Semra Çinemre | Trabzon University (original) (raw)
Papers by Semra Çinemre
Yakın Doğu Üniversitesi İslam Tetkikleri Merkezi Dergisi, 2024
Bu çalışmada gerek gençliğin önemi, değeri ve türlü sorunlarla iç içe bir dönem olması gerekse hu... more Bu çalışmada gerek gençliğin önemi, değeri ve türlü sorunlarla iç içe bir dönem olması gerekse hutbelerin önemli bir iletişim ve irşat aracı olması düşüncesi ile hutbelerde gençliğin nasıl konu edildiğini ortaya koymak ve böylece hutbelerin toplumun gençlerle ilgili hangi konularda aydınlatılmasına katkısı olduğunu irdelemek amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda nitel çalışma olarak planlanan makalede doküman analizi tekniği ile örnekleme alınan 2014 (son 6 ay)-2024 (ilk 6 ay) sürecini kapsayan 10 yıl içindeki 539 hutbe analiz edilmiştir. Veriler hem betimsel analiz hem de içerik analizi teknikleri ile çözümlenmiştir. On yıl içerisindeki hutbelerde genç kavramının mutlaka yer aldığı; bir yıl içerisindeki tüm hutbelerde kavramın en az 11, en fazla 57 kez geçtiği tespit edilmiştir. On yıl hutbeleri arasından 5 yılda birer hutbenin konusunun müstakil olarak gençlere/gençliğe tahsis edildiği görülmüştür. Hutbelerde gençlik ve gençler bir değer olarak ele alınmış; özellikle genç cemaat, içinde bulunduğu dönemin değerini ve bir fırsat olduğunu bilerek hayatını düzenlemesi noktasında irşat edilmiştir. Hutbelerde cemaat, gençliğin çeşitli karakteristik özellikleri ile ilgili sağlıklı ve kaynaklara uygun bir şekilde aydınlatılmıştır. Bu konudaki içeriklerin cemaat içerisinde yer alan gençlerin kendilerini tanıma ve anlamlandırmalarına, ebeveynlerin ve toplumun diğer kesimlerinin ise gençleri anlamasına ve bu anlayış ile onlara yaklaşmasına katkı sunacağı, bunun da gençlerle ilişkilerin geliştirilmesine katkı sunacağı söylenebilir. Hutbelerde gençleri tehdit eden çeşitli sorunlar hakkında cemaat aydınlatılmış, özellikle ailenin gençlerin bu tür tuzaklara düşmemesi için yapması gerekenler ortaya konulmuştur. Bu sorunlar arasından en yoğun olarak FETÖ ve diğer din istismarcıları ile zararlı alışkanlıklar konularının işlendiği tespit edilmiştir. Gençlerin zararlı alışkanlıklara yönelmelerinde anne-baba sevgisinden veya aile şefkatinden uzak kalmaları da bir sebep olarak gösterilerek ailenin bu noktadaki sorumluluğuna işaret edilmiştir. Hutbelerde gençlerin değerleri, kişiliği ve dünyası ile ilgilenmek, gençleri anlamak, onlarla ilgilenmek ve onlara değer vermek, gençlerin din eğitimi ile ilgilenmek, gençleri tehdit eden tüm zararlı unsurlara karşı gençlere rehberlik etmek gibi temalarda topluma geniş bir içerikte çeşitli tavsiyeler, telkinler ve mesajlar verildiği tespit edilmiştir. Bu hutbelerde aile başta olmak üzere toplumun geneline gençleri korumaya dönük sorumlulukları açıkça belirtilmiştir. Hutbelerde Allah’a itaat ve ibadet eden, iffet ve hürmet değerlerine sahip, güzel ahlaklı bir genç profilinin örnek olarak ortaya konulduğu görülmektedir. Bu örnekliğin yanı sıra gençlere İslam âleminin ümidi oldukları gibi büyük bir sorumlulukları olduğu belirtilmiştir. Ancak hutbelerde gençlerin bunu nasıl gerçekleştirebilecekleri, bu özellikleri elde etmişlerse bunu nasıl muhafaza edebileceklerine ilişkin yollar kendilerine gösterilmemiştir. Netice itibarıyla hutbelerin, aile başta olmak üzere toplumun genelini gençler ve gençlik hakkında farklı açılardan aydınlatmaya dönük içerikler barındırdığı sonucuna ulaşılabilir. Bununla birlikte çalışmada hutbelerin gençlik temasında bazı konuları ele almadığı tespit edilmiş olup hutbe içeriklerinin geliştirilmesine yönelik birtakım önerilerde bulunulmuştur.
Uludağ İlahiyat Dergisi, 2024
Ülkemizde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi (DKAB) dersi 4. sınıftan itibaren yürütülmektedir. 2014 yı... more Ülkemizde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi (DKAB) dersi 4. sınıftan itibaren yürütülmektedir. 2014 yılında gerçekleştirilen 19. Milli Eğitim Şûrası’nda DKAB dersinin, eksik bırakılmış olduğu ilkokul 1.-3. sınıf düzeylerinde de okutulması yönünde bir tavsiye kararı alınmıştır. Bu noktada, böyle bir uygulama hayata geçirilmeden önce sahanın zeminini oluşturacak akademik çalışmalara ihtiyaç duyulduğu açıktır. Bu düşünceden hareketle bu çalışmada konunun uygulamaya yönelik çeşitli boyutlarının DKAB ve sınıf öğretmeni görüşleri ile araştırılması amaçlanmıştır. Nitel araştırma yöntemine göre planlanan çalışmada durum çalışması deseni kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubu, 2020-2021 Eğitim-Öğretim yılında Trabzon il merkezinde bulunan farklı ilkokullarda görev yapan sekiz sınıf, sekiz DKAB öğretmeni olmak üzere 16 öğretmenden oluşmaktadır. Araştırma sonuçlarına göre her iki branştan 16 öğretmenden 10’u ilkokul 1.-3. sınıf düzeylerinde yer alması muhtemel bir DKAB dersi için 2. sınıfın, beşi 1. sınıfın, biri de 3. sınıfın uygun olduğu kanaatindedir. Sınıf öğretmenlerinin yarısı bu dersin seçmeli, yarısı zorunlu; DKAB öğretmenlerinin ise altısı zorunlu, biri seçmeli olması gerektiği görüşünde olup biri de bu konuda kararsız kalmıştır. Sınıf öğretmenleri böyle bir derste ağırlıklı olarak ahlaki içeriğin işlenmesinden yana iken DKAB öğretmenlerinde dinî içerik ahlaki içeriğe nispeten yüksek çıkmıştır. Her iki branş öğretmenleri, ilgili dersin materyal destekli ve aktif yöntem-tekniklerle işlenmesi gerektiğini belirtmiştir. Sınıf öğretmenlerinden dört kişi böyle bir dersi DKAB öğretmeninin, üç kişi sınıf öğretmeninin yürütebileceğini belirtmişken, DKAB öğretmenlerinden ise bir katılımcı haricinde tüm katılımcılar bu dersin DKAB öğretmenleri tarafından verilmesi gerektiğinden yanadır. Her iki branştan katılımcıların böyle bir ders için fırsat olarak gösterdikleri en ağırlıklı yön çocuğun erken yaşta dinî ve ahlaki değerleri kazanması, risk olarak gösterdikleri yön ise dersin zorunluluğuna bazı ailelerin tepki göstermesi ihtimalidir.
Pamukkale Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2024
Bu çalışmada ilkokul 1.-3. sınıf düzeylerinde din ve ahlak eğitimi ihtiyacının öğretmen görüşleri... more Bu çalışmada ilkokul 1.-3. sınıf düzeylerinde din ve ahlak eğitimi ihtiyacının öğretmen görüşleri ile ortaya konulması amaçlanmıştır. Nitel araştırma yöntemine göre planlanan çalışmada durum çalışması deseni kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubu, 2020-2021 Eğitim-Öğretim yılında Trabzon il merkezinde bulunan farklı ilkokullarda görev yapan sekiz Sınıf, sekiz DKAB öğretmeni olmak üzere 16 öğretmenden oluşmaktadır. Çalışmada sınıf öğretmenlerinin tümünün, öğrencilerinin din ile ilgili sorularının olduğu; bu soruların en yoğun olarak gaybla ilgili konulara odaklandığı tespit edilmiştir. Öğretmen görüşlerine göre öğrencilerin yönelttikleri dini sorular aile, okul dışı öğrenmeler ve günlük hayattaki gözlemlere dayanmaktadır. Sınıf öğretmenlerinin tümünün konu din ile kesiştiğinde öğrenciler kendilerine soru sormasa da bu alanda kısa bir açıklama yapma ihtiyacı duydukları, ancak detaya girmedikleri görülmüştür. Sınıf öğretmenlerinin yarısı ilkokul 1.-3. sınıflarda yalnızca ahlak eğitiminin ihtiyaç olduğundan yanadır. Din eğitiminin gerekliliğinden yana olan sınıf öğretmenleri ise bunu çocuğun gelişimi ve toplumsal açıdan temellendirmiştir. DKAB öğretmenleri ise din ve ahlak eğitiminin bir ihtiyaç olma durumuna ilişkin olumlu görüştedir.
İslam Medeniyeti Araştırmaları Dergisi , 2024
Bu çalışmada yeni bir uygulama olan Diyanet Akademisi eğitimini tamamlamış olan ilk dönem mezunu ... more Bu çalışmada yeni bir uygulama olan Diyanet Akademisi eğitimini tamamlamış olan ilk dönem mezunu imam-hatiplerin, adaylıkları sürecinde aldıkları eğitime ilişkin görüş ve değerlendirmelerini ortaya koymak amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda çalışmanın temel problem cümlesi “İlk dönem mezunu aday din görevlileri Diyanet Akademisi imam-hatip eğitimini nasıl değerlendirmektedir?” şeklinde belirlenmiştir. Araştırmada nitel araştırma desenlerinden durum çalışması tercih edilmiştir. Çalışma grubu maksimum çeşitlilik ve kartopu örnekleme teknikleri ile seçilen Diyanet Akademisi’nin ilk dönem mezunu 14 imam-hatiptir. Görüşmeler 2024 yılının Haziran ve Temmuz aylarında gerçekleştiril-miştir. Araştırmanın sonunda katılımcıların çoğunluğunun Akademi eğitiminin genel itibarıyla verimli geçtiği kanaatinde olduğu tespit edilmiştir. Katılımcıların önemli bir kesimi, aday imam-hatip programında yer alan ders çeşitliliğini mesleğe hazırlık açısından genel itibarıyla uygun/yeterli bulmakla birlikte programın geliştirilmesi gerektiğini ifade etmektedir. Katılımcıların önemli çoğunluğu, Akademi’de ders veren öğreticilerin alan bilgisi açısından yeterli olduğu, ancak bunu aktarma bilgi ve becerisi yönünden verimli olamadığı kanaatindedir. Katılımcıların eğitim süreçlerine ilişkin en büyük memnuniyetsizliklerinin ise motivasyon konusu olduğu tespit edilmiştir. Çalışmanın sonunda Akademi eğitim süreçlerinin geliştirilmesine dönük birtakım öneriler ortaya konulmuştur. Bu yönüyle, güncel ve önemli bir konuyu ele alan çalışmanın ortaya koyduğu sonuçlarla gerek Akademi eğitim süreçlerinin geliştirilmesine gerekse din eğitimi literatürüne katkı sunması beklenmektedir.
İlahiyat Akademi , 2023
Diyanet İşleri Başkanlığı ülkemizde yaygın din eğitimi ve din hizmetlerini resmî olarak yürüten, ... more Diyanet İşleri Başkanlığı ülkemizde yaygın din eğitimi ve din hizmetlerini resmî olarak yürüten, Cumhuriyet tarihinin en önemli kurumlarından biridir. Bununla birlikte Başkanlık, din-devlet ilişkileri, daha özelde ise laiklikle irtibatlı olarak kuruluşundan itibaren varlığı, meşruiyeti, statüsü, görev ve yetkileri başta olmak üzere birçok açıdan kendisini çeşitli tartışmalı yaklaşımların odağında bulmuştur. Bu tartışmaların sonucunda Başkanlığın dönüştürülmesinden ilga edilmesine kadar çeşitli öneriler hemen her dönem gündemde yer almıştır. Buradan hareketle bu makalede Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bizatihi varlığı, rolü ve öneminin devlet, toplum ve dünya kamuoyu ile ilişkileri çerçevesinde ortaya konulması amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda, 633 Sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un “Başkanlığın en üst amiri olan Diyanet İşleri Başkanı, Başkanlığı temsil eder.” ifadesinden hareketle Diyanet İşleri Başkanı’nın resmî olarak yayımlanan etkinlikleri analiz edilmiştir. Nitel araştırma yönteminin benimsendiği çalışmada, Başkanlığın resmî internet sitesinde “Haberler” menüsünde Başkan’ın yayımlanan etkinlikleri doküman incelemesi yolu ile analiz edilmiştir. Burada resmî temasları, ziyaretleri, kabulleri, buluşmaları, kutlama/kınama/taziye vb. mesajları başta olmak üzere Başkan’ın çeşitli etkinlikleri haber metni olarak yayımlanmaktadır. Çalışmanın güncelliği açısından araştırmanın örneklemi 1/8/2022-1/8/2023 tarihleri arasındaki bir yıllık süreçte yayımlanan haberler olarak belirlenmiştir. Bu süreçte yayımlanan 453 haber metni betimsel yolla analiz edilmiştir. Yapılan analiz neticesinde Başkan’ın tüm faaliyetleri, hepsi kendi içinde alt temalara sahip olan şu dört kategoride tasnif edilmiş ve bulgular bu başlıklara göre sunulmuştur: “Katılım Gerçekleştirme”, “Resmî-Gayriresmî Temaslar”, “Sosyal Medya Paylaşımları” ve “Buluşma Etkinlikleri”. Çalışmanın sonunda Başkanlığın devletle ilişkilerindeki rolü ve önemi kapsamında; yasaların kendisine verdiği görev ve sorumluluklar çerçevesinde hizmet sunarak kendi işine odaklandığı, bunun yanı sıra zaman zaman bazı programlarda devlet erkânının yanında hazır bulunarak program gündemine uygun olarak dua ettiği tespit edilmiştir. Başkanlığın toplumla ilişkilerindeki varlığı, rolü ve önemi ise; halkla içe içe, kaynaşmış bir yapı arz eden, toplumun farklı kesimlerini din ve meşrep ayrımı gözetmeksizin ortak insani değerler ve hisler çerçevesinde kuşatıcı bir yaklaşım sergileyen, özellikle elim hadise ve afetlere duyarlılığı yüksek olan, mağdur ve dezavantajlı insanların yanında yer alan, netice itibarıyla Anayasa’nın 136. Maddesinde kendisine tevdi edilen milletçe dayanışma ve bütünleşme amacı doğrultusunda çeşitli etkinliklerde bulunan bir kurum olarak değerlendirilmiştir. Başkanlığın dünya kamuoyu ile ilişkilerindeki varlığı, rolü ve önemi ise; İslam’ın mukaddesatı konusunda duyarlılığı yüksek olup dünyaya bu konuda önderlik eden, dinî ve ahlaki işlerde ülkemizi uluslararası platformda temsil eden, dünya Müslümanları arasındaki uluslararası nitelikli çalışmaların önemine ve faydasına inanan, bu anlamda ilgili platformlarda etkin bir şekilde varlığını göstererek dünyaya açık bir görünüm arz eden bir kurum olarak değerlendirilmiştir. Sonuç olarak çalışmada Başkanlığın devlet, toplum ve dünya kamuoyu ile ilişkilerinde birçok yönden çeşitli roller üstlendiği ve büyük bir önem arz ettiği sonucuna ulaşılmıştır.
İlahiyat Tetkikleri Dergisi, 2021
Din, insanlık tarihi boyunca toplum nezdinde meşrulaştırma işlevi gören en güçlü otorite olagelmi... more Din, insanlık tarihi boyunca toplum nezdinde meşrulaştırma işlevi gören en güçlü otorite olagelmiştir. Bu durum, bazı kimseler tarafından çeşitli açılardan çıkar sağlamak amacıyla dinin istismar edilmesini beraberinde getirmiştir. Din eğitiminin yetersiz olduğu durumlarda ise dinin istismar edilme ihtimali artmaktadır. Bu çalışmada “toplumu din konusunda aydınlatmak” görevi olan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yaygın din hizmetlerinde din istismarı konusunu nasıl ele aldığı incelenerek toplumun bu konuda aydınlatılmasına katkısı değerlendirilecektir. Çalışmanın örneklemi 2013-2020 yılları arasındaki Cuma hutbeleridir. Nitel araştırma yönteminin benimsendiği çalışmada doküman incelemesi yolu tercih edilmiş ve veriler içerik analizi ile çözümlenmiştir. Çalışmada, sekiz yıllık süreçteki 378 hutbeden
25’inde din istismarının ele alındığı, bu hutbelerin 2016 ve 2017 yıllarında ve “Din istismarı konusunda yapılması gerekenler” kategorisinde yoğunlaştığı tespit edilmiştir. Çalışmanın sonunda Cuma hutbelerinin toplumu din istismarı konusunda aydınlatmaya katkısı olduğu ancak, bu konu ile mücadelede başarı ve istikrar sağlanması açısından geliştirilmesi gereken birtakım yönlerin olduğu sonucuna varılmıştır.
ATEBE Dinî Araştırmalar Dergisi, 2021
İçinde bulunduğumuz çağda dijitalleşmenin olumlu ve olumsuz yönleri ile hayatı tümüyle kuşatmış o... more İçinde bulunduğumuz çağda dijitalleşmenin olumlu ve olumsuz yönleri ile hayatı tümüyle kuşatmış olması hemen herkesin tecrübe ettiği bir gerçektir. Bu gerçek, dijitalleşme konusunu birçok alan açısından olduğu gibi din, özelde de din eğitimi ve din hizmetleri alanında da ele almayı gerekli kılmaktadır. Bu düşünceden hareketle bu çalışmada dijital çağda din hizmetlerinin dijital platformlara taşınması fikrinin ve bu konuda neler yapılabileceği sorusunun farklı bir ülke örneği üzerinden incelenmesi amaçlanmıştır. Çeşitli ülkeler arasında Almanya, din hizmetlerinde dijitalleşme konusunda incelenmeye değer bir örnek olarak görünmektedir. Nitekim Almanya’nın, dijitalleşme alanındaki gelişmeleri, bununla ilişkili toplumsal değişimleri ve dijitalleşmenin günümüz insan hayatında teşkil ettiği yeri yakından takip ettiği ve hizmetlerinin önemli bir kısmını dijital platformlara taşımış olduğu görülmektedir. Bu doğrultuda bu çalışmada konu, Almanya Protestan Kilisesi örneklemi üzerinden incelenmiştir. Nitel araştırma yönteminin benimsendiği çalışmada doküman incelemesi yolu tercih edilmiştir. Kilise’nin resmi internet sayfasındaki ve sayfada referans verdiği bağlantı adreslerindeki içerikler doküman olarak alınmış ve elde edilen veriler betimsel yolla analiz edilmiştir. Çalışmada Almanya Protestan Kilisesi’nin dijital din hizmetlerinde yeni medyanın birçok aracını kullanmakta olduğu tespit edilmiş olup bunlar; web siteleri, sosyal medya platformları, dijital iletişim platformları, YouTube kanalları, akıllı telefon uygulamaları, podcastler, sesli kitaplar ve sanal gezi şeklinde sekiz başlıkta tasnif edilmiştir. Kilise’nin bu platformlarda 12 çeşit din hizmeti sunduğu tespit edilmiş olup bunlar da yoğunluklarına göre şu kategorilerde sunulmuştur: Dua hizmetleri (11), İncil okumaları/İncilden kesitler (8), dini/sosyal/kültürel/aktüel içerikler (7), kültür, sanat ve müzik (7), sohbet/söyleşi (7), manevi danışmanlık/rehberlik (4), ibadetlere/ayinlere katılım (3), vaazlar (3), inanç temalı yazılı dini iletiler (1), online kilise kütüphanesi (1), sanal gezi (1), papazlara erişmek/dini-manevi sorular yöneltmek (1). Kilisenin yürüttüğü dijital din hizmetlerinde özellikle genç kuşağı yeni bir dil ile, kullandıkları araçlar ve sosyalleştikleri dijital alanlarla kazanma çabası; sıkça yer verilen dua hizmetleri ile kendi dünyasında yalnızlık ve bunalım yaşayan insanları psikolojik ve manevi açıdan destekleme çabası; insanların dinden, kutsal metinden güç almasının ve maneviyatının yükseltilmesinin sağlanması en dikkat çekici yönleridir. Kilisenin geleneksel din hizmetlerinin yanı sıra kültür, sanat ve müzik, sohbet/söyleşi, sosyal/kültürel/aktüel içerikler kategorilerindeki hizmetleri ile toplumun birçok kesimine geniş bir konu çeşitliliği ile hitap ettiği görülmüştür. Bu tür program formatlarında çoğunlukla günlük hayattan seçilen konular üzerinden bir çeşit örtük müfredatla dine de temas edilmesi, dinin esasında hayatın tümünü kuşattığını göstermesi bakımından dikkat çekici bir başka boyuttur. Çalışmanın sonunda konu, ülkemiz açısından Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hizmetlerine dönük olarak değerlendirilerek birtakım önerilerde bulunulmuştur.
Hitit İlahiyat Dergisi / Hitit Theology Journal, 2021
Kitle iletişim araçları, özellikle de televizyon, dini açıdan bilgilendirme, dini kimlik oluşturm... more Kitle iletişim araçları, özellikle de televizyon, dini açıdan bilgilendirme, dini kimlik oluşturma ve dini davranış veya tutum kazandırmada etkin bir rol oynayabilmekte, bu anlamda da günümüzün bir yaygın din eğitimi aracı olarak değerlendirilmektedir. Bu bağlamda Diyanet İşleri Başkanlığı da dini bilgi aktarımında günümüz bilgi ve iletişim teknolojisinin imkânlarını kullanarak toplumun tüm kesimleri için yayınlar hazırlamayı kendisine ilke ve hedef
olarak belirlemiştir. Bu çalışmada Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yürüttüğü radyo ve televizyon hizmetlerinden biri olan Diyanet TV’de çocuk hedef kitleye yönelik hizmetlerinden çizgi filmlerin din eğitimi açısından incelenmesi amaçlanmaktadır. Bu çalışma, çizgi filmleri yalnızca din eğitimi açısından incelemesi bakımından literatürde yer alan üç makaleden ayrışmakta olup konuyu Diyanet İşleri Başkanlığı’nın çocuk hedef kitleye yönelik sunduğu bir yaygın din eğitimi hizmeti olarak ele alan ilk çalışmadır. Çalışmanın örneklemi, Dedemin Öyküleri ve Yusuf’un Dünyası çizgi filmlerinin amaçlı örnekleme teknikleri ile belirlenmiş olan 10’ar bölümüdür. Çalışmanın odağını din eğitimi analizine yoğunlaştırmak düşüncesiyle analiz kategorilerini belirlemede Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 2018 yılı 4-6 Yaş Grubu Kur’an Kursları Öğretim Programı öğrenme alanlarında yer alan din konuları temel alınarak bu kapsamda beş analiz kategorisi belirlenmiştir. Nitel araştırma yönteminin benimsendiği çalışmada doküman incelemesi yolu tercih edilmiş ve veriler içerik analizi ile çözümlenmiştir.
Çalışmanın sonunda her iki çizgi filmde de en sık yer verilen dini içeriğin “Allah” kategorisi ve diğer dini unsurlar kategorisi kapsamında; en az yer verilenlerin ise kitap (Kur’an) ve dini mekân kategorilerinde olduğu görülmüştür. Peygamber kategorisinde de Yusuf’un Dünyası çizgi filminde bir hadis dışında içeriğin olmadığı, Dedemin Öyküleri’nde ise çizgi filmin kurgusu gereği geniş bir içeriğe yer verildiği tespit edilmiştir. Her iki çizgi filmde de “Allah” lafzının çoğunlukla günlük dildeki selamlaşma, iyi dilek, temenni, dualar, hamd ve şükür ifadeleri bağlamında geçtiği görülmüştür. Çocuğun anlam dünyası oluşurken din dilinin gündelik yaşamda bu şekilde aktif kılınmasının, dini gelişimine bilişsel, duyuşsal ve sosyal açılardan katkı sunacağı sonucuna varılmıştır. “Allah” lafzının günlük dildeki kullanımı dışında yer verildiği diğer bağlamların da çocukların Allah tasavvurunun gelişimine katkı sunacak, olumlu bir Allah imajı ortaya koyduğu tespit edilmiştir. Diğer dini unsurlar kategorisi kapsamında her iki çizgi filmde de ortak geçen bazı kavramların besmele ve dua olduğu görülmüştür. Çizgi filmlerde yer verilen duaların Türkçe ve kısa olup çocuğun anlayabileceği, hatta tatbik edebileceği bir içerik ve sadelikte olduğu tespit edilmiştir. Bu konudaki içeriğin, çocukların gelişim dönemleri açısından duaya yönelik doğal ilgilerine hitap ettiği, bunun da dini gelişimlerine katkı sunacağı sonucuna varılmıştır. Yine diğer dini unsurlar kapsamında Dedemin Dünyası’nda israf, hayır/sadaka/helal rızık kavramlarına; Yusuf’un Dünyası’nda ise namaz ibadeti kapsamındaki çeşitli kavramlara yer verildiği tespit edilmiştir. Abdest ve namaza ilişkin içeriğin, konuyu henüz tam olarak bilmeyen veya kavrayamayan çocuklara
açıklayıcı bir şekilde yine çocuk kahramanlar üzerinden yaş ve tecrübe düzeylerine uygun içerik ve sadelikte sunulduğu, konunun ilmihal aktarımı şeklinde işlenmediği görülmüştür. İbadetlere ilişkin bu bilgi temelinin yanında, çocukların, dini değerlere yönelik saygı geliştirmelerine dönük açıklamalara da yer verildiği tespit edilmiştir. Diğer dini unsurlar kapsamında Yusuf’un Dünyası’nda günah kavramına yer verildiği, buna karşılık kavramın zıddı ve olumlusu olan sevap kavramına hiç yer verilmediği görülmüştür. Peygamber analiz kategorisi kapsamında ise Hz. Muhammed başta olmak üzere çeşitli peygamberlerden kıssalara yer verildiği görülmüştür. Çalışmanın nihayetinde her iki çizgi filmde de çocukların dini gelişimine katkı sunacak bir içeriğin ortaya konulduğu sonucuna ulaşılmış, bununla birlikte sonuç bölümünde çizgi filmlerin geliştirilmesine dönük birtakım önerilerde bulunulmuştur.
Değerler Eğitimi Dergisi , 2021
Diyanet İşleri Başkanlığı, günümüz bilgi ve iletişim teknolojisinin imkânlarını kullanarak toplum... more Diyanet İşleri Başkanlığı, günümüz bilgi ve iletişim teknolojisinin imkânlarını kullanarak toplumun tüm kesimleri için yayınlar hazırlamayı kendisine ilke ve hedef olarak belirlemiştir. Bu çalışmada Başkanlığın çocuk hedef kitleye yönelik hizmetlerinden biri olan Diyanet TV çizgi filmlerinin değerler açısından incelenmesi amaçlanmaktadır. Bu amaç doğrultusunda 4-6 Yaş Grubu Kur’an Kursları Öğretim Programının Dini Bilgiler-1 öğrenme alanında yer alan ünite isimleri temel alınarak 11 analiz kategorisi belirlenmiştir. Çalışmanın örneklemi olarak Dedemin Öyküleri ve Yusuf’un Dünyası çizgi filmleri seçilmiştir. Nitel araştırma yönteminin benimsendiği çalışmada doküman incelemesi yolu tercih edilmiş ve veriler içerik analizi ile çözümlenmiştir. Bulguların yorumlanmasında çeşitli çizgi filmlerin değerler açısından incelendiği literatür sonuçlarından, örgün eğitim için belirlenmiş olan kök değerlerden, okul öncesi eğitimi ve Hayat Bilgisi dersi öğretim programlarından yararlanılmıştır. Çalışmanın sonunda her iki çizgi filmde de en sık yer verilen değerin yardımlaşma; hiç yer verilmeyen değerin ise iyilik olduğu görülmüştür. Bunun yanı sıra Dedemin Öykülerinde saygı; Yusuf’un Dünyasında adalet, merhamet/şefkat ve sorumluluk değerlerine hiç yer verilmediği tespit edilmiştir. Çalışmanın nihayetinde Diyanet TV çizgi filmlerinin değerleri görece destekleyen bir içerik sunmakla birlikte analiz kategorisi olarak temel alınan öğretim programının değerleri açısından yetersizlik arz ettiği sonucuna ulaşılmış ve geliştirilmesine dönük birtakım önerilerde bulunulmuştur.
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi, 2020
Din öğretimi, dünyanın çeşitli ülkelerinde zorunlu eğitim yaşı ile başlamakta ve temel eğitimin b... more Din öğretimi, dünyanın çeşitli ülkelerinde zorunlu eğitim yaşı ile başlamakta ve temel eğitimin bütünlüğü içerisinde yer almaktadır. Ülkemizde ise örgün eğitim kapsamında din öğretimi, ilkokul 4. sınıfta başlamaktadır. 2014 yılında gerçekleşen 19. Milli Eğitim Şûrası’nda ilkokulun 1, 2 ve 3. sınıf düzeylerinde de Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin olması yönünde tavsiye kararı alınmıştır. Fakat bu sınıf düzeylerinde din öğretimi için henüz tecrübemiz ve eğitimbilimsel altyapımız bulunmamaktadır. Dolayısıyla bu doğrultuda bir karar uygulamaya geçirilmeden önce bu sahanın zeminini oluşturacak akademik çalışmalara ihtiyaç duyulduğu açıktır. Bu düşünceden hareketle, bu makalede ilkokul 1 ve 2. sınıf düzeyinde verilen bir din dersini örnek bir ders kitabı üzerinden incelemek amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda ölçüt örnekleme yoluna gidilerek Almanya’da Müslüman çocuklar için hazırlanmış olan ders kitaplarından Mein Islambuch 1/2 seçilmiştir. Çalışmada nitel yöntem desenlerinden doküman incelemesi kullanılmış; veriler, “muhteva özellikleri” analiz kategorisi altında, beş tema çerçevesinde betimsel yolla çözümlenmiştir. Araştırma sonunda konuların; öğrencinin çevresinde gördüğü dinî motifler üzerinden örneklendirmeler yapılarak çoğunlukla yaşına, gündelik yaşantısına ve tecrübesine uygun bir içerik ve sadelikle işlenmiş olduğu görülmüştür. Bununla birlikte henüz somut işlemler döneminde olan ilkokul çocuğuna gelişim düzeyi açısından sunulması tartışmalı bazı içeriklere de yer verildiği tespit edilmiştir.
İlahiyat Tetkikleri Dergisi, 2019
Türkiye’de yüksek din öğretimi kurumları üzerine, kendi kadim tarihî akışına eşlik eden çok sayıd... more Türkiye’de yüksek din öğretimi kurumları üzerine, kendi kadim tarihî akışına eşlik eden çok sayıda akademik çalışmanın gerçekleştirilmiş olduğu bilinen bir vakıadır. Bu çalışmalarda yüksek din öğretimi kurumları; amaçları, programları, istihdam alanları ve sorunları başta olmak üzere akademisyenler tarafından farklı yönleriyle ele alınmıştır. Bu makalede, akademisyenlerin ortaya koyduğu görüşlerden farklı olarak, ilahiyat fakültesinin hedef kitlesi olan öğrencilerin fakülte programına ilişkin algılarını metaforlar yoluyla incelemek amaçlanmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu Trabzon Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde 2018-2019 akademik yılında 4. sınıfı tamamlama aşamasında bulunan 73 öğrenci oluşturmaktadır. Çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden olgu bilim deseni kullanılmıştır. Verilerin toplanmasında araştırmacı tarafından hazırlanan “İlahiyat Fakültesi Programına İlişkin Metaforik Algı Formu” kullanılmış, çözümlenmesinde içerik analizi tekniğinden yararlanılmıştır. Geçerli kabul edilen 65 formdaki metaforlar, ortak özellikleri bakımından yedi kategoride sınıflandırılmıştır. Yüzde ağırlığına göre katılımcıların en büyük oranının ilahiyat fakültesi programına ilişkin algılarının programın işlevselliği (%29,23) ile içerik ve kapsamının genişliği/derinliği (%23,08) yönünde olduğu tespit edilmiştir. Bulgular bölümünde, her kategori kapsamındaki algı, arka planındaki nedenlerle birlikte katılımcı ifadeleri eşliğinde incelenmiştir.
Uluslararası Toplumsal Bilimler Dergisi, 2019
henüz 1978 yılında atılan ilk adımlardan 2018 yılına gelinceye değin uygulanan çeşitli İslam din ... more henüz 1978 yılında atılan ilk adımlardan 2018 yılına gelinceye değin uygulanan çeşitli İslam din öğretimi modelleri, "mezhebe dayalı olmayan" ve "mezhebe dayalı olan" model başlıkları altında, çeşitli eyaletlerdeki uygulama örnekleri eşliğinde ele alınacaktır. Çalışmanın sonunda, yıldan yıla ve eyaletten eyalete çeşitlenen bu modellerin, esasında anayasaya uygun anlamda bir İslam din dersi yolunda tecrübe edilmiş uygulamalar olması açısından ayrı bir önemi haiz oldukları ve İslam din dersinin teşekkül sürecinde dikkate alınacak önemli izler taşıdıkları vurgulanmıştır.
Değerler Eğitimi Dergisi, 2019
Almanya’da anayasaya uygun, düzenli bir İslam din dersi yolunda önemli gelişmeler kaydedilmektedi... more Almanya’da anayasaya uygun, düzenli bir İslam din dersi yolunda önemli gelişmeler kaydedilmektedir. Fakat bu gelişim sürecinde, devlet denetiminde verilen ders modelleri ile İslam’ın Batı bağlamında yeni bir şekilde yorumlanması, Alman şekilli, liberal bir İslam anlayışının oluşturulması, bu anlamda “İslam’ın yerlileştirilmesi” ve neticede “Alman İslamı” oluşturulması gibi tartışmalar söz konusudur. Bu çalışmada, bahsi geçen iddiaları ders kitapları örnekleminde analiz etmek amaçlanmıştır. Bu amaçla Almanya’da çoğunlukla İslam bilgisi/kültürü ders modelinde, 5-8. sınıf düzeyinde okutulmakta olan iki farklı ders kitap serisi (Saphir ve Ein Blick in den Islam) örneklem olarak seçilmiş ve içerik analizi tekniğiyle incelenmiştir. Söz konusu tartışmaların kitaplara yansıma durumunu tespit etmek amacıyla analiz kategorileri geniş tutulmuş ve “İslam dininin tasviri” ile “hassas dinî kavram ve konuların sunumu” şeklinde iki analiz kategorisi belirlenmiştir. Böylece kitaplarda nasıl bir İslam anlayışının ortaya konduğu tespit edilmiş ve bu çerçevede Alman İslamı ve İslam’ın yerlileştirilmesinden bahsetmenin imkânı tartışılmıştır. Çalışmanın sonunda, ders kitaplarında İslam’ın nasıl takdim edildiği çeşitli alt kategorilerle ortaya konmuştur. Bu bağlamda Saphir ders kitaplarında İslam’ın barış dini olduğu yönündeki vurguların dikkat çektiği, Ein Blick in den Islam ders kitaplarında ise tek bir vurgunun temayüz etmediği görülmüştür. Fakat elde edilen bulgulardan hareketle ders kitaplarında Alman İslamının inşa edildiği şeklinde net bir sonuca ulaşmak zordur. Hassas dinî kavram ve konuların sunumu kategorisine ilişkin olarak da her iki yayında da cihat ve kısas gibi İslam dininin bazı meselelerinden kaçınıldığı tespit edilmiştir. Bunun yanı sıra Saphir ders kitaplarında benimsenen ayet tercüme usulü ile anayasa ve demokrasi değerleriyle önemli ölçüde örtüşen bir İslam anlayışının takdim edildiği görülmüştür. Saphir ders kitaplarında Kur’an’ın ve İslam’ın yerlileştirilmesine işaret eden bu içeriğe karşılık Ein Blick in den Islam ders kitaplarında bu kapsamda bir içerik tespit edilmemiştir.
Almanya’ya ilk misafir işçi göç dalgasının üzerinden yarım asrı aşkın süre geçmiş ve ülkede Müslü... more Almanya’ya ilk misafir işçi göç dalgasının üzerinden yarım asrı aşkın süre geçmiş ve ülkede Müslüman nüfus artık dört ayrı kuşağa genişlemiştir. İki binli yılların başından itibaren de Alman devlet okullarına devam eden Müslüman öğrenci sayısının 700 ila 900 bin arasında değiştiği görülmektedir. Bu sosyo-demografik gerçeklik ve İslam’ın Almanya’da “Türk göçmenlerin yabancı dini” olmaktan çıkarak toplumun bir parçası haline geldiği kabulü karşısında artık Müslüman öğrencilere yönelik bir İslam din dersinin gerekliliğinden ziyade bu dersin nasıl verilebileceği tartışılmaktadır. Meseleye biraz daha yakından bakıldığında ise Almanya’da İslam din dersi konusunun çok yönlü sorunlarla iç içe olduğu; bu konunun uzun yıllardır gerek akademik camianın gerekse politikanın ve kamuoyunun en önde gelen gündemlerinden birini teşkil etmeye devam ettiği görülmektedir. Bu makalenin amacı Almanya’da İslam din dersinin teşekkül sürecindeki tartışmalı bazı temel meseleleri arka planıyla ele almaktır. Bu konular; muhatap dinî cemaat, dersin içeriği, dersin dili ve dersin öğretmeni başlıkları halinde incelenecektir. Çalışmada, Almanya’da, anayasaya uygun düzenli bir İslam din dersi yolunda birtakım gelişmeler yaşanmakla birlikte hâlen çok sayıda sorunun olduğu ortaya konmuştur. Bunlardan öne çıkan bazıları; dersi yürütme yetkisini üstlenecek tek bir Müslüman dinî cemaatin halen olmaması ve ders uygulamalarının geçici ara çözümlerle çoğunlukla belli bir tarihle sınırlandırılması; ders muhtevasının anayasa ile çelişen bir yönünün olup olmaması ve İslam içi çoğulluğu ne derece göz önünde bulundurduğu; İslam dinî kavramlarının Arapça, Türkçe veya Almanca hangi dilde kullanılacağı; sahada artan öğretmen açığının ne kadar sürede kapatılacağı ve İslam din dersi öğretmenlerinin, dersi verme yetkisi için bir icazet alıp almayacağı, alacaksa bu yetkiyi kendilerine kimin vereceği üzerine odaklanmaktadır.
The main purpose of this study is to compare James R. Rest's Defining Issues Test and Georg Lind'... more The main purpose of this study is to compare James R. Rest's Defining Issues Test and Georg Lind's M oral Judgment Test in terms of theory and practice. It is known that both of them are most widely used tests to measure moral judgment throughout the world. With this aim, in this article, firstly both scientists' theories and own studies on tests are handled theoretically. Then some academic studies of these tests applied in Turkey are mentioned. Finally, findings and comments of this research related to DIT and M JT are revealed. Both tests were performed on a group of 251 students in studying various programs of Artvin Çoruh and Ondokuz M ayıs universities in 2012-2013 academic year. In research process, relational scanning model was used, and in data analysis SPSS 16.0 statistical program was applied. To determine the correlation between DIT and M JT tests, Pearson moments correlation test was used. In order to see relationship between both tests and independent variables benefited from t-test and ANOVA. As a result, it was revealed that the main theoretical difference between both tests is DIT's step priority and M JT's step consistency. Besides, it was also concluded that tests are structurally different from each other. The results of data analysis demonstrated that there was no significant relationship (r=-0,02) between P-Point of DIT scale and C-point of M JT scale; between stu
Özet Kohlberg'in ahlak gelişim teorisi, uluslararası düzeyde kabul gören ve pek çok çalışmaya tem... more Özet
Kohlberg'in ahlak gelişim teorisi, uluslararası düzeyde kabul gören ve pek çok çalışmaya temel teşkil eden bir teoridir. Bununla birlikte teori, özellikle Batı'da, ken-disine meydan okuyan ciddi eleştirilerle de karşı karşıya kalmıştır. Hatta bu eleştirilere karşı savunma eleştirileri yapılmış ve tüm eleştirilerdeki vurgulardan hareketle yeni bazı teoriler daha geliştirilmiştir. Ancak tüm bu gelişmeler Türkiye'deki literatüre henüz gi-rememiştir. Nitekim ülkemizde Kohlberg'in teorisi üzerine yapılan çalışmalar, genellik-le ahlak gelişim basamaklarıyla sınırlı kalmış, teorinin eleştiriye açık yönleri göz ardı edilmiştir. Oysa gerek teorinin daha iyi anlaşılabilmesi gerekse bu teoriden hareketle alternatif ahlak teorilerinin geliştirilebilmesi için bu kapsamdaki belli başlı eleştiriler de bilinmelidir. Bu düşünceden yola çıkarak, makalede Kohlberg'in ahlak gelişim teorisine yöneltilen eleştirilerden hareketle, teorinin sorunlu yönlerini ortaya koymak amaçlan-mıştır. Bu doğrultuda, özellikle Kohlberg ve çağdaşlarının eserleri taranarak doküman incelemesi yöntemine başvurulmuştur. Araştırma sonunda, Kohlberg'in teorisinin başta teorik, pratik ve dini olmak üzere pek çok açıdan ciddi eleştirilerle karşı karşıya olduğu ortaya konulmuştur.
Özet Lawrence Kohlberg (1927-1987); felsefe, psikoloji, sosyoloji, antropoloji ve eğitim başta o... more Özet
Lawrence Kohlberg (1927-1987); felsefe, psikoloji, sosyoloji, antropoloji ve eğitim başta olmak üzere pek çok alana hâkim olan; en belirgin olarak da bilişsel ahlak gelişimi teorisiyle tanınan bir bilim insanıdır. Ulusal ve uluslararası düzeyde Kohlberg üzerine yapılan çalışmalara bakıldığında, genellikle Kohlberg'in ahlak gelişim teorisi üzerinde durulduğu; ahlak eğitimine ilişkin yaptığı çalışmalarınsa gölgede kaldığı görülür. Oysa Kohlberg, ahlak eğitiminin gerek teorik, gerekse pratik alanına oldukça önemli katkılarda bulunmuş ve geleneksel ahlak eğitimi yaklaşımlarına karşı geliştirilen çağdaş ahlak eğitiminin en seçkin isimlerinden biri olmuştur. İşte bu makalede Kohlberg'in kısaca hayatı, ahlak eğitimine ilişkin görüşleri ve uygulamaları ele alınacak ve bir ahlak eğitimcisi olarak tanıtılmaya çalışılacaktır.
Abstract
Lawrence Kohlberg: As A Moral Educator Lawrence Kohlberg (1927-1987) is a scholar who has comprehensive knowledge of many fields especially philosophy, psychology, sociology, anthropology and education, and who is known clearly for cognitive moral development theory. Having looked at the works in national and international scale which are done on Kohlberg, it is seen generally that his moral development theory has been emphasized and that his moral educational works have been neglected. In fact Kohlberg has contributed * Arş. Gör., Ondokuz Mayıs Ü. İlahiyat Fakültesi, semra_c.emre@hotmail.com
Atıf / ©-Çinemre, S. (2014). Araştırma Görevlilerinin Sorun ve Beklentileri: İlahiyat Fakülteleri... more Atıf / ©-Çinemre, S. (2014). Araştırma Görevlilerinin Sorun ve Beklentileri: İlahiyat Fakülteleri Örneği, Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 14 (1), 261-289.
Özet-Bu çalışmanın amacı, içerisinde pek çok dini Ye ahlaki değer taşıyan Tjirk atasözlerinin eği... more Özet-Bu çalışmanın amacı, içerisinde pek çok dini Ye ahlaki değer taşıyan Tjirk atasözlerinin eğitim-öğretim ortamında nasıl kullanılabileceğine dair içerik analizi yapmaktır.
Bu çalışmanın amacı İslam dini ve iş ahlakı ilişkisi çerçevesinde literatür çalışması yapmak ve ç... more Bu çalışmanın amacı İslam dini ve iş ahlakı ilişkisi çerçevesinde literatür çalışması yapmak ve çırakların dini inançları ile iş ahlakı düzeyleri arasındaki ilişkiyi incelemektir. Bu amaçla geliştirilen ‚İş Ahlakı Ölçeği‛, 2011-2012 eğitim-öğretim yılında Ordu ili Mesleki Eğitim Merkezi'nde öğrenim gören 116 çırağa uygulanmıştır. Toplanan verilerin analizinde ve hipotezlerin test edilmesinde tek yönlü varyans analizi (ANOVA) kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, ticarette yalan söylememe prensibi ve ticaretle ilgili bir ayete inanma durumu ile çırakların iş ahlakı tutum puan ortalamaları arasında önemli bir fark olduğu; ticaretle ilgili bir hadise inanma durumu ile çırakların iş ahlakı tutum puan ortalamaları arasında ise önemli bir fark olmadığı görülmüştür. Anahtar Kelimeler: İslam dini, dini inanç, iş ahlakı, mesleki eğitim merkezi, çıraklık. Abstract The main aims of this study are to set forth the relationship between Islamic religion and business ethics in light of literature and to examine the relationship between the religious faith of apprentices and the level of their business ethics. For this purpose a ‚Scale of Business Ethics‛ was developed and administered to 116 apprentices who studied at Mesleki Eğitim Merkezi (Professional Education Center) in Ordu, 2011-2012 academic years. For the analysis of data and checking of hypothesis, one-way variety analysis (ANOVA) was used. It was found that there was a significant difference between the principle of not lying and believing a verse related to the trade and the average total scale scores; there was no significant difference between the believing a hadith concerning trade and the average total scale scores.
Yakın Doğu Üniversitesi İslam Tetkikleri Merkezi Dergisi, 2024
Bu çalışmada gerek gençliğin önemi, değeri ve türlü sorunlarla iç içe bir dönem olması gerekse hu... more Bu çalışmada gerek gençliğin önemi, değeri ve türlü sorunlarla iç içe bir dönem olması gerekse hutbelerin önemli bir iletişim ve irşat aracı olması düşüncesi ile hutbelerde gençliğin nasıl konu edildiğini ortaya koymak ve böylece hutbelerin toplumun gençlerle ilgili hangi konularda aydınlatılmasına katkısı olduğunu irdelemek amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda nitel çalışma olarak planlanan makalede doküman analizi tekniği ile örnekleme alınan 2014 (son 6 ay)-2024 (ilk 6 ay) sürecini kapsayan 10 yıl içindeki 539 hutbe analiz edilmiştir. Veriler hem betimsel analiz hem de içerik analizi teknikleri ile çözümlenmiştir. On yıl içerisindeki hutbelerde genç kavramının mutlaka yer aldığı; bir yıl içerisindeki tüm hutbelerde kavramın en az 11, en fazla 57 kez geçtiği tespit edilmiştir. On yıl hutbeleri arasından 5 yılda birer hutbenin konusunun müstakil olarak gençlere/gençliğe tahsis edildiği görülmüştür. Hutbelerde gençlik ve gençler bir değer olarak ele alınmış; özellikle genç cemaat, içinde bulunduğu dönemin değerini ve bir fırsat olduğunu bilerek hayatını düzenlemesi noktasında irşat edilmiştir. Hutbelerde cemaat, gençliğin çeşitli karakteristik özellikleri ile ilgili sağlıklı ve kaynaklara uygun bir şekilde aydınlatılmıştır. Bu konudaki içeriklerin cemaat içerisinde yer alan gençlerin kendilerini tanıma ve anlamlandırmalarına, ebeveynlerin ve toplumun diğer kesimlerinin ise gençleri anlamasına ve bu anlayış ile onlara yaklaşmasına katkı sunacağı, bunun da gençlerle ilişkilerin geliştirilmesine katkı sunacağı söylenebilir. Hutbelerde gençleri tehdit eden çeşitli sorunlar hakkında cemaat aydınlatılmış, özellikle ailenin gençlerin bu tür tuzaklara düşmemesi için yapması gerekenler ortaya konulmuştur. Bu sorunlar arasından en yoğun olarak FETÖ ve diğer din istismarcıları ile zararlı alışkanlıklar konularının işlendiği tespit edilmiştir. Gençlerin zararlı alışkanlıklara yönelmelerinde anne-baba sevgisinden veya aile şefkatinden uzak kalmaları da bir sebep olarak gösterilerek ailenin bu noktadaki sorumluluğuna işaret edilmiştir. Hutbelerde gençlerin değerleri, kişiliği ve dünyası ile ilgilenmek, gençleri anlamak, onlarla ilgilenmek ve onlara değer vermek, gençlerin din eğitimi ile ilgilenmek, gençleri tehdit eden tüm zararlı unsurlara karşı gençlere rehberlik etmek gibi temalarda topluma geniş bir içerikte çeşitli tavsiyeler, telkinler ve mesajlar verildiği tespit edilmiştir. Bu hutbelerde aile başta olmak üzere toplumun geneline gençleri korumaya dönük sorumlulukları açıkça belirtilmiştir. Hutbelerde Allah’a itaat ve ibadet eden, iffet ve hürmet değerlerine sahip, güzel ahlaklı bir genç profilinin örnek olarak ortaya konulduğu görülmektedir. Bu örnekliğin yanı sıra gençlere İslam âleminin ümidi oldukları gibi büyük bir sorumlulukları olduğu belirtilmiştir. Ancak hutbelerde gençlerin bunu nasıl gerçekleştirebilecekleri, bu özellikleri elde etmişlerse bunu nasıl muhafaza edebileceklerine ilişkin yollar kendilerine gösterilmemiştir. Netice itibarıyla hutbelerin, aile başta olmak üzere toplumun genelini gençler ve gençlik hakkında farklı açılardan aydınlatmaya dönük içerikler barındırdığı sonucuna ulaşılabilir. Bununla birlikte çalışmada hutbelerin gençlik temasında bazı konuları ele almadığı tespit edilmiş olup hutbe içeriklerinin geliştirilmesine yönelik birtakım önerilerde bulunulmuştur.
Uludağ İlahiyat Dergisi, 2024
Ülkemizde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi (DKAB) dersi 4. sınıftan itibaren yürütülmektedir. 2014 yı... more Ülkemizde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi (DKAB) dersi 4. sınıftan itibaren yürütülmektedir. 2014 yılında gerçekleştirilen 19. Milli Eğitim Şûrası’nda DKAB dersinin, eksik bırakılmış olduğu ilkokul 1.-3. sınıf düzeylerinde de okutulması yönünde bir tavsiye kararı alınmıştır. Bu noktada, böyle bir uygulama hayata geçirilmeden önce sahanın zeminini oluşturacak akademik çalışmalara ihtiyaç duyulduğu açıktır. Bu düşünceden hareketle bu çalışmada konunun uygulamaya yönelik çeşitli boyutlarının DKAB ve sınıf öğretmeni görüşleri ile araştırılması amaçlanmıştır. Nitel araştırma yöntemine göre planlanan çalışmada durum çalışması deseni kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubu, 2020-2021 Eğitim-Öğretim yılında Trabzon il merkezinde bulunan farklı ilkokullarda görev yapan sekiz sınıf, sekiz DKAB öğretmeni olmak üzere 16 öğretmenden oluşmaktadır. Araştırma sonuçlarına göre her iki branştan 16 öğretmenden 10’u ilkokul 1.-3. sınıf düzeylerinde yer alması muhtemel bir DKAB dersi için 2. sınıfın, beşi 1. sınıfın, biri de 3. sınıfın uygun olduğu kanaatindedir. Sınıf öğretmenlerinin yarısı bu dersin seçmeli, yarısı zorunlu; DKAB öğretmenlerinin ise altısı zorunlu, biri seçmeli olması gerektiği görüşünde olup biri de bu konuda kararsız kalmıştır. Sınıf öğretmenleri böyle bir derste ağırlıklı olarak ahlaki içeriğin işlenmesinden yana iken DKAB öğretmenlerinde dinî içerik ahlaki içeriğe nispeten yüksek çıkmıştır. Her iki branş öğretmenleri, ilgili dersin materyal destekli ve aktif yöntem-tekniklerle işlenmesi gerektiğini belirtmiştir. Sınıf öğretmenlerinden dört kişi böyle bir dersi DKAB öğretmeninin, üç kişi sınıf öğretmeninin yürütebileceğini belirtmişken, DKAB öğretmenlerinden ise bir katılımcı haricinde tüm katılımcılar bu dersin DKAB öğretmenleri tarafından verilmesi gerektiğinden yanadır. Her iki branştan katılımcıların böyle bir ders için fırsat olarak gösterdikleri en ağırlıklı yön çocuğun erken yaşta dinî ve ahlaki değerleri kazanması, risk olarak gösterdikleri yön ise dersin zorunluluğuna bazı ailelerin tepki göstermesi ihtimalidir.
Pamukkale Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2024
Bu çalışmada ilkokul 1.-3. sınıf düzeylerinde din ve ahlak eğitimi ihtiyacının öğretmen görüşleri... more Bu çalışmada ilkokul 1.-3. sınıf düzeylerinde din ve ahlak eğitimi ihtiyacının öğretmen görüşleri ile ortaya konulması amaçlanmıştır. Nitel araştırma yöntemine göre planlanan çalışmada durum çalışması deseni kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubu, 2020-2021 Eğitim-Öğretim yılında Trabzon il merkezinde bulunan farklı ilkokullarda görev yapan sekiz Sınıf, sekiz DKAB öğretmeni olmak üzere 16 öğretmenden oluşmaktadır. Çalışmada sınıf öğretmenlerinin tümünün, öğrencilerinin din ile ilgili sorularının olduğu; bu soruların en yoğun olarak gaybla ilgili konulara odaklandığı tespit edilmiştir. Öğretmen görüşlerine göre öğrencilerin yönelttikleri dini sorular aile, okul dışı öğrenmeler ve günlük hayattaki gözlemlere dayanmaktadır. Sınıf öğretmenlerinin tümünün konu din ile kesiştiğinde öğrenciler kendilerine soru sormasa da bu alanda kısa bir açıklama yapma ihtiyacı duydukları, ancak detaya girmedikleri görülmüştür. Sınıf öğretmenlerinin yarısı ilkokul 1.-3. sınıflarda yalnızca ahlak eğitiminin ihtiyaç olduğundan yanadır. Din eğitiminin gerekliliğinden yana olan sınıf öğretmenleri ise bunu çocuğun gelişimi ve toplumsal açıdan temellendirmiştir. DKAB öğretmenleri ise din ve ahlak eğitiminin bir ihtiyaç olma durumuna ilişkin olumlu görüştedir.
İslam Medeniyeti Araştırmaları Dergisi , 2024
Bu çalışmada yeni bir uygulama olan Diyanet Akademisi eğitimini tamamlamış olan ilk dönem mezunu ... more Bu çalışmada yeni bir uygulama olan Diyanet Akademisi eğitimini tamamlamış olan ilk dönem mezunu imam-hatiplerin, adaylıkları sürecinde aldıkları eğitime ilişkin görüş ve değerlendirmelerini ortaya koymak amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda çalışmanın temel problem cümlesi “İlk dönem mezunu aday din görevlileri Diyanet Akademisi imam-hatip eğitimini nasıl değerlendirmektedir?” şeklinde belirlenmiştir. Araştırmada nitel araştırma desenlerinden durum çalışması tercih edilmiştir. Çalışma grubu maksimum çeşitlilik ve kartopu örnekleme teknikleri ile seçilen Diyanet Akademisi’nin ilk dönem mezunu 14 imam-hatiptir. Görüşmeler 2024 yılının Haziran ve Temmuz aylarında gerçekleştiril-miştir. Araştırmanın sonunda katılımcıların çoğunluğunun Akademi eğitiminin genel itibarıyla verimli geçtiği kanaatinde olduğu tespit edilmiştir. Katılımcıların önemli bir kesimi, aday imam-hatip programında yer alan ders çeşitliliğini mesleğe hazırlık açısından genel itibarıyla uygun/yeterli bulmakla birlikte programın geliştirilmesi gerektiğini ifade etmektedir. Katılımcıların önemli çoğunluğu, Akademi’de ders veren öğreticilerin alan bilgisi açısından yeterli olduğu, ancak bunu aktarma bilgi ve becerisi yönünden verimli olamadığı kanaatindedir. Katılımcıların eğitim süreçlerine ilişkin en büyük memnuniyetsizliklerinin ise motivasyon konusu olduğu tespit edilmiştir. Çalışmanın sonunda Akademi eğitim süreçlerinin geliştirilmesine dönük birtakım öneriler ortaya konulmuştur. Bu yönüyle, güncel ve önemli bir konuyu ele alan çalışmanın ortaya koyduğu sonuçlarla gerek Akademi eğitim süreçlerinin geliştirilmesine gerekse din eğitimi literatürüne katkı sunması beklenmektedir.
İlahiyat Akademi , 2023
Diyanet İşleri Başkanlığı ülkemizde yaygın din eğitimi ve din hizmetlerini resmî olarak yürüten, ... more Diyanet İşleri Başkanlığı ülkemizde yaygın din eğitimi ve din hizmetlerini resmî olarak yürüten, Cumhuriyet tarihinin en önemli kurumlarından biridir. Bununla birlikte Başkanlık, din-devlet ilişkileri, daha özelde ise laiklikle irtibatlı olarak kuruluşundan itibaren varlığı, meşruiyeti, statüsü, görev ve yetkileri başta olmak üzere birçok açıdan kendisini çeşitli tartışmalı yaklaşımların odağında bulmuştur. Bu tartışmaların sonucunda Başkanlığın dönüştürülmesinden ilga edilmesine kadar çeşitli öneriler hemen her dönem gündemde yer almıştır. Buradan hareketle bu makalede Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bizatihi varlığı, rolü ve öneminin devlet, toplum ve dünya kamuoyu ile ilişkileri çerçevesinde ortaya konulması amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda, 633 Sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un “Başkanlığın en üst amiri olan Diyanet İşleri Başkanı, Başkanlığı temsil eder.” ifadesinden hareketle Diyanet İşleri Başkanı’nın resmî olarak yayımlanan etkinlikleri analiz edilmiştir. Nitel araştırma yönteminin benimsendiği çalışmada, Başkanlığın resmî internet sitesinde “Haberler” menüsünde Başkan’ın yayımlanan etkinlikleri doküman incelemesi yolu ile analiz edilmiştir. Burada resmî temasları, ziyaretleri, kabulleri, buluşmaları, kutlama/kınama/taziye vb. mesajları başta olmak üzere Başkan’ın çeşitli etkinlikleri haber metni olarak yayımlanmaktadır. Çalışmanın güncelliği açısından araştırmanın örneklemi 1/8/2022-1/8/2023 tarihleri arasındaki bir yıllık süreçte yayımlanan haberler olarak belirlenmiştir. Bu süreçte yayımlanan 453 haber metni betimsel yolla analiz edilmiştir. Yapılan analiz neticesinde Başkan’ın tüm faaliyetleri, hepsi kendi içinde alt temalara sahip olan şu dört kategoride tasnif edilmiş ve bulgular bu başlıklara göre sunulmuştur: “Katılım Gerçekleştirme”, “Resmî-Gayriresmî Temaslar”, “Sosyal Medya Paylaşımları” ve “Buluşma Etkinlikleri”. Çalışmanın sonunda Başkanlığın devletle ilişkilerindeki rolü ve önemi kapsamında; yasaların kendisine verdiği görev ve sorumluluklar çerçevesinde hizmet sunarak kendi işine odaklandığı, bunun yanı sıra zaman zaman bazı programlarda devlet erkânının yanında hazır bulunarak program gündemine uygun olarak dua ettiği tespit edilmiştir. Başkanlığın toplumla ilişkilerindeki varlığı, rolü ve önemi ise; halkla içe içe, kaynaşmış bir yapı arz eden, toplumun farklı kesimlerini din ve meşrep ayrımı gözetmeksizin ortak insani değerler ve hisler çerçevesinde kuşatıcı bir yaklaşım sergileyen, özellikle elim hadise ve afetlere duyarlılığı yüksek olan, mağdur ve dezavantajlı insanların yanında yer alan, netice itibarıyla Anayasa’nın 136. Maddesinde kendisine tevdi edilen milletçe dayanışma ve bütünleşme amacı doğrultusunda çeşitli etkinliklerde bulunan bir kurum olarak değerlendirilmiştir. Başkanlığın dünya kamuoyu ile ilişkilerindeki varlığı, rolü ve önemi ise; İslam’ın mukaddesatı konusunda duyarlılığı yüksek olup dünyaya bu konuda önderlik eden, dinî ve ahlaki işlerde ülkemizi uluslararası platformda temsil eden, dünya Müslümanları arasındaki uluslararası nitelikli çalışmaların önemine ve faydasına inanan, bu anlamda ilgili platformlarda etkin bir şekilde varlığını göstererek dünyaya açık bir görünüm arz eden bir kurum olarak değerlendirilmiştir. Sonuç olarak çalışmada Başkanlığın devlet, toplum ve dünya kamuoyu ile ilişkilerinde birçok yönden çeşitli roller üstlendiği ve büyük bir önem arz ettiği sonucuna ulaşılmıştır.
İlahiyat Tetkikleri Dergisi, 2021
Din, insanlık tarihi boyunca toplum nezdinde meşrulaştırma işlevi gören en güçlü otorite olagelmi... more Din, insanlık tarihi boyunca toplum nezdinde meşrulaştırma işlevi gören en güçlü otorite olagelmiştir. Bu durum, bazı kimseler tarafından çeşitli açılardan çıkar sağlamak amacıyla dinin istismar edilmesini beraberinde getirmiştir. Din eğitiminin yetersiz olduğu durumlarda ise dinin istismar edilme ihtimali artmaktadır. Bu çalışmada “toplumu din konusunda aydınlatmak” görevi olan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yaygın din hizmetlerinde din istismarı konusunu nasıl ele aldığı incelenerek toplumun bu konuda aydınlatılmasına katkısı değerlendirilecektir. Çalışmanın örneklemi 2013-2020 yılları arasındaki Cuma hutbeleridir. Nitel araştırma yönteminin benimsendiği çalışmada doküman incelemesi yolu tercih edilmiş ve veriler içerik analizi ile çözümlenmiştir. Çalışmada, sekiz yıllık süreçteki 378 hutbeden
25’inde din istismarının ele alındığı, bu hutbelerin 2016 ve 2017 yıllarında ve “Din istismarı konusunda yapılması gerekenler” kategorisinde yoğunlaştığı tespit edilmiştir. Çalışmanın sonunda Cuma hutbelerinin toplumu din istismarı konusunda aydınlatmaya katkısı olduğu ancak, bu konu ile mücadelede başarı ve istikrar sağlanması açısından geliştirilmesi gereken birtakım yönlerin olduğu sonucuna varılmıştır.
ATEBE Dinî Araştırmalar Dergisi, 2021
İçinde bulunduğumuz çağda dijitalleşmenin olumlu ve olumsuz yönleri ile hayatı tümüyle kuşatmış o... more İçinde bulunduğumuz çağda dijitalleşmenin olumlu ve olumsuz yönleri ile hayatı tümüyle kuşatmış olması hemen herkesin tecrübe ettiği bir gerçektir. Bu gerçek, dijitalleşme konusunu birçok alan açısından olduğu gibi din, özelde de din eğitimi ve din hizmetleri alanında da ele almayı gerekli kılmaktadır. Bu düşünceden hareketle bu çalışmada dijital çağda din hizmetlerinin dijital platformlara taşınması fikrinin ve bu konuda neler yapılabileceği sorusunun farklı bir ülke örneği üzerinden incelenmesi amaçlanmıştır. Çeşitli ülkeler arasında Almanya, din hizmetlerinde dijitalleşme konusunda incelenmeye değer bir örnek olarak görünmektedir. Nitekim Almanya’nın, dijitalleşme alanındaki gelişmeleri, bununla ilişkili toplumsal değişimleri ve dijitalleşmenin günümüz insan hayatında teşkil ettiği yeri yakından takip ettiği ve hizmetlerinin önemli bir kısmını dijital platformlara taşımış olduğu görülmektedir. Bu doğrultuda bu çalışmada konu, Almanya Protestan Kilisesi örneklemi üzerinden incelenmiştir. Nitel araştırma yönteminin benimsendiği çalışmada doküman incelemesi yolu tercih edilmiştir. Kilise’nin resmi internet sayfasındaki ve sayfada referans verdiği bağlantı adreslerindeki içerikler doküman olarak alınmış ve elde edilen veriler betimsel yolla analiz edilmiştir. Çalışmada Almanya Protestan Kilisesi’nin dijital din hizmetlerinde yeni medyanın birçok aracını kullanmakta olduğu tespit edilmiş olup bunlar; web siteleri, sosyal medya platformları, dijital iletişim platformları, YouTube kanalları, akıllı telefon uygulamaları, podcastler, sesli kitaplar ve sanal gezi şeklinde sekiz başlıkta tasnif edilmiştir. Kilise’nin bu platformlarda 12 çeşit din hizmeti sunduğu tespit edilmiş olup bunlar da yoğunluklarına göre şu kategorilerde sunulmuştur: Dua hizmetleri (11), İncil okumaları/İncilden kesitler (8), dini/sosyal/kültürel/aktüel içerikler (7), kültür, sanat ve müzik (7), sohbet/söyleşi (7), manevi danışmanlık/rehberlik (4), ibadetlere/ayinlere katılım (3), vaazlar (3), inanç temalı yazılı dini iletiler (1), online kilise kütüphanesi (1), sanal gezi (1), papazlara erişmek/dini-manevi sorular yöneltmek (1). Kilisenin yürüttüğü dijital din hizmetlerinde özellikle genç kuşağı yeni bir dil ile, kullandıkları araçlar ve sosyalleştikleri dijital alanlarla kazanma çabası; sıkça yer verilen dua hizmetleri ile kendi dünyasında yalnızlık ve bunalım yaşayan insanları psikolojik ve manevi açıdan destekleme çabası; insanların dinden, kutsal metinden güç almasının ve maneviyatının yükseltilmesinin sağlanması en dikkat çekici yönleridir. Kilisenin geleneksel din hizmetlerinin yanı sıra kültür, sanat ve müzik, sohbet/söyleşi, sosyal/kültürel/aktüel içerikler kategorilerindeki hizmetleri ile toplumun birçok kesimine geniş bir konu çeşitliliği ile hitap ettiği görülmüştür. Bu tür program formatlarında çoğunlukla günlük hayattan seçilen konular üzerinden bir çeşit örtük müfredatla dine de temas edilmesi, dinin esasında hayatın tümünü kuşattığını göstermesi bakımından dikkat çekici bir başka boyuttur. Çalışmanın sonunda konu, ülkemiz açısından Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hizmetlerine dönük olarak değerlendirilerek birtakım önerilerde bulunulmuştur.
Hitit İlahiyat Dergisi / Hitit Theology Journal, 2021
Kitle iletişim araçları, özellikle de televizyon, dini açıdan bilgilendirme, dini kimlik oluşturm... more Kitle iletişim araçları, özellikle de televizyon, dini açıdan bilgilendirme, dini kimlik oluşturma ve dini davranış veya tutum kazandırmada etkin bir rol oynayabilmekte, bu anlamda da günümüzün bir yaygın din eğitimi aracı olarak değerlendirilmektedir. Bu bağlamda Diyanet İşleri Başkanlığı da dini bilgi aktarımında günümüz bilgi ve iletişim teknolojisinin imkânlarını kullanarak toplumun tüm kesimleri için yayınlar hazırlamayı kendisine ilke ve hedef
olarak belirlemiştir. Bu çalışmada Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yürüttüğü radyo ve televizyon hizmetlerinden biri olan Diyanet TV’de çocuk hedef kitleye yönelik hizmetlerinden çizgi filmlerin din eğitimi açısından incelenmesi amaçlanmaktadır. Bu çalışma, çizgi filmleri yalnızca din eğitimi açısından incelemesi bakımından literatürde yer alan üç makaleden ayrışmakta olup konuyu Diyanet İşleri Başkanlığı’nın çocuk hedef kitleye yönelik sunduğu bir yaygın din eğitimi hizmeti olarak ele alan ilk çalışmadır. Çalışmanın örneklemi, Dedemin Öyküleri ve Yusuf’un Dünyası çizgi filmlerinin amaçlı örnekleme teknikleri ile belirlenmiş olan 10’ar bölümüdür. Çalışmanın odağını din eğitimi analizine yoğunlaştırmak düşüncesiyle analiz kategorilerini belirlemede Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 2018 yılı 4-6 Yaş Grubu Kur’an Kursları Öğretim Programı öğrenme alanlarında yer alan din konuları temel alınarak bu kapsamda beş analiz kategorisi belirlenmiştir. Nitel araştırma yönteminin benimsendiği çalışmada doküman incelemesi yolu tercih edilmiş ve veriler içerik analizi ile çözümlenmiştir.
Çalışmanın sonunda her iki çizgi filmde de en sık yer verilen dini içeriğin “Allah” kategorisi ve diğer dini unsurlar kategorisi kapsamında; en az yer verilenlerin ise kitap (Kur’an) ve dini mekân kategorilerinde olduğu görülmüştür. Peygamber kategorisinde de Yusuf’un Dünyası çizgi filminde bir hadis dışında içeriğin olmadığı, Dedemin Öyküleri’nde ise çizgi filmin kurgusu gereği geniş bir içeriğe yer verildiği tespit edilmiştir. Her iki çizgi filmde de “Allah” lafzının çoğunlukla günlük dildeki selamlaşma, iyi dilek, temenni, dualar, hamd ve şükür ifadeleri bağlamında geçtiği görülmüştür. Çocuğun anlam dünyası oluşurken din dilinin gündelik yaşamda bu şekilde aktif kılınmasının, dini gelişimine bilişsel, duyuşsal ve sosyal açılardan katkı sunacağı sonucuna varılmıştır. “Allah” lafzının günlük dildeki kullanımı dışında yer verildiği diğer bağlamların da çocukların Allah tasavvurunun gelişimine katkı sunacak, olumlu bir Allah imajı ortaya koyduğu tespit edilmiştir. Diğer dini unsurlar kategorisi kapsamında her iki çizgi filmde de ortak geçen bazı kavramların besmele ve dua olduğu görülmüştür. Çizgi filmlerde yer verilen duaların Türkçe ve kısa olup çocuğun anlayabileceği, hatta tatbik edebileceği bir içerik ve sadelikte olduğu tespit edilmiştir. Bu konudaki içeriğin, çocukların gelişim dönemleri açısından duaya yönelik doğal ilgilerine hitap ettiği, bunun da dini gelişimlerine katkı sunacağı sonucuna varılmıştır. Yine diğer dini unsurlar kapsamında Dedemin Dünyası’nda israf, hayır/sadaka/helal rızık kavramlarına; Yusuf’un Dünyası’nda ise namaz ibadeti kapsamındaki çeşitli kavramlara yer verildiği tespit edilmiştir. Abdest ve namaza ilişkin içeriğin, konuyu henüz tam olarak bilmeyen veya kavrayamayan çocuklara
açıklayıcı bir şekilde yine çocuk kahramanlar üzerinden yaş ve tecrübe düzeylerine uygun içerik ve sadelikte sunulduğu, konunun ilmihal aktarımı şeklinde işlenmediği görülmüştür. İbadetlere ilişkin bu bilgi temelinin yanında, çocukların, dini değerlere yönelik saygı geliştirmelerine dönük açıklamalara da yer verildiği tespit edilmiştir. Diğer dini unsurlar kapsamında Yusuf’un Dünyası’nda günah kavramına yer verildiği, buna karşılık kavramın zıddı ve olumlusu olan sevap kavramına hiç yer verilmediği görülmüştür. Peygamber analiz kategorisi kapsamında ise Hz. Muhammed başta olmak üzere çeşitli peygamberlerden kıssalara yer verildiği görülmüştür. Çalışmanın nihayetinde her iki çizgi filmde de çocukların dini gelişimine katkı sunacak bir içeriğin ortaya konulduğu sonucuna ulaşılmış, bununla birlikte sonuç bölümünde çizgi filmlerin geliştirilmesine dönük birtakım önerilerde bulunulmuştur.
Değerler Eğitimi Dergisi , 2021
Diyanet İşleri Başkanlığı, günümüz bilgi ve iletişim teknolojisinin imkânlarını kullanarak toplum... more Diyanet İşleri Başkanlığı, günümüz bilgi ve iletişim teknolojisinin imkânlarını kullanarak toplumun tüm kesimleri için yayınlar hazırlamayı kendisine ilke ve hedef olarak belirlemiştir. Bu çalışmada Başkanlığın çocuk hedef kitleye yönelik hizmetlerinden biri olan Diyanet TV çizgi filmlerinin değerler açısından incelenmesi amaçlanmaktadır. Bu amaç doğrultusunda 4-6 Yaş Grubu Kur’an Kursları Öğretim Programının Dini Bilgiler-1 öğrenme alanında yer alan ünite isimleri temel alınarak 11 analiz kategorisi belirlenmiştir. Çalışmanın örneklemi olarak Dedemin Öyküleri ve Yusuf’un Dünyası çizgi filmleri seçilmiştir. Nitel araştırma yönteminin benimsendiği çalışmada doküman incelemesi yolu tercih edilmiş ve veriler içerik analizi ile çözümlenmiştir. Bulguların yorumlanmasında çeşitli çizgi filmlerin değerler açısından incelendiği literatür sonuçlarından, örgün eğitim için belirlenmiş olan kök değerlerden, okul öncesi eğitimi ve Hayat Bilgisi dersi öğretim programlarından yararlanılmıştır. Çalışmanın sonunda her iki çizgi filmde de en sık yer verilen değerin yardımlaşma; hiç yer verilmeyen değerin ise iyilik olduğu görülmüştür. Bunun yanı sıra Dedemin Öykülerinde saygı; Yusuf’un Dünyasında adalet, merhamet/şefkat ve sorumluluk değerlerine hiç yer verilmediği tespit edilmiştir. Çalışmanın nihayetinde Diyanet TV çizgi filmlerinin değerleri görece destekleyen bir içerik sunmakla birlikte analiz kategorisi olarak temel alınan öğretim programının değerleri açısından yetersizlik arz ettiği sonucuna ulaşılmış ve geliştirilmesine dönük birtakım önerilerde bulunulmuştur.
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi, 2020
Din öğretimi, dünyanın çeşitli ülkelerinde zorunlu eğitim yaşı ile başlamakta ve temel eğitimin b... more Din öğretimi, dünyanın çeşitli ülkelerinde zorunlu eğitim yaşı ile başlamakta ve temel eğitimin bütünlüğü içerisinde yer almaktadır. Ülkemizde ise örgün eğitim kapsamında din öğretimi, ilkokul 4. sınıfta başlamaktadır. 2014 yılında gerçekleşen 19. Milli Eğitim Şûrası’nda ilkokulun 1, 2 ve 3. sınıf düzeylerinde de Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin olması yönünde tavsiye kararı alınmıştır. Fakat bu sınıf düzeylerinde din öğretimi için henüz tecrübemiz ve eğitimbilimsel altyapımız bulunmamaktadır. Dolayısıyla bu doğrultuda bir karar uygulamaya geçirilmeden önce bu sahanın zeminini oluşturacak akademik çalışmalara ihtiyaç duyulduğu açıktır. Bu düşünceden hareketle, bu makalede ilkokul 1 ve 2. sınıf düzeyinde verilen bir din dersini örnek bir ders kitabı üzerinden incelemek amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda ölçüt örnekleme yoluna gidilerek Almanya’da Müslüman çocuklar için hazırlanmış olan ders kitaplarından Mein Islambuch 1/2 seçilmiştir. Çalışmada nitel yöntem desenlerinden doküman incelemesi kullanılmış; veriler, “muhteva özellikleri” analiz kategorisi altında, beş tema çerçevesinde betimsel yolla çözümlenmiştir. Araştırma sonunda konuların; öğrencinin çevresinde gördüğü dinî motifler üzerinden örneklendirmeler yapılarak çoğunlukla yaşına, gündelik yaşantısına ve tecrübesine uygun bir içerik ve sadelikle işlenmiş olduğu görülmüştür. Bununla birlikte henüz somut işlemler döneminde olan ilkokul çocuğuna gelişim düzeyi açısından sunulması tartışmalı bazı içeriklere de yer verildiği tespit edilmiştir.
İlahiyat Tetkikleri Dergisi, 2019
Türkiye’de yüksek din öğretimi kurumları üzerine, kendi kadim tarihî akışına eşlik eden çok sayıd... more Türkiye’de yüksek din öğretimi kurumları üzerine, kendi kadim tarihî akışına eşlik eden çok sayıda akademik çalışmanın gerçekleştirilmiş olduğu bilinen bir vakıadır. Bu çalışmalarda yüksek din öğretimi kurumları; amaçları, programları, istihdam alanları ve sorunları başta olmak üzere akademisyenler tarafından farklı yönleriyle ele alınmıştır. Bu makalede, akademisyenlerin ortaya koyduğu görüşlerden farklı olarak, ilahiyat fakültesinin hedef kitlesi olan öğrencilerin fakülte programına ilişkin algılarını metaforlar yoluyla incelemek amaçlanmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu Trabzon Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde 2018-2019 akademik yılında 4. sınıfı tamamlama aşamasında bulunan 73 öğrenci oluşturmaktadır. Çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden olgu bilim deseni kullanılmıştır. Verilerin toplanmasında araştırmacı tarafından hazırlanan “İlahiyat Fakültesi Programına İlişkin Metaforik Algı Formu” kullanılmış, çözümlenmesinde içerik analizi tekniğinden yararlanılmıştır. Geçerli kabul edilen 65 formdaki metaforlar, ortak özellikleri bakımından yedi kategoride sınıflandırılmıştır. Yüzde ağırlığına göre katılımcıların en büyük oranının ilahiyat fakültesi programına ilişkin algılarının programın işlevselliği (%29,23) ile içerik ve kapsamının genişliği/derinliği (%23,08) yönünde olduğu tespit edilmiştir. Bulgular bölümünde, her kategori kapsamındaki algı, arka planındaki nedenlerle birlikte katılımcı ifadeleri eşliğinde incelenmiştir.
Uluslararası Toplumsal Bilimler Dergisi, 2019
henüz 1978 yılında atılan ilk adımlardan 2018 yılına gelinceye değin uygulanan çeşitli İslam din ... more henüz 1978 yılında atılan ilk adımlardan 2018 yılına gelinceye değin uygulanan çeşitli İslam din öğretimi modelleri, "mezhebe dayalı olmayan" ve "mezhebe dayalı olan" model başlıkları altında, çeşitli eyaletlerdeki uygulama örnekleri eşliğinde ele alınacaktır. Çalışmanın sonunda, yıldan yıla ve eyaletten eyalete çeşitlenen bu modellerin, esasında anayasaya uygun anlamda bir İslam din dersi yolunda tecrübe edilmiş uygulamalar olması açısından ayrı bir önemi haiz oldukları ve İslam din dersinin teşekkül sürecinde dikkate alınacak önemli izler taşıdıkları vurgulanmıştır.
Değerler Eğitimi Dergisi, 2019
Almanya’da anayasaya uygun, düzenli bir İslam din dersi yolunda önemli gelişmeler kaydedilmektedi... more Almanya’da anayasaya uygun, düzenli bir İslam din dersi yolunda önemli gelişmeler kaydedilmektedir. Fakat bu gelişim sürecinde, devlet denetiminde verilen ders modelleri ile İslam’ın Batı bağlamında yeni bir şekilde yorumlanması, Alman şekilli, liberal bir İslam anlayışının oluşturulması, bu anlamda “İslam’ın yerlileştirilmesi” ve neticede “Alman İslamı” oluşturulması gibi tartışmalar söz konusudur. Bu çalışmada, bahsi geçen iddiaları ders kitapları örnekleminde analiz etmek amaçlanmıştır. Bu amaçla Almanya’da çoğunlukla İslam bilgisi/kültürü ders modelinde, 5-8. sınıf düzeyinde okutulmakta olan iki farklı ders kitap serisi (Saphir ve Ein Blick in den Islam) örneklem olarak seçilmiş ve içerik analizi tekniğiyle incelenmiştir. Söz konusu tartışmaların kitaplara yansıma durumunu tespit etmek amacıyla analiz kategorileri geniş tutulmuş ve “İslam dininin tasviri” ile “hassas dinî kavram ve konuların sunumu” şeklinde iki analiz kategorisi belirlenmiştir. Böylece kitaplarda nasıl bir İslam anlayışının ortaya konduğu tespit edilmiş ve bu çerçevede Alman İslamı ve İslam’ın yerlileştirilmesinden bahsetmenin imkânı tartışılmıştır. Çalışmanın sonunda, ders kitaplarında İslam’ın nasıl takdim edildiği çeşitli alt kategorilerle ortaya konmuştur. Bu bağlamda Saphir ders kitaplarında İslam’ın barış dini olduğu yönündeki vurguların dikkat çektiği, Ein Blick in den Islam ders kitaplarında ise tek bir vurgunun temayüz etmediği görülmüştür. Fakat elde edilen bulgulardan hareketle ders kitaplarında Alman İslamının inşa edildiği şeklinde net bir sonuca ulaşmak zordur. Hassas dinî kavram ve konuların sunumu kategorisine ilişkin olarak da her iki yayında da cihat ve kısas gibi İslam dininin bazı meselelerinden kaçınıldığı tespit edilmiştir. Bunun yanı sıra Saphir ders kitaplarında benimsenen ayet tercüme usulü ile anayasa ve demokrasi değerleriyle önemli ölçüde örtüşen bir İslam anlayışının takdim edildiği görülmüştür. Saphir ders kitaplarında Kur’an’ın ve İslam’ın yerlileştirilmesine işaret eden bu içeriğe karşılık Ein Blick in den Islam ders kitaplarında bu kapsamda bir içerik tespit edilmemiştir.
Almanya’ya ilk misafir işçi göç dalgasının üzerinden yarım asrı aşkın süre geçmiş ve ülkede Müslü... more Almanya’ya ilk misafir işçi göç dalgasının üzerinden yarım asrı aşkın süre geçmiş ve ülkede Müslüman nüfus artık dört ayrı kuşağa genişlemiştir. İki binli yılların başından itibaren de Alman devlet okullarına devam eden Müslüman öğrenci sayısının 700 ila 900 bin arasında değiştiği görülmektedir. Bu sosyo-demografik gerçeklik ve İslam’ın Almanya’da “Türk göçmenlerin yabancı dini” olmaktan çıkarak toplumun bir parçası haline geldiği kabulü karşısında artık Müslüman öğrencilere yönelik bir İslam din dersinin gerekliliğinden ziyade bu dersin nasıl verilebileceği tartışılmaktadır. Meseleye biraz daha yakından bakıldığında ise Almanya’da İslam din dersi konusunun çok yönlü sorunlarla iç içe olduğu; bu konunun uzun yıllardır gerek akademik camianın gerekse politikanın ve kamuoyunun en önde gelen gündemlerinden birini teşkil etmeye devam ettiği görülmektedir. Bu makalenin amacı Almanya’da İslam din dersinin teşekkül sürecindeki tartışmalı bazı temel meseleleri arka planıyla ele almaktır. Bu konular; muhatap dinî cemaat, dersin içeriği, dersin dili ve dersin öğretmeni başlıkları halinde incelenecektir. Çalışmada, Almanya’da, anayasaya uygun düzenli bir İslam din dersi yolunda birtakım gelişmeler yaşanmakla birlikte hâlen çok sayıda sorunun olduğu ortaya konmuştur. Bunlardan öne çıkan bazıları; dersi yürütme yetkisini üstlenecek tek bir Müslüman dinî cemaatin halen olmaması ve ders uygulamalarının geçici ara çözümlerle çoğunlukla belli bir tarihle sınırlandırılması; ders muhtevasının anayasa ile çelişen bir yönünün olup olmaması ve İslam içi çoğulluğu ne derece göz önünde bulundurduğu; İslam dinî kavramlarının Arapça, Türkçe veya Almanca hangi dilde kullanılacağı; sahada artan öğretmen açığının ne kadar sürede kapatılacağı ve İslam din dersi öğretmenlerinin, dersi verme yetkisi için bir icazet alıp almayacağı, alacaksa bu yetkiyi kendilerine kimin vereceği üzerine odaklanmaktadır.
The main purpose of this study is to compare James R. Rest's Defining Issues Test and Georg Lind'... more The main purpose of this study is to compare James R. Rest's Defining Issues Test and Georg Lind's M oral Judgment Test in terms of theory and practice. It is known that both of them are most widely used tests to measure moral judgment throughout the world. With this aim, in this article, firstly both scientists' theories and own studies on tests are handled theoretically. Then some academic studies of these tests applied in Turkey are mentioned. Finally, findings and comments of this research related to DIT and M JT are revealed. Both tests were performed on a group of 251 students in studying various programs of Artvin Çoruh and Ondokuz M ayıs universities in 2012-2013 academic year. In research process, relational scanning model was used, and in data analysis SPSS 16.0 statistical program was applied. To determine the correlation between DIT and M JT tests, Pearson moments correlation test was used. In order to see relationship between both tests and independent variables benefited from t-test and ANOVA. As a result, it was revealed that the main theoretical difference between both tests is DIT's step priority and M JT's step consistency. Besides, it was also concluded that tests are structurally different from each other. The results of data analysis demonstrated that there was no significant relationship (r=-0,02) between P-Point of DIT scale and C-point of M JT scale; between stu
Özet Kohlberg'in ahlak gelişim teorisi, uluslararası düzeyde kabul gören ve pek çok çalışmaya tem... more Özet
Kohlberg'in ahlak gelişim teorisi, uluslararası düzeyde kabul gören ve pek çok çalışmaya temel teşkil eden bir teoridir. Bununla birlikte teori, özellikle Batı'da, ken-disine meydan okuyan ciddi eleştirilerle de karşı karşıya kalmıştır. Hatta bu eleştirilere karşı savunma eleştirileri yapılmış ve tüm eleştirilerdeki vurgulardan hareketle yeni bazı teoriler daha geliştirilmiştir. Ancak tüm bu gelişmeler Türkiye'deki literatüre henüz gi-rememiştir. Nitekim ülkemizde Kohlberg'in teorisi üzerine yapılan çalışmalar, genellik-le ahlak gelişim basamaklarıyla sınırlı kalmış, teorinin eleştiriye açık yönleri göz ardı edilmiştir. Oysa gerek teorinin daha iyi anlaşılabilmesi gerekse bu teoriden hareketle alternatif ahlak teorilerinin geliştirilebilmesi için bu kapsamdaki belli başlı eleştiriler de bilinmelidir. Bu düşünceden yola çıkarak, makalede Kohlberg'in ahlak gelişim teorisine yöneltilen eleştirilerden hareketle, teorinin sorunlu yönlerini ortaya koymak amaçlan-mıştır. Bu doğrultuda, özellikle Kohlberg ve çağdaşlarının eserleri taranarak doküman incelemesi yöntemine başvurulmuştur. Araştırma sonunda, Kohlberg'in teorisinin başta teorik, pratik ve dini olmak üzere pek çok açıdan ciddi eleştirilerle karşı karşıya olduğu ortaya konulmuştur.
Özet Lawrence Kohlberg (1927-1987); felsefe, psikoloji, sosyoloji, antropoloji ve eğitim başta o... more Özet
Lawrence Kohlberg (1927-1987); felsefe, psikoloji, sosyoloji, antropoloji ve eğitim başta olmak üzere pek çok alana hâkim olan; en belirgin olarak da bilişsel ahlak gelişimi teorisiyle tanınan bir bilim insanıdır. Ulusal ve uluslararası düzeyde Kohlberg üzerine yapılan çalışmalara bakıldığında, genellikle Kohlberg'in ahlak gelişim teorisi üzerinde durulduğu; ahlak eğitimine ilişkin yaptığı çalışmalarınsa gölgede kaldığı görülür. Oysa Kohlberg, ahlak eğitiminin gerek teorik, gerekse pratik alanına oldukça önemli katkılarda bulunmuş ve geleneksel ahlak eğitimi yaklaşımlarına karşı geliştirilen çağdaş ahlak eğitiminin en seçkin isimlerinden biri olmuştur. İşte bu makalede Kohlberg'in kısaca hayatı, ahlak eğitimine ilişkin görüşleri ve uygulamaları ele alınacak ve bir ahlak eğitimcisi olarak tanıtılmaya çalışılacaktır.
Abstract
Lawrence Kohlberg: As A Moral Educator Lawrence Kohlberg (1927-1987) is a scholar who has comprehensive knowledge of many fields especially philosophy, psychology, sociology, anthropology and education, and who is known clearly for cognitive moral development theory. Having looked at the works in national and international scale which are done on Kohlberg, it is seen generally that his moral development theory has been emphasized and that his moral educational works have been neglected. In fact Kohlberg has contributed * Arş. Gör., Ondokuz Mayıs Ü. İlahiyat Fakültesi, semra_c.emre@hotmail.com
Atıf / ©-Çinemre, S. (2014). Araştırma Görevlilerinin Sorun ve Beklentileri: İlahiyat Fakülteleri... more Atıf / ©-Çinemre, S. (2014). Araştırma Görevlilerinin Sorun ve Beklentileri: İlahiyat Fakülteleri Örneği, Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 14 (1), 261-289.
Özet-Bu çalışmanın amacı, içerisinde pek çok dini Ye ahlaki değer taşıyan Tjirk atasözlerinin eği... more Özet-Bu çalışmanın amacı, içerisinde pek çok dini Ye ahlaki değer taşıyan Tjirk atasözlerinin eğitim-öğretim ortamında nasıl kullanılabileceğine dair içerik analizi yapmaktır.
Bu çalışmanın amacı İslam dini ve iş ahlakı ilişkisi çerçevesinde literatür çalışması yapmak ve ç... more Bu çalışmanın amacı İslam dini ve iş ahlakı ilişkisi çerçevesinde literatür çalışması yapmak ve çırakların dini inançları ile iş ahlakı düzeyleri arasındaki ilişkiyi incelemektir. Bu amaçla geliştirilen ‚İş Ahlakı Ölçeği‛, 2011-2012 eğitim-öğretim yılında Ordu ili Mesleki Eğitim Merkezi'nde öğrenim gören 116 çırağa uygulanmıştır. Toplanan verilerin analizinde ve hipotezlerin test edilmesinde tek yönlü varyans analizi (ANOVA) kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, ticarette yalan söylememe prensibi ve ticaretle ilgili bir ayete inanma durumu ile çırakların iş ahlakı tutum puan ortalamaları arasında önemli bir fark olduğu; ticaretle ilgili bir hadise inanma durumu ile çırakların iş ahlakı tutum puan ortalamaları arasında ise önemli bir fark olmadığı görülmüştür. Anahtar Kelimeler: İslam dini, dini inanç, iş ahlakı, mesleki eğitim merkezi, çıraklık. Abstract The main aims of this study are to set forth the relationship between Islamic religion and business ethics in light of literature and to examine the relationship between the religious faith of apprentices and the level of their business ethics. For this purpose a ‚Scale of Business Ethics‛ was developed and administered to 116 apprentices who studied at Mesleki Eğitim Merkezi (Professional Education Center) in Ordu, 2011-2012 academic years. For the analysis of data and checking of hypothesis, one-way variety analysis (ANOVA) was used. It was found that there was a significant difference between the principle of not lying and believing a verse related to the trade and the average total scale scores; there was no significant difference between the believing a hadith concerning trade and the average total scale scores.
Nobel Akademi , 2023
ÇOCUK VE ÖTESİ II Disiplinlerarası Yaklaşımlarla Editör: Fırat Yardimciel Giriş 1. ABD’de Çocuğu... more ÇOCUK VE ÖTESİ II Disiplinlerarası Yaklaşımlarla Editör: Fırat Yardimciel
Giriş
1. ABD’de Çocuğun Din Eğitimi
1.1. Örgün Eğitim
1.2. Yaygın Eğitim
1.3. Çocuğa Sunulan Din Özgürlükleri
2. Almanya’da Çocuğun Din Eğitimi
2.1. Örgün Eğitim
2.2. Yaygın Eğitim
3. İngiltere’de Çocuğun Din Eğitimi
3.1. Örgün Eğitim
3.1.1. Devlet Okulları
3.1.2. Özel Okullar
3.1.3. Toplu Dua Uygulaması
3.2. Yaygın Eğitim
Sonuç
Kaynakça
Extended Abstract
İlahiyat Yayınları, 2023
SOSYO-KÜLTÜREL AÇIDAN DİN VE DEĞERLER Editörler Prof. Dr. Seyfullah KARA Doç. Dr. Salih AYBEY Doç... more SOSYO-KÜLTÜREL AÇIDAN DİN VE DEĞERLER
Editörler
Prof. Dr. Seyfullah KARA
Doç. Dr. Salih AYBEY
Doç. Dr. Hikmetullah ERTAŞ
Sonçağ Akademi , 2022
Tüm hakları yazarına aittir. Yazarın izni alınmadan kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik,... more Tüm hakları yazarına aittir. Yazarın izni alınmadan kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, çoğaltılması yapılamaz. Yalnızca kaynak gösterilerek kullanılabilir.
DEM Yayınları, 2021
Bölüm 3: Yüksek Din Öğretiminde Bölümleşme Meselesine Tarihsel Tecrübeler ve Model Önerileri ile ... more Bölüm 3: Yüksek Din Öğretiminde Bölümleşme Meselesine Tarihsel
Tecrübeler ve Model Önerileri ile Bütüncül Bir Bakış
DEM Yayınları, 2021
Bölüm 4: Yüksek Din Öğretimi Kurumları İstihdam Alanları: İmkân ve Sınırlılıklar
DEM Yayınları, 2021
Bölüm 7: Türkiye’de İslam İçi Çoğulcu Din Öğretimi Tecrübesi: Uluslararası Anadolu İmam Hatip Lis... more Bölüm 7: Türkiye’de İslam İçi Çoğulcu Din Öğretimi Tecrübesi: Uluslararası Anadolu İmam Hatip Liseleri Üzerinden Bir İnceleme
Lisans Yayıncılık , 2021
Bölüm 8 - İBADET ÖĞRETİMİ
Nobel Bilimsel , 2020
Lawrence Kohlberg (1927-1987), kendisini Sokrat, Aristo, Platon, Kant, Mill, Dewey, Rawls ve Habe... more Lawrence Kohlberg (1927-1987), kendisini Sokrat, Aristo, Platon, Kant, Mill, Dewey, Rawls ve Habermas'tan itibaren gelen Batı felsefesinin bilimsel vârisi olarak görmektedir. Kohlberg'in ahlak gelişim teorisi; bu geleneksel felsefi birikimden beslenen, aynı zamanda çağdaş görüşlerle zenginleşen güçlü bir temele dayanmaktadır. Felsefe, psikoloji, sosyoloji, antropoloji ve eğitim başta olmak üzere birçok alanı sentezleyen Kohlberg'in teorisinin gücü ve orijinalitesi de buradan kaynaklanmaktadır. Ancak Kohlberg'in ortaya koyduğu teorinin, istisnasız kabul görmediği, bizzat çağdaşları tarafından kendisine meydan okuyan ciddi eleştirilerle karşı karşıya kaldığı da bilinmektedir. Kohlberg, bir taraftan bu eleştirileri dikkate alarak teorisini revize ederken öte yandan eğitim alanında yaptığı çalışmalarla da ahlak eğitiminin çağdaş rönesansında en seçkin isimlerden biri olmuştur. Bu kitapta, ahlaka ilişkin çalışmaları ülkemizde çoğunlukla teorinin altı basamaklı yapısına indirgenen Kohlberg; hayatı, ahlak anlayışı, ahlak gelişim teorisi ve temelleri, ahlak gelişim teorisine yöneltilen eleştiriler, ahlak eğitimine ilişkin görüşleri ve uygulamaları gibi konular çerçevesinde bütüncül bir şekilde ele alınmıştır. Kohlberg'in ahlak çalışmalarına temel ve eleştirel bir bakış sunan bu kitabın, özellikle ahlak gelişimi ve eğitimi konularında yapılacak çalışmalara zemin sunması beklenmektedir.
This article, in which a conceptual framework of the educational system in Islam is offered, intr... more This article, in which a conceptual framework of the educational system in Islam is offered, introduces the subject matter citing that this system derives from the Qur'an, the Hadith and scholarly analysis. The remaining of the article such as the purpose, objectives, characters and methods of education in Islam are explained by refering especially to the Qur'an and sometimes to Hadiths. In addition, it is clarified that contrary to the common belief , the educational system in Islam covers all aspects of life and times. It is also stated that the primary source of beneficial knowledge in Islam is the Our'an itself. It is emphasized that the Qur'an gives a great importance on knowledge, dealt with the characters of beneficial knowledge and principles of implementing these knowledge in daily life.
Makale, felsefenin İslam'daki problemli doğasını keşfederek başlar. İkinci kısım, İslam eğitim pr... more Makale, felsefenin İslam'daki problemli doğasını keşfederek başlar. İkinci kısım, İslam eğitim prensiplerinin sistemli bir keşfi için mevcut kaynakları inceler. Üçüncü kısım; İslam'da eğitimin, biri, bireysel gelişimin; diğeri, sosyal eğitimin ve ahlak eğitiminin; bir diğeri de bilgiyi elde etmenin üzerinde odaklanan, üç boyutunu tartışır. Makale, eğitimin İslami ve liberal anlayışları arasındaki farklılıkların ve gelecekte Batı felsefeleriyle yapılacak diyalogun imkanının kısa bir tartışmasıyla sonlanır. Arş. Gör., OMÜSBE Din Eğitimi ABD [semra_c.emre@hotmail.com]. J. MARK HALSTEAD ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ [2012] sayı: 32 274 OMÜİFD
Ýslâm Araþtýrmalarý Dergisi yýlda iki sayý yayýmlanan hakemli bir dergidir.
Diyanet İşleri Başkanlığı , 2022
Bu bildiride vefa bir değer olarak, özelde de okulda değerler eğitimi açısından konu edilmiştir. ... more Bu bildiride vefa bir değer olarak, özelde de okulda değerler eğitimi açısından konu edilmiştir. Bu bağlamda, hemen herkes tarafından kıymet verilen ancak gerek öğretim
programlarında gerekse akademik çalışmalarda pek yer almadığı tespit edilen vefanın değerler eğitimi kapsamında kuramsal ve eğitsel temelleri öğretmen görüşleri doğrultusunda incelenmiştir. Nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması desenine göre gerçekleştirilen araştırmanın çalışma grubu çeşitli şehirlerde ortaokul kademesinde görev yapmakta olan farklı branşlardan toplam 14 öğretmendir.
Araştırmada yarı yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılmış olup veriler içerik analizi tekniği ile çözümlenmiştir. Çalışmada; genellikle yakın ilişki içerisindeki insanlara yönelik bir duygu olarak ele alınan vefanın esasında bireyin kendisine, Allah’a/dine, vatana, doğaya/diğer canlılara/dünyaya yönelik olabileceği temellendirilmiş, bu anlamda vefanın bireysel değerlerden dinî/manevi, millî, toplumsal ve evrensel değerlere kadar geniş bir bağlamla
ilişkilendirilebileceği; bu kapsamda kimlik gelişimi, kulluk bilinci, doğa sevgisi, çevre eğitimi ve vatandaşlık eğitimi gibi konularla da kesiştiği görülmüştür. Vefanın, öğretim programlarında ve öğretmen uygulamalarında ön planda olan bir değer olmadığı, buna karşılık gerek öğrenci davranışlarında bu konuda birtakım yetersizlikler olması bakımından gerekse sağlayacağı çeşitli kazanımlar dikkate alındığında öğrencilere kazandırılması gereken öncelikli değerlerden biri olduğu tespit edilmiştir. Çalışmanın sonunda katılımcı görüşleri ile vefa değerinin kazandırılmasında etkili olabilecek çeşitli okul içi ve dışı yöntem-teknik ile eğitsel materyal ve araçlar öneri olarak ortaya konulmuştur.
ULUSLARARASI AİLE ve DEĞERLER SEMPOZYUMU, 2021
Aile ve değerlerin esasında birbiri ile iç içe geçmiş veya biri diğerinden ayrılamaz iki ayrı kav... more Aile ve değerlerin esasında birbiri ile iç içe geçmiş veya biri diğerinden ayrılamaz iki ayrı kavram olduğu söylenebilir. Nitekim aile, bizatihi bir değerdir. Bunun yanı sıra pek çok değerin tohumunun atıldığı ve kök saldığı kurum da ailedir. Öte yandan olumlu değerlerle inşa edilmiş bir ailenin de sağlam, sağlıklı ve uzun ömürlü olacağı söylenebilir. Bu anlamda birinin gücü, yetersizliği, değişimi veya sorunları diğerine de doğrudan sirayet etmektedir. Tüm çağlarda ve toplumlarda en önemli kurum olarak görülen aile; eğitim, politika, hukuk ve din başta olmak üzere birçok ülkede kurumların en temel başlıkları arasında yer almaktadır.
Bu bildiride aile ve değerler konusuna; Almanya örneği özelinde aileye yönelik politikaların ortaya konulması ve bu politikalar içerisinde din ve değerler eğitimi hizmetlerinin incelenmesi olmak üzere iki yönüyle katkıda bulunmak amaçlanmaktadır. Almanya, gerek bireyin ve kamunun yararını merkeze alarak sosyal politikalar yürüten bir ülke olması gerekse kilise ve devlet arasında prensipte hukuka dayalı bir ayrılıkla birlikte sosyal refahı sağlamak üzere bir işbirliği ve uyumun da söz konusu olduğu bir ülkedir. Bu bağlamda gerek politikalarda gerekse din ve değerler eğitimine ilişkin hizmetlerin sunulmasında incelenmeye değer bir örnek olarak görünmektedir. Çalışmanın, ortaya koyduğu sonuçlarla aile politikaları konusunda literatüre katkı sunması ve ülkemizde bu sahada geliştirilecek politikalara ışık tutması beklenmektedir.
Sanal Sergi , 2023
Trabzon Üniversitesi İlahiyat Fakültesi 3. Sınıf öğrencilerinin 22/23 Bahar Dönemi Öğretim Teknol... more Trabzon Üniversitesi İlahiyat Fakültesi 3. Sınıf öğrencilerinin 22/23 Bahar Dönemi Öğretim Teknolojileri ve Materyal Tasarımı dersimizde hazırladıkları çalışmaların yer aldığı sanal sergidir.
https://www.artsteps.com/view/6470f5e8dc46d322f3194fd4?currentUser