Semir Temiz | Kilis 7 Aralik University www.kilis.edu.tr (original) (raw)
Papers by Semir Temiz
TEZ9519Tez (Yüksek Lisans) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2012.Kaynakça (s. 121-123) var.ix, 12... more TEZ9519Tez (Yüksek Lisans) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2012.Kaynakça (s. 121-123) var.ix, 124 s. : tablo ; 29 cm.Bu çalışmanın amacı, Marx ve Engels’in kendi eserlerinde kısmi olarak atıfta bulundukları ahlaka ilişkin görüşleri temelinde, Marx ve Marksizme ait bir ahlaki görüşün, Marx’ın toplum ve siyaset felsefesi perspektifinde temellendirilip temellendirilemeyeceğini ortaya koymaya çalışmaktır. Bu amaçla çalışmanın birinci bölümünde, genel olarak Marx felsefesi ve Marx’ın temel kavramları üzerinde durulmuştur. Çalışmanın ikinci bölümünde ise, ağırlıklı olarak insan doğası ve insan-doğa etkileşimi üzerinde durulmuş ve bu etkileşim temelinde insanın doğaya yöneliminin ahlaki bağıntıları ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Çalışmanın son bölümünde ise, birinci ve ikinci bölümde elde edilen kavramlar ve yapılan tespitler temelinde, “Marx felsefesinde ahlak problemine dair bir temellendirme yapılabilir mi?” sorusunun cevapları bulunmaya çalışılmıştır.The aim of this study is to try t...
Journal of International Social Research
Öz Bu çalışmanın amacı, özellikle sosyal bilimler alanında süregelen yöntem tartışmasına r. Karl ... more Öz Bu çalışmanın amacı, özellikle sosyal bilimler alanında süregelen yöntem tartışmasına r. Karl Popper perspektifinde yeni bir bakış açısı kazandırmak ve yapılan tartışmalara katkı sağlamaktır. Popper'ın yöntem problemine ilişkin görüşlerinin, genel kabul görmüş, yaygın yöntem anlayışlarına yönelik eleştirisi üzerinden şekillendiğini söyleyebiliriz. Bu bağlamda Popper'ın eleştirel bakış açısının öncelikle, günümüz yöntem problemine dair yapılan tartışmaların zeminini oluşturan aristotelesçi mantık perspektifine yönelik olduğunu görmekteyiz. Popper, Aristotelesçiliğin fizik doğa gerçeği ile tasımın akılla doğrulanmış önermeleri arasında bir özdeşlik bağı kurmaya çalışmasını bilim dışı bir çaba olarak görür. Popper'a göre bilimin, özelde sosyal bilimin hiçbir savı ampirik dünyayı temsil edecek mutlak bir yetkinliği üstlenemez. Herhangi bir hipotezin belirli zamanlarda ve şartlarda doğrulanmış olması(bunun sayısı önemli değildir), söz konusu hipotez için mutlak bir temsil gücü kazandırmaz. Popper'ın bu probleme ilişkin temel savı, bir teorinin bilimsel olma niteliği kazanmasının şartı, mümkün bir olgu tarafından yanlışlanmaya açık olması, yani potansiyel bir yanlışlanabilirlik durumunu içermesidir.
Beytulhikme An International Journal of Philosophy
The world of thought, which was under the thumb of Platonism until the 19th century, has suffered... more The world of thought, which was under the thumb of Platonism until the 19th century, has suffered from a turning point and deflected itself into a new searching, exclusively towards the 20th century. One of the main characters of this searching is undoubtedly Nietzsche. The name of Nietzsche has taken place in history as an important figure who affected almost every corner of that world in the adventure of passage from the 19th to 20th century. It is not surprising that this powerful figure has taken place in our intelligentsia approximately during the last period of the Ottoman Empire. This name has a respected value in the heritage assigned from the Ottoman Empire to the Turkish Republic. In this process, Nietzsche’s thought has been handled and evaluated in various contexts or movements. The most significant outcome of these evaluations is that there is not just a single aspect of Nietzsche. While figures who enriched Nietzsche’s thought have submitted divergent appropriation, they also take him in the center stage of current philosophical concern. In this text, concordantly, by following a certain method carefully, we aim to enframe the appropriation manners of thought of Nietzsche who is one of the most significant domains of our philosophical adventure in the historical process.
Beytulhikme, 2020
The world of thought, which was under the thumb of Platonism until the 19th century, has suffered... more The world of thought, which was under the thumb of Platonism until
the 19th century, has suffered from a turning point and deflected itself into a new searching, exclusively towards the 20th century. One of the main characters of this searching is undoubtedly Nietzsche. The name of Nietzsche has taken place in history as an important figure who affected almost every corner of that world in the adventure of passage from the 19th to 20th century. It is not surprising that this powerful figure has taken place in our intelligentsia approximately during the last period of the Ottoman Empire. This name has a respected value in the heritage assigned from the Ottoman Empire to the Turkish Republic. In this process, Nietzsche’s thought has been handled and evaluated in various contexts or movements. The most significant outcome of these
evaluations is that there is not just a single aspect of Nietzsche. While figures who enriched Nietzsche’s thought have submitted divergent appropriation, they also take him in the center stage of current philosophical concern. In this text, concordantly, by following a certain method carefully, we aim to enframe the appropriation manners of thought of Nietzsche who is one of the most significant domains of our philosophical adventure in the historical process.
ÖZET Bu çalışmanın amacı, yakın bir geçmişe kadar felsefenin ve özelde onun alt disiplini olan et... more ÖZET Bu çalışmanın amacı, yakın bir geçmişe kadar felsefenin ve özelde onun alt disiplini olan etiğin, çoğu zaman gözden kaçırdığı bir problemi tartışmak ve bu probleme ilişkin öne sürülen çözüm önerilerinden biri olan hocam Uluğ NUTKU'nun bu tartışmaya dair geliştirdiği düşünceleri anlamaya çalışmak ve paylaşmaktır. Nutku'ya göre günümüze kadar yapılan insan merkezli ahlak felsefesi tartışmaları bizleri kısır bir döngüye taşımaktan ileriye gitmemiştir. Günümüzde herkesçe dile getirilen ekolojik problemlerin tek çözümü, problemin kaynağını tespit etmek ve onu tümüyle ortadan kaldırmaktır. Problemin kaynağını dışarda bırakıp onun olumsuz yansımalarını ortadan kaldırmaya çalışmak bizi ileriye taşımamanın yanında, içinden çıkamayacağımız bir sarmalın içerisine sürükler. Ayrıca problemin kaynağını tümden ortadan kaldırmak da başlı başına bir çözüm olamaz. Onu ortadan kaldırdıktan sonra, yeni bir başlangıca işaret eden ilkelerin belirlenmesi, yanlış kurulan insan-doğa ilişkisinin olumlanması bakımından zorunludur. Bu anlamda Nutku'nun belirlemiş olduğu ilkeler, ekoloji üzerine yapılan tartışmalara bütüncül bir felsefi perspektif sunması bakımından önemlidir.
Öz Bu çalışmanın amacı, özellikle sosyal bilimler alanında süregelen yöntem tartışmasın... more Öz Bu çalışmanın amacı, özellikle sosyal bilimler alanında süregelen yöntem tartışmasına r. Karl Popper perspektifinde yeni bir bakış açısı kazandırmak ve yapılan tartışmalara katkı sağlamaktır. Popper'ın yöntem problemine ilişkin görüşlerinin, genel kabul görmüş, yaygın yöntem anlayışlarına yönelik eleştirisi üzerinden şekillendiğini söyleyebiliriz. Bu bağlamda Popper'ın eleştirel bakış açısının öncelikle, günümüz yöntem problemine dair yapılan tartışmaların zeminini oluşturan aristotelesçi mantık perspektifine yönelik olduğunu görmekteyiz. Popper, Aristotelesçiliğin fizik doğa gerçeği ile tasımın akılla doğrulanmış önermeleri arasında bir özdeşlik bağı kurmaya çalışmasını bilim dışı bir çaba olarak görür. Popper'a göre bilimin, özelde sosyal bilimin hiçbir savı ampirik dünyayı temsil edecek mutlak bir yetkinliği üstlenemez. Herhangi bir hipotezin belirli zamanlarda ve şartlarda doğrulanmış olması(bunun sayısı önemli değildir), söz konusu hipotez için mutlak bir temsil gücü kazandırmaz. Popper'ın bu probleme ilişkin temel savı, bir teorinin bilimsel olma niteliği kazanmasının şartı, mümkün bir olgu tarafından yanlışlanmaya açık olması, yani potansiyel bir yanlışlanabilirlik durumunu içermesidir.
Abstract The purpose of this study is especially useful for ongoing discussion of methods in the field of social sciences to give point of view on R. Karl Popper perspective. We can say that Popper's views are shaped by his critique of common and generally accepted method conception. İn this contex, we see that Popper's critical point of view is primarily directed to the perspective of Aristotelian logic which is the basic of discussions on the contemporary method problem. Popper argues that Aristotelistism is an unscientific effort to establish an identity link between physical reality and the reasoned propositions of syllogism. According to Popper, no argument of science, in particular social science, can assume that it can reach an empirical capacity that represents the empirical world. The fact that any hypothesis that has been verified at certain times and condotions(repetition is unimportant) does not give an absolute representation power to the hypothesis. Popper's main argument for this problem is that the condition of a theory to become scientific is that it must be open to falsification by a possible phenomenon; in other word it must contain a potential falsifiability.
TEZ9519Tez (Yüksek Lisans) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2012.Kaynakça (s. 121-123) var.ix, 12... more TEZ9519Tez (Yüksek Lisans) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2012.Kaynakça (s. 121-123) var.ix, 124 s. : tablo ; 29 cm.Bu çalışmanın amacı, Marx ve Engels’in kendi eserlerinde kısmi olarak atıfta bulundukları ahlaka ilişkin görüşleri temelinde, Marx ve Marksizme ait bir ahlaki görüşün, Marx’ın toplum ve siyaset felsefesi perspektifinde temellendirilip temellendirilemeyeceğini ortaya koymaya çalışmaktır. Bu amaçla çalışmanın birinci bölümünde, genel olarak Marx felsefesi ve Marx’ın temel kavramları üzerinde durulmuştur. Çalışmanın ikinci bölümünde ise, ağırlıklı olarak insan doğası ve insan-doğa etkileşimi üzerinde durulmuş ve bu etkileşim temelinde insanın doğaya yöneliminin ahlaki bağıntıları ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Çalışmanın son bölümünde ise, birinci ve ikinci bölümde elde edilen kavramlar ve yapılan tespitler temelinde, “Marx felsefesinde ahlak problemine dair bir temellendirme yapılabilir mi?” sorusunun cevapları bulunmaya çalışılmıştır.The aim of this study is to try t...
Journal of International Social Research
Öz Bu çalışmanın amacı, özellikle sosyal bilimler alanında süregelen yöntem tartışmasına r. Karl ... more Öz Bu çalışmanın amacı, özellikle sosyal bilimler alanında süregelen yöntem tartışmasına r. Karl Popper perspektifinde yeni bir bakış açısı kazandırmak ve yapılan tartışmalara katkı sağlamaktır. Popper'ın yöntem problemine ilişkin görüşlerinin, genel kabul görmüş, yaygın yöntem anlayışlarına yönelik eleştirisi üzerinden şekillendiğini söyleyebiliriz. Bu bağlamda Popper'ın eleştirel bakış açısının öncelikle, günümüz yöntem problemine dair yapılan tartışmaların zeminini oluşturan aristotelesçi mantık perspektifine yönelik olduğunu görmekteyiz. Popper, Aristotelesçiliğin fizik doğa gerçeği ile tasımın akılla doğrulanmış önermeleri arasında bir özdeşlik bağı kurmaya çalışmasını bilim dışı bir çaba olarak görür. Popper'a göre bilimin, özelde sosyal bilimin hiçbir savı ampirik dünyayı temsil edecek mutlak bir yetkinliği üstlenemez. Herhangi bir hipotezin belirli zamanlarda ve şartlarda doğrulanmış olması(bunun sayısı önemli değildir), söz konusu hipotez için mutlak bir temsil gücü kazandırmaz. Popper'ın bu probleme ilişkin temel savı, bir teorinin bilimsel olma niteliği kazanmasının şartı, mümkün bir olgu tarafından yanlışlanmaya açık olması, yani potansiyel bir yanlışlanabilirlik durumunu içermesidir.
Beytulhikme An International Journal of Philosophy
The world of thought, which was under the thumb of Platonism until the 19th century, has suffered... more The world of thought, which was under the thumb of Platonism until the 19th century, has suffered from a turning point and deflected itself into a new searching, exclusively towards the 20th century. One of the main characters of this searching is undoubtedly Nietzsche. The name of Nietzsche has taken place in history as an important figure who affected almost every corner of that world in the adventure of passage from the 19th to 20th century. It is not surprising that this powerful figure has taken place in our intelligentsia approximately during the last period of the Ottoman Empire. This name has a respected value in the heritage assigned from the Ottoman Empire to the Turkish Republic. In this process, Nietzsche’s thought has been handled and evaluated in various contexts or movements. The most significant outcome of these evaluations is that there is not just a single aspect of Nietzsche. While figures who enriched Nietzsche’s thought have submitted divergent appropriation, they also take him in the center stage of current philosophical concern. In this text, concordantly, by following a certain method carefully, we aim to enframe the appropriation manners of thought of Nietzsche who is one of the most significant domains of our philosophical adventure in the historical process.
Beytulhikme, 2020
The world of thought, which was under the thumb of Platonism until the 19th century, has suffered... more The world of thought, which was under the thumb of Platonism until
the 19th century, has suffered from a turning point and deflected itself into a new searching, exclusively towards the 20th century. One of the main characters of this searching is undoubtedly Nietzsche. The name of Nietzsche has taken place in history as an important figure who affected almost every corner of that world in the adventure of passage from the 19th to 20th century. It is not surprising that this powerful figure has taken place in our intelligentsia approximately during the last period of the Ottoman Empire. This name has a respected value in the heritage assigned from the Ottoman Empire to the Turkish Republic. In this process, Nietzsche’s thought has been handled and evaluated in various contexts or movements. The most significant outcome of these
evaluations is that there is not just a single aspect of Nietzsche. While figures who enriched Nietzsche’s thought have submitted divergent appropriation, they also take him in the center stage of current philosophical concern. In this text, concordantly, by following a certain method carefully, we aim to enframe the appropriation manners of thought of Nietzsche who is one of the most significant domains of our philosophical adventure in the historical process.
ÖZET Bu çalışmanın amacı, yakın bir geçmişe kadar felsefenin ve özelde onun alt disiplini olan et... more ÖZET Bu çalışmanın amacı, yakın bir geçmişe kadar felsefenin ve özelde onun alt disiplini olan etiğin, çoğu zaman gözden kaçırdığı bir problemi tartışmak ve bu probleme ilişkin öne sürülen çözüm önerilerinden biri olan hocam Uluğ NUTKU'nun bu tartışmaya dair geliştirdiği düşünceleri anlamaya çalışmak ve paylaşmaktır. Nutku'ya göre günümüze kadar yapılan insan merkezli ahlak felsefesi tartışmaları bizleri kısır bir döngüye taşımaktan ileriye gitmemiştir. Günümüzde herkesçe dile getirilen ekolojik problemlerin tek çözümü, problemin kaynağını tespit etmek ve onu tümüyle ortadan kaldırmaktır. Problemin kaynağını dışarda bırakıp onun olumsuz yansımalarını ortadan kaldırmaya çalışmak bizi ileriye taşımamanın yanında, içinden çıkamayacağımız bir sarmalın içerisine sürükler. Ayrıca problemin kaynağını tümden ortadan kaldırmak da başlı başına bir çözüm olamaz. Onu ortadan kaldırdıktan sonra, yeni bir başlangıca işaret eden ilkelerin belirlenmesi, yanlış kurulan insan-doğa ilişkisinin olumlanması bakımından zorunludur. Bu anlamda Nutku'nun belirlemiş olduğu ilkeler, ekoloji üzerine yapılan tartışmalara bütüncül bir felsefi perspektif sunması bakımından önemlidir.
Öz Bu çalışmanın amacı, özellikle sosyal bilimler alanında süregelen yöntem tartışmasın... more Öz Bu çalışmanın amacı, özellikle sosyal bilimler alanında süregelen yöntem tartışmasına r. Karl Popper perspektifinde yeni bir bakış açısı kazandırmak ve yapılan tartışmalara katkı sağlamaktır. Popper'ın yöntem problemine ilişkin görüşlerinin, genel kabul görmüş, yaygın yöntem anlayışlarına yönelik eleştirisi üzerinden şekillendiğini söyleyebiliriz. Bu bağlamda Popper'ın eleştirel bakış açısının öncelikle, günümüz yöntem problemine dair yapılan tartışmaların zeminini oluşturan aristotelesçi mantık perspektifine yönelik olduğunu görmekteyiz. Popper, Aristotelesçiliğin fizik doğa gerçeği ile tasımın akılla doğrulanmış önermeleri arasında bir özdeşlik bağı kurmaya çalışmasını bilim dışı bir çaba olarak görür. Popper'a göre bilimin, özelde sosyal bilimin hiçbir savı ampirik dünyayı temsil edecek mutlak bir yetkinliği üstlenemez. Herhangi bir hipotezin belirli zamanlarda ve şartlarda doğrulanmış olması(bunun sayısı önemli değildir), söz konusu hipotez için mutlak bir temsil gücü kazandırmaz. Popper'ın bu probleme ilişkin temel savı, bir teorinin bilimsel olma niteliği kazanmasının şartı, mümkün bir olgu tarafından yanlışlanmaya açık olması, yani potansiyel bir yanlışlanabilirlik durumunu içermesidir.
Abstract The purpose of this study is especially useful for ongoing discussion of methods in the field of social sciences to give point of view on R. Karl Popper perspective. We can say that Popper's views are shaped by his critique of common and generally accepted method conception. İn this contex, we see that Popper's critical point of view is primarily directed to the perspective of Aristotelian logic which is the basic of discussions on the contemporary method problem. Popper argues that Aristotelistism is an unscientific effort to establish an identity link between physical reality and the reasoned propositions of syllogism. According to Popper, no argument of science, in particular social science, can assume that it can reach an empirical capacity that represents the empirical world. The fact that any hypothesis that has been verified at certain times and condotions(repetition is unimportant) does not give an absolute representation power to the hypothesis. Popper's main argument for this problem is that the condition of a theory to become scientific is that it must be open to falsification by a possible phenomenon; in other word it must contain a potential falsifiability.