Semiha İsmailoğlu | Recep Tayyip Erdogan University (original) (raw)

Articles by Semiha İsmailoğlu

Research paper thumbnail of VISUAL PERCEPTION EVALUATION OF CORTEN STEEL: ŞIMAL SHOPPING MALL

Architecture, Civil Engineering, Environment, 2024

Sustainability has become an even more important issue with increasing consumption. The use of re... more Sustainability has become an even more important issue with increasing consumption. The use of recycled products is preferred in the field of architecture, both economically and environmentally. In addition to structurally recycled spaces, the use of sustainable materials directly in the construction and design process of the building is a desired and expected practice in this century, where natural resources are rapidly depleted. Corten steel is a sustainable material used in the field of architecture, as well as being preferred in many areas. Corten steel belongs to a family of steel alloys developed by a steel company to eliminate the need for paint and achieve a long-lasting rusty appearance. Designed in 1933 by the company for use in railway wagons carrying heavy loads, such as coal, metal ore, minerals, and grain, and is a mechanically improved steel [1]. Corten steel is known as a low-carbon (0.05% to 0.3%) steel. Steels resistant to atmospheric corrosion, including Corten steel and structural carbon steels, are steels that are actually strengthened against corrosion by adding 2% or less of common alloying elements such as copper, phosphorus, chromium, nickel and silicon [2]. Steel materials that are resistant to atmospheric corrosion, such as Corten steel, can have different

Research paper thumbnail of Television and architecture: The impact of TV programs on profession choosing

IDA: International Design and Art Journal, Jun 1, 2024

Television, as a form of mass media, has an indispensable place and an active role in the daily l... more Television, as a form of mass media, has an indispensable place and an active role in the daily lives of individuals. Among culture-art programs, those focusing on topics such as discussions, design, practical applications and real estate within the discipline of architecture provide educational opportunities for people to learn more about the field. In this context, a study was conducted with students of the architecture department and interior architecture department, who interacted more than normal with mass media, especially television and the internet, during the pandemic process. The study aims to determine whether the architectural programs on television are effective in influencing the career choices of students. In the study, semi-structured survey technique of quantitative research methods was used. First-year students from architecture and interior architecture undergraduate programs participated in the survey. Less than half of the 367 students who participated in the survey responded positively to whether television programs helped them with their career decisions. The majority of students who stated that they had an impact said that they had a moderate or above-average impact. This result can be seen at a low level. However, among the many socio-cultural, environmental, and economic factors affecting career choice, the fact that television programs are also a factor at this level makes it an important parameter.

Research paper thumbnail of Evaluation of Buildings and Building Physics Master's Thesis in Architectural Education in Turkey

Gazi University Journal of Science, 2022

Between the years 2000-2018 master's thesis completed at universities in Turkey were examined. • ... more Between the years 2000-2018 master's thesis completed at universities in Turkey were examined. • Master theses in the field of building and building physics in architecture were analyzed. • Data were obtained with an exceptionally large and comprehensive study. • This study aims to bring different perspectives to future research in the field of architecture.

Research paper thumbnail of ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİ YAŞAM MERKEZİNİN KARŞILAŞTIRMALI MEKANSAL İNCELEMESİ ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA

Turkish Online Journal of Design Art and Communication, 2021

Kampüs, lisans eğitimi için öğrencilerin dört yıl veya daha fazla bir zaman diliminde kullandığı ... more Kampüs, lisans eğitimi için öğrencilerin dört yıl veya daha fazla bir zaman diliminde kullandığı yaşam alanıdır. Kampüs alanında eğitim binaları ve idari birimlere ek olarak sosyal ihtiyaçların da karşılanması için kamusal mekânlar yer almaktadır. Kampüs yaşantısında öğrencilerin sosyalleşebilecekleri çeşitli mekânların olması çok yönlü gelişimleri açısından oldukça önemlidir. Bu anlamda üniversite özelinde öğrencilerin hem eğlenebilecekleri hem de farklı disiplinlerde çalışabilecek alanları bünyesinde barındıran öğrenci yaşam merkezleri dikkat çekmektedir. Ülkemizdeki üniversite kampüslerinde de çeşitli işlevleri bünyesinde barındıran öğrenci yaşam merkezleri yer almaktadır. Bununla birlikte öğrenci merkezlerinde herhangi bir standart olmaması yapılan bu merkezlerin sosyal ihtiyacı ne kadar karşıladığı sorusunu beraberinde getirmektedir. Bu çalışmada Erzurum Atatürk Üniversitesi kampüsündeki bowling salonunun Öğrenci Yaşam Merkezi’ne dönüşümünün iç mimari proje ve uygulamasından bahsedilmiştir. Çalışmanın amacı, Erzurum Atatürk Üniversitesi kampüsündeki mevcut bowling salonunun Öğrenci Yaşam Merkezi’ne dönüşümünün iç mimari proje ve uygulaması ile yurt içi ve yurt dışında yer alan on iki örneğin işlevsel ve mekânsal boyutlarının karşılaştırılarak analizidir. Birinci adımda yurt içi yurt dışında yer alan öğrenci yaşam merkezi projeleri incelenmiş ve altışar adet proje seçilmiştir. Ardından seçilen projeler ve yapılan uygulama projesiyle ilgili bilgilendirme yapılmıştır. Üçüncü adımda ise toplam on iki örnek ile yapılan projede yer alan işlevler ve boyutlar tablolaştırılmıştır. Sonuç olarak, uygulanan projenin işlevsel ve boyutsal niteliği ortaya koyulmuştur. Bu bağlamda yapılan çalışma ile Atatürk üniversitesinde yapılan öğrenci merkezi uygulamasının yurt içi ve yurt dışı örneklerle karşılaştırılmış; sonuç olarak sosyal ihtiyaçların karşılanması için öğrenci merkezlerinde gerekli olan işlev programı için bir öneri oluşturulmuştur.

Research paper thumbnail of Social sustainability of cultural heritage: Erzurum great mosque (Atabey mosque)

Open House International, 2021

Purpose Valuable historical monuments have important potential in the context of cultural tourism... more Purpose
Valuable historical monuments have important potential in the context of cultural tourism in cities. In addition, for the protection of these structures, in terms of ensuring social and cultural sustainability, it is also important to transfer these values to future generations.

Design/methodology/approach
The social and cultural sustainability of Erzurum Great Mosque is investigated by viewing the social and cultural sustainability of the mosque through the factors created by Chan and Lee and the criteria created by Stubbs.

Findings
As a result, the social and cultural sustainability of Erzurum Great Mosque is revealed, allowing us to propose what should be done to transfer the values of this structure, which has historical and cultural significance, and the culture it represents to future generations.

Originality/value
This study contributes to the literature as to evaluate a historical building, in terms of social–cultural sustainability.

Research paper thumbnail of İLKOKULLARDA DERSLİKLERDEKİ ÇALIŞMA BİRİMLERİNİN ANTROPOMETRİK BOYUTLARA UYGUNLUĞU ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

Mühendislik Bilimleri ve Tasarım Dergisi, 2018

6-10 yaş grubu çocuklar, ilkokullarda zamanlarının büyük bir bölümünü okul sıralarında ders dinle... more 6-10 yaş grubu çocuklar, ilkokullarda zamanlarının büyük bir bölümünü okul sıralarında ders dinleyerek geçirmektedir. Bu dönem çocukların fiziksel gelişimleri açısından önemli bir dönem olup, çalışma birimlerinin öğrencilerin boyutsal ve biyomekanik özelliklerine uygun olması önemlidir. Öğrencilerin antropometrik boyutlarına uygun olmayan çalışma birimleri, öğrencilerin fiziksel gelişimini, öğrenme verimliliğini ve konforunu olumsuz yönde etkilemektedir. Ayrıca boyun, sırt, kol kaslarında, omurilikte, dolaşım ve solunum sisteminde rahatsızlıklara sebebiyet vermektedir. Bu çalışmanın amacı, ilkokullardaki dersliklerde kullanılan çalışma birimlerinin öğrencilerin antropometrik boyutlarına uygunluğunun önemini vurgulayarak çalışma birimlerinin boyutlarına ilişkin öneriler sunmaktır. Çalışma kapsamında, Rize ili Merkez ilçesindeki 3 ilkokuldan toplam 24 derslikte yapılan yerinde tespit çalışmasında çalışma birimleri ölçülerek fotoğraflanmıştır. Bu tespitlerle elde edilen bulgular; Hastürk’ün 2006 yılında yapmış olduğu “Ankara İlinde Bulunan 7 – 12 Yaş Arası Çocuklarda Antropometrik Değerlerin Belirlenmesi ve Bu Ölçülerin Çocuk Odası Mobilyasına Uygulanması” isimli yüksek lisans çalışmasında elde ettiği veriler ve Pheasant’ın 2003 yılında basılmış “Bodyspace: Anthropometry, Ergonomics and the Design of Work” isimli kitabındaki verilere bağlı olarak değerlendirilmiştir. Çalışmanın sonucunda; öğrencilerin antropometrik boyutları-çalışma birimi boyutları ilişkisi bağlamında yapılan değerlendirmeler ışığında ilkokullardaki dersliklerin çalışma birimlerinin, ölçüleri için öneriler sunulmuştur.

Research paper thumbnail of Mimarlıkta İç-Dış İlişkisinde Geçirgen Bir Arayüz Olarak Işıklık (Skylight)

Asos Journal (The Journal of Academic Social Science), 2017

The use of daylight in architecture is evidenced by different building typologies in the historic... more The use of daylight in architecture is evidenced by different building typologies in the historical periods, especially through openings in the tops of buildings and spaces in their surfaces. As an architectural element, the skylight has the potential to be considered as a design element within these types of uses. The skylight, which means ‘sunroof’ and ‘light’, can be defined as a window order/void searching. In recent years, however, it has come to be reinterpreted as an interface through which the distinction between public and private becomes permeable, interpreted in different functions and forms.In this context, the aim of this paper to exemplify the use of skylight as an interface in terms of interior-exterior relations in architecture. The use of the skylight by architect Ferran Vizoso as a design element has been analyzed
through the residential project 4 Porches and 4 Skylights and the restoration project Sant Pere Church in Spain. As an important example of daylight use in architecture, skylight aims to reveal an architect’s anatomy with two different typologies through such design examples.

Research paper thumbnail of RESTORANLARDAKİ KAPALI ÇOCUK OYUN ALANLARINI FİZİKSEL ÇEVRE KOŞULLARINA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME

Oyun ve oyun alanları çocukların gelişiminde oldukça büyük bir öneme sahiptir. Oyun alanları çocu... more Oyun ve oyun alanları çocukların gelişiminde oldukça büyük bir öneme sahiptir. Oyun alanları çocukların eğlenceli vakit
geçirdiği, enerji harcadıkları ve sosyal açıdan kendilerini geliştirdikleri mekanlardır. Bu anlamda oyun alanlarının sahip oldukları
fiziksel koşullar önem kazanmaktadır. Bu çalışma kapalı oyun alanlarının sahip olması gereken fiziksel çevre koşullarının önemine
vurgu yapmayı amaçlamaktadır. Gastronomide çocuk oyun alanları, çocuk oyun alanlarının fiziksel çevre koşullarının yeterliliği ve
ebeveynlerin koşullar hakkındaki görüşleri çalışmanın ana konusudur. Çalışmada Trabzon ili Akçaabat ilçesindeki restoranların kapalı
oyun alanları incelenmiştir. Çalışma kapsamında kapalı oyun alanlarında yerinde tespit çalışması ve anket çalışması uygulanmıştır.
Anket çalışması, kapalı oyun alanına sahip 5 restoranda 100 anneye uygulanmıştır. Bu anketlerden elde edilen bulgular özetlenmiş ve
yerinde tespit çalışmasından edinilen veriler doğrultusunda değerlendirilmiştir.

Research paper thumbnail of OKUL ÖNCESİ EĞİTİM KURUMLARINDA SINIF: ÇOCUKLARIN GÖZÜNDEN DEĞERLENDİRME / EVALUATION OF OPINION FOR CLASSROOM OF PRESCHOOL CHILDREN

The Journal of Academic Social Science Studies, 2019

Öz Gelecek nesillerin sağlıklı bireyler olarak yetişmesi için kişilik temellerinin atıldığı en ön... more Öz Gelecek nesillerin sağlıklı bireyler olarak yetişmesi için kişilik temellerinin atıldığı en önemli dönem okul öncesi dönem olarak tanımlanan 0-72 aylık dönemdir. Gü-nümüzde genellikle ebeveynlerin iş hayatında yer alması ile çocuklar erken yaşta okul hayatına başlamaktadır. Bu anlamda okul öncesi eğitim kurumlarında yarım gün veya tam gün vakit geçiren çocukların, öğrenim gördükleri eğitim ortamının özellikleri önem kazanmaktadır. Sınıflarda eğitim programı çerçevesinde hazırlanan eğitim planlarında yer alan etkinliklerin/faaliyetlerin optimum konfor koşullarında gerçekleşmesi öğrenci-lerin hem sağlıkları hem verimlilikleri hem keyifli vakit geçirmeleri hem de okul hayatını başlangıçtan itibaren sevebilmeleri için önemlidir. Eğitim ortamı çocukların gereksi-nimlerini karşılayacak optimum konfor koşullarına sahip olmadığında gelişimlerini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu araştırmanın temel amacı, okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden çocukların sınıflarının mevcut durumuna yönelik görüşlerini belirlemektir.

Research paper thumbnail of Yapılandırmacı Eğitim Felsefesinde Dersliklerin Mekânsal Özellikleri Üzerine Bir Değerlendirme: Rize İli Örneği

Eğitim kurumsal olarak ilkokulla başlamaktadır. Okula başladıktan sonra çocuklar, zamanlarının ço... more Eğitim kurumsal olarak ilkokulla başlamaktadır. Okula başladıktan sonra çocuklar, zamanlarının çok büyük bir çoğunluğunu okulda geçirmektedir. Bu anlamda ilkokullarda çocukların motivasyonu, verimliliği, fiziksel ve bilişsel gelişimi için okulların fiziksel koşulları büyük öneme sahiptir. İlkokullardaki derslikler farklı içerikli derslerin işlendiği mekânlardır. Bu yüzden ilkokullardaki dersliklerde grup çalışmaları, etkinlikler, sunu, gösteri, deneysel faaliyetler için farklı eylem alanları oluşturulması gerekmektedir. Ülkemizde 2005-2006 yılından itibaren eğitim programları yapılandırmacı eğitim felsefesine bağlı olarak düzenlenmektedir. Bu anlamda yapılandırmacı eğitim felsefesine bağlı olarak eğitim programının gerektirdiği derslik koşullarının sağlanması gerekmektedir. Böylelikle dersliklerde, yapılandırmacı eğitim felsefesine uygun mekânsal düzenlemeler sağlanmaktadır. Yapılandırmacı eğitim felsefesinin ilkokullardaki dersliklere yansıması, optimum sınıf mevcudu, kullanılacak donatıların çeşitliliği/niteliği ve çeşitli faaliyetler için etkinlik köşeleri yapılması gibi koşulların düzenlenmesiyle sağlanmaktadır. Bu çalışma kapsamında, ilkokullardaki dersliklerin yapılandırmacı eğitim felsefesine uygunluğu değerlendirilmektedir. Ayrıca dersliklerdeki mekânsal organizasyonun yapılandırmacı eğitim felsefesine göre düzenlenmesine yönelik önerilerde bulunulmaktadır. Çalışma alanı olarak Rize ili Merkez ilçesindeki 3 ilkokul seçilmiştir. Bu okullardaki toplam 24 derslikte yerinde tespit çalışmaları ve bu dersliklerin sınıf öğretmenleri ile görüşmeler yapılmıştır. Yerinde tespit ve görüşmelerden elde edilen veriler SPSS programına girilerek tablolaştırılmıştır.

Research paper thumbnail of Bir Konağın Söylemleri.pdf

Research paper thumbnail of İLKOKULLARDA DERSLİKLERDEKİ ÇALIŞMA BİRİMLERİNİN ANTROPOMETRİK BOYUTLARA UYGUNLUĞU ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

6-10 yaş grubu çocuklar, zamanlarının çoğunu okul sıralarında ders dinleyerek geçirmektedir. Bu d... more 6-10 yaş grubu çocuklar, zamanlarının çoğunu okul sıralarında ders dinleyerek geçirmektedir. Bu dönem çocukların fiziksel1 gelişimleri açısında önemli bir dönem olup, sıraların öğrencilerin boyutsal ve biyomekanik özelliklerine uygun olması önemlidir. Öğrencilerin antropometrik boyutlarına uygun olmayan çalışma birimleri, ders süresince verimliliklerini ve konforunu olumsuz yönde etkilerken aynı zamanda çocukların fiziksel gelişimlerinde olumsuzluklara neden olmakta, ayrıca, boyun, sırt, kol kaslarında, omurilikte, dolaşım ve solunum sisteminde rahatsızlıklara sebebiyet vermektedir. Bu anlamda hem öğrenme etkinliğinin verimi hem de zamanlarının çoğunu sandalye ve masalarında geçiren ilkokul çağındaki öğrencilerin sağlık ve konforu için sınıflarda özellikle masa ve sandalyeden oluşan çalışma birimlerinin form ve malzemesinin yanı sıra boyutlarının da çocukların antropometrik boyutlarına uygunluğuna dikkat edilmelidir. Bu çalışmanın amacı, ilkokullardaki dersliklerde kullanılan çalışma birimlerinin öğrencilerin antropometrik boyutlarına uygunluğunun önemini vurgulayarak çalışma birimlerinin boyutlarına ilişkin öneriler sunmaktır. Çalışma kapsamında, Rize ili Merkez ilçesindeki 3 ilkokuldan toplam 24 derslikte yapılan yerinde tespit çalışmasında çalışma birimleri ölçülerek fotoğraflanmıştır. Bu tespitlerle elde edilen bulgular; Hastürk’ün 2006 yılında yapmış olduğu “Ankara İlinde Bulunan 7 – 12 Yaş Arası Çocuklarda Antropometrik Değerlerin Belirlenmesi ve Bu Ölçülerin Çocuk Odası Mobilyasına Uygulanması” isimli yüksek lisans çalışmasında elde ettiği veriler ve Phesant’ın 2006 yılında basılmış “Bodyspace: Anthropometry, Ergonomics and the Design of Work” isimli kitabındaki verilere bağlı olarak değerlendirilmiştir. Çalışmanın sonucunda; öğrencilerin antropometrik boyutları-çalışma birimi boyutları ilişkisi bağlamında yapılan değerlendirmeler ışığında ilkokullardaki dersliklerin çalışma birimlerinin, ölçüleri için öneriler sunulmaktadır.

Conference Presentations by Semiha İsmailoğlu

Research paper thumbnail of THE CASE OF ARCHITECTURE IN TV PROGRAMS

ARCHDESIGN 22 - IX. INTERNATIONAL ARCHITECTURAL DESIGN CONFERENCE, 2022

The world of television, along with digitalization, has the distinction of being the most popular... more The world of television, along with digitalization, has the distinction of being the most popular mass media tool of the last century. Television broadcasts consist programs which classified under the headings of news, culture, health, entertainment, drama, education, real lives and children. Programs can also be grouped according to their subject, target audience, format and purpose. Today, television appeals to a very wide audience in terms of program type. Various program formats have emerged on many subjects for audiences of all ages in the target
audience. Culture, health and entertainment programs have also taken place in the daytime zone in the news and drama-oriented broadcast stream. The fact that cultural programs are fed from disciplines such as theatre, radio, cinema, architecture, painting, photography and literature, which have an important place in the society, also contributes to the awareness of the society about these fields and their tendencies towards art.
The aim of the study is to determine the place of architecture in TV programs. The study is a qualitative research; content analysis was done. In line with the purpose of the study, first of all, local and foreign-sourced TV programs were determined on the field of architecture on television. Secondly, they were grouped according to their local and foreign origin. In the next step, the contents of the programs have discussed. In line with the content analysis, it has been determined what kind of scope the programs deal with architecture. Accordingly, groupings were made within the programs depending on their scope. As a result; It has been seen that foreignsourced programs for architecture are much more than local TV programs. Local programs include interventions on wall surfaces and furniture decoration in residences rather than architectural practices. On the other hand, architectural practices are intense and consist of different scopes in foreign programs. These programs also progress through housing projects, but they have contents covering architecture, interior architecture or landscape practices. There are also versions of foreign programs performed in the same format in different cities
or countries.

Research paper thumbnail of Other Spaces in Jean Baudrillard

LIVENARCH 7th International Congress Proceedings Volume 1, 2021

Research paper thumbnail of Alfa Nesli Çocuklarının Sınıflarında Teknoloji Kullanımı

ISPC2019 , 2019

Alfa nesli genel olarak 2010 yılından sonra doğan çocuklar için kullanılan bir terimdir. Bu kuşağ... more Alfa nesli genel olarak 2010 yılından sonra doğan çocuklar için kullanılan bir terimdir. Bu kuşağın ortaya çıktığı dönemde, teknolojik ve dijital gelişmeler fazlasıyla yaşanmakta ve neredeyse toplum hayatının merkezinde elektronik aletler, sosyal medya, görsel ve dijital teknoloji yer almaktadır. Alfa nesli genellikle, bilgisayar/tablet/cep telefonunu
oyuncak olarak kullanmakta; sosyal medyadan ders/video online izlemeler yapmakta; sınırsız yeni bilgiye erişim sağlamaktadır. Bu nesli eğitim hayatlarında yapay zekâ, robot teknolojisi, 3D yazıcı eknolojileriyle ilgili eğitimler beklemektedir. Bu durumun çocukların eğitim ortamlarına da yansıdığı gözlenmektedir. Buradan hareketle,
çalışmanın temel amacı, Alfa nesli okul öncesi çocuklarının sınıflarında teknoloji kullanımlarına ilişkin görüşlerinin belirlenmesi ve sınıfta bulunması istenilen donatıların Alfa neslinin genel özelliklerine uygunluklarının tespit edilmesidir. Araştırmada betimsel tarama modeli kullanılmıştır. Betimsel araştırmalarda; bireylerin, grupların bazen
de ortamların özellikleri incelenir. Bireylerin ve grupların yetenekleri, tercihleri ve davranışları özetlenir. Araştırmanın çalışma grubu, İstanbul ilinde orta sosyo-ekonomik düzeyde yer alan bir okul öncesi eğitim kurumunun iki sınıfındaki 5-6 yaş aralığındaki Alfa nesli toplam 40 çocuk ve iki öğretmenden oluşmaktadır. Araştırmada okul öncesi çocukların ve öğretmenlerinin sınıflarında teknoloji kullanımına yönelik görüşlerini belirlemek üzere görüşme soruları oluşturulmuştur. Çocuklar ve öğretmenleriyle birebir görüşme yoluyla görüşme soruları cevaplandırılmıştır. Çalışma sonucunda gözlemlenen iki sınıfta da bilgisayarın olduğu, akıllı tahta ve akıllı sistemlerin olmadığı tespit
edilmiştir. Öğretmenlerin biri sınıfında akıllı tahtaya ihtiyaç duymaktadır. Teknoloji kullanımı en çok power point sunuları ve youtube videoları ile sınırlıdır. Çocuklarla yapılan görüşmeler sonucunda ise, çocukların sınıflarında vakit geçirmekten hoşlandıkları; kendilerine ait tablet, bilgisayar, telefon ve oyun konsolu gibi teknolojik aygıtları olduğu; tablet, telefon ve oyun konsolunun sınıflarında da olmasını istedikleri; bu cihazları sınıfa getirdiklerinde, oyun oynamak, çizgi film/oyun videoları seyretmek ve müzik/şarkı dinlemek istedikleri belirlenmiştir.

Research paper thumbnail of Sürdürülebilirliğin Dördüncü Dayanağı Olarak Kültür ve Erzurum Rüstem Paşa Kervansarayı (Taşhan)

ICMUSS (International Congress on Multidisciplinary Social Sciences), 2019

Günümüzde kültür, felsefeden psikoloji, sosyolojiye, planlama ve ekonomiye kadar farklı bilim dal... more Günümüzde kültür, felsefeden psikoloji, sosyolojiye, planlama ve ekonomiye kadar farklı bilim dalları tarafından kullanılan disiplinler arası
bir kavramdır. Hawkes sürdürülebilirliğin sosyal, çevresel ve ekonomik boyutunun yanı sıra dördüncü temel ayağı olarak kültürel boyutuna
vurgu yapmaktadır. Bunun sonucunda da günümüzde kültür kalkınma sorunsalı ile birlikte düşünülmeye başlanmıştır. Farklı coğrafi alanlarda farklı kültürlerin var olması, kentleri kalkınma yarışında sahip oldukları özgün kültürü turizmin bir parametresi olarak kullanmaya yönlendirmiştir.
Çalışma kapsamında tarih boyunca çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapan ve önemli ticaret merkezleri üzerinde bulunan Erzurum kentindeki Rüstem Paşa Kervansarayı diğer ismi ile Taşhan, kültürel sürdürülebilirlik ve kent ekonomisi açısından ele alınmıştır. Kervansaray
kentteki diğer hanlardan hem yapılış dönemi hem de mimari özellikleri bakımından farklılıklar göstermesi nedeniyle çalışma konusu olarak
seçilmiştir. Kervansarayın yapıldığı dönemden günümüze kadar ki geçirmiş olduğu işlevsel ve mekânsal değişimler incelenmiştir. Kervansarayın kentin kültür ekonomisine (kültür turizmine) katkısının belirlenebilmesi için kentteki ihtisas odaları (ticaret odası, esnaf ve sanatkarlar odası) yetkilileri ve kervansaraydaki işyeri sahipleri ile görüşmeler yapılmış ve elde edilen bulgular kültür ve sürdürülebilirlik bağlamında yorumlanmıştır.

Research paper thumbnail of Bir Kent Simgesi Olarak Erzurum Evleri ve Kültür Turizmi

ICMUSS (International Congress on Multidisciplinary Social Sciences), 2019

Bir kenti oluşturan fiziksel öğeler kentsel dokuyu ve kentsel yapılı çevreyi oluştururken beşeri ... more Bir kenti oluşturan fiziksel öğeler kentsel dokuyu ve kentsel yapılı çevreyi oluştururken beşeri özellikler (kültür) kentin ana eksenini oluşturur.
Dolayısıyla hem fiziksel hem de sosyo-kültürel yapı kent kimliğinin biçimlenmesindeki iki ana etkendir. Tarihsel süreç içerisinde bu iki ana
etkenin etkileşimi sonucu kentlerin karakteri ve kimliği oluşur. Kent kimliği, bir kenti özgün yapan ve onu coğrafyasındaki diğer kentlerden
farklı kılan en belirleyici unsurdur.
1980lerle birlikte yaşanan küreselleşme süreci kentlerin özgün kimliklerinde önemli değişimlere neden olmuştur. Küreselleşme kentlerin birbiriyle yarışını beraberinde getirmiş ve kentler sermayeyi çekebilmek ve uluslararası ağlara eklenebilmek adına özgün kimliklerini birer pazarlama aracı olarak kullanmaya başlamışlardır. Uygulanan yanlış kentsel politikalar uzun vadede hem kimliğini yitiren ve birbirine benzeyen kentlerin oluşmasına hem de kentlerin sosyo-ekonomik ve kültürel anlamda dönüşü mümkün olmayacak kayıplar yaşamasına
neden olmaktadır.
Çalışma kapsamında Erzurum kentinde özgün kimlik bileşeni olarak nitelendirilebileceğimiz Erzurum evlerinin, kent kimliği ve kentin
kültür/eğlence ekonomisi açısından değerlendirilmesi amaçlanmaktadır.
Araştırmanın ilk bölümünde kültürün kent ekonomisindeki artan etkisine değinilir iken, ikinci bölümde kültürün kentsel mekânın dönüşümündeki rolü üzerinde durulacaktır. Daha sonra kent ve kültür politikaları çerçevesinde Erzurum evlerinin kültür eğlence sektöründeki etkisi Daşhane özelinde irdelenecektir. Elde edilen bulgular, kimlikmekân-kültür diyalektiği çerçevesinde yorumlanacaktır.

Research paper thumbnail of READING THE CONCEPT OF ANTI-ARCHITECTURE THROUGH BAUDRILLARD'S DISCOURSES

ICONARCH IV, 2020

Although he strongly rejects it, Jean Baudrillard, who is regarded as one of the pioneers of Post... more Although he strongly rejects it, Jean Baudrillard, who is regarded as one of the pioneers of Postmodernism, has studies in various disciplines such as; history, sociology, media, economics art and aesthetics. In addition, he has studies expressing different ideas about the discipline and future of architecture. According to Baudrillard, nowadays one of the problems of architecture is to say that architecture cannot be done without the idea of architecture and history of architecture. If you have an architectural project idea; different data about space, history, environment, elements of the project, objectives; all of which will, at a given moment, lead to the formation of an unexpected object that will make it truly different from the initial project. In Baudrillard's words, nowadays everything is caught by cancerous cells of culture; architecture also has its share. In our age, in architecture, as in all areas, the real is lost in the virtual. He says that this “radical” hypothesis is
not pessimistic. Baudrillard wants architecture and architectural objects to remain out of the ordinary and does not desire it to be reduced to “virtual reality”.
The aim of the study is to read the concept of Anti-Arkitektur, which Jean
Baudrillard described in his work titled "Architektur: Wahrheit oder
Radikalität? (Architecture: Truth or Radicality?)", through the sub-concepts used to describe the concept in the book. Baudrillard has defined the concept of Anti-Arkitektur as structures that only function as a pure phenomenon, a pure object, without any aesthetic value. The main reason why Baudrillard's work is a sample is that he mentioned the concept of Anti-Arkitektur only in this work. NVivo 12 program, which is frequently used in qualitative research, was used to obtain study findings. Within the scope of the study, by entering the text into the program, the frequency of use of the concepts was determined. The concepts obtained were made into a word cloud in line with word grouping systems. Then a table was created with the English meanings of the concepts. An architectural scene in which radicalism does not exist allows us to return to the primitive period of space. In this sense, architecture now serves as an “Anti-Arkitektur”. Architecture is largely doomed today merely to serve culture and communication. In other words, it is doomed to serve the virtual aestheticisation of the whole of society. The method of the study is qualitative research because it is a study conducted through discourses.

Research paper thumbnail of Replacing Architecture over Remake Concept: Simulacra Spaces as Design Reality and Representation

REPLACING ARCHITECTURE over REMAKE CONCEPT: SIMULACRA SPACES as DESIGN REALITY and REPRESENTATION, Sep 27, 2019

As globalization brought about certain changes in the equilibrium between production and consumpt... more As globalization brought about certain changes in the equilibrium between production and consumption, Baudrillard drew attention to the increase in consumption and the fall in production. In this context, Baudrillard argues, one can no longer talk about reality per se. For reality is now obscure, and is replaced by symbols. In response, Baudrillard proposed the simulation theory. In his simulation theory, Baudrillard argues that the reality is gradually lost, and is replaced by simulacra, or copies that conceal even the absence of the reality. To him, today production is no more, and is effectively replaced by remake. Briefly put, simulacra are the iconic equivalents of the images they are associated with through remaking process. Following the remake, the reality becomes insignificant, and we move into the era of simulation called
the hyperreality.
As is the case with numerous disciplines, all these processes have a
substantial impact on architecture as a discipline as well. In connection with this transformation, the dialectic of production-consumption has an impact on the space and its use as well. Along with the increase in remake, non-place spaces come into existence. As a result of the remake process, simulacrum spaces can effectively be deemed to be non-place spaces.
The study will entail a review of the remade simulacrum spaces, and discuss the concept of remake with reference to actual spaces and their simulacrum. Furthermore, the remade spaces will be analysed to see if they are real spaces, or simulacrum spaces. The remade spaces will be studied with reference to their reality within the framework of their representation as simulacrum and remake. The spaces to be studied and simulacra thereof will be chosen from among a set of spaces presented in print and/or electronic sources, which are deemed remakes according to the literature. The buildings proposed include the replica Statue of Liberty in Japan, White House in Georgia and Virginia, the replica Taj Mahal in India, Pisa Tower in Illinois, and the Parthenon in Nashville Tennessee.
The analysis will culminate in the emphasis that the formal re(make) space designs lead to the production of irrelevant/no-place spaces which are disconnected from the community.

Research paper thumbnail of GÖRSEL MEDYADA İÇ MEKÂN VE REKLAM SEKTÖRÜ: TELEVİZYON DİZİLERİ

5. Uluslararası Mobilya Kongresi, 2018

Sanayi devrimi sonrası bilimsel çalışmalar, endüstri devrimi, aydınlanma çağının etkileri kentleş... more Sanayi devrimi sonrası bilimsel çalışmalar, endüstri devrimi, aydınlanma çağının etkileri kentleşmeyi başka boyutlara taşımış ve toplumları modernizmle tanıştırmıştır. Bu sürecin en önemli aktörlerinden
biri kitle iletişimi ve kitle iletişim araçları yani medyadır. Çünkü medyanın küresel düzeyde kapsama alanı oldukça geniştir. Basılı ve görsel medyanın yanı sıra radyo, sinema ve televizyon gibi hem görsel
hem de işitsel medyanın ortaya çıkışı ile reklam pazarı genişlemiş, modadan mobilyaya, elektronikten aksesuara kadar geniş bir yelpazede ürünler tüketiciye çeşitli kanallarla ulaşmaya başlamıştır. Bu ürünler, televizyonlarda yer alan reklam kuşakları dışında, televizyon programlarında, sunucuların taşıdığı giysi ve aksesuarlarda, dizilerde de karşımıza çıkmaktadır. Neredeyse her evde var olan ve 24 saat yayın yapan televizyonlar ve televizyon programları tüketiciye ulaşmanın en kolay yollarından biri olmuştur. Özellikle Türkiye’de 1980 sonrası küreselleşmenin hız kazanmasıyla yaygınlaşan ve tek kanaldan çok kanala geçen televizyon, reklam piyasasının da yeni gözdesi olmuştur.
Çalışmanın amacı; televizyon dizilerinin iç mekânlarında kullanılan ürünlerin bir pazarlama nesnesine, televizyon dizilerinin de reklam sektörünün gözdesi haline dönüştüğünü Türkiye’de yayınlanan
televizyon dizileri üzerinden ortaya koymaktır.
Çalışmanın araştırma yöntemi olarak, nicel araştırma yöntemi, veri toplama ve analizi yapılmıştır. Çalışma kapsamı ve sınırlılıkları açısından Türkiye’de dizi sektöründeki gelişmeye paralel olarak 1980- 2017 yılları arasında Türkiye’de yayınlanan diziler belirlenmiştir. Örneklem seçimi ise orantısız tabakalı örneklem seçimi ile 10 yıllık dönemleri yansıtması açısından 1980’li, 1990’lı, 2000’li ve 2010’lu yıllardan izlenme oranları en yüksek diziler arasından üçer, toplamda 12 dizi seçilmiştir. Mekân devamlılığı açısından yayın sürelerinin üç yılı aşmamasına özen gösterilmiştir. Bu amaçla; 1980’li yıllardan “Kartallar Yüksek Uçar”, “Çalıkuşu” ve “Perihan Abla” dizileri, 1990’lı yıllardan “Şehnaz Tango”, “Kara Melek” ve “İkinci Bahar” dizileri, 2000’li yıllardan “7 Numara”,
“Çemberimde Gül Oya” ve “Aşk-ı Memnu” dizileri, 2010’lu yıllardan ise “Behzat Ç.: Bir Ankara Polisiyesi”, “Poyraz Karayel” ve halen yayınlanmaya devam eden “Ufak Tefek Cinayetler” dizileri çalışmada
incelenen diziler olmuşlardır.
Analizler yapılırken, dizilerin yayına girdiği ve bittiği dönemi karşılaştırma açısından ilk iki ve son iki bölümü izlenmiş, iç mekânlarında reklam unsuru olarak kullanılan ürünlerin sponsor (destekleyici) firma
tarafından sağlanıp sağlanmadığı tespit edilmiş ve iç mekân ile ilgili sponsor firmalar sınıflandırılmıştır. Değerlendirme ve sonuç bölümünde ise Türkiye’deki dizi sektörü içerisinde reklam sektörünün yıllara
göre nasıl değiştiği ve geliştiği, iç mekânda hangi ürün grubunun ön plana çıktığı tartışmaya açılmıştır.

Research paper thumbnail of VISUAL PERCEPTION EVALUATION OF CORTEN STEEL: ŞIMAL SHOPPING MALL

Architecture, Civil Engineering, Environment, 2024

Sustainability has become an even more important issue with increasing consumption. The use of re... more Sustainability has become an even more important issue with increasing consumption. The use of recycled products is preferred in the field of architecture, both economically and environmentally. In addition to structurally recycled spaces, the use of sustainable materials directly in the construction and design process of the building is a desired and expected practice in this century, where natural resources are rapidly depleted. Corten steel is a sustainable material used in the field of architecture, as well as being preferred in many areas. Corten steel belongs to a family of steel alloys developed by a steel company to eliminate the need for paint and achieve a long-lasting rusty appearance. Designed in 1933 by the company for use in railway wagons carrying heavy loads, such as coal, metal ore, minerals, and grain, and is a mechanically improved steel [1]. Corten steel is known as a low-carbon (0.05% to 0.3%) steel. Steels resistant to atmospheric corrosion, including Corten steel and structural carbon steels, are steels that are actually strengthened against corrosion by adding 2% or less of common alloying elements such as copper, phosphorus, chromium, nickel and silicon [2]. Steel materials that are resistant to atmospheric corrosion, such as Corten steel, can have different

Research paper thumbnail of Television and architecture: The impact of TV programs on profession choosing

IDA: International Design and Art Journal, Jun 1, 2024

Television, as a form of mass media, has an indispensable place and an active role in the daily l... more Television, as a form of mass media, has an indispensable place and an active role in the daily lives of individuals. Among culture-art programs, those focusing on topics such as discussions, design, practical applications and real estate within the discipline of architecture provide educational opportunities for people to learn more about the field. In this context, a study was conducted with students of the architecture department and interior architecture department, who interacted more than normal with mass media, especially television and the internet, during the pandemic process. The study aims to determine whether the architectural programs on television are effective in influencing the career choices of students. In the study, semi-structured survey technique of quantitative research methods was used. First-year students from architecture and interior architecture undergraduate programs participated in the survey. Less than half of the 367 students who participated in the survey responded positively to whether television programs helped them with their career decisions. The majority of students who stated that they had an impact said that they had a moderate or above-average impact. This result can be seen at a low level. However, among the many socio-cultural, environmental, and economic factors affecting career choice, the fact that television programs are also a factor at this level makes it an important parameter.

Research paper thumbnail of Evaluation of Buildings and Building Physics Master's Thesis in Architectural Education in Turkey

Gazi University Journal of Science, 2022

Between the years 2000-2018 master's thesis completed at universities in Turkey were examined. • ... more Between the years 2000-2018 master's thesis completed at universities in Turkey were examined. • Master theses in the field of building and building physics in architecture were analyzed. • Data were obtained with an exceptionally large and comprehensive study. • This study aims to bring different perspectives to future research in the field of architecture.

Research paper thumbnail of ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİ YAŞAM MERKEZİNİN KARŞILAŞTIRMALI MEKANSAL İNCELEMESİ ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA

Turkish Online Journal of Design Art and Communication, 2021

Kampüs, lisans eğitimi için öğrencilerin dört yıl veya daha fazla bir zaman diliminde kullandığı ... more Kampüs, lisans eğitimi için öğrencilerin dört yıl veya daha fazla bir zaman diliminde kullandığı yaşam alanıdır. Kampüs alanında eğitim binaları ve idari birimlere ek olarak sosyal ihtiyaçların da karşılanması için kamusal mekânlar yer almaktadır. Kampüs yaşantısında öğrencilerin sosyalleşebilecekleri çeşitli mekânların olması çok yönlü gelişimleri açısından oldukça önemlidir. Bu anlamda üniversite özelinde öğrencilerin hem eğlenebilecekleri hem de farklı disiplinlerde çalışabilecek alanları bünyesinde barındıran öğrenci yaşam merkezleri dikkat çekmektedir. Ülkemizdeki üniversite kampüslerinde de çeşitli işlevleri bünyesinde barındıran öğrenci yaşam merkezleri yer almaktadır. Bununla birlikte öğrenci merkezlerinde herhangi bir standart olmaması yapılan bu merkezlerin sosyal ihtiyacı ne kadar karşıladığı sorusunu beraberinde getirmektedir. Bu çalışmada Erzurum Atatürk Üniversitesi kampüsündeki bowling salonunun Öğrenci Yaşam Merkezi’ne dönüşümünün iç mimari proje ve uygulamasından bahsedilmiştir. Çalışmanın amacı, Erzurum Atatürk Üniversitesi kampüsündeki mevcut bowling salonunun Öğrenci Yaşam Merkezi’ne dönüşümünün iç mimari proje ve uygulaması ile yurt içi ve yurt dışında yer alan on iki örneğin işlevsel ve mekânsal boyutlarının karşılaştırılarak analizidir. Birinci adımda yurt içi yurt dışında yer alan öğrenci yaşam merkezi projeleri incelenmiş ve altışar adet proje seçilmiştir. Ardından seçilen projeler ve yapılan uygulama projesiyle ilgili bilgilendirme yapılmıştır. Üçüncü adımda ise toplam on iki örnek ile yapılan projede yer alan işlevler ve boyutlar tablolaştırılmıştır. Sonuç olarak, uygulanan projenin işlevsel ve boyutsal niteliği ortaya koyulmuştur. Bu bağlamda yapılan çalışma ile Atatürk üniversitesinde yapılan öğrenci merkezi uygulamasının yurt içi ve yurt dışı örneklerle karşılaştırılmış; sonuç olarak sosyal ihtiyaçların karşılanması için öğrenci merkezlerinde gerekli olan işlev programı için bir öneri oluşturulmuştur.

Research paper thumbnail of Social sustainability of cultural heritage: Erzurum great mosque (Atabey mosque)

Open House International, 2021

Purpose Valuable historical monuments have important potential in the context of cultural tourism... more Purpose
Valuable historical monuments have important potential in the context of cultural tourism in cities. In addition, for the protection of these structures, in terms of ensuring social and cultural sustainability, it is also important to transfer these values to future generations.

Design/methodology/approach
The social and cultural sustainability of Erzurum Great Mosque is investigated by viewing the social and cultural sustainability of the mosque through the factors created by Chan and Lee and the criteria created by Stubbs.

Findings
As a result, the social and cultural sustainability of Erzurum Great Mosque is revealed, allowing us to propose what should be done to transfer the values of this structure, which has historical and cultural significance, and the culture it represents to future generations.

Originality/value
This study contributes to the literature as to evaluate a historical building, in terms of social–cultural sustainability.

Research paper thumbnail of İLKOKULLARDA DERSLİKLERDEKİ ÇALIŞMA BİRİMLERİNİN ANTROPOMETRİK BOYUTLARA UYGUNLUĞU ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

Mühendislik Bilimleri ve Tasarım Dergisi, 2018

6-10 yaş grubu çocuklar, ilkokullarda zamanlarının büyük bir bölümünü okul sıralarında ders dinle... more 6-10 yaş grubu çocuklar, ilkokullarda zamanlarının büyük bir bölümünü okul sıralarında ders dinleyerek geçirmektedir. Bu dönem çocukların fiziksel gelişimleri açısından önemli bir dönem olup, çalışma birimlerinin öğrencilerin boyutsal ve biyomekanik özelliklerine uygun olması önemlidir. Öğrencilerin antropometrik boyutlarına uygun olmayan çalışma birimleri, öğrencilerin fiziksel gelişimini, öğrenme verimliliğini ve konforunu olumsuz yönde etkilemektedir. Ayrıca boyun, sırt, kol kaslarında, omurilikte, dolaşım ve solunum sisteminde rahatsızlıklara sebebiyet vermektedir. Bu çalışmanın amacı, ilkokullardaki dersliklerde kullanılan çalışma birimlerinin öğrencilerin antropometrik boyutlarına uygunluğunun önemini vurgulayarak çalışma birimlerinin boyutlarına ilişkin öneriler sunmaktır. Çalışma kapsamında, Rize ili Merkez ilçesindeki 3 ilkokuldan toplam 24 derslikte yapılan yerinde tespit çalışmasında çalışma birimleri ölçülerek fotoğraflanmıştır. Bu tespitlerle elde edilen bulgular; Hastürk’ün 2006 yılında yapmış olduğu “Ankara İlinde Bulunan 7 – 12 Yaş Arası Çocuklarda Antropometrik Değerlerin Belirlenmesi ve Bu Ölçülerin Çocuk Odası Mobilyasına Uygulanması” isimli yüksek lisans çalışmasında elde ettiği veriler ve Pheasant’ın 2003 yılında basılmış “Bodyspace: Anthropometry, Ergonomics and the Design of Work” isimli kitabındaki verilere bağlı olarak değerlendirilmiştir. Çalışmanın sonucunda; öğrencilerin antropometrik boyutları-çalışma birimi boyutları ilişkisi bağlamında yapılan değerlendirmeler ışığında ilkokullardaki dersliklerin çalışma birimlerinin, ölçüleri için öneriler sunulmuştur.

Research paper thumbnail of Mimarlıkta İç-Dış İlişkisinde Geçirgen Bir Arayüz Olarak Işıklık (Skylight)

Asos Journal (The Journal of Academic Social Science), 2017

The use of daylight in architecture is evidenced by different building typologies in the historic... more The use of daylight in architecture is evidenced by different building typologies in the historical periods, especially through openings in the tops of buildings and spaces in their surfaces. As an architectural element, the skylight has the potential to be considered as a design element within these types of uses. The skylight, which means ‘sunroof’ and ‘light’, can be defined as a window order/void searching. In recent years, however, it has come to be reinterpreted as an interface through which the distinction between public and private becomes permeable, interpreted in different functions and forms.In this context, the aim of this paper to exemplify the use of skylight as an interface in terms of interior-exterior relations in architecture. The use of the skylight by architect Ferran Vizoso as a design element has been analyzed
through the residential project 4 Porches and 4 Skylights and the restoration project Sant Pere Church in Spain. As an important example of daylight use in architecture, skylight aims to reveal an architect’s anatomy with two different typologies through such design examples.

Research paper thumbnail of RESTORANLARDAKİ KAPALI ÇOCUK OYUN ALANLARINI FİZİKSEL ÇEVRE KOŞULLARINA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME

Oyun ve oyun alanları çocukların gelişiminde oldukça büyük bir öneme sahiptir. Oyun alanları çocu... more Oyun ve oyun alanları çocukların gelişiminde oldukça büyük bir öneme sahiptir. Oyun alanları çocukların eğlenceli vakit
geçirdiği, enerji harcadıkları ve sosyal açıdan kendilerini geliştirdikleri mekanlardır. Bu anlamda oyun alanlarının sahip oldukları
fiziksel koşullar önem kazanmaktadır. Bu çalışma kapalı oyun alanlarının sahip olması gereken fiziksel çevre koşullarının önemine
vurgu yapmayı amaçlamaktadır. Gastronomide çocuk oyun alanları, çocuk oyun alanlarının fiziksel çevre koşullarının yeterliliği ve
ebeveynlerin koşullar hakkındaki görüşleri çalışmanın ana konusudur. Çalışmada Trabzon ili Akçaabat ilçesindeki restoranların kapalı
oyun alanları incelenmiştir. Çalışma kapsamında kapalı oyun alanlarında yerinde tespit çalışması ve anket çalışması uygulanmıştır.
Anket çalışması, kapalı oyun alanına sahip 5 restoranda 100 anneye uygulanmıştır. Bu anketlerden elde edilen bulgular özetlenmiş ve
yerinde tespit çalışmasından edinilen veriler doğrultusunda değerlendirilmiştir.

Research paper thumbnail of OKUL ÖNCESİ EĞİTİM KURUMLARINDA SINIF: ÇOCUKLARIN GÖZÜNDEN DEĞERLENDİRME / EVALUATION OF OPINION FOR CLASSROOM OF PRESCHOOL CHILDREN

The Journal of Academic Social Science Studies, 2019

Öz Gelecek nesillerin sağlıklı bireyler olarak yetişmesi için kişilik temellerinin atıldığı en ön... more Öz Gelecek nesillerin sağlıklı bireyler olarak yetişmesi için kişilik temellerinin atıldığı en önemli dönem okul öncesi dönem olarak tanımlanan 0-72 aylık dönemdir. Gü-nümüzde genellikle ebeveynlerin iş hayatında yer alması ile çocuklar erken yaşta okul hayatına başlamaktadır. Bu anlamda okul öncesi eğitim kurumlarında yarım gün veya tam gün vakit geçiren çocukların, öğrenim gördükleri eğitim ortamının özellikleri önem kazanmaktadır. Sınıflarda eğitim programı çerçevesinde hazırlanan eğitim planlarında yer alan etkinliklerin/faaliyetlerin optimum konfor koşullarında gerçekleşmesi öğrenci-lerin hem sağlıkları hem verimlilikleri hem keyifli vakit geçirmeleri hem de okul hayatını başlangıçtan itibaren sevebilmeleri için önemlidir. Eğitim ortamı çocukların gereksi-nimlerini karşılayacak optimum konfor koşullarına sahip olmadığında gelişimlerini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu araştırmanın temel amacı, okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden çocukların sınıflarının mevcut durumuna yönelik görüşlerini belirlemektir.

Research paper thumbnail of Yapılandırmacı Eğitim Felsefesinde Dersliklerin Mekânsal Özellikleri Üzerine Bir Değerlendirme: Rize İli Örneği

Eğitim kurumsal olarak ilkokulla başlamaktadır. Okula başladıktan sonra çocuklar, zamanlarının ço... more Eğitim kurumsal olarak ilkokulla başlamaktadır. Okula başladıktan sonra çocuklar, zamanlarının çok büyük bir çoğunluğunu okulda geçirmektedir. Bu anlamda ilkokullarda çocukların motivasyonu, verimliliği, fiziksel ve bilişsel gelişimi için okulların fiziksel koşulları büyük öneme sahiptir. İlkokullardaki derslikler farklı içerikli derslerin işlendiği mekânlardır. Bu yüzden ilkokullardaki dersliklerde grup çalışmaları, etkinlikler, sunu, gösteri, deneysel faaliyetler için farklı eylem alanları oluşturulması gerekmektedir. Ülkemizde 2005-2006 yılından itibaren eğitim programları yapılandırmacı eğitim felsefesine bağlı olarak düzenlenmektedir. Bu anlamda yapılandırmacı eğitim felsefesine bağlı olarak eğitim programının gerektirdiği derslik koşullarının sağlanması gerekmektedir. Böylelikle dersliklerde, yapılandırmacı eğitim felsefesine uygun mekânsal düzenlemeler sağlanmaktadır. Yapılandırmacı eğitim felsefesinin ilkokullardaki dersliklere yansıması, optimum sınıf mevcudu, kullanılacak donatıların çeşitliliği/niteliği ve çeşitli faaliyetler için etkinlik köşeleri yapılması gibi koşulların düzenlenmesiyle sağlanmaktadır. Bu çalışma kapsamında, ilkokullardaki dersliklerin yapılandırmacı eğitim felsefesine uygunluğu değerlendirilmektedir. Ayrıca dersliklerdeki mekânsal organizasyonun yapılandırmacı eğitim felsefesine göre düzenlenmesine yönelik önerilerde bulunulmaktadır. Çalışma alanı olarak Rize ili Merkez ilçesindeki 3 ilkokul seçilmiştir. Bu okullardaki toplam 24 derslikte yerinde tespit çalışmaları ve bu dersliklerin sınıf öğretmenleri ile görüşmeler yapılmıştır. Yerinde tespit ve görüşmelerden elde edilen veriler SPSS programına girilerek tablolaştırılmıştır.

Research paper thumbnail of Bir Konağın Söylemleri.pdf

Research paper thumbnail of İLKOKULLARDA DERSLİKLERDEKİ ÇALIŞMA BİRİMLERİNİN ANTROPOMETRİK BOYUTLARA UYGUNLUĞU ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

6-10 yaş grubu çocuklar, zamanlarının çoğunu okul sıralarında ders dinleyerek geçirmektedir. Bu d... more 6-10 yaş grubu çocuklar, zamanlarının çoğunu okul sıralarında ders dinleyerek geçirmektedir. Bu dönem çocukların fiziksel1 gelişimleri açısında önemli bir dönem olup, sıraların öğrencilerin boyutsal ve biyomekanik özelliklerine uygun olması önemlidir. Öğrencilerin antropometrik boyutlarına uygun olmayan çalışma birimleri, ders süresince verimliliklerini ve konforunu olumsuz yönde etkilerken aynı zamanda çocukların fiziksel gelişimlerinde olumsuzluklara neden olmakta, ayrıca, boyun, sırt, kol kaslarında, omurilikte, dolaşım ve solunum sisteminde rahatsızlıklara sebebiyet vermektedir. Bu anlamda hem öğrenme etkinliğinin verimi hem de zamanlarının çoğunu sandalye ve masalarında geçiren ilkokul çağındaki öğrencilerin sağlık ve konforu için sınıflarda özellikle masa ve sandalyeden oluşan çalışma birimlerinin form ve malzemesinin yanı sıra boyutlarının da çocukların antropometrik boyutlarına uygunluğuna dikkat edilmelidir. Bu çalışmanın amacı, ilkokullardaki dersliklerde kullanılan çalışma birimlerinin öğrencilerin antropometrik boyutlarına uygunluğunun önemini vurgulayarak çalışma birimlerinin boyutlarına ilişkin öneriler sunmaktır. Çalışma kapsamında, Rize ili Merkez ilçesindeki 3 ilkokuldan toplam 24 derslikte yapılan yerinde tespit çalışmasında çalışma birimleri ölçülerek fotoğraflanmıştır. Bu tespitlerle elde edilen bulgular; Hastürk’ün 2006 yılında yapmış olduğu “Ankara İlinde Bulunan 7 – 12 Yaş Arası Çocuklarda Antropometrik Değerlerin Belirlenmesi ve Bu Ölçülerin Çocuk Odası Mobilyasına Uygulanması” isimli yüksek lisans çalışmasında elde ettiği veriler ve Phesant’ın 2006 yılında basılmış “Bodyspace: Anthropometry, Ergonomics and the Design of Work” isimli kitabındaki verilere bağlı olarak değerlendirilmiştir. Çalışmanın sonucunda; öğrencilerin antropometrik boyutları-çalışma birimi boyutları ilişkisi bağlamında yapılan değerlendirmeler ışığında ilkokullardaki dersliklerin çalışma birimlerinin, ölçüleri için öneriler sunulmaktadır.

Research paper thumbnail of THE CASE OF ARCHITECTURE IN TV PROGRAMS

ARCHDESIGN 22 - IX. INTERNATIONAL ARCHITECTURAL DESIGN CONFERENCE, 2022

The world of television, along with digitalization, has the distinction of being the most popular... more The world of television, along with digitalization, has the distinction of being the most popular mass media tool of the last century. Television broadcasts consist programs which classified under the headings of news, culture, health, entertainment, drama, education, real lives and children. Programs can also be grouped according to their subject, target audience, format and purpose. Today, television appeals to a very wide audience in terms of program type. Various program formats have emerged on many subjects for audiences of all ages in the target
audience. Culture, health and entertainment programs have also taken place in the daytime zone in the news and drama-oriented broadcast stream. The fact that cultural programs are fed from disciplines such as theatre, radio, cinema, architecture, painting, photography and literature, which have an important place in the society, also contributes to the awareness of the society about these fields and their tendencies towards art.
The aim of the study is to determine the place of architecture in TV programs. The study is a qualitative research; content analysis was done. In line with the purpose of the study, first of all, local and foreign-sourced TV programs were determined on the field of architecture on television. Secondly, they were grouped according to their local and foreign origin. In the next step, the contents of the programs have discussed. In line with the content analysis, it has been determined what kind of scope the programs deal with architecture. Accordingly, groupings were made within the programs depending on their scope. As a result; It has been seen that foreignsourced programs for architecture are much more than local TV programs. Local programs include interventions on wall surfaces and furniture decoration in residences rather than architectural practices. On the other hand, architectural practices are intense and consist of different scopes in foreign programs. These programs also progress through housing projects, but they have contents covering architecture, interior architecture or landscape practices. There are also versions of foreign programs performed in the same format in different cities
or countries.

Research paper thumbnail of Other Spaces in Jean Baudrillard

LIVENARCH 7th International Congress Proceedings Volume 1, 2021

Research paper thumbnail of Alfa Nesli Çocuklarının Sınıflarında Teknoloji Kullanımı

ISPC2019 , 2019

Alfa nesli genel olarak 2010 yılından sonra doğan çocuklar için kullanılan bir terimdir. Bu kuşağ... more Alfa nesli genel olarak 2010 yılından sonra doğan çocuklar için kullanılan bir terimdir. Bu kuşağın ortaya çıktığı dönemde, teknolojik ve dijital gelişmeler fazlasıyla yaşanmakta ve neredeyse toplum hayatının merkezinde elektronik aletler, sosyal medya, görsel ve dijital teknoloji yer almaktadır. Alfa nesli genellikle, bilgisayar/tablet/cep telefonunu
oyuncak olarak kullanmakta; sosyal medyadan ders/video online izlemeler yapmakta; sınırsız yeni bilgiye erişim sağlamaktadır. Bu nesli eğitim hayatlarında yapay zekâ, robot teknolojisi, 3D yazıcı eknolojileriyle ilgili eğitimler beklemektedir. Bu durumun çocukların eğitim ortamlarına da yansıdığı gözlenmektedir. Buradan hareketle,
çalışmanın temel amacı, Alfa nesli okul öncesi çocuklarının sınıflarında teknoloji kullanımlarına ilişkin görüşlerinin belirlenmesi ve sınıfta bulunması istenilen donatıların Alfa neslinin genel özelliklerine uygunluklarının tespit edilmesidir. Araştırmada betimsel tarama modeli kullanılmıştır. Betimsel araştırmalarda; bireylerin, grupların bazen
de ortamların özellikleri incelenir. Bireylerin ve grupların yetenekleri, tercihleri ve davranışları özetlenir. Araştırmanın çalışma grubu, İstanbul ilinde orta sosyo-ekonomik düzeyde yer alan bir okul öncesi eğitim kurumunun iki sınıfındaki 5-6 yaş aralığındaki Alfa nesli toplam 40 çocuk ve iki öğretmenden oluşmaktadır. Araştırmada okul öncesi çocukların ve öğretmenlerinin sınıflarında teknoloji kullanımına yönelik görüşlerini belirlemek üzere görüşme soruları oluşturulmuştur. Çocuklar ve öğretmenleriyle birebir görüşme yoluyla görüşme soruları cevaplandırılmıştır. Çalışma sonucunda gözlemlenen iki sınıfta da bilgisayarın olduğu, akıllı tahta ve akıllı sistemlerin olmadığı tespit
edilmiştir. Öğretmenlerin biri sınıfında akıllı tahtaya ihtiyaç duymaktadır. Teknoloji kullanımı en çok power point sunuları ve youtube videoları ile sınırlıdır. Çocuklarla yapılan görüşmeler sonucunda ise, çocukların sınıflarında vakit geçirmekten hoşlandıkları; kendilerine ait tablet, bilgisayar, telefon ve oyun konsolu gibi teknolojik aygıtları olduğu; tablet, telefon ve oyun konsolunun sınıflarında da olmasını istedikleri; bu cihazları sınıfa getirdiklerinde, oyun oynamak, çizgi film/oyun videoları seyretmek ve müzik/şarkı dinlemek istedikleri belirlenmiştir.

Research paper thumbnail of Sürdürülebilirliğin Dördüncü Dayanağı Olarak Kültür ve Erzurum Rüstem Paşa Kervansarayı (Taşhan)

ICMUSS (International Congress on Multidisciplinary Social Sciences), 2019

Günümüzde kültür, felsefeden psikoloji, sosyolojiye, planlama ve ekonomiye kadar farklı bilim dal... more Günümüzde kültür, felsefeden psikoloji, sosyolojiye, planlama ve ekonomiye kadar farklı bilim dalları tarafından kullanılan disiplinler arası
bir kavramdır. Hawkes sürdürülebilirliğin sosyal, çevresel ve ekonomik boyutunun yanı sıra dördüncü temel ayağı olarak kültürel boyutuna
vurgu yapmaktadır. Bunun sonucunda da günümüzde kültür kalkınma sorunsalı ile birlikte düşünülmeye başlanmıştır. Farklı coğrafi alanlarda farklı kültürlerin var olması, kentleri kalkınma yarışında sahip oldukları özgün kültürü turizmin bir parametresi olarak kullanmaya yönlendirmiştir.
Çalışma kapsamında tarih boyunca çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapan ve önemli ticaret merkezleri üzerinde bulunan Erzurum kentindeki Rüstem Paşa Kervansarayı diğer ismi ile Taşhan, kültürel sürdürülebilirlik ve kent ekonomisi açısından ele alınmıştır. Kervansaray
kentteki diğer hanlardan hem yapılış dönemi hem de mimari özellikleri bakımından farklılıklar göstermesi nedeniyle çalışma konusu olarak
seçilmiştir. Kervansarayın yapıldığı dönemden günümüze kadar ki geçirmiş olduğu işlevsel ve mekânsal değişimler incelenmiştir. Kervansarayın kentin kültür ekonomisine (kültür turizmine) katkısının belirlenebilmesi için kentteki ihtisas odaları (ticaret odası, esnaf ve sanatkarlar odası) yetkilileri ve kervansaraydaki işyeri sahipleri ile görüşmeler yapılmış ve elde edilen bulgular kültür ve sürdürülebilirlik bağlamında yorumlanmıştır.

Research paper thumbnail of Bir Kent Simgesi Olarak Erzurum Evleri ve Kültür Turizmi

ICMUSS (International Congress on Multidisciplinary Social Sciences), 2019

Bir kenti oluşturan fiziksel öğeler kentsel dokuyu ve kentsel yapılı çevreyi oluştururken beşeri ... more Bir kenti oluşturan fiziksel öğeler kentsel dokuyu ve kentsel yapılı çevreyi oluştururken beşeri özellikler (kültür) kentin ana eksenini oluşturur.
Dolayısıyla hem fiziksel hem de sosyo-kültürel yapı kent kimliğinin biçimlenmesindeki iki ana etkendir. Tarihsel süreç içerisinde bu iki ana
etkenin etkileşimi sonucu kentlerin karakteri ve kimliği oluşur. Kent kimliği, bir kenti özgün yapan ve onu coğrafyasındaki diğer kentlerden
farklı kılan en belirleyici unsurdur.
1980lerle birlikte yaşanan küreselleşme süreci kentlerin özgün kimliklerinde önemli değişimlere neden olmuştur. Küreselleşme kentlerin birbiriyle yarışını beraberinde getirmiş ve kentler sermayeyi çekebilmek ve uluslararası ağlara eklenebilmek adına özgün kimliklerini birer pazarlama aracı olarak kullanmaya başlamışlardır. Uygulanan yanlış kentsel politikalar uzun vadede hem kimliğini yitiren ve birbirine benzeyen kentlerin oluşmasına hem de kentlerin sosyo-ekonomik ve kültürel anlamda dönüşü mümkün olmayacak kayıplar yaşamasına
neden olmaktadır.
Çalışma kapsamında Erzurum kentinde özgün kimlik bileşeni olarak nitelendirilebileceğimiz Erzurum evlerinin, kent kimliği ve kentin
kültür/eğlence ekonomisi açısından değerlendirilmesi amaçlanmaktadır.
Araştırmanın ilk bölümünde kültürün kent ekonomisindeki artan etkisine değinilir iken, ikinci bölümde kültürün kentsel mekânın dönüşümündeki rolü üzerinde durulacaktır. Daha sonra kent ve kültür politikaları çerçevesinde Erzurum evlerinin kültür eğlence sektöründeki etkisi Daşhane özelinde irdelenecektir. Elde edilen bulgular, kimlikmekân-kültür diyalektiği çerçevesinde yorumlanacaktır.

Research paper thumbnail of READING THE CONCEPT OF ANTI-ARCHITECTURE THROUGH BAUDRILLARD'S DISCOURSES

ICONARCH IV, 2020

Although he strongly rejects it, Jean Baudrillard, who is regarded as one of the pioneers of Post... more Although he strongly rejects it, Jean Baudrillard, who is regarded as one of the pioneers of Postmodernism, has studies in various disciplines such as; history, sociology, media, economics art and aesthetics. In addition, he has studies expressing different ideas about the discipline and future of architecture. According to Baudrillard, nowadays one of the problems of architecture is to say that architecture cannot be done without the idea of architecture and history of architecture. If you have an architectural project idea; different data about space, history, environment, elements of the project, objectives; all of which will, at a given moment, lead to the formation of an unexpected object that will make it truly different from the initial project. In Baudrillard's words, nowadays everything is caught by cancerous cells of culture; architecture also has its share. In our age, in architecture, as in all areas, the real is lost in the virtual. He says that this “radical” hypothesis is
not pessimistic. Baudrillard wants architecture and architectural objects to remain out of the ordinary and does not desire it to be reduced to “virtual reality”.
The aim of the study is to read the concept of Anti-Arkitektur, which Jean
Baudrillard described in his work titled "Architektur: Wahrheit oder
Radikalität? (Architecture: Truth or Radicality?)", through the sub-concepts used to describe the concept in the book. Baudrillard has defined the concept of Anti-Arkitektur as structures that only function as a pure phenomenon, a pure object, without any aesthetic value. The main reason why Baudrillard's work is a sample is that he mentioned the concept of Anti-Arkitektur only in this work. NVivo 12 program, which is frequently used in qualitative research, was used to obtain study findings. Within the scope of the study, by entering the text into the program, the frequency of use of the concepts was determined. The concepts obtained were made into a word cloud in line with word grouping systems. Then a table was created with the English meanings of the concepts. An architectural scene in which radicalism does not exist allows us to return to the primitive period of space. In this sense, architecture now serves as an “Anti-Arkitektur”. Architecture is largely doomed today merely to serve culture and communication. In other words, it is doomed to serve the virtual aestheticisation of the whole of society. The method of the study is qualitative research because it is a study conducted through discourses.

Research paper thumbnail of Replacing Architecture over Remake Concept: Simulacra Spaces as Design Reality and Representation

REPLACING ARCHITECTURE over REMAKE CONCEPT: SIMULACRA SPACES as DESIGN REALITY and REPRESENTATION, Sep 27, 2019

As globalization brought about certain changes in the equilibrium between production and consumpt... more As globalization brought about certain changes in the equilibrium between production and consumption, Baudrillard drew attention to the increase in consumption and the fall in production. In this context, Baudrillard argues, one can no longer talk about reality per se. For reality is now obscure, and is replaced by symbols. In response, Baudrillard proposed the simulation theory. In his simulation theory, Baudrillard argues that the reality is gradually lost, and is replaced by simulacra, or copies that conceal even the absence of the reality. To him, today production is no more, and is effectively replaced by remake. Briefly put, simulacra are the iconic equivalents of the images they are associated with through remaking process. Following the remake, the reality becomes insignificant, and we move into the era of simulation called
the hyperreality.
As is the case with numerous disciplines, all these processes have a
substantial impact on architecture as a discipline as well. In connection with this transformation, the dialectic of production-consumption has an impact on the space and its use as well. Along with the increase in remake, non-place spaces come into existence. As a result of the remake process, simulacrum spaces can effectively be deemed to be non-place spaces.
The study will entail a review of the remade simulacrum spaces, and discuss the concept of remake with reference to actual spaces and their simulacrum. Furthermore, the remade spaces will be analysed to see if they are real spaces, or simulacrum spaces. The remade spaces will be studied with reference to their reality within the framework of their representation as simulacrum and remake. The spaces to be studied and simulacra thereof will be chosen from among a set of spaces presented in print and/or electronic sources, which are deemed remakes according to the literature. The buildings proposed include the replica Statue of Liberty in Japan, White House in Georgia and Virginia, the replica Taj Mahal in India, Pisa Tower in Illinois, and the Parthenon in Nashville Tennessee.
The analysis will culminate in the emphasis that the formal re(make) space designs lead to the production of irrelevant/no-place spaces which are disconnected from the community.

Research paper thumbnail of GÖRSEL MEDYADA İÇ MEKÂN VE REKLAM SEKTÖRÜ: TELEVİZYON DİZİLERİ

5. Uluslararası Mobilya Kongresi, 2018

Sanayi devrimi sonrası bilimsel çalışmalar, endüstri devrimi, aydınlanma çağının etkileri kentleş... more Sanayi devrimi sonrası bilimsel çalışmalar, endüstri devrimi, aydınlanma çağının etkileri kentleşmeyi başka boyutlara taşımış ve toplumları modernizmle tanıştırmıştır. Bu sürecin en önemli aktörlerinden
biri kitle iletişimi ve kitle iletişim araçları yani medyadır. Çünkü medyanın küresel düzeyde kapsama alanı oldukça geniştir. Basılı ve görsel medyanın yanı sıra radyo, sinema ve televizyon gibi hem görsel
hem de işitsel medyanın ortaya çıkışı ile reklam pazarı genişlemiş, modadan mobilyaya, elektronikten aksesuara kadar geniş bir yelpazede ürünler tüketiciye çeşitli kanallarla ulaşmaya başlamıştır. Bu ürünler, televizyonlarda yer alan reklam kuşakları dışında, televizyon programlarında, sunucuların taşıdığı giysi ve aksesuarlarda, dizilerde de karşımıza çıkmaktadır. Neredeyse her evde var olan ve 24 saat yayın yapan televizyonlar ve televizyon programları tüketiciye ulaşmanın en kolay yollarından biri olmuştur. Özellikle Türkiye’de 1980 sonrası küreselleşmenin hız kazanmasıyla yaygınlaşan ve tek kanaldan çok kanala geçen televizyon, reklam piyasasının da yeni gözdesi olmuştur.
Çalışmanın amacı; televizyon dizilerinin iç mekânlarında kullanılan ürünlerin bir pazarlama nesnesine, televizyon dizilerinin de reklam sektörünün gözdesi haline dönüştüğünü Türkiye’de yayınlanan
televizyon dizileri üzerinden ortaya koymaktır.
Çalışmanın araştırma yöntemi olarak, nicel araştırma yöntemi, veri toplama ve analizi yapılmıştır. Çalışma kapsamı ve sınırlılıkları açısından Türkiye’de dizi sektöründeki gelişmeye paralel olarak 1980- 2017 yılları arasında Türkiye’de yayınlanan diziler belirlenmiştir. Örneklem seçimi ise orantısız tabakalı örneklem seçimi ile 10 yıllık dönemleri yansıtması açısından 1980’li, 1990’lı, 2000’li ve 2010’lu yıllardan izlenme oranları en yüksek diziler arasından üçer, toplamda 12 dizi seçilmiştir. Mekân devamlılığı açısından yayın sürelerinin üç yılı aşmamasına özen gösterilmiştir. Bu amaçla; 1980’li yıllardan “Kartallar Yüksek Uçar”, “Çalıkuşu” ve “Perihan Abla” dizileri, 1990’lı yıllardan “Şehnaz Tango”, “Kara Melek” ve “İkinci Bahar” dizileri, 2000’li yıllardan “7 Numara”,
“Çemberimde Gül Oya” ve “Aşk-ı Memnu” dizileri, 2010’lu yıllardan ise “Behzat Ç.: Bir Ankara Polisiyesi”, “Poyraz Karayel” ve halen yayınlanmaya devam eden “Ufak Tefek Cinayetler” dizileri çalışmada
incelenen diziler olmuşlardır.
Analizler yapılırken, dizilerin yayına girdiği ve bittiği dönemi karşılaştırma açısından ilk iki ve son iki bölümü izlenmiş, iç mekânlarında reklam unsuru olarak kullanılan ürünlerin sponsor (destekleyici) firma
tarafından sağlanıp sağlanmadığı tespit edilmiş ve iç mekân ile ilgili sponsor firmalar sınıflandırılmıştır. Değerlendirme ve sonuç bölümünde ise Türkiye’deki dizi sektörü içerisinde reklam sektörünün yıllara
göre nasıl değiştiği ve geliştiği, iç mekânda hangi ürün grubunun ön plana çıktığı tartışmaya açılmıştır.

Research paper thumbnail of İLK KADEME EĞİTİM YAPILARI DERSLİKLERİNDE FİZİKSEL KONFOR: RİZE İLİ

Eğitim ortamındaki fiziksel koşullar, eğitime olumlu veya olumsuz yönde etki edebilir. Etkili eği... more Eğitim ortamındaki fiziksel koşullar, eğitime olumlu veya olumsuz yönde etki edebilir. Etkili eğitim için bu çevrenin öğrenme-öğretme faaliyetlerine uygun, çocukların öğrenmelerini destekleyecek özelliklerde olması önemlidir. Fiziksel çevrenin, eğitimdeki başarı ve verimliliğe etkilerini konu alan birçok çalışmada öğretimin uygun konfor koşullarına sahip
çevrede gerçekleştiğinde daha başarılı olduğu ifade edilmektedir. Öğrencilerin içinde yaşadıkları ve çalıştıkları çevrenin onların tüm davranışlarını etkilediği hususu bugün bilimsel bir gerçek olarak kabul edilmektedir. Bu bağlamda dersliklerin hem öğrencilerin hem de
öğretmenlerin gereksinimlerini karşılayacak ergonomik tasarım prensiplerine uygun koşullara sahip olması önemlidir. Ergonomik tasarım mekânsal organizasyon, donatı/ekipmanların özellikleri ve fiziksel konfor koşullarından oluşmasına yönelik farklı parametreleri kapsar. Fiziksel konfor koşullarını etkileyen değişkenler hem iç mekân hem de dış mekân özellikleri ile ilişkilidir.
Çalışma kullanıcıların dersliklerin konfor koşulları konusunda eklentilerinin hangi unsurlarla ilişkili olduğunu ortaya koymayı ve bu beklentilerin ne ölçüde karşılandığını tespit etmeyi amaçlamaktadır. Bu kapsamda Rize ili Merkez ilçede bulunan üç ilkokuldaki dersliklerin
fiziksel konfor koşulları incelenmiştir. Çalışmanın ilk adımında, dersliklerin fiziksel konfor koşullarıyla ilgili literatür analizi yapılmış olup çalışma kapsamında dersliklerdeki fiziksel konfor koşulları; görsel konfor, ısısal konfor ve işitsel konfor olmak üzere üç başlıkta ele alınmıştır. Ardından Rize ili merkezinde belirlenen 3 ilkokulda dersliklerin fiziksel konfor koşullarına ilişkin kullanıcı grubu olan 542 öğrenciyle anket çalışması, 24 öğretmenle de görüşme yapılmıştır. Yapılan anket çalışması ve görüşme ile kullanıcıların mekâna dair memnuniyet düzeyleri ve beklentileri hakkında bilgi edinilerek, elde edilen bilgiler doğrultusunda kullanıcıların gereksinimlerine yönelik iyileştirmeler önerilmiştir.

Research paper thumbnail of Hayao Mi̇yazaki̇ Si̇nemasi Üzeri̇nden Geleneksel Japon Mi̇mari̇si̇ni̇n Okunmasi

Turkish online journal of design, art and communication, Mar 9, 2024

Research paper thumbnail of Okul Öncesi Dönem Çocuklarının Okula Uyumlarının Evde Öğrenme Ortamları Açısından Değerlendirilmesi

Zenodo (CERN European Organization for Nuclear Research), Sep 29, 2023

5-6 yaş aralığındaki çocuklarının okula uyumlarının sağlanması okul yaşamının ilk evresi olan oku... more 5-6 yaş aralığındaki çocuklarının okula uyumlarının sağlanması okul yaşamının ilk evresi olan okul öncesi dönemden başlamaktadır. Bu dönemde çocukların okula uyumlarının incelenmesi ve bu durum üzerinde etkili olan faktörlerin belirlenmesi oldukça önemlidir. Çocukların okuldan önce içinde bulundukları ev ortamlarının niteliği burada önem kazanmaktadır. Bu nedenle bu araştırmanın amacı okul öncesi dönem çocuklarının okula uyumlarının evde öğrenme ortamları açısından değerlendirilmesidir. Bu amaçla araştırma karma araştırma modelinde tasarlanmıştır. Çalışma grubunda okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden 5-6 yaş grubu 270 çocuk yer almaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak çocukların okula uyumlarını tespit etmek amacıyla 5-6 Yaş Çocukları İçin Okul Uyumu Öğretmen Değerlendirme Ölçeği ve evde öğrenme ortamlarını değerlendirmek amacıyla araştırmacılar tarafından hazırlanan evde öğrenme ortamları anket formu kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda çocukların okula uyum düzeylerinin yüksek olduğu; evde öğrenme ortamlarının çocuklara uygun ve nitelikli olduğu tespit edilmiştir. Kız çocukların okula uyumlarının erkeklerden daha yüksek olduğu ve 6 yaş çocukların okula uyumlarının 5 yaşındakilerden daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca çocukların okula uyumlarının evde öğrenme ortamlarına göre farklılaştığı tespit edilmiştir. Buna göre kendine ait odası, masası, sandalyesi ve dolabı olan çocukların okula uyumları olmayanlardan; evde rutin bir programı olan çocukların okula uyumları olmayanlardan ve evde eğitici-öğretici etkinlikler yapan çocukların okula uyumları ekran odaklı etkinlikler yapanlardan daha yüksektir.

Research paper thumbnail of Evliya Çelebi Seyahatnâmesi Üzerinden Bir Okuma: Erzurum Kenti ve Tarihi Yapıları

Social sciences studies journal (sssjournal), Dec 31, 2022

Research paper thumbnail of The Status of Sustainability in Architectural Education

Üniversite araştırmaları dergisi, Mar 20, 2024

Research paper thumbnail of Use of Green Items in City Furnitures

Journal of social and humanities sciences research, 2018

Research paper thumbnail of Spatial Organization of Interior Design Studios in the Normalization Process

Turkish online journal of design, art and communication, Apr 1, 2022

ÖZ Son iki yıldır insanoğlunun mücadele ettiği Covid-19 salgını küresel bir halk sağlığı krizine ... more ÖZ Son iki yıldır insanoğlunun mücadele ettiği Covid-19 salgını küresel bir halk sağlığı krizine neden olmuştur. Bu krizin yönetilmesinde alınan sağlık önlemleri ile birlikte hastalığın yayılmasını önlemek için sosyal mesafenin korunmasına ilişkin çeşitli yönergeler oluşturulmuştur. Salgını yavaşlatmak için öncelikle eğitimin her kademesinde süresi belirsiz olarak eğitime ara verilmiştir. Salgın sürecinde eğitimin devamı için gereksinim duyulan dijital değişimler ve bu değişimlere entegrasyonlar hem öğrencilerde hem de eğitimcilerde şok etkisi ve adaptasyon açısından olumsuzluklar yaratmıştır. Üniversitelerde tasarım tabanlı uygulamalar üzerine kurulu etkileşimli bir süreçten oluşan programlarda; fiziksel öğrenme ortamlarının yerini dijital ekranın alması endişelere yol açmıştır. Salgınla mücadelede uzaktan eğitim süreci virüsün yayılımını control altına almada oldukça etkili olmuştur. Salgının aşılama ve alınan önlemlerle kontrol altına alınmasıyla normalleşme süreci çalışmaları başlamıştır. Yüz yüze eğitimin başlaması etkileşimin yoğun olduğu tasarım stüdyolarında mekânsal organizasyonun sosyal mesafeye uygun olarak ele alınması gerektiğini gündeme getirmiştir. Çalışmanın amacı, salgın rehberinde bu stüdyoların yerleşim düzenlerini tanımlamaktır. Bu bağlamda Atatürk Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi İç Mimarlık Bölümü lisans programında eğitimlerin gerçekleştirildiği stüdyo örneklem olarak ele alınmıştır. Değerlendirme ölçütü olarak farklı kurumların konu kapsamında hazırladıkları rehberler, açıklamalar incelenmiş, Atatürk Üniversitesi Salgın Yönetimi Rehberi baz alınmıştır. Çalışma kapsamında stüdyoların mekânsal organizasyonlarına dair önerilerde bulunulmuştur. Bu önerilerde 4 m 2 'nin üzerinden 8, 10 ve 12 kişilik gruplardan oluşan öğrencilere yönelik sınıf düzenlemelerine yer verilmiştir.

Research paper thumbnail of Kültürel Mirasın Sürdürülebilirliği: Rize Kafdağı Konak Oteli Örneği

Art-e Sanat Dergisi

Kültürel miras, toplumu bir arada tutan ortak değerlerin gelecek nesillere aktarımıyla varlığını ... more Kültürel miras, toplumu bir arada tutan ortak değerlerin gelecek nesillere aktarımıyla varlığını sürdüren hem somut hem de soyut öğelerin bütünüdür. Son dönemlerde oldukça ilgi gören ve üzerinde çalışmalar yapılan bir konu olan sürdürülebilirlik kültürel mirasın devamlılığını sağlamada önemli bir etkendir. Kültürel mirası korumak çevresel, ekonomik ve sosyal gelişmeyi desteklemektedir. Yerel değerler, yaşam tarzı, malzeme ve ustalığın ürünü olan geleneksel mimari kültürel mirasın en belirgin örneklerindendir. Geleneksel mimarinin sürdürülebilirliği konusunda koruma kadar bu yapılardaki özelliklerin yorumlanarak yeniden kullanılması da önemli bir husustur. Bu bağlamda, çalışmada geleneksel mimarinin sahip olduğu özelliklerinden yola çıkarak sürdürülebilirlik bağlamında yeni yapılan bir tasarımda kültürel mirasın nasıl yorumlanabileceği Rize’de yer alan bir butik otel kapsamında ele alınmıştır. Geniş bir literatür taraması ile başlayan çalışmada, doküman analizi yöntemi ile örneklem ç...

Research paper thumbnail of Spatial Analysis of Ottoman Hammams in Erzurum

Periodica Polytechnica Architecture, Nov 17, 2022

Throughout history, water has been one of the defining elements of life in all cultures. In line ... more Throughout history, water has been one of the defining elements of life in all cultures. In line with the needs of society, public spaces have been designed for their access to water. Baths are also structures built for faith, cleanliness and health. The study examines the spatial organisation in the Ottoman Period baths through examples. Following this, the baths in Erzurum, a winter city, are discussed. Within the scope of the study, 13 baths in the Yakutiye district of Erzurum, which still exists today, were examined through literature and plan drawings. As a result of the evaluations, it was determined that, in some, the function has changed, while others have undergone spatial changes. Only two of Erzurum's hammams have undergone a function change, namely Askeri Hammam and Şeyhler Hammam. Although Gümrük Hammam continues to preserve its function, it is no longer operational. Other hammams, however, still operate in the same way. This study draws attention to the baths that had particular importance for cleanliness, health and rituals during the period. The study area is located in Eastern Anatolia, home to many Ottoman-era baths in Turkey; it is bordered by the city of Erzurum, which has been home to many civilisations. This study contributes to the literature on how the culturally important baths of the Ottoman Period are organised as a place.

Research paper thumbnail of İnanç Turizmi Kapsamında Erzurum’da Yer Alan Dini Yapılar

Journal of Academic Tourism Studies

Özet İnanç turizmi, dini inançları gerçekleştirmek üzere ortaya çıkmıştır. Müslümanların Mekke, Y... more Özet İnanç turizmi, dini inançları gerçekleştirmek üzere ortaya çıkmıştır. Müslümanların Mekke, Yahudilerin Kudüs, Hıristiyanların Kudüs ve Roma ziyaretleri inanç turizminin örnekleri arasındadır. Sadece bu merkezlerle sınırlı kalmayan inanç turizminin farklı motivasyonları mevcuttur. Kutsal olana erişmek ve kutsal bir mekânı deneyimlemek motivasyonların başında gelmektedir. İnanç turizminde din amaçlı merkezler sınıflandırılmıştır. Özellikle tarihi değeri olan, dini temellere dayalı işlevlere sahip yapılar inanç turizmi kapsamında değerlendirilmiştir. Ülkemiz de boyunca farklı inanca sahip toplumlara ev sahipliği yapmıştır. Bu toplumlardan miras kalan, günümüze ulaşmış dini yapılar inanç turizminin önemli varlıklarıdır. Kültür Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen İnanç Turizmi Projesi ile tüm illerde ziyaret edilebilecek semavi dinlere ait yapılar belirlenmiştir. Erzurum da inanç turizmine önemli katkılar sağlayan bir şehirdir. Malazgirt Savaşı ile birlikte Türk hâkimiyetine giren Erzurum'da Müslüman toplumlara ait birçok eser günümüze gelmiştir. Eserler inanç turizmi yapı grupları olarak; türbe ve kümbetler, medreseler, camilerdir. Yapı grupları kapsamında eser sayısı oldukça fazladır. Ancak Bakanlık tarafından inanç turizmi yapıları olarak belirlenmiş; Çifte Minareli Medrese, Yakutiye Medresesi, Ulu (Atabey) Cami ve Üç Kümbetler çalışma kapsamını oluşturmaktadır. Farklı disiplinlerin işbirliği ile inanç turizmine katkı sağlanması amaçlanan çalışmada ilk olarak yapıların tarihi, mimari özellikleri hakkında veriler aktarılmıştır. Ardından yapılar için inanç turizmi kapsamında kullanılması hedeflenen tarihi ve mimari özelliklerinin yer aldığı tanıtım kartları oluşturulmuştur.

Research paper thumbnail of Parallax as a Space

Ulakbilge Dergisi, 2019

abesgen(at)ktu.edu.tr / abesgen(at)gmail.com *Bu çalışma, 3. SADA Sempozyumunda sözlü bildiri ola... more abesgen(at)ktu.edu.tr / abesgen(at)gmail.com *Bu çalışma, 3. SADA Sempozyumunda sözlü bildiri olarak sunulmuştur.

Research paper thumbnail of Bir Kültürel Mirasın Serüveni: Erzurum Feyzullah Efendi Konağı

Journal of humanities and tourism research (Online)

Research paper thumbnail of Normallesme Surecinde Ic Mimari Tasarım Studyolarının Mekansal Organizasyonu

Design, art and communication are evaluated together since they are interdisciplinary fields. It ... more Design, art and communication are evaluated together since they are interdisciplinary fields. It is not possible to understand design as a mode of communication without considering design theories and design principles. The design works that do not have an artistic point of view and/or the art works that do not have design principles and design theories can not exist. In addition to these, art or design is known as a communication activity. As a result, these three fields are intertwined and essential for one another. TOJDAC, which was first published after Visualist 2012 International Congress on Visual Culture at Istanbul Kültür University, is an online journal that publishes original research papers and solicits review articles on developments in these three fields. The scientific board consists of the Visualist 2012 scientific committees. In this context, TOJDAC is qualified as an "international peer-reviewed journal". It is a peer-reviewed international journal published four times a year. Each volume has a different theme and a guest editor. Themes and subheads that are chosen under the main topic of "Design, Art and Communication" are determinants in choosing and publishing articles. The journal is indexed in Ulakbim, Crossref, Index Copernicus, Google Scholar, Cite Factor, Dergipark and Ebsco Host. The aim of TOJDAC is to create a source for academics and scientists who are doing research in the arts, design and communication that feature formally well-written quality works. And also create a source that will contribute and help develop the fields of study. Accordingly, TOJDAC's intentions are on publishing articles and scientific works which are guided by a scientific quality sensibility.

Research paper thumbnail of TRACES OF CLIMATE IN TRADITIONAL ERZURUM HOUSES

Architectural Heritage and Conservation Practices, 2022