Kültür'e Bakış ya da Kültürel Bakış: Binde İki (original) (raw)
Related papers
Kültürel Çalışmalar'a Kültür Kavramı Ekseninde Bir Bakış
Uluslararası Kültürel ve Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2021
Kültüre yönelik çok disiplinli bir yaklaşım olarak Kültürel Çalışmalar, ortaya attığı yeni sorular doğrultusunda kültür kavramının kavramsallaştırılması bakımından önem teşkil eder. Geleneksel eleştirel disiplinlerdeki kültürün ele alınış şekli Kültürel Çalışmalar'da değişikliğe uğrar. Kültürel Çalışmalar bu kültürel ürünleri diğer sosyal pratiklerle bağdaştırarak siyasal yapı ve sosyal hiyerarşilerle ilişkilendirir. Bu anlamda Kültürel Çalışmalar'ın ilgilendiği kültür olguları toplumun tüm kademeleri ile bağlantılıdır. Kültürel dönüşümlere yönelik ilgiden doğan Kültürel Çalışmalar ekolünde toplumun kültürel boyutları araştırılmıştır. Klasik düşüncelerin dışında seyreden bilinçli bilgi üretim alanı da diyebileceğimiz bu disiplin, kültürü özel ve özerk bir yerde konumlandırması bakımından dikkate değerdir. Bu çalışmada kültür kavramı bağlamında Kültürel Çalışmalar geleneğinin özellikleri incelenmiş, Türkiye'de henüz yeni bir disiplin olan bu alanın önemine dikkat çekilmeye çalışılmıştır.
Gaston Bachelard’ın felsefi edebiyat eleştirisi üstüne bir giriş ve "Mallarmé Hülyasının Dinamik Diyalektiği" (Le droit de rêver'den) çevirisi
"İki Kültür"de Zenginler ve Yoksullar
C.P.Snow 1959 yılında Rede Konferansları bünyesinde “İki Kültür” başlıklı bir sunuş yaptı. Bu sunuşta edebi entelektüellerle bilim insanları - kastedilen doğa bilimcilerdir- arasındaki ayrımı anlatmak amacıyla “iki kültür” kavramını bilim dünyasında tartışmaya açıldı. C.P.Snow sunuşunda beşeri bilimler/sosyal bilimler ve doğa bilimleri alanlarında çalışan araştırmacıların çalışma biçimi ve konularının ortaklaşması/ayrılması meselesini geniş bir çerçevede ele aldı. “İki Kültür” kitabının IV. bölümü “zenginler ve yoksullar” başlığını taşıyor. Bu çalışmada iki kültür çalışmasında ele alındığı şekliyle 1950’li yılların sonunda dünya üzerinde zenginler ve yoksullar bölünmesine, bunun nedenlerine ve ortadan kaldırma amacıyla yapılması gerekenlere ilişkin C.P.Snow’un değerlendirmeleri eleştirel bir gözle ele alınıyor. Aynı zamanda bu konuya ilişkin 19.yüzyıldan günümüze uzanan bir tarihsel çerçevede zenginlik ve yoksulluk meselesinin nasıl ele alındığı, bu konuya ilişkin ne tür kavramsal çerçeveler ve çözüm yolları üretildiği inceleniyor.
Hakikatlerle Yüzleşmede Kültürel Bağlamı İçinde Anlatı/Dil
Toplum ve Kuram, 2013
Barış ve müzakere süreçlerinde yüzleşme konusunda düzenlenen bir sempozyumda konuşan Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) eşbaşkanı Gültan Kışanak, “yüzleşme” kavramının tek başına kullanılmasının eksik olacağını, yüzleşme ile beraber “hakikat” ve “adalet” kavramlarına da başvurulması gerektiğini çok yerinde bir tespit ile dile getirdi. Kışanak’a göre hakikatler bilinmeden yüzleşme de gerçekleşemez ve dolayısıyla ister cezalandırıcı isterse de onarıcı olsun adalet sağlanamaz. Bu üç kavramdan ilki olmadan diğer adımların da atılamayacağından hareketle hakikate nasıl ulaşılacağı, barış süreçlerinin en önemli başlıklarından bir tanesi olduğu söylenebilir. Elbette Türkiye-Kürdistan örneğinde henüz barış sürecine geçilmemiş olması, gelinen noktada sadece barışa gitme umudu veren bir takım müzakerelerin başlamış olması, hakikatleri araştırma, yüzleşme ve adalet sağlama mekanizmalarının kurulması hakkında konuşmak için henüz çok erken olduğu hissi verebilir. Ancak hakikatlerin hangi esaslara göre araştırılması, ne gibi yöntemler kullanılması gerektiği gibi konuları tartışmak için hiç de erken değil. Zira hakikatlerin nasıl ortaya çıkarılacağı izlenecek yöntemler ile yakından ilişkilidir ve dünya deneyimlerinden biliyoruz ki her hakikatleri araştırma komisyonu illa da hakikatleri oldukları gibi ortaya çıkaramamıştır. Bu nedenle, diğer birçok meselede olduğu gibi bu konunun da geniş bir şekilde tartışılması gerekmektedir.
İki Ayrı Kültür, İki Farklı Dil
Journal of Turkish Research Institute, 2006
Bu makalede kültürel, geleneksel, coğrafi v.b. farklılıklardan yola çıkılarak iki ayrı toplum arasındaki dilsel farklılıklar vurgulandı. Türk ve Alman toplumlarının alışkanlıkları, dinleri, toplumsal oluşumları, gelenekleri, coğrafi yaşam alanları boyutunda yapılan inceleme doğrultusunda her iki toplumun dil içeriği ortaya konularak kültürün dil içi dünya görüşündeki etkisi belirtilmeye çalışıldı.
Kültürel Coğrafya, 2024
Coğrafi ortamın kültür oluşumu üzerindeki etkisi ve kültürün coğrafi mekânın şekillenmesindeki rolü The effect of geographical environment on cultural formation and the role of culture in shaping geographical place.
Kültürlerarasi İleti̇şi̇mde Tek Kültüre Doğru: Di̇ji̇tal Kültür
CTC 2021 PROCEEDINGS BOOK, 2021
Bilgi, sanat, ahlâk, gelenekler, beceri ve alışkanlıkları kapsayan kültür çok yönlü, karmaşık bir süreçtir. Tylor’un bu bakış açısından yola çıkarak, kültürün toplumdaki insan, onun öğrenme biçimleri ve bu öğrenme biçimleriyle meydana getirdiği teknik ya da sanat ürünleri, bir başka ifadeyle içerik olduğunu söyleyebiliriz. Antropolojide kültür kavramı sosyal sistemin bir öğesi olarak düşünüldüğünde sosyal ve kültürel alanların birleşerek sosyo-kültürel sistemi oluşturduğu savunulmaktadır. Kültürü sosyo-kültürel sistem içinde ele alan yaklaşımlar olan işlevselcilik (Malinowski), yapısal-işlevselcilik (Radliffe-Brown), tarihsel -yayılmacı (Kluckhohn, Krober, çevresel uyumcu (White) yaklaşımlar ile kültürü bir düşünce sistemi olarak ele alan yaklaşımlar ise bilişsel (Goodenough), yapısal (Levi Strauss) ve sembolik (Geertz) yaklaşımlardır. Toplumlara özel kültürleri değerlendiren bu yaklaşımların yanında bir başka tanımlama da öğrenme zamanına göre yapılmıştır: Margeret Mead, Cofigurati...
Kültür Turizmi Bağlamında Kültürel Mirasın İncelenmesi: Sille Örneği
1. Uluslararası Turizm ve Mimarlık Konferansı, 2018
İnsanoğlu var olduğu günden bugüne ticari, yeme-içme, farklı yerler görme ve keşfetme amaçlı seyahat etmiştir. Turizm olarak adlandırılan bu kavram; insanlarının sürekli ikamet ettikleri yerler dışında yapılan seyahatler olarak ifade edilebilir. İlk turizm hareketleri insanoğlunun doğasında var olan merak ihtiyacı ile gündeme gelmiştir. Günümüzde ise turizm seyahatlerine kongre, inanç, kültür, sağlık, spor gibi yeni nedenler eklenmiştir. Kentlerin sahip oldukları coğrafi, kültürel, tarihi özellikler ile mimari yapıları keşfetmek isteyen insanlar, kültür turizmini alternatif bir turizm anlayışı olarak benimsemişlerdir. Kültür turizminin gelişmesinin temel nedenlerinden birisi, farklı yörelerdeki insanların zaman içerisinde oluşturdukları fiziki, sosyal, kültürel ve mimari kimliklerini daha iyi tanımak istemelerinden kaynaklanmaktadır. Turizmden sosyal, ekonomik ve kültürel kazanımlar sağlamak amacıyla kentlerin potansiyelleri en etkin şekilde kullanılmalıdır. Konya İli’ne bağlı bir mahalle olan Sille yaklaşık 5700 yıllık tarihi geçmişe sahiptir. Sille tarihinde Hristiyan ve Müslüman nüfusun bir arada yaşadıkları bilinmektedir. Erken Hristiyanlık dönemine ait kaya oyma kiliselerinin de bulunduğu Sille, arkeolojik sit alanı olarak koruma altına alınmıştır. Geleneksel mimari dokuya sahip olan Sille’nin kültürel miras yapıları, günümüzde pek çok yerli ve yabancı turistin ilgisini çekmektedir. Bu çalışmada Konya kültür turizminde önemli çekim noktalarından biri olan Sille’de dini yapılar, geleneksel evleri, hamamlar, çeşme ve köprüler incelenerek turizm değeri ortaya konmuştur. Sille’ye ait yerel kimlik unsurları kültür turizmi ögeleri göz önünde bulundurularak, bir turizm güzergahı olan Sille’nin tanıtımı hedeflenmiştir. Anahtar Kelimeler: Turizm, Konya, Kültürel Miras, Kültür Turizmi, Sille.