Osman Açar | Istanbul University (original) (raw)
Uploads
Conference Presentations by Osman Açar
HOCA AHMET YESEVİ 2. ULUSLARARASI BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR KONGRESİ 6-8 Aralık 2019 ERZURUM, 2019
ÖZET: Kurumların başarısında çalışanların işe karşı geliştirdiği tutum ve davranışların ne kadar ... more ÖZET: Kurumların başarısında çalışanların işe karşı geliştirdiği tutum ve davranışların ne kadar önemli olduğu çeşitli araştırmalarla ispatlanmıştır. Bir kişinin işinden memnun olmasına sebep olan psikolojik, fizyolojik ve çevresel koşulların birleşimi olarak tanımlanan iş tatmini gerek özel sektör gerek kamu kurumları açısından önem arz etmektedir. Hiç şüphesiz çalışanın iş tatminini sağlamada kişisel özellikleri de etkilidir. Başkalarını iş yerinde etkili bir şekilde anlama ve başkalarının kişisel ve/veya örgütsel hedeflerini geliştirecek şekilde hareket etmelerini sağlamak için bu bilgiyi kullanma yeteneği olarak tanımlanan "politik beceri" ve çevresel değişmeyi etkileme eğilimi ve reaktif olmaktan ziyade proaktif davranışa girme eğilimini ifade eden "proaktif kişilik" özelliklerinin iş tatminini etkilediği varsayılmaktadır. Bu kapsamda çalışmanın amacı, bir devlet üniversitesindeki idari personelin politik becerilerinin iş tatmini üzerindeki etkisi açısından proaktif kişiliğin üstlenmiş olduğu aracı rolün belirlenmesi ve değerlendirilmesidir. Bu amaç doğrultusunda Bateman ve Crant (1993)'ın tasarladığı "Proaktif Kişilik Ölçeği" ,Ferris vd. (2005)'ın tasarladığı, Özdemir ve Gören (2015) tarafından Türkçe'ye uyarlanan Politik Beceri Envanteri ve Minnesota İş Tatmin Ölçeği uygulanarak politik becerinin iş tatmini üzerine etkisinde proaktif kişiliğin aracı rolü saptanmıştır. Çalışma kapsamında bir devlet üniversitesinde görev yapan 246 idari personele anket uygulanmıştır. Elde edilen veriler SPSS 25.00 programı kullanılarak analiz edilmiştir. Analizler sonucu elde edilen bulgulara göre politik beceri ve iş tatmini arasında anlamlı ilişki olduğu saptanmıştır. Ayrıca katılımcıların, politik beceri, iş tatmini ve proaktif kişilik düzeyleri, bazı demografik değişkenler açısından, anlamlı düzeyle farklılık göstermektedir. Sonuç olarak çalışanların iş tatmini düzeylerini artırabilmek için politik becerileri ve proaktif kişilik özelliklerinin geliştirilmesinin önemi ortaya çıkarılmıştır.
ABSTRACT:
The importance of the attitudes and behaviors developed by the employees towards the success of the organizations has been proved by various researches. Job satisfaction, defined as the combination of psychological, physiological and environmental conditions that cause a person to be satisfied with her/his job, is important for both the private sector and public institutions. There is no doubt that the employee's personal characteristics are also effective in achieving job satisfaction. Politic skill is defined as the ability to effectively understand others in the workplace and to use this knowledge to enable others to act in a way that improves their personal / organizational goals. Proactive personality refers to the tendency to influence environmental change and the goal of engaging in proactive behavior rather than being reactive.“Political skills” and “proactive personality” characteristics are assumed to affect job satisfaction. In this context, the aim of the study is to determine and evaluate the role of the proactive personality in terms of the impact of the political skills of the administrative staff at a state university on job satisfaction. For this purpose, the “Proactive Personality Scale" designed by Bateman and Crant (1993), "Politic Skill Inventory" designed by Ferris et al. (2005) -adapted to Turkish by Özdemir and Gören (2015)- and Minnesota Job Satisfaction Scale were applied to determine the intermediary role of proactive personality in the impact of political skill on job satisfaction. A questionnaire was applied to 246 administrative staff working at a state university. The data obtained were analyzed using SPSS 25.00 program. According to the findings of the analyzes, a significant relationship was found between political skills and job satisfaction. Also, political skill, job satisfaction and proactive personality levels of the participants differ significantly in terms of some demographic variables. Consequently, the importance of developing political skills and proactive personality traits has been revealed in order to increase job satisfaction levels of employees.
Keywords: Political Skill, Proactive Personality, Job Satisfaction, Administrative Personnel
HOCA AHMET YESEVİ 2. ULUSLARARASI BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR KONGRESİ 6-8 Aralık 2019 ERZURUM Atatürk Üniversitesi , 2019
ÖZET İslam düşüncesinin başlangıcından beri dünyayı algılayış şekline bağlı olarak farklı fraksiy... more ÖZET İslam düşüncesinin başlangıcından beri dünyayı algılayış şekline bağlı olarak farklı fraksiyonlar ortaya çıkmıştır. Siyasal mezhepler de devlet başkanının kim olacağı tartışmaları etrafında İslamiyet'in ilk dönemlerinden itibaren siyasal hayatta önemli yer edinmişlerdir. Pek çok marjinal mezhep göz ardı edilerek çalışmada İslam siyasal tarihinde ana akımlar olarak beliren Şiilik, Haricilik ve Sünnilik'in teşekkülü ve bunların devletin başı olan yöneticilere ilişkin görüşleri irdelenip analiz edilmektedir. İslam siyasal mezheplerin tam olarak ne zaman ortaya çıktığıyla ilgili görüş birliği bulunmamaktadır. Ancak bazı yazarlar, siyasi mezheplerin İslamın üçüncü halifesi Osman döneminden sonra ortaya çıkmaya başladığını ifade etmektedir. Halife Osman döneminde başlayan sorunlar dördüncü halife Ali döneminde de devam etmiş ve iç huzursuzluklar devlet başkanının meşruiyeti konusunun bir problematik olarak ele alınmasına yol açmıştır. İç huzursuzlukların bulunduğu bir ortamda Ali'nin karşısında güçlü bir rakibin ortaya çıkması İslam siyasal düşüncesinde derin ayrılıkların oluşmasına zemin hazırlamıştır. Bu karışıklık ortamında ortaya çıkan siyasal mezhepler zamanla belirli bir taraftar kitlesi oluşumunu da ivmelendirmiştir. İlk çıktıkları günden bu güne kadar siyasi mezheplerin kabul ve reddiyeleri bir takım nedenlere bağlı olarak çeşitlenmiş, bazı durumlarda iç içe geçerek bir kafa karışıklığı meydana getirmiştir. Bu bakımdan incelemeye tabi tutulan mezheplerin kendi içindeki tonlarından ve birbirini çapraz kesen benzerliklerinden sarf-ı nazar edilerek, bu çalışmada ana tonlar ve hâkim renklerden hareket edilecektir. Birçok açıdan farklılaşan bu üç siyasi mezhepte devlet başkanına/devlet başkanlığı makamına yüklenen anlam ve fonksiyon bundan elbette nasibi almıştır. Şii ekol, devletin başına Ali'nin soyundan gelen birinin geçmesi gerektiği iddia etmiş ve bu iddiasını kanıtlayacak argümanlara sahip olduğunu ileri sürmüştür. İslam düşüncesinin en keskin radikalleri olarak tanınan Hariciler, devlet başkanlığı makamının zorunluluğu konusunda çok da ısrarlı olmamışlardır, devlet başkanlığı görevinin gerekli olduğu bir durumda bu yetki ya da görev bir kişi veya zümrenin hakkı değildir. Yönetici olmanın akli veya şeri herhangi bir zorunluluk gerektirmediğini iddia eden haricilere göre, yönetici olma hakkı eşit oranda bütün Müslümanlara aittir. Sünnilik ise devlet yöneticiliğini ne Hariciler kadar geniş bir yelpazede ele almış ne de Şiiler gibi belirli bir aile veya soya ait olduğu iddia etmiştir. Sünnilik devlet başkanlığını belli şartlara bağlamıştır ve bu şartları sağlayanların devlet başkanı olmasının önünde engel bulunmamaktadır. Bu çalışmada İslam'ın siyasi düşüncelerinin ortaya çıkış süreci ve devlet başkanlığına bakış açıları incelenmiştir.
Thesis Chapters by Osman Açar
“Doğrudan demokrasi” olarak adlandırılan demokrasinin ilk formu Antik Yunan polislerinden biri ol... more “Doğrudan demokrasi” olarak adlandırılan demokrasinin ilk formu Antik Yunan polislerinden biri olan Atina’da ortaya çıkmıştır. Tarihsel süreç içerisinde birçok kavram ve etken tarafından şekillenen demokrasi radikal dönüşümler geçirmiştir. Modern dönemlerde temsil sistemi ile uygulama imkânı bulan demokrasi liberalizm tarafından ileri sürülen ya da savunulan ilkeler ile şekillenmiştir. Demokrasi kavramının Antik
Yunan’dan günümüze kadar süregelen bu değişimi ve dönüşümü bu çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Bu bağlamda Locke, Mill, Montesquieu, Rousseau ve Tocqueville gibi düşünürlerin kuramları ve demokrasiye katkıları ele alınmıştır.
Bu çalışmada, siyasal katılmanın Antik Yunan demokrasisinden başlayarak liberal demokrasiye değin uzanan değişimi ve gelişimi incelenerek demokrasi açısından önemini belirtmek amaçlanmıştır. Bu amaç kapsamında, -tartışmaya açık olmakla birlikte- liberal demokrasinin siyasal eşitlik anlayışı çerçevesinde siyasal katılmanın kapsamının
genişlediği; teknolojinin gelişmesiyle de siyasal katılma biçimlerinin çeşitlendiği ve bu sayede de daha aktif ve yoğun bir siyasal katılma imkânının ortaya çıktığı söylenebilir.
Anahtar Kelimeler: Antik Yunan demokrasisi, liberal demokrasi, demokrasi, siyasal katılma.
Papers by Osman Açar
Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2022
Tarih boyunca devletler iktidarlarının devamlılığını sağlamak ve meşrulaştırmak için birçok argüm... more Tarih boyunca devletler iktidarlarının devamlılığını sağlamak ve meşrulaştırmak için birçok argümana başvurmuşlardır. İdeoloji de bu argümanların başında gelmektedir. Tarihsel süreçte farklı bağlamlarda çeşitli anlamlarda kullanılan ideoloji, Althusser ile farklı bir boyut kazanmıştır. İdeoloji Althusser’le birlikte, her şeyi kapsayan, tarih ve zaman dışı, maddi bir yapısı olan bir kavrama dönüşmüştür. Bu bağlamda çalışmanın kapsamını Althusser’in ideoloji teorisi oluşturmaktadır. Bu çalışmayla amaçlanan, Althusserci ideolojiyi ve bu ideolojinin devlet kuramındaki yerini klasik Marksist anlayışla olan farklılıkları da içine alacak şekilde ortaya koymaktır. Çalışmada ulaşılan sonuçta Althusser devletin ideolojik aygıtları ile monist yapıdaki Marksist devlet kuramını düalist yapıya kavuşturduğu görülmektedir. Althusser, klasik Marksist anlayıştan farklı olarak, ideolojiyi salt ekonomik pratiğin uzantısı olarak ele almamıştır. O, ideolojinin felsefi, siyasi ve sosyolojik boyutlarını da göz önünde bulundurarak ideolojiyi ebedi olan maddi bir pratik şeklinde değerlendirmiştir. Ayrıca devlet iktidarı ile devlet aygıtı arasındaki farkı ortaya koymuş, ideolojinin kapitalist sistemdeki rolünü göstermiştir.
Anahtar Kelimeler: Althusser, ideoloji, devletin ideolojik aygıtları, marksizm.
Abstract
Throughout history, states have resorted to many arguments to ensure the continuity of their power and to legitimize it. Ideology is one of these arguments. Ideology, which has been used in various meanings in different contexts in the historical process, gained a different dimension with Althusser. With Althusser, ideology has turned into a concept that covers everything and has a material structure beyond history and time. In this context, the scope of the study consists of Althusser's theory of ideology. The aim of this study is to reveal Althusser’s ideology and its place in the theory of the state, including the differences with the classical Marxist view. As a result, it can be seen that Althusser has transformed the Marxist theory of the state from a monist structure to a dualist structure with the ideological apparatus of the state. Althusser, unlike the classical Marxist understanding, did not consider ideology as an extension of purely economic practice. He considering the philosophical, political and sociological dimensions of ideology, evaluated ideology as an eternal and material practice. He also revealed the difference between state power and state apparatus and showed the role of ideology in the capitalist system.
Keywords: Althusser, ideology, the ideological apparatus of the state, marxism.
Books by Osman Açar
Siyasal katılma, tüm siyasal rejimlerde yer edinen bir kavram olsa da demokrasi ile özdeşleşmiş, ... more Siyasal katılma, tüm siyasal rejimlerde yer edinen bir kavram olsa da demokrasi ile özdeşleşmiş, onun temel bileşenlerinden biri olarak karşımıza çıkar. Nitekim Antik Yunan’da doğrudan demokrasinin doğuşu ve gelişimi vatandaşların siyasal sisteme doğrudan katılımıyla gerçekleşmiştir. Bu bağdan ötürüdür ki, demokratik yapıya sahip siyasal sistemlerde yönetişimin kalitesiyle vatandaşların siyasal sisteme katılım yolları ile olanaklarının çeşitliliği ve niteliği arasında pozitif yönlü bir ilişki vardır (Hague vd., 2016: 216). Demokrasinin mevcudiyeti, etkinliği ve işlevselliği açılarından büyük önem arz eden siyasal katılma yolları tarihsel süreçte teknolojik gelişmelerin de sayesinde çeşitlenip çoğalmıştır. Geleneksel katılım yollarının (siyasal parti üyeliği, mitinglere katılma, propaganda, oy verme vs.) yanı sıra günümüzde yeni kitle iletişim araçları ve teknolojisi sayesinde vatandaşlara kolay, zahmetsiz, masrafsız doğrudan katılım yolları sunulmuştur. Siyasal katılıma olanak tanıyan bu yenilikler arasında en önemli işlev ve görev modern dönemlerde siyasal katılmayı mümkün kılan temsil sistemine aittir.
HOCA AHMET YESEVİ 2. ULUSLARARASI BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR KONGRESİ 6-8 Aralık 2019 ERZURUM, 2019
ÖZET: Kurumların başarısında çalışanların işe karşı geliştirdiği tutum ve davranışların ne kadar ... more ÖZET: Kurumların başarısında çalışanların işe karşı geliştirdiği tutum ve davranışların ne kadar önemli olduğu çeşitli araştırmalarla ispatlanmıştır. Bir kişinin işinden memnun olmasına sebep olan psikolojik, fizyolojik ve çevresel koşulların birleşimi olarak tanımlanan iş tatmini gerek özel sektör gerek kamu kurumları açısından önem arz etmektedir. Hiç şüphesiz çalışanın iş tatminini sağlamada kişisel özellikleri de etkilidir. Başkalarını iş yerinde etkili bir şekilde anlama ve başkalarının kişisel ve/veya örgütsel hedeflerini geliştirecek şekilde hareket etmelerini sağlamak için bu bilgiyi kullanma yeteneği olarak tanımlanan "politik beceri" ve çevresel değişmeyi etkileme eğilimi ve reaktif olmaktan ziyade proaktif davranışa girme eğilimini ifade eden "proaktif kişilik" özelliklerinin iş tatminini etkilediği varsayılmaktadır. Bu kapsamda çalışmanın amacı, bir devlet üniversitesindeki idari personelin politik becerilerinin iş tatmini üzerindeki etkisi açısından proaktif kişiliğin üstlenmiş olduğu aracı rolün belirlenmesi ve değerlendirilmesidir. Bu amaç doğrultusunda Bateman ve Crant (1993)'ın tasarladığı "Proaktif Kişilik Ölçeği" ,Ferris vd. (2005)'ın tasarladığı, Özdemir ve Gören (2015) tarafından Türkçe'ye uyarlanan Politik Beceri Envanteri ve Minnesota İş Tatmin Ölçeği uygulanarak politik becerinin iş tatmini üzerine etkisinde proaktif kişiliğin aracı rolü saptanmıştır. Çalışma kapsamında bir devlet üniversitesinde görev yapan 246 idari personele anket uygulanmıştır. Elde edilen veriler SPSS 25.00 programı kullanılarak analiz edilmiştir. Analizler sonucu elde edilen bulgulara göre politik beceri ve iş tatmini arasında anlamlı ilişki olduğu saptanmıştır. Ayrıca katılımcıların, politik beceri, iş tatmini ve proaktif kişilik düzeyleri, bazı demografik değişkenler açısından, anlamlı düzeyle farklılık göstermektedir. Sonuç olarak çalışanların iş tatmini düzeylerini artırabilmek için politik becerileri ve proaktif kişilik özelliklerinin geliştirilmesinin önemi ortaya çıkarılmıştır.
ABSTRACT:
The importance of the attitudes and behaviors developed by the employees towards the success of the organizations has been proved by various researches. Job satisfaction, defined as the combination of psychological, physiological and environmental conditions that cause a person to be satisfied with her/his job, is important for both the private sector and public institutions. There is no doubt that the employee's personal characteristics are also effective in achieving job satisfaction. Politic skill is defined as the ability to effectively understand others in the workplace and to use this knowledge to enable others to act in a way that improves their personal / organizational goals. Proactive personality refers to the tendency to influence environmental change and the goal of engaging in proactive behavior rather than being reactive.“Political skills” and “proactive personality” characteristics are assumed to affect job satisfaction. In this context, the aim of the study is to determine and evaluate the role of the proactive personality in terms of the impact of the political skills of the administrative staff at a state university on job satisfaction. For this purpose, the “Proactive Personality Scale" designed by Bateman and Crant (1993), "Politic Skill Inventory" designed by Ferris et al. (2005) -adapted to Turkish by Özdemir and Gören (2015)- and Minnesota Job Satisfaction Scale were applied to determine the intermediary role of proactive personality in the impact of political skill on job satisfaction. A questionnaire was applied to 246 administrative staff working at a state university. The data obtained were analyzed using SPSS 25.00 program. According to the findings of the analyzes, a significant relationship was found between political skills and job satisfaction. Also, political skill, job satisfaction and proactive personality levels of the participants differ significantly in terms of some demographic variables. Consequently, the importance of developing political skills and proactive personality traits has been revealed in order to increase job satisfaction levels of employees.
Keywords: Political Skill, Proactive Personality, Job Satisfaction, Administrative Personnel
HOCA AHMET YESEVİ 2. ULUSLARARASI BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR KONGRESİ 6-8 Aralık 2019 ERZURUM Atatürk Üniversitesi , 2019
ÖZET İslam düşüncesinin başlangıcından beri dünyayı algılayış şekline bağlı olarak farklı fraksiy... more ÖZET İslam düşüncesinin başlangıcından beri dünyayı algılayış şekline bağlı olarak farklı fraksiyonlar ortaya çıkmıştır. Siyasal mezhepler de devlet başkanının kim olacağı tartışmaları etrafında İslamiyet'in ilk dönemlerinden itibaren siyasal hayatta önemli yer edinmişlerdir. Pek çok marjinal mezhep göz ardı edilerek çalışmada İslam siyasal tarihinde ana akımlar olarak beliren Şiilik, Haricilik ve Sünnilik'in teşekkülü ve bunların devletin başı olan yöneticilere ilişkin görüşleri irdelenip analiz edilmektedir. İslam siyasal mezheplerin tam olarak ne zaman ortaya çıktığıyla ilgili görüş birliği bulunmamaktadır. Ancak bazı yazarlar, siyasi mezheplerin İslamın üçüncü halifesi Osman döneminden sonra ortaya çıkmaya başladığını ifade etmektedir. Halife Osman döneminde başlayan sorunlar dördüncü halife Ali döneminde de devam etmiş ve iç huzursuzluklar devlet başkanının meşruiyeti konusunun bir problematik olarak ele alınmasına yol açmıştır. İç huzursuzlukların bulunduğu bir ortamda Ali'nin karşısında güçlü bir rakibin ortaya çıkması İslam siyasal düşüncesinde derin ayrılıkların oluşmasına zemin hazırlamıştır. Bu karışıklık ortamında ortaya çıkan siyasal mezhepler zamanla belirli bir taraftar kitlesi oluşumunu da ivmelendirmiştir. İlk çıktıkları günden bu güne kadar siyasi mezheplerin kabul ve reddiyeleri bir takım nedenlere bağlı olarak çeşitlenmiş, bazı durumlarda iç içe geçerek bir kafa karışıklığı meydana getirmiştir. Bu bakımdan incelemeye tabi tutulan mezheplerin kendi içindeki tonlarından ve birbirini çapraz kesen benzerliklerinden sarf-ı nazar edilerek, bu çalışmada ana tonlar ve hâkim renklerden hareket edilecektir. Birçok açıdan farklılaşan bu üç siyasi mezhepte devlet başkanına/devlet başkanlığı makamına yüklenen anlam ve fonksiyon bundan elbette nasibi almıştır. Şii ekol, devletin başına Ali'nin soyundan gelen birinin geçmesi gerektiği iddia etmiş ve bu iddiasını kanıtlayacak argümanlara sahip olduğunu ileri sürmüştür. İslam düşüncesinin en keskin radikalleri olarak tanınan Hariciler, devlet başkanlığı makamının zorunluluğu konusunda çok da ısrarlı olmamışlardır, devlet başkanlığı görevinin gerekli olduğu bir durumda bu yetki ya da görev bir kişi veya zümrenin hakkı değildir. Yönetici olmanın akli veya şeri herhangi bir zorunluluk gerektirmediğini iddia eden haricilere göre, yönetici olma hakkı eşit oranda bütün Müslümanlara aittir. Sünnilik ise devlet yöneticiliğini ne Hariciler kadar geniş bir yelpazede ele almış ne de Şiiler gibi belirli bir aile veya soya ait olduğu iddia etmiştir. Sünnilik devlet başkanlığını belli şartlara bağlamıştır ve bu şartları sağlayanların devlet başkanı olmasının önünde engel bulunmamaktadır. Bu çalışmada İslam'ın siyasi düşüncelerinin ortaya çıkış süreci ve devlet başkanlığına bakış açıları incelenmiştir.
“Doğrudan demokrasi” olarak adlandırılan demokrasinin ilk formu Antik Yunan polislerinden biri ol... more “Doğrudan demokrasi” olarak adlandırılan demokrasinin ilk formu Antik Yunan polislerinden biri olan Atina’da ortaya çıkmıştır. Tarihsel süreç içerisinde birçok kavram ve etken tarafından şekillenen demokrasi radikal dönüşümler geçirmiştir. Modern dönemlerde temsil sistemi ile uygulama imkânı bulan demokrasi liberalizm tarafından ileri sürülen ya da savunulan ilkeler ile şekillenmiştir. Demokrasi kavramının Antik
Yunan’dan günümüze kadar süregelen bu değişimi ve dönüşümü bu çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Bu bağlamda Locke, Mill, Montesquieu, Rousseau ve Tocqueville gibi düşünürlerin kuramları ve demokrasiye katkıları ele alınmıştır.
Bu çalışmada, siyasal katılmanın Antik Yunan demokrasisinden başlayarak liberal demokrasiye değin uzanan değişimi ve gelişimi incelenerek demokrasi açısından önemini belirtmek amaçlanmıştır. Bu amaç kapsamında, -tartışmaya açık olmakla birlikte- liberal demokrasinin siyasal eşitlik anlayışı çerçevesinde siyasal katılmanın kapsamının
genişlediği; teknolojinin gelişmesiyle de siyasal katılma biçimlerinin çeşitlendiği ve bu sayede de daha aktif ve yoğun bir siyasal katılma imkânının ortaya çıktığı söylenebilir.
Anahtar Kelimeler: Antik Yunan demokrasisi, liberal demokrasi, demokrasi, siyasal katılma.
Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2022
Tarih boyunca devletler iktidarlarının devamlılığını sağlamak ve meşrulaştırmak için birçok argüm... more Tarih boyunca devletler iktidarlarının devamlılığını sağlamak ve meşrulaştırmak için birçok argümana başvurmuşlardır. İdeoloji de bu argümanların başında gelmektedir. Tarihsel süreçte farklı bağlamlarda çeşitli anlamlarda kullanılan ideoloji, Althusser ile farklı bir boyut kazanmıştır. İdeoloji Althusser’le birlikte, her şeyi kapsayan, tarih ve zaman dışı, maddi bir yapısı olan bir kavrama dönüşmüştür. Bu bağlamda çalışmanın kapsamını Althusser’in ideoloji teorisi oluşturmaktadır. Bu çalışmayla amaçlanan, Althusserci ideolojiyi ve bu ideolojinin devlet kuramındaki yerini klasik Marksist anlayışla olan farklılıkları da içine alacak şekilde ortaya koymaktır. Çalışmada ulaşılan sonuçta Althusser devletin ideolojik aygıtları ile monist yapıdaki Marksist devlet kuramını düalist yapıya kavuşturduğu görülmektedir. Althusser, klasik Marksist anlayıştan farklı olarak, ideolojiyi salt ekonomik pratiğin uzantısı olarak ele almamıştır. O, ideolojinin felsefi, siyasi ve sosyolojik boyutlarını da göz önünde bulundurarak ideolojiyi ebedi olan maddi bir pratik şeklinde değerlendirmiştir. Ayrıca devlet iktidarı ile devlet aygıtı arasındaki farkı ortaya koymuş, ideolojinin kapitalist sistemdeki rolünü göstermiştir.
Anahtar Kelimeler: Althusser, ideoloji, devletin ideolojik aygıtları, marksizm.
Abstract
Throughout history, states have resorted to many arguments to ensure the continuity of their power and to legitimize it. Ideology is one of these arguments. Ideology, which has been used in various meanings in different contexts in the historical process, gained a different dimension with Althusser. With Althusser, ideology has turned into a concept that covers everything and has a material structure beyond history and time. In this context, the scope of the study consists of Althusser's theory of ideology. The aim of this study is to reveal Althusser’s ideology and its place in the theory of the state, including the differences with the classical Marxist view. As a result, it can be seen that Althusser has transformed the Marxist theory of the state from a monist structure to a dualist structure with the ideological apparatus of the state. Althusser, unlike the classical Marxist understanding, did not consider ideology as an extension of purely economic practice. He considering the philosophical, political and sociological dimensions of ideology, evaluated ideology as an eternal and material practice. He also revealed the difference between state power and state apparatus and showed the role of ideology in the capitalist system.
Keywords: Althusser, ideology, the ideological apparatus of the state, marxism.
Siyasal katılma, tüm siyasal rejimlerde yer edinen bir kavram olsa da demokrasi ile özdeşleşmiş, ... more Siyasal katılma, tüm siyasal rejimlerde yer edinen bir kavram olsa da demokrasi ile özdeşleşmiş, onun temel bileşenlerinden biri olarak karşımıza çıkar. Nitekim Antik Yunan’da doğrudan demokrasinin doğuşu ve gelişimi vatandaşların siyasal sisteme doğrudan katılımıyla gerçekleşmiştir. Bu bağdan ötürüdür ki, demokratik yapıya sahip siyasal sistemlerde yönetişimin kalitesiyle vatandaşların siyasal sisteme katılım yolları ile olanaklarının çeşitliliği ve niteliği arasında pozitif yönlü bir ilişki vardır (Hague vd., 2016: 216). Demokrasinin mevcudiyeti, etkinliği ve işlevselliği açılarından büyük önem arz eden siyasal katılma yolları tarihsel süreçte teknolojik gelişmelerin de sayesinde çeşitlenip çoğalmıştır. Geleneksel katılım yollarının (siyasal parti üyeliği, mitinglere katılma, propaganda, oy verme vs.) yanı sıra günümüzde yeni kitle iletişim araçları ve teknolojisi sayesinde vatandaşlara kolay, zahmetsiz, masrafsız doğrudan katılım yolları sunulmuştur. Siyasal katılıma olanak tanıyan bu yenilikler arasında en önemli işlev ve görev modern dönemlerde siyasal katılmayı mümkün kılan temsil sistemine aittir.