Kenan BÜLBÜL - Academia.edu (original) (raw)

Papers by Kenan BÜLBÜL

Research paper thumbnail of Gender moderates the relationships between childhood abuse experiences and mental disorders later in life: a cross-sectional study among university students in Turkey

British Journal of Guidance & Counselling

Research paper thumbnail of Analysis of Studies about Academic Anxiety: A Thematic Review

Psikiyatride Guncel Yaklasimlar - Current Approaches in Psychiatry

The aim of this research was to analyze academic anxiety studies in the literature using the them... more The aim of this research was to analyze academic anxiety studies in the literature using the thematic review method and to determine the current trend in this field. In the research, a meta-synthesis study was carried out including 61 studies, 3 of which were theses and 58 were articles, published between 1981-2021. The studies used in the research were accessed in Dissertations and Theses Global-Proquest, Eric-EBSCOhost, MEDLINE, Science Direct, Scopus, SpringerLink, Taylor and Francis Online, Wiley, ULAKBIM, YÖK Thesis Center and Google Scholar databases. Published articles or theses about determining the nature of academic anxiety in the literature were included in the study. In the examined studies, the relationship of academic anxiety with more than one variable was investigated and it was determined that most studies focused on examining the differences based on demographic variables. The survey model was the most frequently chosen research method, and qualitative research met...

Research paper thumbnail of Psikolojik Sağlamlığı Değerlendirme Ölçeği: Türkçe Versiyonuna İlişkin İlk Psikometrik Bulgular

Istanbul University - DergiPark, Mar 23, 2021

Bu çalışmanın amacı Psikolojik Sağlamlığı Değerlendirme Ölçeği'nin (PSDÖ) Türkçe formunun psikome... more Bu çalışmanın amacı Psikolojik Sağlamlığı Değerlendirme Ölçeği'nin (PSDÖ) Türkçe formunun psikometrik özelliklerinin değerlendirilerek, uyarlama çalışmasının yapılmasıdır. Araştırma grubunu Trabzon Üniversitesi'nde öğrenimlerine devam etmekte olan 377 kadın ve 181 erkek olmak üzere toplam 558 öğrenci oluşturmaktadır. Katılımcıların yaşları 18 ile 38 arasında değişmekte olup, yaşları ortalaması 19.94'tür (Ss= 1.98). Çalışma kapsamında yapılan doğrulayıcı faktör analizi sonucunda modelin kabul edilebilir uyum indekslerine sahip olduğu belirlenmiş ve iki boyutlu yapısına yönelik hipotez modelinin evrende doğrulandığı sonucuna varılmıştır. Ölçüt bağıntılı geçerliği sonuçlarına göre PSDÖ ile Kısa Psikolojik Sağlamlık, Yaşam Doyumu ve Oxford Mutluluk Ölçeği arasında pozitif yönde anlamlı düzeyde ilişkiler bulunmuştur. Ölçeğin, Cronbach alfa değeri .85, öz yeterlik olarak adlandırılan Faktör 1'in .78 ve özgüven olarak adlandırılan Faktör 2'nin .79, olarak hesaplanmıştır. Eş değer yarılar arasındaki güvenirlik katsayısının ise .72 ile yüksek güvenirliğe sahip olduğu tespit edilmiştir. Araştırma sonucunda Psikolojik Sağlamlığı Değerlendirme Ölçeği'nin üniversite öğrencileri örnekleminde psikolojik sağlamlığı ölçmede geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olduğu belirlenmiştir.

Research paper thumbnail of Do psychological resilience and life satisfaction affect happiness levels of individuals A case study for Trabzon University

International Journal of Happiness and Development

Research paper thumbnail of Çocuk İstismarı ve İhmalini Anlamak: Ekolojik Bir Yaklaşım

Toplum ve Sosyal Hizmet

Çocuk istismarı ve ihmali, özellikle son yıllarda ruh sağlığı alanında çalışan profesyoneller içi... more Çocuk istismarı ve ihmali, özellikle son yıllarda ruh sağlığı alanında çalışan profesyoneller için bir endişe kaynağı olmuştur. İlgili literatürde çocuk istismarını anlamak, istismara yol açan risk faktörlerini tanımlamak ve çocuğa yönelik istismarı önlemek için çeşitli yaklaşımlar bulunmaktadır. Ne yazık ki, bu yaklaşımların genellikle çocuk istismarı gibi karmaşık bir sosyal sorunu anlamak ve ortadan kaldırmak için yetersiz kaldığı görülmektedir. Son yıllarda, çocuk istismarının etiyolojisi ve süreçlerini açıklamak üzere daha kapsamlı bir yaklaşım olan ekolojik modelin ilgili literatüre dahil edildiği dikkat çekmektedir. Ekolojik yaklaşıma göre çocuk istismarı, tek başına hareket eden bir etkinin değil, çok sayıda faktörün etkileşimi sonucunda meydana gelir. İstismara yönelik araştırma ve uygulamaları yürütmek için sistematik bir çerçeve sağlayan bu model, çocuk istismarı ve ihmalini anlamaya katkı sağlayan en kapsamlı modeldir. Bu çalışmada çocuk istismarı olgusu ekolojik model çerçevesinde değerlendirilmekte ve bu kapsamda alanda çalışan uzmanlara makro, mezo ve mikro düzeyde pratik öneriler sunulmaktadır.

Research paper thumbnail of Covid 19 Pandemisi ve Akademisyenler: Psikolojik Yansımalar ve Sosyal Yaşam Üzerindeki Etkileri

Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi

The aim of this study is to investigate the psychological effects of the covid-19 pandemic on aca... more The aim of this study is to investigate the psychological effects of the covid-19 pandemic on academics, which is facing all countries of the world and has become a global health emergency. The current research was carried out with the phenomenological research method, one of the qualitative research designs. The working group was formed by 10 academicians who are working in different positions at a state university in Trabzon in 2020. The research data were obtained by semi-structured interview technique, and content analysis was used to analyze the data. As a result of the research, during the Covid-19 pandemic, it was found that academics experienced various negative emotions, especially anxiety and fear; also they experienced various physical, psychological and social problems, and it was determined that they used problemfocused, emotion-focused and religious coping methods to cope with the problems experienced in this process. However, academics stated that despite the difficulties experienced during the pandemic, they also had the opportunity to grow and develop, re-evaluate the meaning of life, and strengthen family ties. The findings obtained as a result of the study were discussed in the light of the relevant literature. It is thought that the current study findings can help to develop effective interventions by contributing to a better understanding of the psychological reflections and effects of the Covid-19 pandemic crisis which is an unexpected and unknown phenomenon, and its effects on individuals and how to prevent psychological trauma.

Research paper thumbnail of Tek Ebeveyn Olan Annelerin Psikolojik Sağlamlıkları ile Yaşam Doyumları Arasındaki İlişkide Umut ve Affetmenin Aracı Rolü

Ege Eğitim Dergisi

Bu araştırmanın amacı tek ebeveyn olan annelerin psikolojik sağlamlıkları ile yaşam doyumları ara... more Bu araştırmanın amacı tek ebeveyn olan annelerin psikolojik sağlamlıkları ile yaşam doyumları arasındaki ilişkide umut ve affetmenin aracı rolünün incelenmesidir. Araştırmanın örneklemini yaşları 23 ile 69 arasında değişen ve yaşları ortalaması 41.62 (SS = 8.79) olan 256 tek ebeveyn anne oluşturmaktadır. Okul psikolojik danışmanları aracılığıyla ulaşılan tek ebeveyn annelere COVID-19 salgını nedeniyle online yollarla ölçekler uygulanmıştır. Araştırmada Kişisel Bilgi Formu, Kısa Psikolojik Sağlamlık Ölçeği, Yetişkin Yaşam Doyumu Ölçeği, Sürekli Umut Ölçeği ve Heartland Affetme Ölçeği kullanılmıştır. Veriler SPSS 24.0 programı ve PROCESS eklentisi ile analiz edilmiştir. Yapılan analizler sonucunda, psikolojik sağlamlık, yaşam doyumu, umut ve affetme arasında anlamlı pozitif ilişkilerin olduğu; psikolojik sağlamlık ile yaşam doyumu arasındaki ilişkide umut ve affetmenin sıralı aracı rol üstlendiği gözlenmiştir. Bu bağlamda düşünüldüğünde, tek ebeveyn olan annelerin psikolojik sağlamlık düzeylerinin artması umut düzeylerini de arttırabileceği anlamına gelmektedir. Bununla birlikte umut düzeylerindeki artış affetme düzeylerini de arttırarak yaşamdan daha fazla doyum almalarını sağlayabilecektir. Araştırmada test edilen modele yönelik bulgular ilgili alanyazın çerçevesinde tartışılarak teorik ve uygulama temelli çalışmalara doğurgularından bahsedilmiştir.

Research paper thumbnail of Assessment of the Effectiveness of Cognitive Behavioral Group Therapies in the Treatment of Insomnia in Cancer Survivors: A meta-analysis

Journal of Cognitive-Behavioral Psychotherapy and Research, 2021

Research paper thumbnail of Hopelessness, attachment style and family structure’s predictive power in substance abuse proclivity among high school students

Journal of Clinical Psychiatry, 2018

Objective: This study aimed to examine the relationships on hopelessness, attachment styles, fami... more Objective: This study aimed to examine the relationships on hopelessness, attachment styles, family structure and substance abuse proclivity of high school students. Method: Sampling of the study consisted of totally 903 high school students (513 female, 390 male) studying a province that has a big city status in Black Sea Region in 2015-2016 educational year. The age of the students in the sample, ranged from 14 to 20 mean of their age was 16.33 (SD= 1.14). So, demographical information form (DIF), Beck Hopelessness Scale (BHS), Relationship Scale Questionnaire (RSQ), Family Structuce Evaluation Scale and Substance Abuse Proclivity Scale (SAP) was applied to participants as groups in a class. The data were analysed using Spearman's Brown Rank Test and multiple regression. Results: As a results of the analysis, it was found that there were positive relationships between the high school students' substance abuse proclivity and hopelessness, preoccupied attachment style among all the attachment styles and unity, management and competence dimensions of family structure; that the hopelessness, attachment styles and family structure explained the 11% of the substance abuse proclivity Discussion: The results of the study have showed that there is a relationship among the substance abuse proclivity, hopelessness, attachment styles and family structure.

Research paper thumbnail of The Relationship between University Students' Music Preferences and Drug Abuse Tendencies and Personality Traits

Universal Journal of Educational Research, 2018

The purpose of this study is to determine whether music preferences differ in terms of drug abuse... more The purpose of this study is to determine whether music preferences differ in terms of drug abuse tendencies and personality traits with regard to the type of music that music teacher candidates listen to. The research group of the study was comprised of 141 university students. Research data were collected using the Substance Use Tendency Scale, the Adjective-Based Personality Test (ABPT), and the Personal Information Form developed by the researchers. Pop music (93.6%) was determined to be the music type most listened to, and Heavy Metal music (21.3%) music the type least listened to. While the students were determining their music preferences, they indicated that the moods (99.3%) and the melody of the music (98.6%) were primarily important. The results of the analysis show that there are significant differences in music preferences based on the tendency for drug abuse and on personality traits. Findings have been discussed in the light of the relevant literature, and proposals have been made to professionals working in the fields of research, music therapy and music education.

Research paper thumbnail of Liseli Ergenlerde Madde Kullanma Eğiliminin Kişisel, Sosyal ve Akademik Değişkenler Açısından Karşılaştırılması

Addicta: The Turkish Journal on Addictions, 2018

Madde kullanımı gelişmiş ülkeler de dâhil olmak üzere özellikle ergenlik dönemindeki bireyler ara... more Madde kullanımı gelişmiş ülkeler de dâhil olmak üzere özellikle ergenlik dönemindeki bireyler arasında artan bir şekilde sorun hâline gelmekte ve gün geçtikçe kullanılan maddelerin çeşitliliği artmaktadır. Bu çalışmada farklı lise türlerinde öğrenim gören ergen bireylerin madde kullanma eğilimlerinin bazı kişisel, sosyal ve akademik değişkenlere dayalı olarak incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırma grubunu farklı lise türlerinde öğrenim görmekte olan 513'ü kız (%56,8) ve 390'ı erkek (%43,2) olmak üzere toplam 903 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırma grubunda yer alan öğrencilerin yaşları 14 ile 21 arasında değişmekte olup yaş ortalaması 16.33'tür (SS= 1.14). Çalışmanın verileri araştırmacılar tarafından hazırlanan Kişisel Bilgi Formu ve Madde Kullanma Eğilimi Ölçeği ile toplanmıştır. Araştırma sonucunda, lise öğrencilerinin madde kullanma eğilimi puanlarının cinsiyet durumuna, lise türüne, sınıf düzeyine, aile gelir düzeyine, aile tutumuna, kişinin kendisinin ve ailesinin madde kullanma durumuna dayalı anlamlı farklılık gösterdiği, ama aile tipine ve kardeşler arası konuma dayalı anlamlı farklılıkların olmadığı belirlenmiştir. Elde edilen bulgular, literatür bilgileri ışığında tartışılmıştır. Bu araştırmanın sonuçlarının ergen bireylerin madde kullanma eğilimlerinin belirlenmesi ve bu kapsamda önleyici çalışmaların yapılması açısından katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

Research paper thumbnail of A study on developing an attitude scale towards multi-grade classrooms for elementary school teachers

Procedia - Social and Behavioral Sciences, 2011

The aim of this study is to develop an attitude scale towards multi-grade classrooms (AMC) for el... more The aim of this study is to develop an attitude scale towards multi-grade classrooms (AMC) for elementary school teachers who work in the Multi-grade Classrooms. The research was carried out with the total 215 elementary school teachers in Tokat and Samsun provinces in Turkey. The study carried out in five stages that are literature review, creating item pool, expert opinions, administer of scale and computing the reliability and validity. The five point rating scale consisted of 50 items was developed. The draft scale obtained has been applied to the total 205 elementary school teachers and as a result of factor analysis; the number of items in draft scale was reduced to 43. The Cronbach-Alpha internal integrity coefficient of the final version of the scale was found to be 0.81 after factor analysis was carried out. The scale has been ready to be used.

Research paper thumbnail of The Mediating Role of Cognitive Flexibility in the Relationship between Traumatic Experiences in the Childhood Period and Substance Abuse Proclivity

Journal of Rational-Emotive & Cognitive-Behavior Therapy, 2021

Within the scope of this study, the mediating effect of cognitive flexibility in the relationship... more Within the scope of this study, the mediating effect of cognitive flexibility in the relationship between traumatic experiences in the childhood period and substance abuse tendency was investigated. In the study 532 university students at undergraduate level participated. In selecting of the sample of this study, the convenience sampling methods in probability sampling methods were used. Participants completed a Demographic Information Form, Childhood Trauma Questionnaire-Short Form, Substance Abuse Proclivity Scale and Cognitive Flexibility Inventory. The results of the analysis found evidence of a positive significant correlation between all subdimensions of childhood traumatic experiences and substance abuse proclivity and negative significant correlations between all subdimensions of childhood abuse experiences and substance abuse tendency with cognitive flexibility. According to the mediation test results, cognitive flexibility was identified to play a partial mediating role in the correlation between all subdimensions of childhood abuse experiences and substance abuse tendency. The mediating role of cognitive flexibility in the relationship between childhood traumatic experiences and substance abuse tendency explained between 13 and 23% of the total effect. Mediating variable analysis showed that cognitive flexibility has a partial mediating effect between all subdimensions of childhood abuse experiences and substance abuse tendency.

Research paper thumbnail of Sınıf Öğretmenlerinin Çocuk İstismarı ve İhmaline Yönelik Bilgi ve Risk Tanıma Düzeylerinin İncelenmesi

Cocuklarin ailelerinden sonra en cok zaman gecirdikleri yerin okullar oldugu dusunuldugunde cocug... more Cocuklarin ailelerinden sonra en cok zaman gecirdikleri yerin okullar oldugu dusunuldugunde cocugun korunmasina dair en buyuk sorumlulugun egitim kurumlarinda calisan ogretmenler ve idarecilerde oldugunu soylemek mumkundur. Ogretmenler bu konunun aciga cikmasinda ve destek verilmesinde anahtar konumdadir. Istismarin taninmasi ve yetkili makamlara bildirilmesinde cogunlukla ve ilk olarak saglik calisanlari ile ogretmenler gorev alir, ayrica bu kisiler aile disinda cocugun iletisim kurdugu ilk yetiskinlerdir. Bu arastirmanin amaci, Gumushane ilinde calisan sinif ogretmenlerin cocuk istismar ve ihmali konusunda bilgi ve risk tanima duzeylerinin belirlenmesidir. Calisma nicel arastirma yontemlerinden betimsel tarama modeline uygun olarak yapilmistir. 2018-2019 egitim ogretim guz doneminde Gumushane il merkezinde gorev yapan tum sinif ogretmenleri calismaya dahil edilmis olup arastirmaya katilmayi kabul eden gonullu 52’si kadin (%54.2), 44’u erkek (%45.8) olmak uzere 96 ogretmene ulasilm...

Research paper thumbnail of Sosyal Hizmet Bölümü Öğrencilerinin Çocuk İstismarı ve İhmali Hakkındaki Bilgi Düzeylerinin İncelenmesi: Gümüşhane Üniversitesi Örneği

Research paper thumbnail of KPD 06977 RESEARCH ARTICLE BULBUL

Lise öðrencilerinde umutsuzluk, baðlanma stili ve aile yapýsýnýn madde kullanma eðilimini yordama... more Lise öðrencilerinde umutsuzluk, baðlanma stili ve aile yapýsýnýn madde kullanma eðilimini yordama gücü Hopelessness, attachment style and family structure's predictive power in substance abuse proclivity among high school students SUMMARY Objective: This study aimed to examine the relationships on hopelessness, attachment styles, family structure and substance abuse proclivity of high school students. Method: Sampling of the study consisted of totally 903 high school students (513 female, 390 male) studying a province that has a big city status in Black Sea Region in 2015-2016 educational year. The age of the students in the sample, ranged from 14 to 20 mean of their age was 16.33 (SD= 1.14). So, demographical information form (DIF), Beck Hopelessness Scale (BHS), Relationship Scale Questionnaire (RSQ), Family Structuce Evaluation Scale and Substance Abuse Proclivity Scale (SAP) was applied to participants as groups in a class. The data were analysed using Spearman's Brown Rank Test and multiple regression. Results: As a results of the analysis, it was found that there were positive relationships between the high school students' substance abuse proclivity and hopelessness, preoccupied attachment style among all the attachment styles and unity, management and competence dimensions of family structure; that the hopelessness, attachment styles and family structure explained the 11% of the substance abuse proclivity Discussion: The results of the study have showed that there is a relationship among the substance abuse proclivity, hopelessness, attachment styles and family structure.

Research paper thumbnail of ADDICTA 5(4) Liseli Ergenlerde Madde Kullanma Eğiliminin Kişisel, Sosyal ve Akademik Değişkenler Açısından Karşılaştırılması

ADDICTA: THE TURKISH JOURNAL ON ADDICTIONS, 2018

Madde kullanımı gelişmiş ülkeler de dâhil olmak üzere özellikle ergenlik dönemindeki bireyler ara... more Madde kullanımı gelişmiş ülkeler de dâhil olmak üzere özellikle ergenlik dönemindeki bireyler arasında artan bir şekilde sorun hâline gelmekte ve gün geçtikçe kullanılan maddelerin çeşitliliği artmaktadır. Bu
çalışmada farklı lise türlerinde öğrenim gören ergen bireylerin madde kullanma eğilimlerinin bazı kişisel, sosyal ve akademik değişkenlere dayalı olarak incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırma grubunu farklı lise
türlerinde öğrenim görmekte olan 513’ü kız (%56,8) ve 390’ı erkek (%43,2) olmak üzere toplam 903
öğrenci oluşturmaktadır. Araştırma grubunda yer alan öğrencilerin yaşları 14 ile 21 arasında değişmekte olup yaş ortalaması 16.33’tür (SS= 1.14). Çalışmanın verileri araştırmacılar tarafından hazırlanan Kişisel
Bilgi Formu ve Madde Kullanma Eğilimi Ölçeği ile toplanmıştır. Araştırma sonucunda, lise öğrencilerinin madde kullanma eğilimi puanlarının cinsiyet durumuna, lise türüne, sınıf düzeyine, aile gelir düzeyine, aile
tutumuna, kişinin kendisinin ve ailesinin madde kullanma durumuna dayalı anlamlı farklılık gösterdiği, ama aile tipine ve kardeşler arası konuma dayalı anlamlı farklılıkların olmadığı belirlenmiştir. Elde edilen
bulgular, literatür bilgileri ışığında tartışılmıştır. Bu araştırmanın sonuçlarının ergen bireylerin madde kullanma eğilimlerinin belirlenmesi ve bu kapsamda önleyici çalışmaların yapılması açısından katkı
sağlayacağı düşünülmektedir.

Research paper thumbnail of Gender moderates the relationships between childhood abuse experiences and mental disorders later in life: a cross-sectional study among university students in Turkey

British Journal of Guidance & Counselling

Research paper thumbnail of Analysis of Studies about Academic Anxiety: A Thematic Review

Psikiyatride Guncel Yaklasimlar - Current Approaches in Psychiatry

The aim of this research was to analyze academic anxiety studies in the literature using the them... more The aim of this research was to analyze academic anxiety studies in the literature using the thematic review method and to determine the current trend in this field. In the research, a meta-synthesis study was carried out including 61 studies, 3 of which were theses and 58 were articles, published between 1981-2021. The studies used in the research were accessed in Dissertations and Theses Global-Proquest, Eric-EBSCOhost, MEDLINE, Science Direct, Scopus, SpringerLink, Taylor and Francis Online, Wiley, ULAKBIM, YÖK Thesis Center and Google Scholar databases. Published articles or theses about determining the nature of academic anxiety in the literature were included in the study. In the examined studies, the relationship of academic anxiety with more than one variable was investigated and it was determined that most studies focused on examining the differences based on demographic variables. The survey model was the most frequently chosen research method, and qualitative research met...

Research paper thumbnail of Psikolojik Sağlamlığı Değerlendirme Ölçeği: Türkçe Versiyonuna İlişkin İlk Psikometrik Bulgular

Istanbul University - DergiPark, Mar 23, 2021

Bu çalışmanın amacı Psikolojik Sağlamlığı Değerlendirme Ölçeği'nin (PSDÖ) Türkçe formunun psikome... more Bu çalışmanın amacı Psikolojik Sağlamlığı Değerlendirme Ölçeği'nin (PSDÖ) Türkçe formunun psikometrik özelliklerinin değerlendirilerek, uyarlama çalışmasının yapılmasıdır. Araştırma grubunu Trabzon Üniversitesi'nde öğrenimlerine devam etmekte olan 377 kadın ve 181 erkek olmak üzere toplam 558 öğrenci oluşturmaktadır. Katılımcıların yaşları 18 ile 38 arasında değişmekte olup, yaşları ortalaması 19.94'tür (Ss= 1.98). Çalışma kapsamında yapılan doğrulayıcı faktör analizi sonucunda modelin kabul edilebilir uyum indekslerine sahip olduğu belirlenmiş ve iki boyutlu yapısına yönelik hipotez modelinin evrende doğrulandığı sonucuna varılmıştır. Ölçüt bağıntılı geçerliği sonuçlarına göre PSDÖ ile Kısa Psikolojik Sağlamlık, Yaşam Doyumu ve Oxford Mutluluk Ölçeği arasında pozitif yönde anlamlı düzeyde ilişkiler bulunmuştur. Ölçeğin, Cronbach alfa değeri .85, öz yeterlik olarak adlandırılan Faktör 1'in .78 ve özgüven olarak adlandırılan Faktör 2'nin .79, olarak hesaplanmıştır. Eş değer yarılar arasındaki güvenirlik katsayısının ise .72 ile yüksek güvenirliğe sahip olduğu tespit edilmiştir. Araştırma sonucunda Psikolojik Sağlamlığı Değerlendirme Ölçeği'nin üniversite öğrencileri örnekleminde psikolojik sağlamlığı ölçmede geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olduğu belirlenmiştir.

Research paper thumbnail of Do psychological resilience and life satisfaction affect happiness levels of individuals A case study for Trabzon University

International Journal of Happiness and Development

Research paper thumbnail of Çocuk İstismarı ve İhmalini Anlamak: Ekolojik Bir Yaklaşım

Toplum ve Sosyal Hizmet

Çocuk istismarı ve ihmali, özellikle son yıllarda ruh sağlığı alanında çalışan profesyoneller içi... more Çocuk istismarı ve ihmali, özellikle son yıllarda ruh sağlığı alanında çalışan profesyoneller için bir endişe kaynağı olmuştur. İlgili literatürde çocuk istismarını anlamak, istismara yol açan risk faktörlerini tanımlamak ve çocuğa yönelik istismarı önlemek için çeşitli yaklaşımlar bulunmaktadır. Ne yazık ki, bu yaklaşımların genellikle çocuk istismarı gibi karmaşık bir sosyal sorunu anlamak ve ortadan kaldırmak için yetersiz kaldığı görülmektedir. Son yıllarda, çocuk istismarının etiyolojisi ve süreçlerini açıklamak üzere daha kapsamlı bir yaklaşım olan ekolojik modelin ilgili literatüre dahil edildiği dikkat çekmektedir. Ekolojik yaklaşıma göre çocuk istismarı, tek başına hareket eden bir etkinin değil, çok sayıda faktörün etkileşimi sonucunda meydana gelir. İstismara yönelik araştırma ve uygulamaları yürütmek için sistematik bir çerçeve sağlayan bu model, çocuk istismarı ve ihmalini anlamaya katkı sağlayan en kapsamlı modeldir. Bu çalışmada çocuk istismarı olgusu ekolojik model çerçevesinde değerlendirilmekte ve bu kapsamda alanda çalışan uzmanlara makro, mezo ve mikro düzeyde pratik öneriler sunulmaktadır.

Research paper thumbnail of Covid 19 Pandemisi ve Akademisyenler: Psikolojik Yansımalar ve Sosyal Yaşam Üzerindeki Etkileri

Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi

The aim of this study is to investigate the psychological effects of the covid-19 pandemic on aca... more The aim of this study is to investigate the psychological effects of the covid-19 pandemic on academics, which is facing all countries of the world and has become a global health emergency. The current research was carried out with the phenomenological research method, one of the qualitative research designs. The working group was formed by 10 academicians who are working in different positions at a state university in Trabzon in 2020. The research data were obtained by semi-structured interview technique, and content analysis was used to analyze the data. As a result of the research, during the Covid-19 pandemic, it was found that academics experienced various negative emotions, especially anxiety and fear; also they experienced various physical, psychological and social problems, and it was determined that they used problemfocused, emotion-focused and religious coping methods to cope with the problems experienced in this process. However, academics stated that despite the difficulties experienced during the pandemic, they also had the opportunity to grow and develop, re-evaluate the meaning of life, and strengthen family ties. The findings obtained as a result of the study were discussed in the light of the relevant literature. It is thought that the current study findings can help to develop effective interventions by contributing to a better understanding of the psychological reflections and effects of the Covid-19 pandemic crisis which is an unexpected and unknown phenomenon, and its effects on individuals and how to prevent psychological trauma.

Research paper thumbnail of Tek Ebeveyn Olan Annelerin Psikolojik Sağlamlıkları ile Yaşam Doyumları Arasındaki İlişkide Umut ve Affetmenin Aracı Rolü

Ege Eğitim Dergisi

Bu araştırmanın amacı tek ebeveyn olan annelerin psikolojik sağlamlıkları ile yaşam doyumları ara... more Bu araştırmanın amacı tek ebeveyn olan annelerin psikolojik sağlamlıkları ile yaşam doyumları arasındaki ilişkide umut ve affetmenin aracı rolünün incelenmesidir. Araştırmanın örneklemini yaşları 23 ile 69 arasında değişen ve yaşları ortalaması 41.62 (SS = 8.79) olan 256 tek ebeveyn anne oluşturmaktadır. Okul psikolojik danışmanları aracılığıyla ulaşılan tek ebeveyn annelere COVID-19 salgını nedeniyle online yollarla ölçekler uygulanmıştır. Araştırmada Kişisel Bilgi Formu, Kısa Psikolojik Sağlamlık Ölçeği, Yetişkin Yaşam Doyumu Ölçeği, Sürekli Umut Ölçeği ve Heartland Affetme Ölçeği kullanılmıştır. Veriler SPSS 24.0 programı ve PROCESS eklentisi ile analiz edilmiştir. Yapılan analizler sonucunda, psikolojik sağlamlık, yaşam doyumu, umut ve affetme arasında anlamlı pozitif ilişkilerin olduğu; psikolojik sağlamlık ile yaşam doyumu arasındaki ilişkide umut ve affetmenin sıralı aracı rol üstlendiği gözlenmiştir. Bu bağlamda düşünüldüğünde, tek ebeveyn olan annelerin psikolojik sağlamlık düzeylerinin artması umut düzeylerini de arttırabileceği anlamına gelmektedir. Bununla birlikte umut düzeylerindeki artış affetme düzeylerini de arttırarak yaşamdan daha fazla doyum almalarını sağlayabilecektir. Araştırmada test edilen modele yönelik bulgular ilgili alanyazın çerçevesinde tartışılarak teorik ve uygulama temelli çalışmalara doğurgularından bahsedilmiştir.

Research paper thumbnail of Assessment of the Effectiveness of Cognitive Behavioral Group Therapies in the Treatment of Insomnia in Cancer Survivors: A meta-analysis

Journal of Cognitive-Behavioral Psychotherapy and Research, 2021

Research paper thumbnail of Hopelessness, attachment style and family structure’s predictive power in substance abuse proclivity among high school students

Journal of Clinical Psychiatry, 2018

Objective: This study aimed to examine the relationships on hopelessness, attachment styles, fami... more Objective: This study aimed to examine the relationships on hopelessness, attachment styles, family structure and substance abuse proclivity of high school students. Method: Sampling of the study consisted of totally 903 high school students (513 female, 390 male) studying a province that has a big city status in Black Sea Region in 2015-2016 educational year. The age of the students in the sample, ranged from 14 to 20 mean of their age was 16.33 (SD= 1.14). So, demographical information form (DIF), Beck Hopelessness Scale (BHS), Relationship Scale Questionnaire (RSQ), Family Structuce Evaluation Scale and Substance Abuse Proclivity Scale (SAP) was applied to participants as groups in a class. The data were analysed using Spearman's Brown Rank Test and multiple regression. Results: As a results of the analysis, it was found that there were positive relationships between the high school students' substance abuse proclivity and hopelessness, preoccupied attachment style among all the attachment styles and unity, management and competence dimensions of family structure; that the hopelessness, attachment styles and family structure explained the 11% of the substance abuse proclivity Discussion: The results of the study have showed that there is a relationship among the substance abuse proclivity, hopelessness, attachment styles and family structure.

Research paper thumbnail of The Relationship between University Students' Music Preferences and Drug Abuse Tendencies and Personality Traits

Universal Journal of Educational Research, 2018

The purpose of this study is to determine whether music preferences differ in terms of drug abuse... more The purpose of this study is to determine whether music preferences differ in terms of drug abuse tendencies and personality traits with regard to the type of music that music teacher candidates listen to. The research group of the study was comprised of 141 university students. Research data were collected using the Substance Use Tendency Scale, the Adjective-Based Personality Test (ABPT), and the Personal Information Form developed by the researchers. Pop music (93.6%) was determined to be the music type most listened to, and Heavy Metal music (21.3%) music the type least listened to. While the students were determining their music preferences, they indicated that the moods (99.3%) and the melody of the music (98.6%) were primarily important. The results of the analysis show that there are significant differences in music preferences based on the tendency for drug abuse and on personality traits. Findings have been discussed in the light of the relevant literature, and proposals have been made to professionals working in the fields of research, music therapy and music education.

Research paper thumbnail of Liseli Ergenlerde Madde Kullanma Eğiliminin Kişisel, Sosyal ve Akademik Değişkenler Açısından Karşılaştırılması

Addicta: The Turkish Journal on Addictions, 2018

Madde kullanımı gelişmiş ülkeler de dâhil olmak üzere özellikle ergenlik dönemindeki bireyler ara... more Madde kullanımı gelişmiş ülkeler de dâhil olmak üzere özellikle ergenlik dönemindeki bireyler arasında artan bir şekilde sorun hâline gelmekte ve gün geçtikçe kullanılan maddelerin çeşitliliği artmaktadır. Bu çalışmada farklı lise türlerinde öğrenim gören ergen bireylerin madde kullanma eğilimlerinin bazı kişisel, sosyal ve akademik değişkenlere dayalı olarak incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırma grubunu farklı lise türlerinde öğrenim görmekte olan 513'ü kız (%56,8) ve 390'ı erkek (%43,2) olmak üzere toplam 903 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırma grubunda yer alan öğrencilerin yaşları 14 ile 21 arasında değişmekte olup yaş ortalaması 16.33'tür (SS= 1.14). Çalışmanın verileri araştırmacılar tarafından hazırlanan Kişisel Bilgi Formu ve Madde Kullanma Eğilimi Ölçeği ile toplanmıştır. Araştırma sonucunda, lise öğrencilerinin madde kullanma eğilimi puanlarının cinsiyet durumuna, lise türüne, sınıf düzeyine, aile gelir düzeyine, aile tutumuna, kişinin kendisinin ve ailesinin madde kullanma durumuna dayalı anlamlı farklılık gösterdiği, ama aile tipine ve kardeşler arası konuma dayalı anlamlı farklılıkların olmadığı belirlenmiştir. Elde edilen bulgular, literatür bilgileri ışığında tartışılmıştır. Bu araştırmanın sonuçlarının ergen bireylerin madde kullanma eğilimlerinin belirlenmesi ve bu kapsamda önleyici çalışmaların yapılması açısından katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

Research paper thumbnail of A study on developing an attitude scale towards multi-grade classrooms for elementary school teachers

Procedia - Social and Behavioral Sciences, 2011

The aim of this study is to develop an attitude scale towards multi-grade classrooms (AMC) for el... more The aim of this study is to develop an attitude scale towards multi-grade classrooms (AMC) for elementary school teachers who work in the Multi-grade Classrooms. The research was carried out with the total 215 elementary school teachers in Tokat and Samsun provinces in Turkey. The study carried out in five stages that are literature review, creating item pool, expert opinions, administer of scale and computing the reliability and validity. The five point rating scale consisted of 50 items was developed. The draft scale obtained has been applied to the total 205 elementary school teachers and as a result of factor analysis; the number of items in draft scale was reduced to 43. The Cronbach-Alpha internal integrity coefficient of the final version of the scale was found to be 0.81 after factor analysis was carried out. The scale has been ready to be used.

Research paper thumbnail of The Mediating Role of Cognitive Flexibility in the Relationship between Traumatic Experiences in the Childhood Period and Substance Abuse Proclivity

Journal of Rational-Emotive & Cognitive-Behavior Therapy, 2021

Within the scope of this study, the mediating effect of cognitive flexibility in the relationship... more Within the scope of this study, the mediating effect of cognitive flexibility in the relationship between traumatic experiences in the childhood period and substance abuse tendency was investigated. In the study 532 university students at undergraduate level participated. In selecting of the sample of this study, the convenience sampling methods in probability sampling methods were used. Participants completed a Demographic Information Form, Childhood Trauma Questionnaire-Short Form, Substance Abuse Proclivity Scale and Cognitive Flexibility Inventory. The results of the analysis found evidence of a positive significant correlation between all subdimensions of childhood traumatic experiences and substance abuse proclivity and negative significant correlations between all subdimensions of childhood abuse experiences and substance abuse tendency with cognitive flexibility. According to the mediation test results, cognitive flexibility was identified to play a partial mediating role in the correlation between all subdimensions of childhood abuse experiences and substance abuse tendency. The mediating role of cognitive flexibility in the relationship between childhood traumatic experiences and substance abuse tendency explained between 13 and 23% of the total effect. Mediating variable analysis showed that cognitive flexibility has a partial mediating effect between all subdimensions of childhood abuse experiences and substance abuse tendency.

Research paper thumbnail of Sınıf Öğretmenlerinin Çocuk İstismarı ve İhmaline Yönelik Bilgi ve Risk Tanıma Düzeylerinin İncelenmesi

Cocuklarin ailelerinden sonra en cok zaman gecirdikleri yerin okullar oldugu dusunuldugunde cocug... more Cocuklarin ailelerinden sonra en cok zaman gecirdikleri yerin okullar oldugu dusunuldugunde cocugun korunmasina dair en buyuk sorumlulugun egitim kurumlarinda calisan ogretmenler ve idarecilerde oldugunu soylemek mumkundur. Ogretmenler bu konunun aciga cikmasinda ve destek verilmesinde anahtar konumdadir. Istismarin taninmasi ve yetkili makamlara bildirilmesinde cogunlukla ve ilk olarak saglik calisanlari ile ogretmenler gorev alir, ayrica bu kisiler aile disinda cocugun iletisim kurdugu ilk yetiskinlerdir. Bu arastirmanin amaci, Gumushane ilinde calisan sinif ogretmenlerin cocuk istismar ve ihmali konusunda bilgi ve risk tanima duzeylerinin belirlenmesidir. Calisma nicel arastirma yontemlerinden betimsel tarama modeline uygun olarak yapilmistir. 2018-2019 egitim ogretim guz doneminde Gumushane il merkezinde gorev yapan tum sinif ogretmenleri calismaya dahil edilmis olup arastirmaya katilmayi kabul eden gonullu 52’si kadin (%54.2), 44’u erkek (%45.8) olmak uzere 96 ogretmene ulasilm...

Research paper thumbnail of Sosyal Hizmet Bölümü Öğrencilerinin Çocuk İstismarı ve İhmali Hakkındaki Bilgi Düzeylerinin İncelenmesi: Gümüşhane Üniversitesi Örneği

Research paper thumbnail of KPD 06977 RESEARCH ARTICLE BULBUL

Lise öðrencilerinde umutsuzluk, baðlanma stili ve aile yapýsýnýn madde kullanma eðilimini yordama... more Lise öðrencilerinde umutsuzluk, baðlanma stili ve aile yapýsýnýn madde kullanma eðilimini yordama gücü Hopelessness, attachment style and family structure's predictive power in substance abuse proclivity among high school students SUMMARY Objective: This study aimed to examine the relationships on hopelessness, attachment styles, family structure and substance abuse proclivity of high school students. Method: Sampling of the study consisted of totally 903 high school students (513 female, 390 male) studying a province that has a big city status in Black Sea Region in 2015-2016 educational year. The age of the students in the sample, ranged from 14 to 20 mean of their age was 16.33 (SD= 1.14). So, demographical information form (DIF), Beck Hopelessness Scale (BHS), Relationship Scale Questionnaire (RSQ), Family Structuce Evaluation Scale and Substance Abuse Proclivity Scale (SAP) was applied to participants as groups in a class. The data were analysed using Spearman's Brown Rank Test and multiple regression. Results: As a results of the analysis, it was found that there were positive relationships between the high school students' substance abuse proclivity and hopelessness, preoccupied attachment style among all the attachment styles and unity, management and competence dimensions of family structure; that the hopelessness, attachment styles and family structure explained the 11% of the substance abuse proclivity Discussion: The results of the study have showed that there is a relationship among the substance abuse proclivity, hopelessness, attachment styles and family structure.

Research paper thumbnail of ADDICTA 5(4) Liseli Ergenlerde Madde Kullanma Eğiliminin Kişisel, Sosyal ve Akademik Değişkenler Açısından Karşılaştırılması

ADDICTA: THE TURKISH JOURNAL ON ADDICTIONS, 2018

Madde kullanımı gelişmiş ülkeler de dâhil olmak üzere özellikle ergenlik dönemindeki bireyler ara... more Madde kullanımı gelişmiş ülkeler de dâhil olmak üzere özellikle ergenlik dönemindeki bireyler arasında artan bir şekilde sorun hâline gelmekte ve gün geçtikçe kullanılan maddelerin çeşitliliği artmaktadır. Bu
çalışmada farklı lise türlerinde öğrenim gören ergen bireylerin madde kullanma eğilimlerinin bazı kişisel, sosyal ve akademik değişkenlere dayalı olarak incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırma grubunu farklı lise
türlerinde öğrenim görmekte olan 513’ü kız (%56,8) ve 390’ı erkek (%43,2) olmak üzere toplam 903
öğrenci oluşturmaktadır. Araştırma grubunda yer alan öğrencilerin yaşları 14 ile 21 arasında değişmekte olup yaş ortalaması 16.33’tür (SS= 1.14). Çalışmanın verileri araştırmacılar tarafından hazırlanan Kişisel
Bilgi Formu ve Madde Kullanma Eğilimi Ölçeği ile toplanmıştır. Araştırma sonucunda, lise öğrencilerinin madde kullanma eğilimi puanlarının cinsiyet durumuna, lise türüne, sınıf düzeyine, aile gelir düzeyine, aile
tutumuna, kişinin kendisinin ve ailesinin madde kullanma durumuna dayalı anlamlı farklılık gösterdiği, ama aile tipine ve kardeşler arası konuma dayalı anlamlı farklılıkların olmadığı belirlenmiştir. Elde edilen
bulgular, literatür bilgileri ışığında tartışılmıştır. Bu araştırmanın sonuçlarının ergen bireylerin madde kullanma eğilimlerinin belirlenmesi ve bu kapsamda önleyici çalışmaların yapılması açısından katkı
sağlayacağı düşünülmektedir.