Merve Tezel - Academia.edu (original) (raw)
Papers by Merve Tezel
Erken çocukluk çalışmaları dergisi, May 1, 2018
Bu çalışmanın amacı, okul öncesi sınıflarındaki öğrenme merkezlerinin durumunu belirlemek ve öğre... more Bu çalışmanın amacı, okul öncesi sınıflarındaki öğrenme merkezlerinin durumunu belirlemek ve öğretmenlerin öğrenme merkezleri hakkındaki görüşlerini incelemektir. Araştırma, nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması modeline göre gerçekleştirilmiştir. Çalışma grubunda toplam 7 farklı anaokulunda bulunan 10 okul öncesi sınıfı ve bu okul öncesi sınıflarında çalışan 10 okul öncesi öğretmeni yer almıştır. Araştırmada veriler, gözlem ve görüşme tekniğiyle toplanmıştır. Araştırma sonucunda, öğrenme merkezlerinin ve bu merkezlerdeki materyallerin/oyuncakların yeterli sayıda ve çeşitte olmadığı; çocukların en çok blok merkezi ve dramatik oyun merkezini kullandıkları; fen ve doğa, müzik ve kitap merkezinin en az kullanılan merkezler olduğu; kız çocuklarının en çok dramatik oyun merkezi ve sanat merkezini, erkek çocuklarının ise en çok blok merkezini tercih ettikleri bulunmuştur. Ayrıca, sınıflarındaki öğrenme merkezlerini yeterli bulmayan öğretmenler bunun nedeni olarak okulun maddi yetersizliğini göstermiş ve bunun için kendilerinin sınıfa evden materyal/oyuncak getirdiklerini ya da satın aldıklarını, bazen merkezleri değiştirdiklerini ya da velilerden destek istediklerini belirtmişlerdir. Bununla birlikte, öğretmenler serbest oyun zamanında öğretmenin alması gereken rol olarak en çok sırasıyla gözlemci, rehber/yönlendirici, izleyici rollerini, en az ise katılımcı rolünü belirtmişlerdir. Bu bulgular ışığında, öğrenme merkezlerinin çocukların ihtiyaç ve ilgilerine göre düzenlenmesi ve esnek ve uyarlanabilir olması, merkezlere 2-4 haftada bir yeni materyallerin eklenmesi, fen ve doğa ve matematik merkezlerine yer verilmesi, doğal çevre ve geri dönüşüm malzemelerinden yararlanılması ve toplumsal cinsiyet kalıpyargılı olmayan oyuncak ve materyallerin teşvik edilmesi önerilebilir.
Görsel sanat eğitimi etkinliklerinin; okul öncesi dönem öğrencileri için diğer etkinliklerle karş... more Görsel sanat eğitimi etkinliklerinin; okul öncesi dönem öğrencileri için diğer etkinliklerle karşılaştırıldığında bütünleştirici ve tamamlayıcı bir özelliğe sahip olduğu söylenebilir. Görsel sanat eğitimi etkinliklerinde çocuk, duygu, düşünce ve hayallerini yaptığı çalışmaya yansıtarak kendini ifade etmeyi deneyimler. Bu deneyimler, çocuğun bilişsel, sosyal, duygusal, dil, psikomotor ve öz bakım gelişimlerine yönelik kazanımlar içerdiği için oldukça önemlidir. Bu araştırmada, 2007 ve 2014 Yılları Arasında Okul Öncesi Öğretmenleri Tarafından Hazırlanmış Görsel Sanat Eğitimi Etkinlikleri Yönergeleri, Okul Öncesi Görsel Sanat Eğitimi Ölçütlerine göre incelenmiştir. Araştırma, tarama modeli kullanılarak yapılmıştır. Araştırmanın çalışma gurubunu, Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitimi Fakültesi İlköğretim bölümü Okul Öncesi Öğretmenliği ana bilim dalı öğrencilerinin uygulama yapmış olduğu İstanbul Kadıköy ilçesindeki okullardan alınmış olan 2007- 2014 yılları arasındaki 240 görsel sanat e...
Advances in Early Childhood and K-12 Education, 2018
Gender socialisation is the process through which society teaches children what it means to be ma... more Gender socialisation is the process through which society teaches children what it means to be male or female. While gender socialisation itself is a cross-cultural phenomenon, there are differences in the way that the process manifests itself cross-culturally. This is, in part, due to differences in the perceived roles of males and females across societies. Once the sex of a child is known, be that before or after birth, the process of gender socialisation begins. Parents generally prefer that their children adhere to traditional gender-roles, and are concerned when they do not. Rigid adherence to stereotypical gender roles can have negative consequences in childhood and beyond, as these stereotypes can limit children's educational and occupational aspirations, perceived academic competency, emotional expression, and social development. The impact of culture and parental influence in adherence to stereotypical gender roles is discussed via toy preferences and play.
Erken Çocukluk Çalışmaları Dergisi, 2018
Bu çalışmanın amacı, okul öncesi sınıflarındaki öğrenme merkezlerinin durumunu belirlemek ve öğre... more Bu çalışmanın amacı, okul öncesi sınıflarındaki öğrenme merkezlerinin durumunu belirlemek ve öğretmenlerin öğrenme merkezleri hakkındaki görüşlerini incelemektir. Araştırma, nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması modeline göre gerçekleştirilmiştir. Çalışma grubunda toplam 7 farklı anaokulunda bulunan 10 okul öncesi sınıfı ve bu okul öncesi sınıflarında çalışan 10 okul öncesi öğretmeni yer almıştır. Araştırmada veriler, gözlem ve görüşme tekniğiyle toplanmıştır. Araştırma sonucunda, öğrenme merkezlerinin ve bu merkezlerdeki materyallerin/oyuncakların yeterli sayıda ve çeşitte olmadığı; çocukların en çok blok merkezi ve dramatik oyun merkezini kullandıkları; fen ve doğa, müzik ve kitap merkezinin en az kullanılan merkezler olduğu; kız çocuklarının en çok dramatik oyun merkezi ve sanat merkezini, erkek çocuklarının ise en çok blok merkezini tercih ettikleri bulunmuştur. Ayrıca, sınıflarındaki öğrenme merkezlerini yeterli bulmayan öğretmenler bunun nedeni olarak okulun maddi yet...
Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2019
Bu araştırmanın amacı, okul öncesi dönem çocuklarının annelerinin çocuklarına kitap okuma ve kita... more Bu araştırmanın amacı, okul öncesi dönem çocuklarının annelerinin çocuklarına kitap okuma ve kitap almaya ilişkin görüşlerini derinlemesine incelemektir. Bu araştırma, karma yöntem ile gerçekleştirilmiştir ve okul öncesi dönemde çocuğu olan 292 anneden öz-bildirimlerine dayalı soru formu aracılığıyla nicel veri ve 9 anne ile de yüz yüze yapılan görüşmeler aracılığıyla nitel veri elde edilmiştir. Elde edilen nicel veriler, frekans ve yüzdeleri hesaplanarak değerlendirilmiştir. Nitel veriler ise betimsel analize tabi tutulmuştur. Araştırmanın sonucunda, annelerin çoğunun kendilerinin ayda bir kitap okuduğu; evinde kendilerine ve eşlerine ait 0-5 arasında kitap olduğu; çocuklarına iki-üç günde bir kitap okuduğu; çocuklarının evde kendine ait kitapların sayısının 0-5 arasında olduğu; çocuklarına yaklaşık üç yaşında kitap okumaya başladığı; çevrelerinde bir halk kütüphanesi olmadığı; çocuklarına kitap alırken, alacakları kitabı çocukları ile birlikte seçtiği bulunmuştur. Ayrıca, araştırmaya katılan annelerin çoğu, evlerinde çocuklarının kitaplarını koymak için ayırdıkları özel bir bölüm olduğunu; çocuklarına evde en çok kendilerinin kitap okuduğunu; çocuklarının onlara kitap okumalarından hoşlandığını; kendilerinin de çocuklarına kitap okumaktan hoşlandığını; çocuklarına kitap okuduktan sonra kitaptaki hikâye hakkında bazen sohbet ettiğini ve çocuklarından kitaptaki resimlere bakarak kendisinin bir hikâye oluşturmasını bazen istediğini; çocuklarına ayda bir ya da iki kez kitap aldığını belirtmiştir. Bununla birlikte annelerin çocuklarına kitap alırken, kitabın en çok çocukların gelişim özelliklerine uygun olmasına, kitabın konusuna ve çocuklarının kitabı beğenmesine dikkat ettikleri bulunmuştur.
Journal of International Social Research, 2018
Duygular hem günlük hayatta hem de örgütte bireylerin davranışlarını etkilemektedir. Çoğu zaman o... more Duygular hem günlük hayatta hem de örgütte bireylerin davranışlarını etkilemektedir. Çoğu zaman okul yöneticileri yoğun olarak duygusal emek sarf eden öğretmenlerin duyguları ile ilgilenmemektedir. Bu ise tükenmişlik, kaygı ve iş tatminsizliği gibi olumsuz sonuçlara yol açabilmektedir. Ortaya çıkabilecek olumsuz sonuçları engelleyebilmek ve çözüm sunabilmek için öncelikle öğretmenlerin çalıştıkları süreç boyunca yaşadıkları duygu durumlarına bakılması gerekmektedir. Dolayısıyla bu araştırmanın amacı; okul öncesi öğretmenlerin mesai zamanlarında yaşadıkları duygu durumlarının belirlenmesidir. Çalışmaya öğretmenlik mesleğini isteyerek seçtiğini ve işinden memnun olduğunu söyleyen 49 kadın okul öncesi öğretmeni katılmıştır. Betimsel yöntemin kullanıldığı araştırmada veriler; araştırmacılar tarafından Weiss ve Cropanzano'nun (1996) ortaya attığı duygu kategorileri ve türlerini göz önünde bulundurularak hazırlanan Duygu Durum Çizelgesi aracılığı ile toplanmıştır. Öğretmenler; 9 mesai günü boyunca mesai başlangıcı, ortası ve sonunda çizelgeyi doldurmuşlardır. Yapılan frekans analizi sonucunda; okul öncesi öğretmenlerinin çalışma başı ve ortasında en çok yüksek olumlu duygular hissederlerken, çalışma sonunda bu duygularının azalmaya başladığı ve düşük olumlu duyguların daha çok hissedildiği saptanmıştır. Yüksek olumsuz duygular; mesai süresince en az yaşanan duygular olarak bulunmuştur. Yüksek olumsuz duygulardan gerginlik ve stres, çalışmanın ortasına doğru artarken sonuna doğru azalmıştır. Düşük olumsuz duygular arasında yer alan yorgunluk duygusunun ve düşük olumlu duygular arasında yer alan rahatlamışlık duygusunun mesai boyunca sürekli olarak arttığı, yüksek olumlu duygulara bakıldığında ise öğretmenlerin mesainin başından sonuna doğru daha az neşeli ve mutlu hissettikleri görülmüştür. Okul öncesi öğretmenlerin duygu durum düzenlemeleri için yöneticiler tarafından öğretmenlere çeşitli duygu durum düzenleme faaliyetlerine katılım imkânı sunulması ve okulda öğretmenlerin danışabileceği uzmanların bulundurulması önerilmektedir.
Erken çocukluk çalışmaları dergisi, May 1, 2018
Bu çalışmanın amacı, okul öncesi sınıflarındaki öğrenme merkezlerinin durumunu belirlemek ve öğre... more Bu çalışmanın amacı, okul öncesi sınıflarındaki öğrenme merkezlerinin durumunu belirlemek ve öğretmenlerin öğrenme merkezleri hakkındaki görüşlerini incelemektir. Araştırma, nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması modeline göre gerçekleştirilmiştir. Çalışma grubunda toplam 7 farklı anaokulunda bulunan 10 okul öncesi sınıfı ve bu okul öncesi sınıflarında çalışan 10 okul öncesi öğretmeni yer almıştır. Araştırmada veriler, gözlem ve görüşme tekniğiyle toplanmıştır. Araştırma sonucunda, öğrenme merkezlerinin ve bu merkezlerdeki materyallerin/oyuncakların yeterli sayıda ve çeşitte olmadığı; çocukların en çok blok merkezi ve dramatik oyun merkezini kullandıkları; fen ve doğa, müzik ve kitap merkezinin en az kullanılan merkezler olduğu; kız çocuklarının en çok dramatik oyun merkezi ve sanat merkezini, erkek çocuklarının ise en çok blok merkezini tercih ettikleri bulunmuştur. Ayrıca, sınıflarındaki öğrenme merkezlerini yeterli bulmayan öğretmenler bunun nedeni olarak okulun maddi yetersizliğini göstermiş ve bunun için kendilerinin sınıfa evden materyal/oyuncak getirdiklerini ya da satın aldıklarını, bazen merkezleri değiştirdiklerini ya da velilerden destek istediklerini belirtmişlerdir. Bununla birlikte, öğretmenler serbest oyun zamanında öğretmenin alması gereken rol olarak en çok sırasıyla gözlemci, rehber/yönlendirici, izleyici rollerini, en az ise katılımcı rolünü belirtmişlerdir. Bu bulgular ışığında, öğrenme merkezlerinin çocukların ihtiyaç ve ilgilerine göre düzenlenmesi ve esnek ve uyarlanabilir olması, merkezlere 2-4 haftada bir yeni materyallerin eklenmesi, fen ve doğa ve matematik merkezlerine yer verilmesi, doğal çevre ve geri dönüşüm malzemelerinden yararlanılması ve toplumsal cinsiyet kalıpyargılı olmayan oyuncak ve materyallerin teşvik edilmesi önerilebilir.
Görsel sanat eğitimi etkinliklerinin; okul öncesi dönem öğrencileri için diğer etkinliklerle karş... more Görsel sanat eğitimi etkinliklerinin; okul öncesi dönem öğrencileri için diğer etkinliklerle karşılaştırıldığında bütünleştirici ve tamamlayıcı bir özelliğe sahip olduğu söylenebilir. Görsel sanat eğitimi etkinliklerinde çocuk, duygu, düşünce ve hayallerini yaptığı çalışmaya yansıtarak kendini ifade etmeyi deneyimler. Bu deneyimler, çocuğun bilişsel, sosyal, duygusal, dil, psikomotor ve öz bakım gelişimlerine yönelik kazanımlar içerdiği için oldukça önemlidir. Bu araştırmada, 2007 ve 2014 Yılları Arasında Okul Öncesi Öğretmenleri Tarafından Hazırlanmış Görsel Sanat Eğitimi Etkinlikleri Yönergeleri, Okul Öncesi Görsel Sanat Eğitimi Ölçütlerine göre incelenmiştir. Araştırma, tarama modeli kullanılarak yapılmıştır. Araştırmanın çalışma gurubunu, Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitimi Fakültesi İlköğretim bölümü Okul Öncesi Öğretmenliği ana bilim dalı öğrencilerinin uygulama yapmış olduğu İstanbul Kadıköy ilçesindeki okullardan alınmış olan 2007- 2014 yılları arasındaki 240 görsel sanat e...
Advances in Early Childhood and K-12 Education, 2018
Gender socialisation is the process through which society teaches children what it means to be ma... more Gender socialisation is the process through which society teaches children what it means to be male or female. While gender socialisation itself is a cross-cultural phenomenon, there are differences in the way that the process manifests itself cross-culturally. This is, in part, due to differences in the perceived roles of males and females across societies. Once the sex of a child is known, be that before or after birth, the process of gender socialisation begins. Parents generally prefer that their children adhere to traditional gender-roles, and are concerned when they do not. Rigid adherence to stereotypical gender roles can have negative consequences in childhood and beyond, as these stereotypes can limit children's educational and occupational aspirations, perceived academic competency, emotional expression, and social development. The impact of culture and parental influence in adherence to stereotypical gender roles is discussed via toy preferences and play.
Erken Çocukluk Çalışmaları Dergisi, 2018
Bu çalışmanın amacı, okul öncesi sınıflarındaki öğrenme merkezlerinin durumunu belirlemek ve öğre... more Bu çalışmanın amacı, okul öncesi sınıflarındaki öğrenme merkezlerinin durumunu belirlemek ve öğretmenlerin öğrenme merkezleri hakkındaki görüşlerini incelemektir. Araştırma, nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması modeline göre gerçekleştirilmiştir. Çalışma grubunda toplam 7 farklı anaokulunda bulunan 10 okul öncesi sınıfı ve bu okul öncesi sınıflarında çalışan 10 okul öncesi öğretmeni yer almıştır. Araştırmada veriler, gözlem ve görüşme tekniğiyle toplanmıştır. Araştırma sonucunda, öğrenme merkezlerinin ve bu merkezlerdeki materyallerin/oyuncakların yeterli sayıda ve çeşitte olmadığı; çocukların en çok blok merkezi ve dramatik oyun merkezini kullandıkları; fen ve doğa, müzik ve kitap merkezinin en az kullanılan merkezler olduğu; kız çocuklarının en çok dramatik oyun merkezi ve sanat merkezini, erkek çocuklarının ise en çok blok merkezini tercih ettikleri bulunmuştur. Ayrıca, sınıflarındaki öğrenme merkezlerini yeterli bulmayan öğretmenler bunun nedeni olarak okulun maddi yet...
Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2019
Bu araştırmanın amacı, okul öncesi dönem çocuklarının annelerinin çocuklarına kitap okuma ve kita... more Bu araştırmanın amacı, okul öncesi dönem çocuklarının annelerinin çocuklarına kitap okuma ve kitap almaya ilişkin görüşlerini derinlemesine incelemektir. Bu araştırma, karma yöntem ile gerçekleştirilmiştir ve okul öncesi dönemde çocuğu olan 292 anneden öz-bildirimlerine dayalı soru formu aracılığıyla nicel veri ve 9 anne ile de yüz yüze yapılan görüşmeler aracılığıyla nitel veri elde edilmiştir. Elde edilen nicel veriler, frekans ve yüzdeleri hesaplanarak değerlendirilmiştir. Nitel veriler ise betimsel analize tabi tutulmuştur. Araştırmanın sonucunda, annelerin çoğunun kendilerinin ayda bir kitap okuduğu; evinde kendilerine ve eşlerine ait 0-5 arasında kitap olduğu; çocuklarına iki-üç günde bir kitap okuduğu; çocuklarının evde kendine ait kitapların sayısının 0-5 arasında olduğu; çocuklarına yaklaşık üç yaşında kitap okumaya başladığı; çevrelerinde bir halk kütüphanesi olmadığı; çocuklarına kitap alırken, alacakları kitabı çocukları ile birlikte seçtiği bulunmuştur. Ayrıca, araştırmaya katılan annelerin çoğu, evlerinde çocuklarının kitaplarını koymak için ayırdıkları özel bir bölüm olduğunu; çocuklarına evde en çok kendilerinin kitap okuduğunu; çocuklarının onlara kitap okumalarından hoşlandığını; kendilerinin de çocuklarına kitap okumaktan hoşlandığını; çocuklarına kitap okuduktan sonra kitaptaki hikâye hakkında bazen sohbet ettiğini ve çocuklarından kitaptaki resimlere bakarak kendisinin bir hikâye oluşturmasını bazen istediğini; çocuklarına ayda bir ya da iki kez kitap aldığını belirtmiştir. Bununla birlikte annelerin çocuklarına kitap alırken, kitabın en çok çocukların gelişim özelliklerine uygun olmasına, kitabın konusuna ve çocuklarının kitabı beğenmesine dikkat ettikleri bulunmuştur.
Journal of International Social Research, 2018
Duygular hem günlük hayatta hem de örgütte bireylerin davranışlarını etkilemektedir. Çoğu zaman o... more Duygular hem günlük hayatta hem de örgütte bireylerin davranışlarını etkilemektedir. Çoğu zaman okul yöneticileri yoğun olarak duygusal emek sarf eden öğretmenlerin duyguları ile ilgilenmemektedir. Bu ise tükenmişlik, kaygı ve iş tatminsizliği gibi olumsuz sonuçlara yol açabilmektedir. Ortaya çıkabilecek olumsuz sonuçları engelleyebilmek ve çözüm sunabilmek için öncelikle öğretmenlerin çalıştıkları süreç boyunca yaşadıkları duygu durumlarına bakılması gerekmektedir. Dolayısıyla bu araştırmanın amacı; okul öncesi öğretmenlerin mesai zamanlarında yaşadıkları duygu durumlarının belirlenmesidir. Çalışmaya öğretmenlik mesleğini isteyerek seçtiğini ve işinden memnun olduğunu söyleyen 49 kadın okul öncesi öğretmeni katılmıştır. Betimsel yöntemin kullanıldığı araştırmada veriler; araştırmacılar tarafından Weiss ve Cropanzano'nun (1996) ortaya attığı duygu kategorileri ve türlerini göz önünde bulundurularak hazırlanan Duygu Durum Çizelgesi aracılığı ile toplanmıştır. Öğretmenler; 9 mesai günü boyunca mesai başlangıcı, ortası ve sonunda çizelgeyi doldurmuşlardır. Yapılan frekans analizi sonucunda; okul öncesi öğretmenlerinin çalışma başı ve ortasında en çok yüksek olumlu duygular hissederlerken, çalışma sonunda bu duygularının azalmaya başladığı ve düşük olumlu duyguların daha çok hissedildiği saptanmıştır. Yüksek olumsuz duygular; mesai süresince en az yaşanan duygular olarak bulunmuştur. Yüksek olumsuz duygulardan gerginlik ve stres, çalışmanın ortasına doğru artarken sonuna doğru azalmıştır. Düşük olumsuz duygular arasında yer alan yorgunluk duygusunun ve düşük olumlu duygular arasında yer alan rahatlamışlık duygusunun mesai boyunca sürekli olarak arttığı, yüksek olumlu duygulara bakıldığında ise öğretmenlerin mesainin başından sonuna doğru daha az neşeli ve mutlu hissettikleri görülmüştür. Okul öncesi öğretmenlerin duygu durum düzenlemeleri için yöneticiler tarafından öğretmenlere çeşitli duygu durum düzenleme faaliyetlerine katılım imkânı sunulması ve okulda öğretmenlerin danışabileceği uzmanların bulundurulması önerilmektedir.