enes kavalçalan | Nevsehir Haci Bektas Veli University (original) (raw)
Papers by enes kavalçalan
Osmanlı Arşiv Belgeleri Işığında Tiran’daki Kiliselerin İnşa ve Onarım Faaliyetleri, 2024
Tanzimat Fermanı’nın 1839 yılında ilanıyla birlikte gayrimüslimlerin ibadethane ve okul gibi yapı... more Tanzimat Fermanı’nın 1839 yılında ilanıyla birlikte gayrimüslimlerin ibadethane ve okul gibi yapıları inşa etmesini kolaylaştıran kararlar alınmıştı. Bunun üzerine gayrimüslimler de hazırladıkları projelerle yeni binalar inşa etmek üzere Osmanlı Devleti’ne başvuruda bulunmuş, uygun görüldüğü durumlarda bu başvurular için birer ruhsat hazırlanarak bunlara izin verilmişti. Bahsedilen uygulamanın gerçekleştirildiği yerlerden biri ise Arnavutluk’un Tiran şehridir. Bu çalışmada Osmanlı Dönemi’nde Tiran’da yaşamış olan
Hristiyanların kullandıkları ibadethaneler Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivi ışığında ortaya konulmaya çalışılmıştır. Araştırmanın coğrafi sınırları bugünkü Tiran ilinin sınırlarını kapsamakta yani Tiran’ın merkezi ile Kavaye ilçesini içine almaktadır. Bu sınırlar dâhilinde yedi kilise tespit edilmiştir. Bu kiliseler günümüze ulaşamamıştır. Dolayısıyla kiliselerin mimari özelliklerine dair bilgilerimiz de arşiv belgelerinin aktardıklarıyla sınırlı kalmaktadır. Bu konuda yalnızca Tiran’daki Rum kilisesinin fotoğrafı tespit edilebilmiştir. Conani köyündeki kilise için yapılmış olan çizimde ise sadece kiliseye ait olduğu iddia edilen duvar kalıntıları görülebilmektedir. Çalışma, günümüze ulaşamamış olan kiliselerin tespit edilmesi, aynı zamanda arşiv belgeleri ışığında döneminin kilise inşa ve onarım faaliyetlerini ortaya koyması açısından önem arz etmektedir. Ayrıca arşivdeki diğer belgeler vasıtasıyla Rusya’nın Ortodokslar, Avusturya’nın ise Katolikler üzerinde tahakküm kurma çabaları da ortaya konmaya çalışılacaktır.
9. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜRÜ KONGRESİ Yurt Dışı Türk Kültür Varlıkları “Kıbrıs” 21-24 Ekim 2021/ Lefkoşa KIBRIS BİLDİRİLERİ ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ BAŞKANLIĞI , 2024
1571 yılında adanın fethinden itibaren Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu 1923 yılına kadar Osmanl... more 1571 yılında adanın fethinden itibaren Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu 1923 yılına kadar Osmanlı İmparatorluğu Kıbrıs’ın yönetiminde söz sahibi olmuştur. Bu dönem içerisinde cami, han, çeşme ve hamam gibi çeşitli inşa faaliyetlerinde bulunulmuştur. Bu eserlerin büyük bir bölümü kısmen veya tamamen korunmuş durumda günümüze kadar ulaşabilmiştir.
“Kıbrıs’ta Osmanlı Dönemi Hamamları” adlı bu çalışmada Osmanlı Dönemi içerisinde Kıbrıs’ın hem kuzeyinde hem de güneyinde inşa edilmiş olan hamamlar toplu olarak ele alınacaktır. Kıbrıs’ta 17 hamamın günümüze ulaşamadığı, 15’inin ise kısmen veya tamamen korunmuş şekilde günümüze ulaşabildiği tespit edilmiştir. Katalog bölümünde günümüze ulaşabilen hamamların tanımlamaları yapılmış, “Karşılaştırma ve Değerlendirme” kısmında ise yapılar plan şeması, malzeme, yapı elemanları, örtü elemanları, aydınlatma ve süsleme başlıkları altında ele alınmıştır. Kataloğa dâhil edilen hamamlar Anadolu’daki örnekleriyle de karşılaştırılarak benzerlik ve farklılıkları ortaya konmaya çalışılacaktır.
OSMED, 2024
Yazar Rehberi Osmanlı Medeniyeti Araştırmaları Dergisi [OSMED]'ne yayınlanmak üzere gönderilen ça... more Yazar Rehberi Osmanlı Medeniyeti Araştırmaları Dergisi [OSMED]'ne yayınlanmak üzere gönderilen çalışmalar ilk önce editör veya bölüm editörleri tarafından derginin yayın ilkelerine uyup uymadığı incelenir. Eğer çalışma derginin yayın ilkelerine uyuyor ise en az iki hakeme değerlendirilmek üzere gönderilir. Hakemlerden birisinin olumsuz görüş bildirmesi halinde üçüncü bir hakeme gönderilir. Eğer üçüncü hakeminde kararı olumsuz ise yazı yazarına iade edilir. Değerlendirme Süreci Dergimize makale başvurusunda bulunmayı düşünüyorsanız, dergi yayın politikasını ve yazar rehberini incelemenizi öneririz. Yazarlar dergiye gönderi yapmadan önce kaydolmalıdır. Kaydolduktan sonra, giriş bağlantısı aracılığıyla 3 basamaklı gönderi işlemine başlayabilir. Sisteme yüklenecek yazılarda hiçbir şekilde isim ve diğer bilgiler yer almamalıdır. Bu bilgiler yayın öncesinde yayın ekibi tarafından ilave edilmektedir. Yazılarda belirtilen düşünce ve görüşlerden yazar(lar)ı sorumludur. Yayımlanmak üzere gönderilen ve yayın kurulunca kabul edilen makalelerin tüm yayın hakları Osmanlı Medeniyeti Araştırmaları Dergisi [OSMED]'ne aittir. Ulusal ve uluslararası sempozyumlarda sunulan bildiriler belirtilmek şartı ile yayın için gönderilebilir. Sempozyumlarda sunulan bildirilerin basılmamış olması gerekmektedir. * Dergiye yollanan çalışmaların mümkünse 12.000, kitap ve diğer tanıtımlar 1.500 kelimeyi geçmemelidir. Makaleler için ise 5.000 kelimenin altında olmamasına da dikkat edilmelidir. Özet, Türkçe için 150-180 kelime; İngilizce için 200 kelimeyi geçmeyecek şekilde yazılmalıdır. * Yazarlar tarafından sisteme yüklenen makaleler ilk önce yayın kurulu tarafından incelenerek makalenin değerlendirilmeye alınıp alınmamasına karar verilir. Daha sonra editör ve hakem süreci başlatılır.
BAYAT BOYUNUN NEVŞEHİR’DEKİ UZANTILARI AYHAN KÖYÜ MEZAR TAŞLARI, 2023
Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi (HÜTAD)
Karahanlı Dönemi’nin önemli eserlerinden biri olan Dîvânu Lugâti’t-Türk bir sözlükten öte 11. yüz... more Karahanlı Dönemi’nin önemli eserlerinden biri olan Dîvânu Lugâti’t-Türk bir sözlükten öte 11. yüzyılda hüküm sürmüş olan Türk beyliklerinin yaşattıkları kültürün yansıtıcısı olmuştur. Farklı bölgelerde kullanılan Türk lehçelerini bir araya getiren bu eser sayesinde dönemin giyim-kuşam, yeme-içme, gelenek-görenek ve üretim-tüketim alışkanlıklarından oluşan yaşam tarzları hakkında bilgiler edinmekteyiz. Bunun yanı sıra sözlük, sanat ve sanat tarihi terminolojisi açısından da okuyucusuna zengin veriler sağlamaktadır. Bu çalışmada özellikle “mimari” ve “el sanatları” kapsamında yer alan terimler üzerinde durulmuştur. Amacımız bu terimleri bir liste halinde aktarmak değil, sözlüğün bize sağladığı veriler ışığında bunları anlamlı bir bütünün parçası haline getirerek dönemin üretim araçlarını ve tekniklerini yeniden canlandırmaya çalışmaktır. Bu canlandırma esnasında günümüz kaynaklarından da yararlanılarak anlatım desteklenmiş ve ayağı yere basan bir kurgu oluşturulmaya çalışılmıştır. Böy...
Özet: Diğer Türk topluluklarıyla bağlarını güçlü tutmayı amaçlayan Türkiye'de, Tü... more Özet: Diğer Türk topluluklarıyla bağlarını güçlü tutmayı amaçlayan Türkiye'de, Türkiye dışındaki Türklerin sosyo-kültürel yapılarını, bu yapının yansımaları olan sözlü ve yazılı ürünleri yakından tanımak ve tanıtmak amacıyla birçok bilimsel çalışma ortaya konulmuştur. Ülkemizde genel olarak Kırgız Türkleri, özelde ise Kırgız destanları üzerine yapılan çalışmalar daha Cumhuriyet'in ilk yıllarında varlığını göstermeye başlamıştır. Bu çalışmaların sayısı özellikle Kırgızistan'ın bağımsızlığını kazanması ve iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlenmesiyle birlikte artmıştır. Biz bu makalede Kırgız destanları üzerine ülkemizde yapılan bilimsel çalışmaların bibliyografyasını vermeye çalışacağız. Absract: In our country, Kirghiz Turks in general, and in particular in the Kyrgyz epic, more studies on the early years of the Republic began its existence. Other Turkish communities with strong ties aims to keep that in Turkey, the turks outside of Turkey, the socio-cultural structures, this is a reflection of the structure of the oral and written products to get to know and promote the use of many scientific studies have been introduced. In this study, especially the number of kyrgyzstan's independence and the strengthening of relations between the two countries, along with increased. In this article, we will try to provide the Kyrgyz epic on in our country in the bibliography of scientific studies.
Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi (HÜTAD), 2022
ART-SANAT, 2016
The history of Iranian hand-woven carpet dates back to thousands of years and throughout the time... more The history of Iranian hand-woven carpet dates back to thousands of years and throughout the time, various changes has been seen in the design and motifs. Like other applied arts, carpet has been influenced by cultural and social trends and different eras have seen various designs and weavings. The 19th century is among the times in which Iranian hand-woven carpet reached a high level of variety in its design and motifs. Some of the motifs including the pictorial carpets were first created then by the influence of social, cultural and industrial patterns. The theme of these pictorial carpets was generally taken from Iranian epic and mythological literature. The characters woven in these carpets distinctly represented ore-Islam and Islamic cultural features and the whole composition of them was copied from the popular photo frames of the time and the printing industry. The aim of this paper is to introduce these 19th century carpets. The content of the pictures in these pictorial carpets clearly reveals that social, archeological and cultural factors had the greatest impacts on their formation.
Özet: Beden temizliği, insanlık tarihinin başlangıcından beri en temel ihtiyaçlardan biridir. İns... more Özet: Beden temizliği, insanlık tarihinin başlangıcından beri en temel ihtiyaçlardan biridir. İnsanoğlu başlangıçta yıkanma ihtiyacını akarsu ve göllerden karşılamaktaydı. Medeniyetlerin ilerlemesiyle bu ihtiyacı karşılayacak hamam gibi yapılar inşa edilmeye başlanmıştır. Antik Yunan'da küçük birer yıkanma mekânından ibaret olan hamamlar, Roma döneminde Gymnasiumlarla birleştirilerek sosyal hayatın bir parçası haline getirilmiştir. Zaman içerisinde farklı millet ve coğrafyalarda değişik fonksiyon ve tipolojilerle ortaya çıkan hamam mimarisi Türk kültürü içerisinde de popüler olarak varlığını devam ettirebilmiştir. Bu çalışmada Kıbrıs'ta Osmanlı döneminde inşa edilmiş olan konak hamamları ele alınmıştır. Araştırma esnasında öncelikle hamamların yerleri belirlenmiş, fotoğrafları çekilmiş ve ölçüleri alınmıştır. Tespit edilebilen hamamlar, bulunabilen bilgi ve belgeler ışığında ayrıntılı bir şekilde tanımlanmaya çalışılmıştır. Konak hamamlarındaki temel kurgu soyunmalık ve sıca...
Nevşehir Kalesi ve kent tarihi üzerine yaptığımız bu çalışmada 2018 yılında Nevşehir Kalesi sur i... more Nevşehir Kalesi ve kent tarihi üzerine yaptığımız bu çalışmada 2018 yılında Nevşehir Kalesi sur içi kazı çalışmalarından elde ettiğimiz yeni verilere dayanarak kalenin ve tarihi kent merkezinin tarihsel süreç içerisindeki bağlamını inceledik. Sur içindeki kazı çalışmaları dışında, kalenin etrafındaki yamaç yerleşiminde devam eden temizlik çalışmalarında ortaya çıkarılan ve pek azı yayımlanmış buluntuları da tartışmaya dahil ederek kalenin inşası ve onarımıyla ilgili tarihi belgeler, mimari ve arkeolojik veriler ışığında kentin gelişimini tekrar değerlendirdik. Bunu yaparken Nevşehir tarihi kent merkezinin geçmişi, özellikle de Geç Antik Çağ ve Orta Çağ Dönemi hakkında elimizdeki sınırlı sayıda doneye güncel ve eleştirel bir bakış sunmayı amaçladık.
Beden temizligi, insanlik tarihinin baslangicindan beri en temel ihtiyaclardan biridir. Insanoglu... more Beden temizligi, insanlik tarihinin baslangicindan beri en temel ihtiyaclardan biridir. Insanoglu baslangicta yikanma ihtiyacini akarsu ve gollerden karsilamaktaydi. Medeniyetlerin ilerlemesiyle bu ihtiyaci karsilayacak hamam gibi yapilar insa edilmeye baslanmistir. Antik Yunan'da kucuk birer yikanma mekânindan ibaret olan hamamlar, Roma doneminde Gymnasiumlarla birlestirilerek sosyal hayatin bir parcasi haline getirilmistir. Zaman icerisinde farkli millet ve cografyalarda degisik fonksiyon ve tipolojilerle ortaya cikan hamam mimarisi Turk kulturu icerisinde de populer olarak varligini devam ettirebilmistir. Bu calismada Kibris'ta Osmanli doneminde insa edilmis olan konak hamamlari ele alinmistir. Arastirma esnasinda oncelikle hamamlarin yerleri belirlenmis, fotograflari cekilmis ve olculeri alinmistir. Tespit edilebilen hamamlar, bulunabilen bilgi ve belgeler isiginda ayrintili bir sekilde tanimlanmaya calisilmistir. Konak hamamlarindaki temel kurgu soyunmalik ve sicaklik u...
Mediterranean Journal of Humanities, 2012
Enes KAVALÇALAN Orta Asya coğrafyasının genişliği Türkoloji alanında yapılan araştırmaların dah... more Enes KAVALÇALAN Orta Asya coğrafyasının genişliği Türkoloji alanında yapılan araştırmaların daha çok bölgesel düzeyde, birbirinden kopuk ve konu bütünlüğü sağlayamayan bir içerik oluşturmasına neden olmuştur. Bununla birlikte, son yıllarda gerçekleştirilen yeni araştırmalar Türk toplumları hakkındaki bilgi dağarcığımızın her geçen gün daha da genişlemesine olanak sağlamaktadır. Türkolog ve doğu bilimci E. Tryjarski'nin literatürde dağınık halde bulunan araştırmaları bir araya getirerek 1991 yılında Leh dilinde kaleme aldığı Zwyczaje Pogrzebowe Ludὀw Tureskich Na Tle Ich Wierzeἠ isimli monografik çalışma bu nedenle önemlidir. Türkçe'ye Hafize Er tarafından Türkler ve Ölüm adıyla çevrilen eser, Türklerin ölüm karşısında geliştirdikleri dini gelenekler hakkındaki kapsamlı içeriğiyle bu alandaki temel kaynaklardan birini teşkil etmektedir. Kitap, İçindekiler (5-8), Önsöz (9-10), Kısaltmalar (11-15), Giriş (17-91) beş ana bölüm (92-518) ile Sonuç (519-524), Kaynakça (525-574), Ek Kaynakça (575-597), Dizin (598-621) ve Resimler/Fotoğraflar/Çizimlerden (622-639) oluşmaktadır. Türklerde ölüm olgusunun üç temel unsurunu beş ana başlık altında konu edinen eserde, ölüm ilkin biyolojik bir gerçeklik olarak tanımlanmış (I. Bölüm); ardından bu gerçekliğin toplumsal yaşamda karşılık bulan uygulamaları bir döngü olarak tasnif edilmiş (II.-IV. Bölümler) ve son olarak ölüyle ilişkilendirilmiş yapı kalıntılarını ele alan mezar anıtları (V. Bölüm) ile tamamlanmıştır. İki başlıkla sunulan Giriş bölümünde (17-91) ölüm fenomeninin Orta Asya ve çevre coğrafyalarda şekillenişi ele alınarak, Türk topluluklarında nasıl dönüşüm gösterdiği anlatılmıştır (17-72). Bu etkileşim anlatılırken çevre kültürlerde ve dinlerde yer alan uygulamalar ile bunların Türk geleneklerine yansımaları da tanıtılmaktadır (73-91). Kitabın birinci bölümü Biyoloji ve Din. Farklı İnançlar Temelinde Ölüm Fenomeni başlığına sahiptir (92-144). Bölüm yedi alt başlığa ayrılır. Yazar burada öncelikle ölüm nedenleri ve ölüme yaklaşan kişinin gösterdiği fizyolojik/psikolojik belirtileri aktararak (92-102); izleyen başlıkta yalancı ölüm halleriyle ölüm sonrası hayat inanışlarına değinir (102-117). Bunların yanı sıra, ruh kavramı açıklanmak suretiyle çeşitli Türk toplumlarında ruhun insan bedeninden ayrıldıktan sonraki kaderi anlatılmış, ruh ile can terimlerinin ayrımı üzerinde durulmuştur (117-136). Ardından ölü bir bedenden duyulan korkunun gündelik hayata yansıması ve bu bedenden olabildiğince çabuk, temasa girmeden, kurtulma çabalarının anlatımıyla bölüm bitirilmiştir (136-144). Gömü öncesi süreci içeren Ölümden Törenle Taşımaya. Ölü Gömme Döngüsünün İlk Aşaması on sekiz alt başlıkla sunulur (145-221). Bu başlıklarda, ölüm sonrası gerçekleştirilen ilk uygulamalar (145-180); ölünün gömülünceye kadar muhafaza edilişiyle başında beklenmesi hakkında bilgi verilerek gömü öncesi yapılan ek ayinler ve defin tarihinin belirlenmesi konularıyla bölüm sonlandırılır (181-221).
OZ Ali Ruhi Efendi’nin hayati hakkinda pek fazla bilgi bulunmamaktadir. Girne’ye bagli Gambili (... more OZ Ali Ruhi Efendi’nin hayati hakkinda pek fazla bilgi bulunmamaktadir. Girne’ye bagli Gambili (Hisarkoy)’de dogup buyudugu bilinmektedir. II. Mahmud’un saltanat doneminde, 1826 yilinda Tersane Hazinesi tarafindan Kibris muhassilligi gorevine atanmistir. Aldigi gorevi basariyla yerine getiren Ali Ruhi Efendi Kibris'ta yaptirdigi hayir yapilariyla da un kazanmistir. Insa ettirdigi yapilarla bani kimligini de on plana cikaran Ali Ruhi Efendi muhassillik gorevini surdurdugu sure zarfinda dort cesme, bir cami, bir sibyan mektebi, bir muvakkithane ve bir kutuphane yaptirmistir. Yaptirdigi eserlerin devamliligini da dusunen Ali Ruhi Efendi, bu eserlerin ihtiyaclarinin karsilanmasi icin vakiflar kurdurmustur. Osmanli imparatorlugunun dagilma sureci yasadigi boyle bir donemde, Kibris gibi farkli etnik gruplarin uzerinde hayatini surdurdugu bir adada, bu tarz insa faaliyetlerinin devam etmesi hangi gruba ait olursa olsun halklarin ortak kultur cevresinde toplanmaya calisildiginin bir g...
Ali Ruhi Efendi'nin hayatı hakkında pek fazla bilgi bulunmamaktadır. Girne'ye bağlı Gambili (Hisa... more Ali Ruhi Efendi'nin hayatı hakkında pek fazla bilgi bulunmamaktadır. Girne'ye bağlı Gambili (Hisarköy)'de doğup büyüdüğü bilinmektedir. II. Mahmud'un saltanat döneminde, 1826 yılında Tersane Hazinesi tarafından Kıbrıs muhassıllığı görevine atanmıştır. Aldığı görevi başarıyla yerine getiren Ali Ruhi Efendi Kıbrıs'ta yaptırdığı hayır yapılarıyla da ün kazanmıştır. İnşa ettirdiği yapılarla bani kimliğini de ön plana çıkaran Ali Ruhi Efendi muhassıllık görevini sürdürdüğü süre zarfında dört çeşme, bir cami, bir sıbyan mektebi, bir muvakkithane ve bir kütüphane yaptırmıştır. Yaptırdığı eserlerin devamlılığını da düşünen Ali Ruhi Efendi, bu eserlerin ihtiyaçlarının karşılanması için vakıflar kurdurmuştur. Osmanlı imparatorluğunun dağılma süreci yaşadığı böyle bir dönemde, Kıbrıs gibi farklı etnik grupların üzerinde hayatını sürdürdüğü bir adada, bu tarz inşa faaliyetlerinin devam etmesi hangi gruba ait olursa olsun halkların ortak kültür çevresinde toplanmaya çalışıldığının bir göstergesi olarak kabul edilebilir.
Beden temizliği, insanlık tarihinin başlangıcından beri en temel ihtiyaçlardan biridir. İnsanoğlu... more Beden temizliği, insanlık tarihinin başlangıcından beri en temel ihtiyaçlardan biridir. İnsanoğlu başlangıçta yıkanma ihtiyacını akarsu ve göllerden karşılamaktaydı. Medeniyetlerin ilerlemesiyle bu ihtiyacı karşılayacak hamam gibi yapılar inşa edilmeye başlanmıştır. Antik Yunan'da küçük birer yıkanma mekânından ibaret olan hamamlar, Roma döneminde Gymnasiumlarla birleştirilerek sosyal hayatın bir parçası haline getirilmiştir. Zaman içerisinde farklı millet ve coğrafyalarda değişik fonksiyon ve tipolojilerle ortaya çıkan hamam mimarisi Türk kültürü içerisinde de popüler olarak varlığını devam ettirebilmiştir.
E. TRYJARSKI, Türkler ve Ölüm, İstanbul, 2012, Pinhan Yayıncılık, 639 sayfa (36 Resim ve Çizim il... more E. TRYJARSKI, Türkler ve Ölüm, İstanbul, 2012, Pinhan Yayıncılık, 639 sayfa (36 Resim ve Çizim ile birlikte). Çeviren: Hafize Er. ISBN: 978-605-5302-06-1 Enes KAVALÇALAN Orta Asya coğrafyasının genişliği Türkoloji alanında yapılan araştırmaların daha çok bölgesel düzeyde, birbirinden kopuk ve konu bütünlüğü sağlayamayan bir içerik oluşturmasına neden olmuştur. Bununla birlikte, son yıllarda gerçekleştirilen yeni araştırmalar Türk toplumları hakkındaki bilgi dağarcığımızın her geçen gün daha da genişlemesine olanak sağlamaktadır. Türkolog ve doğu bilimci E. Tryjarski'nin literatürde dağınık halde bulunan araştırmaları bir araya getirerek 1991 yılında Leh dilinde kaleme aldığı Zwyczaje Pogrzebowe Ludὀw Tureskich Na Tle Ich Wierzeἠ isimli monografik çalışma bu nedenle önemlidir. Türkçe'ye Hafize Er tarafından Türkler ve Ölüm adıyla çevrilen eser, Türklerin ölüm karşısında geliştirdikleri dini gelenekler hakkındaki kapsamlı içeriğiyle bu alandaki temel kaynaklardan birini teşkil etmektedir. Kitap, İçindekiler
Osmanlı Arşiv Belgeleri Işığında Tiran’daki Kiliselerin İnşa ve Onarım Faaliyetleri, 2024
Tanzimat Fermanı’nın 1839 yılında ilanıyla birlikte gayrimüslimlerin ibadethane ve okul gibi yapı... more Tanzimat Fermanı’nın 1839 yılında ilanıyla birlikte gayrimüslimlerin ibadethane ve okul gibi yapıları inşa etmesini kolaylaştıran kararlar alınmıştı. Bunun üzerine gayrimüslimler de hazırladıkları projelerle yeni binalar inşa etmek üzere Osmanlı Devleti’ne başvuruda bulunmuş, uygun görüldüğü durumlarda bu başvurular için birer ruhsat hazırlanarak bunlara izin verilmişti. Bahsedilen uygulamanın gerçekleştirildiği yerlerden biri ise Arnavutluk’un Tiran şehridir. Bu çalışmada Osmanlı Dönemi’nde Tiran’da yaşamış olan
Hristiyanların kullandıkları ibadethaneler Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivi ışığında ortaya konulmaya çalışılmıştır. Araştırmanın coğrafi sınırları bugünkü Tiran ilinin sınırlarını kapsamakta yani Tiran’ın merkezi ile Kavaye ilçesini içine almaktadır. Bu sınırlar dâhilinde yedi kilise tespit edilmiştir. Bu kiliseler günümüze ulaşamamıştır. Dolayısıyla kiliselerin mimari özelliklerine dair bilgilerimiz de arşiv belgelerinin aktardıklarıyla sınırlı kalmaktadır. Bu konuda yalnızca Tiran’daki Rum kilisesinin fotoğrafı tespit edilebilmiştir. Conani köyündeki kilise için yapılmış olan çizimde ise sadece kiliseye ait olduğu iddia edilen duvar kalıntıları görülebilmektedir. Çalışma, günümüze ulaşamamış olan kiliselerin tespit edilmesi, aynı zamanda arşiv belgeleri ışığında döneminin kilise inşa ve onarım faaliyetlerini ortaya koyması açısından önem arz etmektedir. Ayrıca arşivdeki diğer belgeler vasıtasıyla Rusya’nın Ortodokslar, Avusturya’nın ise Katolikler üzerinde tahakküm kurma çabaları da ortaya konmaya çalışılacaktır.
9. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜRÜ KONGRESİ Yurt Dışı Türk Kültür Varlıkları “Kıbrıs” 21-24 Ekim 2021/ Lefkoşa KIBRIS BİLDİRİLERİ ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ BAŞKANLIĞI , 2024
1571 yılında adanın fethinden itibaren Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu 1923 yılına kadar Osmanl... more 1571 yılında adanın fethinden itibaren Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu 1923 yılına kadar Osmanlı İmparatorluğu Kıbrıs’ın yönetiminde söz sahibi olmuştur. Bu dönem içerisinde cami, han, çeşme ve hamam gibi çeşitli inşa faaliyetlerinde bulunulmuştur. Bu eserlerin büyük bir bölümü kısmen veya tamamen korunmuş durumda günümüze kadar ulaşabilmiştir.
“Kıbrıs’ta Osmanlı Dönemi Hamamları” adlı bu çalışmada Osmanlı Dönemi içerisinde Kıbrıs’ın hem kuzeyinde hem de güneyinde inşa edilmiş olan hamamlar toplu olarak ele alınacaktır. Kıbrıs’ta 17 hamamın günümüze ulaşamadığı, 15’inin ise kısmen veya tamamen korunmuş şekilde günümüze ulaşabildiği tespit edilmiştir. Katalog bölümünde günümüze ulaşabilen hamamların tanımlamaları yapılmış, “Karşılaştırma ve Değerlendirme” kısmında ise yapılar plan şeması, malzeme, yapı elemanları, örtü elemanları, aydınlatma ve süsleme başlıkları altında ele alınmıştır. Kataloğa dâhil edilen hamamlar Anadolu’daki örnekleriyle de karşılaştırılarak benzerlik ve farklılıkları ortaya konmaya çalışılacaktır.
OSMED, 2024
Yazar Rehberi Osmanlı Medeniyeti Araştırmaları Dergisi [OSMED]'ne yayınlanmak üzere gönderilen ça... more Yazar Rehberi Osmanlı Medeniyeti Araştırmaları Dergisi [OSMED]'ne yayınlanmak üzere gönderilen çalışmalar ilk önce editör veya bölüm editörleri tarafından derginin yayın ilkelerine uyup uymadığı incelenir. Eğer çalışma derginin yayın ilkelerine uyuyor ise en az iki hakeme değerlendirilmek üzere gönderilir. Hakemlerden birisinin olumsuz görüş bildirmesi halinde üçüncü bir hakeme gönderilir. Eğer üçüncü hakeminde kararı olumsuz ise yazı yazarına iade edilir. Değerlendirme Süreci Dergimize makale başvurusunda bulunmayı düşünüyorsanız, dergi yayın politikasını ve yazar rehberini incelemenizi öneririz. Yazarlar dergiye gönderi yapmadan önce kaydolmalıdır. Kaydolduktan sonra, giriş bağlantısı aracılığıyla 3 basamaklı gönderi işlemine başlayabilir. Sisteme yüklenecek yazılarda hiçbir şekilde isim ve diğer bilgiler yer almamalıdır. Bu bilgiler yayın öncesinde yayın ekibi tarafından ilave edilmektedir. Yazılarda belirtilen düşünce ve görüşlerden yazar(lar)ı sorumludur. Yayımlanmak üzere gönderilen ve yayın kurulunca kabul edilen makalelerin tüm yayın hakları Osmanlı Medeniyeti Araştırmaları Dergisi [OSMED]'ne aittir. Ulusal ve uluslararası sempozyumlarda sunulan bildiriler belirtilmek şartı ile yayın için gönderilebilir. Sempozyumlarda sunulan bildirilerin basılmamış olması gerekmektedir. * Dergiye yollanan çalışmaların mümkünse 12.000, kitap ve diğer tanıtımlar 1.500 kelimeyi geçmemelidir. Makaleler için ise 5.000 kelimenin altında olmamasına da dikkat edilmelidir. Özet, Türkçe için 150-180 kelime; İngilizce için 200 kelimeyi geçmeyecek şekilde yazılmalıdır. * Yazarlar tarafından sisteme yüklenen makaleler ilk önce yayın kurulu tarafından incelenerek makalenin değerlendirilmeye alınıp alınmamasına karar verilir. Daha sonra editör ve hakem süreci başlatılır.
BAYAT BOYUNUN NEVŞEHİR’DEKİ UZANTILARI AYHAN KÖYÜ MEZAR TAŞLARI, 2023
Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi (HÜTAD)
Karahanlı Dönemi’nin önemli eserlerinden biri olan Dîvânu Lugâti’t-Türk bir sözlükten öte 11. yüz... more Karahanlı Dönemi’nin önemli eserlerinden biri olan Dîvânu Lugâti’t-Türk bir sözlükten öte 11. yüzyılda hüküm sürmüş olan Türk beyliklerinin yaşattıkları kültürün yansıtıcısı olmuştur. Farklı bölgelerde kullanılan Türk lehçelerini bir araya getiren bu eser sayesinde dönemin giyim-kuşam, yeme-içme, gelenek-görenek ve üretim-tüketim alışkanlıklarından oluşan yaşam tarzları hakkında bilgiler edinmekteyiz. Bunun yanı sıra sözlük, sanat ve sanat tarihi terminolojisi açısından da okuyucusuna zengin veriler sağlamaktadır. Bu çalışmada özellikle “mimari” ve “el sanatları” kapsamında yer alan terimler üzerinde durulmuştur. Amacımız bu terimleri bir liste halinde aktarmak değil, sözlüğün bize sağladığı veriler ışığında bunları anlamlı bir bütünün parçası haline getirerek dönemin üretim araçlarını ve tekniklerini yeniden canlandırmaya çalışmaktır. Bu canlandırma esnasında günümüz kaynaklarından da yararlanılarak anlatım desteklenmiş ve ayağı yere basan bir kurgu oluşturulmaya çalışılmıştır. Böy...
Özet: Diğer Türk topluluklarıyla bağlarını güçlü tutmayı amaçlayan Türkiye'de, Tü... more Özet: Diğer Türk topluluklarıyla bağlarını güçlü tutmayı amaçlayan Türkiye'de, Türkiye dışındaki Türklerin sosyo-kültürel yapılarını, bu yapının yansımaları olan sözlü ve yazılı ürünleri yakından tanımak ve tanıtmak amacıyla birçok bilimsel çalışma ortaya konulmuştur. Ülkemizde genel olarak Kırgız Türkleri, özelde ise Kırgız destanları üzerine yapılan çalışmalar daha Cumhuriyet'in ilk yıllarında varlığını göstermeye başlamıştır. Bu çalışmaların sayısı özellikle Kırgızistan'ın bağımsızlığını kazanması ve iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlenmesiyle birlikte artmıştır. Biz bu makalede Kırgız destanları üzerine ülkemizde yapılan bilimsel çalışmaların bibliyografyasını vermeye çalışacağız. Absract: In our country, Kirghiz Turks in general, and in particular in the Kyrgyz epic, more studies on the early years of the Republic began its existence. Other Turkish communities with strong ties aims to keep that in Turkey, the turks outside of Turkey, the socio-cultural structures, this is a reflection of the structure of the oral and written products to get to know and promote the use of many scientific studies have been introduced. In this study, especially the number of kyrgyzstan's independence and the strengthening of relations between the two countries, along with increased. In this article, we will try to provide the Kyrgyz epic on in our country in the bibliography of scientific studies.
Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi (HÜTAD), 2022
ART-SANAT, 2016
The history of Iranian hand-woven carpet dates back to thousands of years and throughout the time... more The history of Iranian hand-woven carpet dates back to thousands of years and throughout the time, various changes has been seen in the design and motifs. Like other applied arts, carpet has been influenced by cultural and social trends and different eras have seen various designs and weavings. The 19th century is among the times in which Iranian hand-woven carpet reached a high level of variety in its design and motifs. Some of the motifs including the pictorial carpets were first created then by the influence of social, cultural and industrial patterns. The theme of these pictorial carpets was generally taken from Iranian epic and mythological literature. The characters woven in these carpets distinctly represented ore-Islam and Islamic cultural features and the whole composition of them was copied from the popular photo frames of the time and the printing industry. The aim of this paper is to introduce these 19th century carpets. The content of the pictures in these pictorial carpets clearly reveals that social, archeological and cultural factors had the greatest impacts on their formation.
Özet: Beden temizliği, insanlık tarihinin başlangıcından beri en temel ihtiyaçlardan biridir. İns... more Özet: Beden temizliği, insanlık tarihinin başlangıcından beri en temel ihtiyaçlardan biridir. İnsanoğlu başlangıçta yıkanma ihtiyacını akarsu ve göllerden karşılamaktaydı. Medeniyetlerin ilerlemesiyle bu ihtiyacı karşılayacak hamam gibi yapılar inşa edilmeye başlanmıştır. Antik Yunan'da küçük birer yıkanma mekânından ibaret olan hamamlar, Roma döneminde Gymnasiumlarla birleştirilerek sosyal hayatın bir parçası haline getirilmiştir. Zaman içerisinde farklı millet ve coğrafyalarda değişik fonksiyon ve tipolojilerle ortaya çıkan hamam mimarisi Türk kültürü içerisinde de popüler olarak varlığını devam ettirebilmiştir. Bu çalışmada Kıbrıs'ta Osmanlı döneminde inşa edilmiş olan konak hamamları ele alınmıştır. Araştırma esnasında öncelikle hamamların yerleri belirlenmiş, fotoğrafları çekilmiş ve ölçüleri alınmıştır. Tespit edilebilen hamamlar, bulunabilen bilgi ve belgeler ışığında ayrıntılı bir şekilde tanımlanmaya çalışılmıştır. Konak hamamlarındaki temel kurgu soyunmalık ve sıca...
Nevşehir Kalesi ve kent tarihi üzerine yaptığımız bu çalışmada 2018 yılında Nevşehir Kalesi sur i... more Nevşehir Kalesi ve kent tarihi üzerine yaptığımız bu çalışmada 2018 yılında Nevşehir Kalesi sur içi kazı çalışmalarından elde ettiğimiz yeni verilere dayanarak kalenin ve tarihi kent merkezinin tarihsel süreç içerisindeki bağlamını inceledik. Sur içindeki kazı çalışmaları dışında, kalenin etrafındaki yamaç yerleşiminde devam eden temizlik çalışmalarında ortaya çıkarılan ve pek azı yayımlanmış buluntuları da tartışmaya dahil ederek kalenin inşası ve onarımıyla ilgili tarihi belgeler, mimari ve arkeolojik veriler ışığında kentin gelişimini tekrar değerlendirdik. Bunu yaparken Nevşehir tarihi kent merkezinin geçmişi, özellikle de Geç Antik Çağ ve Orta Çağ Dönemi hakkında elimizdeki sınırlı sayıda doneye güncel ve eleştirel bir bakış sunmayı amaçladık.
Beden temizligi, insanlik tarihinin baslangicindan beri en temel ihtiyaclardan biridir. Insanoglu... more Beden temizligi, insanlik tarihinin baslangicindan beri en temel ihtiyaclardan biridir. Insanoglu baslangicta yikanma ihtiyacini akarsu ve gollerden karsilamaktaydi. Medeniyetlerin ilerlemesiyle bu ihtiyaci karsilayacak hamam gibi yapilar insa edilmeye baslanmistir. Antik Yunan'da kucuk birer yikanma mekânindan ibaret olan hamamlar, Roma doneminde Gymnasiumlarla birlestirilerek sosyal hayatin bir parcasi haline getirilmistir. Zaman icerisinde farkli millet ve cografyalarda degisik fonksiyon ve tipolojilerle ortaya cikan hamam mimarisi Turk kulturu icerisinde de populer olarak varligini devam ettirebilmistir. Bu calismada Kibris'ta Osmanli doneminde insa edilmis olan konak hamamlari ele alinmistir. Arastirma esnasinda oncelikle hamamlarin yerleri belirlenmis, fotograflari cekilmis ve olculeri alinmistir. Tespit edilebilen hamamlar, bulunabilen bilgi ve belgeler isiginda ayrintili bir sekilde tanimlanmaya calisilmistir. Konak hamamlarindaki temel kurgu soyunmalik ve sicaklik u...
Mediterranean Journal of Humanities, 2012
Enes KAVALÇALAN Orta Asya coğrafyasının genişliği Türkoloji alanında yapılan araştırmaların dah... more Enes KAVALÇALAN Orta Asya coğrafyasının genişliği Türkoloji alanında yapılan araştırmaların daha çok bölgesel düzeyde, birbirinden kopuk ve konu bütünlüğü sağlayamayan bir içerik oluşturmasına neden olmuştur. Bununla birlikte, son yıllarda gerçekleştirilen yeni araştırmalar Türk toplumları hakkındaki bilgi dağarcığımızın her geçen gün daha da genişlemesine olanak sağlamaktadır. Türkolog ve doğu bilimci E. Tryjarski'nin literatürde dağınık halde bulunan araştırmaları bir araya getirerek 1991 yılında Leh dilinde kaleme aldığı Zwyczaje Pogrzebowe Ludὀw Tureskich Na Tle Ich Wierzeἠ isimli monografik çalışma bu nedenle önemlidir. Türkçe'ye Hafize Er tarafından Türkler ve Ölüm adıyla çevrilen eser, Türklerin ölüm karşısında geliştirdikleri dini gelenekler hakkındaki kapsamlı içeriğiyle bu alandaki temel kaynaklardan birini teşkil etmektedir. Kitap, İçindekiler (5-8), Önsöz (9-10), Kısaltmalar (11-15), Giriş (17-91) beş ana bölüm (92-518) ile Sonuç (519-524), Kaynakça (525-574), Ek Kaynakça (575-597), Dizin (598-621) ve Resimler/Fotoğraflar/Çizimlerden (622-639) oluşmaktadır. Türklerde ölüm olgusunun üç temel unsurunu beş ana başlık altında konu edinen eserde, ölüm ilkin biyolojik bir gerçeklik olarak tanımlanmış (I. Bölüm); ardından bu gerçekliğin toplumsal yaşamda karşılık bulan uygulamaları bir döngü olarak tasnif edilmiş (II.-IV. Bölümler) ve son olarak ölüyle ilişkilendirilmiş yapı kalıntılarını ele alan mezar anıtları (V. Bölüm) ile tamamlanmıştır. İki başlıkla sunulan Giriş bölümünde (17-91) ölüm fenomeninin Orta Asya ve çevre coğrafyalarda şekillenişi ele alınarak, Türk topluluklarında nasıl dönüşüm gösterdiği anlatılmıştır (17-72). Bu etkileşim anlatılırken çevre kültürlerde ve dinlerde yer alan uygulamalar ile bunların Türk geleneklerine yansımaları da tanıtılmaktadır (73-91). Kitabın birinci bölümü Biyoloji ve Din. Farklı İnançlar Temelinde Ölüm Fenomeni başlığına sahiptir (92-144). Bölüm yedi alt başlığa ayrılır. Yazar burada öncelikle ölüm nedenleri ve ölüme yaklaşan kişinin gösterdiği fizyolojik/psikolojik belirtileri aktararak (92-102); izleyen başlıkta yalancı ölüm halleriyle ölüm sonrası hayat inanışlarına değinir (102-117). Bunların yanı sıra, ruh kavramı açıklanmak suretiyle çeşitli Türk toplumlarında ruhun insan bedeninden ayrıldıktan sonraki kaderi anlatılmış, ruh ile can terimlerinin ayrımı üzerinde durulmuştur (117-136). Ardından ölü bir bedenden duyulan korkunun gündelik hayata yansıması ve bu bedenden olabildiğince çabuk, temasa girmeden, kurtulma çabalarının anlatımıyla bölüm bitirilmiştir (136-144). Gömü öncesi süreci içeren Ölümden Törenle Taşımaya. Ölü Gömme Döngüsünün İlk Aşaması on sekiz alt başlıkla sunulur (145-221). Bu başlıklarda, ölüm sonrası gerçekleştirilen ilk uygulamalar (145-180); ölünün gömülünceye kadar muhafaza edilişiyle başında beklenmesi hakkında bilgi verilerek gömü öncesi yapılan ek ayinler ve defin tarihinin belirlenmesi konularıyla bölüm sonlandırılır (181-221).
OZ Ali Ruhi Efendi’nin hayati hakkinda pek fazla bilgi bulunmamaktadir. Girne’ye bagli Gambili (... more OZ Ali Ruhi Efendi’nin hayati hakkinda pek fazla bilgi bulunmamaktadir. Girne’ye bagli Gambili (Hisarkoy)’de dogup buyudugu bilinmektedir. II. Mahmud’un saltanat doneminde, 1826 yilinda Tersane Hazinesi tarafindan Kibris muhassilligi gorevine atanmistir. Aldigi gorevi basariyla yerine getiren Ali Ruhi Efendi Kibris'ta yaptirdigi hayir yapilariyla da un kazanmistir. Insa ettirdigi yapilarla bani kimligini de on plana cikaran Ali Ruhi Efendi muhassillik gorevini surdurdugu sure zarfinda dort cesme, bir cami, bir sibyan mektebi, bir muvakkithane ve bir kutuphane yaptirmistir. Yaptirdigi eserlerin devamliligini da dusunen Ali Ruhi Efendi, bu eserlerin ihtiyaclarinin karsilanmasi icin vakiflar kurdurmustur. Osmanli imparatorlugunun dagilma sureci yasadigi boyle bir donemde, Kibris gibi farkli etnik gruplarin uzerinde hayatini surdurdugu bir adada, bu tarz insa faaliyetlerinin devam etmesi hangi gruba ait olursa olsun halklarin ortak kultur cevresinde toplanmaya calisildiginin bir g...
Ali Ruhi Efendi'nin hayatı hakkında pek fazla bilgi bulunmamaktadır. Girne'ye bağlı Gambili (Hisa... more Ali Ruhi Efendi'nin hayatı hakkında pek fazla bilgi bulunmamaktadır. Girne'ye bağlı Gambili (Hisarköy)'de doğup büyüdüğü bilinmektedir. II. Mahmud'un saltanat döneminde, 1826 yılında Tersane Hazinesi tarafından Kıbrıs muhassıllığı görevine atanmıştır. Aldığı görevi başarıyla yerine getiren Ali Ruhi Efendi Kıbrıs'ta yaptırdığı hayır yapılarıyla da ün kazanmıştır. İnşa ettirdiği yapılarla bani kimliğini de ön plana çıkaran Ali Ruhi Efendi muhassıllık görevini sürdürdüğü süre zarfında dört çeşme, bir cami, bir sıbyan mektebi, bir muvakkithane ve bir kütüphane yaptırmıştır. Yaptırdığı eserlerin devamlılığını da düşünen Ali Ruhi Efendi, bu eserlerin ihtiyaçlarının karşılanması için vakıflar kurdurmuştur. Osmanlı imparatorluğunun dağılma süreci yaşadığı böyle bir dönemde, Kıbrıs gibi farklı etnik grupların üzerinde hayatını sürdürdüğü bir adada, bu tarz inşa faaliyetlerinin devam etmesi hangi gruba ait olursa olsun halkların ortak kültür çevresinde toplanmaya çalışıldığının bir göstergesi olarak kabul edilebilir.
Beden temizliği, insanlık tarihinin başlangıcından beri en temel ihtiyaçlardan biridir. İnsanoğlu... more Beden temizliği, insanlık tarihinin başlangıcından beri en temel ihtiyaçlardan biridir. İnsanoğlu başlangıçta yıkanma ihtiyacını akarsu ve göllerden karşılamaktaydı. Medeniyetlerin ilerlemesiyle bu ihtiyacı karşılayacak hamam gibi yapılar inşa edilmeye başlanmıştır. Antik Yunan'da küçük birer yıkanma mekânından ibaret olan hamamlar, Roma döneminde Gymnasiumlarla birleştirilerek sosyal hayatın bir parçası haline getirilmiştir. Zaman içerisinde farklı millet ve coğrafyalarda değişik fonksiyon ve tipolojilerle ortaya çıkan hamam mimarisi Türk kültürü içerisinde de popüler olarak varlığını devam ettirebilmiştir.
E. TRYJARSKI, Türkler ve Ölüm, İstanbul, 2012, Pinhan Yayıncılık, 639 sayfa (36 Resim ve Çizim il... more E. TRYJARSKI, Türkler ve Ölüm, İstanbul, 2012, Pinhan Yayıncılık, 639 sayfa (36 Resim ve Çizim ile birlikte). Çeviren: Hafize Er. ISBN: 978-605-5302-06-1 Enes KAVALÇALAN Orta Asya coğrafyasının genişliği Türkoloji alanında yapılan araştırmaların daha çok bölgesel düzeyde, birbirinden kopuk ve konu bütünlüğü sağlayamayan bir içerik oluşturmasına neden olmuştur. Bununla birlikte, son yıllarda gerçekleştirilen yeni araştırmalar Türk toplumları hakkındaki bilgi dağarcığımızın her geçen gün daha da genişlemesine olanak sağlamaktadır. Türkolog ve doğu bilimci E. Tryjarski'nin literatürde dağınık halde bulunan araştırmaları bir araya getirerek 1991 yılında Leh dilinde kaleme aldığı Zwyczaje Pogrzebowe Ludὀw Tureskich Na Tle Ich Wierzeἠ isimli monografik çalışma bu nedenle önemlidir. Türkçe'ye Hafize Er tarafından Türkler ve Ölüm adıyla çevrilen eser, Türklerin ölüm karşısında geliştirdikleri dini gelenekler hakkındaki kapsamlı içeriğiyle bu alandaki temel kaynaklardan birini teşkil etmektedir. Kitap, İçindekiler