Zeliha Oteles | Marmara University (original) (raw)
Papers by Zeliha Oteles
DergiPark (Istanbul University), Dec 15, 2019
Öz Tasavvuf Tarihinde, umumiyetle 12. yüzyıl ve sonrası "tarikatlar dönemi" olarak nitelendirilme... more Öz Tasavvuf Tarihinde, umumiyetle 12. yüzyıl ve sonrası "tarikatlar dönemi" olarak nitelendirilmektedir. Klasik tasnife göre ilk dönem "Zühd", ikinci dönem "Tasavvuf", üçüncü dönem ise "Tarikat" dönemidir. Tarikat döneminin ise günümüze kadar devam ettiği, satır aralarında ifâde edilmektedir. Ancak bu klasik dönemlendirme, bugün için ne ifâde etmektedir? 21. Yüzyıl insanının, tarikat dönemindeki geleneksel tarikat hayatından uzak bir yaşam modeli içerisinde yaşamına devam etmesi, klasik tarikat dönemi ile organik bir bağ kuramaması post-tarikatlar dönemi (topluluklar dönemi) diye nitelendirebileceğimiz bir dönemin başlamış olduğunu düşündürmektedir. Tam da bu noktada Kuzey Afrika ve Arap Ülkelerinin bir kısmında yaygınlık kazanan bir topluluk varlık göstermektedir. Bu topluluk kendini "el-Usretü'd-Dandarâviyye"(Dandaravî Ailesi) olarak tanımlamakta ve tam da 21. Yüzyıl insanının ihtiyaçları doğrultusunda organize olmuş, ancak kendilerinin bir tarikat olarak nitelendirilmesini kesinlikle kabul etmemektedirler. Bu çalışma, 21. yüzyıl tasavvuf hareketleri bağlamında, Arap coğrafyasında yaygınlık gösteren, tasavvufî bir hüviyete sahip, kurumsallaşmış bir yapının Türk Tasavvuf Akademisine tanıtımını ihtiva etmektedir.
DergiPark (Istanbul University), Jan 7, 2021
In the formation of Ottoman's intellectual tradation Ibn Arabi and Ibn al-Farid's have an impact ... more In the formation of Ottoman's intellectual tradation Ibn Arabi and Ibn al-Farid's have an impact on, by way of commentary of Davud al-Kayseri. To being chef of mudarris Ottoman Empire, that impact made it extensive and permanent. The researchs while continuing about impact of Ibn Arabî's on Turkish thoughts, impact of Ibn Farid's desolated. The Ottoman intellectuals, most famous eulogies of Ibn al-Farid's Hamriyye (Kasîde-i Mîmiyye) and Tâiyye (at-Tâiyyetü'l-Kübrâ), its just one side to see entity of İbn al-Farids impact, tens of eloborated in that commentary of eulogies. In this study we consider, occasioned to Sufis critique "union" conception in the sight of Davud al-Kayseri with verses of Ibn al-Farid, in that verses "unity" and "union" to pointed at the the relations between that concepts. Ibn al-Farid even thought not mentioned in wahdat al-wujud (unity of existense) school with the main of verses it is make it essential to inside of the commentary sufi poets from the commentators eloborated to member of the wahdat al-wujud school. It is absolutely necessary to make a long term research about impact of Ibn al-Farids on wahdat al-wujud. Purpose of our short work ,"the maqam of union" the couplets of Ibn Farid in the sight of Davud-i Kayseri, who was the representative of this understanding in the Ottoman Empire, is to remind impact of Ibn al-Farid shaping and understanding wahdat al-wujud.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Dec 31, 2017
Özet Tasavvufî düşünce, pek çok mutasavvıfın eserleri ile teşekkül eder. Her bir mutasavvıf, kend... more Özet Tasavvufî düşünce, pek çok mutasavvıfın eserleri ile teşekkül eder. Her bir mutasavvıf, kendi yüzyılının sûfî anlayışını yansıtan tasavvufî kavramlarla bu teşekkül sürecine katkıda bulunur. Tasavvufun klasik döneminde yaşamış Kelâbâzî (380/990)'nin günümüze ulaşan iki eseri bulunmaktadır: et-Ta'arruf li-mezhebi ehli't-tasavvuf ve Bahru'l-Fevâid/Me'âni'l-Ahbâr. Kelâbâzî'nin çalışmamıza konu olan eseri Bahru'l-Fevâid/Me'âni'l-Ahbar, hadisleri tasavvufî açıdan yorumlayan ilk çalışmalardan biri olması bakımından önem taşımaktadır. Bu eseri ile Kelâbâzî, işârî hadis şerhi geleneğini başlatmıştır. Bâzı tasavvuf kavramlarının hadisler bağlamında nasıl yorumlandığı, bu makale ile aktarılmaya çalışılacaktır.
DergiPark (Istanbul University), Jan 7, 2021
Telif edilen eserler, müellifin yaşadığı çağda kabul gören bilimsel verilerden bağımsız değildir.... more Telif edilen eserler, müellifin yaşadığı çağda kabul gören bilimsel verilerden bağımsız değildir. Dolayısıyla bir metnin anlaşılması için müellifinin içinde yaşadığı sosyal, ekonomik, siyâsî ve coğrâfî durumlar kadar o yüzyıldaki bilimsel gelişmelerin neler olduğunu bilmek de gerekli görünmektedir. Dînî metinler için de aynı durum söz konusudur. Tefsirler, hadis şerhleri, fıkhî meselelere yaklaşım ve sûfî metinler ortaya çıktığı yüzyılın kabul görmüş bilimsel verilerinin tesirinden uzak görülemez. 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başlarında İstanbul’da yaşamını sürdürmüş olan Ahmed Avni Konuk, yaşadığı dönemin bilimsel verilerinden uzak kalmayarak tasavvufî meseleleri bilimsel verilerle aynı metinde buluşturan mütefekkirlerdendir. Öyle ki 13. yüzyılda telif edilmiş bir eserin 20. yüzyıla kadarki şerhlerine bakarak, şerh edildiği yüzyılın bilimsel verilerini, kültürünü, kozmolojisini ve modern bilimin verilerini tespit etmek mümkün olduğu gibi, şerh edilen metinlerde bilimsel bilginin d...
Tasavvufun bilgi kaynaklari arasinda, oncelikli olarak “kesf ve ilham” zikredilmektedir. Ilâhi bi... more Tasavvufun bilgi kaynaklari arasinda, oncelikli olarak “kesf ve ilham” zikredilmektedir. Ilâhi bilgiye ait bir kapinin acilmasi olarak gorulen ve sufi icin son derece onemli olan bu iki bilgi kaynagi, “uyku ile uyaniklik arasinda”, cogu zaman da “uyku” hâlinde “sufi bilincine yansiyan bilgiler” olarak bilinir. Muhyiddin Ibnu’l-Arabi(o. 1240) tasavvuf anlayisini, “kesf yoluyla elde edilen bilgi” anlamina gelen “mârifet” uzerine temellendirmesi, kesfe kapi aralayan ruyanin onemini guclendirmektedir. Tasavvufi yasamin sistemlestigi donemlerde nazâri olarak ruya, varlik mertebeleri arasinda “misâl âlemi” olarak nitelendirilmistir. Tasavvufun kurumsal yapisi olan tarikat icinde ruya, mânevi mertebelerin terakki duzeyinin tespiti icin son derece muhimdir. Oyle ki, seyr u suluk yapacak bir kimsenin hangi zikir veya evrâdi cekecegi meselesinde ruya, yol gosterici bir pusula olarak gorulmustur. Bu calisma, tasavvufi yapilari ve anlayislari ayakta tutan, âdeta gorunmez bir dayanak olan ruya m...
Tasavvuf İlmi ve Akademik Araştırma Dergisi, Jan 7, 2021
In the formation of Ottoman's intellectual tradation Ibn Arabi and Ibn al-Farid's have an impact ... more In the formation of Ottoman's intellectual tradation Ibn Arabi and Ibn al-Farid's have an impact on, by way of commentary of Davud al-Kayseri. To being chef of mudarris Ottoman Empire, that impact made it extensive and permanent. The researchs while continuing about impact of Ibn Arabî's on Turkish thoughts, impact of Ibn Farid's desolated. The Ottoman intellectuals, most famous eulogies of Ibn al-Farid's Hamriyye (Kasîde-i Mîmiyye) and Tâiyye (at-Tâiyyetü'l-Kübrâ), its just one side to see entity of İbn al-Farids impact, tens of eloborated in that commentary of eulogies. In this study we consider, occasioned to Sufis critique "union" conception in the sight of Davud al-Kayseri with verses of Ibn al-Farid, in that verses "unity" and "union" to pointed at the the relations between that concepts. Ibn al-Farid even thought not mentioned in wahdat al-wujud (unity of existense) school with the main of verses it is make it essential to inside of the commentary sufi poets from the commentators eloborated to member of the wahdat al-wujud school. It is absolutely necessary to make a long term research about impact of Ibn al-Farids on wahdat al-wujud. Purpose of our short work ,"the maqam of union" the couplets of Ibn Farid in the sight of Davud-i Kayseri, who was the representative of this understanding in the Ottoman Empire, is to remind impact of Ibn al-Farid shaping and understanding wahdat al-wujud.
Kilis 7 December University Journal of Theology, 2020
FSM İlmî Araştırmalar İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi, 2020
İslam düşünce geleneğinde etkili ve yaygın bir yere sahip olan Mesnevî, Füsûsu'l-Hikem ve Tedbîrâ... more İslam düşünce geleneğinde etkili ve yaygın bir yere sahip olan Mesnevî, Füsûsu'l-Hikem ve Tedbîrât-ı İlâhiyye gibi klasik eserlerin ilgili konularını yer yer, modern bilimin verileri ile şerh etmekten imtina etmeyen Ahmed Avni Konuk, yaşadığı yüzyılın bilimsel gelişmelerini yakından takip etmiştir. Bu çalışmada, Mesnevî-i Şerîf Şerhi üzerinden sûfî-şârihin yaşadığı yüzyıldaki bilimsel veriler ile olan güçlü bağına işâret etmek amaçlanmıştır.
Tasavvuf Târihinde, umumiyetle 12. yuzyil ve sonrasi “tarikatlar donemi” olarak nitelendirilmekte... more Tasavvuf Târihinde, umumiyetle 12. yuzyil ve sonrasi “tarikatlar donemi” olarak nitelendirilmektedir. Klasik tasnife gore ilk donem Zuhd, ikinci donem tasavvuf, ucuncu donem ise tarikat donemidir. Tarikat doneminin ise gunumuze kadar devam ettigi, satir aralarinda ifâde edilmektedir. Ancak bu klasik donemlendirme, bugun icin ne ifâde etmektedir? 21. Yuzyil insaninin, tarikat donemindeki geleneksel tarikat hayatindan uzak bir yasam modeli icerisinde yasamina devam etmesi, klasik tarikat donemi ile organik bir bag kuramamasi post-tarikatlar donemi (topluluklar donemi) diye nitelendirebilecegimiz bir donemin baslamis oldugunu dusundurmektedir. Tam da bu noktada kuzey Afrika ve Arap ulkelerinin bir kisminda yayginlik kazanan bir topluluk varlik gostermektedir. Bu topluluk kendini “el-Usretu’d-Dandarâviyye”(Dandarâvi Ailesi) olarak tanimlamakta ve tam da 21. Yuzyil insaninin ihtiyaclari dogrultusunda organize olmus, ancak kendilerinin bir tarikat olarak nitelendirilmesini kesinlikle kabu...
Osmanlı entelektüel geleneğinin oluşmasında İbn Arabî ve İbnü’l-Fârız te’siri, Dâvûd el-Kayserî’n... more Osmanlı entelektüel geleneğinin oluşmasında İbn Arabî ve İbnü’l-Fârız te’siri, Dâvûd el-Kayserî’nin te’lifleri aracılığıyladır. Osmanlı Devletinin ilk baş müderrisi olması, bu te’sirin yaygın ve kalıcı olmasını sağlamıştır. İbn Arabî’nin Türk düşüncesi üzerindeki te’sirleri hakkında yapılan çalışmalar devam ederken; İbnü’l-Fârız te’siri ihmâl edilmiş görünmektedir. Osmanlı entelektüellerinin, İbnü’l-Fârız’ın en meşhur kasîdelerinden olan Hamriyye (Kasîde-i Mîmiyye) ve Tâiyye (et-Tâiyyetü’l-Kübrâ) kasîdeleri üzerine te’lif ettikleri onlarca şerhin mevcûdiyetini görmek, İbnü’l-Fârız te’sirinin sâdece bir boyutudur. Sûfîlerin tenkîd edilmelerine sebep olan “ittihâd” mefhumunun Dâvûd el-Kayserî nazarından İbnü’l-Fârız beyitleriyle nasıl şerh edildiğini ele aldığımız bu çalışmada, İbnü’l-Fârız beyitlerinde “vahdet” ve “ittihâd” kavramlarının birbiriyle olan ilişkisine işâret etmek, her ne kadar vahdet-i vücûd mektebi içinde zikredilmese de beyitlerinin ekseriyetle vahdet-i vücûd mektebine mensup şârihler tarafından şerh edilmesi, sûfî şâirin bu mektep içindeki te’sirinin aktarılmasını gerekli kılmıştır. İbnü’l-Fârız’ın vahdet-i vücûd anlayışına etkileri üzerine uzun soluklu çalışmalar gerektiği muhakkaktır. Bu anlayışın Osmanlı Devleti’ndeki ilk mümessili olan Dâvûd el-Kayserî nazarından İbnü’l-Fârız beyitlerinde “ittihâd makāmı” hakkındaki bu kısa çalışmamızın asıl gāyesi, vahdet-i vücûd anlayışının şekillenmesinde İbnü’l-Fârız te’sirini hatırlatmaktır.
Kavramlar ve Kuramlar, 2020
Halîfe ve imâm kavramları İslam Düşüncesinde birbirinin yeri- ne kullanılan iki kavramdır. Bu iki... more Halîfe ve imâm kavramları İslam Düşüncesinde birbirinin yeri- ne kullanılan iki kavramdır. Bu iki kavram, nass ile sâbittir. Yeryüzü- nün halîfesi ve imâmı kimdir? Bu soruların cevabı asırlar boyu gerek ehl-i zâhir gerekse de ehl-i bâtın indinde pek çok izahlar ile uzun uzun yer bulmuştur. Bu cevapların hepsine burada uzun uzadıya yer vermek elbette mümkün değildir. Ancak şunu belirtmek gerekir ki, bu çalışmanın asıl gâyesi ehl-i bâtının hâssâten de İbn Arabî’nin bu hu- sustaki düşünceleridir. Çalışmamızda, İbn Arabî’nin diğer eserlerine göre az bilinen Ankāu Muğrib isimli eser, özet bir şekilde okuyucuya tanıtılacaktır. Akabinde ise Halîfe ve İmâm kavramlarının İslâm dü- şüncesindeki algılama biçimlerine işâret edilerek, tasavvufta bu kav- ramların nelere tekābül ettiği üzerinde bilgiler aktarılacaktır. Son olarak da İbn Arabî’nin bu iki kavram hakkında eserlerinde yer verdiği farklı perspektifler sunularak, Ankāu Muğrib’de nihâî olarak bu kav- ramların nasıl yorumlandığı aktarılacaktır.
Öz Telif edilen eserler, müellifin yaşadığı çağda kabul gören bilimsel verilerden bağım-sız değil... more Öz Telif edilen eserler, müellifin yaşadığı çağda kabul gören bilimsel verilerden bağım-sız değildir. Dolayısıyla bir metnin anlaşılması için müellifinin içinde yaşadığı sosyal, ekonomik, siyâsî ve coğrâfî durumlar kadar o yüzyıldaki bilimsel gelişmelerin neler oldu-ğunu bilmek de gerekli görünmektedir. Dînî metinler için de aynı durum söz konusudur. Tefsirler, hadis şerhleri, fıkhî meselelere yaklaşım ve sûfî metinler ortaya çıktığı yüzyılın kabul görmüş bilimsel verilerinin tesirinden uzak görülemez. 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başlarında İstanbul'da yaşamını sürdürmüş olan Ahmed Avni Konuk, yaşadığı dönemin bilimsel verilerinden uzak kalmayarak tasavvufî mesele-leri bilimsel verilerle aynı metinde buluşturan mütefekkirlerdendir. Öyle ki 13. yüzyılda telif edilmiş bir eserin 20. yüzyıla kadarki şerhlerine bakarak, şerh edildiği yüzyılın bilim-sel verilerini, kültürünü, kozmolojisini ve modern bilimin verilerini tespit etmek mümkün olduğu gibi, şerh edilen metinlerde bilimsel bilginin değişim, dönüşüm ve gelişimini ta-kip etmek de mümkün görünmektedir.
Abstract Sufi exegetes have been commented on nature of the religion in the sight of Allah. Such ... more Abstract
Sufi exegetes have been commented on nature of the religion in the sight of Allah. Such that, based on verse “Indeed, the religion in the sight of Allah is Islam.”,
“religion” notion has been adapted different meanings, religious and moral decrees
continued for centuries to be taken out from Islamic codes. Ibn al Arabi who put
theoretical Sufism in a systematic, classifies religion in a way that we are not accustomed. According to his classification “Religion has two sides: Religion in the
sight of Allah and Religion in the sight of people.” In this division the religion in
the sight of the Allah is absolute and unconditional while the religion in the sight
of the people have different ranges. Ibn al Arabi establishes correlation each of the
prophets with different “wisdom” in his Fusus al Hikam. He pointed out “religion”
issue in “Chapter on Jacob” with statement of “Wisdom of Spirit”. Religion is exhibition of the God’s relationship with human and universe in a specific frame. Concept
of Sharia is equivalent the shape of the frame. Do Various Sharia types make any
difference on religion in the sight of God? Considering the fact that Absolute never
changes or differs, is that possible the religion conception in the sight of God may
become different? This study is a further reading on Ibn al Arabi’s religion concept
that submits unique point of view.
Zeliha ÖTELEŞ Öz Tasavvufun bilgi kaynakları arasında, öncelikli olarak "keşf ve ilham" zikredi... more Zeliha ÖTELEŞ Öz Tasavvufun bilgi kaynakları arasında, öncelikli olarak "keşf ve ilham" zikredilmektedir. İlâhî bilgiye ait bir kapının açılması olarak görülen ve sûfî için son derece önemli olan bu iki bilgi kaynağı, "uyku ile uyanıklık arasında", çoğu zaman da "uyku" hâlinde "sûfî bilincine yansıyan bilgiler" olarak bilinir. Muhyiddin İbnü'l-Arabî(ö. 1240) tasavvuf anlayışını, "keşf yoluyla elde edilen bilgi" anlamına gelen "mârifet" üzerine temellendirmesi, keşfe kapı aralayan rüyanın önemini güçlendirmektedir. Tasavvufî yaşamın sistemleştiği dönemlerde nazârî olarak rüya, varlık mertebeleri arasında "misâl âlemi" olarak nitelendirilmiştir. Tasavvufun kurumsal yapısı olan tarikat içinde rüya, mânevî mertebelerin terakkî düzeyinin tespiti için son derece mühimdir. Öyle ki, seyr u sülûk yapacak bir kimsenin hangi zikir veya evrâdı çekeceği meselesinde rüya, yol gösterici bir pusula olarak görülmüştür. Bu çalışma, tasavvufî yapıları ve anlayışları ayakta tutan, âdeta görünmez bir dayanak olan rüya meselesinin farklı bir vecihten ele alınmasından ibarettir. Anahtar Kelimeler: Tasavvuf, Rüya, Âlem-i misâl, Metafizik. Metaphysical Column of Sufism: Dream-A Fusus-Based Evaluation-Abstract: Among the origins of knowledge "inspirations and instincts" are primarily mentioned in sufism. According to the sufism, two origins of knowledge reflected in a situation between "asleep/awake" but mostly in "asleep" to the "conscious of sufi" and they are highly important since these sources seen as a gate opening to the divine knowledge. Ibn-al Arabi(d.1240) found his understanding of sufism on "marifat" which means "knowledge that was acquired by kashf (unveiling)", that basis strengthens the importance of dreams which brings up exploration. During the periods that sufism lifestyle evolved in systematic forms, dreams described as "exemplary universe" throughout the existence degrees. Inside the institutional structure of sufism, dreams are important to evaluate the progress of spiritual level. So that, dreams are seen as a compass to guide ones during their quest, decide recitation and zikr that shall be repeated. This study consists of handling the dreams in different manner, dreams which are invisible base of sufism understanding and structure.
Twelfth century, and afterwards is qualified as “Term of Tariqah(sufi path) ” in Sufism History. ... more Twelfth century, and afterwards is qualified as “Term of Tariqah(sufi path) ” in Sufism History. According to the classical sorting,
first phase is “Asceticism”, second one is “Sufism”, and the third one
is “Tariqah”. It has been referred that the Term of Tariqah continued until today. However what does classical evaluation mean
today? The life of 21st century’s human is far from lifestyle of Term
of Tariqah, and unable to connect with the classical Tariqah period makes think the beginning of a new era named post-Tariqah
period(community period). Herein, a community appeared which
became widespread in some areas of Arab, and North African
countries. This community identify themselves as Dandarawiyah
Family (al-Usratu’d-Dandarawiyah), and organized to satisfy the
21st century’s human demands but certainly rejects to be described
as a Tariqah. This study comprises a promotion to Turkish Sufism
Academia of an organization that has Sufism characteristics, and institutional formation settled commonly in Arab countries, regarding Sufism movements of 21st centuries.
DergiPark (Istanbul University), Dec 15, 2019
Öz Tasavvuf Tarihinde, umumiyetle 12. yüzyıl ve sonrası "tarikatlar dönemi" olarak nitelendirilme... more Öz Tasavvuf Tarihinde, umumiyetle 12. yüzyıl ve sonrası "tarikatlar dönemi" olarak nitelendirilmektedir. Klasik tasnife göre ilk dönem "Zühd", ikinci dönem "Tasavvuf", üçüncü dönem ise "Tarikat" dönemidir. Tarikat döneminin ise günümüze kadar devam ettiği, satır aralarında ifâde edilmektedir. Ancak bu klasik dönemlendirme, bugün için ne ifâde etmektedir? 21. Yüzyıl insanının, tarikat dönemindeki geleneksel tarikat hayatından uzak bir yaşam modeli içerisinde yaşamına devam etmesi, klasik tarikat dönemi ile organik bir bağ kuramaması post-tarikatlar dönemi (topluluklar dönemi) diye nitelendirebileceğimiz bir dönemin başlamış olduğunu düşündürmektedir. Tam da bu noktada Kuzey Afrika ve Arap Ülkelerinin bir kısmında yaygınlık kazanan bir topluluk varlık göstermektedir. Bu topluluk kendini "el-Usretü'd-Dandarâviyye"(Dandaravî Ailesi) olarak tanımlamakta ve tam da 21. Yüzyıl insanının ihtiyaçları doğrultusunda organize olmuş, ancak kendilerinin bir tarikat olarak nitelendirilmesini kesinlikle kabul etmemektedirler. Bu çalışma, 21. yüzyıl tasavvuf hareketleri bağlamında, Arap coğrafyasında yaygınlık gösteren, tasavvufî bir hüviyete sahip, kurumsallaşmış bir yapının Türk Tasavvuf Akademisine tanıtımını ihtiva etmektedir.
DergiPark (Istanbul University), Jan 7, 2021
In the formation of Ottoman's intellectual tradation Ibn Arabi and Ibn al-Farid's have an impact ... more In the formation of Ottoman's intellectual tradation Ibn Arabi and Ibn al-Farid's have an impact on, by way of commentary of Davud al-Kayseri. To being chef of mudarris Ottoman Empire, that impact made it extensive and permanent. The researchs while continuing about impact of Ibn Arabî's on Turkish thoughts, impact of Ibn Farid's desolated. The Ottoman intellectuals, most famous eulogies of Ibn al-Farid's Hamriyye (Kasîde-i Mîmiyye) and Tâiyye (at-Tâiyyetü'l-Kübrâ), its just one side to see entity of İbn al-Farids impact, tens of eloborated in that commentary of eulogies. In this study we consider, occasioned to Sufis critique "union" conception in the sight of Davud al-Kayseri with verses of Ibn al-Farid, in that verses "unity" and "union" to pointed at the the relations between that concepts. Ibn al-Farid even thought not mentioned in wahdat al-wujud (unity of existense) school with the main of verses it is make it essential to inside of the commentary sufi poets from the commentators eloborated to member of the wahdat al-wujud school. It is absolutely necessary to make a long term research about impact of Ibn al-Farids on wahdat al-wujud. Purpose of our short work ,"the maqam of union" the couplets of Ibn Farid in the sight of Davud-i Kayseri, who was the representative of this understanding in the Ottoman Empire, is to remind impact of Ibn al-Farid shaping and understanding wahdat al-wujud.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Dec 31, 2017
Özet Tasavvufî düşünce, pek çok mutasavvıfın eserleri ile teşekkül eder. Her bir mutasavvıf, kend... more Özet Tasavvufî düşünce, pek çok mutasavvıfın eserleri ile teşekkül eder. Her bir mutasavvıf, kendi yüzyılının sûfî anlayışını yansıtan tasavvufî kavramlarla bu teşekkül sürecine katkıda bulunur. Tasavvufun klasik döneminde yaşamış Kelâbâzî (380/990)'nin günümüze ulaşan iki eseri bulunmaktadır: et-Ta'arruf li-mezhebi ehli't-tasavvuf ve Bahru'l-Fevâid/Me'âni'l-Ahbâr. Kelâbâzî'nin çalışmamıza konu olan eseri Bahru'l-Fevâid/Me'âni'l-Ahbar, hadisleri tasavvufî açıdan yorumlayan ilk çalışmalardan biri olması bakımından önem taşımaktadır. Bu eseri ile Kelâbâzî, işârî hadis şerhi geleneğini başlatmıştır. Bâzı tasavvuf kavramlarının hadisler bağlamında nasıl yorumlandığı, bu makale ile aktarılmaya çalışılacaktır.
DergiPark (Istanbul University), Jan 7, 2021
Telif edilen eserler, müellifin yaşadığı çağda kabul gören bilimsel verilerden bağımsız değildir.... more Telif edilen eserler, müellifin yaşadığı çağda kabul gören bilimsel verilerden bağımsız değildir. Dolayısıyla bir metnin anlaşılması için müellifinin içinde yaşadığı sosyal, ekonomik, siyâsî ve coğrâfî durumlar kadar o yüzyıldaki bilimsel gelişmelerin neler olduğunu bilmek de gerekli görünmektedir. Dînî metinler için de aynı durum söz konusudur. Tefsirler, hadis şerhleri, fıkhî meselelere yaklaşım ve sûfî metinler ortaya çıktığı yüzyılın kabul görmüş bilimsel verilerinin tesirinden uzak görülemez. 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başlarında İstanbul’da yaşamını sürdürmüş olan Ahmed Avni Konuk, yaşadığı dönemin bilimsel verilerinden uzak kalmayarak tasavvufî meseleleri bilimsel verilerle aynı metinde buluşturan mütefekkirlerdendir. Öyle ki 13. yüzyılda telif edilmiş bir eserin 20. yüzyıla kadarki şerhlerine bakarak, şerh edildiği yüzyılın bilimsel verilerini, kültürünü, kozmolojisini ve modern bilimin verilerini tespit etmek mümkün olduğu gibi, şerh edilen metinlerde bilimsel bilginin d...
Tasavvufun bilgi kaynaklari arasinda, oncelikli olarak “kesf ve ilham” zikredilmektedir. Ilâhi bi... more Tasavvufun bilgi kaynaklari arasinda, oncelikli olarak “kesf ve ilham” zikredilmektedir. Ilâhi bilgiye ait bir kapinin acilmasi olarak gorulen ve sufi icin son derece onemli olan bu iki bilgi kaynagi, “uyku ile uyaniklik arasinda”, cogu zaman da “uyku” hâlinde “sufi bilincine yansiyan bilgiler” olarak bilinir. Muhyiddin Ibnu’l-Arabi(o. 1240) tasavvuf anlayisini, “kesf yoluyla elde edilen bilgi” anlamina gelen “mârifet” uzerine temellendirmesi, kesfe kapi aralayan ruyanin onemini guclendirmektedir. Tasavvufi yasamin sistemlestigi donemlerde nazâri olarak ruya, varlik mertebeleri arasinda “misâl âlemi” olarak nitelendirilmistir. Tasavvufun kurumsal yapisi olan tarikat icinde ruya, mânevi mertebelerin terakki duzeyinin tespiti icin son derece muhimdir. Oyle ki, seyr u suluk yapacak bir kimsenin hangi zikir veya evrâdi cekecegi meselesinde ruya, yol gosterici bir pusula olarak gorulmustur. Bu calisma, tasavvufi yapilari ve anlayislari ayakta tutan, âdeta gorunmez bir dayanak olan ruya m...
Tasavvuf İlmi ve Akademik Araştırma Dergisi, Jan 7, 2021
In the formation of Ottoman's intellectual tradation Ibn Arabi and Ibn al-Farid's have an impact ... more In the formation of Ottoman's intellectual tradation Ibn Arabi and Ibn al-Farid's have an impact on, by way of commentary of Davud al-Kayseri. To being chef of mudarris Ottoman Empire, that impact made it extensive and permanent. The researchs while continuing about impact of Ibn Arabî's on Turkish thoughts, impact of Ibn Farid's desolated. The Ottoman intellectuals, most famous eulogies of Ibn al-Farid's Hamriyye (Kasîde-i Mîmiyye) and Tâiyye (at-Tâiyyetü'l-Kübrâ), its just one side to see entity of İbn al-Farids impact, tens of eloborated in that commentary of eulogies. In this study we consider, occasioned to Sufis critique "union" conception in the sight of Davud al-Kayseri with verses of Ibn al-Farid, in that verses "unity" and "union" to pointed at the the relations between that concepts. Ibn al-Farid even thought not mentioned in wahdat al-wujud (unity of existense) school with the main of verses it is make it essential to inside of the commentary sufi poets from the commentators eloborated to member of the wahdat al-wujud school. It is absolutely necessary to make a long term research about impact of Ibn al-Farids on wahdat al-wujud. Purpose of our short work ,"the maqam of union" the couplets of Ibn Farid in the sight of Davud-i Kayseri, who was the representative of this understanding in the Ottoman Empire, is to remind impact of Ibn al-Farid shaping and understanding wahdat al-wujud.
Kilis 7 December University Journal of Theology, 2020
FSM İlmî Araştırmalar İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi, 2020
İslam düşünce geleneğinde etkili ve yaygın bir yere sahip olan Mesnevî, Füsûsu'l-Hikem ve Tedbîrâ... more İslam düşünce geleneğinde etkili ve yaygın bir yere sahip olan Mesnevî, Füsûsu'l-Hikem ve Tedbîrât-ı İlâhiyye gibi klasik eserlerin ilgili konularını yer yer, modern bilimin verileri ile şerh etmekten imtina etmeyen Ahmed Avni Konuk, yaşadığı yüzyılın bilimsel gelişmelerini yakından takip etmiştir. Bu çalışmada, Mesnevî-i Şerîf Şerhi üzerinden sûfî-şârihin yaşadığı yüzyıldaki bilimsel veriler ile olan güçlü bağına işâret etmek amaçlanmıştır.
Tasavvuf Târihinde, umumiyetle 12. yuzyil ve sonrasi “tarikatlar donemi” olarak nitelendirilmekte... more Tasavvuf Târihinde, umumiyetle 12. yuzyil ve sonrasi “tarikatlar donemi” olarak nitelendirilmektedir. Klasik tasnife gore ilk donem Zuhd, ikinci donem tasavvuf, ucuncu donem ise tarikat donemidir. Tarikat doneminin ise gunumuze kadar devam ettigi, satir aralarinda ifâde edilmektedir. Ancak bu klasik donemlendirme, bugun icin ne ifâde etmektedir? 21. Yuzyil insaninin, tarikat donemindeki geleneksel tarikat hayatindan uzak bir yasam modeli icerisinde yasamina devam etmesi, klasik tarikat donemi ile organik bir bag kuramamasi post-tarikatlar donemi (topluluklar donemi) diye nitelendirebilecegimiz bir donemin baslamis oldugunu dusundurmektedir. Tam da bu noktada kuzey Afrika ve Arap ulkelerinin bir kisminda yayginlik kazanan bir topluluk varlik gostermektedir. Bu topluluk kendini “el-Usretu’d-Dandarâviyye”(Dandarâvi Ailesi) olarak tanimlamakta ve tam da 21. Yuzyil insaninin ihtiyaclari dogrultusunda organize olmus, ancak kendilerinin bir tarikat olarak nitelendirilmesini kesinlikle kabu...
Osmanlı entelektüel geleneğinin oluşmasında İbn Arabî ve İbnü’l-Fârız te’siri, Dâvûd el-Kayserî’n... more Osmanlı entelektüel geleneğinin oluşmasında İbn Arabî ve İbnü’l-Fârız te’siri, Dâvûd el-Kayserî’nin te’lifleri aracılığıyladır. Osmanlı Devletinin ilk baş müderrisi olması, bu te’sirin yaygın ve kalıcı olmasını sağlamıştır. İbn Arabî’nin Türk düşüncesi üzerindeki te’sirleri hakkında yapılan çalışmalar devam ederken; İbnü’l-Fârız te’siri ihmâl edilmiş görünmektedir. Osmanlı entelektüellerinin, İbnü’l-Fârız’ın en meşhur kasîdelerinden olan Hamriyye (Kasîde-i Mîmiyye) ve Tâiyye (et-Tâiyyetü’l-Kübrâ) kasîdeleri üzerine te’lif ettikleri onlarca şerhin mevcûdiyetini görmek, İbnü’l-Fârız te’sirinin sâdece bir boyutudur. Sûfîlerin tenkîd edilmelerine sebep olan “ittihâd” mefhumunun Dâvûd el-Kayserî nazarından İbnü’l-Fârız beyitleriyle nasıl şerh edildiğini ele aldığımız bu çalışmada, İbnü’l-Fârız beyitlerinde “vahdet” ve “ittihâd” kavramlarının birbiriyle olan ilişkisine işâret etmek, her ne kadar vahdet-i vücûd mektebi içinde zikredilmese de beyitlerinin ekseriyetle vahdet-i vücûd mektebine mensup şârihler tarafından şerh edilmesi, sûfî şâirin bu mektep içindeki te’sirinin aktarılmasını gerekli kılmıştır. İbnü’l-Fârız’ın vahdet-i vücûd anlayışına etkileri üzerine uzun soluklu çalışmalar gerektiği muhakkaktır. Bu anlayışın Osmanlı Devleti’ndeki ilk mümessili olan Dâvûd el-Kayserî nazarından İbnü’l-Fârız beyitlerinde “ittihâd makāmı” hakkındaki bu kısa çalışmamızın asıl gāyesi, vahdet-i vücûd anlayışının şekillenmesinde İbnü’l-Fârız te’sirini hatırlatmaktır.
Kavramlar ve Kuramlar, 2020
Halîfe ve imâm kavramları İslam Düşüncesinde birbirinin yeri- ne kullanılan iki kavramdır. Bu iki... more Halîfe ve imâm kavramları İslam Düşüncesinde birbirinin yeri- ne kullanılan iki kavramdır. Bu iki kavram, nass ile sâbittir. Yeryüzü- nün halîfesi ve imâmı kimdir? Bu soruların cevabı asırlar boyu gerek ehl-i zâhir gerekse de ehl-i bâtın indinde pek çok izahlar ile uzun uzun yer bulmuştur. Bu cevapların hepsine burada uzun uzadıya yer vermek elbette mümkün değildir. Ancak şunu belirtmek gerekir ki, bu çalışmanın asıl gâyesi ehl-i bâtının hâssâten de İbn Arabî’nin bu hu- sustaki düşünceleridir. Çalışmamızda, İbn Arabî’nin diğer eserlerine göre az bilinen Ankāu Muğrib isimli eser, özet bir şekilde okuyucuya tanıtılacaktır. Akabinde ise Halîfe ve İmâm kavramlarının İslâm dü- şüncesindeki algılama biçimlerine işâret edilerek, tasavvufta bu kav- ramların nelere tekābül ettiği üzerinde bilgiler aktarılacaktır. Son olarak da İbn Arabî’nin bu iki kavram hakkında eserlerinde yer verdiği farklı perspektifler sunularak, Ankāu Muğrib’de nihâî olarak bu kav- ramların nasıl yorumlandığı aktarılacaktır.
Öz Telif edilen eserler, müellifin yaşadığı çağda kabul gören bilimsel verilerden bağım-sız değil... more Öz Telif edilen eserler, müellifin yaşadığı çağda kabul gören bilimsel verilerden bağım-sız değildir. Dolayısıyla bir metnin anlaşılması için müellifinin içinde yaşadığı sosyal, ekonomik, siyâsî ve coğrâfî durumlar kadar o yüzyıldaki bilimsel gelişmelerin neler oldu-ğunu bilmek de gerekli görünmektedir. Dînî metinler için de aynı durum söz konusudur. Tefsirler, hadis şerhleri, fıkhî meselelere yaklaşım ve sûfî metinler ortaya çıktığı yüzyılın kabul görmüş bilimsel verilerinin tesirinden uzak görülemez. 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başlarında İstanbul'da yaşamını sürdürmüş olan Ahmed Avni Konuk, yaşadığı dönemin bilimsel verilerinden uzak kalmayarak tasavvufî mesele-leri bilimsel verilerle aynı metinde buluşturan mütefekkirlerdendir. Öyle ki 13. yüzyılda telif edilmiş bir eserin 20. yüzyıla kadarki şerhlerine bakarak, şerh edildiği yüzyılın bilim-sel verilerini, kültürünü, kozmolojisini ve modern bilimin verilerini tespit etmek mümkün olduğu gibi, şerh edilen metinlerde bilimsel bilginin değişim, dönüşüm ve gelişimini ta-kip etmek de mümkün görünmektedir.
Abstract Sufi exegetes have been commented on nature of the religion in the sight of Allah. Such ... more Abstract
Sufi exegetes have been commented on nature of the religion in the sight of Allah. Such that, based on verse “Indeed, the religion in the sight of Allah is Islam.”,
“religion” notion has been adapted different meanings, religious and moral decrees
continued for centuries to be taken out from Islamic codes. Ibn al Arabi who put
theoretical Sufism in a systematic, classifies religion in a way that we are not accustomed. According to his classification “Religion has two sides: Religion in the
sight of Allah and Religion in the sight of people.” In this division the religion in
the sight of the Allah is absolute and unconditional while the religion in the sight
of the people have different ranges. Ibn al Arabi establishes correlation each of the
prophets with different “wisdom” in his Fusus al Hikam. He pointed out “religion”
issue in “Chapter on Jacob” with statement of “Wisdom of Spirit”. Religion is exhibition of the God’s relationship with human and universe in a specific frame. Concept
of Sharia is equivalent the shape of the frame. Do Various Sharia types make any
difference on religion in the sight of God? Considering the fact that Absolute never
changes or differs, is that possible the religion conception in the sight of God may
become different? This study is a further reading on Ibn al Arabi’s religion concept
that submits unique point of view.
Zeliha ÖTELEŞ Öz Tasavvufun bilgi kaynakları arasında, öncelikli olarak "keşf ve ilham" zikredi... more Zeliha ÖTELEŞ Öz Tasavvufun bilgi kaynakları arasında, öncelikli olarak "keşf ve ilham" zikredilmektedir. İlâhî bilgiye ait bir kapının açılması olarak görülen ve sûfî için son derece önemli olan bu iki bilgi kaynağı, "uyku ile uyanıklık arasında", çoğu zaman da "uyku" hâlinde "sûfî bilincine yansıyan bilgiler" olarak bilinir. Muhyiddin İbnü'l-Arabî(ö. 1240) tasavvuf anlayışını, "keşf yoluyla elde edilen bilgi" anlamına gelen "mârifet" üzerine temellendirmesi, keşfe kapı aralayan rüyanın önemini güçlendirmektedir. Tasavvufî yaşamın sistemleştiği dönemlerde nazârî olarak rüya, varlık mertebeleri arasında "misâl âlemi" olarak nitelendirilmiştir. Tasavvufun kurumsal yapısı olan tarikat içinde rüya, mânevî mertebelerin terakkî düzeyinin tespiti için son derece mühimdir. Öyle ki, seyr u sülûk yapacak bir kimsenin hangi zikir veya evrâdı çekeceği meselesinde rüya, yol gösterici bir pusula olarak görülmüştür. Bu çalışma, tasavvufî yapıları ve anlayışları ayakta tutan, âdeta görünmez bir dayanak olan rüya meselesinin farklı bir vecihten ele alınmasından ibarettir. Anahtar Kelimeler: Tasavvuf, Rüya, Âlem-i misâl, Metafizik. Metaphysical Column of Sufism: Dream-A Fusus-Based Evaluation-Abstract: Among the origins of knowledge "inspirations and instincts" are primarily mentioned in sufism. According to the sufism, two origins of knowledge reflected in a situation between "asleep/awake" but mostly in "asleep" to the "conscious of sufi" and they are highly important since these sources seen as a gate opening to the divine knowledge. Ibn-al Arabi(d.1240) found his understanding of sufism on "marifat" which means "knowledge that was acquired by kashf (unveiling)", that basis strengthens the importance of dreams which brings up exploration. During the periods that sufism lifestyle evolved in systematic forms, dreams described as "exemplary universe" throughout the existence degrees. Inside the institutional structure of sufism, dreams are important to evaluate the progress of spiritual level. So that, dreams are seen as a compass to guide ones during their quest, decide recitation and zikr that shall be repeated. This study consists of handling the dreams in different manner, dreams which are invisible base of sufism understanding and structure.
Twelfth century, and afterwards is qualified as “Term of Tariqah(sufi path) ” in Sufism History. ... more Twelfth century, and afterwards is qualified as “Term of Tariqah(sufi path) ” in Sufism History. According to the classical sorting,
first phase is “Asceticism”, second one is “Sufism”, and the third one
is “Tariqah”. It has been referred that the Term of Tariqah continued until today. However what does classical evaluation mean
today? The life of 21st century’s human is far from lifestyle of Term
of Tariqah, and unable to connect with the classical Tariqah period makes think the beginning of a new era named post-Tariqah
period(community period). Herein, a community appeared which
became widespread in some areas of Arab, and North African
countries. This community identify themselves as Dandarawiyah
Family (al-Usratu’d-Dandarawiyah), and organized to satisfy the
21st century’s human demands but certainly rejects to be described
as a Tariqah. This study comprises a promotion to Turkish Sufism
Academia of an organization that has Sufism characteristics, and institutional formation settled commonly in Arab countries, regarding Sufism movements of 21st centuries.
olması sebebiyle Hristiyanlık Kristo-sentrik; Tevhid'in merkezi bir konumda bulunması sebebiyle İ... more olması sebebiyle Hristiyanlık Kristo-sentrik; Tevhid'in merkezi bir konumda bulunması sebebiyle İslam, Teo-sentrik bir din olarak nitelendirilir. Tanrı-merkezli bir din olan İslfun'da Tanrı hakkındaki tasavvurlar, en önemli mesele haline gelmektedir.