İbrahim Tellioğlu | Samsun Ondokuz Mayis University (original) (raw)
Papers by İbrahim Tellioğlu
DergiPark (Istanbul University), Sep 1, 2004
Doğu Karadeniz bölgesindeki ilk yerleşim merkezlerinden birisi olan Trabzon, M.Ö.VII. yüzyıldan i... more Doğu Karadeniz bölgesindeki ilk yerleşim merkezlerinden birisi olan Trabzon, M.Ö.VII. yüzyıldan itibaren bir Grek ticaret kolonisi haline gelmiş, zamanla Pers ve Roma hakimiyeti dönemini yaşadıktan sonra XI. yüzyılın sonlarına kadar Bizans'ın elinde kalmıştır. 1075 yılında, şehri ele geçirmiş bulunan Türkleri buradan çıkaran Theodore Gabras, Sinop'a kadar uzanan bölgede kendi hakimiyetini tesis etme yoluna giderken yöredeki Türk beyliklerinden de yardım görecektir. XII. yüzyılın ortalarına doğru tekrar Bizans'ın eline geçen Trabzon, Haçlılar İstanbul'a girdiği sırada Gürcistan'a kaçan Komnenoslar tarafından zaptedilerek XIII. yüzyılın ilk çeyreğinde yeni bir devletin merkezi haline getirilecektir. Daha sonra Türkler, Bizanshlar ve Gürcüler arasında vuku bulan Karadeniz bölgesine hakim olma mücadelesinde önemli bir yer işgal edecek olan bu siyasi teşekkül, yani Trabzon Rum devleti çok yönlü bir dış politika izlemek suretiyle XV. yüzyılın ortalarına kadar varlığını sürdürmeyi başaracaktır.
Karadeniz incelemeleri dergisi, Nov 4, 2015
Of, XIX. yüzyılda ortaya çıkmış bir sahil kasabasıdır. Bölge tarih boyunca pek çok devletin hâkim... more Of, XIX. yüzyılda ortaya çıkmış bir sahil kasabasıdır. Bölge tarih boyunca pek çok devletin hâkimiyeti altında kalmıştır. Aynı şekilde yörede çeşitli toplulukların yaşadığına dair izler mevcuttur. Ancak bu gelişmeler hep çevredeki sahada olmuştur. Bugünkü Of'un olduğu yerde XIX. yüzyıla kadar bir yerleşim yeri yoktur. Daha önce Solaklı deresinin denize ulaştığı yerdeki Moroz iskelesi etrafındaki ticaret merkezinden ibaret olan bu yörede XVIII. yüzyılda cami yapılması ile yoğunluk artmaya başlamıştır. Çevredeki köylerden bir gün önceden Cuma namazı kılmak için gelen ahali alışverişini yaptıktan sonra Pazar günü geri dönmekteydi. Bu da onların barınabileceği yer ihtiyacını ortaya çıkardı. Böylece Of kasabasının oluşumu başladı. İskelenin yanı sıra pazar ve mahkeme kurulmasıyla idare yeri haline gelen Of, Osmanlı fethinden sonra özellikle Karamanoğlu, Dulkadiroğlu ve Akkoyunlu hâkimiyetindeki bölgelerden gelen Türkmen unsurlarla kısa sürede İslamlaşmaya başladı. Gürcistan'dan göç eden Kıpçak toplulukları da bölgedeki Türk nüfusu güçlendirdi. Bu gelişmeler sonucunda küçük bir azınlık haline gelen Rum Ortodoksların son temsilcileri mübadeleyle bölgeden ayrılınca, Of'un bugünkü nüfus yapısı ortaya çıkmış oldu.
Journal of Turkish Research Institute, 2005
Kimmer ve İskitler, ana yurdu Türkistan olan iki topluluktur. Her ikisi de çeşitli sebeplerle ana... more Kimmer ve İskitler, ana yurdu Türkistan olan iki topluluktur. Her ikisi de çeşitli sebeplerle ana vatanıarından batıya doğru göç etmiştir. M.Ö. VIII. yüzyılda Kimmerlerin Doğu Anadolu bölgesine gelmesi ile başlayan göçler ise, bu sahada iki büyük siyasi güç olan Urartu ve Asur devletlerini önemli ölçüde etkilemiştir. Kimmer göçü sırasında her iki devlet de varlığını devam ettirmekle birlikte. İskit akınıarı sonucu Urartu Devleti yıkılmış, Asur Devleti ise, bu göçebe topluluk ile işbirliği yapan Medler tarafından yıkılmıştır. Doğu Anadolu'dan iç kesimlere yönelen Kimmerler, İskit baskısı karşısında duramayarak Karadeniz'in kuzeyine çekilirken. Urartulardan boşalan alana yerleşen İskitler ise Kür nehrinin sağ yakasım yurt tutarak zamanla batı sınırı Çoruh nehrine genişleyen bölgeye yaklaşık dört asır boyunca hakim olmuştur. Medlerin yurtlarını ele geçirmesinden sonra İskitler bahse konu alana yerleşen diğer topluluklar arasında erirken, bu dönemden sonra Ermeni ve Gürcüler, Med idaresi altında birer siyası grup olarak ortaya çıkmışlardır.
The journal of academic social science studies, 2016
Öz Kırım tarih boyunca Türklerin en yoğun olarak yaşadığı yerlerden birisidir. Türkistan'dan batı... more Öz Kırım tarih boyunca Türklerin en yoğun olarak yaşadığı yerlerden birisidir. Türkistan'dan batıya doğru göç eden pek çok Türk topluluğu Hazar Denizi'nin kuzeyi ile İdil-Ural arasındaki sahayı kullanmışlardı. Karadeniz'in kuzeyindeki düzlük sahaya ulaşan Türkler buranın kendileri için oldukça elverişli bir yurt olduğunu anlamışlardı. Kırım bu düzlüğün en güney ucunda yer aldığı için ilk çağdan itibaren batıya göç eden Türklerin yerleştiği ülkelerden birisi olmuştur. Kimmerleri Türk kabul eden görüşler dikkate alınırsa, bölgedeki Türk varlığını MÖ. VII. yüzyıldan itibaren başlatmak mümkündür. Kimmerlerden sonra İskit, Avrupa Hunları, Göktürkler, Hazarlar, Kıpçaklar, Altınordu ve Kırım Hanlarının h}kimiyeti altında kalan bölge kadim Türk yurtlarından birisi haline gelmiştir. Kolonizasyon döneminde, Romalılar zamanında ya da Rus hakimiyeti döneminde bölgedeki Türkler bazı bölgeleri terk ederek belirli yerlere çekilse de Kırım'ı hiç terk etmedi. Karaylarla birlikte Kırım Museviliğin en önemli merkezlerinden birisi haline de gelmişti. Hazarların yıkılmasından sonra ise bölge Ruslara karşı varlığını korumaya çalışan Türklerin yoğunlaştığı yerlerden birisi olmuştur. XIII. yüzyıl ortalarından itibaren Anadolu'dan Kırım'a giden unsurlarla birlikte bölgedeki Türk nüfusu daha da arttı. Kıpçak ve Nogay ağırlığının açıkça hissedildiği yörede bu göçle birlikte Çepniler de yaşamaya başladı. 1783'te Ruslar tarafından ilhak edilen Kırım'daki Türkler göçe zorlandı, aynı zamanda farklı topluluklar yerleştirilerek bölgenin demografik yapısı bozuldu. 1944 sürgününde ise bölge tamamen Türklerden arındırılmaya çalışıldı. Ancak bütün bu yapılanlar, tarihî ve kültürel bakımdan Kırım'ın kadim bir Türk yurdu olduğu gerçeğini değiştiremedi.
Türkiyat Mecmuası / Journal of Turkology
Erdem
Doğu Karadeniz bölgesindeki ilk yerleşim merkezlerinden birisi olan Trabzon, M.Ö.VII. yüzyıldan i... more Doğu Karadeniz bölgesindeki ilk yerleşim merkezlerinden birisi olan Trabzon, M.Ö.VII. yüzyıldan itibaren bir Grek ticaret kolonisi haline gelmiş, zamanla Pers ve Roma hakimiyeti dönemini yaşadıktan sonra XI. yüzyılın sonlarına kadar Bizans'ın elinde kalmıştır. 1075 yılında, şehri ele geçirmiş bulunan Türkleri buradan çıkaran Theodore Gabras, Sinop'a kadar uzanan bölgede kendi hakimiyetini tesis etme yoluna giderken yöredeki Türk beyliklerinden de yardım görecektir. XII. yüzyılın ortalarına doğru tekrar Bizans'ın eline geçen Trabzon, Haçlılar İstanbul'a girdiği sırada Gürcistan'a kaçan Komnenoslar tarafından zaptedilerek XIII. yüzyılın ilk çeyreğinde yeni bir devletin merkezi haline getirilecektir. Daha sonra Türkler, Bizanshlar ve Gürcüler arasında vuku bulan Karadeniz bölgesine hakim olma mücadelesinde önemli bir yer işgal edecek olan bu siyasi teşekkül, yani Trabzon Rum devleti çok yönlü bir dış politika izlemek suretiyle XV. yüzyılın ortalarına kadar varlığını...
Karadeniz incelemeleri dergisi, May 10, 2007
Throughout its rule in the Eastern Black Sea region, the Komnenos dynasty tried to maintain its e... more Throughout its rule in the Eastern Black Sea region, the Komnenos dynasty tried to maintain its existence by establishing relationships with the Christian world mainly with Byzantium and Papacy as well as with the surrounding Turkish beyliks (principalities) and Mongolians. Their aim to take over the throne as the heir of Byzantium shaped their relationships with Constantinople, while their commercial relationships with the Genoese and Venetians were the bases of their relationships with the Catholic world. The Kingdom of Georgia, after its support to the Komnenos dynasty to establish sovereignty in the region, was their natural ally in the eastern border of the Komnenos kingdom. On the other hand, the Kipchaks that immigrated from Georgia to Trabzon and its vicinity were more privileged than other Christian elements due to their settlement in the area and their support to the Komnenos.
O Z E T Samsun’un guneyindeki Canik Daglari, sahil seridi ile ic bolgeyi birbirinden ayirir. Amis... more O Z E T Samsun’un guneyindeki Canik Daglari, sahil seridi ile ic bolgeyi birbirinden ayirir. Amisos kolonisinin kurulmasindan itibaren Karadeniz sahilinde ic kesimle tek baglantisi olan yer olarak un kazanan Samsun’un guvenligi icin Vezirkopru-Havza- Ladik hatti buyuk onem tasimaktadir. Hititler devrinde ortaya cikan bu stratejik onemin yani sira Amasya’ya ulasan yollar uzerinde bulunmalari sebebiyle Ladik ve Havza, Istanbul’dan Mezopotamya’ya varan guzergahtaki kilit noktalardan birisi olmasi sebebiyle de Vezirkopru buyuk kiymet kazanmistir. Bu hatti kullanarak Karadeniz’e ulasmak icin caba gosteren her topluluk gibi Turkler de Vezirkopru- Havza-Ladik koridoruna gereken onemi vermislerdir. Anahtar Kelimeler: Samsun, Vezirkopru, Havza, Ladik, Turkler AB S T R AC T The Canik Mountains located in the south of Samsun separates the coastal line from the inner regions. The Vezirkopru-Havza-Ladik route is of strategic importance for the security of Samsun known as the only city in the coa...
Turkish Studies, 2011
Pontus Meselesi bağımsız devlet kurma kısmı geçmiĢte kalan, siyasi, tarihi ve kültürel bazı talep... more Pontus Meselesi bağımsız devlet kurma kısmı geçmiĢte kalan, siyasi, tarihi ve kültürel bazı talepler içeren kısmı günümüze kadar devam eden bir meseledir. Meselenin günümüze kadar çözülememiĢ kalmasında Yunanistan Parlamentosu'nun ve belirli grupların ortaya attığı, tarihi dayanağı güçlü olmayan çeĢitli iddialar büyük rol oynamaktadır. Günümüzde uluslar arası kamuoyunda bu iddiaların ilmi boyutu tartıĢılmaksızın çeĢitli kararlar alınması Pontus Meselesi'nin bugüne yansıyan kısmının daha da çözümden uzaklaĢmasına sebep olmaktadır.
The settlement of the Turkmens in Eastern Black Sea is crucial in making of the current ethnic st... more The settlement of the Turkmens in Eastern Black Sea is crucial in making of the current ethnic structure of the Eastern Black Sea region from the XI. century on. Kipchaks coming via Georgia in the second half of the XIII. century settled in the une Artvin-Rize-Trabzon, and kept their existence up to now. There happened migrations of also the Lazi, Georgians and Circassians. After sending the Greek-speaking population of the region to Greece in 1923, current ethnic structure was formed.
Turkiye’deki Mogol hakimiyeti 1243 yilindaki Kosedag Savasindan sonra baslamis, XIV. yuzyilin bas... more Turkiye’deki Mogol hakimiyeti 1243 yilindaki Kosedag Savasindan sonra baslamis, XIV. yuzyilin baslarina kadar devam etmistir. Bu sure icerisinde ulkenin her yaninda oldugu gibi Dogu Karadeniz bolgesinin siyasi vaziyeti de onemli olcude degismis, Turkiye Selcuklularinin gerilemeye baslamasindan kaynaklanan guc boslugunu Trabzon Rum Devleti doldurmaya calismistir. Ancak Komnenoslarin bu ilerlemesi uzun omurlu olmamistir. XIV. yuzyilin baslarindan itibaren ticari ustun-lugu kaptirmak istemedikleri Cenevizlerle mucadeleye girisen Trabzon Rum Devleti, bu cekisme sirasinda onemli olcude guc kaybetmistir. Diger taraftan Mogollarin onunden cekilen Turkmenler guneyden, Canik beylikleri batidan, Ahiska-Coruh arasini Ilhanlilardan ikta alan Kipcaklar da dogudan Rumlari cevrelemis, boylece bolgenin Trabzon disindaki kesimleri Turk yurdu haline gelmistir.
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, 2020
Karadeniz İncelemeleri Dergisi, 2019
Trabzon tarih boyunca pek çok topluluğa ev sahipliği yapmış bir bölgedir. Haliyle yörede çeşitli ... more Trabzon tarih boyunca pek çok topluluğa ev sahipliği yapmış bir bölgedir. Haliyle yörede çeşitli kültürlerin izlerini görmek mümkündür. Trabzon’un sahil kesiminde ortaya çıkan yerleşim birimleri genelde ticari faaliyetler sonucu meydana gelmiş yerler olduğu için buraların nüfusu kozmopolittir. Vadilerde kurulan yerleşim bölgeleri tarım ve hayvancılığa dayalı geçim tarzının yaygın olduğu ve aynı soydan insanlar daha yoğun bulunduğu yerlerdir. İlk Çağdan itibaren Trabzon’un kültürel dokusunun şekillenmesinde bu farklılaşmanın büyük etkisi vardır. Sahilde çok kültürlü bir yapı görülürken vadilerde yüzyıllar boyu özgünlüğünü koruyan kültürler var olmuştur. Trabzon’un kültürel dokusunda vadi ve kıyı yerleşmelerinin farkı gözükürken vadi yerleşmeleri de kendi içerisinde ikiye ayrılır. Bunların bir kısmı Türk yerleşiminden önce iskâna açılmış vadiler olup buralarda Rum/Ortodoks kültürünün etkisi yoğundur. Türklerle birlikte yerleşime açılan vadilerde ise Türk-İslam kültürü baskın durumdadı...
The Journal of Academic Social Science Studies, 2018
Öz Trabzon XI. yüzyılın ortalarından itibaren Türklere ev sahipliği yapan bir şehirdir. Tuğrul Be... more Öz Trabzon XI. yüzyılın ortalarından itibaren Türklere ev sahipliği yapan bir şehirdir. Tuğrul Bey'in 1054 seferi sırasında Selçuklu akıncılarının şehrin güneyinde bulunduğu Ermeni kaynaklarında yazar. İmparatorun kızı olması sebebiyle başka kimsenin ulaşamadığı bilgi ve belgelere sahip olan Anna Komnena, Malazgirt Savaşından sonra şehrin Türklerin eline düştüğüne yazar. Böylece şehrin Türkler tarafından ilk ez 1071'de fethedildiğini söylemek mümkündür. Ancak Gabras ailesi kısa süre sonra kenti tekrar geri alacak ve bölgede h}kimiyet kuracaktır. Gabras ailesinin idaresindeyken Trabzon'un durumu hakkında çok fazla bilgi edinmek mümkün değildir. Ancak 1204'te Komnenoslar şehre h}kim olduktan sonra tarihçiler Trabzon ve çevresine büyük ilgi göstermeye başlar. Daha önce Romalıların bir eyaletinin merkezi olan Trabzon şimdi Karadeniz sahil şeridinde kurulan bir devletin başkenti olmuştur. Haliyle bölgeyle teması olan her devlet ve topluluk Trabzon'daki gelişmeleri yakından takip etmeye başlamıştır. Trabzon XI-XV. yüzyıllar arasında Karadeniz bölgesinin önemli bir ticaret merkezi olmuştur. İran'ın dışa açılan kapısı olmasının yanı sıra Cenevizlilerin Karadeniz havzasındaki ticari faaliyetlerinin ortaya çıkmasıyla birlikte Trabzon'un ticari cazibesi artmıştır. Ancak Malazgirt Savaşı'nın ardından güneyden ve batıdan Türk beylik ve devletleriyle çevrelenince siyasi etkinliği sınırlanmıştır. XIV. yüzyıldan itibaren Türk akınlarına maruz kalan şehir Komnenos hükümdarlarının Türk beyleri ile akrabalık bağı kurmasından sonra bu baskıdan kurtulmuştur. Ancak Osmanlıların Anadolu'daki siyasi birliği sağlama hususundaki kararlılığı Trabzon'daki Komnenos hükümdarlığının da sonunu getirecektir.
VAKANÜVİS - ULUSLARARASI TARİH ARAŞTIRMALARI DERGİSİ, 2017
Kafkasya, dünyanın üç kıtadan oluştuğu düşünülen zamanlarda Asya ve Avrupa'nın geçiş yeri konumun... more Kafkasya, dünyanın üç kıtadan oluştuğu düşünülen zamanlarda Asya ve Avrupa'nın geçiş yeri konumundaydı. Karadeniz'in kuzeyindeki düzlükler iki kıtayı birleştiren ara bölge gibiydi. Günümüzde dünyanın çok daha geniş bir yer olduğu öğrenilmesine rağmen bölgenin iki kıta arasındaki geçiş yeri olma konumu hâlâ devam etmektedir. Bu özelliği yüzünden tarihin ilk zamanlarından itibaren Kafkasya'da pek çok farklı topluluk görmek mümkündür. Hint-Avrupaî, İranî ve Turanî kökenli halklar bu bölgede çok eski dönemlerden itibaren bir arada bulunabilmiştir. Kafkasya'nın çok uluslu yapısı günümüzde de varlığını korumaktadır. Kafkasya XIX. yüzyılın ortalarından itibaren büyük güçlerin hâkimiyet mücadelesine sahne olmuştur. Bu rekabetin bir sonucu olarak bölgenin tarihi ve kültürünü sahiplenme eğilimi ortaya çıkmıştır. Avrupa'da yapılan çeviri faaliyetlerinde yöre kaynakları yabancı dillere aktarılırken tenkide tâbi tutulmadığından Orta Çağ tarihçilerinin dinî ve millî hislerin etkisiyle kaleme aldığı eserlerdeki iddialar günümüze taşınmıştır. Siyasi rekabetin tesiriyle günümüzde yazılan pek çok eserde Gürcü, Ermeni veya Türklerin bölgenin kadim halkı olduğu, uygarlık temelini attığı ileri sürülmüştür. Haliyle birbirinden çok farklı görüşler kaleme alınmıştır. Bu ideolojik ve kültürel zeminde Kafkasya'daki Türk varlığının ne zaman başladığı meselesiyle ilgili olarak da pek çok görüş ileri sürülmüştür. Türkistan ve Türklükle bağlantıları konusunda son yıllarda ele geçen bilgi ve belgeleri görmezden gelen belirli çevreler bu varsayıma soğuk baksa da Kimmer ve İskitler, Kafkasya'da Türklüğün öncüleri olarak kabul edilmelidir. Onlardan önce bölgede Türk bulunduğuna dair iddiaların temeli bugün için zayıftır. Kıpçaklar bu topluluklardan sonra Kafkasya'ya gelen ikinci bir grup olarak kayıtlara geçmiştir. Hunlardan itibaren ise Kafkasya'daki Türk varlığını kesintisiz olarak takip etmek mümkündür.
The Journal of Academic Social Science Studies, 2016
Öz Kırım tarih boyunca Türklerin en yoğun olarak yaşadığı yerlerden birisidir. Türkistan'dan batı... more Öz Kırım tarih boyunca Türklerin en yoğun olarak yaşadığı yerlerden birisidir. Türkistan'dan batıya doğru göç eden pek çok Türk topluluğu Hazar Denizi'nin kuzeyi ile İdil-Ural arasındaki sahayı kullanmışlardı. Karadeniz'in kuzeyindeki düzlük sahaya ulaşan Türkler buranın kendileri için oldukça elverişli bir yurt olduğunu anlamışlardı. Kırım bu düzlüğün en güney ucunda yer aldığı için ilk çağdan itibaren batıya göç eden Türklerin yerleştiği ülkelerden birisi olmuştur. Kimmerleri Türk kabul eden görüşler dikkate alınırsa, bölgedeki Türk varlığını MÖ. VII. yüzyıldan itibaren başlatmak mümkündür. Kimmerlerden sonra İskit, Avrupa Hunları, Göktürkler, Hazarlar, Kıpçaklar, Altınordu ve Kırım Hanlarının h}kimiyeti altında kalan bölge kadim Türk yurtlarından birisi haline gelmiştir. Kolonizasyon döneminde, Romalılar zamanında ya da Rus hakimiyeti döneminde bölgedeki Türkler bazı bölgeleri terk ederek belirli yerlere çekilse de Kırım'ı hiç terk etmedi. Karaylarla birlikte Kırım Museviliğin en önemli merkezlerinden birisi haline de gelmişti. Hazarların yıkılmasından sonra ise bölge Ruslara karşı varlığını korumaya çalışan Türklerin yoğunlaştığı yerlerden birisi olmuştur. XIII. yüzyıl ortalarından itibaren Anadolu'dan Kırım'a giden unsurlarla birlikte bölgedeki Türk nüfusu daha da arttı. Kıpçak ve Nogay ağırlığının açıkça hissedildiği yörede bu göçle birlikte Çepniler de yaşamaya başladı. 1783'te Ruslar tarafından ilhak edilen Kırım'daki Türkler göçe zorlandı, aynı zamanda farklı topluluklar yerleştirilerek bölgenin demografik yapısı bozuldu. 1944 sürgününde ise bölge tamamen Türklerden arındırılmaya çalışıldı. Ancak bütün bu yapılanlar, tarihî ve kültürel bakımdan Kırım'ın kadim bir Türk yurdu olduğu gerçeğini değiştiremedi.
Karadeniz İncelemeleri Dergisi, 2016
Zigana vadisi Doğu Karadeniz sıradağlarını kuzey-güney istikametinde kesen geçitlerdendir. Sahild... more Zigana vadisi Doğu Karadeniz sıradağlarını kuzey-güney istikametinde kesen geçitlerdendir. Sahildeki dar kıyı şeridini dağların güneyindeki bölgeye bağlayan en önemli geçiş noktalarından birisidir. Bu vadinin her iki yakasında farklı iklim, bitki örtüsü, geçim kaynağı ve yaşam tarzı vardır. İlk çağdan itibaren ticaretle ilgilenen toplumlar vadinin kuzeyindeki kıyı şeridinde yoğunlaşırken hayvancılıkla ve tarımla geçinenler ise daha çok güneydeki bölgeye rağbet etmişlerdir. Bu vadi aynı zamanda Karadeniz sahiline hâkim olmak isteyenler için büyük önem taşır. Türkler 1054 yılından itibaren Zigana vadisinin güney yakasına ulaşmışlardı. Ancak sahil şeridi onların yarı göçebe yaşantısına uygun olmadığı için geçidi aşarak kuzeye geçmek istemediler. Bununla birlikte XIV. yüzyılda Harşit vadisi üzerinden Trabzon'a yönelen akınlarla birlikte Zigana geçidinin stratejik önemi arttı. Trabzon'u fethetmek isteyenler Zigana üzerinden şehre ulaşmaya çalıştı. Türklerin Karadeniz'e çıkışında kilit noktalardan birisi haline gelen Zigana vadisi, Fatih'in Trabzon'u fethetmesine de tanıklık etti.
Karadeniz Arastirmalari Merkezi, 2015
DergiPark (Istanbul University), Sep 1, 2004
Doğu Karadeniz bölgesindeki ilk yerleşim merkezlerinden birisi olan Trabzon, M.Ö.VII. yüzyıldan i... more Doğu Karadeniz bölgesindeki ilk yerleşim merkezlerinden birisi olan Trabzon, M.Ö.VII. yüzyıldan itibaren bir Grek ticaret kolonisi haline gelmiş, zamanla Pers ve Roma hakimiyeti dönemini yaşadıktan sonra XI. yüzyılın sonlarına kadar Bizans'ın elinde kalmıştır. 1075 yılında, şehri ele geçirmiş bulunan Türkleri buradan çıkaran Theodore Gabras, Sinop'a kadar uzanan bölgede kendi hakimiyetini tesis etme yoluna giderken yöredeki Türk beyliklerinden de yardım görecektir. XII. yüzyılın ortalarına doğru tekrar Bizans'ın eline geçen Trabzon, Haçlılar İstanbul'a girdiği sırada Gürcistan'a kaçan Komnenoslar tarafından zaptedilerek XIII. yüzyılın ilk çeyreğinde yeni bir devletin merkezi haline getirilecektir. Daha sonra Türkler, Bizanshlar ve Gürcüler arasında vuku bulan Karadeniz bölgesine hakim olma mücadelesinde önemli bir yer işgal edecek olan bu siyasi teşekkül, yani Trabzon Rum devleti çok yönlü bir dış politika izlemek suretiyle XV. yüzyılın ortalarına kadar varlığını sürdürmeyi başaracaktır.
Karadeniz incelemeleri dergisi, Nov 4, 2015
Of, XIX. yüzyılda ortaya çıkmış bir sahil kasabasıdır. Bölge tarih boyunca pek çok devletin hâkim... more Of, XIX. yüzyılda ortaya çıkmış bir sahil kasabasıdır. Bölge tarih boyunca pek çok devletin hâkimiyeti altında kalmıştır. Aynı şekilde yörede çeşitli toplulukların yaşadığına dair izler mevcuttur. Ancak bu gelişmeler hep çevredeki sahada olmuştur. Bugünkü Of'un olduğu yerde XIX. yüzyıla kadar bir yerleşim yeri yoktur. Daha önce Solaklı deresinin denize ulaştığı yerdeki Moroz iskelesi etrafındaki ticaret merkezinden ibaret olan bu yörede XVIII. yüzyılda cami yapılması ile yoğunluk artmaya başlamıştır. Çevredeki köylerden bir gün önceden Cuma namazı kılmak için gelen ahali alışverişini yaptıktan sonra Pazar günü geri dönmekteydi. Bu da onların barınabileceği yer ihtiyacını ortaya çıkardı. Böylece Of kasabasının oluşumu başladı. İskelenin yanı sıra pazar ve mahkeme kurulmasıyla idare yeri haline gelen Of, Osmanlı fethinden sonra özellikle Karamanoğlu, Dulkadiroğlu ve Akkoyunlu hâkimiyetindeki bölgelerden gelen Türkmen unsurlarla kısa sürede İslamlaşmaya başladı. Gürcistan'dan göç eden Kıpçak toplulukları da bölgedeki Türk nüfusu güçlendirdi. Bu gelişmeler sonucunda küçük bir azınlık haline gelen Rum Ortodoksların son temsilcileri mübadeleyle bölgeden ayrılınca, Of'un bugünkü nüfus yapısı ortaya çıkmış oldu.
Journal of Turkish Research Institute, 2005
Kimmer ve İskitler, ana yurdu Türkistan olan iki topluluktur. Her ikisi de çeşitli sebeplerle ana... more Kimmer ve İskitler, ana yurdu Türkistan olan iki topluluktur. Her ikisi de çeşitli sebeplerle ana vatanıarından batıya doğru göç etmiştir. M.Ö. VIII. yüzyılda Kimmerlerin Doğu Anadolu bölgesine gelmesi ile başlayan göçler ise, bu sahada iki büyük siyasi güç olan Urartu ve Asur devletlerini önemli ölçüde etkilemiştir. Kimmer göçü sırasında her iki devlet de varlığını devam ettirmekle birlikte. İskit akınıarı sonucu Urartu Devleti yıkılmış, Asur Devleti ise, bu göçebe topluluk ile işbirliği yapan Medler tarafından yıkılmıştır. Doğu Anadolu'dan iç kesimlere yönelen Kimmerler, İskit baskısı karşısında duramayarak Karadeniz'in kuzeyine çekilirken. Urartulardan boşalan alana yerleşen İskitler ise Kür nehrinin sağ yakasım yurt tutarak zamanla batı sınırı Çoruh nehrine genişleyen bölgeye yaklaşık dört asır boyunca hakim olmuştur. Medlerin yurtlarını ele geçirmesinden sonra İskitler bahse konu alana yerleşen diğer topluluklar arasında erirken, bu dönemden sonra Ermeni ve Gürcüler, Med idaresi altında birer siyası grup olarak ortaya çıkmışlardır.
The journal of academic social science studies, 2016
Öz Kırım tarih boyunca Türklerin en yoğun olarak yaşadığı yerlerden birisidir. Türkistan'dan batı... more Öz Kırım tarih boyunca Türklerin en yoğun olarak yaşadığı yerlerden birisidir. Türkistan'dan batıya doğru göç eden pek çok Türk topluluğu Hazar Denizi'nin kuzeyi ile İdil-Ural arasındaki sahayı kullanmışlardı. Karadeniz'in kuzeyindeki düzlük sahaya ulaşan Türkler buranın kendileri için oldukça elverişli bir yurt olduğunu anlamışlardı. Kırım bu düzlüğün en güney ucunda yer aldığı için ilk çağdan itibaren batıya göç eden Türklerin yerleştiği ülkelerden birisi olmuştur. Kimmerleri Türk kabul eden görüşler dikkate alınırsa, bölgedeki Türk varlığını MÖ. VII. yüzyıldan itibaren başlatmak mümkündür. Kimmerlerden sonra İskit, Avrupa Hunları, Göktürkler, Hazarlar, Kıpçaklar, Altınordu ve Kırım Hanlarının h}kimiyeti altında kalan bölge kadim Türk yurtlarından birisi haline gelmiştir. Kolonizasyon döneminde, Romalılar zamanında ya da Rus hakimiyeti döneminde bölgedeki Türkler bazı bölgeleri terk ederek belirli yerlere çekilse de Kırım'ı hiç terk etmedi. Karaylarla birlikte Kırım Museviliğin en önemli merkezlerinden birisi haline de gelmişti. Hazarların yıkılmasından sonra ise bölge Ruslara karşı varlığını korumaya çalışan Türklerin yoğunlaştığı yerlerden birisi olmuştur. XIII. yüzyıl ortalarından itibaren Anadolu'dan Kırım'a giden unsurlarla birlikte bölgedeki Türk nüfusu daha da arttı. Kıpçak ve Nogay ağırlığının açıkça hissedildiği yörede bu göçle birlikte Çepniler de yaşamaya başladı. 1783'te Ruslar tarafından ilhak edilen Kırım'daki Türkler göçe zorlandı, aynı zamanda farklı topluluklar yerleştirilerek bölgenin demografik yapısı bozuldu. 1944 sürgününde ise bölge tamamen Türklerden arındırılmaya çalışıldı. Ancak bütün bu yapılanlar, tarihî ve kültürel bakımdan Kırım'ın kadim bir Türk yurdu olduğu gerçeğini değiştiremedi.
Türkiyat Mecmuası / Journal of Turkology
Erdem
Doğu Karadeniz bölgesindeki ilk yerleşim merkezlerinden birisi olan Trabzon, M.Ö.VII. yüzyıldan i... more Doğu Karadeniz bölgesindeki ilk yerleşim merkezlerinden birisi olan Trabzon, M.Ö.VII. yüzyıldan itibaren bir Grek ticaret kolonisi haline gelmiş, zamanla Pers ve Roma hakimiyeti dönemini yaşadıktan sonra XI. yüzyılın sonlarına kadar Bizans'ın elinde kalmıştır. 1075 yılında, şehri ele geçirmiş bulunan Türkleri buradan çıkaran Theodore Gabras, Sinop'a kadar uzanan bölgede kendi hakimiyetini tesis etme yoluna giderken yöredeki Türk beyliklerinden de yardım görecektir. XII. yüzyılın ortalarına doğru tekrar Bizans'ın eline geçen Trabzon, Haçlılar İstanbul'a girdiği sırada Gürcistan'a kaçan Komnenoslar tarafından zaptedilerek XIII. yüzyılın ilk çeyreğinde yeni bir devletin merkezi haline getirilecektir. Daha sonra Türkler, Bizanshlar ve Gürcüler arasında vuku bulan Karadeniz bölgesine hakim olma mücadelesinde önemli bir yer işgal edecek olan bu siyasi teşekkül, yani Trabzon Rum devleti çok yönlü bir dış politika izlemek suretiyle XV. yüzyılın ortalarına kadar varlığını...
Karadeniz incelemeleri dergisi, May 10, 2007
Throughout its rule in the Eastern Black Sea region, the Komnenos dynasty tried to maintain its e... more Throughout its rule in the Eastern Black Sea region, the Komnenos dynasty tried to maintain its existence by establishing relationships with the Christian world mainly with Byzantium and Papacy as well as with the surrounding Turkish beyliks (principalities) and Mongolians. Their aim to take over the throne as the heir of Byzantium shaped their relationships with Constantinople, while their commercial relationships with the Genoese and Venetians were the bases of their relationships with the Catholic world. The Kingdom of Georgia, after its support to the Komnenos dynasty to establish sovereignty in the region, was their natural ally in the eastern border of the Komnenos kingdom. On the other hand, the Kipchaks that immigrated from Georgia to Trabzon and its vicinity were more privileged than other Christian elements due to their settlement in the area and their support to the Komnenos.
O Z E T Samsun’un guneyindeki Canik Daglari, sahil seridi ile ic bolgeyi birbirinden ayirir. Amis... more O Z E T Samsun’un guneyindeki Canik Daglari, sahil seridi ile ic bolgeyi birbirinden ayirir. Amisos kolonisinin kurulmasindan itibaren Karadeniz sahilinde ic kesimle tek baglantisi olan yer olarak un kazanan Samsun’un guvenligi icin Vezirkopru-Havza- Ladik hatti buyuk onem tasimaktadir. Hititler devrinde ortaya cikan bu stratejik onemin yani sira Amasya’ya ulasan yollar uzerinde bulunmalari sebebiyle Ladik ve Havza, Istanbul’dan Mezopotamya’ya varan guzergahtaki kilit noktalardan birisi olmasi sebebiyle de Vezirkopru buyuk kiymet kazanmistir. Bu hatti kullanarak Karadeniz’e ulasmak icin caba gosteren her topluluk gibi Turkler de Vezirkopru- Havza-Ladik koridoruna gereken onemi vermislerdir. Anahtar Kelimeler: Samsun, Vezirkopru, Havza, Ladik, Turkler AB S T R AC T The Canik Mountains located in the south of Samsun separates the coastal line from the inner regions. The Vezirkopru-Havza-Ladik route is of strategic importance for the security of Samsun known as the only city in the coa...
Turkish Studies, 2011
Pontus Meselesi bağımsız devlet kurma kısmı geçmiĢte kalan, siyasi, tarihi ve kültürel bazı talep... more Pontus Meselesi bağımsız devlet kurma kısmı geçmiĢte kalan, siyasi, tarihi ve kültürel bazı talepler içeren kısmı günümüze kadar devam eden bir meseledir. Meselenin günümüze kadar çözülememiĢ kalmasında Yunanistan Parlamentosu'nun ve belirli grupların ortaya attığı, tarihi dayanağı güçlü olmayan çeĢitli iddialar büyük rol oynamaktadır. Günümüzde uluslar arası kamuoyunda bu iddiaların ilmi boyutu tartıĢılmaksızın çeĢitli kararlar alınması Pontus Meselesi'nin bugüne yansıyan kısmının daha da çözümden uzaklaĢmasına sebep olmaktadır.
The settlement of the Turkmens in Eastern Black Sea is crucial in making of the current ethnic st... more The settlement of the Turkmens in Eastern Black Sea is crucial in making of the current ethnic structure of the Eastern Black Sea region from the XI. century on. Kipchaks coming via Georgia in the second half of the XIII. century settled in the une Artvin-Rize-Trabzon, and kept their existence up to now. There happened migrations of also the Lazi, Georgians and Circassians. After sending the Greek-speaking population of the region to Greece in 1923, current ethnic structure was formed.
Turkiye’deki Mogol hakimiyeti 1243 yilindaki Kosedag Savasindan sonra baslamis, XIV. yuzyilin bas... more Turkiye’deki Mogol hakimiyeti 1243 yilindaki Kosedag Savasindan sonra baslamis, XIV. yuzyilin baslarina kadar devam etmistir. Bu sure icerisinde ulkenin her yaninda oldugu gibi Dogu Karadeniz bolgesinin siyasi vaziyeti de onemli olcude degismis, Turkiye Selcuklularinin gerilemeye baslamasindan kaynaklanan guc boslugunu Trabzon Rum Devleti doldurmaya calismistir. Ancak Komnenoslarin bu ilerlemesi uzun omurlu olmamistir. XIV. yuzyilin baslarindan itibaren ticari ustun-lugu kaptirmak istemedikleri Cenevizlerle mucadeleye girisen Trabzon Rum Devleti, bu cekisme sirasinda onemli olcude guc kaybetmistir. Diger taraftan Mogollarin onunden cekilen Turkmenler guneyden, Canik beylikleri batidan, Ahiska-Coruh arasini Ilhanlilardan ikta alan Kipcaklar da dogudan Rumlari cevrelemis, boylece bolgenin Trabzon disindaki kesimleri Turk yurdu haline gelmistir.
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, 2020
Karadeniz İncelemeleri Dergisi, 2019
Trabzon tarih boyunca pek çok topluluğa ev sahipliği yapmış bir bölgedir. Haliyle yörede çeşitli ... more Trabzon tarih boyunca pek çok topluluğa ev sahipliği yapmış bir bölgedir. Haliyle yörede çeşitli kültürlerin izlerini görmek mümkündür. Trabzon’un sahil kesiminde ortaya çıkan yerleşim birimleri genelde ticari faaliyetler sonucu meydana gelmiş yerler olduğu için buraların nüfusu kozmopolittir. Vadilerde kurulan yerleşim bölgeleri tarım ve hayvancılığa dayalı geçim tarzının yaygın olduğu ve aynı soydan insanlar daha yoğun bulunduğu yerlerdir. İlk Çağdan itibaren Trabzon’un kültürel dokusunun şekillenmesinde bu farklılaşmanın büyük etkisi vardır. Sahilde çok kültürlü bir yapı görülürken vadilerde yüzyıllar boyu özgünlüğünü koruyan kültürler var olmuştur. Trabzon’un kültürel dokusunda vadi ve kıyı yerleşmelerinin farkı gözükürken vadi yerleşmeleri de kendi içerisinde ikiye ayrılır. Bunların bir kısmı Türk yerleşiminden önce iskâna açılmış vadiler olup buralarda Rum/Ortodoks kültürünün etkisi yoğundur. Türklerle birlikte yerleşime açılan vadilerde ise Türk-İslam kültürü baskın durumdadı...
The Journal of Academic Social Science Studies, 2018
Öz Trabzon XI. yüzyılın ortalarından itibaren Türklere ev sahipliği yapan bir şehirdir. Tuğrul Be... more Öz Trabzon XI. yüzyılın ortalarından itibaren Türklere ev sahipliği yapan bir şehirdir. Tuğrul Bey'in 1054 seferi sırasında Selçuklu akıncılarının şehrin güneyinde bulunduğu Ermeni kaynaklarında yazar. İmparatorun kızı olması sebebiyle başka kimsenin ulaşamadığı bilgi ve belgelere sahip olan Anna Komnena, Malazgirt Savaşından sonra şehrin Türklerin eline düştüğüne yazar. Böylece şehrin Türkler tarafından ilk ez 1071'de fethedildiğini söylemek mümkündür. Ancak Gabras ailesi kısa süre sonra kenti tekrar geri alacak ve bölgede h}kimiyet kuracaktır. Gabras ailesinin idaresindeyken Trabzon'un durumu hakkında çok fazla bilgi edinmek mümkün değildir. Ancak 1204'te Komnenoslar şehre h}kim olduktan sonra tarihçiler Trabzon ve çevresine büyük ilgi göstermeye başlar. Daha önce Romalıların bir eyaletinin merkezi olan Trabzon şimdi Karadeniz sahil şeridinde kurulan bir devletin başkenti olmuştur. Haliyle bölgeyle teması olan her devlet ve topluluk Trabzon'daki gelişmeleri yakından takip etmeye başlamıştır. Trabzon XI-XV. yüzyıllar arasında Karadeniz bölgesinin önemli bir ticaret merkezi olmuştur. İran'ın dışa açılan kapısı olmasının yanı sıra Cenevizlilerin Karadeniz havzasındaki ticari faaliyetlerinin ortaya çıkmasıyla birlikte Trabzon'un ticari cazibesi artmıştır. Ancak Malazgirt Savaşı'nın ardından güneyden ve batıdan Türk beylik ve devletleriyle çevrelenince siyasi etkinliği sınırlanmıştır. XIV. yüzyıldan itibaren Türk akınlarına maruz kalan şehir Komnenos hükümdarlarının Türk beyleri ile akrabalık bağı kurmasından sonra bu baskıdan kurtulmuştur. Ancak Osmanlıların Anadolu'daki siyasi birliği sağlama hususundaki kararlılığı Trabzon'daki Komnenos hükümdarlığının da sonunu getirecektir.
VAKANÜVİS - ULUSLARARASI TARİH ARAŞTIRMALARI DERGİSİ, 2017
Kafkasya, dünyanın üç kıtadan oluştuğu düşünülen zamanlarda Asya ve Avrupa'nın geçiş yeri konumun... more Kafkasya, dünyanın üç kıtadan oluştuğu düşünülen zamanlarda Asya ve Avrupa'nın geçiş yeri konumundaydı. Karadeniz'in kuzeyindeki düzlükler iki kıtayı birleştiren ara bölge gibiydi. Günümüzde dünyanın çok daha geniş bir yer olduğu öğrenilmesine rağmen bölgenin iki kıta arasındaki geçiş yeri olma konumu hâlâ devam etmektedir. Bu özelliği yüzünden tarihin ilk zamanlarından itibaren Kafkasya'da pek çok farklı topluluk görmek mümkündür. Hint-Avrupaî, İranî ve Turanî kökenli halklar bu bölgede çok eski dönemlerden itibaren bir arada bulunabilmiştir. Kafkasya'nın çok uluslu yapısı günümüzde de varlığını korumaktadır. Kafkasya XIX. yüzyılın ortalarından itibaren büyük güçlerin hâkimiyet mücadelesine sahne olmuştur. Bu rekabetin bir sonucu olarak bölgenin tarihi ve kültürünü sahiplenme eğilimi ortaya çıkmıştır. Avrupa'da yapılan çeviri faaliyetlerinde yöre kaynakları yabancı dillere aktarılırken tenkide tâbi tutulmadığından Orta Çağ tarihçilerinin dinî ve millî hislerin etkisiyle kaleme aldığı eserlerdeki iddialar günümüze taşınmıştır. Siyasi rekabetin tesiriyle günümüzde yazılan pek çok eserde Gürcü, Ermeni veya Türklerin bölgenin kadim halkı olduğu, uygarlık temelini attığı ileri sürülmüştür. Haliyle birbirinden çok farklı görüşler kaleme alınmıştır. Bu ideolojik ve kültürel zeminde Kafkasya'daki Türk varlığının ne zaman başladığı meselesiyle ilgili olarak da pek çok görüş ileri sürülmüştür. Türkistan ve Türklükle bağlantıları konusunda son yıllarda ele geçen bilgi ve belgeleri görmezden gelen belirli çevreler bu varsayıma soğuk baksa da Kimmer ve İskitler, Kafkasya'da Türklüğün öncüleri olarak kabul edilmelidir. Onlardan önce bölgede Türk bulunduğuna dair iddiaların temeli bugün için zayıftır. Kıpçaklar bu topluluklardan sonra Kafkasya'ya gelen ikinci bir grup olarak kayıtlara geçmiştir. Hunlardan itibaren ise Kafkasya'daki Türk varlığını kesintisiz olarak takip etmek mümkündür.
The Journal of Academic Social Science Studies, 2016
Öz Kırım tarih boyunca Türklerin en yoğun olarak yaşadığı yerlerden birisidir. Türkistan'dan batı... more Öz Kırım tarih boyunca Türklerin en yoğun olarak yaşadığı yerlerden birisidir. Türkistan'dan batıya doğru göç eden pek çok Türk topluluğu Hazar Denizi'nin kuzeyi ile İdil-Ural arasındaki sahayı kullanmışlardı. Karadeniz'in kuzeyindeki düzlük sahaya ulaşan Türkler buranın kendileri için oldukça elverişli bir yurt olduğunu anlamışlardı. Kırım bu düzlüğün en güney ucunda yer aldığı için ilk çağdan itibaren batıya göç eden Türklerin yerleştiği ülkelerden birisi olmuştur. Kimmerleri Türk kabul eden görüşler dikkate alınırsa, bölgedeki Türk varlığını MÖ. VII. yüzyıldan itibaren başlatmak mümkündür. Kimmerlerden sonra İskit, Avrupa Hunları, Göktürkler, Hazarlar, Kıpçaklar, Altınordu ve Kırım Hanlarının h}kimiyeti altında kalan bölge kadim Türk yurtlarından birisi haline gelmiştir. Kolonizasyon döneminde, Romalılar zamanında ya da Rus hakimiyeti döneminde bölgedeki Türkler bazı bölgeleri terk ederek belirli yerlere çekilse de Kırım'ı hiç terk etmedi. Karaylarla birlikte Kırım Museviliğin en önemli merkezlerinden birisi haline de gelmişti. Hazarların yıkılmasından sonra ise bölge Ruslara karşı varlığını korumaya çalışan Türklerin yoğunlaştığı yerlerden birisi olmuştur. XIII. yüzyıl ortalarından itibaren Anadolu'dan Kırım'a giden unsurlarla birlikte bölgedeki Türk nüfusu daha da arttı. Kıpçak ve Nogay ağırlığının açıkça hissedildiği yörede bu göçle birlikte Çepniler de yaşamaya başladı. 1783'te Ruslar tarafından ilhak edilen Kırım'daki Türkler göçe zorlandı, aynı zamanda farklı topluluklar yerleştirilerek bölgenin demografik yapısı bozuldu. 1944 sürgününde ise bölge tamamen Türklerden arındırılmaya çalışıldı. Ancak bütün bu yapılanlar, tarihî ve kültürel bakımdan Kırım'ın kadim bir Türk yurdu olduğu gerçeğini değiştiremedi.
Karadeniz İncelemeleri Dergisi, 2016
Zigana vadisi Doğu Karadeniz sıradağlarını kuzey-güney istikametinde kesen geçitlerdendir. Sahild... more Zigana vadisi Doğu Karadeniz sıradağlarını kuzey-güney istikametinde kesen geçitlerdendir. Sahildeki dar kıyı şeridini dağların güneyindeki bölgeye bağlayan en önemli geçiş noktalarından birisidir. Bu vadinin her iki yakasında farklı iklim, bitki örtüsü, geçim kaynağı ve yaşam tarzı vardır. İlk çağdan itibaren ticaretle ilgilenen toplumlar vadinin kuzeyindeki kıyı şeridinde yoğunlaşırken hayvancılıkla ve tarımla geçinenler ise daha çok güneydeki bölgeye rağbet etmişlerdir. Bu vadi aynı zamanda Karadeniz sahiline hâkim olmak isteyenler için büyük önem taşır. Türkler 1054 yılından itibaren Zigana vadisinin güney yakasına ulaşmışlardı. Ancak sahil şeridi onların yarı göçebe yaşantısına uygun olmadığı için geçidi aşarak kuzeye geçmek istemediler. Bununla birlikte XIV. yüzyılda Harşit vadisi üzerinden Trabzon'a yönelen akınlarla birlikte Zigana geçidinin stratejik önemi arttı. Trabzon'u fethetmek isteyenler Zigana üzerinden şehre ulaşmaya çalıştı. Türklerin Karadeniz'e çıkışında kilit noktalardan birisi haline gelen Zigana vadisi, Fatih'in Trabzon'u fethetmesine de tanıklık etti.
Karadeniz Arastirmalari Merkezi, 2015