Yaşar Türkben - Academia.edu (original) (raw)

Papers by Yaşar Türkben

Research paper thumbnail of Agnosticism and atheism

Istanbul University - DergiPark, Jul 13, 2016

Research paper thumbnail of Al-Ghazali's Theory of Causality

Studia Islamica, 1988

I. The question of causality has been much dealt with in Islamic thought. There are two opposite ... more I. The question of causality has been much dealt with in Islamic thought. There are two opposite views, one held by the Mutakallimin and the other by the philosophers. (1) Most of the Mutakallimin, both Ash'arites and Mu'tazilites, denied natural efficient causality. (2) Their ...

Research paper thumbnail of Fuzûlî’de Ölüm ve Sonrası

İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi

Ölüme dair duyulan korku ve endişeler hemen hemen her toplumun şairleri, düşünürleri, filozofları... more Ölüme dair duyulan korku ve endişeler hemen hemen her toplumun şairleri, düşünürleri, filozofları tarafından dile getirilmektedir. Septikler gibi ölüm korkusuna farklı çözüm önerileri getiren kimseler olmakla beraber, dinler ve filozoflar insanın ölümden sonra da bir şekilde var olacağını iddia etmişlerdir. İslam düşüncesinde insanın ölümden sonra ebedi bir ahiret hayatıyla karşılaşacağı anlayışı hâkimdir. Ancak bu hayatın mahiyetinin ne olacağı hususunda görüş ayrılıkları mevcuttur. Tartışma daha çok ruhun mahiyeti, yeniden diriliş ve bu dirilişin ne şekilde olacağı konularında yaşanmaktadır. Ruhun mahiyeti konusunda İbn Sînâ ve takipçileri, ruhu basit bir cevher gördüklerinden onun beden ölse bile var olmaya devam edeceğini ileri sürmektedir. Bazı kelamcılar ise, ruhu latif bir cisim olarak düşünmekte, insanın ölümüyle birlikte onun da yok olacağını, ebedi hayatın ancak yeniden dirilişle mümkün olacağını iddia etmektedirler. Bu çalışmada büyük Türk şairi ve düşünürü Fuzûlî’nin ölü...

Research paper thumbnail of The Attributes of God in Haci Bektās-i Velī’s Thought

Istanbul University - DergiPark, Jun 15, 2022

Bu çalışma hakem değerlendirmesinden geçmiş, bir intihal yazılımı ile taranmıştır. İntihal yapılm... more Bu çalışma hakem değerlendirmesinden geçmiş, bir intihal yazılımı ile taranmıştır. İntihal yapılmadığı tespit edilmiştir. This article has gone through a peer review process and scanned via a plagiarism software. No plagiarism has been detected.

Research paper thumbnail of Dewi Zephaniah Phillips’ Critique of Theodicies

Tokat ilmiyat dergisi, Mar 11, 2022

Ebû Dâvûd'un Sünen'inde Yer Alan Kitâbü'l-Ḥ Ḥurû urûf ve'l-Kırâ'ât Üzerine

Research paper thumbnail of Spinoza’ya Göre Tanrı ve İrade Özgürlüğü

Bozok Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi

Spinoza is one of the most important philosophers. What makes him famous is his ideas about the G... more Spinoza is one of the most important philosophers. What makes him famous is his ideas about the God-Universe relation and freedom. Spinoza is a pantheist philosopher. According to Spinoza, everything consists of God, His attributes, and modes. God is the immanent cause of everything that exists and for this reason, there is a necessity in all existence. Every being can only reveal its own power. However, a man who is under the influence of emotions wants to realize things that are beyond his power. According to Spinoza, one can be free and happy only by grasping his own limited power and the essence of Nature.

Research paper thumbnail of Imre Lakatos’ta Bilimde Nesnellik Sorunu

Türkiye İlahiyat Araştırmaları Dergisi

From the 17th century, new scientific developments accompanied science philosophers started to di... more From the 17th century, new scientific developments accompanied science philosophers started to discuss how to distinguish scientific propositions from metaphysics. That problem was replaced by how to discriminate between scientific and non-scientific in the 20th century. In that period, different scientific understandings started to come up. Imre Lakatos is one of the leading thinkers who came forward with his views during this period. In Lakatos’ view, not being rational criteria for scientific knowledge was relativised natural sciences developing sciences such as social sciences, ethics and science fields were too and this caused dangerous results. Due to that, Lakatos defends the importance of determining criteria to distinguish scientific knowledge from non-scientific one. He says that the history of science must be known for the philosophy of science well and philosophy of science must be known for the history of science well. Lakatos says that there aren’t certain verification...

Research paper thumbnail of Tanrı’nın Gizlenmesine Dair Farklı Yaklaşımlar

Mütefekkir, 2017

Tanrı'nın gizlenmesiyle ilgili problemin farklı boyutları bulunmaktadır. Bazı düşünürler ve misti... more Tanrı'nın gizlenmesiyle ilgili problemin farklı boyutları bulunmaktadır. Bazı düşünürler ve mistikler O'nu farklı şekillerde tecrübe ettiklerini iddia edebilirler. Bazı filozoflar O'nun varlığını bütünüyle yadsıdıkları için hissî olarak müşahede edilememesini mesele olarak görmüyor da olabilirler. Ancak bu çalışmada mesele bu açıdan değil, teizmin öngördüğü Tanrı'nın neden hissî olarak idrak edilemediği hususu ele alındı. Bu konuda öne sürülmüş farklı görüşler bulunmakla beraber, belli başlı iki görüşü, özgür irade ve Tanrı'nın ontolojik olarak farklı olduğu şeklindeki tezler bazı düşünürlerin görüşleri çerçevesinde ortaya konulmaya çalışıldı. Düşüncelerini ele aldığımız İslam mütekellimi Mâturîdî, Tanrı'nın kendisini gizlemesini bu dünyanın bir tür imtihan dünyası olmasıyla açıklamaktadır. Onun bu düşünceleri ana akım İslam'ın genel olarak bakış açısını yansıtmaktadır. Teist düşünürlerden olan J. Hick ve R. Swinburne ise konuyu özgür irade etrafında tartışmaktadır. Onlara göre insanların kararlarını özgürce verebilmeleri için Tanrı'nın kendisiyle insanlar arasında belli bir mesafe koyması zorunludur. Filozoflar Plotinus ve Nicolaus Cusanus ise Tanrı'nın gizlenmesini, Tanrı ile insan arasındaki ontolojik farklılıkla açıklama yoluna gitmektedir.

Research paper thumbnail of D. Z. Phillips’De Kötülük Problemi̇

Felsefe Dünyası, Jul 15, 2011

Research paper thumbnail of D. Z.Phillips de Kötülük Problemi.PDF

Felsefe Dünyası, 2011

By the “problem of evil,” philosophers mean, roughly, the question of whether the suffering, immo... more By the “problem of evil,” philosophers mean, roughly, the question of whether the suffering, immorality, ignorance, and other evils in our world are strong evidence against theism. One of those philosophers is D. Z. Phillips. Phillips claims that the entire enterprise for the solution of the problem is in vain. Hence, what needs to be done is to put theodicies aside, and thereby come to see the sense in which God is said to beyond human understanding. According to him, theism is not a philosophical theory. If it is seen as a philosophical theory, the conflict between the existence of evil and the presence of God who is both omnipotent and wholly good is inevitable. He argues for the idea that thinkers who defend the opposite ignore reality.

Research paper thumbnail of David Hume'un Agnostisizmi

EKEV AKADEMİ DERGİSİ, 2011

David Hume’un Tanrı ve din ile ilgili tartışmalarda hangi noktada durduğuna dair görüş birliği bu... more David Hume’un Tanrı ve din ile ilgili tartışmalarda hangi noktada durduğuna dair görüş birliği bulunmamaktadır. Hume, bilgiyi, duyu bilgisine hasretmektedir. Onun bu bilgi anlayışı dinî önermeler söz konusu olduğunda bilinemezci bir tutumu gerekli kılmaktadır. Bu yüzden o teizmin önermelerinin bilginin konusu olmadığını ileri sürmektedir. Bu makalede onun bir agnostik olduğunu iddia edeceğiz. Böyle bir çalışma ilginçtir, çünkü Hume ile ilgili yapılan çalışmalarda ya onun bir ateist olduğu dolayısıyla onun bir din muhalifi olduğu ya da daha az olmakla beraber aslında onun rasyonel teolojiye ve kurumsal dine karşı ama gönül dindarlığına sahip olduğu şeklindedir. Biz bu çalışmada bir nüansa işaret etmek istedik; o da, onun teizmin Tanrısına ve kurumsal dine karşı olmasına karşın, felsefi bilgi iddiası olmayan bir inanca itiraz etmediğidir. Böyle bir inanca itiraz etmemesinin sebebi, onun bu inancı benimsemesinden dolayı değil; aksine o inancın kognitif özelliğinin olmamasından kaynaklanmaktadır.

Research paper thumbnail of ESİRÜDDİN EBHERÎ’YE GÖRE TANRI’NIN SIFATLARI

Bolvadin Araştırmaları I, 2018

İslam düşünce geleneği içerisinde, düşüncelerini Antik Yunanın büyük düşünürü Aristoteles okulun... more İslam düşünce geleneği içerisinde, düşüncelerini Antik Yunanın
büyük düşünürü Aristoteles okulunun fikirleri üzerine bina eden
Meşşai ekolun ayrıcalıklı bir yeri bulunmaktadır. Bu okulun mensupları
İslam’ın temel iddialarını temellendirirken kullandıkları kavramlar ve
yaptıkları yorumlar sebebiyle birtakım tenkitlere uğradılar. Gazali’nin
söz konusu düşünürlere yönelttiği eleştiriler malumdur. Gazali’nin
yönelttiği eleştirilerin önemli bir kısmı onların Tanrı tasavvurlarına
dairdir. Ona göre, Meşşailerin sudur nazariyesini kabul etmeleri
hasebiyle Tanrı’ya atfettikleri sıfatlar İslam’ın Tanrı tasavvuru ile
bağdaşmamaktadır.
Farabi ve İbn Sina geleneğinin 13.yy Osmanlısındaki en büyük
takipçilerinden biri Esirüddün Ebheridir. Ebheri’nin özellikle Hidayetü’l
hikme adlı eseri Meşşai geleneğin en önemli kitabı olarak Osmanlıda
defalarca şerh edilmiş ve medreselerde okutulmuştur. Bu tebliğde
Ebheri’nin Hidayetü’l hikme eserinden hareketle Tanrı’ya atfettiği
sıfatları ele almaya çalışacağız.

Research paper thumbnail of ESİRÜDDİN EBHERÎ’NİN HİDAYETÜ’L-HİKME’SİNDE ZAMAN

Bolvadin Araştırmaları I, 2018

Zaman ve Mekân İslam düşüncesinde klasik varlık araştırmalarının temel kavramlarından ikisidir. ... more Zaman ve Mekân İslam düşüncesinde klasik varlık
araştırmalarının temel kavramlarından ikisidir. Günümüzde bu iki
kavram karşılığı, uzam, uzay ve zaman kavramları kullanılarak varlık
araştırmaları sürdürülmektedir. Sultan yolundaki Bolvadin ise hem
zamanla, hem mekânla ilintilidir. O nedenle Bolvadin sempozyumunda
bu iki kavram üzerinde durulmalıdır. İki kavramı ise Ebherî’den
hareketle ele alacağız. Çünkü Esirüddin Ebherî ise İslam entelektüel
geleneklerinden felasife’ye, felasife içerisinde Meşşaî çizgiye mensup
bir düşünürdür. Ebherî, Selçuklu Meşşaî geleneğini Osmanlı geleneğine
bağlayan isimdir. Onun bu çizgideki en önemli ve ünlü eseri de
Hidayetü’l-hikme’sidir. Bu bildiride belirttiğimiz sebeplerle filozofun
zaman ve mekân düşüncesi ele alınacaktır.

Research paper thumbnail of Gazali Eş'ariliği Terk Etti mi

V. ULUSLARARASI ŞEYH ŞA’BAN-I VELÎ SEMPOZYUMU -EŞ’ARÎLİK, 2018

İslam dünyasında entelektüel düşünce, Felsefe, Kelam ve Tasavvuf formunda karşımıza çıkmaktadır. ... more İslam dünyasında entelektüel düşünce, Felsefe, Kelam ve Tasavvuf formunda karşımıza çıkmaktadır. Bu üç alanda yetkin eserler veren düşünürlerin başında hiç şüphesiz Gazali gelmektedir. Gazali, kendisinin de otobiyografisinde belirttiği üzere, hayatının farklı dönemlerinde farklı tecrübeler yaşamaktadır. Bu tecrübelerin etkisiyle yazdığı eserlerde ele
aldığı konular farklılaşabilmektedir. Bazen aynı konuya farklı eserlerinde değişik yaklaşımlarda bulunabilmektedir. Onun bir konuyla ilgili yazdığı bütün metinler birlikte değerlendirilmediği zaman onun savunduğu temel paradigma da gözden kaçırılabilmektedir. “Nedensellik” konusunda benzer bir durum bulunmaktadır. Bazı düşünürler, Gazali’nin bazı
eserlerindeki bazı pasajlardan veya ifadelerden hareketle, indirgemeci yahut seçmeci bir anlayışla onun Eş’arilik düşüncesini terk ettiğini iddia etmektedirler. Bu çalışmada onların bu iddialarını ele alıp irdelemeye ve bir sonuca varmayı deneyeceğiz.

Research paper thumbnail of AHMET YESEVİ VE YUNUS EMRE’DE ÖLÜMSÜZLÜK DÜŞÜNCESİ

PROF. DR. FUAT SEZGİN ANISINA GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE TÜRKİSTAN: TARİH, KÜLTÜR VE MEDENİYET SEMPOZYUMU, 2018

Ölüm bütün canlılar için kaçınılmaz bir sondur. Ancak ölüm insan dışındaki canlılar için varoluşs... more Ölüm bütün canlılar için kaçınılmaz bir sondur. Ancak ölüm insan dışındaki canlılar için varoluşsal bir kaygıya dönüşmez. Bu yüzden insanlık tarihinin her döneminde sanatçıların, edebiyatçıların, ilahiyatçıların, filozofların üzerinde konuştukları ve tartıştıkları bir konu olmuştur. Edebiyatçılar daha çok ölümün getirdiği ayrılıkları ve bu ayrılıkların yol açtığı acıları dile getirmektedirler. Dini metinlerde ise ölüm kaçınılmaz bir son olarak her daim hatırlatılmakta ve insanların yaşamlarını bu gerçeği göz önünde bulundurarak sürdürmeleri önerilmektedir.
İslam düşünce geleneğinin saç ayaklarını oluşturan felsefe, kelam ve tasavvufta ölüm düşüncesinin pratik hayat üzerindeki etkisi göz ardı edilmemekle birlikte, daha çok ölümden sonraki hayat ve bu hayatın mahiyeti üzerinde durulmaktadır. Bu hususta da tartışma daha çok ruhun mahiyeti, yeniden diriliş ve bu dirilişin hakikati konusunda yaşanmaktadır. Ruhun mahiyeti konusunda İbn Sina ve takipçileri, ruhu basit bir cevher olarak görmekte ve ruhun bedenin ölümüyle yok olmayıp varlığını sürdüreceğini iddia etmektedirler. Bazı kelamcılar ise, ruhu latif bir cisim olarak tarif etmekte ve onun da ölümlü olduğunu ileri sürmektedirler.
Ahmet Yesevi ve Yunus Emre, İslam tasavvuf geleneği içerisinde yer alan düşünürlerdendir. Bu düşünürlerin, insanın asli yönünün ruh olduğu, hatta bedenin ruh için bir kafes, bir tür hapishane olduğu düşüncesini ileri sürmekle İbn Sina geleneğine yakın durdukları görülmektedir. Bu tebliğde, Ahmet Yesevi ve Yunus Emre’nin ölüm, ölümden sonraki hayat ve yeniden dirilişin mahiyeti ile ilgili düşüncelerini din felsefesi açısından ele alıp irdelemeye çalışacağız.

Research paper thumbnail of Felsefi Teizm

Din felsefesine Dair Okumalar II, 2012

Felsefi teizm

Research paper thumbnail of Neci̇p Fazil’Da Ölüm Ve Ötesi̇

Olum butun canlilarin karsilasacagi kacinilmaz sondur. Ancak canlilarin icerisinde olecegini bile... more Olum butun canlilarin karsilasacagi kacinilmaz sondur. Ancak canlilarin icerisinde olecegini bilerek yasayan tek varlik insandir. Bu yuzden insanligin baslangicindan beri olum hem merak konusu hem de kendisinden korkulan bir olay olmustur. Sanatcilar, edebiyatcilar, kelamcilar ve filozoflar eserlerinde olum konusunu ele almislar her biri tasidigi dunya gorusune gore tutum gelistirmislerdir. Dusunce tarihine baktigimizda Ilkcagdan itibaren olum karsinda takinilan iki tutum goze capmaktadir. Bunlardan ilki olumu hic akla getirmemek iken, diger her an olumu hatirlamak seklindedir. Islam dusuncesinde olum konusu daha cok olumden sonraki hayat ve bu hayatin mahiyeti baglaminda ele alinmaktadir. Bu konu kelamcilar ile filozoflar arasinda derinlemesine ele alinmakla birlikte, edebiyatcilar da konuyu romanlarinda, siirlerinde islemektedir. Necip Fazil Kisakurek, siirlerinde olum, olum sonrasi hayat, ruh ve dirilis ile konulari isleyen bir dusunurumuzdur. Bu calismada olum ve sonrasina dair ...

Research paper thumbnail of GAZÂLÎ ve EŞ’ARİYYE

Gazâli’nin dusuncelerinin son bin yildir Islam dusuncesinde dominant bir rol oynamis olan Es’ari ... more Gazâli’nin dusuncelerinin son bin yildir Islam dusuncesinde dominant bir rol oynamis olan Es’ari kelam anlayisiyla genel olarak ayni cizgide oldugu buyuk kesimler tarafindan kabul gormektedir. Buna ragmen son zamanlarda bircok yorumcu bunun yanlis bir kani oldugunu ve onun ortaya attigi Es’ariyye ile uyusmayan fikir ve argumanlari barindiran pek cok misalin bulundugunu iddia etmektedir. Burada bu orneklerin Gazâli’nin genel cizgisinin Es’ariyye olmadigini kanitlamadiklari ileri suruluyor. Onun zaman zaman muhaliflerinin dilini kullanmasi, dusuncelerinin Es’ari kaynakli olduklarini gecersiz kilmamaktadir. Varligin mahiyeti ile ilgili bir felsefi goruse baglanmak ve ayni zamanda, kendini onlarin ifade formlarina teslim etmeksizin, farkli dusuncede olan kimselerin dilini kullanmak mumkundur. Revizyonist yaklasimin Gazâli yorumu ilginc ve cok akillica olmasina karsin, onlarin yorumlari, onun genel olarak Es’ari ilkelerine bagliligini sorgulamayi gerekli kilan herhangi bir seye sebebiyet...

Research paper thumbnail of Platon Ve Abdülkeri̇m Amasî’De Ruh Anlayişi

Dusunce tarihinde ruh ile ilgili tartismalar yapilagelmekte ve bu tartismalarin gunumuzde de gunc... more Dusunce tarihinde ruh ile ilgili tartismalar yapilagelmekte ve bu tartismalarin gunumuzde de guncelligini kaybetmedigi gorulmektedir. Bunda olum sonrasina dair tasavvurlar ve varolussal kaygilar buyuk olcude etkili olmaktadir. Bu calismada Antik Yunan’da yasayan bir filozof olan Platon (m.o 347) ile Osmanli’nin son donemlerinde yasayan bir dusunur olan Abdulkerim Amasi’nin (o.1886) konuyla ilgili dusuncelerini ele alip irdelemeye calistik. Platon ruhun mahiyeti ile ilgili dusunceleriyle kendisinden sonra gelen dusunurler uzerinde etkili olan bir filozoftur. Platon’un, pagan inanclarin hâkim oldugu bir donemde ortaya attigi bu fikirler daha sonra semitik dinlere mensup dusunurler tarafindan da kabul gormus ve onlar kendi dusuncelerini temellendirmek icin onun dusuncelerinden buyuk olcude faydalanmislardir. Bu makalede son donem Osmanli’da yasayan bir dusunur olan Abdulkerim Amasi ile Platon’un ruh ile ilgili dusuncelerinin birlikte ele alinarak aralarindaki etkilesimin gorulmesine ka...

Research paper thumbnail of GAZÂLÎ ve EŞ’ARİYYE / Ghazali and Ash’arites

OZET Gazâli’nin dusuncelerinin son bin yildir Islam dusuncesinde dominant bir rol oynamis olan Es... more OZET Gazâli’nin dusuncelerinin son bin yildir Islam dusuncesinde dominant bir rol oynamis olan Es’ari kelam anlayisiyla genel olarak ayni cizgide oldugu buyuk kesimler tarafindan kabul gormektedir. Buna ragmen son zamanlarda bircok yorumcu bunun yanlis bir kani oldugunu ve onun ortaya attigi Es’ariyye ile uyusmayan fikir ve argumanlari barindiran pek cok misalin bulundugunu iddia etmektedir. Burada bu orneklerin Gazâli’nin genel cizgisinin Es’ariyye olmadigini kanitlamadiklari ileri suruluyor. Onun zaman zaman muhaliflerinin dilini kullanmasi, dusuncelerinin Es’ari kaynakli olduklarini gecersiz kilmamaktadir. Varligin mahiyeti ile ilgili bir felsefi goruse baglanmak ve ayni zamanda, kendini onlarin ifade formlarina teslim etmeksizin, farkli dusuncede olan kimselerin dilini kullanmak mumkundur. Revizyonist yaklasimin Gazâli yorumu ilginc ve cok akillica olmasina karsin, onlarin yorumlari, onun genel olarak Es’ari ilkelerine bagliligini sorgulamayi gerekli kilan herhangi bir seye sebe...

Research paper thumbnail of Agnosticism and atheism

Istanbul University - DergiPark, Jul 13, 2016

Research paper thumbnail of Al-Ghazali's Theory of Causality

Studia Islamica, 1988

I. The question of causality has been much dealt with in Islamic thought. There are two opposite ... more I. The question of causality has been much dealt with in Islamic thought. There are two opposite views, one held by the Mutakallimin and the other by the philosophers. (1) Most of the Mutakallimin, both Ash'arites and Mu'tazilites, denied natural efficient causality. (2) Their ...

Research paper thumbnail of Fuzûlî’de Ölüm ve Sonrası

İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi

Ölüme dair duyulan korku ve endişeler hemen hemen her toplumun şairleri, düşünürleri, filozofları... more Ölüme dair duyulan korku ve endişeler hemen hemen her toplumun şairleri, düşünürleri, filozofları tarafından dile getirilmektedir. Septikler gibi ölüm korkusuna farklı çözüm önerileri getiren kimseler olmakla beraber, dinler ve filozoflar insanın ölümden sonra da bir şekilde var olacağını iddia etmişlerdir. İslam düşüncesinde insanın ölümden sonra ebedi bir ahiret hayatıyla karşılaşacağı anlayışı hâkimdir. Ancak bu hayatın mahiyetinin ne olacağı hususunda görüş ayrılıkları mevcuttur. Tartışma daha çok ruhun mahiyeti, yeniden diriliş ve bu dirilişin ne şekilde olacağı konularında yaşanmaktadır. Ruhun mahiyeti konusunda İbn Sînâ ve takipçileri, ruhu basit bir cevher gördüklerinden onun beden ölse bile var olmaya devam edeceğini ileri sürmektedir. Bazı kelamcılar ise, ruhu latif bir cisim olarak düşünmekte, insanın ölümüyle birlikte onun da yok olacağını, ebedi hayatın ancak yeniden dirilişle mümkün olacağını iddia etmektedirler. Bu çalışmada büyük Türk şairi ve düşünürü Fuzûlî’nin ölü...

Research paper thumbnail of The Attributes of God in Haci Bektās-i Velī’s Thought

Istanbul University - DergiPark, Jun 15, 2022

Bu çalışma hakem değerlendirmesinden geçmiş, bir intihal yazılımı ile taranmıştır. İntihal yapılm... more Bu çalışma hakem değerlendirmesinden geçmiş, bir intihal yazılımı ile taranmıştır. İntihal yapılmadığı tespit edilmiştir. This article has gone through a peer review process and scanned via a plagiarism software. No plagiarism has been detected.

Research paper thumbnail of Dewi Zephaniah Phillips’ Critique of Theodicies

Tokat ilmiyat dergisi, Mar 11, 2022

Ebû Dâvûd'un Sünen'inde Yer Alan Kitâbü'l-Ḥ Ḥurû urûf ve'l-Kırâ'ât Üzerine

Research paper thumbnail of Spinoza’ya Göre Tanrı ve İrade Özgürlüğü

Bozok Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi

Spinoza is one of the most important philosophers. What makes him famous is his ideas about the G... more Spinoza is one of the most important philosophers. What makes him famous is his ideas about the God-Universe relation and freedom. Spinoza is a pantheist philosopher. According to Spinoza, everything consists of God, His attributes, and modes. God is the immanent cause of everything that exists and for this reason, there is a necessity in all existence. Every being can only reveal its own power. However, a man who is under the influence of emotions wants to realize things that are beyond his power. According to Spinoza, one can be free and happy only by grasping his own limited power and the essence of Nature.

Research paper thumbnail of Imre Lakatos’ta Bilimde Nesnellik Sorunu

Türkiye İlahiyat Araştırmaları Dergisi

From the 17th century, new scientific developments accompanied science philosophers started to di... more From the 17th century, new scientific developments accompanied science philosophers started to discuss how to distinguish scientific propositions from metaphysics. That problem was replaced by how to discriminate between scientific and non-scientific in the 20th century. In that period, different scientific understandings started to come up. Imre Lakatos is one of the leading thinkers who came forward with his views during this period. In Lakatos’ view, not being rational criteria for scientific knowledge was relativised natural sciences developing sciences such as social sciences, ethics and science fields were too and this caused dangerous results. Due to that, Lakatos defends the importance of determining criteria to distinguish scientific knowledge from non-scientific one. He says that the history of science must be known for the philosophy of science well and philosophy of science must be known for the history of science well. Lakatos says that there aren’t certain verification...

Research paper thumbnail of Tanrı’nın Gizlenmesine Dair Farklı Yaklaşımlar

Mütefekkir, 2017

Tanrı'nın gizlenmesiyle ilgili problemin farklı boyutları bulunmaktadır. Bazı düşünürler ve misti... more Tanrı'nın gizlenmesiyle ilgili problemin farklı boyutları bulunmaktadır. Bazı düşünürler ve mistikler O'nu farklı şekillerde tecrübe ettiklerini iddia edebilirler. Bazı filozoflar O'nun varlığını bütünüyle yadsıdıkları için hissî olarak müşahede edilememesini mesele olarak görmüyor da olabilirler. Ancak bu çalışmada mesele bu açıdan değil, teizmin öngördüğü Tanrı'nın neden hissî olarak idrak edilemediği hususu ele alındı. Bu konuda öne sürülmüş farklı görüşler bulunmakla beraber, belli başlı iki görüşü, özgür irade ve Tanrı'nın ontolojik olarak farklı olduğu şeklindeki tezler bazı düşünürlerin görüşleri çerçevesinde ortaya konulmaya çalışıldı. Düşüncelerini ele aldığımız İslam mütekellimi Mâturîdî, Tanrı'nın kendisini gizlemesini bu dünyanın bir tür imtihan dünyası olmasıyla açıklamaktadır. Onun bu düşünceleri ana akım İslam'ın genel olarak bakış açısını yansıtmaktadır. Teist düşünürlerden olan J. Hick ve R. Swinburne ise konuyu özgür irade etrafında tartışmaktadır. Onlara göre insanların kararlarını özgürce verebilmeleri için Tanrı'nın kendisiyle insanlar arasında belli bir mesafe koyması zorunludur. Filozoflar Plotinus ve Nicolaus Cusanus ise Tanrı'nın gizlenmesini, Tanrı ile insan arasındaki ontolojik farklılıkla açıklama yoluna gitmektedir.

Research paper thumbnail of D. Z. Phillips’De Kötülük Problemi̇

Felsefe Dünyası, Jul 15, 2011

Research paper thumbnail of D. Z.Phillips de Kötülük Problemi.PDF

Felsefe Dünyası, 2011

By the “problem of evil,” philosophers mean, roughly, the question of whether the suffering, immo... more By the “problem of evil,” philosophers mean, roughly, the question of whether the suffering, immorality, ignorance, and other evils in our world are strong evidence against theism. One of those philosophers is D. Z. Phillips. Phillips claims that the entire enterprise for the solution of the problem is in vain. Hence, what needs to be done is to put theodicies aside, and thereby come to see the sense in which God is said to beyond human understanding. According to him, theism is not a philosophical theory. If it is seen as a philosophical theory, the conflict between the existence of evil and the presence of God who is both omnipotent and wholly good is inevitable. He argues for the idea that thinkers who defend the opposite ignore reality.

Research paper thumbnail of David Hume'un Agnostisizmi

EKEV AKADEMİ DERGİSİ, 2011

David Hume’un Tanrı ve din ile ilgili tartışmalarda hangi noktada durduğuna dair görüş birliği bu... more David Hume’un Tanrı ve din ile ilgili tartışmalarda hangi noktada durduğuna dair görüş birliği bulunmamaktadır. Hume, bilgiyi, duyu bilgisine hasretmektedir. Onun bu bilgi anlayışı dinî önermeler söz konusu olduğunda bilinemezci bir tutumu gerekli kılmaktadır. Bu yüzden o teizmin önermelerinin bilginin konusu olmadığını ileri sürmektedir. Bu makalede onun bir agnostik olduğunu iddia edeceğiz. Böyle bir çalışma ilginçtir, çünkü Hume ile ilgili yapılan çalışmalarda ya onun bir ateist olduğu dolayısıyla onun bir din muhalifi olduğu ya da daha az olmakla beraber aslında onun rasyonel teolojiye ve kurumsal dine karşı ama gönül dindarlığına sahip olduğu şeklindedir. Biz bu çalışmada bir nüansa işaret etmek istedik; o da, onun teizmin Tanrısına ve kurumsal dine karşı olmasına karşın, felsefi bilgi iddiası olmayan bir inanca itiraz etmediğidir. Böyle bir inanca itiraz etmemesinin sebebi, onun bu inancı benimsemesinden dolayı değil; aksine o inancın kognitif özelliğinin olmamasından kaynaklanmaktadır.

Research paper thumbnail of ESİRÜDDİN EBHERÎ’YE GÖRE TANRI’NIN SIFATLARI

Bolvadin Araştırmaları I, 2018

İslam düşünce geleneği içerisinde, düşüncelerini Antik Yunanın büyük düşünürü Aristoteles okulun... more İslam düşünce geleneği içerisinde, düşüncelerini Antik Yunanın
büyük düşünürü Aristoteles okulunun fikirleri üzerine bina eden
Meşşai ekolun ayrıcalıklı bir yeri bulunmaktadır. Bu okulun mensupları
İslam’ın temel iddialarını temellendirirken kullandıkları kavramlar ve
yaptıkları yorumlar sebebiyle birtakım tenkitlere uğradılar. Gazali’nin
söz konusu düşünürlere yönelttiği eleştiriler malumdur. Gazali’nin
yönelttiği eleştirilerin önemli bir kısmı onların Tanrı tasavvurlarına
dairdir. Ona göre, Meşşailerin sudur nazariyesini kabul etmeleri
hasebiyle Tanrı’ya atfettikleri sıfatlar İslam’ın Tanrı tasavvuru ile
bağdaşmamaktadır.
Farabi ve İbn Sina geleneğinin 13.yy Osmanlısındaki en büyük
takipçilerinden biri Esirüddün Ebheridir. Ebheri’nin özellikle Hidayetü’l
hikme adlı eseri Meşşai geleneğin en önemli kitabı olarak Osmanlıda
defalarca şerh edilmiş ve medreselerde okutulmuştur. Bu tebliğde
Ebheri’nin Hidayetü’l hikme eserinden hareketle Tanrı’ya atfettiği
sıfatları ele almaya çalışacağız.

Research paper thumbnail of ESİRÜDDİN EBHERÎ’NİN HİDAYETÜ’L-HİKME’SİNDE ZAMAN

Bolvadin Araştırmaları I, 2018

Zaman ve Mekân İslam düşüncesinde klasik varlık araştırmalarının temel kavramlarından ikisidir. ... more Zaman ve Mekân İslam düşüncesinde klasik varlık
araştırmalarının temel kavramlarından ikisidir. Günümüzde bu iki
kavram karşılığı, uzam, uzay ve zaman kavramları kullanılarak varlık
araştırmaları sürdürülmektedir. Sultan yolundaki Bolvadin ise hem
zamanla, hem mekânla ilintilidir. O nedenle Bolvadin sempozyumunda
bu iki kavram üzerinde durulmalıdır. İki kavramı ise Ebherî’den
hareketle ele alacağız. Çünkü Esirüddin Ebherî ise İslam entelektüel
geleneklerinden felasife’ye, felasife içerisinde Meşşaî çizgiye mensup
bir düşünürdür. Ebherî, Selçuklu Meşşaî geleneğini Osmanlı geleneğine
bağlayan isimdir. Onun bu çizgideki en önemli ve ünlü eseri de
Hidayetü’l-hikme’sidir. Bu bildiride belirttiğimiz sebeplerle filozofun
zaman ve mekân düşüncesi ele alınacaktır.

Research paper thumbnail of Gazali Eş'ariliği Terk Etti mi

V. ULUSLARARASI ŞEYH ŞA’BAN-I VELÎ SEMPOZYUMU -EŞ’ARÎLİK, 2018

İslam dünyasında entelektüel düşünce, Felsefe, Kelam ve Tasavvuf formunda karşımıza çıkmaktadır. ... more İslam dünyasında entelektüel düşünce, Felsefe, Kelam ve Tasavvuf formunda karşımıza çıkmaktadır. Bu üç alanda yetkin eserler veren düşünürlerin başında hiç şüphesiz Gazali gelmektedir. Gazali, kendisinin de otobiyografisinde belirttiği üzere, hayatının farklı dönemlerinde farklı tecrübeler yaşamaktadır. Bu tecrübelerin etkisiyle yazdığı eserlerde ele
aldığı konular farklılaşabilmektedir. Bazen aynı konuya farklı eserlerinde değişik yaklaşımlarda bulunabilmektedir. Onun bir konuyla ilgili yazdığı bütün metinler birlikte değerlendirilmediği zaman onun savunduğu temel paradigma da gözden kaçırılabilmektedir. “Nedensellik” konusunda benzer bir durum bulunmaktadır. Bazı düşünürler, Gazali’nin bazı
eserlerindeki bazı pasajlardan veya ifadelerden hareketle, indirgemeci yahut seçmeci bir anlayışla onun Eş’arilik düşüncesini terk ettiğini iddia etmektedirler. Bu çalışmada onların bu iddialarını ele alıp irdelemeye ve bir sonuca varmayı deneyeceğiz.

Research paper thumbnail of AHMET YESEVİ VE YUNUS EMRE’DE ÖLÜMSÜZLÜK DÜŞÜNCESİ

PROF. DR. FUAT SEZGİN ANISINA GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE TÜRKİSTAN: TARİH, KÜLTÜR VE MEDENİYET SEMPOZYUMU, 2018

Ölüm bütün canlılar için kaçınılmaz bir sondur. Ancak ölüm insan dışındaki canlılar için varoluşs... more Ölüm bütün canlılar için kaçınılmaz bir sondur. Ancak ölüm insan dışındaki canlılar için varoluşsal bir kaygıya dönüşmez. Bu yüzden insanlık tarihinin her döneminde sanatçıların, edebiyatçıların, ilahiyatçıların, filozofların üzerinde konuştukları ve tartıştıkları bir konu olmuştur. Edebiyatçılar daha çok ölümün getirdiği ayrılıkları ve bu ayrılıkların yol açtığı acıları dile getirmektedirler. Dini metinlerde ise ölüm kaçınılmaz bir son olarak her daim hatırlatılmakta ve insanların yaşamlarını bu gerçeği göz önünde bulundurarak sürdürmeleri önerilmektedir.
İslam düşünce geleneğinin saç ayaklarını oluşturan felsefe, kelam ve tasavvufta ölüm düşüncesinin pratik hayat üzerindeki etkisi göz ardı edilmemekle birlikte, daha çok ölümden sonraki hayat ve bu hayatın mahiyeti üzerinde durulmaktadır. Bu hususta da tartışma daha çok ruhun mahiyeti, yeniden diriliş ve bu dirilişin hakikati konusunda yaşanmaktadır. Ruhun mahiyeti konusunda İbn Sina ve takipçileri, ruhu basit bir cevher olarak görmekte ve ruhun bedenin ölümüyle yok olmayıp varlığını sürdüreceğini iddia etmektedirler. Bazı kelamcılar ise, ruhu latif bir cisim olarak tarif etmekte ve onun da ölümlü olduğunu ileri sürmektedirler.
Ahmet Yesevi ve Yunus Emre, İslam tasavvuf geleneği içerisinde yer alan düşünürlerdendir. Bu düşünürlerin, insanın asli yönünün ruh olduğu, hatta bedenin ruh için bir kafes, bir tür hapishane olduğu düşüncesini ileri sürmekle İbn Sina geleneğine yakın durdukları görülmektedir. Bu tebliğde, Ahmet Yesevi ve Yunus Emre’nin ölüm, ölümden sonraki hayat ve yeniden dirilişin mahiyeti ile ilgili düşüncelerini din felsefesi açısından ele alıp irdelemeye çalışacağız.

Research paper thumbnail of Felsefi Teizm

Din felsefesine Dair Okumalar II, 2012

Felsefi teizm

Research paper thumbnail of Neci̇p Fazil’Da Ölüm Ve Ötesi̇

Olum butun canlilarin karsilasacagi kacinilmaz sondur. Ancak canlilarin icerisinde olecegini bile... more Olum butun canlilarin karsilasacagi kacinilmaz sondur. Ancak canlilarin icerisinde olecegini bilerek yasayan tek varlik insandir. Bu yuzden insanligin baslangicindan beri olum hem merak konusu hem de kendisinden korkulan bir olay olmustur. Sanatcilar, edebiyatcilar, kelamcilar ve filozoflar eserlerinde olum konusunu ele almislar her biri tasidigi dunya gorusune gore tutum gelistirmislerdir. Dusunce tarihine baktigimizda Ilkcagdan itibaren olum karsinda takinilan iki tutum goze capmaktadir. Bunlardan ilki olumu hic akla getirmemek iken, diger her an olumu hatirlamak seklindedir. Islam dusuncesinde olum konusu daha cok olumden sonraki hayat ve bu hayatin mahiyeti baglaminda ele alinmaktadir. Bu konu kelamcilar ile filozoflar arasinda derinlemesine ele alinmakla birlikte, edebiyatcilar da konuyu romanlarinda, siirlerinde islemektedir. Necip Fazil Kisakurek, siirlerinde olum, olum sonrasi hayat, ruh ve dirilis ile konulari isleyen bir dusunurumuzdur. Bu calismada olum ve sonrasina dair ...

Research paper thumbnail of GAZÂLÎ ve EŞ’ARİYYE

Gazâli’nin dusuncelerinin son bin yildir Islam dusuncesinde dominant bir rol oynamis olan Es’ari ... more Gazâli’nin dusuncelerinin son bin yildir Islam dusuncesinde dominant bir rol oynamis olan Es’ari kelam anlayisiyla genel olarak ayni cizgide oldugu buyuk kesimler tarafindan kabul gormektedir. Buna ragmen son zamanlarda bircok yorumcu bunun yanlis bir kani oldugunu ve onun ortaya attigi Es’ariyye ile uyusmayan fikir ve argumanlari barindiran pek cok misalin bulundugunu iddia etmektedir. Burada bu orneklerin Gazâli’nin genel cizgisinin Es’ariyye olmadigini kanitlamadiklari ileri suruluyor. Onun zaman zaman muhaliflerinin dilini kullanmasi, dusuncelerinin Es’ari kaynakli olduklarini gecersiz kilmamaktadir. Varligin mahiyeti ile ilgili bir felsefi goruse baglanmak ve ayni zamanda, kendini onlarin ifade formlarina teslim etmeksizin, farkli dusuncede olan kimselerin dilini kullanmak mumkundur. Revizyonist yaklasimin Gazâli yorumu ilginc ve cok akillica olmasina karsin, onlarin yorumlari, onun genel olarak Es’ari ilkelerine bagliligini sorgulamayi gerekli kilan herhangi bir seye sebebiyet...

Research paper thumbnail of Platon Ve Abdülkeri̇m Amasî’De Ruh Anlayişi

Dusunce tarihinde ruh ile ilgili tartismalar yapilagelmekte ve bu tartismalarin gunumuzde de gunc... more Dusunce tarihinde ruh ile ilgili tartismalar yapilagelmekte ve bu tartismalarin gunumuzde de guncelligini kaybetmedigi gorulmektedir. Bunda olum sonrasina dair tasavvurlar ve varolussal kaygilar buyuk olcude etkili olmaktadir. Bu calismada Antik Yunan’da yasayan bir filozof olan Platon (m.o 347) ile Osmanli’nin son donemlerinde yasayan bir dusunur olan Abdulkerim Amasi’nin (o.1886) konuyla ilgili dusuncelerini ele alip irdelemeye calistik. Platon ruhun mahiyeti ile ilgili dusunceleriyle kendisinden sonra gelen dusunurler uzerinde etkili olan bir filozoftur. Platon’un, pagan inanclarin hâkim oldugu bir donemde ortaya attigi bu fikirler daha sonra semitik dinlere mensup dusunurler tarafindan da kabul gormus ve onlar kendi dusuncelerini temellendirmek icin onun dusuncelerinden buyuk olcude faydalanmislardir. Bu makalede son donem Osmanli’da yasayan bir dusunur olan Abdulkerim Amasi ile Platon’un ruh ile ilgili dusuncelerinin birlikte ele alinarak aralarindaki etkilesimin gorulmesine ka...

Research paper thumbnail of GAZÂLÎ ve EŞ’ARİYYE / Ghazali and Ash’arites

OZET Gazâli’nin dusuncelerinin son bin yildir Islam dusuncesinde dominant bir rol oynamis olan Es... more OZET Gazâli’nin dusuncelerinin son bin yildir Islam dusuncesinde dominant bir rol oynamis olan Es’ari kelam anlayisiyla genel olarak ayni cizgide oldugu buyuk kesimler tarafindan kabul gormektedir. Buna ragmen son zamanlarda bircok yorumcu bunun yanlis bir kani oldugunu ve onun ortaya attigi Es’ariyye ile uyusmayan fikir ve argumanlari barindiran pek cok misalin bulundugunu iddia etmektedir. Burada bu orneklerin Gazâli’nin genel cizgisinin Es’ariyye olmadigini kanitlamadiklari ileri suruluyor. Onun zaman zaman muhaliflerinin dilini kullanmasi, dusuncelerinin Es’ari kaynakli olduklarini gecersiz kilmamaktadir. Varligin mahiyeti ile ilgili bir felsefi goruse baglanmak ve ayni zamanda, kendini onlarin ifade formlarina teslim etmeksizin, farkli dusuncede olan kimselerin dilini kullanmak mumkundur. Revizyonist yaklasimin Gazâli yorumu ilginc ve cok akillica olmasina karsin, onlarin yorumlari, onun genel olarak Es’ari ilkelerine bagliligini sorgulamayi gerekli kilan herhangi bir seye sebe...