mehmet cemal ozturk - Academia.edu (original) (raw)
Papers by mehmet cemal ozturk
Edebiyat Ortamı, 2024
Filistin’in batıya açılan kapısı olan sahillerinde yaptırılan ribâtların amaçları arasında kulele... more Filistin’in batıya açılan kapısı olan sahillerinde yaptırılan ribâtların amaçları arasında kulelerinden gözetlenen Hristiyan gemilerindeki Müslüman esirleri tespit etmek bulunmaktaydı. Ribât görevlilerinin haber vermesiyle sahile gelen halktan toplanan paralarla esirler kurtarılmaktaydı. Bu ribâtlardan ikisi olan Kefer-Lâm ve Azdûd varlığını kısmen devam ettirmektedir.
Hacı Bayram-ı Velî V, 2020
Bayramiyye tarikatının tacı başlangıçta on iki terkli iken Hacı Bayram tarafından ... more Bayramiyye tarikatının tacı başlangıçta on iki terkli iken Hacı Bayram tarafından altı terkli beyaz çuhaya dönüştürülmüştü. Tacın boyu başlangıçta namazda sütrelik edecek kadar uzun iken sonraları kısaltılmıştır. Günümüzde, eski eser restorasyonlarında gözle görülür bir gelişme olmakla birlikte türbe restorasyonlarında bazı ayrıntı sayıldığını düşündüğümüz konular bulunmaktadır. Sanduka taçları ve türbelerde bulunan levhalar geleneksel önem taşımaktadır. Tarikat tac’ları her tarikata özgü olup, birbirlerinden ayrılan alamet-i farikalarındandır. Tarihte, tarikat cihazları ile ilgili eserler kaleme alınırken, tac’larla ilgili müstakil risaleler kaleme alınmıştır. Bu eserler ve Bayramilikten günümüze intikal eden tekke hazireleri ve türbeleri incelenerek, Bayramiye ve kollarının taçlarının özellikleri görülerek, bundan sonra yapılacak retorasyonlarda bu gibi konulara dikkat çekilmesi düşünülmektedir. Ayrıca son dönem türbedarlarından Mustafa Düzgünman merhumdan intikal eden bilgilerle genel olarak türbedarlık hususiyetleri de tesbit edilmeye çalışılacaktır
Seyyid Nizam hz.ve Seyyid Nizam Külliyesi, 2018
Geçmişten Günümüze Giresun’da Dinî ve Kültürel Hayat Sempozyumu -I, 2013
Son yıllarda yapılan araştırmalar neticesinde Giresun yöresinin tarihinde iz bırakmış tarihi şahs... more Son yıllarda yapılan araştırmalar neticesinde Giresun yöresinin tarihinde iz bırakmış tarihi şahsiyetler arasında tekke ve zaviye kurucularının varlığı tespit edilmiş, bunların yörenin tarihinde icra ettikleri fonksiyonlar üzerinde durulmuştur. Bu çalışmalardan öğrendiğimiz kadarıyla Giresun yöresinde, Müslüman Türklerin fetih sürecine girdiği 12.yüzyıldan itibaren bölgede zaviye kurucusu dervişlerin sosyal hayatın çoğu alanında etkinliği söz konusudur. Şebinkarahisar Avutmuş mahallesindeki Şeyh Süleyman ve Hasan şeyh köyündeki Şeyh Hasan bu hususta örnek gösterilebilecek ilk dervişler olarak karşımıza çıkmaktadır
Uluslararası Antep-Halep Vakıfları Sempozyum Bildirileri (2009 Gaziantep) = Waqfs in Ayntab & Aleppo, 2014
Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nde Halep Tekkeleriyle ilgili bazı belgeler bulunmaktadır. Antep-Halep... more Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nde Halep Tekkeleriyle ilgili bazı belgeler bulunmaktadır. Antep-Halep Vakıflan Sempozyumuna sunmak üzere bunların arasından seçtiğimiz belgelerle, Halep Mevlevlhanesi (2),
Kadiri-Salihiye ve Cünşiyye (2), Rifai-Sayyadi (2), Bektaşi-Bayram Baba (1), Ebubekir Vefai (2), Kırklar (5) ve Özbek-Hindi (Nakşi?) (1) Tekkeleri ele alınacaktır. Bu belgeler 1213 (1798) ve 1321 (1905) tarihleri
arasında düzenlenmiş olup, söz konusu tekkelerde nişan itası, şeyhlik onayı, dergah arazisi üzerine yapılan dükkanlar için ruhsatiye, vakfedilen dükkanlann intikali, türbe tamiri, taamiyyelerin artırılması, gayr-ı sahih diye el konan vakıf arazilerinin iadesi, çökme tehlikesi altındaki kubbenin tamiri, istimlak edilen vakıf değirmen ve dükkaniardan doğan hukuki mücadele gibi konulan içermektedirler.
V. Vize Tarih ve Kültür Sempozyumu, Vize Belediyesi, 17-18 Mayıs 2012, 2012
Sabah Ülkesi, 2015
Rumeli'nin fethinde dergahların rolü ve rumeli dergahlarının altın çağı, rumeli'deki belli-başlı ... more Rumeli'nin fethinde dergahların rolü ve rumeli dergahlarının altın çağı, rumeli'deki belli-başlı tekke ve şeyhler hakkında kısa bir tarihçe.
Osmanlı Coğrafyası Kültürel Arşiv Mirasının Yönetimi ve Tapu Arşivlerinin Rolü Uluslararası Kongresi, 21-23 Kasım 2012,, 2013
Beykoz Hâfız Efendi tekkesi, Tanzimattan önce kurulmuş, vakfiyesinin takîbinde şeyhülislâmlık yet... more Beykoz Hâfız Efendi tekkesi, Tanzimattan önce kurulmuş, vakfiyesinin takîbinde şeyhülislâmlık yetkili kılınmıştır. Ancak vakıfların Evkāf Nezâreti’ne bağlanmasıyla vakıf kayıtlarının yazımına önem verilmiştir. Tekke ile ilgili ele alınacak vakfiye Tanzimat öncesine, Vakıf İcâre Defteri ise Evkāf Nezâreti sonrasına birer örnek teşkil etmek üzere ele alınacaktır. Ayrıca, Başbakanlık Osmanlı Arşivi’ndeki tekke ile ilgili evraklar incelenerek vakfın durumu izlenecektir.
The Hafiz Efendi Lodge of Beykoz was founded before Tanzîmât, and the official body placed in charge of its supervision was the Office of the Sheikh of Islam. However, the placement of all endowments under the supervision of the Ministry of Endowments brought out the importance of keeping endowment records. The waqf charter of the lodge will be analyzed as an example of the pre-Tanzîmât period, whereas the Endowment Leasing Register [Vakıf İcare Defteri] will be analyzed as an example of the era after the establishment of the Ministry of Endowments.
Sabah Ülkesi Dergisi, 2013
Tekke kelimesi farsça olup, istinad edilecek, dayanak anlamındaki tekye kelimesinden gelmektedir.... more Tekke kelimesi farsça olup, istinad edilecek, dayanak anlamındaki tekye kelimesinden gelmektedir. Tarih boyunca kurum için tekkenin yanısıra, zâviye, hankah, âsitane ve dergâh gibi birbirinden pek farklı anlamlara gelmeyen isimler de almıştır. Genel kabule göre ilk tekke birçok manastırın da bulunduğu Şam taraflarındaki Remle'de, bölgenin Hristiyan idarecisi tarafından Ebu Haşim el-Kufi (öl. 767) 1 için açılmıştır. İlk seyyahlardan İbn-i Cübeyr (öl. 1217) ve İbn-i Battuta (öl. 1369) seyahatnamelerinde, yolculukları esnasında kaldıkları tekkeleri anlatmakta, buralarda yolculara karşı sergilenen güzel davranışları, tekkelerin gelirlerini, yaptıranları hizmetleri, tekke ve çevresindeki günlük hayatı ve tekkelerin müdavimleri dervişler ile ilgili bilgiler vermektedirler. Birçok devlet adamı ve
V. Eyüp Sultan Sempozyumu, 5 – 7 Mayıs 2000, 2000
Mjesto i uloga derviških redova u Bosni i Hercegovini: Zbornik radova povodom obilježavanja 800 godina od rođenja Dželaluddina Rumija ,13-15 Decembar 2007, 2011
Khalwatiyyah was introduced to Anatolia first by Pîr İlyas Şücauddin, whose tomb is in the Black ... more Khalwatiyyah was introduced to Anatolia first by Pîr İlyas Şücauddin, whose tomb is in the Black Sea town of Amasya, and to İstanbul by Pîr Muhammad Jamaluddin al-Khalwati, who left this world on his way to pilgrimage near Damascus in 1497. As for the Thrace (Rumelia), Khalwatiyyah was introduced by Pîr Muhammed Cemaluddin Khalwati (d.1494) and Pîr Ramazanaddin Makhfi, (d.1616). There is some documents in the Ottoman archives belong mainly to the Gazi Husrev Beg Tekke (or Hankah) in Sarajevo, the Elçi (Ambassador) İbrahim Pashina Tekke in Travnik and the Blagaj Tekke in Mostar. Also, two of the documents found are about the post of the tomb-keeper in the tomb of Gazi İbrahim Beg in Travnik and Sheikh Abdussamet who had come to Bosnia on a visit from Baghdad.
VII. Üsküdar Sempozyumu, 2-4 Kasım 2012, 2010
Üsküdar, İstanbul’un fethiyle beraber Fatih camii, Rumi Mehmet Paşa külliyesi gibi eserlerle imar... more Üsküdar, İstanbul’un fethiyle beraber Fatih camii, Rumi Mehmet Paşa külliyesi gibi
eserlerle imar edilmeye başlanmıştır. Sıbyan mektebleri ihtiyaca göre inşa edilmiş,
Tanzimatla da mekteb-i ibtidâîler ilköğretimi sürdürmüştür. Sıbyan mektepleri hemen her mahallede bulunduğundan halk arasında Mahalle Mektebi adıyla anıldığı gibi, çoğu taşla yapılmış binalar olduğundan Taş Mektep de denirdi. Bu mektepler ekseriyetle camilere bitişik büyük bir odadan ibaretti. 1870 tarihlerinde yalnız Üsküdar'ın merkezinde faal 28 sıbyan mektebi vardı. Dersler elif-bâ, imlâ, ilm-i hâl ve hesaptı. Sonradan tarih ve coğrafya ilâve olmuştur. Erken başlayan dersler, ikindiye kadar devam ederdi. Hatim indiren mektebi bitirmiş olurdu. 1927 senesinde Vakıflar Müdürlüğü’ne bağlı olan sıbyan mektepleri, özel idareye devredilmiş, özel idare de bunların çoğunu tarihi ve mimari değeri olmadığından satmış, nihayetinde de yıkılıp, gitmişlerdir. Üsküdar sıbyan mekteplerini incelediğimizde sayının altmışa kadar ulaştığı görülmektedir. Bunlardan bazıları tarih boyunca çeşitli sebeplerle harap olduklarından yenilenmişler ve tamir ettirenlerin isimleriyle anılır olmuşlardır. Elimizdeki kaynaklara ve Osmanlı Arşivi kayıtlarına göre Üsküdar Sıbyan mekteplerinden, Mihrimah Sultan, Solak Sinan, Hz. Hüdai, Fıstıklı (Hatice Sultan), Esma Sultan, Hacı Selim Ağa ve Selimiye mektepleri örnek olmak üzere bu tebliğde ele alınmıştır.
Anahtar kelimeler: Üsküdar, Sıbyan Mektebi, İbtidai Mekteb, Eğitim
Sinan Ümmî İrfan ve Sevgi Sempozyumu, Elmalı-Antalya, 2010, 2011
Abdal Musa ile ilgili bazı arşiv belgeleri, Ayşegül Altınova tarafından incelenerek, Gazi Ünivers... more Abdal Musa ile ilgili bazı arşiv belgeleri, Ayşegül Altınova tarafından incelenerek, Gazi Üniversitesi, Hacı Bektaş Veli Araştırma Merkezi dergisinde yayınlanmıştır.
Ahmet Hezarfen ve Cemal Şener tarafından da “Osmanlı Arşivi’nde Mühimme ve İrade Defterlerinde Aleviler ve Bektaşiler” adıyla yayınlanan eserde, Abdal Musa dergâhı ile ilgili altı belge incelenmiş, belgelerin aslı, okunuşları ve özetleri verilmiştir.
Bu tebliğimizde, bu belgelerin dışında, Başbakanlık Osmanlı Arşiv’inde bulunan ve 1147/1735 ile 1335/1917 arasındaki tarihi kapsayan belgeler ele alınacaktır.
Üsküdar Sempozyumu- I, 23-25 Mayıs 2003-İstanbul, 2003
Uluslararası Aziz Mahmud Hüdayi Sempozyumu, 2005, 2005
Komfluluk dinimizce üzerinde durulan önemli konulardan birisidir. Öyle ki, atasözü ve deyimlerimi... more Komfluluk dinimizce üzerinde durulan önemli konulardan birisidir. Öyle ki, atasözü ve deyimlerimize dahi, "ahretlik", "ev alma komflu al", "kötü komflu in-san› ev sahibi yapar" gibi ifadeler oluflmas›na sebeb olmufltur. Hatta kabir komflulu¤unun da etkili olaca¤›na dair gelen haberler ise ‹slamiyet'in Medine devrinden itibaren flehidlik ve flehir mezarl›klar›n›n önemini ar-t›rm›flt›r diyebiliriz. fiehidlik ve mezarl›klar›n bafl›nda ise Ravza-i Mutahhara denilen Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)`in ve Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer (r.a.)`in kabr-i flerifleri, Hz. Hatice validemizin medfun bulunduklar› Mekke`deki Cennetü'l-Mualla, ehl-i beytten ve ashabtan bir çok zat›n medfun oldukla-r› Medine'deki Cennetü'l-Baki kabristanlar› ile Hz. Hamza (r.a.)'›n medfun oldu-¤u Uhud fiehidli¤i gelmektedir. Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)`in hayat›nda bafllayan ‹slam fetihleri ile ashab-› kiram efendilerimiz (r.a.) gittikleri co¤rafyada ya flehid olarak veya vefat ederek gömülmeleriyle o beldelerde mezarl›klar teflekkül etmeye bafllam›flt›r. Keza tabiinden bafllayarak günümüze kadar hayatlar›nda insanlarca örnek olarak tan›nan kiflilerin kabirlerinin etraf› kendilerini sevenler taraf›ndan gömülmek istenilen bafll›ca yerler olmufllard›r. ‹stanbul'un da 857/1453 tarihinde Fatih Sultan Mehmed taraf›ndan fethedilmesinden sonra Fatih'in hocalar›ndan Akflemseddin hazretleri taraf›ndan keflfedilerek bulunan Hz. Halid bin Zeyd Eba Eyyube'l-Ensari(r.a.)'›n kabri etraf›nda Eyyub Sultan kabristan› ve daha sonra da Karacaahmed, Merkez Efendi ve Yahya Efendi kabristanlar› insanlar›n gömülmek istedikleri mezarl›klar olmufllard›r. Cami ve tekkelerin banileri, genelde bu binalar›n k›ble cihetine defnedilerek hazirelerin oluflmas›na sebeb olmufllard›r. Üsküdar'da mevcud 92 cami ve 44 tekkenin hemen hepsinin ufak-büyük bir haziresi mevcuttur. Yedisi asitane olan
Prilozi za Orijentalnu Filologiju, Jan 1, 2011
Encyclopedia Entries by mehmet cemal ozturk
Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, 2012
Edebiyat Ortamı, 2024
Filistin’in batıya açılan kapısı olan sahillerinde yaptırılan ribâtların amaçları arasında kulele... more Filistin’in batıya açılan kapısı olan sahillerinde yaptırılan ribâtların amaçları arasında kulelerinden gözetlenen Hristiyan gemilerindeki Müslüman esirleri tespit etmek bulunmaktaydı. Ribât görevlilerinin haber vermesiyle sahile gelen halktan toplanan paralarla esirler kurtarılmaktaydı. Bu ribâtlardan ikisi olan Kefer-Lâm ve Azdûd varlığını kısmen devam ettirmektedir.
Hacı Bayram-ı Velî V, 2020
Bayramiyye tarikatının tacı başlangıçta on iki terkli iken Hacı Bayram tarafından ... more Bayramiyye tarikatının tacı başlangıçta on iki terkli iken Hacı Bayram tarafından altı terkli beyaz çuhaya dönüştürülmüştü. Tacın boyu başlangıçta namazda sütrelik edecek kadar uzun iken sonraları kısaltılmıştır. Günümüzde, eski eser restorasyonlarında gözle görülür bir gelişme olmakla birlikte türbe restorasyonlarında bazı ayrıntı sayıldığını düşündüğümüz konular bulunmaktadır. Sanduka taçları ve türbelerde bulunan levhalar geleneksel önem taşımaktadır. Tarikat tac’ları her tarikata özgü olup, birbirlerinden ayrılan alamet-i farikalarındandır. Tarihte, tarikat cihazları ile ilgili eserler kaleme alınırken, tac’larla ilgili müstakil risaleler kaleme alınmıştır. Bu eserler ve Bayramilikten günümüze intikal eden tekke hazireleri ve türbeleri incelenerek, Bayramiye ve kollarının taçlarının özellikleri görülerek, bundan sonra yapılacak retorasyonlarda bu gibi konulara dikkat çekilmesi düşünülmektedir. Ayrıca son dönem türbedarlarından Mustafa Düzgünman merhumdan intikal eden bilgilerle genel olarak türbedarlık hususiyetleri de tesbit edilmeye çalışılacaktır
Seyyid Nizam hz.ve Seyyid Nizam Külliyesi, 2018
Geçmişten Günümüze Giresun’da Dinî ve Kültürel Hayat Sempozyumu -I, 2013
Son yıllarda yapılan araştırmalar neticesinde Giresun yöresinin tarihinde iz bırakmış tarihi şahs... more Son yıllarda yapılan araştırmalar neticesinde Giresun yöresinin tarihinde iz bırakmış tarihi şahsiyetler arasında tekke ve zaviye kurucularının varlığı tespit edilmiş, bunların yörenin tarihinde icra ettikleri fonksiyonlar üzerinde durulmuştur. Bu çalışmalardan öğrendiğimiz kadarıyla Giresun yöresinde, Müslüman Türklerin fetih sürecine girdiği 12.yüzyıldan itibaren bölgede zaviye kurucusu dervişlerin sosyal hayatın çoğu alanında etkinliği söz konusudur. Şebinkarahisar Avutmuş mahallesindeki Şeyh Süleyman ve Hasan şeyh köyündeki Şeyh Hasan bu hususta örnek gösterilebilecek ilk dervişler olarak karşımıza çıkmaktadır
Uluslararası Antep-Halep Vakıfları Sempozyum Bildirileri (2009 Gaziantep) = Waqfs in Ayntab & Aleppo, 2014
Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nde Halep Tekkeleriyle ilgili bazı belgeler bulunmaktadır. Antep-Halep... more Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nde Halep Tekkeleriyle ilgili bazı belgeler bulunmaktadır. Antep-Halep Vakıflan Sempozyumuna sunmak üzere bunların arasından seçtiğimiz belgelerle, Halep Mevlevlhanesi (2),
Kadiri-Salihiye ve Cünşiyye (2), Rifai-Sayyadi (2), Bektaşi-Bayram Baba (1), Ebubekir Vefai (2), Kırklar (5) ve Özbek-Hindi (Nakşi?) (1) Tekkeleri ele alınacaktır. Bu belgeler 1213 (1798) ve 1321 (1905) tarihleri
arasında düzenlenmiş olup, söz konusu tekkelerde nişan itası, şeyhlik onayı, dergah arazisi üzerine yapılan dükkanlar için ruhsatiye, vakfedilen dükkanlann intikali, türbe tamiri, taamiyyelerin artırılması, gayr-ı sahih diye el konan vakıf arazilerinin iadesi, çökme tehlikesi altındaki kubbenin tamiri, istimlak edilen vakıf değirmen ve dükkaniardan doğan hukuki mücadele gibi konulan içermektedirler.
V. Vize Tarih ve Kültür Sempozyumu, Vize Belediyesi, 17-18 Mayıs 2012, 2012
Sabah Ülkesi, 2015
Rumeli'nin fethinde dergahların rolü ve rumeli dergahlarının altın çağı, rumeli'deki belli-başlı ... more Rumeli'nin fethinde dergahların rolü ve rumeli dergahlarının altın çağı, rumeli'deki belli-başlı tekke ve şeyhler hakkında kısa bir tarihçe.
Osmanlı Coğrafyası Kültürel Arşiv Mirasının Yönetimi ve Tapu Arşivlerinin Rolü Uluslararası Kongresi, 21-23 Kasım 2012,, 2013
Beykoz Hâfız Efendi tekkesi, Tanzimattan önce kurulmuş, vakfiyesinin takîbinde şeyhülislâmlık yet... more Beykoz Hâfız Efendi tekkesi, Tanzimattan önce kurulmuş, vakfiyesinin takîbinde şeyhülislâmlık yetkili kılınmıştır. Ancak vakıfların Evkāf Nezâreti’ne bağlanmasıyla vakıf kayıtlarının yazımına önem verilmiştir. Tekke ile ilgili ele alınacak vakfiye Tanzimat öncesine, Vakıf İcâre Defteri ise Evkāf Nezâreti sonrasına birer örnek teşkil etmek üzere ele alınacaktır. Ayrıca, Başbakanlık Osmanlı Arşivi’ndeki tekke ile ilgili evraklar incelenerek vakfın durumu izlenecektir.
The Hafiz Efendi Lodge of Beykoz was founded before Tanzîmât, and the official body placed in charge of its supervision was the Office of the Sheikh of Islam. However, the placement of all endowments under the supervision of the Ministry of Endowments brought out the importance of keeping endowment records. The waqf charter of the lodge will be analyzed as an example of the pre-Tanzîmât period, whereas the Endowment Leasing Register [Vakıf İcare Defteri] will be analyzed as an example of the era after the establishment of the Ministry of Endowments.
Sabah Ülkesi Dergisi, 2013
Tekke kelimesi farsça olup, istinad edilecek, dayanak anlamındaki tekye kelimesinden gelmektedir.... more Tekke kelimesi farsça olup, istinad edilecek, dayanak anlamındaki tekye kelimesinden gelmektedir. Tarih boyunca kurum için tekkenin yanısıra, zâviye, hankah, âsitane ve dergâh gibi birbirinden pek farklı anlamlara gelmeyen isimler de almıştır. Genel kabule göre ilk tekke birçok manastırın da bulunduğu Şam taraflarındaki Remle'de, bölgenin Hristiyan idarecisi tarafından Ebu Haşim el-Kufi (öl. 767) 1 için açılmıştır. İlk seyyahlardan İbn-i Cübeyr (öl. 1217) ve İbn-i Battuta (öl. 1369) seyahatnamelerinde, yolculukları esnasında kaldıkları tekkeleri anlatmakta, buralarda yolculara karşı sergilenen güzel davranışları, tekkelerin gelirlerini, yaptıranları hizmetleri, tekke ve çevresindeki günlük hayatı ve tekkelerin müdavimleri dervişler ile ilgili bilgiler vermektedirler. Birçok devlet adamı ve
V. Eyüp Sultan Sempozyumu, 5 – 7 Mayıs 2000, 2000
Mjesto i uloga derviških redova u Bosni i Hercegovini: Zbornik radova povodom obilježavanja 800 godina od rođenja Dželaluddina Rumija ,13-15 Decembar 2007, 2011
Khalwatiyyah was introduced to Anatolia first by Pîr İlyas Şücauddin, whose tomb is in the Black ... more Khalwatiyyah was introduced to Anatolia first by Pîr İlyas Şücauddin, whose tomb is in the Black Sea town of Amasya, and to İstanbul by Pîr Muhammad Jamaluddin al-Khalwati, who left this world on his way to pilgrimage near Damascus in 1497. As for the Thrace (Rumelia), Khalwatiyyah was introduced by Pîr Muhammed Cemaluddin Khalwati (d.1494) and Pîr Ramazanaddin Makhfi, (d.1616). There is some documents in the Ottoman archives belong mainly to the Gazi Husrev Beg Tekke (or Hankah) in Sarajevo, the Elçi (Ambassador) İbrahim Pashina Tekke in Travnik and the Blagaj Tekke in Mostar. Also, two of the documents found are about the post of the tomb-keeper in the tomb of Gazi İbrahim Beg in Travnik and Sheikh Abdussamet who had come to Bosnia on a visit from Baghdad.
VII. Üsküdar Sempozyumu, 2-4 Kasım 2012, 2010
Üsküdar, İstanbul’un fethiyle beraber Fatih camii, Rumi Mehmet Paşa külliyesi gibi eserlerle imar... more Üsküdar, İstanbul’un fethiyle beraber Fatih camii, Rumi Mehmet Paşa külliyesi gibi
eserlerle imar edilmeye başlanmıştır. Sıbyan mektebleri ihtiyaca göre inşa edilmiş,
Tanzimatla da mekteb-i ibtidâîler ilköğretimi sürdürmüştür. Sıbyan mektepleri hemen her mahallede bulunduğundan halk arasında Mahalle Mektebi adıyla anıldığı gibi, çoğu taşla yapılmış binalar olduğundan Taş Mektep de denirdi. Bu mektepler ekseriyetle camilere bitişik büyük bir odadan ibaretti. 1870 tarihlerinde yalnız Üsküdar'ın merkezinde faal 28 sıbyan mektebi vardı. Dersler elif-bâ, imlâ, ilm-i hâl ve hesaptı. Sonradan tarih ve coğrafya ilâve olmuştur. Erken başlayan dersler, ikindiye kadar devam ederdi. Hatim indiren mektebi bitirmiş olurdu. 1927 senesinde Vakıflar Müdürlüğü’ne bağlı olan sıbyan mektepleri, özel idareye devredilmiş, özel idare de bunların çoğunu tarihi ve mimari değeri olmadığından satmış, nihayetinde de yıkılıp, gitmişlerdir. Üsküdar sıbyan mekteplerini incelediğimizde sayının altmışa kadar ulaştığı görülmektedir. Bunlardan bazıları tarih boyunca çeşitli sebeplerle harap olduklarından yenilenmişler ve tamir ettirenlerin isimleriyle anılır olmuşlardır. Elimizdeki kaynaklara ve Osmanlı Arşivi kayıtlarına göre Üsküdar Sıbyan mekteplerinden, Mihrimah Sultan, Solak Sinan, Hz. Hüdai, Fıstıklı (Hatice Sultan), Esma Sultan, Hacı Selim Ağa ve Selimiye mektepleri örnek olmak üzere bu tebliğde ele alınmıştır.
Anahtar kelimeler: Üsküdar, Sıbyan Mektebi, İbtidai Mekteb, Eğitim
Sinan Ümmî İrfan ve Sevgi Sempozyumu, Elmalı-Antalya, 2010, 2011
Abdal Musa ile ilgili bazı arşiv belgeleri, Ayşegül Altınova tarafından incelenerek, Gazi Ünivers... more Abdal Musa ile ilgili bazı arşiv belgeleri, Ayşegül Altınova tarafından incelenerek, Gazi Üniversitesi, Hacı Bektaş Veli Araştırma Merkezi dergisinde yayınlanmıştır.
Ahmet Hezarfen ve Cemal Şener tarafından da “Osmanlı Arşivi’nde Mühimme ve İrade Defterlerinde Aleviler ve Bektaşiler” adıyla yayınlanan eserde, Abdal Musa dergâhı ile ilgili altı belge incelenmiş, belgelerin aslı, okunuşları ve özetleri verilmiştir.
Bu tebliğimizde, bu belgelerin dışında, Başbakanlık Osmanlı Arşiv’inde bulunan ve 1147/1735 ile 1335/1917 arasındaki tarihi kapsayan belgeler ele alınacaktır.
Üsküdar Sempozyumu- I, 23-25 Mayıs 2003-İstanbul, 2003
Uluslararası Aziz Mahmud Hüdayi Sempozyumu, 2005, 2005
Komfluluk dinimizce üzerinde durulan önemli konulardan birisidir. Öyle ki, atasözü ve deyimlerimi... more Komfluluk dinimizce üzerinde durulan önemli konulardan birisidir. Öyle ki, atasözü ve deyimlerimize dahi, "ahretlik", "ev alma komflu al", "kötü komflu in-san› ev sahibi yapar" gibi ifadeler oluflmas›na sebeb olmufltur. Hatta kabir komflulu¤unun da etkili olaca¤›na dair gelen haberler ise ‹slamiyet'in Medine devrinden itibaren flehidlik ve flehir mezarl›klar›n›n önemini ar-t›rm›flt›r diyebiliriz. fiehidlik ve mezarl›klar›n bafl›nda ise Ravza-i Mutahhara denilen Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)`in ve Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer (r.a.)`in kabr-i flerifleri, Hz. Hatice validemizin medfun bulunduklar› Mekke`deki Cennetü'l-Mualla, ehl-i beytten ve ashabtan bir çok zat›n medfun oldukla-r› Medine'deki Cennetü'l-Baki kabristanlar› ile Hz. Hamza (r.a.)'›n medfun oldu-¤u Uhud fiehidli¤i gelmektedir. Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)`in hayat›nda bafllayan ‹slam fetihleri ile ashab-› kiram efendilerimiz (r.a.) gittikleri co¤rafyada ya flehid olarak veya vefat ederek gömülmeleriyle o beldelerde mezarl›klar teflekkül etmeye bafllam›flt›r. Keza tabiinden bafllayarak günümüze kadar hayatlar›nda insanlarca örnek olarak tan›nan kiflilerin kabirlerinin etraf› kendilerini sevenler taraf›ndan gömülmek istenilen bafll›ca yerler olmufllard›r. ‹stanbul'un da 857/1453 tarihinde Fatih Sultan Mehmed taraf›ndan fethedilmesinden sonra Fatih'in hocalar›ndan Akflemseddin hazretleri taraf›ndan keflfedilerek bulunan Hz. Halid bin Zeyd Eba Eyyube'l-Ensari(r.a.)'›n kabri etraf›nda Eyyub Sultan kabristan› ve daha sonra da Karacaahmed, Merkez Efendi ve Yahya Efendi kabristanlar› insanlar›n gömülmek istedikleri mezarl›klar olmufllard›r. Cami ve tekkelerin banileri, genelde bu binalar›n k›ble cihetine defnedilerek hazirelerin oluflmas›na sebeb olmufllard›r. Üsküdar'da mevcud 92 cami ve 44 tekkenin hemen hepsinin ufak-büyük bir haziresi mevcuttur. Yedisi asitane olan
Prilozi za Orijentalnu Filologiju, Jan 1, 2011
Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, 2012
Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, 2007
Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, 2007
Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, 2007
Üsküdarlı Selâmî Ali Efendi, Hayatı ve Eserleri, 2006
Selami Ali Efendi, Aziz Mahmud Hüdayi hazretlerinin Celveti Tarikati'nin Hakkıyye, Selamiyye, Fen... more Selami Ali Efendi, Aziz Mahmud Hüdayi hazretlerinin Celveti Tarikati'nin Hakkıyye, Selamiyye, Fenaiyye ve Haşimiye şubelerinden Selamiyye'nin piridir. Tarikatname isimli bir eseri vardır. Çalışmada Selami Ali Efendi'nin hayatı, eseri, halifeleri ve tekkeleri incelenmiştir.
Manastır Vilayeti Tarihçesi, 2022
Mehmet Tevfik Efendi'nin yazmış olduğu "Manastır Vilayeti Tarihçesi" kısmen sadeleştirilerek, bir... more Mehmet Tevfik Efendi'nin yazmış olduğu "Manastır Vilayeti Tarihçesi" kısmen sadeleştirilerek, bir çok dipnot ve resim eklenerek hazırlanmış ve Derin Tarih Dergisi'nin Eylül 2022 sayısı ile birlikte hediye olarak neşredilmiştir.
TARİH BOYUNCA RUMELİ COĞRAFYASINDA İLİM, İRFAN ve HİKMET 14 - 15 Mayıs 2022 Kırklareli Üniversitesi Rektörlük Kültür Merkezi , 2022
Mecmû'ât-i Mektûbât-i Mukaddese isimli mecmuanın bilinen tek nüshası, Konya Koyunoğlu Müzesi ve K... more Mecmû'ât-i Mektûbât-i Mukaddese isimli mecmuanın bilinen tek nüshası, Konya Koyunoğlu Müzesi ve Kütüphanesi’nde bulunmaktadır. Güzel ve okunaklı rık’a hattıyla yazılı bu mecmuada 90 civarında mektup bulunmaktadır. 44 varaktır. İstinsah tarihi ve müstensihi kayıtlı değildir.Mecmûâ’nın yazarı olarak Üsküp İstihkam Livası Mustafa Şükrü Paşa kaydedilmiştir. Şükrü Paşa (v.1330/1912), Sertarîk Şeyh Ali Efendi el-Cerrâhî’nin halîfelerindendir. Asker Mektebi’nden mezun olduktan sonra bir müddet pâdişâh yaverliğinde bulunmuş, Üsküp İstihkâm Livâlığı’ndan emekli olmuştur. Vefatında Eyüp Sultan’daki Sertarîkzâde Pazar tekkesindeki türbede, defnedilmiştir.Mecmû'ât-i Mektûbât-i Mukaddese’de; Peygamber Efendimiz [s.a.v.]’in Mektupları [Name-i Saadetleri], İmam Hasan [r.a.] ve Hz. Hüseyin [r.a]’ın mektupları, Hulefâ-i Râşidîn hazretlerinin mektupları, ashâb-ı kirâmdan bazı mektuplar, Cüneyd-i Bağdâdî’nin, İbn-i Semmak’in, Meryem Dârâ’nın, Hz. Pir Ahmed Rifâî’nin Hz. Pir İbrahim Düssuki’nin, Şeyh-i Ekber’in Fahreddin Razi’ye (ve tercümesi), Şems-i Tebrizi’nin Hz. Mevlânâ’ya, Hz. Hüdâyî’nin on mektubu, Hz. Niyâzî Mısrî’nin iki mektubu, Hz. Sezai’nin yirmi yedi mektubu, Lali Mehmet Efendi’nin bir mektubu, Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretlerinin bir, Haşim Baba’nın bir ve Hacı Bayram Veli’nin bir mektubu yer almaktadır. Ayrıca, Hz. Ali [r.a.]’ın münacatı-Hz. Mevlana’nın fukarasına vasiyeti de kaydedilmiştir. Mektûbât denildiğinde genelde bir zâtın mektuplarının bir araya getirildiği eserler anlaşılmaktadır. Bu şekilde derleme bir mektubat varsa da nadir bir çeşit olduğu düşünebiliriz. Sûfilerin mektuplarının pek azının yayınlanabildiği, bunların dışında yazma halinde daha birçok mektûbatın olduğu muhakkaktır.
VII. Uluslararası Atatürk Kongresi, ATAM-MANU, 17-22 Ekim 2011 Makedonya
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’S TEACHERS, THEİR WORKS, AND MEHMET TEVFİK BİLGE’S WORK “MANASTIR VİLÂYETİ ... more MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’S TEACHERS, THEİR WORKS, AND MEHMET TEVFİK BİLGE’S WORK “MANASTIR VİLÂYETİ TARİHÇESİ (A SHORT HİSTORY OF THE BİTOLA PROVİNCE)”
The personages who brought up Mustafa Kemal Atatürk, and who had exercised a great influence on him during his intellectually formative years were particularly his teachers at the Military High School of Manastir (Bitola). Some of these teachers later became members of the parliament and went on to serve their country at their new posts. Of these teachers of Atatürk, Mehmet Tevfik Bilge, Naci Eldeniz and Necip Asım Yazıksız penned various works. We will be introducing these works by providing short samples and will particularly dwell on Mehmet Tevfik Bilge’s work entitled, “Manastır Vilayeti Târihçesi” (A Short History of the Bitola Province). This work was published in 1327/1909 in Bitola. Working on Bitola’s history in light of the oldest known sources of information, Mehmet Tevfik Bey provides a satisfying amount of information on the historical works in the province. He depicts the mosques, madrasahs, army barracks, various places of visit, promenades and excursion spots in a very attentively observant style, and then goes on to provide information on the governors of Bitola, the commanders of the Third Army stationed in the province, the Ottoman sultans that visited Bitola, its neighborhoods, and many of its townships such as Ohrid, Gorica, Kastoria, Elbasan, Prilep, Florina, Serfice, and Debar. He does not fail to mention Bitola’s industry and agriculture, while also providing information about the Muslim, Greek, Bulgarian, Wallachian, Serbian and Jewish schools and about the number of their students. He wrote his almost 80-page work in a fluent style. Mehmet Tevfik Bey worked as an MP representing Diyarbekir and as a member of the Turkish History Foundation (TTK). Apart from “A Short History on the Bitola Province,” his other works include Tarih-i Osmani (History of the Ottomans), Osmanlı İmparatorluğu’nun Safahât-i Siyasiyyesi - İnkırâz ve İstiklâl Muharebesi (Political Stages of the Ottoman Empire – The Collapse and the War of Independence), Cihan Tarihinde Türkler ve Meziyetleri (Turks in the History of the World and Their Merits).
Mehmet Tevfik Bilge died in 1945 at the age of 81 in Istanbul.
Mustafa Kemal Atatürk’ü yetiştiren, fikirlerinin oluşmasında büyük payı olan özellikle Manastır Askerî İdâdîsi’ndeki öğretmenleridir. Bu öğretmenlerinden bazıları daha sonra milletvekili olarak memleket hizmetlerine devam etmişlerdir. Mustafa Kemal Atatürk’ün öğretmenlerinden, Ferik Ahmet Muhtar Paşa, General Pertev Demirhan, Mehmet Tevfik Bilge, Naci Eldeniz, Necip Asım Yazıksız, çeşitli eserler kaleme almışlardır.
Bu eserler kısa örneklerle tanıtılarak, ve özellikle Mehmet Tevfik Bilge’nin “Manastır Vilâyeti Târihçesi” üzerinde durulacaktır. Bu eser, 1327/1909’da Manastır’da basılmıştır. Manastır’ın tarihini bilinen en eski bilgiler ışığında ele alan Mehmet Tevfik Bey, daha sonra tarihi eserleri hakkında doyurucu bilgiler vermektedir. Camileri, medreseleri, kışlaları, ziyaretgâhları, tenezzüh mahallerini, gayet gözlemlemeci bir üslupla tasvir eden Mehmet Tevfik Bey, Manastır vâlilerini, Manastır’daki 3. Ordu kumandanlarını, Manastır’ı ziyaret eden Osmanlı padişahlarını, Manastır’ın mahallelerini, Manastır’a bağlı Ohri, Pirlepe, Debre, Görice, İlbasan, Florina, Serfice, Kesriye hakkında da bilgiler verir. Manastır’ın sanayi ve ziraati de unutmaz. Nüfusa göre mevcut, Müslüman, Rum, Bulgar, Ulah, Sırb ve Musevi mektebleri ve talebe sayılarını da bildirir. Seksen kadar sayfalık eserini akıcı bir üslupla yazan Mehmet Tevfik Bey, Diyarbekir milletvekilliği ve Türk Tarih Kurumu üyeliğinde bulunmuştur. Manastır Vilâyeti Târihçesi’den başka Târih-i Osmânî, Osmanlı İmparatorluğu’nun Safahât-i Siyasiyyesi, İnkırâz ve İstiklâl Muharebesi, Cihân Tarihinde Türkler ve Meziyetleri adlı eserleri vardır.
Mehmet Tevfik Bilge, 1945 yılında, İstanbul’da, 81 yaşında vefat etmiştir.
Tasavvuf, İlmi ve Akademik Araştırma Dergisi, s.27, 2011
Aziz Mahmud Hüdayi (k.s.)'un eserlerinden, Divan, Risale-i Tarikat-ı Muhammediye, Tarikatname-i T... more Aziz Mahmud Hüdayi (k.s.)'un eserlerinden, Divan, Risale-i Tarikat-ı Muhammediye, Tarikatname-i Türki, Risale fi'l-cem' ve't-tefrik semmeytüha Necatü'l-Garik isimli eserleri biraraya getirilerek Mehmed Gülşen Efendi tarafından 1340/1922 senesinde İstanbul'da yayınlanmıştır.
Tasavvuf İlmi ve Akadenik Araştırma Dergisi, s.34, 2014
Haririzade Mehmed Kemaleddin Efendi'nin "Şerh-i Vird-i Settar" eserine göre Seyyid Yahya Şirvani ... more Haririzade Mehmed Kemaleddin Efendi'nin "Şerh-i Vird-i Settar" eserine göre Seyyid Yahya Şirvani (k.s.)'nin virdinin bazı ibareleri.
Tasavvuf İlmi Akademik Araştırma Dergisi, sayı 31, 2013
Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri'nin Marifetname isimli eserinin Topkapı Sarayı Nüshasının tıpk... more Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri'nin Marifetname isimli eserinin Topkapı Sarayı Nüshasının tıpkı basımı, translitere baskısı ve üç cilt halinde sadeleştirilerek yapılan yayınları.
Mekteb-i Üsküdar Dergisi 15. Sayı, 2019
Mehmet Cemâl ÖZTÜRK* 1936'da Eskişehir Tayyare Alayı'nı ziyaret eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk; ... more Mehmet Cemâl ÖZTÜRK* 1936'da Eskişehir Tayyare Alayı'nı ziyaret eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk; "Geleceğin en etkili silahı da, aracı da, hiç kuşkunuz olmasın uçaklardır. Bir gün insanoğlu uçaksız da göklerde yürüyecek, gezegenlere gidecek, belki de aydan bize mesajlar yollayacak. Bu mucizenin tahakkuku için iki bin yılını beklemeye hacet kalmayacak. Gelişen teknoloji bize daha şimdiden bunu müjdeliyor… Bize düşen görev ise Batı'dan bu konuda fazla geri kalmamaktır" demiştir. 1