Tahir Kodal | Pamukkale University (original) (raw)
Papers by Tahir Kodal
HALIÇ- İSTANBUL KONFERANSI (19 Mayıs 5 Haziran 1924)-ATATÜRK ANSİKOLPEDİSİ, 2024
Arapça'daki "Mevsıl" kelimesinden geldiği kabul edilen Musul "kavşak noktası" anlamındadır. Bölge... more Arapça'daki "Mevsıl" kelimesinden geldiği kabul edilen Musul "kavşak noktası" anlamındadır. Bölgedeki bütün yolların kesişim noktası durumunda olması yüzünden Musul'a yüklenen bu anlam, tarihî kaderini de belirlemiş ve burası için amansız mücadelelerin yaşanmasına neden olmuştur.
tarafından Cumhuriyetin onuncu yıl dönümü nedeniyle Ankara'da Hipodrom'da 29 Ekim 1933'te Türk mi... more tarafından Cumhuriyetin onuncu yıl dönümü nedeniyle Ankara'da Hipodrom'da 29 Ekim 1933'te Türk milletine hitaben yapılan konuşma Milletlerin ve devletlerin hayatlarında yıl dönümleri önemli yer tutar. Beş yıllık, on yıllık, on beş yıllık, elli yıllık, yetmiş beş yıllık, yüz yıllık gibi süreler sonrasında ulaşılan yerin, elde edilen kazanımların, başarıların bütün milletin
Hitler'in 1934'te tam anlamıyla iktidara gelmesinden sonra, Almanya bir yaşam alanı (Lebensraum) ... more Hitler'in 1934'te tam anlamıyla iktidara gelmesinden sonra, Almanya bir yaşam alanı (Lebensraum) yaratma ve yeniden bir Dünya Gücü (Weltmacht) olma politikasına geri dönmüştür. Bu politikalar çerçevesinde Almanya'nın kuruluşundan bu yana izlediği "doğuya doğru" politikası bağlamında bir kez daha dünya iletişiminde hayati öneme sahip stratejik bir bağlantı noktası olan Ortadoğu'ya yönelmiştir. Bu yönelimin en önemli nedeni; Adolf Hitler'in Almanya'nın Ortadoğu'da Ingiltere ve Fransa'ya kıyasla ekonomik ve siyasi etki açısından çok geride olduğunu fark etmesidir. Dolayısıyla Hitler Hükûmeti bu gerekliliği ve gerçekliği kabul etmiş Almanya için de bir nüfuz bölgesi elde etmek için çalışmaya karar vermiştir. Bu bağlamda, zamanın gereklerine uygun bir şekilde Almanya'nın nüfuz bölgesi; Avrupa'nın doğu ve güneydoğusu, Ön Asya ve Mısır olarak kararlaştırılmıştır. Almanya'nın Ortadoğu'ya yönelik nüfuz politikasında ekonomik propaganda ve araçların yetersiz kalacağının farkına vararak kültürel propaganda ve genişleme ile birlikte ekonomik genişleme faaliyetleri yürütmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Bu çalışmada, Hükümet programları ve TBMM'deki tartışmalar temel alınarak, Türkiye'de Turgut Özal... more Bu çalışmada, Hükümet programları ve TBMM'deki tartışmalar temel alınarak, Türkiye'de Turgut Özal dönemi (1983-1993) olarak bilinen süreçteki eğitim politikası konu edilmiştir. Çalışmanın giriş kısmında, konunun daha iyi anlaşılmasını sağlayabilmek için, 1980 Askeri Müdahalesi'nden Turgut Özal'ın veya Anavatan Partisi'nin iktidarına kadar olan süreçte Türkiye'deki eğitim politikasına ilişkin kısaca bilgi verilmiştir. Çalışmanın asıl kısmının ilk bölümünde; Anavatan Partisi'nin seçimlerden galip çıkıp, Turgut Özal'ın Türkiye'de Başbakanlık yaptığı 1983-1989 yılları arasındaki eğitim politikası ve TBMM'deki tartışmalar açıklığa kavuşturulmuştur. Çalışmanın asıl kısmının ikinci bölümünde de Turgut Özal'ın Başbakanlık'tan ayrılıp, meclis tarafından Cumhurbaşkanı seçildiği ve bu görevi yürüttüğü yıllar (1989-1993) arasındaki eğitim politikaları ve TBMM'deki tartışmalar açıklanmaya çalışılmıştır. Çalışmanın sonuç kısmında ise, elde edilen belge, bilgi, yorum ve değerlendirmeden hareketle bir takım sonuçlar ortaya konulmuştur.
arasındaki eğitim politikası açıklığa kavuşturulmuştur. Çalışmanın asıl kısmının ikinci bölümünde... more arasındaki eğitim politikası açıklığa kavuşturulmuştur. Çalışmanın asıl kısmının ikinci bölümünde; Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakan olmasının ardından takip edilen eğitim politikası açıklanmaya çalışılmıştır. Çalışmanın sonuç kısmında ise, elde edilen belge, bilgi, yorum ve değerlendirmeden hareketle bir takım sonuçlar ortaya konulmuştur.
Belgi Dergisi, 2019
Türkiye-Irak ilişkileri ana hatlarıyla ortaya konulmuştur. Çalışmanın ilk bölümde; Adnan Menderes... more Türkiye-Irak ilişkileri ana hatlarıyla ortaya konulmuştur. Çalışmanın ilk bölümde; Adnan Menderes'in iktidara gelmesinden ve 1950-1954 yılları arasındaki Türkiye-Irak ilişkileri üzerinde durulmuştur. Bu yapılırken, II. Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkan kutuplaşmalar ve soğuk savaş süreci göz önünde bulundurulmuştur. Çalışmanın ikinci bölümünde; 1954-1957 yılları arasındaki Türkiye-Irak ilişkileri açıklanmıştır. Bu ilişkiler açıklanırken, Rusya rekabeti bağlamında Amerika Birleşik Devletleri'nin takip ettiği Orta Doğu politikası da dikkate alınmıştır. Çalışmanın üçüncü bölümünde; Türkiye ile Irak'ın 1957-1960 yılları arasındaki ilişkilerinden söz edilmiştir. Bu kısımda, özellikle 1958 yılından sonra Irak'ta Türkmenlere yönelik politikalar ve Türkiye'nin tutumu üzerinde durulmuştur. Sonuç kısmında ise hem birinci el, hem de araştırma eserlerinden yararlanılarak elde edilen bilgilere ve değerlendirmelere dayanılarak varılan sonuçlara yer verilmiştir.
pauegitimdergi.pau.edu.tr
... Roma İmparatoru Hadrianus, İ.S. 129 yılında şehri ziyaret etmiş ve buradan Roma'ya mektu... more ... Roma İmparatoru Hadrianus, İ.S. 129 yılında şehri ziyaret etmiş ve buradan Roma'ya mektuplar yazmıştır. Daha geniş bilgi için bkz.: George E. Beam, Eskiçağda Menderes'in Ötesi, (Çev.: PınarKurtoğlu), İstanbul, 1992, s.265-275. Page 2. akrabaları oldukları ileri sürülmüştür. ...
Bu çalışmada; Yugoslavya'nın dağılmasıyla 17 Şubat 2008'de Kosova'nın bağımsızlığını kazanması, b... more Bu çalışmada; Yugoslavya'nın dağılmasıyla 17 Şubat 2008'de Kosova'nın bağımsızlığını kazanması, bağımsızlık karşısında Türkiye'nin ve Türk kamuoyunun tutumu konu edilmiştir. Bu nedenle, konunun daha iyi anlaşılması için çalışmanın giriş kısmında, soğuk savaşın sona ermesinden, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin ve Yugoslavya'nın dağılmasından söz edilmiştir. Çalışmanın esas kısmının ilk bölümünde; Kosova'nın bağımsızlığını elde ediş süreci üzerinde durulmuş, bu süreçte yaşananlar, Türkiye'nin ve Türk kamuoyunun tutumu ortaya konulmuştur. Çalışmanın ikinci bölümünde, Kosova'nın bağımsızlığını kazanması karşısındaki Türkiye'nin ve Türk kamuoyunun tavrı ve tepkisi açıklığa kavuşturulmuştur. Çalışmanın son kısmında ise elde edilen bilgiler ışığında varılan sonuçlar ortaya konulmuştur.
Bu calismada; Yugoslavya’nin dagilmasiyla Bosna-Hersek’in 1 Mart 1992’de bagimsizligini kazanmas... more Bu calismada; Yugoslavya’nin dagilmasiyla Bosna-Hersek’in 1 Mart 1992’de bagimsizligini kazanmasi, bagimsizlik karsisinda Turkiye’nin tutumu konu edilmistir. Bu nedenle, konunun daha iyi anlasilmasi icin calismanin giris kisminda, soguk savasin sona ermesinden, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birligi’nin ve Yugoslavya’nin dagilmasindan soz edilmistir. Calismanin esas kisminin ilk bolumunde; Bosna-Hersek’in bagimsizligini elde edis sureci uzerinde durulmus, bu surecte yasananlar, Turkiye’nin takip ettigi dis politika ortaya konulmustur. Calismanin ikinci bolumunde, Bosna-Hersek’in bagimsizligini kazanmasi karsisindaki Turkiye’nin tutumu acikliga kavusturulmustur. Calismanin son kisminda ise elde edilen bilgiler isiginda varilan sonuclar ortaya konulmustur.
OZ Cumhuriyet Halk Partisi, Gazi Mustafa Kemal Ataturk tarafindan 9 Eylul 1923’te “Halk Firkasi” ... more OZ Cumhuriyet Halk Partisi, Gazi Mustafa Kemal Ataturk tarafindan 9 Eylul 1923’te “Halk Firkasi” adiyla kurulmustur. Bu firka, Cumhuriyeti’n ilaninin ardindan 10 Kasim 1924’te “Cumhuriyet Halk Firkasi” adini almistir. Ataturk’un genel baskan olarak son defa katildigi CHF’nin 9 Mayis 1935’teki dorduncu kurultayinda firkanin adinin “Cumhuriyet Halk Partisi” olarak degistirilmesi kararlastirilmistir. CHP’nin kurulusundan itibaren olagan ve olagan ustu parti kurultaylari cok onemli olmustur. Bu kurultaylarda Turkiye Cumhuriyeti Devleti ve milleti adina pek cok karara imza atilmistir. Bu yuzden, CHP’nin parti kurultaylari hem ic politika, hem de dis politika bakimindan dikkatleri uzerine cekmistir. Turkiye’de oldugu gibi, Turkiye disinda da ilgi ile izlenen, dikkatlerin yogunlastirildigi CHP kurultaylarindan biri de “CHP’nin Besinci Olagan Kurultayi”dir. Bu yuzden, bu calismada CHP kurultaylarinin yurt disi yankilarina bir ornek olarak CHP’nin besinci kurultayinin Suriye’deki yankilari k...
Belgi Dergisi, 2020
Bu çalışmada, Türkiye'nin en ünlü hukukçularından biri olan Milaslı Gad Franko'nun Musul meselesi... more Bu çalışmada, Türkiye'nin en ünlü hukukçularından biri olan Milaslı Gad Franko'nun Musul meselesi sürecindeki tutumu ve bu konuya ilişkin yapmış olduğu çalışmalar konu edilmiştir. Özellikle, Musul meselesinin Cemiyet-i Akvâm'a gitmesi öncesinde ve sonrasında Türkiye'nin lehine yapmış olduğu ve pek bilinmeyen çalışmalar üzerinde durulmuştur. Bu nedenle, çalışmanın giriş kısmında, Cemiyet-i Akvâm'a gitmesine kadar Musul meselesinden kısaca söz edilmiştir. Ayrıca, bu kısımda Milaslı Gad Franko hakkında çok kısa biyografik bilgi verilmiştir. Çalışmanın asıl kısmının ilk bölümünde; Musul meselesinin Cemiyet-i Akvâm'a gitmesi, Türkiye'nin bu gelişme karşısında yapmış olduğu çalışmalar, Türkiye'nin bu konuda uluslararası hukuku devreye sokması, uzman görüşlerine başvurması hem arşiv belgeleri, hem de dönemin basını kullanılarak ortaya konulmuştur. Çalışmanın ikinci bölümde ise; Musul meselesinde Türkiye'nin görüşlerine başvurduğu, danışman olarak görevlendirdiği Milaslı Gad Franko'nun bu konuda yapmış olduğu çalışmalara yer verilmiştir. Bu bağlamda; Milaslı Gad Franko'nun Fransa ve İsviçre'de yapmış olduğu "tetkikât" ve Türk heyetine vermiş olduğu "tenbihât" hakkında belgeler ışığında bilgiler verilmiştir. Çalışmanın sonuç kısmında ise, Musul meselesi sürecinde Türkiye'nin lehine önemli çalışmalarda bulunan, görüşler ortaya koyan Milaslı Gad Franko'nun yapmış olduğu çalışmalar değerlendirilmiş, yorumlar yapılmış, bir takım sonuçlara varılmıştır.
HALIÇ- İSTANBUL KONFERANSI (19 Mayıs 5 Haziran 1924)-ATATÜRK ANSİKOLPEDİSİ, 2024
Arapça'daki "Mevsıl" kelimesinden geldiği kabul edilen Musul "kavşak noktası" anlamındadır. Bölge... more Arapça'daki "Mevsıl" kelimesinden geldiği kabul edilen Musul "kavşak noktası" anlamındadır. Bölgedeki bütün yolların kesişim noktası durumunda olması yüzünden Musul'a yüklenen bu anlam, tarihî kaderini de belirlemiş ve burası için amansız mücadelelerin yaşanmasına neden olmuştur.
tarafından Cumhuriyetin onuncu yıl dönümü nedeniyle Ankara'da Hipodrom'da 29 Ekim 1933'te Türk mi... more tarafından Cumhuriyetin onuncu yıl dönümü nedeniyle Ankara'da Hipodrom'da 29 Ekim 1933'te Türk milletine hitaben yapılan konuşma Milletlerin ve devletlerin hayatlarında yıl dönümleri önemli yer tutar. Beş yıllık, on yıllık, on beş yıllık, elli yıllık, yetmiş beş yıllık, yüz yıllık gibi süreler sonrasında ulaşılan yerin, elde edilen kazanımların, başarıların bütün milletin
Hitler'in 1934'te tam anlamıyla iktidara gelmesinden sonra, Almanya bir yaşam alanı (Lebensraum) ... more Hitler'in 1934'te tam anlamıyla iktidara gelmesinden sonra, Almanya bir yaşam alanı (Lebensraum) yaratma ve yeniden bir Dünya Gücü (Weltmacht) olma politikasına geri dönmüştür. Bu politikalar çerçevesinde Almanya'nın kuruluşundan bu yana izlediği "doğuya doğru" politikası bağlamında bir kez daha dünya iletişiminde hayati öneme sahip stratejik bir bağlantı noktası olan Ortadoğu'ya yönelmiştir. Bu yönelimin en önemli nedeni; Adolf Hitler'in Almanya'nın Ortadoğu'da Ingiltere ve Fransa'ya kıyasla ekonomik ve siyasi etki açısından çok geride olduğunu fark etmesidir. Dolayısıyla Hitler Hükûmeti bu gerekliliği ve gerçekliği kabul etmiş Almanya için de bir nüfuz bölgesi elde etmek için çalışmaya karar vermiştir. Bu bağlamda, zamanın gereklerine uygun bir şekilde Almanya'nın nüfuz bölgesi; Avrupa'nın doğu ve güneydoğusu, Ön Asya ve Mısır olarak kararlaştırılmıştır. Almanya'nın Ortadoğu'ya yönelik nüfuz politikasında ekonomik propaganda ve araçların yetersiz kalacağının farkına vararak kültürel propaganda ve genişleme ile birlikte ekonomik genişleme faaliyetleri yürütmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Bu çalışmada, Hükümet programları ve TBMM'deki tartışmalar temel alınarak, Türkiye'de Turgut Özal... more Bu çalışmada, Hükümet programları ve TBMM'deki tartışmalar temel alınarak, Türkiye'de Turgut Özal dönemi (1983-1993) olarak bilinen süreçteki eğitim politikası konu edilmiştir. Çalışmanın giriş kısmında, konunun daha iyi anlaşılmasını sağlayabilmek için, 1980 Askeri Müdahalesi'nden Turgut Özal'ın veya Anavatan Partisi'nin iktidarına kadar olan süreçte Türkiye'deki eğitim politikasına ilişkin kısaca bilgi verilmiştir. Çalışmanın asıl kısmının ilk bölümünde; Anavatan Partisi'nin seçimlerden galip çıkıp, Turgut Özal'ın Türkiye'de Başbakanlık yaptığı 1983-1989 yılları arasındaki eğitim politikası ve TBMM'deki tartışmalar açıklığa kavuşturulmuştur. Çalışmanın asıl kısmının ikinci bölümünde de Turgut Özal'ın Başbakanlık'tan ayrılıp, meclis tarafından Cumhurbaşkanı seçildiği ve bu görevi yürüttüğü yıllar (1989-1993) arasındaki eğitim politikaları ve TBMM'deki tartışmalar açıklanmaya çalışılmıştır. Çalışmanın sonuç kısmında ise, elde edilen belge, bilgi, yorum ve değerlendirmeden hareketle bir takım sonuçlar ortaya konulmuştur.
arasındaki eğitim politikası açıklığa kavuşturulmuştur. Çalışmanın asıl kısmının ikinci bölümünde... more arasındaki eğitim politikası açıklığa kavuşturulmuştur. Çalışmanın asıl kısmının ikinci bölümünde; Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakan olmasının ardından takip edilen eğitim politikası açıklanmaya çalışılmıştır. Çalışmanın sonuç kısmında ise, elde edilen belge, bilgi, yorum ve değerlendirmeden hareketle bir takım sonuçlar ortaya konulmuştur.
Belgi Dergisi, 2019
Türkiye-Irak ilişkileri ana hatlarıyla ortaya konulmuştur. Çalışmanın ilk bölümde; Adnan Menderes... more Türkiye-Irak ilişkileri ana hatlarıyla ortaya konulmuştur. Çalışmanın ilk bölümde; Adnan Menderes'in iktidara gelmesinden ve 1950-1954 yılları arasındaki Türkiye-Irak ilişkileri üzerinde durulmuştur. Bu yapılırken, II. Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkan kutuplaşmalar ve soğuk savaş süreci göz önünde bulundurulmuştur. Çalışmanın ikinci bölümünde; 1954-1957 yılları arasındaki Türkiye-Irak ilişkileri açıklanmıştır. Bu ilişkiler açıklanırken, Rusya rekabeti bağlamında Amerika Birleşik Devletleri'nin takip ettiği Orta Doğu politikası da dikkate alınmıştır. Çalışmanın üçüncü bölümünde; Türkiye ile Irak'ın 1957-1960 yılları arasındaki ilişkilerinden söz edilmiştir. Bu kısımda, özellikle 1958 yılından sonra Irak'ta Türkmenlere yönelik politikalar ve Türkiye'nin tutumu üzerinde durulmuştur. Sonuç kısmında ise hem birinci el, hem de araştırma eserlerinden yararlanılarak elde edilen bilgilere ve değerlendirmelere dayanılarak varılan sonuçlara yer verilmiştir.
pauegitimdergi.pau.edu.tr
... Roma İmparatoru Hadrianus, İ.S. 129 yılında şehri ziyaret etmiş ve buradan Roma'ya mektu... more ... Roma İmparatoru Hadrianus, İ.S. 129 yılında şehri ziyaret etmiş ve buradan Roma'ya mektuplar yazmıştır. Daha geniş bilgi için bkz.: George E. Beam, Eskiçağda Menderes'in Ötesi, (Çev.: PınarKurtoğlu), İstanbul, 1992, s.265-275. Page 2. akrabaları oldukları ileri sürülmüştür. ...
Bu çalışmada; Yugoslavya'nın dağılmasıyla 17 Şubat 2008'de Kosova'nın bağımsızlığını kazanması, b... more Bu çalışmada; Yugoslavya'nın dağılmasıyla 17 Şubat 2008'de Kosova'nın bağımsızlığını kazanması, bağımsızlık karşısında Türkiye'nin ve Türk kamuoyunun tutumu konu edilmiştir. Bu nedenle, konunun daha iyi anlaşılması için çalışmanın giriş kısmında, soğuk savaşın sona ermesinden, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin ve Yugoslavya'nın dağılmasından söz edilmiştir. Çalışmanın esas kısmının ilk bölümünde; Kosova'nın bağımsızlığını elde ediş süreci üzerinde durulmuş, bu süreçte yaşananlar, Türkiye'nin ve Türk kamuoyunun tutumu ortaya konulmuştur. Çalışmanın ikinci bölümünde, Kosova'nın bağımsızlığını kazanması karşısındaki Türkiye'nin ve Türk kamuoyunun tavrı ve tepkisi açıklığa kavuşturulmuştur. Çalışmanın son kısmında ise elde edilen bilgiler ışığında varılan sonuçlar ortaya konulmuştur.
Bu calismada; Yugoslavya’nin dagilmasiyla Bosna-Hersek’in 1 Mart 1992’de bagimsizligini kazanmas... more Bu calismada; Yugoslavya’nin dagilmasiyla Bosna-Hersek’in 1 Mart 1992’de bagimsizligini kazanmasi, bagimsizlik karsisinda Turkiye’nin tutumu konu edilmistir. Bu nedenle, konunun daha iyi anlasilmasi icin calismanin giris kisminda, soguk savasin sona ermesinden, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birligi’nin ve Yugoslavya’nin dagilmasindan soz edilmistir. Calismanin esas kisminin ilk bolumunde; Bosna-Hersek’in bagimsizligini elde edis sureci uzerinde durulmus, bu surecte yasananlar, Turkiye’nin takip ettigi dis politika ortaya konulmustur. Calismanin ikinci bolumunde, Bosna-Hersek’in bagimsizligini kazanmasi karsisindaki Turkiye’nin tutumu acikliga kavusturulmustur. Calismanin son kisminda ise elde edilen bilgiler isiginda varilan sonuclar ortaya konulmustur.
OZ Cumhuriyet Halk Partisi, Gazi Mustafa Kemal Ataturk tarafindan 9 Eylul 1923’te “Halk Firkasi” ... more OZ Cumhuriyet Halk Partisi, Gazi Mustafa Kemal Ataturk tarafindan 9 Eylul 1923’te “Halk Firkasi” adiyla kurulmustur. Bu firka, Cumhuriyeti’n ilaninin ardindan 10 Kasim 1924’te “Cumhuriyet Halk Firkasi” adini almistir. Ataturk’un genel baskan olarak son defa katildigi CHF’nin 9 Mayis 1935’teki dorduncu kurultayinda firkanin adinin “Cumhuriyet Halk Partisi” olarak degistirilmesi kararlastirilmistir. CHP’nin kurulusundan itibaren olagan ve olagan ustu parti kurultaylari cok onemli olmustur. Bu kurultaylarda Turkiye Cumhuriyeti Devleti ve milleti adina pek cok karara imza atilmistir. Bu yuzden, CHP’nin parti kurultaylari hem ic politika, hem de dis politika bakimindan dikkatleri uzerine cekmistir. Turkiye’de oldugu gibi, Turkiye disinda da ilgi ile izlenen, dikkatlerin yogunlastirildigi CHP kurultaylarindan biri de “CHP’nin Besinci Olagan Kurultayi”dir. Bu yuzden, bu calismada CHP kurultaylarinin yurt disi yankilarina bir ornek olarak CHP’nin besinci kurultayinin Suriye’deki yankilari k...
Belgi Dergisi, 2020
Bu çalışmada, Türkiye'nin en ünlü hukukçularından biri olan Milaslı Gad Franko'nun Musul meselesi... more Bu çalışmada, Türkiye'nin en ünlü hukukçularından biri olan Milaslı Gad Franko'nun Musul meselesi sürecindeki tutumu ve bu konuya ilişkin yapmış olduğu çalışmalar konu edilmiştir. Özellikle, Musul meselesinin Cemiyet-i Akvâm'a gitmesi öncesinde ve sonrasında Türkiye'nin lehine yapmış olduğu ve pek bilinmeyen çalışmalar üzerinde durulmuştur. Bu nedenle, çalışmanın giriş kısmında, Cemiyet-i Akvâm'a gitmesine kadar Musul meselesinden kısaca söz edilmiştir. Ayrıca, bu kısımda Milaslı Gad Franko hakkında çok kısa biyografik bilgi verilmiştir. Çalışmanın asıl kısmının ilk bölümünde; Musul meselesinin Cemiyet-i Akvâm'a gitmesi, Türkiye'nin bu gelişme karşısında yapmış olduğu çalışmalar, Türkiye'nin bu konuda uluslararası hukuku devreye sokması, uzman görüşlerine başvurması hem arşiv belgeleri, hem de dönemin basını kullanılarak ortaya konulmuştur. Çalışmanın ikinci bölümde ise; Musul meselesinde Türkiye'nin görüşlerine başvurduğu, danışman olarak görevlendirdiği Milaslı Gad Franko'nun bu konuda yapmış olduğu çalışmalara yer verilmiştir. Bu bağlamda; Milaslı Gad Franko'nun Fransa ve İsviçre'de yapmış olduğu "tetkikât" ve Türk heyetine vermiş olduğu "tenbihât" hakkında belgeler ışığında bilgiler verilmiştir. Çalışmanın sonuç kısmında ise, Musul meselesi sürecinde Türkiye'nin lehine önemli çalışmalarda bulunan, görüşler ortaya koyan Milaslı Gad Franko'nun yapmış olduğu çalışmalar değerlendirilmiş, yorumlar yapılmış, bir takım sonuçlara varılmıştır.