Temporomandibular Eklem Bozukluklarında Yağ Grefti ve Trombositten Zengin Fibrinin Doku Onarımı Üzerine Kombine Etkisi (original) (raw)
Related papers
Temporomandibular Eklem Disk Bozukluklarında Yağ Greftinin Etkisi
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2018
Temporomandibular eklem (TME) mandibulanin buyume merkezidir ve cigneme, nefes alma, konusma gibi fonksiyonlarda kritik bir oneme sahiptir.Osteoartrit TME'nin en sik gorulen artrit tipidir. Kikirdak dokusunun iyi kanlanmamasi ve iyilesme potansiyelinin dusuk olmasi nedeni ile kikirdak hasarlarini tedavi etmek zordur.Bu calismada bircok hucreye donusme potansiyeli olan ve bir cok buyume faktoru barindiran yag greftinin, hasarli TME kikirdagi uzerindeki etkileri arastirildi. Calismada deneklerin her iki TME disk laterallerinde 3 mm’lik defektler olusturularak eklem dejenerasyon modeli olusturuldu.Sol tarafa inguinal bolgeden alinan yag grefti yerlestirildi, sag taraf kontrol grubu olarak baska islem yapilmadan kapatildi.Histopatolojik degerlendirmede her iki grupta eklem yuzey yapisi,kondrosit yogunlugu,hucre kumelenmesi ve Safranin O boyanma kaybi parametreleri tek bir uzman histolog tarafindan skorlandi. Sonuc olarak eklem yuzey yapisindaki bozulmanin, deney grubunda istatistiksel olarak anlamli derecede dusuk oldugu goruldu.Kumelenme skor olarak deney grubunda dusuk olmasina ragmen istatistiksel olarak anlamli fark saptanmadi.Kondrosit yogunlugu ve Safranin O boyanma kaybi iki grup arasinda benzer degerler gosterdi.
Temporomandibular Eklem Anatomisi Ve Rahatsızlıkları
dicle.edu.tr
... 77 Temporomandibular Eklem Anatomisi Ve Rahatsızlıkları Bahadır Odabaş, Seher Gündüz Arslan ... Bu çalışmada tedavi gören 30 birey ve kontrol grubundaki 37 bireyin sağ ve sol ekleminin anterior ve superior boşlukları ölçülmüş ve kayda değer fark bulunamamıştır (23). ...
Atatürk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dergisi, 2016
Bu çalışmanın amacı temporomandibular eklem (TME) osteoartritli hastalarda uygulanan 4 farklı tedavi yönteminin Temporomandibular eklemin lateral ve posterior palpasyonundaki ağrıda meydana getirdiği değişimleri karşılaştırmaktır. Yöntem: Bu çalışmaya hem klinik inceleme ile ve hem de konik ışınlı bilgisayarlı tomografik değerlendirme (CBCT) ile TME osteoartriti (TME-OA) teşhisi konulan erişkin hastalar dahil edilmiş ve bu hastalar rastgele bir şekilde 4 farklı tedavi grubuna ayrılmıştır: sadece artrosentez (1), artrosenteze ilave yapılan trombositten zengin plazma (PRP) (2), hyaluronikasid (HA) (3) veya kortikosteroid (KS) (4) enjeksiyonları. Kontrol grubu15 dejeneratif ekleme sahip 12 hasta, PRP grubu32 dejeneratif ekleme sahip 18 hasta, HA grubu 17 dejeneratif ekleme sahip 13 hasta ve KS grubu ise 17 dejeneratif ekleme sahip 12 hasta içermiştir. Bu hastalara tedavi başlangıcında tek seans artrosentez işlemi uygulanmıştır. PRP grubunda ilave 5 seans, HA grubunda ilave 1 seans Hyalgan ve KS grubunda ilave 1 seans Depomedrol'uneklem içi enjeksiyonları uygulanmıştır. Temporomandibular eklemin lateral ve posteriorpalpasyonundaki ağrı, 5 dereceli ağrı skalası (0 = yok; 1= hafif; 2= orta; 3= yoğun; 4= şiddetli) kullanılarak tedavi öncesi ve tedaviden sonraki ortalama 1. yılda değerlendirilmiştir. Gruplar arası karşılaştırma Mann Whitney U testi yapılarak değerlendirilmiştir. Bulgular: Kontrol grubu ile karşılaştırıldığında, PRP grubunda posterior TME palpasyonunda, HA grubunda ise lateral ve posterior TME palpasyonunda oluşan ağrı skorlarında istatistiksel olarak daha fazla iyileşme gözlemlenmiştir. KS grubunda anlamlı bir iyileşme görülmemiştir. PRP grubunda lateral TME palpasyonunda oluşan ağrı skorlarında ise, HA ve KS grupları ile karşılaştırıldığında istatistiksel olarak daha fazla iyileşme gözlemlenmiştir. Sonuç: Bu çalışmanın bulguları, artrosentezi takiben uygulanan eklem içi PRP enjeksiyonlarının kontrol, HA ve KS gruplarına nazaran TME palpasyonundaki ağrı üzerinde daha fazla iyileşme sağladığını göstermiştir.
Servi̇kal Di̇sk Herni̇li̇ Hastalarda Temporomandi̇bular Eklem Di̇sfonksi̇yonu Görülme Sikliği
Introduction: This study was performed to determine the prevalence of the temporomandibular joint (TMJ) disorders in patients with cervical disc herniation (CDH) using controlled, single-blind design. Material and Methods: 32 CDH patient (CDHG), 30 healthy control subjects (CG) were included. Temporomandibular disorders (TMD) signs and symptoms were assessed with "The index of clinical craniomandibular dysfunction", TMD were classified. Pain during TMJ, masticatory-cervical muscle palpation, pain during rest, mouth opening-closing, mandibular functions and cervical rest-activity pain were assessed with visual analog scale (VAS). TMJ noises, TMJ-cervical range of motions (ROM) were investigated. Percentages of individuals with TMD were calculated. Comparisons of data in groups and correlations between TMJ-cervical signs and symptoms in CDHG were determined. Results: The prevalence of TMD were 46,87% in CDHG, 26,67% in CG, the difference was significant (p=0.03). TMD risk in CDHG was 2,43 times higher than in CG. Pain level during mouth opening-closing (p=0.01), chewing(p=0.03), cervical rest-activity pain, pain in Masseter, Medial Pterygoid, Upper Trapezius muscles palpation were significantly higher in CDHG than CG. TMJ ROM wasn't different (p>0.05), while lateral flexion ROM was limited in CDHG (p=0.04). TMJ noises were similar (p=0.88). A positive moderate correlation between pain during palpation of Masseter (right) and Upper Trapezius (right-left) (r=0.48,p=0.01-r=0.43,p=0.01) and a negative weak correlation between pain during palpation of Masseter and lateral flexion ROM (r=-0.21,p=0.04) was found. Conclusions: TMD is seen more frequently in CDH patients than in individuals without cervical problems. Assessment of TMJ with specific investigation of muscle structures can be beneficial for planning multidirectional treatment for CDH patients.
Turkiye Klinikleri Dis Hekimligi Bilimleri Dergisi, 2011
Bu çalışmanın amacı; temporomandibüler eklem (TME) disfonksiyon şikâyeti olan genç ve erişkin bireylerden elde edilen manyetik rezonans görüntüleme (MRG) internal düzensizliklerin bilgisayarlı tomografi (BT) ile elde edilen kondile ait kemik değişiklikleri ile olan ilişkisini incelemektir. G Ge er re eç ç v ve e Y Yö ön nt te em ml le er r: : Çalışmaya Atatürk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Oral Diagnoz ve Radyoloji Anabilim Dalına TME bölgesinde ağrı, ses ve ağız açma güçlüğü gibi şikâyetlerle başvuran ve klinik muayenesinde bu disfonksiyonların doğrulandığı 41 kadın, 9 erkek, toplam 50 hasta dâhil edildi. Hastaların MRG'leri ağız açık ve kapalı pozisyonda koronal ve sagittal planda T1, T2 ve proton densite imajların yardımıyla; BT görüntüleri ise çok kesitli bilgisayarlı tomografi (multislice BT) cihazında TME bölgesini içine alacak şekilde 0.6 mm'lik sagittal ve koronal kesitler alınarak elde edilmiştir. Elde edilen bulguların istatistiksel olarak değerlendirilmesinde kikare bağımsızlık testi uygulanmıştır. B Bu ul lg gu ul la ar r: : Kondile ait kemik değişikliğinin mevcut olmadığı 53 eklemin 41'inde disk pozisyonu normal iken; 12 eklemde redüksiyonlu disk deplasmanı saptanmıştır. Kondile ait kemik değişikliğinin belirlendiği 47 eklemde ise 9 normal disk pozisyonu, 25 redüksiyonlu ve 13 redüksiyonsuz disk deplasmanı belirlenmiştir. Bu bulguların ışığında kondile ait kemik değişikliğinin olmaması ile normal disk pozisyonu arasındaki veya kondile ait kemik değişikliğinin varlığı ile diskin deplase olması arasındaki ilişki istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p< 0.0001). S So on nu uç ç: : Diskin deplase olması ile ortaya çıkan kondil üzerindeki aşırı yüklenme sonucu doğrudan doğruya fossa ile artikülasyon hareketlerine devam eden kondilde morfolojik değişikliklerin oluştuğu düşünülmektedir. A An na ah ht ta ar r K Ke el li im me el le er r: : Temporomandibüler eklem; mandibüler kondil; temporomandibüler eklem diski A AB BS ST TR RA AC CT T O Ob bj je ec ct ti iv ve e: : The aim of this study was to evaluate the relation between internal derangements in magnetic resonance imaging (MRI) and condylar bone changes in computerized tomography (CT) images of patients with temporomandibular joint dysfunction complaint. M Ma at te er ri ia al l a an nd d M Me et th ho od ds s: : Total of 50 patients consisting of 41 females and 9 males have been included in this study that referred to Atatürk University Faculty of Dentistry Department of Oral Diagnosis and Radiology. These patients had TME dysfunction and this dysfunction was confirmed with clinical diagnosis. MRI images of the patients with the assistance of T1, T2 and proton density images in coronal and sagittal planes in mouth open and close positions were obtained. In addition, CT images were obtained in multislice CT device including TME region with 0.6 mm sagittal and coronal slices. The chi-squared test was used. R Re es su ul lt ts s: : Whilst position of the disc is normal in 41 out of 53 joint that condylar bone change is not available, anterior disc displacement with reduction was observed in 12 joints. 9 normal disc, 25 anterior disc displacement with reduction and 13 anterior disc displacement without reduction were observed in 47 joint with condylar bone changes. In line with these findings, the relation between non condylar bone change and normal disc position or condylar bone change and displacement of the disc is statistically significant (p< 0.0001). C Co on nc cl lu us si io on n: : Bone changes and the articulation fit to adaptive period that appear due to overload on condyles on the occasion of the displacement of the disc.
Atatürk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dergisi, 2020
DiĢ hekimliği radyolojisinde kullanılan cone-beam computed tomography (CBCT) veya dental volumetrik tomografi (DVT) sistemleri ile maksillofasiyal bölgenin sert dokularının her üç düzlemde de incelenmesi mümkün hâle gelmiĢtir. TME disfonksiyon Ģikâyeti olan genç ve eriĢkin bireylerdeki kondile ait kemik değiĢikliklerinin DVT ile semptomatik ve etiyolojik yönden incelemek, bu çalıĢmanın amacıdır. Materyal ve Metod: ÇalıĢmada, TME disfonksiyonlu 50 hastanın 100 eklemindeki sert dokular ve kondile ait kemik değiĢiklikleri yaĢ, cinsiyet ve parafonksiyonel aktivite gibi etiyolojik; ağrı, ses ve hareket değiĢikliği gibi semptomatik bulguları dental volumetrik tomografi ile incelendi. CBCT görüntülerinde 62 kondilde herhangi bir kemik değiĢikliği mevcut değilken; 38 kondilde kemik değiĢikliği tespit edildi. Ġnceleme neticesi 14 kondilde düzleĢme, 19 kondilde osteofit ve 5 kondilde ise erozyon formasyonu görünümündeydi. Sonuç: AraĢtırma sonuçlarına göre kondiler kemik değiĢikliği ile cinsiyet, ses ve hareket değiĢikliği arasında istatistiksel olarak anlamlı bir iliĢki bulunmamıĢken; ağrı, yaĢ ve parafonksiyonel aktivitenin (diĢ sıkma ve gıcırdatma) varlığı açısından anlamlı iliĢki tespit edilmiĢtir.
Temporomandibular eklem disfonksiyonlu bir grup hastada klinik bulguları
Selcuk dental journal, 2019
Temporomandibular eklem disfonksiyonu (TMED); TME'yi ve ilişkili destek yapıları ya da her ikisini etkileyen kasiskelet sistemi rahatsızlıklarından oluşan, sık görülen bir hastalıktır. 1-3 TMED'te klinik olarak baş, boyun ve kulak ağrısı, çiğneme kasları ve eklemde hassasiyet, eklem sesleri, çene kilitlenmesi, çene hareketlerinde kısıtlanma ve deviasyon gibi çeşitli semptomlar görülmektedir. 4-7 Sena ve ark. 8 , TMED bulgularının prevalansları ile ilgili 17 araştırma makalesini inceledikleri çalışmalarında % 3-53 eklem bölgesinde ağrı, % 0.5-81 kas ağrısı, % 8-48 eklem Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Anabilim Dalı, İstanbul ÖZ Temporomandibular eklem disfonksiyonlu bir grup hastada klinik bulguları Amaç: Temporomandibular eklem disfonksiyonu (TMED); temporomandibular eklemi (TME) ve eklemle ilişkili destek yapıları etkileyen kas-iskelet sistemi rahatsızlığıdır. Bu çalışmanın amacı TMED'li bir grup hastada klinik bulguların değerlendirilmesidir. Gereç ve Yöntemler TME ile ilgili şikâyeti nedeniyle Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi kliniğine başvuran 100 hastanın klinik muayenesi 'Tanı Kriterleri/ Temporomandibular Eklem Disfonksiyonu (TK/ TMED) (International RDC-TMD Consortium) protokolü ile yapılmıştır. Hastaların demografik bilgileri, anamnez ve klinik muayene bulguları değerlendirilmiştir. Bulgular 20-64 yaş aralığındaki % 83'ü kadın, % 17'si erkek olan hastaların yaş ortalaması 35,1± 11,3'tür. En sık saptanan şikayet hastaların 88'inde 'ağrı', 63'ünde 'yemek yiyememe', 67'sinde 'ağız açmada zorluk', 54'ünde 'diş sıkma' ve 19'unda 'eklemden ses gelmesi' dir. Hastaların % 64'ü tekrarlayan ağrı, % 22'si sürekli ağrı varlığını belirtirken %14'ünde ağrı olmadığı saptanmıştır. Ağız açma esnasında % 23 hastada düzeltilmiş deviasyon, % 32 hastada sol tarafta sonlanan deviasyon, % 14 hastada sağ tarafta sonlanan deviasyon bulgulanmıştır. Hastaların 57'sinde miyalji, 35'inde sağ artralji, 38'inde sol artralji, 29'unda TMED'e bağlı baş ağrısı tespit edilmiştir. Sonuç TMED'in tanısında diş hekimlerine önemli sorumluluk düşmektedir. TMED riski taşıyan bireylere rutin TME muayenesi yapılmalıdır. ANAHTAR KELİMELER Çiğneme sistemi, temporomandibular eklem, temporomandibular eklem disfonksiyonu
Temporomandibuler Eklem Ankilozunun Kostokondral Greftle Rekonstrüksiyonu
1996
Temporomandibuler eklem (TME) ankilozlari agiz acikligini kistlayan yasam kalitesini azaltan, beraberinde cene yuz deformiteleri, ortognatik ve ortodontik problemleri ortaya cikaran onemli fonksiyonel bir patolojidir. Cocuklardaki TME ankilozu ve daha onceden ankiloz nedeniyle cerrahi tedavi yapilan eriskin reankilozlari, ramus yuksekliginde belirgin azalmaya, daha siddetli cene yuz deformitelerine ve ortodontik problemlere neden olur. Kostokondral otojen greftle TME artroplastisi TME de hareketsizlik sikayetine cozum getirmesi yaninda ramusu uzatma imkani da saglayan bir yontemdir. Cocukluk cagi ankilozunda kostokondral otojen greftlerin epifiz plaklari sayesinde mandibula ramusunda buyumenin oldugu da degisik yayinlarda belirtilmistir. Klinigimizde 1993-1995 tarihleri arasinda 6 hastada toplam 8 TME'e kostokondral otojen greftle interpozisyonel TME artroplastisi yapilmistir. Hastalarin ikisi cocuk, dordu eriskindi; iki hastada bilateral, dort hastada tek tarafli ankiloz vardi....