Kenan Alparslan | Mus Alparslan (original) (raw)

Uploads

Conference Presentations by Kenan Alparslan

Research paper thumbnail of Bağımlı Bir Değişken Olarak Etnik Kimlik Statüsü: Türk ve Kürt Kimliğini Yordayan Değişkenler

Türkiye’de yapılan sosyal psikoloji araştırmalarında etnik kimlik değişkeni çoğunlukla insanların... more Türkiye’de yapılan sosyal psikoloji araştırmalarında etnik kimlik değişkeni çoğunlukla insanların tutum ve davranışlarını belirleyen sosyo-yapısal değişkenlerden bir tanesi olarak ele alınmaktadır (Baysu, 2007; Çoymak, 2009; Bilali, 2014). Buna karşın Erikson’un (1968) benlik oluşumu (Ego Identity Formation) varsayımı kimlik ediniminin gelişimsel bir süreç olarak ortaya çıktığını iddia etmektedir. Dolayısıyla benlik oluşumu gelişimsel bir süreç olarak kavramsallaştırılmış ve bir referans noktası olarak ele alınan bu yaklaşım yıllar içerisinde geliştirilmiş veya eleştirilmiştir (Marcia, 1966; Bronfenbrenner, 1994). Bu yaklaşımın sosyal çevrenin kimlik çalışmalarına yaptığı katkılar sonucunda Tajfel (1982) sosyal kimlik kuramını ortaya koymuştur. Sosyal kimlik kuramına göre, bireyin sosyalleşme sürecinde kültürel evrenin değer ve normlarını içselleştirmesi, grubunun tarihsel ve hiyerarşik konumuna göre de sosyal karşılaştırmayla olumlu benlik elde etmesi, sosyal kimliğin güdüsel\motivasyonel boyutunu temsil eder. Bu güdüsel süreç psikolojik bir mekanizma olarak evrensel olma iddiası taşır (Hogg ve Abrams, 1998; Turner, 1985). Nitekim insanların olumlu benlik arayışı için çeşitli kimlik stratejileri kullandıkları gösterilmiştir. (Ellemers, Knippenberg, Vries ve Wilke,1988; Blanz, Mummenday, Mielke ve Klink, 1998). Ancak etnik kimlik tanımlamasının içeriği her zaman grubun içine gömük olduğu kültürel ve tarihsel evrenin incelenmesini gerekli kılar (Reicher ve Hopkins, 2001). Bu çalışmada da etnik kimlik tanımlaması bireylerin toplumsal davranışlarının bir nedeni olabileceği kadar bu toplumsal isleyişin bir sonucu olabileceği fikriyle hareket edilmektedir.
Etnik kimlik çalışmalarında kullanılan ölçüm araçlarına getirilen eleştiriler doğrultusunda; Tajfel’in Sosyal Kimlik Kuramı, Erikson’un Benlik Gelişimi Kuramı ve Bronfenbrenner’ın Ekolojik Sistem Kuramı doğrultusunda; Marcia’nın kimlik statüsü kavramlaştırması kullanılarak sosyalizasyon sürecindeki faktörlerin etnik gruplara etkisi ve kimlikle özdeşleşme düzeylerinin ölçülmesi için yeni bir model geliştirilmiştir. Umaña-Taylor, Yazedjian, ve Bámaca-Gómez (2004) tarafından geliştirilen etnik kimlik modeli keşif, kararlılık ve olumlama olmak üzere üç alt boyuttan oluşmakta ve etnik kimlikle özdeşlemeyi doğrusal bir artış olarak değil, bu üç boyutun kombinasyonlarından elde edilen statüler olarak ele almaktadır. Bu modelle belirli bir etnik kimliğe yönelik tutumlar vasıtasıyla bireylerin kimlik edinim süreçlerinin hangi aşamasında (kimlik karmaşası, bağımlı kimlik, kimlik arayışı, başarılı kimlik) olduğu tespit edilebilmektedir. Bu model kapsamında geliştirilen ölçeğin Türkçeye uyarlama çalışmasının bir parçası olan bu araştırmada, örneklemimizdeki sayısal olarak en büyük iki etnik grup olan Türkler ve Kürtlerin etnik kimlik statüleri üzerinde etkili değişkenlerin incelenmesi amaçlanmaktadır. Literatürle uyumlu olarak anne-baba eğitim düzeyi, ekonomik durum, dindarlık, politik görüş, siyasi katılım, ailevi sosyalleşme ve kolektif benlik saygısının kimlik statülerini belirleyen değişkenler olacağı düşünülmektedir.
Çalışmanın amaçları doğrultusunda Ankara Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi ve Uludağ Üniversitesinde okuyan 18-45 yaş aralığındaki öğrencilere ve kartopu örnekleme tekniğiyle ulaşılan katılımcılara, Demografik Bilgi Formu, Ailevi Etnik Sosyalleşme Ölçeği -FESM- (Umaña-Taylor, 2001), Kollektif Benlik Saygısı Ölçeği -KBSÖ- (Luhtanen ve Crocker, 1992) ve Etnik Kimlik Ölçeğinden -EIS- (Umaña-Taylor ve ark., 2004) oluşan anket formu uygulanmıştır. 17 maddeden oluşan EIS’den elde edilen verilere uygulanan faktör analizinin sonucu, ölçeğin orijinal üç faktörlü yapıyı koruduğunu göstermiştir. EIS ölçeğinin Cronbach alfa iç tutarlılık katsayısı: olumlama = .75, keşif = .86 ve kararlılık = .88, toplamı için ise .87 olarak hesaplanmıştır. Ölçüt geçerliliği için kullanılan KBDÖ ölçeği ile EIS toplam puanı arasındaki Pearson korelasyon analizinde (r = .65, p< .001) yüksek düzeyde anlamlı ilişki elde edilmiştir. Etnik kimlik statülerinin belirlenmesi amacıyla her bir alt ölçeğin medyanı esas alınarak eşik değeri hesaplanmış; eşik değerinin altında veya üstünde olmalarına göre katılımcılar Kimlik Karmaşası (120), Bağımlı Kimlik, (51), Kimlik Arayışı (34) ve Başarılı (83) isimlerindeki etnik kimlik statülerine atanmışlardır. Demografik değişkenlerle kimlik statüleri (1= Kimlik Karmaşası, 2=Bağımlı Kimlik, 3=Kimlik Arayışı, 4= Başarılı) arasındaki ilişkiye Spearman korelasyon analiziyle bakılmış; etnik kimlik statüleri hem anne ve baba eğitim seviyesiyle hem de sosyal sınıf ve ekonomik seviyeyle ters yönde anlamlı ilişki göstermiştir. Örneklemdeki ebeveyn eğitim ve gelir seviyesi arttıkça kimlik karmaşası statüsü yaygınlaşmaktadır. Buna karşın, siyasal katılım ve ailevi etnik sosyalleşmedeki artış etnik kimlik statüsüyle birlikte pozitif yönde değişmektedir. Ayrıca, etnik kimlik statüleri ile kolektif benlik saygısı arasında literatürle uyumlu bir şekilde yüksek düzeyde ilişki gözlenmiştir (Luhtanen ve Crocker, 1992, Kostakoğlu, 2010). Bu çalışmada etnik kimlik statüsünün özdeşleşme ölçümlerinden farklı olarak dini yönelimle ilişkili olmadığı gösterilmiştir. Farklı etnik kimlik tanımlamalarının dini spektruma açık olduğu düşünüldüğünde bu ölçüm metodunun sosyal gerçekliğe daha yakın sonuçlar vereceğini bekleyebiliriz.
Katılımcıların etnik kimlik tanımlamalarının (1=Türk, 2=Kürt, 3=Diğer) etnik kimlik statüleri, FESM, siyasal katilim ve KBSÖ üzerindeki etkisine tek yönlü varyans analiziyle (ANOVA) bakılmıştır. Analiz sonuçlarına göre etnik kimlik statüleri ve FESM ortalamaları Kürtlerde Türklere göre anlamlı olarak daha yüksekken; KBSÖ ortalaması Türklerde Kürtlere göre daha yüksek bulunmuştur. Diğer bir ifadeyle, Türkler Kürtlere göre daha fazla kimlik karmaşası statüsünde bulunurken, Kürtler Türklere oranla daha fazla başarılı etnik kimlik statüsünde yer almaktadır. Ayrıca Kürtlerin sosyalizasyon sırasında ailelerinden aldıkları etnik aktarım Türklere göre daha fazladır. Buna karşın Türklerin kolektif benlik saygısı Kürtlere oranla anlamlı olarak daha yüksek bulunmuştur. Bu durumun Türk kimliğinin avantajlı konumunu ortaya koyduğu iddia edilebilir. Gruplar arasındaki farkın etnik kimlik statülerini belirlemedeki etkisini anlamak için ise Çoklu Doğrusal Hiyerarşik Regresyon analizi uygulanmıştır. Analiz sonuçları Türklerin etnik kimlik statüsünü olumlu yönde yordayan en önemli değişkenin ailevi aktarım olduğunu göstermektedir. Ancak baba eğitim seviyesi arttıkça başarılı bir etnik kimlik statüsü edinme ihtimalinin azaldığı da görülmektedir. Buna karşın Kürtler de ise yine en önemli değişken ailevi aktarım olmakla birlikte, siyasal katılım ve sol politik yönelimin de etnik kimlik statüsünü yordadığı görülmektedir. Gruplar arası karşılaştırmaya bakıldığında Kürt etnik kimliğinin Türk kimliğinden farklı olarak siyasal yönelim ve katılım aracılığıyla başarılı bir statü elde edebildiği gösterilmiştir. Sonuçlar benlik oluşumu, sosyal kimlik ve etnik sosyalleşme literatürü çerçevesinde tartışılacaktır.

Papers by Kenan Alparslan

Research paper thumbnail of A Review of Research on the Role of Different Types of Religiosity in Terror Management

Psikiyatride Guncel Yaklasimlar - Current Approaches in Psychiatry, Jan 20, 2024

This review paper aims to reveal the role of different types of religiosity based on research add... more This review paper aims to reveal the role of different types of religiosity based on research addressing religiosity in terms of in-group and out-group distinction within the scope of Terror Management Theory (TMT). Studies point out two important results of the phenomenon: the first is the fact that general religiosity focusing on only one aspect of religiosity (religious belongingness, afterlife belief, etc.) to measure religiosity increases worldview defense, supporting the hypothesis of mortality salience. The second is the fact that different religious orientations (intrinsic, fundamentalist, etc.) cause various reactions, depending on their unique characteristics when mortality is salient. In the current study, possible reasons for the differences between research findings are discussed. In order to clarify the roles that different types of religiosity play in terror management, a classification based on the strong-flexible and exclusive-inclusive poles of the "belief" and "belonging" dimensions suggested by Sarouglu has been proposed. It has been argued that religiosity types would function in terror management in different ways, depending on the classification in which they are placed. For example, when the religious worldview is threatened, the strong-exclusive pattern (e.g., religious fundamentalism) can lead to more negative reactions, while the strong-inclusive pattern (e.g., intrinsic religiosity) can be associated with positive processes in inter-group relationships. Future research on this classification and types of religiosity can provide unique contributions to developing TMT. On the other hand, knowing the roles of different forms of religiosity in managing existential concerns may be of therapeutic benefit in coping with death, bereavement, grief and related processes.

Research paper thumbnail of How are the Kurds problematized and addressed by psychology theses in Turkey? A Thematic Analysis

The Kurdish issue and the representation of the Kurds have generally remained a relatively neglec... more The Kurdish issue and the representation of the Kurds have generally remained a relatively neglected topic among Turkish psychologists. We have recently demonstrated that a common lack of interest is closely related to the political atmosphere of the country. Despite this general neglect, there are a few researchers who have been interested in the Kurdish question recently. In this article, we investigate the language and discourse of these studies – one way or another – related to the Kurds in order to reveal the knowledge-power production relations in Turkish psychology. To this aim, we subjected psychology theses on Kurds, written between 2000 and 2019 to thematic analysis and examined how psychology deals with and defines the Kurds. As a result of the preliminary analyses, we have found that the distribution of theses is quantitatively concentrated in the social change period called the ‘Peace Process’ in Turkey (i.e., 2009-2015) with a diversity of topics, methods, and content....

Research paper thumbnail of Di̇ndarlik Ve Ölüm Kaygisi Arasindaki̇ İli̇şki̇ Üzeri̇ne Bi̇r Derleme

Dini araştırmalar, Nov 28, 2022

Ölüm kaygısı, varoluşsal sorunların başında gelmektedir. Dindarlık ise ölüm kaygısıyla baş etmede... more Ölüm kaygısı, varoluşsal sorunların başında gelmektedir. Dindarlık ise ölüm kaygısıyla baş etmede önemli bir işlev görmektedir. Ancak ölüm kaygısı ve dindarlık arasındaki ilişki üzerinde yapılan çalışmalar çelişkili sonuçlar ortaya koymuştur. Bu çalışmanın temel amacı, dindarlık ve ölüm kaygısı arasındaki ilişkiyi değerlendirmek ve çelişkili sonuçların muhtemel nedenlerini tespit etmektir. Çalışmada hem ilişkisel hem de deneysel araştırmaları incelemek için sistematik derleme yöntemi benimsenmiştir. Bu konudaki araştırmalar incelendiğinde ortaya iki önemli sonuç çıkmaktadır. Birincisi, dindarlık ve ölüm kaygısı arasında genelde tutarsız ilişkiler olmasına rağmen özellikle içsel dini yönelimin ölüm kaygısı ile olumsuz yönde ilişkili olduğu görülmüştür. İkincisi, ölümlülük belirginliği dindarların dinî inançlarını daha da arttırırken, dindar olmayanlar üzerinde tutarsız sonuçlar üretmektedir. Öte yandan, incelenen araştırmaların önemli bazı sınırlılıkları bulunmaktadır. Birincisi, araştırmalarda kullanılan dindarlık ve ölüm kaygısı ölçümleri çok çeşitlilik göstermekte ve bunların güvenilirliği ve kültürler arası geçerliliği sorun olabilmektedir. Dindarlığı ve ölüm kaygısını örtük olarak ölçmek bu sorunu çözmeye yardımcı olabilir. İkinci sınırlılık, deneysel çalışmaların çok az sayıda olması ve olanların da çoğunlukla Yahudi-Hristiyan dinî gelenekten gelen katılımcılarla yapılmış olmalarıdır. Dolayısıyla farklı dinî ve kültürel • 529

Research paper thumbnail of The role of identification and identity management strategies in protecting self-esteem

Research paper thumbnail of Sufism and terror management: a comparison between Sufis, other religious individuals, and atheists in relation to their reactions to mortality salience

Dehşet yönetim kuramı (DYK), insanların ölümlülüklerinin farkına varmalarının onlarda eşsiz bir d... more Dehşet yönetim kuramı (DYK), insanların ölümlülüklerinin farkına varmalarının onlarda eşsiz bir dehşet duygusuna yol açtığını ve insan davranışlarını yönlendiren en temel motivasyonun ölüm korkusu olduğunu iddia eder. Kurama göre insanlar bu duyguyu yönetmek için çeşitli psikolojik yapılara başvurmaktadır. Kuramda, ölümlüğün belirginleşmesinin yaratacağı kaygıyı yöneten en önemli yapılardan birinin dinî inanç olduğu ileri sürülmektedir. Bu çalışmanın temel amacı, İslam dinine özgü tasavvuf dindarlığına odaklanılarak DYK’nın ana iddialarını bireysel dindarlık anlayışına alternatif bir dinî yaşayış biçimi üzerinden sınamaktır. Bu amaç doğrultusunda 60’ı tasavvufla herhangi bir bağı olmayan dindar, 60’ı ateist ve 61’i sûfî olmak üzere toplam 181 katılımcıdan veri toplanmıştır. Farklı metinlerin okutulması yoluyla, her bir grupta yer alan katılımcılarının yarısı ölümlülük belirginliği manipülasyonuna, diğer yarısı diş ağrısı belirginliği manipülasyonuna maruz bırakılmıştır. Bulgulara gö...

Research paper thumbnail of Li̇se Son Sinif Öğrenci̇leri̇ni̇n COVID-19 Salginindan Korunma Tedbi̇rleri̇ne Verdi̇kleri̇ Destek, Ri̇skli̇ Davranişlari Ve Yaşçilik Eği̇li̇mleri̇

Research paper thumbnail of Kürt Üniversite Öğrencilerinin Kimlik Yönetim Stratejileri ve Dış-Grup Tarafgirliğinin Kimlikle İlgili Eylem ve Hedeflerle İlişkileri: Açık ve Örtük Ölçümlerle Bir İnceleme

Türk Psikoloji Dergisi, 2020

Bu araştırmada, Kürt gençlerinin kimlik yönetim stratejileri, etnik kimlikle özdeşleşme düzeyleri... more Bu araştırmada, Kürt gençlerinin kimlik yönetim stratejileri, etnik kimlikle özdeşleşme düzeyleri, sosyal baskınlık yönelimleri ve sistemi meşrulaştırma eğilimlerinin yanı sıra, açık ve örtük biçimleri ölçülen dış-grup tarafgirlikleri kullanılarak etnik kimlikleriyle ilgili eylem ve hedeflerinin başlıca yordayıcılarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Ayrıca, bahsedilen değişkenlerin etnik kimlikle ilgili eylem ve hedef yönelimleriyle ilişkileri kıyaslamalı olarak incelenmiştir. Araştırmaya 125 Kürt erkek üniversite öğrencisi katılmıştır. Analiz sonuçları kimliği destekleyici eylem ve hedeflerin rekabet stratejileriyle olumlu, hareketlilik ve kategorizasyon stratejileriyle ise olumsuz ilişkilere sahip olduğunu orta-ya koymuştur. Yol analizleri genel olarak etnik kimlikle özdeşleşmenin rekabet stratejilerini olumlu, kategorizasyon stratejilerini ve dış-grup tarafgirliğini olumsuz yönde yordadığını göstermiştir. Sistemi meşrulaştırmanın hareketlilik ve kategorizasyon stratejilerinin yanı sıra, dış-grup tarafgirliğiyle de olumlu yönde ilişkili olduğu saptanmıştır. Sosyal baskınlık yönelimi ise sadece hareketlilik stratejilerini olumlu yönde yordamaktadır. Kimlikle ilgili eylem ve hedefler-in en güçlü yordayıcıları ise, sırasıyla, etnik özdeşleşme ile açık ve örtük dış-grup tarafgirlikleridir. Bu bulgular göz önüne alındığında, Sosyal Kimlik Kuramı ve Sistemi Meşrulaştırma Kuramı'nın ana değişkenlerinin Sosyal Baskınlık Kuramı'na göre, çeşitli strateji tercihlerini ve etnik kimlikle ilgili eylem ve hedefleri belirlemede daha başarılı olduğu söylenebilir. Araştırmada ele alınan kuramsal değişkenlerin her birinin farklı stratejileri açıklamada öne çıkıyor olması, bu değişkenlerin ilgili çalışmalarda birlikte ele alınmasının önemine işaret etmektedir.
Abstract This study aims to identify the main predictors of Kurdish youth's actions and goals related to their ethnic identities by using identity management strategies, ethnic identification, social dominance orientation, and system justification, as well as explicit and implicit outgroup favoritism. Also, the relationships of these variables with the action and goal ori-entations regarding ethnic identity were examined comparatively. The sample consisted of 125 Kurdish male university students. Results showed that identity-related actions and goals positively related to competition strategies and negatively related to mobility and categorization strategies. Path analyses revealed that ethnic identification predicted competition strategies positively, whereas it predicted categorization strategies and outgroup favoritism negatively. System justification predicted mobility and categorization strategies and outgroup favoritism positively. Social dominance orientation could only predict mobility strategies positively. The most powerful predictors of actions and goals related to ethnic identity were the variables of ethnic identification and explicit and implicit outgroup favoritism, respectively. Although the main variables of Social Identity and System Justification theories are more efficient in predicting various strategy preferences and identity-related actions and goals, compared to Social Dominance Theory, findings point out the importance of using these variables together when studying the identity management strategies.

Research paper thumbnail of A VALIDITY AND RELIABILITY STUDY OF THE TURKISH VERSION OF THE AMBIVALENT AGEISM SCALE

Turkish Journal of Geriatrics, 2020

Introduction: This study aimed to assess the psychometric properties of the Turkish version of th... more Introduction: This study aimed to assess the psychometric properties of the Turkish version of the Ambivalent Ageism Scale, which measures 2 forms of ageism, namely benevolent and hostile ageism. Materials and Methods: Data were collected from 222 adults through an online survey. Participants completed Turkish versions of the 13-item Ambivalent Ageism Scale and the Implicit Association Test adapted for ageism. Construct validity was assessed through confirmatory factor analyses. Internal consistency and split-half consistency were also calculated. Criterion validity was assessed by correlating ambivalent ageism and its subscales with implicit ageism scores. Results: The results of confirmatory factor analysis of 12-items confirmed the original structure by exhibiting a good fit to the data (goodness of fit index = 0.93, p <.001, comparative fit index = 0.97, and root mean square error of approximation = 0.07). Internal consistency of the Ambivalent Ageism Scale and its 2 subscales were found to be satisfactory, with Cronbach's alpha being .89 for benevolent ageism (9 items), .79 for hostile ageism (3 items), and .89 for the total scale. Scale had a high split-half reliability coefficient (0.95). Implicit ageism positively correlated with ambivalent ageism (total score) and both benevolent ageism and hostile ageism (.22, .21, and .16, respectively). Except for cognitive assistance/protection, which was a sub-factor of benevolent ageism, no age and gender difference was found in any of the ageism scores. Conclusion: It was decided that the Turkish version of the Ambivalent Ageism Scale is a valid and reliable measure of negative attitudes toward older adults.

Research paper thumbnail of Do Members of Disadvantaged Groups Possess a Motivation of Favouritism towards Advantaged Groups?

Mediterranean Journal of Social Sciences, 2020

There are several studies suggesting that disadvantaged groups display positive attitudes towards... more There are several studies suggesting that disadvantaged groups display positive attitudes towards advantaged groups. System Justification Theorists have conceptualised that attitudes as out-group favouritism, whereas Social Identity Theorists have described it as the attitude of members identifying with the advantaged group, reflecting in-group favouritism. As the level of participants’ identification with both groups is not measured in those studies, it is not clear enough which theory they support. This study, conducted with 145 people living in Turkey and define themselves as Kurdish, aims to examine the attitudes of the participants towards the disadvantaged Kurdish in-group and the advantaged Turkish out-group in terms of the participant’s level of identification with both groups and the identity management strategies (individual mobility, social competition, superordinate re-categorisation) followed by the participants. For this purpose, the participants dividing into three clusters depending on their level of identification with both groups were compared in terms of their intergroup attitudes and the strategies they followed. The results indicated that the participants who identified with the Turkish group on a higher level had favouritism towards Turks and followed the individual mobility and superordinate re-categorisation strategies. On the other hand, the participants who identified with the Kurdish group on a higher level had favouritism towards Kurds and followed the social competition strategy. These results support Social Identity Theory, suggesting that disadvantaged group members’ positive attitudes towards advantaged groups reflect in-group favouritism, not out-group favouritism. This is because they identify themselves through advantaged groups as a result of certain strategies.

Books by Kenan Alparslan

Research paper thumbnail of Toplum ve Psikoloji İlişkisini Kürt Meselesi Üzerinden Okumak

Eleştirel Psikoloji Yaklaşımlar, Gündemler, Tartışmalar, 2022

Research paper thumbnail of Ben, Diğeri ve Biz: Sosyal Psikoloji

Herakleitos'un da dediği gibi tekrar yıkanamadığımız bir nehirdir yaşam. Başlangıcıyla birlikte i... more Herakleitos'un da dediği gibi tekrar yıkanamadığımız bir nehirdir yaşam. Başlangıcıyla birlikte içinde bir akışı barındıran milyonlarca su taneciğinin potansiyeliyle başlayan kendi yolunu bulan ama bu yolu bulurken etrafındaki tüm olanlarla şekillenen onların sularıyla beslenen, coşkunca akan envai çeşitte taşı da beraberinde sürükleyen ve bir süre sonra dinginleşip çizdiği yatağında tıpkı bir insan ömrü gibi usulca akıp giden.

Research paper thumbnail of Bağımlı Bir Değişken Olarak Etnik Kimlik Statüsü: Türk ve Kürt Kimliğini Yordayan Değişkenler

Türkiye’de yapılan sosyal psikoloji araştırmalarında etnik kimlik değişkeni çoğunlukla insanların... more Türkiye’de yapılan sosyal psikoloji araştırmalarında etnik kimlik değişkeni çoğunlukla insanların tutum ve davranışlarını belirleyen sosyo-yapısal değişkenlerden bir tanesi olarak ele alınmaktadır (Baysu, 2007; Çoymak, 2009; Bilali, 2014). Buna karşın Erikson’un (1968) benlik oluşumu (Ego Identity Formation) varsayımı kimlik ediniminin gelişimsel bir süreç olarak ortaya çıktığını iddia etmektedir. Dolayısıyla benlik oluşumu gelişimsel bir süreç olarak kavramsallaştırılmış ve bir referans noktası olarak ele alınan bu yaklaşım yıllar içerisinde geliştirilmiş veya eleştirilmiştir (Marcia, 1966; Bronfenbrenner, 1994). Bu yaklaşımın sosyal çevrenin kimlik çalışmalarına yaptığı katkılar sonucunda Tajfel (1982) sosyal kimlik kuramını ortaya koymuştur. Sosyal kimlik kuramına göre, bireyin sosyalleşme sürecinde kültürel evrenin değer ve normlarını içselleştirmesi, grubunun tarihsel ve hiyerarşik konumuna göre de sosyal karşılaştırmayla olumlu benlik elde etmesi, sosyal kimliğin güdüsel\motivasyonel boyutunu temsil eder. Bu güdüsel süreç psikolojik bir mekanizma olarak evrensel olma iddiası taşır (Hogg ve Abrams, 1998; Turner, 1985). Nitekim insanların olumlu benlik arayışı için çeşitli kimlik stratejileri kullandıkları gösterilmiştir. (Ellemers, Knippenberg, Vries ve Wilke,1988; Blanz, Mummenday, Mielke ve Klink, 1998). Ancak etnik kimlik tanımlamasının içeriği her zaman grubun içine gömük olduğu kültürel ve tarihsel evrenin incelenmesini gerekli kılar (Reicher ve Hopkins, 2001). Bu çalışmada da etnik kimlik tanımlaması bireylerin toplumsal davranışlarının bir nedeni olabileceği kadar bu toplumsal isleyişin bir sonucu olabileceği fikriyle hareket edilmektedir.
Etnik kimlik çalışmalarında kullanılan ölçüm araçlarına getirilen eleştiriler doğrultusunda; Tajfel’in Sosyal Kimlik Kuramı, Erikson’un Benlik Gelişimi Kuramı ve Bronfenbrenner’ın Ekolojik Sistem Kuramı doğrultusunda; Marcia’nın kimlik statüsü kavramlaştırması kullanılarak sosyalizasyon sürecindeki faktörlerin etnik gruplara etkisi ve kimlikle özdeşleşme düzeylerinin ölçülmesi için yeni bir model geliştirilmiştir. Umaña-Taylor, Yazedjian, ve Bámaca-Gómez (2004) tarafından geliştirilen etnik kimlik modeli keşif, kararlılık ve olumlama olmak üzere üç alt boyuttan oluşmakta ve etnik kimlikle özdeşlemeyi doğrusal bir artış olarak değil, bu üç boyutun kombinasyonlarından elde edilen statüler olarak ele almaktadır. Bu modelle belirli bir etnik kimliğe yönelik tutumlar vasıtasıyla bireylerin kimlik edinim süreçlerinin hangi aşamasında (kimlik karmaşası, bağımlı kimlik, kimlik arayışı, başarılı kimlik) olduğu tespit edilebilmektedir. Bu model kapsamında geliştirilen ölçeğin Türkçeye uyarlama çalışmasının bir parçası olan bu araştırmada, örneklemimizdeki sayısal olarak en büyük iki etnik grup olan Türkler ve Kürtlerin etnik kimlik statüleri üzerinde etkili değişkenlerin incelenmesi amaçlanmaktadır. Literatürle uyumlu olarak anne-baba eğitim düzeyi, ekonomik durum, dindarlık, politik görüş, siyasi katılım, ailevi sosyalleşme ve kolektif benlik saygısının kimlik statülerini belirleyen değişkenler olacağı düşünülmektedir.
Çalışmanın amaçları doğrultusunda Ankara Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi ve Uludağ Üniversitesinde okuyan 18-45 yaş aralığındaki öğrencilere ve kartopu örnekleme tekniğiyle ulaşılan katılımcılara, Demografik Bilgi Formu, Ailevi Etnik Sosyalleşme Ölçeği -FESM- (Umaña-Taylor, 2001), Kollektif Benlik Saygısı Ölçeği -KBSÖ- (Luhtanen ve Crocker, 1992) ve Etnik Kimlik Ölçeğinden -EIS- (Umaña-Taylor ve ark., 2004) oluşan anket formu uygulanmıştır. 17 maddeden oluşan EIS’den elde edilen verilere uygulanan faktör analizinin sonucu, ölçeğin orijinal üç faktörlü yapıyı koruduğunu göstermiştir. EIS ölçeğinin Cronbach alfa iç tutarlılık katsayısı: olumlama = .75, keşif = .86 ve kararlılık = .88, toplamı için ise .87 olarak hesaplanmıştır. Ölçüt geçerliliği için kullanılan KBDÖ ölçeği ile EIS toplam puanı arasındaki Pearson korelasyon analizinde (r = .65, p< .001) yüksek düzeyde anlamlı ilişki elde edilmiştir. Etnik kimlik statülerinin belirlenmesi amacıyla her bir alt ölçeğin medyanı esas alınarak eşik değeri hesaplanmış; eşik değerinin altında veya üstünde olmalarına göre katılımcılar Kimlik Karmaşası (120), Bağımlı Kimlik, (51), Kimlik Arayışı (34) ve Başarılı (83) isimlerindeki etnik kimlik statülerine atanmışlardır. Demografik değişkenlerle kimlik statüleri (1= Kimlik Karmaşası, 2=Bağımlı Kimlik, 3=Kimlik Arayışı, 4= Başarılı) arasındaki ilişkiye Spearman korelasyon analiziyle bakılmış; etnik kimlik statüleri hem anne ve baba eğitim seviyesiyle hem de sosyal sınıf ve ekonomik seviyeyle ters yönde anlamlı ilişki göstermiştir. Örneklemdeki ebeveyn eğitim ve gelir seviyesi arttıkça kimlik karmaşası statüsü yaygınlaşmaktadır. Buna karşın, siyasal katılım ve ailevi etnik sosyalleşmedeki artış etnik kimlik statüsüyle birlikte pozitif yönde değişmektedir. Ayrıca, etnik kimlik statüleri ile kolektif benlik saygısı arasında literatürle uyumlu bir şekilde yüksek düzeyde ilişki gözlenmiştir (Luhtanen ve Crocker, 1992, Kostakoğlu, 2010). Bu çalışmada etnik kimlik statüsünün özdeşleşme ölçümlerinden farklı olarak dini yönelimle ilişkili olmadığı gösterilmiştir. Farklı etnik kimlik tanımlamalarının dini spektruma açık olduğu düşünüldüğünde bu ölçüm metodunun sosyal gerçekliğe daha yakın sonuçlar vereceğini bekleyebiliriz.
Katılımcıların etnik kimlik tanımlamalarının (1=Türk, 2=Kürt, 3=Diğer) etnik kimlik statüleri, FESM, siyasal katilim ve KBSÖ üzerindeki etkisine tek yönlü varyans analiziyle (ANOVA) bakılmıştır. Analiz sonuçlarına göre etnik kimlik statüleri ve FESM ortalamaları Kürtlerde Türklere göre anlamlı olarak daha yüksekken; KBSÖ ortalaması Türklerde Kürtlere göre daha yüksek bulunmuştur. Diğer bir ifadeyle, Türkler Kürtlere göre daha fazla kimlik karmaşası statüsünde bulunurken, Kürtler Türklere oranla daha fazla başarılı etnik kimlik statüsünde yer almaktadır. Ayrıca Kürtlerin sosyalizasyon sırasında ailelerinden aldıkları etnik aktarım Türklere göre daha fazladır. Buna karşın Türklerin kolektif benlik saygısı Kürtlere oranla anlamlı olarak daha yüksek bulunmuştur. Bu durumun Türk kimliğinin avantajlı konumunu ortaya koyduğu iddia edilebilir. Gruplar arasındaki farkın etnik kimlik statülerini belirlemedeki etkisini anlamak için ise Çoklu Doğrusal Hiyerarşik Regresyon analizi uygulanmıştır. Analiz sonuçları Türklerin etnik kimlik statüsünü olumlu yönde yordayan en önemli değişkenin ailevi aktarım olduğunu göstermektedir. Ancak baba eğitim seviyesi arttıkça başarılı bir etnik kimlik statüsü edinme ihtimalinin azaldığı da görülmektedir. Buna karşın Kürtler de ise yine en önemli değişken ailevi aktarım olmakla birlikte, siyasal katılım ve sol politik yönelimin de etnik kimlik statüsünü yordadığı görülmektedir. Gruplar arası karşılaştırmaya bakıldığında Kürt etnik kimliğinin Türk kimliğinden farklı olarak siyasal yönelim ve katılım aracılığıyla başarılı bir statü elde edebildiği gösterilmiştir. Sonuçlar benlik oluşumu, sosyal kimlik ve etnik sosyalleşme literatürü çerçevesinde tartışılacaktır.

Research paper thumbnail of A Review of Research on the Role of Different Types of Religiosity in Terror Management

Psikiyatride Guncel Yaklasimlar - Current Approaches in Psychiatry, Jan 20, 2024

This review paper aims to reveal the role of different types of religiosity based on research add... more This review paper aims to reveal the role of different types of religiosity based on research addressing religiosity in terms of in-group and out-group distinction within the scope of Terror Management Theory (TMT). Studies point out two important results of the phenomenon: the first is the fact that general religiosity focusing on only one aspect of religiosity (religious belongingness, afterlife belief, etc.) to measure religiosity increases worldview defense, supporting the hypothesis of mortality salience. The second is the fact that different religious orientations (intrinsic, fundamentalist, etc.) cause various reactions, depending on their unique characteristics when mortality is salient. In the current study, possible reasons for the differences between research findings are discussed. In order to clarify the roles that different types of religiosity play in terror management, a classification based on the strong-flexible and exclusive-inclusive poles of the "belief" and "belonging" dimensions suggested by Sarouglu has been proposed. It has been argued that religiosity types would function in terror management in different ways, depending on the classification in which they are placed. For example, when the religious worldview is threatened, the strong-exclusive pattern (e.g., religious fundamentalism) can lead to more negative reactions, while the strong-inclusive pattern (e.g., intrinsic religiosity) can be associated with positive processes in inter-group relationships. Future research on this classification and types of religiosity can provide unique contributions to developing TMT. On the other hand, knowing the roles of different forms of religiosity in managing existential concerns may be of therapeutic benefit in coping with death, bereavement, grief and related processes.

Research paper thumbnail of How are the Kurds problematized and addressed by psychology theses in Turkey? A Thematic Analysis

The Kurdish issue and the representation of the Kurds have generally remained a relatively neglec... more The Kurdish issue and the representation of the Kurds have generally remained a relatively neglected topic among Turkish psychologists. We have recently demonstrated that a common lack of interest is closely related to the political atmosphere of the country. Despite this general neglect, there are a few researchers who have been interested in the Kurdish question recently. In this article, we investigate the language and discourse of these studies – one way or another – related to the Kurds in order to reveal the knowledge-power production relations in Turkish psychology. To this aim, we subjected psychology theses on Kurds, written between 2000 and 2019 to thematic analysis and examined how psychology deals with and defines the Kurds. As a result of the preliminary analyses, we have found that the distribution of theses is quantitatively concentrated in the social change period called the ‘Peace Process’ in Turkey (i.e., 2009-2015) with a diversity of topics, methods, and content....

Research paper thumbnail of Di̇ndarlik Ve Ölüm Kaygisi Arasindaki̇ İli̇şki̇ Üzeri̇ne Bi̇r Derleme

Dini araştırmalar, Nov 28, 2022

Ölüm kaygısı, varoluşsal sorunların başında gelmektedir. Dindarlık ise ölüm kaygısıyla baş etmede... more Ölüm kaygısı, varoluşsal sorunların başında gelmektedir. Dindarlık ise ölüm kaygısıyla baş etmede önemli bir işlev görmektedir. Ancak ölüm kaygısı ve dindarlık arasındaki ilişki üzerinde yapılan çalışmalar çelişkili sonuçlar ortaya koymuştur. Bu çalışmanın temel amacı, dindarlık ve ölüm kaygısı arasındaki ilişkiyi değerlendirmek ve çelişkili sonuçların muhtemel nedenlerini tespit etmektir. Çalışmada hem ilişkisel hem de deneysel araştırmaları incelemek için sistematik derleme yöntemi benimsenmiştir. Bu konudaki araştırmalar incelendiğinde ortaya iki önemli sonuç çıkmaktadır. Birincisi, dindarlık ve ölüm kaygısı arasında genelde tutarsız ilişkiler olmasına rağmen özellikle içsel dini yönelimin ölüm kaygısı ile olumsuz yönde ilişkili olduğu görülmüştür. İkincisi, ölümlülük belirginliği dindarların dinî inançlarını daha da arttırırken, dindar olmayanlar üzerinde tutarsız sonuçlar üretmektedir. Öte yandan, incelenen araştırmaların önemli bazı sınırlılıkları bulunmaktadır. Birincisi, araştırmalarda kullanılan dindarlık ve ölüm kaygısı ölçümleri çok çeşitlilik göstermekte ve bunların güvenilirliği ve kültürler arası geçerliliği sorun olabilmektedir. Dindarlığı ve ölüm kaygısını örtük olarak ölçmek bu sorunu çözmeye yardımcı olabilir. İkinci sınırlılık, deneysel çalışmaların çok az sayıda olması ve olanların da çoğunlukla Yahudi-Hristiyan dinî gelenekten gelen katılımcılarla yapılmış olmalarıdır. Dolayısıyla farklı dinî ve kültürel • 529

Research paper thumbnail of The role of identification and identity management strategies in protecting self-esteem

Research paper thumbnail of Sufism and terror management: a comparison between Sufis, other religious individuals, and atheists in relation to their reactions to mortality salience

Dehşet yönetim kuramı (DYK), insanların ölümlülüklerinin farkına varmalarının onlarda eşsiz bir d... more Dehşet yönetim kuramı (DYK), insanların ölümlülüklerinin farkına varmalarının onlarda eşsiz bir dehşet duygusuna yol açtığını ve insan davranışlarını yönlendiren en temel motivasyonun ölüm korkusu olduğunu iddia eder. Kurama göre insanlar bu duyguyu yönetmek için çeşitli psikolojik yapılara başvurmaktadır. Kuramda, ölümlüğün belirginleşmesinin yaratacağı kaygıyı yöneten en önemli yapılardan birinin dinî inanç olduğu ileri sürülmektedir. Bu çalışmanın temel amacı, İslam dinine özgü tasavvuf dindarlığına odaklanılarak DYK’nın ana iddialarını bireysel dindarlık anlayışına alternatif bir dinî yaşayış biçimi üzerinden sınamaktır. Bu amaç doğrultusunda 60’ı tasavvufla herhangi bir bağı olmayan dindar, 60’ı ateist ve 61’i sûfî olmak üzere toplam 181 katılımcıdan veri toplanmıştır. Farklı metinlerin okutulması yoluyla, her bir grupta yer alan katılımcılarının yarısı ölümlülük belirginliği manipülasyonuna, diğer yarısı diş ağrısı belirginliği manipülasyonuna maruz bırakılmıştır. Bulgulara gö...

Research paper thumbnail of Li̇se Son Sinif Öğrenci̇leri̇ni̇n COVID-19 Salginindan Korunma Tedbi̇rleri̇ne Verdi̇kleri̇ Destek, Ri̇skli̇ Davranişlari Ve Yaşçilik Eği̇li̇mleri̇

Research paper thumbnail of Kürt Üniversite Öğrencilerinin Kimlik Yönetim Stratejileri ve Dış-Grup Tarafgirliğinin Kimlikle İlgili Eylem ve Hedeflerle İlişkileri: Açık ve Örtük Ölçümlerle Bir İnceleme

Türk Psikoloji Dergisi, 2020

Bu araştırmada, Kürt gençlerinin kimlik yönetim stratejileri, etnik kimlikle özdeşleşme düzeyleri... more Bu araştırmada, Kürt gençlerinin kimlik yönetim stratejileri, etnik kimlikle özdeşleşme düzeyleri, sosyal baskınlık yönelimleri ve sistemi meşrulaştırma eğilimlerinin yanı sıra, açık ve örtük biçimleri ölçülen dış-grup tarafgirlikleri kullanılarak etnik kimlikleriyle ilgili eylem ve hedeflerinin başlıca yordayıcılarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Ayrıca, bahsedilen değişkenlerin etnik kimlikle ilgili eylem ve hedef yönelimleriyle ilişkileri kıyaslamalı olarak incelenmiştir. Araştırmaya 125 Kürt erkek üniversite öğrencisi katılmıştır. Analiz sonuçları kimliği destekleyici eylem ve hedeflerin rekabet stratejileriyle olumlu, hareketlilik ve kategorizasyon stratejileriyle ise olumsuz ilişkilere sahip olduğunu orta-ya koymuştur. Yol analizleri genel olarak etnik kimlikle özdeşleşmenin rekabet stratejilerini olumlu, kategorizasyon stratejilerini ve dış-grup tarafgirliğini olumsuz yönde yordadığını göstermiştir. Sistemi meşrulaştırmanın hareketlilik ve kategorizasyon stratejilerinin yanı sıra, dış-grup tarafgirliğiyle de olumlu yönde ilişkili olduğu saptanmıştır. Sosyal baskınlık yönelimi ise sadece hareketlilik stratejilerini olumlu yönde yordamaktadır. Kimlikle ilgili eylem ve hedefler-in en güçlü yordayıcıları ise, sırasıyla, etnik özdeşleşme ile açık ve örtük dış-grup tarafgirlikleridir. Bu bulgular göz önüne alındığında, Sosyal Kimlik Kuramı ve Sistemi Meşrulaştırma Kuramı'nın ana değişkenlerinin Sosyal Baskınlık Kuramı'na göre, çeşitli strateji tercihlerini ve etnik kimlikle ilgili eylem ve hedefleri belirlemede daha başarılı olduğu söylenebilir. Araştırmada ele alınan kuramsal değişkenlerin her birinin farklı stratejileri açıklamada öne çıkıyor olması, bu değişkenlerin ilgili çalışmalarda birlikte ele alınmasının önemine işaret etmektedir.
Abstract This study aims to identify the main predictors of Kurdish youth's actions and goals related to their ethnic identities by using identity management strategies, ethnic identification, social dominance orientation, and system justification, as well as explicit and implicit outgroup favoritism. Also, the relationships of these variables with the action and goal ori-entations regarding ethnic identity were examined comparatively. The sample consisted of 125 Kurdish male university students. Results showed that identity-related actions and goals positively related to competition strategies and negatively related to mobility and categorization strategies. Path analyses revealed that ethnic identification predicted competition strategies positively, whereas it predicted categorization strategies and outgroup favoritism negatively. System justification predicted mobility and categorization strategies and outgroup favoritism positively. Social dominance orientation could only predict mobility strategies positively. The most powerful predictors of actions and goals related to ethnic identity were the variables of ethnic identification and explicit and implicit outgroup favoritism, respectively. Although the main variables of Social Identity and System Justification theories are more efficient in predicting various strategy preferences and identity-related actions and goals, compared to Social Dominance Theory, findings point out the importance of using these variables together when studying the identity management strategies.

Research paper thumbnail of A VALIDITY AND RELIABILITY STUDY OF THE TURKISH VERSION OF THE AMBIVALENT AGEISM SCALE

Turkish Journal of Geriatrics, 2020

Introduction: This study aimed to assess the psychometric properties of the Turkish version of th... more Introduction: This study aimed to assess the psychometric properties of the Turkish version of the Ambivalent Ageism Scale, which measures 2 forms of ageism, namely benevolent and hostile ageism. Materials and Methods: Data were collected from 222 adults through an online survey. Participants completed Turkish versions of the 13-item Ambivalent Ageism Scale and the Implicit Association Test adapted for ageism. Construct validity was assessed through confirmatory factor analyses. Internal consistency and split-half consistency were also calculated. Criterion validity was assessed by correlating ambivalent ageism and its subscales with implicit ageism scores. Results: The results of confirmatory factor analysis of 12-items confirmed the original structure by exhibiting a good fit to the data (goodness of fit index = 0.93, p <.001, comparative fit index = 0.97, and root mean square error of approximation = 0.07). Internal consistency of the Ambivalent Ageism Scale and its 2 subscales were found to be satisfactory, with Cronbach's alpha being .89 for benevolent ageism (9 items), .79 for hostile ageism (3 items), and .89 for the total scale. Scale had a high split-half reliability coefficient (0.95). Implicit ageism positively correlated with ambivalent ageism (total score) and both benevolent ageism and hostile ageism (.22, .21, and .16, respectively). Except for cognitive assistance/protection, which was a sub-factor of benevolent ageism, no age and gender difference was found in any of the ageism scores. Conclusion: It was decided that the Turkish version of the Ambivalent Ageism Scale is a valid and reliable measure of negative attitudes toward older adults.

Research paper thumbnail of Do Members of Disadvantaged Groups Possess a Motivation of Favouritism towards Advantaged Groups?

Mediterranean Journal of Social Sciences, 2020

There are several studies suggesting that disadvantaged groups display positive attitudes towards... more There are several studies suggesting that disadvantaged groups display positive attitudes towards advantaged groups. System Justification Theorists have conceptualised that attitudes as out-group favouritism, whereas Social Identity Theorists have described it as the attitude of members identifying with the advantaged group, reflecting in-group favouritism. As the level of participants’ identification with both groups is not measured in those studies, it is not clear enough which theory they support. This study, conducted with 145 people living in Turkey and define themselves as Kurdish, aims to examine the attitudes of the participants towards the disadvantaged Kurdish in-group and the advantaged Turkish out-group in terms of the participant’s level of identification with both groups and the identity management strategies (individual mobility, social competition, superordinate re-categorisation) followed by the participants. For this purpose, the participants dividing into three clusters depending on their level of identification with both groups were compared in terms of their intergroup attitudes and the strategies they followed. The results indicated that the participants who identified with the Turkish group on a higher level had favouritism towards Turks and followed the individual mobility and superordinate re-categorisation strategies. On the other hand, the participants who identified with the Kurdish group on a higher level had favouritism towards Kurds and followed the social competition strategy. These results support Social Identity Theory, suggesting that disadvantaged group members’ positive attitudes towards advantaged groups reflect in-group favouritism, not out-group favouritism. This is because they identify themselves through advantaged groups as a result of certain strategies.

Research paper thumbnail of Toplum ve Psikoloji İlişkisini Kürt Meselesi Üzerinden Okumak

Eleştirel Psikoloji Yaklaşımlar, Gündemler, Tartışmalar, 2022

Research paper thumbnail of Ben, Diğeri ve Biz: Sosyal Psikoloji

Herakleitos'un da dediği gibi tekrar yıkanamadığımız bir nehirdir yaşam. Başlangıcıyla birlikte i... more Herakleitos'un da dediği gibi tekrar yıkanamadığımız bir nehirdir yaşam. Başlangıcıyla birlikte içinde bir akışı barındıran milyonlarca su taneciğinin potansiyeliyle başlayan kendi yolunu bulan ama bu yolu bulurken etrafındaki tüm olanlarla şekillenen onların sularıyla beslenen, coşkunca akan envai çeşitte taşı da beraberinde sürükleyen ve bir süre sonra dinginleşip çizdiği yatağında tıpkı bir insan ömrü gibi usulca akıp giden.