Okul Öncesi̇ Dönemde Sosyal Yetki̇nli̇ğe Gi̇den Yolda Önemli̇ Bi̇r Adim: Duygulari Anlama (original) (raw)

Okul Öncesi Dönem Çocukların Sosyal Davranışlarına Yönelik Beklentilerin İncelenmesi: Başarı İçin Önemli Olan Sosyal Beceriler

2016

The purpose of this research is to investigate the expectations of teachers and mothers regarding the social skills that they consider critical for the success of 60-72 months old children. Personal Information Form and the Social Skills Rating System (SSRS / 3-5 years) Teachers and Parents Form were used to collect data. SSRS was filled by mothers (n=782) and teachers (n=78) of 60-72 months old children. The results of the research indicated that while more than 50% of the teachers evaluated the twelve skills as ''critical'', mothers evaluated the fifteen skills as ''critical''. While the most important skill for the children according to the mothers was "Communicates problems to you ", the teachers evaluated the skill "Controls temper in conflict situation with peers" as the most important.

Okul Öncesi Dönem Çocukların Başarısı İçin Çok Önemli Görülen Sosyal Becerilere İlişkin Beklentilerin İncelenmesi

Abstract: The purpose of this research is to investigate the expectations of teachers and mothers regarding the social skills that they consider critical for the success of 60-72 months old children. Personal Information Form and the Social Skills Rating System (SSRS / 3-5 years) Teachers and Parents Form were used to collect data. SSRS was filled by mothers (n=782) and teachers (n=78) of 60- 72 months old children. The results of the research indicated that while more than 50% of the teachers evaluated the twelve skills as ''critical'', mothers evaluated the fifteen skills as ''critical''. While the most important skill for the children according to the mothers was “Communicates problems to you ", the teachers evaluated the skill “Controls temper in conflict situation with peers” as the most important. Key Words: Social Skills Rating System (SSRS), social skill, teacher expectations, mother expectations, preschool children

Sosyal Duygusal Öğrenme Nedi̇r Neden Önemli̇di̇r (İnsan İli̇şki̇leri̇nde Beş Duygu Alani)

Sinop Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2017

Sınıf ortamı farklı özellikli öğrencilerden oluşur. Bir sınıfta genel olarak öğrencilerin yüzde sekizi kaynaştırma eğitimi almış, yüzde yirmi beşi tek ebeveynli ya da parçalanmış aileye mensuptur. Bu iki genel özellik yanında öğrenciler farklı özellikleriyle sınıfın sosyal duygusal iklimini olumsuz etkiler. Bu yazıda sosyal duygusal öğrenme (SDÖ) kavramı incelenmiştir. SDÖ'nün insan ilişkilerinde neden önemli olduğu açıklanmıştır. Duygusal zekâ araştırmalarının bir sonucu olarak ortaya çıkan SDÖ çalışmaları otuz yıla yakın bir geçmişe dayanmaktadır. Özellikle Amerika Birleşik Devletlerinde başlayan SDÖ çalışmaları gelişmiş ülkelerde yaygınlaşarak artmaktadır. SDÖ üzerine Türkiye'de yapılan çalışmalar ise son on yıldır artarak devam etmektedir. Genel olarak okul ortamlarında verilen SDÖ eğitiminin diğer kurumlarda da verilebileceği bu çalışmada tartışılmıştır. SDÖ'nün başladığı ülke olan ABD'inde Akademik, Sosyal ve Duygusal Öğrenme için İşbirliği [Collaboration of Academics for Social Emotional Learning (CASEL)] tarafından tanımlanan ve SDÖ'ye atfedilen beş duygusal durum bu yazıda irdelenmiştir. Temel olarak kendi ve başkalarının duygularının farkında olma olarak tanımlanabilecek SDÖ sadece sınıf ve okul ortamında değil iki kişinin bir arada olduğu tüm ortamlarda önemlidir.

Okul Öncesi Dönemdeki Gelişimsel Yetersizliği Olan Öğrencilerin Sosyal Beceri Düzeyleri Okula Uyumlarını Yordar mı

2018

Okul yillarinin ilk donemlerindeki okula uyum farkli gerekcelerle bilimsel calismalara konu olmaktadir. Cocuklarin ilerleyen yillardaki okul basarisinin bazi bolumlerini yordamasi nedeniyle okula uyumun arastirmalarin odagi haline gelmis oldugu ifade edilmistir. Okula uyumu etkileyen bircok faktor olmakla birlikte bunlarin cocuk, aile ve okul ya da programla iliskili faktorler olarak siniflandigi gorulmektedir. Bu calismada gelisimsel yetersizligi olan ogrencilerin cocukla ilgili faktorler arasinda sayilan sosyal beceri duzeylerinin okula uyumlari ile olan iliskisi incelenmistir. Bu amacla 13’u (%16) kiz ve 66’si (%84) erkek toplam 79 ogrenciden veriler elde edilmistir. Ogrencilerin yaslari 48 ay ile 72 ay arasinda degismekte olup ortalamasi 64 ay ve standart sapmasi 9 aydir. Calismada ogrencilerin sosyal beceri duzeylerini belirlemek amaciyla Sosyal Becerileri Degerlendirme Olceginden, okula uyumlarini degerlendirmek amaciyla da Okula Uyum Ogretmen Derecelendirme Olcegi-Kisa Formun...

Sosyal Bi̇li̇mleri̇n Ruhu: İleti̇şi̇m Di̇si̇pli̇ni̇ni̇n Kavramsal Sinirlari Üzeri̇ne Bi̇r Değerlendi̇rme

DergiPark (Istanbul University), 2022

Etkileşim ve iletişim kavramları insan hayatının merkezinde olan iki kavramdır. Bu çalışma, iletişim öncesi, iletişim sırasında ve iletişim sonrası kavramlarının anlamlarını netleştirmeye çalışmaktadır. Bunun için öncelikle etkileşim, iletişim ve medya kavramları açıklanmış, daha sonra aralarındaki farklar ve ilişkiler gösterilmeye çalışılmıştır. Ardından, çalışmada dikkatlerin çekilmeye çalışıldığı bir diğer kavram, iletişim disiplininin merkezinde duran ancak Türkiye'deki bilimsel çalışmalar içinde bir hayli az yer iştigal eden 'niyet' (intentionality) kavramıdır. Yabancı literatürde gerek yapay zeka gerekse iletişim alanında önemi fark edilen ve birçok çalışmada ele alınan niyet kavramının, bu bahisle, iletişim disiplini açısından önemine dikkatlerin çekilmesi ve literatürümüzdeki yerinin genişletilmesi amacı taşınmaktadır. Çalışma literatür taramasına dayalı olarak gerçekleştirilmiş ve bu alanda Türkçe'ye çevrilmemiş kaynaklar literatüre kazandırılmak istenmiştir. Çalışmanın kuramsal dayanağını, Bratman'in 'pratik akıl yürütmede niyetin rolleri' modeli teşkil etmektedir. Çalışmanın son kısmı, bir giriş cümlesi niteliğinde siyasal iletişim alanına model perspektifinden bakmaktadır. Kendi içinde karmaşık bir yapıya işaret eden niyet kavramı, siyasal aktörlerin niyetleri kapsamında ele alındığında daha karmaşık hale gelmektedir. Bu çalışma kuşkusuz, tam bir açıklamadan ziyade insan varlığının ilişki içinde olduğu her durumda var olan niyet kavramına dikkatleri çekip, bu alanda yapılacak çalışmalara duyulan ihtiyacı göstermek istemektedir.

Okul Öncesi̇ Öğretmenleri̇ni̇n Mesai̇ Zamanlarinda Yaşadiklari Duygu Durumlarinin Beli̇rlenmesi̇

Journal of International Social Research, 2018

Duygular hem günlük hayatta hem de örgütte bireylerin davranışlarını etkilemektedir. Çoğu zaman okul yöneticileri yoğun olarak duygusal emek sarf eden öğretmenlerin duyguları ile ilgilenmemektedir. Bu ise tükenmişlik, kaygı ve iş tatminsizliği gibi olumsuz sonuçlara yol açabilmektedir. Ortaya çıkabilecek olumsuz sonuçları engelleyebilmek ve çözüm sunabilmek için öncelikle öğretmenlerin çalıştıkları süreç boyunca yaşadıkları duygu durumlarına bakılması gerekmektedir. Dolayısıyla bu araştırmanın amacı; okul öncesi öğretmenlerin mesai zamanlarında yaşadıkları duygu durumlarının belirlenmesidir. Çalışmaya öğretmenlik mesleğini isteyerek seçtiğini ve işinden memnun olduğunu söyleyen 49 kadın okul öncesi öğretmeni katılmıştır. Betimsel yöntemin kullanıldığı araştırmada veriler; araştırmacılar tarafından Weiss ve Cropanzano'nun (1996) ortaya attığı duygu kategorileri ve türlerini göz önünde bulundurularak hazırlanan Duygu Durum Çizelgesi aracılığı ile toplanmıştır. Öğretmenler; 9 mesai günü boyunca mesai başlangıcı, ortası ve sonunda çizelgeyi doldurmuşlardır. Yapılan frekans analizi sonucunda; okul öncesi öğretmenlerinin çalışma başı ve ortasında en çok yüksek olumlu duygular hissederlerken, çalışma sonunda bu duygularının azalmaya başladığı ve düşük olumlu duyguların daha çok hissedildiği saptanmıştır. Yüksek olumsuz duygular; mesai süresince en az yaşanan duygular olarak bulunmuştur. Yüksek olumsuz duygulardan gerginlik ve stres, çalışmanın ortasına doğru artarken sonuna doğru azalmıştır. Düşük olumsuz duygular arasında yer alan yorgunluk duygusunun ve düşük olumlu duygular arasında yer alan rahatlamışlık duygusunun mesai boyunca sürekli olarak arttığı, yüksek olumlu duygulara bakıldığında ise öğretmenlerin mesainin başından sonuna doğru daha az neşeli ve mutlu hissettikleri görülmüştür. Okul öncesi öğretmenlerin duygu durum düzenlemeleri için yöneticiler tarafından öğretmenlere çeşitli duygu durum düzenleme faaliyetlerine katılım imkânı sunulması ve okulda öğretmenlerin danışabileceği uzmanların bulundurulması önerilmektedir.

Sınıfın Sosyal Çevresini Algılama Ölçeği: İki Ayrı Örneklemde Geçerlik ve Güvenirliğin Sınanması

2014

The teachers as secondary attachment figures and socialization agents are important in children’s and adolescents’s social cognitive development. Therefore, teachers’ attitutes in classes can shape the social environment of classrooms and can be predictors for outcome behaviors. Ryan and Patrick (2001) suggested four dimensions which can be suitable for developmental needs of adolescents in a classroom: perceived teacher support, promoting interaction, promoting mutual respect and promoting performance goals. The main aim of this study was to test the reliability and validity of Students’ Perceptions of the Classroom Environment Scale which included these four dimensions in two independent samples (North Cyprus and Turkey). A total of 544 (284 females, 259 males) students were recruited from North Cyprus. Turkey sample included 509 (270 females, 239 males) adolescents. Exploratory and Confirmatory Factor Analyses indicated that scale had four dimensions in both samples. All items lo...