UYGUR SİVİL BELGELERİ IŞIĞINDA ESKİ UYGURLARDA ÜZÜM YETİŞTİRİCİLİĞİ [Araştırma Makalesi-Research Article (original) (raw)
Related papers
ESKİ UYGUR TÜRKÇESİNDE İSİM CÜMLELERİ
Türkçede yüklemlerine göre cümleler yüklemin bir çekimli fiil veya isimden oluşmasına göre fiil cümleleri ve isim cümleleri olarak iki grupta incelenir. Genel olarak Türkiye Türkçesinin sözdizimi kaynaklarında isim cümleleri yüklemi isim veya isim soylu bir sözcükten oluşan cümle türü olarak tanımlanmıştır. Türkiye Türkçesinde isim cümleleri ek-fiil yardımıyla veya ek-fiilin düşürülmesiyle kurulmuştur. Türkçenin tarihi devirlerinde ise isim cümleleri kuruluş bakımından daha zengin bir görünüm arz eder. Özellikle Eski Uygur Türkçesinde isim cümleleri kuruluş bakımından kendine has bir çeşitliliğe sahiptir. Bu çalışmada Eski Uygur Türkçesinde isim cümleleri, bu dönem eserlerindeki örnekleri ışığında tasnif edilerek, kuruluşları bakımından sınıflandırılacak, ayrıca olumsuz isim cümlelerine ve metinlerde sıkça karşılaşılan devrik yapıdaki isim cümlelerine de yer verilecektir.
ESKİ UYGUR TÜRKÇESİNDE SEBEP BİLDİREN TILTAG VE UGUR SÖZLERİ HAKKINDA
ESKİ UYGUR TÜRKÇESİNDE SEBEP BİLDİREN TILTAG VE UGUR SÖZLERİ HAKKINDA, 2020
Öz: Eski Uygur Türkçesi metinlerinde tıltag "sebep, neden" anlamında ugur sözü de "zaman, fırsat, tesadüf, vesile, vasıta, sebep, konu" anlamlarıyla kullanılmıştır. Bazı kaynaklarda isim kökenli edatlar olarak kabul edilen tıltag ve ugur sözleri dönem metinlerinde ek almadan kullanıldıkları gibi isim çekim ekleriyle de sık kullanılmıştır. Bu çalışmada tıltag ve ugur sözlerinin, dönem metinlerdeki kullanımlarına yer verilecek, bu sözlerin yalın ve isim çekim ekli kullanımlarında kendi anlamlarını korudukları, ancak tıltagınta ve ugrınta şekillerinin edat işleviyle kullanıldığı için edat kategorisinde ele alınabileceği üzerinde durulacaktır. Ayrıca bu yapıda ve benzer işlevde olan, tıltag ve ugur sözleriyle de çoğu zaman aynı cümlelerde yer alan tüşinte, küçinte "sayesinde" sözlerine, yine "sebebiyle,-den dolayı" anlamlı fiil kökenli bir edat olan ötgürü/ötkürü edatına kısaca yer verilecektir. Anahtar Sözcükler: Eski Uygur Türkçesi, edatlar, ogur, tıltag, ugrınta, tıltagınta, tüşinte, küçinte, ötgürü. On Tıltag and Ugur Terms Defining Cause and Reason in Old Uighur Turkic Language Abstract: In Old Uighur Turkic Language texts, the word tıltag refers to the cause, reason and ugur refers to time, opportunity, coincidence, vessel, reason and subject. In some of the resources, tıltag and ugur are considered to be the noun-rooted prepositions, but can also be used without suffixes and can be often used as inflectional suffixes in that period's texts. In this study The aim is to analyse the usage of both words tıltag and ugur in the contexts of that period, these words keep their meanings despite being used as nominative and with inflectional suffixes, however, if these words are used as prepositions such as tılgatınta and ugrınta, they can be considered as prepositions. Again in this context in the same category tüşinte and küçinte "thanks to" which are most of the time used with the words tıltag and ugur in the same sentence and also ötgürü ötkürü prepositions that mean because of and due to is going to be dealt with in the study. Eski Uygur Türkçesi metinlerinde isim kökenli veya fiil kökenli pek çok edat kullanılmıştır. Bu edatlardan bazıları kaynaklarda gerçek edatlar başlığı altında verilen, dönem metinlerinde başka bir fonksiyonla görülmeyen sözler, bazıları da dönem metinlerinde hem kendi sözlük anlamlarıyla yalın ve çeşitli eklerle birlikte kullanılan hem de bazı eklerle birlikte kalıplaşarak kendi anlamından uzaklaşıp edat gibi kullanılan sözlerdir. Edatlarla ilgili yapılan çalışmalarda edatların isim ve fiillerden farklı olarak dilde ek almadan kullanıldıkları, kullanım sahasına işletme eki almadan çıktıkları, bünyelerinde görülen bazı isim işletme eklerinin kalıplaşmış, canlılığını yitirmiş olduğu, görevli kelimeler oldukları için de anlamları olsa bile anlamlarından *
UYGUR ATASÖZLERİNDE SÖZCÜK ÖBEKLERİNİN KULLANIMI
Araştırma Makalesi, 2021
Atasözleri bir milletin binlerce yıllık tecrübelerin sonucunda ortaya çıkmış söz varlığıdır. Bu söz varlıklarında ataların yaşadıkları olaylar karşısında derin düşünce ve duygularını görmek mümkündür. Bu yönüyle önemli kültürel hazineler olan atasözleri, binlerce yıl öncesindeki sözlü dilin yazıya geçirilmesi ile eşsiz dil varlığı hazinesi olarak varlığını sürdürmektedir. Aynı zamanda atasözleri, yabancı unsurlardan da en az etkilenen ve günümüze kadar değişmeden gelen hazinelerdir. Atasözleri sözlü edebiyatın önemli kaynakları olmakla birlikte semantik, sentaktik ve morfo-sentaktik açıdan incelenme imkânı veren önemli dil bilgisi kaynaklarıdır. Çok geniş bir coğrafyaya yayılmış ve uzun bir geçmişe sahip olan Türk dili, bugün çağdaş Türk lehçeleri ile varlığını sürdürmektedir. Uygur Türkleri ve Yeni Uygur Türkçesi bu coğrafyanın güney doğusunda Türklük tarihinin önemli merkezinde yer almaktadır. Bu nedenle Türk dilinin önemli kollarından birisi olan Uygur Türkçesinin atasözleri ve bu atasözlerindeki sözcük öbekleri inceleme konusu olarak seçildi. İki veya daha fazla sözcüğün birleşmesiyle oluşan sözcük öbekleri, Türk dilinin grameri üzerine yapılan çalışmalarda söz dizimi konusu içerisinde değerlendirilmektedir. Uygur atasözlerinde sözcük öbeklerinin kullanım şekillerinin incelendiği bu çalışmada öncelikle sözcük öbekleri gruplandırılacak, sonrasında her bir grupla ilgili örnek atasözleri gösterilecektir.
BUDİST UYGURLARDA İÇECEK KÜLTÜRÜNE DAİR: ESKİ UYGURCA BİR CÜMLE ÜZERİNE DİLBİLİMSEL BİR YAKLAŞIM
Türk Kültürü, 2022
2012 yılında Çin Kültürel Miras Akademisi’nde saklanan xj.006-0662.6 numaralı tek varaklık yazma Tieshan ve Zieme tarafından neşredilmiştir. Bu yazma, şimdiye kadar tanıklanamayan veya doğrulanamayan, kimi kavramlara sahip bazı kelimeleri içeren bir tür terminoloji listesini ihtiva etmektedir. Yazmanın neşrini yapan araştırmacılar, metnin transliterasyon ve transkripsiyonunu yaparken, aynı zamanda, listeyi tematik olarak değerlendirmiştir. Buna göre yazma; koruyucular, savaşçılar, sular, zihinler, insanları yıkama, kokular, giysiler, yükseklik ve büyüklük, yiyecekler, içecekler, çelenkler, binalar, konutlar, hazinedarlar, soylular, vergi mükellefleri ve Budist terimler hakkındaki sözcüklere ayrılmıştır. Yazmanın 16. ve 17. satırlarına karşılık gelen ve içecekler kısmında yer alan ifade, yazmanın neşrini yapanlar tarafından ičgülär alımlalıg ičgüsi bo čampaklıg šäkärlig üzümlüg tıtlıg nomlug tatıg tatıg şeklinde okunmuş ve “Drinks. Apple drink. Taste of campaka, sugar, grape, ?, nom” şeklinde aktarılmıştır. Bu yazıda, söz konusu cümle yeniden okunarak Türkçenin dil özellikleri ışığında yeniden değerlendirilecek ve anlamlandırılacaktır. Böylelikle ifadenin “elma suyu” ve diğer içecekler bağlamında kültürel zemini belirlenmeye çalışılacaktır.
UYGUR SİVİL BELGELERİNİN MOĞOL TARİHİ ARAŞTIRMALARINDAKİ ÖNEMİ
Türkbilig
Öz: 8-14. Yüzyıllar arasında yazıldıkları bilinen Uygur Sivil belgeleri, her ne kadar üzerlerinde net tarihler belirtilmese de Büyük Moğol İmparatorluğunun ilk yılları ile Yüan Hanedanı ve Çağatay Hanlığı ile doğrudan bağlantılı olduklarını gösteren ifadeler barındırırlar. Ne var ki bu belgeler ile ilgili yapılan çalışmaların Uygurların sosyo-ekonomik ve kültürel yapıları üzerine odaklanmaları nedeniyle çevresel unsurlar göz ardı edilmiştir. Biliyoruz ki, bu belgeler çevresel unsurlar arasında kalamayacak kadar siyasi tarihin merkezinde olan Moğolların Doğu Türkistan hâkimiyetine dair önemli bilgiler içermektedirler. Bölgenin ekonomik faaliyetleri, insanların birbirleri ile ve devletle olan resmi ilişkileri, idari yapının işleyiş tarzı ve toplumsal tansiyona dair çok sayıda bilgi sunan Uygur sivil belgelerinin bu yönü ile incelenmesi, kaynak yetersizliği olan Moğolların Türkistan hakimiyeti ile ilgili yapılacak yeni çalışmalara katkı sağlayacağına inanıyoruz. Anahtar Kelimeler: Uygur sivil belgeleri, Moğollar, Doğu Türkistan, vergi. The Importance of Uighur Civil Documents in Mongol History Researches Abstract: The Uighur civil documents, known to have been written between 8-14. centuries, contain statements showing that they were directly related to the first years of the Great Empire of the Mongols and the Yüan Dynasty and the Chagatai Khanate, although no clear dates were indicated on them. However, environmental factors have been neglected because the studies on these documents focus on the socioeconomic and cultural structures of the Uighurs. We know that these documents contain important information about the East Turkestan domination of the Mongols, which are at the center of political history that cannot be included among the environmental factors. We believe that the Uighur civil documents, which provide a lot of information about the economic activities of the region, the official relations of people with each other and the state, the way the administrative structure works and the social tension, will contribute to the new studies on the Turkistan domination of the Mongols who lack resources.
UYDU VERİLERİ KULLANILARAK MEŞCERE BOYU BELİRLENMESİNE YÖNELİK YENİ BİR YAKLAŞIM
Bilindiği gibi uydu kaynaklı uzaktan algılama teknolojileri sürekli olarak ilerleme kaydetmekte, her geçen yıl daha gelişmiş görüntüleme düzeneklerine sahip uydular yörüngelerine oturtulmaktadır. Uydu kaynaklı uzaktan algılama sistemlerinin en büyük avantajı, hava platformlarına kıyasla çok daha yüksek irtifadan global ölçekte, süratli ve periyodik veri sağlayabilmeleridir. Bu veriler kullanılarak üç boyutlu (3B) global yüzey modelleri üretilmektedir. Bu modellerin son örneği ASTER görüntü çiftlerinden stereoskopi tekniği ile elde edilen dijital yüzey modellerinin mozaiklenmesi sonucunda yaratılan global yüzey modelidir (GDEM). ASTER GDEM’in üretimi 2009 yılı ilk çeyreğinde 30m grid aralıklı olarak tamamlanmış ve kullanıcılara sunulmuş, 2011 yılında ise güncellenerek ikinci versiyonu hizmete girmiştir. Uzaktan algılama teknolojilerinin tümünden elde edilen ilk 3B yeryüzü modelleri, çıplak topografyanın yanı sıra bina, bitki örtüsü, orman vb. gibi tüm yerüstü objeleri içeren dijital yüzey modelleridir. Bu çalışmanın ana hedefi, uydu verilerinden üretilen dijital yüzey modellerinden yalnızca çıplak yeryüzü topografyasını yansıtan dijital yükseklik modellerinin çıkartılması ile fark yükseklik modellerinin üretilmesi ve meşcere boyu belirlenmesindeki performansını ortaya koymaktır. Bu amaçla, Bartın ilinde yaklaşık 2000 ha ormanlık alanda, 41 deneme alanında (20m×20m) ağaç boyları ölçülmüş ve meşcere orta boyları hesaplanmıştır. Çalışma sonucunda, fark yükseklik modeli üretilmiş ve test noktalarında elde edilen ortalama meşcere boyu ile fark yükseklik modeli kıyaslanarak ASTER GDEM’den elde edilen meşcere boyu standart sapması ±14.23 m olarak hesaplanmıştır. ASTER GDEM’in meşcere orta boylarının hesaplanmasında, birkaç deneme alanında arazi ile çok uyumlu sonuçlar vermesine rağmen, çalışmanın geneli değerlendirildiğinde yeterli düzeyde olmadığı tespit edilmiştir.
ESKİ UYGURCA ÇEVİRİ METİNLERİ IŞIĞINDA ORHUN YAZITLARININ SÖZ VARLIĞINA KATKILAR (I)
Bu makalede " idi oksuz " ve " bulun " kelimeleri incelenecektir. İlk kelimenin kökeni ve anlamı uzun yıllar çalışılmıştır ancak ikinci kelimenin kökeni konusunda neredeyse hiçbir fikre sahip değiliz. İlk olarak, Tonyukuk ve Bilge Kağan Yazıtları'nda sadece iki kez aynı durumu anlatmak için geçen " idi oksuz " kelimesinin oluşumunda yokluk belirten vurgulu yapının olduğu ve bunu doğrulayacak şekilde Çinceden eski Uygurcaya çevrilen çalışmalarda benzer kelimelerin bulunduğu açıklanacaktır. Daha sonra, " ok " kelimesinin esas anlamı-" idi oksuz " yapısının kök kelimesi – tarihsel çalışmalar, belgeler ve Türk dillerinden örnekler temelinde açıklanmaktadır. Son olarak, eski tarihsel çalışmalarla bağlantılı yorumlar esasında " idi oksuz " kelimesinin geçtiği iki yazıtta amacı ve anlamı açıklanacaktır. Bu makalede incelenen ikinci kelime ile ilgili çeşitli okumalar, ve bugüne kadar yürütülmüş çalışmalar konusunda kısa bir girişten sonra en eski tarihsel kaynaklarda, hatta dinî çalışmalarda geçtiği yerlerde kelimenin (savaş tutsağı anlamında) kaynağı araştırılarak kelimenin gerçek anlamı konusunda daha anlaşılır bir görüş geliştirme yönünde çalışma yürütülecektir.
ESKİ UYGUR METİNLERİNDE ÜNVANLAR
X. ULUSLARARASI TÜRKOLOJİ KONGRESİ (Modern Türkoloji: Temel Paradigmalar ve Disiplinlerarasılık) / 17-20 Ekim 2023 Türkistan-KAZAKİSTAN BİLDİRİ KİTABI , 2023
Ünvanların araştırılması Eski Türkçenin söz varlığının öğrenilmesinin yanı sıra Eski Türklerin yaşantısı, sosyokültürel yaşamına dair de bilgiler verir. Eski Türkçe metinlerde ünvanlar yaygın olarak geçer. Özellikle Göktürk harfli yazıtlarda çok sayıda idari ve askerî ünvan kullanılmıştır. Eski Uygur metinleri içerik olarak diğer Eski Türkçe metinlerden farklı olsalar da onlarda da ünvanlara rastlamaktayız. Bu ünvanların bir kısmı Orhon-Yenisey yazıtlarındaki ile aynıdır, bazıları ise anlam açısından farklılık arz eder. Eski Uygur metinlerinde Orhon-Yenisey yazıtlarında geçmeyen ünvanlara da rastlamaktayız. Eski Uygur metinlerindeki askerî ve idari ünvanlar şunlardır: Askerî ünvanlar: buyruk/buryuk ‘komutan, askerî birliğin başı’, ınanç/ınançu ‘inanılan, güvenilen komutan’, çavış ‘askerî ünvan’, sü başı ‘kumandan’. Bu askerî ünvanların hepsinin Türkçe kökenli olması dikkat çeker. İdari ünvanlar: başçı ‘başkan, önder’, beg ‘bey’, ilig ‘hükümdar’, ilçi ‘elçi’, kan/han ‘han, hükümdar’, katun/hatun ‘hükümdarın karısı, kraliçe’, tigin ‘prens, şehzade’, kunçuy ‘prenses’, tarkan ‘vezir, bakan’, tutuk ‘vali, reis’, yavğu ‘vali, hükümdar’, yarğan ‘mahkemede çalışanların ünvanı’, raça ‘raca’, maharanç ‘büyük raca’, vs. Eski Uygur metinlerinde idari ünvanlar askerî ünvanlardan daha fazladır. Eski Uygur metinlerindeki Türkçe kökenli ünvanlar OrhonYenisey yazıtlarındaki ile neredeyse aynıdır. Research on the titles gives information about not only Old Turkic lexicon, but also the lifestyle and socio-cultural life of Old Turks. Titles and ranks are common in Old Turkic texts. Especially in the inscriptions of Kokturk alphabet, a lot of administrative titles and military ranks have been used. Although Old Uyghur texts are different than the other Old Turkic texts for their content, titles and ranks have also been registered in them. While some of these titles and ranks are the same as the ones in Orkhon-Yenisey Inscriptions, the other differ in meaning. In Old Uyghur texts, we also come across with the titles and ranks that have not been registered in Orkhon-Yenisey Inscriptions. The military ranks and administrative titles in Old Uyghur texts are the following: Military ranks: buyruk/buryuk ‘commander, leader of the military troop’, ınanç/ınançu ‘trusted commander’, çavış ‘military rank’, sü başı ‘commander’. The fact that all of these military ranks are of Turkic origin draws attention. Administrative titles: başçı ‘leader’, beg, ilig ‘ruler of the state’, ilçi ‘ambassador’, kan/han ‘ruler’, katun/hatun ‘wife of the ruler of the state, queen’, tigin ‘prince’, kunçuy ‘princess’ (of Chinese origin), tarkan ‘minister’, tutuk ‘governor, chairman’, yavğu ‘governor, ruler’, yarğan ‘a title of people working in court’, raça ‘raja’, maharanç ‘great raja’, etc. In Old Uyghur texts, the number of administrative titles is greater than the number of military ranks.The titles of Turkic origin in Old Uyghur texts are nearly the same as the ones in Orkhon-Yenisey Inscriptions.
TIRGOVİŞTE (ESKİ CUMA) İLİ VE YÖRESİ AĞIZLARININ SÖZ VARLIĞI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME
TIRGOVİŞTE (ESKİ CUMA) İLİ VE YÖRESİ AĞIZLARININ SÖZ VARLIĞI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME, 2021
Ağızlar, bünyelerinde barındırdıkları çeşitli ses ve şekil özellikleriyle kullanıldıkları dildeki kelimelerin değişimini ve gelişimini göstermede belirleyici bir rol oynamaktadır. Yazı dilinde yer almayan birçok ses, şekil ve kelime ağızlarda karşımıza çıkabilmektedir. Çalışma alanımız olan Eski Cuma ili ve yöresi de köklü tarihî geçmişi, içinde barındırdığı kültürel özellikleri itibarıyla Türk dili ve kültürüyle bağlantılı pek çok özelliğin yaşatıldığı bölgelerden biridir. Çalışmamızda Eski Cuma ili ve yöresi ağızlarında yer verilen söz varlığı unsurları ortaya konmuştur. Bölgede 17 köy üzerinde derleme yapılmış, 40 metin elde edilmiş ve bu metinler üzerinde gerekli incelemeler yapılarak metinlerdeki söz varlığı unsurları tespit edilmiştir. Araştırma kapsamında bölgede kullanılan isim ve fiil türünden kelimelerin on ve üzerinde olanları çalışmaya dâhil edilmiş, bunun yanında yöre halkının kullandığı deyim, ikileme, kalıp söz ve yabancı kelime kullanımları saptanmıştır. Ayrıca, metinler üzerinden tespit edilen bu söz varlığı ögelerinin Türkiye Türkçesi ve ağızlarıyla müşterek olanları belirtilerek karşılaştırılması yapılmıştır. Bunun yanı sıra bölgeye has bir söz varlığının olduğu da görülmüş ve bununla ilgili örneklere de yer verilmiştir. Anahtar Kelimeler: Eski Cuma, Tırgovişte, Söz Varlığı, Ağızlar