Fatih ŞAHAN | Eberhard Karls Universität Tübingen (original) (raw)

Papers by Fatih ŞAHAN

Alman Medyasında Sözde İslâm Eleştirmenleri ve İslâm-Müslüman Düşmanlığına Etkileri, 2023

Almanya’da son araştırmalara göre 5 milyona yakın Müslüman yaşamaktadır. Son yıllarda İslam’ın Al... more Almanya’da son araştırmalara göre 5 milyona yakın Müslüman yaşamaktadır. Son yıllarda İslam’ın Almanya’ya entegre edilmesi, Camii inşaatı (Moscheebau), başörtüsü (Kopftuch), İslam, Müslümanlar ve onların kurmuş olduğu teşkilatlar, organizasyonlar çoğunluk toplumu tarafından oldukça yoğun bir şekilde güvenlik kontekstinde tartışılmaktadır. İslam ve Müslüman düşmanlığı Almanya’da belli bir gruba yönelik (Gruppenbezogene Menschenfeindlichkeit) düşmanlığın en aktüel ve oldukça yaygın bir şekli olarak görülmektedir. Bu makalemizde Almanya’da kendilerine ya da medyanın onlara verdiği adla “İslam Eleştirmenleri”, “İslam Uzmanları” nın Müslüman karşıtı ırkçılığın, İslam ve Müslüman düşmanlığının toplumsal anlamda zemin bulmasındaki söylem ve yaklaşımları ele alınacak ve analiz edilerek ortaya konmaya çalışılacaktır. Almanya’da Müslümanlara dair genel bilgiler verildikten sonra, Almanya’da değişen İslam ve Müslüman algısına Almanya’da İslam ve Müslümanlar tarihinden hareketle değinilecektir. Alman toplumunda nefret ve düşmanlığın en yaygın bir formu olarak İslam ve Müslüman düşmanlığına ideolojik anlamda zemin hazırlayan, İslam ve Müslüman düşmanlarına argüman sunan sözde İslam eleştirmenlerine
İslam’a ve Müslümanlara yaklaşımlarına, bu konulara yaklaşımlarındaki argümanlarına ve nefret söylemlerinin analizine yer verilecektir. Bunu ortaya koyarken Almanya’da İslam-Müslüman düşmanlığına (Islamfeindlichkeit-Muslimfeindlichkeit) ve Müslüman karşıtı ırkçılığa (Antimuslimischer Rassismus) dair genel tartışmalara sözde “İslam Eleştirmenleri” konusundan hareketle yer verilecektir.
Sözde İslam eleştirmenleri Müslümanlarla ilgili konularda genellemeci bir yaklaşım sergilemekte, Müslümanların göç, ekonomi, sosyal vb kaynaklı birtakım problemlerini onların kültürleri ve dinlerinden hareketle kamuoyunda ele almaktadırlar. Bununla İslam’ın bizatihi kendisini sorunlu, uyum karşıtı, güvenliği ve toplumsal barışı tehdit eden, Almanya’da demokratik değerlerle bağdaşmayan sözde Avrupa değerleriyle asla uzlaşamayan bir din olarak gösterilmektedir. Bütün bunlar sözde İslam eleştirmenleri tarafından İslam ve Müslümanlarla ilgili konuları tam da “Kültür Çatışması” (Kulturkampf- Medeniyetler Çatışması) bağlamında işlenmektedir. Sözde İslam eleştirmenleri Almanya’da toplumda İslam’a ve Müslümanlara karşı ön yargının artmasında, ırkçı sağcı partilerin ve netzwerk in İslam’a ve Müslümanlara karşı söylemlerinde ideolojik zemin ve argüman sunmaktadırlar. Alman medyasında ve toplumunda İslam’a ve Müslümanlara karşı ön yargının daha geniş bir toplumsal düzeyde yerleşmesinde sözde İslam eleştirmenleri önemli bir rol oynamaktadırlar.
Anahtar Kavramlar: Almanya, İslam ve Müslüman Düşmanlığı, Müslüman Karşıtı Irkçılık, İslam Eleştirmenleri.

Marwa al-Sherbini’nin Alman Mahkemesinde Katledilmesinin Yıl Dönümü ve Müslüman Karşıtı Irkçılık (Antimuslimischer Rassismus), 2020

Müslümanlara yönelik ayrımcılığı, nefreti ve düşmanlığı ifade etmek için “İslamofobya” (Islamopho... more Müslümanlara yönelik ayrımcılığı, nefreti ve düşmanlığı ifade etmek için “İslamofobya” (Islamophobie,), “İslam Düşmanlığı” (Islamfeindlichkeit), “Müslüman Karşıtı Irkçılık” (Antimuslimischer Rassismus) gibi çeşitli kavramlar kullanılmaktadır.

Başlı başına bir ideoloji olarak ırkçılık, “ırksallaştırma” (Rassifizierung) kavramına dayanmaktadır. Irksallaştırma, ırk kategorisinin kullanılması ve bununla bağlantılı birtakım özelliklerin ve niteliklerin kişileri daha doğrusu insan gruplarını belirgin bir şekilde öteki olarak vasıflandırma süreci olarak görülmektedir (Kuhn, Iva: 2015). Yine aynı şekilde ırk kategorisi, ırkçılık ile oluşturulmuş, icat edilmiş bir yapı. Irkçılık, kişileri ve kişi gruplarını değerlendirmeye tabi tutarak sınıflandıran, belirli bir değere göre ayrıştırmaya yarayan bir araç. Irkçılık bir metot olarak insanları sınıflandırmaya ve hiyerarşik bir yapıda ele alınmasına hizmet etmektedir Irkçılık aynı zamanda bir ötekileştirme, ötekini inşa etme yapısı olarak da görülmektedir.[1] Buna göre Müslümanlar Almanlardan ayrılmakta, (Onlar bizden farklı), homojenleştirilmekte (Müslümanların hepsi aynı) onlara has bir takım (negatif) nitelikler izafe edilmekte (Müslümanlar kültürleri ve dinleri gereği böyle), insanlar dış görünüşlerinde, isimlerine veya kendilerine izafe edilen kökenlerinden dolayı Müslüman olarak sınıflandırılmaktalar. Böylece Müslümanlar toplumsal kötülüğün metaforu yapılmakta. Müslüman karşıtı ırkçılık insanları belirli bir kültür, din ve köken tasavvurları ile özdeşleştirdiği için ırkçılıktır. Irkçılığın başka bir türü olan Müslüman karşıtı ırkçılık (Antimuslimischer Rassismus) ta din adeta biyolojik bir nitelik, alamet olarak kullanılmakta.

Alman İslam konferansı gelecek hafta İçişleri ve Yurt Bakanı Horst Seehofer'in ev sahipliğinde fa... more Alman İslam konferansı gelecek hafta İçişleri ve Yurt Bakanı Horst Seehofer'in ev sahipliğinde farklı Müslüman dini cemaatlerden, organizasyonlardan ve gruplardan Müslümanların katılımıyla gerçekleştiriliyor. Alman İçişleri Bakanı Seehofer 4. Dönem İslam konferansının gündemi olarak Müslüman cemiyetlerin organizasyon yapısı ve finansmanı konusu olarak belirledi. Seehofer konferansın sloganı olarak da Almanya'da, Almanya'dan ve Almanya için İslam olarak lanse etti. Alman İslam Konferansı Alman İslam Konferansı 2006 yılında dönemin İçişleri Bakanı şimdilerde Federal Meclis Başkanı Wolfgang Schäuble tarafından devlet temsilcileri ile Müslüman teşkilatları, organizasyonları ve bireysel temsilcilerin oluşturduğu bir platform olarak hayata geçirildi. Alman İslam Konferansının gündemi ve ele aldığı konular er ne kadar bir devlet politikası olarak ALMANYA'NIN İSLAM POLİTİKALARI MÜSLÜMANLARI KUT...

Der Islam vertritt die Einheit der Menschheit und sagt, dass wir alle Kinder Adams und Evas sind.... more Der Islam vertritt die Einheit der Menschheit und sagt, dass wir alle Kinder Adams und Evas sind. Daher sind alle Menschen vor Gott gleich. Der Mensch ist der Stellvertreter Gottes auf der Erde und hat eine Aufgabe-Verpflichtung-und zwar die Erde zu kultivieren. Als Staathalter Gottes übernimmt der Mensch die Verantwortung für die gesamte Schöpfung. Der Mensch als edelstes Geschöpf Gottes hat einen freien Willen. Diese Freiheit erfolgt durch die Verantwortung. Diese Verantwortung ist der Preis der Freiheit. Nach dem Islam ist die Gerechtigkeit der bedeutendste Begriff in Bezug auf menschliche und soziale Beziehungen. Gerechtigkeit hat verschiedene Bedeutungen: Recht zu geben, auf Recht und gesellschaftliche Ordnung zu achten und auf die Rechte der anderen Menschen Rücksicht zu nehmen. Daher hat die Gerechtigkeit juristische, moralische, philosophische und gleichzeitig religiöse und universale Aspekte. Aus diesem Grund wurde die Gerechtigkeit in der islamischen Zivilisationen als Grundlage für das gesellschaftliche Leben und des Vermögens angenommen. Wie die Grechtigkeit die Grundlage der Schöpfung ist 1 , so ist sie auch die Grundlage des gesellschaftlichen Lebens. Nach dem islamischen Verständnis basiert die Ungleichheit in der Gesellschaft auf eine göttliche Weisheit. Die materielle Armut und Reichtum haben dabei im Hinblick auf die gesellschaftliche Ordnung eine ganz besondere Bedeutung. Im Koran heißt es dazu: Sind sie es etwa, die Gottes Gnade verteilen? Wir sind es, die unter ihnen den Unterhalt im irdischen Leben verteilen. Und Wir haben die einen um mehrere Rangstufen über die anderen erhoben, damit die einen die anderen in ihren Dienst stellen..(Koran, 43/32) Osman Nuri Topbaş interpretiert diesen Vers wie folgt: Allah hat keine Welt erschaffen, in der Menschen, manchmal vorübergehend, manchmal auf Dauer, reich oder arm werden, um sie darin, entsprechend Seinem göttlichen Ratschluß und Seiner Weisheit, durch unterschiedliche Situationen zu prüfen. Dijenigen, die über größeren Wohlstand verfügenä haben auch die damit verbundene Last der Verantwortung zu tragen, die größer ist als die derjenigen, die weniger besitzen, und sie werden auch dementsprechen zur Rechenschaft gezogen. 2

Alman Medyasında Sözde İslâm Eleştirmenleri ve İslâm-Müslüman Düşmanlığına Etkileri, 2023

Almanya’da son araştırmalara göre 5 milyona yakın Müslüman yaşamaktadır. Son yıllarda İslam’ın Al... more Almanya’da son araştırmalara göre 5 milyona yakın Müslüman yaşamaktadır. Son yıllarda İslam’ın Almanya’ya entegre edilmesi, Camii inşaatı (Moscheebau), başörtüsü (Kopftuch), İslam, Müslümanlar ve onların kurmuş olduğu teşkilatlar, organizasyonlar çoğunluk toplumu tarafından oldukça yoğun bir şekilde güvenlik kontekstinde tartışılmaktadır. İslam ve Müslüman düşmanlığı Almanya’da belli bir gruba yönelik (Gruppenbezogene Menschenfeindlichkeit) düşmanlığın en aktüel ve oldukça yaygın bir şekli olarak görülmektedir. Bu makalemizde Almanya’da kendilerine ya da medyanın onlara verdiği adla “İslam Eleştirmenleri”, “İslam Uzmanları” nın Müslüman karşıtı ırkçılığın, İslam ve Müslüman düşmanlığının toplumsal anlamda zemin bulmasındaki söylem ve yaklaşımları ele alınacak ve analiz edilerek ortaya konmaya çalışılacaktır. Almanya’da Müslümanlara dair genel bilgiler verildikten sonra, Almanya’da değişen İslam ve Müslüman algısına Almanya’da İslam ve Müslümanlar tarihinden hareketle değinilecektir. Alman toplumunda nefret ve düşmanlığın en yaygın bir formu olarak İslam ve Müslüman düşmanlığına ideolojik anlamda zemin hazırlayan, İslam ve Müslüman düşmanlarına argüman sunan sözde İslam eleştirmenlerine
İslam’a ve Müslümanlara yaklaşımlarına, bu konulara yaklaşımlarındaki argümanlarına ve nefret söylemlerinin analizine yer verilecektir. Bunu ortaya koyarken Almanya’da İslam-Müslüman düşmanlığına (Islamfeindlichkeit-Muslimfeindlichkeit) ve Müslüman karşıtı ırkçılığa (Antimuslimischer Rassismus) dair genel tartışmalara sözde “İslam Eleştirmenleri” konusundan hareketle yer verilecektir.
Sözde İslam eleştirmenleri Müslümanlarla ilgili konularda genellemeci bir yaklaşım sergilemekte, Müslümanların göç, ekonomi, sosyal vb kaynaklı birtakım problemlerini onların kültürleri ve dinlerinden hareketle kamuoyunda ele almaktadırlar. Bununla İslam’ın bizatihi kendisini sorunlu, uyum karşıtı, güvenliği ve toplumsal barışı tehdit eden, Almanya’da demokratik değerlerle bağdaşmayan sözde Avrupa değerleriyle asla uzlaşamayan bir din olarak gösterilmektedir. Bütün bunlar sözde İslam eleştirmenleri tarafından İslam ve Müslümanlarla ilgili konuları tam da “Kültür Çatışması” (Kulturkampf- Medeniyetler Çatışması) bağlamında işlenmektedir. Sözde İslam eleştirmenleri Almanya’da toplumda İslam’a ve Müslümanlara karşı ön yargının artmasında, ırkçı sağcı partilerin ve netzwerk in İslam’a ve Müslümanlara karşı söylemlerinde ideolojik zemin ve argüman sunmaktadırlar. Alman medyasında ve toplumunda İslam’a ve Müslümanlara karşı ön yargının daha geniş bir toplumsal düzeyde yerleşmesinde sözde İslam eleştirmenleri önemli bir rol oynamaktadırlar.
Anahtar Kavramlar: Almanya, İslam ve Müslüman Düşmanlığı, Müslüman Karşıtı Irkçılık, İslam Eleştirmenleri.

Marwa al-Sherbini’nin Alman Mahkemesinde Katledilmesinin Yıl Dönümü ve Müslüman Karşıtı Irkçılık (Antimuslimischer Rassismus), 2020

Müslümanlara yönelik ayrımcılığı, nefreti ve düşmanlığı ifade etmek için “İslamofobya” (Islamopho... more Müslümanlara yönelik ayrımcılığı, nefreti ve düşmanlığı ifade etmek için “İslamofobya” (Islamophobie,), “İslam Düşmanlığı” (Islamfeindlichkeit), “Müslüman Karşıtı Irkçılık” (Antimuslimischer Rassismus) gibi çeşitli kavramlar kullanılmaktadır.

Başlı başına bir ideoloji olarak ırkçılık, “ırksallaştırma” (Rassifizierung) kavramına dayanmaktadır. Irksallaştırma, ırk kategorisinin kullanılması ve bununla bağlantılı birtakım özelliklerin ve niteliklerin kişileri daha doğrusu insan gruplarını belirgin bir şekilde öteki olarak vasıflandırma süreci olarak görülmektedir (Kuhn, Iva: 2015). Yine aynı şekilde ırk kategorisi, ırkçılık ile oluşturulmuş, icat edilmiş bir yapı. Irkçılık, kişileri ve kişi gruplarını değerlendirmeye tabi tutarak sınıflandıran, belirli bir değere göre ayrıştırmaya yarayan bir araç. Irkçılık bir metot olarak insanları sınıflandırmaya ve hiyerarşik bir yapıda ele alınmasına hizmet etmektedir Irkçılık aynı zamanda bir ötekileştirme, ötekini inşa etme yapısı olarak da görülmektedir.[1] Buna göre Müslümanlar Almanlardan ayrılmakta, (Onlar bizden farklı), homojenleştirilmekte (Müslümanların hepsi aynı) onlara has bir takım (negatif) nitelikler izafe edilmekte (Müslümanlar kültürleri ve dinleri gereği böyle), insanlar dış görünüşlerinde, isimlerine veya kendilerine izafe edilen kökenlerinden dolayı Müslüman olarak sınıflandırılmaktalar. Böylece Müslümanlar toplumsal kötülüğün metaforu yapılmakta. Müslüman karşıtı ırkçılık insanları belirli bir kültür, din ve köken tasavvurları ile özdeşleştirdiği için ırkçılıktır. Irkçılığın başka bir türü olan Müslüman karşıtı ırkçılık (Antimuslimischer Rassismus) ta din adeta biyolojik bir nitelik, alamet olarak kullanılmakta.

Alman İslam konferansı gelecek hafta İçişleri ve Yurt Bakanı Horst Seehofer'in ev sahipliğinde fa... more Alman İslam konferansı gelecek hafta İçişleri ve Yurt Bakanı Horst Seehofer'in ev sahipliğinde farklı Müslüman dini cemaatlerden, organizasyonlardan ve gruplardan Müslümanların katılımıyla gerçekleştiriliyor. Alman İçişleri Bakanı Seehofer 4. Dönem İslam konferansının gündemi olarak Müslüman cemiyetlerin organizasyon yapısı ve finansmanı konusu olarak belirledi. Seehofer konferansın sloganı olarak da Almanya'da, Almanya'dan ve Almanya için İslam olarak lanse etti. Alman İslam Konferansı Alman İslam Konferansı 2006 yılında dönemin İçişleri Bakanı şimdilerde Federal Meclis Başkanı Wolfgang Schäuble tarafından devlet temsilcileri ile Müslüman teşkilatları, organizasyonları ve bireysel temsilcilerin oluşturduğu bir platform olarak hayata geçirildi. Alman İslam Konferansının gündemi ve ele aldığı konular er ne kadar bir devlet politikası olarak ALMANYA'NIN İSLAM POLİTİKALARI MÜSLÜMANLARI KUT...

Der Islam vertritt die Einheit der Menschheit und sagt, dass wir alle Kinder Adams und Evas sind.... more Der Islam vertritt die Einheit der Menschheit und sagt, dass wir alle Kinder Adams und Evas sind. Daher sind alle Menschen vor Gott gleich. Der Mensch ist der Stellvertreter Gottes auf der Erde und hat eine Aufgabe-Verpflichtung-und zwar die Erde zu kultivieren. Als Staathalter Gottes übernimmt der Mensch die Verantwortung für die gesamte Schöpfung. Der Mensch als edelstes Geschöpf Gottes hat einen freien Willen. Diese Freiheit erfolgt durch die Verantwortung. Diese Verantwortung ist der Preis der Freiheit. Nach dem Islam ist die Gerechtigkeit der bedeutendste Begriff in Bezug auf menschliche und soziale Beziehungen. Gerechtigkeit hat verschiedene Bedeutungen: Recht zu geben, auf Recht und gesellschaftliche Ordnung zu achten und auf die Rechte der anderen Menschen Rücksicht zu nehmen. Daher hat die Gerechtigkeit juristische, moralische, philosophische und gleichzeitig religiöse und universale Aspekte. Aus diesem Grund wurde die Gerechtigkeit in der islamischen Zivilisationen als Grundlage für das gesellschaftliche Leben und des Vermögens angenommen. Wie die Grechtigkeit die Grundlage der Schöpfung ist 1 , so ist sie auch die Grundlage des gesellschaftlichen Lebens. Nach dem islamischen Verständnis basiert die Ungleichheit in der Gesellschaft auf eine göttliche Weisheit. Die materielle Armut und Reichtum haben dabei im Hinblick auf die gesellschaftliche Ordnung eine ganz besondere Bedeutung. Im Koran heißt es dazu: Sind sie es etwa, die Gottes Gnade verteilen? Wir sind es, die unter ihnen den Unterhalt im irdischen Leben verteilen. Und Wir haben die einen um mehrere Rangstufen über die anderen erhoben, damit die einen die anderen in ihren Dienst stellen..(Koran, 43/32) Osman Nuri Topbaş interpretiert diesen Vers wie folgt: Allah hat keine Welt erschaffen, in der Menschen, manchmal vorübergehend, manchmal auf Dauer, reich oder arm werden, um sie darin, entsprechend Seinem göttlichen Ratschluß und Seiner Weisheit, durch unterschiedliche Situationen zu prüfen. Dijenigen, die über größeren Wohlstand verfügenä haben auch die damit verbundene Last der Verantwortung zu tragen, die größer ist als die derjenigen, die weniger besitzen, und sie werden auch dementsprechen zur Rechenschaft gezogen. 2