A Significant Increase at the Number of Crimean-Congo Haemorrhagic Fever Cases in COVID-19 Pandemic: What Is Happening? (original) (raw)
Related papers
A Crimean-Congo Hemorrhagic Fever Case in an Endemic Region in November
Klimik Dergisi/Klimik Journal, 2014
Kırım-Kongo kanamalı ateşi (KKKA), kenelerle bulaşan, ateş ve kanamayla seyreden, akut ve ciddi seyirli olabilen viral zoonotik bir infeksiyon hastalığıdır. KKKA ülkemizin Orta ve Kuzey Anadolu Bölgeleri'nde endemik olarak görülmektedir. Hastalık genel olarak ilkbahar ve yaz aylarında görülmektedir. Bu yazıda, Tokat'ta ilk defa Kasım ayında KKKA tanısı alan bir olgu sunulmuştur. Kene ısırığı sonrası halsizlik, yorgunluk, yaygın kas ağrıları ve yüksek ateş yakınmalarıyla başvuran 59 yaşındaki erkek hasta servise yatırılmıştır. Ateşi 39°C aksiller, kan basıncı 110/70 mmHg, nabzı 86/dakika olan hastanın fizik muayenesinde ateş dışında anlamlı bir bulgu yoktu. Laboratuvar incelemelerinde lökosit 2200/µL, hemoglobin 11.7 gr/dl, trombosit 78 000/ µL, C-reaktif protein 7.0 mg/dl, protrombin zamanı 14.7 saniye, aspartat transaminaz (AST) 63 İÜ/lt, alanin aminotransferaz (ALT) 42 İÜ/lt bulundu. Klinik ve laboratuvar bulgularına göre KKKA düşünülen hastaya semptomatik tedavi verildi. Hastanın KKKA polimeraz zincir reaksiyonu (PZR) testi pozitif bulundu. Genel durumu düzelen hasta şifayla taburcu edildi. Endemik bölgelerde Nisan-Kasım ayları arasında takip edilen hastalarda KKKA'nın ayırıcı tanıda akılda tutulması gerektiğini düşünmekteyiz.
Türkiye parazitoloji dergisi, 2022
Amaç: Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA); ateş, vücutta yaygın ağrı, karaciğer fonksiyon testlerinde bozulma ile seyreden; deri, mukozalarda, bazen iç organlarda kanamalara ve ölüme yol açabilen kene kaynaklı bir viral enfeksiyon hastalığıdır. Bu çalışmada, Afyonkarahisar ilinde tanı konulan KKKA olgularının klinik, laboratuvar ve epidemiyolojik özelliklerini retrospektif olarak değerlendirmeyi amaçladık. Yöntemler: Afyonkarahisar ilinde KKKA tanısı alan hastaların demografik ve klinik özellikleri, laboratuvar bulguları, uygulanan tedaviler ve prognozları retrospektif olarak incelenmiştir. Bulgular: Afyonkarahisar ilinde; ülkemizde KKKA'nın ilk kez görüldüğü tarih olan 2002 yılından Kasım 2019 tarihine kadar toplam 35 olgu bildirimi yapıldığı belirlendi. Otuz bir olguda kene tutunması öyküsü saptandı. Kene tutunması olguları en çok Haziran (12 olgu; %34.3) ve Temmuz (9 olgu; %2.9) aylarında görüldür. Yirmi yedi (%77.1) hastada kırsal kesimde yaşama öyküsü, 12 hastada hayvanlarla yakın temas, 4 hastada hayvan kanı ile temas öyküsü mevcuttu. Takip edilen 35 olgunun tamamı şifa ile sonuçlanmış, mortalite görülmemişti. Sonuç: KKKA, ülkemizde halen önemini koruyan endemik bir hastalıktır. Hastalığın kontrolünde en önemli faktör, bulaşı önlemek için virüs temasını engellemektir. Endemik bölgelerde yaşayan kişiler kene tutunmasına karşı alınması gereken önlemler konusunda bilgilendirilmeli, hastalık hakkında eğitim verilerek farkındalık oluşması sağlanmalıdır.
Possible Sexually Transmitted Crimean-Congo Hemorrhagic Fever Case Report
Klimik Dergisi, 2023
Amaç: Kırım-Kongo kanamalı ateşi (KKKA), ülkemizde yaygın olarak görülen ve mortalite ile seyredebilen zoonotik bir hastalıktır. Kene aracılığıyla veya infekte insan veya hayvanların kan ve vücut sıvılarına temas ile bulaşma gerçekleşir. Kene teması olmayan ve hayvancılıkla uğraşmayan hastamızın yakın zamanda KKKA hastalığı tanısı konulmuş birincil olgu ile cinsel temas öyküsü mevcuttu. Bu olgu sunumu, KKKA hastalığının cinsel temasla bulaşabileceği ve olası bir risk faktörü olduğunu göstermesi açısından önem arz etmektedir.
Diagnostic Value of Hemogram Parameters in Crimean-Congo Hemorrhagic Fever
DergiPark (Istanbul University), 2021
Giriş: Ülkemizde son yıllarda Kırım Kongo kanamalı ateşi (KKKA), yüksek mortalitesi nedeni ile dikkat çekmektedir. Amaç: KKKA'da meydana gelen inflamatuar sürecin, tam kan parametreleri üzerine olan etkisini araştırmaktır. Gereç ve Yöntem:01.01.2010-31.12.2011 tarihleri arasında acil servisimize, kene ile temas şikayetiyle başvuran toplam 5260 hasta retrospektif olarak incelendi. Klinik olarak şüpheli 80 vakaya yapılan serolojik inceleme sonunda KKKA tanısı için 40 hastada pozitif ve 40 hastada negatif sonuç bulundu. Sağlıklı gönüllü 40 kişiden kontrol grubu oluşturuldu. Hastalardan başvuru sırasında alınan tüm hemogram parametreleri, hasta ve kontrol grubu ile ayrı ayrı karşılaştırıldı. Bulgular: KKKA pozitif ve negatif olan hasta grubu, kontrol grubu ile kıyaslandığında; lökosit, nötrofil, red cell distribution width (RDW), mean platelet volume (MPV), nötrofil-lenfosit oranı (NLR) ve trombosit-lenfosit oranı (PLR) değerleri sadece KKKA pozitif olan grupta anlamlı tespit edildi. Oysa lenfosit ve platelet değerleri her iki grupta da anlamlı bulunmuştur (p≤0.01). Sonuç: Bu çalışmada elde edilen verilere göre özellikle acil servislerde ucuz, kolay ve yaygın olarak kullanılabilecek bu tam kan parametreleri KKKA tanısında klinisyenlere yardımcı olabilir.
COVID-19 Co-infection in a patient with Crimean Congo Hemorrhagic Fever: A Case Report
Mikrobiyoloji Bulteni, 2021
Kırım Kongo kanamalı ateşi (KKKA), akut viral zoonotik bir hastalıktır. "Coronavirus Disease-2019 (COVID-19)", "severe acute respiratory syndrome coronavirus 2 (SARS-CoV-2)"nin neden olduğu yeni ortaya çıkan viral bir enfeksiyondur. Bu çalışmada polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) yöntemiyle doğrulanmış KKKA ve COVID-19 koenfeksiyonu tanısı alan bir olgu sunulmuştur. Otuz beş yaşında kadın hasta, ateş ve eşlik eden yaygın vücut ağrısı yakınması ile hastaneye başvurmuştur. Şikayetlerinin başlamasından üç gün önce karın ön duvarına yapışan keneyi kendisinin korunmasız olarak çıkardığı öğrenilmiştir. Başvuru muayenesinde vücut sıcaklığı 38°C, solunum sayısı 22/dakika olarak tespit edilmiştir. Yapılan tetkiklerinde lökosit sayısı 3660/mm 3 , trombosit 138000/mm 3 bulunmuştur. Protrombin zamanı 15.4 saniye, "international normalized ratio (INR)" 1.35, D-dimer 1310 ng/ml olarak saptanmıştır. Hasta KKKA ön tanısıyla kliniğe yatırılmış ve destek tedavisi başlanmıştır. Hastanın klinik takiplerinin ikinci gününde boğaz ağrısı ve balgamsız öksürük şikayetleri başlamıştır. Hastadan COVID-19 şüphesi ile kombine nazofarenks ve boğaz sürüntüsü örneği alınmış ve COVID-19 PCR test sonucu pozitif olarak bildirilmiştir. Favipiravir tedavisi başlanarak Mikrobiyoloji Referans Laboratuvarına gönderilen serum örneğinden çalışılan KKKA-PCR testi pozitif olarak bildirilmiştir. Favipiravir tedavisinin üçüncü gününden itibaren hastanın ateşi olmamış ve şikayetleri gerilemiştir. Hastaneye yatışının dokuzuncu gününde genel durumu düzelen hasta taburcu edilmiştir. Bu olgu her iki hastalığın, özellikle de KKKA hastalığının endemik seyrettiği bölgelerde klinik tablonun COVID-19 ile benzerliği nedeniyle karışabileceğinin göstermesi ve iki enfeksiyonun birlikte bulunabileceğinin akla getirilmesi açısından önemlidir.
Evaluation of Tick and Crimean Congo Hemorrhagic Fever Cases Admitted to a State Hospital
Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi
Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) yüksek mortalitesi nedeniyle önemli bir sağlık sorunudur. Çoğunlukla kene ile bulaşan bu hastalığın sıklığı bölgemizde artış halindedir. Araştırmanın amacı hastanemize kene ısırığı ile gelen olguların epidemiyolojik özelliklerini araştırmak, KKKA açısından değerlendirmek ve hastaneye yatış ilişkili risk faktörlerini belirlemektir.Retrospektif tipteki bu araştırmada 2018-2020 tarihleri arasında hastanemize ‘zehirsiz böcek tarafından sokulma’ ile başvuran ve kene tarafından sokulduğu tespit edilen 1606 olgunun 3744 başvurusu incelendi. Yıllar arasındaki farklar değerlendirildi. KKKA tanısı alan ve almayan hastalar karşılaştırıldı. Lojistik regresyon analiziyle hastane yatışını etkileyen risk faktörleri belirlendi.KKKA RT-PCR testi, sevk edilen toplam 47 kişinin 42’sinde pozitif geldi. Bu hastaların tedavilerinin hastanede yatarak gerçekleştirildiği görüldü. Tek değişkenli lojistik regresyon analizi yapıldığında, KKKA nedeniyle hastane yatışı ile keney...
Infection Control Practice in Postmortem Evaluation of the Crimean Congo Hemorrhagic Fever Cases
The Bulletin of Legal Medicine, 2008
Posmortem incelemeler uygun koflullarda yap›lmad›¤› takdirde adli t›p çal›flanlar› ve çevre için tehlikeli sonuçlar do¤urmas› aç›s›ndan önem tafl›maktad›r. Ülkemizde de son y›llarda K›r›m Kongo Kanamal› Atefli has-tal›¤› ve bu hastal›k nedeniyle meydana gelen ölüm s›kl›¤› giderek artmaktad›r. Çal›flmam›zda viral bulaflma riski yüksek olan K›r›m Kongo Kanamal› Atefli olgular›na yap›lan postmortem adli t›bbi incelemelerde dikkat edilmesi gereken hususlara vurgu yap›lm›flt›r.
The Evaluation of Knowledge of the Health-Care Personnel Regarding Crimean-Congo Haemorrhagic Fever
Flora Infeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Dergisi, 2009
Introduction: Crimean-Congo haemorrhagic fever (CCHF) has been encountered in Turkey since 2002. Education of health-care personnel is very important to control CCHF. The aim of this study was to determine the knowledge of health-care personnel who are working in endemic area and working in a secondary or tertiary hospital caring the patients regarding CCHF. Materials and Methods: A questionnaire including 12 questions was prepared and it was applied to health-care personnel working in seven provinces. Eighty-nine doctors, 310 nurses and 112 laboratory technicians were included in the study. Results: 94.3% of doctors', 80.4% of nurses' and 77.6% of laboratory technicians' knowledge level about CCHF were good or very good according to theirself. Tick-bite, contact with blood or body fluid of infected animals and contact with blood or body fluid of CCHF patients were known as transmission routes by 85.7%, 77.1% and 69.1% of health-care personnel respectively. Ribavirin tre...
Mikrobiyoloji Bulteni, 2010
Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), Afrika, Asya, Doğu Avrupa ve Orta Doğu'da görülebilen ölümcül seyirli zoonotik bir viral enfeksiyondur. Bunyaviridae ailesi, Nairovirus cinsi içinde yer alan KKKA virusu (CCHFV), insanlara Hyalomma ve Ixodid türü kenelerin ısırmasıyla bulaşmakta, ancak kan ya da kanlı vücut sıvılarıyla temas da kişiden kişiye bulaşta rol oynamaktadır. KKKA, Türkiye'de 2002 yılından bu yana endemiler yapmaya başlamış ve önemli bir halk sağlığı sorunu haline gelmiştir. Ülkemizde CCHFV enfeksiyonlarının özgül laboratuvar tanısı ve doğrulaması Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığında moleküler ve serolojik yöntemler kullanılarak yapılmaktadır. Bu amaçla, Türkiye'nin her bölgesinden KKKA şüpheli olgulardan alınan serum ve/veya plazma örnekleri "olası vaka bildirim formu" ile birlikte laboratuvarımıza gönderilmektedir. Laboratuvarımızda uygulanan algoritmaya göre, olası akut olgulardan gönderilen ilk kan örnekleri, öncelikle "in house" gerçek zamanlı (real time) revers transkriptaz-polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) yöntemi ile incelenmekte, negatif bulunan örnekler "in house" ELISA yöntemi ile CCHFV-IgM antikor pozitifliği açısından değerlendirilmektedir. Laboratuvarımızda 2008 yılında, 2855 KKKA ön tanılı hastaya ait 4634 örnek CCHFV yönünden araştırılmış ve hastaların 1315 (%46)'inde moleküler ve/veya serolojik yöntemlerle pozitiflik belirlenmiştir. Bu çalışmanın amacı, laboratuvarımıza en az iki örneği gönderilmiş olan, bu örneklerden en az birisinde PCR ve/veya ELISA-IgM pozitifliği saptanan ve olası vaka formunda istenilen verileri tam olan 726 olguya ait sonuçların irdelenmesi ve pozitiflik saptanma oranlarının örneklerin alınma zamanına göre değerlendirilmesidir. Çalışmamızda, olguların %94.1 (683/726)'inin ilk serum örneğinde ELISA veya PCR yöntemlerinden en az birisi ile pozitif sonuç alınmıştır. Hastaların 567 (%78.1)'si PCR ile pozitif bulunmuş; PCR negatif saptanan 159 örneğin 116 (%72.9)'sında CCHFV-IgM pozitifliği belirlenmiştir. Test sonuçları, hastalarda semptomların başlama zamanı ile klinik örneklerin alınma zamanı arasındaki süreye göre değerlendirildiğinde; ilk klinik örneğin semptomların başlamasından sonraki ilk 5 günde alındığı olgularda PCR pozitifliğinin %83.4; 6-10. günlerde alındığı olgularda ise %67.5 olduğu görülmüştür. PCR pozitiflik oranının azaldığı 5. günden itibaren ise CCHFV-IgM pozitiflik oranı %95'e ulaşmıştır. Olası olgulara ait 10. günden sonra gönderilen 196 tekrar örneğinde PCR pozitifliği saptanmamış, 153 (%78) olguda ELISA-IgM pozitifliği tespit edilmiştir. Beklenildiği gibi ile ilk 5 güne ait örneklerde RT-PCR ile, 5. günden sonra ise
Investigation of Acute Stress Disorder among Patients with Crimean-Congo Haemorrhagic Fever
Klimik Dergisi/Klimik Journal, 2012
Amaç: Kırım-Kongo kanamalı ateşi (KKKA), ülkemizde 2002 yılından bu yana görülen önemli bir infeksiyon hastalığıdır. Temel bulaşma şekli kene temasıdır. Hastaların büyük çoğunluğu açık alanlarda aktif çalışan genç yaştaki hastalardır. Hastalığın ölümcül olması bölge insanını tedirgin etmektedir. Hastaların kenelerle birlikte aynı bölgelerde yaşamaya devam etmek zorunda olmaları psikolojik olarak olumsuz etkilenme ihtimallerini ortaya çıkartmaktadır. Bu çalışmada, KKKA geçiren hastalarda akut stres bozukluğunun (ASB) araştırılması amaçlandı. Yöntemler: Çalışmaya 2010 yılında KKKA geçiren hastalar dahil edildi. ASB tanısı Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders (DSM) IV-TR kriterlerine göre konuldu. Sonuçlar SPSS 15.0 paket programına kaydedilip, analiz için χ 2 ve ANOVA testi uygulandı. Bulgular: Çalışmamızda 33 hasta değerlendirildi. Bu hastaların yalnızca 12 (%36.4)'sinde ASB semptomları yoktu. Hastalardan 11 (%33.3)'i ASB tanısı alırken, 10 (%30.3) hastada çeşitli seviyelerde subklinik akut stres semptomları (SAS) mevcuttu. ASB gelişimini kolaylaştırıcı faktörler olarak hastanede uzun süre yatmak, yoğun bakım ünitesinde takip edilmek, takiplerinde kanamanın olması ve transfüzyon yapılması bulundu. Sonuçlar: ASB tanılı hastaların bir kısmında ilerde posttravmatik stres bozukluğu geliştiği bilinmektedir. KKKA'da nüks ve relaps beklenmediği için iyileşen hastalar uzun dönemde kontrollere çağrılmamaktadırlar. Çalışmamızın sonuçları, KKKA tanısıyla takip edilip, taburcu edilen hastaların, düzenli olarak psikiyatrik muayenelerinin yapılmasının gerektiğini, böylece tedaviye ihtiyacı olabilecek hastaların tespit edilmesinin mümkün olabileceğini düşündürmektedir.