H. Ekber KAYA | Trakya University (original) (raw)
Papers by H. Ekber KAYA
Meriç Uluslararası Sosyal ve Stratejik Araştırmalar Dergisi/The Meric Journal, 2020
Çevre sorunları içinde uluslararası gündemi en çok meşgul eden konu küresel ısınma ve ona bağlı k... more Çevre sorunları içinde uluslararası gündemi en çok meşgul eden konu küresel ısınma ve ona bağlı küresel iklim değişikliği sorunudur. Özellikle 20. yüzyılın son çeyreğinden itibaren uluslararası ilişkilerin güncel konularından biri olmuştur. Teknolojinin ve buna bağlı sanayinin gelişmesi fosil yakıtlara olan bağımlılığı arttırmış ve karbon salınımında gelinen noktada dünyamız sera etkisi ile daha sıcak bir gezegen haline dönüşmüş ve bu durum beraberinde birçok küresel sıkıntının doğmasına neden olmuştur. Gerekli önlemler alınmadıkça da söz konusu sıkıntılar büyüyecek ve baş edilmesi çok güç krizlere evirilecektir. Çevre sorunlarının etkileri ülkeler arasındaki sınırları aşarak tüm dünyayı etkisi altına aldığından dolayı küresel nitelikte bir sorun olarak değerlendirilmektedir. Böyle bir sorunla da devletler kolektif hareket ederek mücadele etmelidirler. Bu çalışmada çevrenin ve iklim değişikliğinin nasıl bir küresel sorun haline geldiği ve bu sorunlarla mücadelede Kyoto Protokolü ve Paris İklim Anlaşması ile atılan adımlar açıklanacaktır. Böylece küresel iklim değişikliği sorununa nasıl yaklaşıldığı ve nasıl yaklaşılması gerektiği noktasında bir çerçeve çizilmiş olacaktır.
Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi / The Journal of International Social Research, 2020
Kitle imha silahları, geçmişte olduğu gibi günümüzde de uluslararası güvenlik için önemli bir teh... more Kitle imha silahları, geçmişte olduğu gibi günümüzde de uluslararası güvenlik için önemli bir tehdit unsuru olmaya devam etmektedir. Özellikle 2019 yılında Çin’de başlayan ve kısa sürede tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını, devletlerin böyle bir biyolojik olaya hazırlıklı olmadığını göstermiş ve biyolojik silahlar ile ilgili birtakım teorilerin oluşmasına neden olmuştur. Biyolojik silahların düşük maliyetlerle elde edilmesi ve teknolojinin hızla ilerlemesi ile gelişen mikrobiyoloji ve genetik çalışmaların hız kazanması, terör gruplarının biyolojik ajanlara erişimini kolaylaştırmakta ve bu silahlar terörist saldırılar için cazip hale gelmektedir. Tüm bunların neticesinde de biyoterörizm dünya gündemine taşınmaktadır. Biyolojik silahlara sadece terör gruplarının ilgisi olmamıştır, aynı zamanda devletler de biyoteknolojiye ilgi göstermektedir. Bu nokta da devletlerin biyolojik silahlara yönelmesi ve olası bir devlet terörünü akıllara getirmektedir. Savaş ajanlarını içeren herhangi bir biyoterörist olayın doğası oldukça öngörülemez ve önlenmesi de zordur. Bu çalışmada, uluslararası güvenliği tehdit eden kitle imha silahlarından biyolojik silahlar açıklanarak, bu silahların nasıl tehdit oluşturabileceği ve uluslararası sistemde bunlara karşı nasıl bir savunma mekanizması geliştirilmeye çalışıldığına değinilecek ve son olarak da Covid-19 pandemisine yönelik bir takım iddialara cevaplar aranacaktır.
Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi /ASOS Journal, 2020
Tüm dünyada özellikle II. Dünya Savaşı sonrasında küreselleşmenin de itici gücüyle hızlı bir şeki... more Tüm dünyada özellikle II. Dünya Savaşı sonrasında küreselleşmenin de itici gücüyle hızlı bir şekilde ülkeler arasında entegrasyon hareketleri gerçekleşmeye başlamıştır. Özellikle ekonomik ve siyasi bir görünüm kazanan entegrasyon girişimleri öncelikli olarak coğrafi açıdan birbirine yakın olan ülkeler arasındaki ilişkilerin yoğunlaşması ile başlamıştır. 1967 yılında kurulmasından günümüze Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) dünyadaki en başarılı bölgesel entegrasyon örneklerinden biri olmuştur. ASEAN kurulduğu yıllarda çatışmaların durdurulması ve siyasi istikrarın gerçekleştirilmesi gibi konular ile uğraşırken, Soğuk Savaş sonrası dönemde bu konuların yerini ekonomik iş birliğinin gerçekleştirilmesi almıştır. Son yıllarda ekonomik güç ekseninin batıdan doğuya kayması ASEAN için de stratejik bir öneme sahiptir. Bu önemin bilincinde olan ASEAN ise bölgede başta Çin olmak üzere diğer ekonomik güçlere karşı bir savunma politikası izlemekte ve küresel uluslararası sistem içinde entegrasyonunu başarılı bir şekilde tamamlamış bir bütün olarak yer almak için gayret etmektedir. Bu çalışmada dünyada yükselen bir trende sahip Asya Pasifik bölgesinin önemli bir entegrasyonu olan ASEAN genel hatları ile incelenecektir.
Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Sciences, 2019
BİREYLERİN ULUSLARARASI SUÇLAR NEDENİYLE CEZAİ SORUMLULUĞU: DENİZ HAYDUTLUĞU Özet Uluslararası ti... more BİREYLERİN ULUSLARARASI SUÇLAR NEDENİYLE CEZAİ SORUMLULUĞU: DENİZ HAYDUTLUĞU Özet Uluslararası ticaretin büyük bir kısmı denizler üzerinde gerçekleştirilmektedir. Denizyolu taşımacılığı diğer taşımacılık yöntemlerine göre hem daha düşük maliyetlidir, hem de tek seferde daha fazla taşıma kapasitesine sahiptir. Günümüzde deniz yolu taşımacılığını ve doğal olarak küresel ekonomiyi tehdit eden unsurların başında da deniz haydutluğu gelmektedir. Deniz haydutluğu faaliyetleri deniz ticaretinin yoğun olarak yapıldığı güzergahlarda, özellikle Güneydoğu Asya, Aden Körfezi ve Somali açıklarında ileri teknolojinin de itici gücüyle iyi bir şekilde organize olmuş sansasyonel saldırılar ile dünyada ses getirmektedir. Belirtilen güzergahlardan geçen ticaret gemilerine ve insani yardım taşıyan yardım gemilerine yapılan bu saldırıların ve akabinde gerçekleşen rehin alma ve fidye isteme olaylarının son yıllarda artış göstermesi uluslararası toplumu tedirgin etmiş ve bu konuda tedbir almaya itmiştir. Çalışmada öncelikle bireyler uluslararası hukukun bir öznesi olarak değerlendirilecek ve sonra bireylerin ceza sorumluluğu uluslararası hukukun deniz haydutluğu ile ilgili düzenlemeleri bağlamında açıklanacaktır.
Küreselleşen dünyada uluslararası ilişkilerin dinamik yapısında dikkatleri çeken uluslararası örg... more Küreselleşen dünyada uluslararası ilişkilerin dinamik yapısında dikkatleri çeken uluslararası örgütler, oluşumları ve günümüz uluslararası sistemine etkileri bakımından devletlerden sonra uluslararası ilişkilerin ikinci önemli süjesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca bu örgütler de kendi içinde sınıflara ayrılmaktadır. Sürdürülebilir enerji kaynaklarının etkin kullanılamaması dünyayı özellikle petrol gibi fosil yakıtlara bağımlı hale getirmiştir. Hiç kuşkusuz bu durum petrolün ekonomik bir yaptırım aracı olmasına ve petrol rezervleri bakımından zengin olan ülkelerin uluslararası arenada ellerini güçlendirmelerine neden olmuştur. Söz konusu bu ülkeler için petrol gelirleri devlet bütçesinde önemli bir kalemi oluşturmaktadır. Uluslararası ekonomik ilişkiler açısından düşündüğümüzde ise yaşanacak bir petrol krizi tüm dünyayı etkisi altına alacak ve ekonomik anlamda dışa bağımlı ve zayıf olan ülkelerde belki de seneler sürecek krizlere neden olacaktır. Çalışmamız kapsamında özellikle uluslararası ekonomik örgütler bağlamında global bir örgüt olan OPEC incelenecektir. Çalışmanın amacını ise OPEC’in uluslararası ekonomik ilişkilerdeki rolü oluşturmaktadır. OPEC kurulduğundan günümüze kadar olan süreçte petrol piyasalarında etkin rol almakta, petrol fiyatlarında dengeyi kurmayı amaçlamakta ve dünya petrol denetimini elinde tutmaktadır. OPEC'in dünya ekonomisindeki yeri küçümsenemeyecek derecededir. OPEC dünya petrol piyasalarında da olumlu etkilere sahiptir. Dünya ekonomisinin dünya petrol pazarındaki bağımlılığını da dikkate alacak olursak bunun önemi daha da artmaktadır.
Kitle imha silahları içerisinde en ölümcül sonuçlara neden olan ve etkileri senelerce devam eden ... more Kitle imha silahları içerisinde en ölümcül sonuçlara neden olan ve etkileri senelerce devam eden nükleer silahlar günümüzde uluslararası güvenlik açısından büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Tarihte ilk ve son kez ABD tarafından Japonya’ya karşı kullanılan nükleer silahların meydana getirdiği devasa etki ve sonuçlar dünya için acı bir tecrübe olmuştur. Günümüz teknolojisi ile söz konusu bu silahların gelmiş olduğu nokta göz önünde bulundurulduğunda olası bir saldırının boyutlarının ne kadar sarsıcı olacağını tahmin etmek pek de imkânsız görülmemektedir. Bu noktada devletlerin nükleer silahları kullanmasını yasaklayan bir hukuki düzenlemenin bulunmuyor olması nükleer güvenlik açısından tedirginliği bir kat daha artırmaktadır. Soğuk Savaş döneminden beri devam eden nükleer silahlanma yarışında gelinen noktada dünyada başta ABD ve Rusya olmak üzere nükleer güç olmuş ülke sayısındaki artış nükleer silahların kullanımının hukukiliği tartışmasını da gündeme taşımıştır. Bu çalışmada devletlerin nükleer silahlara sahip olmasının ve bu silahların kullanımının hukuka uygun olup olmadığı uluslararası hukuk çerçevesinde açıklanmaya çalışılacaktır.
Books by H. Ekber KAYA
Sosyal ve Beşeri Bilimlerde Uluslararası Araştırmalar - III, 2022
Meriç Uluslararası Sosyal ve Stratejik Araştırmalar Dergisi/The Meric Journal, 2020
Çevre sorunları içinde uluslararası gündemi en çok meşgul eden konu küresel ısınma ve ona bağlı k... more Çevre sorunları içinde uluslararası gündemi en çok meşgul eden konu küresel ısınma ve ona bağlı küresel iklim değişikliği sorunudur. Özellikle 20. yüzyılın son çeyreğinden itibaren uluslararası ilişkilerin güncel konularından biri olmuştur. Teknolojinin ve buna bağlı sanayinin gelişmesi fosil yakıtlara olan bağımlılığı arttırmış ve karbon salınımında gelinen noktada dünyamız sera etkisi ile daha sıcak bir gezegen haline dönüşmüş ve bu durum beraberinde birçok küresel sıkıntının doğmasına neden olmuştur. Gerekli önlemler alınmadıkça da söz konusu sıkıntılar büyüyecek ve baş edilmesi çok güç krizlere evirilecektir. Çevre sorunlarının etkileri ülkeler arasındaki sınırları aşarak tüm dünyayı etkisi altına aldığından dolayı küresel nitelikte bir sorun olarak değerlendirilmektedir. Böyle bir sorunla da devletler kolektif hareket ederek mücadele etmelidirler. Bu çalışmada çevrenin ve iklim değişikliğinin nasıl bir küresel sorun haline geldiği ve bu sorunlarla mücadelede Kyoto Protokolü ve Paris İklim Anlaşması ile atılan adımlar açıklanacaktır. Böylece küresel iklim değişikliği sorununa nasıl yaklaşıldığı ve nasıl yaklaşılması gerektiği noktasında bir çerçeve çizilmiş olacaktır.
Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi / The Journal of International Social Research, 2020
Kitle imha silahları, geçmişte olduğu gibi günümüzde de uluslararası güvenlik için önemli bir teh... more Kitle imha silahları, geçmişte olduğu gibi günümüzde de uluslararası güvenlik için önemli bir tehdit unsuru olmaya devam etmektedir. Özellikle 2019 yılında Çin’de başlayan ve kısa sürede tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını, devletlerin böyle bir biyolojik olaya hazırlıklı olmadığını göstermiş ve biyolojik silahlar ile ilgili birtakım teorilerin oluşmasına neden olmuştur. Biyolojik silahların düşük maliyetlerle elde edilmesi ve teknolojinin hızla ilerlemesi ile gelişen mikrobiyoloji ve genetik çalışmaların hız kazanması, terör gruplarının biyolojik ajanlara erişimini kolaylaştırmakta ve bu silahlar terörist saldırılar için cazip hale gelmektedir. Tüm bunların neticesinde de biyoterörizm dünya gündemine taşınmaktadır. Biyolojik silahlara sadece terör gruplarının ilgisi olmamıştır, aynı zamanda devletler de biyoteknolojiye ilgi göstermektedir. Bu nokta da devletlerin biyolojik silahlara yönelmesi ve olası bir devlet terörünü akıllara getirmektedir. Savaş ajanlarını içeren herhangi bir biyoterörist olayın doğası oldukça öngörülemez ve önlenmesi de zordur. Bu çalışmada, uluslararası güvenliği tehdit eden kitle imha silahlarından biyolojik silahlar açıklanarak, bu silahların nasıl tehdit oluşturabileceği ve uluslararası sistemde bunlara karşı nasıl bir savunma mekanizması geliştirilmeye çalışıldığına değinilecek ve son olarak da Covid-19 pandemisine yönelik bir takım iddialara cevaplar aranacaktır.
Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi /ASOS Journal, 2020
Tüm dünyada özellikle II. Dünya Savaşı sonrasında küreselleşmenin de itici gücüyle hızlı bir şeki... more Tüm dünyada özellikle II. Dünya Savaşı sonrasında küreselleşmenin de itici gücüyle hızlı bir şekilde ülkeler arasında entegrasyon hareketleri gerçekleşmeye başlamıştır. Özellikle ekonomik ve siyasi bir görünüm kazanan entegrasyon girişimleri öncelikli olarak coğrafi açıdan birbirine yakın olan ülkeler arasındaki ilişkilerin yoğunlaşması ile başlamıştır. 1967 yılında kurulmasından günümüze Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) dünyadaki en başarılı bölgesel entegrasyon örneklerinden biri olmuştur. ASEAN kurulduğu yıllarda çatışmaların durdurulması ve siyasi istikrarın gerçekleştirilmesi gibi konular ile uğraşırken, Soğuk Savaş sonrası dönemde bu konuların yerini ekonomik iş birliğinin gerçekleştirilmesi almıştır. Son yıllarda ekonomik güç ekseninin batıdan doğuya kayması ASEAN için de stratejik bir öneme sahiptir. Bu önemin bilincinde olan ASEAN ise bölgede başta Çin olmak üzere diğer ekonomik güçlere karşı bir savunma politikası izlemekte ve küresel uluslararası sistem içinde entegrasyonunu başarılı bir şekilde tamamlamış bir bütün olarak yer almak için gayret etmektedir. Bu çalışmada dünyada yükselen bir trende sahip Asya Pasifik bölgesinin önemli bir entegrasyonu olan ASEAN genel hatları ile incelenecektir.
Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Sciences, 2019
BİREYLERİN ULUSLARARASI SUÇLAR NEDENİYLE CEZAİ SORUMLULUĞU: DENİZ HAYDUTLUĞU Özet Uluslararası ti... more BİREYLERİN ULUSLARARASI SUÇLAR NEDENİYLE CEZAİ SORUMLULUĞU: DENİZ HAYDUTLUĞU Özet Uluslararası ticaretin büyük bir kısmı denizler üzerinde gerçekleştirilmektedir. Denizyolu taşımacılığı diğer taşımacılık yöntemlerine göre hem daha düşük maliyetlidir, hem de tek seferde daha fazla taşıma kapasitesine sahiptir. Günümüzde deniz yolu taşımacılığını ve doğal olarak küresel ekonomiyi tehdit eden unsurların başında da deniz haydutluğu gelmektedir. Deniz haydutluğu faaliyetleri deniz ticaretinin yoğun olarak yapıldığı güzergahlarda, özellikle Güneydoğu Asya, Aden Körfezi ve Somali açıklarında ileri teknolojinin de itici gücüyle iyi bir şekilde organize olmuş sansasyonel saldırılar ile dünyada ses getirmektedir. Belirtilen güzergahlardan geçen ticaret gemilerine ve insani yardım taşıyan yardım gemilerine yapılan bu saldırıların ve akabinde gerçekleşen rehin alma ve fidye isteme olaylarının son yıllarda artış göstermesi uluslararası toplumu tedirgin etmiş ve bu konuda tedbir almaya itmiştir. Çalışmada öncelikle bireyler uluslararası hukukun bir öznesi olarak değerlendirilecek ve sonra bireylerin ceza sorumluluğu uluslararası hukukun deniz haydutluğu ile ilgili düzenlemeleri bağlamında açıklanacaktır.
Küreselleşen dünyada uluslararası ilişkilerin dinamik yapısında dikkatleri çeken uluslararası örg... more Küreselleşen dünyada uluslararası ilişkilerin dinamik yapısında dikkatleri çeken uluslararası örgütler, oluşumları ve günümüz uluslararası sistemine etkileri bakımından devletlerden sonra uluslararası ilişkilerin ikinci önemli süjesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca bu örgütler de kendi içinde sınıflara ayrılmaktadır. Sürdürülebilir enerji kaynaklarının etkin kullanılamaması dünyayı özellikle petrol gibi fosil yakıtlara bağımlı hale getirmiştir. Hiç kuşkusuz bu durum petrolün ekonomik bir yaptırım aracı olmasına ve petrol rezervleri bakımından zengin olan ülkelerin uluslararası arenada ellerini güçlendirmelerine neden olmuştur. Söz konusu bu ülkeler için petrol gelirleri devlet bütçesinde önemli bir kalemi oluşturmaktadır. Uluslararası ekonomik ilişkiler açısından düşündüğümüzde ise yaşanacak bir petrol krizi tüm dünyayı etkisi altına alacak ve ekonomik anlamda dışa bağımlı ve zayıf olan ülkelerde belki de seneler sürecek krizlere neden olacaktır. Çalışmamız kapsamında özellikle uluslararası ekonomik örgütler bağlamında global bir örgüt olan OPEC incelenecektir. Çalışmanın amacını ise OPEC’in uluslararası ekonomik ilişkilerdeki rolü oluşturmaktadır. OPEC kurulduğundan günümüze kadar olan süreçte petrol piyasalarında etkin rol almakta, petrol fiyatlarında dengeyi kurmayı amaçlamakta ve dünya petrol denetimini elinde tutmaktadır. OPEC'in dünya ekonomisindeki yeri küçümsenemeyecek derecededir. OPEC dünya petrol piyasalarında da olumlu etkilere sahiptir. Dünya ekonomisinin dünya petrol pazarındaki bağımlılığını da dikkate alacak olursak bunun önemi daha da artmaktadır.
Kitle imha silahları içerisinde en ölümcül sonuçlara neden olan ve etkileri senelerce devam eden ... more Kitle imha silahları içerisinde en ölümcül sonuçlara neden olan ve etkileri senelerce devam eden nükleer silahlar günümüzde uluslararası güvenlik açısından büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Tarihte ilk ve son kez ABD tarafından Japonya’ya karşı kullanılan nükleer silahların meydana getirdiği devasa etki ve sonuçlar dünya için acı bir tecrübe olmuştur. Günümüz teknolojisi ile söz konusu bu silahların gelmiş olduğu nokta göz önünde bulundurulduğunda olası bir saldırının boyutlarının ne kadar sarsıcı olacağını tahmin etmek pek de imkânsız görülmemektedir. Bu noktada devletlerin nükleer silahları kullanmasını yasaklayan bir hukuki düzenlemenin bulunmuyor olması nükleer güvenlik açısından tedirginliği bir kat daha artırmaktadır. Soğuk Savaş döneminden beri devam eden nükleer silahlanma yarışında gelinen noktada dünyada başta ABD ve Rusya olmak üzere nükleer güç olmuş ülke sayısındaki artış nükleer silahların kullanımının hukukiliği tartışmasını da gündeme taşımıştır. Bu çalışmada devletlerin nükleer silahlara sahip olmasının ve bu silahların kullanımının hukuka uygun olup olmadığı uluslararası hukuk çerçevesinde açıklanmaya çalışılacaktır.
Sosyal ve Beşeri Bilimlerde Uluslararası Araştırmalar - III, 2022