ümmühan elçin ertuğrul | KIRIKKALE UNIVERSITY-TURKEY (original) (raw)

Uploads

Papers by ümmühan elçin ertuğrul

Research paper thumbnail of MENŞE DEVLETİN KİTLESEL MÜLTECİ AKINLARINDAN SORUMLULUĞU VE ESKİ HALE İADE YÜKÜMLÜLÜĞÜ: SURİYE ÖRNEĞİ VE TÜRKİYE’DEKİ SURİYELİLERİN GÖNÜLLÜ GERİ DÖNÜŞÜ

MENŞE DEVLETİN KİTLESEL MÜLTECİ AKINLARINDAN SORUMLULUĞU VE ESKİ HALE İADE YÜKÜMLÜLÜĞÜ: SURİYE ÖRNEĞİ VE TÜRKİYE’DEKİ SURİYELİLERİN GÖNÜLLÜ GERİ DÖNÜŞÜ, 2023

İnsan hakları, birey ile devlet arasında bir bağlantı kurar. Mülteci, kendi ülkesinden kaçmak zor... more İnsan hakları, birey ile devlet arasında bir bağlantı kurar. Mülteci, kendi ülkesinden kaçmak zorunda kalan ve bir başka ülkeye sığınma talebinde bulunan kişidir. Mülteciler, devletlerin, ülkelerinde insan haklarını ihlal etmelerinin bir sonucudur. Devletlerin insan haklarını koruma konusunda, birbiriyle çok yakın bağlantılı ve esasen birbiriyle yarışan iki yükümlülüğü söz konusudur. Bunlardan biri ve diğerine de kaynaklık eden, varsayımsal toplumsal sözleşmeye dayalı ve devlet egemenliğinden kaynaklanan devletlerin vatandaşlarını koruma yükümlülüğüdür. Diğeri ise devletin, uluslararası bağlayıcı olan ve olmayan hukuki hukuki metinlerde düzenlenen, insan haklarını ayrımcılık yapmadan korumasıdır. Devletlerin, bu yarışan yükümlülüklerini ihlallerinden doğan mültecilerin kitlesel akınları, uluslararası haksız fiildir. Bu durum, Devletin Uluslararası Haksız Fiillerden Dolayı Sorumluluğuna İlişkin Taslak Maddeler'e göre, menşe devletin sorumluluğunu doğurur. Çalışma, Suriye örneği üzerinden menşe devletlerin kitlesel mülteci akınlarına sebep olmak yüzünden uluslararası sorumluluğunu inceler ve bu sorumluluğun sonucu olan onarım şekillerinden "eski hale iade" ye odaklanır. Eski hale iade ile mültecilerin menşe ülkelerine "gönüllü geri dönüş" leri arasında bir bağlantı kurar.

Research paper thumbnail of RUSYA'NIN OLASI KASTINDAN SORUMLULUĞU ÜZERİNE BİR İNCELEME: UKRAYNALI YERİNDEN EDİLMİŞ KİŞİLER A STUDY ON THE RESPONSIBILITY DUE TO DOLUS EVENTUALIS OF RUSSIA: UKRAINIAN DISPLACED PERSONS

RUSYA’NIN OLASI KASTINDAN SORUMLULUĞU ÜZERİNE BİR İNCELEME: UKRAYNALI YERİNDEN EDİLMİŞ KİŞİLER, 2023

Bütün devletler, Birleşmiş Milletler Andlaşması'nın 2/4. maddesi uyarınca, uluslararası ilişkiler... more Bütün devletler, Birleşmiş Milletler Andlaşması'nın 2/4. maddesi uyarınca, uluslararası ilişkilerinde, herhangi bir devletin toprak bütünlüğüne veya siyasal bağımsızlığına yahut da Birleşmiş Milletler'in amaçlarıyla bağdaşmayacak herhangi şekilde kuvvet kullanmak ya da kuvvet kullanmakla tehdit etmekten kaçınmakla yükümlüdürler. Rusya Federasyonu'nun, 24 Şubat 2022'de bu maddeyi ihlal ederek, Ukrayna'ya yönelik saldırısı Eylül 2023 tarihi itibariyle Birleşmiş Milletler Mültecileri Yüksek Komiserliği verilerine göre 6 milyondan fazla mülteci, 5 milyondan fazla ülke içinde yerinden edilmiş kişi olmak üzere 11 milyondan fazla Ukraynalı'nın yerinden edilmesiyle sonuçlanmıştır. Bu çalışma, Rusya Federasyonu'nun saldırının Ukraynalı yerinden edilmiş kişiler konusundaki olası kastını devletin sorumluluğu açısından inceler.

Research paper thumbnail of Propositions to Fill for Normative Gaps on Temporary Protection and Refugee Burden Sharing

İstanbul Hukuk Mecmuası, 2022

Öz Bu çalışmada, uluslararası mülteci rejiminde bir paradigma değişikliği yani mülteci yükü payla... more Öz Bu çalışmada, uluslararası mülteci rejiminde bir paradigma değişikliği yani mülteci yükü paylaşımının, güvenlik odaklı devlet merkezinden; insan hakları odaklı, uluslararası toplum merkezine kaydırılması önerilir. Ayrıca, geçici koruma ve mülteci yükü paylaşımına ilişkin normatif boşlukları doldurmak için öneriler sunulur. Menşe ülkesinde zulüm gören kişilerin başka ülkelere sığınması ya da sığınma araması bir insan hakkıdır. Ancak bu durum, mevcut mülteci rejimine göre, devletler için uluslararası bir yükümlülük oluşturmaz. Şöyle ki, mülteci kabulü, ev sahibi devletlerin münhasır egemenliği dahilindedir ve tamamen ev sahibi devletlerin takdirine bırakılmıştır. Devletler genellikle, güvenlik, sosyal ve ekonomik durum ve benzeri kaygılar nedeniyle, ülkelerine mülteci almaktan kaçınmaktadırlar. Bunun sonucu olarak da mülteci yükü çok az sayıda devletin omuzlarına kalmaktadır. Çalışma, geçici korumanın da dahil olduğu mülteci yükünü, bir bütün olarak uluslararası topluma yükler. Mülteci yükünün paylaşımının, bir bütün olarak uluslararası toplumun menfaatine olan jus cogens kural olduğunu ve bundan herkese karşı ileri sürülebilen erga omnes yükümlülük doğduğunu savunur. Erga omnes yükümlülük, mülteci yükünün paylaşılması jus cogens kural kabul edilmese dahi söz konusu olabilecektir. Mülteci yükünün paylaşımında Kolektif Hareketin Mantığı ve Mahkum İkilemi, göz önünde tutulmuştur. Bu çalışma ayrıca, Hart'ın "kısıtlamaların karşılıklılığı" teorisine göre, mülteci yükünü paylaşan devletlerin, diğerler devletlerden talep edebilecekleri nisbi haklarının olduğunu iddia eder. Çalışmanın konusu, Friedmann'ın, uluslararası toplum ve dolayısıyla uluslararası hukukun değişimine dayandırılmıştır.

Research paper thumbnail of 2020 Azerbaycan-Ermenistan Ateşkesine Göre Yerinden Edilenlerin Dağlık Karabağ'a Geri Dönüşü

Bilig- Türk Dünyası Sosyal Bilimler Dergisi, 2022

1988 yılında, Dağlık Karabağ konusunda, Ermenistan ve Azerbaycan arasında silahlı çatışmalar başl... more 1988 yılında, Dağlık Karabağ konusunda, Ermenistan ve Azerbaycan arasında silahlı çatışmalar başlamış, 1992-1994 arasında geniş kapsamlı bir savaşa dönüşmüştür. 1994'teki ateşkes tam olarak çatışmasızlık getirmemiştir. En son 27 Eylül 2020 tarihinde başlayan silahlı çatışma, 9 Kasım 2020 tarihinde, Ermenistan, Azerbaycan ve Rusya arasında imzalanan ateşkes anlaşmasıyla sonuçlanmıştır. Bu anlaşmanın 7. maddesine göre, "Ülke içinde yerinden edilmiş kişiler ve mülteciler, Dağlık Karabağ ve komşu bölgelere Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğinin kontrolünde geri dönecekler" dir. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğine göre, Azerbaycan ülkesi içinde olan Dağlık Karabağ ve komşu bölgelerine geri dönecek mülteci sayısının yaklaşık 90.000 ve ülke içinde yerinden edilmiş kişi sayısının 640.000'den fazla olduğu tahmin edilmektedir. Ülke içinde yerinden edilmiş kişiler ve mülteciler, "yerinden edilmiş kişi" üst başlığında toplanmış olsa da uluslararası hukukta korunmaları birbirinden farklıdır. Bu çalışmada, söz konusu anlaşma maddesi, özellikle Ülke İçinde Yerinden Edilen Kişilerin korunması konusunda reform ihtiyacı ve yasal boşlukları da vurgulayarak, uluslararası hukuk ve uluslararası insancıl hukuk çerçevesinde incelenmiştir.

Research paper thumbnail of Koruma Sorumluluğu: İnsani Müdahaleyi Makyajlamak

Responsibility to Protect is accepted by International Commission on Intervention and State Sover... more Responsibility to Protect is accepted by International Commission on Intervention and State Sovereignty (ICISS) in 2001. Responsibility to Act means that the State carries the primary responsibility for the protection of its population from genocide, war crimes, crimes against humanity and ethnic cleasing. However if a State is unwilling or unable to take its responsibility, the international community shall take measure, including the collective use, through the Security Council. Furthermore, international society should assume responsibility for preventing, reacting and rebuilding after humanitarian emergency. In fact, Responsibility to Protection does not diff er from humanitarian intervention except for rhetoric. The notion of Responsibility to Protect kind of by-passes the principle of the sovereign equality of all states as enshrined in Article 2/1 and the principle of non-interference as enshrined in Article 2/7 of UN Charter. Nonetheless neither Reponsibility to Protect nor H...

Research paper thumbnail of M/V Norstar Davası’nın İlk İtirazları

Public and Private International Law Bulletin, 2019

Öz 1998 yılında, İtalya'nın isteği üzerine İspanya makamları tarafından, Panama bayraklı M/V Nors... more Öz 1998 yılında, İtalya'nın isteği üzerine İspanya makamları tarafından, Panama bayraklı M/V Norstar adındaki petrol tankerine İspanya'nın Palma de Mallorca Körfezinde demirlediği sırada el konulmuştur. Panama, M/V Norstar'ın serbest bırakılmasını ve hukuksuz alıkonulmasından doğan zararın giderilmesini talep etmiş fakat yerine getirilmemiştir. 2015 yılında Panama, M/V Norstar'ın İtalya tarafından alıkonulması ile bağlantılı Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi'nin yorumlanması ve uygulanması ile ilgili iki devlet arasında bir uyuşmazlık sebebiyle İtalya'ya karşı dava açmıştır. İtalya, Uluslararası Deniz Hukuku Mahkemesinin yetkisizliği ve Panama'nın iddialarının kabul edilemezliğine karşı ilk itirazlarını sunmuştur. Bu çalışmada, Uluslararası Deniz Hukuku Mahkemesinin, İtalya'nın ilk itirazları olan yetkisizlik ve kabul edilmezlik konusunda verdiği karar incelenmiştir. Ayrıca, önceki beyanlara aykırı tutum yasağı, ıskati zaman aşımı, devletin temsili ve zımni kabul gibi konular da değerlendirilmiştir. Abstract The Spanish authorities following a request of Italy seized M/V Norstar an oil tanker registered under the flag of Panama when it was anchored in the Bay of Palma de Mallorca, Spain, in 1998. Panama demanded release of the vessel and payment for the damage caused by unlawful arrest of M/V Norstar, but it has not been fulfilled. In 2015, Panama instituted proceedings against Italy in a dispute between the two states concerning the interpretation and application of the United Nations Convention on the Law of Sea in connection with the detention of M/V Norstar by Italy. Italy submitted its preliminary objections on the lack of jurisdiction the International Tribunal for the Law of Sea (ITLOS) and the inadmissibility of the application of Panama. In this paper, the judgment of ITLOS on Italy's preliminary objection, base on lack of jurisdiction and inadmissibility was examined. In addition, subjects such as estoppel, extinctive prescription, State representation and acquiescence were also evaluated.

Research paper thumbnail of HOSHİNMARU DAVASI; ULUSLARARASI DENİZ HUKUKU MAHKEMESİNDE GEMİ VE MÜRETTEBATIN GECİKMESİZİN SERBEST BIRAKILMASI

Research paper thumbnail of Silahlı Çatışmadan Kaçanların (Yerinden Edilenlerin) Uluslararası Hukukta Korunması.academia.pdf

Research paper thumbnail of Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesine Göre Kıyı Devletinin Egemen Hakları.pdf

Research paper thumbnail of Ortadogunun "Sari Okuz"u Irak

Research paper thumbnail of Kuresel Hukukla Kuresel Guclerin Mucadelesi Uluslararasi Ceza Mahkemesi ABD Cin

Research paper thumbnail of Kosova ve Uluslararası Yönetim İlişkisi- vesayetten fazla, işgalden az-

Research paper thumbnail of Kosova ve Uluslararası Yönetim İlişkisi- vesayetten fazla, işgalden az-

Research paper thumbnail of İnsani Müdahale (!)

Research paper thumbnail of Eski Yugoslavya İçin Uluslararası Ceza Mahkemesi

Research paper thumbnail of En Agir Yuk Insan Yuku ve Yukun Uluslararasi Hukukta Paylasilmasi

Research paper thumbnail of Uluslararasi Hukukta Soykirim Sucu ve 1915 Ermeni Olaylari

Research paper thumbnail of MENŞE DEVLETİN KİTLESEL MÜLTECİ AKINLARINDAN SORUMLULUĞU VE ESKİ HALE İADE YÜKÜMLÜLÜĞÜ: SURİYE ÖRNEĞİ VE TÜRKİYE’DEKİ SURİYELİLERİN GÖNÜLLÜ GERİ DÖNÜŞÜ

MENŞE DEVLETİN KİTLESEL MÜLTECİ AKINLARINDAN SORUMLULUĞU VE ESKİ HALE İADE YÜKÜMLÜLÜĞÜ: SURİYE ÖRNEĞİ VE TÜRKİYE’DEKİ SURİYELİLERİN GÖNÜLLÜ GERİ DÖNÜŞÜ, 2023

İnsan hakları, birey ile devlet arasında bir bağlantı kurar. Mülteci, kendi ülkesinden kaçmak zor... more İnsan hakları, birey ile devlet arasında bir bağlantı kurar. Mülteci, kendi ülkesinden kaçmak zorunda kalan ve bir başka ülkeye sığınma talebinde bulunan kişidir. Mülteciler, devletlerin, ülkelerinde insan haklarını ihlal etmelerinin bir sonucudur. Devletlerin insan haklarını koruma konusunda, birbiriyle çok yakın bağlantılı ve esasen birbiriyle yarışan iki yükümlülüğü söz konusudur. Bunlardan biri ve diğerine de kaynaklık eden, varsayımsal toplumsal sözleşmeye dayalı ve devlet egemenliğinden kaynaklanan devletlerin vatandaşlarını koruma yükümlülüğüdür. Diğeri ise devletin, uluslararası bağlayıcı olan ve olmayan hukuki hukuki metinlerde düzenlenen, insan haklarını ayrımcılık yapmadan korumasıdır. Devletlerin, bu yarışan yükümlülüklerini ihlallerinden doğan mültecilerin kitlesel akınları, uluslararası haksız fiildir. Bu durum, Devletin Uluslararası Haksız Fiillerden Dolayı Sorumluluğuna İlişkin Taslak Maddeler'e göre, menşe devletin sorumluluğunu doğurur. Çalışma, Suriye örneği üzerinden menşe devletlerin kitlesel mülteci akınlarına sebep olmak yüzünden uluslararası sorumluluğunu inceler ve bu sorumluluğun sonucu olan onarım şekillerinden "eski hale iade" ye odaklanır. Eski hale iade ile mültecilerin menşe ülkelerine "gönüllü geri dönüş" leri arasında bir bağlantı kurar.

Research paper thumbnail of RUSYA'NIN OLASI KASTINDAN SORUMLULUĞU ÜZERİNE BİR İNCELEME: UKRAYNALI YERİNDEN EDİLMİŞ KİŞİLER A STUDY ON THE RESPONSIBILITY DUE TO DOLUS EVENTUALIS OF RUSSIA: UKRAINIAN DISPLACED PERSONS

RUSYA’NIN OLASI KASTINDAN SORUMLULUĞU ÜZERİNE BİR İNCELEME: UKRAYNALI YERİNDEN EDİLMİŞ KİŞİLER, 2023

Bütün devletler, Birleşmiş Milletler Andlaşması'nın 2/4. maddesi uyarınca, uluslararası ilişkiler... more Bütün devletler, Birleşmiş Milletler Andlaşması'nın 2/4. maddesi uyarınca, uluslararası ilişkilerinde, herhangi bir devletin toprak bütünlüğüne veya siyasal bağımsızlığına yahut da Birleşmiş Milletler'in amaçlarıyla bağdaşmayacak herhangi şekilde kuvvet kullanmak ya da kuvvet kullanmakla tehdit etmekten kaçınmakla yükümlüdürler. Rusya Federasyonu'nun, 24 Şubat 2022'de bu maddeyi ihlal ederek, Ukrayna'ya yönelik saldırısı Eylül 2023 tarihi itibariyle Birleşmiş Milletler Mültecileri Yüksek Komiserliği verilerine göre 6 milyondan fazla mülteci, 5 milyondan fazla ülke içinde yerinden edilmiş kişi olmak üzere 11 milyondan fazla Ukraynalı'nın yerinden edilmesiyle sonuçlanmıştır. Bu çalışma, Rusya Federasyonu'nun saldırının Ukraynalı yerinden edilmiş kişiler konusundaki olası kastını devletin sorumluluğu açısından inceler.

Research paper thumbnail of Propositions to Fill for Normative Gaps on Temporary Protection and Refugee Burden Sharing

İstanbul Hukuk Mecmuası, 2022

Öz Bu çalışmada, uluslararası mülteci rejiminde bir paradigma değişikliği yani mülteci yükü payla... more Öz Bu çalışmada, uluslararası mülteci rejiminde bir paradigma değişikliği yani mülteci yükü paylaşımının, güvenlik odaklı devlet merkezinden; insan hakları odaklı, uluslararası toplum merkezine kaydırılması önerilir. Ayrıca, geçici koruma ve mülteci yükü paylaşımına ilişkin normatif boşlukları doldurmak için öneriler sunulur. Menşe ülkesinde zulüm gören kişilerin başka ülkelere sığınması ya da sığınma araması bir insan hakkıdır. Ancak bu durum, mevcut mülteci rejimine göre, devletler için uluslararası bir yükümlülük oluşturmaz. Şöyle ki, mülteci kabulü, ev sahibi devletlerin münhasır egemenliği dahilindedir ve tamamen ev sahibi devletlerin takdirine bırakılmıştır. Devletler genellikle, güvenlik, sosyal ve ekonomik durum ve benzeri kaygılar nedeniyle, ülkelerine mülteci almaktan kaçınmaktadırlar. Bunun sonucu olarak da mülteci yükü çok az sayıda devletin omuzlarına kalmaktadır. Çalışma, geçici korumanın da dahil olduğu mülteci yükünü, bir bütün olarak uluslararası topluma yükler. Mülteci yükünün paylaşımının, bir bütün olarak uluslararası toplumun menfaatine olan jus cogens kural olduğunu ve bundan herkese karşı ileri sürülebilen erga omnes yükümlülük doğduğunu savunur. Erga omnes yükümlülük, mülteci yükünün paylaşılması jus cogens kural kabul edilmese dahi söz konusu olabilecektir. Mülteci yükünün paylaşımında Kolektif Hareketin Mantığı ve Mahkum İkilemi, göz önünde tutulmuştur. Bu çalışma ayrıca, Hart'ın "kısıtlamaların karşılıklılığı" teorisine göre, mülteci yükünü paylaşan devletlerin, diğerler devletlerden talep edebilecekleri nisbi haklarının olduğunu iddia eder. Çalışmanın konusu, Friedmann'ın, uluslararası toplum ve dolayısıyla uluslararası hukukun değişimine dayandırılmıştır.

Research paper thumbnail of 2020 Azerbaycan-Ermenistan Ateşkesine Göre Yerinden Edilenlerin Dağlık Karabağ'a Geri Dönüşü

Bilig- Türk Dünyası Sosyal Bilimler Dergisi, 2022

1988 yılında, Dağlık Karabağ konusunda, Ermenistan ve Azerbaycan arasında silahlı çatışmalar başl... more 1988 yılında, Dağlık Karabağ konusunda, Ermenistan ve Azerbaycan arasında silahlı çatışmalar başlamış, 1992-1994 arasında geniş kapsamlı bir savaşa dönüşmüştür. 1994'teki ateşkes tam olarak çatışmasızlık getirmemiştir. En son 27 Eylül 2020 tarihinde başlayan silahlı çatışma, 9 Kasım 2020 tarihinde, Ermenistan, Azerbaycan ve Rusya arasında imzalanan ateşkes anlaşmasıyla sonuçlanmıştır. Bu anlaşmanın 7. maddesine göre, "Ülke içinde yerinden edilmiş kişiler ve mülteciler, Dağlık Karabağ ve komşu bölgelere Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğinin kontrolünde geri dönecekler" dir. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğine göre, Azerbaycan ülkesi içinde olan Dağlık Karabağ ve komşu bölgelerine geri dönecek mülteci sayısının yaklaşık 90.000 ve ülke içinde yerinden edilmiş kişi sayısının 640.000'den fazla olduğu tahmin edilmektedir. Ülke içinde yerinden edilmiş kişiler ve mülteciler, "yerinden edilmiş kişi" üst başlığında toplanmış olsa da uluslararası hukukta korunmaları birbirinden farklıdır. Bu çalışmada, söz konusu anlaşma maddesi, özellikle Ülke İçinde Yerinden Edilen Kişilerin korunması konusunda reform ihtiyacı ve yasal boşlukları da vurgulayarak, uluslararası hukuk ve uluslararası insancıl hukuk çerçevesinde incelenmiştir.

Research paper thumbnail of Koruma Sorumluluğu: İnsani Müdahaleyi Makyajlamak

Responsibility to Protect is accepted by International Commission on Intervention and State Sover... more Responsibility to Protect is accepted by International Commission on Intervention and State Sovereignty (ICISS) in 2001. Responsibility to Act means that the State carries the primary responsibility for the protection of its population from genocide, war crimes, crimes against humanity and ethnic cleasing. However if a State is unwilling or unable to take its responsibility, the international community shall take measure, including the collective use, through the Security Council. Furthermore, international society should assume responsibility for preventing, reacting and rebuilding after humanitarian emergency. In fact, Responsibility to Protection does not diff er from humanitarian intervention except for rhetoric. The notion of Responsibility to Protect kind of by-passes the principle of the sovereign equality of all states as enshrined in Article 2/1 and the principle of non-interference as enshrined in Article 2/7 of UN Charter. Nonetheless neither Reponsibility to Protect nor H...

Research paper thumbnail of M/V Norstar Davası’nın İlk İtirazları

Public and Private International Law Bulletin, 2019

Öz 1998 yılında, İtalya'nın isteği üzerine İspanya makamları tarafından, Panama bayraklı M/V Nors... more Öz 1998 yılında, İtalya'nın isteği üzerine İspanya makamları tarafından, Panama bayraklı M/V Norstar adındaki petrol tankerine İspanya'nın Palma de Mallorca Körfezinde demirlediği sırada el konulmuştur. Panama, M/V Norstar'ın serbest bırakılmasını ve hukuksuz alıkonulmasından doğan zararın giderilmesini talep etmiş fakat yerine getirilmemiştir. 2015 yılında Panama, M/V Norstar'ın İtalya tarafından alıkonulması ile bağlantılı Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi'nin yorumlanması ve uygulanması ile ilgili iki devlet arasında bir uyuşmazlık sebebiyle İtalya'ya karşı dava açmıştır. İtalya, Uluslararası Deniz Hukuku Mahkemesinin yetkisizliği ve Panama'nın iddialarının kabul edilemezliğine karşı ilk itirazlarını sunmuştur. Bu çalışmada, Uluslararası Deniz Hukuku Mahkemesinin, İtalya'nın ilk itirazları olan yetkisizlik ve kabul edilmezlik konusunda verdiği karar incelenmiştir. Ayrıca, önceki beyanlara aykırı tutum yasağı, ıskati zaman aşımı, devletin temsili ve zımni kabul gibi konular da değerlendirilmiştir. Abstract The Spanish authorities following a request of Italy seized M/V Norstar an oil tanker registered under the flag of Panama when it was anchored in the Bay of Palma de Mallorca, Spain, in 1998. Panama demanded release of the vessel and payment for the damage caused by unlawful arrest of M/V Norstar, but it has not been fulfilled. In 2015, Panama instituted proceedings against Italy in a dispute between the two states concerning the interpretation and application of the United Nations Convention on the Law of Sea in connection with the detention of M/V Norstar by Italy. Italy submitted its preliminary objections on the lack of jurisdiction the International Tribunal for the Law of Sea (ITLOS) and the inadmissibility of the application of Panama. In this paper, the judgment of ITLOS on Italy's preliminary objection, base on lack of jurisdiction and inadmissibility was examined. In addition, subjects such as estoppel, extinctive prescription, State representation and acquiescence were also evaluated.

Research paper thumbnail of HOSHİNMARU DAVASI; ULUSLARARASI DENİZ HUKUKU MAHKEMESİNDE GEMİ VE MÜRETTEBATIN GECİKMESİZİN SERBEST BIRAKILMASI

Research paper thumbnail of Silahlı Çatışmadan Kaçanların (Yerinden Edilenlerin) Uluslararası Hukukta Korunması.academia.pdf

Research paper thumbnail of Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesine Göre Kıyı Devletinin Egemen Hakları.pdf

Research paper thumbnail of Ortadogunun "Sari Okuz"u Irak

Research paper thumbnail of Kuresel Hukukla Kuresel Guclerin Mucadelesi Uluslararasi Ceza Mahkemesi ABD Cin

Research paper thumbnail of Kosova ve Uluslararası Yönetim İlişkisi- vesayetten fazla, işgalden az-

Research paper thumbnail of Kosova ve Uluslararası Yönetim İlişkisi- vesayetten fazla, işgalden az-

Research paper thumbnail of İnsani Müdahale (!)

Research paper thumbnail of Eski Yugoslavya İçin Uluslararası Ceza Mahkemesi

Research paper thumbnail of En Agir Yuk Insan Yuku ve Yukun Uluslararasi Hukukta Paylasilmasi

Research paper thumbnail of Uluslararasi Hukukta Soykirim Sucu ve 1915 Ermeni Olaylari