Yilmaz Yurtseven - Academia.edu (original) (raw)
Papers by Yilmaz Yurtseven
DergiPark (Istanbul University), Jun 20, 2003
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi hukuk fakültesi dergisi, Jun 1, 2007
... oldukça doğal bir sonuçtur. B. Siyasi İktidar, Din ve Meşruiyet İlişkisinde Şeyhülislam Dini ... more ... oldukça doğal bir sonuçtur. B. Siyasi İktidar, Din ve Meşruiyet İlişkisinde Şeyhülislam Dini norm ve değerlerin etkili olduğu bütün toplumlarda din adamları üstün ve saygın bir statüye sahip olmuşlardır. Osmanlı toplumunda da şer ...
Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi dergisi, Dec 20, 2001
Sosyal bir varlık olan insan, toplumsal hayatını bir hukuk düzeni olmadan sürdüremez. Çünkü hukuk... more Sosyal bir varlık olan insan, toplumsal hayatını bir hukuk düzeni olmadan sürdüremez. Çünkü hukuk, toplumsal hayatın sürekliliğinin teminatıdır. Toplumda hukuk düzeninin korunmasını, huzur ve güvenliğin devamını sağlayan hukuk dalı ceza hukukudur. Ceza hukukunun, insan hayatına, hürriyetine, ırzına veya malına yönelik saldırılara karĢı koymuĢ olduğu sert yaptırımlar, onu diğer hukuk dallarından ayıran en önemli özelliktir. * Bu çalıĢma, 2001 yılında Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde Doç. Dr. Gül AKYILMAZ"ın danıĢmanlığında, yüksek lisans tezi olarak hazırlanmıĢ, 25.01.2001 tarihinde oybirliği ile kabul edilmiĢtir. Bu makalede çalıĢmanın orijinal metnine bağlı kalınarak özeti verilmiĢtir.
Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi dergisi, Jun 13, 2000
Yıldırım Beyazıt hukuk dergisi, Aug 27, 2018
In the solution of a problem that has been brought to the Court, the evidence of all the means of... more In the solution of a problem that has been brought to the Court, the evidence of all the means of proof to remove the uncertainties and suspicions between the parties from the rupture to reveal the material truth is called the "beyyineh" by the name in the terminology of Islam-Ottoman law. The concept of "Beyyine" is basically used as a concept that is "only a testimony" by the majority of Islamic jurists, in the sense that it is the "definitive evidence" that "proves the fact of a right or of a fact connected with a legal result". In the law of jurisdiction, the evidence is divided into two parts: definitive evidence and evidence. Certain proof is the one who binds the judge and does not give him the authority to appreciate it. Adulterated evidence is anything that can be freely appreciated and judged by the judge and consequently constitutes a basis for a conviction of the judge. According to the majority of Islamic jurists, the system of evidence accepted in Islamic jurisprudence is the definitive evidence system. This view is dominant, especially when it is taken into account that a certain number of witnesses or accusations are sought in prosecuting criminal offenses in Islamic criminal law. In other words, witness testimony made by reliable witnesses in Islamic-Ottoman law is binding in nature and the judge has to judge accordingly.
DergiPark (Istanbul University), Dec 20, 2002
Yıldırım Beyazıt hukuk dergisi, Feb 19, 2016
The Ottoman Empire was typically a monarchy. The Sultan that amounts to monarch in the Ottoman Em... more The Ottoman Empire was typically a monarchy. The Sultan that amounts to monarch in the Ottoman Empire was, however, restricted by the Islamic Law. Legal order of the Empire consisted of Şer'i law as well as customary (Örfî) law evolved within the borders Şer'î law drew. The Sultan had legislative and executive powers in accordance with the character of the monarchy. Judicial power was also theoretically in the hands of the Sultan. The Sultan exercised judicial power through an institutionalised judicial organisation though he was the head of the power.
Akdeniz üniversitesi hukuk fakültesi dergisi, Dec 27, 2022
İsyan (Hadd-i Bağy), İslam-Osmanlı Ceza Hukuku terminolojisinde kendilerince haklı bir nedene day... more İsyan (Hadd-i Bağy), İslam-Osmanlı Ceza Hukuku terminolojisinde kendilerince haklı bir nedene dayanan bir grubun, meşru devlet otoritesine karşı güç kullanarak yönetimi ele geçirmeye çalışmasıdır. Tanımdan hareketle isyan suçu, meşru devlet otoritesine karşı silahlı güç kullanılarak topluca işlenen had suçlarından sayılmaktadır. Had suçları, suç tanımı ve suça uygulanacak yaptırımın bizzat kanun koyucu (Şârî/Nass) tarafından öngörülmüş, kamu ve kişi haklarını ihlal eden ağır suçlar olarak kabul edilmiştir. Tanımdan da anlaşılacağı üzere bu suçun unsurları; meşru siyasal otoriteye karşı olması, topluca işlenmesi, kuvvet kullanılması, isyancıların kendilerince haklı bir nedenle kalkışmada bulunmalarıdır. Suçun tanımlanması hususunda İslam hukukçuları arasında ciddi görüş ayrılıkları söz konusu olmamakla birlikte, uygulanacak yaptırım konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Kuşkusuz görüş ayrılıklarının ortaya çıkması, suçun daha çok siyasi bir suç olması, birden fazla suç eylemini içinde barındırabilmesi ve temel kaynaklar olan Kur'an ve Sünnet'te suça ilişkin doğrudan bir hükmün bulunmaması ile ilgilidir. Hadd-i Bağy kimi zaman isyancıların, kimi zaman siyasal otoritelerin istismarına açık alan bırakan karma nitelikli bir suçtur. İsyancılar açısından genellikle siyasal otoritenin zulme sapması, adaletten uzaklaşması, hukuku çiğnemesi gibi iddialar öne sürülmüştür. Kimi zaman siyasal otorite, kendisine muhalif olan kişi ya da toplum katmanlarını susturmak amacıyla isyan suçunu devreye sokmaktan çekinmemiştir. Ancak nedenleri ve sonuçları açısından incelendiğinde isyan suçu kuşkusuz sıradan ve adi bir suç olarak değerlendirilemez. İslam Hukuku'nun en gelişmiş ve kapsamlı uygulama alanı olan Osmanlı Devleti'nde siyasal otorite birçok kez isyanlarla sarsılmıştır. Hatta kimi zaman bu isyanlar bizzat siyasal otoritenin kendisi olan padişahı tahtından indirmekle kalmamış, canlarına da mal olabilmiştir. Kuşkusuz bu kalkışmaların en önemlilerinden biri 1807'de Sultan III. Selim'e yönelik olan ve "Kabakçı Mustafa İsyanı" adıyla tarihe not edilen kalkışmadır. Söz konusu kalkışma yalnızca sultanı tahtından indirmekle kalmamış, hayatını da elinden almıştır. Adaletten, Şeriat'ten sapma, zulme yönelme iddialarıyla biçimlenmiş bu kalkışma Osmanlı-Türk modernleşme tarihinin önemli kırılma noktalarından biri olmuştur. 1807 Kabakçı İsyanı'nı hem Osmanlı Ceza Hukuku bağlamında hem siyasal otorite-merkez-çevre çatışması olarak siyasal anlamda incelemeye çalıştığımız bu makalede temel amacımız, XIX. Yüzyıl Osmanlı-Türk modernleşmesinin hukuki, siyasi ve sosyolojik sorunlarını ortaya koyabilmektir.
Antalya Bilim Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2018
Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi
İsyan (Hadd-i Bağy), İslam-Osmanlı Ceza Hukuku terminolojisinde kendilerince haklı bir nedene day... more İsyan (Hadd-i Bağy), İslam-Osmanlı Ceza Hukuku terminolojisinde kendilerince haklı bir nedene dayanan bir grubun, meşru devlet otoritesine karşı güç kullanarak yönetimi ele geçirmeye çalışmasıdır. Tanımdan hareketle isyan suçu, meşru devlet otoritesine karşı silahlı güç kullanılarak topluca işlenen had suçlarından sayılmaktadır. Had suçları, suç tanımı ve suça uygulanacak yaptırımın bizzat kanunkoyucu (Şârî/Nass) tarafından öngörülmüş, kamu ve kişi haklarını ihlal eden ağır suçlar olarak kabul edilmiştir. Tanımdan da anlaşılacağı üzere bu suçun unsurları; meşru siyasal otoriteye karşı olması, topluca işlenmesi, kuvvet kullanılması, isyancıların kendilerince haklı bir nedenle kalkışmada bulunmalarıdır. Suçun tanımlanması hususunda İslam hukukçuları arasında ciddi görüş ayrılıkları söz konusu olmamakla birlikte, uygulanacak yaptırım konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Kuşkusuz görüş ayrılıklarının ortaya çıkması, suçun daha çok siyasi bir suç olması, birden fazla suç eylemini içi...
Revista Colombiana de Endocrinología, Diabetes & Metabolismo, 2021
Objetivo: recopilar y evaluar la evidencia disponible respecto a la efectividad y seguridad compa... more Objetivo: recopilar y evaluar la evidencia disponible respecto a la efectividad y seguridad comparada de inhibidores del cotransportador de sodio glucosa tipo 2 (iSGLT2) en pacientes con diabetes mellitus tipo 2. Metodología: se realizó una revisión sistemática rápida de revisiones sistemáticas de iSGLT2 en las bases de datos Medline y Embase hasta septiembre de 2019. El desenlace primario cardiovascular incluyó eventos adversos cardiovasculares mayores (MACE) que corresponden a muerte por causa cardiovascular, ataque cerebrovascular (ACV) no fatal, infarto agudo de miocardio (IAM) no fatal, además de hospitalización por insuficiencia cardíaca; desenlace renal (definido como progresión de enfermedad renal), disminución de la tasa de filtración glomerular (TFG) y de la relación albuminuria-creatinuria. El desenlace de seguridad agrupó hipoglucemia, fracturas, infecciones urinarias, entre otros. La calidad metodológica de las revisiones se evaluó con el instrumento A measurement Tool ...
Osmanli Devleti seklen tipik bir monarsidir. Ancak Osmanli monarsi- sinde monarki ifade eden padi... more Osmanli Devleti seklen tipik bir monarsidir. Ancak Osmanli monarsi- sinde monarki ifade eden padisahin yetkileri Islam hukuku ile sinirlandiril- mistir. Devletin hukuk sistemini ser’i hukuk ve onun belirledigi sinirlar icinde gelisen orfi hukuk olusturmaktadir. Osmanli padisahi monarsinin karakterine uygun olarak yasama ve yurutme erklerini elinde tutar. Teorik olarak yargi erki de Sultan’in uhdesindedir. Ancak kendisi yarginin basi olmakla birlikte Osmanli padisahi bu yetkisini kurumsallasmis bir yargi teskilati eliyle kullanmaktadir. Anahtar Kelimeler : Osmanli hukuku, Osmanli yargi sistemi, adalet, padisah, kadi. ABSTRACT e Ottoman Empire was typically a monarchy. e Sultan that amounts to monarch in the Ottoman Empire was, however, restricted by the Islamic Law. Legal order of the Empire consisted of Şer’i law as well as customary (Orfi) law evolved within the borders Şer’i law drew. e Sultan had legislative and executive powers in accordance with the character of the monarchy....
Antalya Bilim Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2018
DergiPark (Istanbul University), Jun 20, 2003
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi hukuk fakültesi dergisi, Jun 1, 2007
... oldukça doğal bir sonuçtur. B. Siyasi İktidar, Din ve Meşruiyet İlişkisinde Şeyhülislam Dini ... more ... oldukça doğal bir sonuçtur. B. Siyasi İktidar, Din ve Meşruiyet İlişkisinde Şeyhülislam Dini norm ve değerlerin etkili olduğu bütün toplumlarda din adamları üstün ve saygın bir statüye sahip olmuşlardır. Osmanlı toplumunda da şer ...
Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi dergisi, Dec 20, 2001
Sosyal bir varlık olan insan, toplumsal hayatını bir hukuk düzeni olmadan sürdüremez. Çünkü hukuk... more Sosyal bir varlık olan insan, toplumsal hayatını bir hukuk düzeni olmadan sürdüremez. Çünkü hukuk, toplumsal hayatın sürekliliğinin teminatıdır. Toplumda hukuk düzeninin korunmasını, huzur ve güvenliğin devamını sağlayan hukuk dalı ceza hukukudur. Ceza hukukunun, insan hayatına, hürriyetine, ırzına veya malına yönelik saldırılara karĢı koymuĢ olduğu sert yaptırımlar, onu diğer hukuk dallarından ayıran en önemli özelliktir. * Bu çalıĢma, 2001 yılında Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde Doç. Dr. Gül AKYILMAZ"ın danıĢmanlığında, yüksek lisans tezi olarak hazırlanmıĢ, 25.01.2001 tarihinde oybirliği ile kabul edilmiĢtir. Bu makalede çalıĢmanın orijinal metnine bağlı kalınarak özeti verilmiĢtir.
Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi dergisi, Jun 13, 2000
Yıldırım Beyazıt hukuk dergisi, Aug 27, 2018
In the solution of a problem that has been brought to the Court, the evidence of all the means of... more In the solution of a problem that has been brought to the Court, the evidence of all the means of proof to remove the uncertainties and suspicions between the parties from the rupture to reveal the material truth is called the "beyyineh" by the name in the terminology of Islam-Ottoman law. The concept of "Beyyine" is basically used as a concept that is "only a testimony" by the majority of Islamic jurists, in the sense that it is the "definitive evidence" that "proves the fact of a right or of a fact connected with a legal result". In the law of jurisdiction, the evidence is divided into two parts: definitive evidence and evidence. Certain proof is the one who binds the judge and does not give him the authority to appreciate it. Adulterated evidence is anything that can be freely appreciated and judged by the judge and consequently constitutes a basis for a conviction of the judge. According to the majority of Islamic jurists, the system of evidence accepted in Islamic jurisprudence is the definitive evidence system. This view is dominant, especially when it is taken into account that a certain number of witnesses or accusations are sought in prosecuting criminal offenses in Islamic criminal law. In other words, witness testimony made by reliable witnesses in Islamic-Ottoman law is binding in nature and the judge has to judge accordingly.
DergiPark (Istanbul University), Dec 20, 2002
Yıldırım Beyazıt hukuk dergisi, Feb 19, 2016
The Ottoman Empire was typically a monarchy. The Sultan that amounts to monarch in the Ottoman Em... more The Ottoman Empire was typically a monarchy. The Sultan that amounts to monarch in the Ottoman Empire was, however, restricted by the Islamic Law. Legal order of the Empire consisted of Şer'i law as well as customary (Örfî) law evolved within the borders Şer'î law drew. The Sultan had legislative and executive powers in accordance with the character of the monarchy. Judicial power was also theoretically in the hands of the Sultan. The Sultan exercised judicial power through an institutionalised judicial organisation though he was the head of the power.
Akdeniz üniversitesi hukuk fakültesi dergisi, Dec 27, 2022
İsyan (Hadd-i Bağy), İslam-Osmanlı Ceza Hukuku terminolojisinde kendilerince haklı bir nedene day... more İsyan (Hadd-i Bağy), İslam-Osmanlı Ceza Hukuku terminolojisinde kendilerince haklı bir nedene dayanan bir grubun, meşru devlet otoritesine karşı güç kullanarak yönetimi ele geçirmeye çalışmasıdır. Tanımdan hareketle isyan suçu, meşru devlet otoritesine karşı silahlı güç kullanılarak topluca işlenen had suçlarından sayılmaktadır. Had suçları, suç tanımı ve suça uygulanacak yaptırımın bizzat kanun koyucu (Şârî/Nass) tarafından öngörülmüş, kamu ve kişi haklarını ihlal eden ağır suçlar olarak kabul edilmiştir. Tanımdan da anlaşılacağı üzere bu suçun unsurları; meşru siyasal otoriteye karşı olması, topluca işlenmesi, kuvvet kullanılması, isyancıların kendilerince haklı bir nedenle kalkışmada bulunmalarıdır. Suçun tanımlanması hususunda İslam hukukçuları arasında ciddi görüş ayrılıkları söz konusu olmamakla birlikte, uygulanacak yaptırım konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Kuşkusuz görüş ayrılıklarının ortaya çıkması, suçun daha çok siyasi bir suç olması, birden fazla suç eylemini içinde barındırabilmesi ve temel kaynaklar olan Kur'an ve Sünnet'te suça ilişkin doğrudan bir hükmün bulunmaması ile ilgilidir. Hadd-i Bağy kimi zaman isyancıların, kimi zaman siyasal otoritelerin istismarına açık alan bırakan karma nitelikli bir suçtur. İsyancılar açısından genellikle siyasal otoritenin zulme sapması, adaletten uzaklaşması, hukuku çiğnemesi gibi iddialar öne sürülmüştür. Kimi zaman siyasal otorite, kendisine muhalif olan kişi ya da toplum katmanlarını susturmak amacıyla isyan suçunu devreye sokmaktan çekinmemiştir. Ancak nedenleri ve sonuçları açısından incelendiğinde isyan suçu kuşkusuz sıradan ve adi bir suç olarak değerlendirilemez. İslam Hukuku'nun en gelişmiş ve kapsamlı uygulama alanı olan Osmanlı Devleti'nde siyasal otorite birçok kez isyanlarla sarsılmıştır. Hatta kimi zaman bu isyanlar bizzat siyasal otoritenin kendisi olan padişahı tahtından indirmekle kalmamış, canlarına da mal olabilmiştir. Kuşkusuz bu kalkışmaların en önemlilerinden biri 1807'de Sultan III. Selim'e yönelik olan ve "Kabakçı Mustafa İsyanı" adıyla tarihe not edilen kalkışmadır. Söz konusu kalkışma yalnızca sultanı tahtından indirmekle kalmamış, hayatını da elinden almıştır. Adaletten, Şeriat'ten sapma, zulme yönelme iddialarıyla biçimlenmiş bu kalkışma Osmanlı-Türk modernleşme tarihinin önemli kırılma noktalarından biri olmuştur. 1807 Kabakçı İsyanı'nı hem Osmanlı Ceza Hukuku bağlamında hem siyasal otorite-merkez-çevre çatışması olarak siyasal anlamda incelemeye çalıştığımız bu makalede temel amacımız, XIX. Yüzyıl Osmanlı-Türk modernleşmesinin hukuki, siyasi ve sosyolojik sorunlarını ortaya koyabilmektir.
Antalya Bilim Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2018
Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi
İsyan (Hadd-i Bağy), İslam-Osmanlı Ceza Hukuku terminolojisinde kendilerince haklı bir nedene day... more İsyan (Hadd-i Bağy), İslam-Osmanlı Ceza Hukuku terminolojisinde kendilerince haklı bir nedene dayanan bir grubun, meşru devlet otoritesine karşı güç kullanarak yönetimi ele geçirmeye çalışmasıdır. Tanımdan hareketle isyan suçu, meşru devlet otoritesine karşı silahlı güç kullanılarak topluca işlenen had suçlarından sayılmaktadır. Had suçları, suç tanımı ve suça uygulanacak yaptırımın bizzat kanunkoyucu (Şârî/Nass) tarafından öngörülmüş, kamu ve kişi haklarını ihlal eden ağır suçlar olarak kabul edilmiştir. Tanımdan da anlaşılacağı üzere bu suçun unsurları; meşru siyasal otoriteye karşı olması, topluca işlenmesi, kuvvet kullanılması, isyancıların kendilerince haklı bir nedenle kalkışmada bulunmalarıdır. Suçun tanımlanması hususunda İslam hukukçuları arasında ciddi görüş ayrılıkları söz konusu olmamakla birlikte, uygulanacak yaptırım konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Kuşkusuz görüş ayrılıklarının ortaya çıkması, suçun daha çok siyasi bir suç olması, birden fazla suç eylemini içi...
Revista Colombiana de Endocrinología, Diabetes & Metabolismo, 2021
Objetivo: recopilar y evaluar la evidencia disponible respecto a la efectividad y seguridad compa... more Objetivo: recopilar y evaluar la evidencia disponible respecto a la efectividad y seguridad comparada de inhibidores del cotransportador de sodio glucosa tipo 2 (iSGLT2) en pacientes con diabetes mellitus tipo 2. Metodología: se realizó una revisión sistemática rápida de revisiones sistemáticas de iSGLT2 en las bases de datos Medline y Embase hasta septiembre de 2019. El desenlace primario cardiovascular incluyó eventos adversos cardiovasculares mayores (MACE) que corresponden a muerte por causa cardiovascular, ataque cerebrovascular (ACV) no fatal, infarto agudo de miocardio (IAM) no fatal, además de hospitalización por insuficiencia cardíaca; desenlace renal (definido como progresión de enfermedad renal), disminución de la tasa de filtración glomerular (TFG) y de la relación albuminuria-creatinuria. El desenlace de seguridad agrupó hipoglucemia, fracturas, infecciones urinarias, entre otros. La calidad metodológica de las revisiones se evaluó con el instrumento A measurement Tool ...
Osmanli Devleti seklen tipik bir monarsidir. Ancak Osmanli monarsi- sinde monarki ifade eden padi... more Osmanli Devleti seklen tipik bir monarsidir. Ancak Osmanli monarsi- sinde monarki ifade eden padisahin yetkileri Islam hukuku ile sinirlandiril- mistir. Devletin hukuk sistemini ser’i hukuk ve onun belirledigi sinirlar icinde gelisen orfi hukuk olusturmaktadir. Osmanli padisahi monarsinin karakterine uygun olarak yasama ve yurutme erklerini elinde tutar. Teorik olarak yargi erki de Sultan’in uhdesindedir. Ancak kendisi yarginin basi olmakla birlikte Osmanli padisahi bu yetkisini kurumsallasmis bir yargi teskilati eliyle kullanmaktadir. Anahtar Kelimeler : Osmanli hukuku, Osmanli yargi sistemi, adalet, padisah, kadi. ABSTRACT e Ottoman Empire was typically a monarchy. e Sultan that amounts to monarch in the Ottoman Empire was, however, restricted by the Islamic Law. Legal order of the Empire consisted of Şer’i law as well as customary (Orfi) law evolved within the borders Şer’i law drew. e Sultan had legislative and executive powers in accordance with the character of the monarchy....
Antalya Bilim Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2018