Can Şafak | Istanbul University (original) (raw)
Uploads
Papers by Can Şafak
Polypropylene fumarate (PPF) is an unsaturated polyester that can be copolymerized with a vinyl m... more Polypropylene fumarate (PPF) is an unsaturated polyester that can be copolymerized with a vinyl monomer to give a biocompatible and biodegradable thermoset. The PPF has been successfully cured with vinyl phosphonic acid (VPA) and vinyl phosphonic acid di-ethyl ester (VPES) to improve various properties of PPF polymers as bone tissue scaffolds. However, the cell-material interactions of VPA and VPES cured PPF scaffolds have not been reported before. Therefore, the essential novelty of this research is the demonstration of the in vitro biocompatibility and bone formation capacity of VPA and VPES cured PPF scaffolds for bone tissue regeneration. In this study, the PPF polymer was synthesized via polycondensation of fumaric acid and excess propylene glycol, then thermally cured with VPA and VPES in the presence of benzoyl peroxide initiator via radical polymerization at changing co-monomer and initiator weight ratios. The biocompatibility of the materials was analyzed by MTS assay, indi...
Türkiye Barolar Birliği Dergisi, 2004
ISGUC, The Journal of Industrial Relations and Human Resources, 2014
kristalis.org.tr
... Bütün bu dönem boyunca, kısmi süreli çalışma ilişkisinde ortaya çıkan sorunlara, BorçlarKanun... more ... Bütün bu dönem boyunca, kısmi süreli çalışma ilişkisinde ortaya çıkan sorunlara, BorçlarKanununun liberal düzenlemeleri çerçevesinde öğretideki tartışmalarla ve yargı içtihadıyla çözüm aranmıştır. ... Nitekim yeni İş Kanununun 13. ... 4857 sayılı İş Kanununun 13. ...
Çalışma ve Toplum, , 2018
Öz: Bu çalışma, 1967-1980 döneminde Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nun (DİSK) s... more Öz: Bu çalışma, 1967-1980 döneminde Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nun (DİSK) sendikacılığa ve sendika-siyaset ilişkisine yaklaşımını belirleyen temel politikaları iki alt dönem içinde ele almaktadır: 1967-1975 ve 1975-1980. Bu iki dönem, elbette kesin bir çizgiyle değil ama tedrici ve iç içe geçişlerle birbirinden ayrılarak DİSK'in tarihi içindeki en önemli iki adımı temsil eder ve bir diğerine göre dikkat çekici farklılıklar taşır. Amaçlanan, bu iki dönem içinde öncelikle DİSK'in, adında da yer verdiği " devrim " kavramına yüklediği anlamı ve DİSK'in " sosyalizm " anlayışını irdelemektir; bununla da az çok bağlantılı olarak, sendika pratiğine yön veren sendikacılık anlayışının ya da temel sendika politikasının nasıl şekillendiğini tartışmaktır: Devrimci sendikacılık ile demokratik sınıf ve kitle sendikacılığı arasındaki bağlantılar nelerdir ve bu sendika anlayışları/ilkeleri DİSK'in pratiğine nasıl bir katkı getirmiştir? Anahtar kelimeler: DİSK, devrimci sendikacılık, sosyalizm, sınıf ve kitle sendikacılığı, TİP, devrim, Milli Demokratik Devrim. From Progressive Unionism to a Class Based Mass Movement Unionism (1967-1980) Abstract: This study considers Confederation of Progressive Trade Unions of Turkey's (DISK) political approach to trade unionism and to the union-politics nexus from 1967 to 1980, focusing on two sub-periods: 1967-1975 and 1975-1980. Though they cannot be sharply demarcated, these two sub-periods yet differ significantly in terms of what DISK meant by terms such as " progress " and " socialism " and how that coloured its self-identity as a union and its approach to union activity. What is the connection between progressive unionism and one that aims at promoting a class based democratic mass movement, and how did these different approaches impact the conduct of DISK as a union are the questions addressed.
DİSKAR Yıl 2016, Sayı 5, Sendika, siyaset...
Can Şafak ile sendikal hareketin krizinin devresel ve evrensel yanlarını, sendika özgürlüğünü ark... more Can Şafak ile sendikal hareketin krizinin devresel ve evrensel yanlarını, sendika özgürlüğünü arkadaşımız Mahmut Yılmaz konuştu. Şafak, krizin sendikacılarla açıklanamayacağını ve emek-sermaye çelişkisi varlığını sürdürdükçe, sınıf mücadelesi sürdükçe sendika hareketinin yolunun, sınıf sendikacılığı kavramıyla bulunabileceğini, çizilebileceğini söylüyor.
Emek Yıllığı 2014, Yazılama
Sendika.Org
Büyük Grev, Maden--İş'in MESS'e karşı 1977 Mayıs ayı sonunda başlattığı toplu grev çıkışıyla birl... more Büyük Grev, Maden--İş'in MESS'e karşı 1977 Mayıs ayı sonunda başlattığı toplu grev çıkışıyla birlikte işçi ve sendika hareketi tarihine damgasını vuran ve siyasi tarihte iz bırakan bir büyük kavgadır. MESS de Maden--İş de Büyük Grevi, salt bir sendika mücadelesi içinde görmemişler, bir "sınıf kavgası" olarak nitelemişlerdir. Gerçekten de onlarca fabrikada çalışan binlerce işçiyi kapsayan bu büyük kavga, mesajları, hedefleri, sendika--parti ilişkileri, zaman zaman ülke gündemini meşgul eden gerilimleriyle ve sonuçlarıyla politik bir eylem niteliği kazanmıştı. Büyük Grev, solda sert tartışmalar yaratmış, Aziz Nesin'in çok bilinen ve solda fırtınalar koparan Büyük Grev masal öyküsüne de "esin kaynağı" olmuştu. Büyük Grev'in üzerinde çok da durulmamış olan karikatür dünyasıyla kontağını, karikatürcünün ve işçinin fabrika duvarlarında çakışan yollarını karikatürcü Canol Kocagöz'le konuştuk. Canol Kocagöz, 1970'li yıllarda günlük Politika gazetesi başta olmak üzere Maden--İş gazetesinde, sendikal basında, diğer bazı dergi ve gazetelerde karikatürler çizmiştir. Tarihsel/geleneksel Türkiye Komünist Partisi'nin (TKP) yarı legal yayın organı Ürün Sosyalist Dergi'nin kapak çizimlerini yapmıştır. Kocagöz, 1975--1976 yıllarında da Türkiye'nin saygın sanat meslek kuruluşlarından Karikatürcüler Derneği'nin de Genel Sekreteri idi. 1996 yılında da ayni derneğin Genel Başkanlığı görevini üstlendi. Canol Kocagöz bir grup arkadaşı ile beraber 1999 yılında HOMUR Mizah ve Karikatür Grubu'nu kurdu. Halen grubun adını taşıyan her sayısı ayrı bir sendika veya demokratik kitle kuruluşundan çıkan HOMUR Mizah Gazetesi'nin editörlüğüne devam etmektedir.
DİSK-AR, İlkbahar-Yaz 2014, Nov 2014
Kapitalizmin krizleri, domino taşları gibi birçok ülkeyi birden vuruyor. Sermayenin dünya üzerind... more Kapitalizmin krizleri, domino taşları gibi birçok ülkeyi birden vuruyor. Sermayenin dünya üzerinde kazandığı olağanüstü hareketliliğin toplu pazarlık sürecinde kapitalistlere getirdiği olağanüstü avantaj karşısında sendikal hareket küresel bir tepki veremiyor. Küresel toplu pazarlık henüz nüve halinde, şartları değiştirebilecek bir faktör olmaktan çok uzak.
Çalışma ve Toplum, Jul 3, 2014
Bu çalışma, Devrimci İşçi Sendikaları Konferansı (DİSK), Tarih Vakfı ve Türkiye Sosyal Tarih Ar... more Bu çalışma, Devrimci İşçi Sendikaları Konferansı (DİSK),
Tarih Vakfı ve Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vakfı (TÜSTAV)
işbirliğiyle 16-17 Kasım 2013 tarihinde gerçekleşen Osmanlı
İmparatorluğu ve Türkiye Bağlamında Emek Hareketi Tarihinin Kaynakları konferansında sunulan tebliğdir. 1960-1980 Türkiyesi emek tarihinin kaynaklarını, hem genel olarak hem de bu döneme ilişkin olarak farklı dönemlerde yapılan üç araştırmayı/yayını esas alarak, tartışmayı ve kimi bulguları paylaşmayı amaçlamaktadır. Bu araştırmalardan biri Haydarpaşa Sendikası ve genel olarak demiryolcuların ve sendikalarının ilk yıllarına ilişkindir ve 1960-1964 yıllarını da kapsamaktadır. Diğer ikisi, Karadeniz Ereğlisi’indeki işçi ve sendika hareketlerini, siyasi hareketleri ve süreçleri 60’ların başından 1980 12 Eylül darbesine kadar izlemektedir. Bu dönem boyunca hem 1962-1965 dönemi Yapı-İş hem de 1964-1980 Erdemir’deki Maden-İş ve Devrimci Maden-İş süreçleri üzerinde iki ayrı çalışmayı içermektedir.
Ulusal ve yerel kütüphanelerde, sendikalarda, özel arşivlerde ve
edebiyat, anılar, objeler ve nihayet sözlü tarih gibi alternatif kaynaklar üzerinde 4 yılı aşan bir süreyi kapsayan araştırma, belgeleme çalışmaları sırasındaki yaşanmışlıklar, genel gözlemlerle birleştirmeye çalışılmıştır. Türkiye’de kütüphanelerin/arşivlerin durumu, devletin yaklaşımı, sendikaların kendi tarihlerine verdikleri değer konularında varılan genel tespitler paylaşılmaktadır.
"İş-Güç" Endüstri İlişkileri ve İnsan Kaynakları Dergisi, Jan 2014
The year 2003 was an important turning point in labor law in Turkey. While the 'protection of the... more The year 2003 was an important turning point in labor law in Turkey. While the 'protection of the worker' was the underlying principle of labor law until then the new law was based on the principle of 'the protection of the business,' i.e., that of capital. The new law intended to rid labor relations of rigidities and provide businesses with utmost flexibility in the organization of labor. It thus brought many forms of flexible labor practices under the rubric of the law. However, these changes in the labor law, bounded as they were by ILO and EU norms, were not found sufficient by business organizations. The new law legalized many forms of flexible labor while placing some restrictions on their practice, making them subject to certain rules, and in some cases such as length of work, to the consent of the worker. These types of restrictions led business organizations and employers' unions to seek to expand the bounds of flexible labor in the realm of collective bargaining, and the strategy had a considerable degree of success in the private sector. This study focuses on the glass industry where this strategy of business organizations has not been successful. Collective bargaining has been able to retain many of the old type restrictions on flexible labor in the glass industry, but some degree of flexibilization has been underway nevertheless. The study examines these changes and the transformation of the organization of labor and the structure of the workforce over a long period in the glass industry.
Toplum ve Bilim 127, 2013
ABSTRACT The union movement in Turkey experienced its fastest growth and expansion in the 1970s.... more ABSTRACT
The union movement in Turkey experienced its fastest growth and expansion in the 1970s. These were the years when the socialist left had strong working class ties and influence on the union movement. This period of rise, lasting from the early 1960s until the 1971 military coup, was based on experiences that shaped the very future of the union movement. Right after the 1960 coup, in line with the changing social policy outlook at the time the ban on strikes were lifted and collective bargaining rights stipulated. In quick succession, the Turkish Labor Party (TİIP) was founded and the Confederatıon of Progressiıve Trade Uniıons of Turkey (DİSK) had splintered from the Confederation of Turkish Trade Unions (Türk-İş), while the '68 Spring' fanned the winds of change giving rise to important political and social transformations. 1970s is the story of this burgeoning social opposition, which the March 12 coup tried to suppress, transforming itself into a stronger and much broader social upheaval affecting all walks of life in a short span of time.
The Left began to regroup after the 1973 Elections. Out of long historical roots, there emerged an extraordinarily splintered and pluralistic political landscape. Turkish Communist Party (TKP), with the participation of Partizan and Socialist Youth Union (GSB), forged strong ties within Turkey and in a short time turned itself into an important center of gravity influencing the fate of DISK and the broader union movement. As the Left’s imprint was being felt in all spheres of life, the union movement was organizing large scale strikes and acts of social protest. Turkey entered 1980 under conditions of deepening political suppression, uncertainty and economic contraction, approaching the sharp turn it was to take in its economic policies in the aftermath of what is popularly known as the “January 24 Resolutions”. With the collective bargaining process deadlocked and tens of thousands of workers on strike, the 1970s were brought to a close with the September 12 military coup.
The objective of this study is to examine the period between March 12, 1971 and September 12, 1980 from the perspective of labor history and analyze its dynamics that shaped the Left and the labor/union movement .
ÖZET
Türkiye’de sendika hareketi, tarihinin en hızlı ve büyük yükselişini 70’lerde yaşamıştır. Bu yıllar, sosyalist solun işçi sınıfıyla güçlü bağlar kurduğu, işçi ve sendika hareketi üzerinde en etkili olduğu yıllardır. Bu yükseliş, 60’ların başlarından 12 Mart 1971 askeri darbesine kadar olan kısacık dönemde yaratılan ve sendika hareketinin geleceğini şekillendiren birikime dayanır. 27 Mayıs 1960 darbesini izleyen birkaç yıl içinde değişen sosyal politika tercihlerine bağlı olarak uzun yıllar süren grev yasağı kaldırılmış ve toplu pazarlık hakkı kurallara bağlanmıştır. Türkiye İşçi Partisi (TİP) kurulmuş, Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) bölünerek, Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) doğmuştur. Ve 68 baharı, büyük bir siyasi, sosyal değişim yaratmıştır.
70’ler, 12 Mart darbesiyle susturulmaya, bastırılmaya çalışılan bu toplumsal çıkışın, kısa sürede çok daha güçlü bir ivmeyle hayatın bütün alanlarını ve toplumun bütün kesimlerini de içine alarak bir toplumsal depreme dönüşmesinin öyküsüdür. 1973 seçimlerinin ardından sol toparlanmaya, yeniden şekillenmeye başlar. Uzun bir tarihsel birikimden olağanüstü bir siyasi çeşitlilik/bölünmüşlük ortaya çıkar. Türkiye Komünist Partisi (TKP), Partizan ve Genç Sosyalistler Birliği’nin (GSB) katılımıyla Türkiye topraklarında güçlü bağlar oluşturur ve kısa zamanda DİSK’in ve sendika hareketinin kaderini şekillendirecek bir büyük çekim merkezi haline gelir. Sendika hareketi büyük ölçekli grevler, eylemler örgütlemekte, sol hayatın bütün alanlarını derinden sarsmaktadır. Türkiye 1980 yılına son derece ağır siyasi baskı, belirsizlik ve ekonomik çöküş koşullarında, 24 Ocak kararları ve ekonomi politikasında bir büyük dönüşümün hazırlıkları içinde girer. Toplu pazarlık süreci tıkanmış, on binlerce işçi grevdedir. 70’ler, 12 Eylül askeri darbesiyle noktalanır.
Bu çalışmanın amacı, 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 askeri darbeleri arasındaki dönemi, emek tarihi açısından ele almak, dönemin sola ve işçi/sendika hareketine damgasını vuran dinamiklerini tartışmaktır.
Polypropylene fumarate (PPF) is an unsaturated polyester that can be copolymerized with a vinyl m... more Polypropylene fumarate (PPF) is an unsaturated polyester that can be copolymerized with a vinyl monomer to give a biocompatible and biodegradable thermoset. The PPF has been successfully cured with vinyl phosphonic acid (VPA) and vinyl phosphonic acid di-ethyl ester (VPES) to improve various properties of PPF polymers as bone tissue scaffolds. However, the cell-material interactions of VPA and VPES cured PPF scaffolds have not been reported before. Therefore, the essential novelty of this research is the demonstration of the in vitro biocompatibility and bone formation capacity of VPA and VPES cured PPF scaffolds for bone tissue regeneration. In this study, the PPF polymer was synthesized via polycondensation of fumaric acid and excess propylene glycol, then thermally cured with VPA and VPES in the presence of benzoyl peroxide initiator via radical polymerization at changing co-monomer and initiator weight ratios. The biocompatibility of the materials was analyzed by MTS assay, indi...
Türkiye Barolar Birliği Dergisi, 2004
ISGUC, The Journal of Industrial Relations and Human Resources, 2014
kristalis.org.tr
... Bütün bu dönem boyunca, kısmi süreli çalışma ilişkisinde ortaya çıkan sorunlara, BorçlarKanun... more ... Bütün bu dönem boyunca, kısmi süreli çalışma ilişkisinde ortaya çıkan sorunlara, BorçlarKanununun liberal düzenlemeleri çerçevesinde öğretideki tartışmalarla ve yargı içtihadıyla çözüm aranmıştır. ... Nitekim yeni İş Kanununun 13. ... 4857 sayılı İş Kanununun 13. ...
Çalışma ve Toplum, , 2018
Öz: Bu çalışma, 1967-1980 döneminde Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nun (DİSK) s... more Öz: Bu çalışma, 1967-1980 döneminde Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nun (DİSK) sendikacılığa ve sendika-siyaset ilişkisine yaklaşımını belirleyen temel politikaları iki alt dönem içinde ele almaktadır: 1967-1975 ve 1975-1980. Bu iki dönem, elbette kesin bir çizgiyle değil ama tedrici ve iç içe geçişlerle birbirinden ayrılarak DİSK'in tarihi içindeki en önemli iki adımı temsil eder ve bir diğerine göre dikkat çekici farklılıklar taşır. Amaçlanan, bu iki dönem içinde öncelikle DİSK'in, adında da yer verdiği " devrim " kavramına yüklediği anlamı ve DİSK'in " sosyalizm " anlayışını irdelemektir; bununla da az çok bağlantılı olarak, sendika pratiğine yön veren sendikacılık anlayışının ya da temel sendika politikasının nasıl şekillendiğini tartışmaktır: Devrimci sendikacılık ile demokratik sınıf ve kitle sendikacılığı arasındaki bağlantılar nelerdir ve bu sendika anlayışları/ilkeleri DİSK'in pratiğine nasıl bir katkı getirmiştir? Anahtar kelimeler: DİSK, devrimci sendikacılık, sosyalizm, sınıf ve kitle sendikacılığı, TİP, devrim, Milli Demokratik Devrim. From Progressive Unionism to a Class Based Mass Movement Unionism (1967-1980) Abstract: This study considers Confederation of Progressive Trade Unions of Turkey's (DISK) political approach to trade unionism and to the union-politics nexus from 1967 to 1980, focusing on two sub-periods: 1967-1975 and 1975-1980. Though they cannot be sharply demarcated, these two sub-periods yet differ significantly in terms of what DISK meant by terms such as " progress " and " socialism " and how that coloured its self-identity as a union and its approach to union activity. What is the connection between progressive unionism and one that aims at promoting a class based democratic mass movement, and how did these different approaches impact the conduct of DISK as a union are the questions addressed.
DİSKAR Yıl 2016, Sayı 5, Sendika, siyaset...
Can Şafak ile sendikal hareketin krizinin devresel ve evrensel yanlarını, sendika özgürlüğünü ark... more Can Şafak ile sendikal hareketin krizinin devresel ve evrensel yanlarını, sendika özgürlüğünü arkadaşımız Mahmut Yılmaz konuştu. Şafak, krizin sendikacılarla açıklanamayacağını ve emek-sermaye çelişkisi varlığını sürdürdükçe, sınıf mücadelesi sürdükçe sendika hareketinin yolunun, sınıf sendikacılığı kavramıyla bulunabileceğini, çizilebileceğini söylüyor.
Emek Yıllığı 2014, Yazılama
Sendika.Org
Büyük Grev, Maden--İş'in MESS'e karşı 1977 Mayıs ayı sonunda başlattığı toplu grev çıkışıyla birl... more Büyük Grev, Maden--İş'in MESS'e karşı 1977 Mayıs ayı sonunda başlattığı toplu grev çıkışıyla birlikte işçi ve sendika hareketi tarihine damgasını vuran ve siyasi tarihte iz bırakan bir büyük kavgadır. MESS de Maden--İş de Büyük Grevi, salt bir sendika mücadelesi içinde görmemişler, bir "sınıf kavgası" olarak nitelemişlerdir. Gerçekten de onlarca fabrikada çalışan binlerce işçiyi kapsayan bu büyük kavga, mesajları, hedefleri, sendika--parti ilişkileri, zaman zaman ülke gündemini meşgul eden gerilimleriyle ve sonuçlarıyla politik bir eylem niteliği kazanmıştı. Büyük Grev, solda sert tartışmalar yaratmış, Aziz Nesin'in çok bilinen ve solda fırtınalar koparan Büyük Grev masal öyküsüne de "esin kaynağı" olmuştu. Büyük Grev'in üzerinde çok da durulmamış olan karikatür dünyasıyla kontağını, karikatürcünün ve işçinin fabrika duvarlarında çakışan yollarını karikatürcü Canol Kocagöz'le konuştuk. Canol Kocagöz, 1970'li yıllarda günlük Politika gazetesi başta olmak üzere Maden--İş gazetesinde, sendikal basında, diğer bazı dergi ve gazetelerde karikatürler çizmiştir. Tarihsel/geleneksel Türkiye Komünist Partisi'nin (TKP) yarı legal yayın organı Ürün Sosyalist Dergi'nin kapak çizimlerini yapmıştır. Kocagöz, 1975--1976 yıllarında da Türkiye'nin saygın sanat meslek kuruluşlarından Karikatürcüler Derneği'nin de Genel Sekreteri idi. 1996 yılında da ayni derneğin Genel Başkanlığı görevini üstlendi. Canol Kocagöz bir grup arkadaşı ile beraber 1999 yılında HOMUR Mizah ve Karikatür Grubu'nu kurdu. Halen grubun adını taşıyan her sayısı ayrı bir sendika veya demokratik kitle kuruluşundan çıkan HOMUR Mizah Gazetesi'nin editörlüğüne devam etmektedir.
DİSK-AR, İlkbahar-Yaz 2014, Nov 2014
Kapitalizmin krizleri, domino taşları gibi birçok ülkeyi birden vuruyor. Sermayenin dünya üzerind... more Kapitalizmin krizleri, domino taşları gibi birçok ülkeyi birden vuruyor. Sermayenin dünya üzerinde kazandığı olağanüstü hareketliliğin toplu pazarlık sürecinde kapitalistlere getirdiği olağanüstü avantaj karşısında sendikal hareket küresel bir tepki veremiyor. Küresel toplu pazarlık henüz nüve halinde, şartları değiştirebilecek bir faktör olmaktan çok uzak.
Çalışma ve Toplum, Jul 3, 2014
Bu çalışma, Devrimci İşçi Sendikaları Konferansı (DİSK), Tarih Vakfı ve Türkiye Sosyal Tarih Ar... more Bu çalışma, Devrimci İşçi Sendikaları Konferansı (DİSK),
Tarih Vakfı ve Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vakfı (TÜSTAV)
işbirliğiyle 16-17 Kasım 2013 tarihinde gerçekleşen Osmanlı
İmparatorluğu ve Türkiye Bağlamında Emek Hareketi Tarihinin Kaynakları konferansında sunulan tebliğdir. 1960-1980 Türkiyesi emek tarihinin kaynaklarını, hem genel olarak hem de bu döneme ilişkin olarak farklı dönemlerde yapılan üç araştırmayı/yayını esas alarak, tartışmayı ve kimi bulguları paylaşmayı amaçlamaktadır. Bu araştırmalardan biri Haydarpaşa Sendikası ve genel olarak demiryolcuların ve sendikalarının ilk yıllarına ilişkindir ve 1960-1964 yıllarını da kapsamaktadır. Diğer ikisi, Karadeniz Ereğlisi’indeki işçi ve sendika hareketlerini, siyasi hareketleri ve süreçleri 60’ların başından 1980 12 Eylül darbesine kadar izlemektedir. Bu dönem boyunca hem 1962-1965 dönemi Yapı-İş hem de 1964-1980 Erdemir’deki Maden-İş ve Devrimci Maden-İş süreçleri üzerinde iki ayrı çalışmayı içermektedir.
Ulusal ve yerel kütüphanelerde, sendikalarda, özel arşivlerde ve
edebiyat, anılar, objeler ve nihayet sözlü tarih gibi alternatif kaynaklar üzerinde 4 yılı aşan bir süreyi kapsayan araştırma, belgeleme çalışmaları sırasındaki yaşanmışlıklar, genel gözlemlerle birleştirmeye çalışılmıştır. Türkiye’de kütüphanelerin/arşivlerin durumu, devletin yaklaşımı, sendikaların kendi tarihlerine verdikleri değer konularında varılan genel tespitler paylaşılmaktadır.
"İş-Güç" Endüstri İlişkileri ve İnsan Kaynakları Dergisi, Jan 2014
The year 2003 was an important turning point in labor law in Turkey. While the 'protection of the... more The year 2003 was an important turning point in labor law in Turkey. While the 'protection of the worker' was the underlying principle of labor law until then the new law was based on the principle of 'the protection of the business,' i.e., that of capital. The new law intended to rid labor relations of rigidities and provide businesses with utmost flexibility in the organization of labor. It thus brought many forms of flexible labor practices under the rubric of the law. However, these changes in the labor law, bounded as they were by ILO and EU norms, were not found sufficient by business organizations. The new law legalized many forms of flexible labor while placing some restrictions on their practice, making them subject to certain rules, and in some cases such as length of work, to the consent of the worker. These types of restrictions led business organizations and employers' unions to seek to expand the bounds of flexible labor in the realm of collective bargaining, and the strategy had a considerable degree of success in the private sector. This study focuses on the glass industry where this strategy of business organizations has not been successful. Collective bargaining has been able to retain many of the old type restrictions on flexible labor in the glass industry, but some degree of flexibilization has been underway nevertheless. The study examines these changes and the transformation of the organization of labor and the structure of the workforce over a long period in the glass industry.
Toplum ve Bilim 127, 2013
ABSTRACT The union movement in Turkey experienced its fastest growth and expansion in the 1970s.... more ABSTRACT
The union movement in Turkey experienced its fastest growth and expansion in the 1970s. These were the years when the socialist left had strong working class ties and influence on the union movement. This period of rise, lasting from the early 1960s until the 1971 military coup, was based on experiences that shaped the very future of the union movement. Right after the 1960 coup, in line with the changing social policy outlook at the time the ban on strikes were lifted and collective bargaining rights stipulated. In quick succession, the Turkish Labor Party (TİIP) was founded and the Confederatıon of Progressiıve Trade Uniıons of Turkey (DİSK) had splintered from the Confederation of Turkish Trade Unions (Türk-İş), while the '68 Spring' fanned the winds of change giving rise to important political and social transformations. 1970s is the story of this burgeoning social opposition, which the March 12 coup tried to suppress, transforming itself into a stronger and much broader social upheaval affecting all walks of life in a short span of time.
The Left began to regroup after the 1973 Elections. Out of long historical roots, there emerged an extraordinarily splintered and pluralistic political landscape. Turkish Communist Party (TKP), with the participation of Partizan and Socialist Youth Union (GSB), forged strong ties within Turkey and in a short time turned itself into an important center of gravity influencing the fate of DISK and the broader union movement. As the Left’s imprint was being felt in all spheres of life, the union movement was organizing large scale strikes and acts of social protest. Turkey entered 1980 under conditions of deepening political suppression, uncertainty and economic contraction, approaching the sharp turn it was to take in its economic policies in the aftermath of what is popularly known as the “January 24 Resolutions”. With the collective bargaining process deadlocked and tens of thousands of workers on strike, the 1970s were brought to a close with the September 12 military coup.
The objective of this study is to examine the period between March 12, 1971 and September 12, 1980 from the perspective of labor history and analyze its dynamics that shaped the Left and the labor/union movement .
ÖZET
Türkiye’de sendika hareketi, tarihinin en hızlı ve büyük yükselişini 70’lerde yaşamıştır. Bu yıllar, sosyalist solun işçi sınıfıyla güçlü bağlar kurduğu, işçi ve sendika hareketi üzerinde en etkili olduğu yıllardır. Bu yükseliş, 60’ların başlarından 12 Mart 1971 askeri darbesine kadar olan kısacık dönemde yaratılan ve sendika hareketinin geleceğini şekillendiren birikime dayanır. 27 Mayıs 1960 darbesini izleyen birkaç yıl içinde değişen sosyal politika tercihlerine bağlı olarak uzun yıllar süren grev yasağı kaldırılmış ve toplu pazarlık hakkı kurallara bağlanmıştır. Türkiye İşçi Partisi (TİP) kurulmuş, Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) bölünerek, Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) doğmuştur. Ve 68 baharı, büyük bir siyasi, sosyal değişim yaratmıştır.
70’ler, 12 Mart darbesiyle susturulmaya, bastırılmaya çalışılan bu toplumsal çıkışın, kısa sürede çok daha güçlü bir ivmeyle hayatın bütün alanlarını ve toplumun bütün kesimlerini de içine alarak bir toplumsal depreme dönüşmesinin öyküsüdür. 1973 seçimlerinin ardından sol toparlanmaya, yeniden şekillenmeye başlar. Uzun bir tarihsel birikimden olağanüstü bir siyasi çeşitlilik/bölünmüşlük ortaya çıkar. Türkiye Komünist Partisi (TKP), Partizan ve Genç Sosyalistler Birliği’nin (GSB) katılımıyla Türkiye topraklarında güçlü bağlar oluşturur ve kısa zamanda DİSK’in ve sendika hareketinin kaderini şekillendirecek bir büyük çekim merkezi haline gelir. Sendika hareketi büyük ölçekli grevler, eylemler örgütlemekte, sol hayatın bütün alanlarını derinden sarsmaktadır. Türkiye 1980 yılına son derece ağır siyasi baskı, belirsizlik ve ekonomik çöküş koşullarında, 24 Ocak kararları ve ekonomi politikasında bir büyük dönüşümün hazırlıkları içinde girer. Toplu pazarlık süreci tıkanmış, on binlerce işçi grevdedir. 70’ler, 12 Eylül askeri darbesiyle noktalanır.
Bu çalışmanın amacı, 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 askeri darbeleri arasındaki dönemi, emek tarihi açısından ele almak, dönemin sola ve işçi/sendika hareketine damgasını vuran dinamiklerini tartışmaktır.
TÜSTAV Sosyal Tarih Yayınları, 2019
işçi, sendika tarihi, sol siyasi tarih
Multi-employer bargaining is an outgrowth of collective bargaining that began to centralize since... more Multi-employer bargaining is an outgrowth of collective bargaining that began to centralize since the 1960s and has become prevalent in many sectors before September 1980. Mass strikes that emerged in their midst were an important catalyst as political objectives began to gain importance within the union movement and relations hardened between employers and workers. Despite their diminished prevalence since the 1980s along with the global weakening trend of unionization, they remain important both quantitatively and in terms of their impact on union bargaining strategy. In the 1970s, multi-employer bargaining was pushed for by employer unions and initially opposed by workers unions. However, in the aftermath of mass strikes in the late 1970s, and later in the mid-1980s, workers unions attitude began to shift. The objective of this paper is to analyze the emergence and evolution of multi-employer bargaining and discuss how the attitudes of both capital and union movement towards it have changed over time. Türkiye'de işçi örgütlenmelerinin, işçi eylemlerinin, grevlerin tarihi çok daha gerilere, 19. yüzyılın ortalarına 1 kadar uzansa da, grev hakkına da yer veren toplu pazarlık sürecinin şekillenmesi, emek piyasasında güç ve ağırlık kazanması çok yenidir. Hatta Türkiye'de yazılı toplu iş sözleşmelerinin başlangıcını dahi, "toplulukla iş uyuşmazlığı" kurumunu düzenleyen 3008 sayılı İş Kanunu'nun 2
1971 cam grevleri, cam işçisinin sendika serüveni içinde çok önemli bir yere sahiptir. Bu grevler... more 1971 cam grevleri, cam işçisinin sendika serüveni içinde çok önemli bir yere sahiptir. Bu grevlerle ve bu grevleri de kapsayan toplu pazarlık süreci içinde, 70’lerin sonlarında tartışılan ve kimi sektörlerde hayata geçirilen “eylem birliği” deneyiminden çok daha önce, farklı bir jargonla ve sürecin kendi doğallığı içinde –hayatın zorlamasıyla- bir “mücadele birliği” ya da “güç birliği” yaratılmaya çalışılmıştır. Bu, cam işçisinin birlikte mücadele geleneğinin şekillenmesinde ve 1980 grevlerinde “eylem birliği” politikasının en etkili biçimde cam sektöründe gerçekleştirilmesinde belirleyici önemdedir. 1971 cam grevleri, akademik açıdan da son derece ilgi çekicidir. Bu grevlerle birlikte iki ayrı grup toplu pazarlığı süreci Türkiye’de ilk kez iki ayrı sendika tarafından bir işveren grubuna/sendikasına karşı birleştirilmiştir. Gene bu grevlerin ardından bağıtlanan toplu iş sözleşmeleri, -özellikle bağıtlanması aşamasında kimi ciddi zaaflar taşısa da- bir işveren grubuna/sendikasına karşı iki ayrı işçi sendikasının birlikte yürüttüğü ve sonuçlandırdığı ilk grup sözleşmesi olmuştur.
Ne var ki, bu ilk birleştirilmiş toplu pazarlık deneyimi zamanla unutulmuş, gölgede kalmış, Türkiye’de sosyal tarih/sendika hareketi tarihi araştırmaları içinde hak ettiği yeri bulamamıştır. Bu çalışmanın amacı, cam sektörü için olduğu gibi Türkiye işçi sınıfı tarihi için de önem taşıyan bu deneyimi akademisyenlerin, sosyal tarihçilerin, araştırmacıların ve işçi sınıfı aktivistlerinin dikkatine sunmaktır. Bu çalışmanın dayanağı esas olarak Kristal-İş arşividir: 1971 cam grevleri sürecine ilişkin gazete kesikleri, Kristal-İş’in yayınladığı basın açıklamaları ve grev başlarken ve grev sırasında işçilere dağıttığı bildiriler, işveren kesiminin bildirileri… Kristal-İş arşivinde yer alan bu dokümanın önemli bir parçası olan sendika ve işveren bildirileri ile o dönemde cam sektöründeki sendikalaşma koşullarını açıklayan Kristal-İş Çalışma Raporu’nun kısa bir bölümü bu kitabın eki olarak yayınlanmaktadır. Böylece bu orijinal dokümana okuyucunun ilk elden ve bütün olarak ulaşabilmesi mümkün olacaktır.
Büyük Grev, Maden-İş ile MESS arasında, ilk kıvılcımı 1975 Kasım ayının ilk günlerinde küçük bir ... more Büyük Grev, Maden-İş ile MESS arasında, ilk kıvılcımı 1975 Kasım ayının ilk günlerinde küçük bir fabrikada ateşlenen, 1976 yılı içinde tek tek, 1977 Mayıs’ının sonunda toplu grevlerle, aynı yılın Ekim’inde uygulanan toplu lokavtlarla süren ve 1978 Şubat’ının ilk günlerinde anlaşma tutanağının imzalanmasıyla sona eren bir büyük mücadelenin öyküsüdür.
Böyle uzun bir zaman dilimine yayılmış olsalar da grevleri Büyük Grev yapan, 1977’dir. 1977 Mayıs’ındaki toplu grev çıkışıyla birlikte Maden-İş’in MESS’e karşı yürüttüğü bu grev dalgası, Büyük Grev olarak anılmıştır.
Bu çalışmanın konusu spesifik olarak, Haydarpaşa’da 1950 yılından başlayarak ilk demiryolcu sendi... more Bu çalışmanın konusu spesifik olarak, Haydarpaşa’da 1950 yılından başlayarak ilk demiryolcu sendikalarının ortaya çıkışı ve 1964 yılında ilk işkolu sözleşmesinin bağıtlanmasına kadar geçen 14 yıl içinde yaşanan sürecin bugüne aktarılabilmesidir. Genel olarak ise bu çalışma 1947-1963 dönemini kapsar. 1947′de ilk sendika yasasının yürürlüğe girmesiyle bütün işkollarında sendikaların kurulup yaygınlaştığı bir süreç başlamış, 1963′te ise 1961 Anayasası ile tanınan toplu pazarlık ve grev haklanın—olabildiğince kısıtlanarak da olsa—yasayla düzenlenmesi ve toplu pazarlık düzeninin başlamasıyla çalışma ilişkilerinde yeni bir döneme girilmiş; Haydarpaşa Sendikası Başkanının ifadesiyle, “sendikalar rüştüne ermiştir.”
bu kitap, yazılı belgeler kadar, belki de bundan daha fazla; mümkün olduğunca bu belgelerle karşılaştırılan tanıklıklara da dayanıyor. Bu nedenle elinizdeki kitap, bir “sözlü tarih” çalışmasıdır da aynı zamanda.
Bu kitap bir monografidir. Üzerinde pek az şey yazılan bir konuyu ele alıyor. Kitapta okuyucu için sıkıcı olabilecek ansiklopedik bilginin de yer alıyor olmasının bir nedeni de budur. Ve gene bu nedenledir ki, giderek unutulmakta olan Haydarpaşa Sendikası’na ilişkin doğru ve kapsamlı bir kronoloji çıkarabilmek, sunabilmek de bu kitabın önemli hedeflerinden biri olmuştur.
İş güvencesi nedir? Avrupa birliği (AB) ülkelerinde iş güvencesi Uluslararası çalışma örgütü (ILO... more İş güvencesi nedir? Avrupa birliği (AB) ülkelerinde iş güvencesi Uluslararası çalışma örgütü (ILO) ve iş güvencesi Türkiye'de iş güvencesinin yasal çerçevesi İŞ GÜVENCESİ NEDİR?
Kristal-İş Sendikası uzmanlarının katkılarıyla yeni yasalar ve yönetmeliklere göre geliştirilmişt... more Kristal-İş Sendikası uzmanlarının katkılarıyla yeni yasalar ve yönetmeliklere göre geliştirilmiştir. 1-GREVİN BAŞLAMASI 2-GREV VE LOKAVTA KATILAMAYACAK İŞÇİLER Soru: Kimler greve katılamazlar? Soru: Grev ve lokavt dışında kalacak işçi kadrosu nasıl belirlenir? Soru: Grev ve lokavt dışında kalacak işçiler ismen nasıl belirlenir? Soru: Grev ve lokavt dışında kalacak işçiler greve katılırlarsa haklarında nasıl birişlem yapılabilir? Soru: Grev kırıcıları toplu iş sözleşmesinden yararlanabilirler mi? Soru: Kanun gereği grev ve lokavt dışında kalacak işçiler toplu iş sözleşmesinden yararlanabilirler mi? Soru: Özel güvenlik personeli grevekatılabilir mi? 3-GREVİN İŞ SÖZLEŞMESİNE ETKİLERİ Soru: Grev ve lokavt süresince iş sözleşmesinin askıda kalması ne ifade etmektedir? Soru: Grev süresince işçi ücret talep edebilir mi? Soru: Sosyal yardımlar grev ve lokavttan nasıl etkilenir? Soru: İşveren grev tarihine kadar işleyen işçi ücretlerini ne zaman venasıl ödeyecektir? Soru: Greve katılan işçi hafta tatili ücretine hak kazanabilir mi? Soru: Grev ve lokavt yıllık ücretli izin hakkını nasıl etkiler? Soru: Greve katılan işçi Ulusal Bayram ve genel tatil ücretlerini isteyebilir mi? Soru: Greve katılan işçinin sosyal sigorta primleri ödenir mi? Soru: Greve katılan işçi sosyal sigorta haklarından yararlanabilir mi? Soru: Grev ve lokavt süresi kıdem tazminatı hakkını nasıl etkiler? Soru: Greve katılan işçinin iş sözleşmesi işverence feshedilebilir mi? 4-GREVİN YÜRÜTÜLMESİ Soru: Greve katılan işçi bir başka işte çalışabilir mi? Soru: İşveren grev süresinde başka işçi çalıştırabilir mi? Soru: Greve katılmayan işçilerin çalışmaları engellenebilir mi? Soru: İşveren grev sırasında stokları işyeri dışına çıkarabilir mi? Soru: Greve katılmayan işçi sonradan greve katılabilir mi? Soru: Grev başladığında yıllık ücretli izin hakkını kullanmakta olan işçiler nasıl greve katılmalıdırlar? Soru: Greve katılmayan işçiler toplu sözleşmeden yararlanabilir mi? GREVİN YÜRÜTÜLMESİ VE GREV GÖZCÜLERİNİN GÖREVLERİ Soru: Grev gözcülerinin bildirilmesi zorunlu mudur? Soru: Grev gözcülerinin sayısı nasıl belirlenir? Soru: Grev gözcüleri işyerine giriş ve çıkışları engelleyebilirler mi?
SOSYAL POLİTİKA VE İKTİSAT YAZILARI PROF. DR. SEYHAN ERDOĞDU’YA ARMAĞAN, 2020