Islamophobic Posts on Social Media: The Twitter Case (original) (raw)

Sosyal Medyada İslamofobik Paylaşımlar: Twitter Örneği Islamophobic Posts on Social Media: The Twitter Case

2021

Günümüzde milyarlarca kişi tarafından takip edilen sosyal medya uygulamalarıyla İslamofobinin kendisi canlı kalmakla birlikte, söz konusu durum yeni bir boyut kazanarak sanal âleme taşınmıştır. Müslüman dünyası dışında kendini konumlandıran bir kavram olmakla birlikte, günümüzde artık İslam coğrafyalarında da İslamofobik durumlarla karşılaşılmaktadır. Sosyal medyada İslamofobik paylaşımları konu edinen bu araştırmada; 25.10.2020-03.01.2021 tarihleri arasında Twitter'da Allah (c.c.) kullanıcı adıyla paylaşımda bulunan hesabın tweetleri (250) ve bu hesabı takip edenlerin bu tweetlere yaptığı paylaşımlar (9440) Maxqda programıyla alınmıştır. Nitel anlamda incelenen verilerle ilgili hesap ve takip edicilerin Allah, peygamberler, melek, Kur'an-ı Kerim, Müslümanlar, ahiret inancı ve farzlar (namaz, oruç) başta olmak üzere dini değer ve söylemleri alaya alan İslamofobik paylaşımlar yaptığı tespit edilmiştir. Araştırmada ele alınan örnek özelinde geleneksel medyada periyodik aralıklarla gündeme gelen İslamofobik söz ve eylemlerin her an sosyal medyada üretildiği sonucuna ulaşılmıştır. Çalışma; İslam özelinde yapılan bu tür tahkirlere ilişkin Türkiye'nin uluslararası kuruluşlarla yapılacak manevi değerlerin korunmasın öncü rol oynamasını gündeme getirmektedir.

Twitter Hesaplarının Post-Truth İçeriklerle İslamofobi Aracına Dönüştürülmesi: Geert Wilders Örneği

Medya ve Din Araştırmaları Dergisi, 2020

İslamofobi söylemi, kısaca İslam dinî ve onun temsilcileri olan Müslümanlara karşı duyulan korku ve nefret olarak adlandırılmaktadır. Bu korku ve nefretin kökeni yüzyıllar öncesine kadar dayandırılsa da 11 Eylül 2001 New York olaylarından sonra hızlandığı görülmektedir. Amerika ve Avrupa ülkelerinde İslam dinine karşı yapılan küçümseyici propagandalar, hakaret içerikli yazılar ve karikatürlerle bu korku ve nefret tüm dünyada uyandırılmaya çalışılmaktadır. İslamofobiyi yayma aracı olarak da hem ucuz hem kolay hem de mesajı yaymada en hızlı araç olan sosyal medya hesapları kullanılmaktadır. Hemen hemen herkesin kullanabildiği ve milyonlarca kişinin çevrim içi olduğu bu sanal mecralarda İslam dinini ve onun Peygamberi olan Hz. Muhammed’i (sav) çirkin ve kötü göstermeye çalışan paylaşımların sayısı hayli fazladır. Bu araştırmada Geert Wilders isimli politikacının Twitter hesabı göstergebilimsel yöntemle incelenmiştir. Siyaset adı altında, korku ve nefret söyleminin bütünleştirildiği bu ...

Twitter Üzerindeki İslamofobik Twitlerin Duygu Analizi ile Tespiti

Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi Part C: Tasarım ve Teknoloji, 2019

In this study, Tweets on Twitter are sought to be found out whether they are Islamophobic or not by using emotion analysis. Estimations are made using precision, recall and F1 measures via models trained with linear ridge model. In the end, accurate results, in the range of 96.3 per cent to 96.5 per cent on average, are obtained for positive tweets. Figure A. Block schema of the system Purpose: Although there are many studies on machine learning in social networks, a study based on Islamophobia, especially a study that brings a machine learning approach to the problems about this subject,has not been done scientific research. In this thesis, it is aimed to carry out a study on the detection of hate speech on Twitter on Islamophobia with different machine learning algorithms. Theory and Methods: Twitter has been marked firstly in our study. Then, preprocessing studies have been performed and trained with two different algorithms. Results: The system has been trained using 80% of the data set consisting of 162,000 tweets and tests have been performed using 20%. In this way, the accuracy rate of the system has been determined.After the application of word-based TF-IDF weighting on the data set, Ridge Regression and Naive Bayes model has been applied. For these models, the rates obtained in Tweet classification study were 96.9% in Ridge Regression in F1 criterion while this value has been decreased to 95.4% in the Naive Bayes. In addition, Ridge Period was shorter than Naive Bayes Classifier as training time. Conclusion: Suggestions that can be put forward as a result of this study are that; researches should be done with similar national language for different languages,too and rweets should be researched and got more detailed results based on location and date based. In addition, by providing Tweets specific to the location, the "Islamophobia Score' can be calculared for different locations and countries, and the Global Islamophobia Index which includes the countries can be calculated.

Analysis of False Religious Posts on Social Media

DergiPark (Istanbul University), 2022

Günümüzde sosyal medya kullanıcıları, her alanda olduğu gibi dini bilgi paylaşımıyla da birbirleriyle etkileşime geçmektedirler. Dini konularla ilgilenen kullanıcılar, sanal ortamda bir takım dini pratiklerini gerçekleştirmek veya dini konulara katılmak gibi eylemlerle duygu ve düşüncelerini paylaşmaktadırlar. Dini bilgi edinme ve diğer kullanıcıları bunlardan haberdar etme gereksinimi sosyal medyada dini paylaşımların artmasına neden olmuştur. Söz konusu paylaşımlar, kimi zaman dine atıf yapan söylemlerle fakat yanlış içeriklerle oluşturulmaktadır. Dini kaynaklarla tutarsız ilişkiler kuran bu paylaşımlar sanal ortamda hızla yayılarak sayısız kullanıcıya ulaşmaktadır. Dini olguların sosyal medyadaki görünümleri ve bunların algılanışı üzerine yoğunlaşan çalışmanın bu noktada temel problemi bireylerin dini ritüellerini tehdit eden hatalı paylaşımları tespit etmek ve bunların dinî kaynaklarla uygunluğunu sorgulamaktır. Bu amaçla örneklem olarak Türkiye'de milyonlarca kullanıcısı olan Facebook uygulaması seçilmiştir. Çalışmanın evrenini sosyal medya uygulamaları, örneklemini ise Facebook uygulaması oluşturmaktadır. Facebook'un örneklem olarak seçilmesinin temel nedeni diğer sosyal platformlara oranla daha fazla hatalı dini bilgilere sahne olmasıdır. Nitel araştırma yöntemlerinden içerik analizi modeline göre tasarlanan çalışmanın sonucunda dini içerikli paylaşımların genellikle kutsala eğilimli bir söyleme sahip oldukları fakat bir kısmının hatalı paylaşımlar oldukları görülmüştür.

İslamofobik Algı Yönetiminde Sosyal Medya

LACİVERT DERGİSİ, 2022

TÜRKIYE’DE 28 ŞUBAT SÜRECINDE ZIRVE DÖNEMINI YAŞAYAN İSLAMOFOBI, CUMHURIYET DÖNEMININ BAŞLANGICINDAN BU YANA RESMÎ IDEOLOJIK SÖYLEMLERLE, MEDYA VE SANAT YOLUYLA TOPLUM IÇINDE YAYILMAYA ÇALIŞILDI. İSLAMI HER TÜRLÜ SIMGE, MÜSLÜMAN YAŞAM TARZI AŞAĞILANDI, DALGA GEÇILDI.

Sosyal Medyada Müslüman Ki̇mli̇k Algisi: İslami̇ Fenomenler Ve Twi̇tter Örneği̇

Medya ve Din Araştırmaları Dergisi, 2020

Bu çalışmada Türkiye'de yaşayan, kendisini dindar (Müslüman) olarak tarif eden ve sosyal medyada "İslami fenomen" olarak görülen hesap sahiplerinin; "Müslüman olmaya ve İslami yaşama" ilişkin söylemsel kaynakları incelenmektedir. Başka bir deyişle; İslami fenomenlerin Müslüman kimliğe ve İslami yaşam tarzına dair görüşlerini belirtirken hangi dilsel kaynakları (açıklayıcı repertuarlar) kullandıkları Eleştirel Söylemsel Psikoloji yaklaşımı ile ele alınmaktadır. Araştırmanın verileri farklı söylem repertuarlarına ulaşma fırsatı veren ve Türkiye'de kullanıcı sayısı oldukça yüksek olan Twitter üzerinden toplanmıştır. Belirlenen 5 sosyal medya kullanıcısının (Cübbeli Ahmet Hoca-164 bin takipçi, Caner Taslaman-186 bin takipçi, Said Ercan-645 bin takipçi, Nihat Hatipoğlu-487 bin takipçi, At Gözlüklü/Kendine Laik-153 bin takipçi) 2012-2018 yılları arasındaki tüm tivitleri incelenmiştir. Alıntılar Eleştirel Söylemsel Psikolojinin analitik kavramlarından biri olan açıklayıcı repertuarlar çerçevesinde analiz edilmiştir. Analiz sonucunda "doğru İslam" ve "ötekine karşı birlik olması gereken İslam" repertuarı olmak üzere iki temel açıklayıcı repertuar ortaya çıkmıştır. Doğru İslam repertuarı; İslamiyet'e uygunluk açısından dindar kesimin davranışı ve taşıdığı değerlere vurgu yapmaktadır. Öteki'ne karşı birlik olması gereken İslam repertuarında ise; Müslüman kimliğinin ya da İslamiyet'e inananların üst bir kimlik olarak kurgulandığı görülmektedir.

Social Media and Popular Religiosity: A Study on Tasawwuf Pages on Facebook

eskiyeni, 2024

Popular religiosity refers to the dialectical relationship between religion and society, which is a term that refers to the prevalence of folk beliefs rather than scriptural religiosity. One of the channels through which this relationship can be investigated is through social media networks that allow users to share religious and cultural content. Popular religiosity attracts intense interest, especially in social media, with its different aspects, and taṣawwuf is one of the main areas in which popular religiosity is fed today. In this context, the relationship between taṣawwuf-themed pages opened on social media channels and popular religiosity is the main problem of this study. In this respect, the religious sources, reliability, etc., of the posts on the pages were analyzed. The study aims to reveal the appearance of taṣawwuf on social media as a source of popular religiosity. The study applied the content analysis technique using the qualitative research method. In this context, words related to taṣawwuf were scanned on Facebook, and it was determined that “Friends of Allah,” “Taṣawwuf,” and “Mawlānā” were used the most. Within the framework of this determination, one hundred and eighty posts on nine pages using these concepts were analyzed. Purposive sampling was used to select the pages, and the pages with the highest number of followers and sharing up-to-date content were included in the study. As a result of the study, it was observed that taṣawwuf content is reflected on social media in different forms, genres, and themes and that it sometimes evolves into a dimension that goes beyond taṣawwuf topics; the pages analyzed do not provide sufficient information about competence and transparency; and the number of interactions is low compared to the number of followers. When the relationship of the analyzed posts with the dimensions of religion is evaluated, it is found that the dimension of worship has the highest rate, the dimension of emotion and morality follows it at close rates, the dimension of belief and thought remains at a low level; the level of inclusion of scholarly sources is weak; and the words of religious-ṣūfī figures are predominantly prominent. In addition, it has been observed that the Ṣūfī content on the analyzed pages covers various topics such as dhikr-prayer, congratulations, condolences, commemoration, decency, and good morals. As a result, it has been understood that taṣawwuf in social media manifests itself as a syncretic issue closely related to popular religiosity.

Sosyal Medyada Müslüman Kimlik Algısı: İslami Fenomenler ve Twitter Örneği* Filiz ÇÖMEZ POLAT** Göklem TEKDEMİR*** Perception of Muslim Identity in Social Media: Islamic Phenomena and Twitter

Sosyal Medyada Müslüman Kimlik Algısı: İslami Fenomenler ve Twitter Örneği, 2020

Öz Bu çalışmada Türkiye'de yaşayan, kendisini dindar (Müslüman) olarak tarif eden ve sosyal medyada "İs-lami fenomen" olarak görülen hesap sahiplerinin; "Müslüman olmaya ve İslami yaşama" ilişkin söylem-sel kaynakları incelenmektedir. Başka bir deyişle; İslami fenomenlerin Müslüman kimliğe ve İslami yaşam tarzına dair görüşlerini belirtirken hangi dilsel kaynakları (açıklayıcı repertuarlar) kullandıkları Eleştirel Söylemsel Psikoloji yaklaşımı ile ele alınmaktadır. Araştırmanın verileri farklı söylem repertuarlarına ulaşma fırsatı veren ve Türkiye'de kullanıcı sayısı oldukça yüksek olan Twitter üzerinden toplanmıştır. Belirlenen 5 sosyal medya kullanıcısının (Cübbeli Ahmet Hoca-164 bin takipçi, Caner Taslaman-186 bin takipçi, Said Ercan-645 bin takipçi, Nihat Hatipoğlu-487 bin takipçi, At Gözlüklü/Kendine Laik-153 bin takipçi) 2012-2018 yılları arasındaki tüm tivitleri incelenmiştir. Alıntılar Eleştirel Söylemsel Psikolojinin analitik kavramlarından biri olan açıklayıcı repertuarlar çerçevesinde analiz edilmiştir. Analiz sonucunda "doğru İslam" ve "ötekine karşı birlik olması gereken İslam" repertuarı olmak üzere iki temel açıklayıcı repertuar ortaya çıkmıştır. Doğru İslam repertuarı; İslamiyet'e uygunluk açısından dindar kesimin dav-ranışı ve taşıdığı değerlere vurgu yapmaktadır. Öteki'ne karşı birlik olması gereken İslam repertuarında ise; Müslüman kimliğinin ya da İslamiyet'e inananların üst bir kimlik olarak kurgulandığı görülmektedir. Abstract In this study, religious living in Turkey (Muslims) and who are known as "Islamic phenomenons" meaning constructions about "being Muslim and the Islamic lifestyle" are analyzed. In other words; the linguistic sources (interpretative repertoires) that Islamic phenomena use while expressing their views about the Muslim identity and Islamic lifestyle are addressed adopting a Critical Discursive Psychology approach. The data in this study was obtained from Twitter which is a widely preferred social media platform for many people in Turkey and it enabled us to have access to different discourses. 5 Islamic phenomena determined by the researcher (Cübbeli Ahmet Hoca-164 thousand followers, Caner Tasla-man-186 thousand followers, Said Ercan-645 thousand followers, Nihat Hatipoğlu-487 thousand followers , Horse Glasses/Self-Secular-153 thousand followers) whose tweets are examined in 2012-2018. The extracts have been analyzed within the framework of interpretative repertoires, one of the analytic concepts of Critical Discursive Psychology. Analyses showed that two basic interpretative repertoires have emerged called "true Islam" and "Islamic unity in a struggle with the other". "True Islam" repertoire emphasizes the behavior and values of the religious group in terms of being in line with Islam. Based on the repertoire of "Islamic unity in a struggle with other" the Muslim identity or the believers in Islam are constructed as a superior identity or as having a superior identity.

TERRORIST ACTIONS ON INTERNET AND SOCIAL MEDIA: PKK CASE

Journal of Terrorism and Radicalization Studies, 2022

Although every positive development in the international system has created various advantages for individuals and states, these positive developments or in other words technological developments can be actively used by terrorist organizations and may cause negative consequences for both individuals and states. The main purpose of this study is to make an analysis of the PKK terrorist organization by evaluating the purposes of the new environment of terrorist organizations with the development of the Internet. It is difficult to say that an organization that continues its actions under different names in the process that started with the Syrian civil war, which started with different names, is only carried out within the scope of traditional terrorist activities. For this reason, the analysis of the cyber activities of the PKK terrorist organization stands out as an important dimension.