Betül CAN | Selcuk University (Selçuk Üniversitesi) (original) (raw)

Uploads

Conference Presentations by Betül CAN

Research paper thumbnail of Sözcük Düzeyinden Yazınsal Metinlere - Batı Edebiyatında Doğu'nun Ayak İzleri / From Word Level to Literary Texts - The Footprints of the East in Western Literature

2nd International Congress of Language and Translation Studies, 2022

Öz Yazınsal metinlerde bir eserin, gerek kendi kültüründen gerek kendi kültürüne yabancı başka b... more Öz
Yazınsal metinlerde bir eserin, gerek kendi kültüründen gerek kendi kültürüne yabancı başka bir kültürden esinlenerek oluşturulması sıklıkla rastlanılan bir durumdur. Yabancı bir kültürün ürünü olan eserlerin ise ancak çeviri yoluyla hedef kültüre aktarılması neticesinde bir etkileşimden söz edilebileceği su götürmez bir gerçektir.
Arap edebiyatında yaygın olan sözlü kültür ve tahkiye (hikâye anlatma) geleneği, Batı’da olduğundan çok daha önce anlatı türünün gelişmesine yol açmıştır. Batılı yazarların, Doğu’nun mistik dünyasına duydukları merakın yanı sıra Doğu’dan çevrilen eserlerin kurgusundan da son derece etkilendikleri ve art arda benzer eserler kaleme aldıkları görülmektedir.
Buradan hareketle Batı edebiyatındaki pek çok eserin, Doğu kökenli olduğunu; özellikle Arap edebiyatı temelli olduğunu söylemek çok da yanlış olmayacaktır. Zira Avrupalı yazarların kaleminden çıkmış çoğu eserin, bir benzerinin kendilerinden çok daha önce Doğu kültürünün ürünü olan Arap edebiyatında var olması, bu durumun en bâriz kanıtıdır.
Söz gelimi; Dante (ö.1321)’nin İlâhî Komedya’sı neredeyse bütün dünyada tanınmasına rağmen, söz konusu eserin esin kaynağı olan ve ondan yaklaşık üç asır önce kaleme alınan Ebu’l-‘Alâ el-Ma‘arrî (ö.1057)’nin Risâletu’l-Gufrân adlı eserinden haberdâr olanların sayısı belki de çok azdır. Aynı şekilde Daniel Defoe (ö.1731)’nun 18. yüzyılda kaleme aldığı Robinson Crusoe adlı eseri, 12. yüzyılda İbn Tufeyl (ö.1185)’in yazmış olduğu Hayy bin Yakzân adlı eserle pek çok yönden benzerlik göstermektedir. Yine Doğu kültürünün ürünü olan “Binbir Gece Masalları”nın Avrupa dillerine tercüme edilmesi, Jorge Luis Borges’in deyimiyle “Avrupa edebiyatının yıldızının parladığı anın oluşmasına yardım etmiştir”.
Bahsi geçen eserlerin, Doğu’daki ilk örneklerinden ancak yüzyıllar sonra Batı’da yankı uyandırabilmiş olması, ilk çevirilerine, ancak o dönemde rastlanılmış olmasıyla açıklanabilir. Tercüme faaliyetleri olmasaydı, belki de Batı dünyası, söz konusu eserlerden habersiz kalmaya devam edecek; dahası, bu ölçüde bir etkileşimin gerçekleşmesi de mümkün olamayacaktı.
Bu çalışmada sukker, şeker, sugar, zucker, du sucre, zucchero ya da kahva, kahve, coffee, kaffee, café, caffé örneklerinde olduğu gibi sözcük düzeyinden başlayarak edebî metinlere değin, çeviri yoluyla aktarılan Doğu kültürünün, Batı edebiyatı üzerindeki yoğun etkisi ve yansımaları üzerinde durulacaktır. Eserler, örnek metinlerle karşılaştırmalı olarak ele alınacak; aralarındaki benzerlikler ile kültüre uyarlanması esnasında geçirdiği değişimler gözler önüne serilecektir.
Anahtar Kelimeler: Doğu Edebiyatı, Kültür Aktarımı, Batı Edebiyatı, Çeviri, Esinlenme, Uyarlama.

Abstract
In literary texts, the fact that a work is constituted by being inspired by its own culture or another culture which is foreign to its own culture is a common circumstance. It is an indisputable case that an interaction can only be mentioned as a result of transferring the works that are the product of a foreign culture to the target culture through the medium of translation.
The oral culture and the tradition of narration, namely tahkiya, prevalent in the Arabic literature lead to the development of narrative genre long before by comparison with the advance in the West. It is also observed that in addition to their curiosity about the mystical world of the East, the Western authors are highly influenced by the fiction of the works translated from the East, and consequently they produce similar works successively.
From this point of view, the expression that numerous works in the Western literature are of the Eastern origin, especially based on the Arabic literature may not be a false statement. Likewise, the fact that most of the works written by the European authors have resemblance to the ones existing long before in the Arabic literature which is the product of the Eastern culture is the most obvious proof of this situation.
For instance, although Dante’s (d. 1321) Divine Comedy is known almost all over the world, the number of people awaring of Abu’l-‘Ala al-Ma’arri’s (d. 1057) work, namely Risalat al-Ghufran, which is the source of inspiration for the aforementioned work and written approximately three centuries before it, may be very limited. Similarly, Daniel Defoe’s (d. 1731) work, Robinson Crusoe, written in the 18th century, has resemblance to the work, namely Hayy ibn Yaqzan, written by Ibn Tufayl (d. 1185) in the 12th century, in many respects. Furthermore, the translations of One Thousand and One Nights or The Arabian Nights, which is also the product of the Eastern culture, into the European languages “help creating the moment when the star of the European literature shines” in the words of Jorge Luis Borges.
The fact that the mentioned works are able to make splash in the West after centuries when their first examples already exist in the East can be expressed by the fact that their first translations are just encountered at that time. If there were no translation activities, perhaps the Western world would remain unaware of the works; moreover, such an interaction would not have been possible.
In this study, by starting from the word level to literary texts, with the examples of sukker, şeker, sugar, zucker, du sucre, zucchero or kahva, kahve, coffee, kaffee, café, caffé, the intense influence and reflections of the Eastern culture over the Western literature through the medium of translation are scrutinized. The works are discussed in comparison with the sample texts, and the similarities as well as the alterations during their adaptation to the culture are revealed.
Keywords: Eastern Literature, Cultural Transmission, Western Literature, Translation, Inspiration, Adaptation.

Research paper thumbnail of Çeviride Ara Dil Kullanımından Kaynaklı Dil Sorunları - Arapça Örneği

1st International Congress of Language and Translation Studies, 2021

Edebî çeviri, edebî metinlerin, hedef dilde de aynı anlamı ve üslûbu koruyacak şekilde eşdeğer ke... more Edebî çeviri, edebî metinlerin, hedef dilde de aynı anlamı ve üslûbu koruyacak
şekilde eşdeğer kelimelerle ve kültürel kayıplara yol açmadan aktarıldığı bir
çevirmenlik dalıdır. Yazılı çeviri denince akla ilk gelen tür olan edebî çeviri, en
genel anlamda roman ve hikâye çevirisi olarak da ifade edilebilen düzyazı ve
kurmaca çevirisi, şiir çevirisi ve tiyatro eserlerinin çevirisini kapsamaktadır. Bu
çeviri türünde, içerikle birlikte öncelikle çevrilecek metnin biçim, üslûp, sözcük,
ses, sözdizimi gibi bütün dilbilgisel örgüsünün aktarılması gerekmektedir.
Edebiyatın temel amacı, okuyucuyu bilgilendirmek olmayıp duygu aktarımını
sağlamak olduğu için edebiyat çevirisinde de aynı amacın korunması esastır.
Bu bakımdan kaynak metindeki yazarın üslûbunun korunması ve hedef dile
olabildiğince aktarılması da son derece önemlidir.
Edebi çeviri sürecinde kaynak dil ile hedef dil arasındaki farklılıklardan kaynaklı
bazı çeviri kayıpları ortaya çıkmaktadır. Eşdeğerliğin tam sağlanamaması, kültürel
unsurlar, verilmek istenen mesajın doğru anlaşılamaması ve çevirmen tercihleri gibi
unsurlar bu kayıplardan bazılarını oluşturmaktadır. Ara dilden yapılan çeviriler de
söz konusu kayıplara yol açan bir başka husustur.
Arap ve Türk kültürleri arasındaki etkileşim arttıkça söz konusu dil çifti
içerisinde yer alan edebî eserlerin kazandırılması gündeme gelmiştir. Öyle ki kimi
zaman kaynak metnin, hedef dile birden fazla çevirisinin yapıldığı görülmektedir.
Nicelikteki bu artış, ortaya konan çevirilerin niteliğinin ne ölçüde olduğunun da
sorgulanmasına yol açmıştır. Kaynak metin ile hedef metin arasında gerek anlamsal
gerek biçimsel eşdeğerliğin sağlanıp sağlanmadığını tespit etmenin en iyi yolu ise
karşılaştırmalı okumalardan geçmektedir.
Arapçadan Türkçeye bugüne kadar yapılan çeviriler incelendiğinde; Arapça
aslından yapılanların yanı sıra söz konusu çevirilerin büyük çoğunluğunun İngilizce
ya da Fransızca ara dilleri kullanılarak yapıldığını söylemek mümkündür.
Yabancı dilden çevirisi yapılmak istenen metin, doğrudan kaynak dilden
hedef dile çevrilebildiği gibi ara dil kullanılarak da hedef dile aktarılabilmektedir.
Kuşkusuz bu durum, doğrudan kaynak dilden hedef dile yapılan çevirilere kıyasla
dil, anlatım biçimi ve içerik açısından daha fazla kayba yol açacaktır.
Bu çalışmada Arapçadan Türkçeye ara dil kullanılarak yapılan çevirilerden bazı
örnekler sunularak kaynak metinden hedef metne ulaşana dek yaşanan kayıplara
dikkat çekilmek istenmiştir.

Research paper thumbnail of Cubrân Halîl Cubrân’ın “Savtân” Adlı Şiirinin Türkçeye Yapılmış Farklı Çevirilerinin Karşılaştırmalı Bir Analizi / A Comparative Analysis of Various Translations of the Poem Called “Savtan” of Gibran Khalil Gibran in Turkish

Cubrân Halîl Cubrân’ın “Savtân” Adlı Şiirinin Türkçeye Yapılmış Farklı Çevirilerinin Karşılaştırmalı Bir Analizi / A Comparative Analysis of Various Translations of the Poem Called “Savtan” of Gibran Khalil Gibran in Turkish, 2021

Literary translation is a branch of translation in which the texts written in literary, artistic ... more Literary translation is a branch of translation in which the texts written in literary, artistic and similar subjects are transferred into the target language with equivalent words by preserving the original meaning and style as well as not causing cultural losses. Being the first genre that comes to mind when considering written translation, the literary translation includes the translation of prose and fiction, which could also be expressed as novel and short story translation, the translation of poetry and the translation of theater works in the most general sense. In this type of translation, all the grammatical structure of the text to be translated, such as form, style, vocabulary, sound, syntax, is required to be transferred along with the content.
As the main purpose of literature is not to inform the reader, but to convey feelings, the same purpose forms a basis in literary translation. In this respect, it is significant that the tone of the author in the source text should be transferred to the target language as much as possible.
In the translation of poetry, in addition to all these elements, the characteristic features of poetry, including rhyme and redif should be transferred to the target language as much as possible. The point to be taken into account in this type of translation is the meaning and integrity of subject that the poet intends to give, and in fact, the conveyance of the unique feeling of poet to the target language without losing its specifics.
The translation criticism is the comparative evaluation of the translations of a text in the source language to be translated into the target language within the scope of certain theories and principles.
In this study, four particular translations of the last chapter called “Savtan”, which belongs to the poem, namely “al-Mawakib”, written in Arabic by Gibran Khalil Gibran, the Lebanese author, poet and painter, whose works are translated into various world languages; are examined comparatively in terms of form, language, style, meaning and equivalence. Consisting of the works belonging to Prof. Dr. Rahmi Er, Prof. Dr. Kenan Demirayak, Prof. Dr. Hüseyin Yazıcı and Prof. Dr. Musa Yıldız, all these translations are formed by studying the original and Arabic copy of the source work.
Dealing with the four particular translations of the source work directly transferred from the original language to the target language, the aim of this study is to provide the Turkish reader with the opportunity of comparison as a result of comparing the source text and its translations as well as the target texts within themselves; and also the ability to read critically with this mean of different perspectives.
The translations studied by the aforementioned translators are examined within the frame of translation criticism by applying the comparative analysis method. In consequence of the evaluation, it is possible to state that the four particular translators present a translation providing equivalence in terms of language, style and meaning by significantly preserving the form and content of the source text. It is observed that while some of the mentioned translators give priority to the poetic style and depth, they also apply free translation by means of reduction and addition.

Research paper thumbnail of Arapça Dinleme Becerisinin Öğretiminde Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm Önerileri / Problems Encountered in Teaching Arabic Listening Skills and Proposed Solutions

Arapça Dinleme Becerisinin Öğretiminde Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm Önerileri, 2022

Listening comprehension or listening skill is one of the main acquisitions aimed in foreign langu... more Listening comprehension or listening skill is one of the main acquisitions aimed in foreign language teaching. Since it is considered as the first step of interpreting, it is crucial especially for the students of the department of translation and interpreting. Accordingly, not only in the preparation phase and but also in the successive phases, courses are given in the mentioned department programmes for the acquisition of this skill.
In this study, by giving place to the difficulties that the students of the Department of Arabic Translation and Interpreting in the Department of Translation and Interpreting, School of Foreign Languages at Selçuk University frequently encounter in the courses of Listening Skill of preparatory class and Listening Comprehension of the first-year undergraduate class, the reasons behind the mistakes are emphasized, and after a general evaluation, it is aimed to propose solutions.
In addition to the differentiation in the language structures of Arabic and Turkish, the difficulties caused by phonetic differences result in serious consequences in the correct transfer of meaning in the courses of Listening Skill and Listening Comprehension. In this study, by applying error analysis, after the suggestions in order to eliminate the deficiencies, the ways to gain this skill more efficiently are sought.
Consequently, through this study, it is expected that the interest to Arabic will increase day by day, and correspondingly, it will contribute to the development of listening skill, which is one of the main courses of departments of Arabic translation and interpreting.

Research paper thumbnail of Osmanlı Medrese Tedrîsâtında Dini İlimlere Hazırlayıcı Bir Âlet İlmi Olarak Arap Dilinin Önemi / The Significance of Arabic Language as a Medium for Religious Sciences in Ottoman Madrasah Education

Abstract: In Islamic education system, by virtue of the fact that the medium of both Islamic hol... more Abstract:
In Islamic education system, by virtue of the fact that the medium of both Islamic holy book, namely Quran, and Prophet Muhammad’s sayings which are hadiths, is Arabic, a great importance and value is attributed tothis language. In this regard, the educational system of madrasahs, or Islamic educational institutions, is formed upon the deep-rooted accumulation of writing (telif) and teaching (tedris) which takes Quran as a reference.
Due to the fact that apart from Quran and hadiths, the language of the works belonging to religious sciences applied in the curriculum of madrasahs is also Arabic, learning Arabic language becomes an inevitable prerequisite for understanding the mentioned sciences. In this respect, proceeding to teaching the other sciences can only be possible after teaching the Arabic language. The fact that religious sources are put pen to paper in Arabic language, and the way passing through the mentioned sciences starts with this language, increases the significance of Arabic.
This study aims to draw attention the importance of Arabic language which plays a key role to open the doorsof the religious sciences in the curriculum of Ottoman madrasah system. In this context, it is possible that current science world is brought to light by the path, which is illuminated by the madrasahs adopting an ultimately systematical teaching method in Islamic civilization.
Özet:
İslâm eğitim geleneğinde, başta İslâm dininin kutsal kitabı olan Kur’ân-ı Kerîm’in ve sonrasında Hz. Peygamber’in sözleri olan hadislerin dili olması dolayısıyla Arap diline ayrı bir önem ve değer atfedilmiştir. Bu bağlamda İslâm eğitim kurumu olan medreselerin eğitim sistemi de, kutsal kitabın referans kabul edildiği uzun ve köklü bir telif ve tedris birikimi üzerine şekillenmiştir.
Kur’an-ı Kerim’in ve hadislerin olduğu kadar, medreselerde okutulan dinî ilimlere ait eserlerin de dili Arapça olduğundan, dini ilimleri anlamak için Arap dilinin öğrenilmesi kaçınılmaz bir ön şart halini almıştır. Bu bakımdan diğer bütün ilimlerin öğretimine, ancak Arapçanın öğretilmesinden sonra geçilebilmiştir. Özellikle dini kaynakların Arap dilinde kaleme alınmış olması, dini ilimlere giden yolun bu dilden geçmesi, Arapçaya verilen önemi artırmıştır.
Bu çalışma, Osmanlı medrese eğitim sistemi içerisinde Arap dilinin, dini ilimlerin kapısını açacak bir anahtar vazifesi görmesi dolayısıyla sahip olduğu öneme dikkat çekmeyi amaçlamaktadır. Böylelikle İslâm medeniyetinde son derece sistematik bir öğretim usulü benimsemiş olan medreselerin aydınlattığı yolun, günümüz ilim dünyasına ışık tutabilmesi mümkün olacaktır.

Research paper thumbnail of Yabancı Dil Olarak Arapçanın Öğretiminde Dil Yeteneğinin Öğrenime Etkisi / The Impact of Language Aptitude on Learning in Teaching Arabic as a Foreign Language

ÖZ Bu çalışmada yabancı dil olarak Arapçanın öğretiminde dil yeteneği ya da dil yatkınlığı olarak... more ÖZ Bu çalışmada yabancı dil olarak Arapçanın öğretiminde dil yeteneği ya da dil yatkınlığı olarak bilinen olgunun, bireylerin dil edinimleri üzerindeki etkisi tartışılmaya çalışılacaktır. Kuşkusuz dilsel beceriler, tıpkı görsel, işitsel ve duyusal beceriler gibi bireyden bireye farklılık göstermektedir. Bu bağlamda bir yabancı dili öğrenirken bazı bireylerin daha kolay ve hızlı öğrenebildikleri; buna karşılık diğer bazı bireylerinse yabancı dil öğrenmede normalden çok daha fazla güçlük çektikleri bilinen bir gerçektir. Bu noktada dil öğrenen bireyin, kişisel farklılıkları ve yetenekleri ön plana çıkmaktadır. Dil öğretiminde söz konusu yatkınlığın, başarıya ne ölçüde katkı sağladığı, dahası; bir yabancı dilden diğerine farklılık gösterip göstermediği, öğrenme düzeyine ne kadar etki ettiği gibi konular bu çalışmanın problematiğini oluşturmaktadır. Buna göre; yalnızca bir yabancı dile belirgin bir yatkınlık mı, yoksa hemen her yabancı dili öğrenme hususunda aynı düzeyde bir yeteneğin mi söz konusu olduğu değerlendirilecektir. Dil yeteneği ile dil öğrenme başarısı arasındaki ilişki hakkında pek çok tartışma gündeme gelmiştir. Özellikle J. B. Carroll, yabancı dil öğreniminde hızlı öğrenebilme kabiliyeti olarak tanımladığı bu olguyu, fonetik kodlama yeteneği, dilbilgisel duyarlılık, tümevarımsal dil öğrenme yeteneği ve hafızaya dayalı öğrenme yeteneği olmak üzere dört başlık altında incelemiştir. Bu araştırmada da Carroll başta olmak üzere pek çok dilbilimcinin bu konudaki fikirleri irdelenecek; ardından Arap dili bağlamında Arapça öğrenen bireylerin dil yatkınlığının öğrenme güçlüğü üzerindeki olumlu-olumsuz etkileri üzerinde durulacaktır. Böylelikle özelde Arapça olmak üzere yabancı dil öğretiminde daha verimli bir dil öğretim düzeyine ulaşılması hedeflenmektedir. ABSTRACT This study tries to argue the effect of the case, recognized as language aptitude or linguistic inclination with regard to teaching Arabic as a foreign language, on language acquisitions of the individuals. Linguistic abilities undoubtedly vary from person to person according as visual, aural and sensorial ones. In this regard, it is a broadly accepted fact that several individuals learn more easily and rapidly when studying a foreign language, on the contrary, some have difficulties compared to the normal standards. Starting from this point of view, individual characteristics and abilities come into prominence while learning a language.

Research paper thumbnail of Binbir Gece Masallarını Biliyoruz; Peki Ya Yüzbir Gece Masalları? / We Recognize One Thousand and One Nights; What About One Hundred and One Nights?

Despite the renown of One Thousand and One Nights or The Arabian Nights (Alf Layla wa Layla) reco... more Despite the renown of One Thousand and One Nights or The Arabian Nights (Alf
Layla wa Layla) recognized by numerous societies across the world due to the interest of
human being in tale and fantastic fiction thoughout history, even a cult classic providing the
inspiration for countless literary works, considered as the wonder of Arabic literature; the
presence of the work that almost remained in the dark, namely One Hundred and One Nights,
also draws public attention.
Primarily predicted as a summary or a chapter of One Thousand and One Nights, the
manuscript of Kitab Fihi Hadith Mi’at Layla wa Layla; however, totally differing from the
former work in terms of its content, is translated and brought to light by a German researcher
in the year of 2010. Moreover, upon bearing in mind that the tales in the latter work date back
to earlier periods than One Thousand and One Nights, and take shape in an utterly different
geography; it is possible to assert that the mentioned tales deserve a great deal of attention.
By putting forward the distinct features of One Hundred and One Nights from One
Thousand and One Nights with respect to formal, contextual, wording and technical aspects, this study aims to make the aforementioned work, an unbeknownst significant example of
Arabic narration, gain public recognition.

Research paper thumbnail of Arap Feminist Yazar Selva Bekr'in "Nune eş-Şa'nûne" Adlı Öyküsünde Kadın /The Woman Image in the Narrative of "Nuna al-Sha'nuna" of Salwa Bakr, An Arabic Feminist Author

Öz: Arap dünyasında XIX. yüzyılın sonları ile XX. yüzyılın başlarında ortaya çıkan bir aydınlanma... more Öz: Arap dünyasında XIX. yüzyılın sonları ile XX. yüzyılın başlarında ortaya çıkan bir aydınlanma döneminin varlığından söz etmek mümkündür. Siyasî ve toplumsal yönden olduğu kadar edebî ve kültürel açıdan da bir yenileşme dönemini ifade eden ve bir nevi Arap Rönesansı olan bu hareketin en mühim parçasını ise hiç kuşkusuz kadın hareketi oluşturmaktadır. Söz konusu dönemde Mısır'da birçok feminist oluşumun meydana geldiği ve bu oluşumların, kadınların mahrum bırakıldıkları pek çok hakkın kazanılması için ciddî bir mücadele çabası içine girdikleri görülmektedir. Mısır'ın aydınlanması için roman ve hikâye gibi edebî türlerde ürün veren yazarlar ile daha ziyade feminist kadın yazarlar, telif ettikleri eserler aracılığıyla bizzat haksızlığa uğrayan taraf olma bakımından da sessiz çığlıkların sesini haykıran bir misyon üstlenmişlerdir. Özellikle 1960'lardan sonra ivme kazanan bu feminist akımın temsilcilerinden biri de Modern Mısır edebî hayatına, daha çok kadının karşı karşıya kaldığı sosyal adaletsizliklere vurgu yaptığı öykü ve romanlarıyla katkıda bulunan Selvâ Bekr'dir. Bu çalışmada onun, Mısır kadınının eğitim ve eş seçimi gibi haklarına dikkat çektiği Nûne eş-Şa'nûne (Kaçık Nûne) adlı öyküsü değerlendirilmeye çalışılmıştır.
Abstract: It is possible to assert the existence of an enlightenment period emerged between the late 19 th century and the early 20 th century in Arabic world. Declaring an innovation period in terms of political and social as well as literal and cultural aspects, and sort of being an Arabic Renaissance, the most significant part of this trend is undoubtedly composed of the feminist movement. In the aforementioned period, several feminist organizations come into existence in Egypt, and it is observed that these are in a serious struggle for gaining rights that women devoid of. Putting forward literary works such as novels and narratives in order to enlighten Egypt, the authors and especially the feminist ones, by means of the works they produced, undertake a mission to draw attention to the silent screams of themselves which can be considered as the downtrodden side of society. One of the representatives of this feminist movement gaining momentum particularly after the 1960s is Salwa Bakr, who contributes to the literal world of Modern Egypt with her novels and narratives emphasizing upon the social injustice that mostly the women are confronted with. This study tries to evaluate her narrative, namely Nuna al-Sha'nuna (Dotty Noona), which calls attention to the rights of Egyptian women with respect to the subjects of education and mate choice.

Research paper thumbnail of Meryem Suresinde Kadın İmajı / The Woman Image in Surat Mary /بناء  صورة المرأة من خلال سورة مريم

Research paper thumbnail of Arapça Öğretiminde Leksikografi Derslerinin Gerekliliği / The Requisiteness of Lexicography Courses in Teaching Arabic Language

Research paper thumbnail of Fatih Döneminden Tanzimat'a Kadar Osmanlı Medreselerinde Arapça Öğretimi / Arabic Education in The Ottoman Madrasas from The Reign of Sultan Mehmed II The Conqueror Prior to The Tanzimat

Books by Betül CAN

Research paper thumbnail of Lübnanlı Şair-Yazar Cibran Halil Cibran'ın Savtan Adlı Şiirinin Türkçe Çevirilerinin Karşılaştırmalı Bir Analizi/ A Comparative Analysis On The Turkish Translations of Poem Called Savtan of the Lebanese Poet and Author Gibran Khalil Gibran

ARAP DİLİ VE EDEBİYATI ALANINDA TAHKİK VE TETKİKLER, 2023

Bu çalışmada, eserleri pek çok dünya diline çevrilmiş Lübnanlı şair, yazar ve ressam Cibrân Halîl... more Bu çalışmada, eserleri pek çok dünya diline çevrilmiş Lübnanlı şair, yazar ve ressam Cibrân Halîl Cibrân’ın Arapça olarak kaleme aldığı “el-Mevâkib” adlı şiiri içerisinde yer alan “Savtân” adlı son bölümünün, Türkçeye yapılmış dört farklı çevirisi; biçim, dil, üslup, anlam ve eş değerlik açısından karşılaştırmalı olarak incelenmeye çalışılmıştır. Çalışmaya dâhil edilen çeviriler; Prof. Dr. Rahmi Er, Prof. Dr. Kenan Demirayak, Prof. Dr. Hüseyin Yazıcı ve Prof. Dr. Musa Yıldız’a ait olup söz konusu çevirilerin tamamı, kaynak eserin Arapça aslı esas alınarak yapılmıştır. Söz konusu çalışmanın amacı; hem kaynak metin ile çevirilerin hem de hedef metinlerin birbiriyle karşılaştırılması neticesinde okuyucuya mukayese imkânı tanımanın yanı sıra, farklı perspektiflerin sunacağı bu zenginlikle eleştirel okuma yetisini kazandırmaktır. Bahsi geçen çevirmenlerce yapılmış olan tercümeler, çeviri eleştirisi kapsamında Raymond van den Broeck’ün karşılaştırmalı çözümleme yöntemi kullanılarak incelenmiştir. Yapılan değerlendirme sonucunda; dört farklı çevirmenin de kaynak metnin içeriğini önemli ölçüde koruyarak dil, üslup ve anlam açısından eş değerliği sağlayacak düzeyde bir çeviri ortaya koyduğunu söylemek mümkündür.
ABSTRACT
In this study, four particular translations of the last chapter called “Savtan”, which belongs to the poem, namely “al-Mawakib”, written in Arabic by Gibran Khalil Gibran, the Lebanese poet, author and painter, whose works are translated into various world languages; are examined comparatively in terms of form, language, style, meaning and equivalence. Consisting of the works belonging to Prof. Dr. Rahmi Er, Prof. Dr. Kenan Demirayak, Prof. Dr. Hüseyin Yazıcı and Prof. Dr. Musa Yıldız, all these translations are formed by studying the original and Arabic copy of the source work.
The aim of this study is to provide the reader with the opportunity of comparison as a result of comparing the source text and its translations as well as the target texts within themselves; and also the ability to read critically with this mean of different perspectives.
The translations studied by the aforementioned translators are examined within the frame of translation criticism by applying Raymond van den Broeck’s comparative analysis method. In consequence of the evaluation, it is possible to state that the four particular translators present a translation providing equivalence in terms of language, style and meaning by significantly preserving the content of the source text.

Research paper thumbnail of Arap Edebiyatında Ada Motifi -Hayy bin Yakzan Örneği-

DOĞU DİLLERİNDE VE EDEBİYATLARINDA İMGELER VE MOTİFLER, 2022

Bütün hakları saklıdır. 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası'nın hükümlerine göre bu kitabı... more Bütün hakları saklıdır. 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası'nın hükümlerine göre bu kitabın tamamı ya da bir bölümünün, Demavend Yayınları'nın yazılı izni olmadan elektronik, mekanik, fotokopi veya herhangi bir kayıt sistemi ile yayınlanması, çoğaltılması ya da depolanması yasaktır.

Research paper thumbnail of 16. - 19. Yüzyıl Osmanlı Âlimlerinin Otobiyografileri ve İcâzetnâmeleri Işığında Osmanlı Medrese Eğitiminde Arapçanın Yeri

OSMANLI'DA ULÛM-İ ARABİYYE, 2021

Alet ilimleri denince ilk anda akla gelen dil ilimlerine yönelik Osmanlı döneminde yazılan eserle... more Alet ilimleri denince ilk anda akla gelen dil ilimlerine yönelik Osmanlı döneminde yazılan eserlerin önemli bir kısmı şerh ve haşiye türünden olsa da bu eserlerin pek çok özgün fikri de içerisinde barındırdığı muhakkaktır. Kütüphanelerimizde bulunan Osmanlı dönemine ait binlerce yazma eserin tanıtılması yahut tahkikinin/edisyon kritiğinin yapılarak ilim dünyasının hizmetine sunulması önemli bir faaliyettir. Elinizdeki çalışma da bu faaliyetlerin bir parçası olarak Osmanlı ilim geleneği içerisinde Arap dili ile alakalı, özellikle de sarf, nahiv, belagat, lügat ve tercüme alanlarında yapılmış olan çalışmaları, tematik alt başlıklar altında biz nebze de olsa ortaya koymak amacıyla hazırlanmıştır.

Research paper thumbnail of Osmanlı Medrese Müfredât Programlarında Arapçanın Yeri (XVII.- XVIII. Yüzyıl)

OSMANLI MEDRESELERİ - EĞİTİM, YÖNETİM VE FİNANS, 2018

Research paper thumbnail of 'Sürgünsoylu' Bir Entelektüel: Edward W. Said / An Intellectualist Born in Exile: Edward W. Said

DOĞU GÖÇ EDEBİYATI, 2017

Being forced to abandon the country where it was born and raised as well as it formed a life and ... more Being forced to abandon the country where it was born and raised as well as it formed a life and developed an identity due to the reasons including wars, the humankind encounters a problem in which it leaves behind its dialect, culture and past; in other words, the concept of itself beyond solely the spatial disengagement through this departure.
By virtue of the fact that numerous authors in Arab World are forced to be sent into exile and migration engraving in their memories, and that the sentimental density emerged from the effect of these exiles on their inner worlds has an impact on literary works, bring forth the spring of innumerable works considered as products of migration in Arabic literature. This case comes into prominence in the works of not only the authors affiliated with Mehcer Literature, also known as Migration Literature, but also the ones achieving a great success in transforming their lives from the condition having an identity crisis and being driven away between countries into the prosperity of both cultural and intellectual wealth despite of being born in Arabic Lands and forced to migrate. Among these authors, the one puts forward the notion of Orientalism is Edward W. Said.
Through the instrumentality of the autobiography, namely Out of Place, mainly focusing on the years of childhood and youth within the story of his migration from Palestine to the America, this study deals with his experiences and feelings in the context of his life on exile after 1948 Arab-Israeli War, as well as analyses how the contrast between developed identity and cultural exclusion reflects on his world of thought.
This study aims to draw attention to Said’s success of becoming a world-renowned intellectualist apart from the Arab World and the America, as a result of his unique approach of that deterritorialization and identity confusion can be perceived as richness contrary to many immigrants’ beliefs.

Research paper thumbnail of Muhammed Huseyn Heykel'in "Zeyneb" Adlı Romanında Kadın İmajı / The Woman Image in Muhammad Husayn Haykal's Novel, "Zaynab"

DOĞU EDEBİYATINDA KADIN, 2016

In this study, written by the Egyptian author, Muhammad Huseyn Heykel in the 20th century, and ge... more In this study, written by the Egyptian author, Muhammad Huseyn Heykel in the 20th century, and genuinely considered as the prominent non-historical and literary novel in the Modern Arabic Literature, Zeyneb and its female figures are analysed through an attentive evaluation. The most significant social criticism in this novel is that the maidens are not independent whilst making decisions regarding their marriage, and they are married off without their will. The main concern of this study is to take into consideration how much the aforementioned novel reflects that period's social structure as well as to call attention to the role of woman in the society through the novel.

Papers by Betül CAN

Research paper thumbnail of Mısırlı Yazar Necîb Mahfûz’un Romanlarının İngilizce Ara Dil Kullanılarak Yapılan Çevirilerinde Argo İfadeler, Deyimler ve Özel Adların Çevirisi Üzerine Bir İnceleme

Karamanoglu Mehmetbey University International Journal of Philology and Translation Studies, 2023

An Analysis Regarding the Translation of Slang Expressions, Idioms and Proper Names in the Transl... more An Analysis Regarding the Translation of Slang Expressions, Idioms and Proper Names in the Translations of the Novels of Egyptian Author Naguib Mahfouz via English as the Mediating Language:

Literary translation is a branch of translation in which literary texts are transferred into the target language with equivalent words by preserving the original meaning and style as well as not causing cultural losses. In this type of translation, all the grammatical patterns such as form, style, word, sound and syntax of the text to be translated are primarily required to be transferred along with the content.

During the process of literary translation, several translation losses emerge due to the differences between the source language and the target language. Factors including the failure to ensure full equivalence, cultural factors, misunderstanding of the intended message to be given and the preferences of translator constitute some of these losses. Translations of mediating language are also another issue causing the mentioned losses.

The text to be translated from a foreign language not only can be directly translated from the source language into the target language, but it can also be transferred to the target language via the mediating language. Undoubtedly, this situation will lead to more losses in terms of language, form of expression and content compared to the translations made directly from the source language into the target language.

In this study, the main purpose is to draw attention to the losses emerged during the translation process from the source text to the target text by presenting several examples of the translations made from Arabic to Turkish via the mediating language.

In this study, the translations of four particular novels of Nobel Prize winner Egyptian author Naguib Mahfouz, which are translated into Turkish via English as the mediating language, are discussed and tried to be evaluated by comparatively analyzing them with the source language and the examples originally translated from Arabic. The novels included in the study are Wedding Song (also known as Joys of the Dome), Cairo Modern, The Thief and The Dogs and The Day The Leader Was Killed. The novels are discussed under three headings consisting of the translation of slang expressions, the translation of idioms, proverbs and cultural expressions and the translation of proper names.

Research paper thumbnail of Filistinli Şair Mahmûd Derviş'in "Kaktüsün Sonsuzluğu" Adlı Şiirinin Türkçe Çevirileri Üzerine Karşılaştırmalı Bir Analiz / A Comparative Analysis on the Turkish Translations of the Poem “The Eternity of Cactus” of Palestinian Poet Mahmoud Darwish

Söylem Filoloji Dergisi, 2023

Öz Bu çalışmada, Modern Arap Edebiyatının öne çıkan isimlerinden Filistinli şair Mahmûd Derviş'i... more Öz
Bu çalışmada, Modern Arap Edebiyatının öne çıkan isimlerinden Filistinli şair Mahmûd Derviş'in Limâzâ Terekte'l-Hısâne Vahîden (Atı Niçin Yalnız Bıraktın?) başlıklı şiir kitabından seçilmiş olan Ebedu's-Subbâr (Kaktüsün Sonsuzluğu) adlı şiirinin Türkçeye yapılmış farklı çevirilerinin karşılaştırmalı bir değerlendirmesi yapılmıştır. Bu değerlendirme yapılırken üç farklı çeviri ele alınmış ve söz konusu çeviriler; biçim, dil, anlam, üslûp ve eşdeğerlik bakımından irdelenmiştir. Çeviri eleştirisi kapsamında incelenen çevirilerin tamamı, kaynak metnin Arapça aslını esas alarak hedef dile aktarmış olan çevirmenlerce Türkçeye kazandırılmış olup karşılaştırmalı çözümleme yöntemi kullanılarak değerlendirilmiştir. Çevirmenlerin, şiirsel üslup ve derinliğe öncelik verirken aynı zamanda eksiltme ve ekleme yoluyla serbest çeviriye başvurdukları görülmektedir.
Abstract
In this study, a comparative evaluation of the various translations of the poem, namely Ebedu’s-Subbâr (The Eternity of Cactus), into Turkish selected from the poem book entitled as Limâzâ Terekte’l-Hısâne Vahîden (Why Did You Leave the Horse Alone?) of the Palestinian poet Mahmoud Darwish, one of the prominent figures of Modern Arabic Literature, is carried out. Three different translations are studied on while making this evaluation, and these translations are analysed in terms of form, language, meaning, style and equivalence. Examined within the scope of translation criticism, all of the translations are evaluated by applying comparative analysis method, and are translated into Turkish by the translators who ground on the Arabic original of the source text and transfer it to the target language. It is observed that while the translators give priority to the poetic style and depth, they also apply free translation by means of reduction and addition.

Research paper thumbnail of Beydâvî Tefsirinde Fiil Kipleri / دراسة صيغة الفعل في تفسير البيضاوي

دراسة صيغة الفعل في تفسير البيضاوي / Beydâvî Tefsirinde Fiil Kipleri, 2020

Bazı ayetler b r zaman k p nde başlar (muzârî g b) ve başka b r zaman k p yle (gelecek zaman g b)... more Bazı ayetler b r zaman k p nde başlar (muzârî g b) ve başka b r zaman k p yle (gelecek zaman g b) devam eder. O nedenle bu çalışma Beydâvî tefs r ve bu tefs r üzer ne yazılmış Hâş yetu'ş-Ş hâb ve ayrıca Hâş yetu'l-Konevî s ml eserler baz alınarak Kuran-ı Kerîm'dek cümlelerde (ayet) geçen fi l k pler n , k pler n b r zamandan başka b r zamana doğru olan değ ş m ve dönüşümler n d lb l msel açıdan ele almaktadır. El n zdek çalışma aynı zamanda Hâş yetu'ş-Ş hâb'ın Kurân ayetler ndek bu k p değ ş m ve dönüşümler ne nasıl yaklaştığı üzer nde de durmaktadır. Ayetlerdek fi l k pler n n zamansal değ ş m cümlen n d lb l msel açıdan göstergeler n de der nden etk lemekted r. Bunun b r sonucu olarak anlamsal değ ş kl k olgusu ortaya çıkmaktadır. Doğal olarak göstergelerdek değ ş mden kaynaklı zeng nl k zaman k pler n de zeng nleşt rmekted r. Bu noktadan hareketle el n zdek çalışma üç ana bölüm altında şlenm şt r. B r nc bölüm sözün mâzî zaman k p nde başlayıp başka b r zamana nt kal n , k nc bölüm sözün muzârî zaman k p nde başlayıp başka b r zamana nt kal n ve üçüncü bölüm se sözün gelecek zaman k p nde başlayıp başka b r zamana nt kal n örnekler yle ele alıp göstergeb l m ve d lb l m çerçeves nde konuyu tartışmayı amaçlamaktadır.

Research paper thumbnail of Sözcük Düzeyinden Yazınsal Metinlere - Batı Edebiyatında Doğu'nun Ayak İzleri / From Word Level to Literary Texts - The Footprints of the East in Western Literature

2nd International Congress of Language and Translation Studies, 2022

Öz Yazınsal metinlerde bir eserin, gerek kendi kültüründen gerek kendi kültürüne yabancı başka b... more Öz
Yazınsal metinlerde bir eserin, gerek kendi kültüründen gerek kendi kültürüne yabancı başka bir kültürden esinlenerek oluşturulması sıklıkla rastlanılan bir durumdur. Yabancı bir kültürün ürünü olan eserlerin ise ancak çeviri yoluyla hedef kültüre aktarılması neticesinde bir etkileşimden söz edilebileceği su götürmez bir gerçektir.
Arap edebiyatında yaygın olan sözlü kültür ve tahkiye (hikâye anlatma) geleneği, Batı’da olduğundan çok daha önce anlatı türünün gelişmesine yol açmıştır. Batılı yazarların, Doğu’nun mistik dünyasına duydukları merakın yanı sıra Doğu’dan çevrilen eserlerin kurgusundan da son derece etkilendikleri ve art arda benzer eserler kaleme aldıkları görülmektedir.
Buradan hareketle Batı edebiyatındaki pek çok eserin, Doğu kökenli olduğunu; özellikle Arap edebiyatı temelli olduğunu söylemek çok da yanlış olmayacaktır. Zira Avrupalı yazarların kaleminden çıkmış çoğu eserin, bir benzerinin kendilerinden çok daha önce Doğu kültürünün ürünü olan Arap edebiyatında var olması, bu durumun en bâriz kanıtıdır.
Söz gelimi; Dante (ö.1321)’nin İlâhî Komedya’sı neredeyse bütün dünyada tanınmasına rağmen, söz konusu eserin esin kaynağı olan ve ondan yaklaşık üç asır önce kaleme alınan Ebu’l-‘Alâ el-Ma‘arrî (ö.1057)’nin Risâletu’l-Gufrân adlı eserinden haberdâr olanların sayısı belki de çok azdır. Aynı şekilde Daniel Defoe (ö.1731)’nun 18. yüzyılda kaleme aldığı Robinson Crusoe adlı eseri, 12. yüzyılda İbn Tufeyl (ö.1185)’in yazmış olduğu Hayy bin Yakzân adlı eserle pek çok yönden benzerlik göstermektedir. Yine Doğu kültürünün ürünü olan “Binbir Gece Masalları”nın Avrupa dillerine tercüme edilmesi, Jorge Luis Borges’in deyimiyle “Avrupa edebiyatının yıldızının parladığı anın oluşmasına yardım etmiştir”.
Bahsi geçen eserlerin, Doğu’daki ilk örneklerinden ancak yüzyıllar sonra Batı’da yankı uyandırabilmiş olması, ilk çevirilerine, ancak o dönemde rastlanılmış olmasıyla açıklanabilir. Tercüme faaliyetleri olmasaydı, belki de Batı dünyası, söz konusu eserlerden habersiz kalmaya devam edecek; dahası, bu ölçüde bir etkileşimin gerçekleşmesi de mümkün olamayacaktı.
Bu çalışmada sukker, şeker, sugar, zucker, du sucre, zucchero ya da kahva, kahve, coffee, kaffee, café, caffé örneklerinde olduğu gibi sözcük düzeyinden başlayarak edebî metinlere değin, çeviri yoluyla aktarılan Doğu kültürünün, Batı edebiyatı üzerindeki yoğun etkisi ve yansımaları üzerinde durulacaktır. Eserler, örnek metinlerle karşılaştırmalı olarak ele alınacak; aralarındaki benzerlikler ile kültüre uyarlanması esnasında geçirdiği değişimler gözler önüne serilecektir.
Anahtar Kelimeler: Doğu Edebiyatı, Kültür Aktarımı, Batı Edebiyatı, Çeviri, Esinlenme, Uyarlama.

Abstract
In literary texts, the fact that a work is constituted by being inspired by its own culture or another culture which is foreign to its own culture is a common circumstance. It is an indisputable case that an interaction can only be mentioned as a result of transferring the works that are the product of a foreign culture to the target culture through the medium of translation.
The oral culture and the tradition of narration, namely tahkiya, prevalent in the Arabic literature lead to the development of narrative genre long before by comparison with the advance in the West. It is also observed that in addition to their curiosity about the mystical world of the East, the Western authors are highly influenced by the fiction of the works translated from the East, and consequently they produce similar works successively.
From this point of view, the expression that numerous works in the Western literature are of the Eastern origin, especially based on the Arabic literature may not be a false statement. Likewise, the fact that most of the works written by the European authors have resemblance to the ones existing long before in the Arabic literature which is the product of the Eastern culture is the most obvious proof of this situation.
For instance, although Dante’s (d. 1321) Divine Comedy is known almost all over the world, the number of people awaring of Abu’l-‘Ala al-Ma’arri’s (d. 1057) work, namely Risalat al-Ghufran, which is the source of inspiration for the aforementioned work and written approximately three centuries before it, may be very limited. Similarly, Daniel Defoe’s (d. 1731) work, Robinson Crusoe, written in the 18th century, has resemblance to the work, namely Hayy ibn Yaqzan, written by Ibn Tufayl (d. 1185) in the 12th century, in many respects. Furthermore, the translations of One Thousand and One Nights or The Arabian Nights, which is also the product of the Eastern culture, into the European languages “help creating the moment when the star of the European literature shines” in the words of Jorge Luis Borges.
The fact that the mentioned works are able to make splash in the West after centuries when their first examples already exist in the East can be expressed by the fact that their first translations are just encountered at that time. If there were no translation activities, perhaps the Western world would remain unaware of the works; moreover, such an interaction would not have been possible.
In this study, by starting from the word level to literary texts, with the examples of sukker, şeker, sugar, zucker, du sucre, zucchero or kahva, kahve, coffee, kaffee, café, caffé, the intense influence and reflections of the Eastern culture over the Western literature through the medium of translation are scrutinized. The works are discussed in comparison with the sample texts, and the similarities as well as the alterations during their adaptation to the culture are revealed.
Keywords: Eastern Literature, Cultural Transmission, Western Literature, Translation, Inspiration, Adaptation.

Research paper thumbnail of Çeviride Ara Dil Kullanımından Kaynaklı Dil Sorunları - Arapça Örneği

1st International Congress of Language and Translation Studies, 2021

Edebî çeviri, edebî metinlerin, hedef dilde de aynı anlamı ve üslûbu koruyacak şekilde eşdeğer ke... more Edebî çeviri, edebî metinlerin, hedef dilde de aynı anlamı ve üslûbu koruyacak
şekilde eşdeğer kelimelerle ve kültürel kayıplara yol açmadan aktarıldığı bir
çevirmenlik dalıdır. Yazılı çeviri denince akla ilk gelen tür olan edebî çeviri, en
genel anlamda roman ve hikâye çevirisi olarak da ifade edilebilen düzyazı ve
kurmaca çevirisi, şiir çevirisi ve tiyatro eserlerinin çevirisini kapsamaktadır. Bu
çeviri türünde, içerikle birlikte öncelikle çevrilecek metnin biçim, üslûp, sözcük,
ses, sözdizimi gibi bütün dilbilgisel örgüsünün aktarılması gerekmektedir.
Edebiyatın temel amacı, okuyucuyu bilgilendirmek olmayıp duygu aktarımını
sağlamak olduğu için edebiyat çevirisinde de aynı amacın korunması esastır.
Bu bakımdan kaynak metindeki yazarın üslûbunun korunması ve hedef dile
olabildiğince aktarılması da son derece önemlidir.
Edebi çeviri sürecinde kaynak dil ile hedef dil arasındaki farklılıklardan kaynaklı
bazı çeviri kayıpları ortaya çıkmaktadır. Eşdeğerliğin tam sağlanamaması, kültürel
unsurlar, verilmek istenen mesajın doğru anlaşılamaması ve çevirmen tercihleri gibi
unsurlar bu kayıplardan bazılarını oluşturmaktadır. Ara dilden yapılan çeviriler de
söz konusu kayıplara yol açan bir başka husustur.
Arap ve Türk kültürleri arasındaki etkileşim arttıkça söz konusu dil çifti
içerisinde yer alan edebî eserlerin kazandırılması gündeme gelmiştir. Öyle ki kimi
zaman kaynak metnin, hedef dile birden fazla çevirisinin yapıldığı görülmektedir.
Nicelikteki bu artış, ortaya konan çevirilerin niteliğinin ne ölçüde olduğunun da
sorgulanmasına yol açmıştır. Kaynak metin ile hedef metin arasında gerek anlamsal
gerek biçimsel eşdeğerliğin sağlanıp sağlanmadığını tespit etmenin en iyi yolu ise
karşılaştırmalı okumalardan geçmektedir.
Arapçadan Türkçeye bugüne kadar yapılan çeviriler incelendiğinde; Arapça
aslından yapılanların yanı sıra söz konusu çevirilerin büyük çoğunluğunun İngilizce
ya da Fransızca ara dilleri kullanılarak yapıldığını söylemek mümkündür.
Yabancı dilden çevirisi yapılmak istenen metin, doğrudan kaynak dilden
hedef dile çevrilebildiği gibi ara dil kullanılarak da hedef dile aktarılabilmektedir.
Kuşkusuz bu durum, doğrudan kaynak dilden hedef dile yapılan çevirilere kıyasla
dil, anlatım biçimi ve içerik açısından daha fazla kayba yol açacaktır.
Bu çalışmada Arapçadan Türkçeye ara dil kullanılarak yapılan çevirilerden bazı
örnekler sunularak kaynak metinden hedef metne ulaşana dek yaşanan kayıplara
dikkat çekilmek istenmiştir.

Research paper thumbnail of Cubrân Halîl Cubrân’ın “Savtân” Adlı Şiirinin Türkçeye Yapılmış Farklı Çevirilerinin Karşılaştırmalı Bir Analizi / A Comparative Analysis of Various Translations of the Poem Called “Savtan” of Gibran Khalil Gibran in Turkish

Cubrân Halîl Cubrân’ın “Savtân” Adlı Şiirinin Türkçeye Yapılmış Farklı Çevirilerinin Karşılaştırmalı Bir Analizi / A Comparative Analysis of Various Translations of the Poem Called “Savtan” of Gibran Khalil Gibran in Turkish, 2021

Literary translation is a branch of translation in which the texts written in literary, artistic ... more Literary translation is a branch of translation in which the texts written in literary, artistic and similar subjects are transferred into the target language with equivalent words by preserving the original meaning and style as well as not causing cultural losses. Being the first genre that comes to mind when considering written translation, the literary translation includes the translation of prose and fiction, which could also be expressed as novel and short story translation, the translation of poetry and the translation of theater works in the most general sense. In this type of translation, all the grammatical structure of the text to be translated, such as form, style, vocabulary, sound, syntax, is required to be transferred along with the content.
As the main purpose of literature is not to inform the reader, but to convey feelings, the same purpose forms a basis in literary translation. In this respect, it is significant that the tone of the author in the source text should be transferred to the target language as much as possible.
In the translation of poetry, in addition to all these elements, the characteristic features of poetry, including rhyme and redif should be transferred to the target language as much as possible. The point to be taken into account in this type of translation is the meaning and integrity of subject that the poet intends to give, and in fact, the conveyance of the unique feeling of poet to the target language without losing its specifics.
The translation criticism is the comparative evaluation of the translations of a text in the source language to be translated into the target language within the scope of certain theories and principles.
In this study, four particular translations of the last chapter called “Savtan”, which belongs to the poem, namely “al-Mawakib”, written in Arabic by Gibran Khalil Gibran, the Lebanese author, poet and painter, whose works are translated into various world languages; are examined comparatively in terms of form, language, style, meaning and equivalence. Consisting of the works belonging to Prof. Dr. Rahmi Er, Prof. Dr. Kenan Demirayak, Prof. Dr. Hüseyin Yazıcı and Prof. Dr. Musa Yıldız, all these translations are formed by studying the original and Arabic copy of the source work.
Dealing with the four particular translations of the source work directly transferred from the original language to the target language, the aim of this study is to provide the Turkish reader with the opportunity of comparison as a result of comparing the source text and its translations as well as the target texts within themselves; and also the ability to read critically with this mean of different perspectives.
The translations studied by the aforementioned translators are examined within the frame of translation criticism by applying the comparative analysis method. In consequence of the evaluation, it is possible to state that the four particular translators present a translation providing equivalence in terms of language, style and meaning by significantly preserving the form and content of the source text. It is observed that while some of the mentioned translators give priority to the poetic style and depth, they also apply free translation by means of reduction and addition.

Research paper thumbnail of Arapça Dinleme Becerisinin Öğretiminde Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm Önerileri / Problems Encountered in Teaching Arabic Listening Skills and Proposed Solutions

Arapça Dinleme Becerisinin Öğretiminde Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm Önerileri, 2022

Listening comprehension or listening skill is one of the main acquisitions aimed in foreign langu... more Listening comprehension or listening skill is one of the main acquisitions aimed in foreign language teaching. Since it is considered as the first step of interpreting, it is crucial especially for the students of the department of translation and interpreting. Accordingly, not only in the preparation phase and but also in the successive phases, courses are given in the mentioned department programmes for the acquisition of this skill.
In this study, by giving place to the difficulties that the students of the Department of Arabic Translation and Interpreting in the Department of Translation and Interpreting, School of Foreign Languages at Selçuk University frequently encounter in the courses of Listening Skill of preparatory class and Listening Comprehension of the first-year undergraduate class, the reasons behind the mistakes are emphasized, and after a general evaluation, it is aimed to propose solutions.
In addition to the differentiation in the language structures of Arabic and Turkish, the difficulties caused by phonetic differences result in serious consequences in the correct transfer of meaning in the courses of Listening Skill and Listening Comprehension. In this study, by applying error analysis, after the suggestions in order to eliminate the deficiencies, the ways to gain this skill more efficiently are sought.
Consequently, through this study, it is expected that the interest to Arabic will increase day by day, and correspondingly, it will contribute to the development of listening skill, which is one of the main courses of departments of Arabic translation and interpreting.

Research paper thumbnail of Osmanlı Medrese Tedrîsâtında Dini İlimlere Hazırlayıcı Bir Âlet İlmi Olarak Arap Dilinin Önemi / The Significance of Arabic Language as a Medium for Religious Sciences in Ottoman Madrasah Education

Abstract: In Islamic education system, by virtue of the fact that the medium of both Islamic hol... more Abstract:
In Islamic education system, by virtue of the fact that the medium of both Islamic holy book, namely Quran, and Prophet Muhammad’s sayings which are hadiths, is Arabic, a great importance and value is attributed tothis language. In this regard, the educational system of madrasahs, or Islamic educational institutions, is formed upon the deep-rooted accumulation of writing (telif) and teaching (tedris) which takes Quran as a reference.
Due to the fact that apart from Quran and hadiths, the language of the works belonging to religious sciences applied in the curriculum of madrasahs is also Arabic, learning Arabic language becomes an inevitable prerequisite for understanding the mentioned sciences. In this respect, proceeding to teaching the other sciences can only be possible after teaching the Arabic language. The fact that religious sources are put pen to paper in Arabic language, and the way passing through the mentioned sciences starts with this language, increases the significance of Arabic.
This study aims to draw attention the importance of Arabic language which plays a key role to open the doorsof the religious sciences in the curriculum of Ottoman madrasah system. In this context, it is possible that current science world is brought to light by the path, which is illuminated by the madrasahs adopting an ultimately systematical teaching method in Islamic civilization.
Özet:
İslâm eğitim geleneğinde, başta İslâm dininin kutsal kitabı olan Kur’ân-ı Kerîm’in ve sonrasında Hz. Peygamber’in sözleri olan hadislerin dili olması dolayısıyla Arap diline ayrı bir önem ve değer atfedilmiştir. Bu bağlamda İslâm eğitim kurumu olan medreselerin eğitim sistemi de, kutsal kitabın referans kabul edildiği uzun ve köklü bir telif ve tedris birikimi üzerine şekillenmiştir.
Kur’an-ı Kerim’in ve hadislerin olduğu kadar, medreselerde okutulan dinî ilimlere ait eserlerin de dili Arapça olduğundan, dini ilimleri anlamak için Arap dilinin öğrenilmesi kaçınılmaz bir ön şart halini almıştır. Bu bakımdan diğer bütün ilimlerin öğretimine, ancak Arapçanın öğretilmesinden sonra geçilebilmiştir. Özellikle dini kaynakların Arap dilinde kaleme alınmış olması, dini ilimlere giden yolun bu dilden geçmesi, Arapçaya verilen önemi artırmıştır.
Bu çalışma, Osmanlı medrese eğitim sistemi içerisinde Arap dilinin, dini ilimlerin kapısını açacak bir anahtar vazifesi görmesi dolayısıyla sahip olduğu öneme dikkat çekmeyi amaçlamaktadır. Böylelikle İslâm medeniyetinde son derece sistematik bir öğretim usulü benimsemiş olan medreselerin aydınlattığı yolun, günümüz ilim dünyasına ışık tutabilmesi mümkün olacaktır.

Research paper thumbnail of Yabancı Dil Olarak Arapçanın Öğretiminde Dil Yeteneğinin Öğrenime Etkisi / The Impact of Language Aptitude on Learning in Teaching Arabic as a Foreign Language

ÖZ Bu çalışmada yabancı dil olarak Arapçanın öğretiminde dil yeteneği ya da dil yatkınlığı olarak... more ÖZ Bu çalışmada yabancı dil olarak Arapçanın öğretiminde dil yeteneği ya da dil yatkınlığı olarak bilinen olgunun, bireylerin dil edinimleri üzerindeki etkisi tartışılmaya çalışılacaktır. Kuşkusuz dilsel beceriler, tıpkı görsel, işitsel ve duyusal beceriler gibi bireyden bireye farklılık göstermektedir. Bu bağlamda bir yabancı dili öğrenirken bazı bireylerin daha kolay ve hızlı öğrenebildikleri; buna karşılık diğer bazı bireylerinse yabancı dil öğrenmede normalden çok daha fazla güçlük çektikleri bilinen bir gerçektir. Bu noktada dil öğrenen bireyin, kişisel farklılıkları ve yetenekleri ön plana çıkmaktadır. Dil öğretiminde söz konusu yatkınlığın, başarıya ne ölçüde katkı sağladığı, dahası; bir yabancı dilden diğerine farklılık gösterip göstermediği, öğrenme düzeyine ne kadar etki ettiği gibi konular bu çalışmanın problematiğini oluşturmaktadır. Buna göre; yalnızca bir yabancı dile belirgin bir yatkınlık mı, yoksa hemen her yabancı dili öğrenme hususunda aynı düzeyde bir yeteneğin mi söz konusu olduğu değerlendirilecektir. Dil yeteneği ile dil öğrenme başarısı arasındaki ilişki hakkında pek çok tartışma gündeme gelmiştir. Özellikle J. B. Carroll, yabancı dil öğreniminde hızlı öğrenebilme kabiliyeti olarak tanımladığı bu olguyu, fonetik kodlama yeteneği, dilbilgisel duyarlılık, tümevarımsal dil öğrenme yeteneği ve hafızaya dayalı öğrenme yeteneği olmak üzere dört başlık altında incelemiştir. Bu araştırmada da Carroll başta olmak üzere pek çok dilbilimcinin bu konudaki fikirleri irdelenecek; ardından Arap dili bağlamında Arapça öğrenen bireylerin dil yatkınlığının öğrenme güçlüğü üzerindeki olumlu-olumsuz etkileri üzerinde durulacaktır. Böylelikle özelde Arapça olmak üzere yabancı dil öğretiminde daha verimli bir dil öğretim düzeyine ulaşılması hedeflenmektedir. ABSTRACT This study tries to argue the effect of the case, recognized as language aptitude or linguistic inclination with regard to teaching Arabic as a foreign language, on language acquisitions of the individuals. Linguistic abilities undoubtedly vary from person to person according as visual, aural and sensorial ones. In this regard, it is a broadly accepted fact that several individuals learn more easily and rapidly when studying a foreign language, on the contrary, some have difficulties compared to the normal standards. Starting from this point of view, individual characteristics and abilities come into prominence while learning a language.

Research paper thumbnail of Binbir Gece Masallarını Biliyoruz; Peki Ya Yüzbir Gece Masalları? / We Recognize One Thousand and One Nights; What About One Hundred and One Nights?

Despite the renown of One Thousand and One Nights or The Arabian Nights (Alf Layla wa Layla) reco... more Despite the renown of One Thousand and One Nights or The Arabian Nights (Alf
Layla wa Layla) recognized by numerous societies across the world due to the interest of
human being in tale and fantastic fiction thoughout history, even a cult classic providing the
inspiration for countless literary works, considered as the wonder of Arabic literature; the
presence of the work that almost remained in the dark, namely One Hundred and One Nights,
also draws public attention.
Primarily predicted as a summary or a chapter of One Thousand and One Nights, the
manuscript of Kitab Fihi Hadith Mi’at Layla wa Layla; however, totally differing from the
former work in terms of its content, is translated and brought to light by a German researcher
in the year of 2010. Moreover, upon bearing in mind that the tales in the latter work date back
to earlier periods than One Thousand and One Nights, and take shape in an utterly different
geography; it is possible to assert that the mentioned tales deserve a great deal of attention.
By putting forward the distinct features of One Hundred and One Nights from One
Thousand and One Nights with respect to formal, contextual, wording and technical aspects, this study aims to make the aforementioned work, an unbeknownst significant example of
Arabic narration, gain public recognition.

Research paper thumbnail of Arap Feminist Yazar Selva Bekr'in "Nune eş-Şa'nûne" Adlı Öyküsünde Kadın /The Woman Image in the Narrative of "Nuna al-Sha'nuna" of Salwa Bakr, An Arabic Feminist Author

Öz: Arap dünyasında XIX. yüzyılın sonları ile XX. yüzyılın başlarında ortaya çıkan bir aydınlanma... more Öz: Arap dünyasında XIX. yüzyılın sonları ile XX. yüzyılın başlarında ortaya çıkan bir aydınlanma döneminin varlığından söz etmek mümkündür. Siyasî ve toplumsal yönden olduğu kadar edebî ve kültürel açıdan da bir yenileşme dönemini ifade eden ve bir nevi Arap Rönesansı olan bu hareketin en mühim parçasını ise hiç kuşkusuz kadın hareketi oluşturmaktadır. Söz konusu dönemde Mısır'da birçok feminist oluşumun meydana geldiği ve bu oluşumların, kadınların mahrum bırakıldıkları pek çok hakkın kazanılması için ciddî bir mücadele çabası içine girdikleri görülmektedir. Mısır'ın aydınlanması için roman ve hikâye gibi edebî türlerde ürün veren yazarlar ile daha ziyade feminist kadın yazarlar, telif ettikleri eserler aracılığıyla bizzat haksızlığa uğrayan taraf olma bakımından da sessiz çığlıkların sesini haykıran bir misyon üstlenmişlerdir. Özellikle 1960'lardan sonra ivme kazanan bu feminist akımın temsilcilerinden biri de Modern Mısır edebî hayatına, daha çok kadının karşı karşıya kaldığı sosyal adaletsizliklere vurgu yaptığı öykü ve romanlarıyla katkıda bulunan Selvâ Bekr'dir. Bu çalışmada onun, Mısır kadınının eğitim ve eş seçimi gibi haklarına dikkat çektiği Nûne eş-Şa'nûne (Kaçık Nûne) adlı öyküsü değerlendirilmeye çalışılmıştır.
Abstract: It is possible to assert the existence of an enlightenment period emerged between the late 19 th century and the early 20 th century in Arabic world. Declaring an innovation period in terms of political and social as well as literal and cultural aspects, and sort of being an Arabic Renaissance, the most significant part of this trend is undoubtedly composed of the feminist movement. In the aforementioned period, several feminist organizations come into existence in Egypt, and it is observed that these are in a serious struggle for gaining rights that women devoid of. Putting forward literary works such as novels and narratives in order to enlighten Egypt, the authors and especially the feminist ones, by means of the works they produced, undertake a mission to draw attention to the silent screams of themselves which can be considered as the downtrodden side of society. One of the representatives of this feminist movement gaining momentum particularly after the 1960s is Salwa Bakr, who contributes to the literal world of Modern Egypt with her novels and narratives emphasizing upon the social injustice that mostly the women are confronted with. This study tries to evaluate her narrative, namely Nuna al-Sha'nuna (Dotty Noona), which calls attention to the rights of Egyptian women with respect to the subjects of education and mate choice.

Research paper thumbnail of Meryem Suresinde Kadın İmajı / The Woman Image in Surat Mary /بناء  صورة المرأة من خلال سورة مريم

Research paper thumbnail of Arapça Öğretiminde Leksikografi Derslerinin Gerekliliği / The Requisiteness of Lexicography Courses in Teaching Arabic Language

Research paper thumbnail of Fatih Döneminden Tanzimat'a Kadar Osmanlı Medreselerinde Arapça Öğretimi / Arabic Education in The Ottoman Madrasas from The Reign of Sultan Mehmed II The Conqueror Prior to The Tanzimat

Research paper thumbnail of Lübnanlı Şair-Yazar Cibran Halil Cibran'ın Savtan Adlı Şiirinin Türkçe Çevirilerinin Karşılaştırmalı Bir Analizi/ A Comparative Analysis On The Turkish Translations of Poem Called Savtan of the Lebanese Poet and Author Gibran Khalil Gibran

ARAP DİLİ VE EDEBİYATI ALANINDA TAHKİK VE TETKİKLER, 2023

Bu çalışmada, eserleri pek çok dünya diline çevrilmiş Lübnanlı şair, yazar ve ressam Cibrân Halîl... more Bu çalışmada, eserleri pek çok dünya diline çevrilmiş Lübnanlı şair, yazar ve ressam Cibrân Halîl Cibrân’ın Arapça olarak kaleme aldığı “el-Mevâkib” adlı şiiri içerisinde yer alan “Savtân” adlı son bölümünün, Türkçeye yapılmış dört farklı çevirisi; biçim, dil, üslup, anlam ve eş değerlik açısından karşılaştırmalı olarak incelenmeye çalışılmıştır. Çalışmaya dâhil edilen çeviriler; Prof. Dr. Rahmi Er, Prof. Dr. Kenan Demirayak, Prof. Dr. Hüseyin Yazıcı ve Prof. Dr. Musa Yıldız’a ait olup söz konusu çevirilerin tamamı, kaynak eserin Arapça aslı esas alınarak yapılmıştır. Söz konusu çalışmanın amacı; hem kaynak metin ile çevirilerin hem de hedef metinlerin birbiriyle karşılaştırılması neticesinde okuyucuya mukayese imkânı tanımanın yanı sıra, farklı perspektiflerin sunacağı bu zenginlikle eleştirel okuma yetisini kazandırmaktır. Bahsi geçen çevirmenlerce yapılmış olan tercümeler, çeviri eleştirisi kapsamında Raymond van den Broeck’ün karşılaştırmalı çözümleme yöntemi kullanılarak incelenmiştir. Yapılan değerlendirme sonucunda; dört farklı çevirmenin de kaynak metnin içeriğini önemli ölçüde koruyarak dil, üslup ve anlam açısından eş değerliği sağlayacak düzeyde bir çeviri ortaya koyduğunu söylemek mümkündür.
ABSTRACT
In this study, four particular translations of the last chapter called “Savtan”, which belongs to the poem, namely “al-Mawakib”, written in Arabic by Gibran Khalil Gibran, the Lebanese poet, author and painter, whose works are translated into various world languages; are examined comparatively in terms of form, language, style, meaning and equivalence. Consisting of the works belonging to Prof. Dr. Rahmi Er, Prof. Dr. Kenan Demirayak, Prof. Dr. Hüseyin Yazıcı and Prof. Dr. Musa Yıldız, all these translations are formed by studying the original and Arabic copy of the source work.
The aim of this study is to provide the reader with the opportunity of comparison as a result of comparing the source text and its translations as well as the target texts within themselves; and also the ability to read critically with this mean of different perspectives.
The translations studied by the aforementioned translators are examined within the frame of translation criticism by applying Raymond van den Broeck’s comparative analysis method. In consequence of the evaluation, it is possible to state that the four particular translators present a translation providing equivalence in terms of language, style and meaning by significantly preserving the content of the source text.

Research paper thumbnail of Arap Edebiyatında Ada Motifi -Hayy bin Yakzan Örneği-

DOĞU DİLLERİNDE VE EDEBİYATLARINDA İMGELER VE MOTİFLER, 2022

Bütün hakları saklıdır. 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası'nın hükümlerine göre bu kitabı... more Bütün hakları saklıdır. 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası'nın hükümlerine göre bu kitabın tamamı ya da bir bölümünün, Demavend Yayınları'nın yazılı izni olmadan elektronik, mekanik, fotokopi veya herhangi bir kayıt sistemi ile yayınlanması, çoğaltılması ya da depolanması yasaktır.

Research paper thumbnail of 16. - 19. Yüzyıl Osmanlı Âlimlerinin Otobiyografileri ve İcâzetnâmeleri Işığında Osmanlı Medrese Eğitiminde Arapçanın Yeri

OSMANLI'DA ULÛM-İ ARABİYYE, 2021

Alet ilimleri denince ilk anda akla gelen dil ilimlerine yönelik Osmanlı döneminde yazılan eserle... more Alet ilimleri denince ilk anda akla gelen dil ilimlerine yönelik Osmanlı döneminde yazılan eserlerin önemli bir kısmı şerh ve haşiye türünden olsa da bu eserlerin pek çok özgün fikri de içerisinde barındırdığı muhakkaktır. Kütüphanelerimizde bulunan Osmanlı dönemine ait binlerce yazma eserin tanıtılması yahut tahkikinin/edisyon kritiğinin yapılarak ilim dünyasının hizmetine sunulması önemli bir faaliyettir. Elinizdeki çalışma da bu faaliyetlerin bir parçası olarak Osmanlı ilim geleneği içerisinde Arap dili ile alakalı, özellikle de sarf, nahiv, belagat, lügat ve tercüme alanlarında yapılmış olan çalışmaları, tematik alt başlıklar altında biz nebze de olsa ortaya koymak amacıyla hazırlanmıştır.

Research paper thumbnail of Osmanlı Medrese Müfredât Programlarında Arapçanın Yeri (XVII.- XVIII. Yüzyıl)

OSMANLI MEDRESELERİ - EĞİTİM, YÖNETİM VE FİNANS, 2018

Research paper thumbnail of 'Sürgünsoylu' Bir Entelektüel: Edward W. Said / An Intellectualist Born in Exile: Edward W. Said

DOĞU GÖÇ EDEBİYATI, 2017

Being forced to abandon the country where it was born and raised as well as it formed a life and ... more Being forced to abandon the country where it was born and raised as well as it formed a life and developed an identity due to the reasons including wars, the humankind encounters a problem in which it leaves behind its dialect, culture and past; in other words, the concept of itself beyond solely the spatial disengagement through this departure.
By virtue of the fact that numerous authors in Arab World are forced to be sent into exile and migration engraving in their memories, and that the sentimental density emerged from the effect of these exiles on their inner worlds has an impact on literary works, bring forth the spring of innumerable works considered as products of migration in Arabic literature. This case comes into prominence in the works of not only the authors affiliated with Mehcer Literature, also known as Migration Literature, but also the ones achieving a great success in transforming their lives from the condition having an identity crisis and being driven away between countries into the prosperity of both cultural and intellectual wealth despite of being born in Arabic Lands and forced to migrate. Among these authors, the one puts forward the notion of Orientalism is Edward W. Said.
Through the instrumentality of the autobiography, namely Out of Place, mainly focusing on the years of childhood and youth within the story of his migration from Palestine to the America, this study deals with his experiences and feelings in the context of his life on exile after 1948 Arab-Israeli War, as well as analyses how the contrast between developed identity and cultural exclusion reflects on his world of thought.
This study aims to draw attention to Said’s success of becoming a world-renowned intellectualist apart from the Arab World and the America, as a result of his unique approach of that deterritorialization and identity confusion can be perceived as richness contrary to many immigrants’ beliefs.

Research paper thumbnail of Muhammed Huseyn Heykel'in "Zeyneb" Adlı Romanında Kadın İmajı / The Woman Image in Muhammad Husayn Haykal's Novel, "Zaynab"

DOĞU EDEBİYATINDA KADIN, 2016

In this study, written by the Egyptian author, Muhammad Huseyn Heykel in the 20th century, and ge... more In this study, written by the Egyptian author, Muhammad Huseyn Heykel in the 20th century, and genuinely considered as the prominent non-historical and literary novel in the Modern Arabic Literature, Zeyneb and its female figures are analysed through an attentive evaluation. The most significant social criticism in this novel is that the maidens are not independent whilst making decisions regarding their marriage, and they are married off without their will. The main concern of this study is to take into consideration how much the aforementioned novel reflects that period's social structure as well as to call attention to the role of woman in the society through the novel.

Research paper thumbnail of Mısırlı Yazar Necîb Mahfûz’un Romanlarının İngilizce Ara Dil Kullanılarak Yapılan Çevirilerinde Argo İfadeler, Deyimler ve Özel Adların Çevirisi Üzerine Bir İnceleme

Karamanoglu Mehmetbey University International Journal of Philology and Translation Studies, 2023

An Analysis Regarding the Translation of Slang Expressions, Idioms and Proper Names in the Transl... more An Analysis Regarding the Translation of Slang Expressions, Idioms and Proper Names in the Translations of the Novels of Egyptian Author Naguib Mahfouz via English as the Mediating Language:

Literary translation is a branch of translation in which literary texts are transferred into the target language with equivalent words by preserving the original meaning and style as well as not causing cultural losses. In this type of translation, all the grammatical patterns such as form, style, word, sound and syntax of the text to be translated are primarily required to be transferred along with the content.

During the process of literary translation, several translation losses emerge due to the differences between the source language and the target language. Factors including the failure to ensure full equivalence, cultural factors, misunderstanding of the intended message to be given and the preferences of translator constitute some of these losses. Translations of mediating language are also another issue causing the mentioned losses.

The text to be translated from a foreign language not only can be directly translated from the source language into the target language, but it can also be transferred to the target language via the mediating language. Undoubtedly, this situation will lead to more losses in terms of language, form of expression and content compared to the translations made directly from the source language into the target language.

In this study, the main purpose is to draw attention to the losses emerged during the translation process from the source text to the target text by presenting several examples of the translations made from Arabic to Turkish via the mediating language.

In this study, the translations of four particular novels of Nobel Prize winner Egyptian author Naguib Mahfouz, which are translated into Turkish via English as the mediating language, are discussed and tried to be evaluated by comparatively analyzing them with the source language and the examples originally translated from Arabic. The novels included in the study are Wedding Song (also known as Joys of the Dome), Cairo Modern, The Thief and The Dogs and The Day The Leader Was Killed. The novels are discussed under three headings consisting of the translation of slang expressions, the translation of idioms, proverbs and cultural expressions and the translation of proper names.

Research paper thumbnail of Filistinli Şair Mahmûd Derviş'in "Kaktüsün Sonsuzluğu" Adlı Şiirinin Türkçe Çevirileri Üzerine Karşılaştırmalı Bir Analiz / A Comparative Analysis on the Turkish Translations of the Poem “The Eternity of Cactus” of Palestinian Poet Mahmoud Darwish

Söylem Filoloji Dergisi, 2023

Öz Bu çalışmada, Modern Arap Edebiyatının öne çıkan isimlerinden Filistinli şair Mahmûd Derviş'i... more Öz
Bu çalışmada, Modern Arap Edebiyatının öne çıkan isimlerinden Filistinli şair Mahmûd Derviş'in Limâzâ Terekte'l-Hısâne Vahîden (Atı Niçin Yalnız Bıraktın?) başlıklı şiir kitabından seçilmiş olan Ebedu's-Subbâr (Kaktüsün Sonsuzluğu) adlı şiirinin Türkçeye yapılmış farklı çevirilerinin karşılaştırmalı bir değerlendirmesi yapılmıştır. Bu değerlendirme yapılırken üç farklı çeviri ele alınmış ve söz konusu çeviriler; biçim, dil, anlam, üslûp ve eşdeğerlik bakımından irdelenmiştir. Çeviri eleştirisi kapsamında incelenen çevirilerin tamamı, kaynak metnin Arapça aslını esas alarak hedef dile aktarmış olan çevirmenlerce Türkçeye kazandırılmış olup karşılaştırmalı çözümleme yöntemi kullanılarak değerlendirilmiştir. Çevirmenlerin, şiirsel üslup ve derinliğe öncelik verirken aynı zamanda eksiltme ve ekleme yoluyla serbest çeviriye başvurdukları görülmektedir.
Abstract
In this study, a comparative evaluation of the various translations of the poem, namely Ebedu’s-Subbâr (The Eternity of Cactus), into Turkish selected from the poem book entitled as Limâzâ Terekte’l-Hısâne Vahîden (Why Did You Leave the Horse Alone?) of the Palestinian poet Mahmoud Darwish, one of the prominent figures of Modern Arabic Literature, is carried out. Three different translations are studied on while making this evaluation, and these translations are analysed in terms of form, language, meaning, style and equivalence. Examined within the scope of translation criticism, all of the translations are evaluated by applying comparative analysis method, and are translated into Turkish by the translators who ground on the Arabic original of the source text and transfer it to the target language. It is observed that while the translators give priority to the poetic style and depth, they also apply free translation by means of reduction and addition.

Research paper thumbnail of Beydâvî Tefsirinde Fiil Kipleri / دراسة صيغة الفعل في تفسير البيضاوي

دراسة صيغة الفعل في تفسير البيضاوي / Beydâvî Tefsirinde Fiil Kipleri, 2020

Bazı ayetler b r zaman k p nde başlar (muzârî g b) ve başka b r zaman k p yle (gelecek zaman g b)... more Bazı ayetler b r zaman k p nde başlar (muzârî g b) ve başka b r zaman k p yle (gelecek zaman g b) devam eder. O nedenle bu çalışma Beydâvî tefs r ve bu tefs r üzer ne yazılmış Hâş yetu'ş-Ş hâb ve ayrıca Hâş yetu'l-Konevî s ml eserler baz alınarak Kuran-ı Kerîm'dek cümlelerde (ayet) geçen fi l k pler n , k pler n b r zamandan başka b r zamana doğru olan değ ş m ve dönüşümler n d lb l msel açıdan ele almaktadır. El n zdek çalışma aynı zamanda Hâş yetu'ş-Ş hâb'ın Kurân ayetler ndek bu k p değ ş m ve dönüşümler ne nasıl yaklaştığı üzer nde de durmaktadır. Ayetlerdek fi l k pler n n zamansal değ ş m cümlen n d lb l msel açıdan göstergeler n de der nden etk lemekted r. Bunun b r sonucu olarak anlamsal değ ş kl k olgusu ortaya çıkmaktadır. Doğal olarak göstergelerdek değ ş mden kaynaklı zeng nl k zaman k pler n de zeng nleşt rmekted r. Bu noktadan hareketle el n zdek çalışma üç ana bölüm altında şlenm şt r. B r nc bölüm sözün mâzî zaman k p nde başlayıp başka b r zamana nt kal n , k nc bölüm sözün muzârî zaman k p nde başlayıp başka b r zamana nt kal n ve üçüncü bölüm se sözün gelecek zaman k p nde başlayıp başka b r zamana nt kal n örnekler yle ele alıp göstergeb l m ve d lb l m çerçeves nde konuyu tartışmayı amaçlamaktadır.

Research paper thumbnail of Mısırlı Yazar Mahmûd Tâhir Lâşin’in ‘Âdemsiz Havvâ’ Adlı Romanında Kadın İmajı  / The Image of Woman in Egyptian Author Mahmud Tahir Lashin’s Novel, ‘Eve without Adam’

Written in 1933 by the Egyptian author Mahmud Tahir Lashin, one of the prominent figures of the l... more Written in 1933 by the Egyptian author Mahmud Tahir Lashin, one of the prominent figures of the literary group, namely al-Madrasah al-Hadithah or The New School, recognised in theperiod of enlightenment and awakening in Arabworld in literal and political aspects in the beginning of 20thcentury, and principally renowned for his narratives, the work of Hawwa’ bilâ Adam is his first and only novel drawing public attention in the 1960s. Callingattention to the significant issues of the mentioned period, such as social problems, the novel also contributes to the development of this genregaining momentum in modern Egypt. The governing idea of the novel consists of both social class problems emerged as a result of Egypt’s turning face towards the West, and the dilemma confronted by an educated woman having a profession and growing up in a traditional environment. In this study, the difficulties the Egyptian woman has in the face of social class divisions during the mentioned period are analysed in the context of Hawwa and the other female characters of the novel. In this sense, it evaluates that how much the novel reflects the social structure of the period, and draws attention to the role of woman in the society and the problems it confronts.

Research paper thumbnail of Rifa'a Râfi' et-Tahtâvî ve Gérard de Nerval'in Doğu-Batı İzlenimleri  / East-West Impressions of Rifa'a Raf'i al-Tahtawi and Gérard de Nerval

ÖZ Bu çalışma, 19. yüzyılda yaşamış birbirinin çağdaşı olan iki yazarın Doğu-Batı izlenimlerini i... more ÖZ Bu çalışma, 19. yüzyılda yaşamış birbirinin çağdaşı olan iki yazarın Doğu-Batı izlenimlerini içermektedir. Söz konusu yazarlar, Fransız Gérard de Nerval (1808-1855) ile Mısırlı Rifâ'a Râfi' et-Tahtâvî (1801-1873) olup her ikisi de seyahat izlenimlerini notlandırmıştır. Burslu olarak Fransa'ya öğrenim için gönderilen Tahtâvî, izlenimlerini Tahlisu'l-İbrîz fî Telhîs-i Bâriz (1834) (Paris Gözlemleri) olarak kaleme alırken; Fransa'dan yola çıkıp Mısır ve diğer Doğu ülkelerini ziyaret eden Gérard de Nerval ise eserini Voyage en Orient (1851) (Doğu'ya Yolculuk) adıyla yayımlamıştır. Çalışmada aynı yüzyılda yaşamış olan bir Mısırlı aydının gözüyle Paris ve bir Fransız yazarın gözüyle Kahire aktarılmaya çalışılacaktır. Böylelikle bir Doğulu yazarın gözünden Batı, Batılı yazarın gözünden Doğu'yu resmetme ve farklı bakış açıları yakalama fırsatı elde edilmiş olacaktır. Çalışmanın amacı, bizzat gezginlerin gözlemlerinden yola çıkarak Doğu-Batı karşılaştırmalı bir analiz yapmak; bunu yaparken de ilk elden kaynaklara başvurmaktır. Ancak her ne kadar çağdaş olsalar da her iki yazarın da seyyah olarak değil, daha çok edebî yönleriyle öne çıkmış olmaları göz ardı edilmemelidir. Bu da onların salt seyahat etme gayesinden ziyade başka bir toplumu gözlemleyip analiz etme amaçlarının daha ağır bastığının göstergesidir; gerçi Gérard de Nerval'in seyahate çıkma nedeni Doğu'yu görme merakı iken Tahtâvî, Paris'e seyahat için değil eğitim amacıyla gitmiştir. Zaten iki eser incelendiğinde Tahtâvî'nin gözlemlerinin daha çok modern Batı toplumunun eğitimi ve kültürel yapısına yönelik olduğu; buna karşılık Gérard de Nerval'in Doğu'nun gizemini anlamaya çalıştığı göze çarpmaktadır. Nerval, diğer Batılı yazarlar gibi taraflı olmak yerine Doğu medeniyetini, kendi öz değerleri içinde değerlendirebilmeyi başarmıştır. Tahtâvî'nin ise Mısır'ın modernleşmesinde öncü rol oynadığı, bunu da Paris'te edindiği izlenimlere borçlu olduğu söylenebilir. Ancak Tahtâvî, İslâm'a aykırı olan hususlarda temkinli yaklaşmış, dinen sakıncası olmayan gelişmeleri esas almayı yeğlemiştir. Nerval, gezdiği yerlerin tarihî ve toplumsal düzeni üzerine bazı tespitlerde bulunmuş kendi iç dünyasıyla çeliştiği noktalarda da şair kimliğini ön plana çıkarmıştır. Tahtâvî'nin de Paris izlenimlerini aktarırken aralara şiirler serpiştirmiş olması iki yazarın bu konuda benzerlik gösterdiğinin bir kanıtıdır. Yapılan bu çalışmayla Arap ve Fransız iki çağdaş yazarın edindikleri izlenimler sayesinde aynı çağın farklı toplumlardaki yansımalarına ışık tutulması mümkün olabilmiştir.
ABSTRACT This study contains the East and West impressions of two contemporaries who lived in the 19 th century. The authors are Egyptian Rifa'a Raf'i al-Tahtawi (1801-1873) and French Gérard de Nerval (1808-1855), both of whom marked their impressions of travel. Tahtawi, who was sent to France as a scholarship student, put his impressions down on paper as Tahlisu'l-Ibrîz fî Telhîs-i Bâriz (1834) (A Paris Profile); conversely, Gérard de Nerval, who departed from France and visited Egypt and other Eastern countries, published his work in the name of Voyage en Orient (1851) (Voyage to the Orient). This study aims to convey the impressions of both Paris and Cairo from the perspectives of two contemporaries, an Egyptian intellectual and a French author, respectively. Thus, depicting different perspectives of the West from an Eastern author, and the East from a Western author could be obtained in light of this study. The aim of this study is to make a comparative analysis of East and West by consulting the original sources. However, although both authors are contemporary, what should not be ignored is that both of them become prominent with their literary aspects, not with their status of travellers. This signifies that the primary purpose of the authors is observing and analysing a distinct society, not just travelling; actually, even though the main objective of Gérard de Nerval is his interest in the East, Tahtawi went to Paris with the purpose of training, not travelling. When two works are examined, it is observed that Tahtawi mostly focused on the educational and cultural structure of modern Western society, on the other hand, Gérard de Nerval tried to understand the mystery of the East. Unlike other biased Western authors, Nerval is able to evaluate the Eastern civilization within its own values. It can be mentioned that Tahtawi played a leading role in the modernization of Egypt through the impressions he gained in Paris. However, Tahtawi, preferred to take cautious approaches to the cases contrary to Islam, and focused on the issues proper to the religion. Nerval made several determinations on the historical and social organization of the places he visited, and his identity as a poet in the places when he contradicted his inner world. The fact that Tahtawi mentioned poetry while conveying the impressions of Paris proves that two authors are similar in this respect. Through this study, it is possible to shed light on reflections of the impressions of two contemporary Arab and French authors on different societies of the same era.

Research paper thumbnail of Yabancı Dil Olarak Arapçanın Öğretiminde Edebî Türlerin Dil Becerilerine Katkısı (Şiir- Kısa Öykü- Tiyatro) / The Contribution of Literary Genres to the Linguistic Skills in Teaching Arabic as a Foreign Language (Poetry -Short Story -Theatre)

Analysing recent language teaching techniques, it is observed that various methods are applied in... more Analysing recent language teaching techniques, it is observed that various methods are applied in foreign language teaching in order to achieve the ultimate success. Apart from the classical methods, since the 19 th century, several basic language teaching methods has been developed, and correspondingly, the alteration in projected linguistic skills draws attention. It is also seen that the materials used in teaching are varied through the application of different methods including Grammar-Translation Method, Direct Method, Audio-Lingual Method, Cognitive Method and Eclectic Method. Among the mentioned methods, being the earliest and preserving its validity, the Grammar-Translation Method is significant in that although the literature is the key element, and the literary works are the main source of the materials; instead of focusing on literary content, evaluating them in order to form a basis for the grammar rules and the vocabulary teaching required for reading and translating the literary text in its original language. Additionally, the texts in which the foreign language learners may find the samples according to the cultural elements of the target language and various linguistic structures are the literary texts. Besides, in comparison with the colloquial text, the literary text has a substantial content with respect to not only contextual words, but also language and wording; from this aspect, it makes the foreign language teaching more pleasurable. In teaching Arabic as a foreign language, this paper aims at upon taking advantage of exemplifying each sample from the genres of poetry, short story and theatre penned by prominent figures of Arabic literature, enhancing the abilities such as reading, comprehension, listening and writing, as well as bringing pleasure; and all in all, fulfilling an ultimate goal in which the vocabulary is flourished and the clues from culture are derived.

Research paper thumbnail of Osmanlı Medreselerinde Arapça Öğretiminde Kullanılan Kitaplar / Books Aplied on Teaching Arabic Language in the Ottoman Madrasahs

Arapçaya olan ilginin son yıllarda giderek arttığı göz önünde bulundurulduğu takdirde hâli hazırd... more Arapçaya olan ilginin son yıllarda giderek arttığı göz önünde bulundurulduğu takdirde hâli hazırda Arapçanın yabancı dil olarak öğretimi için kullanılan modern kaynakların yanı sıra klasik kaynaklar hakkında da literatür bilgisine sahip olmak, kuşkusuz daha verimli bir dil öğretimini beraberinde getirecektir. Bu amaç doğrultusunda çalışmada Osmanlı medreselerinde, Arap dilinin öğretiminde kullanılan kitaplar ve bu bağlamda Osmanlı medrese eğitiminde Arapçanın nasıl bir konuma sahip olduğu araştırılacaktır. Osmanlılarda medreselerin önemli bir eğitim kurumu olmasının yanı sıra, bu kurumlarda okutulan bilimlere ulaşmayı sağlayan Arapçanın öğretimi de o derece önem taşımaktadır. Arapça, medreselerde okutulan tefsir, hadis, fıkıh, kelam, mantık ve felsefe ders kitaplarının dili olması nedeniyle bir anahtar vazifesi görmüş; diğer dersleri anlayabilmek için çıkılan yolda ilk basamağı teşkil etmiştir. Bu çalışmada Arapçaya dair Osmanlı medrese eğitimi çerçevesinde okutulan sarf (morfoloji), nahiv (sentaks), belâgat-me'ânî, bedî', beyân-(retorik), lugatbilim (leksikografi), 'arûz, kavâfî ve vad' gibi ilimler hakkında detaylı bilgiler verilerek bu ilimlere ait ders kitapları teker teker açıklanacaktır. Yazılı kaynak (literatür) tarama yöntemine dayanan bu araştırma ile Osmanlı medrese ders müfredatında yer alan Arapçaya dair söz konusu ilimlerin tasnifi yapılarak bu kapsamda okutulan kitaplar hakkında ayrıntılı bilgiler verilmesi amaçlanmaktadır. Bu sayede günümüz modern dil öğretim yöntemlerini uygularken Osmanlı âlimlerinin ortaya koyduğu klasik Arapça gramer kitapları da gözden geçirilmiş olacaktır.

Research paper thumbnail of The Semantic Change of Tenses in Arabic Sentences: A Linguistic Study on Tafsir of Beydâvî / تغير المعنى الزمني داخل الجملة العربية دراسة لغوية في تفسير البيضاوي

The Semantic Change of Tenses in Arabic Sentences: A Linguistic Study on Tafsir of Beydâvî This s... more The Semantic Change of Tenses in Arabic Sentences: A Linguistic Study on Tafsir of Beydâvî This study deals with sentence structure on the Qur'an in terms of tenses. Indicators of these sentences are naturally undergo a change during the course. In addition, for some reasons, specific meanings are also placed behind the aspect. The Arabic muzari tense expresses present and future tenses. Sentences in the Arabic begin with the tenses then transit to another verb or tense. For some reasons, tense shift causes changes in meaning in the sentence. For example , Abstract The Semantic Change of Tenses in Arabic Sentences: A

Research paper thumbnail of Muhammed Teymûr’un Fi’l-Kıtâr Adlı Kısa Öyküsünün Anlatısal Metin Yönünden İncelenmesi / Muhammad Taymur's Short Story Namely Fi'l-Qitar and Its Analysis with Respect to Narrative Text

Research paper thumbnail of Arap Atasözlerinde Toplumsal Cinsiyet / Gender Mainstreaming in Arabic Proverbs

Atasözleri, halkın içinden çıkan ve doğrudan aktarılmış söylemler olup nesilden nesle söylenegele... more Atasözleri, halkın içinden çıkan ve doğrudan aktarılmış söylemler olup nesilden nesle söylenegelen öğüt verme ya da ibret alma amacı taşıyan özlü sözler olarak tanımlanabilir. Atasözleri, sözlü kültürün bir ürünü olması dolayısıyla dil-kültür ilişkisini en iyi şekilde aktarması bakımından büyük önem taşımaktadır. Her milletin yaşayış ve düşünce biçimini anlatması açısından atasözlerinin toplumu yansıtmada yadsınamaz bir rolü bulunmaktadır. Atasözlerinde yer alan ifadeler, toplumun kadın ve erkeğe olan bakış açısını, toplumda kadın ve erkeğe biçilen rolleri göstermesi bakımından ipuçları barındırır. Bu çalışmada cinsiyet kavramına gönderme yapan kadın, erkek, kız çocuk, erkek çocuk, eş, karı-koca, gelin-damat kavramlarının yer aldığı Arap atasözleri incelenerek toplumsal cinsiyet bağlamında ele alınmıştır. Kadın ve erkek algısının Arap toplumu içerisindeki olumlu ve olumsuz yansımaları atasözleri yoluyla irdelenmiştir. Arap toplumunun kadın ve erkeğe bakış açısını atasözleri yardımıyla görebilmenin yanı sıra dil ve ifade biçimleriyle cinsiyet kavramının sözlü kültürde ne kadar yer edindiğini anlama yönünden de çalışmanın fayda sağlayacağı düşünülmektedir. Türk atasözlerinde cinsiyet kavramı ele alınmış olmasına karşın Türkiye'de Arap atasözlerinin cinsiyet bağlamında incelendiği belirgin bir çalışmaya rastlanılmadığı ve bu yönde bir incelemenin gerekli olduğu düşüncesiyle söz konusu çalışma kaleme alınmıştır. Araştırmada sosyal bilimlerde ağırlıklı olarak kullanılan içerik analizi yöntemine başvurulmuştur.
Proverbs can be described as the wise sayings which are anonymously originated from the community and the concrete statements that are transferred from generation to generation for the purpose of drawing lessons or giving advices. Considered as one of the main entities of oral culture, proverbs have a significant part in perfectly portraying the relationship between the language and the culture. Besides, proverbs play an undeniable role in order to reflect the tendencies of all societies with respect to their way of living and thinking. Moreover, phrases in proverbs not only give several clues regarding the perspective of the society to “the man” and “the woman” but they also depict their roles in the communities. In this study, closely referenced to the concept of gender, the dual notions, namely woman-man, girl-boy, daughterson, wife-husband and bride-groom, are evaluated through an attentive analysis. In addition, the perception of woman and man in the Arabic community and its reflections are examined by means of the Arabic proverbs. It is projected that this study can be beneficial in order to comprehend how the concept of gender take place in the oral culture through the instrumentality of language and expressions, as well as to observe the Arabic society’s point of view pertaining to woman and man with the help of proverbs. This study is carried out with the acceptance of that there is no significant paper drawing attention to the Arabic proverbs in terms of the concept of gender, and the necessity of standing out a new analysis regarding this topic although it is determined that the same issue in Turkish proverbs are handled before. In this research, as mainly used in the social sciences, the content analysis method is applied

Research paper thumbnail of Arapçanın Harf-i Cerlerinin Öğreniminde Karşılaşılması Muhtemel Güçlükler ve Çözüm Önerileri / Probable Difficulties Encountered and Solutions Offered for Teaching the Prepositions in Arabic

Research paper thumbnail of Tanzimat Öncesi Osmanlı Medreselerinde Arapça Öğretim Yöntemleri / The Teaching Methods of Arabic Language in Ottoman Madrasas of Pre-Tanzimat Era

This study, aims to examine the methods applied in the Arabic language education, and to state th... more This study, aims to examine the methods applied in the Arabic language education, and to state the place of Arabic in the curriculum; and in this sense, to determine the position of Arabic in the education of Ottoman madrasas of pre-Tanzimat era.

Research paper thumbnail of Câhiliyye Döneminde Edebî Eleştiri / Literary Criticism in the Cahiliyye Period

Bu çalışmada Arap Edebiyatı 'nın klasik devirlerinden Cdhiliyye döneminde edebi türler arasında ö... more Bu çalışmada Arap Edebiyatı 'nın klasik devirlerinden Cdhiliyye döneminde edebi türler arasında öne çıkan şiir alanında yapılan değerlendirmeler ile edebf eleştirinin ortaya çıkışı, seyri ve şekli üzerinde durulmuştur.

Research paper thumbnail of Muhammed Teymûr'un Fi'l-Kıtâr Adlı Kısa Öyküsünün Anlatısal Metin Yönünden İncelenmesi / Muhammad Taymur's Short Story Namely Fi'l-Qitar and Its Analysis with Respect to Narrative Text