Resul Köse - Academia.edu (original) (raw)

Papers by Resul Köse

Research paper thumbnail of Turkish Public Reaction to Cyprus Deadlock (27 August- 1 September 1964)

Belgi Dergisi

İkinci Dünya Savaşı’nın ardından İngiltere’nin Kıbrıs’taki hâkimiyetinin Rumlar tarafından self-d... more İkinci Dünya Savaşı’nın ardından İngiltere’nin Kıbrıs’taki hâkimiyetinin Rumlar tarafından self-determination ilkesi çerçevesinde değerlendirilmek istenmesi ve enosis talebi Doğu Akdeniz’deki dengeleri olumsuz yönde etkilemişti. Türk Hükûmeti ilk dönemlerde Kıbrıs meselesini İngiltere’nin iç sorunu olarak ele alsa da kamuoyunda Rum taleplerine karşı ciddi bir farkındalık oluşmuştu. İngiltere’nin Ada'yla ilgili düşüncesinin değişmesi ise Türk Hükûmetinin politikasında değişikliğe neden oldu ve 1954 yılından itibaren kamuoyu ve Hükûmet politikalarının uyumlu olduğu bir döneme girildi. Bilhassa 1955 yılı kamuoyu ve Hükûmetin politikalarındaki paralelliğin zirve yılı oldu. Bu sırada EOKA Ada'da birçok terör eylemi gerçekleştirmekteydi. Müzakerelerin ardından Türkiye ve Yunanistan’ın tezlerinden vazgeçmesi sayesinde 1960 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti kuruldu. Ancak Ada'daki problemler devam etti. 1963 yılının Aralık ayındaki terör olaylarının ardından garantör devletler arasında...

Research paper thumbnail of Sosyal Hi̇zmet Tari̇hi̇ Bağlaminda Mi̇lasli İsmai̇l Hakki Bey'İn Alkol Bağimliliği Ve Kurtulmanin Çareleri̇ne Dai̇r Görüşleri̇

Anasay

Bağımlılık yapan maddelerden biri de alkoldür. Alkolün kullanımı çok eski tarihlere kadar dayanma... more Bağımlılık yapan maddelerden biri de alkoldür. Alkolün kullanımı çok eski tarihlere kadar dayanmaktadır. Hal böyle olunca İslam dininin de yasak saydığı bu maddenin kullanımının tamamen sonlandırılması konusunda hassasiyet gösterip fiilen ve ilmen çalışan isimlerden birisi de Doktor Milaslı İsmail Hakkı Bey olmuştu. İsmail Hakkı Bey, alkolün Osmanlı’da tamamen yasaklanması taraftarıydı. Bu yapılamazsa eğer alkol tüketimini azaltacak birtakım önerilerin Hükûmet tarafından hayata geçirilmesini istemişti. İsmail Hakkı Bey, alkolün ülkede genelde eğlence için içildiğinden bunun önlenebilmesi için sporun geliştirilmesi, kütüphaneler, sergiler, sinema salonlarının açılması, musiki eğitiminin verilmesi ve dini teşkilatın ıslah edilmesi gibi birtakım önerilerde bulunmuştu. Bu öneriler, çalışma alanı insan ve toplum olan sosyal hizmet uygulamaları bağlamında günümüzde bile gerçekten uygulanabilir önerilerdi.

Research paper thumbnail of Türk-İngiliz İlişkileri Bağlamında İngiltere'nin Akdeniz Filosu'nun 1929 Yılı Türkiye Ziyareti

Yakın Dönem Türkiye Araştırmaları / Recent Period Turkish Studies

Türkiye ve İngiltere arasında 1929 yılına kadar dostluk ilişkileri kurulamadı. Türkiye, ikili ili... more Türkiye ve İngiltere arasında 1929 yılına kadar dostluk ilişkileri kurulamadı. Türkiye, ikili ilişkileri geliştirmek maksadıyla İngiltere'nin Akdeniz Filosuna bir nezaket ziyareti için davette bulundu. Bu çalışmada Türk-İngiliz ilişkilerinin yeniden gelişimi için çok önemli bir yere sahip olan, İngiltere'nin Akdeniz Filosu'nun 1929 yılı Türkiye ziyareti konusu ele alınmıştır. Çalışma sonunda görüldü ki bu ziyaretten İngilizler fazlasıyla memnun kaldı. Ancak başta Yunanistan ve Sovyet Rusya olmak üzere bazı devletler rahatsız oldu. Bazı devletlerde ise basın aracılığıyla kamuoyunun gündemini meşgul etti. Türkiye, dış temsilcilikler aracılığıyla bu ziyaretteki maksadı açıkladı. Sonuç olarak bu ziyaretin Türkiye ve İngiltere arasındaki ilişkileri geliştirme konusunda adeta bir milat olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca ziyarete diğer devletlerin verdiği önem, o yıllarda Gazi Mustafa Kemal liderliğindeki Türkiye'nin dış politikadaki etkinliğini göstermesi açısından güzel bir örnektir. Bahsi geçen çalışma, arşiv belgeleri, süreli yayınlar ve telif eserlerden yararlanarak oluşturulmuştur. Ayrıca bu makale, nitel bir çalışma olup, doküman analizi yöntemi kullanılarak hazırlanmıştır.

Research paper thumbnail of Mediation Activities of General Charles Townshend in Turkish-British Relations in the Period of National Struggle

Marmara Türkiyat Araştırmaları Dergisi

Öz Kûtülamare esiri General Charlers Townshend, Mondros Ateşkes Antlaşması'nda Osmanlı Devlet... more Öz Kûtülamare esiri General Charlers Townshend, Mondros Ateşkes Antlaşması'nda Osmanlı Devleti ve İngiltere arasında aracılık yaptığı için serbest kaldı ve ülkesine döndü. Ancak Lloyd George Hükûmetinden beklediği ilgiyi göremediği gibi kendisine yeni bir görev de verilmedi. Townshend'ın Millî Mücadele Dönemi'nde Türkiye'ye olan ilgisi devam etti. İngiliz Hükûmetinin Türk karşıtı, Yunan yanlısı politikalarını bulduğu her fırsatta eleştirdi. Hatta taraflar arasında uzlaşı zemini oluşturmak için Hükûmetinin karşı çıkmasına rağmen milletvekili sıfatıyla Türkiye'ye geldi. Başkomutan Mustafa Kemal ve Hükûmet üyeleriyle görüştü. Fakat görüşmelere resmî bir sıfat ve somut tekliflerle gelmediği için bir sonuç çıkmadı. Townshend, Lozan'da da iki devlet arasında ilişkilerde arabulucu olmak istemiş ancak dikkate alınmamıştı. Bu dönemde Towsnhend'ın Türkiye'ye yönelik ilgisinde iki hedefi daha vardı. Bunlardan birincisi Türkler üzerindeki nüfuzunu kullanarak İngi...

Research paper thumbnail of Şükrü Kaya'Nin Doğu Ve Güney Vi̇layetleri̇ Gezi̇si̇ Ve Sonuçlari

Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi

Şükrü Kaya, 1927 yılından 1938 yılı sonuna kadar Dâhiliye Vekilliği görevinde bulunmuş ve çok öne... more Şükrü Kaya, 1927 yılından 1938 yılı sonuna kadar Dâhiliye Vekilliği görevinde bulunmuş ve çok önemli işlere imza atmıştır. Bu çalışmada Şükrü Kaya'nın 1931 yılında gerçekleştirdiği Doğu ve Güney vilayetleri gezisi ve sonuçları işlenmiştir. Gezi sonrasında hazırlanan Dersim ve Kaçakçılık raporları Hükümet tarafından ciddiyetle ele alınmış ve raporlardaki öneriler hemen uygulama safhasına konulmuştur. Raporlardaki öneriler doğrultusunda 1935 yılında Tunceli ıslahat programı başlatıldı. 1918 sayılı Kaçakçılık Kanunu çıkarıldı. Şükrü Kaya, Dâhiliye Vekilliği görevi boyunca bu ıslahat programı ve kaçakçılık meselesinin takipçisi olmuştur. Şükrü Kaya, programın başarıyla sürdürülmesi ve kaçakçılığın o dönem azalmasında çok etkili olmuştur. Çalışmada arşiv belgeleri, dönemin gazeteleri ve diğer kaynaklardan istifade edilmiştir.

Research paper thumbnail of Cumhuriyet in İlk On Yılında Doğu Vilayetlerinde Emniyet ve Asayişi Sağlama Faaliyetleri

History Studies International Journal of History, 2020

Öz: Cumhuriyet'in ilk yıllarında kurucu kadroyu uğraştıran en önemli meselelerden biri ülke dâhil... more Öz: Cumhuriyet'in ilk yıllarında kurucu kadroyu uğraştıran en önemli meselelerden biri ülke dâhilinde emniyet ve asayişin sağlanması hususu idi. Özellikle bu çabaya daha çok Doğu vilayetlerinde ihtiyaç duyulmuştu. Bu durumun tarihi arka planı vardı. Osmanlı'da II. Mahmut Dönemi'nden itibaren bölgede merkeziyetçilik politikası uygulanmaya başladı. Ancak buradaki bazı yerel güçler eskiden beri sürdürdükleri idari ve sosyo-kültürel yaşantının değişmesini istememişlerdi. Devletin son yıllarında yaşanan savaş koşulları bölgede kurulmak istenen merkezi otoriteyi olumsuz etkilemişti. Buna dış destekli Kürtçülük düşüncesinin de eklenmesiyle birlikte bölge, Cumhuriyet Dönemi'ne emniyet ve asayişin pek de hissedilmediği bir yer olarak geldi. Bu makalede Cumhuriyet'in ilanından başlayıp onuncu yıl kutlamalarının yapıldığı 1933 yılına kadar geçen süreçte Doğu vilayetlerinde çıkan Şeyh Sait ve Ağrı isyanları haricinde emniyet ve asayişi ihlal eden hususlar ve bunlara karşı devletin verdiği mücadele arşiv belgeleri ve diğer kaynaklardan istifade edilerek ele alınmıştır. Şimdiye kadar üzerinde pek çok araştırmanın yapıldığı bu isyanlara sadece dönemin şartlarını daha iyi anlayabilmek için kısaca değinilmiştir. Cumhuriyet kadrolarının on yıllık başarısını ortaya koymaya çalıştığımız bu makalede sonuç olarak devletin Birinci Umumi Müfettişlik ve Seyyar Jandarma Alaylarını kurması gibi aldığı birtakım idari, askeri ve siyasi tedbirler sayesinde Doğu vilayetlerinde asayiş büyük ölçüde sağlanmıştır.

Research paper thumbnail of Mekteb-i Tıbbiye'nin Haydarpaşa'ya Nakli ve Açılışı (1903)

Osmanli’nin ilk donemlerinde medreselerde surdurulen tip egitiminin bagimsiz bir yapiya ka­vusmas... more Osmanli’nin ilk donemlerinde medreselerde surdurulen tip egitiminin bagimsiz bir yapiya ka­vusmasi Kanuni Sultan Suleyman doneminden itibaren mumkun olmustur. Modern anlamda tip teskilatinin tesisi ve tip egitiminin baslangici ise II. Mahmud doneminde Tibhâne-i Âmire’nin ku­rulusu ile birlikte baslamistir. Bu derlemede Tibhâne-i Âmire’nin tesisinden ana hatlariyla bahse­dildikten sonra II. Abdulhamid doneminde Haydarpasa’da insa edilen Mekteb-i Tibbiye-i Şâhâne binasinin bu mahalle insa sebebi, nakli ve acilisi ele alinmaktadir. Binanin insa oncesi yer tespiti, nakli ve acilisi o donem turlu siyasi ve ozel sebeplerle elestirilmis olsa da Sultan II. Abdulhamid’in bu eseri Turk tibbinin gelisiminde mustesna bir yere sahip olmustur. Calisma icin donemin arsiv belgeleri, gazeteler ve mevcut guncel kaynaklardan yararlanilmistir.

Research paper thumbnail of Tek Parti Dönemi’nde Doğu ve Güneydoğu Anadolu Vilayetlerinde Düzenlenen Üniversite Haftası Etkinlikleri ve Üniversiteli Aydın Kesimin Bölgenin Meselelerine Bakışı (1940-1945)

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, 2021

Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri Cumhuriyet’in ilk yıllarında gelişmişlik bakımından çeşitli s... more Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri Cumhuriyet’in ilk yıllarında gelişmişlik bakımından çeşitli sebeplerden dolayı diğer bölgelere kıyasla geri durumdaydı. Bu durum ülke idarecileri tarafından değiştirilmek istenmişti. Bu konuda elini taşın altına koyan bir diğer sınıf üniversiteli aydın kesimdir. İşte bu çalışmada ilmî ve millî kültürü yaymak ve memleket meselelerini üniversite çalışmalarının konusu hâline getirmek için İstanbul ve Ankara üniversiteleri tarafından Tek Parti Dönemi’nde 1940 ve 1945 yılları arasında Doğu ve Güneydoğu Anadolu vilayetlerinde düzenlenen Üniversite Haftası etkinlikleri incelenmiştir. Bu yıllarda İstanbul Üniversitesinin yurtta gerçekleştirdiği beş etkinliğin dördü, Ankara Üniversitesinin ise dört etkinliğinden ikisi Doğu ve Güneydoğu vilayetlerinde gerçekleşmişti. Etkinliklerde verilen konferanslarda o yıllarda iş başında olan hükûmetin bölgede takip ettiği politikalar tasvip ve takdir edilmişti. Bölgenin geliştirilmesi için hem idarecilere hem de halka ...

Research paper thumbnail of Kaçakçiliğin Ve Türki̇ye Karşitliğinin Suri̇ye'De Ortaya Çikardiği Şehi̇rler

Journal of History School, 2020

Suriye I. Dünya Harbi'nden sonra Fransa'nın mandası altında devlet olmuştur. Türkiye ile Suriye a... more Suriye I. Dünya Harbi'nden sonra Fransa'nın mandası altında devlet olmuştur. Türkiye ile Suriye arasındaki sınır hattı ise hâkim devlet Fransa yüzünden 1930'lu yıllara kadar çizilememiştir. Bu duruma Fransa'nın o dönem Türkiye ile yaşadığı Sancak sorunu ve diğer bazı sorunlar etkili olmuştur. Fransa gerek bu sorunları lehine çözüme kavuşturmak gerekse diğer bazı siyasi emelleri için Türkiye sınırına yakın yerlere, Ermenileri ve bir sebeple Türkiye ile arası bozulmuş Kürtçülük ve eşkıyalık ile nam salmış isimleri yerleştirmiştir. Biz bu makalede sınır hattına yerleştirilen bu unsurların ve sınırın o yıllarda güvensiz olmasından kaynaklı yapılan kaçakçılığın Suriye'de on yıl gibi çok kısa bir süre zarfında nasıl yeni yerleşim birimleri, şehirler kurduğu konusunu işleyeceğiz. Çalışmada arşiv belgeleri, dönem gazeteleri ve literatürdeki diğer kaynaklardan istifade edilmiştir.

Research paper thumbnail of Cumhuri̇yet Dönemi̇nde Doğu Sinirlarinda Kaçakçilikla Mücadele (1923-1950)

Journal of History School, 2020

According to the Turkish Language Association Dictionary smuggling is "a trade done contrary to t... more According to the Turkish Language Association Dictionary smuggling is "a trade done contrary to the law of a state, the act of transferring secretly, surreptitiously". Smuggler is defined as "a person who opposes the law, introduces goods, smuggles or sells goods somewhere". In the first years of the Republic, smuggling was far more present in Eastern borders than in others. The region's borders to numerous countries, neighboring states' inability to meet their obligations, and the geographical and climatic conditions of the region played an effective role in this. The new Turkish state had set important authoritative and administrative regulations in the early years to eliminate smuggling that endangered the treasury and national security as much as possible. Imperfections or new needs in practice led to new legal regulations during the period. In addition to this, good relations were built with neighboring states to prevent smuggling. When all these measures were taken by 1950, smuggling in the region was to a great extent eliminated compared to 1923.

Research paper thumbnail of Türkiye’nin Doğu ve Güneyindeki Komşularıyla Sınır İlişkilerine Dair Bir Değerlendirme (1923-1940)

Yakın Dönem Türkiye Araştırmaları - Recent Period Turkish Studies, 2020

1923 tarihli Lozan Barış Antlaşması'yla birlikte yeni Türk devletinin sınırları büyük ölçüde beli... more 1923 tarihli Lozan Barış Antlaşması'yla birlikte yeni Türk devletinin sınırları büyük ölçüde belirlenmişti. Ancak Irak'la olan sınırın belirlenmesi sonraki bir tarihe bırakılmıştı. Suriye sınırı ise fiilen son şeklini almamıştı. Bu çalışmada bu iki devletin yanı sıra İran ile Türkiye'nin 1923-1940 yılları arasındaki sınır ilişkileri ele alınmıştır. Bu ilişkilerin seyrini etkileyen en önemli hususlar Türkiye ile sınırların çizilmesinin gecikmesi, Irak ve Suriye'de kurulan İngiliz ve Fransız mandater yönetimlerin Türkiye aleyhtarı politikalarının yanı sıra devrin ve bölgenin kendine özgü koşullarıdır. Çalışma sonunda görülmüştür ki komşuluk ilişkilerinin düzelmesi ve alınan diğer tedbirlerle birlikte sınırlarda emniyet ve huzur ortamı sağlanabilmiştir.

Research paper thumbnail of Tek Parti Döneminde Kayyım Uygulamaları

İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi, 2020

Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre belli bir işin yapılması için görevlendirilen kimseye kayyım denil... more Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre belli bir işin yapılması için görevlendirilen kimseye kayyım denilmektedir. Türkiye'de 2016 yılında çıkarılan 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye göre merkezi yönetim tarafından lüzumlu hallerde belediye başkanlarının yerine vali ya da kaymakamlar, kayyım olarak atanmaya başlamıştır. Ancak bu uygulama Türk idare tarihinde ilk kez görülen bir durum değildir. Bu çalışmada Tek Parti Dönemi'nde 1930 ile 1948 yılları arasındaki kayyım uygulamaları konusu işlenmiştir. Bu dönemde ülke genelinde 109 belediyeye çeşitli sebeplerle kayyım ataması yapılmıştı. Atanan bu belediyelerin 90’ı Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki belediyeler, geriye kalan 19 belediye ise Batı vilayetlerindeki belediyeler idi. Çalışmada arşiv belgeleri ve diğer kaynaklardan istifade edilmiştir.

Research paper thumbnail of Cumhuriyet Döneminde Doğu Vilayetlerinde Yaşanan Doğal Afetler ve Yapılan Yardımlar (1923-1950)

Turkish Studies - Historical Analysis, 2020

Natural disasters that human beings cannot prevent they occur and cause loss of life and property... more Natural disasters that human beings cannot prevent they occur and cause loss of life and property according to their impact; can be listed as earthquake, flood, drought/ famine, avalanche, rock fall and epidemic diseases. From time to time, Anatolia got its share from these disasters throughout the history. In this study, the subject of casualties and destruction caused by earthquakes, drought / famine, flood and flood in the Eastern and Southeastern Anatolia regions from 1923 to 1950, and the official and civil aids made to the victims who were suffered of these disasters. The purpose of limiting the study in this way is; To reveal the attitude of the Republican People's Party Government in power against these natural disasters and their help to the disaster victims. At the end of the study, it was observed that during this period, many disasters occurred in Eastern and Southeastern Anatolian provinces that caused loss of life and property. Earthquakes were the first among these disasters. But CHP Governments tried to lick the disaster victims' wounds as soon as possible, by mobilizing all the opportunities of the state and the people in all disasters. As the best example of state-nation solidarity in this regard, especially the Erzurum earthquakes in 1924 and Erzincan earthquakes in 1939 can be given as examples. After these earthquakes, the visits of the president of the republic Gazi Mustafa Kemal and the president of the republic Ismet Inönü to the disaster areas gladdened the victims' hearts and provided quick healing of the wounds. Archive documents and other sources were used in the study.

Research paper thumbnail of Some Social Problems of Maraş and Solutions in the Republic Period (1939-1950)

Belgi Dergisi

I. Dünya Savaşı ve İstiklal Savaşı'ndan en çok olumsuz etkilenen vilayetlerden biri de şüphes... more I. Dünya Savaşı ve İstiklal Savaşı'ndan en çok olumsuz etkilenen vilayetlerden biri de şüphesiz Maraş'tı. Şehir, İstiklal Savaşı'nda önce İngiliz ardından da Fransız işgali altına girmişti. Savaşlar ve işgallerin şehir ve sakinleri üzerinde bıraktığı tahribatın izleri yıllarca silinemedi. Bu olumsuz etkilerin yanı sıra Cumhuriyet Dönemi'nde devletin bazı politik tercihleri ya da vilayetin istenilse de ihtiyaçlarına yeterince cevap verilememesi Maraş vilayetini diğer vilayetlere kıyasla geri duruma düşürmüştü. Devrin şartlarında bütçe imkânlarının kısıtlı olması, ekonomik krizler ve II. Dünya Savaşı koşulları yatırımların önündeki en büyük engellerdi. İşte bu çalışmada Cumhuriyet'in ilanından epey bir süre geçtikten sonra II. Dünya Savaşı yıllarından Tek Parti Dönemi'nin sonuna kadar Maraş'ın bazı sosyal sorunlarına ve çözüm yollarına bakılmıştır. Sorunlar genelde Maraş milletvekilleri ya da Cumhuriyet Halk Partisi'nin Maraş'a teftiş amaçlı gönderd...

Research paper thumbnail of TÜRK HALKININ KIBRIS ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜNE TEPKİSİ (27 AĞUSTOS-1 EYLÜL 1964

Belgi Dergisi, S.25, Pamukkale Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Yayını, Kış 2023/I, ss. 123-157., 2023

After the Second World War, the desire of Greek Cypriots to evaluate the British sovereignty over... more After the Second World War, the desire of Greek Cypriots to evaluate the British sovereignty over the island within the frame of self-determination and enosis demands had affected negatively the balance of power in the Eastern Mediterranean. Even though the Turkish Government handled the Cyprus question as an internal question of Britain, an intensive consciousness was formed in the Turkish public towards Greek Cypriots' demands. The change of Britain's policy over Cyprus caused the conversion of the Turkish Government's policy and, by 1954, a period in which public opinion was in congruence with the government policy started. At the same time, EOKA was staging several terrorist attacks on the island. Subsequent to the negotiations, since Türkiye and Greece abandoned their thesis, the Republic of Cyprus was established in 1960, but troubles on the island continued. After the terrorist attacks in December of 1963, negotiations started between the guarantor states, but a proposal, prepared by the US with the intent to satisfy at the same time both the enosis thesis of Greece and the partition thesis of Türkiye was rejected by Greece and Makarios. Besides, President Johnson's letter, diplomatic failures and another warning by USSR to prevent Türkiye to intervene on the island emerged substantial frustration in the Turkish public. Thus, demonstrations were carried out in Ankara, Istanbul and Izmir. Although demonstrations in Istanbul were held peacefully, there was intemperance in the demonstrations held in Ankara, and especially in Izmir. As a consequence of the inconclusiveness of the negotiations during 1964, Turkey's alliance affiliation was robustly criticised for the first time; while in the demonstrations held up to these days Greece and Greek Cypriots had been criticised by focusing on violence and injustice. These demonstrations became the milestone of anti-Western discourses which would gain strength in the long run in the Turkish public and the intellectual environment, and of criticisms against the Turkish Foreign policy. The main aim of this study is to evaluate, by grounding on archival documents, and national and local newspapers, the Turkish public reaction to the inconclusive Cyprus negotiations, and their consequences.

Research paper thumbnail of Türk-İngiliz İlişkileri Bağlamında İngiltere'nin Akdeniz Filosu'nun 1929 Yılı Türkiye Ziyareti The British Mediterranean Fleet’s 1929 Visit to Türkiye in the Context of Turkish-British Relations

Yakın Dönem Türkiye Araştırmaları Recent Period Turkish Studies, 2022

effectiveness regarding foreign policy under the leadership of Gazi Mustafa Kemal in those years.... more effectiveness regarding foreign policy under the leadership of Gazi Mustafa Kemal in those years. This study has been conducted by making use of archival documents, periodicals, and copyrighted works as a qualitative study that was prepared using the document analysis method.

Research paper thumbnail of Turkish Public Reaction to Cyprus Deadlock (27 August- 1 September 1964)

Belgi Dergisi

İkinci Dünya Savaşı’nın ardından İngiltere’nin Kıbrıs’taki hâkimiyetinin Rumlar tarafından self-d... more İkinci Dünya Savaşı’nın ardından İngiltere’nin Kıbrıs’taki hâkimiyetinin Rumlar tarafından self-determination ilkesi çerçevesinde değerlendirilmek istenmesi ve enosis talebi Doğu Akdeniz’deki dengeleri olumsuz yönde etkilemişti. Türk Hükûmeti ilk dönemlerde Kıbrıs meselesini İngiltere’nin iç sorunu olarak ele alsa da kamuoyunda Rum taleplerine karşı ciddi bir farkındalık oluşmuştu. İngiltere’nin Ada'yla ilgili düşüncesinin değişmesi ise Türk Hükûmetinin politikasında değişikliğe neden oldu ve 1954 yılından itibaren kamuoyu ve Hükûmet politikalarının uyumlu olduğu bir döneme girildi. Bilhassa 1955 yılı kamuoyu ve Hükûmetin politikalarındaki paralelliğin zirve yılı oldu. Bu sırada EOKA Ada'da birçok terör eylemi gerçekleştirmekteydi. Müzakerelerin ardından Türkiye ve Yunanistan’ın tezlerinden vazgeçmesi sayesinde 1960 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti kuruldu. Ancak Ada'daki problemler devam etti. 1963 yılının Aralık ayındaki terör olaylarının ardından garantör devletler arasında...

Research paper thumbnail of Sosyal Hi̇zmet Tari̇hi̇ Bağlaminda Mi̇lasli İsmai̇l Hakki Bey'İn Alkol Bağimliliği Ve Kurtulmanin Çareleri̇ne Dai̇r Görüşleri̇

Anasay

Bağımlılık yapan maddelerden biri de alkoldür. Alkolün kullanımı çok eski tarihlere kadar dayanma... more Bağımlılık yapan maddelerden biri de alkoldür. Alkolün kullanımı çok eski tarihlere kadar dayanmaktadır. Hal böyle olunca İslam dininin de yasak saydığı bu maddenin kullanımının tamamen sonlandırılması konusunda hassasiyet gösterip fiilen ve ilmen çalışan isimlerden birisi de Doktor Milaslı İsmail Hakkı Bey olmuştu. İsmail Hakkı Bey, alkolün Osmanlı’da tamamen yasaklanması taraftarıydı. Bu yapılamazsa eğer alkol tüketimini azaltacak birtakım önerilerin Hükûmet tarafından hayata geçirilmesini istemişti. İsmail Hakkı Bey, alkolün ülkede genelde eğlence için içildiğinden bunun önlenebilmesi için sporun geliştirilmesi, kütüphaneler, sergiler, sinema salonlarının açılması, musiki eğitiminin verilmesi ve dini teşkilatın ıslah edilmesi gibi birtakım önerilerde bulunmuştu. Bu öneriler, çalışma alanı insan ve toplum olan sosyal hizmet uygulamaları bağlamında günümüzde bile gerçekten uygulanabilir önerilerdi.

Research paper thumbnail of Türk-İngiliz İlişkileri Bağlamında İngiltere'nin Akdeniz Filosu'nun 1929 Yılı Türkiye Ziyareti

Yakın Dönem Türkiye Araştırmaları / Recent Period Turkish Studies

Türkiye ve İngiltere arasında 1929 yılına kadar dostluk ilişkileri kurulamadı. Türkiye, ikili ili... more Türkiye ve İngiltere arasında 1929 yılına kadar dostluk ilişkileri kurulamadı. Türkiye, ikili ilişkileri geliştirmek maksadıyla İngiltere'nin Akdeniz Filosuna bir nezaket ziyareti için davette bulundu. Bu çalışmada Türk-İngiliz ilişkilerinin yeniden gelişimi için çok önemli bir yere sahip olan, İngiltere'nin Akdeniz Filosu'nun 1929 yılı Türkiye ziyareti konusu ele alınmıştır. Çalışma sonunda görüldü ki bu ziyaretten İngilizler fazlasıyla memnun kaldı. Ancak başta Yunanistan ve Sovyet Rusya olmak üzere bazı devletler rahatsız oldu. Bazı devletlerde ise basın aracılığıyla kamuoyunun gündemini meşgul etti. Türkiye, dış temsilcilikler aracılığıyla bu ziyaretteki maksadı açıkladı. Sonuç olarak bu ziyaretin Türkiye ve İngiltere arasındaki ilişkileri geliştirme konusunda adeta bir milat olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca ziyarete diğer devletlerin verdiği önem, o yıllarda Gazi Mustafa Kemal liderliğindeki Türkiye'nin dış politikadaki etkinliğini göstermesi açısından güzel bir örnektir. Bahsi geçen çalışma, arşiv belgeleri, süreli yayınlar ve telif eserlerden yararlanarak oluşturulmuştur. Ayrıca bu makale, nitel bir çalışma olup, doküman analizi yöntemi kullanılarak hazırlanmıştır.

Research paper thumbnail of Mediation Activities of General Charles Townshend in Turkish-British Relations in the Period of National Struggle

Marmara Türkiyat Araştırmaları Dergisi

Öz Kûtülamare esiri General Charlers Townshend, Mondros Ateşkes Antlaşması'nda Osmanlı Devlet... more Öz Kûtülamare esiri General Charlers Townshend, Mondros Ateşkes Antlaşması'nda Osmanlı Devleti ve İngiltere arasında aracılık yaptığı için serbest kaldı ve ülkesine döndü. Ancak Lloyd George Hükûmetinden beklediği ilgiyi göremediği gibi kendisine yeni bir görev de verilmedi. Townshend'ın Millî Mücadele Dönemi'nde Türkiye'ye olan ilgisi devam etti. İngiliz Hükûmetinin Türk karşıtı, Yunan yanlısı politikalarını bulduğu her fırsatta eleştirdi. Hatta taraflar arasında uzlaşı zemini oluşturmak için Hükûmetinin karşı çıkmasına rağmen milletvekili sıfatıyla Türkiye'ye geldi. Başkomutan Mustafa Kemal ve Hükûmet üyeleriyle görüştü. Fakat görüşmelere resmî bir sıfat ve somut tekliflerle gelmediği için bir sonuç çıkmadı. Townshend, Lozan'da da iki devlet arasında ilişkilerde arabulucu olmak istemiş ancak dikkate alınmamıştı. Bu dönemde Towsnhend'ın Türkiye'ye yönelik ilgisinde iki hedefi daha vardı. Bunlardan birincisi Türkler üzerindeki nüfuzunu kullanarak İngi...

Research paper thumbnail of Şükrü Kaya'Nin Doğu Ve Güney Vi̇layetleri̇ Gezi̇si̇ Ve Sonuçlari

Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi

Şükrü Kaya, 1927 yılından 1938 yılı sonuna kadar Dâhiliye Vekilliği görevinde bulunmuş ve çok öne... more Şükrü Kaya, 1927 yılından 1938 yılı sonuna kadar Dâhiliye Vekilliği görevinde bulunmuş ve çok önemli işlere imza atmıştır. Bu çalışmada Şükrü Kaya'nın 1931 yılında gerçekleştirdiği Doğu ve Güney vilayetleri gezisi ve sonuçları işlenmiştir. Gezi sonrasında hazırlanan Dersim ve Kaçakçılık raporları Hükümet tarafından ciddiyetle ele alınmış ve raporlardaki öneriler hemen uygulama safhasına konulmuştur. Raporlardaki öneriler doğrultusunda 1935 yılında Tunceli ıslahat programı başlatıldı. 1918 sayılı Kaçakçılık Kanunu çıkarıldı. Şükrü Kaya, Dâhiliye Vekilliği görevi boyunca bu ıslahat programı ve kaçakçılık meselesinin takipçisi olmuştur. Şükrü Kaya, programın başarıyla sürdürülmesi ve kaçakçılığın o dönem azalmasında çok etkili olmuştur. Çalışmada arşiv belgeleri, dönemin gazeteleri ve diğer kaynaklardan istifade edilmiştir.

Research paper thumbnail of Cumhuriyet in İlk On Yılında Doğu Vilayetlerinde Emniyet ve Asayişi Sağlama Faaliyetleri

History Studies International Journal of History, 2020

Öz: Cumhuriyet'in ilk yıllarında kurucu kadroyu uğraştıran en önemli meselelerden biri ülke dâhil... more Öz: Cumhuriyet'in ilk yıllarında kurucu kadroyu uğraştıran en önemli meselelerden biri ülke dâhilinde emniyet ve asayişin sağlanması hususu idi. Özellikle bu çabaya daha çok Doğu vilayetlerinde ihtiyaç duyulmuştu. Bu durumun tarihi arka planı vardı. Osmanlı'da II. Mahmut Dönemi'nden itibaren bölgede merkeziyetçilik politikası uygulanmaya başladı. Ancak buradaki bazı yerel güçler eskiden beri sürdürdükleri idari ve sosyo-kültürel yaşantının değişmesini istememişlerdi. Devletin son yıllarında yaşanan savaş koşulları bölgede kurulmak istenen merkezi otoriteyi olumsuz etkilemişti. Buna dış destekli Kürtçülük düşüncesinin de eklenmesiyle birlikte bölge, Cumhuriyet Dönemi'ne emniyet ve asayişin pek de hissedilmediği bir yer olarak geldi. Bu makalede Cumhuriyet'in ilanından başlayıp onuncu yıl kutlamalarının yapıldığı 1933 yılına kadar geçen süreçte Doğu vilayetlerinde çıkan Şeyh Sait ve Ağrı isyanları haricinde emniyet ve asayişi ihlal eden hususlar ve bunlara karşı devletin verdiği mücadele arşiv belgeleri ve diğer kaynaklardan istifade edilerek ele alınmıştır. Şimdiye kadar üzerinde pek çok araştırmanın yapıldığı bu isyanlara sadece dönemin şartlarını daha iyi anlayabilmek için kısaca değinilmiştir. Cumhuriyet kadrolarının on yıllık başarısını ortaya koymaya çalıştığımız bu makalede sonuç olarak devletin Birinci Umumi Müfettişlik ve Seyyar Jandarma Alaylarını kurması gibi aldığı birtakım idari, askeri ve siyasi tedbirler sayesinde Doğu vilayetlerinde asayiş büyük ölçüde sağlanmıştır.

Research paper thumbnail of Mekteb-i Tıbbiye'nin Haydarpaşa'ya Nakli ve Açılışı (1903)

Osmanli’nin ilk donemlerinde medreselerde surdurulen tip egitiminin bagimsiz bir yapiya ka­vusmas... more Osmanli’nin ilk donemlerinde medreselerde surdurulen tip egitiminin bagimsiz bir yapiya ka­vusmasi Kanuni Sultan Suleyman doneminden itibaren mumkun olmustur. Modern anlamda tip teskilatinin tesisi ve tip egitiminin baslangici ise II. Mahmud doneminde Tibhâne-i Âmire’nin ku­rulusu ile birlikte baslamistir. Bu derlemede Tibhâne-i Âmire’nin tesisinden ana hatlariyla bahse­dildikten sonra II. Abdulhamid doneminde Haydarpasa’da insa edilen Mekteb-i Tibbiye-i Şâhâne binasinin bu mahalle insa sebebi, nakli ve acilisi ele alinmaktadir. Binanin insa oncesi yer tespiti, nakli ve acilisi o donem turlu siyasi ve ozel sebeplerle elestirilmis olsa da Sultan II. Abdulhamid’in bu eseri Turk tibbinin gelisiminde mustesna bir yere sahip olmustur. Calisma icin donemin arsiv belgeleri, gazeteler ve mevcut guncel kaynaklardan yararlanilmistir.

Research paper thumbnail of Tek Parti Dönemi’nde Doğu ve Güneydoğu Anadolu Vilayetlerinde Düzenlenen Üniversite Haftası Etkinlikleri ve Üniversiteli Aydın Kesimin Bölgenin Meselelerine Bakışı (1940-1945)

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, 2021

Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri Cumhuriyet’in ilk yıllarında gelişmişlik bakımından çeşitli s... more Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri Cumhuriyet’in ilk yıllarında gelişmişlik bakımından çeşitli sebeplerden dolayı diğer bölgelere kıyasla geri durumdaydı. Bu durum ülke idarecileri tarafından değiştirilmek istenmişti. Bu konuda elini taşın altına koyan bir diğer sınıf üniversiteli aydın kesimdir. İşte bu çalışmada ilmî ve millî kültürü yaymak ve memleket meselelerini üniversite çalışmalarının konusu hâline getirmek için İstanbul ve Ankara üniversiteleri tarafından Tek Parti Dönemi’nde 1940 ve 1945 yılları arasında Doğu ve Güneydoğu Anadolu vilayetlerinde düzenlenen Üniversite Haftası etkinlikleri incelenmiştir. Bu yıllarda İstanbul Üniversitesinin yurtta gerçekleştirdiği beş etkinliğin dördü, Ankara Üniversitesinin ise dört etkinliğinden ikisi Doğu ve Güneydoğu vilayetlerinde gerçekleşmişti. Etkinliklerde verilen konferanslarda o yıllarda iş başında olan hükûmetin bölgede takip ettiği politikalar tasvip ve takdir edilmişti. Bölgenin geliştirilmesi için hem idarecilere hem de halka ...

Research paper thumbnail of Kaçakçiliğin Ve Türki̇ye Karşitliğinin Suri̇ye'De Ortaya Çikardiği Şehi̇rler

Journal of History School, 2020

Suriye I. Dünya Harbi'nden sonra Fransa'nın mandası altında devlet olmuştur. Türkiye ile Suriye a... more Suriye I. Dünya Harbi'nden sonra Fransa'nın mandası altında devlet olmuştur. Türkiye ile Suriye arasındaki sınır hattı ise hâkim devlet Fransa yüzünden 1930'lu yıllara kadar çizilememiştir. Bu duruma Fransa'nın o dönem Türkiye ile yaşadığı Sancak sorunu ve diğer bazı sorunlar etkili olmuştur. Fransa gerek bu sorunları lehine çözüme kavuşturmak gerekse diğer bazı siyasi emelleri için Türkiye sınırına yakın yerlere, Ermenileri ve bir sebeple Türkiye ile arası bozulmuş Kürtçülük ve eşkıyalık ile nam salmış isimleri yerleştirmiştir. Biz bu makalede sınır hattına yerleştirilen bu unsurların ve sınırın o yıllarda güvensiz olmasından kaynaklı yapılan kaçakçılığın Suriye'de on yıl gibi çok kısa bir süre zarfında nasıl yeni yerleşim birimleri, şehirler kurduğu konusunu işleyeceğiz. Çalışmada arşiv belgeleri, dönem gazeteleri ve literatürdeki diğer kaynaklardan istifade edilmiştir.

Research paper thumbnail of Cumhuri̇yet Dönemi̇nde Doğu Sinirlarinda Kaçakçilikla Mücadele (1923-1950)

Journal of History School, 2020

According to the Turkish Language Association Dictionary smuggling is "a trade done contrary to t... more According to the Turkish Language Association Dictionary smuggling is "a trade done contrary to the law of a state, the act of transferring secretly, surreptitiously". Smuggler is defined as "a person who opposes the law, introduces goods, smuggles or sells goods somewhere". In the first years of the Republic, smuggling was far more present in Eastern borders than in others. The region's borders to numerous countries, neighboring states' inability to meet their obligations, and the geographical and climatic conditions of the region played an effective role in this. The new Turkish state had set important authoritative and administrative regulations in the early years to eliminate smuggling that endangered the treasury and national security as much as possible. Imperfections or new needs in practice led to new legal regulations during the period. In addition to this, good relations were built with neighboring states to prevent smuggling. When all these measures were taken by 1950, smuggling in the region was to a great extent eliminated compared to 1923.

Research paper thumbnail of Türkiye’nin Doğu ve Güneyindeki Komşularıyla Sınır İlişkilerine Dair Bir Değerlendirme (1923-1940)

Yakın Dönem Türkiye Araştırmaları - Recent Period Turkish Studies, 2020

1923 tarihli Lozan Barış Antlaşması'yla birlikte yeni Türk devletinin sınırları büyük ölçüde beli... more 1923 tarihli Lozan Barış Antlaşması'yla birlikte yeni Türk devletinin sınırları büyük ölçüde belirlenmişti. Ancak Irak'la olan sınırın belirlenmesi sonraki bir tarihe bırakılmıştı. Suriye sınırı ise fiilen son şeklini almamıştı. Bu çalışmada bu iki devletin yanı sıra İran ile Türkiye'nin 1923-1940 yılları arasındaki sınır ilişkileri ele alınmıştır. Bu ilişkilerin seyrini etkileyen en önemli hususlar Türkiye ile sınırların çizilmesinin gecikmesi, Irak ve Suriye'de kurulan İngiliz ve Fransız mandater yönetimlerin Türkiye aleyhtarı politikalarının yanı sıra devrin ve bölgenin kendine özgü koşullarıdır. Çalışma sonunda görülmüştür ki komşuluk ilişkilerinin düzelmesi ve alınan diğer tedbirlerle birlikte sınırlarda emniyet ve huzur ortamı sağlanabilmiştir.

Research paper thumbnail of Tek Parti Döneminde Kayyım Uygulamaları

İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi, 2020

Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre belli bir işin yapılması için görevlendirilen kimseye kayyım denil... more Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre belli bir işin yapılması için görevlendirilen kimseye kayyım denilmektedir. Türkiye'de 2016 yılında çıkarılan 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye göre merkezi yönetim tarafından lüzumlu hallerde belediye başkanlarının yerine vali ya da kaymakamlar, kayyım olarak atanmaya başlamıştır. Ancak bu uygulama Türk idare tarihinde ilk kez görülen bir durum değildir. Bu çalışmada Tek Parti Dönemi'nde 1930 ile 1948 yılları arasındaki kayyım uygulamaları konusu işlenmiştir. Bu dönemde ülke genelinde 109 belediyeye çeşitli sebeplerle kayyım ataması yapılmıştı. Atanan bu belediyelerin 90’ı Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki belediyeler, geriye kalan 19 belediye ise Batı vilayetlerindeki belediyeler idi. Çalışmada arşiv belgeleri ve diğer kaynaklardan istifade edilmiştir.

Research paper thumbnail of Cumhuriyet Döneminde Doğu Vilayetlerinde Yaşanan Doğal Afetler ve Yapılan Yardımlar (1923-1950)

Turkish Studies - Historical Analysis, 2020

Natural disasters that human beings cannot prevent they occur and cause loss of life and property... more Natural disasters that human beings cannot prevent they occur and cause loss of life and property according to their impact; can be listed as earthquake, flood, drought/ famine, avalanche, rock fall and epidemic diseases. From time to time, Anatolia got its share from these disasters throughout the history. In this study, the subject of casualties and destruction caused by earthquakes, drought / famine, flood and flood in the Eastern and Southeastern Anatolia regions from 1923 to 1950, and the official and civil aids made to the victims who were suffered of these disasters. The purpose of limiting the study in this way is; To reveal the attitude of the Republican People's Party Government in power against these natural disasters and their help to the disaster victims. At the end of the study, it was observed that during this period, many disasters occurred in Eastern and Southeastern Anatolian provinces that caused loss of life and property. Earthquakes were the first among these disasters. But CHP Governments tried to lick the disaster victims' wounds as soon as possible, by mobilizing all the opportunities of the state and the people in all disasters. As the best example of state-nation solidarity in this regard, especially the Erzurum earthquakes in 1924 and Erzincan earthquakes in 1939 can be given as examples. After these earthquakes, the visits of the president of the republic Gazi Mustafa Kemal and the president of the republic Ismet Inönü to the disaster areas gladdened the victims' hearts and provided quick healing of the wounds. Archive documents and other sources were used in the study.

Research paper thumbnail of Some Social Problems of Maraş and Solutions in the Republic Period (1939-1950)

Belgi Dergisi

I. Dünya Savaşı ve İstiklal Savaşı'ndan en çok olumsuz etkilenen vilayetlerden biri de şüphes... more I. Dünya Savaşı ve İstiklal Savaşı'ndan en çok olumsuz etkilenen vilayetlerden biri de şüphesiz Maraş'tı. Şehir, İstiklal Savaşı'nda önce İngiliz ardından da Fransız işgali altına girmişti. Savaşlar ve işgallerin şehir ve sakinleri üzerinde bıraktığı tahribatın izleri yıllarca silinemedi. Bu olumsuz etkilerin yanı sıra Cumhuriyet Dönemi'nde devletin bazı politik tercihleri ya da vilayetin istenilse de ihtiyaçlarına yeterince cevap verilememesi Maraş vilayetini diğer vilayetlere kıyasla geri duruma düşürmüştü. Devrin şartlarında bütçe imkânlarının kısıtlı olması, ekonomik krizler ve II. Dünya Savaşı koşulları yatırımların önündeki en büyük engellerdi. İşte bu çalışmada Cumhuriyet'in ilanından epey bir süre geçtikten sonra II. Dünya Savaşı yıllarından Tek Parti Dönemi'nin sonuna kadar Maraş'ın bazı sosyal sorunlarına ve çözüm yollarına bakılmıştır. Sorunlar genelde Maraş milletvekilleri ya da Cumhuriyet Halk Partisi'nin Maraş'a teftiş amaçlı gönderd...

Research paper thumbnail of TÜRK HALKININ KIBRIS ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜNE TEPKİSİ (27 AĞUSTOS-1 EYLÜL 1964

Belgi Dergisi, S.25, Pamukkale Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Yayını, Kış 2023/I, ss. 123-157., 2023

After the Second World War, the desire of Greek Cypriots to evaluate the British sovereignty over... more After the Second World War, the desire of Greek Cypriots to evaluate the British sovereignty over the island within the frame of self-determination and enosis demands had affected negatively the balance of power in the Eastern Mediterranean. Even though the Turkish Government handled the Cyprus question as an internal question of Britain, an intensive consciousness was formed in the Turkish public towards Greek Cypriots' demands. The change of Britain's policy over Cyprus caused the conversion of the Turkish Government's policy and, by 1954, a period in which public opinion was in congruence with the government policy started. At the same time, EOKA was staging several terrorist attacks on the island. Subsequent to the negotiations, since Türkiye and Greece abandoned their thesis, the Republic of Cyprus was established in 1960, but troubles on the island continued. After the terrorist attacks in December of 1963, negotiations started between the guarantor states, but a proposal, prepared by the US with the intent to satisfy at the same time both the enosis thesis of Greece and the partition thesis of Türkiye was rejected by Greece and Makarios. Besides, President Johnson's letter, diplomatic failures and another warning by USSR to prevent Türkiye to intervene on the island emerged substantial frustration in the Turkish public. Thus, demonstrations were carried out in Ankara, Istanbul and Izmir. Although demonstrations in Istanbul were held peacefully, there was intemperance in the demonstrations held in Ankara, and especially in Izmir. As a consequence of the inconclusiveness of the negotiations during 1964, Turkey's alliance affiliation was robustly criticised for the first time; while in the demonstrations held up to these days Greece and Greek Cypriots had been criticised by focusing on violence and injustice. These demonstrations became the milestone of anti-Western discourses which would gain strength in the long run in the Turkish public and the intellectual environment, and of criticisms against the Turkish Foreign policy. The main aim of this study is to evaluate, by grounding on archival documents, and national and local newspapers, the Turkish public reaction to the inconclusive Cyprus negotiations, and their consequences.

Research paper thumbnail of Türk-İngiliz İlişkileri Bağlamında İngiltere'nin Akdeniz Filosu'nun 1929 Yılı Türkiye Ziyareti The British Mediterranean Fleet’s 1929 Visit to Türkiye in the Context of Turkish-British Relations

Yakın Dönem Türkiye Araştırmaları Recent Period Turkish Studies, 2022

effectiveness regarding foreign policy under the leadership of Gazi Mustafa Kemal in those years.... more effectiveness regarding foreign policy under the leadership of Gazi Mustafa Kemal in those years. This study has been conducted by making use of archival documents, periodicals, and copyrighted works as a qualitative study that was prepared using the document analysis method.