İlkokullarda Depreme Yönelik Yapılan Çalışmalarının İncelenmesi (original) (raw)
Related papers
Gaziantep Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 2020
Araştırmada ortaokul öğrencilerinin bir okul dışı öğrenme etkinliği olarak Sismolojik İzleme ve Deprem Eğitim Merkezine yaptıkları gezi sonrasında depreme yönelik tutumlarındaki etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırma, karma araştırma yöntemlerinden iç içe karma desene uygun olarak yürütülmüştür. Araştırmanın çalışma grubunda 2019-2020 eğitim-öğretim yılında Kocaeli ili İzmit ilçesindeki bir ortaokulda öğrenim gören 28 öğrenci yer almaktadır. Araştırmada deneysel işlem olarak öğrenciler Deprem Eğitim Merkezi gezisine katılmıştır. Araştırma sonucunda öğrencilerin uygulama sonrasındaki depreme yönelik tutum puanlarının uygulama öncesine göre daha yüksek olduğu, aralarındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu belirlenmiştir. Bu durum Deprem Eğitim Merkezi gezisinin öğrencilerin depreme yönelik tutumlarını geliştirmede etkili olduğunu göstermektedir. Öğrencilerin Deprem Eğitim Merkezi gezisinin ardından deprem öncesinde, sırasında ve sonrasında yapılması gerekenlere daha sık yer verdikleri görülmüştür. Öğrenciler, gezinin kendilerine katkı sağladığını belirtmiş ve depremle ilgili yapılması gerekenleri öğrendiklerini, uygulama yapma fırsatı bulduklarını ve yeni bilgiler edindiklerini ifade etmiştir.
Beden Egitimi Ve Spor Bilimleri Dergisi, 2011
Bu çalışmanın amacı spor yapan ve yapmayan ilköğretim ikinci kademe öğrencilerinin depresyon durumlarını bazı değişkenlere göre incelemektir. Araştırma grubunu Malatya il merkezi ilköğretim okullarında spor yapan (amatör sporcu, okul takımlarında oynayan vb.) 251 öğrenci ve spor yapmayan 251 öğrenci olmak üzere toplam 502 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırma verilerine Kolmogorov-Smirnov testi uygulanmış ve bu test sonucunda değişkenlerin normal dağılım göstermedikleri görülmüştür. Bu nedenle araştırmada ikili karşılaştırmalar için Mann-Whitney U ve İkiden çok karşılaştırmalar için Kruskal Wallis testi kullanılmıştır. Anlamlılık düzeyi olarak α=0,05 belirlenmiştir. Spor yapan öğrencilerin depresyon puanları (X=12.44) ile spor yapmayan öğrencilerin puanları (X=14.70) arasında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde fark olduğu bulunurken spor yapan öğrencilerin branşları ile depresyon puanları arasında anlamlı bir farklılığa rastlanmamıştır.Ayrıca spor yapan 8. sınıf öğrencileri ile spor yapmayan 8. sınıf öğrencilerin depresyon puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde fark olduğu ve spor yapıp 2001 tl-3000 tl ve 3001tl ve üzeri aile gelir durumuna sahip öğrenciler ile aynı gelir durumuna sahip spor yapmayan öğrencilerin depresyon puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde bir fark bulunmuştur, spor yapan 13 yaş ve 14 yaş ve üzeri öğrencilerin ile aynı yaşlara sahip spor yapmayan öğrencilerin depresyon puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde bir fark olduğu bulunmuştur. Araştırma bulgularına göre ilköğretim öğrencilerinin, genel olarak, depresyon puanlarının çok düşük olduğu görülmüş ve spor yapan öğrencilerin spor yapmayanlara göre depresyon puanlarının anlamlı düzeyde düşük olduğu görülmüştür. Bu sonuç dâhilinde ilköğretim öğrencilerine depresyona girmemeleri veya depresyonu atlatmak için spor yapmaları önerilmektedir.
İlköğretimde Deprem ve Depremin Zararlarından Korunma Yollarının Önemi
Doğu coğrafya dergisi, 2011
Bu araştumanın amacı, İll(ö(~retim Okulları i. Kademe Sosyal Bilgiler dersi mufredat programındaki deprem konusunu ele almaktır. Böylece öğrencilere bu yaşlarda deprem ve zararların dan korunma yolları öğretilmiş olacaktır. Ülkemiz iopraklarınııı %92'si deprem riski iaşınuıkıadır. Olke ııüfıısunun %98'i bu riskli bölgede yaşamaktadır. Depremden temelde korunma tedbirleri yeterince ııugulanmamaaadu. Bu yüzden depremler, büyük can kayıplarına, sosyal, psikolojik ve ekonomik sonınıara 1/Cden olmaktadır. Söz konusu sorunlar, etkilibir deprem eğitimi ile giderilebilir. Bu eğitimin ôzelliği, etkili öğretiın yöntemleri, etkinlikleri ve stratejilerinin uygulanmasıdır. Öğretimin ınerke zinde öğrenme ve öğrenci vardır. Uygulama ağırlıklı çalışma olması nedeniyle monografi, istatistik ve ornekleme metodlan bir arada kullanılmıştır.
Li̇se Öğrenci̇leri̇ni̇n Depresyon Düzeyleri̇ni̇n Bazi Deği̇şkenlere Göre İncelenmesi̇
Kastamonu Üniversitesi Kastamonu Eğitim Dergisi, 2007
Bu araştırmada lise öğrencilerinin cinsiyet ve sınıf değişkenleri açısından depresyon düzeyleri incelenmiştir. Araştırmanın evrenini Erzurum İl merkezindeki 8 lisede öğrenim gören toplam 5747 öğrenci oluşturmaktadır. Örneklem bu liselerden seçkisiz yöntemle seçilen 6 okulda değişik sınıflarda yine aynı yöntemle seçilen 163 erkek ve 86 kız olmak üzere 249 öğrenciden oluşmaktadır. Hatalı ve eksik işaretleme yaptıkları için 7 öğrenci araştırma dışı bırakılmıştır. Öğrencilerin depresyon düzeylerinin ölçülmesinde Beck tarafından geliştirilmiş olan Beck Depresyon Envanteri kullanılmıştır. Envanter 21 maddelik kendini değerlendirme türü bir ölçektir. Her madde depresyonla ilgili davranışsal bir özelliği belirlemektedir. Verilerin analizinde "yüzde değerleri", "k kare" testi ve t-test kullanılmıştır. Sonuçlar 242 öğrencinin 114' ünün orta ve ciddi düzeyde depresyonda olduğunu göstermiştir ve bu sayı örneklem grubunun % 47 sini oluşturmaktadır. Bir başka sonuca göre de kız ve erkek öğrenciler arasında depresyon düzeyi açısından fark bulunamamıştır. Sınıf düzeyi açısından 3. sınıftaki öğrencilerin depresyon düzeyleri 1. ve 2. sınıftakilere göre anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur.
EKEV akademi dergisi, 2023
Bu araştırmanın amacı okul öncesi öğretmenlerin depremden etkilenen çocukların okula uyum sürecine ilişkin görüşlerinin incelenmesidir. Çalışma nitel araştırma türlerinden fenomenolojik araştırma yönteminde düzenlenmiştir. Araştırmaya amaçlı örneklem yöntemi ile seçilmiş Antalya ili Serik ilçesinde Millî Eğitim Bakanlığı'na (MEB) bağlı anasınıflarında görev yapan ve 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremlerinden etkilenmiş öğrencisi bulunan 20 okul öncesi öğretmeni katılmıştır. Çalışmada veri toplama aracı olarak yarı yapılandırılmış görüşme kullanılmış ve verilerin analizi için betimsel içerik analiz yöntemi kullanılmıştır. Bulgular öğrencilerin uyum aşamasında yaşadıkları zorluklar, eğitim-öğretim faaliyetlerinde yaşadıkları zorluklar, öğrencilerin bu süreçte zorlandıkları konular, öğretmenlerin deprem konusundaki bilgi düzeylerindeki yeterlilikleri ve sınıflarında bu bilgileri kullanma durumları, depremzede velilerin bu süreçteki rolü, depremzede çocukların uyumunun oryantasyon sürecindeki uyuma göre farkları ve öğretmenlerin bu uyum sürecine yönelik kendi tecrübe ve deneyimleri temaları altında açıklanmıştır.
Pediatri Pratiğinde Çocukluk Çağı Depresyonu: Kesitsel bir çalışma
DergiPark (Istanbul University), 2021
Depresyon çocukluk yaş grubu için önemli bir hastalık olup erken tanı oldukça önem arz etmektedir. Bu çalışmamızda hastane ortamında bulunan çocuklarda depresyon düzeylerinin saptanması ve depresyonun ortaya çıkmasına neden olan süreçlerin irdelenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Kesitsel tipte çalışmamıza polikliniklere başvuran çocuk hastalar ile servislerde yatan çocuk hastalar dâhil edilmiştir. Hastalara çocuklar için depresyon ölçeği ile hastaların yaş, cinsiyet, ailenin gelir düzeyleri ve çocukların sosyal medya kullanımı gibi sosyo-demografik özelliklere ve kişisel bilgilere yönelik toplam 22 sorudan oluşan bir anket uygulandı. Bulgular: Çalışmamıza dahil olma kriterlerini karşılayan 72 katılımcı alındı. Bu katılımcıların 38'i kız (%52,8), 34 tanesi erkek (%47,2) idi. Hastalarda çocuklar için depresyon ölçeği puanları açısından bakıldığında, depresyon ölçeği puan ortalaması 10,39 ± 5,99 (2-30) idi. Çalışmamızda 72 hastanın 7 (%9,7) tanesinde depresyon ölçeği puanları yüksek olarak bulundu. Hastaların depresyon ölçeği puanları ile yaş arasında anlamlı ilişki mevcuttu. (p=0,033). Ayrıca çocuklarda sigara içme durumu ile depresyon puanları ve uyku süresi ile depresyon puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptandı. Sigara içmenin varlığı ile depresyon puanları artmaktaydı. Sonuç: Çocuk hastanelerine başvuran veya hastanede yatmakta olan çocuk hastaların depresyon açısından taranması erken tanı ve dolayısıyla tedaviye olanak sağlayabilir. Özellikle uyku problemleri ile hastaneye başvuran, sigara içen, ileri yaştaki çocuklar depresyon açısından da taranmalıdır.
Türkçe Ders Ki̇taplarinda Deprem Hazirliği Üzeri̇ne Bi̇r İnceleme
Çocuk Edebiyat ve Dil Eğitimi Dergisi
Bu araştırmada 2022–2023 eğitim öğretim yılında, ortaokullarda kullanılan Türkçe ders kitaplarında deprem ile ilgili hazırlıkların nasıl ve ne düzeyde yer aldığını tespit etmek amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda depremin ne olduğuna ve deprem öncesinde, deprem anında ve deprem sonrasında yapılacak olan faaliyetlere değinilmiştir. Araştırma için 5, 6, 7 ve 8. sınıf Türkçe ders kitapları incelenmiştir. İnceleme esnasında nitel araştırma yöntemlerinden doküman incelemesi tekniği kullanılmıştır. Bulgular bölümünde, ilgili ders kitaplarında deprem hazırlığına nasıl ve ne düzeyde değinildiği belirtilmiştir. Sonuç olarak 5. sınıf Türkçe ders kitabında deprem öncesinde yapılacak hazırlıklara değinilmediği, deprem anında ve sonrasında yapılacak hazırlıklara değinildiği; 6. ve 8. sınıf Türkçe ders kitaplarında deprem konusuna yer verilmediği; 7. sınıf Türkçe ders kitaplarında deprem öncesi ve sonrası yapılacak olan hazırlıklara değinildiği, deprem anında yapılacaklara değinilmediği tespit e...
Çalişan Ve Okuyan Çocuklarin "Çocuklar İçi̇n Depresyon Ölçeği̇" İle Değerlendi̇ri̇lmesi̇
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası, 2000
Çocukluk döneminde depresyonun görülme sıklığını etkileyen özellikler içinde düşük sosyoekonomik düzey ve yaşam koşulları önemli bir yer tutmaktadır. Bu araştırmanın amacı sokakta çalışan çocuklar ile eğitimi devam etmekte olan çocukları depresif belirtiler açısından karşılaştırmaktır. Araştırmaya alınan çocukların depresyonları Çocuklar için Depresyon Ölçeği kullanılarak değerlendirilmiştir. Sokakta çalışan çocukların depresyon puanı ortalaması, okula devam eden çocukların ortalamasından anlamlı olarak daha yüksek bulunmuştur. Ayrıca depresif belirtilerin sokakta çalışan çocuklarda daha fazla olduğu saptanmıştır.
Düzenli̇ Egzersi̇z Yapan Ve Yapmayan Ergenlerde Depresyon Düzeyleri̇ni̇n İncelenmesi̇
Spor hekimliği dergisi, 2011
Bu çalışmada, düzenli egzersiz yapan ergenlerle yapmayanların depresyon düzeylerinin farklı olup olmadığının saptanması amaçlandı. Çalışmaya 14-18 yaşları arasında düzenli olarak egzersiz yapan 37 sporcu ve yapmayan 37 ergen gönüllü olarak katıldı. Sporcular çeşitli kulüplerde futbol ve basketbol oynuyordu. Tüm katılımcılara sosyodemografik veri formu ve depresyon düzeylerini değerlendirmek amacı ile Beck Depresyon Anketi uygulandı. İstatistiksel değerlendirilmede t testi kullanıldı. Düzenli egzersiz yapan ergenlerin Beck depresyon ölçeğinden aldığı puanlar, egzersiz yapmayan kontrollerden anlamlı düzeyde düşük bulundu (p=0.02). Bulgular; düzenli olarak egzersiz yapan ergenlerin depresyon düzeylerinin, düzenli egzersiz yapmayan ergenlerin depresyon düzeylerine göre daha düşük olduğunu göstermektedir. Sonuç olarak düzenli egzersiz yapmanın depresyon süreçlerine karşı koruyucu etkide olduğu söylenebilir.
İlkokul 3. Sınıf Öğrencilerinin Kaygı ve Depresyon Düzeylerinin İncelenmesi
Uluslararasi Kibris Universitesi Fen-Edebiyat Fakultesi, 2019
İlkokula yeni başlayan bazı öğrencilerin yaşadığı okula uyum sorunları daha üst sınıflarda kaygı ve depresyon belirtileri şeklinde devam ederek öğrencilerin akademik başarılarını, arkadaşlarıyla ilişkilerini, sınıf içi davranışlarını etkileyebilmektedir. Bu çalışmanın amacı, ilkokul 3. sınıf öğrencilerinin kaygı ve depresyon düzeylerinin hem kendi algıları hem de velilerinin algıları doğrultusunda belirlenmesidir. İstanbul’da ilkokulda okumakta olan 207 üçüncü sınıf öğrenci ve velilerine ayrılık kaygısı, genel kaygı, panik bozukluk, fobi, OKB, depresyon alt testlerinin olduğu Çocuklar için Kaygı ve Depresyon Ölçeği uygulanmıştır. Nicel araştırma yöntemi ve tarama modelinin uygulandığı çalışmada ayrılık kaygısı (p=.044) ve panik bozuklukta (p=.018) kızlar ve erkekler arasında erkekler aleyhine anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Velilerin kendi çocuklarını değerlendirmelerinde, kızlar ve erkekler açısından anlamlı bir farklılık yoktur. Tüm alt testler açısından incelendiğinde erkek öğr...