Umut ER | Sakarya University (original) (raw)
Papers by Umut ER
UFUK GÜLSOY, Osmanlı Gayrimüslimlerinin Askerlik Serüveni, Simurg Yayın Evi, İstanbul 2000, 227 s... more UFUK GÜLSOY, Osmanlı Gayrimüslimlerinin Askerlik Serüveni, Simurg Yayın Evi, İstanbul 2000, 227 sayfa. ISBN 975-7172-36-7.
Kitap Osmanlı Devletinde Tanzimat Dönemi ile birlikte ortaya çıkmaya başlayan gayrimüslimlerin askere alınma fikri ve bu fikir sonucu ortaya çıkan bedel-i askeri ile başlayan serüvenin aslında erken dönemlerde de farklı şekilde uygulandığını kaynaklarıyla ortaya koyan ve bize farklı bir açıdan da konuya bakmamızı sağlıyor. Arşivlerden yararlanılarak dipnotlarıyla beraber öncelikle gayrimüslimlerin erken dönemdeki askeri rolünü işliyor.
Günümüzde devletlerin birbirleri ile olan ilişkilerini, sınırlarını ve dahi birçok şeyi belirleye... more Günümüzde devletlerin birbirleri ile olan ilişkilerini, sınırlarını ve dahi birçok şeyi belirleyen etken I. Dünya Savaşı kabul edilebilir. Ancak bu savaş ortamının oluşması ve bloklaşmalar, esasen 1789’da Fransa’da cereyan eden isyanlar sonucunda ortaya çıkan Fransız İhtilali’dir. 1789-1815 yıllarında Avrupa’dan başlayan çalkantılar dünyaya yeni fikirler, siyasi görüşler ve akımlar getirmiştir. Buradan hareketle I. Dünya Savaşı’nın temel sebeplerini 1815’ten başlatarak oluşan bloklaşma ve ittifak hareketlerine bağlayabiliriz. Bu tarihler arasında ise fikir akımlarının etkili olduğu 1815-1871 yılları ve bu fikir akımlarından birkaçının gerçekleşmesi sonucu oluşan olayları 1871-1914 yıllarında ikiye ayırarak analiz edebiliriz. Yani bizi bloklaşma ve blokların çatışmasına götüren süreci 1789’dan başlatabiliriz. Sonrasında ortaya çıkan fikir akımları ve bu akımların gerçekleşmesini de iki tarihe ayırarak yorumlayabiliriz. Bu akımların gerçekleşmesi bizi çarpışma yıllarına yani 1914’e götürecektir.
Melih Feyizoğlu tarafından yazılan Umut Er tarafından editörlüğü yapılan Geleneksel Türk Okçuluğu... more Melih Feyizoğlu tarafından yazılan Umut Er tarafından editörlüğü yapılan Geleneksel Türk Okçuluğunda ki ahşap ok yapımı konusunda püf noktaları da barındıran yazıyı yayın sürecine hazırladık. Okurlarımız ahşap okların günümüzde nasıl hazırlanabileceğini bu temel yazıdan kolaylıkla öğrenebileceklerdir.
Türk yayı ve okları, Türkler için çok önemli bir savaş aleti olmuştur. Türklerin tarih sahnesine ... more Türk yayı ve okları, Türkler için çok önemli bir savaş aleti olmuştur. Türklerin tarih sahnesine çıkmalarından sonra, at üstünde iyi bir atıcı olarak hayat sürmüş oku ve yayı kullanarak avcılık yeteneklerini geliştirmişlerdir. Gelişen bu yeteneklerini savaşlarda da kullanarak birçok başarı elde etmişlerdir. Yaylarında sadece ağaç değil refleksi olan boynuz ve sinir gibi doğal malzemeler kullanmışlardır. Bir mühendislik eseri gibi geliştirerek savaş aletini basit bir yapıdan gelişmiş bir yapıya dönüştürmüşlerdir. Ortalama yapım süresi en az bir, iki yıl olmuştur. Orta Asya’dan kalkan Türklerin sınırlarının Orta Doğu’ya ulaşması, İslam dinini benimsemeleri okçuluğa dini bir boyut kazandırmıştır. Oklar gazâ niyeti ile atılmış ve yay cennetten gelme olarak rivayet olunarak, kutsal sayılmıştır. Bu coğrafyada devletlerini büyüten Selçuklular da Türk devletleri gibi ok ve yayı devlet sembolü olarak birçok yerde kullanmışlardır. Kazandıkları birçok savaşta düşmanı uzaktan azaltmak için ok ve yayı kullanmışlardır. Dağınık yapıda at üstünde ok atma becerileri, birleşik ve sıkışık yapıdaki orduları dağıtmakta etkili olmuştur. Sonrasında Anadolu’da bir beylikten devlete yükselen Osmanlılar da erken dönemlerinde okçuluk ile alakalı olarak meydanlar tahsis etmişlerdir. XV. Yüzyılın ortalarında Fatih Sultan Mehmed ile başlayan merkezi devletleşme uygulamaları ve İstanbul’un fethi sonrası kurulan müesseler birlikteliğinde okçuluk spora ve sportif atıcılığa dönüşmüştür. Yeni Çağ’da savaştan spora dönüşmüş okçuluğun, içerisindeki en önemli paya sahip olan Osmanlı yayı yapımı oldukça meşakkatli ve ustalık isteyen bir iş olmuştur. Devletin büyümesi ile kurulan tesislerdeki imkanlar artmış ve yay üretimi, ok üretimi daha profesyonelleşmiştir. Profesyonellik, yapılan aletleri birer sanat eserine dönüştürmüş ve başarılar getirmiştir. Bu yaylar ile atılan oklar dünya tarihinde emsali görülmemiş bir uzaklığa varmıştır. İşte bahsedilen yayların yapımı kadar atışa hazır hale getirilmesi de oldukça önemlidir. Yaylar yasılırken ve kasılırken oldukça titizce davranılmış ve savaşlarda orduyla beraber kemangerler götürülmüştür.
Yazımızın birinci bölümde Türk yayının nasıl kurulması gerektiğinin tarihsel kaynaklardaki tasvirine yer verdik. İkinci bölümde ise günümüzdeki uygulamanın nasıl yapılabileceğine dair detaylı bir şekilde yer verdik.
İSMAİL HAKKI UZUNÇARŞILI, Osmanlı Devletinin İlmiye Teşkilatı, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankar... more İSMAİL HAKKI UZUNÇARŞILI, Osmanlı Devletinin İlmiye Teşkilatı, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 2014, 370 sayfa. ISBN 978-975-16-0043-1.1.
Osmanlı Devletinde İlmiye Teşkilatı, devletin yönetiminde önemli rol üstlenen birçok kurumu içerisinde barındırmıştır. Bu kurumlar devletteki adaletin, güvenin sembolü olmakla beraber sistemin doğru çalışması içinde oldukça mühimdirler. Osmanlı devletinin ayanından reayasına, payitahtından taşrasına, adaletini, gücünü götürmesi ilmiye teşkilatı sayesinde olmuş ve teşkilattaki bozulmalar aynı zamanda devletinde bozulmalarının sebepleri arasında sayılmaktadır. Ord. Prof. İsmail Hakkı UZUNÇARŞILI tarafından neşredilen bu kitap, teşkilatın devletin işleyişindeki rolünü detaylarıyla gözler önüne sermektedir. Müderrislik, kadılık, padişah hocaları, kazaskerler, Osmanlılarda nakibül eşraflık, müftülük, huzur dersleri, dini ve hukuki sahada yetişen meşhur ilim adları, ilmiye mesleğinin ıslahı hakkında muhtelif tarihlerdeki emir ve fermanlar, ikinci meşrutiyetin ilanından sonraki müderrislik ve kadılık teşkilatı, ilmiye rütbeleri dereceleri, ilmiye rütbesinin mülki ve askeri rütbelere muadeleti adlı bölümler yer almaktadır.
Bu çalışmamızda genel olarak kitabı analiz etmiş bulunuyoruz.
2019 Yılında Genç Dergi'ye Geleneksel Türk Okçuluğu ve şirketleşme hakkında yaptığımız faaliyetle... more 2019 Yılında Genç Dergi'ye Geleneksel Türk Okçuluğu ve şirketleşme hakkında yaptığımız faaliyetleri konu alan bir röportaj. Röportajı gerçekleştiren Genç Dergi editörü M. Erkam ÖZEREN'e teşekkürü bir borç bilirim. Röportajımızda Geleneksel Türk Okçuluğunun tarihçesini, kullanılan malzemeleri ve günümüzde nasıl bir faaliyetle sürdürülebildiğini genel hatlarıyla anlattık. Ve şirketimiz Konuralp Okçuluk ™ hakkında bilgi paylaşarak, ülkemizdeki genç girişimcilere verilen desteği bununla birlikte bizlerin nereleri nasıl başardığına genel olarak yer verdik. Emeği geçenlere teşekkürler.
Umut ER, Adapazarı, 2020
2020 Ocak ayında kaleme alınmış bu yazı Kerem KORKMAZ tarafından yazılmış Umut ER tarafından düze... more 2020 Ocak ayında kaleme alınmış bu yazı Kerem KORKMAZ tarafından yazılmış Umut ER tarafından düzenlenmiş ve yayına hazır hale getirilmiştir.
İçerik: Osmanlı yayı çok eski tarihlerden beri gelen kompozit yay yapısının zirve bulmuş halidir. Öncelikle konuya girmeden evvel yay nedir ne olmalıdır bunu ele alarak başlamakta fayda görüyorum: Yay, birbirine uyum sağlayan bir kaç organik maddenin uygun şartlarda birbirine monte edilerek ve bu maddelerin birbirine uyum sağlayarak senkron bir şekilde hareket ederek refleks, stres yaratarak ok dediğimiz delici çubuğu çok ilerilere itmeyi sağlayan dahiyane yapıya yay denir. Bu yazımızda organik Osmanlı yayının temel yapısını kısa olarak ele alıyoruz.
UFUK GÜLSOY, Osmanlı Gayrimüslimlerinin Askerlik Serüveni, Simurg Yayın Evi, İstanbul 2000, 227 s... more UFUK GÜLSOY, Osmanlı Gayrimüslimlerinin Askerlik Serüveni, Simurg Yayın Evi, İstanbul 2000, 227 sayfa. ISBN 975-7172-36-7.
Kitap Osmanlı Devletinde Tanzimat Dönemi ile birlikte ortaya çıkmaya başlayan gayrimüslimlerin askere alınma fikri ve bu fikir sonucu ortaya çıkan bedel-i askeri ile başlayan serüvenin aslında erken dönemlerde de farklı şekilde uygulandığını kaynaklarıyla ortaya koyan ve bize farklı bir açıdan da konuya bakmamızı sağlıyor. Arşivlerden yararlanılarak dipnotlarıyla beraber öncelikle gayrimüslimlerin erken dönemdeki askeri rolünü işliyor.
Günümüzde devletlerin birbirleri ile olan ilişkilerini, sınırlarını ve dahi birçok şeyi belirleye... more Günümüzde devletlerin birbirleri ile olan ilişkilerini, sınırlarını ve dahi birçok şeyi belirleyen etken I. Dünya Savaşı kabul edilebilir. Ancak bu savaş ortamının oluşması ve bloklaşmalar, esasen 1789’da Fransa’da cereyan eden isyanlar sonucunda ortaya çıkan Fransız İhtilali’dir. 1789-1815 yıllarında Avrupa’dan başlayan çalkantılar dünyaya yeni fikirler, siyasi görüşler ve akımlar getirmiştir. Buradan hareketle I. Dünya Savaşı’nın temel sebeplerini 1815’ten başlatarak oluşan bloklaşma ve ittifak hareketlerine bağlayabiliriz. Bu tarihler arasında ise fikir akımlarının etkili olduğu 1815-1871 yılları ve bu fikir akımlarından birkaçının gerçekleşmesi sonucu oluşan olayları 1871-1914 yıllarında ikiye ayırarak analiz edebiliriz. Yani bizi bloklaşma ve blokların çatışmasına götüren süreci 1789’dan başlatabiliriz. Sonrasında ortaya çıkan fikir akımları ve bu akımların gerçekleşmesini de iki tarihe ayırarak yorumlayabiliriz. Bu akımların gerçekleşmesi bizi çarpışma yıllarına yani 1914’e götürecektir.
Melih Feyizoğlu tarafından yazılan Umut Er tarafından editörlüğü yapılan Geleneksel Türk Okçuluğu... more Melih Feyizoğlu tarafından yazılan Umut Er tarafından editörlüğü yapılan Geleneksel Türk Okçuluğunda ki ahşap ok yapımı konusunda püf noktaları da barındıran yazıyı yayın sürecine hazırladık. Okurlarımız ahşap okların günümüzde nasıl hazırlanabileceğini bu temel yazıdan kolaylıkla öğrenebileceklerdir.
Türk yayı ve okları, Türkler için çok önemli bir savaş aleti olmuştur. Türklerin tarih sahnesine ... more Türk yayı ve okları, Türkler için çok önemli bir savaş aleti olmuştur. Türklerin tarih sahnesine çıkmalarından sonra, at üstünde iyi bir atıcı olarak hayat sürmüş oku ve yayı kullanarak avcılık yeteneklerini geliştirmişlerdir. Gelişen bu yeteneklerini savaşlarda da kullanarak birçok başarı elde etmişlerdir. Yaylarında sadece ağaç değil refleksi olan boynuz ve sinir gibi doğal malzemeler kullanmışlardır. Bir mühendislik eseri gibi geliştirerek savaş aletini basit bir yapıdan gelişmiş bir yapıya dönüştürmüşlerdir. Ortalama yapım süresi en az bir, iki yıl olmuştur. Orta Asya’dan kalkan Türklerin sınırlarının Orta Doğu’ya ulaşması, İslam dinini benimsemeleri okçuluğa dini bir boyut kazandırmıştır. Oklar gazâ niyeti ile atılmış ve yay cennetten gelme olarak rivayet olunarak, kutsal sayılmıştır. Bu coğrafyada devletlerini büyüten Selçuklular da Türk devletleri gibi ok ve yayı devlet sembolü olarak birçok yerde kullanmışlardır. Kazandıkları birçok savaşta düşmanı uzaktan azaltmak için ok ve yayı kullanmışlardır. Dağınık yapıda at üstünde ok atma becerileri, birleşik ve sıkışık yapıdaki orduları dağıtmakta etkili olmuştur. Sonrasında Anadolu’da bir beylikten devlete yükselen Osmanlılar da erken dönemlerinde okçuluk ile alakalı olarak meydanlar tahsis etmişlerdir. XV. Yüzyılın ortalarında Fatih Sultan Mehmed ile başlayan merkezi devletleşme uygulamaları ve İstanbul’un fethi sonrası kurulan müesseler birlikteliğinde okçuluk spora ve sportif atıcılığa dönüşmüştür. Yeni Çağ’da savaştan spora dönüşmüş okçuluğun, içerisindeki en önemli paya sahip olan Osmanlı yayı yapımı oldukça meşakkatli ve ustalık isteyen bir iş olmuştur. Devletin büyümesi ile kurulan tesislerdeki imkanlar artmış ve yay üretimi, ok üretimi daha profesyonelleşmiştir. Profesyonellik, yapılan aletleri birer sanat eserine dönüştürmüş ve başarılar getirmiştir. Bu yaylar ile atılan oklar dünya tarihinde emsali görülmemiş bir uzaklığa varmıştır. İşte bahsedilen yayların yapımı kadar atışa hazır hale getirilmesi de oldukça önemlidir. Yaylar yasılırken ve kasılırken oldukça titizce davranılmış ve savaşlarda orduyla beraber kemangerler götürülmüştür.
Yazımızın birinci bölümde Türk yayının nasıl kurulması gerektiğinin tarihsel kaynaklardaki tasvirine yer verdik. İkinci bölümde ise günümüzdeki uygulamanın nasıl yapılabileceğine dair detaylı bir şekilde yer verdik.
İSMAİL HAKKI UZUNÇARŞILI, Osmanlı Devletinin İlmiye Teşkilatı, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankar... more İSMAİL HAKKI UZUNÇARŞILI, Osmanlı Devletinin İlmiye Teşkilatı, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 2014, 370 sayfa. ISBN 978-975-16-0043-1.1.
Osmanlı Devletinde İlmiye Teşkilatı, devletin yönetiminde önemli rol üstlenen birçok kurumu içerisinde barındırmıştır. Bu kurumlar devletteki adaletin, güvenin sembolü olmakla beraber sistemin doğru çalışması içinde oldukça mühimdirler. Osmanlı devletinin ayanından reayasına, payitahtından taşrasına, adaletini, gücünü götürmesi ilmiye teşkilatı sayesinde olmuş ve teşkilattaki bozulmalar aynı zamanda devletinde bozulmalarının sebepleri arasında sayılmaktadır. Ord. Prof. İsmail Hakkı UZUNÇARŞILI tarafından neşredilen bu kitap, teşkilatın devletin işleyişindeki rolünü detaylarıyla gözler önüne sermektedir. Müderrislik, kadılık, padişah hocaları, kazaskerler, Osmanlılarda nakibül eşraflık, müftülük, huzur dersleri, dini ve hukuki sahada yetişen meşhur ilim adları, ilmiye mesleğinin ıslahı hakkında muhtelif tarihlerdeki emir ve fermanlar, ikinci meşrutiyetin ilanından sonraki müderrislik ve kadılık teşkilatı, ilmiye rütbeleri dereceleri, ilmiye rütbesinin mülki ve askeri rütbelere muadeleti adlı bölümler yer almaktadır.
Bu çalışmamızda genel olarak kitabı analiz etmiş bulunuyoruz.
2019 Yılında Genç Dergi'ye Geleneksel Türk Okçuluğu ve şirketleşme hakkında yaptığımız faaliyetle... more 2019 Yılında Genç Dergi'ye Geleneksel Türk Okçuluğu ve şirketleşme hakkında yaptığımız faaliyetleri konu alan bir röportaj. Röportajı gerçekleştiren Genç Dergi editörü M. Erkam ÖZEREN'e teşekkürü bir borç bilirim. Röportajımızda Geleneksel Türk Okçuluğunun tarihçesini, kullanılan malzemeleri ve günümüzde nasıl bir faaliyetle sürdürülebildiğini genel hatlarıyla anlattık. Ve şirketimiz Konuralp Okçuluk ™ hakkında bilgi paylaşarak, ülkemizdeki genç girişimcilere verilen desteği bununla birlikte bizlerin nereleri nasıl başardığına genel olarak yer verdik. Emeği geçenlere teşekkürler.
Umut ER, Adapazarı, 2020
2020 Ocak ayında kaleme alınmış bu yazı Kerem KORKMAZ tarafından yazılmış Umut ER tarafından düze... more 2020 Ocak ayında kaleme alınmış bu yazı Kerem KORKMAZ tarafından yazılmış Umut ER tarafından düzenlenmiş ve yayına hazır hale getirilmiştir.
İçerik: Osmanlı yayı çok eski tarihlerden beri gelen kompozit yay yapısının zirve bulmuş halidir. Öncelikle konuya girmeden evvel yay nedir ne olmalıdır bunu ele alarak başlamakta fayda görüyorum: Yay, birbirine uyum sağlayan bir kaç organik maddenin uygun şartlarda birbirine monte edilerek ve bu maddelerin birbirine uyum sağlayarak senkron bir şekilde hareket ederek refleks, stres yaratarak ok dediğimiz delici çubuğu çok ilerilere itmeyi sağlayan dahiyane yapıya yay denir. Bu yazımızda organik Osmanlı yayının temel yapısını kısa olarak ele alıyoruz.