Osman Gazi Özgüdenli | Marmara University (original) (raw)
Theses by Osman Gazi Özgüdenli
Books by Osman Gazi Özgüdenli
Bu çalışma, Türkiye'de Ortaçağ Türk tarihi araştırmalarının gelişmesine önemli katkılarda bulunan... more Bu çalışma, Türkiye'de Ortaçağ Türk tarihi araştırmalarının gelişmesine önemli katkılarda bulunan ve çok erken yaşlarda aramızdan ayrılan merhum Prof. Dr. Coşkun Alptekin (1942-1998)'in, Selçuklu, Atabeglikler ve Beylikler tarihi ile ilgili muhtelif dergilerdeki makaleleri, Millî Eğitim Bakanlığı İslâm Ansiklopedisi ve Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi'ndeki çeşitli maddeleri, yurtiçi ve yurtdışındaki sempozyumlarda sunulan bilimsel tebliğlerini ihtiva etmektedir. Selçuklu, Atabeglikler ve Beylikler tarihinin yanı sıra Selçuklu nümizmatiği üzerine de mühim araştırmalar yapan Prof. Dr. Alptekin'in çalışmaları bilimsel değerini bugün hâlâ korumakta ve alanında araştırmacıların sıkça istifade ettiği başlıca müracaat eserleri arasında yer almaktadır. Hocamızın yayınlarına bugün kolaylıkla ulaşılamamasından dolayı ortaya çıkan bu kitapta, dört ayrı bölümde toplam 31 adet çalışması yer almaktadır. Bu eserle, günümüz araştırmacılarının da bu çalışmalara kolaylıkla ulaşabileceği muhakkaktır.
Doğu’nun Türkler, Moğollar ve İranlılar tarafından belirlenen Ortaçağ tarihini, muhtelif başlıkla... more Doğu’nun Türkler, Moğollar ve İranlılar tarafından belirlenen Ortaçağ tarihini, muhtelif başlıklar altında özgün kaynaklara ve saha araştırmalarına odaklanarak ele alan Prof. Dr. Osman Gazi Özgüdenli, bilimsel çabasının önemli bir ürünü olarak şekillenen Ortaçağ’da Türkler, Moğollar, İranlılar isimli bu çalışmasında Nizâmu’l-Mulk’ün vasiyetnâmesinden Selçuklu kırsal hayatına, Eski Türkiye Türkçesinin şekillendiği çağlarda tarih yazıcılığından Selçuklu ve Hârezmşâh hükümdarlarının Farsça şiirlerine, Orta Asya göçerlerinin devlet kurma süreçlerinden Ortaçağ tarihinin en büyük belirleyicisi olan Cengiz Han ve Moğol İmparatorluğu’na, Türk ad verme geleneklerinden Ortaçağ İslâm dünyasının kültür havzalarına, İstanbul kütüphanelerindeki Farsça yazmalardan yazma kitapların mülkiyeti meselelerine uzanan birbirinden ilginç konuları Türk tarihinin Orta Asya’dan başlayarak İran coğrafyasından Anadolu’ya uzanan hareket alanındaki seyrine göre şekillenen geniş bir perspektiften ele alıp telif ve tercüme ederek tarihçiliğimiz için önemli bir zaman ve mekân aralığına kuvvetli bir ışık tutuyor.
Geniş bibliyografik bilgi ve ele aldığı tarihî olayların geçtiği coğrafyalarda uzun yıllar sürdürülen çalışmaların kazandırdığı sentez yeteneğinin kolayca görülebileceği, “Selçuklu Tarihi Üzerine Araştırmalar”, “Türk-Moğol Tarihi Üzerine Araştırmalar”, “Dil, Edebiyat ve Kültür Tarihi Üzerine Araştırmalar”, “İslâmî Yazmalar Üzerine Araştırmalar” adını taşıyan dört bölüm altında yirmi iki başlıkla Ortaçağ’da Türkler, Moğollar, İranlılar, Türk tarihçiliğine değerli bir katkı olmak üzere neşredilmiştir.
ISBN 978-605-558-699-7, 1.c.; 367 sayfa, 25 TL 1035 yılında küçük bir göçebe topluluk hâlinde Cey... more ISBN 978-605-558-699-7, 1.c.; 367 sayfa, 25 TL 1035 yılında küçük bir göçebe topluluk hâlinde Ceyhun nehrini geçerek Horasan'a giren Selçuklular, 1040'ta Gazneliler'e karşı kazandıkları zaferin ardından İran coğrafyasında güçlü bir devlet kurdular. Kısa sürede büyük bir imparatorluğa dönüşen bu devlet, Çin sınırlarından İstanbul önlerine, Aral gölü ve Kafkaslar'dan Kızıldeniz ve Mısır'a kadar geniş bir coğrafyaya hâkim oldu. Selçuklular, devrin önemli siyasî hadiselerinin yanında Yakındoğu'nun etnik, dinî ve kültürel yapısının yeniden şekillenmesinde de ciddi bir rol oynadılar. Bu çalışmada, Büyük Selçuklu Devleti'nin doğuş, yükseliş ve çöküş öyküsü, devrin ana kaynakları ve modern araştırmalara dayanılarak okuyucuya sunulmaktadır.
Book Chapters by Osman Gazi Özgüdenli
Bu çalışma, Türkiye'de Ortaçağ Türk tarihi araştırmalarının gelişmesine önemli katkılarda bulunan... more Bu çalışma, Türkiye'de Ortaçağ Türk tarihi araştırmalarının gelişmesine önemli katkılarda bulunan ve çok erken yaşlarda aramızdan ayrılan merhum Prof. Dr. Coşkun Alptekin (1942-1998)'in, Selçuklu, Atabeglikler ve Beylikler tarihi ile ilgili muhtelif dergilerdeki makaleleri, Millî Eğitim Bakanlığı İslâm Ansiklopedisi ve Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi'ndeki çeşitli maddeleri, yurtiçi ve yurtdışındaki sempozyumlarda sunulan bilimsel tebliğlerini ihtiva etmektedir. Selçuklu, Atabeglikler ve Beylikler tarihinin yanı sıra Selçuklu nümizmatiği üzerine de mühim araştırmalar yapan Prof. Dr. Alptekin'in çalışmaları bilimsel değerini bugün hâlâ korumakta ve alanında araştırmacıların sıkça istifade ettiği başlıca müracaat eserleri arasında yer almaktadır. Hocamızın yayınlarına bugün kolaylıkla ulaşılamamasından dolayı ortaya çıkan bu kitapta, dört ayrı bölümde toplam 31 adet çalışması yer almaktadır. Bu eserle, günümüz araştırmacılarının da bu çalışmalara kolaylıkla ulaşabileceği muhakkaktır.
Doğu’nun Türkler, Moğollar ve İranlılar tarafından belirlenen Ortaçağ tarihini, muhtelif başlıkla... more Doğu’nun Türkler, Moğollar ve İranlılar tarafından belirlenen Ortaçağ tarihini, muhtelif başlıklar altında özgün kaynaklara ve saha araştırmalarına odaklanarak ele alan Prof. Dr. Osman Gazi Özgüdenli, bilimsel çabasının önemli bir ürünü olarak şekillenen Ortaçağ’da Türkler, Moğollar, İranlılar isimli bu çalışmasında Nizâmu’l-Mulk’ün vasiyetnâmesinden Selçuklu kırsal hayatına, Eski Türkiye Türkçesinin şekillendiği çağlarda tarih yazıcılığından Selçuklu ve Hârezmşâh hükümdarlarının Farsça şiirlerine, Orta Asya göçerlerinin devlet kurma süreçlerinden Ortaçağ tarihinin en büyük belirleyicisi olan Cengiz Han ve Moğol İmparatorluğu’na, Türk ad verme geleneklerinden Ortaçağ İslâm dünyasının kültür havzalarına, İstanbul kütüphanelerindeki Farsça yazmalardan yazma kitapların mülkiyeti meselelerine uzanan birbirinden ilginç konuları Türk tarihinin Orta Asya’dan başlayarak İran coğrafyasından Anadolu’ya uzanan hareket alanındaki seyrine göre şekillenen geniş bir perspektiften ele alıp telif ve tercüme ederek tarihçiliğimiz için önemli bir zaman ve mekân aralığına kuvvetli bir ışık tutuyor.
Geniş bibliyografik bilgi ve ele aldığı tarihî olayların geçtiği coğrafyalarda uzun yıllar sürdürülen çalışmaların kazandırdığı sentez yeteneğinin kolayca görülebileceği, “Selçuklu Tarihi Üzerine Araştırmalar”, “Türk-Moğol Tarihi Üzerine Araştırmalar”, “Dil, Edebiyat ve Kültür Tarihi Üzerine Araştırmalar”, “İslâmî Yazmalar Üzerine Araştırmalar” adını taşıyan dört bölüm altında yirmi iki başlıkla Ortaçağ’da Türkler, Moğollar, İranlılar, Türk tarihçiliğine değerli bir katkı olmak üzere neşredilmiştir.
ISBN 978-605-558-699-7, 1.c.; 367 sayfa, 25 TL 1035 yılında küçük bir göçebe topluluk hâlinde Cey... more ISBN 978-605-558-699-7, 1.c.; 367 sayfa, 25 TL 1035 yılında küçük bir göçebe topluluk hâlinde Ceyhun nehrini geçerek Horasan'a giren Selçuklular, 1040'ta Gazneliler'e karşı kazandıkları zaferin ardından İran coğrafyasında güçlü bir devlet kurdular. Kısa sürede büyük bir imparatorluğa dönüşen bu devlet, Çin sınırlarından İstanbul önlerine, Aral gölü ve Kafkaslar'dan Kızıldeniz ve Mısır'a kadar geniş bir coğrafyaya hâkim oldu. Selçuklular, devrin önemli siyasî hadiselerinin yanında Yakındoğu'nun etnik, dinî ve kültürel yapısının yeniden şekillenmesinde de ciddi bir rol oynadılar. Bu çalışmada, Büyük Selçuklu Devleti'nin doğuş, yükseliş ve çöküş öyküsü, devrin ana kaynakları ve modern araştırmalara dayanılarak okuyucuya sunulmaktadır.
Öz Türkiye Selçuklu sultanları pek çok alanda olduğu gibi edebî ve kültürel alanlarda da Büyük Se... more Öz Türkiye Selçuklu sultanları pek çok alanda olduğu gibi edebî ve kültürel alanlarda da Büyük Selçuklu devlet geleneklerini devam ettirmişlerdir. Tarihî kayıtlar Melik Nâsiru' d-dîn Berkyarukşâh, I. Giyȃsu' d-dîn Keyhusrev, II. Ruknu' d-dîn Süleymȃnşȃh, I. ʻİzzu' d-dîn Keykȃvus, I. ʻAlȃ'u' d-dîn Keykubȃd, II. ʻİzzu' d-dîn Keykȃvus ve IV. Ruknu' d-dîn Kılıç-Arslan gibi Türkiye Selçuklu sultan ve şehzadelerinin, kendilerinden önceki Büyük Selçuklu sultanları gibi, şiir ve edebiyattan hoşlandıklarını ve bu alanda edebî bir zevke sahip olduklarını ortaya koymaktadır. Zahîru' d-dîn-i Faryȃbî, Nizȃmu' d-dîn Ahmed-i Erzincȃnî, Muhammed b. ʻAlî er-Rȃvendî, Kâdı Burhânu' d-dîn-i Ânevî, Kāniʻî-yi Tûsî ve Hoca Dehhȃnî gibi devrin önemli şair ve edipleri Selçuklu sultanlarını metheden şiirler kaleme almışlar veya eserlerini Selçuklu sultanlarına sunmuşlardır. Bu çalışmada Sultan I. Giyȃsu' d-dîn Keyhusrev (2), II. Ruknu' d-dîn Süleymȃnşȃh (2), I. ʻİzzu' d-dîn Keykȃvus (2), I. ʻAlȃ'u' d-dîn Keykubȃd (1) ve IV. Ruknu' d-dîn Kılıç-Arslan (3) gibi Selçuklu hükümdarlarına ait çeşitli cönk, mecmû'a ve tarih kitaplarında tespit edilen toplam 10 Farsça şiir yayınlanarak Türkçeye tercüme edilmiştir. Bu şiirler, Selçuklu hükümdarlarının edebî dünyasını yansıtmasının yanında, İran edebiyatının Türkiye Selçuklu sarayında ne derece kabul gördüğünü de ortaya koyması açısından önemlidir.
Bilindiği gibi Ortaçağ Türk devletlerine ait ancak çok az resmî vesika günümüze ulaşabilmiştir. B... more Bilindiği gibi Ortaçağ Türk devletlerine ait ancak çok az resmî vesika günümüze ulaşabilmiştir. Bununla birlikte bazı resmî vesikaların, aslına uygun bir şekilde kopyalanmak suretiyle, çeşitli mecmûalar içerisinde günümüze ulaştığı görülmektedir. Orijinal vesikaların günümüze ulaşamamış olmasından kaynaklanan boşluğun doldurulmasında, söz konusu resmî vesika suretlerinin tespit ve tahlili, Ortaçağ Türk tarihi araştırmaları açısından büyük bir önem arz etmektedir.
Ortaçağ İslȃm tarih yazıcılığı umumiyetle İslȃm coğrafyasına odaklanmıştır. Bu geleneğin tabii bi... more Ortaçağ İslȃm tarih yazıcılığı umumiyetle İslȃm coğrafyasına odaklanmıştır. Bu geleneğin tabii bir neticesi olarak, İslȃm dünyasının dışında kalan kavim ve toplulukların tarihine ait bilgiler, İslȃm vekȃyinȃmeleri içerisinde, ancak İslȃm tarihi ile ilişkisi çerçevesinde kendine yer bulabilmiştir. Osmanlı tarih yazıcılığı da bu geleneğin dışına çıkamamıştır. Cumhuriyet’in kuruluşu Türk tarihi araştırmalarında yeni bir dönemin başlangıcı olmuştur. Bu dönemde özellikle Türk tarihinin Osmanlı öncesi dönemi ve Orta Asya Türk tarihi araştırmaları teşvik ve himaye edilmiştir. Atatürk’ün talimatıyla kurulan Türkiyat Enstitüsü (1924), Türk Tarih Kurumu (1931), Türk Dil Kurumu (1932) ve Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi (1935) merkezli çalışmalar, özellikle Osmanlı öncesi Türk tarihini, dilini, edebiyatını ve kültürünü aydınlatmaya odaklanmıştır. Bunun tabii bir neticesi olarak da Orta Asya tarihi ile ilgili araştırmaların sayısı hızla artmıştır. Bu çalışmada Türkiye’de 1923-2017 yılları arasında Moğol tarihi, dili, edebiyatı ve kültürü ile ilgili araştırmaların doğuşu ve gelişimi incelenecektir.
Tarih boyunca savaşlarda birçok savaş âleti kullanılmıştır. Ok mancınıkları bu savaş âletlerinden... more Tarih boyunca savaşlarda birçok savaş âleti kullanılmıştır. Ok mancınıkları bu savaş âletlerinden birisidir. Ok mancınıklarının pek çok çeşidi vardır. Bu çalışmada, Ortaçağ İslâm dünyasında kullanılan kuşkencîr isimli ok mancınığı incelenecektir. Kuşkencîrin kelime anlamı sözlüklerde “kale duvarında delik açan” savaş âleti olarak geçmektedir. Kaynaklardan anlaşıldığı kadarıyla, bu savaş âletinden daha çok muhasara savaşlarında, taarruz silȃhı olarak istifade edilmiştir. Yine zaman zaman savunma silȃhı olarak da kullanılmıştır. Kuşkencîr, Ortaçağ İslȃm dünyasında, doğuda Çin sınırlarından batıda Anadolu ve Mısır’a kadar geniş bir coğrafyada kullanılmıştır. Güçlü bir mekanizmaya sahip olan kuşkencîr, tarihî kaynakların yanında, pek çok şairin divanında da zikredilmiştir. Menûçehrî-yi Dâmgânî, Sûzenî-yi Semerkandî, Evhadu’d-dîn-i Enverî ve Şimâlî-yi Dihistânî gibi Ortaçağ İran şairleri, kuşkencîri şiirlerinde güç simgesi olarak zikretmişlerdir. Kuşkencîrden XV. yüzyılda ateşli silȃhların yayılmaya başlamasına kadar istifade edildiği anlaşılmaktadır.
Bu makale İstanbul Üniversitesi Türkiyat Enstitüsü tarafından 11-13 Kasım 2014 tarihleri arasında... more Bu makale İstanbul Üniversitesi Türkiyat Enstitüsü tarafından 11-13 Kasım 2014 tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenen XI. Uluslararası Türkoloji Kongresi’nde tebliğ olarak sunulmuştur. Baskı hatasından dolayı yeniden yayınlanmasına ihtiyaç duyulmuştur.
In his book Die Mongolen in Iran Bertold Spuler states that "we do not know how much the activity... more In his book Die Mongolen in Iran Bertold Spuler states that "we do not know how much the activity of Oljaitu made the spreading of the Shia sect in Iran possible". The purpose of this short article is to evaluate this statement. The conversion of the Ilkhanids to any of the Moslem religious sects was due to the efforts of court rivals. Oljaitu grew up among the Hanafi Sunnis but when he came to power in 1304 his influential Grand Viziers were Shafi'i and Shi'i. This led to great rivalry between the Hanafi, Shafi'i and Shi'i sects. As described by Abu'l-Qāsim Kāshānī, the fanatic Shi'i Tāj al-Dīn Āwajī, who was an assistant of the Vizier Saʻd al-Dīn Sāwajī, was ultimately the most successful and Oljaitu converted to Shi'ism resulting in the revision of Friday prayers and the changing of coinage. However these changes were largely superficial and in the Sunni areas of Iran these changes were resisted during Oljaitu's lifetime. There is evidence that after the execution of Saʻd al-Dīn Sāwajī and Tāj al-Dīn Āwajī the enthusiasm of the Ilkhanids for Shi'ism began to wane and Oljaitu came to regret his conversion. Shi'ism in Iran went into decline after Oljaitu's death.
Özet [Nizâmü'l-Mülk lakabıyla tanınan Ebû 'Alî Hasan b. 'Alî b. İshak-i Tûsî (öl. 1092) Selçuklu ... more Özet [Nizâmü'l-Mülk lakabıyla tanınan Ebû 'Alî Hasan b. 'Alî b. İshak-i Tûsî (öl. 1092) Selçuklu devrinin en önemli vezîrlerinden biridir. İki eserin telifi ona nispet edilmiştir: Siyeru'l-mulûk (Siyâset-nâme) ve Destûru'l-vezâret. Bu iki eser dışında, Nizâmü'l-Mülk'ün vasiyetnâmesi de günümüze ulaşmıştır. Bu çalışmada söz konusu vasiyetnâmenin Farsça metninin -iki farklı nüshaya dayanılarak-neşri ve tercümesi araştırmacıların istifadesine sunulmaktadır. Abstract [Abū 'Alī Hasan b. 'Alī b. Ishaq Tūsī, known as Nizām al-Mulk (d. 1092) is one of the most important viziers of the Saljuqid period. He wrote two works: Siyar al -mulūk (or Siyāsat-nāmah) and Dastūr al-vazāra. Additionally, his last will and testament has survived in two different manuscripts. In this article, the Persian text of his will and testament is published as a critical edition and is translated into Turkish.