II. Meşrûtiyet Dönemi Osmanlı İslamcı Basınında Salgın Hastalık Tedbirleri (original) (raw)

II. Meşrûtiyet Dönemi Osmanlı İslamcı Basınında Salgın Hastalık Tedbirleri/The Precautions against Epidemics in Ottoman Islamic Media during Second Constitution Era

İlahiyat Tetkikleri Dergisi, 2021

19. yüzyıla kadar kitlesel ölümlere sebep olan salgın hastalıkların başında, veba ve kolera gelmekteydi. Tüm dünyada olduğu gibi Osmanlı Devleti de bu hastalıklardan çeşitli dönemlerde büyük ölçüde etkilenmiştir. Osmanlı’da karantina uygulaması ve genel temizlik kurallarına uyulmasıyla hastalıkların üstesinden gelinmiş, Avrupa’daki ilaç ve tedavi çalışmaları yakından takip edilmiştir. Hem halkın hem de idarecilerin bilgilendirilmesi için son derece önem arz eden Osmanlı basını, salgın hastalıklara geniş yer vermiştir. Hastalığın kontrolü her ne kadar karantina ile sağlanmaya çalışılmışsa da karantina sürecine hadislerden hareketle dini bir meşruiyet atfedilerek sürecin daha sağlıklı bir şekilde yürütülmesi amaçlanmıştır. Dolayısıyla modern tıbbın önerileri dini kaidelerle güçlendirilmiş ve hastalıklarla maddi ve manevi unsurlarla topyekûn mücadele edilmiştir. Osmanlı’nın son dönemlerinde basında hastalık larla mücadelenin inanç kültürü kısmını oluşturan dini referans noktası hadis, dua ve rivayetlerden oluşmaktaydı. Bu çalışmamın çerçevesini dini konularla siyasi meselelerin bir arada işlendiği İslamcı süreli yayınların hastalıklarla ilgili kaleme alınan yazıları oluşturmuştur.//Plague and cholera were the primary epidemics causing huge numbers of deaths until the 19th cen-tury. Similar to the rest of the world, Ottoman Empire was also affected by these two diseases periodi- cally. Ottoman Empire could deal with them through quarantine regulations and by applying certain rules of hygiene, while also pursuing the developments of treatments and medication in Europe, at the same time. Epidemic diseases took place in Ottoman media widely, which was very important to inform the society and the governors. Even if there were attempts to control diseases through quarantine regula- tions, hadiths were also used as a religious base to support these regulations. As a result, the suggestions of modern medicine were supported by religious bases, and there were struggles against diseases finan- cially and emotionally. In the final period of Ottoman Empire, the religious bases for struggling against diseases were hadiths, praying, and narratives. This study involves the pieces of writings related to dis- eases in Islamic periodicals which covered both religious and political issues.

İkinci Dünya Savaşı Döneminde Türk Basınında Tifüs Salgını

Basın tarihi çalışmalarında gazeteler incelendiğinde, tarihe tanıklık eden sayfalarda süreç hakkında bilgi edinmenin yanı sıra, metinlerde kullanılan dil ve söylem aracılığıyla da gündelik hayata dair pek çok bilgi ve sosyal sınıflar arasındaki eşitsizlikler de okunabilmektedir. Bu çalışmada, İkinci Dünya Savaşı döneminde tifüs özelinde Türkiye'de süren salgın hastalıkların gazetelerde nasıl sunulduğuna, hastalıkla ilgili enformasyon akışının nasıl sağlandığına ve hangi düşüncelerin yansıtıldığına bakılmıştır. Çalışmanın amacı olağanüstü dönemlerde ve koşullarda basının genel tavrı üzerine okuyucuya fikir sunmaktır. Bu amaçla Cumhuriyet, Akşam, Ulus ve Tan gazetelerinde 1940-1945 yılları arasında yer alan tifüsle ilgili haberler, köşe yazıları, sağlık sütunları ve reklamlar tarihsel betimleyici analiz yöntemi ile incelenmiştir. Dönemin koşulları ile birlikte düşünüldüğünde hastalık hakkında doğru bilgiyi sunma ve salgınla mücadelede hastalığı önleyici ya da yayılımını azaltıcı önlemleri kamuya aktarma sürecinde rol oynayan basının tutumunun ve konuya yaklaşımının incelenmesi önem taşımaktadır. Bu yönüyle çalışmanın, kamu sağlığını tehdit eden bir sorun olarak salgın hastalık dönemlerinde, basının toplumu bilgilendirme rolünü değerlendirmeye ve bu çerçevede basın-toplum ilişkisini anlamaya yardımcı olacağı düşünülmektedir.

Osmanlıda Seferberlik Dönemlerinde Salgın Hastalıklara Karşı Halk Sağlığı Muhafazasına Dair Bulgular

Findings on Public Health Protection Against Epidemic Diseases During Ottoman Mobilization Periods, 2019

Ülkeler arası yaşanan savaşlar hem savaşan hem de savaşa dahil olmayan taraflar açısından siyasi, sosyal, demografik ve ekonomik sıkıntıların yaşanmasına sebep olmuştur. Böyle bir durumda ülkelerin yaşadığı sıkıntılardan biri de seferberlik durumlarında ortaya çıkan ve bir çok insanın ölümüne yol açan salgın hastalıklardır. Osmanlı Devleti de son dönemleri itibarıyla sömürgeci devletlerle savaş halinde olduğundan salgın hastalıkların yarattığı insan ölümleri ile pek çok kez karşılaşmıştır. Dolayısıyla devlet adamları uzmanlar vasıtasıyla bu gibi durumlarda oluşacak salgınlara karşı mücadele yöntemleri üzerinde çalışmalar yapmışlardır. Böylece savaş durumunda meydana gelebilecek insan ölümlerini en aza indirmeyi amaçlamışlardır. Bu bağlamda yapılan çalışmalardan biri olan Doktor Vefik Nahi’nin kaleme almış olduğu “Seferberlik Salgınlarına Karşı (1911-12)” adlı eser Osmanlı son dönemlerinde seferberlik dönemi salgınlarında yapılması gereken uygulamalardan bahsetmektedir. Eserde sıhhiye zabitanının görevleri, beden temizliğinin önemi, köy ve kasaba ordugahlarının kurulması, emraz-ı intaniye ordugahı, asker ve sivillere hizmet sunan menzil hıfzıssıhhasının oluşturulmasının önemini anlatan bölümler tespit edilmiştir. bunun dışında: sıhhiye zabitanının en büyük görevinin her türlü zorluğa karşı seferberlik salgınlarını önlemek olduğu, köy ve kasabalarda ordugahlar kurup bu merkezlerde sıhhiye zabiti bulundurulması, yine her bölgede konakçı müfrezeleri bulundurarak gerekli olan sıhhi tedbirlerin ve temizliğin yapılması, zorunlu durumlarda emraz-ı intaniye ordugahının kurulup, genel sıhhi tedbirlerin alınmasını sağlayarak insanların tedavi edilmesinin sağlanması, hıfzıssıhha menzilleri kurularak askerlerin ve sivil insanların ileri hatlara her hangi bir bulaşıcı hastalığa yakalanmadan gitmesinin sağlanması gibi hususlar ayrıntılarıyla belirtilmiştir.

II. Abdülhamid Dönemi Basın Hayatında Görsel Temsiliyet Bağlamında Basın Yayın Hareketi İncelemesi, Servet-i Fünun Mecmuası Örneği

2020

Bu calismanin kapsami, Servet-i Funun mecmuasinin 1891-1909 yillari arasinda yaptigi yayinlardir ve bu yayin organinda gerceklestirilen gorsel yeniligin basinda daha fazla yer bularak hâkim konuma gelisidir. Temel olarak da “Mesruiyet problemi yasayan devlet ve yonetim erki olarak sultanin kendisinin bu yayin organi uzerinden yaptirmayi dusundugu yayinlarin bilesenleri nelerdir?” sorusu sorulmus ve buna cevaplar verilmeye calisilmistir. II. Abdulhamid donemi basininda Servet-i Funun dergisi ayri bir yere sahiptir. Calismanin ana hipotezi olarak gorselligin kullanimi ile Servet-i Funun dergisinde Sultan II. Abdulhamid’in ve Bâbiâli’nin destegi ile kontrollu kurumsal bir propaganda calismasi oldugu ortaya konulacaktir. Tanzimat doneminde baslayan modernlesme sureci II. Abdulhamid doneminde de devam ederek geleneksel modernlesme anlayisiyla bir birliktelik arz etmektedir. Bunlardan dolayi yapilan tum gorsel yenilikler ile mesruiyet sorununa cozum aranmasi faaliyetleri devlet destekli v...

İkinci Abdülhamid Dönemi’nde Basınla İlişkiler ve Sultan’ın Son Senesinde Sırat-ı Müstakim'in İktidara Bakışı

DergiPark (Istanbul University), 2022

Günümüzde İkinci Abdülhamid Dönemi'ne dair tartışmalar güncelliğini korumaktadır. İkinci Abdülhamit iktidarı, farklı kesimlerin ortak şikâyeti olmuştur. İngiltere, Fransa, Rusya gibi güçler, Osmanlı'dan daha fazla pay almak istemişlerdir. Bunlar vasıtasıyla Osmanlı coğrafyasından pay almak isteyen Yahudileri, Ermenileri ve Rumları da unutmamak gerekir. Ayrıca Orta Doğu'daki Müslüman unsurlar da harekete geçmişlerdir. Bunlara ilaveten Osmanlı toprakları ile ilgili sorunu olan iç ve dış odakların yaptıkları faaliyetleri engellemek adına İkinci Abdülhamid'in aldığı tedbirlerden rahatsız olanlar da bulunmaktaydı. Bunların ortak özellikleri, Meşrutiyet'in yeniden ilanıyla bütün sorunların ortadan kalkacağına olan inançlarıydı. Bu nedenle temel hedef olarak öncelikle Meşrutiyet'i yeniden ilan ettirmeyi ardından da İkinci Abdülhamid'i görevden indirmeyi hedeflemişlerdir. Ancak Sultan Abdülhamid sonrası hakkında planlarının olduğu söylenemezdi. Bunlar arasında diledikleri gibi yayın yapamamaktan, sansüre uğramaktan şikâyetçi olan "Basın" da bulunmaktaydı. 1908'de yayın hayatına başlayan Sırat-ı Müstakim, muhaliflerin toplanma merkezlerinden biri olmuştur. Bu makalede basının, yönetimin üzerindeki etkisi Sırat-ı Müstakim örneği üzerinden hareketle tespit edilmeye çalışılmıştır.

I.Doğu Harekâtı’nın Türk Basınında Yankıları (Vilayât-ı Şarkiye ve Elviye-i Selâse’nin Kurtuluşu)

Rusya Ekim devriminin ardından savaştan çekilince Kafkas cephesindeki askeri ve siyasi durum Osmanlı devletinin lehine değişmiştir. İttifak devletleri ile Rusya arasında vuku bulan Brest-Litovsk Antlaşması, doğu vilayetleri ile Elviye-i Selâse’nin iadesini öngörüyordu. Fakat Rusya’nın antlaşmadan doğan sorumluluklarını yerine getirmemesi ve Ermeni çetelerinin Türk ahaliyi katletmeye devam etmesi üzerine Türk ordusu harekete geçmekte tereddüt göstermedi. Harekât Türk basını tarafından yakından takip edildi. Gazeteler askeri gelişmeleri resmi bildirilere dayanarak verirken, vilayetlerin sosyal ve iktisadi durumu ile bölgenin alacağı yeni şekil hakkında çok sayıda yazıya yer ayırmıştır.

II. Meşrutiyet Dönemi Mizah Basınında Baha Tevfik ve Eşek

Türk düşünce hayatında materyalizmin öncülerinden biri olan Bahâ Tevfik, edebiyat sahasında da mensur şiir, fıkra, hikâye gibi türlerde eser vermiş, Türk edebiyatında kimi eserler üzerine tenkit yazıları kaleme almıştır. Bahâ Tevfik, bir düşünür, bir edebiyatçı olduğu kadar, basın tarihimizde adını duyurmuş önemli bir gazeteci ve dergicidir. Yazar olarak yer aldığı dergi ve gazetelerin yanı sıra, kendisinin çıkardığı veya çıkmasına katkıda bulunduğu dergi ve gazeteler de vardır. Bahâ Tevfik’in çıkardığı gazeteler arasında, mizahî yönden Eşek gazetesi öne çıkmaktadır. Bahâ Tevfik, söz konusu gazetenin kapatılmasının ardından Kibar, Yuha, Mâlum adlı gazetelerle, aynı mizahî muhtevayı koruyarak gazeteyi çıkarmaya çalışmıştır. Bu bildiride, adı geçen gazetelerde, Bahâ Tevfik’in mizah anlayışının yanı sıra gerek karikatür ve fotoğraflarla gerekse metinlerle “eşek”i, simgesel bir boyutta ele alarak, mizah malzemesi yapması üzerinde durulacaktır. In the life of Turkish thought Bahâ Tevfik who is a pionner of materyalisme, wrote many literary works such as poesies, anecdotes, stories and also wrote some critical works about different literary works in Turkish literature. Bahâ Tevfik is a philosopher and periodical writer on the other hand he is an important journalist. In addition to taking part in periodics and journals as a writer there are also other publications that he emited or helped to emit. Among the journals which Bahâ Tevfik emitted, Eşek journal is dominant by its humoristic character. After Bahâ Tevfik’s this journal was closed he started to publish some other journals Kibar, Yuha, Malum with the same content of predecessor. In this memorial we will focus on the symbolic usage of “donkey” as a humoristic material in caricatures and photograps by the hand of Bahâ Tevfik’s humour intelligence.

II. Meşrutiyet Döneminde Siyasal Propaganda Aracı Olarak Mizahın Kullanılması: Yeniçeri Gazetesi Örneği

Turkish Studies- History, 2021

The Yeniçeri newspaper is a political humour newspaper published in 14 issues between December 2, 1911 and March 28, 1912. Cemil Hakkı, a student of the Civil Service and also a reporter and writer in many newspapers, especially Tanin, is the managing director and concessionaire of the Yeniçeri. The Yeniçeri humour newspaper, under the administration of Cemil Hakkı, who was a supporter of the Union and Progress, has begun its publishing life as an indomitable supporter of the ruling party in a period when the Freedom and Entente Party was established, the country called the 1912 elections, and at the same time, Turco-Italian War was experienced, domestic and foreign politics were extremely changeable and troubled. Although the Yeniçeri newspaper has the morphological characteristics of humour newspapers of the II. Constitutional period, it is distinguished from its peers with its completely allocating its columns to developments in domestic and foreign politics, and skilfully drawn caricatures that support the arguments it defends. During its short publication life, the Yeniçeri newspaper took aim to Freedom and Entente and made use of the power and influence of humour while making propaganda for Union and Progress. The aim of our study is not only to introduce the Yeniçeri newspaper with its morphological properties, but also to reveal the political propaganda elements in a humour newspaper that was a unique witness of its period during the II. Constitutional period when the press was an extremely effective weapon. The main source of our study is the Yeniçeri newspaper. We benefited from the works and memories regarding the period and the press life of the period as well as Tanin newspaper in order to be able to follow the current politics issues covered in the newspaper. Structured Abstract: The II. Constitutional period has almost been identified with the press. A "press explosion" was mentioned in many studies with the freedom environment that followed the declaration of the Constitutional Monarchy.