PINAR SALİH - Academia.edu (original) (raw)

Papers by PINAR SALİH

Research paper thumbnail of Sosyal Adalet ve İnsan Hakları Bağlamında Evrensel Temel Gelir

Külliye, Mar 30, 2022

The measures taken to prevent the spread of the virus during the Covid-19 process have caused man... more The measures taken to prevent the spread of the virus during the Covid-19 process have caused many people to be unemployed, deepening the problem of income inequality. On the other hand, it is predicted that the replacement of existing jobs by robots and automation in parallel with technological developments will increase the loss of welfare in society. Therefore, both the pandemic and technological developments have led to the re-discussion of basic income on the agenda of many countries. Basic income, in the most general sense, is the unconditional and regular cash payments provided to all individuals in society. In this respect, it is considered recognized citizenship right only because of being human. The study aims to address the issue of Universal Basic Income in the context of social justice and human rights and states that it is possible to develop and implement various tools, especially tax policies. In addition, it is emphasized that the Universal Basic Income application will increase income justice in macro terms, as well as reduce the poverty of individuals in the micro context and facilitate their access to labour markets.

Research paper thumbnail of Zanaatkârliktan Yapay Zekâya İşgücünün Deği̇şen Ni̇teli̇ği̇

Research paper thumbnail of ZANAATKARLIKTAN YAPAY ZEKAYA İŞGÜCÜNÜN DEĞİŞEN NİTELİĞİ

zanaatkarlıktan yapay zekaya işgücünün değişen niteliği, 2022

ÖZET Dördüncü Sanayi Devrimi ile gelişen yeni teknolojiler, toplumların ekonomik ve sosyal dö... more ÖZET

Dördüncü Sanayi Devrimi ile gelişen yeni teknolojiler, toplumların ekonomik ve sosyal dönüşümünü beraberinde getirmektedir. Bu süreçte üretim sistemlerinde insan emeği yerini yapay zekâ ve robotik teknolojilere bırakmaktadır. Kas gücü ile yapılan işlerin yerini makinelerin alması, işgücünün bedeniyle çalışmasını zihin çalışmasına doğru değiştirmektedir. Dolayısıyla işgücünün geçmişten bugüne değişen niteliği yeni bir yapılanmayı zorunlu kılmaktadır. Tarihsel bağlamda yüksek beceri ve yetkinlik gerektiren zanaatkârlık ile başlayan işgücü faaliyetleri, sanayi devrimleri ile makineleşmeye geçilmesiyle işgücünü ve çalışan becerilerini değersizleştirmiştir. Ancak endüstriyel süreçte gelişen teknolojiler insan emeği ile karşılıklı bir fayda içerisindeyken, yeni teknolojiler emeği üretim süreçlerinden neredeyse dışlamaktadır. Yeni teknolojiler iş kayıplarına yol açan olumsuz etkilerinin yanı sıra yüksek beceri talebi gerektiren yeni işler ve meslekleri ortaya çıkarmaktadır. Buna bağlı olarak işgücünün niteliklerinin geliştirilmesi ve yeni yetkinliklerin kazandırılması önem kazanmaktadır. İş yapış biçimlerinde meydana gelen değişiklik, eğitim sisteminin erken yaşta başlayan ve yaşam boyu öğrenme şeklinde devam eden biçimde yeniden yapılanmasını zorunlu hale getirmektedir. Bu makalede, Endüstri 4.0 teknolojileri ve işgücünün geçmişten bugüne değişen niteliğine değinilmektedir. Zanaatkârlığın sıradan olmayan iş becerileri ve emeğin manüfaktür üretim sistemlerinde araç haline gelmesi ve yapay zekâ ile yarışan günümüz işgücünün nitelikleri arasındaki ilişki değerlendirilmiş, yeni yapılanmada ihtiyaç duyulan becerileri ve yetkinliklerin neler olduğu tanımlanmaya çalışılmıştır.

Research paper thumbnail of DİJİTAL DÖNÜŞÜMÜN GEREĞİ OLARAK 21. YÜZYIL BECERİLERİ

dijital dönüşümün gereği olarak 21. yüzyıl becerileri, 2022

ÖZET İlk kez 2011 yılında Hannover Fuarında gündeme gelen ve küresel değer zincirinin nasıl düze... more ÖZET
İlk kez 2011 yılında Hannover Fuarında gündeme gelen ve küresel değer zincirinin nasıl düzenleneceğini anlatmak amacıyla kullanılan Endüstri 4.0 veya bir diğer adıyla 4. sanayi devrimi, önceki devrimlerden farklı olarak çok daha hızlı ve çok daha geniş ölçekte bir dönüşümü tanımlamaktadır. Söz konusu devrim ile yapay zekâ, akıllı robotlar, bulut teknolojileri, nesnelerin interneti gibi birçok yeni kavram literatüre girerek ülke ekonomilerinin öncelikli gündem maddesi haline gelmiştir. 2019 yılının Mart ayında ilan edilen Covid-19 pandemisi ise ülkelerin dijital ekonomiye geçiş sürecini hızlandırmıştır. Bu dönemde tele-çalışma, uzaktan öğrenme, teletıp ve diğer çevirimiçi hizmetlerin kullanımı yaygınlaşmış, teknolojiye veya gerekli altyapıya sahip olmayan bölgeler ise dezavantajlı hale gelmiştir.
Dijital dönüşüm, sürdürülebilir ekonominin verimliliği ve etkinliği üzerinde pozitif bir etki yaratmakla birlikte aynı zamanda işgücü piyasasında önemli dönüşümlere yol açmaktadır. Bu süreç yeni meslekler yaratmasının yanı sıra bazı mesleklerin revize edilmesini gerekli kılmaktadır. Dönüşüme uyum sağlayamayan veya dönüşümün gerisinde kalan ülkelerde ve bazı sektörlerde ise “dijital boşluk” sorunu ortaya çıkmaktadır. İşgücü açısından sorunun üstesinden gelinmesinde 21. yüzyıl becerilerine sahip olmak belirleyici olmaktadır. Bir diğer ifade ile çalışanların gerekli becerilere sahip olarak yeniden vasıflandırılması gerekmektedir. Nitekim Dünya Ekonomik Forumu’nun 2020 yılı raporuna göre şirketler, çalışanlarının yaklaşık olarak yüzde 40’ının altı aya kadar becerilerini güncellemeleri gerektiğini bildirmiş, şirketlerin %94’ü ise çalışanların yeni beceriler kazanmaları gerektiğini belirtmiştir.
Bu çalışmanın amacı Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), Dünya Ekonomik Forumu (WEF) ve Dünya Bankası (WB) başta olmak üzere çeşitli uluslararası kuruluş raporlarından yararlanarak dijital ekonominin işgücü piyasasında yarattığı değişime değinerek ülkelerin bu dönüşümün gerisinde kalmaması için oluşturmaları gereken politika önlemlerine yer vermektir.

Research paper thumbnail of INTERNATIONAL JOURNAL OF SOCIAL SCIENCES

Evrensel Temel Gelir ve Dünyada Örnek Uygulamalar, 2022

Covid-19 sürecinde virüsün yayılımını engellemeye yönelik alınan tedbirler pek çok kişinin işsiz ... more Covid-19 sürecinde virüsün yayılımını engellemeye yönelik alınan tedbirler pek çok kişinin işsiz kalmasına neden olarak gelir eşitsizliği sorununu derinleştirmiştir. Diğer yandan teknolojik gelişmelere paralel olarak mevcut işlerin yerini robot ve otomasyonun almasının toplumda refah kaybını arttıracağı öngörülmektedir. Dolayısıyla gerek pandemi gerekse teknolojik gelişmeler birçok ülkenin gündeminde temel gelir uygulamasının yeniden tartışılmasına yol açmıştır. Temel gelir en genel anlamı ile toplumdaki tüm bireylere, koşulsuz ve düzenli olarak sağlanan nakit ödemelerdir. Bu bakımdan insana yalnızca insan olmasından dolayı tanınmış bir vatandaşlık hakkı olarak nitelendirilmektedir.
Çalışmanın amacı Evrensel Temel Gelir konusunu sosyal adalet ve insan hakları bağlamında ele alarak vergi politikaları başta olmak üzere çeşitli araçların geliştirilmesi ile uygulanmasının mümkün olduğunu belirtmektedir. Ayrıca Evrensel Temel Gelir uygulaması ile makro açıdan gelir adaletinin artmasının yanı sıra, mikro bağlamda bireylerin yoksulluğunun azalması ve işgücü piyasalarına erişimlerini kolaylaştıracağı vurgulanmaktadır.

Research paper thumbnail of Sosyal Adalet ve İnsan Hakları Bağlamında Evrensel Temel Gelir

Külliye, Mar 30, 2022

The measures taken to prevent the spread of the virus during the Covid-19 process have caused man... more The measures taken to prevent the spread of the virus during the Covid-19 process have caused many people to be unemployed, deepening the problem of income inequality. On the other hand, it is predicted that the replacement of existing jobs by robots and automation in parallel with technological developments will increase the loss of welfare in society. Therefore, both the pandemic and technological developments have led to the re-discussion of basic income on the agenda of many countries. Basic income, in the most general sense, is the unconditional and regular cash payments provided to all individuals in society. In this respect, it is considered recognized citizenship right only because of being human. The study aims to address the issue of Universal Basic Income in the context of social justice and human rights and states that it is possible to develop and implement various tools, especially tax policies. In addition, it is emphasized that the Universal Basic Income application will increase income justice in macro terms, as well as reduce the poverty of individuals in the micro context and facilitate their access to labour markets.

Research paper thumbnail of Zanaatkârliktan Yapay Zekâya İşgücünün Deği̇şen Ni̇teli̇ği̇

Research paper thumbnail of ZANAATKARLIKTAN YAPAY ZEKAYA İŞGÜCÜNÜN DEĞİŞEN NİTELİĞİ

zanaatkarlıktan yapay zekaya işgücünün değişen niteliği, 2022

ÖZET Dördüncü Sanayi Devrimi ile gelişen yeni teknolojiler, toplumların ekonomik ve sosyal dö... more ÖZET

Dördüncü Sanayi Devrimi ile gelişen yeni teknolojiler, toplumların ekonomik ve sosyal dönüşümünü beraberinde getirmektedir. Bu süreçte üretim sistemlerinde insan emeği yerini yapay zekâ ve robotik teknolojilere bırakmaktadır. Kas gücü ile yapılan işlerin yerini makinelerin alması, işgücünün bedeniyle çalışmasını zihin çalışmasına doğru değiştirmektedir. Dolayısıyla işgücünün geçmişten bugüne değişen niteliği yeni bir yapılanmayı zorunlu kılmaktadır. Tarihsel bağlamda yüksek beceri ve yetkinlik gerektiren zanaatkârlık ile başlayan işgücü faaliyetleri, sanayi devrimleri ile makineleşmeye geçilmesiyle işgücünü ve çalışan becerilerini değersizleştirmiştir. Ancak endüstriyel süreçte gelişen teknolojiler insan emeği ile karşılıklı bir fayda içerisindeyken, yeni teknolojiler emeği üretim süreçlerinden neredeyse dışlamaktadır. Yeni teknolojiler iş kayıplarına yol açan olumsuz etkilerinin yanı sıra yüksek beceri talebi gerektiren yeni işler ve meslekleri ortaya çıkarmaktadır. Buna bağlı olarak işgücünün niteliklerinin geliştirilmesi ve yeni yetkinliklerin kazandırılması önem kazanmaktadır. İş yapış biçimlerinde meydana gelen değişiklik, eğitim sisteminin erken yaşta başlayan ve yaşam boyu öğrenme şeklinde devam eden biçimde yeniden yapılanmasını zorunlu hale getirmektedir. Bu makalede, Endüstri 4.0 teknolojileri ve işgücünün geçmişten bugüne değişen niteliğine değinilmektedir. Zanaatkârlığın sıradan olmayan iş becerileri ve emeğin manüfaktür üretim sistemlerinde araç haline gelmesi ve yapay zekâ ile yarışan günümüz işgücünün nitelikleri arasındaki ilişki değerlendirilmiş, yeni yapılanmada ihtiyaç duyulan becerileri ve yetkinliklerin neler olduğu tanımlanmaya çalışılmıştır.

Research paper thumbnail of DİJİTAL DÖNÜŞÜMÜN GEREĞİ OLARAK 21. YÜZYIL BECERİLERİ

dijital dönüşümün gereği olarak 21. yüzyıl becerileri, 2022

ÖZET İlk kez 2011 yılında Hannover Fuarında gündeme gelen ve küresel değer zincirinin nasıl düze... more ÖZET
İlk kez 2011 yılında Hannover Fuarında gündeme gelen ve küresel değer zincirinin nasıl düzenleneceğini anlatmak amacıyla kullanılan Endüstri 4.0 veya bir diğer adıyla 4. sanayi devrimi, önceki devrimlerden farklı olarak çok daha hızlı ve çok daha geniş ölçekte bir dönüşümü tanımlamaktadır. Söz konusu devrim ile yapay zekâ, akıllı robotlar, bulut teknolojileri, nesnelerin interneti gibi birçok yeni kavram literatüre girerek ülke ekonomilerinin öncelikli gündem maddesi haline gelmiştir. 2019 yılının Mart ayında ilan edilen Covid-19 pandemisi ise ülkelerin dijital ekonomiye geçiş sürecini hızlandırmıştır. Bu dönemde tele-çalışma, uzaktan öğrenme, teletıp ve diğer çevirimiçi hizmetlerin kullanımı yaygınlaşmış, teknolojiye veya gerekli altyapıya sahip olmayan bölgeler ise dezavantajlı hale gelmiştir.
Dijital dönüşüm, sürdürülebilir ekonominin verimliliği ve etkinliği üzerinde pozitif bir etki yaratmakla birlikte aynı zamanda işgücü piyasasında önemli dönüşümlere yol açmaktadır. Bu süreç yeni meslekler yaratmasının yanı sıra bazı mesleklerin revize edilmesini gerekli kılmaktadır. Dönüşüme uyum sağlayamayan veya dönüşümün gerisinde kalan ülkelerde ve bazı sektörlerde ise “dijital boşluk” sorunu ortaya çıkmaktadır. İşgücü açısından sorunun üstesinden gelinmesinde 21. yüzyıl becerilerine sahip olmak belirleyici olmaktadır. Bir diğer ifade ile çalışanların gerekli becerilere sahip olarak yeniden vasıflandırılması gerekmektedir. Nitekim Dünya Ekonomik Forumu’nun 2020 yılı raporuna göre şirketler, çalışanlarının yaklaşık olarak yüzde 40’ının altı aya kadar becerilerini güncellemeleri gerektiğini bildirmiş, şirketlerin %94’ü ise çalışanların yeni beceriler kazanmaları gerektiğini belirtmiştir.
Bu çalışmanın amacı Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), Dünya Ekonomik Forumu (WEF) ve Dünya Bankası (WB) başta olmak üzere çeşitli uluslararası kuruluş raporlarından yararlanarak dijital ekonominin işgücü piyasasında yarattığı değişime değinerek ülkelerin bu dönüşümün gerisinde kalmaması için oluşturmaları gereken politika önlemlerine yer vermektir.

Research paper thumbnail of INTERNATIONAL JOURNAL OF SOCIAL SCIENCES

Evrensel Temel Gelir ve Dünyada Örnek Uygulamalar, 2022

Covid-19 sürecinde virüsün yayılımını engellemeye yönelik alınan tedbirler pek çok kişinin işsiz ... more Covid-19 sürecinde virüsün yayılımını engellemeye yönelik alınan tedbirler pek çok kişinin işsiz kalmasına neden olarak gelir eşitsizliği sorununu derinleştirmiştir. Diğer yandan teknolojik gelişmelere paralel olarak mevcut işlerin yerini robot ve otomasyonun almasının toplumda refah kaybını arttıracağı öngörülmektedir. Dolayısıyla gerek pandemi gerekse teknolojik gelişmeler birçok ülkenin gündeminde temel gelir uygulamasının yeniden tartışılmasına yol açmıştır. Temel gelir en genel anlamı ile toplumdaki tüm bireylere, koşulsuz ve düzenli olarak sağlanan nakit ödemelerdir. Bu bakımdan insana yalnızca insan olmasından dolayı tanınmış bir vatandaşlık hakkı olarak nitelendirilmektedir.
Çalışmanın amacı Evrensel Temel Gelir konusunu sosyal adalet ve insan hakları bağlamında ele alarak vergi politikaları başta olmak üzere çeşitli araçların geliştirilmesi ile uygulanmasının mümkün olduğunu belirtmektedir. Ayrıca Evrensel Temel Gelir uygulaması ile makro açıdan gelir adaletinin artmasının yanı sıra, mikro bağlamda bireylerin yoksulluğunun azalması ve işgücü piyasalarına erişimlerini kolaylaştıracağı vurgulanmaktadır.