Comparison of Bassini And Prolen Mesh Graft Techniques in Inguinal Hernia Repair (original) (raw)

The Comparison of Anterior and Posterior Herniorraphy Operations in Recurrent Inguinal Hernias

Haseki Tıp Bülteni, 2016

İnguinal bölgenin primer onarımlarından sonra nüks herni insidansı %1-20 arasında değişmektedir. Nüks inguinal hernilerde anterior ve posterior yaklaşım yöntemlerinin seçilmesi ve uygulanmasında halen tartışmalar sürmektedir. Kliniğimizde her iki yöntemle opere edilen hastaların sonuçları irdelenmiştir. Yöntemler: Retrospektif olarak yürütülen çalışmaya, 15 yıllık sürede nüks inguinal herni tanısı ile ameliyat edilen 109 hasta dahil edildi. Bunların, 60'ına posterior preperitoneal mesh uygulandı, 49'una ise anterior yaklaşımla Lichtenstein teknikleri uygulandı. Greft olarak prolen polipropilen mesh uygulanan hastaların haftalık, aylık, altı aylık, bir yıllık kontrolleri takip edilerek karşılaştırıldı. İstatistik analizde ki-kare ve Student t-testi kullanıldı. Bulgular: Hastane yatış süre ortalamaları posterior yaklaşımda 1,9 gün, anterior yaklaşımda bir gün idi. Posterior tamir yapılan olguların 57'si erkek üçü kadın olup, ortalama yaş 55,2 (25-80 yıl) idi. Anterior tamir yapılan olguların 46'sı erkek üçü kadın olup, ortalama yaş 56,6 (18-82 yıl) idi. Postoperatif komplikasyon posterior yaklaşımda %8,3, anterior yaklaşımda ise %6 olarak bulundu. Sonuç: İnguinal hernilerin tamirinde anterior prosedürler hızlı yapılması, güvenli olması ve daha az morbidite oranlarından dolayı sık tercih edilse de, nüks gelişmesi halinde aynı alana daha önceki operasyona ikincil enflamasyondan dolayı, ulaşmak zor, zaman alıcı ve kordon elemanlarının yaralanması bakımından tehlike oluşturabilmektedir. Tüm bu risk faktörlerine rağmen yine de anterior yaklaşım uygulanabilmekle beraber daha önce dokunulmamış salim bir alan olan preperitoneal alana mesh yerleştirme tekniği de güvenle uygulanabilir.

Pre-operative Pneumoperitoneum Application in Giant Inguinal Hernia Repair

Gulhane Medical Journal, 2013

Fıtık onarımı cerrahların sık uyguladıkları ameliyatlardandır. Fıtık cerrahisinde istenmeyen problemlerden birisi dev fıtık içeriğinin karın içerisine itilmesi esnasında oluşabilecek kompartman sendromudur. Bu problemi önlemek için pnömoperitoneum (PP) yöntemini dev inguinal fıtıklarda kullandık ve tartışmaya değer bulduk. Kasıkta ağrı, şişlik ve idrar yaparken zorlanma şikâyeti olan 70 yaşında erkek hastanın dev inguinal fıtık onarımında PP uyguladık. Ultrasonografi eşliğinde intraabdominal alana yerleştirilen kateterle 15mmHg basıncında pnömoperitoneum 12 gün boyunca günde bir seans olarak uygulandı. Anterior yaklaşımla gerilimsiz mesh hernioplasti ameliyatı yapılan hasta ameliyat sonrası 5. günde taburcu edildi. PP dev inguinal fıtıkların onarımında abdominal kompartman sendromunun gelişmesini önlemede etkin bir yöntem olarak kullanılabilir.

Preperitoneal Mesh Placement with Anterior Approach in Incarcerated Femoral Hernia (Our Experiences with 23 Cases)

Haseki Tıp Bülteni, 2015

To investigate the effectiveness of preperitoneal mesh placement with anterior approach in incarcerated femoral hernia and to reveal morbidity and recurrence rates. Methods: Twenty-three patients with incarcerated inguinal hernia, who were admitted to our emergency surgery clinic between the years 2009 and 2012 and found to have incarcerated femoral hernia during exploration, were included in the study. All patients underwent inguinal transverse incision suitable for anterior approach. By cutting transversalis fascia, polypropylene mesh was placed preperitoneally between Cooper's ligament and the conjoint tendon. Results:The mean age was 54.2 (39-85) years; 16 (69%) subjects were men, 7 (31%) were women. Five patients had no complaints related to hernia before being admitted to the hospital. Six (26%) patients underwent bowel resection and anastomosis. Small intestines or omentum incarcerated in the hernia sac were reduced into the abdomen in 17 (74%) patients. There was no complication during surgical interventions. Average length of hospital stay in patients with resection and anastomosis were 5.3 days, and 2.1 days in patients with no resection. In follow-up, 3 (13%) patients had hematoma-seroma and 2 (8%) patients had wound infection. In 2-4 years follow-up, no recurrence was detected. Chronic pain related to nerve damage was not observed. Conclusion:Preperitoneal mesh placement with anterior approach in incarcerated femoral hernia as an emergency is safe in terms of complications and recurrence either with or without intestinal resection.

Araflt›rmalar / Researches ‹nguinal Herni Tamirinde Anterior Preperitoneal Mesh ve Lichtenstein Mesh Takviyelerinin Karfl›laflt›r›lmas›*

2005

ÖZET ‹nguinal herni tamirinde anterior preperitoneal mesh ve lichtenstein mesh takviyelerinin karfl›laflt›r›lmas› Amaç: ‹nguinal herni tamiri genel cerrahide en s›k yap›lan operasyonlardand›r. Bu çal›flmada yeni bir teknik olan anterior yaklafl›mla preperitoneal mesh takviyesi (APM), Lichtenstein mesh takviyesi ile karfl›laflt›r›ld›. Gereç ve yöntem: Ocak 2004-Aral›k 2004 tarihleri aras›nda 188 olguya genel anestezi veya spinal anestezi alt›nda inguinal herni tamiri yap›ld›. Her iki teknik; operasyon süresi, postoperatif 1.,7.,30. ve 90. günlerdeki a¤r›y› de¤erlendiren vizüel analog skorlar› (VAS), hastanede kal›fl süresi, normal günlük aktiviteye dönüfl zaman›, erken dönem komplikasyon ve nüks aç›s›ndan karfl›laflt›r›ld›. Karfl›laflt›rmalarda Anova: tek faktör ve Chi-Square (Fischer's exact test) kullan›ld›. p<0.05 anlaml› kabul edildi. Bulgular: Olgular›n 42'si bilateraldi. Kad›n/erkek oran› 16/172 idi. Nyhus klasifikasyonuna göre olgular›n 26's› Tip II, 72'si Tip IIIa, 117'si Tip IIIb, 15'i Tip IV idi. Olgular›n 104'üne anterior preperitoneal mesh, 84'üne Lichtenstein mesh takviyesi yap›ld›. Olgular›n yafl ortalamas› 50.38 ± 1.16 (18-85) idi. Olgular en az 3, en çok 15 ay takip edildiler (ort 8.40 ± 0.27 ay). Erken dönem komplikasyon ve nüks oranlar› APM yap›lanlarda s›ras›yla 22/104 (%21.15) ve 1/104 (%0.9) iken, Lichtenstein yap›lanlarda s›ras›yla 12/84 (%14.28) ve 2/84 (%2.3) idi. Bafll›ca komplikasyonlar yara yeri enfeksiyonu ve hematom idi. Her iki teknik operasyon süresi, vizüel analog skorlar›, hastanede kal›fl süresi, normal günlük aktiviteye dönüfl zaman›, erken dönem komplikasyon ve nüks aç›s›ndan karfl›laflt›r›ld›¤›nda, postoperatif 7. günde Lichtenstein yap›lan olgular›n VAS'lar› APM yap›lanlara göre anlaml› olarak daha az bulunurken (p=0.01), APM yap›lanlar›n normal günlük aktiviteye dönüfl zamanlar›n›n anlaml› olarak daha k›sa oldu¤u (p=0.001) saptand›. Erken dönem komplikasyon ve nüks oranlar› iki grupta da benzer flekilde bulundu. Sonuç: Anterior preperitoneal mesh takviyesi, inguinal herni tamirinde en s›k kullan›lan yöntem olan Lichtensten mesh takviyesi ile postoperatif a¤r›, hastanede kal›fl süresi, erken dönem komplikasyon ve nüks oranlar› aç›s›ndan benzer sonuçlar vermesi yan› s›ra, normal günlük aktiviteye dönüfl zaman›n›n daha k›sa olmas› avantaj›na sahip, alternatif olarak kullan›labilecek kolay uygulan›r, etkili ve güvenli bir yöntemdir.

A Rare Complication of Incisional Hernia Repair: Gastric Obstruction Due to Mesh Migration on Gastroenterostomy Line

Özet Fıtık tamiri genel cerrahide en fazla yapılan ameliyatlardan birisidir. Protez kullanılarak yapılacak gerginliği azaltıcı tamirlerin etkinliği konusunda bir fikir birliği oluştu. Bugün, inguinal fıtıkların %60'ında flat mesh, insizyonel fıtıkların %90'ında prosthetic mesh kullanıldığı sanılmaktadır. Bununla birlikte, mesh kullanımı enfeksiyon, seroma, fistül, barsak fistülü, yapışıklık, barsak tıkanmaları ve diğer nadir görülen komplikasyonlara yol açabilir. Mesh migrasyonu tehlikeli ve nadir bir komplikasyondur. Burada, insizyonel herni nedeniyle onlay olarak uygulanan polipropilen meshin intraperitoneal olarak migrasyonu ve mide duvarına yapıştığı nadir bir vaka sunulmuştur. Abstract Hernia repair is one of the most common elective procedures in general surgery. Agreement has been achieved that tension-free hernia repair using prostheses reducesrecurrence rates significantly. Approximately 60% of prosthetic repairs of the inguinal flor are believed to use a flat mesh of some type, and 90% of incisional and ventral herniarepairs incorporate the use of a synthetic prosthesis. However, the use of prosthetic mesh for hernia repair can cause serious complicationssuch as infection, seroma formation, fistulae formation, adhesion, biomaterial-related intestinal obstructions, and other miscellaneous complications. Mesh migration is dangerous and rare complication after hernia repair. Hereby, reporting a rare case of intra-peritoneal migration of polypropylene mesh and its adhesion to stomach wall following onlay mesh repair of incisional hernia.

Complications of the Inguinal Hernia Repair in Children: Evaluation of the 8265 Patients

DergiPark (Istanbul University), 2012

İnguinal herni onarımı çocuk cerrahisi pratiğinde en sık yapılan cerrahi girişim olmasına karşı herni onarımına bağlı komplikasyonlarla ilgili oldukça az yayın vardır. Çalışmamızda inguinal herni onarımı nedeni ile belirlediğimiz operatif komplikasyonlar değerlendirilerek, nedenlerinin irdelenmesi amaçlandı. Yöntem ve Gereç: 2000-2009 yılları arasında kliniğimizde inguinal herni tanısı ile opere edilen 8265 olgu hastane kayıtlarından geriye doğru değerlendirmeye alındı. Bulgular: 8265 olguda 9125 inguinal herni onarımı yapıldı. Olguların 6517'i (%78.8) erkek 1748'i (%21.2) kız idi. Operasyon yaşı 5 gün ile 20 yaş arasında idi. 125 olguda (%1.5) operatif komplikasyon ile karşılaşıldı. Operatif komplikasyon olduğu saptanan olgularımızın yaş ortalaması 2 yaş idi ve %30'unun bir yaşın altında olduğu görüldü. 55 olguda (%0.66) yara yeri enfeksiyonu belirlendi. 37 olguda (%0.44) herni nüksü saptandı. 5 olguda (% 0.07) reoperasyon gereken iatrojenik inmemiş testis gelişti. 67 olgu karşı tarafta gelişen herni nedeni ile opere edildi (%0.9). Sonuçlar: Serimizde literatürle karşılaştırıldığında komplikasyon oranının çok az olduğu görülmektedir. Diseksiyon sırasında fıtık kesesi kaçan olgularda Zigg prosedürü ile yapılan onarım nüks oranının düşük olmasının nedenidir. Kliniğimizde operasyon için bekleme süresinin olmaması, inkarsere olguların ve buna bağlı olarak komplikasyonların az görülmesini sağlamaktadır.

Doppler Ultrasonographic Comparison of Effects of Posterior Wall Darn, Lichtenstein, Plugmesh Repair on Testicular Artery Flow Rate in Inguinal Hernia Repair

Amaç: Çalışmanın amacı kasık fıtığının cerrahi tedavisinin testiküler kan akımı üzerine olan etkileri skrotal Doppler ultrasonografiyle (USG) araştırmaktır. Yöntem: Nyhus sınıflandırılmasına göre Tip 2-3'deki 30 olguyu 10'ar kişiden oluşan gruplara ayrılmıştır; Grup I Ağ örme takviye Grup II Lichtenstein onarımı Grup III Plug Mesh onarımı Bulgular: Kasık fıtığı cerrahi tedavisinde kullanılan ağ örme takviye, Lichtenstein ve plug mesh tedavi yöntemlerinin skrotal Doppler ultrasonografiyle elde edilen sonuçlarının, testiküler kan akımına olan etkileri değerlendirilmiştir. Gruplar arasında testiküler direnç indeksi ve Doppler ultrasonografiyle değerlendirilen testiküler kan akımında anlamlı fark bulunamamıştır. Sonuç: Bu çalışmada, kasık fıtığı cerrahisinde kullanılan sentetik mesh tekniğinin, testiküler kan akımına olumsuz bir etkisinin olmadığı saptanmıştır.

Comparison the Anatomical Success of Fascia Versus Cartilage Graft in Myringoplasty Cases with Contralateral Perforation

Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Dergisi, 2020

Timpanik membran perforasyonu; orta kulak enfeksiyonu, travma veya iyatrojenik nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan önemli bir durumdur. Perforasyon birlikteliğinde azalan timpanik membran yüzey alanı, orta kulağa geçen ses basıncı dolayısıyla işitme üzerinde olumsuz bir etkiye sahiptir. 1 Miringoplasti, sağlam ve hareketli kemikçik zincire sahip vakalarda, timpanik membrandaki perforasyonun genellikle otojen greft materyalleri kullanılarak kapatılmasıdır. Greft materyali olarak temporal fasiya, tragal-conchal kartilaj, perikondrium, otolog yağ greftleri, ven, dura mater veya fasiya lata kullanılabilmektedir. 1 Perforasyonun sebebi, büyüklüğü, yeri, cerrahın deneyimi, uygulanan cerrahi yöntem, orta kulak havalanmasının durumu, yaş, alışkanlıklar ve karşı kulağın hastalıklı olup olmadığının greft başarısını değişik derecelerde etkileyebileceği bildirilmektedir. 2-4 Bu faktörler içerisinde postoperatif greft başarısını etkileyen