Sueda Özbent | Marmara University (original) (raw)
Conference Presentations by Sueda Özbent
TARAS SHEVCHENKO 7 th INTERNATIONAL CONFERENCE ON SOCIAL SCIENCES, 2021
Günümüz şartlarında globalleşme sonucunda insanlar birbirine hiç olmadığı kadar daha yakın ve iş ... more Günümüz şartlarında globalleşme sonucunda insanlar birbirine hiç olmadığı kadar daha yakın ve iş birliği içindedir. Global markaların ürettiği ürünü dünya çapında tanıtabilmesi, satabilmesi için, başarılı bir pazarlama stratejisinin en önemli tarafı, global düşünüp yerel davranarak eyleme geçmektir. Global şirketler yerel tüketicilere ulaşmak ve reklamı çekici kılmak üzere reklamlarda sözel ve görsel metaforlar kullanmaktadırlar. Bu nedenle büyük şirketler ürünlerinin reklamlarını tasarlarken büyük ölçüde glokal reklam kampanyaları tasarlamaktadırlar. Glokal reklam kavramı, konsepti global anlamda genel olan, fakat aynı zamanda hedefi şaşmadan reklamın yapıldığı ülkeye özgü yerel özellikleri de göz önünde bulunduran reklamlardır. Ancak yine de kültürel özellikler ve dil kullanımı farklılıkları hassasiyeti nedeniyle uzman çevirmenlere gittikçe daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır. Öyle ki bu alan uzmanlaşma gerektiren bir çeviri sektörü haline gelmiştir. Bu alanda çalışan çevirmenlerin sadece mesleki bilgilere, çok iyi dil ve kültür edincine sahip olması, reklam çevirisinde başarılı olmaları için yeterli değildir. Bunun yanı sıra pazarlama tekniklerine de hâkim olmaları gerekmektedir.
Anahtar kelimeler: Sözel ve Görsel Metaforlar, reklam çevirisi, Beş aşamalı çeviri stratejisi
Paratexts in literary translations Paratexts have a great influence on the reception of literary ... more Paratexts in literary translations Paratexts have a great influence on the reception of literary texts. They establish a kind of transtextuality by referring to particular contexts outside the text. A translator must not overlook them in his translation activity. According to Gérard Genette, the paratext is an accessory of the text, therefore the text is to be understood and received in the context of its paratext. They can be found both in original works and in their translations. If we consider that translation theories originally developed from introductions, prefaces or epilogues, we can see what a great role paratexts can play. Furthermore, translators have expressed their views on their own translations and translation methods used in their present work in paratexts. Paratexts are of particular importance because they can provide a foundation for developments in the field of cultural and translation history and theories of translation. Translation criticism should also not be done without considering paratexts. There are very few studies on paratexts in the field of literary translations Turkish-German. In this paper, the functional model of paratextuality according to Genette is first discussed in order to relate it to translated works. After that, examples will be used to compare the functions of covers, inner cover pages, blurb texts, introductions, prefaces and epilogues in the translations as far as possible. For this purpose, different works will be used as materials to elaborate an overview of the development of the use of paratext as far as it is possible in this narrow framework of the work.
KÜLTÜREM TEORISININ ÇEVIRIDEKI ÖNEMI THE IMPORTANCE OF CULTUREME THEORY IN TRANSLATION Sueda ÖZBE... more KÜLTÜREM TEORISININ ÇEVIRIDEKI ÖNEMI THE IMPORTANCE OF CULTUREME THEORY IN TRANSLATION Sueda ÖZBENT* Öz Metinler belli bir iletişim durumu ve kültür bağlamında metin türü normlarına göre üretilirler. Bu metinlerin o kültürde öngörülen işlevleri vardır. Bu işlevleri doğru anlamak ve doğru aktarmak için sadece dil edinci yeterli değildir. İyi bir kültür edinci olmayan çevirmen sadece iyi bir dil edinciyle kaliteli bir çeviri ortaya koyamaz. İyi dil bilen kişilerin iyi bir kültür edincine sahip olmaları beklenir. Dil edimi dilin alt yapısını oluşturan tüm bileşenleri öğrenmek, dilin nasıl kullanıldığını düzenleyen kültürel normlarla birlikte toplumsal normları da bilmeyi gerektirir. Kültür edinci yaşayarak, deneyimlenerek en iyi şekilde edinilebilir. Donanımlı bir kültür edincine giden yol kültürün en küçük birimi olan kültüremlerin farkına varmayı gerektirir. Kültürem kavramı ne yazık ki henüz Türkçe literatüre girmemiştir. Bu çalışma kültürem kavramını tanıtarak alana katkıda bulunmayı hedeflemektedir. Oxford sözlüğüne göre "kültürem, daha küçük birimlere bölünebilen veya daha büyük birimlere dönüştürülebilen sembolik değer belirtileriyle kavranan kültürel davranışın herhangi bir bölümüdür". Görüldüğü üzere kültüremler kültürel bilgileri taşıyan birimlerdir. Bu bilgiler kökleri kültürde olan dil vasıtasıyla taşınmaktadır. Yapısı gereği dil, ait olduğu kültüre has bakış açısıyla, gelenek ve görenekleriyle yaşayan ve bu bilgileri gelecek nesillere taşıma misyonu olan canlı bir yapıdır. Sürekli değişim ve gelişim içindedir. Çevirmenlerin bu devingenliğe de ayak uydurmaları gerektedir. Bu çalışma kültürem kavramının çeviribilim alanında gittikçe kendine daha fazla yer edinmesi nedeniyle, kavramın çeviri açısından önemi incelenecek ve çeviri literatüründeki yeri araştırılacaktır. Anahtar Kelimeler: Els Oksaar, kültürem kavramı, kültürem ve çeviri, behaviorem ve kültürem ilişkisi, kültürel ögeler ve kültürem.
Çeviride Sahneler ve Çerçeveler Teorisi, 2022
1977’de Scenes-and-frames-semantics (sahneler ve çerçeveler semantiği) teorisi Charles J. Fillmor... more 1977’de Scenes-and-frames-semantics (sahneler ve çerçeveler semantiği) teorisi Charles J. Fillmore tarafından Chomsky’nin üretici-dönüşümsel dilbilgisine reaksiyon olarak geliştirilmiştir. O zamanki dilbiliminde mevcut olan dilbilimin diğer alanlardan ve dil dışı gerçeklerden soyutlanması anlayışının tersine Fillmore dil yapısının, dilsel davranışın, dili anlama, dil değişimi ve dil ediniminin bir bütün olarak ele alınmasından yanadır. Fillmore’un çerçeve anlayışı, konuşan kişinin belli durumlar hakkındaki geleneksel bilgiyi, aktiviteleri, olayları varsayarak konuştuğuna işaret eder. Çerçeve birçok rolü üstlenen, değişik özellikte katılımcıları olan, tipik bir durumun şematik zihinsel temsilidir. Okurun veya konuşma partnerimizin metnin konusu hakkındaki önbilgisi onda çağrıştıracağı sahneleri belirleyerek artalan bilgisiyle birlikte tetiklenen sahnelerle bir metnin anlamsal bütününü oluşturacaktır. Böylece metin akışında mevcut anlamsal boşluklar zihnimizde tamamlanır, metin dünyaya dair edindiğimiz bilgilere dayanarak edinilen bakış açısıyla yorumlanır. Ayrıca çerçeveler ve sahneler okurun hayal gücünü harekete geçirerek, edebi metinlerde olduğu gibi hayali bir evren de yaratabilirler. Bu araştırma Almanca-Türkçe dil çiftinde yeterince çalışma bulunmayan bu teoriyi çeviribilimsel açıdan irdeleyerek Almanca-Türkçe örnekler üzerinde tartışmayı amaçlamaktadır. Bu dilleri konuşanların kültürel ve toplumsal açıdan oldukça farklı oldukları düşünüldüğünde, yapılan bu karşılaştırmalı çalışmanın adı geçen teorinin uygulamalı olarak hangi faydalarının olduğunu göstermesi beklenmektedir.
Reklam Çevirisinde Sözel ve Görsel Metaforların Önemi, 2021
Reklam Çevirisinde Sözel ve Görsel Metaforların Önemi Dünya çapında ürünlerini pazarlayan büyük... more Reklam Çevirisinde Sözel ve Görsel Metaforların Önemi
Dünya çapında ürünlerini pazarlayan büyük şirketler, globalleşen dünyamızda ürünlerini geniş kitlelere ulaştırmak, sürüm ve satışlarını artırmak için geniş kitlelere hitap eden reklamların çevirisine gün geçtikçe daha çok ihtiyaç duymaktadırlar. Öyle ki, bu çeviri türü özel alan olarak kendini göstermektedir. Reklam çevirisi çok özel bilgi, beceri ve strateji gerektiren bir çeviri türüdür. Bu alanda çalışan çevirmenlerin uygun çeviri yöntemleri, çeviri stratejileri ve çevirmenlerin sahip olması gereken edimlerin yanı sıra pazarlama tekniklerini de bilmeleri gerekmektedir. Reklamlar sadece ikna edici (persuasive) sözel iletilerden oluşmaz aynı zamanda görsel ve işitsel ögeler de içeren oldukça kompleks yapıya sahiptirler. Bu ögeler aynı zamanda birbirleriyle de etkileşim içerisindedirler. Hedef kitleyi etkileyebilmek ve harekete geçirebilmek için reklamlar, göstergeler aracılığıyla gizliden gizliye kişilerin bilinçaltına göndermeler yaparlar. Reklam metnini özel yapan görsel ve sözel metaforlar oldukça işlevseldir ve kültürel farklılıklar göstermeleri nedeniyle çevirileri çok zordur. Bu metaforların anlamlarının erek kültüre ve erek dile doğru aktarılmaması reklamın işlevini yerine getirememesi ve başarısız olması demektir. Metaforlar dilin yan anlamlarının ve özel anlamlarının kullanımıyla üzerinde etkilidir. Bu anlamda Roland Barthes’ın düz anlam ve yan anlam kavramlarının metafor üzerine yorumu yapılacak ve göstergelerin gizli mesajları açıklanmaya çalışılacaktır. Almancadan Türkçeye yapılan reklam çevirileri örnekleri üzerinde Smith/ Klein-Braley’in Beş Basamaklı Çeviri Stratejileri irdelenerek uygulamada olan yetersizlikler araştırılacaktır. Reklam çevirisinin zorlukları ve nasıl olması gerektiği konusu metaforlar özelinde tartışılacaktır.
Anahtar kelimeler: Sözel ve görsel metaforlar, reklam çevirisi, Beş Basamaklı Çeviri Stratejisi
The Concept Of Cultureme in Translation, 2021
The term cultureme is very enlightening for translation and must be studied in translations. Howe... more The term cultureme is very enlightening for translation and must be studied in
translations. However, this term is not known in Turkish. The term cultureme can be used to
capture culture-specific elements and apply them as a translation process in translation.
Cultureme is a complex term which was first used by Fernando Poyatos in 1976. The
Estonian-Swedish linguist Els Oksaar introduced it into German-language research in 1983
and used it together with the sociological term behaviorem. In comparison to behaviorem,
Oksaar understands cultureme in general as the culturally shaped standard situations of
people's communicative actions and behavior, such as thanking, complimenting, greeting,
remaining silent, etc. Cultureme thanking, for example, is realized through socioculturally
shaped behaviors such as greetings through verbal, para-linguistic, non-verbal (shaking
hands), extra-verbal, i.e., behavioral nouns. There are verbal and nonverbal culturemes.
Culturemes are abstract units: They are applied differently in different communicative acts,
with generation-, gender- and relationship-specific aspects being effective. Their realization
happens through behavioremes, which can be verbal, para-linguistic, non-verbal and extraverbal.
In this paper, the concept of cultureme is discussed in terms of translation and
introduced into Turkish for the first time.
Keywords: Cultureme, translation, behavioreme, culturally specific elements.
Çeviride Kültürem Kavramı, 2021
The term cultureme is very enlightening for translation and must be studied in translations. Howe... more The term cultureme is very enlightening for translation and must be studied in
translations. However, this term is not known in Turkish. The term cultureme can be used to
capture culture-specific elements and apply them as a translation process in translation.
Cultureme is a complex term which was first used by Fernando Poyatos in 1976. The
Estonian-Swedish linguist Els Oksaar introduced it into German-language research in 1983
and used it together with the sociological term behaviorem. In comparison to behaviorem,
Oksaar understands cultureme in general as the culturally shaped standard situations of
people's communicative actions and behavior, such as thanking, complimenting, greeting,
remaining silent, etc. Cultureme thanking, for example, is realized through socioculturally
shaped behaviors such as greetings through verbal, para-linguistic, non-verbal (shaking
hands), extra-verbal, i.e., behavioral nouns. There are verbal and nonverbal culturemes.
Culturemes are abstract units: They are applied differently in different communicative acts,
with generation-, gender- and relationship-specific aspects being effective. Their realization
happens through behavioremes, which can be verbal, para-linguistic, non-verbal and extraverbal.
In this paper, the concept of cultureme is discussed in terms of translation and
introduced into Turkish for the first time.
Keywords: Cultureme, translation, behavioreme, culturally specific elements.
Türkçeden Almancaya yapılan çevirilerde Kültürel Aktarımlar, 2020
Çeviribilim kuruluşu itibariyle çeşitli disiplinleri bünyesinde barındıran bir çalışma alanıdır. ... more Çeviribilim kuruluşu itibariyle çeşitli disiplinleri bünyesinde barındıran bir çalışma alanıdır. Birçok disiplinden beslendiği gibi bu disiplinlere de ciddi katkılarda bulunur. Dilbilim tüm alanları, edebiyat biliminin tüm alanları, etnolojik çalışmalar, kültürel çalışmalar, bilişsel dilbilim çalışmaları, tarih araştırmaları, toplum ve sosyolojik vb. çalışmalar çeviribilime kuram, içerik ve biçim olarak yansımıştır. Bu alanların yanı sıra günümüz ihtiyaçlarına cevap verebilecek çeviri teknolojilerinin ve araçlarının ilgili disiplinlerin devreye girmesiyle sürekli geliştiğini ve yenilendiğini görüyoruz. Bu çalışma dil, kültür, toplumsal yaşam ve çevirinin etkileşim alanına giren kültürel aktarımları incelemeyi amaçlamaktadır.
Dil ve kültür o denli iç içe geçmiştik ki, dil olmadan nesilden nesile kültür aktarımı mümkün olmadığı gibi kültür olmadan da dil var olamaz. Bir dili konuşan toplumlar var oldukça o dil ve ait olduğu kültür yaşamaya ve gelişmeye devam edebilir. Milletleri millet yapan dili ve kültürüdür. Kültür kavramını tanımlamaya çalıştığımızda TDK sözlüğünde yer alan “bütün maddi ve manevi değerler” sözü edebi eserleri de içermektedir.
Kültürlerarası iletişimde edebi eserlerin önemli katkısı bu eserlerin çevirilerinin doğru yapılması ile orantılıdır. Edebi eserler yazıldıkları kültür, dil ve zaman dilimi içerisinde yorumlanmalı ve diğer dilde ve kültürde eşdeğer karşılıkları aranmalıdır. Çeviri ulusal kültüre her anlamda katkıda bulunduğu gibi dili zenginleştirmesi bakımından da önemlidir. Çeviriler sayesinde bilmediğimiz dilde yazılmış dünya klasiklerini okur, yazarını ve farklı ülkelerdeki insanların yaşam anlayışlarını ve gelenek göreneklerini de tanıma fırsatı buluruz.
Toplumda hâkim olan “her dil bilen çeviri yapabilir” anlayışı son derece yanlıştır. Çevirmenin sadece yabancı dil bilmesi asla yeterli değildir. Kendi ana dilini ve üzerinde çalıştığı her iki kültürün de inceliklerini bilmesi şarttır. Bu çalışmada kültür kavramı çeviri bağlamında irdelenecek Jörn Albrecht’in ”reel öğeler” sınıflandırmasına göre örnekler üzerinde çalışılacaktır. Çevirmen kültür edincinin çeviriye olan etkisi incelenerek Türkçe edebi eserlerin Almancaya yapılan çevirilerde Türk kültürünün ne derece aktarıldığı veya aktarılamadığı araştırılacaktır. Bu aktarım işlemlerinde “reel öğelerin” oynadığı rol ortaya konulmaya çalışılacaktır. Türkçeden yabancı dile yapılan çeviriler Türk kültürünün doğru tanıtılması bakımından son derece önemli çalışmalardır ve işin ehli olan uzman çevirmenler tarafından yapılması önemlidir.
Anahtar kelimeler: kültür, kültürel aktarım, reel öğeler, Türkçeden Almancaya Çeviri
Migration und Kulturelle Diversitaet, 2014
Die Translation ist keine einfache Transkodierung von Wörtern oder Sӓtzen, sondern ein komplexes ... more Die Translation ist keine einfache Transkodierung von Wörtern oder Sӓtzen, sondern ein komplexes Handeln. Wörter sind lediglich Textelemente. Mit der pragmatischen Wende in den frühen 70er Jahren wurde der Text als Translationseinheit in den Mittelpunkt der Diskussionen gerückt. Unter dem Einfluss der linguistischen Wende versuchte man anfangs die Translation rein linguistisch zu beschreiben, ohne sich viele Gedanken über die Adressaten und der außersprachlichen situationellen Gegebenheiten zu machen. Pragmatisch gesehen kann derselbe Text in unterschiedlichen Situationen unterschiedliche Funktionen haben.
I. Uluslararası Çeviribilim ve Terimbilim Kurultayı, 2011
Dil ve kültür o denli iç içe geçmiş bir bütündür ki, biri olmadan diğeri yaşayamaz. İnsanlar bell... more Dil ve kültür o denli iç içe geçmiş bir bütündür ki, biri olmadan diğeri yaşayamaz. İnsanlar belli bir kültürde dünyaya gelirler ve o kültürün değer yargıları, gelenek ve görenekleri içerisinde belli bir dili öğrenerek büyürler. Fakat insanlar her zaman diğer kültürleri merak ermişlerdir. Yabancı dil öğrenen bir kimse mutlaka o dilin kültürünü de öğrenmek zorundadır. Aksi takdirde yabancı dile hiçbir zaman tam anlamıyla hâkim olamaz. Çevirmenler en az iki kültüre sahiptirler ve kültürler arasında elçidirler. Kültür bir dili doğru kullanmada nasıl etkin olmaktadır?
Günümüzde globalleşmenin bir sonucu olarak göç, kolay seyehat edebilme ve dijital iletişim imkânları sayesinde artık kültürel sınırlar kalkmaktadır. İnsanlar artık “çok kültürlü” mü oldular? Neden İngilizce “lingua franca” olmuştur? Çeviri masraflarını azaltmak için şirketler uluslararası iletişimde İngilizceyi kullanmaktadır. Peki, çevirmen bu sürecin neresindedir? Mesleğini kayıp mı edecektir?
Kültür, dil kullanımını ve çeviri edincini şekillendiren bir etken midir? Çeviri kültür transferi olarak görünebilir mi? Bu çalışma kültür ve dil konusunu irdeleyerek çevirmenin ne kadar kültürler arası edince sahip olması gerektiği konusuna eğilmeye çalışacaktır.
Papers by Sueda Özbent
Edebi Çeviriye Transkültürel Bakış, 2024
Günümüzde iletişimi kolaylaştıran çeşitli imkânlar, medya, teknolojik gelişimler, kolay bilgi pay... more Günümüzde iletişimi kolaylaştıran çeşitli imkânlar, medya, teknolojik gelişimler, kolay bilgi paylaşımı ve ekonomik seyahatler globalleşme sürecini hızlandırmıştır. Farklı fikirler ve kültürler kesintisiz akış ve ilişki içerisindedir. Bu etkileşim edebiyatı da etkilemiş ve transkültürel edebiyattan söz edilir olmuştur. Bu çalışma için seçilen Sahilde Kafka adlı eserin yazarı Haruki Murakami sadece küresel edebiyatta transkültürel bir yazar olarak değil aynı zamanda sevilen, enternasyonal tanınmış çağdaş Japon edebiyatının yazarlarındandır. Bu eserin Türkçe çevirisinden yola çıkarak yazarın kendine has transkültürel stratejisi ile Batı kültürüne ait unsurları nasıl kullandığı ve eserine entegre ettiği araştırılmıştır. Özellikle müzik ve edebiyata yapılan göndermeler yazma üslubunda önemli yer tutmaktadır. Eserlerindeki karakterlerin yaşam ve davranış biçimlerinin transkültürellik olgusundan ne derece etkilendiği yukarıda adı geçen eser örneğinde gösterilmeye çalışılmıştır. Benlik arayışı, başka dünyaya kaçış ve toplumsal değerlere ve normlara başkaldırış gibi konulara gönderme yapan referanslar da araştırılmıştır. Çalışmada yakın okuma tekniğinden ve Christiane Nord'un "metin dünyası" kavramından faydalanılmıştır.
Dİyalog, Dec 24, 2023
İnsanlık tarihi kadar eski olan çeviri etkinliği, farklı dillere ve kültürlere ait olan insanlar ... more İnsanlık tarihi kadar eski olan çeviri etkinliği, farklı dillere ve kültürlere ait olan insanlar arasında iletişimi sağlarken aynı zamanda hem erek dili geliştirmiş hem de kültürel aktarımı gerçekleştirmiştir. Erek kitle çeviriler aracılığıyla farklı bir kültürü tanıma imkanına sahip olduğu kadar dünyaya farklı bakış açılarından bakmayı öğrenir. Okurlar ayrıca farklı dil ve üslup şekilleri ile tanışır. Böylece erek kitle kendi dilini ve kültürünü sorgulayarak her anlamda ufkunu genişletir. Çeviribilimde 80li yıllarda kültürel paradigmanın (cultural turn) Basnett ve Lefevere tarafından tartışmaya açılmasıyla gerçekleşen dönüşüm ile birlikte çeviribilimde yalnızca kültürlerarası (interkulturell) bakış açısı değil aynı zamanda çevirinin sosyal ve toplumsal bir olgu olduğu gündeme gelmeye başlamıştır. 90'lı yıllarda kültür odaklı yaklaşımların ve çalışmaların yapılmaya başlandığı görülmektedir. Ancak kültürlerarası (interkulturell), çok kültürlülük (multikulturell) ve transkültürel (transkulturell) kavramlarının sosyolojik tartışması bu olguların izdüşümlerinin çeviride de görülmesi ile birlikte çeviriye farklı bir boyut kazandırıp kazandırmadığının araştırılması konusunu gündeme getirmektedir. Bu çalışma Almanca ve Türkçe dil çifti üzerinden çevirinin kültürel boyutunu ele almaya amaçlamaktadır. Ayrıca çeviride transkültürel bakış açısının kazanımlarının neler olabileceği irdelenecektir.
HOMİ BHABHA’NIN KÜLTÜREL ÇEVİRİ KAVRAMINA ÇEVİRİBİLİMSEL BAKIŞ, 2023
“Kültürel çeviri” kavramı ilk olarak İngiliz antropologlar tarafından 20. yüzyılın ortalarında k... more “Kültürel çeviri” kavramı ilk olarak İngiliz antropologlar tarafından 20. yüzyılın ortalarında kültürel farklılıkları aktarmak için kullanılmıştır. Sömürgecilik sonrası ortaya çıkan metinlerde kullanılan dilin ve kültürel bağlamların iç içe geçmelerinden dolayı kültürel çeviriye bu alanda da rastlanmaktadır. Sömürgecilik sonrası piyasaya çıkan metinlerin, sürgün ve göçmen yazarların bir şekilde çevirmen rolüne büründüklerini ve kültürel çeviri yaptıklarını söylemek yanlış olmayacaktır. Anadilleri dışında yabancı bir dilde yazmayı tercih eden bu yazarların dili, bilinçli olarak sadece standart dilden farklılık göstermekle kalmayıp adeta ara alanda Homi Bhabha’nın deyişiyle üçüncü alanda üretilmektedir. Göçmen yazarların yabancı bir dilde yazmalarının nedenleri neler olabilir? Bhabha göçmen yazarların aynı zamanda (kültürel) çevirmen olduklarını söylemektedir. Çeviride 80’li yıllarda yaşanan “kültürel dönüş” sonrası çevirinin kültürlerarası iletişimin bir parçası olduğu artık tartışmasız olarak kabul
görmektedir. Çeviribilim, disiplinler arası doğasından dolayı artık sadece dil aktarımı olarak görülmemekte; söylem, metin, kültür, iletişim, yorumbilim, edebiyat, sosyoloji gibi farklı alanlarla etkileşimdedir. Bu çalışmada Almanca yazan ilk göçmen edebiyatı yazarlarından Emine Sevgi Özdamar’ın Mutterzunge adlı eseri ve Fikret Doğan tarafından yapılan çevirisi Annedili kültürel çeviri bağlamında incelenecektir. Çalışmada göçmen yazar-çevirmenlerin ürettikleri metinlerin birer çeviri metin olarak ele alınıp alınamayacağı, kültürel çeviri eyleminin metaforik anlamda değerlendirilmesinin çeviribilime katkılarının neler olabileceği irdelenmeye çalışılacaktır.
Journal of International Social Research, 2016
The Emerging of Schizophrenia is marked by symptoms, which are noticeable in the language. These ... more The Emerging of Schizophrenia is marked by symptoms, which are noticeable in the language. These language abnormalities are explained in connection with thought disorders. But how are the deficiencies arise while expressing theirselves and is there a system according to which the abnormalities are made? This article has the objective to answer these questions: What are the linguistic and communicative failures in schizophrenia? Are these errors made to a certain system? The following article presents a brief historical overview to combining the disciplines of psychology, language and shows on scientific knowledge how the language of schizophrenia is analyzed. Using examples from German-speaking patients characteristic features of this language are shown. Because there is no sufficient enough source material in the Turkish language area, according parts of this article is based on the characteristics failures of the Turkish patients.
Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Uluslararası Filoloji ve Çeviribilim Dergisi
Bu çalışma, Türkçe-Almanca dil çiftindeki atasözlerinin çevirisini ele almaktadır. Atasözleri sad... more Bu çalışma, Türkçe-Almanca dil çiftindeki atasözlerinin çevirisini ele almaktadır. Atasözleri sadece anlamı vurgulamakla kalmaz, aynı zamanda ait oldukları kültürden de derin izler içerir. Bir dil topluluğunun dil hazinesini oluştururlar. Geleneksel bilgeliği ve yaşam deneyimini yeni nesillere aktarırlar. Bir dili konuşan yetkin konuşmacıların ve profesyonel tercümanların, hata yapmamaları için o dile ilaveten atasözü ve deyim hazinesine hakim olmalıdırlar. Kültür ve dil çiftleri arasındaki kültürel fark çok büyük olduğunda atasözlerinin çevirisi özellikle zordur. Çoğu zaman hedef dilde eşdeğer karşılıkları yoktur. Bu çalışma, atasözlerinin tercümesinde kullanılan tercüme olanaklarını ve tercüme yöntemlerini araştırmayı amaçlamaktadır. Bu amaçla atasözlerinin anlam ve yapısını aydınlatmak için öncelikle deyimbilimin araştırma alanı ve bu çerçevede atasözlerinin yeri üzerinde çalışılmıştır. Daha sonra bunlar eşdeğerlilik tiplerine göre sınıflandırmaya çalışılacaktır. Atasözlerinin te...
The Journal of International Social Research, 2022
Metinler belli bir iletişim durumu ve kültür bağlamında metin türü normlarına göre üretilirler. B... more Metinler belli bir iletişim durumu ve kültür bağlamında metin türü normlarına göre üretilirler. Bu metinlerin o kültürde
öngörülen işlevleri vardır. Bu işlevleri doğru anlamak ve doğru aktarmak için sadece dil edinci yeterli değildir. İyi bir kültür edinci
olmayan çevirmen sadece iyi bir dil edinciyle kaliteli bir çeviri ortaya koyamaz. İyi dil bilen kişilerin iyi bir kültür edincine sahip olmaları
beklenir. Dil edimi dilin alt yapısını oluşturan tüm bileşenleri öğrenmek, dilin nasıl kullanıldığını düzenleyen kültürel normlarla birlikte
toplumsal normları da bilmeyi gerektirir. Kültür edinci yaşayarak, deneyimlenerek en iyi şekilde edinilebilir. Donanımlı bir kültür
edincine giden yol kültürün en küçük birimi olan kültüremlerin farkına varmayı gerektirir. Kültürem kavramı ne yazık ki henüz Türkçe
literatüre girmemiştir. Bu çalışma kültürem kavramını tanıtarak alana katkıda bulunmayı hedeflemektedir.
Oxford sözlüğüne göre “kültürem, daha küçük birimlere bölünebilen veya daha büyük birimlere dönüştürülebilen sembolik
değer belirtileriyle kavranan kültürel davranışın herhangi bir bölümüdür” . Görüldüğü üzere kültüremler kültürel bilgileri taşıyan
birimlerdir. Bu bilgiler kökleri kültürde olan dil vasıtasıyla taşınmaktadır. Yapısı gereği dil, ait olduğu kültüre has bakış açısıyla, gelenek ve
görenekleriyle yaşayan ve bu bilgileri gelecek nesillere taşıma misyonu olan canlı bir yapıdır. Sürekli değişim ve gelişim içindedir.
Çevirmenlerin bu devingenliğe de ayak uydurmaları gerektedir.
Bu çalışma kültürem kavramının çeviribilim alanında gittikçe kendine daha fazla yer edinmesi nedeniyle, kavramın çeviri
açısından önemi incelenecek ve çeviri literatüründeki yeri araştırılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Els Oksaar, kültürem kavramı, kültürem ve çeviri, behaviorem ve kültürem ilişkisi, kültürel ögeler ve
kültürem.
The Journal of International Social Research, 2022
KÜLTÜREM TEORISININ ÇEVIRIDEKI ÖNEMI THE IMPORTANCE OF CULTUREME THEORY IN TRANSLATION Sueda ÖZBE... more KÜLTÜREM TEORISININ ÇEVIRIDEKI ÖNEMI THE IMPORTANCE OF CULTUREME THEORY IN TRANSLATION Sueda ÖZBENT* Öz Metinler belli bir iletişim durumu ve kültür bağlamında metin türü normlarına göre üretilirler. Bu metinlerin o kültürde öngörülen işlevleri vardır. Bu işlevleri doğru anlamak ve doğru aktarmak için sadece dil edinci yeterli değildir. İyi bir kültür edinci olmayan çevirmen sadece iyi bir dil edinciyle kaliteli bir çeviri ortaya koyamaz. İyi dil bilen kişilerin iyi bir kültür edincine sahip olmaları beklenir. Dil edimi dilin alt yapısını oluşturan tüm bileşenleri öğrenmek, dilin nasıl kullanıldığını düzenleyen kültürel normlarla birlikte toplumsal normları da bilmeyi gerektirir. Kültür edinci yaşayarak, deneyimlenerek en iyi şekilde edinilebilir. Donanımlı bir kültür edincine giden yol kültürün en küçük birimi olan kültüremlerin farkına varmayı gerektirir. Kültürem kavramı ne yazık ki henüz Türkçe literatüre girmemiştir. Bu çalışma kültürem kavramını tanıtarak alana katkıda bulunmayı hedeflemektedir. Oxford sözlüğüne göre "kültürem, daha küçük birimlere bölünebilen veya daha büyük birimlere dönüştürülebilen sembolik değer belirtileriyle kavranan kültürel davranışın herhangi bir bölümüdür". Görüldüğü üzere kültüremler kültürel bilgileri taşıyan birimlerdir. Bu bilgiler kökleri kültürde olan dil vasıtasıyla taşınmaktadır. Yapısı gereği dil, ait olduğu kültüre has bakış açısıyla, gelenek ve görenekleriyle yaşayan ve bu bilgileri gelecek nesillere taşıma misyonu olan canlı bir yapıdır. Sürekli değişim ve gelişim içindedir. Çevirmenlerin bu devingenliğe de ayak uydurmaları gerektedir. Bu çalışma kültürem kavramının çeviribilim alanında gittikçe kendine daha fazla yer edinmesi nedeniyle, kavramın çeviri açısından önemi incelenecek ve çeviri literatüründeki yeri araştırılacaktır. Anahtar Kelimeler: Els Oksaar, kültürem kavramı, kültürem ve çeviri, behaviorem ve kültürem ilişkisi, kültürel ögeler ve kültürem.
International Journal of Language Academy, 2016
This study on simultenous interpreting involves the sample group of the students having participa... more This study on simultenous interpreting involves the sample group of the students having participated the courses of simultenous interpreting given at Marmara University, Departments of Translation and Interpreting. After having a long preparatory training, the students were initially provided with the theoretical, methodical, and technical data during these relevant courses. The students' interpreting skills were observed through the exercises and practices carried out in the well-equipped booths conforming with those of the sector. The translation techniques and strategies, the most significant factors of the interpreting process, were evaluated in accordance with the previously specified criteria. The effects of the most commonly used methods in this field on the study and its results were also explained. The research findings obviously show that the two-year training of the theory, method, and practical strategies of simultenous interpreting and particularly the courses based on the real market conditions contributed highly to the students' professional development. In the light of these data, it was observed that the students, having been provided with the theoretical and methodological knowledge as well as their practices in the Simultenous Interpreting Laboratories, made significant progress. Getting the interpreting training through theoretical, methodological, 1 Marmara üniversitesi Bapko Biriminin desteğiyle yapılan proje çalışması bağlamında üretilmiş bir makaledir.
publikationen.ub.uni-frankfurt.de
Surrounding globalism , due to digital connections, is felt in all the fields of our life. Global... more Surrounding globalism , due to digital connections, is felt in all the fields of our life. Globalism causes changes in local conditions. However, there are also local realities and peope live with local conditions. As a result of this, according to R. Robertsson emerge "globalocalisation". How is a language influenced from this "globalocalisation" process? This study trys to research with samples the changes in language as a consequence of globalocal interactions. Man kann für oder gegen die Globalisierung sein, aber die Tatsache nicht leugnen, dass wir manche Probleme wie Wassermangel, Umweltschutz, Krieg, Erderwärmung, Treibhauseffekt, Ozonloch, Überschwemmungen, Dürren, sauere Regen, Klimakatastrophe, globale Wirtschaftskrise ….. usw. hautnah erleben. Wir alle sind also in diesem Sinne Weltbürger geworden und teilen eine Weltgesellschaft. Globalisierung kann man als einen "Prozess der Herausbildung einer Weltgesellschaft, die sich zunehmend der globalen Dimensionen wirtschaftlicher, sozialer, politischer und kultureller Entwicklungen bewuβt wird" (Nünning, 2001: 225) bezeichnen. Globale Organisationen wie UNESCO, UNICEF und GREENPEACE sprechen uns als Bürger einer Welt an und appellieren an unsere gemeinsame Verantwortung für den blauen Planeten. Der Prozess der Globalisierung fing wahrscheinlich wie Wilss (2000b: 127) meint schon in der Antike an. Christoph Colombus (1492) und Vasco da Gamma (1497) waren die ersten Pioniere. Sie entdeckten neue Seewege und Kontinente und damit begann das Kolonialismus und die Weltherrschaft Europas. I. Wallerstein sieht als den Beginn der wirtschaftlichen Globalisierung das "Kapitalistische Weltsystem" im 16. Jahrhundert an. Das Aufkommen internationaler Konzerne, Abschaffung fester Wechselkurse und der Zusammenbruch des Ostblocks werden auch als Gründe der Globalisierung gesehen (Beck, 2007: 44). Heute verstehen wir einen ökonomisch, politisch geprägten Begriff, der seit den 80er Jahren verwendet wird. Seit 1990 findet dieser Begriff in den Kulturtheoretischen Diskussionen
TARAS SHEVCHENKO 7 th INTERNATIONAL CONFERENCE ON SOCIAL SCIENCES, 2021
Günümüz şartlarında globalleşme sonucunda insanlar birbirine hiç olmadığı kadar daha yakın ve iş ... more Günümüz şartlarında globalleşme sonucunda insanlar birbirine hiç olmadığı kadar daha yakın ve iş birliği içindedir. Global markaların ürettiği ürünü dünya çapında tanıtabilmesi, satabilmesi için, başarılı bir pazarlama stratejisinin en önemli tarafı, global düşünüp yerel davranarak eyleme geçmektir. Global şirketler yerel tüketicilere ulaşmak ve reklamı çekici kılmak üzere reklamlarda sözel ve görsel metaforlar kullanmaktadırlar. Bu nedenle büyük şirketler ürünlerinin reklamlarını tasarlarken büyük ölçüde glokal reklam kampanyaları tasarlamaktadırlar. Glokal reklam kavramı, konsepti global anlamda genel olan, fakat aynı zamanda hedefi şaşmadan reklamın yapıldığı ülkeye özgü yerel özellikleri de göz önünde bulunduran reklamlardır. Ancak yine de kültürel özellikler ve dil kullanımı farklılıkları hassasiyeti nedeniyle uzman çevirmenlere gittikçe daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır. Öyle ki bu alan uzmanlaşma gerektiren bir çeviri sektörü haline gelmiştir. Bu alanda çalışan çevirmenlerin sadece mesleki bilgilere, çok iyi dil ve kültür edincine sahip olması, reklam çevirisinde başarılı olmaları için yeterli değildir. Bunun yanı sıra pazarlama tekniklerine de hâkim olmaları gerekmektedir.
Anahtar kelimeler: Sözel ve Görsel Metaforlar, reklam çevirisi, Beş aşamalı çeviri stratejisi
Paratexts in literary translations Paratexts have a great influence on the reception of literary ... more Paratexts in literary translations Paratexts have a great influence on the reception of literary texts. They establish a kind of transtextuality by referring to particular contexts outside the text. A translator must not overlook them in his translation activity. According to Gérard Genette, the paratext is an accessory of the text, therefore the text is to be understood and received in the context of its paratext. They can be found both in original works and in their translations. If we consider that translation theories originally developed from introductions, prefaces or epilogues, we can see what a great role paratexts can play. Furthermore, translators have expressed their views on their own translations and translation methods used in their present work in paratexts. Paratexts are of particular importance because they can provide a foundation for developments in the field of cultural and translation history and theories of translation. Translation criticism should also not be done without considering paratexts. There are very few studies on paratexts in the field of literary translations Turkish-German. In this paper, the functional model of paratextuality according to Genette is first discussed in order to relate it to translated works. After that, examples will be used to compare the functions of covers, inner cover pages, blurb texts, introductions, prefaces and epilogues in the translations as far as possible. For this purpose, different works will be used as materials to elaborate an overview of the development of the use of paratext as far as it is possible in this narrow framework of the work.
KÜLTÜREM TEORISININ ÇEVIRIDEKI ÖNEMI THE IMPORTANCE OF CULTUREME THEORY IN TRANSLATION Sueda ÖZBE... more KÜLTÜREM TEORISININ ÇEVIRIDEKI ÖNEMI THE IMPORTANCE OF CULTUREME THEORY IN TRANSLATION Sueda ÖZBENT* Öz Metinler belli bir iletişim durumu ve kültür bağlamında metin türü normlarına göre üretilirler. Bu metinlerin o kültürde öngörülen işlevleri vardır. Bu işlevleri doğru anlamak ve doğru aktarmak için sadece dil edinci yeterli değildir. İyi bir kültür edinci olmayan çevirmen sadece iyi bir dil edinciyle kaliteli bir çeviri ortaya koyamaz. İyi dil bilen kişilerin iyi bir kültür edincine sahip olmaları beklenir. Dil edimi dilin alt yapısını oluşturan tüm bileşenleri öğrenmek, dilin nasıl kullanıldığını düzenleyen kültürel normlarla birlikte toplumsal normları da bilmeyi gerektirir. Kültür edinci yaşayarak, deneyimlenerek en iyi şekilde edinilebilir. Donanımlı bir kültür edincine giden yol kültürün en küçük birimi olan kültüremlerin farkına varmayı gerektirir. Kültürem kavramı ne yazık ki henüz Türkçe literatüre girmemiştir. Bu çalışma kültürem kavramını tanıtarak alana katkıda bulunmayı hedeflemektedir. Oxford sözlüğüne göre "kültürem, daha küçük birimlere bölünebilen veya daha büyük birimlere dönüştürülebilen sembolik değer belirtileriyle kavranan kültürel davranışın herhangi bir bölümüdür". Görüldüğü üzere kültüremler kültürel bilgileri taşıyan birimlerdir. Bu bilgiler kökleri kültürde olan dil vasıtasıyla taşınmaktadır. Yapısı gereği dil, ait olduğu kültüre has bakış açısıyla, gelenek ve görenekleriyle yaşayan ve bu bilgileri gelecek nesillere taşıma misyonu olan canlı bir yapıdır. Sürekli değişim ve gelişim içindedir. Çevirmenlerin bu devingenliğe de ayak uydurmaları gerektedir. Bu çalışma kültürem kavramının çeviribilim alanında gittikçe kendine daha fazla yer edinmesi nedeniyle, kavramın çeviri açısından önemi incelenecek ve çeviri literatüründeki yeri araştırılacaktır. Anahtar Kelimeler: Els Oksaar, kültürem kavramı, kültürem ve çeviri, behaviorem ve kültürem ilişkisi, kültürel ögeler ve kültürem.
Çeviride Sahneler ve Çerçeveler Teorisi, 2022
1977’de Scenes-and-frames-semantics (sahneler ve çerçeveler semantiği) teorisi Charles J. Fillmor... more 1977’de Scenes-and-frames-semantics (sahneler ve çerçeveler semantiği) teorisi Charles J. Fillmore tarafından Chomsky’nin üretici-dönüşümsel dilbilgisine reaksiyon olarak geliştirilmiştir. O zamanki dilbiliminde mevcut olan dilbilimin diğer alanlardan ve dil dışı gerçeklerden soyutlanması anlayışının tersine Fillmore dil yapısının, dilsel davranışın, dili anlama, dil değişimi ve dil ediniminin bir bütün olarak ele alınmasından yanadır. Fillmore’un çerçeve anlayışı, konuşan kişinin belli durumlar hakkındaki geleneksel bilgiyi, aktiviteleri, olayları varsayarak konuştuğuna işaret eder. Çerçeve birçok rolü üstlenen, değişik özellikte katılımcıları olan, tipik bir durumun şematik zihinsel temsilidir. Okurun veya konuşma partnerimizin metnin konusu hakkındaki önbilgisi onda çağrıştıracağı sahneleri belirleyerek artalan bilgisiyle birlikte tetiklenen sahnelerle bir metnin anlamsal bütününü oluşturacaktır. Böylece metin akışında mevcut anlamsal boşluklar zihnimizde tamamlanır, metin dünyaya dair edindiğimiz bilgilere dayanarak edinilen bakış açısıyla yorumlanır. Ayrıca çerçeveler ve sahneler okurun hayal gücünü harekete geçirerek, edebi metinlerde olduğu gibi hayali bir evren de yaratabilirler. Bu araştırma Almanca-Türkçe dil çiftinde yeterince çalışma bulunmayan bu teoriyi çeviribilimsel açıdan irdeleyerek Almanca-Türkçe örnekler üzerinde tartışmayı amaçlamaktadır. Bu dilleri konuşanların kültürel ve toplumsal açıdan oldukça farklı oldukları düşünüldüğünde, yapılan bu karşılaştırmalı çalışmanın adı geçen teorinin uygulamalı olarak hangi faydalarının olduğunu göstermesi beklenmektedir.
Reklam Çevirisinde Sözel ve Görsel Metaforların Önemi, 2021
Reklam Çevirisinde Sözel ve Görsel Metaforların Önemi Dünya çapında ürünlerini pazarlayan büyük... more Reklam Çevirisinde Sözel ve Görsel Metaforların Önemi
Dünya çapında ürünlerini pazarlayan büyük şirketler, globalleşen dünyamızda ürünlerini geniş kitlelere ulaştırmak, sürüm ve satışlarını artırmak için geniş kitlelere hitap eden reklamların çevirisine gün geçtikçe daha çok ihtiyaç duymaktadırlar. Öyle ki, bu çeviri türü özel alan olarak kendini göstermektedir. Reklam çevirisi çok özel bilgi, beceri ve strateji gerektiren bir çeviri türüdür. Bu alanda çalışan çevirmenlerin uygun çeviri yöntemleri, çeviri stratejileri ve çevirmenlerin sahip olması gereken edimlerin yanı sıra pazarlama tekniklerini de bilmeleri gerekmektedir. Reklamlar sadece ikna edici (persuasive) sözel iletilerden oluşmaz aynı zamanda görsel ve işitsel ögeler de içeren oldukça kompleks yapıya sahiptirler. Bu ögeler aynı zamanda birbirleriyle de etkileşim içerisindedirler. Hedef kitleyi etkileyebilmek ve harekete geçirebilmek için reklamlar, göstergeler aracılığıyla gizliden gizliye kişilerin bilinçaltına göndermeler yaparlar. Reklam metnini özel yapan görsel ve sözel metaforlar oldukça işlevseldir ve kültürel farklılıklar göstermeleri nedeniyle çevirileri çok zordur. Bu metaforların anlamlarının erek kültüre ve erek dile doğru aktarılmaması reklamın işlevini yerine getirememesi ve başarısız olması demektir. Metaforlar dilin yan anlamlarının ve özel anlamlarının kullanımıyla üzerinde etkilidir. Bu anlamda Roland Barthes’ın düz anlam ve yan anlam kavramlarının metafor üzerine yorumu yapılacak ve göstergelerin gizli mesajları açıklanmaya çalışılacaktır. Almancadan Türkçeye yapılan reklam çevirileri örnekleri üzerinde Smith/ Klein-Braley’in Beş Basamaklı Çeviri Stratejileri irdelenerek uygulamada olan yetersizlikler araştırılacaktır. Reklam çevirisinin zorlukları ve nasıl olması gerektiği konusu metaforlar özelinde tartışılacaktır.
Anahtar kelimeler: Sözel ve görsel metaforlar, reklam çevirisi, Beş Basamaklı Çeviri Stratejisi
The Concept Of Cultureme in Translation, 2021
The term cultureme is very enlightening for translation and must be studied in translations. Howe... more The term cultureme is very enlightening for translation and must be studied in
translations. However, this term is not known in Turkish. The term cultureme can be used to
capture culture-specific elements and apply them as a translation process in translation.
Cultureme is a complex term which was first used by Fernando Poyatos in 1976. The
Estonian-Swedish linguist Els Oksaar introduced it into German-language research in 1983
and used it together with the sociological term behaviorem. In comparison to behaviorem,
Oksaar understands cultureme in general as the culturally shaped standard situations of
people's communicative actions and behavior, such as thanking, complimenting, greeting,
remaining silent, etc. Cultureme thanking, for example, is realized through socioculturally
shaped behaviors such as greetings through verbal, para-linguistic, non-verbal (shaking
hands), extra-verbal, i.e., behavioral nouns. There are verbal and nonverbal culturemes.
Culturemes are abstract units: They are applied differently in different communicative acts,
with generation-, gender- and relationship-specific aspects being effective. Their realization
happens through behavioremes, which can be verbal, para-linguistic, non-verbal and extraverbal.
In this paper, the concept of cultureme is discussed in terms of translation and
introduced into Turkish for the first time.
Keywords: Cultureme, translation, behavioreme, culturally specific elements.
Çeviride Kültürem Kavramı, 2021
The term cultureme is very enlightening for translation and must be studied in translations. Howe... more The term cultureme is very enlightening for translation and must be studied in
translations. However, this term is not known in Turkish. The term cultureme can be used to
capture culture-specific elements and apply them as a translation process in translation.
Cultureme is a complex term which was first used by Fernando Poyatos in 1976. The
Estonian-Swedish linguist Els Oksaar introduced it into German-language research in 1983
and used it together with the sociological term behaviorem. In comparison to behaviorem,
Oksaar understands cultureme in general as the culturally shaped standard situations of
people's communicative actions and behavior, such as thanking, complimenting, greeting,
remaining silent, etc. Cultureme thanking, for example, is realized through socioculturally
shaped behaviors such as greetings through verbal, para-linguistic, non-verbal (shaking
hands), extra-verbal, i.e., behavioral nouns. There are verbal and nonverbal culturemes.
Culturemes are abstract units: They are applied differently in different communicative acts,
with generation-, gender- and relationship-specific aspects being effective. Their realization
happens through behavioremes, which can be verbal, para-linguistic, non-verbal and extraverbal.
In this paper, the concept of cultureme is discussed in terms of translation and
introduced into Turkish for the first time.
Keywords: Cultureme, translation, behavioreme, culturally specific elements.
Türkçeden Almancaya yapılan çevirilerde Kültürel Aktarımlar, 2020
Çeviribilim kuruluşu itibariyle çeşitli disiplinleri bünyesinde barındıran bir çalışma alanıdır. ... more Çeviribilim kuruluşu itibariyle çeşitli disiplinleri bünyesinde barındıran bir çalışma alanıdır. Birçok disiplinden beslendiği gibi bu disiplinlere de ciddi katkılarda bulunur. Dilbilim tüm alanları, edebiyat biliminin tüm alanları, etnolojik çalışmalar, kültürel çalışmalar, bilişsel dilbilim çalışmaları, tarih araştırmaları, toplum ve sosyolojik vb. çalışmalar çeviribilime kuram, içerik ve biçim olarak yansımıştır. Bu alanların yanı sıra günümüz ihtiyaçlarına cevap verebilecek çeviri teknolojilerinin ve araçlarının ilgili disiplinlerin devreye girmesiyle sürekli geliştiğini ve yenilendiğini görüyoruz. Bu çalışma dil, kültür, toplumsal yaşam ve çevirinin etkileşim alanına giren kültürel aktarımları incelemeyi amaçlamaktadır.
Dil ve kültür o denli iç içe geçmiştik ki, dil olmadan nesilden nesile kültür aktarımı mümkün olmadığı gibi kültür olmadan da dil var olamaz. Bir dili konuşan toplumlar var oldukça o dil ve ait olduğu kültür yaşamaya ve gelişmeye devam edebilir. Milletleri millet yapan dili ve kültürüdür. Kültür kavramını tanımlamaya çalıştığımızda TDK sözlüğünde yer alan “bütün maddi ve manevi değerler” sözü edebi eserleri de içermektedir.
Kültürlerarası iletişimde edebi eserlerin önemli katkısı bu eserlerin çevirilerinin doğru yapılması ile orantılıdır. Edebi eserler yazıldıkları kültür, dil ve zaman dilimi içerisinde yorumlanmalı ve diğer dilde ve kültürde eşdeğer karşılıkları aranmalıdır. Çeviri ulusal kültüre her anlamda katkıda bulunduğu gibi dili zenginleştirmesi bakımından da önemlidir. Çeviriler sayesinde bilmediğimiz dilde yazılmış dünya klasiklerini okur, yazarını ve farklı ülkelerdeki insanların yaşam anlayışlarını ve gelenek göreneklerini de tanıma fırsatı buluruz.
Toplumda hâkim olan “her dil bilen çeviri yapabilir” anlayışı son derece yanlıştır. Çevirmenin sadece yabancı dil bilmesi asla yeterli değildir. Kendi ana dilini ve üzerinde çalıştığı her iki kültürün de inceliklerini bilmesi şarttır. Bu çalışmada kültür kavramı çeviri bağlamında irdelenecek Jörn Albrecht’in ”reel öğeler” sınıflandırmasına göre örnekler üzerinde çalışılacaktır. Çevirmen kültür edincinin çeviriye olan etkisi incelenerek Türkçe edebi eserlerin Almancaya yapılan çevirilerde Türk kültürünün ne derece aktarıldığı veya aktarılamadığı araştırılacaktır. Bu aktarım işlemlerinde “reel öğelerin” oynadığı rol ortaya konulmaya çalışılacaktır. Türkçeden yabancı dile yapılan çeviriler Türk kültürünün doğru tanıtılması bakımından son derece önemli çalışmalardır ve işin ehli olan uzman çevirmenler tarafından yapılması önemlidir.
Anahtar kelimeler: kültür, kültürel aktarım, reel öğeler, Türkçeden Almancaya Çeviri
Migration und Kulturelle Diversitaet, 2014
Die Translation ist keine einfache Transkodierung von Wörtern oder Sӓtzen, sondern ein komplexes ... more Die Translation ist keine einfache Transkodierung von Wörtern oder Sӓtzen, sondern ein komplexes Handeln. Wörter sind lediglich Textelemente. Mit der pragmatischen Wende in den frühen 70er Jahren wurde der Text als Translationseinheit in den Mittelpunkt der Diskussionen gerückt. Unter dem Einfluss der linguistischen Wende versuchte man anfangs die Translation rein linguistisch zu beschreiben, ohne sich viele Gedanken über die Adressaten und der außersprachlichen situationellen Gegebenheiten zu machen. Pragmatisch gesehen kann derselbe Text in unterschiedlichen Situationen unterschiedliche Funktionen haben.
I. Uluslararası Çeviribilim ve Terimbilim Kurultayı, 2011
Dil ve kültür o denli iç içe geçmiş bir bütündür ki, biri olmadan diğeri yaşayamaz. İnsanlar bell... more Dil ve kültür o denli iç içe geçmiş bir bütündür ki, biri olmadan diğeri yaşayamaz. İnsanlar belli bir kültürde dünyaya gelirler ve o kültürün değer yargıları, gelenek ve görenekleri içerisinde belli bir dili öğrenerek büyürler. Fakat insanlar her zaman diğer kültürleri merak ermişlerdir. Yabancı dil öğrenen bir kimse mutlaka o dilin kültürünü de öğrenmek zorundadır. Aksi takdirde yabancı dile hiçbir zaman tam anlamıyla hâkim olamaz. Çevirmenler en az iki kültüre sahiptirler ve kültürler arasında elçidirler. Kültür bir dili doğru kullanmada nasıl etkin olmaktadır?
Günümüzde globalleşmenin bir sonucu olarak göç, kolay seyehat edebilme ve dijital iletişim imkânları sayesinde artık kültürel sınırlar kalkmaktadır. İnsanlar artık “çok kültürlü” mü oldular? Neden İngilizce “lingua franca” olmuştur? Çeviri masraflarını azaltmak için şirketler uluslararası iletişimde İngilizceyi kullanmaktadır. Peki, çevirmen bu sürecin neresindedir? Mesleğini kayıp mı edecektir?
Kültür, dil kullanımını ve çeviri edincini şekillendiren bir etken midir? Çeviri kültür transferi olarak görünebilir mi? Bu çalışma kültür ve dil konusunu irdeleyerek çevirmenin ne kadar kültürler arası edince sahip olması gerektiği konusuna eğilmeye çalışacaktır.
Edebi Çeviriye Transkültürel Bakış, 2024
Günümüzde iletişimi kolaylaştıran çeşitli imkânlar, medya, teknolojik gelişimler, kolay bilgi pay... more Günümüzde iletişimi kolaylaştıran çeşitli imkânlar, medya, teknolojik gelişimler, kolay bilgi paylaşımı ve ekonomik seyahatler globalleşme sürecini hızlandırmıştır. Farklı fikirler ve kültürler kesintisiz akış ve ilişki içerisindedir. Bu etkileşim edebiyatı da etkilemiş ve transkültürel edebiyattan söz edilir olmuştur. Bu çalışma için seçilen Sahilde Kafka adlı eserin yazarı Haruki Murakami sadece küresel edebiyatta transkültürel bir yazar olarak değil aynı zamanda sevilen, enternasyonal tanınmış çağdaş Japon edebiyatının yazarlarındandır. Bu eserin Türkçe çevirisinden yola çıkarak yazarın kendine has transkültürel stratejisi ile Batı kültürüne ait unsurları nasıl kullandığı ve eserine entegre ettiği araştırılmıştır. Özellikle müzik ve edebiyata yapılan göndermeler yazma üslubunda önemli yer tutmaktadır. Eserlerindeki karakterlerin yaşam ve davranış biçimlerinin transkültürellik olgusundan ne derece etkilendiği yukarıda adı geçen eser örneğinde gösterilmeye çalışılmıştır. Benlik arayışı, başka dünyaya kaçış ve toplumsal değerlere ve normlara başkaldırış gibi konulara gönderme yapan referanslar da araştırılmıştır. Çalışmada yakın okuma tekniğinden ve Christiane Nord'un "metin dünyası" kavramından faydalanılmıştır.
Dİyalog, Dec 24, 2023
İnsanlık tarihi kadar eski olan çeviri etkinliği, farklı dillere ve kültürlere ait olan insanlar ... more İnsanlık tarihi kadar eski olan çeviri etkinliği, farklı dillere ve kültürlere ait olan insanlar arasında iletişimi sağlarken aynı zamanda hem erek dili geliştirmiş hem de kültürel aktarımı gerçekleştirmiştir. Erek kitle çeviriler aracılığıyla farklı bir kültürü tanıma imkanına sahip olduğu kadar dünyaya farklı bakış açılarından bakmayı öğrenir. Okurlar ayrıca farklı dil ve üslup şekilleri ile tanışır. Böylece erek kitle kendi dilini ve kültürünü sorgulayarak her anlamda ufkunu genişletir. Çeviribilimde 80li yıllarda kültürel paradigmanın (cultural turn) Basnett ve Lefevere tarafından tartışmaya açılmasıyla gerçekleşen dönüşüm ile birlikte çeviribilimde yalnızca kültürlerarası (interkulturell) bakış açısı değil aynı zamanda çevirinin sosyal ve toplumsal bir olgu olduğu gündeme gelmeye başlamıştır. 90'lı yıllarda kültür odaklı yaklaşımların ve çalışmaların yapılmaya başlandığı görülmektedir. Ancak kültürlerarası (interkulturell), çok kültürlülük (multikulturell) ve transkültürel (transkulturell) kavramlarının sosyolojik tartışması bu olguların izdüşümlerinin çeviride de görülmesi ile birlikte çeviriye farklı bir boyut kazandırıp kazandırmadığının araştırılması konusunu gündeme getirmektedir. Bu çalışma Almanca ve Türkçe dil çifti üzerinden çevirinin kültürel boyutunu ele almaya amaçlamaktadır. Ayrıca çeviride transkültürel bakış açısının kazanımlarının neler olabileceği irdelenecektir.
HOMİ BHABHA’NIN KÜLTÜREL ÇEVİRİ KAVRAMINA ÇEVİRİBİLİMSEL BAKIŞ, 2023
“Kültürel çeviri” kavramı ilk olarak İngiliz antropologlar tarafından 20. yüzyılın ortalarında k... more “Kültürel çeviri” kavramı ilk olarak İngiliz antropologlar tarafından 20. yüzyılın ortalarında kültürel farklılıkları aktarmak için kullanılmıştır. Sömürgecilik sonrası ortaya çıkan metinlerde kullanılan dilin ve kültürel bağlamların iç içe geçmelerinden dolayı kültürel çeviriye bu alanda da rastlanmaktadır. Sömürgecilik sonrası piyasaya çıkan metinlerin, sürgün ve göçmen yazarların bir şekilde çevirmen rolüne büründüklerini ve kültürel çeviri yaptıklarını söylemek yanlış olmayacaktır. Anadilleri dışında yabancı bir dilde yazmayı tercih eden bu yazarların dili, bilinçli olarak sadece standart dilden farklılık göstermekle kalmayıp adeta ara alanda Homi Bhabha’nın deyişiyle üçüncü alanda üretilmektedir. Göçmen yazarların yabancı bir dilde yazmalarının nedenleri neler olabilir? Bhabha göçmen yazarların aynı zamanda (kültürel) çevirmen olduklarını söylemektedir. Çeviride 80’li yıllarda yaşanan “kültürel dönüş” sonrası çevirinin kültürlerarası iletişimin bir parçası olduğu artık tartışmasız olarak kabul
görmektedir. Çeviribilim, disiplinler arası doğasından dolayı artık sadece dil aktarımı olarak görülmemekte; söylem, metin, kültür, iletişim, yorumbilim, edebiyat, sosyoloji gibi farklı alanlarla etkileşimdedir. Bu çalışmada Almanca yazan ilk göçmen edebiyatı yazarlarından Emine Sevgi Özdamar’ın Mutterzunge adlı eseri ve Fikret Doğan tarafından yapılan çevirisi Annedili kültürel çeviri bağlamında incelenecektir. Çalışmada göçmen yazar-çevirmenlerin ürettikleri metinlerin birer çeviri metin olarak ele alınıp alınamayacağı, kültürel çeviri eyleminin metaforik anlamda değerlendirilmesinin çeviribilime katkılarının neler olabileceği irdelenmeye çalışılacaktır.
Journal of International Social Research, 2016
The Emerging of Schizophrenia is marked by symptoms, which are noticeable in the language. These ... more The Emerging of Schizophrenia is marked by symptoms, which are noticeable in the language. These language abnormalities are explained in connection with thought disorders. But how are the deficiencies arise while expressing theirselves and is there a system according to which the abnormalities are made? This article has the objective to answer these questions: What are the linguistic and communicative failures in schizophrenia? Are these errors made to a certain system? The following article presents a brief historical overview to combining the disciplines of psychology, language and shows on scientific knowledge how the language of schizophrenia is analyzed. Using examples from German-speaking patients characteristic features of this language are shown. Because there is no sufficient enough source material in the Turkish language area, according parts of this article is based on the characteristics failures of the Turkish patients.
Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Uluslararası Filoloji ve Çeviribilim Dergisi
Bu çalışma, Türkçe-Almanca dil çiftindeki atasözlerinin çevirisini ele almaktadır. Atasözleri sad... more Bu çalışma, Türkçe-Almanca dil çiftindeki atasözlerinin çevirisini ele almaktadır. Atasözleri sadece anlamı vurgulamakla kalmaz, aynı zamanda ait oldukları kültürden de derin izler içerir. Bir dil topluluğunun dil hazinesini oluştururlar. Geleneksel bilgeliği ve yaşam deneyimini yeni nesillere aktarırlar. Bir dili konuşan yetkin konuşmacıların ve profesyonel tercümanların, hata yapmamaları için o dile ilaveten atasözü ve deyim hazinesine hakim olmalıdırlar. Kültür ve dil çiftleri arasındaki kültürel fark çok büyük olduğunda atasözlerinin çevirisi özellikle zordur. Çoğu zaman hedef dilde eşdeğer karşılıkları yoktur. Bu çalışma, atasözlerinin tercümesinde kullanılan tercüme olanaklarını ve tercüme yöntemlerini araştırmayı amaçlamaktadır. Bu amaçla atasözlerinin anlam ve yapısını aydınlatmak için öncelikle deyimbilimin araştırma alanı ve bu çerçevede atasözlerinin yeri üzerinde çalışılmıştır. Daha sonra bunlar eşdeğerlilik tiplerine göre sınıflandırmaya çalışılacaktır. Atasözlerinin te...
The Journal of International Social Research, 2022
Metinler belli bir iletişim durumu ve kültür bağlamında metin türü normlarına göre üretilirler. B... more Metinler belli bir iletişim durumu ve kültür bağlamında metin türü normlarına göre üretilirler. Bu metinlerin o kültürde
öngörülen işlevleri vardır. Bu işlevleri doğru anlamak ve doğru aktarmak için sadece dil edinci yeterli değildir. İyi bir kültür edinci
olmayan çevirmen sadece iyi bir dil edinciyle kaliteli bir çeviri ortaya koyamaz. İyi dil bilen kişilerin iyi bir kültür edincine sahip olmaları
beklenir. Dil edimi dilin alt yapısını oluşturan tüm bileşenleri öğrenmek, dilin nasıl kullanıldığını düzenleyen kültürel normlarla birlikte
toplumsal normları da bilmeyi gerektirir. Kültür edinci yaşayarak, deneyimlenerek en iyi şekilde edinilebilir. Donanımlı bir kültür
edincine giden yol kültürün en küçük birimi olan kültüremlerin farkına varmayı gerektirir. Kültürem kavramı ne yazık ki henüz Türkçe
literatüre girmemiştir. Bu çalışma kültürem kavramını tanıtarak alana katkıda bulunmayı hedeflemektedir.
Oxford sözlüğüne göre “kültürem, daha küçük birimlere bölünebilen veya daha büyük birimlere dönüştürülebilen sembolik
değer belirtileriyle kavranan kültürel davranışın herhangi bir bölümüdür” . Görüldüğü üzere kültüremler kültürel bilgileri taşıyan
birimlerdir. Bu bilgiler kökleri kültürde olan dil vasıtasıyla taşınmaktadır. Yapısı gereği dil, ait olduğu kültüre has bakış açısıyla, gelenek ve
görenekleriyle yaşayan ve bu bilgileri gelecek nesillere taşıma misyonu olan canlı bir yapıdır. Sürekli değişim ve gelişim içindedir.
Çevirmenlerin bu devingenliğe de ayak uydurmaları gerektedir.
Bu çalışma kültürem kavramının çeviribilim alanında gittikçe kendine daha fazla yer edinmesi nedeniyle, kavramın çeviri
açısından önemi incelenecek ve çeviri literatüründeki yeri araştırılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Els Oksaar, kültürem kavramı, kültürem ve çeviri, behaviorem ve kültürem ilişkisi, kültürel ögeler ve
kültürem.
The Journal of International Social Research, 2022
KÜLTÜREM TEORISININ ÇEVIRIDEKI ÖNEMI THE IMPORTANCE OF CULTUREME THEORY IN TRANSLATION Sueda ÖZBE... more KÜLTÜREM TEORISININ ÇEVIRIDEKI ÖNEMI THE IMPORTANCE OF CULTUREME THEORY IN TRANSLATION Sueda ÖZBENT* Öz Metinler belli bir iletişim durumu ve kültür bağlamında metin türü normlarına göre üretilirler. Bu metinlerin o kültürde öngörülen işlevleri vardır. Bu işlevleri doğru anlamak ve doğru aktarmak için sadece dil edinci yeterli değildir. İyi bir kültür edinci olmayan çevirmen sadece iyi bir dil edinciyle kaliteli bir çeviri ortaya koyamaz. İyi dil bilen kişilerin iyi bir kültür edincine sahip olmaları beklenir. Dil edimi dilin alt yapısını oluşturan tüm bileşenleri öğrenmek, dilin nasıl kullanıldığını düzenleyen kültürel normlarla birlikte toplumsal normları da bilmeyi gerektirir. Kültür edinci yaşayarak, deneyimlenerek en iyi şekilde edinilebilir. Donanımlı bir kültür edincine giden yol kültürün en küçük birimi olan kültüremlerin farkına varmayı gerektirir. Kültürem kavramı ne yazık ki henüz Türkçe literatüre girmemiştir. Bu çalışma kültürem kavramını tanıtarak alana katkıda bulunmayı hedeflemektedir. Oxford sözlüğüne göre "kültürem, daha küçük birimlere bölünebilen veya daha büyük birimlere dönüştürülebilen sembolik değer belirtileriyle kavranan kültürel davranışın herhangi bir bölümüdür". Görüldüğü üzere kültüremler kültürel bilgileri taşıyan birimlerdir. Bu bilgiler kökleri kültürde olan dil vasıtasıyla taşınmaktadır. Yapısı gereği dil, ait olduğu kültüre has bakış açısıyla, gelenek ve görenekleriyle yaşayan ve bu bilgileri gelecek nesillere taşıma misyonu olan canlı bir yapıdır. Sürekli değişim ve gelişim içindedir. Çevirmenlerin bu devingenliğe de ayak uydurmaları gerektedir. Bu çalışma kültürem kavramının çeviribilim alanında gittikçe kendine daha fazla yer edinmesi nedeniyle, kavramın çeviri açısından önemi incelenecek ve çeviri literatüründeki yeri araştırılacaktır. Anahtar Kelimeler: Els Oksaar, kültürem kavramı, kültürem ve çeviri, behaviorem ve kültürem ilişkisi, kültürel ögeler ve kültürem.
International Journal of Language Academy, 2016
This study on simultenous interpreting involves the sample group of the students having participa... more This study on simultenous interpreting involves the sample group of the students having participated the courses of simultenous interpreting given at Marmara University, Departments of Translation and Interpreting. After having a long preparatory training, the students were initially provided with the theoretical, methodical, and technical data during these relevant courses. The students' interpreting skills were observed through the exercises and practices carried out in the well-equipped booths conforming with those of the sector. The translation techniques and strategies, the most significant factors of the interpreting process, were evaluated in accordance with the previously specified criteria. The effects of the most commonly used methods in this field on the study and its results were also explained. The research findings obviously show that the two-year training of the theory, method, and practical strategies of simultenous interpreting and particularly the courses based on the real market conditions contributed highly to the students' professional development. In the light of these data, it was observed that the students, having been provided with the theoretical and methodological knowledge as well as their practices in the Simultenous Interpreting Laboratories, made significant progress. Getting the interpreting training through theoretical, methodological, 1 Marmara üniversitesi Bapko Biriminin desteğiyle yapılan proje çalışması bağlamında üretilmiş bir makaledir.
publikationen.ub.uni-frankfurt.de
Surrounding globalism , due to digital connections, is felt in all the fields of our life. Global... more Surrounding globalism , due to digital connections, is felt in all the fields of our life. Globalism causes changes in local conditions. However, there are also local realities and peope live with local conditions. As a result of this, according to R. Robertsson emerge "globalocalisation". How is a language influenced from this "globalocalisation" process? This study trys to research with samples the changes in language as a consequence of globalocal interactions. Man kann für oder gegen die Globalisierung sein, aber die Tatsache nicht leugnen, dass wir manche Probleme wie Wassermangel, Umweltschutz, Krieg, Erderwärmung, Treibhauseffekt, Ozonloch, Überschwemmungen, Dürren, sauere Regen, Klimakatastrophe, globale Wirtschaftskrise ….. usw. hautnah erleben. Wir alle sind also in diesem Sinne Weltbürger geworden und teilen eine Weltgesellschaft. Globalisierung kann man als einen "Prozess der Herausbildung einer Weltgesellschaft, die sich zunehmend der globalen Dimensionen wirtschaftlicher, sozialer, politischer und kultureller Entwicklungen bewuβt wird" (Nünning, 2001: 225) bezeichnen. Globale Organisationen wie UNESCO, UNICEF und GREENPEACE sprechen uns als Bürger einer Welt an und appellieren an unsere gemeinsame Verantwortung für den blauen Planeten. Der Prozess der Globalisierung fing wahrscheinlich wie Wilss (2000b: 127) meint schon in der Antike an. Christoph Colombus (1492) und Vasco da Gamma (1497) waren die ersten Pioniere. Sie entdeckten neue Seewege und Kontinente und damit begann das Kolonialismus und die Weltherrschaft Europas. I. Wallerstein sieht als den Beginn der wirtschaftlichen Globalisierung das "Kapitalistische Weltsystem" im 16. Jahrhundert an. Das Aufkommen internationaler Konzerne, Abschaffung fester Wechselkurse und der Zusammenbruch des Ostblocks werden auch als Gründe der Globalisierung gesehen (Beck, 2007: 44). Heute verstehen wir einen ökonomisch, politisch geprägten Begriff, der seit den 80er Jahren verwendet wird. Seit 1990 findet dieser Begriff in den Kulturtheoretischen Diskussionen
Çeviri yaparken her iki dile, kültüre yeterince hâkim olmamak bir dizi çeviri hatalarına yol açab... more Çeviri yaparken her iki dile, kültüre yeterince hâkim olmamak bir dizi çeviri hatalarına yol açabilir. Bu noktada kaynak ve erek dilde yeterli kelime hazinesine sahip olmanın yanı sıra kelimelerin kullanım alanlarını, kurallarını, edim bilimsel etkilerini, sözdizimsel kuralları vs. de iyi bilmek gerekir. Humboldt ve Saussure'ün dil hakkındaki düşüncelerinden etkilenen Trier'in ortaya attığı sözlüksel alan teorisinin metin anlama ve anlatma edinci kapsamında etkilerinin neler olabileceği ve çeviribilimin sözlüksel alan teorisinden nasıl yararlanabileceği konusu irdelenmeye çalışılacaktır. Trier'e (1973:5) göre bir sözcüğün anlaşılabilmesi için, sözlüksel alanın tamamının bilinmesi gerekir ve ancak sözlüksel alana hâkim isek o sözcüğü doğru anlayabiliriz. Anlam sadece ve sadece sözlüksel alan sayesinde vardır. Sözlüksel alan yoksa anlam da yoktur. Anlatılmak istenen düşünceye veya olguya dair bir kelimenin belli bir dilde bulunmaması bu düşüncenin veya olgunun o dilde olma...
Migration und kulturelle Diversität
Die Translation ist keine einfache Transkodierung von Wörtern oder Sӓtzen, sondern ein komplexes ... more Die Translation ist keine einfache Transkodierung von Wörtern oder Sӓtzen, sondern ein komplexes Handeln. Wörter sind lediglich Textelemente. Mit der pragmatischen Wende in den frühen 70er Jahren wurde der Text als Translationseinheit in den Mittelpunkt der Diskussionen gerückt. Unter dem Einfluss der linguistischen Wende versuchte man anfangs die Translation rein linguistisch zu beschreiben, ohne sich viele Gedanken über die Adressaten und der außersprachlichen situationellen Gegebenheiten zu machen. Pragmatisch gesehen kann derselbe Text in unterschiedlichen Situationen unterschiedliche Funktionen haben.
Çeviribilim ve Uygulamaları, 2015
Uluslararası Bilimsel Araştırmalar Dergisi, Jun 15, 2017
Cultural Factors Relevant to the Translation of the Titles of Literary Works A peculiar relations... more Cultural Factors Relevant to the Translation of the Titles of Literary Works A peculiar relationship exists between a work of literature and its title. Titles are chosen for a variety of reasons: originality, acceptability, noticeability and marketing. While translating the titles of works of literature similar considerations are pertinent. Titles provide information about the content of the work and its origin. Translations of titles are criticized because they differ too greatly from the original. Research needs to be undertaken into what translational decision was take for what reasons. Furthermore, the question of what interplay there is between the translation and domestic titles must be addressed. Just like with other books, the translation of the title is an important factor for its existence in the market. This is because the reader's first contact with the translation is through the title and on this basis he decides to buy the book or not. How can this state of affairs be explained using the functional method of translating? To whom does the translator owe loyalty while making his decisions? He has responsibilities towards his client, the target audience and the author. According to Nord, the translator should never knowingly mislead the reader.In this specific field there are very few studies. In 1993, Nord (1993) has worked on this topic for the first time. She put her focus on the different functions of titles. Structurally she differentiates between a "Single Title", a "Double Title" and a "Series of Titles". Even though past works provides examples from various language pairs, there are only two studies that look at the translation of titles from German into Turkish. No such work exists about titles that were translated from Turkish into German. The present work endeavors to examine the translation of titles from Turkish into German with regard to the methods used, the aims, the reasons why and how the translation was undertaken and what role cultural factors played. Since no sources in Turkish exist about this topic, it is the purpose of this inquiry to fill that gap.
Turk Kulturu lncelemeleri Dergisi
Journal of Turkish Studies
The Journal of Turkish Cultural Studies (Türk Kültürü İncelemeleri Dergisi), 2021
Die vorliegende Arbeit beschäftigt sich mit dem Übersetzen von kulturspezifischen Elementen in li... more Die vorliegende Arbeit beschäftigt sich mit dem Übersetzen von
kulturspezifischen Elementen in literarischen Texten. Der Übersetzer wird u.a. auch als Kulturexperte bezeichnet. Durch seine professionelle Kulturkompetenz muss er in der Lage sein, kulturgeprägte Inhalte richtig zu interpretieren und zu vermitteln. Um die ausgangssprachlichen und ausgangskulturellen scenes and frames, die in einem literarischen Text vorhanden sind, in die Zielsprache und
Zielkultur zu übertragen, benötigt der Übersetzer auch Kenntnisse über die
Präsuppositionen der zielsprachlichen Leser. Er rezipiert einen Text auf der Basis seiner eigenen Kultur, Erfahrungswelt, Erwartungen und mit den Augen des zielsprachlichen Lesers. In dieser Arbeit werden Realien und Kulturreferenzen in Hinsicht auf die Übersetzungsverfahren, die bei solchen Übersetzungsproblemen auftauchen können, besprochen. Dazu wird die Übersetzung der Novelle „Kel Melâhat“ von Tarık Buğra ins Deutsche analysiert und besprochen. Die Ansichten von Christiane Nord über den interkulturellen Texttransfer wurden bei der Analyse als Grundlage benutzt.
Schlüsselwörter:
Realien, Kulturreferenzen, Übersetzungsverfahren, scenes and frames, Kultur, Kulturspezifik, literarische Übersetzung, Türkisch Deutsch.
Zur Geschichte der Übersetzung in der Türkei Themen und Perspektiven, 2021
Halide Edib Adıvar war eine sehr berühmte türkische Schriftstellerin, Lehrerin, Journalistin, Kra... more Halide Edib Adıvar war eine sehr berühmte türkische Schriftstellerin, Lehrerin, Journalistin,
Krankenschwester; während des Befreiungskrieges der Türkei eine Freiheitskämpferin, Offizierin
(Korporal Halide bzw. Feldwebel Halide), Parlamentärin, Professorin und Übersetzerin.
Dadurch, dass sie eine sehr gute Ausbildung genoss und von ihrem Vater in American College
für Mädchen geschickt wurde, konnte sie sehr gut Englisch und Französisch lernen. Die vorliegende
Arbeit wird sich mit den Übersetzungstätigkeiten von Adıvar beschäftigen, die sie im sehr
jungen Alter auszuüben begann. Bereits mit 15 Jahren veröffentlichte sie ihre erste Übersetzung
Mâder (1897), wofür sie vom Sultan Abdühamit II mit einem Ehrenzeichen belohnt wurde.
Adıvar schrieb ihre Autobiographie (2 Bände: Memoirs of Halide Edib -1926- und The Turkish
Ordeal -1928-), Bücher und einen Roman auf Englisch, die sie später selbstreflektierend ins
Türkische übersetzte. Sie übersetzte eigene Werke ins Englische und in andere Sprachen, sowie
sämtliche Werke von anderen fremdsprachigen Schriftstellern u.a. auch Shakespeare ins
Türkische. Sie schrieb 1944 eine Abhandlung über die Rolle der Übersetzung in der Literatur
(Edebiyatta Tercümenin Rolü). Ihre Lebensgeschichte und die zeitlichen Umstände führten
dazu, dass sich ihre Weltansicht und ihre Übersetzungsstrategien mit der Zeit veränderten.
Diese Veränderungen in Adıvars Übersetzerverhalten, die sich in ihren Übersetzungen widerspiegeln,
sollen erforscht werden.
Schlüsselwörter: Halide Edib Adıvar, Selbstübersetzung, türkische Schriftstellerin, Übersetzerin.
Übersetzerforschung in der Türkei II, 2021
Turkologist and translator Otto Spies Otto Spies was professor of Turkology, Oriental Studies, Se... more Turkologist and translator Otto Spies Otto Spies was professor of Turkology, Oriental Studies, Semitic Philology, and Islamic Studies. In 1923 he received his doctorate in Tübingen under Enno Littmann in the Department of Oriental Studies with a dissertation on the Turkish folk novel Esman and Zejdschan which is a a Turkish folk novel from Asia Minor. He began his academic career in 1925 as an assistant to Paul Kahle. In the winter semester of 1929/1930 Kahle sent him to Istanbul to expand his knowledge of Turkish and to study Arabic manuscripts. In this matter he worked together with Hellmut Ritter who had emigrated to Turkey at the time and was lecturing at Istanbul University. On this occasion he also got to know the new modern Turkey. Spies is known to conduct his turkological research combined with translations from Turkish into German. He translated from single copies or originals that were written in the original language of the time. Spies was interested in Turkish and Arabic literature and cultural history. It is a fact that he also had great contributions to the gathering of Turks and Germans on a cultural level. His academic works appear in a period when Turkish literature was not yet widespread in Europe (in the 1940s). For the most part they are pioneers in the field of Turkish literature. He has not only made translations from Turkish into German, but also published interpretations and reviews. Otto Spies made important contributions to Turkish studies and Turkish cultural life. His extensive works on Arabic, Egyptian, Indian, Persian, Lebanese, Tunisian literature, as well as medical books from Arabic and works on law (Islamic law) are not discussed in this study as they are worth to be analysed separately.
Übersetzerforschung in der Türkei II, 2021
Otto Spies war Professor für Turkologie, Orientalistik, semitische Philologie und Islamkunde. 19... more Otto Spies war Professor für Turkologie, Orientalistik, semitische Philologie und Islamkunde.
1923 promovierte er in Tübingen bei Enno Littmann im Fachbereich Orientalistik mit einer Dissertation über den türkischen Volksroman Esman und Zejdschan. Ein Türkischer Volksroman
aus Kleinasien. Seine akademische Laufbahn begann er 1925 als Assistent Paul Kahles. Kahle
schickte ihn im Wintersemester 1929/1930 nach Istanbul, um seine Türkischkenntnisse zu erweitern und arabische Handschriften zu studieren. In dieser Sache arbeitete er mit Hellmut Ritter zusammen, der damals in die Türkei emigriert war und an der Universität Istanbul dozierte.
Bei dieser Gelegenheit lernte er auch zugleich die neue moderne Türkei kennen. Spies führte
seine turkologischen Forschungen immer verbunden mit Übersetzungen aus dem Türkischen
ins Deutsche. Er übersetzte aus den Einzelexemplaren bzw. Vorlagen, die in der damaligen
Originalsprache geschrieben waren. Spies interessierte sich für die türkische und arabische
Literatur und Kulturgeschichte. Er hat auch dazu beigetragen, dass sich Türken und Deutsche
auf kultureller Ebene kennenlernten. Seine akademischen Arbeiten erscheinen in einem Zeitraum, in welcher die türkische Literatur in Europa noch nicht verbreitet war (in den 1940er Jahren). Zum größten Teil sind sie Pionierarbeiten im Bereich der türkischen Literatur. Er hat nicht
nur Übersetzungen aus dem Türkischen ins Deutsche gemacht, sondern auch Interpretationen
und Kritiken veröffentlicht. Otto Spies leistete wichtige Beiträge zur Turkologie und zum türkischen Kulturleben. Seine umfangreichen Arbeiten über arabische, ägyptische, indische, persische, libanesische, tunesische Literatur, sowie medizinische Bücher aus dem Arabischen als
auch Arbeiten zu Rechtswissenschaften (islamisches Recht) werden hier nicht besprochen, weil sie gesondert erforscht werden müssen.
Schlüsselwörter: Otto Spies, Türkisch-Deutsch Übersetzer, türkische Literatur, Turkologie.
Zur Geschichte der Übersetzung in der Türkei Themen und Perspektiven, 2021
Halide Edib Adıvar war eine sehr berühmte türkische Schriftstellerin, Lehrerin, Journalistin, Kr... more Halide Edib Adıvar war eine sehr berühmte türkische Schriftstellerin, Lehrerin, Journalistin,
Krankenschwester; während des Befreiungskrieges der Türkei eine Freiheitskämpferin, Offizierin (Korporal Halide bzw. Feldwebel Halide), Parlamentärin, Professorin und Übersetzerin.
Dadurch, dass sie eine sehr gute Ausbildung genoss und von ihrem Vater in American College
für Mädchen geschickt wurde, konnte sie sehr gut Englisch und Französisch lernen. Die vorliegende Arbeit wird sich mit den Übersetzungstätigkeiten von Adıvar beschäftigen, die sie im sehr
jungen Alter auszuüben begann. Bereits mit 15 Jahren veröffentlichte sie ihre erste Übersetzung Mâder (1897), wofür sie vom Sultan Abdühamit II mit einem Ehrenzeichen belohnt wurde.
Adıvar schrieb ihre Autobiographie (2 Bände: Memoirs of Halide Edib -1926- und The Turkish
Ordeal -1928-), Bücher und einen Roman auf Englisch, die sie später selbstreflektierend ins
Türkische übersetzte. Sie übersetzte eigene Werke ins Englische und in andere Sprachen, sowie sämtliche Werke von anderen fremdsprachigen Schriftstellern u.a. auch Shakespeare ins
Türkische. Sie schrieb 1944 eine Abhandlung über die Rolle der Übersetzung in der Literatur
(Edebiyatta Tercümenin Rolü). Ihre Lebensgeschichte und die zeitlichen Umstände führten
dazu, dass sich ihre Weltansicht und ihre Übersetzungsstrategien mit der Zeit veränderten.
Diese Veränderungen in Adıvars Übersetzerverhalten, die sich in ihren Übersetzungen widerspiegeln, sollen erforscht werden.
Schlüsselwörter: Halide Edib Adıvar, Selbstübersetzung, türkische Schriftstellerin, Übersetzerin
Beitraege zum literarischen Übersetzen in der Türkei ¨ Neue Aspekte und Perspektiven, 2022
Paratexte haben auf die Rezeption der literarischen Texte einen großen Einfluss. Sie stellen eine... more Paratexte haben auf die Rezeption der literarischen Texte einen großen Einfluss. Sie stellen eine
Art von Transtextualität her, indem sie auf besondere Zusammenhänge außerhalb des Textes
verweisen. Ein Übersetzer darf sie bei seiner Übersetzungstätigkeit nicht übersehen. Nach
Gérard Genette (2021) ist der Paratext ein Zubehör des Textes, deswegen ist der Text im Zusammenhang seines Paratextes zu verstehen und zu rezipieren. Sie sind sowohl bei Originalwerken als auch bei deren Übersetzungen zu finden. Wenn man bedenkt, dass sich die Übersetzungstheorien ursprünglich aus Einleitungen, Einführungen, Vor- oder Nachworten entwickelt haben, sieht man welch eine große Rolle Paratexte spielen können. Des Weiteren haben Übersetzer ihre Ansichten über ihre eigenen Übersetzungen und Übersetzungsverfahren, die sie bei ihrer
vorliegenden Arbeit angewandt haben, in Paratexten geäußert. Paratexte sind von besonderer
Bedeutung, weil sie eine Grundlage für die Entwicklungen im Bereich der Kultur- und Übersetzungsgeschichte und von Übersetzungstheorien leisten können. Auch die Übersetzungskritik darf
nicht ohne Berücksichtigung von Paratexten gemacht werden.
Es gibt sehr wenige Untersuchungen über die Paratexte im Bereich literarischer Übersetzungen
Türkisch-Deutsch. In dieser Arbeit wird zuerst das Funktionsmodell der Paratextualität nach Genette besprochen um es auf übersetzte Werke zu beziehen. Danach wird anhand von Beispielen
insbesondere die Funktionen von Umschlägen, inneren Umschlagseiten, Klappentexte, Einleitungen, Einführungen, Vor- bzw. Nachworten in den Übersetzungen soweit es möglich ist, vergleichend herauszuarbeiten. Zu diesem Zweck werden unterschiedliche Werke als Material verwendet, um einen Überblick über die Entwicklung der Paratextverwendung herauszuarbeiten;
soweit es in diesem engen Rahmen der Arbeit möglich ist.
Schlüsselwörter: Paratext, Übersetzung, Gérard Genette, Einleitung, Vor- und Nachwort
Transkulturalität in der Translation, 2020
INHALT INHALT...................................................................................... more INHALT
INHALT................................................................................................. iii
VERWENDETE ABKÜRZUNGEN UND ZEICHEN.......................vii
VORWORT ............................................................................................ix
EINLEITUNG ........................................................................................xi
0.1. Ausgangspunkte und Ziel der Arbeit.................................................xi
1. TRANSLATIONSWISSENSCHAFTLICHE GRUNDLAGEN
1.1. Funktionale Translationstheorien......................................................1
1.1.1. Skopostheorie........................................................................2
1.1.1.1. Der Text als kulturgebundenes
Informationsangebot...............................................4
1.1.1.2. Kohärenzregel und Fidelität..................................6
1.2. Translatorisches Handeln nach Justa Holz-Mäntärri.........................7
1.3. Scenes-and-frames Theorie und die kognitive Leistung des
Translators.......................................................................................10
1.4. Funktionales Übersetzen und Übersetzungskritik nach
Christiane Nord ...............................................................................16
1.4.1. Übersetzungskritik nach Christiane Nord ...........................23
2. TRANSLATION ALS INTERKULTURELLE
KOMMUNIKATION
2.1. Kulturbegriff allgemein...................................................................25
2.2. Kulturbegriff in der türkischen Kulturgeschichte............................31
2.3. Kulturbegriff in der Translation ......................................................32
2.4. Interkulturalität................................................................................41
2.5. Transkulturalität ..............................................................................46
2.6. Kulturkompetenz des Translators....................................................52
2.7. Die Rolle des Translators in der interkulturellen
Kommunikation...............................................................................54
iv
3. KULTUR UND SPRACHE
3.1. Kultureme und Behavioreme ..........................................................59
3.2. Kulturspezifika, Kulturreferenzen, Realien.....................................65
3.2.1. Kulturreferenzen in sprachlichen Stereotypen ....................75
3.2.1.1. Redewendungen ..................................................79
3.2.1.2. Sprichwörter........................................................83
3.2.1.3. Gemeinplätze ......................................................88
3.2.1.4. Routineformeln ...................................................89
3.2.1.5. Sprachliche Stereotype........................................94
3.2.1.6. Übersetzung von sprachlichen Stereotypen ........96
3.3. Möglichkeiten der Übersetzung von Kulturreferenzen ................107
4. LITERARISCHE ÜBERSETZUNG
4.1. Literarische Übersetzungstheorien................................................117
4.2. Literarische Übersetzung und die kulturelle Wende .....................123
4.3. Übersetzungstypen, Übersetzungsmethoden und
Übersetzungsverfahren..................................................................125
4.4. Kulturelle Übersetzung ................................................................. 129
5. ANALYSE DER ERZÄHLUNGEN UNTER
BERÜCKSICHTIGUNG DER KULTURREFERENZEN ........133
5.1. Vorüberlegungen...........................................................................133
5.2. Methode der Analyse ....................................................................135
5.3. Analyse der Erzählungen ..............................................................138
5.3.1. Refik Halit Karay: „Sarı Bal” (Gelber Honig)..................138
5.3.1.1. Inhalt von „Gelber Honig“:...............................139
5.3.1.2. Übersetzer von der Erzählung „Sarı Bal“
(Gelber Honig)..................................................140
5.3.1.3. Analyse der kulturellen Elemente in „Gelber
Honig“:..............................................................144
5.3.2. Halide Edip Adıvar: „Kabak Çekirdekçi” (Der
Kürbiskernverkäufer)........................................................165
5.3.2.1. Inhalt von „Der Kürbiskernverkäufer“:.............167
5.3.2.2. Übersetzer von der Erzählung „Der
Kürbiskernverkäufer“........................................167
v
5.3.2.3. Analyse der kulturellen Elemente in „Der
Kürbiskernverkäufer“........................................167
5.3.3. Ömer Seyfettin: „Tos“ (Das Opferlamm) ........................171
5.3.3.1. Inhalt von „Das Opferlamm“: ...........................172
5.3.3.2. Übersetzer von der Erzählung
„Das Opferlamm“ .............................................173
5.3.3.3. Analyse der kulturellen Elemente in
„Das Opferlamm“ .............................................173
5.3.4. Reşat Nuri Güntekin: „Bir Sahtekârlık Davası“
(Prozess um eine Fälschung).............................................184
5.3.4.1. Inhalt von „Prozess um eine Fälschung“:..........185
5.3.4.2. Übersetzer von der Erzählung
„Prozess um eine Fälschung“...........................185
5.3.4.3. Analyse der kulturellen Elemente in
„Prozess um eine Fälschung“............................187
5.3.5. Sabahattin Ali : „Gramofon Avrat“
(Grammophonfrau) ...........................................................193
5.3.5.1. Inhalt von „Grammophonfrau“ .........................195
5.3.5.2. Übersetzer von der Erzählung
„Grammophonfrau“...........................................195
5.3.5.3. Analyse der kulturellen Elemente in
„Grammophonfrau“...........................................196
5.3.6. Yakup Kadri Karaosmanoğlu:
„On dört Yaşında Bir Adam“
(Ein Mann von vierzehn Jahren).......................................206
5.3.6.1. Inhalt von „Ein Mann von vierzehn Jahren“ .....207
5.3.6.2. Übersetzer von der Erzählung „Ein Mann von
vierzehn Jahren“................................................208
5.3.6.3. Analyse der kulturellen Elemente in
„Ein Mann von vierzehn Jahren“ ......................209
5.3.7. Haldun Taner: „Şişhane’ye Yağmur Yağıyordu“
(Es regnet in Şişhane) .......................................................214
5.3.7.1. Inhalt von „Es regnet in Şişhane“: ....................216
5.3.7.2. Übersetzer von der Erzählung
„Es regnet in Şişhane“......................................217
5.3.7.3. Analyse der kulturellen Elemente in
„Es regnet in Şişhane“.......................................220
vi
5.3.8. Ziya Osman Saba: „Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi“
(Fotostudio Glück)............................................................228
5.3.8.1. Inhalt von „Fotostudio Glück“:.........................229
5.3.8.2. Übersetzer von der Erzählung
„Fotostudio Glück“ ...........................................230
5.3.8.3. Analyse der kulturellen Elemente in
„Fotostudio Glück“ ...........................................232
5.3.9. Sait Faik Abasıyanık: „Kalinikhta“
(Kalinichta).......................................................................236
5.3.9.1. Inhalt von „Kalinikhta“ .....................................238
5.3.9.2. Übersetzer von der Erzählung „Kalinikhta“......239
5.3.9.3. Analyse der kulturellen Elemente in
„Kalinikhta“ ......................................................242
5.4. Zusammenfassende Analyse von kulturellen Elementen ..............258
5.4.1. Klassifizierung von Kulturreferenzen in
literarischen Texten...........................................................258
6. SCHLUSS.........................................................................................305
PRIMÄRLITERATUR.......................................................................314
LITERATURVERZEICHNIS............................................................ 317