Sinan Yılmaz | Mustafa Kemal University (original) (raw)

Papers by Sinan Yılmaz

Research paper thumbnail of Bir Siyaset Felsefesi Örneği: “Sâz û Pîrâye-i Şâhân-i Pormâye” Adlı Risalesi Bağlamında Bâbâ Efḍâlüddîn-i Kâşânî’nin Siyaset ile İlgili Görüşleri

İlahiyat Akademi, 2024

This study deals with Bābā Efḍālüddīn-i Kāshānī's views on political philosophy in the context of... more This study deals with Bābā Efḍālüddīn-i Kāshānī's views on political philosophy in the context of his treatise Sāz ū Pīrāye-i Shāhān-i Pormāye. A 13th century philosopher, Bābā Afḍāl begins his political philosophy with the categories of God and existence. He places God at the top of the hierarchy of Being and then explains the position of other beings in the universe in relation to God. Bābā Afdạ̄ l, who considers human beings to be the highest of all beings in the universe, also subjects human beings to a hierarchy. At the top of this hierarchy is the sultan, who possesses various qualities. The first of the qualities attributed to the sultan is that he does not have opposites. The sultan is considered to be the wisest of men, and because of this characteristic, the sultan is also the most isolated from the opposite states of the body. Other characteristics of the sultan include virtues such as strength, modesty, patience and courage. All of these virtues are somehow related to the subject of reason in his thought. Another striking feature of his political philosophy is his evaluation of human classes. In other words, he does not evaluate people holistically, but focuses on individual persons. For this reason, his target audience is not societies, but individuals. The justification for this is that a society as a whole is not representative of good or evil. On the contrary, there are all kinds of people in a society. The sultan must be in communication with all people in the society. However, this is not enough for the sultanate. The sultan is obliged both to bring the people under his protection to perfection and to give them the jobs they deserve. Bābā Afḍāl determines the method for this as education. People can be educated by being close to wise people, especially the sultan. Therefore, reason, which is at the center of his political philosophy, once again comes to the fore and becomes decisive in the formation of human classes. Bābā Afḍāl's main goal in political philosophy is the transformation of the purpose of human creation into truth under the leadership of the sultan. According to this idea, a person first knows himself through self-awareness, and after knowing himself, he begins to comprehend existence. Ultimately, he reaches God. In holistic terms, this philosophy expresses a process that descends from God to man and reaches back to God through man's awakening. When a person reaches God, starting from himself, he truly grasps tawhid. Thus, the purpose of human existence is realized. Hence, his political theory is in reality a philosophy of awakening laden with morality. This philosophy has a structure that takes place in this world but also includes the afterlife. In this study, in order to reveal all aspects of Bābā Afḍāl's views on political philosophy, comparisons were made with political philosophers before him and various evaluations were made about his philosophy, and the study was concluded with a conclusion section.

Research paper thumbnail of Pandnāma-i Māturīdī: Aphorisms by Māturīdī

Marife Dini Araştırmalar Dergisi, Dec 31, 2019

Bu çalışmada İmâm Mâtürîdî'ye nispet edilen Pendnâme-i Mâtürîdî adlı risalenin ona ait olup olmad... more Bu çalışmada İmâm Mâtürîdî'ye nispet edilen Pendnâme-i Mâtürîdî adlı risalenin ona ait olup olmadığını tartışacağız, akabinde metnin Türkçe çevirisini sunacağız. Söz konusu risalenin İmâm Mâtürîdî'ye aidiyeti hakkında metni dil ve içerik olarak incelemek suretiyle bir fikre ulaşacağız. Mâtürîdî'nin Kitabü't-Tevhîd ve Te'vîlâtü Ehli's-Sünne adlı eserlerinde bu esere herhangi bir atıf yoktur. Bu yüzden eseri içerik bakımından analiz ederek ihtiyatlı bir sonuca varmaya çalışacağız. Öncelikle yazarın kökeni hakkında bir değerlendirme yapacağız ve sonrasında onun ana dilinin Farsça olup olmadığına bakacağız. Pendnâme'nin yazıldığı dil Farsça olduğundan, bu dil metnin değerlendirilmesi açısından önemlidir. Ancak Mâturîdî'nin bu dili bildiği iddiası ihtiyatla karşılanmalıdır. Çünkü bu konudaki kanıtlar tersini göstermektedir. Bu değerlendirmelerden sonra Mâtürîdî'nin eserleri ile Pendnâme arasında bazı karşılaştırmalar yapacağız. Karşılaştırmayı iki aşama halinde yapacağız. Birinci aşamada Mâtürîdî'nin eserlerindeki bazı düşünceler ile Pendnâme arasındaki farklılıklar üzerinde durmaya çalışacağız. Bu aşamadan sonra ikinci aşamaya geçeceğiz ve Mâtürîdî'nin bazı düşünceleri ile Pendnâme arasındaki benzerlikleri tespit etmeye çalışacağız. Bunu yapmaktaki amacımız eserin ona ait olup olmadığı konusunda her iki ihtimali de göz önünde bulundurmak ve daha objektif bir sonuca varmaya çalışmaktır.

Research paper thumbnail of A THEMATIC ANALYSIS OF SUFI CRITIQUES WITHIN IMAMI SHĪ'ISM DURING THE SAFAVID ERA

This study provides a thematic analysis of some of the criticisms of Sufism within the Iranian-Sh... more This study provides a thematic analysis of some of the criticisms of Sufism within the Iranian-Shi'i tradition since the Safavid period. These criticisms primarily focus on the origin of Sufism and argue that Sufism is alien to Shi'i thought. In ad-* Bu çalışma Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde Doç. Dr. Ömer Faruk ERDEM danışmanlığında hazırlanan "Şiî Gelenekte Felsefe Karşıtlığı: Mekteb-i Tefkîk Örneği" adlı tezden üretilmiştir.

Research paper thumbnail of MOLLA RECEP ALİ TEBRÎZÎ'NİN İSBÂT-I VÂCİB ADLI RİSALESİ BAĞLAMINDA MOLLA SADRÂ ELEŞTİRİSİ VE TEBRÎZÎ'YE YAPILAN İTİRAZLAR Mullā Rajab Ali Tabrīzī's Criticism of Mullā Sadrā in the Context of his Treatise Isbāt al-Wājib and Objections to Tabrīzī

Bozifer, 2024

This study aims to discuss the criticisms of Mullā Sadrā’s philosophy in Mullā Rajab ʿAli Tabrīzī... more This study aims to discuss the criticisms of Mullā Sadrā’s philosophy in Mullā Rajab ʿAli Tabrīzī’s treatise “Isbāt al-Wājib” and the objections to Tabrīzī. Mullā Sadrā is one of the most important representatives of Islamic philosophy and contemporary Iranian philosophical thought. While he initially defended the philosophy of quiddity, which Suhrawardī represented, he later abandoned this idea and adopted the philoso- phy of existence. According to him, truth is equal to existence. For this reason, God, the greatest truth, consists of existence. Existence is a whole, but it has different densities. However, his philosophy of Transcendental Wisdom, which centers on existence, has been criticized in some aspects. One of these criticisms belongs to his contemporary Mullā Rajab Ali Tabrīzī. What makes Tabrīzī’s criticisms valuable is that he was a con- temporary of Mullā Ṣadrā, studied in the same area with him, was a philosopher like him and analyzed the issues philosophically. Tabrīzī does not accept Mullā Ṣadrā’s phi- losophy of existence and criticizes him under various headings in the aforementioned treatise. Tabrīzī begins his criticism of Mullā Sadrā with the issue of existence. He then criticizes the issue of attributes, the nobility of existence and the spiritual participation of existence, respectively. Various objections have been made to Tabrīzī’s criticisms of Mullā Sadrā. One of these objections is the idea that Tabrīzī evaluates the abstract understanding of existence in the mind and the understanding of existence in external reality in the same category. In addition, Tabrīzī has been criticized for considering existence as an accident, for adopting the theory of sudūr (emanation) despite his rejec- tion of spiritual participation in existence, and for his lack of quotations from thinkers of the past to support his own thought. In this study, his criticisms of Mullā Sadrā will be discussed using a dialectical method, and from time to time these criticisms will be criticized both by opposing views and by us.

Research paper thumbnail of Pendnâme-i Mâtürîdî: Mâtürîdî'den Aforizmalar

Marife, 2019

Bu çalışmada İmâm Mâtürîdî'ye nispet edilen Pendnâme-i Mâtürîdî adlı risalenin ona ait olup olmad... more Bu çalışmada İmâm Mâtürîdî'ye nispet edilen Pendnâme-i Mâtürîdî adlı risalenin ona ait olup olmadığını tartışacağız, akabinde metnin Türkçe çevirisini sunacağız. Söz konusu risalenin İmâm Mâtürîdî'ye aidiyeti hakkında metni dil ve içerik olarak incelemek suretiyle bir fikre ulaşacağız. Mâtürîdî'nin Kitabü't-Tevhîd ve Te'vîlâtü Ehli's-Sünne adlı eserlerinde bu esere herhangi bir atıf yoktur. Bu yüzden eseri içerik bakımından analiz ederek ihtiyatlı bir sonuca varmaya çalışacağız. Öncelikle yazarın kökeni hakkında bir değerlendirme yapacağız ve sonrasında onun ana dilinin Farsça olup olmadığına bakacağız. Pendnâme'nin yazıldığı dil Farsça olduğundan, bu dil metnin değerlendirilmesi açısından önemlidir. Ancak Mâturîdî'nin bu dili bildiği iddiası ihtiyatla karşılanmalıdır. Çünkü bu konudaki kanıtlar tersini göstermektedir. Bu değerlendirmelerden sonra Mâtürîdî'nin eserleri ile Pendnâme arasında bazı karşılaştırmalar yapacağız. Karşılaştırmayı iki aşama halinde yapacağız. Birinci aşamada Mâtürîdî'nin eserlerindeki bazı düşünceler ile Pendnâme arasındaki farklılıklar üzerinde durmaya çalışacağız. Bu aşamadan sonra ikinci aşamaya geçeceğiz ve Mâtürîdî'nin bazı düşünceleri ile Pendnâme arasındaki benzerlikleri tespit etmeye çalışacağız. Bunu yapmaktaki amacımız eserin ona ait olup olmadığı konusunda her iki ihtimali de göz önünde bulundurmak ve daha objektif bir sonuca varmaya çalışmaktır.

Research paper thumbnail of Bir Siyaset Felsefesi Örneği: “Sâz û Pîrâye-i Şâhân-i Pormâye” Adlı Risalesi Bağlamında Bâbâ Efḍâlüddîn-i Kâşânî’nin Siyaset ile İlgili Görüşleri

İlahiyat Akademi, 2024

This study deals with Bābā Efḍālüddīn-i Kāshānī's views on political philosophy in the context of... more This study deals with Bābā Efḍālüddīn-i Kāshānī's views on political philosophy in the context of his treatise Sāz ū Pīrāye-i Shāhān-i Pormāye. A 13th century philosopher, Bābā Afḍāl begins his political philosophy with the categories of God and existence. He places God at the top of the hierarchy of Being and then explains the position of other beings in the universe in relation to God. Bābā Afdạ̄ l, who considers human beings to be the highest of all beings in the universe, also subjects human beings to a hierarchy. At the top of this hierarchy is the sultan, who possesses various qualities. The first of the qualities attributed to the sultan is that he does not have opposites. The sultan is considered to be the wisest of men, and because of this characteristic, the sultan is also the most isolated from the opposite states of the body. Other characteristics of the sultan include virtues such as strength, modesty, patience and courage. All of these virtues are somehow related to the subject of reason in his thought. Another striking feature of his political philosophy is his evaluation of human classes. In other words, he does not evaluate people holistically, but focuses on individual persons. For this reason, his target audience is not societies, but individuals. The justification for this is that a society as a whole is not representative of good or evil. On the contrary, there are all kinds of people in a society. The sultan must be in communication with all people in the society. However, this is not enough for the sultanate. The sultan is obliged both to bring the people under his protection to perfection and to give them the jobs they deserve. Bābā Afḍāl determines the method for this as education. People can be educated by being close to wise people, especially the sultan. Therefore, reason, which is at the center of his political philosophy, once again comes to the fore and becomes decisive in the formation of human classes. Bābā Afḍāl's main goal in political philosophy is the transformation of the purpose of human creation into truth under the leadership of the sultan. According to this idea, a person first knows himself through self-awareness, and after knowing himself, he begins to comprehend existence. Ultimately, he reaches God. In holistic terms, this philosophy expresses a process that descends from God to man and reaches back to God through man's awakening. When a person reaches God, starting from himself, he truly grasps tawhid. Thus, the purpose of human existence is realized. Hence, his political theory is in reality a philosophy of awakening laden with morality. This philosophy has a structure that takes place in this world but also includes the afterlife. In this study, in order to reveal all aspects of Bābā Afḍāl's views on political philosophy, comparisons were made with political philosophers before him and various evaluations were made about his philosophy, and the study was concluded with a conclusion section.

Research paper thumbnail of Pandnāma-i Māturīdī: Aphorisms by Māturīdī

Marife Dini Araştırmalar Dergisi, Dec 31, 2019

Bu çalışmada İmâm Mâtürîdî'ye nispet edilen Pendnâme-i Mâtürîdî adlı risalenin ona ait olup olmad... more Bu çalışmada İmâm Mâtürîdî'ye nispet edilen Pendnâme-i Mâtürîdî adlı risalenin ona ait olup olmadığını tartışacağız, akabinde metnin Türkçe çevirisini sunacağız. Söz konusu risalenin İmâm Mâtürîdî'ye aidiyeti hakkında metni dil ve içerik olarak incelemek suretiyle bir fikre ulaşacağız. Mâtürîdî'nin Kitabü't-Tevhîd ve Te'vîlâtü Ehli's-Sünne adlı eserlerinde bu esere herhangi bir atıf yoktur. Bu yüzden eseri içerik bakımından analiz ederek ihtiyatlı bir sonuca varmaya çalışacağız. Öncelikle yazarın kökeni hakkında bir değerlendirme yapacağız ve sonrasında onun ana dilinin Farsça olup olmadığına bakacağız. Pendnâme'nin yazıldığı dil Farsça olduğundan, bu dil metnin değerlendirilmesi açısından önemlidir. Ancak Mâturîdî'nin bu dili bildiği iddiası ihtiyatla karşılanmalıdır. Çünkü bu konudaki kanıtlar tersini göstermektedir. Bu değerlendirmelerden sonra Mâtürîdî'nin eserleri ile Pendnâme arasında bazı karşılaştırmalar yapacağız. Karşılaştırmayı iki aşama halinde yapacağız. Birinci aşamada Mâtürîdî'nin eserlerindeki bazı düşünceler ile Pendnâme arasındaki farklılıklar üzerinde durmaya çalışacağız. Bu aşamadan sonra ikinci aşamaya geçeceğiz ve Mâtürîdî'nin bazı düşünceleri ile Pendnâme arasındaki benzerlikleri tespit etmeye çalışacağız. Bunu yapmaktaki amacımız eserin ona ait olup olmadığı konusunda her iki ihtimali de göz önünde bulundurmak ve daha objektif bir sonuca varmaya çalışmaktır.

Research paper thumbnail of A THEMATIC ANALYSIS OF SUFI CRITIQUES WITHIN IMAMI SHĪ'ISM DURING THE SAFAVID ERA

This study provides a thematic analysis of some of the criticisms of Sufism within the Iranian-Sh... more This study provides a thematic analysis of some of the criticisms of Sufism within the Iranian-Shi'i tradition since the Safavid period. These criticisms primarily focus on the origin of Sufism and argue that Sufism is alien to Shi'i thought. In ad-* Bu çalışma Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde Doç. Dr. Ömer Faruk ERDEM danışmanlığında hazırlanan "Şiî Gelenekte Felsefe Karşıtlığı: Mekteb-i Tefkîk Örneği" adlı tezden üretilmiştir.

Research paper thumbnail of MOLLA RECEP ALİ TEBRÎZÎ'NİN İSBÂT-I VÂCİB ADLI RİSALESİ BAĞLAMINDA MOLLA SADRÂ ELEŞTİRİSİ VE TEBRÎZÎ'YE YAPILAN İTİRAZLAR Mullā Rajab Ali Tabrīzī's Criticism of Mullā Sadrā in the Context of his Treatise Isbāt al-Wājib and Objections to Tabrīzī

Bozifer, 2024

This study aims to discuss the criticisms of Mullā Sadrā’s philosophy in Mullā Rajab ʿAli Tabrīzī... more This study aims to discuss the criticisms of Mullā Sadrā’s philosophy in Mullā Rajab ʿAli Tabrīzī’s treatise “Isbāt al-Wājib” and the objections to Tabrīzī. Mullā Sadrā is one of the most important representatives of Islamic philosophy and contemporary Iranian philosophical thought. While he initially defended the philosophy of quiddity, which Suhrawardī represented, he later abandoned this idea and adopted the philoso- phy of existence. According to him, truth is equal to existence. For this reason, God, the greatest truth, consists of existence. Existence is a whole, but it has different densities. However, his philosophy of Transcendental Wisdom, which centers on existence, has been criticized in some aspects. One of these criticisms belongs to his contemporary Mullā Rajab Ali Tabrīzī. What makes Tabrīzī’s criticisms valuable is that he was a con- temporary of Mullā Ṣadrā, studied in the same area with him, was a philosopher like him and analyzed the issues philosophically. Tabrīzī does not accept Mullā Ṣadrā’s phi- losophy of existence and criticizes him under various headings in the aforementioned treatise. Tabrīzī begins his criticism of Mullā Sadrā with the issue of existence. He then criticizes the issue of attributes, the nobility of existence and the spiritual participation of existence, respectively. Various objections have been made to Tabrīzī’s criticisms of Mullā Sadrā. One of these objections is the idea that Tabrīzī evaluates the abstract understanding of existence in the mind and the understanding of existence in external reality in the same category. In addition, Tabrīzī has been criticized for considering existence as an accident, for adopting the theory of sudūr (emanation) despite his rejec- tion of spiritual participation in existence, and for his lack of quotations from thinkers of the past to support his own thought. In this study, his criticisms of Mullā Sadrā will be discussed using a dialectical method, and from time to time these criticisms will be criticized both by opposing views and by us.

Research paper thumbnail of Pendnâme-i Mâtürîdî: Mâtürîdî'den Aforizmalar

Marife, 2019

Bu çalışmada İmâm Mâtürîdî'ye nispet edilen Pendnâme-i Mâtürîdî adlı risalenin ona ait olup olmad... more Bu çalışmada İmâm Mâtürîdî'ye nispet edilen Pendnâme-i Mâtürîdî adlı risalenin ona ait olup olmadığını tartışacağız, akabinde metnin Türkçe çevirisini sunacağız. Söz konusu risalenin İmâm Mâtürîdî'ye aidiyeti hakkında metni dil ve içerik olarak incelemek suretiyle bir fikre ulaşacağız. Mâtürîdî'nin Kitabü't-Tevhîd ve Te'vîlâtü Ehli's-Sünne adlı eserlerinde bu esere herhangi bir atıf yoktur. Bu yüzden eseri içerik bakımından analiz ederek ihtiyatlı bir sonuca varmaya çalışacağız. Öncelikle yazarın kökeni hakkında bir değerlendirme yapacağız ve sonrasında onun ana dilinin Farsça olup olmadığına bakacağız. Pendnâme'nin yazıldığı dil Farsça olduğundan, bu dil metnin değerlendirilmesi açısından önemlidir. Ancak Mâturîdî'nin bu dili bildiği iddiası ihtiyatla karşılanmalıdır. Çünkü bu konudaki kanıtlar tersini göstermektedir. Bu değerlendirmelerden sonra Mâtürîdî'nin eserleri ile Pendnâme arasında bazı karşılaştırmalar yapacağız. Karşılaştırmayı iki aşama halinde yapacağız. Birinci aşamada Mâtürîdî'nin eserlerindeki bazı düşünceler ile Pendnâme arasındaki farklılıklar üzerinde durmaya çalışacağız. Bu aşamadan sonra ikinci aşamaya geçeceğiz ve Mâtürîdî'nin bazı düşünceleri ile Pendnâme arasındaki benzerlikleri tespit etmeye çalışacağız. Bunu yapmaktaki amacımız eserin ona ait olup olmadığı konusunda her iki ihtimali de göz önünde bulundurmak ve daha objektif bir sonuca varmaya çalışmaktır.