Mustafa Yüceer | Istanbul Medeniyet University (original) (raw)
Papers by Mustafa Yüceer
Eser-Rey İhtilafında Gumârî'nin Kevserî'ye Eleştirileri, 2024
al-Ghumārī’s Criticisms of al-Kawtharī in Athar-Rayy Dispute In the history of Islam, the disagr... more al-Ghumārī’s Criticisms of al-Kawtharī in Athar-Rayy Dispute
In the history of Islam, the disagreements between Ahl al-Hadith, which started with al-Shafi'i and established its existence after the Mihna, and Ahl al-Rayy, which is mostly identified with the Hanafi madhhab, have progressed around the meaning and methodological differences attributed to the evidence. While the claims and defences of both groups have been analysed by many authors, it is seen that the debates continue today. Indeed, the efforts of Ahmad al-Ghumārī (d. 1960), who defends the viewpoints of Ahl al-Hadīth as well as the viewpoints based on tajdīd that have developed in Egypt in the recent period, to commit al-Kawtharī (d. 1952), whom he considers Ahl al-Rayy, by identifying the discrepancies in his views, indicate that the dispute continues. Bayān al-telbīsi al-muftarī Muhammad Zāhid al-Kawtharī, which was published after al-Kawsari’s death, al-Ghumārī criticised some Hanafīs, especially Abū Hanīfa, and tried to dentify contradictions from al-Kawtharī's works. He developed a criticism around the narration that states that knowledge can be reached by a Persian even if it is in the star of Surya, and defended that Abū Hanīfa cannot be meant in the hadith. Apart from this, he claimed that al-Kawtharī criticized the imams of the sect and the ulema, especially the Companions, and he also mentioned his contradictions in hadīth and fiqh methodology. In the second part of his work, allegations of contradictions against the narrators were put forward. al-Ghumārī first determined that al-Kawtharī accepted a narration or a narrator, and then exemplified his rejection of the same naration or a narrator from al-Kawtharī's works. The frequent use of insulting expressions in al-Ghumārī's language and style, and his defining Abū Hanīfa as the prophet of the Persians and al-Kawtharī as the ummah of Abū Hanīfa are among the polemical elements that have theological consequences rather than accusations. In the course of the study, it was observed that al-Ghumārī gave incomplete or erroneous information in most of his claims of contradiction or did not take into account the methods followed by the Hanafīs regarding hadīths, while al-Kawtharī exhibited different perspectives on the criticisms made in previous periods in terms of jarh and ta'līl, especially in matters related to the rījal, although in our opinion there is no contradiction. Therefore, as a result of the findings, it can be concluded that al-Ghumārī's work, which was written to shed light on the last period of the work-heritage controversy, is more oriented towards fictional claims and polemics rather than a scientific and methodical criticism.
Keywords: Ahl al-Hadith; Ahl al-Ray; Dispute; al-Qawsari; al-Ghumārī.
Mevzu – Sosyal Bilimler Dergisi, 2024
Hz. Peygamber’in cemaat hakkında teşvik içerikli rivayetlerinin etkisi ve İslam ilim geleneğinin ... more Hz. Peygamber’in cemaat hakkında teşvik içerikli rivayetlerinin etkisi ve İslam ilim geleneğinin oluşumundaki etmenler ile sahâbeden itibaren ce-maatin naklettiği bilgiye güven duyulmuştur. Farklı ilim dallarında karşılık bulan cemaat kavramının hadis tarihinde “cemaat rivayet etti” formuyla pek çok eserde yer aldığı görülmektedir. Bahse konu ifadeden kastedilen cemaatin kim olduğu, hadis kitaplarında nasıl kullanıldığı ve ne gibi sonuç-lar doğurduğu soruları etrafında kurgulanan bu çalışmada, genel olarak âlimler, Mâlik b. Enes, Ahmed b. Hanbel gibi mezhep imamlarının dahil edildiği tasnifler ve günümüzdeki karşılığı ile Kütüb-i Sitte müelliflerinin cemaat olarak tanımlandığı sonucuna ulaşılmıştır. Buhârî dışında cemaatin naklettiği “ravâhü’l-cemâa ille’l-Buhârî” 28 konu ve 119 rivayet tespit edil-miş bunlardan tahâret ve salât ile ilgili 41 rivayet incelenmiştir. Kavrama yer veren çalışmalarda tasnif ve yöntemlerden kaynaklı eksik veya hatalı kullanımlar tahlil edilirken Buhârî’nin cemaatten ayrılma gerekçeleri örnek-ler etrafında analiz edilmiştir. Sened ile ilgili problemlerin dışın-da Buhârî’nin aynı konuda farklı rivayete yer verdiği, sahâbe uygulamasını, neshi veya aksi görüşü esas alarak sünnet temelli yaklaşımlar sergilediği ve fıkıh düşüncesini yansıtacak nitelikte tercihlerde bulunduğu görülmüştür.
Diyanet ilmi dergi, Mar 8, 2024
Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Dec 15, 2022
Türklerin İslamiyet’le tanışmalarından sonra dinî metinlere olan ilgileri hem ilmî hem de edebî m... more Türklerin İslamiyet’le tanışmalarından sonra dinî metinlere olan ilgileri hem ilmî hem de edebî mecrada de-vam etmiştir. Anadolu topraklarına gelen pek çok kimse yaşadıkları coğrafyanın kültür, edebiyat ve örfünü beraberinde getirmiş ve Anadolu irfanı diye kavramlaştırabileceğimiz bir anlayışı ortaya çıkartmışlardır. Bu amaca hizmet edenlerden biri de şüphesiz Mevlânâ’dır. Onun şiirleri ülke sathını aşarak dünyaya yayılmış ve haklı bir şöhrete kavuşmuştur. Bu makalede Mevlânâ’nın Dîvân-ı Kebîr isimli eserinde yer alan iktibas veya telmih yoluyla kullandığı hadis metinleri incelenmiştir. Kullandığı rivayetlerin kaynakları ve sıhhat durumları başta olmak üzere örnek bir gazel etrafında hadis kullanım metodu değerlendirilmiş; elde edilen veriler analiz edilerek onun kullandığı metinlerin konu tasnifi yapılmıştır. Müellifin tasavvufla olan bağının rivayet terci-hinde önemli ölçüde etkili olduğu görülürken kullanılan hadislerin % 56.3’ü makbul, % 43.7’si merdud metin-lerden oluştuğu sonucuna ulaşılmıştır.
İntihal: Bu makale, ienticate yazılımınca taranmıştır. İntihal tespit edilmemiştir. Plagiarism: ... more İntihal: Bu makale, ienticate yazılımınca taranmıştır. İntihal tespit edilmemiştir. Plagiarism: is article has been scanned by ienticate. No plagiarism detected.
Tasavvur-Tekirdağ İlahiyat dergisi, Dec 31, 2020
İntihal: Bu makale, ienticate yazılımınca taranmıştır. İntihal tespit edilmemiştir. Plagiarism: ... more İntihal: Bu makale, ienticate yazılımınca taranmıştır. İntihal tespit edilmemiştir. Plagiarism: is article has been scanned by ienticate. No plagiarism detected.
Sufiyye, Nov 30, 2022
İslam medeniyetinde kırk hadis telif geleneği hicri ikinci asırdan beri var olagelmiştir. Osmanlı... more İslam medeniyetinde kırk hadis telif geleneği hicri ikinci asırdan beri var olagelmiştir. Osmanlı döneminde manzumelere de konu olan bu türün Cumhuriyet sonrası örneklerinden biri Esad Erbilî'nin halifelerinden Nakşî-Hâlidî şeyhi aynı zamanda Medine mücâviri olan Kaşıkçı Ali Rıza Konevî'ye ait Kenzü'l-fuad isimli manzum kırk hadistir. Eser manzum-mensur karışık bir çalışma olup, müellifin Dîvân'ının başında yer almaktadır. Bu çalışmada kırk hadisin adının tespiti, sebeb-i telifi ve Konevî'ye kadar kırk hadis telif geleneği başta olmak üzere Kenzü'l-fuâd'a dair bilgiler verilmiştir. Daha sonra rivayetlerin sıhhatine dair tespitler, tablo ve grafikler eşliğinde, tahlil edilmiştir. Buna göre eserde yer alan 69 rivayetin; 37'si sahih (%54), 23'ü zayıf (%33), 7'si aslı olmayan, bulunamayan ve mevzu, (%10) ve 2'sinin de selefe ait söz (%3) şeklinde olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca müellifin rivayetleri tercih ederken kullandığı kaynaklar araştırılmış ve Suyûtî'nin el-Câmiu's-sağîr isimli eserinin en önemli kaynağı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Tercih edilen rivayetlerin muhtevası ve müellifin hadisleri şerh yöntemi, çalışmanın inceleme konusu yaptığı bir başka husustur.
The sermons that Mevlânâ told in various times and occasions were brought together in his book ca... more The sermons that Mevlânâ told in various times and occasions were brought together in his book called Fihi Ma Fihi. One of the two important sources of this work, consisting of seventy-five chapters, is the texts used as hadiths. In this study, the narrations in the work were examined according to the Hadith science criteria, also, the sources and authenticity status of the narrations in the work, are mentioned. At the end of the paper, assessments and tables were presented. As a result of the examinations, it was observed that Mevlânâ did not rely on scientific criteria in the hadith narration by imitating the Sufi tradition and it was observed that he could convey wisely words and narratives related to the content as hadiths. According to the results of takhrij, 65% of the narrations in the work have been criticized by the hadith authorities.
DergiPark (Istanbul University), Sep 19, 2022
had uygulanmayacağını ifade eden hadisi esas alarak hüküm vermişlerdir. Evzâî (ö. 157/774) haddin... more had uygulanmayacağını ifade eden hadisi esas alarak hüküm vermişlerdir. Evzâî (ö. 157/774) haddin düşürülmesi gerektiğine işaret ederken Şâfiî (ö. 204/820) ise haddin her an uygulanması gerektiğine dair kanaat belirtmiştir. Çalışmada İslâm hukukunda hırsızlık ve cezasına dair verilen bilginin ardından mezkûr rivayet temel hadis kitaplarından tahrîc edilerek isnad şeması çıkartılmış ve rivayetin muhtevası İslâm hukukçularının konuya yaklaşımı etrafında analiz edilmiştir.
Atebe, Dec 31, 2021
Bu makale, iTenticate yazılımınca taranmıştır. İntihal tespit edilmemiştir/This article hasbeen s... more Bu makale, iTenticate yazılımınca taranmıştır. İntihal tespit edilmemiştir/This article hasbeen scanned by iTenticate. No plagiarism detected. Etik Beyan/Ethical Statement: Bu çalışmanın hazırlanma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyulduğu ve yararlanılan tüm çalışmaların kaynakçada belirtildiği beyan olunur/It is declared that scientific and ethical principles have been followed while carrying out and writing this study and that all the sources used have been properly cited (Mustafa Yüceer).
Sufiyye, Nov 30, 2022
İslam medeniyetinde kırk hadis telif geleneği hicri ikinci asırdan beri var olagelmiştir. Osmanlı... more İslam medeniyetinde kırk hadis telif geleneği hicri ikinci asırdan beri var olagelmiştir. Osmanlı döneminde manzumelere de konu olan bu türün Cumhuriyet sonrası örneklerinden biri Esad Erbilî'nin halifelerinden Nakşî-Hâlidî şeyhi aynı zamanda Medine mücâviri olan Kaşıkçı Ali Rıza Konevî'ye ait Kenzü'l-fuad isimli manzum kırk hadistir. Eser manzum-mensur karışık bir çalışma olup, müellifin Dîvân'ının başında yer almaktadır. Bu çalışmada kırk hadisin adının tespiti, sebeb-i telifi ve Konevî'ye kadar kırk hadis telif geleneği başta olmak üzere Kenzü'l-fuâd'a dair bilgiler verilmiştir. Daha sonra rivayetlerin sıhhatine dair tespitler, tablo ve grafikler eşliğinde, tahlil edilmiştir. Buna göre eserde yer alan 69 rivayetin; 37'si sahih (%54), 23'ü zayıf (%33), 7'si aslı olmayan, bulunamayan ve mevzu, (%10) ve 2'sinin de selefe ait söz (%3) şeklinde olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca müellifin rivayetleri tercih ederken kullandığı kaynaklar araştırılmış ve Suyûtî'nin el-Câmiu's-sağîr isimli eserinin en önemli kaynağı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Tercih edilen rivayetlerin muhtevası ve müellifin hadisleri şerh yöntemi, çalışmanın inceleme konusu yaptığı bir başka husustur.
Mevzu – Sosyal Bilimler Dergisi, 2023
One of the most important sources of information is the true report. Li-kewise, the nature and va... more One of the most important sources of information is the true report. Li-kewise, the nature and value of reports in Islamic epistemology has been discussed. Since they are fed from the tradition of narration, the subject of khabar in hadith and history methodology has been examined independently and researchers in this field have devoted a large part of their work to “detection of fake reports”. The efforts of Ibn Qayyim al-Jawziyya (d. 751/1350) and Ibn Khaldun (d. 808/1406), who are known for their closeness to the aforementioned disciplines and lived in the eighth century, to present a methodology for the detection of fake reports and the views they expressed are remarkable. In this study, the possibility of detecting a false report with respect to the views of two important representatives of hadith and history methodology has been examined and the methods of the relevant disciplines have been evaluated around examples. With the findings obtained, it has been observed that modern era confirmation platforms and technological developments will contribute to hadith and historical criticism methodology in detecting fake reports.
Mütefekkir
Hz. Peygamber, dine dair hükümleri tebliğ etmenin yanı sıra ilahi hükümleri hayatın tabii akışı i... more Hz. Peygamber, dine dair hükümleri tebliğ etmenin yanı sıra ilahi hükümleri hayatın tabii akışı içinde tatbik de etmiştir. Buna rağmen olağanüstü durumlarda hükümlerin icra edilmesi hususunda farklı kararlar da verebilmiştir. Böyle bir olayı örneklemek adına Büsr b. Ebî Ertât’tan (ö. 86/705) nakledilen ve savaş esnasında hırsızlık yapan bir kimseye had uygulanmamasını telkin eden bir rivayet, bu çalışmada incelenmiştir. Sahabî olup olmadığı ile ilgili tartışmalar da bulunan Büsr b. Ebî Ertât, savaşta/seferde hırsızlık yapan kimseye haddin uygulanmayacağına dair rivayeti nakleden tek sahâbî olma özelliğini taşımaktadır. Ahmed b. Hanbel (ö. 241/855) başta olmak üzere Sünen sahipleri hadisi “Hz. Peygamber bize savaşta el kesmeyi yasakladı ve savaşta/seferde hırsızlık haddini uygulamayın” ifadeleriyle tahrîc etmişlerdir. Tespit edilebildiği kadarıyla on beş farklı tarikle nakledilen rivayetin bazı tariklerinde yer alan İbn Lehîa’ya yönelik tenkitler olsa da nihai anlamda hadis, sahih ka...
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi
Türklerin İslamiyet’le tanışmalarından sonra dinî metinlere olan ilgileri hem ilmî hem de edebî m... more Türklerin İslamiyet’le tanışmalarından sonra dinî metinlere olan ilgileri hem ilmî hem de edebî mecrada de-vam etmiştir. Anadolu topraklarına gelen pek çok kimse yaşadıkları coğrafyanın kültür, edebiyat ve örfünü beraberinde getirmiş ve Anadolu irfanı diye kavramlaştırabileceğimiz bir anlayışı ortaya çıkartmışlardır. Bu amaca hizmet edenlerden biri de şüphesiz Mevlânâ’dır. Onun şiirleri ülke sathını aşarak dünyaya yayılmış ve haklı bir şöhrete kavuşmuştur. Bu makalede Mevlânâ’nın Dîvân-ı Kebîr isimli eserinde yer alan iktibas veya telmih yoluyla kullandığı hadis metinleri incelenmiştir. Kullandığı rivayetlerin kaynakları ve sıhhat durumları başta olmak üzere örnek bir gazel etrafında hadis kullanım metodu değerlendirilmiş; elde edilen veriler analiz edilerek onun kullandığı metinlerin konu tasnifi yapılmıştır. Müellifin tasavvufla olan bağının rivayet terci-hinde önemli ölçüde etkili olduğu görülürken kullanılan hadislerin % 56.3’ü makbul, % 43.7’si merdud metin-lerden oluştuğu sonu...
Doktora TeziMuhaddislerce zayıf kabul edilen ve kırk hadis ezberleme/ortaya koyma neticesinde Hz.... more Doktora TeziMuhaddislerce zayıf kabul edilen ve kırk hadis ezberleme/ortaya koyma neticesinde Hz. Peygamberin şefaatine ulaşmayı müjdeleyen bir rivâyet, hicrî II. asırdan itibaren kırk hadis telifinin önünü açan etkenlerden olmuştur. Abdurrahman Câmî tarafından manzum olarak telif edilen bir kırk hadisin etkisi ise henüz hayatta iken kendisin göstermiş ve Türkçe başta olmak üzere Çağatayca ve Arapça'ya da tercüme edilmiştir. Osmanlı döneminde sosyal hayatın dili olan şiir, devlet yönetiminden medreselere kadar pek çok kişi ve kurumu etkilemiştir. Daha çok Kur'an ve Sünnet etrafında şekillenen Divan Edebiyatında, na't, hilye, manzum ilmihal ve manzum kırk hadisler, bir tür haline gelmiş; özellikle kırk hadis telif etme geleneği, Câmî tercümelerinin de etkisi ile şairlerin kayıtsız kalmadıkları bir tür olmuştur. İlk örnekleri XV. asırda ortaya konan manzum kırk hadislerde yer alan rivâyetlerin tespit, tahrîc ve muhteva tenkidi bu çalışmanın konusudur. Tekrarlarıyla beraber...
Yüksek Lisans Tezi Yök Merkezi No:407227Bu tez, son dönem İslam âlimlerinden Ömer Nasûhi Bilmen&#... more Yüksek Lisans Tezi Yök Merkezi No:407227Bu tez, son dönem İslam âlimlerinden Ömer Nasûhi Bilmen'in fıkıh ilmine dair yazmış olduğu "Hukûk-ı İslâmiyye ve Istılâhât-ı Fıkhıyye Kamusu" adlı eserinde kullandığı hadislerin sıhhat durumunu tespit etmek ve Bilmen'in hadisçiliğinin anlaşılmasına katkı sağlamak amacıyla hazırlanmıştır. Tahrîc çalışması olan tez, giriş ve iki bölümden oluşmaktadır. Tezin Giriş bölümünde konu, amaç ve yöntemden bahsedilmiş, Birinci Bölümde Ömer Nasûhi Bilmen'in hayatı, eserleri ve özellikle tahrîcini yaptığımız eserde geçen hadis ilmiyle ilgili görüşlerine yer verilmiştir. Tezin ikinci bölümünde, eserde geçen 334 adet hadisin tahrîcleri, araştırmanın yönteminde belirtilen tahrîc metotlarına göre yapılmış ve hadislerle ilgili sahih, hasen, zayıf, mevzû gibi verilen hükümler hakkında değerlendirmeler yapılmıştır. Çalışmanın son kısmında hadislerin sıhhat durumları ile ilgili istatiksel tablolar oluşturulmuş ve tezle ilgili genel bir değerle...
Eser-Rey İhtilafında Gumârî'nin Kevserî'ye Eleştirileri, 2024
al-Ghumārī’s Criticisms of al-Kawtharī in Athar-Rayy Dispute In the history of Islam, the disagr... more al-Ghumārī’s Criticisms of al-Kawtharī in Athar-Rayy Dispute
In the history of Islam, the disagreements between Ahl al-Hadith, which started with al-Shafi'i and established its existence after the Mihna, and Ahl al-Rayy, which is mostly identified with the Hanafi madhhab, have progressed around the meaning and methodological differences attributed to the evidence. While the claims and defences of both groups have been analysed by many authors, it is seen that the debates continue today. Indeed, the efforts of Ahmad al-Ghumārī (d. 1960), who defends the viewpoints of Ahl al-Hadīth as well as the viewpoints based on tajdīd that have developed in Egypt in the recent period, to commit al-Kawtharī (d. 1952), whom he considers Ahl al-Rayy, by identifying the discrepancies in his views, indicate that the dispute continues. Bayān al-telbīsi al-muftarī Muhammad Zāhid al-Kawtharī, which was published after al-Kawsari’s death, al-Ghumārī criticised some Hanafīs, especially Abū Hanīfa, and tried to dentify contradictions from al-Kawtharī's works. He developed a criticism around the narration that states that knowledge can be reached by a Persian even if it is in the star of Surya, and defended that Abū Hanīfa cannot be meant in the hadith. Apart from this, he claimed that al-Kawtharī criticized the imams of the sect and the ulema, especially the Companions, and he also mentioned his contradictions in hadīth and fiqh methodology. In the second part of his work, allegations of contradictions against the narrators were put forward. al-Ghumārī first determined that al-Kawtharī accepted a narration or a narrator, and then exemplified his rejection of the same naration or a narrator from al-Kawtharī's works. The frequent use of insulting expressions in al-Ghumārī's language and style, and his defining Abū Hanīfa as the prophet of the Persians and al-Kawtharī as the ummah of Abū Hanīfa are among the polemical elements that have theological consequences rather than accusations. In the course of the study, it was observed that al-Ghumārī gave incomplete or erroneous information in most of his claims of contradiction or did not take into account the methods followed by the Hanafīs regarding hadīths, while al-Kawtharī exhibited different perspectives on the criticisms made in previous periods in terms of jarh and ta'līl, especially in matters related to the rījal, although in our opinion there is no contradiction. Therefore, as a result of the findings, it can be concluded that al-Ghumārī's work, which was written to shed light on the last period of the work-heritage controversy, is more oriented towards fictional claims and polemics rather than a scientific and methodical criticism.
Keywords: Ahl al-Hadith; Ahl al-Ray; Dispute; al-Qawsari; al-Ghumārī.
Mevzu – Sosyal Bilimler Dergisi, 2024
Hz. Peygamber’in cemaat hakkında teşvik içerikli rivayetlerinin etkisi ve İslam ilim geleneğinin ... more Hz. Peygamber’in cemaat hakkında teşvik içerikli rivayetlerinin etkisi ve İslam ilim geleneğinin oluşumundaki etmenler ile sahâbeden itibaren ce-maatin naklettiği bilgiye güven duyulmuştur. Farklı ilim dallarında karşılık bulan cemaat kavramının hadis tarihinde “cemaat rivayet etti” formuyla pek çok eserde yer aldığı görülmektedir. Bahse konu ifadeden kastedilen cemaatin kim olduğu, hadis kitaplarında nasıl kullanıldığı ve ne gibi sonuç-lar doğurduğu soruları etrafında kurgulanan bu çalışmada, genel olarak âlimler, Mâlik b. Enes, Ahmed b. Hanbel gibi mezhep imamlarının dahil edildiği tasnifler ve günümüzdeki karşılığı ile Kütüb-i Sitte müelliflerinin cemaat olarak tanımlandığı sonucuna ulaşılmıştır. Buhârî dışında cemaatin naklettiği “ravâhü’l-cemâa ille’l-Buhârî” 28 konu ve 119 rivayet tespit edil-miş bunlardan tahâret ve salât ile ilgili 41 rivayet incelenmiştir. Kavrama yer veren çalışmalarda tasnif ve yöntemlerden kaynaklı eksik veya hatalı kullanımlar tahlil edilirken Buhârî’nin cemaatten ayrılma gerekçeleri örnek-ler etrafında analiz edilmiştir. Sened ile ilgili problemlerin dışın-da Buhârî’nin aynı konuda farklı rivayete yer verdiği, sahâbe uygulamasını, neshi veya aksi görüşü esas alarak sünnet temelli yaklaşımlar sergilediği ve fıkıh düşüncesini yansıtacak nitelikte tercihlerde bulunduğu görülmüştür.
Diyanet ilmi dergi, Mar 8, 2024
Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Dec 15, 2022
Türklerin İslamiyet’le tanışmalarından sonra dinî metinlere olan ilgileri hem ilmî hem de edebî m... more Türklerin İslamiyet’le tanışmalarından sonra dinî metinlere olan ilgileri hem ilmî hem de edebî mecrada de-vam etmiştir. Anadolu topraklarına gelen pek çok kimse yaşadıkları coğrafyanın kültür, edebiyat ve örfünü beraberinde getirmiş ve Anadolu irfanı diye kavramlaştırabileceğimiz bir anlayışı ortaya çıkartmışlardır. Bu amaca hizmet edenlerden biri de şüphesiz Mevlânâ’dır. Onun şiirleri ülke sathını aşarak dünyaya yayılmış ve haklı bir şöhrete kavuşmuştur. Bu makalede Mevlânâ’nın Dîvân-ı Kebîr isimli eserinde yer alan iktibas veya telmih yoluyla kullandığı hadis metinleri incelenmiştir. Kullandığı rivayetlerin kaynakları ve sıhhat durumları başta olmak üzere örnek bir gazel etrafında hadis kullanım metodu değerlendirilmiş; elde edilen veriler analiz edilerek onun kullandığı metinlerin konu tasnifi yapılmıştır. Müellifin tasavvufla olan bağının rivayet terci-hinde önemli ölçüde etkili olduğu görülürken kullanılan hadislerin % 56.3’ü makbul, % 43.7’si merdud metin-lerden oluştuğu sonucuna ulaşılmıştır.
İntihal: Bu makale, ienticate yazılımınca taranmıştır. İntihal tespit edilmemiştir. Plagiarism: ... more İntihal: Bu makale, ienticate yazılımınca taranmıştır. İntihal tespit edilmemiştir. Plagiarism: is article has been scanned by ienticate. No plagiarism detected.
Tasavvur-Tekirdağ İlahiyat dergisi, Dec 31, 2020
İntihal: Bu makale, ienticate yazılımınca taranmıştır. İntihal tespit edilmemiştir. Plagiarism: ... more İntihal: Bu makale, ienticate yazılımınca taranmıştır. İntihal tespit edilmemiştir. Plagiarism: is article has been scanned by ienticate. No plagiarism detected.
Sufiyye, Nov 30, 2022
İslam medeniyetinde kırk hadis telif geleneği hicri ikinci asırdan beri var olagelmiştir. Osmanlı... more İslam medeniyetinde kırk hadis telif geleneği hicri ikinci asırdan beri var olagelmiştir. Osmanlı döneminde manzumelere de konu olan bu türün Cumhuriyet sonrası örneklerinden biri Esad Erbilî'nin halifelerinden Nakşî-Hâlidî şeyhi aynı zamanda Medine mücâviri olan Kaşıkçı Ali Rıza Konevî'ye ait Kenzü'l-fuad isimli manzum kırk hadistir. Eser manzum-mensur karışık bir çalışma olup, müellifin Dîvân'ının başında yer almaktadır. Bu çalışmada kırk hadisin adının tespiti, sebeb-i telifi ve Konevî'ye kadar kırk hadis telif geleneği başta olmak üzere Kenzü'l-fuâd'a dair bilgiler verilmiştir. Daha sonra rivayetlerin sıhhatine dair tespitler, tablo ve grafikler eşliğinde, tahlil edilmiştir. Buna göre eserde yer alan 69 rivayetin; 37'si sahih (%54), 23'ü zayıf (%33), 7'si aslı olmayan, bulunamayan ve mevzu, (%10) ve 2'sinin de selefe ait söz (%3) şeklinde olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca müellifin rivayetleri tercih ederken kullandığı kaynaklar araştırılmış ve Suyûtî'nin el-Câmiu's-sağîr isimli eserinin en önemli kaynağı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Tercih edilen rivayetlerin muhtevası ve müellifin hadisleri şerh yöntemi, çalışmanın inceleme konusu yaptığı bir başka husustur.
The sermons that Mevlânâ told in various times and occasions were brought together in his book ca... more The sermons that Mevlânâ told in various times and occasions were brought together in his book called Fihi Ma Fihi. One of the two important sources of this work, consisting of seventy-five chapters, is the texts used as hadiths. In this study, the narrations in the work were examined according to the Hadith science criteria, also, the sources and authenticity status of the narrations in the work, are mentioned. At the end of the paper, assessments and tables were presented. As a result of the examinations, it was observed that Mevlânâ did not rely on scientific criteria in the hadith narration by imitating the Sufi tradition and it was observed that he could convey wisely words and narratives related to the content as hadiths. According to the results of takhrij, 65% of the narrations in the work have been criticized by the hadith authorities.
DergiPark (Istanbul University), Sep 19, 2022
had uygulanmayacağını ifade eden hadisi esas alarak hüküm vermişlerdir. Evzâî (ö. 157/774) haddin... more had uygulanmayacağını ifade eden hadisi esas alarak hüküm vermişlerdir. Evzâî (ö. 157/774) haddin düşürülmesi gerektiğine işaret ederken Şâfiî (ö. 204/820) ise haddin her an uygulanması gerektiğine dair kanaat belirtmiştir. Çalışmada İslâm hukukunda hırsızlık ve cezasına dair verilen bilginin ardından mezkûr rivayet temel hadis kitaplarından tahrîc edilerek isnad şeması çıkartılmış ve rivayetin muhtevası İslâm hukukçularının konuya yaklaşımı etrafında analiz edilmiştir.
Atebe, Dec 31, 2021
Bu makale, iTenticate yazılımınca taranmıştır. İntihal tespit edilmemiştir/This article hasbeen s... more Bu makale, iTenticate yazılımınca taranmıştır. İntihal tespit edilmemiştir/This article hasbeen scanned by iTenticate. No plagiarism detected. Etik Beyan/Ethical Statement: Bu çalışmanın hazırlanma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyulduğu ve yararlanılan tüm çalışmaların kaynakçada belirtildiği beyan olunur/It is declared that scientific and ethical principles have been followed while carrying out and writing this study and that all the sources used have been properly cited (Mustafa Yüceer).
Sufiyye, Nov 30, 2022
İslam medeniyetinde kırk hadis telif geleneği hicri ikinci asırdan beri var olagelmiştir. Osmanlı... more İslam medeniyetinde kırk hadis telif geleneği hicri ikinci asırdan beri var olagelmiştir. Osmanlı döneminde manzumelere de konu olan bu türün Cumhuriyet sonrası örneklerinden biri Esad Erbilî'nin halifelerinden Nakşî-Hâlidî şeyhi aynı zamanda Medine mücâviri olan Kaşıkçı Ali Rıza Konevî'ye ait Kenzü'l-fuad isimli manzum kırk hadistir. Eser manzum-mensur karışık bir çalışma olup, müellifin Dîvân'ının başında yer almaktadır. Bu çalışmada kırk hadisin adının tespiti, sebeb-i telifi ve Konevî'ye kadar kırk hadis telif geleneği başta olmak üzere Kenzü'l-fuâd'a dair bilgiler verilmiştir. Daha sonra rivayetlerin sıhhatine dair tespitler, tablo ve grafikler eşliğinde, tahlil edilmiştir. Buna göre eserde yer alan 69 rivayetin; 37'si sahih (%54), 23'ü zayıf (%33), 7'si aslı olmayan, bulunamayan ve mevzu, (%10) ve 2'sinin de selefe ait söz (%3) şeklinde olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca müellifin rivayetleri tercih ederken kullandığı kaynaklar araştırılmış ve Suyûtî'nin el-Câmiu's-sağîr isimli eserinin en önemli kaynağı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Tercih edilen rivayetlerin muhtevası ve müellifin hadisleri şerh yöntemi, çalışmanın inceleme konusu yaptığı bir başka husustur.
Mevzu – Sosyal Bilimler Dergisi, 2023
One of the most important sources of information is the true report. Li-kewise, the nature and va... more One of the most important sources of information is the true report. Li-kewise, the nature and value of reports in Islamic epistemology has been discussed. Since they are fed from the tradition of narration, the subject of khabar in hadith and history methodology has been examined independently and researchers in this field have devoted a large part of their work to “detection of fake reports”. The efforts of Ibn Qayyim al-Jawziyya (d. 751/1350) and Ibn Khaldun (d. 808/1406), who are known for their closeness to the aforementioned disciplines and lived in the eighth century, to present a methodology for the detection of fake reports and the views they expressed are remarkable. In this study, the possibility of detecting a false report with respect to the views of two important representatives of hadith and history methodology has been examined and the methods of the relevant disciplines have been evaluated around examples. With the findings obtained, it has been observed that modern era confirmation platforms and technological developments will contribute to hadith and historical criticism methodology in detecting fake reports.
Mütefekkir
Hz. Peygamber, dine dair hükümleri tebliğ etmenin yanı sıra ilahi hükümleri hayatın tabii akışı i... more Hz. Peygamber, dine dair hükümleri tebliğ etmenin yanı sıra ilahi hükümleri hayatın tabii akışı içinde tatbik de etmiştir. Buna rağmen olağanüstü durumlarda hükümlerin icra edilmesi hususunda farklı kararlar da verebilmiştir. Böyle bir olayı örneklemek adına Büsr b. Ebî Ertât’tan (ö. 86/705) nakledilen ve savaş esnasında hırsızlık yapan bir kimseye had uygulanmamasını telkin eden bir rivayet, bu çalışmada incelenmiştir. Sahabî olup olmadığı ile ilgili tartışmalar da bulunan Büsr b. Ebî Ertât, savaşta/seferde hırsızlık yapan kimseye haddin uygulanmayacağına dair rivayeti nakleden tek sahâbî olma özelliğini taşımaktadır. Ahmed b. Hanbel (ö. 241/855) başta olmak üzere Sünen sahipleri hadisi “Hz. Peygamber bize savaşta el kesmeyi yasakladı ve savaşta/seferde hırsızlık haddini uygulamayın” ifadeleriyle tahrîc etmişlerdir. Tespit edilebildiği kadarıyla on beş farklı tarikle nakledilen rivayetin bazı tariklerinde yer alan İbn Lehîa’ya yönelik tenkitler olsa da nihai anlamda hadis, sahih ka...
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi
Türklerin İslamiyet’le tanışmalarından sonra dinî metinlere olan ilgileri hem ilmî hem de edebî m... more Türklerin İslamiyet’le tanışmalarından sonra dinî metinlere olan ilgileri hem ilmî hem de edebî mecrada de-vam etmiştir. Anadolu topraklarına gelen pek çok kimse yaşadıkları coğrafyanın kültür, edebiyat ve örfünü beraberinde getirmiş ve Anadolu irfanı diye kavramlaştırabileceğimiz bir anlayışı ortaya çıkartmışlardır. Bu amaca hizmet edenlerden biri de şüphesiz Mevlânâ’dır. Onun şiirleri ülke sathını aşarak dünyaya yayılmış ve haklı bir şöhrete kavuşmuştur. Bu makalede Mevlânâ’nın Dîvân-ı Kebîr isimli eserinde yer alan iktibas veya telmih yoluyla kullandığı hadis metinleri incelenmiştir. Kullandığı rivayetlerin kaynakları ve sıhhat durumları başta olmak üzere örnek bir gazel etrafında hadis kullanım metodu değerlendirilmiş; elde edilen veriler analiz edilerek onun kullandığı metinlerin konu tasnifi yapılmıştır. Müellifin tasavvufla olan bağının rivayet terci-hinde önemli ölçüde etkili olduğu görülürken kullanılan hadislerin % 56.3’ü makbul, % 43.7’si merdud metin-lerden oluştuğu sonu...
Doktora TeziMuhaddislerce zayıf kabul edilen ve kırk hadis ezberleme/ortaya koyma neticesinde Hz.... more Doktora TeziMuhaddislerce zayıf kabul edilen ve kırk hadis ezberleme/ortaya koyma neticesinde Hz. Peygamberin şefaatine ulaşmayı müjdeleyen bir rivâyet, hicrî II. asırdan itibaren kırk hadis telifinin önünü açan etkenlerden olmuştur. Abdurrahman Câmî tarafından manzum olarak telif edilen bir kırk hadisin etkisi ise henüz hayatta iken kendisin göstermiş ve Türkçe başta olmak üzere Çağatayca ve Arapça'ya da tercüme edilmiştir. Osmanlı döneminde sosyal hayatın dili olan şiir, devlet yönetiminden medreselere kadar pek çok kişi ve kurumu etkilemiştir. Daha çok Kur'an ve Sünnet etrafında şekillenen Divan Edebiyatında, na't, hilye, manzum ilmihal ve manzum kırk hadisler, bir tür haline gelmiş; özellikle kırk hadis telif etme geleneği, Câmî tercümelerinin de etkisi ile şairlerin kayıtsız kalmadıkları bir tür olmuştur. İlk örnekleri XV. asırda ortaya konan manzum kırk hadislerde yer alan rivâyetlerin tespit, tahrîc ve muhteva tenkidi bu çalışmanın konusudur. Tekrarlarıyla beraber...
Yüksek Lisans Tezi Yök Merkezi No:407227Bu tez, son dönem İslam âlimlerinden Ömer Nasûhi Bilmen&#... more Yüksek Lisans Tezi Yök Merkezi No:407227Bu tez, son dönem İslam âlimlerinden Ömer Nasûhi Bilmen'in fıkıh ilmine dair yazmış olduğu "Hukûk-ı İslâmiyye ve Istılâhât-ı Fıkhıyye Kamusu" adlı eserinde kullandığı hadislerin sıhhat durumunu tespit etmek ve Bilmen'in hadisçiliğinin anlaşılmasına katkı sağlamak amacıyla hazırlanmıştır. Tahrîc çalışması olan tez, giriş ve iki bölümden oluşmaktadır. Tezin Giriş bölümünde konu, amaç ve yöntemden bahsedilmiş, Birinci Bölümde Ömer Nasûhi Bilmen'in hayatı, eserleri ve özellikle tahrîcini yaptığımız eserde geçen hadis ilmiyle ilgili görüşlerine yer verilmiştir. Tezin ikinci bölümünde, eserde geçen 334 adet hadisin tahrîcleri, araştırmanın yönteminde belirtilen tahrîc metotlarına göre yapılmış ve hadislerle ilgili sahih, hasen, zayıf, mevzû gibi verilen hükümler hakkında değerlendirmeler yapılmıştır. Çalışmanın son kısmında hadislerin sıhhat durumları ile ilgili istatiksel tablolar oluşturulmuş ve tezle ilgili genel bir değerle...
ATEBE Dinî Araştırmalar Dergisi, 2021
Modern zamanlarda dinî bilginin edinim ve aktarım yolları daha çok teknolojinin getirdiği imkanla... more Modern zamanlarda dinî bilginin edinim ve aktarım yolları daha çok teknolojinin getirdiği imkanlar etrafında şekillenmektedir. Sosyal medya platformları güncel haberlerin yanı sıra dinî bilgilerin de paylaşıldığı mecralar olmuş ve dinî bilginin kontrolsüzce kitlesel etkileşime açık hale gelmesine yol açmıştır. Ülkemiz özelinde dinî gün ve gecelere özel önem atfedildiği varsayımından hareketle pek çok kişi, kurum ve platform bu zaman dilimlerinde hitap ettikleri kitlelere kutsallık atfedilen zamanlarla ilgili dinî içerikler üretmektedir. Bir haber sitesinin dinî bilgiyi paylaşması bir kenara taharetten vasiyete kadar dinin bütün alanlarını kapsayacak şekilde içerik üretmesi, fetva vermesi ve yönlendirici birtakım uygulamaları tavsiye etmesi, önemli bir hazırlık ve alt yapı çalışması gerektirir. Dinî içerik üretenlerin modern zamanda sıklıkla yapılan kopyala-yapıştır düşüncesi içinde hareket etmeleri, milyonlarca takipçisi olan platformlarda dinî dezenformasyonun önünü açabilir. Bununla birlikte paylaşılan bilgilerin içinde yer verilen görsellerin seçiminde yapılan dikkatsizlik, kitlelerin dine ait algılarının olumsuz şekillenmesine neden olabilir. Esasında ucu açık bir platform olan internet ortamında bilginin paylaşımından ziyade doğruluğu ve güvenilirliği konuları her geçen gün daha da önem kazanmakla birlikte içeriklerin medyatik formlar taşıması/magazinleşmesi bir başka problemi doğurmaktadır. Yayın ilkelerinde “bilginin evrenselliğine inanarak toplumun gelişmesi için bilgilendirici ve eğitici yayınları ön yargılardan arınmış saplantısız bir yaklaşımla ortaya koyduğunu” belirten haber7.com isimli sitede, Yasemin bölümü Masiva alt başlığında dinî içerikler paylaşılmaktadır. İlgili bölümde kıyamet alametleri, fal baktırmak, kabir azabı, arife günü duası, üç ayların fazileti, cuma günü zikirleri başta olmak üzere tövbe namazı, evlilik, aile içi huzuru temin için yapılması istenen fiiller ve nazar boncuğu takma gibi pek çok konu hakkında bilgi bulunmaktadır. Masiva platformu dinî bilgileri paylaşırken birtakım görseller kullanmaktadır. Bu çalışmada dinin medyatikleşmesi konusu üzerinde durulacak popüler din algısının dinî içerik paylaşımındaki rolüne temas edilecektir. Muhafazakâr yayın çizgisine sahip olduğu düşünülen haber7.com sitesinde özellikle dinî/mübarek kabul edilen zaman dilimlerinden üç aylarla ilgili üretilen dinî içerikler, doğruluk ve güvenilirlik ilkeleri açısından incelenecektir. Ayrıca ortaya konulan verilerin analizi, başta hadis olmak üzere fıkıh ilmi açısından gerçekleştirilecek; özellikle hadis olarak zikredilen metinlerin kaynakları ve sıhhat değerleri tespit edilecektir. Çalışmanın nihai hedefi, dinî olduğu varsayılan bilgilerin paylaşım amacı, mahiyeti, kaynağı, doğruluğu ve güvenilirliği gibi problematikleri tespit etmek, dinî bilgilerin bilgilendirme aracı olarak kullanılırken dikkat edilmesi gereken noktalara işaret etmektir.