rekabetin artması ve yeni yönetim teknikleri ... more Günümüzde örgütler küreselleşme, gelişen teknoloji,
rekabetin artması ve yeni yönetim teknikleri gibi birçok faktör
nedeniyle önemli ölçüde değişime uğramış ve yapıları daha
karmaşık hale gelmiştir. Örgüt yapısındaki değişim ile
uzmanlaşma artmış, çalışanlar hem kendilerine hem de
işlerine karşı yabancılaşmıştır. 20. Yüzyıl’ın ortalarını
karakterize eden uzun dönemli iş güvencesi ve durağan
istihdam yapısı, günümüzde değişen çevre koşulları ve hızlı
değişen ilişkiler sonucunda değişmiştir. Günümüzde yaşanan
belirsizlikler, çalışan ve işverenin birbirlerinden beklentilerini
belirsizliğe sürüklemiştir. Bu belirsizlikler, sözlü ve yazılı
sözleşmeler üzerinde ciddi etkileri olan psikolojik kontratlar ile
doldurulmaktadır. Çalışanlar tarafından örgüte ya da
üyelerine yönelik kasıtlı olarak yapılan ve zarar verme
eğiliminde olan örgütsel sapma davranışı, bireyin örgütte
yaşadığı deneyimlere tepki olarak ortaya çıkmakta ve hayal
kırıklığı ve adaletsizlik hissi gibi belirleyicileri bulunmaktadır.
Araştırma hipotezleri, psikolojik kontrat türünün örgütsel
sapma üzerindeki etkisi olduğu üzerine kurgulanmış, ilaç
sektöründe çalışan 510 satış temsilcisinden elde edilen
verilerle çoklu regresyon analizleri yapılarak değerlendirilmiş
ve yorumlanmıştır. Yapılan analizler sonucunda psikolojik
kontrat ve alt boyutlarının, hem çalışma arkadaşları için
örgütsel sapma, hem de çalışanların kendileri için örgütsel
sapma ile arasında pozitif yönlü ve anlamlı bir ilişki olduğu
tespit edilmiştir.
X, Y VE Z KUŞAĞI ÖĞRENCİLERİN ÇOK YÖNLÜ VE SINIRSIZ KARİYER ALGILARI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA
Çok yönlü ve sınırsız kariyer; kariyer kavramının araştırmacılar, yöne-ticiler ve işgörenler tara... more Çok yönlü ve sınırsız kariyer; kariyer kavramının araştırmacılar, yöne-ticiler ve işgörenler tarafından etkili bir şekilde ele alınmasına yardımcı olan ve son yıllarda ortaya çıkan iki kavramdır. Bu kavramların, iş ile il-gili farklı özellikler gösteren bireylerin mensubu oldukları kuşak türleri bazında incelenmesinin önem taşıdığı söylenebilir. Bu doğrultuda, X, Y ve Z kuşağı öğrencilerin çok yönlü ve sınırsız kariyer algılarının değer-lendirilmesi bu araştırmanın esas amacını oluşturmaktadır. Belirlenen amaç kapsamında, Edirne ve İstanbul'da öğrenim gören 1825 lise, ön lisans, lisans ve lisansüstü öğrencisi üzerinde bir anket çalışması uygu-lanmıştır. Elde edilen veriler SPSS paket programı yardımı ile değerlen-dirilmiştir. Yapılan analizler sonucunda, Y kuşağı mensubu öğrencile-rin çok yönlü ve sınırsız kariyer algılarının diğer kuşaklara kıyasla daha yüksek olduğu ortaya koyulmuştur. Ayrıca cinsiyet, medeni durum, eğitim durumu, gelir düzeyi ve tam zamanlı iş deneyimi değişkenleri açısından da istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar bulunmuştur.
İŞYERİ NEZAKETSİZLİĞİ ÜZERİNE BİR YAZIN İNCELE
Bu çalışmanın amacı, örgütlerde son derece yaygın olan ve giderek artan araştırmalara sahip olan ... more Bu çalışmanın amacı, örgütlerde son derece yaygın olan ve giderek artan
araştırmalara sahip olan işyeri nezaketsizliği konusunu yazın açısından
incelemek ve araştırmacılara işyeri nezaketsizliği konusu ile ilgili bir yazın
sunmaktır. Bu derleme sayesinde konuyla ilgili gelişmeler takip
edilebilmekte, işyeri nezaketsizliğinin hangi kavramlar ile birlikte
incelendiği görülebilmekte ve gelecekte bu konuda araştırma yapacaklar
için bir rehber niteliği taşıması beklenmektedir. Bu itibarla, çalışmada önce
işyeri nezaketsizliği kavramı ele alınmış, ardından işyeri nezaketsizliği ile
ilgili ulaşılabilen 23 çalışma incelenmiştir. Sonuç olarak; bu çalışmaların
hangi tarihte kimler tarafından yapıldığı, amacı, yöntemi ve sonuçları
raporlanmıştır.
TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNDE BİLGİNİN ETKİN KULLANIMINA YÖNELİK AMPİRİK BİR ARAŞTIRMA
The wave of new economy that surround the whole world whilst enforcing enterprises , individuals,... more The wave of new economy that surround the whole world whilst enforcing enterprises , individuals, societies and nations to rapidly restructure and to gain global identity, the knowledge as an asset is already affirmed as an invisible source of wealth for the corporations. In today's business, managing intellectual capital and measuring knowledge became a necessity as knowledge and knowledge based assets recently define the market value of corporations. However, for the firms to perform well in knowledge management applications, they need to apply the knowledge measurement metrics. The study aims to exhibit the importance of knowledge as an intangible asset attached by the knowledge management and to investigate the measurement of knowledge in technology-intensive banking sector. In this context, the study intends to measure the potential of knowledge to be used as a strategic tool in Turkish deposit banks. In terms of data collection, surveys collected from 253 employees in IT department of the banks were analyzed and correlations between the knowledge measurement variables are also empirically tested. The results confirm the association between the knowledge measurement and knowledge management. However, the findings show that; the banking industry is not well-informed about the measurement of knowledge-based assets and is yet to measure the intellectual assets and evaluate them in their balance sheets. Finally, the results suggest that the more effective usage of the knowledge measurement tools will lead to the efficient measurement of the knowledge.
Alienation, which is generally defined as " the decrease in one's adaptation to the social, cultu... more Alienation, which is generally defined as " the decrease in one's adaptation to the social, cultural and natural environment; one's loss of control over his/her surroundings and being gradually marginalized, " is a theme that has been of utmost importance in almost every human and social sciences, philosophy and literature for about two hundred years. The main question of this paper is about the validity of aspects of alienation in today's highly educated information workers, which we can call white-collar workers and the strength of the factors on alienation. The research has been carried out in banking sector which constitutes an appropriate platform for our research with well educated employees who usually perform some computer based tasks within generally non-flexible organizational structures.
Organizational silence refers to situations in which employees choose to remain silent about thei... more Organizational silence refers to situations in which employees choose to remain silent about their thoughts, views or ideas about an organizational problem. It should also be underlined that employees withhold their ideas on purpose and intentionally. Therefore, from this aspect, silence can be considered as an avoidable context. On the other hand, organizational culture can be defined as norms, beliefs, values and assumptions which lie behind the qualities that differentiate the organization from the others. Physical conditions, work-related habits, ways of behaviors, rules among employees, and priorities of the organization can be listed among the qualities which render the organization different from the others. Therefore, organizational culture plays a significant role on behaviors and attitudes of employees. In this regard, this study is to present whether organizational culture and organizational silence are related, and to indicate whether the former affects the latter. In other words, the study attempts to identify the dominant culture type within the organization, and to indicate which type of organizational culture fosters organizational silence. In order to specify the type of organizational culture, Organizational Culture Questionnaire, developed by Harrison and adapted by Mamatolu, is used as a scale in the study. Besides, silence of employees is hereby measured with Organizational Silence Questionnaire developed by Dyne, Ang, and Botero. The study likewise contributes to organizations and individuals in various aspects. By identifying the level and instances of silence within the organization, the employer or executives may have the opportunity to be informed and to take precautions. Specifying the dominant culture type also reveals the common organizational values of employees, which, in turn, may be followed by a change or improvement of the organizational culture.
Bu makalenin amacı, performans değerlendirme sistemine ilişkin örgütsel adalet algısını dağıtım a... more Bu makalenin amacı, performans değerlendirme
sistemine ilişkin örgütsel adalet algısını dağıtım adaleti,
prosedür adaleti ve etkileşim adaleti olmak üzere üç boyuta
ayırarak; bu boyutların sistemden duyulan memnuniyet
üzerindeki etkilerini incelemektir. Çalışmanın amacını
gerçekleştirmek üzere tasarlanan araştırma gıda sektöründe
faaliyet gösteren bir işletmede 91 mavi ve beyaz yakalı çalışan
üzerinde uygulanmıştır.
Araştırma sonuçlarına göre bu üç boyut ile katılımcıların
sistemden duydukları memnuniyet algıları arasında güçlü ve
pozitif yönlü ilişkiler bulunmuştur. Özellikle, prosedür
adaletinin katılımcıların memnuniyet algıları üzerinde diğer
adalet boyutlarına göre daha güçlü bir etkiye sahip olduğu
saptanmıştır.
Bugün iş gücüne bakıldığına bir iş yerinde aynı anda üç farklı kuşağın bulunduğunu görebilmekteyi... more Bugün iş gücüne bakıldığına bir iş yerinde aynı anda üç farklı kuşağın bulunduğunu görebilmekteyiz. Pek çok çalışan kendi çocuklarıyla aynı yaşlarda olan iş arkadaşlarına sahip ve pek çoğu da kendi ebeveynleriyle yaşıt çalışanlarla birlikte örgütsel hayatın içinde var olmaktadır. Birbirinden farklı tecrübe, beklenti ve değerlere sahip olan kuşakların örgüte yönelik tutumlarının da farklı olması şaşırtıcı olmayacaktır. Bu çalışmanın amacı, farklı kişilik özellikleri, değer sistemleri ve tutumları olan kuşakların örgütsel sinizm dereceleri ve sinik tutumlarının hedefindeki unsurların farklı olup olmadığını araştırmaktır. Çalışma kapsamında bir vakıf üniversitesinin İ.İ.B.F’nde görev yapan 20 akademisyenle yapılan mülakatlar içerik analizine tabi tutularak analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda X ve Y kuşaklarının farklı sinizm düzeylerine sahip olduğu, sinik tutumlarının hedefindeki örgütsel unsurların kuşaklar arasında farklılık gösterdiği ve sinik duygu, düşünce ve davranışların da kuşaklara göre farklılık gösterdiği ortaya çıkmıştır.
Bu araştırmanın amacı çalışanların algıladıkları liderlik stili ile örgütsel vatandaşlık davranış... more Bu araştırmanın amacı çalışanların algıladıkları liderlik
stili ile örgütsel vatandaşlık davranışı ve işten ayrılma niyeti
arasındaki ilişkide güvenin bu ilişkiyi farklılaştıcı (moderatör)
bir etkisi olup olmadığını araştırmaktır. Bu ilişkiyi test etmek
üzere hazırlanan anket formu 200 çalışan üzerinde
uygulanmıştır. Verilerin analizinde SPSS 13,0 paket programı
kullanılmış ve ilişkileri test etmek üzere, faktör analizi,
regresyon ve hiyerarşik regresyon analizlerinden
yararlanılmıştır. Araştırma sonucunda liderlik ve işten ayrılma
niyeti arasındaki ilişkide güvenin moderatör etkisi
saptanmazken, liderliğin alt boyutu olan dönüşümcü liderlik
ile örgütsel vatandaşlığın alt boyutları arasındaki ilişkide
güvenin bazı alt boyutlarının bu ilişkiyi farklılaştıcı
(moderatör) etkiye sahip olduğu görülmüştür.
THE EFFECT OF THE HARMONY BETWEEN ORGANIZATIONAL CULTURE AND VALUES ON JOB SATISFACTION
In this study, the effect of the harmony between organizational culture and values on job satisfa... more In this study, the effect of the harmony between organizational culture and values on job satisfaction is examined. Hierarchical regression analysis was applied to the data, which was obtained from the study conducted on 181 employees working in a private hospital in Istanbul. The result of the analysis shows that value-culture variation in which employees will have the highest job satisfaction is the traditionalist/conservative values-clan culture. The second most successful value-culture variation on job satisfaction is the impulsive/hedonistic values-adhocracy culture. In other words, it is predicted that job satisfaction will be high when an employee with traditionalist/conservative values works in an organization where clan culture is important, and an employee with impulsive/hedonistic values works in an organization where adhocracy culture is important.The most negative impacts on job satisfaction are impulsive/hedonistic values-clan culture and precautionary values-market culture. In other words, it can be said that an employee with impulsive/hedonistic values will be unhappy in clan culture, and an employee with precautionary values will be unhappy in market culture.
Bu araştırmanın amacı İstanbul ili Beykoz ilçesinde resmi liselerde çalışan öğretmenlerin iş doyu... more Bu araştırmanın amacı İstanbul ili Beykoz ilçesinde resmi liselerde çalışan öğretmenlerin iş doyum düzeylerini ve iş doyumlarına etki eden faktörleri belirlemektir. Bu çalışma için araştırmacı ve bu alanda uzman kişiler tarafından bir iş doyum anketi hazırlanmıştır. Ankette branş, cinsiyet, yaş, toplam hizmet süresi, eğitim düzeyi ve okulun adı olarak 6 adet demografik soru bulunmaktadır. Anket toplam 43 soruyu içermektedir. Anket 265 öğretmene uygulanmıştır. Veriler SPSS 11.0 programı kullanılarak analiz edilmiştir. Bu okullarda çalışan öğretmenlerin iş doyum düzeyi ile faktörler arasında (işin kendisi, yönetici ve çalışma arkadaşları, çalışma koşulları, ulaşım ve çalışma saatleri, mesleğin saygınlığı, ücret, iş güvencesi, yöneticilerin tutumu) anlamlı bir farklılık olup olmadığı analiz edilmiştir.
ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN SAHİP OLDUĞU DEĞERLER ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA
Amaç - Bu çalışma, üniversite öğrencilerinin sahip olduğu değer tiplerini ortaya çıkarmak amacıyl... more Amaç - Bu çalışma, üniversite öğrencilerinin sahip olduğu değer tiplerini ortaya çıkarmak amacıyla yapılmıştır. Çalışmada ayrıca,
öğrencilerin sahip olduğu demografik özelliklerine bağlı olarak değer tiplerinde bir farklılık olup olmadığı araştırılmıştır.
Yöntem - Çalışmanın örneklemi kapsamında İstanbul’da bulunan bir kamu ve bir vakıf üniversitesinde okuyan 328 öğrenci üzerinde Portre
Değerler Ölçeği kullanılarak ölçüm yapılmıştır. Elde edilen verilerin analizinde betimsel istatistikler kapsamında aritmetik ortalama, standart
sapma, frekans ve yüzde analizi; farklılık analizleri için parametrik olmayan testlerden Mann-Whitney U ve Kruskal-Wallis testleri
kullanılmıştır.
Bulgular- Araştırmadan elde edilen bulgulara göre üniversite öğrencilerinin kendilerini en fazla özleştirdikleri değerler evrenselcilik,
güvenlik ve özyönelim değerleri; en az özdeştirdikleri değer ise güç değeri olarak saptanmıştır. Ayrıca öğrencilerin kişilik özelliklerine bağlı
olarak özdeşleştikleri değerler açısından farklılıklar olduğu belirlenmiştir.
Sonuç- Araştırma bulgularından hareketle bireylerin değerlerini kendi kişisel çıkar ve hedeflerini gerçekleştirmeye yönelik olmaktan ziyade
bencil kaygılarını aşarak daha çok toplumun refahını ve doğanın varlığını korumaya yönelik olduğu yönünde bir sonuç ortaya çıkmaktadır.
PSİKOLOJİK KONTRATIN ÖRGÜTSEL SAPMA ÜZERİNDEKİ ETKİSİ VE İLAÇ SEKTÖRÜNDE BİR ARAŞTIRMA
Günümüzde örgütler küreselleşme, gelişen teknoloji, rekabetin artması ve yeni yönetim teknikleri ... more Günümüzde örgütler küreselleşme, gelişen teknoloji,
rekabetin artması ve yeni yönetim teknikleri gibi birçok faktör
nedeniyle önemli ölçüde değişime uğramış ve yapıları daha
karmaşık hale gelmiştir. Örgüt yapısındaki değişim ile
uzmanlaşma artmış, çalışanlar hem kendilerine hem de
işlerine karşı yabancılaşmıştır. 20. Yüzyıl’ın ortalarını
karakterize eden uzun dönemli iş güvencesi ve durağan
istihdam yapısı, günümüzde değişen çevre koşulları ve hızlı
değişen ilişkiler sonucunda değişmiştir. Günümüzde yaşanan
belirsizlikler, çalışan ve işverenin birbirlerinden beklentilerini
belirsizliğe sürüklemiştir. Bu belirsizlikler, sözlü ve yazılı
sözleşmeler üzerinde ciddi etkileri olan psikolojik kontratlar ile
doldurulmaktadır. Çalışanlar tarafından örgüte ya da
üyelerine yönelik kasıtlı olarak yapılan ve zarar verme
eğiliminde olan örgütsel sapma davranışı, bireyin örgütte
yaşadığı deneyimlere tepki olarak ortaya çıkmakta ve hayal
kırıklığı ve adaletsizlik hissi gibi belirleyicileri bulunmaktadır.
Araştırma hipotezleri, psikolojik kontrat türünün örgütsel
sapma üzerindeki etkisi olduğu üzerine kurgulanmış, ilaç
sektöründe çalışan 510 satış temsilcisinden elde edilen
verilerle çoklu regresyon analizleri yapılarak değerlendirilmiş
ve yorumlanmıştır. Yapılan analizler sonucunda psikolojik
kontrat ve alt boyutlarının, hem çalışma arkadaşları için
örgütsel sapma, hem de çalışanların kendileri için örgütsel
sapma ile arasında pozitif yönlü ve anlamlı bir ilişki olduğu
tespit edilmiştir.
X, Y VE Z KUŞAĞI ÖĞRENCİLERİN ÇOK YÖNLÜ VE SINIRSIZ KARİYER ALGILARI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA
Çok yönlü ve sınırsız kariyer; kariyer kavramının araştırmacılar, yöne-ticiler ve işgörenler tara... more Çok yönlü ve sınırsız kariyer; kariyer kavramının araştırmacılar, yöne-ticiler ve işgörenler tarafından etkili bir şekilde ele alınmasına yardımcı olan ve son yıllarda ortaya çıkan iki kavramdır. Bu kavramların, iş ile il-gili farklı özellikler gösteren bireylerin mensubu oldukları kuşak türleri bazında incelenmesinin önem taşıdığı söylenebilir. Bu doğrultuda, X, Y ve Z kuşağı öğrencilerin çok yönlü ve sınırsız kariyer algılarının değer-lendirilmesi bu araştırmanın esas amacını oluşturmaktadır. Belirlenen amaç kapsamında, Edirne ve İstanbul'da öğrenim gören 1825 lise, ön lisans, lisans ve lisansüstü öğrencisi üzerinde bir anket çalışması uygu-lanmıştır. Elde edilen veriler SPSS paket programı yardımı ile değerlen-dirilmiştir. Yapılan analizler sonucunda, Y kuşağı mensubu öğrencile-rin çok yönlü ve sınırsız kariyer algılarının diğer kuşaklara kıyasla daha yüksek olduğu ortaya koyulmuştur. Ayrıca cinsiyet, medeni durum, eğitim durumu, gelir düzeyi ve tam zamanlı iş deneyimi değişkenleri açısından da istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar bulunmuştur.
İŞYERİ NEZAKETSİZLİĞİ ÜZERİNE BİR YAZIN İNCELE
Bu çalışmanın amacı, örgütlerde son derece yaygın olan ve giderek artan araştırmalara sahip olan ... more Bu çalışmanın amacı, örgütlerde son derece yaygın olan ve giderek artan
araştırmalara sahip olan işyeri nezaketsizliği konusunu yazın açısından
incelemek ve araştırmacılara işyeri nezaketsizliği konusu ile ilgili bir yazın
sunmaktır. Bu derleme sayesinde konuyla ilgili gelişmeler takip
edilebilmekte, işyeri nezaketsizliğinin hangi kavramlar ile birlikte
incelendiği görülebilmekte ve gelecekte bu konuda araştırma yapacaklar
için bir rehber niteliği taşıması beklenmektedir. Bu itibarla, çalışmada önce
işyeri nezaketsizliği kavramı ele alınmış, ardından işyeri nezaketsizliği ile
ilgili ulaşılabilen 23 çalışma incelenmiştir. Sonuç olarak; bu çalışmaların
hangi tarihte kimler tarafından yapıldığı, amacı, yöntemi ve sonuçları
raporlanmıştır.
TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNDE BİLGİNİN ETKİN KULLANIMINA YÖNELİK AMPİRİK BİR ARAŞTIRMA
The wave of new economy that surround the whole world whilst enforcing enterprises , individuals,... more The wave of new economy that surround the whole world whilst enforcing enterprises , individuals, societies and nations to rapidly restructure and to gain global identity, the knowledge as an asset is already affirmed as an invisible source of wealth for the corporations. In today's business, managing intellectual capital and measuring knowledge became a necessity as knowledge and knowledge based assets recently define the market value of corporations. However, for the firms to perform well in knowledge management applications, they need to apply the knowledge measurement metrics. The study aims to exhibit the importance of knowledge as an intangible asset attached by the knowledge management and to investigate the measurement of knowledge in technology-intensive banking sector. In this context, the study intends to measure the potential of knowledge to be used as a strategic tool in Turkish deposit banks. In terms of data collection, surveys collected from 253 employees in IT department of the banks were analyzed and correlations between the knowledge measurement variables are also empirically tested. The results confirm the association between the knowledge measurement and knowledge management. However, the findings show that; the banking industry is not well-informed about the measurement of knowledge-based assets and is yet to measure the intellectual assets and evaluate them in their balance sheets. Finally, the results suggest that the more effective usage of the knowledge measurement tools will lead to the efficient measurement of the knowledge.
Alienation, which is generally defined as " the decrease in one's adaptation to the social, cultu... more Alienation, which is generally defined as " the decrease in one's adaptation to the social, cultural and natural environment; one's loss of control over his/her surroundings and being gradually marginalized, " is a theme that has been of utmost importance in almost every human and social sciences, philosophy and literature for about two hundred years. The main question of this paper is about the validity of aspects of alienation in today's highly educated information workers, which we can call white-collar workers and the strength of the factors on alienation. The research has been carried out in banking sector which constitutes an appropriate platform for our research with well educated employees who usually perform some computer based tasks within generally non-flexible organizational structures.
Organizational silence refers to situations in which employees choose to remain silent about thei... more Organizational silence refers to situations in which employees choose to remain silent about their thoughts, views or ideas about an organizational problem. It should also be underlined that employees withhold their ideas on purpose and intentionally. Therefore, from this aspect, silence can be considered as an avoidable context. On the other hand, organizational culture can be defined as norms, beliefs, values and assumptions which lie behind the qualities that differentiate the organization from the others. Physical conditions, work-related habits, ways of behaviors, rules among employees, and priorities of the organization can be listed among the qualities which render the organization different from the others. Therefore, organizational culture plays a significant role on behaviors and attitudes of employees. In this regard, this study is to present whether organizational culture and organizational silence are related, and to indicate whether the former affects the latter. In other words, the study attempts to identify the dominant culture type within the organization, and to indicate which type of organizational culture fosters organizational silence. In order to specify the type of organizational culture, Organizational Culture Questionnaire, developed by Harrison and adapted by Mamatolu, is used as a scale in the study. Besides, silence of employees is hereby measured with Organizational Silence Questionnaire developed by Dyne, Ang, and Botero. The study likewise contributes to organizations and individuals in various aspects. By identifying the level and instances of silence within the organization, the employer or executives may have the opportunity to be informed and to take precautions. Specifying the dominant culture type also reveals the common organizational values of employees, which, in turn, may be followed by a change or improvement of the organizational culture.