Yüksel Nizamoğlu - Academia.edu (original) (raw)
Papers by Yüksel Nizamoğlu
OTAM(Ankara, 2013
Osmanlı Devleti döneminde devletin işleyişiyle ilgili yaşanan çeşitli problemler için çalışmalar ... more Osmanlı Devleti döneminde devletin işleyişiyle ilgili yaşanan çeşitli problemler için çalışmalar yapılmış ve raporlar şeklinde padişahlara takdim edilmiştir. Layiha olarak adlandırılan bu raporlarda farklı konular ele alınarak çözüm yolları bulunmaya çalışılmıştır. Bu makalede Yanya vilayetine dair biri Abdülaziz zamanına, ikisi II. Abdülhamit devrine ait olmak üzere üç layiha ele alınacaktır. Yanya vilayeti Yunanistan'ın bağımsızlığını elde etmesinden sonra bu ülkeyle sınır olması, özellikle Rum nüfusunun yoğunluğu ve Müslüman unsurların büyük kısmını Arnavutların meydana getirmesi yönüyle farklı problemlerin yaşandığı bir vilayet olmuştur. Yanya ile ilgili ıslahat layihalarında çeşitli sorunlar tespit edilerek çözüm teklifleri getirilmiştir. Bu çalışmada layihalarda öne çıkan problemler ve çözüm önerileri ele alınarak, bu tekliflerin gerçekleşme durumları incelenecek, son olarak da Mustafa Suphi'nin babasının valiliği döneminde Yanya ile ilgili 1909 yılına ait gözlemlerine yer verilecektir.
1917 yilinda gerceklesen Bolsevik Ihtilali ile Osmanli Devleti icin Rus isgali altinda bulunan An... more 1917 yilinda gerceklesen Bolsevik Ihtilali ile Osmanli Devleti icin Rus isgali altinda bulunan Anadolu topraklarini kurtarma ve Rus yonetimindeki Turklerin bagimsizlik umidi ortaya cikmistir. 3 Mart 1918’de Rusya, Brest-Litovsk Antlasmasi’ni imzalayarak Birinci Dunya Savasi’ndan cekilmis ve buyuk kayiplari kabul etmek zorunda kalmistir. Bolsevikler bu antlasma sonrasinda ulke icerisinde otorite kurmaya calisirken, Rusya Birinci Dunya Savasi’nin taraflari olan Itilaf ve Ittifak devletleri arasinda buyuk bir rekabet alanina donusmustur. Osmanli Devleti Rusya icinde yasanan gelismeleri yakindan izleme ihtiyaci duymus ve Teskilat-i Mahsusa (Umur-i Şarkiyye Dairesi) tarafindan 1918 yilinda bir rapor hazirlanmistir. Bu calismada ilk defa ele alinacak bu raporun agirlik noktasini Rusya’da yasanan kargasa ortami, sosyal ve ekonomik durum, Itilaf ve Ittifak devletlerinin Bolseviklere yonelik politikalari olusturmustur. Calismamizda bu rapor ayrintili olarak incelenecek ve degerlendirmeler ya...
Mekke, Medine ve Cidde ile buralara bağlı kaza ve nahiyelerden oluşan ve doğuda Necid, batıda Kız... more Mekke, Medine ve Cidde ile buralara bağlı kaza ve nahiyelerden oluşan ve doğuda Necid, batıda Kızıldeniz, güneyde Asir sancağı ve kuzeyde Kudüs sancağı ile Ariş ve Akabe muhafızlıkları ile çevrili bölgeye Osmanlı idari teşkilatında "Hicaz" adı verilmiştir. Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferiyle 1517' de Osmanlı Devleti'ne bağlanan Hicaz' da Mekke emirlerinin sahip oldukları imtiyazlı konumlarına dokunulmamıştır. 1 Osmanlı Devleti Hicaz'a hâkim olduktan sonra Mekke emirlerinin görev ve yetkilerini bir kanunla düzenlemek yerine, her emir değişikliğinde gönderdikleri menşur veya herhangi bir şekilde yolladıkları namelerle çok kısa olarak belirtmiştir. Hicaz' da iç güvenlik problemleri çok sık görüldüğünden Hükümet, asıl kendisini ilgilendiren hac güvenliği konusuyla ilgilenmiş, diğer konularda emirleri serbest bırakmıştır. 2 Osmanlı Devleti Hicaz'ın idaresini bir itibar meselesi olarak görmüş, halkını da vergi ve askerlikten muaf tutmuştur. Hicaz, 1864 tarihli Vilayet Kanunuyla 1866' da vilayete dönüştürülmüş; sancak, kaza ve nahiye şeklinde yapılandırılmıştır. Mekke vilayet merkezi yapılmış, Cidde ve Medine birer sancak olmuştur. Yenbu, Leys, el-Vech ve Akabe kaza; Taif, Rabiğ, el-Ula ve Hayber ise birer nahiye yapılmıştır. Vilayet merkezi ve sancaklarda idare meclisleri, Mekke, Medine ve Cidde' de belediye teşkilatları oluşturulmuştur.
Savaş Tarihi Araştırmaları Kongresi Çanakkale 2015, 100. Yıl.
Balkan Savaşı’nda Yanya Müstahkem Komutanlığı görevinde bulunan Vehip Bey’in yirmi sayfadan oluşa... more Balkan Savaşı’nda Yanya Müstahkem Komutanlığı görevinde bulunan Vehip Bey’in yirmi sayfadan oluşan hatıratı ilk defa bu makalede değerlendirilmektedir. Vehip Bey bu eseri Yunanistan’da dokuz ay süren esareti sırasında kaleme almıştır. Eserde o sırada binbaşı rütbesinde bulunan bir Osmanlı subayının Yunanistan’a ait izlenimleri, Yunanistan’la Osmanlı Devleti’ne dair karşılaştırmaları, esaret sırasında yaşadığı sıkıntılar ve Yanya’nın kaybıyla ilgili tespit ve hatıraları yer almaktadır.
Anahtar Kelimeler: Vehip Bey, Yanya, Yunanistan, Esat Paşa
Bu bildiride öncelikle savaştan önce hazırlanan askeri harekât planları ve özellikle savaşın kara... more Bu bildiride öncelikle savaştan önce hazırlanan askeri harekât planları ve özellikle savaşın karakterine en uygun düşen 5 numaralı planla, Harbiye Nazırı Nazım Paşa’nın uygulamaya koyduğu plan karşılaştırılarak yenilgiye etkileri ortaya koyulmaya çalışılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Balkan Savaşı, harekât planı, A. İzzet Paşa, Nazım Paşa.
10 Mart tutuklamaları basında geniş bir şekilde yer almış, Osmanlı kamuoyunu günlerce meşgul etmi... more 10 Mart tutuklamaları basında geniş bir şekilde yer almış, Osmanlı kamuoyunu günlerce meşgul etmiştir. Bu bildiride dönemin değişik gazeteleri taranarak 10 Mart tutuklamalarına karşı Osmanlı kamuoyunda ortaya çıkan olumlu ve olumsuz tepkiler değerlendirilecektir.
Özet 1917 yılında gerçekleşen Bolşevik İhtilali ile Osmanlı Devleti için Rus işgali altında bulun... more Özet 1917 yılında gerçekleşen Bolşevik İhtilali ile Osmanlı Devleti için Rus işgali altında bulunan Anadolu topraklarını kurtarma ve Rus yönetimindeki Türklerin bağımsızlık ümidi ortaya çıkmıştır. 3 Mart 1918'de Rusya, Brest-Litovsk Antlaşması'nı imzalayarak Birinci Dünya Savaşı'ndan çekilmiş ve büyük kayıpları kabul etmek zorunda kalmıştır. Bolşevikler bu antlaşma sonrasında ülke içerisinde otorite kurmaya çalışırken, Rusya Birinci Dünya Savaşı'nın tarafları olan İtilaf ve İttifak devletleri arasında büyük bir rekabet alanına dönüşmüştür. Osmanlı Devleti Rusya içinde yaşanan gelişmeleri yakından izleme ihtiyacı duymuş ve Teşkilat-ı Mahsusa (Umur-ı Şarkıyye Dairesi) tarafından 1918 yılında bir rapor hazırlanmıştır. Bu çalışmada ilk defa ele alınacak bu raporun ağırlık noktasını Rusya'da yaşanan kargaşa ortamı, sosyal ve ekonomik durum, İtilaf ve İttifak devletlerinin Bolşeviklere yönelik politikaları oluşturmuştur. Çalışmamızda bu rapor ayrıntılı olarak incelenecek ve değerlendirmeler yapılacaktır. Abstract With the Bolshevik Revolution that took place in 1917, the Ottoman State's hopes of retaking the Russian-occupied Anatolian territories and hopes of independence of Turks living under Russian rule rose. On 3 March 1918 Russia signed the Treaty of Brest-Litovsk that ended Russia's participation in World War I, having to accept huge losses. While Bolsheviks were trying to establish authority in the country after the treaty, Russia turned into a major field of competition among the Central Powers and the Allies of World War I. The Ottoman State felt the need to closely monitor the developments taking place in Russia and in 1918 a report was prepared by the Special Organization (Teşkilat-ı Mahsusa). The primary focus of this report, which will be discussed for the first time in this study, is on chaos and confusion in Russia, social and economic situation and policies of the Central
Özet Birinci Dünya Savaşı İslâm dünyasında köklü değişikliklere neden olmuş ve Ortadoğu’da galip ... more Özet
Birinci Dünya Savaşı İslâm dünyasında köklü değişikliklere neden olmuş ve Ortadoğu’da galip devletlerin yönetimi altında manda yönetimleri ortaya çıkmıştır. Dünyadaki bütün Müslümanlar için önemli bir konuma sahip olan Osmanlı Devleti’nin yenilmesi ve Anadolu’nun işgale uğraması, İslâm dünyasında büyük bir hayal kırıklığının yaşanmasına neden olmuştur. Ortadoğu haritası yeniden çizilirken İngilizlerin yönlendirmesi çerçevesinde milliyetçilik asıl belirleyici olmuş ve yeni devletler bu doğrultuda ortaya çıkmıştır. Bu yönleriyle Birinci Dünya Savaşı, İslâm Dünyası'nın günümüzde yaşadığı birçok problemin en önemli nedenleri arasında yer almaktadır. Bu çalışmada Osmanlı Devleti’nin savaşa girmesiyle birlikte Müslümanların nasıl etkilendikleri ve bu sürecin daha sonra ortaya çıkan problemlere nasıl temel oluşturduğu ortaya konulmaya çalışılacaktır.
Abstract
The First World War led to radical changes in the Islamic world and new mandates in the Middle East emerged under the victorious states. The defeat of the Ottoman Empire, which has a prominent place for the Muslim world, and the occupation of Anatolia caused a total disappointment in the Islamic world. While the Middle East map was being redrawn, with the direction of the British government, nationalism became the main factor and new states emerged accordingly. From these aspects, the First World War is among the most important reasons for many of the problems experienced by the Islamic world today. The study aims to present how Muslims were affected when the Ottoman Empire went to war and how this process paved the way for future problems.
Key Words: The Ottoman Empire, First World War, Islamic World, Middle East
İtilaf devletlerinin Çanakkale Boğazı’na taarruz etmesiyle başlayan Çanakkale Muharebeleri önce d... more İtilaf devletlerinin Çanakkale Boğazı’na taarruz etmesiyle başlayan Çanakkale
Muharebeleri önce deniz savaşı, ardından kara muharebeleri şeklinde
devam etti. Özellikle 1915 yılı Nisan ayı sonundan Ağustos ayı sonuna kadar
çok şiddetli muharebeler yaşandı. Eylül ayından itibaren muharebeler siper
muharebelerine dönüştü ve cephedeki kuvvetlerin sayısı azaltılmaya başladı.
Artık sıra İtilaf devletlerinin cephedeki kuvvetlerini tahliye etmelerine geldi.
İtilaf kuvvetleri Aralık ayından başlayarak Ocak ayı başına kadar Gelibolu
Yarımadası’ndaki kuvvetlerini kayıp vermeden tahliye etmeyi başardılar. 5.
Ordu’nun komuta kademesi, İtilaf devletlerinin kuvvetlerinin tahliyesi esnasında
böyle bir fırsatı değerlendiremedi. Tahliye edilen kuvvetlere ağır zayiatlar
verilebilir, bu sayede diğer cephelerdeki Osmanlı kuvvetlerinin yükü azaltılabilirdi.
Bu çalışmada Türk kaynaklarının bu tahliyeye ait yaklaşımları ve tespitleri
ele alınarak başta Liman Von Sanders olmak üzere komuta kademesiyle
ilgili eleştiriler değerlendirilecektir.
Anahtar Kelimeler: Çanakkale Muharebeleri, İtilaf devletleri, Liman Von
Sanders, tahliye. Abstract
The Gallipoli Campaign started with the attack of the Entente Powers and
then continued as naval battle first and land battle later. Especially from the
end of April 1915 until the end of August, there were very fierce battles. Starting
* Yrd. Doç. Dr, Turgut Özal Üniversitesi İİBF Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü, ynizamoglu@turgutozal.edu.tr.
Yüksel Nizamoğlu
432
Çanakkale 2015
Giriş
Çanakkale cephesinde yaşanan kara muhabereleri sonrasında en dikkat çeken
hususların başında İtilaf devletleri kuvvetlerinin Gelibolu yarımadasını terk etmeleri
ve bu tahliye işleminin Türk kuvvetleri tarafından fark edilmemesi gelmektedir. Bu
durum savaşın bitişinden itibaren gerek İtilaf devletlerinde yayınlanan hatırat ve di-
ğer eserlerde, gerekse Türk kaynaklarında ele alınmışsa da Türk kaynakları daha çok
İngilizce tercümelere yer vermiştir. Tespitlerimize göre tahliye ile ilgili ilk yayınlar
1916 yılına aittir. Bunlar Mehmet Tahir tarafından Risale-i Mevkute-i Bahriye mecmuasında
tercüme şeklinde “Gelibolu Nasıl Tahliye Edildi? Resmi Raporlar” adıyla
yayınlanmış, ayrıca Rahmi Bey İngiliz General Monroe’nün tahliye ile ilgili raporunu
tercüme ederek Matbaa-i Amire’de bastırmıştır. 1917 yılında ise tahliye ile ilgili olarak
12 Nisan 1917 tarihinde Times gazetesinde yayınlanan bir yazı Hüsameddin Bey
tarafından tercüme edilerek yine Matbaa-i Amire’de bastırılmıştır.1
Bu yayınlar çok
ayrıntılı olmayıp, sayfa sayısı sınırlıdır.
Savaş sonrasında kaleme alınan Türk kaynaklarında da tahliyeye çok fazla yer
verilmediği dikkat çekmektedir. 1922 yılında Osmanlı Erkân-ı Harbiyesi tarafından
yayınlanan eserde tahliyeye sadece bir sayfa yer verilmiştir.2
Balkan Savaşları ve Çanakkale
Savaşı üzerine kendisi eser kaleme alan, Maurice Larcher’in eserini tercüme
etmekle kalmayıp kitabın çeşitli yerlerinde değerlendirmelerde bulunan Bursalı Meh-
1 Mehmed Tahir, “Gelibolu Nasıl Tahliye Edildi? Resmi Raporlar”, Risale-i Mevkute-i Bahriye, 1332,
S. 8, s. 358-370; Gelibolu Şibh-i Ceziresi Üzerinde Bulunmakta Olan İngiliz Heyet-i Seferiyesinin
Tahliye Harekâtından Bahsolub İngiltere Harbiye Nezareti Tarafından Matbuat Vasıtasıyla Neşredilen
General Charles Monroe›nün Raporu Tercümesidir, (çev. Rahmi), İstanbul 1332, (bu rapor 29
Nisan 1332 tarihlidir); Çanakkale Tahliyesi Hakkında Bahri Rapor Türkler Nasıl İğfal Edildi? (çev.
Hüsameddin), İstanbul 1333. Bu raporların Doğu Akdeniz Kuvvetleri komutanı John M. de Robeck
ve Mondros’taki Deniz Kuvvetleri komutanı Amiral Sir Rosslyn E. Wemyss tarafından hazırlandığı
belirtilmiştir.
2 Cihan Harbinde Osmanlı Harekâtı Tarihçesi Cüz 1 Çanakkale Muharebatı, Dersaadet 1338, s. 51-52.
in September battles turned into trench warfare and the number of forces on
the front line began to be reduced. Now it was time for the Entente Powers to
evacuate their front-line troops. The Entente Powers, starting from December
until early January, managed to evacuate their forces on the Gallipoli Peninsula
without loss. 5th Army Command could not take advantage of such an opportunity
during this evacuation. They could have inflicted heavy casualties on
evacuating forces and so the burden of Ottoman forces on the other fronts could
have been eased. In this paper, the position and viewpoint of Turkish sources
on this evacuation will be examined and their criticism of the army command,
primarily Liman Von Sanders, will be assessed.
Keywords: The Gallipoli Campaign, The Entente Powers, Liman Von
Sanders, Evacuation
“Ben ki 10, belki 15 sene sonra çok daha iyi anlaşılırım. Bugün anlaşılmamam normaldir, bu toz du... more “Ben ki 10, belki 15 sene sonra çok daha iyi anlaşılırım. Bugün anlaşılmamam
normaldir, bu toz duman içerisinde. Hele yapılan gürültü içerisinde bazı zorluklar
var. Ama anlaşıldığım zaman, Türkiye ne durumda olacak, hangi durumda anlayacak
bunu. O beni düşündürüyor. Geri giderek anlarsa çok iyi anlar; ama geri
gitmeyerek anlarsa benim için çok büyük hadise olur.
Vilayet gazeteleri, Osmanlı dönemi vilayetlerinin yerel tarihlerinin aydınlatılması için önemli k... more Vilayet gazeteleri, Osmanlı dönemi vilayetlerinin yerel tarihlerinin aydınlatılması için önemli kaynaklardır. Manastır gazetesinin elimizde bulunan iki yıllık nüshalarında resmi tebligatlar, tevcihler, nişanlar gibi duyurular yer aldığı gibi, havadis-i vilayet başlığıyla Manastır vilayetinde yaşananlar, haber olarak yer almıştır. İşte bu bildiride Manastır gazetesinden hareketle Manastır vilayetinin 1907-1908 yıllarına ait durumu ortaya konulmaya çalışılacaktır.
Bu çalışmada 1918 yılında III. Odu'nun ileri harekâta karar verme sürecinin incelenmesi ve bu sür... more Bu çalışmada 1918 yılında III. Odu'nun ileri harekâta karar verme sürecinin incelenmesi ve bu süreçte mükâleme heyetleri ve istihbarat faaliyetlerinin rolünün ortaya konulması amaçlanmıştır.
Özet Çanakkale Savaşları’nın en üst rütbeli Türk komutanlarından biri olan Esat Paşa’nın hayatı ... more Özet
Çanakkale Savaşları’nın en üst rütbeli Türk komutanlarından biri olan
Esat Paşa’nın hayatı müstakil bir araştırma konusu yapılmamıştır. Bu çalış-
mada Yanya’da doğan Esat Paşa’nın ailesi, öğrenim hayatı açıklanmaya çalı-
şılmış, ilk görev yerleri ortaya konulmuştur. Özellikle Nutuk’a da konu olan 3.
Ordu Müşir Vekilliği görevi ayrıntılı olarak ele alınmış, Balkan Savaşları’nda
üstlendiği Yanya Kolordu Komutanı olarak nasıl bir savunma stratejisi izlediği
detaylı olarak incelenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Esat Paşa, Vehip Paşa, 3. Ordu, Balkan Savaşı
One of the Commanders of the Gallipoli Campaign, Esat (Bülkat) Pasha’s
life until the End of Balkan Wars
1935-1936 yıllarında yasanan talya-Habesistan Savası, Türk kamuoyunda büyük bir ilgiyle izlenmis... more 1935-1936 yıllarında yasanan talya-Habesistan Savası, Türk kamuoyunda
büyük bir ilgiyle izlenmistir. Habes-talyan gerilimi 1935 yılı Mayıs ayından itibaren
Türkiye’de yayınlanan gazetelerde önemli bir yer tutmus, bunda; bir taraftan Türkiye-
talya iliskilerinin iyice gerginlestigi bir dönemde meydana gelmesi, diger taraftan da 1.
Dünya Savası’nın önde gelen komutanlarından Vehip Pasa’nın Habes ordusunda görev
alması etkili olmustur. Türk Dısisleri görevlileri de savas öncesinden baslayarak gerek
raporlarla, gerekse yabancı gazetelerdeki haberleri tercüme ederek Basbakanlık ve
Cumhurbaskanlıgı makamlarını bilgilendirmeye çalısmıslardır. Bir Türk komutanın
Habes ordusunda görev alması dünya kamuoyunda ses getirmis, Vehip Pasa ile ilgili
haberler Time basta olmak üzere çesitli yabancı süreli yayınlarda yer bulmustur. Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti Habesistan ile talya arasındaki gerginligi ve daha sonra da
yasanan savası yakından izlemis, Vehip Pasa’nın da Habes ordusunda görev alması bu
ilgiyi daha da artırmıs, Türk basını da savasla ilgili haberleri sürekli olarak gündeme
tasımıstır.
Bir Osmanlı komutanının macera dolu hayatı.
Osmanlı Devleti döneminde devletin işleyişiyle ilgili yaşanan çeşitli problemler için çalışmalar ... more Osmanlı Devleti döneminde devletin işleyişiyle ilgili yaşanan çeşitli problemler için çalışmalar yapılmış ve raporlar şeklinde padişahlara takdim edilmiştir. Layiha olarak adlandırılan bu raporlarda farklı konular ele alınarak çözüm yolları bulunmaya çalışılmıştır. Bu makalede Yanya vilayetine dair biri Abdülaziz zamanına, ikisi II. Abdülhamit devrine ait olmak üzere üç layiha ele alınacaktır. Yanya vilayeti Yunanistan'ın bağımsızlığını elde etmesinden sonra bu ülkeyle sınır olması, özellikle Rum nüfusunun yoğunluğu ve Müslüman unsurların büyük kısmını Arnavutların meydana getirmesi yönüyle farklı problemlerin yaşandığı bir vilayet olmuştur. Yanya ile ilgili ıslahat layihalarında çeşitli sorunlar tespit edilerek çözüm teklifleri getirilmiştir. Bu çalışmada layihalarda öne çıkan problemler ve çözüm önerileri ele alınarak, bu tekliflerin gerçekleşme durumları incelenecek, son olarak da Mustafa Suphi'nin babasının valiliği döneminde Yanya ile ilgili 1909 yılına ait gözlemlerine yer verilecektir.
Osmanlı Devleti 1917 yılında, Şerif Hüseyin isyanının yayılmaması için çeşitli tedbirler almıştır... more Osmanlı Devleti 1917 yılında, Şerif Hüseyin isyanının yayılmaması için çeşitli tedbirler almıştır. Arap kabilelerini para, altın ve iaşe temini yoluyla kendi yanına çekmeye, iaşe problemleri nedeniyle Medine'deki kuvvetlerin bir kısmını tahliye ederek sayılarını azaltmaya ve demiryolunu her zaman açık tutmaya çalışmıştır. Şerif Hüseyin ve oğulları ise İngilizlerin de yardımlarıyla kabileleri isyana dâhil etmeyi ve demiryoluna saldırılar düzenleyerek Medine'nin Şam'la bağlantısını kesmeyi amaçlamışlardır. İsyancılar aynı yıl içinde önce El-Vech'i, daha sonra da Akabe'yi ele geçirmeyi başararak Osmanlı kuvvetleri karşısında stratejik ve psikolojik bir üstünlük sağlamışlardır. Cemal Paşa ve Fahreddin Paşa'nın bütün gayretlerine rağmen isyan; yayılma eğilimine girmiş, hatta Suriye'ye de ulaşmıştır. 1917 yılında Osmanlı Devleti'nin Hicaz'daki en büyük başarısı Medine'yi elinde tutması ve sürekli devam eden saldırılara rağmen demiryolunu açık tutmayı başarması olmuştur. Bu çalışmada ATASE Arşivi ve Başbakanlık Arşivi'ndeki belgeler başta olmak üzere değişik kaynaklardan hareketle Hicaz cephesinde 1917 yılında meydana gelen gelişmeler değerlendirilmiş; özellikle Medine'nin tahliye planı ve bu planın uygulanamama nedenlerinin açığa kavuşturulması amaçlanmıştır.
Conference Presentations by Yüksel Nizamoğlu
Çanakkale Muharebelerinin İdaresi Komutanlar ve Stratejiler Çanakkale 2015.
OTAM(Ankara, 2013
Osmanlı Devleti döneminde devletin işleyişiyle ilgili yaşanan çeşitli problemler için çalışmalar ... more Osmanlı Devleti döneminde devletin işleyişiyle ilgili yaşanan çeşitli problemler için çalışmalar yapılmış ve raporlar şeklinde padişahlara takdim edilmiştir. Layiha olarak adlandırılan bu raporlarda farklı konular ele alınarak çözüm yolları bulunmaya çalışılmıştır. Bu makalede Yanya vilayetine dair biri Abdülaziz zamanına, ikisi II. Abdülhamit devrine ait olmak üzere üç layiha ele alınacaktır. Yanya vilayeti Yunanistan'ın bağımsızlığını elde etmesinden sonra bu ülkeyle sınır olması, özellikle Rum nüfusunun yoğunluğu ve Müslüman unsurların büyük kısmını Arnavutların meydana getirmesi yönüyle farklı problemlerin yaşandığı bir vilayet olmuştur. Yanya ile ilgili ıslahat layihalarında çeşitli sorunlar tespit edilerek çözüm teklifleri getirilmiştir. Bu çalışmada layihalarda öne çıkan problemler ve çözüm önerileri ele alınarak, bu tekliflerin gerçekleşme durumları incelenecek, son olarak da Mustafa Suphi'nin babasının valiliği döneminde Yanya ile ilgili 1909 yılına ait gözlemlerine yer verilecektir.
1917 yilinda gerceklesen Bolsevik Ihtilali ile Osmanli Devleti icin Rus isgali altinda bulunan An... more 1917 yilinda gerceklesen Bolsevik Ihtilali ile Osmanli Devleti icin Rus isgali altinda bulunan Anadolu topraklarini kurtarma ve Rus yonetimindeki Turklerin bagimsizlik umidi ortaya cikmistir. 3 Mart 1918’de Rusya, Brest-Litovsk Antlasmasi’ni imzalayarak Birinci Dunya Savasi’ndan cekilmis ve buyuk kayiplari kabul etmek zorunda kalmistir. Bolsevikler bu antlasma sonrasinda ulke icerisinde otorite kurmaya calisirken, Rusya Birinci Dunya Savasi’nin taraflari olan Itilaf ve Ittifak devletleri arasinda buyuk bir rekabet alanina donusmustur. Osmanli Devleti Rusya icinde yasanan gelismeleri yakindan izleme ihtiyaci duymus ve Teskilat-i Mahsusa (Umur-i Şarkiyye Dairesi) tarafindan 1918 yilinda bir rapor hazirlanmistir. Bu calismada ilk defa ele alinacak bu raporun agirlik noktasini Rusya’da yasanan kargasa ortami, sosyal ve ekonomik durum, Itilaf ve Ittifak devletlerinin Bolseviklere yonelik politikalari olusturmustur. Calismamizda bu rapor ayrintili olarak incelenecek ve degerlendirmeler ya...
Mekke, Medine ve Cidde ile buralara bağlı kaza ve nahiyelerden oluşan ve doğuda Necid, batıda Kız... more Mekke, Medine ve Cidde ile buralara bağlı kaza ve nahiyelerden oluşan ve doğuda Necid, batıda Kızıldeniz, güneyde Asir sancağı ve kuzeyde Kudüs sancağı ile Ariş ve Akabe muhafızlıkları ile çevrili bölgeye Osmanlı idari teşkilatında "Hicaz" adı verilmiştir. Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferiyle 1517' de Osmanlı Devleti'ne bağlanan Hicaz' da Mekke emirlerinin sahip oldukları imtiyazlı konumlarına dokunulmamıştır. 1 Osmanlı Devleti Hicaz'a hâkim olduktan sonra Mekke emirlerinin görev ve yetkilerini bir kanunla düzenlemek yerine, her emir değişikliğinde gönderdikleri menşur veya herhangi bir şekilde yolladıkları namelerle çok kısa olarak belirtmiştir. Hicaz' da iç güvenlik problemleri çok sık görüldüğünden Hükümet, asıl kendisini ilgilendiren hac güvenliği konusuyla ilgilenmiş, diğer konularda emirleri serbest bırakmıştır. 2 Osmanlı Devleti Hicaz'ın idaresini bir itibar meselesi olarak görmüş, halkını da vergi ve askerlikten muaf tutmuştur. Hicaz, 1864 tarihli Vilayet Kanunuyla 1866' da vilayete dönüştürülmüş; sancak, kaza ve nahiye şeklinde yapılandırılmıştır. Mekke vilayet merkezi yapılmış, Cidde ve Medine birer sancak olmuştur. Yenbu, Leys, el-Vech ve Akabe kaza; Taif, Rabiğ, el-Ula ve Hayber ise birer nahiye yapılmıştır. Vilayet merkezi ve sancaklarda idare meclisleri, Mekke, Medine ve Cidde' de belediye teşkilatları oluşturulmuştur.
Savaş Tarihi Araştırmaları Kongresi Çanakkale 2015, 100. Yıl.
Balkan Savaşı’nda Yanya Müstahkem Komutanlığı görevinde bulunan Vehip Bey’in yirmi sayfadan oluşa... more Balkan Savaşı’nda Yanya Müstahkem Komutanlığı görevinde bulunan Vehip Bey’in yirmi sayfadan oluşan hatıratı ilk defa bu makalede değerlendirilmektedir. Vehip Bey bu eseri Yunanistan’da dokuz ay süren esareti sırasında kaleme almıştır. Eserde o sırada binbaşı rütbesinde bulunan bir Osmanlı subayının Yunanistan’a ait izlenimleri, Yunanistan’la Osmanlı Devleti’ne dair karşılaştırmaları, esaret sırasında yaşadığı sıkıntılar ve Yanya’nın kaybıyla ilgili tespit ve hatıraları yer almaktadır.
Anahtar Kelimeler: Vehip Bey, Yanya, Yunanistan, Esat Paşa
Bu bildiride öncelikle savaştan önce hazırlanan askeri harekât planları ve özellikle savaşın kara... more Bu bildiride öncelikle savaştan önce hazırlanan askeri harekât planları ve özellikle savaşın karakterine en uygun düşen 5 numaralı planla, Harbiye Nazırı Nazım Paşa’nın uygulamaya koyduğu plan karşılaştırılarak yenilgiye etkileri ortaya koyulmaya çalışılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Balkan Savaşı, harekât planı, A. İzzet Paşa, Nazım Paşa.
10 Mart tutuklamaları basında geniş bir şekilde yer almış, Osmanlı kamuoyunu günlerce meşgul etmi... more 10 Mart tutuklamaları basında geniş bir şekilde yer almış, Osmanlı kamuoyunu günlerce meşgul etmiştir. Bu bildiride dönemin değişik gazeteleri taranarak 10 Mart tutuklamalarına karşı Osmanlı kamuoyunda ortaya çıkan olumlu ve olumsuz tepkiler değerlendirilecektir.
Özet 1917 yılında gerçekleşen Bolşevik İhtilali ile Osmanlı Devleti için Rus işgali altında bulun... more Özet 1917 yılında gerçekleşen Bolşevik İhtilali ile Osmanlı Devleti için Rus işgali altında bulunan Anadolu topraklarını kurtarma ve Rus yönetimindeki Türklerin bağımsızlık ümidi ortaya çıkmıştır. 3 Mart 1918'de Rusya, Brest-Litovsk Antlaşması'nı imzalayarak Birinci Dünya Savaşı'ndan çekilmiş ve büyük kayıpları kabul etmek zorunda kalmıştır. Bolşevikler bu antlaşma sonrasında ülke içerisinde otorite kurmaya çalışırken, Rusya Birinci Dünya Savaşı'nın tarafları olan İtilaf ve İttifak devletleri arasında büyük bir rekabet alanına dönüşmüştür. Osmanlı Devleti Rusya içinde yaşanan gelişmeleri yakından izleme ihtiyacı duymuş ve Teşkilat-ı Mahsusa (Umur-ı Şarkıyye Dairesi) tarafından 1918 yılında bir rapor hazırlanmıştır. Bu çalışmada ilk defa ele alınacak bu raporun ağırlık noktasını Rusya'da yaşanan kargaşa ortamı, sosyal ve ekonomik durum, İtilaf ve İttifak devletlerinin Bolşeviklere yönelik politikaları oluşturmuştur. Çalışmamızda bu rapor ayrıntılı olarak incelenecek ve değerlendirmeler yapılacaktır. Abstract With the Bolshevik Revolution that took place in 1917, the Ottoman State's hopes of retaking the Russian-occupied Anatolian territories and hopes of independence of Turks living under Russian rule rose. On 3 March 1918 Russia signed the Treaty of Brest-Litovsk that ended Russia's participation in World War I, having to accept huge losses. While Bolsheviks were trying to establish authority in the country after the treaty, Russia turned into a major field of competition among the Central Powers and the Allies of World War I. The Ottoman State felt the need to closely monitor the developments taking place in Russia and in 1918 a report was prepared by the Special Organization (Teşkilat-ı Mahsusa). The primary focus of this report, which will be discussed for the first time in this study, is on chaos and confusion in Russia, social and economic situation and policies of the Central
Özet Birinci Dünya Savaşı İslâm dünyasında köklü değişikliklere neden olmuş ve Ortadoğu’da galip ... more Özet
Birinci Dünya Savaşı İslâm dünyasında köklü değişikliklere neden olmuş ve Ortadoğu’da galip devletlerin yönetimi altında manda yönetimleri ortaya çıkmıştır. Dünyadaki bütün Müslümanlar için önemli bir konuma sahip olan Osmanlı Devleti’nin yenilmesi ve Anadolu’nun işgale uğraması, İslâm dünyasında büyük bir hayal kırıklığının yaşanmasına neden olmuştur. Ortadoğu haritası yeniden çizilirken İngilizlerin yönlendirmesi çerçevesinde milliyetçilik asıl belirleyici olmuş ve yeni devletler bu doğrultuda ortaya çıkmıştır. Bu yönleriyle Birinci Dünya Savaşı, İslâm Dünyası'nın günümüzde yaşadığı birçok problemin en önemli nedenleri arasında yer almaktadır. Bu çalışmada Osmanlı Devleti’nin savaşa girmesiyle birlikte Müslümanların nasıl etkilendikleri ve bu sürecin daha sonra ortaya çıkan problemlere nasıl temel oluşturduğu ortaya konulmaya çalışılacaktır.
Abstract
The First World War led to radical changes in the Islamic world and new mandates in the Middle East emerged under the victorious states. The defeat of the Ottoman Empire, which has a prominent place for the Muslim world, and the occupation of Anatolia caused a total disappointment in the Islamic world. While the Middle East map was being redrawn, with the direction of the British government, nationalism became the main factor and new states emerged accordingly. From these aspects, the First World War is among the most important reasons for many of the problems experienced by the Islamic world today. The study aims to present how Muslims were affected when the Ottoman Empire went to war and how this process paved the way for future problems.
Key Words: The Ottoman Empire, First World War, Islamic World, Middle East
İtilaf devletlerinin Çanakkale Boğazı’na taarruz etmesiyle başlayan Çanakkale Muharebeleri önce d... more İtilaf devletlerinin Çanakkale Boğazı’na taarruz etmesiyle başlayan Çanakkale
Muharebeleri önce deniz savaşı, ardından kara muharebeleri şeklinde
devam etti. Özellikle 1915 yılı Nisan ayı sonundan Ağustos ayı sonuna kadar
çok şiddetli muharebeler yaşandı. Eylül ayından itibaren muharebeler siper
muharebelerine dönüştü ve cephedeki kuvvetlerin sayısı azaltılmaya başladı.
Artık sıra İtilaf devletlerinin cephedeki kuvvetlerini tahliye etmelerine geldi.
İtilaf kuvvetleri Aralık ayından başlayarak Ocak ayı başına kadar Gelibolu
Yarımadası’ndaki kuvvetlerini kayıp vermeden tahliye etmeyi başardılar. 5.
Ordu’nun komuta kademesi, İtilaf devletlerinin kuvvetlerinin tahliyesi esnasında
böyle bir fırsatı değerlendiremedi. Tahliye edilen kuvvetlere ağır zayiatlar
verilebilir, bu sayede diğer cephelerdeki Osmanlı kuvvetlerinin yükü azaltılabilirdi.
Bu çalışmada Türk kaynaklarının bu tahliyeye ait yaklaşımları ve tespitleri
ele alınarak başta Liman Von Sanders olmak üzere komuta kademesiyle
ilgili eleştiriler değerlendirilecektir.
Anahtar Kelimeler: Çanakkale Muharebeleri, İtilaf devletleri, Liman Von
Sanders, tahliye. Abstract
The Gallipoli Campaign started with the attack of the Entente Powers and
then continued as naval battle first and land battle later. Especially from the
end of April 1915 until the end of August, there were very fierce battles. Starting
* Yrd. Doç. Dr, Turgut Özal Üniversitesi İİBF Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü, ynizamoglu@turgutozal.edu.tr.
Yüksel Nizamoğlu
432
Çanakkale 2015
Giriş
Çanakkale cephesinde yaşanan kara muhabereleri sonrasında en dikkat çeken
hususların başında İtilaf devletleri kuvvetlerinin Gelibolu yarımadasını terk etmeleri
ve bu tahliye işleminin Türk kuvvetleri tarafından fark edilmemesi gelmektedir. Bu
durum savaşın bitişinden itibaren gerek İtilaf devletlerinde yayınlanan hatırat ve di-
ğer eserlerde, gerekse Türk kaynaklarında ele alınmışsa da Türk kaynakları daha çok
İngilizce tercümelere yer vermiştir. Tespitlerimize göre tahliye ile ilgili ilk yayınlar
1916 yılına aittir. Bunlar Mehmet Tahir tarafından Risale-i Mevkute-i Bahriye mecmuasında
tercüme şeklinde “Gelibolu Nasıl Tahliye Edildi? Resmi Raporlar” adıyla
yayınlanmış, ayrıca Rahmi Bey İngiliz General Monroe’nün tahliye ile ilgili raporunu
tercüme ederek Matbaa-i Amire’de bastırmıştır. 1917 yılında ise tahliye ile ilgili olarak
12 Nisan 1917 tarihinde Times gazetesinde yayınlanan bir yazı Hüsameddin Bey
tarafından tercüme edilerek yine Matbaa-i Amire’de bastırılmıştır.1
Bu yayınlar çok
ayrıntılı olmayıp, sayfa sayısı sınırlıdır.
Savaş sonrasında kaleme alınan Türk kaynaklarında da tahliyeye çok fazla yer
verilmediği dikkat çekmektedir. 1922 yılında Osmanlı Erkân-ı Harbiyesi tarafından
yayınlanan eserde tahliyeye sadece bir sayfa yer verilmiştir.2
Balkan Savaşları ve Çanakkale
Savaşı üzerine kendisi eser kaleme alan, Maurice Larcher’in eserini tercüme
etmekle kalmayıp kitabın çeşitli yerlerinde değerlendirmelerde bulunan Bursalı Meh-
1 Mehmed Tahir, “Gelibolu Nasıl Tahliye Edildi? Resmi Raporlar”, Risale-i Mevkute-i Bahriye, 1332,
S. 8, s. 358-370; Gelibolu Şibh-i Ceziresi Üzerinde Bulunmakta Olan İngiliz Heyet-i Seferiyesinin
Tahliye Harekâtından Bahsolub İngiltere Harbiye Nezareti Tarafından Matbuat Vasıtasıyla Neşredilen
General Charles Monroe›nün Raporu Tercümesidir, (çev. Rahmi), İstanbul 1332, (bu rapor 29
Nisan 1332 tarihlidir); Çanakkale Tahliyesi Hakkında Bahri Rapor Türkler Nasıl İğfal Edildi? (çev.
Hüsameddin), İstanbul 1333. Bu raporların Doğu Akdeniz Kuvvetleri komutanı John M. de Robeck
ve Mondros’taki Deniz Kuvvetleri komutanı Amiral Sir Rosslyn E. Wemyss tarafından hazırlandığı
belirtilmiştir.
2 Cihan Harbinde Osmanlı Harekâtı Tarihçesi Cüz 1 Çanakkale Muharebatı, Dersaadet 1338, s. 51-52.
in September battles turned into trench warfare and the number of forces on
the front line began to be reduced. Now it was time for the Entente Powers to
evacuate their front-line troops. The Entente Powers, starting from December
until early January, managed to evacuate their forces on the Gallipoli Peninsula
without loss. 5th Army Command could not take advantage of such an opportunity
during this evacuation. They could have inflicted heavy casualties on
evacuating forces and so the burden of Ottoman forces on the other fronts could
have been eased. In this paper, the position and viewpoint of Turkish sources
on this evacuation will be examined and their criticism of the army command,
primarily Liman Von Sanders, will be assessed.
Keywords: The Gallipoli Campaign, The Entente Powers, Liman Von
Sanders, Evacuation
“Ben ki 10, belki 15 sene sonra çok daha iyi anlaşılırım. Bugün anlaşılmamam normaldir, bu toz du... more “Ben ki 10, belki 15 sene sonra çok daha iyi anlaşılırım. Bugün anlaşılmamam
normaldir, bu toz duman içerisinde. Hele yapılan gürültü içerisinde bazı zorluklar
var. Ama anlaşıldığım zaman, Türkiye ne durumda olacak, hangi durumda anlayacak
bunu. O beni düşündürüyor. Geri giderek anlarsa çok iyi anlar; ama geri
gitmeyerek anlarsa benim için çok büyük hadise olur.
Vilayet gazeteleri, Osmanlı dönemi vilayetlerinin yerel tarihlerinin aydınlatılması için önemli k... more Vilayet gazeteleri, Osmanlı dönemi vilayetlerinin yerel tarihlerinin aydınlatılması için önemli kaynaklardır. Manastır gazetesinin elimizde bulunan iki yıllık nüshalarında resmi tebligatlar, tevcihler, nişanlar gibi duyurular yer aldığı gibi, havadis-i vilayet başlığıyla Manastır vilayetinde yaşananlar, haber olarak yer almıştır. İşte bu bildiride Manastır gazetesinden hareketle Manastır vilayetinin 1907-1908 yıllarına ait durumu ortaya konulmaya çalışılacaktır.
Bu çalışmada 1918 yılında III. Odu'nun ileri harekâta karar verme sürecinin incelenmesi ve bu sür... more Bu çalışmada 1918 yılında III. Odu'nun ileri harekâta karar verme sürecinin incelenmesi ve bu süreçte mükâleme heyetleri ve istihbarat faaliyetlerinin rolünün ortaya konulması amaçlanmıştır.
Özet Çanakkale Savaşları’nın en üst rütbeli Türk komutanlarından biri olan Esat Paşa’nın hayatı ... more Özet
Çanakkale Savaşları’nın en üst rütbeli Türk komutanlarından biri olan
Esat Paşa’nın hayatı müstakil bir araştırma konusu yapılmamıştır. Bu çalış-
mada Yanya’da doğan Esat Paşa’nın ailesi, öğrenim hayatı açıklanmaya çalı-
şılmış, ilk görev yerleri ortaya konulmuştur. Özellikle Nutuk’a da konu olan 3.
Ordu Müşir Vekilliği görevi ayrıntılı olarak ele alınmış, Balkan Savaşları’nda
üstlendiği Yanya Kolordu Komutanı olarak nasıl bir savunma stratejisi izlediği
detaylı olarak incelenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Esat Paşa, Vehip Paşa, 3. Ordu, Balkan Savaşı
One of the Commanders of the Gallipoli Campaign, Esat (Bülkat) Pasha’s
life until the End of Balkan Wars
1935-1936 yıllarında yasanan talya-Habesistan Savası, Türk kamuoyunda büyük bir ilgiyle izlenmis... more 1935-1936 yıllarında yasanan talya-Habesistan Savası, Türk kamuoyunda
büyük bir ilgiyle izlenmistir. Habes-talyan gerilimi 1935 yılı Mayıs ayından itibaren
Türkiye’de yayınlanan gazetelerde önemli bir yer tutmus, bunda; bir taraftan Türkiye-
talya iliskilerinin iyice gerginlestigi bir dönemde meydana gelmesi, diger taraftan da 1.
Dünya Savası’nın önde gelen komutanlarından Vehip Pasa’nın Habes ordusunda görev
alması etkili olmustur. Türk Dısisleri görevlileri de savas öncesinden baslayarak gerek
raporlarla, gerekse yabancı gazetelerdeki haberleri tercüme ederek Basbakanlık ve
Cumhurbaskanlıgı makamlarını bilgilendirmeye çalısmıslardır. Bir Türk komutanın
Habes ordusunda görev alması dünya kamuoyunda ses getirmis, Vehip Pasa ile ilgili
haberler Time basta olmak üzere çesitli yabancı süreli yayınlarda yer bulmustur. Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti Habesistan ile talya arasındaki gerginligi ve daha sonra da
yasanan savası yakından izlemis, Vehip Pasa’nın da Habes ordusunda görev alması bu
ilgiyi daha da artırmıs, Türk basını da savasla ilgili haberleri sürekli olarak gündeme
tasımıstır.
Bir Osmanlı komutanının macera dolu hayatı.
Osmanlı Devleti döneminde devletin işleyişiyle ilgili yaşanan çeşitli problemler için çalışmalar ... more Osmanlı Devleti döneminde devletin işleyişiyle ilgili yaşanan çeşitli problemler için çalışmalar yapılmış ve raporlar şeklinde padişahlara takdim edilmiştir. Layiha olarak adlandırılan bu raporlarda farklı konular ele alınarak çözüm yolları bulunmaya çalışılmıştır. Bu makalede Yanya vilayetine dair biri Abdülaziz zamanına, ikisi II. Abdülhamit devrine ait olmak üzere üç layiha ele alınacaktır. Yanya vilayeti Yunanistan'ın bağımsızlığını elde etmesinden sonra bu ülkeyle sınır olması, özellikle Rum nüfusunun yoğunluğu ve Müslüman unsurların büyük kısmını Arnavutların meydana getirmesi yönüyle farklı problemlerin yaşandığı bir vilayet olmuştur. Yanya ile ilgili ıslahat layihalarında çeşitli sorunlar tespit edilerek çözüm teklifleri getirilmiştir. Bu çalışmada layihalarda öne çıkan problemler ve çözüm önerileri ele alınarak, bu tekliflerin gerçekleşme durumları incelenecek, son olarak da Mustafa Suphi'nin babasının valiliği döneminde Yanya ile ilgili 1909 yılına ait gözlemlerine yer verilecektir.
Osmanlı Devleti 1917 yılında, Şerif Hüseyin isyanının yayılmaması için çeşitli tedbirler almıştır... more Osmanlı Devleti 1917 yılında, Şerif Hüseyin isyanının yayılmaması için çeşitli tedbirler almıştır. Arap kabilelerini para, altın ve iaşe temini yoluyla kendi yanına çekmeye, iaşe problemleri nedeniyle Medine'deki kuvvetlerin bir kısmını tahliye ederek sayılarını azaltmaya ve demiryolunu her zaman açık tutmaya çalışmıştır. Şerif Hüseyin ve oğulları ise İngilizlerin de yardımlarıyla kabileleri isyana dâhil etmeyi ve demiryoluna saldırılar düzenleyerek Medine'nin Şam'la bağlantısını kesmeyi amaçlamışlardır. İsyancılar aynı yıl içinde önce El-Vech'i, daha sonra da Akabe'yi ele geçirmeyi başararak Osmanlı kuvvetleri karşısında stratejik ve psikolojik bir üstünlük sağlamışlardır. Cemal Paşa ve Fahreddin Paşa'nın bütün gayretlerine rağmen isyan; yayılma eğilimine girmiş, hatta Suriye'ye de ulaşmıştır. 1917 yılında Osmanlı Devleti'nin Hicaz'daki en büyük başarısı Medine'yi elinde tutması ve sürekli devam eden saldırılara rağmen demiryolunu açık tutmayı başarması olmuştur. Bu çalışmada ATASE Arşivi ve Başbakanlık Arşivi'ndeki belgeler başta olmak üzere değişik kaynaklardan hareketle Hicaz cephesinde 1917 yılında meydana gelen gelişmeler değerlendirilmiş; özellikle Medine'nin tahliye planı ve bu planın uygulanamama nedenlerinin açığa kavuşturulması amaçlanmıştır.
Çanakkale Muharebelerinin İdaresi Komutanlar ve Stratejiler Çanakkale 2015.
Manastır gazetesinin elimizde bulunan iki yıllık nüshalarında resmi tebligatlar, tevcihler, nişan... more Manastır gazetesinin elimizde bulunan iki yıllık nüshalarında resmi tebligatlar, tevcihler, nişanlar gibi duyurular yer aldığı gibi, havadis-i vilayet başlığıyla Manastır vilayetinde yaşananlar haber olarak yer almıştır. İşte bu bildiride Manastır gazetesinden hareketle Manastır vilayetinin 1905-1906 yıllarına ait durumu ortaya konulmaya çalışılacaktır.
İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Doktora Tezi İstanbul, 2010. Bu tez 2013'de Yit... more İstanbul Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü
Doktora Tezi
İstanbul, 2010.
Bu tez 2013'de Yitik Hazine Yayınlarında Kahramanlıktan Sürgüne Vehip Paşa adıyla gözden geçirilmiş şekliyle yayınlanmıştır.
İstanbul Üniverstesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi İstanbul-... more İstanbul Üniverstesi
Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü
Yüksek Lisans Tezi
İstanbul-1995.
Birinci Dünya Savaşında Osmanlı Devleti, 2015
Hicaz Cephesi'nin açılma nedenleri, cephedeki gelişmeler, Fahrettin Paşa'nın teslim olma/olmama n... more Hicaz Cephesi'nin açılma nedenleri, cephedeki gelişmeler, Fahrettin Paşa'nın teslim olma/olmama nedenleri.